• Sonuç bulunamadı

tesis edebilir. Saklı tuttuğu dereceyi ise diğer alacaklıların iznine bağlı olmaksızın alacak borç iliĢkilerine bağlı olarak sonradan doldurabilir.

Sabit derece sistemi, malik lehine olmakla birlikte, sakıncaları da yok değildir. Ġsviçre-Türk Medenî Kanunlarında bu sakıncaları ortadan kaldırmak veya en aza indirmek amacıyla sabit dereceler sisteminin sakıncalarını gidermek amacıyla birtakım istisnalar kabul edilmiĢtir. Buna göre, taĢınmaz paraya çevrilirken boĢ derece

5

göz önüne alınmaz, alt sıradaki rehinli alacaklı önceki derece yokmuĢ gibi alacağını alır (TMK 872). Yine toprağın iyileĢtirilmesi için alınan krediler tüm rehin haklarından önce gelir (TMK 877). Üçüncü istisna ise tarafların iradî olarak kararlaĢtırdıkları boĢalan dereceye ilerleme hakkı veren sözleĢmelerdir (TMK 871). Rehin senedi veya ek sözleĢme ile rehinli alacaklıya bu hak tanınır. Ġlerleme hakkının birden fazla alacaklıya tanınmıĢ olması halinde ise, bunlar arasındaki sıra, TMK 1022’ye uygun olarak tescil tarihine göre belirlenir.

Borçlu ile alacaklı arasındaki dengeyi daha adil kurulacağı sebebiyle Ġsviçre-Türk hukukunda sabit derece sistemi kabul edilmiĢtir. Öyle ki, borçlu borcu ödeyip fedakârlıkta bulunmaktadır. Ancak bu borcun ödenmesinde taĢınmaz üzerinde rehin hakkı olan diğer alacaklıların herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Alacaklıların katkısının bulunmamasına rağmen, üst derecenin boĢalması halinde ilerleme hakkının tanınması, onlara haksız bir menfaat sağlar. Yine borçlu bir alacaklının borcunu öderken, boĢ dereceleri tedavüle sokmakta ve kredi bulma imkânını artırmaktadır. Böylelikle alacaklı ve borçlu arasındaki bu döngü devam edebilmektedir.

Nihayet belirtmek gerekir ki, sabit derece sistemi alacaklıya sınırsız bir yetki tanınmasının önüne geçmekte, taĢınmaz maliki ile alacaklı arasında daha adil bir denge kurması açısından önem arz etmektedir. Çünkü, taĢınmaz rehni alacaklı yönünden Ģahsî teminatlara göre daha güvenceli bir yoldur. TaĢınmaz üzerinde kurulan rehinli alacaklıların ilerleyememesi ve derecelerin bağımsız olması da malikin tasarruf hakkını kısıtlamamaktadır. GeliĢen ekonominin sonucu ortaya çıkan alacak borç iliĢkilerinin taĢınmaz ile teminat altına alınması halinde alacaklı ile borçlu arasında dengenin adil biçimde kurulması gereklidir.

ÇalıĢmamızın temel amacı sabit dereceler sisteminin iĢleyiĢini sistematik bir Ģekilde açıklamak, sistemin özellik ve unsurlarını temel olarak ortaya koymaktır. Yine hukuk sistemimizce benimsenmesinin sebepleri, hukukumuzda uygulanması sonucu ortaya çıkan sorunların tespiti ve bunların çözülmesine katkı sağlayabilecek çözümlerin sunulmasıdır. Ekonomik açıdan güçlü rehinli alacaklı ile taĢınmaz maliki arasındaki dengenin iyi kurulması son derece önemlidir. ÇalıĢmanın daha aydınlatıcı olabilmesi

6

amacıyla sabit dereceler sisteminin uygulamadaki yansımaları hakkında Yargıtay içtihatlarına da yer verilmiĢtir. Böylece okuyucu ve uygulayıcılara, teorik bilgiler yanında, uygulamanın Ģekli de gösterilmek istenmiĢtir. Ayrıca bu alanda henüz monografik çalıĢma bulunmakta ise de, özellikle Yargıtay uygulamasına özel önem verilerek, alana iliĢkin yenilikler ortaya konulması amaçlanmıĢtır. Böylece sabit dereceler sisteminin tüm yönleriyle ele alınıp tartıĢmaların, uygulamaların ve buna yönelik çözümlerin bir bütün Ģeklinde okuyucuya verilmesi, incelemenin amaçlarından baĢka birisidir. Son olarak ileride bu konu ile ilgili yapılacak araĢtırmalara kaynaklık etmek, yapılacak değiĢiklikte kanun koyucuya yol göstermek ve uygulayıcılara yardımcı olmak çalıĢmamızın amaçları arasında yer almaktadır.

C. Konunun sınırlandırılması

Ġncelemenin konusu rehin hukukunda sabit dereceler sistemi ve istisnaları olduğundan, öncelikle genel olarak sabit dereceler sistemine iliĢkin genel kavramlardan bahsedilmiĢtir. Daha sonra taĢınmaz rehninde sırayı belirleyen sistemlere yer verilmiĢtir.

Burada ayrıca, Türk hukukunda kabul edilen sabit dereceler sisteminin ilke ve esasları açıklanmıĢtır. Son olarak, sabit dereceler sisteminin istisnaları ayrıntılı bir Ģekilde ele alınmıĢtır.

ÇalıĢmada bazı konulara ise yer verilmemiĢtir. Bunun sebebi ise çalıĢmanın bir yüksek lisans tezi olmasıdır. Zira konu ile bütün kavram ve müesseselerin incelenmesi hem tezin kapsamını aĢar hem de incelemeyi monografi olmaktan uzaklaĢtırır. BaĢka bir deyiĢle, konunun bütün yönlerini teorik ve uygulama bakımından ela almak, ortaya çıkan bütün problemlere çözüm aramak, çalıĢmanın amacını aĢtığı gibi, hacmini de tezden kat be kat fazla hale getirir. Bu sebeple çalıĢmada taĢınmaz rehninin kapsamı, çeĢitleri, kazanılması, sona ermesi müesseseleri incelenmemiĢtir.

Ancak konunun daha iyi açıklanabilmesi amacıyla, söz konusu kavram ve müesseselere ilgili olduğu yerlerde gerektiği kadar yer verilmiĢtir.

ÇalıĢmamız bir giriĢ, üç bölüm ve sonuçtan oluĢmaktadır. Birinci bölümde sabit dereceler sistemi ile ilgili temel bilgiler verilmiĢtir. Ġlgili bölümde sırasıyla sabit

7

derece sistemiyle ilgili temel kavramlar, taĢınmaz rehninde sırayı belirleyen sistemler incelenmiĢtir.

Ġkinci bölümde sabit dereceler sisteminin ilke ve esasları ele alınmıĢtır. Bu bölümde sırasıyla sabit dereceler sisteminin ilkeleri, rehin hakkında derece ve sıranın belirlenmesi, sabit dereceler sisteminin hükümleri ayrıntılı bir Ģekilde irdelenmiĢtir.

Ġncelemenin üçüncü ve son bölümünde ise, sabit dereceler sisteminin istisnalarına yer verilmiĢtir. Bu kapsamda sırasıyla, kanundan doğan ilerleme hakları baĢlığı altında paraya çevrilme halinde doğan ilerleme hakkı, arazi iyileĢtirmesi sebebiyle kurulan ipoteğin sona ermesinde halinde ilerleme hakkı incelenmiĢtir. Bu bölümde son olarak sözleĢmeden doğan ilerleme hakkı tüm ayrıntısıyla ele alınmıĢtır.

ÇalıĢmamız sırasında vardığımız kanaatlere ise toplu ve kısa bir Ģekilde sonuç kısmında yer verilmiĢtir.

8 BĠRĠNCĠ BÖLÜM

§ 2. SABĠT DERECELER SĠSTEMĠ ĠLE ĠLGĠLĠ TEMEL BĠLGĠLER A. Derece

Sabit dereceler sisteminde taĢınmaz birtakım farazî değerlere bölünmektedir6. Belirlenen her bir farazî değer lehine ipotek kurulan alacaklının teminat miktarını belirlemektedir. Bu hususla ilgili doktrinde farklı kavramlar7 kullanılmakla birlikte temel anlamda alacaklının teminat miktarını belirleyen her bir farazî değer parçasına “derece” adı verildiğini söylemek mümkündür. TaĢınmazın paraya çevrilmesi halinde alacaklı hangi derece için rehin hakkına sahipse, alacağı derecenin miktarı ile sınırlı biçimde tatmin edebilmektedir. BaĢka bir deyiĢle, alacaklı sahip olduğu derecenin miktarını aĢamaz8. Derece bu anlamda güvencenin üst sınırını belirler9.

6 ERTAġ, ġeref, EĢya Hukuku, Gözden GeçirilmiĢ ve GeniĢletilmiĢ 14. Bası, Ġzmir 2018, s. 559; OLGAÇ, Furkan, Ġpotekte Sıra Sistemi ve BoĢ Dereceye Ġlerleme, Ankara 2014, s. 41; ACAR, Faruk, Rehin Hukuku Dersleri, Ġstanbul 2015, s. 52;

OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 923; NOMER Haluk Nami/ERGÜNE Mehmet Serkan, EĢya hukuku Cilt II Rehin Hukuku, Ġstanbul 2016 s.

36; SĠRMEN, Lale, EĢya Hukuku, 6. Bası, Ankara 2018, s. 599; AYAN, Mehmet, EĢya Hukuku III Sınırlı Ayni Haklar, 7. Baskı, Konya 2015, s. 176; AKINTÜRK, Turgut, EĢya Hukuku, Ġstanbul 2009, s. 770; ERMAN, Hasan, EĢya Hukuku Dersleri, 8. Basım, ĠSTANBUL 2018 , s. 175; AKĠPEK, Jale G., Türk EĢya Hukuku(Ayni Haklar), Ankara 1974, s. 206.

7 Doktrinde AKINTÜRK, s. 771’ de derece için “rehin konusu taşınmazın değerinin taşınmaz üzerindeki rehin haklarından her birine karşı ne miktarda güvence oluşturacağını gösterir.” derken; DAVRAN, Bülent, Rehin hukuku Dersleri, Ġstanbul 1972, s. 34'te “her bir rehin hakkının işgal ettiği yer” Ģeklinde tanımlamıĢtır. Yine EREL ġafak N., Gayrimenkul Rehninde Sıra, Ankara 1974, s. 30'da derece hakkında

“bir rehin hakkının tesisi sonucu, rehin konusunun alacaklıya sağladığı teminatın şümulünü, başka bir deyimle rehin hakkı tarafından kayıtlanan gayrimenkul değerinin sınırlanmış anlamı”; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 923’te

“taşınmazın bölündüğü farazî değer parçalarına”; SĠRMEN, s. 599’da “taĢınmazın bölündüğü farazî değer parçalarına derece denir.” Ģeklinde tanım yapmıĢtır.

8 ACAR, s. 54; ESENER, Turhan/GÜVEN, Kudret, EĢya Hukuku, 7. Baskı, Ankara 2017, s.503; AYAN s. 176; TĠRYAKĠ, Fuat; TaĢınmaz Rehni Hukukunda Sabit Dereceler Sistemi ve Ġstisnaları, ABD, Yıl 1996, S. 4, s. 544; KAÇAK, Nazif, Ġpotek ve Ġpoteğin Paraya Çevrilmesi, Ocak-2013, 3. Baskı, s. 183; BELEN, Herdem,

9

Derece kavramına 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda m. 870'de de yer verilmektedir. Ġlgili hükümde derece “Rehnin sağladığı güvence, tescilde belirtilen rehin derecesi ile sınırlıdır.” Ģeklinde ifade edilmiĢtir. Keza hükmün gerekçesinde de derecenin tanımına yer verilmiĢtir: Buna göre “…derece sözcüğü taşınmaz rehinlerinde, taşınmazın Farazî bir değer karşılığı rehnin tescil edildiği sabit kutuyu ifade etmektedir... Gayrimenkul rehin edilirken hangi ipotek derecesine kaydedilirse o derecenin ifade ettiği kuvvetle teminat teşkil eder10” Görüldüğü üzere Türk Medeni Kanununda derecenin teminat fonksiyonu ile farazî değerlere bölünmesi üzerinde durulmuĢtur.

TaĢınmaz üzerindeki derece kural olarak malikin talebi ile kurulur. Ġstisnai olarak kanunun öngördüğü durumlarda ise bu hak alacaklıya tanınmıĢtır. Meselâ, malikin tescil talebi bulunmasa dahi MK. m. 893/I, b.1'de satıcıya satıĢtan kaynaklanan alacak için satmıĢ olduğu taĢınmazda kanunî ipotek tesis etme hakkı tanınmıĢtır. Yine bir taĢınmaz üzerinde yapılan inĢaatta, malzeme vererek ya da emek sarfederek taĢınmazda değer artıĢını sağlayan, malik veya yükleniciden alacaklı olanlara TMK m.

893/I-b. 3 gereğince kanunî ipotek hakkı tanınmıĢtır. Kurulan dereceye iliĢkin sayı ve değer yönünden herhangi bir sınırlama kanunlarımızda mevcut değildir11. TaĢınmaz derecesinin sırası ve değeri malik tarafından belirlenir12. Dereceye iliĢkin bu belirleme malik tarafından tapu kütüğüne tescil ettirilir. TaĢınmaz rehninin hangi dereceye

Ana Hatları ve Bazı Temel Özellikleriyle TaĢınmaz Rehin Hakları, Ġstanbul Kültür Üniversitesi Dergisi, 5, 2006, s.3-30, s. 23.

9 NOMER/ERGÜNE, s. 36; SĠRMEN, s. 600; AKĠPEK, s. 206.

10 YAVUZ, Cevdet, Türk Medeni Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Diğer Mevzuat, Ġstanbul 2014, s. 902.

11 OLGAÇ, s. 51-52; SĠRMEN, s. 601; AKSOY, Sanem; Türk Hukukunda Sabit Dereceler sistemi ve Ġstisnaları, Prof. Dr. Ergun Özsunay'a armağan, 2004 Ġstanbul, s.

605; BAK, BaĢak, TaĢınmaz Rehni SözleĢmesi, Ankara 2009, s. 117; BELEN, s. 24.

12 SĠRMEN, s. 601; NOMER/ERGÜNE, s. 36; ESENER/GÜVEN, s. 503;

AKSOY, s. 604; KÖPRÜLÜ, Bülent/KANETĠ, Selim, Sınırlı Ayni Haklar, Ġstanbul 1972-1973, s. 244; BAK s. 117;

10

kurulacağı ise taraflarca kanun aksini öngörmediği13 sürece serbestçe kararlaĢtırılabilir14. Belirlenen dereceler miktar yönünden tapu kütüğünde gösterilmek zorundadır (TST m.

31). Derecenin miktarı malik tarafından belirlenmekle birlikte, artıĢa iliĢkin değiĢiklik sonraki rehinli alacaklıların iznine tabidir15. Bu yüzden derecenin miktar yönünden de sabitlik oluĢturduğu görülmektedir16.

Türk Medeni Kanunu’nda Türk parası ile rehin kurulması, dolayısıyla derecenin Türk para birimi ile belirlenmesi kuraldır. Ġstisnai olarak TMK m. 851’de yabancı para ipoteği düzenlenmiĢtir. Bu ipoteğin kurulması birtakım Ģarta bağlanmıĢtır17. Buna göre, söz konusu ipoteğin kurulabilmesi için öncelikle herhangi bir alacak değil, kredi alacağı teminat altına alınmalıdır. Bu kredi ise yabancı para üzerinden ya da yabancı para ölçüsü ile verilmelidir. Kredi veren kurumun bir kendi

13 Bazı hallerde kanun tarafından rehnin derece ve sırasına iliĢkin belirleme yapılmıĢtır. Bu rehin hakları kanuni ipotek haklarını oluĢturmaktadır. Kanuni ipotek haklarına çalıĢmamızda ileri kısımda yer verildiğinden burada ayrıntıya girilmemiĢtir.

14 AKINTÜRK, s. 773; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s 926;

SĠRMEN, s. 601; ESENER/GÜVEN, s. 503; GÜRSOY, Kemal T. /EREN, Fikret /CANSEL, Erol, Türk EĢya Hukuku, Ġkinci Baskı, Ankara 1984, s. 993; SAYMEN Ferit /ELBĠR Halit K., Türk EĢya hukuku Dersleri, Ġstanbul 1963, s. 555.

15 SĠRMEN, s. 601; NOMER/ERGÜNE, s. 36; AKSOY, s. 605;

KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 245; ġENER, Yavuz Selim, Türk Hukukunda Ġpotek ve Uygulaması, 3. Bası, Ankara 2010, s. 112.

16 ACAR, s. 54; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 926; AYAN, s.

176; AKINTÜRK, s. 770; GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 992.

17 NAR, Ahmet, Yabancı Para Ġpoteği, Ankara 2009, s. 68; EKEN, Senem, Yabancı Para Ġpoteği, Ġstanbul 2006, s. 46; Yargıtay 14. HD’nin 24.04.2012 tarih ve 2011/16069 Esas, 2012/5879 Karar sayılı ilamında davalılardan H... Ltd.ġti.’nin, Türkiye’de faaliyet gösteren bir kredi kuruluĢu olduğu, Sağladığı kredinin Euro değeri üzerinden ödendiği, bunun dıĢında, dava konusu parselin satıĢ vaadine iliĢkin 30.04.2007 tarihli sözleĢmede satıĢ bedelinin de yabancı para değeri üzerinden belirlendiği belirtilmiĢtir. Bu sebeple, Türk Medeni Kanununun 893. maddesinin 1.fıkrasında sözü edilen satıcı (davacılar) lehine yabancı para değeri üzerinden ipotek tesisinin de mümkün olduğu vurgulanmıĢtır. Yargıtay 14. HD’nin 05.07.2011 tarih ve 2011/6243 Esas, 2011/8844 Karar sayılı ilamında da aynı konuya değinilmiĢtir. Aynı yönde bkz. Yargıtay 19. HD. 25.05.2000 tarih ve 2000/3227 E-3951 E-K. Sayılı ilamı, Uyap BiliĢim Sistemleri E.T., 01.04.2018.

11

yasal mevzuatına göre kredi kuruluĢlarından olması gereklidir. Gerçekten de, yurt dıĢında faaliyet gösteren bir kredi kuruluĢu da kendi mevzuatına göre kredi vermeye yetkilendirilmiĢ ise, verdiği kredi teminat altına alınabilir18. Tüm bunlara ek olarak rehin yükünün yabancı para birimi ile belirlenmesi ve aynı derece içinde tek bir para birimi ile rehin kurulması gereklidir.

Sabit dereceler sisteminde derece kavramı, sıranın belirlenmesinde de önem arz etmektedir. Alacaklının sahip olduğu derece sabittir. Malik ile aksine bir sözleĢme yapılmadığı veya kanuni istisnalar dıĢında rehinli alacaklının derecesi değiĢmez. Her bir rehinli alacaklı bulunduğu derecenin sırasına göre alacağına kavuĢmaktadır19.

B. Sıra

TaĢınmaz maliki taĢınmazı üzerinde birden fazla rehin hakkı kurabilmektedir. TaĢınmazın paraya çevrilmesi halinde satıĢ bedelinin bütün rehinli alacaklılara yetmemesi sıra problemini doğurur20. Gerçekten de, taĢınmaz bedeli tüm alacaklıları tatmin ettiği takdirde alacaklılar arasında bir menfaat çatıĢması meydana gelmez. Dolayısıyla sıra problemi ortaya çıkmaz. Buna göre sıra kavramı, aynı taĢınmaz üzerinde birden fazla rehinli alacaklının, taĢınmazın paraya çevrilmesinde aralarındaki öncelik-sonralık iliĢkisini ifade etmektedir. BaĢka bir deyiĢle hangi alacaklının daha önce tatmin edileceği sorusuna cevap vermektedir.

18 SĠRMEN, s. 609; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 935.

19 ESENER/GÜVEN, s. 503; NOMER/ERGÜNE, s. 37.

20 HATEMĠ/AYBAY, EĢya hukuku, 4. Bası, Ġstanbul 2014, s. 275; FEYZĠOĞLU Feyzi N./ DOĞANAY Ümit/ AYBAY Aydın, EĢya Hukuku Dersleri, Ġstanbul 1968, s.

212; DEMĠR, Remzi, Türk Hukukunda Sabit Dereceler Sistemi ve Rehnin Paraya Çevrilmesi, Prof. Dr. Nevzat TOROSLU’ya Armağan, Cilt I, s. 291-334, Ankara, s. 291;

NAR, s. 98; AKĠPEK, s. 204; AKINTÜRK s. 768; AYAN s. 175.

12

Derece ile sıra kavramı bazı yazarlar tarafından birbiri yerine kullanılmaktadır. Hâlbuki derece ile sıra kavramı birbirine yakın iki farklı kavramdır21. Gerçekten de, derece taĢınmazın farazî parçalara bölünmesi ile ortaya çıkan değerdir.

Buna karĢılık, sıra ise rehinli alacaklıların birbirleri ile arasındaki öncelik iliĢkisini ifade etmektedir. Alacaklının sırası bulunduğu dereceye göre belirlenir. Alacaklılar arasındaki sırayı malik ya da taraflar belirler. Belirlenen sıra rehin sözleĢmesinde kararlaĢtırılır ve tapu kütüğüne iĢlenir. Sıra ile derece arasındaki sıkı iliĢki kavramların karıĢtırılmasına yol açmaktadır. Meselâ uygulamada 1. derece ipotek, 1. sıradaki ipotek; 2. derece ipotek, 2. sıradaki ipotek anlamında kullanılır. Ancak bu kullanım kavramların aynı olduğu anlamına gelmemektedir.

Kural olarak TMK m. 1022/I’de sınırlı aynî haklar arasında sıranın tescil tarihlerine göre belirleneceği kabul edilmiĢtir. Buna göre eski tarihli sınırlı aynî hak diğerine nazaran önceliğe sahip olur22. Ġrtifak hakkı ya da taĢınmaz yükü karĢısında rehin hakkı ise, derecenin kurulma tarihine göre öncelik hakkına sahip olur23. Rehin hakkının kurulduğu derece eski tarihli ise diğer sınırlı aynî haklardan önce gelir.

Derecenin sonradan boĢalması halinde veya saklı bırakılan dereceye kurulacak yeni rehin için de, derecenin kurulduğu tarihe göre değerlendirme yapılır. Birden fazla rehin hakkı arasındaki sıra ise dereceye bağlı olarak öncelik iliĢkisine göre tayin edilir.

C. BoĢ Derece

TaĢınmazın üzerinde kurulan bir rehnin ibra, mahkeme kararı gibi sebeplerle terkin edilmesi halinde boş derece meydana gelir24. TaĢınmaz maliki boĢ dereceden

21 OLGAÇ, s.42; AKINTÜRK, s. 771; AKSOY, s. 606;

GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 994; EREL, s. 30 vd.; AKĠPEK, s. 208.; KAÇAK, Nazif, s. 184;

22 AKINTÜRK, s. 771; ACAR, s.25;

OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 776; SĠRMEN, s. 515; HATEMĠ/AYBAY, s. 249; ERTAġ, s. 511;

AYAN, s. 175; ERMAN, s. 159.

23 ACAR, s.28; SĠRMEN, s. 516; AKINTÜRK, s. 771; NAR, s. 95. Aksi görüĢ için bkz. HATEMĠ/SEROZAN, s. 680.

24 OLGAÇ, s. 44-46; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 927;

SĠRMEN, s. 600; SELĠÇĠ, Özer, Gayrimenkul Rehninde BoĢ Dereceye Ġlerleme Hakkı,

13

istediği Ģekilde istifade edebilir25. Buna göre taĢınmaz maliki boĢ derece üzerinde daha sonra yeniden rehin hakkı kurabilir (TMK m. 871/2). Yeni rehin tesisinde diğer alacaklıların iznini almasına da gerek yoktur26. TMK m. 869 uyarınca malikin bu boĢ derece üzerinde yeni bir rehin hakkı kurmayacağına iliĢkin taahhüdü geçerli değildir27. BoĢ derecenin meydana gelmesi halinde kural olarak sıradaki ipotek alacaklıları ilerleyemez (TMK m. 871/I). Ancak böyle hallerde malik ile diğer rehinli alacaklılar arasında boĢ dereceye ilerleme sözleĢmesi yapılmasında bir engel yoktur. Meselâ taĢınmaz üzerinde 1. derecede 125.000 TL değerinde; 2. derecede 75.000 TL, 3.

derecede ise 50.000 TL’lik rehin hakkı kurulmuĢ olsun. Malik tarafından 2. derecedeki alacaklının borcu ödendiğinde taĢınmaz üzerinde 2. derecede bir boĢ derece meydana gelir. Malik ise ister 2. derecede yeniden bir rehin hakkı kurabilir isterse bu boĢ dereceyi saklı tutabilir ve sıradaki alacaklıya ilerleme hakkı tanıyabilir.

BoĢ derece rehinli alacağın bir kısmının ödenmesi ile meydana gelmiĢse, boĢalan kısım üzerinde tekrar rehin kurabilmek için bu alacaklının izni gereklidir28. Aksi durumda alacaklı dereceye isabet eden bedeli alacağı oranında paylaĢmaya zorlanmıĢ olur.

ĠHFM, c. XL, sayı 1-4, ĠSTANBUL 1974, s. 429; GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 998;

KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 246-247; BAK, s. 116.

25 HATEMĠ/AYBAY, s. 276; SĠRMEN, s. 600; ESENER/GÜVEN, s. 503;

ACAR, s. 53; AKINTÜRK, s. 772; NOMER/ERGÜNE, s. 36; AYAN, s. 176;

SELĠÇĠ, s. 429; AKSOY s. 612; FEYZĠOĞLU/DOĞANAY/AYBAY, s. 212;

SAYMEN/ELBĠR, s. 554; EREL, s. 48; BELEN, s. 23; WIELAND, C., Kanunu Medenide Ayni Haklar, Ankara, 1946, s. 536.

26 KAÇAK, s. 188, 27 ERTAġ, s. 559.

28 AKSOY, s. 613; KARAHACIOĞLU, Ali Haydar/ DOĞRUSÖZ, M. Edip/

ALTIN, Mehmet, Türk Hukukunda Rehin, Ankara 1996, s. 119.

14

TMK m. 872 uyarınca boĢ derece üzerinde yeniden bir ipotek tesis edilmemiĢse, taĢınmazın paraya çevrilmesi halinde, boĢ dereceler dikkate alınmaz29. Dolayısıyla boĢ derece yokmuĢ gibi bedel sıradaki alacaklılara paylaĢtırılır.

TMK m. 851/III, c. 2’ye göre göre Türk para birimi üzerinden kurulan bir derecenin boĢalması neticesinde, yabancı para ipoteğinin kurulması da mümkündür30. Buna göre, boĢ derecenin değeri ipoteğin kurulması sırasındaki Merkez Bankası döviz alıĢ kuruna göre yabancı paraya çevrilir. Yabancı para üzerinden boĢalan bir derecenin yeniden yabancı para ile doldurulması halinde de aynı hüküm geçerliliğini korur.

D. Alt (Yan) Derece

TaĢınmaz üzerinde bulunan herhangi bir derece içerisinde birden fazla ipotek kurulabilir. Kurulan bu yan ipotekler alt derece olarak adlandırılır.31 Derece içerisinde kısmî tahsilât bulunması, derecenin bir kısmının boĢ bırakılması gibi hallerde de yan derece kurulabilir.

Bir derecede bulunan alt rehin dereceleri, taĢınmaz üzerinde bulunan diğer rehinlere göre aynı sırada kabul edilir. Alt derece arasında sıra ise aksi kararlaĢtırılmamıĢsa ipoteğe iliĢkin ana kuraldan ayrılarak alacaklılar aynı sırada kabul edilir ve dereceye isabet eden bedel alacakları oranında/garameten paylaĢtırılır (TMK m.

874/II) 32 . Ancak madde hükmü emredici nitelikte olmayıp taraflarca aksi

29 Kanundan doğan bu istisna, çalıĢmanın son kısmında sabit dereceler sisteminin istisnaları bölümünde ayrıntılı Ģekilde ele alınmıĢtır.

30 NAR, s. 104 vd.; EKEN, s. 53.

31 OLGAÇ, s.44; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 927;

AKINTÜRK, s. 771-772; ERTAġ, s. 559; SĠRMEN, s. 602; YAVUZ, s. 905;

NOMER/ERGÜNE, s. 37; AYAN, s. 178; AKINTÜRK, s. 771; EREL, s.

32. ;KAÇAK, s. 187; NAR, s. 101.

32 Aynı yönde, OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 927; ERTAġ, s. 560;

SĠRMEN, s. 602; AYĠTER, NuĢin, EĢya Hukuku (Kısa Ders Kitabı), 1987, s. 175;

NOMER/ERGÜNE s. 37;AYAN s. 179; AKINTÜRK, s. 771; AKĠPEK, s. 207;

ERMAN, s. 176; AKSOY, s. 608; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 245; KAÇAK, Nazif, s.

184; ġENER, s. 113; DEMĠR, s. 293. aksi yöndeki HATEMĠ/AYBAY ise s.277’de

15

kararlaĢtırılabilir33. Yan dereceler arasında herhangi bir öncelik iliĢkisi yoktur. Ancak derece içindeki rehin kısmî terkin edilirse, terkin edilen kısım yerine tesis edilen rehin öncekinden sonra gelir34. Kurulan alt dereceler toplamı asıl derecenin miktarını aĢmamalıdır. Aksi halde sıradaki ipotek alacaklılarının rızası gerekir.

Bir rehin derecesinin içinde alt dereceler kurulmasına diğer alacaklılar müdahale edemez35. Çünkü derece içinde ne kadar alt derece kurulursa kurulsun asıl derece miktar yönünden değiĢikliğe uğramaz. Diğer alacaklıların kredi teminatında aleyhlerinde bir değiĢiklik meydana gelmez.

Yabancı para ipoteğinin36 söz konusu olduğu hallerde de alt derece kurulabilir. TMK m. 851/II-3.c’de bir derece içinde farklı para türü ile rehin kurulamayacağı düzenlenmiĢtir. Buna göre, bir derece yabancı para üzerinden kurulmuĢ ipotek var ise, yine aynı para türünden alt derece kurulabilir37. Derecenin Türk parası üzerinden belirlenmiĢ olması halinde de, anılan düzenlemeye göre yabancı para üzerinden bir alt derece kurulamaz.

Yabancı para ipoteğinin36 söz konusu olduğu hallerde de alt derece kurulabilir. TMK m. 851/II-3.c’de bir derece içinde farklı para türü ile rehin kurulamayacağı düzenlenmiĢtir. Buna göre, bir derece yabancı para üzerinden kurulmuĢ ipotek var ise, yine aynı para türünden alt derece kurulabilir37. Derecenin Türk parası üzerinden belirlenmiĢ olması halinde de, anılan düzenlemeye göre yabancı para üzerinden bir alt derece kurulamaz.