• Sonuç bulunamadı

T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLER ANABĠLĠM DALI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLER ANABĠLĠM DALI"

Copied!
129
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

1 T.C.

ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLER ANABĠLĠM DALI

FRANÇAFRIQUE - FRANSA’NIN AFRĠKA’DA SĠYASĠ VE EKONOMĠK ETKĠSĠ: MADAGASKAR ÖRNEĞĠ

Yüksek Lisans Tezi

Faly Heriniaina Francky Randrianarison

Ankara – 2019

(2)

2 T.C.

ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLER ANABĠLĠM DALI

FRANÇAFRIQUE - FRANSA’NIN AFRĠKA’DA SĠYASĠ VE EKONOMĠK ETKĠSĠ: MADAGASKAR ÖRNEĞĠ

Yüksek Lisans Tezi

Faly Heriniaina Francky Randrianarison

Tez Danışmanı Prof. Dr. Melek FIRAT

Ankara - 2019

(3)

i ĠÇĠNDEKĠLER

ĠÇĠNDEKĠLER ... i

KISALTMALAR ... iv

GĠRĠġ ... 1

I. BÖLÜM: FRANSA’NIN AFRĠKA POLĠTĠKASI 1. SÖMÜRGESĠZLEġTĠRMEDEN GÜNÜMÜZE FRANSA’NIN ETKĠSĠNĠ SÜRDÜRME POLĠTĠKASI ... 6

1.1. Askeri ve Savunma Alanında ĠĢbirliği AnlaĢmaları ... 6

1.2. Parasal ĠĢbirliği AnlaĢmaları ... 13

1.3. KarĢılıklı Kalkınma Yardımı ... 17

1.3.1. Bağlı Yardım ... 17

1.3.2. BaĢlangıçta Fransız Etkisindeki Bölgenin GeniĢletilmesi ... 18

1.4. Etki Faktörleri: Frankofoni ve Fransız Dili ... 20

1.4.1. Kültürel ve Teknik ĠĢbirliği Ajansı (ACCT) ... 21

1.4.2. Frankofoni Zirveleri ... 21

1.5. Fransa-Afrika Zirveleri ... 23

1.5.1. Ġki Ana Tema: Ekonomi ve Güvenlik ... 24

1.5.2. Etki Bölgesinin GeniĢletilmesi ... 25

2. 90’LI YILLARDAKĠ YENĠDEN YAPILANMA: « NE GĠRĠġĠM NE ĠLGĠSĠZLĠK» ... 26

2.1. La Baule Zirvesi: Ekonomik Yardım için Demokrasi KoĢulu ... 26

2.2. RECAMP: Afrika’nın Savunma Alanında Güçlendirilmesi Ġçin Bir Program ... 28

2.3. Cotonou KonuĢması: Ġki Yeni Fikir ... 29

2.4. 2008 Yılından Ġtibaren Fransa'nın Afrika’da Güvenlik ve Savunma Politikasında Yeni Yönelimler ... 30

2.4.1. Savunma AnlaĢmalarının Yeniden Müzakeresi: ġeffaflık ve Çok Taraflılık ... 31

2.4.2. 2008: Fransa’nın Afrika’da Gerilemesine Doğru ... 33

2.4.3. 2013: Fransa’nın Mali’deki Serval Operasyonu’yla Afrika’ya Geri DönüĢü ... 34

(4)

ii 2.5. 2008’den Ġtibaren Fransa’nın Afrika’ya Kalkınma Yardımı Politikasında Yeni

Yönelimler ... 36

II. BÖLÜM: BAĞIMSIZLIĞINDAN GÜNÜMÜZE MADAGASKAR-FRANSA ĠLĠġKĠLERĠ 1. MADAGASKAR’IN BAĞIMSIZLIĞINI KAZANMASI VE ĠLK MALGAġ CUMHURĠYETĠ (1956-1970) ... 43

1.1. Bağımsızlığın Kazanılması ve Philibert Tsiranana’nın Oynadığı Rol .. 45

1.2. Philibert Tsiranana’nın BaĢkanlığı ... 47

1.3. Philibert Tsiranana’nın Rejiminin ÇöküĢü ... 50

1.4. General Ramanantsoa’nın Askeri Yönetimi: Fransa Birliği’nden KopuĢun BaĢlangıcı ... 52

1.4.1. Fransa ile ĠĢbirliği AnlaĢmalarının Yeniden Müzakere Edilmesi ... 52

1.4.2. Madagaskar’ın Frank Bölgesinden Ayrılması ... 53

1.4.3. Diego-Suarez’deki Fransız Askeri Üslerinin Kapatılması ... 54

2. ASKERĠ YÖNETĠMĠN SONA ERMESĠ VE DĠDĠER RATSĠRAKA’NIN ĠKĠNCĠ MALGAġ CUMHURĠYETĠ (1972-1975) ... 56

2.1. Madagaskar’ın Kültürel ve Ekonomik Devrimi ... 58

2.1.1. Eğitimin ve Yönetimin MalgaĢlaĢtırılması ... 59

2.1.2. Yabancı ġirketlerin KamulaĢtırılması ... 61

2.1.3. Ġkinci MalgaĢ Cumhuriyeti Döneminde Fransa-Madagaskar ĠliĢkileri ... 62

2.2. Didier Ratsiraka Rejiminin Hayal Kırıklığı Yaratan Sonuçları ve BeĢ Yıllık Sosyalizmin Ardından Madagaskar ... 64

3. ÜÇÜNCÜ MALGAġ CUMHURĠYETĠ (1993-2010) ... 65

3.1. Albert Zafy’nin Ġktidarının Sonu ... 66

3.2. Fransa’nın Lehine Siyasi DeğiĢim ... 68

3.3. 2001 CumhurbaĢkanlığı Seçimleri ... 68

3.4. Marc Ravalomana’nin Ġktidarı: Çok Taraflılık ve Fransa ile Ekonomik AyrıĢma ... 69

3.4.1. Ravalomanana’nın Kalkınma Politikası ... 70

3.4.2. 2009 Siyasi Krizi ve Andry Rajoelina’nın Ġktidara Gelmesi .. 71

(5)

iii

4. MADAGASKAR’IN DÖRDÜNCÜ CUMHURĠYET DÖNEMĠ (2010-2016) .... 73

4.1. Yüksek GeçiĢ Kurumunun Sonlanması ... 74

4.2. Hery Rajaonarimampiana Rejimi ve Hukuk Devletine DönüĢ Süreci . 75 4.3. Hery Rajaonarimampianina Rejiminin ve Siyasi Krizin Bilançosu ... 77

4.4. Dördüncü Cumhuriyet Döneminde Fransa-Madagaskar ĠliĢkileri ... 80

III. BÖLÜM MADAGASKAR’DA FRANSIZ ETKĠSĠNĠN SINIRLILIKLARI VE YENĠ AKTÖRLERĠN ORTAYA ÇIKIġI 1. FRANSA’NIN MADAGASKAR ÜZERĠNDEKĠ ETKĠSĠNĠN SINIRLILIKLARI ... 84

2. MADAGASKAR’DA YENĠ AKTÖRLERĠN ORTAYA ÇIKIġI ... 87

2.1. Çin’in Ekonomik ve Siyasi Bir Güç Olarak Madagaskar’daki YükseliĢi ... 88

2.1.1. Çin’in Madagaskar Ekonomisindeki Yeri ... 89

2.1.2. Madagaskar’daki Çin Diplomasisi ... 91

2.1.3. Fransa’nın Çin KarĢısındaki Pozisyonu ... 92

2.2. ABD’nın Madagaskar’daki Varlığı ... 93

2.2.1. ABD’nın Marc Ravalomanana’yı Desteklemesi ... 95

2.2.2. 2009 Krizi Sonrası ABD ile Fransa Arasındaki KarĢıtlık ... 96

2.3. Hindistan’ın Madagaskar’daki Varlığı ... 98

SONUÇ ... 100

KAYNAKÇA ... 106

ÖZET ... 120

ABSTRACT ... 121

(6)

iv KISALTMALAR

AB Avrupa Birliği

ABD Amerika Birleşik Devletler

ACCT Kültürel ve Teknik İşbirliği Ajansı (Agence de Coopération Culturelle et Technique)

ACOTA Afrika’daki Kriz Durumları Operasyonları Eğitim ve Yardımı (African Contingency Operations Training Assistance)

ACPP Afrika’da Uyuşmazlıkların Önlenmesi için Ortak Fon (Africa Conflict Prevention Pool)

AEF Fransız Ekvator Afrikası (Afrique Equatoriale Française)

AGOA Afrika Büyüme ve Fırsat Yasası (African Growth and Opportunity Act)

AKFM Madagaskar’ın Bağımsızlığı için Ulusal Kongre Partisi (Antoko'ny Kongresin'ny Fahaleovantenan'i Madagasikara) AOF Fransız Batı Afrikası (Afrique Occidentale Française)

APD Resmi Kalkınma Yardımı (Aide Publique au Développement) BCEAO Batı Afrika Ülkeleri Merkez Bankası (Banque Centrale des Etats

de l’Afirque de l’Ouest)

BEAC Orta Afrika Ülkeleri Bankası (Banque des Etats d’Afrique Central)

BM Birleşmiş Miletler

CEDEAO Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (Communauté Economique des Etats de l’Afrique de l’Ouest)

CEMAC Orta Afrika Ekonomik ve Parasal Birliği (Communauté Economique et Monétaire de l’Afrique Centrale)

CFA Afrika Finansal Topluluğu Frankı (Franc de la Communauté Financiere Africaine)

CLAC Okuma ve Kültürel Etkinlik Merkezleri (Centre de Lecture et d’Animation Culturelle)

EDBM Madagaskar Ekonomik Kalkınma Kurulu (Economic

Development Board of Madagascar)

FED Avrupa Kalkınma Fonu (Fond Européen de Dévoloppement) FFKM Madagaskar Hıristiyan Kiliseler Birliği (Fiombonan’ny

Fiangonana Kristiana Malagasy)

(7)

v FISEA Afrika İşletmelerine Yatırım ve Destekleme Fonu (Fond

d’Investissement et de Soutien aux Entreprises en Afrique) GSYİH Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

HAT Yüksek Geçiş Kurumu (Haute Autorité de la Transition) HCC Yüksek Anayasa Mahkemesi (Haute Cours Constitutionnelle) HVM Madagaskar Yeni Gücü Partisi (Hery Vaovao ho an'i Madagasikara)

IDE Yurtdışında Doğrudan Yatırım (Investissements Directs Etrangers)

IEM Madagaskar Yükselişi Girişimi (Initiative Emergence Madagascar)

IMF Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund) MAP Madagaskar Eylem Planı (Madagascar Action Plan)

MAPAR Başkan Andry Rajoelina İle Partisi (Miaraka Amin’ny Prezida Andry Rajoelina)

MASA Afrika Gösterileri Sanatları Fuarı (Marché des Arts et du Spéctacle Africain)

MBA İş İdaresi Yüksek Lisansı (Master of Business Administration) MCA Millennium Challenge Hesabı (Millennium Challenge Account) MDRM Madagaskar’ın Kurtuluşu için Demokratik Hareket (Mouvement

Démocratique pour la Rénovation Malgache)

MISCA Orta Afrika Cumhuriyeti’nde Uluslararası Destek Misyonu (Mission Internationale de Soutien à la Centrafrique)

MISMA Mali’ye Uluslararası Destek Misyonu (Mission Internationale de Soutien au Mali)

OIF Uluslararası Frankofoni Örgütü (Organisation Internationale de la Francophonie)

ORSTOM Denizaşırı Topraklar Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Ofisi (Office de la Recherche Scientifique et Technique Outre-Mer) PADESM Malgaş Mirastan Yoksun Bırakılanlar Partisi (Partie des Déshérité

Malgache)

PME Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler (Petite ou Moyenne Entreprise) PROPARCO Ekonomik İşbirliği Teşvik ve Katılımı (Promotion et Participation

pour la Coopération Economique)

PSD Sosyal Demokrat Parti (Partie Sociale Démocrate)

(8)

vi RECAMP Afrika Barışı Koruma Kapasitesinin Güçlendirilmesi

(Renforcement des Capacités Africaines de Maintien de la Paix) RNB Gayri Safi Milli Hasıla (Revenue Nationale Brut)

RNM Madagaskar Ulusal Radyosu (Radio Nasionaly Malagasy)

SADC Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (Southern African Development Community)

SAGP Satın Alma Gücü Paritesi

SECREN Gemi Onarım, Bakım ve Yapım Şirketi (Société d’Etudes, de Consctruction et de Réparation Navales)

SFIO İşçi Enternasyonali Fransa Bölümü (Section Française de l'Internationale Ouvrière)

SINPA Tarım Ürünlerinin Ulusal Çıkar Firmaları (Sociétés d’Intérêt National des Produits Agricoles

SOLIMA Malgaş Petrol Şirketi (Solitany Malagasy) SSCB Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Birliği

TIM Madagaskar’ı Severim Partisi (Tiako i Madagasikara) TOM Denizaşırı Topraklar (Territoire d’Outre Mer)

TPE Çok Küçük İşletmeler (Tres Petite Entreprise)

TVM Madagaskar Ulusal Televizyonu (Televiziona Malagasy)

UEMOA Batı Afrika Ekonomik ve Parasal Birliği (Union Economique et Monétaire Ouest Africaine)

UMAC Orta Afrika Parasal Birliği (Union Monétaire de l’Afrique Centrale)

UMOA Batı Afrika Parasal Birliği (Union Economique et Monétaire Ouest Africaine)

UPC Kamerun Halkları Birliği (Union des Populations de Cameroun)

(9)

1 GĠRĠġ

Fransa ve Afrika arasındaki ilişkilerin tarihi yüzyıllar öncesine uzanmaktadır. Bu ilişkilerin tarihi, köleliğin olduğu döneme; Madagaskar’da, Gine ve Senegal kıyılarında, Bourbon Adası’nda (günümüzdeki adı ile Reunion) ve Fransa Adası’nda (günümüzdeki adıyla Mauritius) ticaretin gelişiminin gözlemlendiği XVII. yüzyıla kadar uzanmaktadır1. Fransa ve Afrika arasındaki ilişkiler, sömürge döneminin başlangıcı olarak görülen XIX. yüzyılda da devam edecektir. Alman Şansölyesi Otto Von Bismarck’ın girişimiyle 15 Kasım 1884 - 26 Şubat 1885 arasında gerçekleştirilen Berlin Konferansı ya da Afrika Hakkında Konferans, Avrupalı güçler tarafından Afrika’da büyük bir parçalanmanın başlangıcına işaret etmektedir. Batılı devletler Afrika’da gerçek sömürge imparatorlukları kurmuşlardır. Katılımcı ülkeler arasında yer alan Fransa, dünyanın ikinci, Afrika’nın ise birinci sömürge gücüne dönüşecektir.

Sömürgecilik döneminde, Fransa etkisindeki Afrika toprakları oldukça geniş bir alanı kaplamaktadır. Bu bölgeler; Batı Afrika’nın büyük bir bölümünü, Senegal’i (Fransız Batı Afrikası ya da AOF-Afrique Occidentale Française ), Oubangui-Chari’yi (Fransız Ekvator Afrikası veya AEF) ve Madagaskar’ı, Komorlar’ı, Reunion Adası’nı ve son olarak da Cibuti’yi içermektedir. Birleşik Krallık hariç, diğer Avrupa ülkeleri Afrika’da görece daha sınırlı bir varlığa sahiptirler. Sadece Etiyopya ve Liberya, Fransız ve Avrupa sömürgesi olmaktan kurtulabilmişlerdir.

Fransa’nın Afrika’daki sömürge politikası asimilasyon ve işbirliği olarak nitelendirilebilir. Fransa, bağımsızlıklarını kazanmaları ile beraber, Afrika’da bulunan sömürgelerini uluslararası baskı nedeni ile kaybetmiş olmasına rağmen, bu ülkeler üzerindeki nüfuzunu kaybetmemiştir. Afrika’daki yeri ve rolü, hiç kuşkusuz çok önemli olan Fransa’nın, Afrika ülkelerinin sömürgesizleştirilmesinden bugüne kadar uyguladığı

1 A. Sinou, Comptoirs et villes coloniales du Sénégal, Khartala et Orstom, Paris, 1993, s.8.

(10)

2 etki politikası bazı gözlemciler tarafından neo-sömürgecilik olarak nitelendirilmiştir.

Bazıları «jeopolitik etki amacıyla Fransız-Afrika işbirliğinin araçsallaştırılması…»2 görüşünü dile getirirken, diğerleri için bu durum, Fransa’nın eski kolonilerine yönelik paternalist politikasının sadece bir devamı niteliğindedir. Bu tezde, başlıca meseleleri belirlemek için Afrika’daki Fransız politikasının tüm boyutlarına (ekonomik, finansal, askeri, kültürel, vb.) değinmenin önem taşıdığı görülmektedir.

Coğrafi açıdan tutarlılık için, bu tez, Madagaskar ve Sahra-altı Afrika bölgelerini kapsayan eski Fransız sömürgelerine odaklanmaktadır. Diğer bir deyişle, Mağrip ülkeleri dâhil edilmeyecektir. Aksi takdirde Ortadoğu bölgesinin de ele alınması gerekirdi ki bu bölge tezin konusunun içinde yer almamaktadır.

Fransa’nın Afrika politikası rastlantısal değildir; eski sömürgelerinin bağımsızlıklarını kazanmaları nedeniyle oluşan boşluğu doldurma isteğinin bir sonucudur. Üstelik Soğuk Savaş, Fransa da dâhil olmak üzere Batılı devletleri, dünya çapında güçler olarak, statülerini sağlamlaştırmak için kendi etki bölgelerini korumaya itmiştir. Eski Fransız sömürgelerinde, özellikle Sahra-altı Afrika’daki siyasi partilerin ve grupların hepsinin bağımsızlık kazanma taraftarı olmadığı unutulmamalıdır. Afrika devletlerinin Felix Houphouet-Boigny (Fildişi Sahili) gibi bazı liderleri, Fransa’yı, bir taraftan Fildişi Sahili’nde iktidarın arkasındaki güç olarak, diğer taraftan da bu bölgede yaşayanlar için bir çekim alanı olarak kabul etmekteydiler3.Hatta General de Gaulle’ün başkanlık ettiği, 13 Haziran 1958 tarihli bakanlar kurulu toplantısında, Fildişi lideri kendi fikirlerini şu şekilde ifade edecektir : «Sahra-altı Afrika temsilcilerinin hemen hemen hepsi oybirliği ile ayrılığa karşı olumsuz tutum almışlardır» 4.

2 F. Petiteville, «Quatre décennies de coopération franco-africaine usage et usure d’un clientélisme», Etudes Internationales, vol. 27, n°3, (1996), s.572.

3 F. Grah Mel, Félix Houphouet-Boigny : La fin et la suite, Karthala, Paris, 2010, s.19.

4 C.R. Ageron ve M. Michel, L’Afrique noire Française: l’heure des indépendances, CNRS, Paris, 2015, s.241.

(11)

3 Fakat Fransa, 11 Şubat 1918’de Amerikan Başkanı Woodrow Wilson’un mesajında belirttiği ve 60’lı yıllarda, birçok ülkenin, özellikle Afrika’nın sömürgesizleşmesiyle sonuçlanan «ulusların kendi kaderini tayin hakkını» destekleyen bu uluslararası bağlamı görmezden gelemezdi5.

Afrika’da, Fransa ile ilgili görüşler farklılık göstermektedir. Bir yandan, sosyal koruma ve yaşam standartları, düşünce özgürlüğü, politikaları ve kültürünün zenginliği açısından takdir edilirken, öte yandan, eski kolonilerine yönelik aşırı paternalist politikası birçok yönden sert bir şekilde eleştirilmektedir. Afrika ülkelerinin bağımsız olmalarının üzerinden elli yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen, günümüzde, Fransa Afrika devletlerinin yaşadığı problemlerin temel nedeni olarak suçlanmaktadır.

Hatta Afrika ülkelerinin (çoğunlukla Fransızca konuşan) karşı karşıya kaldığı bu zorlukların sömürge geçmişlerinden kaynaklandığı düşünülmektedir.

Bu eleştiriler o kadar paradoksaldır ki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, 2008’de Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki Cape Town’da yaptığı bir konuşmada kendini şu şekilde ifade etmiştir: «Kendimizi, Afrika yanındaki politik, askeri ve ekonomik duruşumuzun, birçokları tarafından samimi bir yardım olarak değil, sömürgeci bir girişim olarak algılandığı; fakat aynı zamanda, kayıtsızlık, bir geri çekilme ya da bir tarafsızlık durumunda terk ettiğimiz ya da nankörlükle eleştirildiğimiz bir durum içinde bulmaktayız» 6. Bu bize, Fransa’ya dönük ikili bir niyeti ve hatta eğer Fransa’nın Afrika’daki politikası doğru bir şekilde ele alınacak olursa, Afrika liderlerinin bir kısmının Fransa’nın kara kıtadaki varlığını desteklediklerini göstermektedir. Bu ikinci

5 D. Gingras, L’autodétermination des peuples comme principe juridique, Laval théologique et philosophique (Université de Laval), Laval, 1997, s.367.

6 Nicolas Sarkozy’nin 28 Şubat 2008’de Güney Afrika’nın başkenti Cap Town’daki konuşması http://www.diplomatie.gouv.fr/fr/IMG/pdf/PARLEMENT_AS.pdf. (sitenin ziyaret edildiği tarih: 25 Eylül 2016).

(12)

4 noktada, Antoine Glasser “Afrika-Fransa” adlı eserinde, Afrika liderlerinin nasıl usta oyunculara dönüştüğünü çok iyi bir şekilde ortaya kaynaktadır.7

1957-1958’de Fransa meclisinde yaşanan tartışmalar ve denizaşırı topraklardaki elitlerin baskısı nedeniyle oluşan yasal karmaşa, Fransa ve eski sömürgeleri arasındaki ilişkilerin Paris’ten dikte edilmesinden kaynaklanan sistemin sorununu gündeme getirmiştir. Madagaskar Hükümet Konseyi Başkan Yardımcısı Philibert Tsiranana,

«Birlik » kelimesini ortaya attı ve bu kelime Fransa-Afrika ilişkilerinin tonunu belirledi8 ve böylelikle, General de Gaulle «Fransız Birliği» projesini ortaya koydu.

General de Gaulle, 28-29 Ağustos 1958’de, insanları kendi projesine katılmaya ikna etmek amacıyla, Afrika sömürgelerinin başkentlerini kapsayan bir gezi gerçekleştirdi ve Afrikalılar bu öneriyi hevesli bir şekilde karşıladılar. 28 Eylül 1958 tarihinde, Madagaskar ve Sahra altı Afrika’dan 11 sömürge yeni anayasayı kabul edip topluluğa katıldı (sadece Gine reddetti ve Paris ile işbirliği anlaşmasını imzalamadan çok hızlı bir şekilde bağımsız oldu)9. De Gaulle, meşhur Jacques Foccart’ın (1960 – 1974 tarihleri arasında Afrika ve Madagaskar işlerinden sorumlu Elysée Genel Sekreteri) da içinde bulunduğu yönetim kadrosuyla birlikte, Afrika’da bir güç siyaseti başlattı ve bağımsızlığını yeni kazanan frankofon (Fransızca konuşan) ülkelerin kaderini, iyi ya da kötü yönde, değiştirdi. Bu siyasi nüfuzu göstermek için Jacques Foccart’ın şu sözü dile getirdiğini hatırlatmakta fayda vardır: «Fransa için iyi olan bir şey, Afrika için de iyidir» 10.

Charles de Gaulle’ün halefleri, aynı etki politikasını 50 yılı aşkın bir süre devam ettireceklerdir. 1991 yılında, Sovyetler Birliği’nin dağılması (Soğuk Savaş’ın sonunu

7 A. Glaser, AFRIQUE-FRANCE quand les dirigeants africains deviennent les maîtres du jeu, Fayard, Paris, 2014, s.11.

8 Ageron ve Michel, op.cit., s.241.

9 C. Caitucoli, Charles De Gaulle et la Francophonie : un père fondateur ambigu, Université de Rouen, Rouen, 2007, s.170.

10 A. Glaser, op.cit., s.11.

(13)

5 belirleyerek) Fransa’nın Afrika’daki konumunu güçlendirdi. Nicolas Sarkozy, 2007’de, Fransa Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı olarak seçilip görevinin başına geldiğinde kınadığı Fransız hegemonik politikası ile bir tür kopuş gerçekleştirmeye çalıştı. Fakat pratikte bu kopuş, gerçekleşmemiştir.

Bu tezin ilk bölümünde, bağımsızlıktan günümüze kadar olan süreçte Sahra altı Afrika’daki genel Fransız etki politikası incelenecektir. Bu bölümde Fransız politikası askeri, ekonomik, finansal ve kültürel boyutlarıyla birlikte ele alınacaktır. Ardından, ikinci bölümde, Madagaskar’daki Fransız politikası, 60 yıllık bağımsızlık döneminde Fransa-Madagaskar ilişkilerin Fransa’nın dominant etkisi gösterilerek anlatılacaktır.

Son olarak, tezin üçüncü bölümünde ise, Soğuk Savaş sonrasında Fransa karşısında Çin ve ABD (Amerika Birleşik Devletler) gibi güçlerin Madagaskar’daki etkisi açıklanacaktır.

(14)

6 I. BÖLÜM:

FRANSA’NIN AFRĠKA POLĠTĠKASI

1. SÖMÜRGESĠZLEġTĠRMEDEN GÜNÜMÜZE FRANSA’NIN ETKĠSĠNĠ SÜRDÜRME POLĠTĠKASI

Afrika ülkelerinin sömürgesizleştirilmeleri dönemindeFransa, kıtadaki stratejik ve ekonomik avantajlarından vazgeçmeye hazır değildi. Üstelik Soğuk Savaş bağlamı Batılıları, Sovyetlerin genişlemesine karşı koymak için Afrika’daki nüfuz bölgelerini korumaya itmişti.

Bu nedenle, söz konusu dönemdeki Fransa Başbakanı Michel Debré, gelecekte Gabon Cumhuriyeti’nin Devlet Başkanı olacak olan Léon M’Ba’ya, 5 Temmuz 1960’ta gönderdiği resmi bir mektupta «Bir devlete, bağımsız olduktan sonra mevcut işbirliği anlaşmalarına saygı göstermeyi taahhüt etmesi koşuluyla, bağımsızlığı verilir. Aynı anda yürürlüğe giren iki sistem mevcuttur. Bunlar; bağımsızlık ve işbirliği anlaşmalarıdır. Biri olmadan diğeri de olmaz»11 diyerek çok net bir mesaj göndermiştir.

Fransa, birçok eski sömürgesiyle güvenlik, para, kalkınma yardımı ve kültür gibi farklı alanlarda işbirliği anlaşmaları imzalamıştır. Bu durum yeni bağımsız devletler için, sömürge döneminde yaşadıkları boyunduruk altındaki durumlarının devamı niteliğindedir.

1.1. Askeri ve Savunma Alanında ĠĢbirliği AnlaĢmaları

Altmışlı yılların başlarında, eski Fransız kolonilerinin bağımsızlıklarını kazandıkları sömürgesizleşme döneminde, Fransa bu yeni devletler ile askeri ve

11 A. Bourgi, Aux Racines de la France-Afrique : la dégradation de l’image de la France en Afrique, Centre Thucydide, Paris, 2009, s.1.

(15)

7 savunma alanlarında işbirliği anlaşmaları imzalamaya başlamıştır. Bu anlaşmaları gerekçelendirmek için öne sürülen ilk neden, henüz yetersiz ve düzensiz olan ulusal ordunun eğitilmesi olmuştur. Bu anlaşmalar, Afrika’daki askeri kadroların Fransa’da eğitilmesini ve hatta özel askeri teçhizatların Fransa tarafından yeni ortakları için tedarik edilmesini içermekteydi. Bu durum, anlaşma imzalayan devletlerin topraklarında askeri danışman olarak Fransız subayların varlığını sürdüreceğini ifade etmekteydi. Dışarıdan ya da içeriden gelen bir saldırı durumunda, yeni devletlerin orduları savunmasız kalacaktı.

Gine dışındaki bütün frankofon devletler, Fransa ile yapılan askeri yardım anlaşmalarını sürdürmüşler ve bu devletlerden bazıları (Senegal, Fildişi Sahili, Gabon, Cibuti, Togo ve Kamerun) ayrı bir savunma antlaşmasıyla da korunmuşlardır.

Ayrıca bu askeri ve savunma işbirliği anlaşmaları yoluyla, frankofon Afrika devletlerinin yöneticileri ve liderleri kendilerine dışarıdan bir saldırı olması durumunda Fransa’nın (yani Fransız ordusunun) söz konusu bölgeye müdahale etmesine izin vermişlerdir. Bunu yapmak için, Fransa’nın müdahalesini (ihtiyaç durumunda) kolaylaştırmak amacıyla bu anlaşmaları imzalayan devletlerin ülkelerinde Fransız askeri üsler kurulmuştur.12

Başlangıçtaki anlaşmalarda, Fransa’nın, sadece üçüncü ülkelerden veya ülke dışındaki silahlı gruplardan gelen tehdit ya da saldırı durumunda müdahale etmesi öngörülmüştür. Üstelik Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 2. maddesinin 4. ve 5.

paragraflarında ifade edildiği gibi, örgüt üyeleri, diğer üye devletlerle olan ilişkilerinde, herhangi bir devletin toprak bütünlüğüne veya siyasi bağımsızlığına karşı, Birleşmiş

12 R. Luckman, Military-Militarisation and Demilitarisation in Africa, Instute of Development and Anthropology (Birmingham, NY), 1992, s.99.

(16)

8 Milletler’in amaçlarıyla çelişen herhangi bir başka şekilde, tehdit veya güç kullanımından kaçınmak durumundadırlar. Aynı şekilde, Birleşmiş Milletler’e üye devletler bu anlaşmanın hükümlerine uygun olarak, örgütün gerçekleştirdiği her türlü eylemde örgüte her türlü yardımı yaparlar veBirleşmiş Milletlerin tarafından kendisine karşı önleme ya da zorlama eylemine çizilen herhangi bir devlete yardım etmekten kaçınırlar13. O halde, uluslararası hukuk, bir iç çatışma veya ayaklanma durumunda Fransa’nın müdahalesine izin vermemektedir. Burada, dışarıdan saldırı ve ayaklanma ifadeleri arasındaki fark oldukça muğlâktır.

Bu askeri ve savunma işbirliği anlaşmalarının iki büyük hedefi bulunmaktaydı.

Bu hedeflerden ilki, Afrika devletlerinin güvenliğini ve Fransa’dan güç alan yöneticilerinin çıkarlarının sağlamaktır. Bu şekilde oluşturulan güvenlik, politik anlamda masum değildi. Fransız askeri yetkililer, Fransa’nın askeri doktrinini derinden etkileyen savaş deneyimine sahiplerdi. Hindiçin’deki (1946-1954) devrim karşıtı savaşta ve Cezayir’de (1954-1962) on beş yıl süren savaşta bu deneyimi kazanmışlardı.

Benzer bir savaşı (daha indirgenmiş bir boyutta) 1959 yılının Aralık ayının sonunda Kamerun’da UPC’ye (Union des Populations de Cameroun/Kamerun Halkları Birliği) karşıda sürdürmüşlerdi.14 UPC, Ruben Um Nyobe (daha sonra partinin genel sekreteri olan) tarafından 1948 yılında sömürge yönetiminde toplumsal adaletsizliklerle mücadele etmek amacıyla kurulan ve de sömürgeciliğin ilkelerini kabul etmeyen Kamerun milliyetçisi bir partidir15. Fransa, UPC’ye karşı, amacı partiyi tamamen çökertmek olan psikolojik bir savaş başlatmıştır. Kamerun askeri gücünün kurulması için yapılan düzenlemeler, aslında, diğer frankofon ülkelerin ordularındaki düzenlemelerin de temeli haline gelmiştir. Bu anlaşmaların diğer büyük hedefi ise,

13 Birleşmiş Milletler antlaşması 2. Maddesi: https://www.tbmm.gov.tr/komisyon/insanhaklari/pdf01/3- 30.pdf (sitenin ziyaret edildiği tarih: 25 Eylül 2016).

14 A. Conchiglia, «La Françafrique est née au Cameroun», Le Monde Diplomatique, Mars 2011.

15 La naissance de l’UPC : http://www.kamerun-lesite.com/104/la-naissance-de-l-upc-1947-1948/ (sitenin ziyaret edildiği tarih: 25 Eylül 2016).

(17)

9 frankofon devletleri, sürdürülebilir biçimde, Fransa’nın jeostratejik planlamasına entegre etmekti.

Uygulamada Fransa-Afrika askeri işbirliği anlaşmalarında hala kesin bir netlik yoktur. Teorik olarak, bir taraftan yeni ordular ve iç güvenlikten sorumlu ulusal jandarma arasında görev paylaşımının yapılması, diğer taraftan da Fransa’nın müdahale güçleri aracılığıyla bölgeyi dış tehditlere karşı savunması gerekiyordu. Fakat gerçekte, dış güvenlik ve iç güvenlik arasında bir ayrım yapmak mümkün değildi. Gerçekten de askeri anlaşmaların net olmayan yapısı, Fransa ve uluslararası hukuk kurallarını göz ardı eden bu devletler arasında gizli anlaşmalar ve hükümler ya da gizli kararların var olduğunu göstermektedir.

Esasen, Fransız parlamentosu bu gizli hükümlerden çoğu zaman haberdar bile değildi16. Bu nedenle, Fransızların dost-devletlere bu askeri müdahalesinin sınırlarını belirlemek oldukça güçtür. Öyle ki bazı hükümler belirsizliğini korumakta, hatta bunlara erişmek mümkün olmamaktadır.

Bu uygulama, Sahra altı Afrika ülkelerindeki Fransız askeri etki politikasında bir ana motif oluşturacak ve Fransa’nın aleni müdahaleci politikasında elli yılı aşkın bir süre boyunca belirleyici olacaktır.

Bu askeri anlaşmalar ve askeri üslerin tesisi17 aynı zamanda, Fransa’nın diğer büyük güçlerin Afrika’da sahip olmadıkları bir pozisyona sahip olmasını sağlamıştır.

Dolayısıyla, bazı yazarların iddia ettiği gibi, bağımsızlıktan sonra neo-sömürgeciliğin farklı bir biçimi Fransa tarafından örtülü bir biçimde gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle eski Fransız kolonilerinin bağımsızlıklarının sadece teorik, hatta kurgusal olduğu söylenebilir. Dünyadaki hiçbir ülke, Fransa’nın 1960’tan günümüze kadar Afrika

16 M. Pilon, La Politique africaine au parlement français: journée-débat du 30 septembre 1997, éditions KARTHALA, Paris,1998, s.133.

17 R. Luckham, op.cit., s.99.

(18)

10 üzerinde sahip olduğu stratejik ve askeri pozisyona sahip olmamıştır. Eski Fransız sömürgeleriyle imzalanan askeri anlaşmalar, Fransa’nın Afrika’daki askeri varlığını neredeyse kalıcı hale getirmesini kolaylaştırarak Fransa’ya hiçbir devletin sahip olmadığı bir avantaj sağlamıştır. Bu nedenle Fransa’ya «Afrika’nın Jandarması»18 ifadesi atfedilmiştir. 22 Nisan 2007’de19 Nicolas Sarkozy’nin iktidara gelmesiyle birlikte, Fransa bazı Afrika ülkeleri ile savunma anlaşmaları ile ilgili bir revizyon başlatmış, fakat bu Fransa’nın Afrika politikasında radikal bir değişime yol açmamıştır.

Bu konuya daha sonra detaylı bir şekilde değinilecektir.

Daha önce de belirtildiği gibi, askeri ve savunma işbirliği anlaşmaları Fransa’ya anlaşma yapılan devletin topraklarına sadece askeri üslerini kurma olanağı sağlamakla kalmamış, aynı zamanda söz konusu devletin askeri personelinin eğitim ve denetimini ve böylelikle savaş donanımlarının teminini gerçekleştirmesini sağlamıştır. Bu planın öncelikli hedefleri; Fransız sömürge güçleriyle yer değiştirmesi amacıyla daha az personele sahip ulusal ordunun oluşturulması, Fransız ordusunda görev yapan Afrikalı askerlerin yeni askeri birliklere entegrasyonu ve Afrikalı subay ve astsubayların komuta görevleri için hızlandırılmış eğitimiydi. Bu durum, bağımsızlığını yakın zamanda kazanan genç Afrika devletlerinin sömürgeleştirilmeleri süresince, Fransa’nın eski askeri görev ve manevralarının aktarılması anlamına geliyordu20.

Genellikle, askeri işbirliği ve anlaşmalar nadiren hukuksal açıdan yanlış bulunup önlenmiştir. Ancak, bazı durumlar, tartışmalara yol açmış ve böylece uluslararası kamuoyunun çok güçlü tepkisine neden olmuştur. Bu noktada, Ruanda soykırımı örnek gösterilebilir. Fransa, 1994 yılındaki büyük soykırımın sorumlusu olan Ruanda ordusunu donatmak ve eğitmekle suçlanmıştır.

18 H. d’Almeida-Topor, L’Afrique, Le Cavalier Bleu éditions, Paris, 2009, s.95.

19 B. Cautres, Enquête post-électorale en 2007, Centre de recherche Politiques/Sciences Politiques, Paris, 2007, s.9.

20 Luckham, op.cit., s.97.

(19)

11 Fransa ile askeri ve savunma işbirliği anlaşmaları imzalayan Afrika devletleri çoğunlukla Fransa’nın eski kolonileridir. Bu devletler, Orta Afrika Cumhuriyeti (1960), Kongo Cumhuriyeti, Kamerun (1974), Gabon Cumhuriyeti (1960), Senegal Cumhuriyeti (1973), Çad, Fildişi Sahili (1961), Komor Adaları (1978), Zaire (şimdiki Kongo Demokratik Cumhuriyeti), Togo (1963) ve Cibuti (1977)dir.21 Çoğunlukla 1960- 1961 yılları arasında, bazıları karşılıklı bir temelde yani Fransa ve tek tek ilgili devletler arasında, diğerleri ise bölgesel ve müşterek savunma anlaşmaları olarak, örneğin Fransa ve Orta Afrika’daki dört devlet (Orta Afrika Cumhuriyeti, Gabon, Kongo Cumhuriyet, Çad) arasında müzakere edilen bir dizi savunma ve askeri yardım anlaşmasıyla yeni ilişkiler resmi bir biçimde kurulmuştur. Diğer devletler askeri işbirliği konusunda kendilerini sınırlamıştır. Sömürgesizleştirmeden itibaren askeri işbirliği anlaşmasını imzalamayan bazı devletler daha sonra bunu yapmak zorunda kalmışlardır çünkü Afrika’daki bağımsızlıklara, bölgesel ve iç çatışmaların hızlıca artması eşlik etmiştir.

Bununla birlikte, Fransız sömürgesi olan bütün devletler (Gine Konakri hariç) Fransa ile savunma anlaşmaları imzalamışlardır. Kongo (1972’de), Moritanya22 ve Madagaskar23 (1973’te) gibi devletler ise, daha sonradan geri çekilmişlerdir. 1972 yılının Mart ayında, Elysée’de kabul edilen Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı, dönemin Fransa Devlet Başkanı Pompidou'ya, Kongo Hükümeti’nin, özellikle uzlaşma, kültürel ve teknik işbirliği ve dış politika alanında anlaşmalar yapma niyetini bildirmiştir. Dolaysıyla başlangıçtaki askeri işbirliği antlaşmasından çekilmiştir.24 Moritanya İslam Cumhuriyeti, Fransız ve Moritanya yetkilileri arasında gerçekleşen yazışmalarla, 19 Haziran 1961 İşbirliği Antlaşması’nda yer alan askeri

21 P. Leymarie, «France-Afrique les accords militaires nouvelle génération», Le Monde Diplomatique, 11 Haziran 2009.

22 «15 Şubat 1973 : Dış politika konusundaki işbirliği ile ilgili yazışmalar»,

http://fothman.free.fr/Accbitxt/Pol/mr_pol/mrpol150273coop/mrpol150273coop.html. (sitenin ziyaret edildiği tarih: 20 Haziran 2016).

23 Luckham, op.cit., s.98.

24 G. Conac ve G. Feuer, “La révision des accords militaires Franco-Africains et Franco-Malgache”, Annuaire français de droit international, vol. 19, Paris, 2016 s.723.

(20)

12 anlaşmaları yürürlükten kaldırmıştır. Moritanya’nın Fransa ile askeri işbirliği anlaşmalarından çekilmesi iki şekilde açıklanabilir: Moritanya’nın özellikle Mağrip ülkeleri olmak üzere Arap devletleriyle yakınlaşması ve kendi ekonomik bağımsızlığı üzerinde baskı oluşturan yabancıların ekonomik çıkarlarını koruyan ipotekten kurtulma arzusu. Madagaskar’a gelince, Fransız askeri üsleri ve işbirliğine karşı gerçekleşen 13 Mayıs 1972 tarihli halk devrimi, Fransa ile olan işbirliği anlaşmalarının revize edilmesine yol açmıştır. Diégo-Suarez’deki Fransız askeri üssünün kapatılmasını ve Madagaskar’daki Fransız birliklerinin geri çekilmelerini öngören Fransa - Madagaskar anlaşmaları25 4 Haziran 1973’te Madagaskar Üst Kurulu’nca (Antananarivo’da) onaylanmıştır.

Fransa’nın, eski sömürgeleri üzerindeki etkisine bakılarak, Afrika’ya en iyi entegre olmuş yabancı güç olduğunu belirtmek gerekir. Fransa, Afrika devletlerinin bağımsızlıklarına rağmen kıta üzerinde etkili olmasını sağlayan anlaşmaları müzakere edebilen, kıta üzerindeki tek büyük güç olmuştur. Öyle ki «Afrika’nın batılı jandarması» olarak anılmıştır. Fransa bu şekilde “dost-rejimlerin” topraklarında barışı sağlamıştır. Fransa’nın Afrika kıtasındaki bu ayrıcalıklı konumu tesadüfî değildir; eski sömürgeleri üzerinde etkisini korumak için yürüttüğü bilinçli bir politikanın sonucudur.

Diğer Avrupalı sömürgeci güçlerin aksine Fransa, nüfuzunu muhafaza etmek ve bu şekilde kıta üzerinde çıkarlarını savunmak amacıyla eski sömürgeleriyle ilişkilerinde daima bir süreklilik hedeflemiştir. İngiliz Uluslar Topluluğu bile, İngiltere’ye eski sömürgeleriyle Fransa’nın kurduğundan daha az yoğun ve dar kapsamlı ilişkiler kurma olanağı vermiştir.

Uygulamada Fransa ve onun eski sömürgeleri arasında var olan bütün askeri anlaşmalar, bağımsızlıklardan 2000 yılına kadar pek değişmemiştir. Bu anlamda istisna

25 Ibid., s.727.

(21)

13 70’li yıllarda Fransa’nın Çad’dan çekilmesi (1975’te ve 1980’de olmak üzere iki kez gerçekleşmiştir) ve 1975’te Madagaskar’da Diègo-Suarez’den tahliye edilmesidir.

Bağımsızlığın ilk on beş yılı boyunca Fransa, stratejik açıdan en önemli üç üs olan Dakar, N’dajamena ve Diègo-Saurez’i muhafaza etmeye devam etmiştir. Bunlardan son ikisinin kaybı, Fransa’yı kuvvetlerinin yerlerini değiştirmek (Orta Afrika bölgesinde Gabon’a ve Orta Afrika’ya; Cibuti’ye ve Reunion Adası’na) zorunda bırakmıştır26.

1.2. Parasal ĠĢbirliği AnlaĢmaları

Frank bölgesi, 1929’daki krizin ardından ve farklı para alanlarına bölünmüş bir dünyada, Fransız frangıyla konvertibiliteyi sürdürerek parasal istikrarı güvence altına almak gerekliliğinden ortaya çıkmıştır. Fransa sömürge imparatorluğunun bütün toprakları için ortak para birimi mevzuatını belirleyen bir kararname ile resmi olarak 1939 yılının Eylül ayında kurulan frank bölgesi, bağımsızlıklardan sonra da varlığını korumuştur27. Fransa ve onun eski sömürgeleri karşılıklı parasal işbirliği anlaşmaları imzalamışlardır. Bu devletler, Fransa ile bir parasal işbirliğini sürdürerek kendi paralarını basmakta ve frank bölgesinden ayrılma konusunda ise serbesttirler.

Frank bölgesi, Afrika’da iki para birimi bölgesini içermektedir:

- Batı Afrika Parasal Birliği (UMOA) 12 Mayıs 1962’de kurulmuştur. Üye devletler, Benin, Burkina Faso, Fildişi Sahili, Mali, Nijer, Senegal ve Togo, Gine Bissau (eski Portekiz lusofon sömürgesi) 14 Kasım 1973 anlaşmasıyla parasal birliğe ve 1994’te ise Batı Afrika Parasal ve Ekonomik Birliği’ne katılmışlardır.28

26 R. Luckham, op.cit., s.100.

27 «Histoire de la zone franc, izf.net» : http://www.izf.net/pages/historique-zone-franc (sitenin ziyaret edildiği tarih:19 Eylül 2016).

28 Ibid.

(22)

14 - Orta Afrika Parasal Birliği’ne (UMAC) üye devletler, Kamerun, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo, Gabon ve 1985’te Ekvator Ginesi (eski Portekiz lusofon sömürgesi) olup, 23 Kasım 1972 anlaşması ile parasal birliğe katılmışlardır.29

Ortak para birimi Frank-CFA/Franc de la Communauté Financière Africaine (eski adıyla Afrika’daki Fransız Sömürgeleri Frangı, şimdiki adıyla Afrika Finansal Topluluğu Frankı) ve frank bölgesindeki bankacılık mevzuatlarının uyumlu hale getirilmesi, sermaye hareketleri ile ticari ve finansal işlemleri serbest hale getirdiğinden burada 1990’lardan itibaren Fransız bankalarının kurulmasını ve Fransa ile bölgedeki ülkeler arasında ekonomik alışverişlerin yoğunlaşmasını teşvik etmiştir.

Bu para birlikleri, Batı Afrika Ekonomik ve Parasal Birliği (UEMOA) ile Orta Afrika Ekonomik ve Parasal Topluluğu (CEMAC) kurucu antlaşmaları kabul edilirken bunlara eklenmiştir. Bu ekonomik birlik antlaşmalar sırasıyla 10 Ocak 1994’te Dakar’da30 ve 16 Mart 1994’te N’Djamena’da31 (Çad), Fransız Batı Afrika’sı (AOF) ve Fransız Ekvatoral Afrika’sının (AEF) eski mirasında her iki parasal birlikten birine üye olan devletler arasında imzalanmıştır. Bu anlaşmalar, bölgesel ortaklıkları güçlendirmek için yapılmıştır.

Bu nedenle, Frank bölgesinin, Fransa’nın Afrika’daki ülkeler üzerinde stratejik bir avantaj edinmesine katkıda bulunan sömürge döneminden kalma bir miras olduğu söylenebilir. Bununla birlikte, CFA bölgesi uzun süre Fransız firmalarının bölgeye girişinde etkili iken artık bu anlamda giderek daha az işlev görmektedir. Bir taraftan

29 Ibid.

30 «Batı Afrika Ekonomik ve Parasal Birliği kurucu antlaşması»

http://www.bceao.int/IMG/pdf/TraiteUMOA2010.pdf 10 Ocak 1994 tarihinde imzalanmıştır.

31 «Orta Afrika Ekonomik ve Parasal Topluluğukurucu antlaşması»

http://www.cemac.int/sites/default/files/documents/files/Traite_CEMAC.pdf 16 Mart 1994 tarihinde imzalanmıştır.

(23)

15 Fransa diğer Avrupa Birliği üyeleri gibi Euro’ya geçmiş, diğer taraftan küreselleşen bir piyasada, ticaretin başlıca para birimi dolar olmuştur.

Daha önceden de belirtildiği gibi, Frank bölgesi sömürge döneminden beri mevcuttur. Ancak bağımsızlıklardan sonra, ilk önce Fransa ve çeşitli Afrika devletleri arasında 1960’tan 1963’e kadar yapılan işbirliği anlaşmaları ve 1962’de UMOA’nın ilk kurucu antlaşmasının imzalanması ile aşamalı olarak yeniden düzenlenmiştir. Şimdiki halini ise, Kasım 1972’de Orta Afrika Ülkeleri Bankası’na (BEAC/Banque des Etats d’Afrique Central) üye ülkeler, Kasım 1973’te Batı Afrika Ülkeleri Merkez Bankası (BCEAO/Banque Centrale des Etats de l’Afirque de l’Ouest) ve 1979’da Komorlar (bu ülkenin 1976’da bağımsızlığını kazanmasından sonra) ile yapılan parasal işbirliği anlaşmalarıyla almıştır.32

Madagaskar, ordu tarafından desteklenen ve Fransa ile Madagaskar arasındaki işbirliği anlaşmalarının revizyonuna neden olan halk hareketlerini takiben 1973’te Frank bölgesinden ayrılmıştır. Fransa-Madagaskar arasındaki bu dönemin detayları bu çalışmanın ikinci bölümünde ele alınacaktır.

UEMOA ve CEMAC gibi parasal ve ekonomik anlaşmalar Fransa’ya özellikle imzacı Afrikalı devletler arasındaki ticaret üzerinde kontrol olanağı sağlamıştır. Bu durum, günümüzde, bu anlaşmaları «parasal kölelik» olarak kabul eden entelektüellerin güçlü eleştirilerine yol açmaktadır. Bunlardan birçoğu, imzacı devletlerin CFA Frangı bölgesinden çıkmasını savunmaktadırlar. Bu noktada gazeteci Benjamin Polle’un

«Jeune Afrique» gazetesindeki 28 Eylül 201633 tarihli yazısı örnek verilebilir. Gazeteci Polle yazısında, bu entelektüellerin argümanlarını destekleyerek, onların CFA Frangı

32 P. Guillaumont ve S. Guillaumont Jeanneney, «Les accords de coopération monétaire de la Zone franc : atouts et contraintes», Symposium du 40ème Anniversaire de la Banque des Etats d’Afrique Centrale, Malabo, 2012, s.1.

33 B. Polle, «Franc CFA : des économistes dénoncent la servitude monétaire», Jeune Afrique, 28 Eylül 2016.

(24)

16 bölgesine karşı olduklarını ifade etmiştir. Benjamin Polle özellikle, «Afrika’yı parasal kölelikten kurtarmak. CFA Frangı kimin işine yarıyor» adlı çalışmanın iki yazarına, Kako Nubukpo (Togo eski ekonomi bakanı ve Lyon II Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nde, şu an ise Oxford Üniversitesinde öğretim üyesi) ve Bruno Tinel’e ( Paris I Pathéon Sorbonne Üniversitesi’nde doçent) atıfta bulunmuştur.

Bu iki yazar, çok daha karmaşık bir gerçekliği gizleyen ve çok sık «parasal istikrarı» ifadesi kullanılan CFA frangı tartışmalarını «Avrupalı grupların (Fransa’nın) iyi anlaşılmış menfaatlerine hizmet eden ve çok kısıtlayıcı bir para politikası» olarak değerlendirmişlerdir. Nubukpo ve Tinel’e göre, Afrika ülkelerinin gelişiminin tek garantisi olan mali bağımsızlığı güvenceye almak için CFA Frangı bölgesinden çıkmak gerekmektedir. Bruno Tinel, Nijerya’nın himayesinde, CEDEAO (Communauté Economique des Etats de l’Afrique de l’Ouest/Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu)’nun tek bir para birimi kullanmasını çözüm olarak sunmaktadır.

CFA frangının Euro karşısında sabitlenmesi genellikle «parasal istikrarı» bir teminatı olarak öne sürülse de bu CFA frangı kullanan Afrika ülkeleri için büyümeyi garanti etmemektedir. Başka bir deyişle, güçlü bir para birimine sahip zayıf bir ekonomi, uzun vadede sürdüremeyeceği düzenlemelerle karşı karşıya kalmaktadır. Bu ulaşılması imkânsız olan ertelemeler, yeni borçlar yaratmaktadır.

1945’ten bu yana devam eden ve 2012’de Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande tarafından yapılan Fransafrika’nın (Françafrique) sonlanmasıyla ilgili açıklamaların ötesinde, CFA frangı sabit döviz kurunun devalüasyonunu ya da otokrat rejimlerin iktidarda kalmasını da içeren bütün bu düzenlemeler, ciddi tüm aydınları ve ekonomistleri itaat etmeye zorlayarak, Fransa’nın Afrika’nın zenginliklerine el koyan gücünü belli bir istikrarla sürdürmesinin aracı olmaktan başka bir şey değildir.

Afrika’nın tüm gelirini Fransa’ya aktarmak zorunda kaldığı 1945 yılının başlarında,

(25)

17 Fransız Hazinesi’nin bağımsız devletlerin işlemleri hesabında, Afrika mevduatları tüm mevduatların % 50’sine ulaşmıştı. Bu zenginliğin Fransa Merkez Bankası’na yatırılması karşılığında oyuna dâhil olan ülkeler için «sınırsız» olarak adlandırılan bir kredi hattı açılmıştır. Fakat bu her zaman işe yaramamış, dolayısıyla 1994 yılında CFA frangının

% 100 devalüasyonu gerçekleşmiştir. Birçok Afrika ülkesinin parasal bağımlılığı, ekonomik kalkınma ve gelişme için gerekli kararların alınmasını engellemiştir.

1.3. KarĢılıklı Kalkınma Yardımı

Karşılıklı kalkınma yardımı, 60’lı yıllarda, Soğuk Savaş ve sömürgesizleşme neticesinde dünyanın kutuplaşması bağlamında gerçekleştirilmiştir. Karşılıklı kalkınma yardımını hayata geçiren başlıca iki sömürgeci güç, Fransa ve Birleşik Krallık’tır.

İşbirliği anlaşmalarını temel alan karşılıklı yardım, eski egemenlerin eski sömürgeleriyle bir vesayet ilişkisini sürdürmelerini ve Sahra’nın güneyinde önemli bir jeopolitik alanı yeniden sahiplenmelerini sağlayan bir yol olmuş ve böylece eski egemenler işbirliği yapan ülkeler üzerindeki nüfuzlarını koruyabilmişlerdir.

Karşılıklı kalkınma yardımı kendini basit bir finansal ve ekonomik yardım ile sınırlamamıştır. Fransa bu programların tasarlanmasının ve uygulanmasının yöntemine etki etmiştir. Yapılan ikili anlaşmalar, Fransa’nın yardımlardan yararlanan ülkelerin toprakları üzerinde fiziksel olarak bulunmasına izin vermiştir. Fransa uzun zamandır Sahra altı Afrika’ya demir atmış olduğundan, bu durum onun saha üzerinde yardım programlarının uygulanmasını kolaylaştıran bir deneyime sahip olmasını sağlamıştır.

1.3.1. Bağlı Yardım

Paradoksal olarak, Fransa gelişmekte olan ülkelere yardım etmekten ekonomik olarak kazanç sağlamıştır. Esasen, 2000’li yılların başına kadar yapılan yardım bağlıydı yani Afrika ülkeleri, Ekonomik İşbirliği Merkez Fonu (şimdiki adıyla Fransız Kalkınma

(26)

18 Ajansı) tarafından finanse edilen projeler için sadece Fransız şirketlerle anlaşmak zorundaydılar. Bu nedenle Fransa tarafından Afrika’ya yapılan yardımlar Fransa ekonomisi üzerinde olumlu etkiye sahipti34.

Resmi kalkınma yardımı aynı zamanda on binlerce uluslararası çalışanı ve birçok danışmanı ayakta tutan büyük bir iş ağı oluşturmuştur. Fransa ve Afrika ülkeleri arasındaki ekonomik işbirliği aynı zamanda Fransız vatandaşlarının birçok Afrika ülkesine gitmeleriyle bir istihdam alanı yaratmıştır. Sonuç olarak, Fransa’nın Afrika ülkelerine yardım ederek, buradan geniş çapta fayda sağladığı görülmektedir.

Yıllık yaklaşık 10 milyar avro (2011’de 9,348 milyar avro) ile Resmi Kalkınma Yardımı’na (APD/Aide Publique au Développement)35 katkıda bulunan Fransa, bu konuda dünyada dördüncü sırada yer almaktadır. Gayri Safi Milli Hasılaya (RNB/Revenue Nationale Brut) % 0,46 oranı ile en büyük katkı sağlayan ikinci devlettir. Afrika, özellikle Sahra-altı Afrika (% 41)36 Fransız resmi kalkınma yardımının (% 55) başlıca yararlanıcısıdır. Fransa, 2015’te % 45’i Afrika’ya sağlanan 8 milyar avro yardım ile dünyada beşinci sırada yer almıştır.37

1.3.2. BaĢlangıçta Fransız Etkisindeki Bölgenin GeniĢletilmesi

1960, Fransa’nın, Fransız Batı Afrikası’nın (AOF) ve Fransız Ekvatoral Afrikası’nın (AEF) yeni bağımsız devletleriyle ve de Madagaskar ile karşılıklı kalkınma yardımını gerçekleştirdiği yıldır. Bu alan, Fransa’nın dünyanın bu parçasındaki «arka bahçesine» karşılık gelmektedir. Fakat Afrika’da nüfuzunu daha fazla arttırmak isteyen Fransa, karşılıklı kalkınma yardımı anlaşmalarını çoğaltma arayışına girmiştir.

34 G. Olivier ve S. Sidibé, L’aide Publique au Développement, éditions Charles Léopold Mayer, Paris, 2004, s.10.

35 «Rakamlarla Resmi Kalkınma Yardımı» : http://www.consulfrance-vancouver.org/L-Aide-publique-au- Developpement (sitenin ziyaret edildiği tarih: 11 Ocak 2017).

36 Ibid.

37 «2015 yılı Resmi Kalkınma Yardımı» : http://www.diplomatie.gouv.fr/fr/politique-etrangere-de-la- france/aide-au-developpement/l-aide-publique-au-developpement-francaise-et-ses-principes/l-aide- publique-au-developpement-francaise/article/infographie-l-aide-publique-au-developpement-en-chiffres (sitenin ziyaret edildiği tarih: 11 Ocak 2017).

(27)

19 1963’ten itibaren ilk genişleme Belçika’nın eski sömürgesi üç ülkenin katılımıyla gerçekleşmiştir. Bu ülkeler: Burundi, Ruanda ve özellikle 1971’de Zaire’ye ve 1997’de Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne dönüşecek olan Congo Léopoldville’dir.38

1976’da, karşılıklı yardımın sadece frankofon ülkelerle yapılması ilkesi ihlal edilerek. Portekiz’in eski sömürgesi olan üç lusofon (Portekizce konuşan) devlet,

«Karanfil Devrimi»’nin hemen ardından bağımsızlık kazanarak Fransa’nın işbirliği alanına yani «arka bahçesine» entegre olmuşlardır. Bu devletler Yeşil Burun Takımadaları, Gine-Bissau ve Sao-Tome ve Principe’tir39.

Cibuti, 1977’de bağımsızlığını kazanır kazanmaz alana entegre olmuş, onu 1978’de Komorlar, Ekvator Ginesi (eski İspanyol sömürgesi) ve 1984’te Gine (Conakry) izlemiştir.

Bu genişleme, 1995 yılından itibaren, 18 Afrika ülkesinin tamamen yeniden tasarlanmış işbirliği alanına entegre olmasıyla daha da ivme kazanacaktır. Bu Afrika devletlerinin çoğunluğu eski İngiltere sömürgeleridir ve bunlardan bazıları kayda değer bir demografik ve ekonomik ağırlığa sahiptir. Bölgesel ve kıtasal anlamda gerçek bir güç olan Güney Afrika, Gine Körfezi’nin köşesinde yer alan, kıta için kültürel başkentlerin sınırlarının kesiştiği nokta olan «devasa» Nijerya ve tekrarlayan istikrarsızlığı olan fakat Doğu Sahil Kuşağı’nın gelecekteki büyük petrol gücü ve jeopolitik anahtarı olacak Sudan ( henüz Güney Sudan olarak ayrılmamış) örnek olarak verilebilir.

Afrika ile kalıcı bir bağ kurmak amacıyla kalkınma yardımı planını uygulamaya koyan Fransa’nın Sahra altı Afrika’ya finansal desteği uzun bir zamandan beri

38 J. Morel, La France au cœur du génocide des Tutsis, L’Esprit frappeur, Paris, 2010, s.1216.

39 D.C. Ba1ch, La France et l’Afrique du Sud : Histoire, Mythes et Enjeux contemporains, éditions KHARTALA, Paris, 1990, s.265.

(28)

20 mevcuttur. Aslında, bu bölge her zaman bu yardımların ana hedefi olmuştur. 60’larda bu yardımların % 90’dan fazlasını, 70’lerde % 80’ini, 1995’te %63’ünü, 2005’te % 58’ini ve 2011’de % 55’ini almıştır40.Zamanla Afrika’ya yapılan yardımın payı azalsa da, kıta Fransız işbirliğinin coğrafi önceliği olmayı sürdürmüştür. Afrika, 2011 yılında, Fransa’dan 9,3 milyar avro kalkınma yardımı almıştır. 2015 yılında ise, 8,1 milyar avroluk yardımın % 41’i Sahra-altı Afrika’ya tahsis edilmiştir.

Kalkınma yardımlarına katkıda bulunan devletlerin çabalarını birleştirmek ve koordine etmek isteyen farklı küresel (Dünya Bankası) ve bölgesel (Avrupa Birliği) kuruluşların bütçelerinin büyümesine katkıda bulunan Fransa, karşılıklı yardımdan da vazgeçmemiştir. Bunun nedeni, nüfuzunu korumak için kıtaya kök salmak istemesi ve bunun için çok taraflı fonlardan yardım alan ülkelerde farklı açılardan seferber olmuş diğer gelişmiş ülkelerin jeopolitik, ekonomik ve kültürel etkilerini sınırlama çabasıdır.

1.4. Etki Faktörleri: Frankofoni ve Fransız Dili

Bağımsız Senegal’in ilk Devlet Başkanı şair Léopold Sédar Senghor

“Sömürgeciliğin moloz yığını içinde bu muhteşem aracı yani Fransızca dilini bulduk”

ifadesini kullanmıştır.41 Bu ifade, kurumsal olarak frankofoninin kurucu babalarının (Senghor, 1960-1974 yılları arasında Tunus Cumhurbaşkanı Habib Bourguiba ve Nijer Devlet Başkanı Hamani Diori) kültürlerin ve medeniyetlerin kalıcı diyaloğu için Fransızcadan faydalanma ve bu dili halkların dayanışmasının, gelişiminin ve yakınlaşmasının hizmetine sunma isteklerini yansıtmaktadır.

40 Dış İşleri Bakanlığı, «Resmi Kalkınma Yardımı», http://www.diplomatie.gouv.fr/fr/politique-etrangere- de-la-france/aide-au-developpement-et/dispositifs-et-enjeux-de-l-aide-au/l-aide-publique-au-

developpement/, (sitenin ziyaret edildiği tarih: 10 Haziran 2013).

41 G. E Barstad, A. Hjelde, S. Kvan, J. Todd, Language and Nation: Crossroads and Connections, Waxmann, Münster (Germany), 2016, s.261.

(29)

21 1.4.1. Kültürel ve Teknik ĠĢbirliği Ajansı (ACCT)

Kültürel ve Teknik İşbirliği Ajansı (ACCT), Güney Afrika olmak başta üzere, 21 devlet ve hükümet başkanı tarafından 20 Mart 1970’te Niamey’de (Nijer) imzalanan anlaşma ile kurulmuştur.42 Bu yeni hükümetler arası örgüt, Fransızcanın paylaşılması ve teşvik edilmesi amacıyla, kültürel ve teknik işbirliğinin yaygınlaştırılması ve yoğunlaştırılmasını amaçlamaktadır. Alliances Française’in zaten Fransız dilini ve frankofon kültürünü yaydığını ama bunun yeterli görülmediğini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Ancak, bu yeni durum, bundan sonra karşılıklılık temelinde, Fransız dilinin sadece öğretilmesiyle yetinmeyip, onu çok kültürlü değişimi teşvik etmek için kullanmak anlamına geliyordu.

Buna örnek olarak, ACCT’nin 1986’dan itibaren, kırsal alanlardaki ve dezavantajlı mahallelerdeki nüfusun kitaplara ve kültüre ulaşımını sağlayan Okuma ve Kültürel Etkinlik Merkezleri’ni (CLAC) uygulamaya koyması gösterilebilir. Bugün bu merkezlerin sayıları, 19 ülkede, toplam 244’e ulaşmıştır.43 Bundan başka, Afrika Gösterileri Sanatları Fuarı’nın (MASA) ilki 1993’te Abidjan’da (Fildişi Sahili) düzenlenmiştir. Buna paralele olarak, sahne sanatlarının (hikâye anlatıcılığı, tiyatro, dans, müzik) yaratımı için sınırlar açılarak, sanatçıların ve eserlerinin dolaşımına destek olan bir program başlatılmıştır.

1.4.2. Frankofoni Zirveleri

1986’da Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand’ın inisiyatifindeki ilk Frankofoni Zirvesi, frankofon ülkelerinin devlet ve hükümet başkanlarını Versay’da bir araya getirmiştir. Bu zirveye, on sekizi Sahra altı Afrika devleti olmak üzere otuz üç

42 Kültürel ve Teknik İşbirliği Ajansı’nın kurulusunun orijinal metni,

http://www.francophonie.org/IMG/pdf/acct-textes-fondamentaux-1970-convention-et-charte-3.pdf (sitenin ziyaret edildiği tarih: 15 Eylül 2016).

43 Okuma ve Kültürel Etkinlik Merkezleri: http://www.francophonie.org/IMG/pdf/CLAC_Francais-2.pdf p.6 (sitenin ziyaret edildiği tarih: 28 Eylül 2016).

(30)

22 devlet katılmıştır.44 Çok taraflı işbirliğinin üç ana ekseni olan genel kalkınma, kültür ve iletişim endüstrisi, bilimsel araştırma ve bilgiye bağlı teknolojik gelişim üzerinde durulmuştur.

Frankofoni’ye üye devletler, 2000 yılında, Mali’de, demokratik değerlere saygı göstermeyen üyelere kısıtlama getiren « Bamako Deklarasyonu » metnini kabul ettiler.45 Bu metin, Afrika’daki demokratikleşme sürecine etki etme amacındaki frankofon ülkeler arasındaki 10 yıllık bağlılığın ve değişimin meyvesidir. «Bamako Deklarasyonu», her ülkenin toplumlarının farklı katmanlarını (hükümetler, meclisler, sivil kuruluşlar, akademisyenler, medya vb.) ilişkilendirerek Frankofoni ve demokrasinin ayrılmazlığını vurgulayan normatif bir metindir. Bu, iyi yönetim, genel olarak eğitimin yanı sıra kültürün geliştirilmesi gibi demokrasiyi ve kalkınmayı teşvik eden değerlerin geliştirilmesi için Frankofoni’nin üye ülkeleri arasındaki dayanışmayı derinleştirme isteğinde büyük bir adım olmuştur.

Zirve süresince, Frankofoni’nin esas işbirliği alanları olan kültür ve eğitime, siyaset (barış, demokrasi ve insan hakları), sürdürülebilir kalkınma, ekonomi ve dijital teknoloji alanları da ilave edilmiştir. Diğer taraftan, OIF’nin (Uluslararası Frankofoni Örgütü) üye sayısı artmaya devam ederek, 2013’te otuzu Sahra-altı Afrika ülkesi olmak üzere 77’ye ulaşmıştır.

Fransa’nın uluslararası sistemdeki yeri, şimdiye kadarki geleneksel nüfuz alanına dahil olmayan geniş bir coğrafi ve jeopolitik alanda yavaş yavaş güçlendirilmiştir. Fransa, bu süreçte Afrika’da geleneksel işbirliği alanlarını (ekonomi, savunma, vb.) geliştirmek, buradaki etkisini korumak, hatta güçlendirmek için kendi dilini kullanmıştır.

44 Frankofoni Örgütü http://www.francophonie.org/Le-Sommet.html (sitenin ziyaret edildiği tarih: 15 Eylül 2016).

45 Bamako Deklarasyonu 3 Kasım 2000’de kabul edilmiştir:

http://www.francophonie.org/IMG/pdf/Declaration_Bamako_2000_modif_02122011.pdf (sitenin ziyaret edildiği tarih: 15 Eylül 2016).

(31)

23 1.5. Fransa-Afrika Zirveleri

Fransa-Afrika zirveleri frankafon Afrika devletlerinin girişimi ile gerçekleştirilmiştir. Nijer Devlet Başkanı Diori Hamani bunun gerçek anlamda yaratıcılarından biridir. 1970 yılında, Élysée Sarayı’nın Afrika ve Madagaskar işlerinden sorumlu Genel Sekreteri Jacques Foccart ile yaptığı bir görüşme esnasında şunları ifade etmiştir: «Bizim sizinle ilişkilerimiz bundan on yıl önceki gibi değil. Siz artık bize danışmıyorsunuz. (…) Bakanlar arası pek çok toplantı yapılıyor fakat 17 bakan sadece teknik problemlerle ilgileniyorlar. Bizim, ciddi bir politik değerlendirme yapmamız için Başkan Pompidou liderliğinde bir Fransız-Afrika zirvesi düzenlememiz gerekiyor».46

1973’te, Devlet Başkanları Senghor (Senegal) ve Houphouët-Boigny (Fildişi Sahili), ardından Bongo (Gabon), Eyedema (Togo), Lamizana (Burkina Faso) ve Bokasso (Orta Afrika Cumhuriyeti) süreci destekleyerek, bütün Afrika devletleri liderlerinin her sene gelişigüzel bir şekilde Fransa’ya gelmesindense Fransa’ya karşı şikâyetlerini birleştirmek konusunda anlaşmışlardır.47 İlk konferans, 13 Kasım 1973’te Paris’te Başkan Pompidou liderliğinde gerçekleşmiş ve burada Nijer Devlet Başkanı zirvelerin her yıl yapılmasını teklif etmiştir.

Afrikalıların Fransa’dan bu talebi, resmi olarak bağımsız olan eski Fransız sömürgelerinin, uygulamada Fransa’ya hâlâ bağımlı kaldıklarını göstermektedir.

46 T. Chanda, «Sommets France-Afrique: des ruptures dans la continuité», RFI-Afrique, 2013 :

http://www.rfi.fr/mfi/20131204-sommets-france-afrique-ruptures-continuite (sitenin ziyaret edildiği tarih:

15 Haziran 2016).

47«Les sommets France-Afrique de l’ère : nouveau au pas de course», Cameroun-info.net

http://www.cameroon-info.net/stories/0,3587,@,les-sommets-france-afrique-de-l-ere-nouveau-au-pas-de- course.html (sitenin ziyaret edildiği tarih: 21 Eylül 2016).

(32)

24 1.5.1. Ġki Ana Tema: Ekonomi ve Güvenlik

Sözkonusu zirvelerde tartışılan ekonomik konular bölgesel entegrasyonu geliştirmek için finansal ve teknik yardımın arttırılmasıyla ilgili olduğu kadar Afrika borçlarının yeniden yapılandırılması ya da hammaddelerin yeniden değerlenmesiyle de ilgili olmuştur. Ayrıca, Yaoundé, Lomé ve Cotonou sözleşmelerinin iyileştirilmesi ve Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ilişkiler değerlendirilmiştir. Böylelikle Fransa, bölgesel ve küresel düzeyde Afrika’yı savunmak için muhatap olarak kabul edilmiştir.

Güvenlik ile ilgili ele alınan konular, her bir zirvenin gerçekleştiği dönemde gündemdeki krizler ve bu krizlerin çözümü için Afrikalıların Fransa’dan yardım talebinde bulunması ile ilgili olmuştur. Örneğin, Batı Sahra, Güney Afrika, Namibya ve özellikle Çad-Libya çatışması ile ilgili sorunlar, Fransa-Afrika zirvelerinde en çok tartışılan konulardan bazılarıdır. Bu konu Nice (1980) ve Kazablanka’daki (1988) zirvelerde kesintisiz bir şekilde ele alınmıştır. Soruna taraf olan devletlerden bazıları, Fransa’nın kendi işlerine karışmasından memnun kalmamışlardır. Kaddafi, Paris’te onikincisi düzenlenen Fransa-Afrika zirvesi (1985) sırasında, şunları ifade etmiştir: «Bu zirveler bir yabancılaşma, bir boyun eğme biçimi, Afrika için bir utanç, katılımcı ülkelerin bağımsızlıkları açısından apaçık bir çelişkidir. (…) Bu şekilde bir toplantı ortadan tamamen kaldırılmalıdır».48 Bununla birlikte, Fransa bölgesel güvenliğin esas garantörü olarak kalmaya devam etmiştir.

Fransız temsilciler için esas mesele, her seferinde Fransa’nın bütün üye ülkeler arasındaki ilişkileri kontrol etme becerisini kanıtlamak ve böylece hepsinin onun liderliğinde gruplanmış olarak kalmasının kendi çıkarına olduğunu göstermek olmuştur.

48 Le Monde, 13 Aralık 1985.

(33)

25 1.5.2. Etki Bölgesinin GeniĢletilmesi

Afrika devletlerinin, Fransa-Afrika zirvelerinde aşamalı olarak harekete geçmeleriyle, Fransız liderler başlangıçtaki etki bölgelerini güçlendirmeyi ve genişletmeyi başarmışlardır.

1973’teki ilk zirvede temsil edilen 11 Afrika ülkesinin tamamı eski Fransız sömürge ülkeleriydi. Fransız liderler, Fransa-Afrika zirvelerine dayanarak, geleneksel etki alanına dâhil olmayan devletlerle yakınlaşmışlardır.

Zirveler, 1975’te eski Belçika kolonilerinin (Zaire, Burundi ve Ruanda), ardından Portekiz kolonilerinin (Yeşil Burun Adaları, Gine Bissau, Sao Tome ve Principe) ve 1979’dan itibaren Liberya gibi anglofon ülkelerinin liderlerini kabul ederek uygulamada genişlemeyi başlatmışlardır. 1996’da Ouagadougou’da gerçekleştirilen zirvede 45 ülke temsil edilmiştir.

Böylelikle, Fransa, Sahra-altı Afrika’daki tüm eski sömürgelerine bağımsızlık tanıdıktan sonra, Fransa-Afrika zirveleri sırasında siyasi diyalog, askeri işbirliği ve savunma anlaşmaları, parasal işbirliği, kalkınma yardımı, kültürel işbirliği gibi birçok alanı kapsayan geniş bir işbirliği mekanizmasını uygulamaya koymuştur. Fakat kıta üzerinde ekonomik ve stratejik çıkarlarını korumak için otoriter ve yozlaşmış rejimleri destekleme riskini alarak, çeşitli yöntemlerle Fransa’nın Afrika’daki «arka bahçesinde»

sömürüsünü devam ettirmek istediği yerleşmek gerekçesiyle ağır suçlamalara maruz kalmıştır.

Bu suçlamalar, Fransa’nın Afrika’yı yeni-sömürgeciliğin ve Soğuk Savaş’ın etkilerinden kurtarmayı (gayrı resmi/daha az resmiyetle resmi biçimde) amaçlayan geleneksel işbirliği politikasını, 1990’lı yıllardaki siyasi bağlama uyarlamak üzere yenilemeye sevk etmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu anket formu, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yürütülmekte olan “ĠĢ YaĢam Kalitesinin ĠĢe YabancılaĢma Eğilimi Üzerindeki Etkileri:

Kruskal Wallis H testi uygulanmıştır. Uygulanan bu test sonucuna bakıldığında yaşlı bireylerin yaşam doyumunun, gelir düzeyi değişkenine göre anlamlı düzeyde

olarak ekimi yapılan arpa ve buğday genellikle sonbaharda ekilir, kışın sulanır Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında hasat edilirdi. Tarım yapılacak bölgenin

Bu çalıĢmada genel olarak uluslararası alanda çeĢitli düzeylerdeki iĢbirliği örgütlenmelerinin tarihçesi ve tarzının yanında, nev‘i Ģahsına münhasır

Vergilendirme konusunun en teorik ve uygulamalı bir alanı olan vergi oranları hakkında mükelleflerin görüĢlerini almak için kendilerine yöneltilen “Size göre vergi

24.12.2015 tarih ve 29572 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanan 464 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği‟nde:“Başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin

Buna karşılık olarak şu söylenebilir: Milliyetçilik, diğer ulus- devletler gibi Türkiye‟nin de yönünü tayin eden bir düşünce biçimi, siyasal güzergah ve hatta

 Elektronik ticaret, vergi kaybı, transfer fiyatlandırması gibi küreselleĢme sonucunda ortaya çıkan vergilendirme sorunları sosyal devlete olan güveni ortadan