• Sonuç bulunamadı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ"

Copied!
113
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

YÜKSEK LİSANS TEZİ Seyit HAYRAN

SÜT SIĞIRCILIĞINDA RİSK KAYNAKLARI VE YÖNETİM STRATEJİLERİ: ADANA İLİ ÖRNEĞİ

TARIM EKONOMİSİ ANABİLİM DALI

ADANA, 2015

(2)

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

SÜT SIĞIRCILIĞINDA RİSK KAYNAKLARI VE YÖNETİM STRATEJİLERİ: ADANA İLİ ÖRNEĞİ

Seyit HAYRAN YÜKSEK LİSANS TEZİ

TARIM EKONOMİSİ ANABİLİM DALI

Bu Tez 29/05/2015 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/

Oyçokluğu ile Kabul Edilmiştir.

……….. ……… ……….

Prof. Dr. Aykut GÜL Prof. Dr. Dilek B. BUDAK Doç. Dr. Handan AKÇAÖZ DANIŞMAN ÜYE ÜYE

Bu Tez Enstitümüz Tarım Ekonomisi Anabilim Dalı Tarafından Hazırlanmıştır.

Kod No:

Prof. Dr. Mustafa GÖK Enstitü Müdürü

Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, Çizelge ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.

(3)

ÖZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

SÜT SIĞIRCILIĞINDA RİSK KAYNAKLARI VE YÖNETİM STRATEJİLERİ: ADANA İLİ ÖRNEĞİ

Seyit HAYRAN

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARIM EKONOMİSİ ANABİLİM DALI Danışman : Prof. Dr. Aykut GÜL

Yıl: 2015, Sayfa: 102 Jüri : Prof. Dr. Aykut GÜL

: Prof. Dr. Dilek B. BUDAK : Doç. Dr. Handan AKÇAÖZ

Bu tez süt sığırcılığında çiftçilerin risk algıları ve risk yönetim stratejilerini analiz etmeyi ve belirlemeyi amaçlamıştır. Veriler Türkiye’nin Adana İlinin Yüreğir ve Sarıçan İlçelerinde rastgele belirlenen 96 süt sığırı yetiştiricisinden 2014 (Aralık) ve 2015 (Şubat ve Mart) yıllarında yüz yüze görüşme ile toplanmıştır. Risk kaynakları ve stratejilerini daha az sayıda değişkene indirgemek için faktör analizi kullanılmıştır. Ardından, sosyoekonomik değişkenler ve haberleşme davranışlarının çiftçilerin risk algıları ve yönetim stratejilerine etkilerini değerlendirmek için faktör yüklerinin bağımlı değişken olarak kullanıldığı çoklu regresyon modeli kullanılmıştır. Çalışma sonuçları göstermiştir ki, çiftçi algılarına göre en önemli risk kaynağı yem fiyatlarındaki değişkenlik, en önemli risk yönetim stratejisi de hastalıklara karşı önceden önlem almaktır. Faktör analizi sonuçlarına göre risk kaynakları ölçeği toplam varyansın % 70,24’ünü açıklayan 8 faktörden oluşmaktadır.

Ölçeğin Cronbach Alfa değeri 0,808 ve KMO örneklem yeterlik ölçüsü 0,732 olarak hesaplanmıştır. Risk yönetim stratejileri ölçeği toplam varyansın % 67,78’ini açıklayan 6 faktörden oluşmaktadır. Ölçeğin Cronbach Alfa değeri 0,775 ve KMO örneklem yeterlik ölçüsü 0,775 olarak hesaplanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre algılar çiftçilere özeldir, bir kısım sosyoekonomik değişkenler ve haberleşme davranışları risk ve risk yönetimi ile ilgili bulunmuştur. Risk yönetim stratejilerinin geliştirilmesi çiftçiler için faydalı olabilir ve bir kısım risklerden ve kayıplardan korunmalarını sağlayabilir.

Anahtar kelimeler: Risk, Risk Yönetimi, Süt Sığırcılığı, Adana

(4)

ABSTRACT MSc THESIS

RISK SOURCES AND RISK MANAGEMENT STRATEGIES IN DAIRY FARMING: A CASE OF ADANA PROVINCE

Seyit HAYRAN

ÇUKUROVA UNIVERSITY

INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES DEPARTMENT OF AGRICULTURAL ECONOMICS

Supervisor : Prof. Dr. Aykut GÜL Year: 2015, Pages: 102 Jury : Prof. Dr. Aykut GÜL

: Prof. Dr. Dilek B. BUDAK

: Assoc. Prof. Dr. Handan AKÇAÖZ

This thesis aims to determine and analyze farmers’ risk perceptions and risk management strategies in dairy farming. Data were obtained in 2014 (December) and 2015 (February and March) from face-to-face interviews of 96 dairy farmers in Yüregir and Saricam district of Adana province in Turkey. Factor analysis was used in data reduction to identify a small number of factors related to risk sources and risk strategies in this study. Then, multiple regression model was used to evaluate the influence of socio-economic characteristics and communication behavior on the farmers’ risk perceptions and risk management strategies using factor loadings. The results of this study show that the most important risk resource that the farmers' perceive is variability in feed prices and risk management strategy that the farmers' perceive is take precautions to prevent disease. The result of factor analysis showed that the risk scale consists of 8 factors explaining 70,24 % of total variance. The internal consistency coefficient Cronbach Alfa of the scale was 0,808 and KMO was 0,732. The risk management scale consists of 6 factors explaining 67,78 % of total variance. The internal consistency coefficient Cronbach Alfa of the scale was 0,775 and KMO was 0,746. According to the results perceptions were farmer-specific, a number of socio-economic variables and communication behavior were found to be related to risk and risk management. To improve risk management strategies is useful for farmers as well and might help them to avoid many risks and reduce losses.

Key Words: Risk, Risk Management, Dairy Farming, Adana

(5)

TEŞEKKÜR

Tez çalışmamda, bilgi birikimi ve deneyimi ile bana yardımcı olan, bu süreçte bilimsel katkılarıyla çalışmama yön veren, hayata dair tecrübelerini benimle paylaşıp geleceğe sağlam adımlar atmamı sağlayan ve her konuda bana güvenen danışman hocam Prof. Dr. Aykut GÜL’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Araştırma anketlerinin oluşturulması aşamasında desteklerini esirgemeyen Prof. Dr. Dilek BOSTAN BUDAK, Prof. Dr. Vedat CEYHAN, Doç. Dr. Handan AKÇAÖZ ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müfettişi Cihan COŞKUN’a;

araştırma verilerinin toplanmasında desteklerini gördüğüm Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Adana İl Müdür Yardımcısı Muhammet Ali TEKİN ile Sarıçam ve Yüreğir İlçe Müdürlükleri personeline ve mesai arkadaşım Araş. Gör.

Tuğçe UĞUR’a teşekkür ederim

Araştırma sorularını yanıtlamak için zaman ayıran değerli süt sığırı yetiştiricileri ile eserlerinden yararlandığım bilim insanlarına teşekkür ederim.

Son olarak bana daha yaşanabilir ve kaliteli bir yaşan sunan annem Zeynep HAYRAN, babam Hanifi HAYRAN ve kardeşim Sedat HAYRAN’a gösterdikleri sabır ve anlayış için teşekkür ederim.

(6)

İÇİNDEKİLER SAYFA

ÖZ ... I  ABSTRACT ... II  TEŞEKKÜR ... III  İÇİNDEKİLER ... IV  ÇİZELGELER DİZİNİ ... VI SİMGELER VE KISALTMALAR………...……….…..…….VII

1. GİRİŞ ... 1 

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR ... 5 

3. MATERYAL VE METOD ... 9 

3.1. Materyal ... 9 

3.1.1. Araştırma Soruları ... 9 

3.2. Metod ... 10 

3.2.1. Örnekleme ve Veri Toplama ... 10 

3.2.2. Üreticilerin Sosyoekonomik Özelliklerinin İncelenmesinde Kullanılan Yöntem ... 11 

3.2.3. Üreticilerin Risk Karşıtlıklarının Analizi ... 11 

3.2.4. Üreticilerin Risk Algılarının Analizi ... 12 

3.2.5. Üreticilerin Haberleşme Davranışlarının Analizi ... 12 

3.2.5. Üreticilerin Risk Algılarıyla Sosyoekonomik Değişkenler Arasındaki İlişkilerin Analizi ... 13 

4. BULGULAR VE TARTIŞMA ... 15 

4.1. Türkiye’de ve Dünyada Süt Üretimi ... 15 

4.1.1. Türkiye’de ve Dünyada Hayvan Varlığı ... 15 

4.1.2. Dünyada ve Türkiye’de Süt Üretimi ... 16 

4.2. Tarımda Risk Yönetimi ve Sigorta Uygulamaları ... 17 

4.2.1. Riskin Tanımı ve Risk Yönetimi ... 17 

4.2.2. Tarımsal Faaliyetleri Etkileyen Riskler ve Yönetim Araçları ... 18 

4.2.3. Tarım Sigortalarının Risk Yönetimi Açısından Değerlendirilmesi ... 22 

4.3. Üreticilerin Risk Karşıtlıkları ... 23 

(7)

4.4. İşletmelerin Sosyoekonomik Özellikleri ... 25 

4.5. Üreticilerin Haberleşme Davranışları ... 30 

4.6. Süt Sığırcılığı İşletmelerinde Sigorta Uygulamaları ... 36 

4.7. Üreticilerin Risk Algılarının Analizi ... 40 

4.7.1. Üreticilerin Risk Kaynaklarına Yönelik Algıları ... 43 

4.7.2. Üreticilerin Risk Yönetim Stratejilerine Yönelik Algıları ... 52 

4.8. Üreticilerin Risk Algılarıyla Sosyoekonomik Değişkenler ve Haberleşme Davranışları Arasındaki İlişkiler ... 59 

4.8.1. Üreticilerin Risk Kaynaklarına Yönelik Algılarıyla Sosyoekonomik Değişkenler ve Haberleşme Davranışları Arasındaki İlişkiler ... 59 

4.8.2. Üreticilerin Risk Yönetim Stratejilerine Yönelik Algılarıyla Sosyoekonomik Değişkenler ve Haberleşme Davranışları Arasındaki İlişkiler ... 65 

4.9. Üreticilerin Güdüleri ve Gelecek Planları ... 69 

4.9.1. Üreticilerin Tarımsal Üretim Yapma Nedenleri ... 69 

4.9.2. Üreticilerin Tarımsal Faaliyet Yapmalarında Yardımcı Etkenler ... 71 

4.9.3. Süt Sığırı Yetiştiricilerinin Gelecek Planları ... 73 

5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER ... 79 

KAYNAKLAR ... 85 

ÖZGEÇMİŞ ... 91 

EKLER ... 92 

(8)

ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA

Çizelge 4.1. Dünyada Hayvan Varlığı (1000 Baş) ... 15 

Çizelge 4.2. Türkiye’de Hayvan Varlığı (100 Baş) ... 16 

Çizelge 4.3. Dünyada ve Türkiye’de Süt Üretimi ... 16 

Çizelge 4.4. Üreticilerin Göreceli Risk Tutumları Değerlendirmeleri ... 24 

Çizelge 4.5. Üreticilerin Göreceli Risk Tutumları ... 25 

Çizelge 4.6. İşletmelerin ve Üreticilerin Bazı Sosyoekonomik Özellikleri– 1 ... 27 

Çizelge 4.7. İşletmelerin ve Üreticilerin Bazı Sosyoekonomik Özellikleri – 2 ... 29 

Çizelge 4.8. Süt Sığırı Yetiştiricilerinin Haberleşme Davranışları ... 32 

Çizelge 4.9. Süt Fiyatlarındaki Düşme Karşısında Ne Yaparsınız? ... 36 

Çizelge 4.10. Bitkisel Ürün Fiyatlarının Düşmesi Halinde Ne Yaparsınız? ... 37 

Çizelge 4.11. Sigorta Yaptırmama Nedenleri İçin Ortalamalar ve Faktör Analizi Sonuçları ... 39 

Çizelge 4.12. Dünyada ve Türkiye’de Süt Üreticilerinin Risk Algılarının Analiz Edildiği Bazı Çalışmalar ... 41 

Çizelge 4.13. Risk Kaynaklarına İlişkin Ortalamalar ... 44 

Çizelge 4.14. Risk Kaynaklarına İlişkin Faktör Analizi Sonuçları ... 50 

Çizelge 4.15. Risk Yönetim Stratejilerine İlişkin Ortalamalar ... 54 

Çizelge 4.16. Risk Yönetim Stratejilerine İlişkin Faktör Analizi Sonuçları ... 58 

Çizelge 4.17. Risk Faktörleri İle Sosyoekonomik Değişkenler ve Haberleşme Davranışları Arasındaki İlişkilere Yönelik Regreyon Analizi Sonuçları ... 63 

Çizelge 4.18. Risk Yönetim ile Sosyoekonomik Değişkenler ve Haberleşme Davranışları Arasındaki İlişkilere Yönelik Regreyon Analizi Sonuçları ... 68 

Çizelge 4.19. Üreticilerin Tarımsal Faaliyet Yapma Nedenler İçin Ortamalar ve Faktör Analizi Sonuçları ... 70 

Çizelge 4.20. Üreticilerin Tarımsal Faaliyet Yapmalarına Yardımcı Olan Faktörler İçin Ortalamalar ve Analizi Sonuçları ... 72 

(9)

Çizelge 4.21. Süt Sığırı Yetiştiricilerin Ekonomik ve İşletmecilik İle İlgili

Gelecek Planları ... 74  Çizelge 4.22. Süt Sığırı Yetiştiricilerin Aileleri ile İlgili Gelecek Planları ... 75  Çizelge 4.23. Süt Sığırı Yetiştiricilerin Toplumsal ve Sosyal Konulardaki

Gelecek Planları ... 77  Çizelge 4.24. Süt Sığırı Yetiştiricilerin Çevresel Planları... 78 

(10)

SİMGELER VE KISALTMALAR

Fao : Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü GTHB : Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı TARGEL : Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi Tüik : Türkiye İstatistik Kurumu

(11)
(12)

1. GİRİŞ

Tarımsal faaliyet büyük ölçüde doğal koşulların etkisi altında yapılmaktadır.

Bundan dolayı çiftçiler yağış, sıcaklık, hastalık, don, rüzgar vb. gibi kontrol edemedikleri faktörlerdeki dalgalanmalar nedeniyle, ürün verimlerini tahmin edememektedirler. Tarımla ilgili girdi-çıktı fiyatlarında meydana gelen değişmeler sonucunda tarımsal faaliyetlerden sağlanan gelirde, yıllar itibariyle dalgalanma ve önemli farklılıklar ortaya çıkabilmektedir. Bunun sonucunda da, çiftçiler sürekli değişen ve riskli bir çevrede karar almak zorunda kalmaktadırlar. Çünkü işletmeciler, amaçlarına ve sermaye yapılarına bağlı olarak değişimlere farklı tepkiler ve tutumlar gösterirler. Bu amaçla üreticilerin karşılaştıkları risk faktörlerinin ve ağırlıklarının analiz edilmesi, çiftçilerin riske karşı tutumlarının ortaya konulması daha sağlıklı kararların alınmasına yardımcı olacaktır. Bu sebeple, bitkisel ve hayvansal üretimde ileriye dönük planlar yapılırken, tarımın yapısında var olan risklerin göz önünde bulundurulup, söz konusu risklerin analiz edilmesi ve çiftçilerin risk davranışlarının anlaşılması gerekmektedir (Ceyhan, 2003; Hardaker ve ark., 2004). Çiftçilerin risk davranışlarının anlaşılması ve daha etkin politikaların geliştirilmesinde ise, üreticilerin çeşitli risk faktörleri karşısında nasıl hareket etmesi gerektiği ile ilgilenen (Matematiksel programlama gibi) normatif çalışmaların yanı sıra, üreticilerin gerçekte çeşitli risk faktörlerini nasıl algıladıkları ve bunlar karşısında nasıl hareket ettiklerinin ortaya konulduğu betimleyici ve açıklayıcı çalışmalara da oldukça ihtiyaç vardır.

Adana İlinde dinamik bir ortamda üretim faaliyetlerini sürdüren çiftçiler, üretim faaliyetlerinin çeşitli aşamalarında sayısız kararlar almak durumunda kalmakta ve genellikle kararlarını alırken karşılaştıkları riski göz ardı etmektedirler.

Bunun sonucu olarak riski hesaba katmayan çiftçilerin kararları genellikle doğru olmamakta ve bu yüzden sahip oldukları üretim faktörlerini (arazi, işgücü ve sermaye) etkin olarak kullanamamaktadırlar. Oysaki tarım işletmelerinde risk kaynaklarının tespit edilmesi ve riskin ölçülerek alınan kararların etkinleştirilmesi tarım işletmeciliğinin temel prensipleri arasında yer almaktadır. Üretim kararları alınırken risk unsurunun dikkate alınması, hem kaynakların daha etkin kullanılmasını

(13)

sağlayabilmekte hem de daha uygulanabilir işletme planlarının elde edilmesini mümkün kılmaktadır (Çetin, 2013).

İnceleme alanında tarımla ilgili politikaların ve yayım programlarının daha sağlıklı oluşturulabilmesi ve işletmelerde daha doğru kararlar alınıp, üretim faktörlerinin etkin kullanımının sağlanabilmesi için risk kaynakları, çiftçilerin risk davranışları ve risk yönetimi konularında orijinal ve kullanılabilir bilgiye büyük oranda gereksinim duyulmaktadır.

Türkiye’de 2013 yılında toplam 16.655.009 ton inek sütü üretilmiş olup, bunun % 1,72’si (286.352 ton) Adana İlinde gerçekleşmiştir (Anonim, 2014c).

Türkiye genelinde olduğu gibi Adana İlinde de süt sığırcılığı, tarımın yapısal sorunlarının çözümlenememesine paralel olarak, yerli ırkların yeterince ıslah edilememesi, özellikle kaliteli süt yemi ve çiğ süt fiyatlarındaki dalgalanmalar, iş gücü talebinin süreklilik arz etmesi, sürekli ve düzenli nakit ihtiyacının olması gibi sebeplerle tarımsal üretimin diğer kollarına göre risk faktörlerine karşı oldukça hızlı reaksiyon gösteren bir çalışma ortamıdır (Gebreegziabher ve Tadesse, 2014; Hazneci ve Ceyhan, 2011; Zhou ve ark., 2012).

Dünyada süt sığırcılığı üretim dalında çiftçilerin risk algılarının analiz edilerek, risk davranışlarının anlaşılmasına ve daha etkin risk yönetim stratejilerinin geliştirilmesine yönelik oldukça zengin bir literatür bulunmasına karşın (Flaten ve ark., 2005; Gebreegziabher ve Tadesse, 2014; Meuwissen ve ark., 2001; Zhou ve ark., 2012), Türkiye’de oldukça sınırlıdır (Akcaoz ve ark., 2009a; Kızılay, 2006). Bu çalışma ile Türkiye’de süt sığırcılığı alanında görülen bu boşluk bir nebzede olsa doldurulmaya çalışılmıştır.

Tezin amacı; Adana İlinde süt sığırcılığına yer veren tarım işletmelerinin karşı karşıya kaldıkları risk faktörleri ve ağırlıkları ile işletmelerin uygulayabilecekleri risk yönetim stratejilerinin belirlenmesi ve daha etkin sigorta uygulamaları için önerilerin geliştirilmesidir.

(14)

Araştırmanın belirlenen amacına ulaşabilmesi için,

 Tarımda ve özellikle süt sığırcılığında sigorta uygulamaları ve tarım işletmecilerinin süt sığırcılığından memnuniyet durumları ve gelecek planları incelenmiştir,

 Üreticilerin risk karşıtlıkları belirlenmiştir,

 İncelenen işletmelerin sosyoekonomik yapıları ve haberleşme davranışları analiz edilmiştir,

 Üreticilerin çeşitli risk kaynaklarına ve risk yönetim stratejilerine ilişkin algıları tanımlayıcı istatistikler ile belirlenmiş ve faktör analizine tabi tutulmuştur,

 Üreticilerin risk algıları ile sosyoekonomik özellikleri ve haberleşme davranışları arasındaki ilişkiler çoklu regresyon ile incelenmiştir.

Araştırma sonuçlarının süt sığırcılığı yapan işletmeciler, politika yapıcılar ve bu konuda daha sonra çalışacak araştırıcılar üzerinde yaygın etkisi olması beklenmektedir. Olası etkiler; süt sığırcılığı yapan işletmeler, politika yapıcılar ve araştırıcılar açısından ortaya çıkabilecektir. Süt sığırcılığı yapan işletmeler açısından, projenin çıktılarının dikkate alınması ve önerilerin uygulanması halinde, süt sığırcılığı yapan üreticiler, karşılaşacakları risk faktörlerini en aza indirebilir ve risk yönetiminde en uygun stratejiyi belirleyebilirler. Politika yapıcılar açısından değerlendirildiğinde, elde edilen proje çıktıları sayesinde politikacılar süt sığırcılığı yapan işletmeler ile ilgili işletme düzeyinde ihtiyaç duyacakları verilere sahip olup, bu işletmelere ilişkin çok daha rasyonel politika geliştirebileceklerdir. Ayrıca yörede gerçekleştirilen yayım çalışmalarının daha etkin yürütülmesine zemin hazırlandığı düşünülmektedir. Böylece süt sığırcılığı işletmeleri stratejik hedefler doğrultusunda gelişebilecektir. Araştırıcılar açısından ise, araştırma çıktıları sayesinde süt sığırcılığı yapan işletmelerde var olan problemleri daha doğru tespit edebilecek ve bunlarla ilgili ileri düzeyde araştırmalar yapabileceklerdir.

(15)
(16)

2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR

Gerek Türkiye’de ve gerekse dünyada tarımda risk analizi, risk yönetimi ve riskin planlamaya dahil edilmesi konularında bir çok çalışma yapılmıştır (Akcaoz ve ark., 2010; Akcaoz ve ark., 2009b; Akcaoz ve Ozkan, 2005; Akçaöz ve ark., 2006a;

Akçaöz ve ark., 2004; Akçaöz ve ark., 2006b; Arrow, 1964; Bergfjord, 2009;

Botterill ve Mazur, 2004; Bozoğlu ve ark., 2001; Çetin ve Esengün, 2013; Ceyhan, 2003; Cukur ve ark., 2011; Hanson ve ark., 2004; Hansson ve Lagerkvisk, 2012;

Hardaker ve ark., 2004; Hazneci ve Ceyhan, 2011; Lien ve ark., 2006; Pratt, 1964;

Stordal ve ark., 2007; Şahin ve ark., 2008; Toma ve Mathijs, 2007). Bu çalışmalardan bazıları üreticilerin risk karşısında nasıl hareket etmesi gerektiğini analiz eden normatif çalışmalar (Bozoğlu ve ark., 2001; Hazneci ve Ceyhan, 2011), bazıları riskin planlamaya dahil edildiği çalışmalar (Çetin ve Esengün, 2013) ve bazıları da betimsel ve açıklayıcı çalışmalardır (Agır ve ark., 2015; Flaten ve ark., 2005; Gebreegziabher ve Tadesse, 2014; Zhou ve ark., 2012). Oldukça geniş olan literatürden seçilmiş bazı çalışmalar aşağıda özetlenmiştir.

Bergfjord (2009) araştırmasında Norveç’te balıkçıların risk tutumları, risk kaynakları ve yönetim stratjeilerine ilişkin algılarını analiz etmiştir. Araştırma sonuçlarına göre balıkçılar kendilerini bitkisel ve hayvansal üretim yapan çiftçilere göre ılımlı risk karşıtı olarak görmektedirler. En önemli risk kaynakları somon fiyatlarındaki değişkenlik, kurumsal riskler ve balık hastalıkları, en önemli risk yönetim stratejisi ise maliyetleri düşürme olarak belirlenmiştir.

Akçaöz ve Özkan (2005) çalışmalarında Çukurova Bölgesinde tarımsal üretimi etkileyen risk unsurları ile risk stratejilerini belirlemişlerdir. Çalışmada üreticiler risk tutumlarına göre üç gruba ayrılmış (Riski tercih eden, riske karşı olan ve riske karşı nötr) ve elde edilen anket verileri faktör analizine tabi tutulmuştur.

Araştırma sonuçlarına göre en önemli risk faktörleri hükümet politikalarındaki değişimler ve girdi maliyetleri, en önemli risk stratejileri ise çeşitlendirme olarak tespit edilmiştir. Uygulanan faktör analizi neticesinde risk kaynakları çevresel, afet, girdi maliyetleri, üretim ve teknoloji, politik, finansal, kişisel, piyasa, sağlık ve

(17)

sosyal güvenlik olarak, risk yönetim stratejileri ise çeşitlendirme, tarım dışı gelir, pazarlama, finans ve güvenlik olarak gruplandırılmıştır.

Akçaöz ve ark. (2006) çalışmalarında Antalya İlinde çiftçilerin risk tutumlarına göre sigorta uygulamalarının incelenmesini ve bölgede tarımsal üretimi tehdit eden önemli risk kaynaklarının belirlenmesini amaçlamışlardır. Araştırmada anket yöntemi ile toplanan birincil veriler ile çeşitli kaynaklardan elde edilen ikincil veriler kullanılmıştır. Araştırma sonuçları oran ve yüzde olarak verilmiş ve çiftçilerin risk tutumu bakımından hangi grupta yer aldıkları ise referans kumarı ve tercih ölçeği ile belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre çiftçilerin %39,9’u risk seven,

%53,1’i risk sevmeyen ve %7,0’si riske kayıtsız davranış grubunda yer almakta, İncelenen 143 üreticiden 111’i düzenli olarak tarım sigortası yaptırmaktadır.

Çiftçilerin sigorta yaptırmama nedenleri ise sırasıyla gelir yetersizliği ve düzensizliği, sigorta bedellerinin yüksek olması ve zarar tespitindeki zorluklar olarak belirlenmiştir. Çiftçilerin % 93’ü gelirlerinin daha yüksek olması halinde sigorta yaptırabileceklerini ifade etmişlerdir.

Şahin ve ark. (2008) çalışmalarında tarımsal üretimde karşılaşılan risk faktörleri ile uyguladıkları risk yönetim stratejileri arasındaki ilişkiyi yapısal eşitlik modeli ile incelemişlerdir. Araştırma sonuçlarına göre bölgede gözlenen en önemli risk unsurları ülkenin genel ekonomik durumu, girdi maliyetleri ve doğal etkenler, en önemli risk stratejisi ise çeşitlendirme olarak tespit edilmiştir. Yapısal eşitlik modellemesi sonuçlarına göre üretimi en fazla etkileyen risk faktörleri; üretim tekniği (F7= 0.77), hasatlık ve zararlılar (F8= 0.68) ve verimden kaynaklanan değişkenlik (F6= 0.65) olarak belirlenmiştir. Bu risklere karşı alınan en etkili stratejik önlemler ise; yeni üretim teknikleri kullanmak (S15= 0.81), mevcut kaynakların planlanması (S8= 0.78) ve pazar hakkında bilgilenme (S5= 0.65) olarak saptanmıştır.

Hazneci ve Ceyhan (2011) çalışmalarında Amasya ili Merzifon ilçesinde süt sığırcılığı yapan işletmelerde çiftçilerin riske karşı tutumlarının belirlenmesi, risk kaynaklarının tespit edilmesi, karşılaşılan riskin ölçülmesi ve uygulanabilecek risk yönetimi stratejilerinin oluşturulmasını hedeflemişlerdir. Araştırmada toplam 67 adet işletmeden anket yöntemi ile toplanan birincil veriler ve çeşitli kaynaklardan

(18)

derlenen ikincil veriler kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre işletmelerin % 69’u riski sevmeyen, % 31’i riski seven davranış grubunda yer almaktadır. Yapılan risk ölçümüne göre işletmelerin faaliyet riski % 73, mali risk ise % 3 olarak hesaplanmıştır. Araştırma sonuçları Merzifon İlçesinde süt sığırcılığı işletmelerini tehdit eden en önemli risk kaynağı fiyat ve verim dalgalanmaları olarak belirlendiği için, uygulanabilecek risk yönetim stratejileri çeşitlendirme, kooperatifleşme ve sözleşmeli üretim olarak önerilmiştir.

Esengün ve Çetin (2013) Amasya İlinde yaptıkları çalışmalarında, bölgede yetiştirilen önemli tarım ürünlerinde verim ve fiyat riskini analiz etmişlerdir. Bu amaçla, 1994-2008 yılları arasını kapsayan zaman serisi verilerinden yararlanılarak kuru soğan, buğday, şeker pancarı, arpa, ayçiçeği ve dane mısır için risk analizleri değişim katsayısı ve tesadüfi değişim katsayısı hesaplanarak yapılmıştır. Hesaplanan değişim katsayıları verim dalgalanmalarının dane mısırda, fiyat ve gelir dalgalanmalarının ise kuru soğanda daha şiddetli hissedildiğini göstermiştir. Verim, fiyat ve brüt üretim değeri serilerinin tamamında tesadüfi değişim katsayıları değişim katsayılarından düşük çıkmıştır. Bu durum üreticilerin teknik ve ekonomik gelişmelerden haberdar olduklarında verim kayıplarını en aza indirebileceklerini, fiyatları takip edebileceklerini, fiyatlara ilişkin gelişmelerden haberdar olmaları halinde gerekli girişimlerde bulunabileceklerini, verim, fiyat ve gelirdeki dalgalanmalara karşı uygun risk yönetim stratejisi çerçevesinde hareket edebileceklerini göstermektedir. Araştırma bulgularına dayanılarak bölge üreticisi için en uygun risk yönetim stratejisi çeşitlendirme olarak belirlenmiştir.

Ağır ve ark (2015) araştırmalarında çilek üreticilerinin risk kaynakları ve yönetim stratejilerine yönelik algılarını analiz etmeyi amaçlamışlardır. Araştırmada İzmir İlinde 52 üreticiden 2010 üretim yılında toplanan biricincil veriler kullanılmıştır. Üreticilerin risk algıları tanımlayıcı istatistikler ve faktör analizi ile, üreticilerin risk aglılarıyla sosyoekonomik özellikleri arasındaki ilişkiler ise çoklu regresyon modeli ile incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre üreticiler açısından en önemli risk kaynağı düşük üretim kapasitesi ve en önemli risk yönetim stratejisi sürdürülebilir gelir olarak belirlenmiştir.

(19)
(20)

3. MATERYAL VE METOD

3. 1. Materyal

Araştırmanın ana materyalini Adana İlinde süt sığırcılığı yapan tarım işletmelerinden anket yöntemi ile toplanan birincil veriler oluşturmuştur.

Araştırmada en az 5 sığırla çalışan işletmelerden hazırlanan anket formu ile gerekli veriler toplanmıştır. Araştırma verileri 2014 yılının Aralık ayı, 2015 yılının Şubat ve Mart aylarında toplanmıştır. Birincil verilerin yanı sıra bölgede görev yapan konu uzmanları, İl ve İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri yetkililerinin görüşleri, konu ile ilgili daha önce yapılmış araştırma sonuçları, ilgili kurum ve kuruluşların kayıtları gibi ikincil veriler de materyal olarak kullanılmıştır.

Türkiye’de damızlık sığır yetiştiricileri birliğine üye olabilmek için asgari 5 baş sığır varlığı şart koşulduğu için (Anonim, 2014b) araştırmada da en az 5 sığır ile çalışan işletmeler kapsama alınmıştır.

3.1.1. Araştırma Soruları

Araştırmanın ortaya çıkmasına neden olan ve amacına yön veren araştırma soruları şunlardır;

1) Adana İlinde süt sığırcılığı işletmelerinin temel sosyoekonomik özellikleri nelerdir? Bu özellikler üreticilerin göreceli risk karşıtlıklarına göre değişmekte midir?

2) Araştırma alanında üreticilerin haberleşme davranışları nasıldır?

3) Araştırma alanında üreticilerin risk karşıtlıkları nasıldır?

4) Araştırma alanında üreticiler açısından en önemli risk kaynakları nelerdir?

5) Araştırma alanında üreticilerin karşılaştıkları risk kaynaklarına cevaben kullandıkları en önemli risk yönetim stratejileri nelerdir?

6) Üreticilerin risk algıları ile temel sosyoekonomik değişkenler ve haberleşme davranışları arasında bir ilişki var mıdır?

(21)

3.2. Metod

3.2.1. Örnekleme ve Veri Toplama

Adana İlini temsil edecek şekilde ilçeler İl/İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkilileri ile yapılan görüşmeler neticesinde gayeli örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir (Sarıçam ve Yüreğir İlçeleri). İlçeleri temsil edecek şekilde kırsal yerleşim birimleri de gayeli örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. Örnek hacmi aşağıda yer alan formül kullanılarak, % 95 güven aralığı (Z = 1,96) ve % 10 örneklem hatası (d = 0,1) ile 96 olarak hesaplanmıştır (Kaya ve ark., 2014).

2 . .

Ölçmek istenilen özelliğinin ana kütlede bulunma ihtimali konusunda hiç bir ön bilgi olmadığı için benzeri örneklemelerde uygulanan genel kural olarak q = p = 0.5 kabul edilerek sabit bir örnekleme hatası ve güvenilirlik derecesi mümkün olan en büyük örnek hacmi elde edilmiştir. Belirlenen ilçelerde toplam 101 anket yapılmıştır. 5 anket çeşitli hatalar nedeniyle değerlendirmeye katılmamış olup, analizler 96 anketten elde edilen veriler ile yapılmıştır. Ayrıca araştırmada kullanılan ikincil veriler de literatür taraması ve ilgili kurum ve kuruluşlarının kayıtlarının incelenmesi neticesinde elde edilmiştir. Araştırmada uygulanan anket formları, kurulan modellerin çözümü için gerekli olan verilerin elde edilmesine olanak sağlayacak şekilde düzenlenmiştir. Anket formlarının hazırlanmasında daha önce risk ve haberleşme davranışları konularında yapılan çalışmalardan da yararlanılmıştır. Bu şekilde araştırma amaçlarına uygun olarak hazırlanan anket formu konu uzmanlarının görüşlerine sunulmuştur. Daha sonra ön-teste tabi tutulmuş ve bunun neticesinde yapılan düzenlemeler sonunda arazi de uygulanarak araştırma için gerekli veriler elde edilmiştir. Veri setinin güvenirliğinin ölçülmesinde cronbach alpha indeksinde yararlanılmıştır.

(22)

3.2.2. Üreticilerin Sosyoekonomik Özelliklerinin İncelenmesinde Kullanılan Yöntem

Üreticilerin sosyoekonomik özellikleri işletmeler ortalaması ve risk grupları itibariyle parametrik veriler için anova, parametrik olmayan veriler için de ki kare ve kruskal Wallis testleri ile karşılaştırmalı olarak incelenmiştir (Kalaycı, 2008; Miran, 2002). Üreticilerin sigorta yaptırmama nedenleri, tarımsal faaliyet yapma nedenleri, tarımsal faaliyet yapmalarında yardımcı olan faktörler tanımlayıcı istatistikler ve faktör analizi ile, üreticilerin gelecek planları ise tanımlayıcı istatistikler ile incelenmiştir (Hair ve ark., 1994; Kalaycı, 2008; Miran, 2002). Araştırmada üreticilerin arazi varlığı ve arazi parça sayısı değişkenlerine ait veriler normal dağılım göstermediği için, söz konusu verilere logaritmik dönüşüm uygulanmıştır (Alpar, 2011).

3.2.3. Üreticilerin Risk Karşıtlıklarının Analizi

Bu araştırmada üreticilerin risk karşıtlıklarının göreceli olarak belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla konu ile ilgili yapılan bazı uluslararası çalışmalara paralel olarak (Flaten ve ark., 2005; Meuwissen ve ark., 2001) hazırlanan “üretim kararlarında diğer çiftçilere göre daha fazla risk alırım”, “Pazarlama ve yatırım kararlarında diğer çiftçilere göre daha fazla risk alırım” ve “Yatırım ve finans kararlarında diğer çiftçilere göre daha fazla risk alırım” şeklindeki üç ifade çiftçilere sunulmuş ve bu ifadelere ne derecede katılıp katılmadıklarını 1 (Kesinlikle katılmıyorum) ile 5 (Tamamen katılıyorum) arasında puanlamaları istenilmiştir.

Ardından üç adet ifade faktör analizine tabi tutularak faktör skorları elde edilmiştir.

Faktör analizine neticesinde üç adet ifadeden oluşan ölçek, tek bir faktöre indirgenmiştir. Elde edilen bu faktör skorları ile de kümeleme analizi yapılarak benzer risk tutumuna sahip üreticiler üç gruba ayrılmıştır. Bu üç grup, risk karşıtlıklarına göre “yüksek seviyede risk karşıtı”, “orta seviyede risk karşıtı” ve

“düşük seviyede risk karşıtı” olarak isimlendirilmiştir (Alpar, 2011; Flaten ve ark., 2005; Hair ve ark., 1994; Kalaycı, 2008; Meuwissen ve ark., 2001).

(23)

3.2.4. Üreticilerin Risk Algılarının Analizi

Üreticilerin risk algılarının analiz edilmesinde amaç en önemli risk unsuru ve yönetim stratejisinin belirlenmesi ve risk algıları ile sosyoekonomik değişkenler ve haberleşme davranışları arasındaki ilişkinin incelenmesinde kullanılacak faktör skorlarının elde edilmesidir.

Üreticilerin risk algılarının belirlenmesi amacıyla beşli likert ölçeğine göre belirlenmiş anket formu ile gerekli veriler toplanmıştır. Literatür incelemesi, bölge koşulları ve konu uzmanları ile yapılan görüşmeler neticesinde oluşturulan risk kaynakları ve yönetim stratejileri beşli likert ölçeği ile üreticilere sunulmuş ve 1 (Hiç Önemli Değil) ile 5 (Oldukça Önemli) arasında puanlamaları istenmiştir (Agır ve ark., 2015; Akcaoz ve ark., 2010; Akcaoz ve ark., 2009; Bergfjord, 2009; Cukur ve ark., 2011; Hair ve ark., 1994). Üreticilerin her bir risk kaynağı ve yönetim stratejisine verdikleri puanların ortalamaları alınarak, bölgede gözlenen en önemli risk kaynağı ve yönetim stratejisi belirlenmiştir.

Risk kaynakları ve yönetim stratejilerine ilişkin üretici algılarının boyutlarının incelenebilmesi için faktör analizi kullanılmıştır. Bu şekilde çok sayıdaki değişken taşıdıkları bilgi bozulmadan, daha anlamlı değerlendirmeler ve yorumlar yapabilmek amacıyla daha az sayıdaki değişken ile ifade edilmiş, ayrıca üreticilerin risk algıları ile sosyoekonomik değişkenler ve haberleşme davranışları arasındaki ilişkinin analiz edilmesinde kullanılan faktör skorları da elde edilmiştir.

Veri setinin faktör analizi için uygunluğunun değerlendirilmesinde Bartlett Küresellik Testi ve KMO (Kaiser-Meyer-Olkin Measure) testi uygulanmış ve öz değeri birden büyük faktörler değerlendirmeye alınmıştır (Berentsen ve ark., 2012;

Flaten ve ark., 2005; Gebreegziabher and Tadesse, 2014; Hair ve ark., 1994).

3.2.5. Üreticilerin Haberleşme Davranışlarının Analizi

Üreticilerin haberleşme davranışlarının analizinde tanımlayıcı istatistikler kullanmıştır. Üreticilerin haberleşme davranışları frekans ve oran olarak verilmiştir (Miran, 2002).

(24)

3.2.5. Üreticilerin Risk Algılarıyla Sosyoekonomik Değişkenler Arasındaki İlişkilerin Analizi

Üreticilerin risk algıları ile temel sosyoekonomik değişkenler ve haberleşme davranışları arasındaki ilişkiler çoklu regresyon analizi ile incelenmiştir. Araştırma kapsamında model aşağıdaki genel forma uygun olarak kurulmuştur (Agır ve ark., 2015; Flaten ve ark., 2005; Hair ve ark., 1994).

Eşitlikte;

Y: Risk Kaynağı/Yönetim Stratejisi (Faktör skoru olarak) X: Sosyoekonomik değişkenler ve haberleşme davranışları

(25)
(26)

4. BULGULAR VE TARTIŞMA

4.1. Türkiye’de ve Dünyada Süt Üretimi

4.1.1. Türkiye’de ve Dünyada Hayvan Varlığı

Hayvansal üretimin giderek önem kazanması ve hayvansal gıdaların insan beslenmesindeki öneminin yeterince anlaşılması ile dünyada hayvancılık giderek gelişmektedir. Çizelge 4.1’den de takip edileceği üzere 2004 – 2013 yılları arasında dünyada toplam hayvan varlığı % 12 lik bir artışla 3.872.564.000 adet olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde sığır varlığı %9, manda varlığı %15, koyun varlığı

%8 ve keçi varlığı %18 artış göstermiştir.

Çizelge 4.1. Dünyada Hayvan Varlığı (1000 Baş)

Yıl Sığır Manda Koyun Keçi Toplam Değişim

2004 1.367.270 174.090 1.081.380 849.098 3.471.838 100 2005 1.387.350 177.025 1.117.010 883.259 3.564.644 103 2006 1.408.940 180.555 1.124.660 893.407 3.607.562 104 2007 1.428.010 183.959 1.138.490 927.785 3.678.244 106 2008 1.446.220 187.063 1.127.870 950.439 3.711.592 107 2009 1.459.960 190.091 1.121.780 963.386 3.735.217 108 2010 1.469.040 192.703 1.127.550 972.463 3.761.756 108 2011 1.468.360 195.253 1.147.560 979.868 3.791.041 109 2012 1.478.720 198.092 1.167.090 992.924 3.836.826 111 2013 1.494.350 199.784 1.172.830 1.005.600 3.872.564 112

Kaynak: (Anonim, 2014a)

Türkiye’de hayvansal üretim ve toplam hayvan sayısı son yıllarda ilerlemeler kaydetmektedir. Çizelge 4.2’den de takip edilebileceği üzere son 10 yılda toplam hayvan varlığı % 18 lik bir artış göstermiştir. Aynı dönemde sığır varlığı % 42, manda varlığı % 7, koyun varlığı % 7 ve keçi varlığı %23’lük bir artış göstermiştir.

(27)

Çizelge 4.2. Türkiye’de Hayvan Varlığı (100 Baş)

Yıl Sığır Manda Koyun Keçi Toplam Değişim

2004 97.881 1.134 254.315 67.717 421.046 100

2005 100.693 1.039 252.012 66.099 419.843 100 2006 105.264 1.050 253.043 65.175 424.531 101 2007 108.714 1.005 256.169 66.433 432.321 103

2008 110.368 847 254.623 62.864 428.702 102

2009 108.599 863 239.746 55.936 405.144 96

2010 107.240 872 217.945 51.283 377.340 90

2011 113.698 847 230.897 62.932 408.375 97

2012 123.863 976 250.316 72.780 447.935 106

2013 139.169 1.074 274.252 83.573 498.068 118

Kaynak: (Anonim, 2014a, c)

4.1.2. Dünyada ve Türkiye’de Süt Üretimi

Çizelge 4.3’de Türkiye ve dünyada süt üretiminde meydana gelen artış verilmiştir. Buna göre 2000 yılında 580 milyon ton olarak gerçekleşen dünya süt üretimi, 2013 yılına gelindiğinde % 35,17’lik artışla 784 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Türkiye’nin süt üretimi ise mutlak değer olarak 9,7 milyon tondan, 18,2 milyon tona, dünya süt üretimindeki payı ise % 1,67 den % 2,32’ye yükselmiştir. Hem Türkiye’nin ve hem de dünyanın süt üretiminde hayvan sayısında meydana gelen artışa paralel olarak bir artış meydana gelmiştir.

Çizelge 4.3. Dünyada ve Türkiye’de Süt Üretimi Yıl Dünya

(Milyon Ton)

Değişim Türkiye (Milyon Ton)

Değişim Türkiye (%)

2000 580,00 100,00 9,70 100,00 1,67

2005 655,00 112,93 11,10 114,43 1,69

2010 732,00 126,21 13,60 140,21 1,86

2013 784,00 135,17 18,20 187,63 2,32

Kaynak: (Anonim, 2014a, c)

(28)

4.2. Tarımda Risk Yönetimi ve Sigorta Uygulamaları

4.2.1. Riskin Tanımı ve Risk Yönetimi

Risk ve belirsizlik kavramı halk arasında zarara uğrama, istenmeyen bir olayın meydana gelmesi ya da herhangi bir istenmeyen sonucun ortaya çıkma ihtimali olarak tanımlanabilir (Çetin, 2013). Akademik açıdan konu incelendiğinde, risk kavramı hakkında birçok tanım yapılmakla beraber, bu tanımlardaki ortak nokta riskin meydana gelebilme ihtimalinin çeşitli istatistiki yöntemlerle tahmin edilebilmesidir. Bu yaklaşımı benimseyenler herhangi bir olayın meydana gelme ihtimalinin istatistiki olarak tahmin edilememesi halinde belirsizlikten söz edilmesi gerektiğini savunurlar (Tanrıvermiş, 2007). Bu açıklamalardan yola çıkarak risk, herhangi bir olası tehlikenin sistemin önceden öngörülebilen bir zaafından yararlanarak sisteme zarar verme olasılığı olarak tanımlanabilir. Risk yönetim planlarında ve uygulamalarında (sigortacılık gibi) riskin meydana gelme ihtimalinin istatistiki olarak ölçülmesinin yanı sıra, risk ve belirsizlik içeren konuların bireyler tarafından nasıl algılandıkları ve bu risk ve belirsizliklere ne kadarlık bir önem atfettiklerinin de bilinmesi gerekmektedir (Akcaoz ve Ozkan, 2005).

Riskin herhangi bir olası tehlikenin sistemin önceden öngörülebilen bir zaafından yararlanarak sisteme zarar verme olasılığı olarak tanımlanabileceği daha önce vurgulanmıştı. Bu kapsamda risk yönetimi birçok faaliyeti içine alan bir konudur. Öncelikle sistemi tehdit eden tehlikelerin ve bu tehlikelerin meydana gelme ihtimallerinin istatistiki olarak ölçülüp, belirlenmesi, tehlikenin meydana gelmesi halinde ise sisteme verebileceği zararın ne büyüklükte olabileceğinin tahmin edilmesi gerekir. Bütün bu çalışmalardan sonra ise en uygun risk yönetim stratejisinin belirlenerek gerekli önlemlerin alınması ile riskin meydana gelmesinin engellenmesi, bu yapılamaz ise meydana gelen riskin sisteme minimum düzeyde zarar vermesinin sağlanması ya da sisteme verilen zararın bir şekilde karşılanması gerekmektedir (Hardaker ve ark., 2004).

(29)

4.2.2. Tarımsal Faaliyetleri Etkileyen Riskler ve Yönetim Araçları

Tarım sektörü risk unsurundan en fazla etkilenen sektördür. Birçok faktör çiftçileri sürekli değişen ve riskli bir çevrede karar almaya zorlar. Tarımsal üretimi etkileyen risk kaynakları başlıca altı grup altında incelenebilir. Aşağıda bu önemli risk grupları tanımlanmış ve bu gruptaki risklerin temel çıkış noktaları ile bu risklere karşı uygulanabilecek risk yönetim araçları kısaca açıklanmıştır.

Üretim Riskleri: Tarımda üretim riskleri verim ya da çıktı miktarının beklenen miktardan düşük olması ihtimali ile ilgilidir (Hoag, 2009). Bu durum genellikle uygun olmayan hava şartları (don, kuraklık, aşırı yağış…) ile hayvan/bitki hastalık ve zararlılarından kaynaklanmaktadır. Ayrıca hayvansal üretimde, materyal olarak kullanılan hayvanların ölümünden kaynaklı meydana gelebilecek riskler de söz konusudur. Tarımı etkileyen üretim risklerinin en önemlisi dolu, don, kuraklık, düzensiz yağışlar gibi meteorolojik kaynaklı risklerdir. Bu tip risklerin, zaman serisi verileri ve olasılık dağılımları ile meydana gelme ihtimali hesaplanabilmekte ve tarım sigortaları kapsamında bulunmaktadırlar. Bu kapsamda bu risklere karşı uygulanabilecek en önemli yönetim stratejileri tarım sigortaları ve çeşitlendirmedir (ürün ve gelir çeşitlendirmesi) (Hoag, 2009). Tarımda görülen bir diğer üretim riski de düşük verim ve üretim kaybıdır. Tarımsal üretimde görülen verim düşüklüğü ve üretim kayıpları, meteorolojik risklerden kaynaklanabileceği gibi, bitki/hayvan hastalık ve zararlılarından, tarımsal üretimin çeşitli aşamalarında kullanılan alet ve ekipmanlardan (örneğin, hasat ve harman makinalarında gerçekleşen kayıp), özellikle çok yıllık bazı bitki türlerinde görülen periyodisitenin etkisiyle vb.

kaynaklanabilmektedir (Akcaoz ve ark., 2010; Cukur ve ark., 2011). Bu tür risklere karşı hasarın büyüklüğüne göre farklı risk yönetim stratejileri uygulanabilmektedir.

Bitki/hayvan hastalık ve zararlıları ile meteorolojik kaynaklı nedenlerden ötürü meydana gelebilecek verim düşüklükleri ve ürün kayıplarında tarım sigortaları ve önceden önlem almak, çeşitlendirme, dayanıklı çeşitlerle üretim yapmak; tarım alet ve makinalarından kaynaklanan durumlarda bu alet ve makinaların zamanında ve uygun şartlarda bakım ve onarımlarının yaptırılması; periyodisite kaynaklı durumlarda ise elde nakit bulundurulması, sözleşmeli üretim ve vadeli işlem

(30)

piyasaları ile çalışmak, aile iş gücünün tarım dışı işlerde ya da başka tarım işletmelerinde çalıştırılması en fazla uygulanan risk yönetim stratejileri arasında yer almaktadır (Hoag, 2009; Huirne, 2002; Meuwissen ve ark., 2001; Wang ve ark., 2011). Tarımsal üretimde, çalışılan toprak ve iklim koşullarına uygun ve verimli çeşit seçiminin yanlış yapılması, üretim sürecine ilişkin bilgi eksikliği, üretimde yeterli hijyen koşullarının sağlanamaması gibi üretim riskleri de görülmektedir. Bu risk faktörlerine karşı uygulanabilecek en geçerli yönetim stratejileri üretim kararlarının alınması ve uygulanmasında tarım danışmanlarından faydalanmaktır. Ayrıca sözleşmeli üretim modeli ile çalışılması halinde, sözleşmede alıcı taraf olarak yer alan firma, çiftçilere üretim sürecine ilişkin teknik bilgi sağlayabilmektedir (Hardaker ve ark., 2004) .

Pazarlama ve piyasa riskleri: Pazarlama ve piyasa riskleri, üretilen ürün için mevcut piyasanın kaybedilmesi ya da çıktılar için piyasa fiyatının beklenen fiyattan düşük, girdiler için ise beklenenden yüksek olması ihtimali ile ilgilidir (Hardaker ve ark., 2004; Hoag, 2009). Tarımda pazarlama ve piyasa riskleri genel olarak; arzdaki artış ya da talepteki azalma nedeniyle fiyatın düşmesi, çeşitli nedenlerle piyasaya girememe ya da mevcut piyasanın kaybı, düşük üretim kapasitesi nedeniyle piyasa gücünün kaybedilmesi, girdi fiyatlarının beklenenden yüksek gerçekleşmesi gibi riskleri kapsar (Cukur ve ark., 2011). Artan rekabet ve tüketici bilinci, üreticilerin piyasayı sürekli takip ederek, tüketicinin aradığı miktar ve kalitede üretim yapmasını gerekli kılmaktadır. Bu durum dikkate alındığında gübre, ilaç, arazi gibi girdi fiyatlarındaki dalgalanmaların yanı sıra, piyasanın istediği kalite ve miktarda üretim yapamamak, piyasa bilgisi eksikliği, tüketici tercihlerindeki değişim konuları en önemli piyasa riskleri olarak göz önüne gelmektedir. Bu risklere karşı uygulanabilecek en önemli yönetim stratejisi ise piyasa bilgileri toplamak olarak görülmektedir. Bu da üye/ortak olunan üretici örgütleri, piyasa araştırmaları vb.

şeklinde gerçekleştirilebilir. Üretim süreci, ekonomik açıdan ele alındığında fayda yaratma olarak tanımlanmaktadır. Hammaddenin dönüşüm sürecine girip şekil faydasının yaratılması ile üretim sürecinin bitmediği açıktır. Bu aşamadan sonra ise ürünün piyasaya arzı ile zaman, yer ve mülkiyet faydalarının da oluşturularak üretim sürecinin tamamlanması gerekir. Üretilen ürünün pazarlanması noktasında

(31)

standardizasyon konularındaki eksiklik, özellikle çabuk bozulabilir nitelikteki tarım ürünlerinde ambalajlama ve depolama imkanlarının eksikliği, taşımacılık ve nakliye sorunları, pazarlama kanallında ve dağıtım organizasyonunda çok fazla aracının yer alması önemli risk unsurları olarak görülmektedir. Bu risk unsurlarına karşı uygulanabilecek en önemli yönetim stratejileri ise vadeli işlem piyasaları, sözleşmeli tarım ve örgütlenme olarak öngörülmektedir (Ceyhan ve ark., 2004; Çetin, 2013;

Hoag, 2009; Huirne, 2002; Wang ve ark., 2011).

Ekonomik ve finansal riskler: Tarımsal üretimde ekonomik ve finansal riskler işletmenin mali durumu, finansman yapısı ve ülkenin genel ekonomisi ile ilgilidir.

Tarımsal üretimde görülen ekonomik ve finansal riskler genel olarak; gerektiği zamanda ve miktarda kredi veya finansman kaynağı bulamama, işletmenin kredilerini ödemede zorlanması, beklenenden daha az miktarda kar elde edilmesi, varlıkların net değerini kaybetmesi, enflasyon ve kur riski gibi konuları kapsar (Hardaker ve ark., 2004; Hoag, 2009; Huirne, 2002). Tarım sektörü, tarım ürünlerinin düşük talep esnekliği, çabuk bozulabilme özellikleri (çoğunlukla) ve tarımsal işletme yapıları itibariyle ekonomik dalgalanmalara oldukça duyarlıdır (Aydemir ve Pıçak, 2008; Hoag, 2009). Bu kapsamda bir ülkenin ekonomik durumundaki dalgalanmalar, o ülkedeki tarım işletmelerinin başarısını ve gelir düzeyini etkileyen önemli bir risk unsurudur. Ayrıca faiz oranlarındaki değişimler, işletmenin borçluluk durumu ve öz-varlıkların değer kaybı gibi finansal riskler de işletme başarısına etki etmektedir (Hardaker ve ark., 2004; Hoag, 2009). Ülkenin genel ekonomik durumu ve faiz oranlarındaki değişimler karşısında bir işletmenin tek başına mevcut durumu kabullenmekten başka izleyebileceği bir strateji mümkün görülmemektedir. Ancak işletmeler yatay ve dikey entegrasyonlar sayesinde, birlik içerisinde bu tip risklerle mücadele edebilirler. Bu tip birleşmelerle bir yandan faiz oranlarının makul seviyelere çekilmesi mümkün olurken, diğer yandan da girdi maliyetleri düşürülüp kar marjları artırılarak piyasa risklerine karşı da mücadele edilmiş olacaktır. Ayrıca işletmelerin pazarlık güçleri yaptıkları birliğin büyüklüğü oranında artacak ve küçük tarım işletmeleri kapitalist işletmelerle rekabet edebilir düzeye gelecektir. İşletmelerin borçluluk durumu ve öz-varlık değerlerinin kaybedilmesine karşı, örgütlenme ile de önemli başarılar elde edilebileceği gibi, bu

(32)

tip risklere karşı elde nakit bulundurmak, uzman yardımıyla borç yönetimi, tarım ve varlık sigortaları gibi bireysel stratejilerle de yönetim gerçekleştirilebilir (Aydemir ve Pıçak, 2008; Ceyhan ve ark., 2004; Çetin, 2013; Hardaker ve ark., 2004; Hoag, 2009;

Huirne, 2002; Meuwissen ve ark., 2001; Wang ve ark., 2011).

Politik ve yasal riskler: Yasal riskler işletmenin sözleşme ile geleceğe yönelik olarak üstlendiği yükümlülükleri (Örneğin, sözleşmeli üretim modelinde sözleşmede yazılı miktar ve kalitenin yakalanamaması…) ve çevresel sorumluluktan ileri gelen konular ile ilgili olarak gözlenir (Toma ve Mathijs, 2007; Wang ve ark., 2011).

Politik riskler ise hükümetin tarım politikalarında meydana gelecek değişiklerin (Örneğin, destekleme politikalarındaki değişim, hayvan refahı ile ilgili politikalar, tarımsal ticaret politikaları, ilaç kullanımına ilişkin düzenlemeler, vergi politikaları…) işletme üzerine yansımaları ile ilgili olarak ortaya çıkar (Hoag, 2009).

İnsan kaynakları riskleri: Tarımsal işletmeyi yöneten ve çiftlik işlerini yürüten personel de bazı durumlarda bizzat işletmenin verim ve gelir seviyesini etkileyecek bir risk faktörü olarak karşımıza çıkar. Tarım işletmeleri genellikle aile işgücüne bağlı olduğu için aile ilişkilerinde ve aile üyeleri arasındaki işbölümünde meydana gelecek anlaşmazlıklar ve önemli krizler (anlaşmazlıklardan kaynaklanan huzursuzluklar, boşanma, hastalık ya da başka sebeplerle iş göremezlik…) işletmenin iş akışını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu durum da önemli boyutlara varabilen verim ve gelir dalgalanmalarına sebep olabilir. Ayrıca yabancı iş gücüne ihtiyaç duyulduğu zamanlarda işletmenin gerekli miktar ve kalitede işgücünü temin edememesi de önemli bir risk unsuru olarak karşımıza çıkar (Bergfjord, 2009; Cukur ve ark., 2011).

Teknolojik ve makine/ekipman riskleri: Tarımın gittikçe entansif bir yapıya dönüşmesi teknolojik yeniliklerin sıkı bir şekilde takibi ve uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Teknolojik yeniliklerin zamanında uygulanmaması ya da hatalı/eksik uygulanması işletmede önemli gelir kayıplarına ve hatta pazar payı kayıplarına neden olur. Bu risk grubu tarımsal üretimde kullanılan makine ve ekipmanın hasar görmesi ya da başka sebeplerle iş görememesi neticesinde, işletme faaliyetlerinin aksaması ve verim/gelir dalgalanmalarının yaşanması ihtimali ile ilgili olarak ortaya çıkar (Hardaker ve ark., 2004; Hoag, 2009).

(33)

4.2.3. Tarım Sigortalarının Risk Yönetimi Açısından Değerlendirilmesi

Tarımda risk ve belirsizliklerin çiftçi gelirlerinde meydana getirdiği dalgalanmaların olumsuz etkilerini azaltmak ve sosyal sürdürülebilirliğin sağlanmasına katkıda bulunmak amacıyla tarım sigortaları en etkin risk yönetim araçlarından biri olarak değerlendirilmektedir (Tanrıvermiş, 2007). Verim ve gelir dalgalanmalarına karşı çiftçiler çeşitli teknik ve ekonomik önlemlerle korunma sağlamaya çalışmaktadırlar. Ancak yığın zararlara neden olan özellikle doğal risklere karşı tarım sigortaları kaçınılmaz olarak değerlendirmeye alınmalıdır. Birçok ülkede tarım sigortaları doğal risklerin oluşturduğu verim kayıpları ile bu verim kayıplarına bağlantılı olarak ortaya çıkan ya da diğer ekonomik risklerin etkileri neticesinde kendini gösteren ekonomik kayıpları karşılar bir şekilde uygulanmaktadır (Meuwissen ve ark., 2001). Don, dolu, yangın gibi tek bir riski kapsayan sistemler, bir paket halinde birkaç riski birden kapsayan sistemler ya da tüm riskleri kapsayan sistemler olmak üzere dünyada farklı sigorta sistemleri uygulanmaktadır (Çetin, 2007).

Türkiye’de tarım sigortaları 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan uygulama yönetmeliği ve bakanlar kurulu kararları ile uygulanmaktadır. 5363 sayılı Kanun tarım sigortalarının uygulanması için Tarım Sigortaları Havuzu adında bir havuz kurulacağını tespit etmekte ve havuzun gelir ve giderleri, prim ve hasar fazlası desteği, sigorta sözleşmeleri, reasürans sağlanması ve sigorta şirketlerinin görev, yetki ve sorumlulukları ile katkı ve katılımlarının esas ve usullerini kapsamaktadır. 5363 sayılı Kanun sigorta işlemlerinin Havuz tarafından yapılacağını, sigorta şirketlerinin çiftçiler ile havuz arasında bir köprü vazifesi göreceğini belirtmektedir. Havuzun yönetimi ise sigorta şirketlerinin eşit pay ile temsil edileceği bir anonim şirket üzerinden gerçekleştirilecektir (Anonim, 2005).

5363 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan Bakanlar Kurulu Kararına göre;

 Bitkisel üretimde dolu ana riskini ek olarak fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel ve su baskını paket halinde; ayrıca açık alanda yetiştirilen meyveler için don riski,

(34)

 Su ürünleri, kümes hayvanları, keçi, koyun, sığır ve mandalar için ölüm riski,

 Aktif ve plakalı kovanlar için fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, taşıt çarpması, nakliye, sel ve su baskını

İlgili kayıt sistemine kayıtlı olmak ve Karar’da tespit edilen diğer şartları sağlamak koşuluyla tarım sigortaları kapsamına alınmıştır (Anonim, 2013).

4.3. Üreticilerin Risk Karşıtlıkları

Üreticilerin göreceli risk tutumlarını belirlemek için, daha önce yapılmış bazı çalışmalara paralel olarak (Gebreegziabher and Tadesse, 2014; Meuwissen ve ark., 2001), üreticilerden diğer çiftçilere göre risk alma istekliliklerini beşli likert ölçeğine göre (1: kesinlikle katılmıyorum – 5: kesinlikle katılıyorum) puanlamaları istenmiştir. Bu amaçla üreticilere “üretim/pazarlama/finans ve yatırım kararlarında diğer çiftçilere göre daha fazla risk alırım” şeklinde sunulan önermeleri yukarıda belirtilen duruma uygun olarak puanlamaları istenmiştir. Sonuçlar Çizelge 4.4’ de verilmiştir. Üretim, pazarlama ve finans/yatırım kararlarının her üçünde de üreticilerin çoğunluğu (sırasıyla % 33,33; % 40,63; % 42,71) bölgelerinde çalışan diğer çiftçilere göre risk alma konusunda kararsız kalmaktadırlar (Çizelge 4.4).

(35)
(36)

Üreticilerin göreceli risk tutumlarını belirlemek için her üç ifadeye verilen cevaplar öncelikle faktör analizine tabi tutularak faktör skorları elde edilmiş, daha sonra da elde edilen faktör skorlarına göre kümeleme analizi uygulanarak risk karşıtlığı yönünden benzer çiftçiler üç gurupta (yüksek derecede risk karşıtı, orta derecede risk karşıtı, düşük derecede risk karşıtı) toplanmıştır (Alpar, 2011; Flaten ve ark., 2005; Kalaycı, 2008). Üreticilerin risk tutumlarını ölçmek için kullanılan üç adet ifadeden oluşan ölçeğin Cronbach's Alpha değeri 0,60; yapılan faktör analizinde KMO (örneklem yeterlik ölçüsü) 0,589 ve Bartlett's küresellik testi p < 0,01 olarak bulunmuştur. Elde edilen değerler her ne kadar güçsüz de olsa ölçeğin sosyal bilimler alanında faktör analizi için uygunluğunu göstermektedir. Faktör analizi sonuçlarına göre ölçek toplam varyansın 56,07’sini açıklayan tek faktörden oluşmaktadır. Faktör analizinin ardından, elde edilen faktör skorları kullanılarak, benzer risk karşıtlığına sahip üreticilerin bir araya getirilmesi amacıyla kümeleme analizi yapılmıştır.

Kümeleme analizi sonuçlarına göre üreticilerin % 28,10’u yüksek derecede risk karşıtı, % 32,30’u orta derecede risk karşıtı, % 39,60 düşük derecede risk karşıtı olarak bulunmuştur (Çizelge 4.5).

Çizelge 4.4. Üreticilerin Göreceli Risk Tutumları

İşletme Grupları Kişi Yüzde

Yüksek Derecede Risk Karşıtı Üreticiler 27 28,10

Orta Derecede Risk Karşıtı Üreticiler 31 32,30

Düşük Seviyede Risk Karşıtı Üreticiler 38 39,60

Toplam 96 100,00

Üreticilerin büyük bir kısmı düşük ve orta seviyede risk karşıtı olarak bulunmuştur. Bu durum vadeli işlem piyasaları, sözleşmeli tarım ve sigorta gibi yenilik içeren risk yönetim stratejilerinin benimsenmesi ve uygulanmasında önemli avantajlar sağlayabilir.

4.4. İşletmelerin Sosyoekonomik Özellikleri

İncelenen işletmelere ait bazı sosyoekonomik özellikler Çizelge 4.6 ve Çizelge 4.7’ de özetlenmiştir. İşletmelerin sosyoekonomik özellikleri, bölüm 4.3’de

(37)

belirlenen risk karşıtlıkları gruplarına göre karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.

Sosyoekonomik özelliklerin işletme gruplarına göre değişip değişmediği parametrik veriler için tek yönlü anova, parametrik olmayan veriler için ise ki-kare ve kruskal wallis testleri ile incelenmiştir. Anova ve ki-kare testlerinin sonuçlarına göre çiftçi ailesinin yıllık geliri, işletmenin toplam arazi varlığı, işgücü varlığı, kaba yem üretim miktar ve alanı, çiftçinin son üç yılda yatırım yapması ve kayıt tutma alışkanlığı işletme gruplarına göre 0,05 anlamlılık düzeyinde değişiklik göstermektedir.

Araştırma bölgesinde çiftçi aileleri ortalama 4,40 kişiden oluşmakta, çiftçi ailesinin yıllık ortalama geliri yüksek derecede risk karşıtı işletmelerde ortalama 19.355,77 TL, orta derecede risk karşıtı işletmelerde 24.958,06 TL, düşük derecede risk karşıtı işletmelerde 37.508,33 TL ve işletmeler ortalamasında 28.250,00 TL’dir.

Üreticiler ortalama 46,01 yaşında ve eğitim seviyeleri % 58,33 oranında İlkokul/ortaokul, % 29,17 oranında lise, % 11,46 oranında okur/yazar ve % 1, 04 oranında yükseköğretim düzeyindedir ve üreticilerin % 26,04’ü süt sığırcılığı konusunda eğitim almışlardır. Üreticilerin sosyal güvenliği büyük çoğunlukla (%

92,71) Bağ-Kur olup, temel geçim kaynakları tarım olmakla beraber % 16,67 tarım dışı işlerde de çalışmaktadır. Üreticilerin tarımsal deneyimi ortalama 22,30 yıl, süt sığırcılığı deneyimi ise 19,85 yıldır (Çizelge 4.6).

(38)
(39)

İşletmelerin arazi varlığı yüksek derecede risk karşıtı işletmelerde 38,41 da, orta derecede risk karşıtı işletmelerde 60,71 da, düşük seviyede risk karşıtı işletmelerde 93,61 da ve işletmeler ortalamasında 67,46 da’dır ve 4,22 adet parçadan oluşmaktadır. İncelenen işletmelerin % 34,38’i son üç yıl içerisinde süt sığırcılığı ile ilgili yatırım yapmışlardır. Bu yatırımların tamamı ahır genişliği ve modernizasyonu ile ilgili olurken, bir işletme süt sağım makinalarını yenilemiştir. Son üç yılda yatırım yapan işletmelerin oranı işletme gruplarına göre değişmektedir. Bu oran yüksek derecede risk karşıtı işletmelerde % 21,21, orta derecede risk karşıtı işletmelerde % 21,21 ve düşük seviyede risk karşıtı işletmelerde %57,58 olarak bulunmuştur. İşgücü varlığı ise 2,80 kişidir ve incelenen işletmelerin % 11,46’sı yabancı işgücü kullanmaktadır. İncelenen işletmelerde toplam sığır varlığı ortalama 32,76 baş ve sağmal inek sayısı ise 13,50 baştır. İşletmelerin % 15,63’ü kapalı, % 17,71’si açık ve

% 66,67’si yarı açık barınak tipinde üretimini sürdürmektedirler. İncelenen işletmelerde günde ortalama 5,94 kg süt yemi, 10,72 kg kaba yem kullanılmakta ve günde sağmal inek başına 17,02 kg süt alınmaktadır. İşletmelerin % 3,13’ü elle, % 95,83 makinayla ve % 1,04’ü sabit sağım tesisi ile sağım yapmaktadırlar. İncelenen işletmelerde yüksek derecede risk karşıtı olan işletmelerin % 15,22’i 15,66 da alanda, orta derecede risk karşıtı olan işletmelerin % 36,96’sı 24,06 da alanda ve düşük derecede risk karşıtı olan işletmelerin % 47,83’ü 29,82 da alanda, toplam işletmelerin ise % 47,92’si 25,65 da alanda kaba yem üretimi yapmaktadır. Ortalama kaba yem üretimi ise yüksek derecede risk karşıtı olan işletmelerde 25,57 ton/yıl, orta derecede risk karşıtı olan işletmelerde 57,50 ton/yıl, düşük derecede risk karşıtı olan işletmelerde 95,83 ton/yıl ve işletmeler ortalamasında ise 72,02 ton/yıl’dır. Süt sığırcılığı işletmelerinin % 46,88’i süt sığırlarını yılda 133,38 gün ve günde 6,05 saat otlatmaktadırlar. İncelenen işletmelerin % 57,29’unda fiziki ve parasal gider ve gelirlere ilişkin kayıtlar tutulmakla beraber, bu kayıtların oldukça yüzeysel ve herhangi bir ekonomik analize uygun olmadığı belirlenmiştir.

(40)
(41)

4.5. Üreticilerin Haberleşme Davranışları

Süt sığırı yetiştiricilerinin hem genel konularda hem de süt sığırcılığı faaliyeti ile ilgili olarak haberleşme kanalları ve bu kanalları kullanma durumları oran ve yüzdeler halinde incelenmiştir. Üreticilerin haberleşme kanalları ve bu kanalları kullanma frekans ve yüzdeleri Çizelge 4.8’de özetlenmiştir. Konu hakkında daha önce yapılan araştırma sonuçları ve uzman kişilerin görüşleri doğrultusunda belirlenen haberleşme kanallarını üreticilerin kullanma sıklığına ilişkin bilgiler, hiçbir zaman, hayatımda en az bir kez, ara – sıra (ayda 1-2 kez), sık sık (haftada 1-2 kez) ve düzenli olarak her gün şeklinde beşli likert ölçeğine göre hazırlanan anket formu ile toplanmıştır.

Üreticilerin büyük kısmı (% 89,58) düzenli olarak her gün televizyon seyretmekte, % 46,88’i ise ayda 1-2 kez televizyonda süt sığırcılığı ile ilgili program seyretmektedir. İncelenen yetiştiricilerin televizyon seyretme oranı oldukça yüksek olmasına karşın, düzenli olarak her gün gazete okuyan üretici sayısı (%19,79) oldukça düşük seviyede kalmaktadır (Çizelge 4.8).

Kooperatif ve diğer üretici örgütlerinde süt sığırcılığı konusunda hayatında hiç bilgi almayan üretici bulunmamaktadır. Üreticilerin % 42,71’i ayda bir-iki kez, % 26,04’ü ise haftada bir-iki kez üretici örgütleri ile süt sığırcılığı konusunda bilgi alış verişinde bulunmaktadırlar. Üreticilerin bir diğer önemli bilgi kaynağını da Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nda görevli veteriner hekim ve ziraat mühendisleri oluşturmaktadır. Bakanlık personeli olarak üreticiler hem il ve ilçe müdürlüğünde çalışan personeli hem de TARGEL projesi kapsamında çalışan personeli görmektedirler. Üreticilerin % 65,63’ü ayda bir iki kez bakanlık personelinden süt sığırcılığı konusunda bilgi alırken, % 16,67’i haftada bir-iki kez, % 4,17’si de düzenli olarak her gün bu personelden bilgi almaktadır (Çizelge 4.8).

Süt sığırı yetiştiricilerinin önemli bilgi kaynaklarından bir diğeri de serbest veteriner hekim ve ziraat mühendisleridir. Üreticilerin % 27,08’i hayatında en az bir kez, % 34,38’i ayda bir-iki kez serbest çalışan veteriner hekim ve ziraat mühendislerinden bilgi almaktadır (Çizelge 4.8).

(42)

Süt sığırı yetiştiricilerinin internet kullanım alışkanlıkları yok denecek kadar az seviyededir. Üreticilerin % 61,46’sı hayatında hiçbir zaman internetten süt sığırcılığı konusunda bilgi almamıştır. Hayatında en az bir kez interneti bu amaçla kullananların oranı % 28,13 ve ayda bir – iki kez internetten yararlananların oranı % 5,21’dir. Bakanlık personeli ile olan yüksek iletişim oranına karşın, üreticilerin ziraat fakülteleri, veterinerlik fakülteleri ve araştırma kuruluşlarında görevli personel ile iletişimleri oldukça yetersizdir. Üreticilerin % 71,88’i hayatında hiçbir zaman ziraat/veteriner fakültesi elemanları ile görüşmemiştir. Hayatında en az bir kez üniversite elemanları ile görüşenlerin oranı ise % 16,67’dir. Süt sığırı yetiştiricilerinin % 85,42’si araştırma kuruluşlarında görevli personel ile hiç görüşmemiştir. Araştırma kuruluşlarındaki personelden süt sığırcılığı ile ilgili hayatında en az bir kez bilgi alanların oranı ise sadece % 8,33’dür (Çizelge 4.8).

(43)
(44)
(45)
(46)
(47)

4.6. Süt Sığırcılığı İşletmelerinde Sigorta Uygulamaları

Bu bölümde üreticilerin risk davranışlarını anlamada önemli bir yere sahip olması bakımında, üreticilerin fiyat dalgalanmaları karşısında nasıl hareket ettikleri, sigorta yaptıran üretici sayısı ve üreticilerin sigorta yaptırmama nedenleri incelenmiştir.

Üreticilerin süt fiyatlarındaki düşme karşısında nasıl davranacakları sorusuna verdikleri yanıtlar Çizelge 4.9’da verilmiştir. Buna göre üreticilerin % 27,08’i süt fiyatlarının düşmesi ve bu durumunda uzun sürmesi halinde süt hayvanları elde çıkararak diğer üretim faaliyetlerine ağırlık vereceklerini söylemişlerdir. Ancak bu gruptaki üreticiler süt sığırcılığı yanında, besicilik ve bitkisel üretim de yapmaktadırlar. Üreticilerin % 45,83’ü süt fiyatlarındaki düşme karşısında herhangi bir tepki vermeden üretime devam edeceklerini, % 27,08’i ise hayvanları daha az besleyerek, normalden daha az üretim yapacaklarını belirtmişlerdir (Çizelge 4.9).

Çizelge 4.5. Süt Fiyatlarındaki Düşme Karşısında Ne Yaparsınız?

Kişi %

Süt hayvanlarını elden çıkarırım 26 27,08

Herhangi bir tepki vermem, üretime devam ederim 44 45,83 Hayvanları daha az beslerim ve normalden daha az üretim yaparım 26 27,08

Toplam 96 100,00

Üreticilerin süt fiyatlarındaki düşme karşısında nasıl bir tepki göstereceklerinin yanında, bitkisel ürünleri fiyatlarındaki düşme karşısında nasıl tepki gösterecekleri de incelenmiştir. Bitkisel ürün fiyatlarının düşmesi karşısında üreticilerin çoğunluğu (% 46,88) fiyatı düşen ürünü gelecek yıl ekim alanını azaltarak daha az üreteceklerini, % 25,00 hiç üretmeyeceklerini, % 15,63’ü herhangi bir değişiklik yapmadan üretime devam edeceklerini ve % 6,25’i fiyatı düşen ürünü gelecek yıl için daha fazla üreteceklerini söylemişlerdir (Çizelge 4.10).

(48)

Çizelge 4.6. Bitkisel Ürün Fiyatlarının Düşmesi Halinde Ne Yaparsınız?

Kişi %

Bu yıl fiyatı düşen ürünü, gelecek yıl için hiç üretmem 24 25,00 Bu yıl fiyatı düşen ürünü, gelecek yıl için ekim alanı azaltarak

daha az üretirim

45 46,88 Bu yıl fiyatı düşen ürün ile ilgili herhangi bir değişiklik yapmam 15 15,63 Bu yıl fiyatı düşen ürünü gelecek yıl için daha fazla üretirim 6 6,25

Bitkisel üretim yapmayan üreticiler 6 6,25

Toplam 96 100,00

Son üç yılda incelenen üreticilerin % 8,33’ü (8 üretici) süt sığırları için, % 5,21’i ise (5 üretici) bitkisel ürünler için sigorta yaptırmıştır.

Sigorta yaptırmayan üreticilerin % 61,50’si gelirinin daha yüksek olması ve

% 68,80’i de sigorta primlerinin daha düşük olması halinde sigorta yaptırabileceklerini ifade etmişlerdir. Üreticilerin % 85,40’ı devlet tarafından yapılan

% 50 prim desteğinden haberdar olduklarını ifade etmişler ancak üreticilerin % 55,00’i bu desteğin yeterli olmadığını belirtmişlerdir (Çizelge 4.11).

Üreticilerin % 68,00’ı süt sığırları için sigorta kapsamına alınan ölüm riskinin yeterli olmadığını, bununla beraber doğum sırasında yaşanan güçlükler ile hastalık ve zararlılardan kaynaklanan zararların da sigorta kapsamına alınmasında yarar gördüklerini belirtmişlerdir.

Sigorta yaptırmayan üreticilerin neden sigorta yaptırmadıkları beşli likert ölçeğine (1: Hiç önemli değil, …, 5: Oldukça önemli) göre hazırlanan 7 adet ifadenin bulunduğu ölçek ile incelenmiştir. Üreticilerin sigorta yaptırmama nedenlerine verdikleri önem dereceleri risk tutumlarına göre çok az değişim göstermektedir.

İşletmeler ortalamasında üreticilerin sigorta yaptırmama nedenleri; sigorta primleri çok yüksek (3,92), sigorta alışkanlığım yok (3,35), gelirim yetersiz ve düzensiz (3,23), zarar bedelinin ödeneceğine inanmıyorum (3,09), tarım sigortaları konusunda yeterli bilgiye sahip değilim (2,75), sigortayı gereksiz bir masraf unsuru olarak görüyorum (2,72), geçmişte tanıdığım çiftçilerin zararları karşılanmadı (2,22) şeklinde sıralanmaktadır.

Ölçeğin güvenirliliğini ölçmek amacıyla hesaplanan Cronbach's Alpha değeri

% 80,60 olarak hesaplanmıştır. Yapılan faktör analizi sonucundan örneklem yeterli ölçüsü KMO 0,70; Bartlett Küresellik Testi sonucu ise p < 0,001 olarak bulunmuştur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yöntem bölümünde MS kri teri olarak al ınan 5 unsurun örn ck- lemimizde ki s ıklığı Şekil 2'de e rkek ve kadın için ayrı ayrı resnıedilıniştir.. Sansoy:

Bu noktada en az risk değerlendirme aşamasında yapılan analizler kadar önemli olan ve işletmede gerekli görüldüğü takdirde üst yönetimin özel talebi

Bu nedenle söz konusu bu yönetim uygulaması, ilgili organizasyonun stratejik planına dayalı olarak, belirli işlem basamakları çerçevesinde yürütülmelidir. Sonuç

İç Denetim Birimi Birim Risk Yönetim Ekibi.. Rüştü MEYDANAL İç Denetçi rmeydanal@sinop.edu.tr

• Tüm bu hususlar dikkate alınarak yapılan değerlendirmede çalışanların gürültüden etkilenme olabilirliği 5(çok yüksek) olarak

ÖZET: Bu çalışmanın amacı, Malatya ilinde kayısı üretiminde karşılaşılan risk kaynaklarını ve bu risklere karşı uygulanan risk stratejilerini

nedeniyle öğrencilerin hak kaybına uğraması Operasyonel ve Yasal Yüksek Orta

Altyapınız, müşteri ilişikleriniz ve iş süreçlerinizi içeren sistemler bütününü, şirket önceliklerinize göre gözden geçirmek şirke nizin sürdürülebilirliği