• Sonuç bulunamadı

Tarımsal Faaliyetleri Etkileyen Riskler ve Yönetim Araçları

4. BULGULAR VE TARTIŞMA

4.2. Tarımda Risk Yönetimi ve Sigorta Uygulamaları

4.2.2. Tarımsal Faaliyetleri Etkileyen Riskler ve Yönetim Araçları

Tarım sektörü risk unsurundan en fazla etkilenen sektördür. Birçok faktör çiftçileri sürekli değişen ve riskli bir çevrede karar almaya zorlar. Tarımsal üretimi etkileyen risk kaynakları başlıca altı grup altında incelenebilir. Aşağıda bu önemli risk grupları tanımlanmış ve bu gruptaki risklerin temel çıkış noktaları ile bu risklere karşı uygulanabilecek risk yönetim araçları kısaca açıklanmıştır.

Üretim Riskleri: Tarımda üretim riskleri verim ya da çıktı miktarının beklenen miktardan düşük olması ihtimali ile ilgilidir (Hoag, 2009). Bu durum genellikle uygun olmayan hava şartları (don, kuraklık, aşırı yağış…) ile hayvan/bitki hastalık ve zararlılarından kaynaklanmaktadır. Ayrıca hayvansal üretimde, materyal olarak kullanılan hayvanların ölümünden kaynaklı meydana gelebilecek riskler de söz konusudur. Tarımı etkileyen üretim risklerinin en önemlisi dolu, don, kuraklık, düzensiz yağışlar gibi meteorolojik kaynaklı risklerdir. Bu tip risklerin, zaman serisi verileri ve olasılık dağılımları ile meydana gelme ihtimali hesaplanabilmekte ve tarım sigortaları kapsamında bulunmaktadırlar. Bu kapsamda bu risklere karşı uygulanabilecek en önemli yönetim stratejileri tarım sigortaları ve çeşitlendirmedir (ürün ve gelir çeşitlendirmesi) (Hoag, 2009). Tarımda görülen bir diğer üretim riski de düşük verim ve üretim kaybıdır. Tarımsal üretimde görülen verim düşüklüğü ve üretim kayıpları, meteorolojik risklerden kaynaklanabileceği gibi, bitki/hayvan hastalık ve zararlılarından, tarımsal üretimin çeşitli aşamalarında kullanılan alet ve ekipmanlardan (örneğin, hasat ve harman makinalarında gerçekleşen kayıp), özellikle çok yıllık bazı bitki türlerinde görülen periyodisitenin etkisiyle vb.

kaynaklanabilmektedir (Akcaoz ve ark., 2010; Cukur ve ark., 2011). Bu tür risklere karşı hasarın büyüklüğüne göre farklı risk yönetim stratejileri uygulanabilmektedir.

Bitki/hayvan hastalık ve zararlıları ile meteorolojik kaynaklı nedenlerden ötürü meydana gelebilecek verim düşüklükleri ve ürün kayıplarında tarım sigortaları ve önceden önlem almak, çeşitlendirme, dayanıklı çeşitlerle üretim yapmak; tarım alet ve makinalarından kaynaklanan durumlarda bu alet ve makinaların zamanında ve uygun şartlarda bakım ve onarımlarının yaptırılması; periyodisite kaynaklı durumlarda ise elde nakit bulundurulması, sözleşmeli üretim ve vadeli işlem

piyasaları ile çalışmak, aile iş gücünün tarım dışı işlerde ya da başka tarım işletmelerinde çalıştırılması en fazla uygulanan risk yönetim stratejileri arasında yer almaktadır (Hoag, 2009; Huirne, 2002; Meuwissen ve ark., 2001; Wang ve ark., 2011). Tarımsal üretimde, çalışılan toprak ve iklim koşullarına uygun ve verimli çeşit seçiminin yanlış yapılması, üretim sürecine ilişkin bilgi eksikliği, üretimde yeterli hijyen koşullarının sağlanamaması gibi üretim riskleri de görülmektedir. Bu risk faktörlerine karşı uygulanabilecek en geçerli yönetim stratejileri üretim kararlarının alınması ve uygulanmasında tarım danışmanlarından faydalanmaktır. Ayrıca sözleşmeli üretim modeli ile çalışılması halinde, sözleşmede alıcı taraf olarak yer alan firma, çiftçilere üretim sürecine ilişkin teknik bilgi sağlayabilmektedir (Hardaker ve ark., 2004) .

Pazarlama ve piyasa riskleri: Pazarlama ve piyasa riskleri, üretilen ürün için mevcut piyasanın kaybedilmesi ya da çıktılar için piyasa fiyatının beklenen fiyattan düşük, girdiler için ise beklenenden yüksek olması ihtimali ile ilgilidir (Hardaker ve ark., 2004; Hoag, 2009). Tarımda pazarlama ve piyasa riskleri genel olarak; arzdaki artış ya da talepteki azalma nedeniyle fiyatın düşmesi, çeşitli nedenlerle piyasaya girememe ya da mevcut piyasanın kaybı, düşük üretim kapasitesi nedeniyle piyasa gücünün kaybedilmesi, girdi fiyatlarının beklenenden yüksek gerçekleşmesi gibi riskleri kapsar (Cukur ve ark., 2011). Artan rekabet ve tüketici bilinci, üreticilerin piyasayı sürekli takip ederek, tüketicinin aradığı miktar ve kalitede üretim yapmasını gerekli kılmaktadır. Bu durum dikkate alındığında gübre, ilaç, arazi gibi girdi fiyatlarındaki dalgalanmaların yanı sıra, piyasanın istediği kalite ve miktarda üretim yapamamak, piyasa bilgisi eksikliği, tüketici tercihlerindeki değişim konuları en önemli piyasa riskleri olarak göz önüne gelmektedir. Bu risklere karşı uygulanabilecek en önemli yönetim stratejisi ise piyasa bilgileri toplamak olarak görülmektedir. Bu da üye/ortak olunan üretici örgütleri, piyasa araştırmaları vb.

şeklinde gerçekleştirilebilir. Üretim süreci, ekonomik açıdan ele alındığında fayda yaratma olarak tanımlanmaktadır. Hammaddenin dönüşüm sürecine girip şekil faydasının yaratılması ile üretim sürecinin bitmediği açıktır. Bu aşamadan sonra ise ürünün piyasaya arzı ile zaman, yer ve mülkiyet faydalarının da oluşturularak üretim sürecinin tamamlanması gerekir. Üretilen ürünün pazarlanması noktasında

standardizasyon konularındaki eksiklik, özellikle çabuk bozulabilir nitelikteki tarım ürünlerinde ambalajlama ve depolama imkanlarının eksikliği, taşımacılık ve nakliye sorunları, pazarlama kanallında ve dağıtım organizasyonunda çok fazla aracının yer alması önemli risk unsurları olarak görülmektedir. Bu risk unsurlarına karşı uygulanabilecek en önemli yönetim stratejileri ise vadeli işlem piyasaları, sözleşmeli tarım ve örgütlenme olarak öngörülmektedir (Ceyhan ve ark., 2004; Çetin, 2013;

Hoag, 2009; Huirne, 2002; Wang ve ark., 2011).

Ekonomik ve finansal riskler: Tarımsal üretimde ekonomik ve finansal riskler işletmenin mali durumu, finansman yapısı ve ülkenin genel ekonomisi ile ilgilidir.

Tarımsal üretimde görülen ekonomik ve finansal riskler genel olarak; gerektiği zamanda ve miktarda kredi veya finansman kaynağı bulamama, işletmenin kredilerini ödemede zorlanması, beklenenden daha az miktarda kar elde edilmesi, varlıkların net değerini kaybetmesi, enflasyon ve kur riski gibi konuları kapsar (Hardaker ve ark., 2004; Hoag, 2009; Huirne, 2002). Tarım sektörü, tarım ürünlerinin düşük talep esnekliği, çabuk bozulabilme özellikleri (çoğunlukla) ve tarımsal işletme yapıları itibariyle ekonomik dalgalanmalara oldukça duyarlıdır (Aydemir ve Pıçak, 2008; Hoag, 2009). Bu kapsamda bir ülkenin ekonomik durumundaki dalgalanmalar, o ülkedeki tarım işletmelerinin başarısını ve gelir düzeyini etkileyen önemli bir risk unsurudur. Ayrıca faiz oranlarındaki değişimler, işletmenin borçluluk durumu ve öz-varlıkların değer kaybı gibi finansal riskler de işletme başarısına etki etmektedir (Hardaker ve ark., 2004; Hoag, 2009). Ülkenin genel ekonomik durumu ve faiz oranlarındaki değişimler karşısında bir işletmenin tek başına mevcut durumu kabullenmekten başka izleyebileceği bir strateji mümkün görülmemektedir. Ancak işletmeler yatay ve dikey entegrasyonlar sayesinde, birlik içerisinde bu tip risklerle mücadele edebilirler. Bu tip birleşmelerle bir yandan faiz oranlarının makul seviyelere çekilmesi mümkün olurken, diğer yandan da girdi maliyetleri düşürülüp kar marjları artırılarak piyasa risklerine karşı da mücadele edilmiş olacaktır. Ayrıca işletmelerin pazarlık güçleri yaptıkları birliğin büyüklüğü oranında artacak ve küçük tarım işletmeleri kapitalist işletmelerle rekabet edebilir düzeye gelecektir. İşletmelerin borçluluk durumu ve öz-varlık değerlerinin kaybedilmesine karşı, örgütlenme ile de önemli başarılar elde edilebileceği gibi, bu

tip risklere karşı elde nakit bulundurmak, uzman yardımıyla borç yönetimi, tarım ve varlık sigortaları gibi bireysel stratejilerle de yönetim gerçekleştirilebilir (Aydemir ve Pıçak, 2008; Ceyhan ve ark., 2004; Çetin, 2013; Hardaker ve ark., 2004; Hoag, 2009;

Huirne, 2002; Meuwissen ve ark., 2001; Wang ve ark., 2011).

Politik ve yasal riskler: Yasal riskler işletmenin sözleşme ile geleceğe yönelik olarak üstlendiği yükümlülükleri (Örneğin, sözleşmeli üretim modelinde sözleşmede yazılı miktar ve kalitenin yakalanamaması…) ve çevresel sorumluluktan ileri gelen konular ile ilgili olarak gözlenir (Toma ve Mathijs, 2007; Wang ve ark., 2011).

Politik riskler ise hükümetin tarım politikalarında meydana gelecek değişiklerin (Örneğin, destekleme politikalarındaki değişim, hayvan refahı ile ilgili politikalar, tarımsal ticaret politikaları, ilaç kullanımına ilişkin düzenlemeler, vergi politikaları…) işletme üzerine yansımaları ile ilgili olarak ortaya çıkar (Hoag, 2009).

İnsan kaynakları riskleri: Tarımsal işletmeyi yöneten ve çiftlik işlerini yürüten personel de bazı durumlarda bizzat işletmenin verim ve gelir seviyesini etkileyecek bir risk faktörü olarak karşımıza çıkar. Tarım işletmeleri genellikle aile işgücüne bağlı olduğu için aile ilişkilerinde ve aile üyeleri arasındaki işbölümünde meydana gelecek anlaşmazlıklar ve önemli krizler (anlaşmazlıklardan kaynaklanan huzursuzluklar, boşanma, hastalık ya da başka sebeplerle iş göremezlik…) işletmenin iş akışını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu durum da önemli boyutlara varabilen verim ve gelir dalgalanmalarına sebep olabilir. Ayrıca yabancı iş gücüne ihtiyaç duyulduğu zamanlarda işletmenin gerekli miktar ve kalitede işgücünü temin edememesi de önemli bir risk unsuru olarak karşımıza çıkar (Bergfjord, 2009; Cukur ve ark., 2011).

Teknolojik ve makine/ekipman riskleri: Tarımın gittikçe entansif bir yapıya dönüşmesi teknolojik yeniliklerin sıkı bir şekilde takibi ve uygulanmasını gerekli kılmaktadır. Teknolojik yeniliklerin zamanında uygulanmaması ya da hatalı/eksik uygulanması işletmede önemli gelir kayıplarına ve hatta pazar payı kayıplarına neden olur. Bu risk grubu tarımsal üretimde kullanılan makine ve ekipmanın hasar görmesi ya da başka sebeplerle iş görememesi neticesinde, işletme faaliyetlerinin aksaması ve verim/gelir dalgalanmalarının yaşanması ihtimali ile ilgili olarak ortaya çıkar (Hardaker ve ark., 2004; Hoag, 2009).