• Sonuç bulunamadı

Gerek Türkiye’de ve gerekse dünyada tarımda risk analizi, risk yönetimi ve riskin planlamaya dahil edilmesi konularında bir çok çalışma yapılmıştır (Akcaoz ve ark., 2010; Akcaoz ve ark., 2009b; Akcaoz ve Ozkan, 2005; Akçaöz ve ark., 2006a;

Akçaöz ve ark., 2004; Akçaöz ve ark., 2006b; Arrow, 1964; Bergfjord, 2009;

Botterill ve Mazur, 2004; Bozoğlu ve ark., 2001; Çetin ve Esengün, 2013; Ceyhan, 2003; Cukur ve ark., 2011; Hanson ve ark., 2004; Hansson ve Lagerkvisk, 2012;

Hardaker ve ark., 2004; Hazneci ve Ceyhan, 2011; Lien ve ark., 2006; Pratt, 1964;

Stordal ve ark., 2007; Şahin ve ark., 2008; Toma ve Mathijs, 2007). Bu çalışmalardan bazıları üreticilerin risk karşısında nasıl hareket etmesi gerektiğini analiz eden normatif çalışmalar (Bozoğlu ve ark., 2001; Hazneci ve Ceyhan, 2011), bazıları riskin planlamaya dahil edildiği çalışmalar (Çetin ve Esengün, 2013) ve bazıları da betimsel ve açıklayıcı çalışmalardır (Agır ve ark., 2015; Flaten ve ark., 2005; Gebreegziabher ve Tadesse, 2014; Zhou ve ark., 2012). Oldukça geniş olan literatürden seçilmiş bazı çalışmalar aşağıda özetlenmiştir.

Bergfjord (2009) araştırmasında Norveç’te balıkçıların risk tutumları, risk kaynakları ve yönetim stratjeilerine ilişkin algılarını analiz etmiştir. Araştırma sonuçlarına göre balıkçılar kendilerini bitkisel ve hayvansal üretim yapan çiftçilere göre ılımlı risk karşıtı olarak görmektedirler. En önemli risk kaynakları somon fiyatlarındaki değişkenlik, kurumsal riskler ve balık hastalıkları, en önemli risk yönetim stratejisi ise maliyetleri düşürme olarak belirlenmiştir.

Akçaöz ve Özkan (2005) çalışmalarında Çukurova Bölgesinde tarımsal üretimi etkileyen risk unsurları ile risk stratejilerini belirlemişlerdir. Çalışmada üreticiler risk tutumlarına göre üç gruba ayrılmış (Riski tercih eden, riske karşı olan ve riske karşı nötr) ve elde edilen anket verileri faktör analizine tabi tutulmuştur.

Araştırma sonuçlarına göre en önemli risk faktörleri hükümet politikalarındaki değişimler ve girdi maliyetleri, en önemli risk stratejileri ise çeşitlendirme olarak tespit edilmiştir. Uygulanan faktör analizi neticesinde risk kaynakları çevresel, afet, girdi maliyetleri, üretim ve teknoloji, politik, finansal, kişisel, piyasa, sağlık ve

sosyal güvenlik olarak, risk yönetim stratejileri ise çeşitlendirme, tarım dışı gelir, pazarlama, finans ve güvenlik olarak gruplandırılmıştır.

Akçaöz ve ark. (2006) çalışmalarında Antalya İlinde çiftçilerin risk tutumlarına göre sigorta uygulamalarının incelenmesini ve bölgede tarımsal üretimi tehdit eden önemli risk kaynaklarının belirlenmesini amaçlamışlardır. Araştırmada anket yöntemi ile toplanan birincil veriler ile çeşitli kaynaklardan elde edilen ikincil veriler kullanılmıştır. Araştırma sonuçları oran ve yüzde olarak verilmiş ve çiftçilerin risk tutumu bakımından hangi grupta yer aldıkları ise referans kumarı ve tercih ölçeği ile belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre çiftçilerin %39,9’u risk seven,

%53,1’i risk sevmeyen ve %7,0’si riske kayıtsız davranış grubunda yer almakta, İncelenen 143 üreticiden 111’i düzenli olarak tarım sigortası yaptırmaktadır.

Çiftçilerin sigorta yaptırmama nedenleri ise sırasıyla gelir yetersizliği ve düzensizliği, sigorta bedellerinin yüksek olması ve zarar tespitindeki zorluklar olarak belirlenmiştir. Çiftçilerin % 93’ü gelirlerinin daha yüksek olması halinde sigorta yaptırabileceklerini ifade etmişlerdir.

Şahin ve ark. (2008) çalışmalarında tarımsal üretimde karşılaşılan risk faktörleri ile uyguladıkları risk yönetim stratejileri arasındaki ilişkiyi yapısal eşitlik modeli ile incelemişlerdir. Araştırma sonuçlarına göre bölgede gözlenen en önemli risk unsurları ülkenin genel ekonomik durumu, girdi maliyetleri ve doğal etkenler, en önemli risk stratejisi ise çeşitlendirme olarak tespit edilmiştir. Yapısal eşitlik modellemesi sonuçlarına göre üretimi en fazla etkileyen risk faktörleri; üretim tekniği (F7= 0.77), hasatlık ve zararlılar (F8= 0.68) ve verimden kaynaklanan değişkenlik (F6= 0.65) olarak belirlenmiştir. Bu risklere karşı alınan en etkili stratejik önlemler ise; yeni üretim teknikleri kullanmak (S15= 0.81), mevcut kaynakların planlanması (S8= 0.78) ve pazar hakkında bilgilenme (S5= 0.65) olarak saptanmıştır.

Hazneci ve Ceyhan (2011) çalışmalarında Amasya ili Merzifon ilçesinde süt sığırcılığı yapan işletmelerde çiftçilerin riske karşı tutumlarının belirlenmesi, risk kaynaklarının tespit edilmesi, karşılaşılan riskin ölçülmesi ve uygulanabilecek risk yönetimi stratejilerinin oluşturulmasını hedeflemişlerdir. Araştırmada toplam 67 adet işletmeden anket yöntemi ile toplanan birincil veriler ve çeşitli kaynaklardan

derlenen ikincil veriler kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre işletmelerin % 69’u riski sevmeyen, % 31’i riski seven davranış grubunda yer almaktadır. Yapılan risk ölçümüne göre işletmelerin faaliyet riski % 73, mali risk ise % 3 olarak hesaplanmıştır. Araştırma sonuçları Merzifon İlçesinde süt sığırcılığı işletmelerini tehdit eden en önemli risk kaynağı fiyat ve verim dalgalanmaları olarak belirlendiği için, uygulanabilecek risk yönetim stratejileri çeşitlendirme, kooperatifleşme ve sözleşmeli üretim olarak önerilmiştir.

Esengün ve Çetin (2013) Amasya İlinde yaptıkları çalışmalarında, bölgede yetiştirilen önemli tarım ürünlerinde verim ve fiyat riskini analiz etmişlerdir. Bu amaçla, 1994-2008 yılları arasını kapsayan zaman serisi verilerinden yararlanılarak kuru soğan, buğday, şeker pancarı, arpa, ayçiçeği ve dane mısır için risk analizleri değişim katsayısı ve tesadüfi değişim katsayısı hesaplanarak yapılmıştır. Hesaplanan değişim katsayıları verim dalgalanmalarının dane mısırda, fiyat ve gelir dalgalanmalarının ise kuru soğanda daha şiddetli hissedildiğini göstermiştir. Verim, fiyat ve brüt üretim değeri serilerinin tamamında tesadüfi değişim katsayıları değişim katsayılarından düşük çıkmıştır. Bu durum üreticilerin teknik ve ekonomik gelişmelerden haberdar olduklarında verim kayıplarını en aza indirebileceklerini, fiyatları takip edebileceklerini, fiyatlara ilişkin gelişmelerden haberdar olmaları halinde gerekli girişimlerde bulunabileceklerini, verim, fiyat ve gelirdeki dalgalanmalara karşı uygun risk yönetim stratejisi çerçevesinde hareket edebileceklerini göstermektedir. Araştırma bulgularına dayanılarak bölge üreticisi için en uygun risk yönetim stratejisi çeşitlendirme olarak belirlenmiştir.

Ağır ve ark (2015) araştırmalarında çilek üreticilerinin risk kaynakları ve yönetim stratejilerine yönelik algılarını analiz etmeyi amaçlamışlardır. Araştırmada İzmir İlinde 52 üreticiden 2010 üretim yılında toplanan biricincil veriler kullanılmıştır. Üreticilerin risk algıları tanımlayıcı istatistikler ve faktör analizi ile, üreticilerin risk aglılarıyla sosyoekonomik özellikleri arasındaki ilişkiler ise çoklu regresyon modeli ile incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre üreticiler açısından en önemli risk kaynağı düşük üretim kapasitesi ve en önemli risk yönetim stratejisi sürdürülebilir gelir olarak belirlenmiştir.