• Sonuç bulunamadı

İkinci Meşrutiyet döneminde Bitlis sancağı (1908-1914)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İkinci Meşrutiyet döneminde Bitlis sancağı (1908-1914)"

Copied!
470
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SAKARYA ÜN VERS TES SOSYAL B L MLER ENST TÜSÜ

K NC ME RUT YET DÖNEM NDE B TL S SANCA I

(1908-1914)

DOKTORA TEZ

Bülent CIRIK

Enstitü Anabilim Dal!: Tarih

Tez Dan! man!: Prof. Dr. Haluk SELV

OCAK-2015

(2)
(3)

BEYAN

Bu tezin yaz•lmas•nda bilimsel ahlak kurallar•na uyuldu unu, ba kalar•n•n eserlerinden yararlan•lmas• durumunda bilimsel normlara uygun olarak at•fta bulunuldu unu, kullan•lan verilerde herhangi bir tahrifat yap•lmad• •n•, tezin herhangi bir k•sm•n•n bu üniversite veya ba ka bir üniversitedeki ba ka bir tez çal• mas• olarak sunulmad• •n• beyan ederim.

Bülent CIRIK 21.01.2015

(4)

ÖNSÖZ

Do u Anadolu, ttihat ve Terakki, Ermeni ve Kürt terimleri son y•llarda ülkemizde üzerinde en çok konu ulan, tart• •lan konulardand•r. Özellikle ar ivlerimizde ttihat ve Terakki Cemiyeti ve kinci Me rutiyet dönemi ile ilgili belgelerin ara t•rmac•lar•n hizmetine aç•lmas•, üzerinde hâlâ soru i aretleri bulunan bu dönemi bir cazibe haline getirmi tir.

“ kinci Me rutiyet Döneminde Bitlis Sanca •” yukar•da bahsetti imiz bütün olgular•

bünyesinde bar•nd•r•yor. Böyle bir çal• maya ba lamak bu karma •k dönemi ve bölgedeki karma •k ili kileri ele almay• gerektiriyordu. Çal• mam•zda, kinci Me rutiyet ve anayasal düzen Vilâyât-• arkiyenin durumunu, Bitlis Sanca •n•n etnik geli melerini nas•l etkilemi tir? sorusuna cevap arad•k. K•t olan yaz•l• kaynaklar içindeki çaresizli imizi ar iv belgeleri ve bas•n arac•l• • ile giderdik. Bir yanda ngiliz ar iv belgeleri ve Osmanl• Devleti kurumlar•n•n yaz• malar•, bir yanda Ermeni iddialar• ve bunlara verilen cevaplar birbiri ile tezat halindeydi. Kaynaklar•n bu çeli kili dünyas•nda akademik usullere sad•k kal•narak problemler çözülmeye çal• •ld•.

Bütün bu karma •k ili kileri çözmemde ve beni bu konu üzerinde çal• mam hakk•nda cesaretlendiren dan• man hocam Prof. Dr. Haluk Selvi’ye te ekkür ederim. çinden ç•kamad• •m birçok problem onun önderli inde ayd•nland•.

Çal• mam boyunca benden deste ini esirgemeyen bütün hocalar•ma ve de erli yönlendirmeleriyle mesai arkada lar•ma te ekkür ederim.

Bülent CIRIK

(5)

Ç NDEK LER

KISALTMALAR...iv

TABLO L STES ...vii

ÖZET...ix

SUMMARY...x

G R ...1

BÖLÜM 1: B TL S SANCA ININ DAR DURUMU...12

1.1 Bitlis’in Tarihi Co rafyas•...12

1.2 Bitlis’in dari Taksimat•...17

1.3 Bitlis’in Nüfusu...24

1.4 Bitlis’te Vilayet Yönetimi...39

1.4.1 Bitlis’te Valilik Sorunu...45

1.4.2 Adliye Te kilat•...62

1.4.3 Maliye Te kilat• ve Vergiler...70

1.5 Me rutiyet’in Bitlis’teki Etkileri...79

1.5.1 Me rutiyet Öncesi Geli meler...79

1.5.2 Me rutiyetin lan•n•n Bitlis’teki Etkileri...82

1.5.3 Bitlis’te Me rutiyet Uygulamalar•...91

1.5.4 Bitlis’te Seçimler ve Mebuslar...100

BÖLÜM 2: B TL S’TE SOSYAL HAYAT...107

2.1 Gündelik Hayat ve Sosyal Çevre...107

2.2 E itim...117

2.3 Sa l•k...136

2.4 Ula •m...140

2.4.1 Karayolu Ula •m•...140

2.4.2 Demiryolu Ula •m•...151

2.5 Haberle me...158

2.6 Do al Afetler...170

2.7 Balkan Sava lar•n•n ehir Hayat•na Etkisi...172

BÖLÜM 3: B TL S’TE KT SAD HAYAT...179

3.1 ktisadi Durum...179

3.2 Ticaret ve Sanayi...188

3.3 Ziraat ve Hayvanc•l•k...191

3.3.1 Tar•m...191

(6)

3.3.2 Tütün Üretimi...195

3.3.3 Meyve Yeti tiricili i...198

3.3.4 Hayvanc•l•k...199

3.3.4.1 Ar•c•l•k...201

3.3.4.2 pekböcekçili i...201

3.3.4.3 Hayvan Hastal•klar•...202

3.3.5 Ziraat• Modernle tirme Çal• malar•...206

3.4 Madenler ve Ormanlar...208

3.4.1 Madenler...208

3.4.2 Ormanlar...209

BÖLÜM 4: B TL S’TE ASAY SORUNU...212

4.1 Me rutiyetin lan•na Kadar Bölgede Asayi ...212

4.2 Me rutiyetin lan•n•n Asayi Üzerindeki Etkileri...216

4.3 Bitlis ve Çevresinde Asayi Olaylar•...219

4.4 Asayi ile lgili Al•nan Tedbirler...227

4.5 Vilâyât-• ark•ye’de Nasihat Heyetleri...237

4.6 Arazi htilaflar•...242

4.7 Hapishaneler...251

BÖLÜM 5: B TL S VE ÇEVRES NDE ERMEN OLAYLARI VE YABANCILAR...257

5.1 Me rutiyetin lan•na Kadar Bitlis’te Ermeni Olaylar•...257

5.2 Me rutiyetin lan•ndan Sonra Bitlis’te Ermeni Olaylar•...262

5.2.1 Ta naksütyun Cemiyetinin Bitlis’teki Faaliyetleri...262

5.2.2 1909 Adana Olaylar•n•n Bitlis’teki Etkileri...269

5.2.3 Göçen Ermenilerin Bitlis’teki Etkileri...272

5.2.4 Bitlis ve Çevresinde Ermeni Çete Faaliyetleri...275

5.2.5 Rusya’n•n Bölgedeki Etkisi ve Ermeniler...282

5.3 Do u Anadolu’da Islahat Çal• malar• ve Bitlis...286

5.3.1 kinci Me rutiyete Kadar Islahat Meselesi...286

5.3.2 kinci Me rutiyetin lan•ndan Sonra Islahat Çal• malar•n• Haz•rlayan Ortam...289

5.3.3 1913 Islahat• Öncesi Bitlis’te Meydana Gelen Olaylar ve ddialar...298

5.3.4 Kamuoyunda Yer Alan Haberler ve Cevaplar...308

5.3.5 1913 Do u Anadolu Islahat• ve Bitlis...316

5.3.6 Birinci Dünya Sava •’nda Bitlis Ermenileri...322

5.4 Bitlis’te Yabanc•lar...327

5.4.1 Bitlis’te Misyonerler...327

5.4.2 ngiliz Konsoloslar• ve Raporlar•...339

(7)

5.4.3 Frans•z Konsoloslar•...348

5.4.4 Rus Konsoloslar•...350

BÖLÜM 6: B TL S VE ÇEVRES NDE KÜRTLER...354

6.1 Me rutiyetin lan•na Kadar Osmanl• Devleti daresinde Kürtler...354

6.2 Me rutiyetin lan•ndan Sonra Bitlis Sanca •nda Kürtler...363

6.3 Kürt A iretleri Reisleri ve Meydana Gelen Olaylar...368

6.4 1914 Bitlis syan•...383

SONUÇ...397

KAYNAKÇA ...410

EKLER...429

ÖZGEÇM ...443

(8)

KISALTMALAR

A. MKT. MHM : Sadâret Mektûbî Mühimme Kalemi

ABCFM : American Board of Comissioners for Foreign Missions ABD : Amerika Birle ik Devletleri

ASAM : Avrasya Stratejik Ara t•rmalar Merkezi

ATASE : Genel Kurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Ba kanl• • Ar ivi

ATBD : Askerî Tarih Belgeleri Dergisi

B. : Belge

BDH : Birinci Dünya Harbi Katalo u BEO : Bâb-• Âli Evrâk Odas•

Bkz. : Bak•n•z

BOA : Ba bakanl•k Osmanl• Ar ivleri BTTD : Belgelerle Türk Tarihi Dergisi

C : Cilt

Çev. : Çeviren

Der. : Derleyen

D. : Dosya

DH. EUM : Dâhiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti DH. EUM : Emniyet-i Umumiyye Müdüriyeti

DH. EUM. 2. b : Dâhiliye Nezâreti Emniyet-i Umumiyye Müdüriyeti 2. ube DH. EUM. 5. b : Dâhiliye Nezâreti Emniyet-i Umumiyye Müdüriyeti 5. ube DH. EUM. AY : Dâhiliye Nezâreti Emniyet-i Umumiye Müdüriyyeti Asayi

Kalemi

DH. EUM. ECB : Dâhiliye Nezâreti Emniyet-i Umumiye Müdüriyyeti Ecanib Kalemi

DH. EUM. EMN : Dâhiliye Emniyet-i Umumiye Müdüriyyeti Emniyet Kalemi DH. EUM. KLH : Dâhiliye Nezâreti Emniyet-i Umumiye Müdüriyyeti Kalem-i

Hususi

DH. EUM. KLU : Dâhiliye Nezâreti Emniyet-i Umumiye Kalem-i Umumî Müdüriyeti

(9)

DH. EUM. MEM : Dâhiliye NezâretiMemurîn Kalemi DH. EUM. MTK : Dâhiliye Nezâreti

DH. EUM. SSM : Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti Seyrüsefer Kalemi DH. EUM. VRK : Dâhiliye Nezâreti Emniyet-i Umumiye Müdüriyyeti Evrak

Odas•

DH. HM : Dâhiliye Nezâreti Hukuk Mü avirli i

DH. .UM : Dâhiliye Nezâreti dâre-i Umumiyye Müdüriyeti DH. D : Dâhiliye Nezâreti darî K•s•m

DH. KMS : Dahiliye Nezâreti Kalem-i Mahsus Müdüriyyeti.

DH. MB. HPS : Dâhiliye Nezâreti Mebânî-i Emîriye ve Hapishâneler Müdüriyeti

DH. MKT : Dâhiliye Nezâreti Mektûbî Kalemi

DH. SN : Dâhiliye Nezâreti Sicill-i Nüfus dâre-i Umumiyesi

DH. SN. THR : Dâhiliye Nezâreti Sicill-i Nüfus dâre-i Umumiyesi Tahrirat Kalemi

DH. SYS : Dâhiliye Nezareti Siyasi Kalemi DH. FR : Dâhiliye Nezareti ifre Kalemi

DH. UMVM : Dâhiliye Nezâreti Umûr-• Mahalliye-i Vilayât Müdüriyeti DU T : Dosya Usulü dareler Tasnifi

Ed. : Editör(ler)/Edited/Editedby

F. : Fihrist

FO : Foreign Office

G : Gömlek

H. : Hicrî

Haz. : Haz•rlayan

HR. HU : Hariciye Nezâreti Hukuk K•sm•

HR. SYS : Hariciye Nezâreti Siyâsî Kalemi

K : Klasör

M. : Milâdî

MMZC. : Meclis-i Mebusan Zab•t Ceridesi MEB : Milli E itim Bakanl• • (Yay•nevi) MV : Meclis-i Vükelâ Mazbatalar•

(10)

No. : Numara

Nr. : Numara

R. : Rûmî

s. : sayfa

S. : Say•

TBMMZC : Türkiye Büyük Millet Meclisi Zab•t Ceridesi TDA : Türk Dünyas• Ara t•rmalar•

TDAV : Türk Dünyas• Ara t•rmalar• Vakf•

TTK : Türk Tarih Kurumu

UK ARCHIVES : United Kingdom The National Archives

vb. : ve benzeri

vd. : ve di erleri

Vol. : Volume

Y. A. HUS : Y•ld•z Sadâret Hususi Maruzat Evrak•

Y. MTV : Y•ld•z Mütenevvi Maruzat Evrak•

Y. PRK. A : Y•ld•z Perakende Sadaret Maruzat•

Y. PRK. ASK : Y•ld•z Perakende Askerî Maruzat Evrak•

Y. PRK. AZJ : Y•ld•z Perakende Arzuhal ve Jurnaller

Y. PRK. AZN : Y•ld•z Perakende Adliye ve Mezâhib Nezâreti Kalemi Y. PRK. B K : Y•ld•z Perakende Mabeyn Ba kitabeti Evrak•

Y. PRK. DH : Y•ld•z Perakende Dâhiliye Nezâreti Maruzât•

Y.EE : Y•ld•z Esas Evrak•

Y.PRK. MYD : Y•ld•z Perakende Yaverân ve Maiyet-i Seniyye Erkan-•

Harbiye Dâiresi Yay. Haz. : Yay•na Haz•rlayan

(11)

TABLO L STES

Tablo 1 : Bitlis’in dari Taksimat Seyri...20

Tablo 2 : 1890 y•l•nda Bitlis Sanca •n•n Nahiye ve Köy Say•lar•...21

Tablo 3 : 1908 Bitlis Vilayeti dari Taksimat•...22

Tablo 4 : 1881/1882-1893 Genel Nüfus Say•m•na Göre Vilâyât-• ark•ye’nin Nüfus Durumu...27

Tablo 5 : 1910/11 Nüfus Say•m•na Göre Vilâyât-• ark•yye’deki Müslüman Ve Ermeni Nüfusu...27

Tablo 6 : smail Faz•l Pa a’ya göre Do u Anadolu Nüfusu...28

Tablo 7 : 1914 Nüfus Say•m•na Göre Vilâyât-• ark•ye...29

Tablo 8 : Y•llara göre Bitlis Vilayetinin Nüfusu...30

Tablo 9 : Frans•z Sar• Kitab•'na Göre Vilayat-• ark•yye Nüfusu...30

Tablo 10 : Amerikal•lar•n Birinci Dünya Sava • Öncesi Yapt• • De erlendirmeye Göre Do u Anadolu Vilayetlerinde Nüfus...31

Tablo 11 : 1907 Y•l•nda Do u Anadolu Vilayetlerinin Nüfuslar•, Yüzölçümleri Ve Nüfus Yo unlu u...31

Tablo 12 : 1881/82-1893 Bitlis Vilayeti Nüfusu...32

Tablo 13 : 1906/1907 Bitlis Vilayetinin Sancaklara Göre Nüfus...32

Tablo 14 : 1872 Y•l• Bitlis Nüfusu...33

Tablo 15 : Cuinet’ye Göre 1890 Y•l•nda Bitlis Sanca •n•n Nüfusu...33

Tablo 16 : 1890’da Bitlis Sanca •n•n dört kazadaki nüfusu...34

Tablo 17 : 1914 Y•l• Nüfus Say•m•na Göre Bitlis Sanca •n•n Nüfusu...35

Tablo 18 : Bitlis Vilayetinin 1919 y•l• Nüfusu...37

Tablo 19 : Bitlis Kazas•n•n 1919 nüfusu...38

Tablo 20 : 1913’te Dört Ana Ba l•ktan Vergi Gelirleri...77

Tablo 21 : 1913 Y•l•nda Türk Hükümeti’nin Harcamalar•...77

Tablo 22 : kinci Me rutiyet Döneminde Bitlis Vilayeti Mebuslar•…...105

Tablo 23 : 1891 Y•l•nda Bitlis Sanca •ndaki Okullar•n ve Ö rencilerin Say•s• ………..118

(12)

Tablo 24 : 1913-1914 Ö retim Y•l•nda Do u Vilayetlerinde Genel ve Özel ptidai Mekteplerin Say•s•...128 Tablo 25 : 1913-1914Genel ve Özel ptidai Mekteplerdeki Ö retmenlerin Yerel

darelere Da •l•mlar•...129 Tablo 26 : Duyun-I Umumiye daresinin 1889 ve 1890 Y•llar•na Ait Bitlis’ten

Toplad• • Vergiler...181 Tablo 27 : 1896-1905 Y•llar•nda Bitlis ehrinden Tekstil Sat• •...189 Tablo 28 :1913 Y•l•nda Bitlis Sanca • Kazalar•nda Yeti en Bu day Miktar•………...193 Tablo 29 : 1913 Y•l•nda Bitlis Sanca • Kazalar•nda Yeti en Arpa Miktar•...193 Tablo 30 : 1913 Y•l•nda Bitlis Sanca • Kazalar•nda Yeti en Pirinç Miktar•...194 Tablo 31 : 1913 Y•l•nda Bitlis Sanca • Kazalar•nda Yeti en Dar• Miktar•...194 Tablo 32 : Bitlis Sanca •nda 1914 Y•l• Zirai Üretim...194 Tablo 33 : 1913 Y•l•nda Vilayetteki Hayvan Say•s•...200 Tablo 34 : 1912 Y•l•n•n lk Alt• Ay•nda Bitlis Vilayetinde Meydana Gelen

Asayi Olaylar•...304 Tablo 35 : 1904 Senesine Ait statisti ine Göre Bitlis Vilayetinde Asayi

Olaylar•...305 Tablo 36 :- Bitlis’te Görev Yapan ngiltere Yard•mc• Konsoloslar• Listesi

(1895-1914)...346

(13)

SAÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Tez Özeti

Tezin Ba l! !: kinci Me rutiyet Döneminde Bitlis Sanca • (1908-1914) Tezin Yazar!: Bülent CIRIK Dan! man: Prof. Dr. Haluk SELV

Kabul Tarihi: 21/01/2015 Sayfa Say!s!: X(ön k•s•m)+442(tez) +15 (ekler) Anabilim Dal!: Tarih Bilim Dal!: Tarih

II. Me rutiyet y•llar• Osmanl• Devleti için önemli olaylar•n ya and• • bir dönemdir. ttihat ve Terakki Cemiyeti liderli inde ilan edilen kanun-• esasi ile ülkede her yönüyle yeni bir sürece ba lam• t•r. Cemiyet, iktidara do ru yürürken hukuki, siyasi ve iktisadi alanlarda merkezden ba layarak yeni bir düzen in a etmek istemi tir. Bu süreçte do u vilayetleri, kendisinden önceki yirmi y•l içinde cereyan eden olaylar ve etnik unsurlar aras•nda ya anan çat• malar sebebiyle kar• •k bir durumdad•r. Ülkenin en az geli mi olan bölgesi de yine bu bölgelerdir.

Etnik ihtilaflar ve geli mi lik aç•s•ndan do unun en problemli vilayetlerinden birisi Bitlis’tir.

Tarihin en eski devirlerinden beri önemli bir yerle im merkezi olan Bitlis, XVIII. yüzy•lda eski önemini yitirmi , 1878 y•l•nda vilayet merkezi olunca tekrar canlanmaya ba lam• t•r. Ahlat, Hizan ve Mutki gibi önemli yerle im birimleri olan Bitlis Sanca •, ele ald• •m•z dönemde özellikle adalet, e itlik ve karde lik ilkelerinin uygulanmaya çal• •ld• • bir merkez olmu tur.

Ancak bu dönemde Bitlis için söylenebilecek ey me rutiyetin bölgede ba ar•s•z oldu udur.

Ermenilerle Kürt a iretleri aras•ndaki arazi ihtilaflar•, asayi olaylar• belgelerde, ulusal ve uluslararas• bas•nda en çok yer alan olaylar olmu tur.

Bu ba ar•s•zl•kta Rusya ve misyoner faktörleri de önemli birer etken olmu tur. Bitlis Sanca •nda e itim, sa l•k, ziraat, hayvanc•l•k ve ticaret ülke genelinin gerisindedir. Halk daha çok hayvanc•l•kla geçinmektedir. Ticaret daha çok bu hayvansal ürünler üzerinden yap•lmaktad•r.

Me rutiyetin ilan•ndan sonra ttihat ve Terakki Cemiyeti do u vilayetlerinin kendine has sosyal ve siyasal durumunu yeniden ekillendirmeye yönelerek Abdülhamid döneminde kurulan dengeleri bozmaya ba lad•lar. Hamidiye alaylar• Abdülhamid döneminde Ermeni terör örgütleri için cayd•r•c• bir güç olmu , bölgenin gerek iç gerekse d• asayi inde önemli roller üstlenmi ti. Me rutiyet sonras•nda hem ttihat ve Terakki'nin Do u illeri politikas• hem de Ermeni ihtilalcileri taraf•ndan bir tehdit unsuru olarak görülen bu alaylar•n tedricen ortadan kald•r•lmas• ve yeni rejimin bölgede yapmak istedi i •slahatlara engel te kil edemeyecek bir hale sokulmas• çabalar• do udaki huzursuzlu un ba l•ca sebeplerinden birini olu turdu.

Ermenilerin ve Ta nak Partisi’nin bu dönemde Türk sever olduklar• söylenemez ise de, onlar Me rutiyetçi ve Me rutiyet rejiminin sad•k taraftarlar•yd•lar, çünkü özgürlük ortam• onlar•n te kilatlanmalar• ve halk aras•nda örgütlerini geni letmeleri aç•s•ndan önemli bir f•rsat sunmu tu. Hâlbuki Kürtler ise tam aksine Sultan Abdülhamid dönemini desteklemi bir kavim olarak imdi de anti-Me rutiyetçi bir güç eklinde ortaya ç•k•yor yeni idare tarz•na, Osmanl•

Me rutiyet rejimine dü man oluyorlard•.

Me rutiyetin ilan•, Adana Olaylar•, Balkan Sava lar•, 1914 y•l•nda uygulamaya konulan Do u Anadolu Islahat• sancak içinde siyasi etkiler meydana getirmi tir. Bu olaylar me ruti idarenin bölgedeki ba ar•s•zl• •n•n temel sebeplerindendir. Aç•kças• me ruti düzen Kürtler ve Ermeniler aras•nda kat•la m• olan problemlere k•sa sürede bir çözüm getirememi tir.

Anahtar kelimeler: Bitlis, Me rutiyet, ttihat ve Terakki, Kürtler, Ermeniler

(14)

Sakarya University Insitute of Social Sciences Abstract of PhD Thesis Title of the Thesis: Bitlis in the Second Constitutional Era (1908-1914) Author: Bülent CIRIK Supervisor: Professor Dr. Haluk SELVI

Date: 30.12.2014 Nu. of pages: X(pretext)+442(mainbody) +15(appendices) Department: History Subfield: History

The years of Second Constitution were a period of significant events for the Ottoman Empire.

The country entered a new period with the declaration of the Constitution under the leadership of the Committee of Union and Progress. While coming to power, the Committee of Union and Progress wanted to build a new order in legal, political and economic spheres starting from the centre. During this period, Eastern Anatolia was in a chaotic atmosphere due to the events of previous twenty years and clashes between ethnic groups. The least developed region of the country was, too, the Eastern Anatolia.

Bitlis was one of the worst provinces of the East in terms of underdevelopment and ethnic conflicts. As an important settlement since ancient times, the city lost its importance in the 18th century then began to revive in 1878 when it was turned into province. Having important settlements such as Ahlat, Hizan and Mutki, the province of Bitlis has been a center in which especially the principles of justice, equality and fraternity tried to be deployed in the discussed period. However, it could be fairly said that constitutionalism failed in Bitlis during this period. Land dispute between the Armenians and the Kurdish tribes and unrests were the most cited events in the documents and national and international press.

Russia and missionary activities were also considerable factors in this failure. Education, health, agriculture, livestock and trade of Bitlis were behind the average of the country.

Animal husbandry was most common way of livelihood. Trading was almost based on animal products.

After the proclamation of the Constitution, the Unionists abruptly disrupted the balance, established during the time of Abdulhamid, in order to restate unique social and political situation of Eastern Anatolia. During the time of Abdulhamid, Hamidye regiments were a deterrent power for the Armenian terrorist organizations and played important roles in both domestic and external order of the region. Following the proclamation of the Constitution, both the unionist's eastern province policy and the attempts of Armenian revolutionaries to eliminate gradually these regiments seen as a threat and to reform it in a design not to be an obstacle to reforms the new regime wanted to implement, were one of the major reasons of the chaotic atmosphere of the east. At this period, Armenians and Dashnak Party were for sure not turcophile but they were loyal supporters of the Constitutionalists and its regime, as the new freedom atmosphere gave an opportunity to organize and expand their organization in the community. As the supporter of Abdulhamid regime, now the Kurds were emerging as a force of anti-Constitutionalist. Actually they were hostile to the new method of administration, the Ottoman constitutional regime.

The Proclamation of Constitution, Adana Incidents, Balkan Wars and the reform of the Keywords: Bitlis, Constitutional Era, The Union and Progress, Kurds, Armenians

(15)

G•R••

“•kinci Me•rutiyet Döneminde Bitlis Sanca•• (1908-1918)” isimli doktora tez çal••mam•z Me•ruti düzenin ilk evresinde Osmanl• Devleti’nin do•u vilayetlerinden olan Bitlis Vilayeti merkez sanca•• Bitlis’i konu edinmi•tir. Türk siyasal hayat•nda önemli bir dönüm noktas• olan •kinci Me•rutiyetin ilan• hadisesi, yeni bir yönetim anlay•••n•n ve kendinden önceki 50 y•ll•k süre içinde Osmanl• Devleti’nin kar••

kar••ya kald••• problemleri çözüme ula•t•rma gelene•inin bir parças• olmu•tur. Bu süreçte ço•ulcu yönetim anlay••• ile hareket eden •ttihat ve Terakki yöneticileri Do•u Anadolu üzerinde önemle durmu•lar, bölgeyi Osmanl•l•k hareketi ile merkeze ba•lama dü•üncesi etraf•nda hareket etmi•lerdir. Sultan Abdülhamid döneminin yönetim modelini reddeden •ttihat ve Terakki F•rkas•, Vilâyât-• !ark•yede ya•ayan Kürtleri ve Ermenileri Meclis-i Mebusan’a ve yerel anlamda Vilayet Meclislerine dahil ederek bu bölgenin problemlerine çözüm bulmak istemi•lerdir. Bu dönemin en önemli problemlerinden olan Hamidiye Alaylar• ve Ermeni çetelerini yönetime dahil ederek Vilâyât -• !ark•ye (Erzurum, Sivas, Mamuretülaziz, Bitlis, Diyarbak•r ve Van)’de çözüm arayan •ttihat ve Terakki, Avrupa ve Rusya’n•n Do•u Anadolu’da reform isteklerine kar•• koyamam••, 1913 y•l•nda bu devletlerin tekliflerine boyun e•mi•tir. Balkan Sava•lar• ve pe•inden Birinci Dünya Sava•• bu reform çal••malar•n•

sonuçsuz b•rakm••, Bitlis ve çevresinin de dahil oldu•u Do•u Anadolu bölgesi Ruslar taraf•ndan i•gal edilmi•tir. Bu sava• s•ras•nda tehcir uygulamalar• ve Kürt a•iretleri ile ili•kiler Bitlis ve çevresini önemli bir hale getirmi•tir.

Bu çerçevede tezin ana konusu, Bitlis Sanca•• örne•inde •ttihat ve Terakki F•rkas•’n•n 1908-1914 y•llar• aras•nda Vilâyât !ark•yedeki yönetim anlay••• ve bölgede ya•anan etnik ve siyasi olaylar, yerel tarih olarak Bitlis Sanca••n•n sosyo- ekonomik durumu ve nüfusu, ayr•ca Birinci Dünya Sava•• arifesinde do•u vilayetlerinin genel durumu ve Bitlis’teki geli•meler ve etnik olaylard•r.

Tezin Önemi:

1908-1914 y•llar• Osmanl• Devleti için önemli olaylar•n ya•and••• bir dönemdir.

•ttihat ve Terakki Cemiyeti önderli•inde ilan edilen kanun-• esasi ile ülke her

(16)

yönüyle yeni bir sürece girmi•tir. •ttihat ve Terakki Cemiyeti iktidara do•ru yürürken hukuki, siyasi ve iktisadi alanlarda merkezden ba•layarak yeni düzeni in•a etmek istemi•tir. Bu süreçte Do•u Anadolu, kendisinden önceki yirmi y!l içinde cereyan eden olaylar ve etnik unsurlar aras!nda ya•anan çat!•malar sebebiyle kar!•!k bir durumdad!r. Ülkenin en az geli•mi• olan bölgesi de yine Do•u Anadolu’dur.

Az geli•mi•lik ve etnik ihtilaflar aç!s!ndan do•unun en kötü vilayetlerinden birisi Bitlis’tir. Tarihin en eski devirlerinden beri önemli bir yerle•im merkezi olan Bitlis, XVIII. yüzy!lda eski önemini yitirmi•, 1878 y!l!nda vilayet merkezi olunca tekrar canlanmaya ba•lam!•t!r. Ahlat, Hizan ve Mutki gibi önemli yerle•im birimleri olan Bitlis Sanca•!, ele ald!•!m!z dönemde özellikle adalet, e•itlik ve karde•lik ilkelerinin uygulanmaya çal!•!ld!•! bir merkez olmu•tur. Ancak bu dönemde Bitlis için söylenebilecek •ey me•rutiyetin bölgede ba•ar!s!z oldu•udur. Ermenilerle Kürt a•iretleri aras!ndaki arazi ihtilaflar!, asayi• olaylar! belgelerde, ulusal ve uluslararas!

bas!nda en çok yer alan olaylar olmu•tur.

Bu ba•ar!s!zl!kta Rusya ve misyoner faktörleri de önemli birer etken olmu•tur. Bitlis Sanca•!nda e•itim, sa•l!k, ziraat, hayvanc!l!k ve ticaret ülke genelinin gerisindedir.

Halk daha çok hayvanc!l!kla geçinmektedir. Ticaret daha çok bu hayvansal ürünler üzerinden yap!lmaktad!r.

Me•rutiyetin ilan! sonras! •ttihatç!lar Do•u Anadolu'nun kendine has içtimai ve siyasi durumunu yeni ba•tan •ekillendirmeye yönelerek Sultan Abdülhamid döneminde kurulan dengeleri bir anda bozmaya ba•lad!lar. Hamidiye alaylar! Abdülhamid döneminde Ermeni terör örgütleri için cayd!r!c! bir güç olmu•, bölgenin gerek iç gerekse d!• asayi•inde önemli roller üstlenmi•ti. Me•rutiyet sonras!nda hem •ttihat ve Terakki'nin Do•u illeri politikas! hem de Ermeni ihtilalcileri taraf!ndan bir tehdit unsuru olarak görülen bu alaylar!n tedricen ortadan kald!r!lmas! ve yeni rejimin bölgede yapmak istedi•i !slahatlara engel te•kil edemeyecek bir hale sokulmas!

çabalar! do•udaki huzursuzlu•un ba•l!ca sebeplerinden birini olu•turdu. Ermenilerin ve Ta•nak Partisi’nin bu dönemde Türk sever olduklar! söylenemez ise de, onlar Me•rutiyetçi ve Me•rutiyet rejiminin sad!k taraftarlar!yd!lar, çünkü özgürlük ortam!

onlar!n te•kilatlanmalar! ve halk aras!nda örgütlerini geni•letmeleri aç!s!ndan önemli bir f!rsat sunmu•tu. Hâlbuki Kürtler ise tam aksine Sultan Abdülhamid dönemini

(17)

desteklemi• bir kavim olarak •imdi de anti-Me•rutiyetçi bir güç •eklinde ortaya ç•k•yor yeni idare tarz•na, Osmanl• Me•rutiyet rejimine dü•man oluyorlard•.

Me•rutiyetin ilan•, Adana Olaylar•, Balkan Sava•lar•, 1914 y•l•nda uygulamaya konulan Do•u Anadolu Islahat• sancak içinde siyasi etkiler meydana getirmi•tir. Bu olaylar me•ruti idarenin bölgedeki ba•ar•s•zl•••n•n temel sebeplerindendir. Aç•kças•

me•ruti düzen Kürtler ve Ermeniler aras•nda kat•la•m•• olan problemlere k•sa sürede bir çözüm getirememi•tir. Bugüne kadar Bitlis ve çevresinde me•ruti düzenin getirdi•i de•i•iklikler üzerine teferruatl• bir akademik çal••ma yap•lmam••t•r. Bu yönüyle tezimiz hem me•rutiyetin bölgedeki etkilerini ele almaktad•r hem de yerel tarih çal••malar•na 1908-1914 y•llar• aras•nda •••k tutmay• hedeflemektedir.

Tezin Amac•:

Osmanl• Devleti’nin Do•u Anadolu’da 1908-1914 y•llar• aras•nda ya•ad•••

geli•meler hem •stanbul’daki hem de Avrupa’daki siyasi ortamla do•rudan ili•kilidir.

Bu dönemde Osmanl• yönetim sisteminde me•ruti idarenin getirdiklerini yerle•tirmek için yap•lan çal••malardan dolay• istikrars•zl•k hâkimdir. Bu k•sa sürede alt• hükümet kurulmu•tur; •brahim Hakk• Pa•a Hükümeti (12 Ocak 1910-29 Eylül 1911), (Küçük) Sait Pa•a Hükümeti-iki kez (30 Eylül 1911-17 Temmuz 1912), Gazi Ahmed Muhtar Pa•a Hükümeti (22 Temmuz 1912-29 Ekim 1912) ve Mehmed Kâmil Pa•a Hükümeti (29 Ekim 1912-23 Ocak 1913). 1911 ara seçimi ve 1912 genel seçimleri bu dönemde yap•lm•• ve tarihe sopal• seçim olarak da geçen bu seçimler sonunda, Meclis’e 264 •ttihatç• ve 6 muhalif mebus girmi•tir. Artan huzursuzluk ve siyasal çalkant•lar, Trablusgarp Sava•• ve Rumeli’deki Arnavutluk ayaklanmas• hem hükümetleri hem de •ttihat Terakki F•rkas•n• oldukça y•pratt•. Ordu içinde olu•an

“Halaskar Zabitan Grubu” adl• muhalefetin hükümetlere istifa ça•r•s•, ordunun siyasetten uzakla•t•r•lmas• ve adil ve dürüst seçimler yap•lmas• yönündeki talepleri kar••s•nda hükümetler çok zor günler ya•ad•. Ermenilerin ülkedeki en iyi örgütlenmi•

grubu olan Ta•naksütyun Cemiyeti bu süreçte •ttihat ve Terakki F•rkas• ile birlikte hareket etti, seçimlere birlikte girdi. Ancak di•er gruplar H•nçaklar ve Ramgavarlar daha çok muhalefetle birlikte hareket ettiler.

(18)

Padi•ah V. Mehmed, Sadrazam •brahim Hakk• Pa•a’ya hitapl• 12 Ocak 1910 tarihli hatt-• hümayununda kabinesinin üyelerini seçmesini, devlet i•lerini •eriat ve anayasa ilkelerine göre yürütmesini emrettikten sonra çe•itli halk topluluklar• aras•nda iyi geçim sa!lamas•n•, memleketin ilerlemesini ve halk•n refah•n• sa!layacak yeni kanunlar ç•karmas•n• ö!ütlemekte idi. Bu tavsiyelerde öne ç•kan konu ülkede etnik unsurlar aras•nda adaletin sa!lanmas• ve huzur vurgusuydu. •brahim Hakk• Pa•a kabinesi döneminde asayi•i sa!lamak için çe•itli tedbirler alma yoluna gidildi. Söz konusu tedbirler içerisinde en fazla üzerinde durulan •ey Harbiye Nezareti’nin denetlenmesi meselesiydi. Maliye Naz•r• Cavit Bey Harbiye Nezareti’nin harcamalar•n•n denetlenmesi gerekti!i üzerinde •srarla duruyor, Harbiye Naz•r•

Mahmud "evket Pa•a ise buna müsaade etmiyordu. Harbiye Nezareti ile Maliye Nezareti aras•ndaki uzla•mazl•!•n yaratt•!• gerilim 1911 A!ustosunda en üst seviyeye t•rmanm••t•. Bu gerilim ülkede asayi• ile ilgili bir problemi ortaya ç•kar•yordu, zira yerel anlamda ordu-siyaset çat••mas•n•n temelinde var olan gerilim

•stanbul’dan ba•l•yordu.

1911 y•l• May•s ve Haziran aylar•nda Arnavutluk isyan•n•n geni•lemesi, Miralay Sad•k Bey’in orduda ve siyasette yeni yap•lanmaya giderek muhalefetini güçlendirmesi, 29 Eylül 1911’de Osmanl• Devleti’ne nota veren •talya’n•n Trablusgarp’•n kendilerine b•rak•lmas•n• istemesi •brahim Hakk• Pa•a’n•n istifas•na sebep oldu. •ttihat ve Terakki’ye muhalif bütün gruplar• bir çat• alt•nda birle•tirmeyi amaç edinen Hürriyet ve •tilâf F•rkas•n•n kuruldu!u bir s•rada Gazi Ahmed Muhtar Pa•a sadrazam olarak atand•. Hükümetin kuruldu!u günlerde Osmanl• Devleti aleyhine Balkanlarda ittifaklar zinciri olu•uyordu. Fransa ve •ngiltere Balkanlar’daki ittifaklar• Rusya arac•l•!•yla ö!renirken Almanya ve Avusturya-Macaristan istihbarat faaliyetleri ile antla•malardan haberdar olmu•tu. Gazi Ahmet Muhtar Pa•a kabinesinin Balkanlar’daki ittifaklar•n muhtevas•ndan haberi yoktu. Bu ortamda göreve gelen hükümetin ilk icraat• üç y•ll•k askerlik süreleri dolmu• olan 100.000 kadar askerin terhis edilmesi olmu•tu. 15 Eylül 1912’de Sofya Ate•emiliterli!inden hükümete gönderilen bir telgrafta, Bulgarlar•n Osmanl• Devleti ile bir sava•a niyetli olduklar• ve bu yönde çal••malar yapt•klar• bilgisi ula•t•r•ld•. Bu •artlar alt•nda ba•layan Balkan Sava•lar• Osmanl• Hükümeti’nin yenilgisi ile sonuçlanacakt•.

(19)

Balkan sava••n•n yenilgiyle sonuçlanmas• üzerine Gazi Ahmet Muhtar Pa•a kabinesi çekildi ve yerine Kamil Pa•a kabinesi kuruldu. Üç ay sonra Talat ve Enver Beylerin düzenledikleri “Bab•ali Bask•n•” sonucu Kamil Pa•a istifa ettirildi (23 Ocak 1913).

Yerine Mahmut •evket Pa•a sadrazam oldu, kurulan yeni kabinede, büyük ço•unluk

•ttihatç• idi. 11 Haziran’da Sadrazam•n bir suikast sonucu ölümü üzerine kurulan Sait Halim Pa•a kabinesi ise •ttihat ve Terakki’nin kesin iktidar• demek oluyordu. Bu iktidar 1918 sonuna kadar ülkeyi yönetecekti.

Osmanl• Devleti’nin hiçte iç aç•c• olmayan bu geli•meleri ya•ad••• s•rada Avrupa siyasetinde de köklü de•i•iklikler ya•an•yordu. 1900’lü y•llar•n ba••nda Avrupal•

devletler iki blo•a ayr•lm•• bulunuyordu. 1894’de Fransa ile Rusya aras•nda yap•lan ittifak, 1904 •ngiltere-Fransa ittifak• ve 1907’de •ngiltere'nin Rusya ile anla•mas•

Üçlü •tilaf•n meydana gelmesini sa•lam••, buna kar•• Almanya, Avusturya- Macaristan ve •talya aralar•nda Üçlü •ttifak kurulmu•tu. Bu ittifaklar sebebiyle büyük devletlerin do•u politikalar•nda derin de•i•iklikler bekleniyordu. Bu politikalar•n temelinde Osmanl• Devleti içerisindeki kar•••kl•klar ve hükümetlerin bu konudaki yetersizlikleri geliyordu. Ba•ta Rusya olmak üzere •ngiltere, Fransa ve •talya’n•n do•u politikalar•nda art•k Osmanl• Devleti’nin tasfiyesi esas hareket noktas• olarak görülüyordu. Bosna-Hersek’in Avusturya Macaristan taraf•ndan i•gali, Arnavutluk isyanlar•n•n Avrupa’ya etkileri ve nihayet bu giri•imlere kar•• Osmanl• Hükümeti’nin gerekli tedbirleri alamamas• Do•u Anadolu üzerinde Rusya’n•n ve Ermenilerin yeni politikalar uygulamalar• sonucunu do•urdu.

Rusya Uzak Do•u'da geni•leme siyaseti uyguluyor, 1905 Japon Sava••’nda ald•••

yenilgiden sonra Balkanlarda Slavlar• birle•tirmeye, Kafkaslarda Ermenileri Rusla•t•rmaya gayret ediyordu. Bütün bu olaylar 1878 y•l•ndan beri devam eden Balkan krizinin ve Do•u Sorununun Avrupa aç•s•ndan çözüm zaman•n•n gelmi•

oldu•unu gösteriyordu. 1910 y•l•ndan itibaren uluslararas• alanda Do•u Anadolu için de baz• giri•imler olmu• ve bu konuda Rusya ön plana ç•km••t•. Zira Berlin Anla•mas•’nda yar•m kalan meselelerden birisi de Ermeniler lehine Do•u Anadolu’da reform yapmak maddesi idi. Rusya art•k Balkan meselesini çözdü•ünü dü•ünüp •ngiltere ve Fransa’y• da müttefiki olarak yan•na çekerek Ermeni sorununu çözmek istiyordu. Bunun için uluslararas• kamuoyunun ikna edilmesi gerekiyordu ki

(20)

siyasi ortam bunun için çok elveri•liydi. Bu hareket tarz• Do•u Anadolu’da asayi•sizli•in ve Ermenilerin katledildi•inin dünyaya duyurulmas! idi. 1890 y!l!ndan beri Avrupa kamuoyu Ermeniler lehine yaz!lanlardan dolay! bu duruma zaten haz!rd!. Ermenilerle ilgili siyasi geli•melerde 1908-1911 y!llar! aras!nda k!smi bir sessizlik olsa da 1911 y!l!ndan itibaren Avrupa kamuoyunun eski halini ald!•!

görüldü. Bu yöneli•te Rusya’ya yak!n Osmanl! topraklar!ndaki geli•meler önemli bir etkiye sahipti.

1910 y!l!ndan itibaren Ruslar!n s!n!r ötesindeki haz!rl!klar!na ve askeri faaliyetlerine yo•unluk verdikleri gibi Osmanl! vilayetlerinde unsurlar aras!nda kar!•!kl!k ç!karma•a ve askerlik aç!s!ndan bir tak!m tetkiklerde bulunma•a çal!•t!klar! her çe•it durumdan anla•!lmaktayd!. Rusya’n!n Erzurum ba•konsolosunun baz! Ermeni köylülerini Osmanl! vatanda•l!•!ndan ç!karak Rusya vatanda•l!•!na geçmeleri konusunda te•vik etti•i, Bitlis vilayetindeki Rusya konsolosunun vatanda•l!k talebinde bulunan Ermenileri kaydedip hane ba•!na para verdi•i, ayr!ca bu Ermenileri Frans!z ve •ngiliz konsoloslar!na da müracaat ettirerek zulüm gördüklerini beyan etmelerini istedikleri Erzurum ve Bitlis Valilerinin müracaatlar!ndan anla•!lm!•t!. Bu durum Hariciye Nezareti taraf!ndan Rusya’ya iletilmi•se de Rusya bu iddialar! reddetmi•ti. Bu s!rada do•u vilayetlerinde •ikâyetlere sebep olan, asayi•i bozan Ermeni faaliyetlerini Rusya’n!n destekledi•i konusunda, Avusturya- Macaristan •mparatorlu•u •stanbul Büyükelçisi Pallavicini’nin haz!rlad!•! rapor çok dikkat çekicidir. Raporda; Fransa ve Rusya’n!n Küçük Asya’dan pay koparabilmek için kendi menfaatlerinin pe•inde olduklar!ndan, Rusya’n!n son zamanlarda Ermenistan’da art!k do•rudan ve sistematik bir •ekilde hareket etti•inden, Ermeni Patri•i’nin, Ermeni vilayetlerine dair Ruslara haftal!k rapor gönderdi•inden, ç!kan olaylar!n planl! haz!rlanm!• olabilece•inden bahsedilmi•tir.

Bütün bu sebeplerden dolay!, 1908-1914 y!llar! aras!nda Do•u Anadolu’da ya•anan olaylar •stanbul’u, Avrupa hükümetlerini ve dünya kamuoyunu me•gul etmi•, iddialar Osmanl! Devleti kar•!t! güçler taraf!ndan her ortamda ifade edilirken cevaplar pek dile getirilmemi•tir. Oysa bölge valilerinin haz!rlad!klar! raporlara göre ya•ananlar propaganda haberlerinde bahsedilenlerden daha farkl!d!r ve oldukça abart!lm!•t!r. Tabii olarak bu propagandaya alet edilen asayi• sorunu Osmanl!

(21)

Devleti’nin gündemindeki en önemli konulardand•r. Bitlis Vilayeti ve Sanca•• bu olaylar•n ve iddialar•n merkezinde yer almaktad•r.

23 Temmuz 1908’de Me•rutiyetin ilan•, Türk siyasi tarihi aç•s•ndan dönüm noktalar•ndan birisidir. Ancak dönemin Osmanl• Devleti için çok önemli problemleri içerisine ald••• da bir gerçektir. Jandarma say•s• yetersiz, mahkemelerinde yarg•lama güçlükleri çekilen, iktisadi yönden s•k•nt•l• bir ülke için özgürlüklerin art•r•lmas• ve siyasi suçlular için aflar•n ç•kar•lmas•, problemleri çözmek yerine durumun daha da kötüle•mesine sebep olmu•tur. Bu kar•••kl•klar içerisinde bulunan bir ülkenin sava•lar silsilesine girecek olmas• da ayr•ca önemli bir konudur. Sava•lar s•ras•ndaki asker firarlar•, jandarma ve polis eksikli•i asayi• ve e•k•yal•k hareketlerini daha da art•rm••t•r. Sadece asayi•sizlik ve e•k•yal•k de•il hizipçilik de bu dönemde Osmanl•

ülkesini kaosa sürükleyen etkenlerden olmu•tur.

Ba•kente yak•n bölgelerde; Bursa, Bolu, •zmit, Adapazar• ve Yalova’da asayi•

aç•s•ndan esas problem jandarma eksikli•inden ve mevcut jandarmalar•n da bu

•ehirlerde çok uzun zamandan beri görevlerini sürdürmelerinden kaynaklan•yordu.

Jandarma görevlileri bulunduklar• yerlerde mal ve mülk elde etmi•ler, bölge insan•na zarar vermeye ba•lam••lard•. Hemen hemen bütün •ehirlerde de mahkeme binas• ve hâkim s•k•nt•s• çekiliyordu. Adaletin gecikmesi ülkedeki asayi•sizli•in önemli sebeplerindendi. •stanbul’un yan• ba••nda asayi• problemleri ya•an•rken Do•u Anadolu’da durum daha da karma••kt•. Bir taraftan a•iretler, bir taraftan Ermeniler me•ruti idareden birçok yeni reform bekliyordu. II. Abdülhamit döneminde A•iret Mektepleri ve Hamidiye Hafif Süvari Alaylar• te•kiliyle Do•u Anadolu’da asayi•

nispeten sa•lanm••t•. 1909 y•l•ndan sonra iktidar• büyük ölçüde eline geçiren •ttihat ve Terakki Cemiyeti, Hamidiye Süvari Alaylar•n• tasfiye yoluna gidince, a•iret reisleri küstürülmü• oldu. Bölgede asayi•in ancak güçlü jandarma kuvvetine sahip olmakla mümkün olabilece•ini anlayan Osmanl• hükûmeti jandarma te•kilat•n•

günün •artlar•na göre düzenleyerek bu bölgelerde görevlendirme yoluna gitti. Ayr•ca jandarma ile ilgili talimatlar yeniden düzenlendi, buna göre müfetti•lik te•kilat•

faaliyete geçirildi. Bütün bu kararlar ve me•rutiyetin ilân•ndan sonra çetecilik faaliyetlerini yasad••• olarak tan•mlayan düzenlemeler kanun d••• hareketlerin azalt•lmas•na yard•mc• olmad•. Çetecilik faaliyetlerinin geni•lemesi üzerine

(22)

s•k•yönetim uygulamalar•na gidilerek “•dare-i Örfiye Kararnamesine” ek kararnameler ç•kar•ld•. Nitekim kararnameye ilk ek 3 Temmuz 1909 tarihli kanunla yap•ld•. Bu kararnamenin dördüncü maddesi, devletin dahili ve harici emniyetini ihlal edecek bütün suç ve cinayetlerin as•l failleri ile medhaldar olanlar•n s•fat ve haysiyetlerine bak•lmaks•z•n istisnas•z Divan-• Harp huzurunda muhakemesini öngörüyordu. Al•nan kararlar sorunu çözmek ad•na isabetli kararlar olmakla beraber bunlar•n ülkenin tamam•nda uygulanmas• için güce ve iktidara ihtiyaç vard•.

Me•rutiyetin ilk y•llar•nda bu gücün merkezden uzakla•t•kça azald•"• görülüyordu.

Siyasi, iktisadi ve askeri yönden kar•••kl•k içerisinde bulunan Do"u Anadolu için me•rutiyet idaresinin •slahat hedeflerinden en önemlisi, nüfuzlu ailelerin ve zorba a"alar•n halk üzerindeki nüfuzunu tesirsiz b•rakarak halk•n me•ruti idareyi tek otorite olarak tan•mas•n• sa"lamakt•. Bölgede Ermenilerin •ikâyetlerini dile getirebilece"i kurumlar• mevcuttu, vilayetlerde yer alan dini temsilcilikler yani murahhashaneler ve merkezde patrikhane onlar•n sorunlar•yla yak•ndan ilgileniyordu. •ikâyetlerini bu kurumlar vas•tas•yla gerek hükümete gerekse hamileri olan yabanc• devletlere duyurabiliyorlard•. Ermeniler üzerinde yabanc• devletlerin do"rudan hamili"i ve bu sayede müdahalelerinin önünü kesebilmek için me•ruti hükümet Kürt ahaliden daha çok Ermenilerin sorunlar•na öncelik tan•mak zorunda kald•. Ancak Kürtler için böyle bir •ikâyet makam• ancak hükümet olabilirdi. 1911 y•l•na gelindi"inde halk•n me•rutiyeti idareden beklentilerinin cevaplanamad•"• görülüyordu. Ermenilere ait oldu"u iddia edilen araziler meselesi halledilememi•, e"itime gereken yat•r•mlar yap•lamam••, Ermeni örgütlerinin bölgedeki faaliyetleri engellenememi•ti. Bütün bunlar •ttihat ve Terakki hükümetine güvensizli"i daha da art•rd•. Bu güvensizli"e Rusya’n•n günden güne artan faaliyetleri de eklenince halk mahalli nüfuz odaklar•na yönelmeye ba•lad•; Ermeni murahhaslar, konsoloslar ve a"alar. Bu •artlar alt•nda sorunlar çözülemedi"i gibi artarak devam etti.

•ttihat ve Terakki hükümetlerinin Ermenilere yakla••m• ve bu yakla••m•n Do"u illerindeki alg•lan••• bölgede çok uzun zamandan beri faaliyet gösteren çetelerin daha rahat hareket etmelerine sebep oldu. Baz• Kürt a•iretleri ellerindeki mallar•n ve itibarlar•n•n kayb•ndan dolay• 1910 y•l•ndan itibaren harekete geçerek •ttihat ve Terakki ve me•rutiyet aleyhinde faaliyetlere ba•lad•. Bunlardan biri me•hur

(23)

Bedirhanl• sülalesine mensup Eyüphan’•n o•lu Said’ti. Said, Rus elçisinin yard•m•yla Rusya’ya kaçm••, Ruslar•n direktifleriyle Güney Azerbaycan’•n Kürtlerle meskûn bölgelerinde faaliyetlere ba•lam••t•. Yine ayn• a•iretten Abdürrrezzak, •emdinanl•

Seyyid Taha, •ran’a ba•l• olan Simko ve di•er çeteler daha çok s•n•r ötesi çal•••yorlar, Osmanl• topraklar•na bask•nlar yap•yorlard•. Bu çetelerin bask•lar• ve hükümetin kay•ts•zl••• kar••s•nda nas•l davran•laca•• ile ilgili olarak Ermeniler aras•nda çok farkl• görü•ler vard•. Ermeni terör örgütleri me•rutiyetin sa•lad•••

özgürlük ortam•ndan yararlanarak bütün Do•u Anadolu •ehirlerinde rahatl•kla te•kilatlan•p silahland•lar. Bölgede yeni •ubeler açarak, yerel kongreler ve konferanslar düzenleyerek taraftar bulmaya çal••t•lar. Me•rutiyetin ba••nda bu örgütlerin Osmanl• Devleti içinde reformlar• gerçekle•tirmek gayesinde olduklar•

görüldü, ancak Osmanl• hükümetlerinin bu reformlar• gerçekle•tirememeleri ve sava•lar nedeniyle asayi•in bozulmas• onlar• yeni aray••lar içine itti. Ermeniler bir taraftan Bat• ülkelerinin dikkatini reformlar konusuna çekerken bir taraftan da Rusya’n•n yak•nda gelece•ine ve Van, Bitlis ve Erzurum’u i•gal edece•ine inan•yorlard•. Özellikle komite mensuplar• i•gali h•zland•rmak için müdahaleye zemin olu•turacak olaylar tertipleme pe•indeydi. Bu yüzden Ermeni komiteleri Kürt ahaliyi üzerlerine çekebilmek için olanca imkânlar•yla çal•••yorlard•. Sultan Abdülhamit döneminde ya•anan olaylar•n ba•lang•ç sürecine dönülmek üzereydi.

Rusya’n•n Bitlis konsolosu •stanbul büyükelçisine gönderdi•i 24 Aral•k 1912 tarihli raporunda, Müslümanlar aras•nda huzursuzlu•un giderek artmakta oldu•undan, Ermenilerin ise Rusya’n•n bölgeyi i•gal ettikten sonra Müslümanlar•n çekilece•ini ve onlardan kalan mal ve mülkün payla••m•n• planlamakla me•gul olduklar•ndan bahsediyordu. Ermenilerin bu faaliyetlerinde Ta•nak Cemiyetinin büyük rolü oldu.

Bu cemiyet Ermenilerle Müslümanlar aras•nda çat••malar ç•karmaya ve Ermeniler için me•rutiyete tepkilerin yo•unla•t••• yerlerden biri olan Bitlis ve civar•nda meydana gelebilecek bir olay• bahane ederek Rusya’n•n müdahalesini ve memleketin Rus kuvvetleri taraf•ndan i•galini sa•lamaya gayret ediyordu. H•nçak ve Sahmanas Taragan Ermeni örgütleri de Bitlis’te isyan haz•rl•••n• yo•unla•t•rd•. H•nçaklar Köstence‘deki kongrelerinde aç•ktan aç••a Türk dü•manl•••na sar•ld•lar. Ermeni çeteleri silahl• fedai çeteleri olu•turarak Kürtlere kar•• küçük çapl• sald•r•lar düzenlemeye ba•lad•lar. Örgütler Ermeni ahaliyi uyruk de•i•tirmeye zorluyordu.

(24)

Komitelerin tertibiyle Ermeni köylüleri taraf•ndan Kürt zulmüne maruz kald•klar•

gerekçesiyle yüzlerce mühür ve imza ile tabiiyet de•i•tirmek için Bitlis Rus konsoloslu•una müracaatlar oldu. Osmanl• Hükümeti bu müracaatlar•n kendisine dönü•ünün a••rl••• alt•nda kald•. Verdi•i cevaplar ve asayi•i sa•lamak için almaya çal••t••• tedbirler Rusya’y• ve Avrupa devletlerini art•k ilgilendirmiyordu.

Osmanl• Devleti’nin Balkan Harbi'nde ald••• ma•lubiyet üzerine, !stanbul’daki Rus Büyükelçisi De Giers, 9 Aral•k 1912’de hükümetine gönderdi•i bir raporda, •imdilik Do•u Anadolu’da Ermenilerle ilgili •slahat yap•lmas•n• sa•lamaya çal•••lmas•n•, fakat •slahat•n ba•ar•s•z kalmas• halinde, Rus ordusunun ad• geçen bölgeyi i•gale haz•r bulundurulmas•n• teklif etmi•ti. Rusya bu amac•na ula•abilmek için Balkan Sava•lar• s•ras•nda Do•u Anadolu’daki olaylarla yak•ndan ilgilenmeye ba•lad•. Bu ilginin oda••nda Do•u Anadolu •ehirlerinde Ermenilere yap•ld••• iddia edilen bask•

ve öldürme olaylar• vard•. Rusya böylece Do•u Anadolu’daki olaylar• öne sürerek reformlar•n gerçekle•tirilmesini sa•layacakt•. Bu yöndeki ilk giri•im, Ermeniler taraf•ndan gerçekle•tirilmi•tir. Dönemin Ermeni cemaati liderlerinden Patrik Zaven Efendi, 29 Nisan 1911’de Bab•ali’ye Ermenilerin istekleri do•rultusunda haz•rlanm••

bir muht•ra sunmu•tur. Bu s•rada Ta•nak Partisi yöneticilerinden Dr. Zavriev ise, Rus Elçisi Giers’i ziyaret ederek Ermeni •slahat• konusunda Rusya’n•n deste•ini almak amac•yla bir tak•m diplomatik faaliyetlerde bulunmu•tur. Böylece Do•u Anadolu’da 1910 y•l•ndan itibaren ba•layan ve giderek artan asayi• olaylar• ve bunlarla ilgili yay•nlanan haberler hedefine ula•maya ba•l•yordu.

Çal••mam•z bütün bu geli•meler •••••nda, alt• y•ll•k dönemde (1908-1914) yerelde Bitlis’in iktisadi, askeri ve sosyal yönlerini tasvir etmeyi hedeflemekte olup, genelde Osmanl• Devleti’nin Do•u Anadolu politikalar•n•n anayasal süreçte çözümlenmesini ve ba•ar•s•zl•••n sebeplerini ortaya koymay• amaç edinmi•tir. Dönemin ana kaynaklar•yla in•a edilen çal••ma bu yönüyle Bitlis’i ad• geçen dönemde ilk olarak ele alan bir tez niteli•indedir.

Tezin Yöntemi:

Tez boyunca tümden gelim yöntemi uygulanm•• olup hemen hemen her konuda

•ttihat ve Terakki F•rkas•n•n ve dönemin büyük devletlerinin •ark Meselesine bak••

(25)

aç•lar•ndan Osmanl• do•u vilayetlerine ve oradan da Bitlis Vilayeti ve sanca••na ula••lm••t•r. Çal••mam•z•n ba••nda konu, hem tarih aral••• olarak hem de alan olarak geni• tutuldu, ilk ara•t•rmalar•m•z vilayet olarak Bitlis’i 1908-1918 y•llar• aras•nda ele almak olarak ba•lad•. Ancak gerek ar•iv belgelerinin fazlal••• gerekse Birinci Dünya Sava•• y•llar•n•n farkl• bir atmosfer ortaya ç•karmas• vilayeti çal••man•n güçlü•ünü gösterince konunun alan• ve tarih aral••• daralt•larak Bitlis Sanca••na ve 1908-1914 y•llar•na dönüldü.

Çal••ma boyunca birinci elden bilgi kaynaklar•na ula••lmaya çal•••larak bunlar•n tarafs•z bir •ekilde yorumlanmas• ana yöntem olmu•, ilk defa kullan•lacak belgelerle bu yakla••m ortaya konulmaya çal•••lm••t•r. Tezimizin ilk a•amas• olarak bugüne kadar ilgili dönem üzerine Bitlis Vilayeti ve Do•u Anadolu üzerine yap•lan çal••malar tespit edildi, ikinci a•amada Ba•bakanl•k Osmanl• Ar•ivi, Genelkurmay Ba•kanl••• ATASE Ar•ivi ve !ngiltere’de Public Record Office Foreign Office Ar•ivi tarand•. Ayr•ca dönemin bas•n•, gazete ve dergileri, hat•ralar•, yay•nlanm•• ya da yay•nlanmam•• doktora ve yüksek lisans tezleri taranarak konumuzla ilgili bilgiler tasnif edildi. !kinci a•amada toplanan belgeler ve bilgiler günümüz Türkçesine transkribe edilip kullan•labilir hale getirildi. Son a•amada olu•turulan plana göre teze son •ekli verildi.

Tezimizde ana fikir olarak, Vilayat-• •ark•yede ele al•nan dönemde siyasi ve idari süreç i•lendi, ar•iv belgeleri, gazeteler, hat•ralar ve telif eserler incelenerek bunlardan günümüze de •••k tutacak sonuçlar elde edilmeye çal•••ld•. Bu yönüyle çal••ma, bir

•ehir tarihi görünümünde dönemin ve bölgenin de•erlendirilmesini ele ald•.

(26)

I. BÖLÜM: B•TL•S SANCA•ININ •DAR• DURUMU

1.1. Bitlis’in Tarihi Co•rafyas•

XIX. yüzy•l•n son çeyre•inde vilayet merkezi haline getirilen Bitlis •ehri, bölgenin önemli yerle•im yerlerinden birisidir. Dicle Nehrinin kollar•ndan olan Botan Suyuna akan Bitlis Çay•n•n Toroslar aras•nda açt••• derin bir vadide kurulan Bitlis •ehri, tarih boyunca önemli bir konuma sahip olmu•tur. !ehrin bu önemi, Do•u Anadolu ile Güneydo•u Anadolu aras•ndaki tek geçi• bölgesinde kurulmas•ndan kaynaklanmaktad•r. Bu sebeple •ehir eskiden beri ticaret kervanlar•n•n güzergâh•

olmu•, ayr•ca sürüleriyle birlikte kuzey-güney istikametinde mevsimlik göçler yapan insanlar da mecburi olarak bu do•al koridor üzerinden geçmek zorunda kalm••lard•r.

Karadeniz ile Mezopotamya bölgesi aras•ndaki geçi•ler, ancak Van Gölü Havzas• ve Bitlis Çay• vadisi kullan•larak mümkün olabiliyordu. Dik bir duvar halinde uzanan Güneydo•u Toroslar, sadece birkaç yerinden ula••m faaliyetlerine izin vermekteydi.

Bunlardan birisi ve en önemlisi Bitlis Çay• vadisiydi. Bitlis Çay• kenar•nda bulunan merkezden güney taraf•na, Siirt yönüne do•ru 7. km’de Semiramis kaya tüneli (Delikli Kaya Tüneli) yer almaktayd•. Bu tünel, Siirt ile Bitlis merkezini birbirine ba•layan bir arabal•k geçi• yoluydu. Kaya tünelinin bir taraf•nda bulunan Bitlis Çay•

ile di•er taraf•nda bulunan yüksek ve dik da•lar•n çetin ko•ullar•na kar••l•k, bölge insan•n•n mesafeyi k•saltma noktas•nda tünelin tek geçi• yolu olmas•, bu co•rafyan•n tabiat •artlar•n• göstermektedir.

Bu önemli geçit üzerinde kontrol amaçl• kurulan Bitlis Kalesi de bugünkü •ehrin bat•s•nda Bitlis Çay• ile dar bir s•rt üzerinde kurulmu•tur. Eski kaynaklarda yer alan efsaneye göre, bu kaleyi Büyük •skender’in emri üzerine onun kumandanlar•ndan Badlis kurmu• ve •ehre ad•n• da bu kumandan vermi•tir. Bu verilere ra•men Bitlis’in ilk defa ne zaman kuruldu•u, ad•n•n nereden geldi•i kesin olarak bilinmemektedir.

!ehre, Asurlular Bit-liz, Persler ile Yunanl•lar Bad-lis ya da Bad-Lais, Bizansl•lar Bal-Lais-on ya da Bale•, Ermeniler Pa•e•/Bage•, Araplar Badlis ya da Kudama,

(27)

Türkler Bidlis, •erefnamede yer ald•••na göre Kürtler Zülkarneyn ismini vermi•lerdir.1

Tarih içinde birçok medeniyete ev sahipli•i yapm•• olan Bitlis ve çevresinde s•ras•yla, Hurriler, Urartular, Asurlular, Medler, Persler, Romal•lar ve Bizansl•lar hakimiyet kurmu•lard•r. Bölge bu güçler aras•nda s•k s•k sava•lara sahne olmu• ve idari aç•dan el de•i•tirmi•tir. Bitlis, !slam hakimiyetine Hz. Ömer zaman•nda girmi•, El-cezire Kumadan•!yaz B. Ganem, Ahlat ve Bitlis yerle•im bölgelerini fethederek 641 y•l•nda El-Cezire Valili•ine ba•lam••t•r. Daha sonraki y•llarda •ayh, Hamdan ve Mervano•luBeylikleri’nin s•n•rlar• içinde kalm•• olan Bitlis ve çevresi Arap ve Türk ordular•n•n topland•••, ordu ihtiyac•n•n giderildi•i bir harekât merkezi özelli•ini kazanm••t•r.2

Farkl• medeniyetlerin sahip olmaya çal••t••• ve üzerinde mücadele etti•i Bitlis’in yerle•im yeri olarak seçilmesinin en önemli sebeplerinden birisi de •üphesiz ki iklimi ve suyudur. Uzun sureli meteorolojik rasatlar analiz edildi•inde Bitlis'in ikliminin, karasal Do•u Anadolu ikliminden ve yar• kurak Güneydo•u Anadolu ikliminden, birçok aç•dan farkl•l•klar gösterdi•i göze çarpar. Bitlis kenti tropikal hava kütlesinin mevsimlik alan mücadelesinin gerçekle•ti•i, Güneydo•u Toroslar üzerinde yer almaktad•r. Bu nedenle, birbirinden farkl• karakterdeki iki hava kütlesinin ortalamas•na yak•n bir konumda bulunan Bitlis, ya•muru ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde oldukça bol al•r. Vadi taban•n•n geni• olmas• ve su kaynaklar•n•n bollu•u Bitlis’in yerle•im yeri olarak seçilmesinin sebeplerindendir.3

X. yüzy•lda Bizans ve Mervano•ullar• Beyli•i aras•nda s•n•r olan Bitlis •ehri, Selçuklu hakimiyetine Sultan Melik•ah zaman•nda kat•lm••t•r. Konumuzun di•er bir k•sm•n• olu•turan Ahlat •ehri bu dönemde Bitlis’ten daha çok ön planda olan bir idare ve kültür merkezidir.4 1514 y•l•nda Osmanl• hakimiyetine girene kadar Bitlis’te

•u devletler ve beylikler hakimoldular: Dilmaço•ullar• Beyli•i(merkezi Bitlis

1 S•tk• Ayd•n, Bitlis Tarihi, !stanbul, 1967, s. 1; Büyüm, Nazar, “Bitlis”, Yurt Ansiklopedisi, c. 2, Fasikül. 25,

!stanbul, 1982, 1388.

2 Metin Tuncel, “Bitlis’’ Türkiye Diyanet Vakf• !slam Ansiklopedisi, c. 6, s. 226-227. Osman Yalç•n, Siirt-Bitlis,

!stanbul, 1961, s.25; Besim Darkot, “Bitlis”, !slam Ansiklopedisi, c. 2, !stanbul, 1979, s.658.

3 Kenan Ar•nç, “Geçmi•teki Önemi Azalm•• Kent Yerle•melerine Bir Örnek: Bitlis, Do•u Co•rafya Dergisi, c.I, Say•:1, 1995, ss. 67-95.

4Ahlat tarihi ile ilgili olarak bkz. Recep Ya•a, “Do•u Anadolu’da Bir Türk Kültür Merkezi: Ahlat”, Karatekin Üniversitesi Karatekin Edebiyat Fakültesi Dergisi (KAREFAD), 2 (1),s. 15-28; Orhan K•l•ç, XVI. Yüzy•lda Adilcevâz ve Ahlat, Tamga Ankara, 1999.

(28)

•ehriydi), Anadolu Selçuklular•, Ahlat•ahlar, Artuklular, Eyyubiler (1209-1230), tekrar Anadolu Selçuklular•, Mo•ol istilas• (1230-1232), Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler. XIV. yüzy•lda Bitlis •ehrinde "erefo•ullar• adl• bir sülalenin hüküm sürdü•ü, •ehrin sonraki y•llarda küçük ve fakir bir hale geldi•i bilinmektedir.5

Yavuz Sultan Selim’in Çald•ran Seferi dönü•ünde •dris-i Bitlisî’nin de gayretleriyle mahalli beyler, Osmanl• Devletine ba•l•l•klar•n• bildirdiler. Diyarbak•r ve di•er do•u memleketlerinin al•nmas•nda •dris-i Bitlisî’nin büyük hizmeti görüldü. Bu zat Sünni olan Kürt Beyleriyle görü•üp anla•arak onlar• Osmanl• Devleti taraf•na çekti, böylece Bitlis, Hizan, Sason, •madiye ve Diyarbak•r bölgeleri Osmanl• hakimiyetine geçti.

1515 y•l•nda Yavuz Sultan Selim onlar•n eski hakimiyetlerinin bölgede sürdü•üne dair beratlar gönderdi. Yurtluk-ocakl•k •eklinde yap•land•r•lan bu idare •ekliyle bölgedeki Kürt beyleri yar• ba••ms•z bir halde hareket ettiler.6 Bu yönetim tarz•

bazen Osmanl• Devleti’ni güç durumda b•rakm••, Bitlis beylerinin •ran taraf•na tabii oldu•u görülmü•tür. Bitlis •ehri 1530 ve 1821 y•llar•nda •ran’•n i•galine u•rad•ysa da k•sa sürede Osmanl• hakimiyetine tekrar girmi•tir. Bitlis •ehri Osmanl• hakimiyetine geçti•inde çok büyük olmamas•na ra•men co•rafi özellikleri ve ilim hayat•

bak•m•ndan önemli bir yerdi. XVI. yüzy•l•n ilk yar•s•nda buradan geçen seyyahlar

•ehrin pek büyük olmad•••n• belirtirler. 1538 tarihli bir icmal defterinde Bitlis, vilayet olarak geçmektedir. Bu tarihte vilayete Tatik, Kefenduz, Koltuk, Çukur, Tatvan, Suy, Gevar, Karç•kan, Po•nar, Ahlat, Mu•, Bulan•k, Handeros ve H•n•s nahiyeleri ba•l• bulunmaktayd•. Osmanl• hakimiyetinin sa•lamla•maya ba•lad••• bu dönemle birlikte Bitlis'in ticari hayat•n•n canland•r•lmas•na yönelik olarak baz•

tedbirler al•nd••• görülmektedir. Rahva Ovas•nda çe•itli kervansaraylar•n in•a edilmi• olmas• ve buraya on be• hane halk•n yerle•tirilmesi bu amaca yönelikti.

Böylece bu yolu kullanan kervanlar•n rahat bir •ekilde ticaret yapabilmeleri temin edilmeye çal•••lm••t•. Bu çal••malar neticesinde Bitlis •ehrinin önemi daha da artm••t•. Avrupal• seyyahlar•n anlatt•klar•na göre XVI. yüzy•l sonlar•nda Bitlis Do•u Anadolu Bölgesi'nin en önemli •ehirlerinden biri durumuna gelmi•ti ki, 1574 y•l•nda

5 Recep Ya•a, Bitlis’te Türk •skân• (XII.-XIII. Yüzy•l), Ankara, 1992.

6 Mehmet Ali Ünal, “Osmanl• •mparatorlu•u’nun Do•u Anadolu Politikas•”, Türk Yurdu, c. 10, say•: 33, 1990, s.

7-10.

(29)

•ehir nüfusu iki bin haneydi. Bitlis XVIII. yüzy•lda Van Vilayetine ba•l• bir hükümetti. XIX. yüzy•l ba•lar•nda da Bitlis'in bu statüsü devam etmekteydi.7

1878 y•l•nda imzalanan Berlin Anla•mas• ile ortaya ç•kan Vilâyât-• !ark•yye co•rafi tan•mlamas• içerisinde yer alan Bitlis, bu tarihten itibaren Ermeniler taraf•ndan alt•

Ermeni vilayetinden biri say•lm••t•r. Uluslararas• antla•malarla siyasi bir boyut kazanan “Ermeni sorunu” veya “Büyük Ermenistan” meselesiyle birlikte gündeme gelen “Vilâyât-• "ark•yye” tabiri, XIX. yüzy•l•n sonlar• ile XX. yüzy•l•n ba•lar•ndan itibaren Sivas, Erzurum, Mamûretülaziz (Elaz••), Bitlis, Diyarbak•r ve Van vilâyetlerini temsil eden co•rafya için kullan•lm••t•r. Anadolu’yu Kafkasya ve Ortado•u’ya ba•layan önemli askerî ve ticarî yollar•n ana güzergâh•nda bulunan ve önemli bir jeopolitik konuma sahip olan Vilâyât-• !ark•yyebölgesi, XIX. yüzy•l•n sonlar•ndan itibaren Ermeni sorunu ile birlikte uluslararas• boyutta gündemi me•gul eden bir co•rafya olmu•tur.

Bitlis, beylik döneminden sonra Büyük Erzurum Eyaleti’nin Mu• Sanca••na ba•l• bir kaza iken, 1877-1878 Osmanl•-Rus Sava••’ndan sonra, bölgenin merkeze ba•l•l•••n•

kuvvetlendirmek amac•yla 1 Aral•k l878’de vilâyet merkezî haline getirildi. Bitlis Vilayetinin s•n•rlar• içine Bitlis, Siirt, Mu• ve Genç sancaklar• dahil edildi•inden Bitlis Vilayetinin yüzölçümü 30.000 km2yi a•maktayd•. Bitlis vilayet olmadan önce Erzurum Eyaletinin Mu• Sanca••na ba•l• bir kaza merkeziydi.

!ehrin de•erini kaybetmeye ba•lad••• dönemde, 1896’da •ehre gelen •ngiliz seyyahlardan Hepworth Geo. H., Evliya Çelebi’nin Bitlis’inden çok farkl• bir Bitlis çizmektedir:

“Trabzon-Erzurum-Van-Bitlis-Diyarbak•r-Antep-•skenderun yoluyla yolculuk etmek istedik. Ancak Bitlis’teki kar•••kl•klardan dolay• Erzincan-Sivas yolu üzerinden yolculuk etmemiz tavsiye edildi. Ancak Bitlis yolunu terk etmedik. 35.000 nüfuslu Bitlis’te, 40.000’in üzerinde nüfusla Erzurum’da ve Do•u Anadolu’nun hiçbir yerinde bir otel yoktu. Bitlis’e ula•t•k, kalacak yer bulamay•nca sonunda hükümet kona••nda kald•k, duvarlar• hep rutubetli, romatizma davetçisiydi.

Defalarca korku ile bahsedilen Bitlis’teydik ve Ermeni sorunu ile yüz yüzeydim.

7 Mehmet Demirta•, “XIX. Yüzy•l•n •kinci Yars•nda Bitlis Vilayeti'nde Nüfus”, Dicle Üniversitesi •lahiyat Fakültesi Dergisi, c. IX, Say•:1, 2007, ss. 147-149

(30)

Bitlis’i çok tuhaf ve ilgi çekmeyen bir •ehir olarak bulduk. Stratejik bir noktada, sald•r•lara kar•• kolay savunulabilir, askeri operasyonlara uzak bir •ehirdi.

Resmedilmeye de•er evleri vadilerin eteklerine kurulmu•. •ran s•n•r•ndaki en kirli

•ehirlerden birisi Bitlis’ti. Erzurum buraya göre Paris gibidir. Sokaklar o kadar karma••k ve çarp•k ki on dakika içinde •ehirde kaybolursunuz. Yakla••k 35.000 nüfusu var, askeri bir garnizonu var, ne eczane ne de doktor var. Ne bir ta••y•c• ne de tekerlekli araba var, gitmek istedi•in yere yürüyerek ya da binek hayvan• ile gitmek gerekli. Burada dört gün kald•k, dikkatimizi çeken herhangi bir olay olmad•. Ne kadar Ermeni ya•ad•••n• bilen yok, ama onlar biçare. Türk görevliler bize hat•r•

say•l•r ölçüde iyi davrand•lar, kendilerini zahmete soktular, buzlar eriyince Bitlis daha çekilmez oldu, çamurlarla dolu her yer. Misyonerlerle çok uzun görü•tüm, onlara sayg•m daha çok artt•. Her an tehlike ile kar•• kar••yalar. •ngiliz Konsolosu Mr. Crow ile uzun uzun konu•tuk. Konsolos Amerikan i•lerini de takip ediyor.

•ngiliz konsolosu yüz mil çap•nda her yeri dola•m•• ve Ermenilerin durumunu görmü•. Dört gün kald•••m•z Bitlis’te bizimle beraber kalan Avusturyal• Doktor Wallish bize bir ilaç yazd•, •ehri dola•t•k eczane bulamad•k, bir zamanlar bir doktor varm••, ölünce yerine kimse gelmemi•.”8

Hepworth, Avrupa kamuoyunda Ermeni propagandas•n• Türkler aleyhine yazanlardan birisi olsa da Bitlis’in silüeti ve sahip oldu•u imkânlar hakk•nda verdi•i bilgilerin ço•unun do•ru oldu•unu kabul etmek gerekiyor. Bir •ngiliz d•••nda •ehri XIX. yüzy•l•n sonunda betimleyen Osmanl• co•rafyac•lar• da vard•r. Ali Saib, 1887 y•l•nda Bitlis Vilayetinin konumunu ve özelliklerini •öyle tarif ediyor: “Bitlis Vilayeti Kürdistan'•n bir kazas•ndan ibaret olup kuzeyinde Erzurum ve do•usunda Van vilayetleri ve güney ve bat•s•nda Diyarbak•r Vilayeti ile çevrilidir. Vilayetin yüzölçümü 27 bin kilometrekare ve nüfusu 300 bin civar•ndad•r. Kilometrekareye 8 ki•i dü•mektedir. Arazisi k•smen ve kuzeyden Murad Havzas•nda ve güneyden Dicle Nehrine dökülen çaylar mailesinde olarak her taraf• da•l•kt•r. Bitlis da•lar• da oldukça yüksek ve bunlarla çevrilidir. Kuzey k•sm• (Mu• ve Genç Sancaklar•) F•rat’a tabi Murad Nehri Havzas•na güney k•sm• (Bitlis ve Siirt Sancaklar•) Dicle Havzas•na tabidir. Bu iki havzay• ay•ran da• silsilesi vilayeti do•udan bat•ya böler ve birçok kollara ay•r•r. Da•lar genellikle ç•plak olup meras• ve ormanlar• da vard•r. Arazisi

8Hepworth Geo. H. , Through Armenia on Horseback, London, 1898, s. 40, 121, 222, 302.

(31)

mümbit ve mahsuldar ise de her taraf•n da•l•k olmas• hasebiyle bir olmay•p k•smen mahsuldard•r. Hububat çe•itleri, bu•day, arpa, çeltik, dar• ve emsali yeti•ir, çe•itli sebze ve meyve dahi bulunur. Tütün üretilir. Seccade bez gibi mensucatla gümü• ve demirden baz• aletler ve ev e•yalar• üretilir.”9

Ali Saib’den sonra gelen Osmanl• co•rafyac• ve ilim adamlar• !emseddin Sami ve Ali Cevad ise vilayet hakk•nda •u bilgileri vermektedirler: “Bitlis yahut Bidlis •ehri, Kürdistan’da bir •ehir olup ahiren te•kil olunan bir vilayetin merkezidir. Van Gölü’nün bat• sahiline 15 km. kadar uzakl•ktad•r. Deniz seviyesinden 1.572 m.

yükseklikte olup bir s•rtla Van Gölü’nden ayr•lm••t•r. Havas• yaz•n serin, k•••n pek so•uktur. Akarsuyu, ba• ve bahçeleri çok olup evleri bahçelerle çevrili oldu•undan büyük görünür. Etraf• kayal•k tepelerle çevrilidir, bunlardan biri üzerinde vaktiyle hakimlerin merkezi olan bir kale vard•r ki bugün harap haldedir. Yakut Hamevi, elmalar•n•n pek me•hur oldu•unu beyan etmektedir. !ehirde beyaz ve k•rm•z• bir çe•it dayan•kl• bez ve pantolonluk kuma• imal edildi•i gibi gümü•ten baz• kap, kacak ve aletler de yap•l•r. Hicri 25 y•l•nda Iyaz Bin Ganem taraf•ndan •slam devletine dahil edildi ve ortaça•da hayli vakit küçük bir Kürd hükümetinin merkezi olarak bulundu. Yavuz Sultan Selim zaman•nda •dris-i Bidlisi’nin yard•m•yla Osmanl•

Devleti’ne kat•lm••t•r. Daha sonra !eref Bey isimli han• !ah •smail’e tabi olmu•sa da Kanuni Sultan Süleyman devrinde Ba•dadSeferi s•ras•nda geri al•nm••t•r. Yak•n zamana kadar Erzurum Vilayetine tabi Mu• Sanca••n•n bir kazas•yd•.”10

XIX. yüzy•la ait bu kaynaklar Bitlis’in eski ve köklü bir •ehir oldu•unu, co•rafi

•artlar•n•n çok çetin oldu•unu gösteriyor.

1.2. Bitlis’in •dari Taksimat•

Bitlis, sahip oldu•u co•rafi ve etnik yap•s• ve bölgede ya•ayan insanlar•n hayat tarz•

itibariyle Osmanl• Devleti idari yap•s• içinde farkl• bir düzenlemeye tabi tutulmu•tur.

Bölgede daha önce hakim olan devletlerin idareleri alt•nda da yine ayn• statüde yönetilen Bitlis, Osmanl• hakimiyetinden önce Erzurum Eyaletinin bir parças•yd•.

1514 y•l•nda Osmanl• Devletine kat•lan bölgenin ele geçirilmesinde hizmetleri

9 Ali Saib, Co•rafya-y• Mufassal-• Memalik-i Devlet-i Osmaniye, Konstantiniyye, 1304 (1887), s. 480-481.

10 !emseddin Sami, Kamusu’l-A’lâm, c. 2, Mihran Matbaas•, Dersaadet, 1306-1307 (1889-1890), s. 1239; Ali Cevad, Memalik-i Osmaniye’nin Tarih ve Co•rafya Lügati, K•sm-• Evvel-Lügat-• Co•rafiyye, #stanbul, 1313/1897, s. 155.

Referanslar

Benzer Belgeler

(Dünya Güneş’in çevresinde bu hızda do- lansaydı bir turunu üç günde tamamlardı.) Bu yıldızların ha- reketini inceleyen gökbilimciler yıldızların çevresinde

Oktay Rifat’m, 1940’ta yurda döndükten sonra arkadaşları ile birlikte çıkardığı G arip (1941) adlı şiir kitabındaki şiirle­ rinde daha çok Fransız şair Prevert

kan diplomatları konferansına iştirak ettikten sonra Şam ve Beyrut şehirlerini ziyaret e- den Amerikanın Kahire bü - yük elçisi buraya dönmüş ve basına -

Dernek Yönetim Kurulu tarafından editörlük görevine getirildiğim 2012 yılının ilk sayısında "Tübitak Ulakbim Tıp Veri Tabanı"na başvurduğumuzu

Ayrıca diğer yazarlarda olduğu gibi tesettür meselesi ile ilgili olarak Kur’an’ı Kerim ayetlerini kanıt olarak göstermiştir?. Beyanü’l Hak gazetesinde kaleme

“Türk Parlamento Tarihi, Meşrutiyete Geçiş Süreci: I. Meşrutiyet” isimli çalışmasının birinci cildinde ve yine aynı araştırmacının “Meşrutiyet’ten

Üst GIS kanama geçirmiü ve Hp ile enfekte olan, ancak kardiyovasküler profilaksi için dü üük doz aspirin veya aùrıları için NSAID kullanan 400 hasta çalıümaya alınmıü..

Material: In the present study, this species recorded as an abundant form in samples 2, 5 and 17, and as a frequent in samples 9, 13, 14 and 19..