• Sonuç bulunamadı

Fazıl Ahmed

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fazıl Ahmed"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sahlfe 6

zs

/

/ i t

A

y j C ! C .T l f t /s

” ! B íf ÜO

PAZARTESİ KONUŞMALARI

FAZIL AHMED

Bu İsimde bir kitap ve bir insan

yardır. Eserle müessir bir sayılırsa 'iFazıl Ahmed), hem bir kitabın ismi, hem de onun sahibinin adı olabilir. Nitekim öyle olmuştur. Ben kitap Fa­ n i Ahmedi, Fazıl Ahmed insanından önce tanıdım. Tanıdıktan sonra da bu kitabın içindeküeri, o insanın ka­ falındakilerle mukayese benim için mümkün olabildi. Kitabım, ancak bü­ yük fabrikaların çıkardığı eşantiyon­ lara benzettim. Çünkü Fazıl Ahme- din dimağı, müstemlekât sergisi gibi her çeşit malla dolu, kakule ve Hin­ distan cevizinden kadın tuvaleti ola­ cak narin kumaşlara, top imaline el­ verişli çelik safihalara kadar her soy­ dan ve her boydan eşyayı ihtiva eder.

Onunla konuşmak, bir seyahate çıkmak gibidir; neşeli, hattâ alaylı bir seyahat. Fakat seyahate çıkmak, kendisile konuşmak gibi değilmiş. Beraber yolculuk edenler, onun faz­ la titizlendiğini, sinirlendiğini; baş­ kaları için tuhaf olsa bile kendisi için çok üzücü olduğunu ve rahatsızlıklar duyduğunu anlatıyorlar. Her ne ise... Konuşurken. Fazıl Ahmed, münderis olmuş şehirlere benziyen Şehabeddin Süleymandan en m odem ve apart­ manlarla bezenmiş medeniyet mer­ kezlerini andıran hayattaki dost­ larına kadar bu tanıdıklar ül­ kesinin meşhur şehirlerini hiç bir fotoğraf ve sinemanın sara­ hatte ondan üstün olamıyacağı bir

şekilde kendisinden diııliyebilirsiniz. Fazıl Ahmed, eşi bulunmaz bir beşerî coğrafya mütehassısıdır.

(R) leri biraz (ğ) leştiren dili, söy­ leyişine şeytanî bir eda verir. Kelime­ lerini ses olarak kulağınıza aksettirir­ ken , mûzip bir elin parmakları, his­ sedersiniz ki, en çok duyan yerlerini­ ze bütün şuhluğuvla dokunmaktadır. Böyle zamanlarında Fazıl Ahmed söy­ lemez, gıdıklar. Gülmekten karnını­ za, hattâ başınıza ağrılar gelir. Ken­ disi de güler. Öyle tahmin ederim ki 3u, muhatabının gülüşüne tevcih edil»

miş bir iştirak memnuniyetinden zi­ yade «aferin, şu nükteyi anlıyabil- din...» nevinden bir takdir gülüşüdür, Sanki duygusunun bu tarafını gös­ termemek için, gülerken, yeşilimsi gözbebekleri büsbütün küçülür. Mâ­ nasını anlamak için onları en itinalı bir dikkatle arasanız bile bulamazsı­ nız. Zekâ, onun şeytanıdır ve bunu bildiğinden olacak, bir kitabının adı­ nı (Şeytan diyor ki) koymuştur.

Malûmatı çok geniştir. Fizik bi­ lir, metafizik bilir, riyaziye bilir, kim­ ya bilir, hukuk bilir, tarih bilir, mi­ marî bilir, hattâ teoloji bilir. Fakat ne fizisyen, ne filozof, ne riyazi ne kimyager, ne hukukçu, ne müverrih, ne mimar, ne din ülemasıdır. Bunla­ rın hiçbirini olmamıştır. Onun oldu­ ğu şey, şairliktir. Fakat şairlikte de sade kendisinin olmakla kalamamış,

kâh Abdülhak Hâmid, kâh Recaizade Ekrem, kâh Türk sazı şairi Mehmed Emin, kâh Ziya Gökalp şekline gir­ miş ve onların dilile yine onlara etme­ diğini bırakmamıştır. Fazıl Ahmed, bu karışık bilgileri ve bu türlü türlü şahsiyetleri toplayıp büyük bir ter­ kip yapmıya teşebbüs etmediği halde kendinin ve başkalarının ruhlarında­ ki en sıcak ve çırpman yerleri yaka­ lamakta cidden kudretli bir sanat sa­ hibidir.

Hasretin gönlümde, lâkin kim bilir sen nerdesin

Mısraında faşettiği şairlik sim , on­ da bütün alaycılıklarının arkasında lirik, hattâ hasta bir şair kalbinin vu­ ruşlarını bize işittirir. İçli ve özlü mıs­ ralar dinlediği zaman, kaç kere gör­ düm ki Fazıl Ahmed, yüreğinden ya- ralanmışçasma yerinde duramamış, çırpmmış ve hattâ ağlamıştır. O, bu kadar nazlı, bu kadar duygulu bir kalb taşır. Seven tarafı da vardır, kendini veren tarafı da...

Âlem i bir pula satan gözlerin! Bilirim ne kâfir olduğunu ben O . bir açılıp bir yanan gözlerin O gurbet gözlerin, Vatsın gözlerin! Sevilip sevmenin, ölüp bitmenin Zehrini tattıran, tatan gözlerin Gönlüme âdetâ çatan gözlerin!

Bu gözlerin, kim bilir kimin olan bu gözlerin onda bu kadar sıcak, ca­ na yakın satırlar yaratabilmesi için o gözlerin kahretme kabiliyeti kadar Fazılın da kahrolabilmek kudreti ol­ malı değil midir?

Fakat bu cıva insan, her zaman böyle uysal, içli ve İlâhî duygular için­ de mahbus kalamaz. Boyunun şaku- lünü, öne doğru eğilerek bozan başı, yine öne doğru yapraklanan kulak- larüe etrafında kusurlu, kabahatli, gülünç mevzular avlamağa çalışır. Cem ile o, İttihad ve Terakki devrinin iki amansız müverrihidir. Biri çizgi­ ler, öbürü kelimelerle bu devri tarihe naklediyorlar. Her ikisinin affetmi- yen, en küçük teferrüatı kaçırmıyan, bilâkis tabiî büyüklüklerinden çok daha mübalâğalandıran realist ve is­ tih za « objektifine tesadüften Allah korusun.

Methü sena kapların vermiş Fazıl kalaya Ondan dua bekliyenler avucunu

yalaya!..!

Yeniden neşre başladığı yazılarda yine İttihad ve Terakki devrinin hi­ kâyeleri var. O zaman bastıramadığı bu hatıraları (dosya) smdan çıkarıp çıkarıp yazıyor. Şairin dediği gibi:

Yarab, bu âferin ne tükenmez hazinedir?

Fakat bu arada aferini tersine bir mânada almalıdır. Çünkü bu yazıla­ rında Fazıl Ahmedin beğendiği şey­ lerden daha çok tiksindiği, iğrendiği

•ıiM aıııııiK iıııııııım m M iıım ııııııııuuıııııuiiısııı«m uiH uuuuııiuM «ui

manzaralar var.

Bütün bu türlütürlü mevzularla kafasını- ve sinirlerini yoran Fazılın şeytanı, şimdi kendisine musallat ol­ muş, ona uyku ve istirahati haram etmiştir. Cebinde, küçük cam tüpler içerisinde taşıdığı narkotik üâçlan bir akşam önce rahat rahat uyumuş, apartıman sahibi bir doktor vukufu ve bitarafhğüe anlatmasına rağmen, uykusuzluğun onu yorduğu ve üzdü­ ğü yüzünden belli olmaktadır. Mun­ tazam ve müvazi çizgilerile dikkatli sürülmüş bir tarlanın sapan izlerini andıran bu geniş ve zeki alnm arka­ sında çok değerli bir tefekkür küresi olan başını elleri arasına alıp «başım ağrıyor!..» diye sızlanan Fazıla, daha uzun yıllar, ancak gecelerine mün­ hasır kalacak uykular dilerim.

Haşan Âli Yücel

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

G6z tabibi olan Aptullah Cevdetin körlük - ten kurtardığı gözlerin , maddî gözlerin sayısı mahduttur ; fakat fikir mürebbisi olan şair ve mütefekkir

Buradaki çöl gecesi, hasta bir kadın ve doğ­ ması için beklenen kamer onun çocukluğundan kalan hayaller, Irak’ta geçen çocukluk yıllarının tesiri derin,

Osmanlı Devleti’nden ayrıldıktan sonra Suriye ve Lübnan’ın siyasi ve sosyal vaziyeti hakkında tarihî kaynaklarda bulanamayan birçok önemli bilgiyi eserlerinde

“Etkinlik Noktası 2 Menekşe Kibrit Fabrikası ve Yakın Çevresi Canlandırma” Ulusal Öğrenci Mimari Fikir Projesi yarışması düzenlenerek bu yapının ve kentsel

Kudret kalemiyle çekilmiş kaşın Emsalsiz görünür (Bir)li gözlerin Mirac-ı Nebi’den bilinir başın Seyretti âlemi türlü gözlerin Benzerin yoktur ki iki âlemde

Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir

Tablo 1 incelendiğinde geliştirilmekte olan ÖAHEÖ’ne ait KMO test değeri ,805 olarak hesaplanmış olup, bu değere göre ölçekten elde edilen ölçümlerin

İmparatorluğun suiistimal edici gücünün özelliğini daha iyi anlamak için lütfen ABD hükümetinin 22 Ocak 2009 tarihinde Obama başa geçtiğinde resmi internet