• Sonuç bulunamadı

Balkan Sava•lar•n•n •ehir Hayat•na Etkisi

II. BÖLÜM: B•TL•S’TE SOSYAL HAYAT

2.7 Balkan Sava•lar•n•n •ehir Hayat•na Etkisi

#ttihat ve Terakki hükümetlerinin en talihsiz yönleri •üphesiz ki iktidarlar• boyunca ya•ad•klar• sava•lad•r. Ülkeyi yeni bir idari anlay••la her alanda kalk•nd•rmay• ve yeni bir model etraf•nda yap•land•rmay• dü•ünen #ttihat ve Terakki liderleri ilk dönem tespitlerinden sonra çözüm politikalar• üretmeye ba•lam••lar ancak 1909 Trablusgarp Sava••, 1912-1913 Balkan Sava•lar• sebebiyle ne iktisadi yönden ne de sosyal yönden kalk•nma politikalar•n• uygulayamam••lard•r. Do•u Anadolu vilayetlerinin yeniden in•as•na büyük önem veren ve ülkenin bütünlü•ü için bu in•ay• •art olarak gören #ttihat ve Terakki liderleri Balkan sava•lar•ndan sonra bu gerçe•e daha çok yönelmi•ler Anadolu’ya, •arka do•ru aç•lmak ve halkla

514 BOA. DH. MTV. 521/29.

515 Tanin, 10 Eylül 1324, No: 54.

516 Tanin, 19 Haziran 1325/2 Temmuz 1909, No: 299.

517 Depremden evi y•k•lan ve fakir bir halde bulunan, hayvanlar• ölen Bitlisli Mehmet bin Cuma isminde bir •ah•s memleketine dönmek zorunda kalm•• ve Sadaretten bir çift öküz paras• istemi•ti. (15 Eylül 1908. BOA. DH. MKT. 1295/75). 1907 y•l•nda Bitlis’te meydana gelen depremden dolay• hay•r müesseseleri ve binalar hasar görmü•tür. Eylül ay•nda bu hasarlar için hala nakdi yard•m gönderilmemi•ti. (26 Eylül 1908. BOA. DH. MKT. 2616/4)

bütünle•mek politikalar•n• uygulamak istemi•lerdir. Balkan sava•lar• s•ras•nda ve hemen sonras•nda Do•u Anadolu vilayetleri ile ilgili Ermeni istekleri ile kar•• kar••ya kalan •ttihat ve Terakki liderleri Anadolu’nun Müslüman halk•na daha çok yakla•mak ve onlar•n deste•inden istifade etmek ihtiyac• hissetmi•lerdir. 1912 y•l•nda Arnavutluk’un ba••ms•zl•••n• ilan etmesi, 1914 y•l•nda sava•tan hemen önce Bitlis merkezli Kürt ayaklanmalar• onlar• do•u ile daha yak•ndan ilgilenmek, Anadolu’nun Müslüman halk•n• bir bütün halinde tutmak politikas•na yönlendirmi•tir. •ttihat ve Terakki Cemiyeti’nin 1908 y•l•ndan itibaren uygulad••• Osmanl•c•l•k politikas•n•n sava•lar ve ihtilaflar sebebiyle uygulanamamas• •slamc•l••• pe•inden de Türkçülü•ü getirmi•tir. Balkanlarda reformlar•n gerçekle•tirilememesinin sonucunda elden ç•kt•••na inanan •ttihat ve Terakki Cemiyeti liderleri 1913 y•l•ndan itibaren •ark Vilayetlerinde yap•lacak toplumsal reformun bir an evvel gerçekle•tirilmesi ve bu reformlara yabanc•lar•n müdahale etmemesi dü•üncesini benimsemi•lerdir. Bu çerçevede Ermenilerle Kürtler aras•ndaki arazi meselelerinin halledilmesini ve asayi• sorunlar•n•n çözülmesini •ark •slahat•n•n temeli olarak görmü•lerdir. Do•u Anadolu vilayetlerinde jandarma say•s•n•n art•r•lmas•, adliye memurlar•n•n tayini, memur ihtiyaçlar•n•n giderilmeye çal•••lmas• gibi te•ebbüsler Balkan Sava••n•n kaybedilmesinin hükümetlerin Do•u Anadolu’ya yönelmelerinin delilleri olarak gösterilebilir.519

Genelde Do•u Anadolu bölgesi özelde ise Bitlis ve çevresi sava•lardan olumsuz etkilendi. “•ark Meselesi”, “•arkta Islahat” konular• dönemin en önemli gazete ve dergilerinde hep ön planda yer alm••, 1913 y•l•nda Balkanlardaki çözülü•ten sonra bütün dikkatler bu bölgeye çevrilmi•tir. Balkan Sava••'n•n Bitlis Müslümanlar•nda yaln•z Slavlara ya da Hristiyanlara kar•• de•il bütün dünyaya kar•• bir k•zg•nl•k do•urdu. Sava••n sonuçlar• Ermenileri de heyecanland•rarak onlarda daha mutlu ve ayd•nl•k bir gelecek ve Türk hakimiyetinden kurtulmak fikirlerini uyand•rd•. •ki taraf kamuoyunun bu halde bulunmas• ve özellikle Rusya'n•n Van, Bitlis ve Erzurum'u i•gal edece•i yolunda Ermenilerin yayd•klar• haberler sonucunda, en küçük olaylar i•in alevlenmesine yol açabilecek duruma gelmi•ti Bu Ermeni-Müslüman gerginli•i, Londra bar•• görü•melerinden önce Bulgarlar•n •stanbul'a girmek üzere olduklar•na dair haberlerin al•nd••• s•ralarda son haddine ula•m••t•. Çar•• ve pazarda,

•stanbul'dan gelen telgraflar• okuyan Müslümanlar, Hristiyanlara kar•• k•zg•nl•k ve öfkelerini güçlükle zapt ediyorlard•. Ermenilerde ise bunun büsbütün tersi bir hal görülüyordu. Ermeniler geceleri evlerinde toplant•lar düzenlemekte ve Bitlis Müslümanlar•n•n evlerini, topraklar•n• kendi aralar•nda payla•maktayd•lar. Çünkü Ermeniler, Rus askerlerinin gelmesi üzerine Müslümanlar•n ta••nmaz mallar•n• b•rakarak güneye do•ru çekileceklerini dü•ünüyorlard•. Bundan dolay• sava• s•ras•nda Bitlis'te Ermenilerle Müslümanlar aras•nda gerginlik ya•anmaktayd•. Ermeni kamuoyunun bu duruma gelmesinde Ta•naksütyun Cemiyetinin faaliyetlerinin büyük etkisi vard•. Bu cemiyet, Ermenilerle Müslümanlar aras•nda çat••malar ç•karmaya, Ermeniler için burada meydana gelecek kötü olaylar sonucunda Rusya'n•n i•e kar••mas•na ve memleketin Rus askerlerinin eline geçmesine çal••maktayd•. Bir süre önce Mu•'un yak•nlar•ndaki Surp Karabet Manast•r•nda komite üyeleri taraf•ndan bir toplant• yap•larak yukar•da aç•kland••• gibi karar al•nm•• ve •stanbul ya da Cenevre'de toplanacak olan genel kongreye de bir delege seçilip gönderilmi•ti.

Ta•naklar, Ermenilerin felaket ve sefaletinden ba•ka bir •eye yaramad•klar• beyan•yla daha önceleri onlara tamamen k•zg•n olan huzur yanl•s• Ermeni halk•n kar••s•nda namuslar•n• aklamak ve kendi deyimleriyle "Rusya'y• buraya getirmek" karar•na uyuyorlard•. Bu amaçla Ta•naklar türlü yollara ba•vurarak genellikle Müslümanlarla, özellikle de Osmanl• askerleriyle Ermenilerin çat••malar• için u•ra••yorlard•. Örne•in Bitlis ve Mu•'taki Ta•nak Komitesi korku ve heyecan yaratmak için çar••daki Ermenilere i• yerlerini kapatt•rm••lard•. Yine bir Ermeni çetesini silahland•rm••lar ve bu çete Hizan'da Ekim ve Kas•m aylar•nda uzun uzad•ya dola•t•ktan sonra, Ermeni Okulu Müfetti•i ve Ta•naksutyun yanl•s• Rafael'in öldürülmesinin öcünü almak için birkaç Müslüman'• öldürmü•tü. Bütün bunlar•n amac•, Müslümanlar• Ta•naklarla çat••maya k••k•rtmakt•. Do•al olarak, sonra Müslümanlar Ermeni köylerine hücum edecekler ve bu da umduklar• gibi Rusya'n•n silahl• müdahalesiyle sonuçlanacakt•.520 Bu amaçlar•n• elde etmek için, Bitlis Ta•naklar•n•n ileri gelenleri, e•er Türkiye'nin bugünkü durumundan yararlanarak

520 Bitlis ve Mu•’ta ilk Ermeni olaylar• da ayn• yöntemlerle ba•lat•lm••t•. Bu konuda geni• bilgi için bak•n•z Haluk Selvi, Bir Ermeni Komitecinin •tiraflar•, •stanbul, 2011.

Ruslar• buraya getiremeyecek olurlarsa büyük bir yan•lg•ya dü•mü• olacaklar•n• bildiriyorlard•.

Haliyle Balkan Sava•lar•n•n sonunda yap•lacak bar•• görü•meleri anla•mayla sonuçlanmayacak olursa, bu olaylar• Osmanl• ba•kentinin dü•ü•ünün yakla•mas•na götürebilecek, yeni durum Bitlis Müslümanlar•yla Ermenilerin ili•kilerini etkileyecekti. Gerek •ehirli gerekse köylü Ermeniler din görevlileriyle birlikte her zaman Rusya'ya kar•• yak•nl•k göstermi• ve Osmanl• Hükümetinin gücünün, burada güvenlik ve huzuru sa•lamaya yetmedi•ini söylemi•lerdi. Birçok Ermeni, Ortodoks kiliselerine çevrilmek üzere kendi kiliselerini Rus askerlerine açmay• vadediyorlard•. Ermenilerin ve Bitlis ve civar•ndaki Hristiyanlar•n tüm umutlar• Rusya'dayd•.521

Sava• •artlar• çok kritik bir durumda olan Bitlis ve çevresindeki asayi• problemlerini art•rm••t•r. Dahiliye Nezareti’nin 31 Mart 1913 tarihli sorular•na 1 Nisan’da cevap veren Bitlis Valisi Ali Pa•a •u hususlar üzerinde durmu•tur:

“Zaman ve mekân•n nezaket ve ehemmiyeti göz önünde bulundurularak sükûn ve asayi•in muhafazas•na geceli-gündüzlü çal•••lmakta ve ba•ar• elde edilmektedir. Ekim ay• ba••nda vilayet dâhilinde meydana gelen olaylar•n etkisiyle her tarafta inzibat ve emniyet ortadan kalkm••t•, o s•rada Balkan muharebesinin ba•lamas•yla kamuoyu heyecana kap•lm••, vilayet asayi•inin bozulmas•na sebep olmu•tu. Buralarda eskiden bulundu•umdan, vilayetin durumuna vak•f oldu•umdan, mahalli reisleri tan•d•••mdan ba•ar• elde edilmi• ve olaylar•n ç•kmas•n•n önüne geçilmi•tir. 21 Ekim, 4 Kas•m 1912 ve 13 Ocak 1913 yaz•larla arz olundu•u üzere vilayet jandarmas•yla asayi•i sa•lamak mümkün de•ildir. Bu ihtiyaçtan dolay• Bedirhanilerin etkisi alt•ndaki Siirt livas•nda ve vilayet içine asker gönderilmelidir. Daha önce Van ve Mu• vilayetlerine bu konuda emir verilmi•ken Musul Kolordu Komutanl••• bu i•e önem vermemi•, Bitlis’ten Eruh’a elli mevcutlu bir tabur gönderilmi•tir. Bitlis’te bir tabur varsa da bunun mevcudu noksand•r. May•stan itibaren Ta•naklar•n geçi• güzergâh• olan Van- Bitlis hududunu te•kil eden Hizan kaza merkezinde bulundurulmak üzere 500 mevcutlu kuvvet gereklidir. Bendeniz asker oldu•umdan bu bölgedeki askeri hareketler ve asker sevkleri için bunlara emir

521 Bitlis'teki Rusya Konsoloslu•u taraf•ndan •stanbul'daki Rus Elçisine gönderilen 24 Aral•k 1912 tarihli genel rapor, Ermeni Komitelerinin Amal ve Harekat-• •htilaliyesi, Haz: H. Erdo•an Cengiz, Ankara, 1983, s.98-100.

verebilmenin temini gereklidir.”522 Valinin askerlere emir verme konusunda talepleri kabul edilmemekle beraber asayi• konusundaki uyar•lar• dikkate al•nacak, ancak asker ve jandarma yetersizli•inden dolay• bu talep de yerine getirilemeyecektir. Balkan sava•lar• s•ras•nda baz• Ermeni çetelerinin Bulgar ordusu içerisinde yer almas• ve Trakya’daki Türk •ehirlerinde katliam yapmalar• Do•u Anadolu halk•n• Ermenilere kar•• harekete geçirmi•ti. Özellikle bölge halk•n•n •kinci Sason •syan•nda yak•ndan tan•d••• Andranik’in Tekirda• ve Malkara’da gerçekle•tirdi•i katliamlar Bitlis ve halk•nda Ermenilerle birlikte ya•ama duygusunun yok olmas•na sebep oluyordu. Vali Ali Pa•a, Balkan sava•lar•n•n devam etti•i s•rada askeri yard•m istiyor ancak bu istekleri sava• ko•ullar• sebebiyle kabul edilmiyordu.

Balkan sava•lar• günlerinde Garzan ve Sason’a bir tefti• gezisi düzenleyen Bitlis Valisi Ali Pa•a, 1 Aral•k 1913 tarihli idari raporunda, Balkan sava•lar• günlerinde Bitlis ve çevresinde nelerle u•ra••ld•••n• aç•kça yaz•yor, önemli konular üzerinde duruyordu. Bitlis Valisi 1913 y•l• Ekiminin 23. günü Sason kazas•n•n merkezi olan Kabl•cuz’dan hareketle bu kazaya tabi Hato nahiyesine vard•. Hato kasabas• kaza merkezine göre daha mamur ve birkaç camisiyle birkaç sanat ve ticaret erbab•n•n bulundu•u bir mahaldi. Sason merkezine 7 ve Garzan kazas•na 4 saat mesafede idi. Ahalinin bütün i•leri Garzan kazas• ahalisi ileydi. Bu kasaban•n Mu• livas• ile hiçbir irtibat yoktu ve buradan ayr•larak Bitlis sanca••na ba•lanmak istiyorlard•. Bu i• için vilayet meclisinin toplanarak karar vermesi gerekiyordu. 1912 y•l• yaz mevsiminde mahalli öneminden dolay• Sason merkezinde bulunan bir tabur asker güz mevsimini gelmesiyle peyderpey tabur merkezine çekilmi•ti. Askeri lüzum üzerine yap•lan bu celp Sason m•nt•kas•n•n askerden bo•alt•lmas• sonucunu do•urmu•tu ki bu do•ru bir yakla••m de•ildi. Sason da askeri bar•nd•racak k••l•k yer yok ise de Hato’da k•• çok sert geçmedi•inden burada bir bölük askerin bulundurulmas• zorunluydu. Hato’da bir gün kalan vali Garzan kazas• merkezi olan Zevk köyüne geldi. Garzan kazas• 13.836 Müslüman, 3.169 Ermeni, 725 Süryani, 67 Keldani ve 104 Protestan olmak üzere 17.901 nüfuslu bir yerken kaza merkezi Zevk’te ümran ve düzen yoktu, belediye geliri 1.430 kuru• gibi çok cüzi bir miktard• (vali maa•• 1.500 kuru•) ve bunlar ancak zorunlu masraflara harcan•rd•. Bölgenin geli•mesi ahalinin çal••mas•na ba•l• olup

ahalide de bu anlay•• geli•memi•ti. Ayr•ca bu kazaya gelen kaymakamlarda gerekli özeni göstermeyen, yetersiz kimseler oldu•undan bu kaza geli•ememi•tir. Vali gereken emirleri uyar•lar• yapm••t•. Garzan kazas•n•n 1913 y•l• vergiye tabi emlaki 1.041.673 kuru•tu, bu verginin Eylül ay•na kadar 576.755 kuru•u toplanabilmi•ti. A•nam resminin %96’s•, emlak ve temettuat vergisinin %60’•, tarik bedelinin %52’si toplanabilmi•ti. Geri kalan•n toplanabilmesi için gerekenler emir verilmi•ti. Garzan kazas•nda herhangi bir suçtan dolay• aranan 735 ki•iden 1913 y•l•nda 255’i yakalanm•• gerekenler vilayet merkezine gönderilmi• geri kalanlar kaza hapishanesine konulmu•lard•r. Hapishanede bir izdiham vard•r, yeni yakalananlar•n yat•r•lmas• için cezas• k•sa olanlar sal•nm••t•r ve hapishane biti•i•indeki jandarma ko•u•u hapishaneye verilmi•tir. Garzan bidayet mahkemesinde 84, hukuk k•sm•nda 29, icra dairesinde 41, istimlak dairesinde 39, davaya bak•lmakta idi, bunlar henüz devam eden davalard•. Kazadaki nüfus memuru ve nahiye müdürlerinden baz•lar• kötü hallerinden dolay• görevden al•nd•. Memurlar•n ahlaki durumlar• kötüydü.523

Sava•a ra•men Bitlis ve çevresinde hayat devam ediyor, asayi•sizlikler de devam ediyordu.

Devlet politikalar• d•••nda Bitlis halk• da hem Trablusgarp’taki hem de Balkanlardaki sava•lar• yak•ndan takip ederek bu cephelere destek vermeye gayret etmi•lerdi. 24 •ubat 1913’te Balkan sava•lar• sebebiyle Nak•ibendî Tarikat• •eyhlerinden Abdullah ve Genç eski mebusu Mehmet, Genç Müftüsü Hasan ve di•er e•raf taraf•ndan Bitlis Valili•ine Genç’ten çekilen telgrafta, gönüllü taburlar te•kil edilerek cepheye göndermeye haz•r olduklar• bildiriliyordu. Dâhiliye Nezareti halk•n bu vatanperver hamiyetine te•ekkür ediyor, yolun uzunlu•u ve gönüllü taburlar•n te•kilat•ndan vazgeçildi•i ile ilgili karar gere•i bunun mümkün olmad•••, maddeten yard•m•n daha yaral• olaca•• yönünde cevap veriyordu (24 Mart 1912). 524

Yine Balkan sava•lar• günlerinde bütün yoksulluklar•na ve k•tl••a ra•men Bitlis Vilayetinde ordu için milli bir yard•m kampanyas• düzenlenmi• ve toplanan paralar "stanbul’a gönderilmi•tir.525 Balkan Sava•lar• s•ras•nda orduya yard•m için kurulan

523 BOA. DH. "D. 192-1/32

524 BOA. DH. MB. HPS. 71/54

Müdafaa-i Milliye Cemiyeti’nin Bitlis’te faal olan bir •ubesi vard•.526 Ayr•ca 1911 y•l•nda Donanma-y• Osmanî Muavenet-i Milliye Cemiyeti’nin merkez •ubelerinden birisi Bitlis’te aç•lm••t•. Bu •ube merkezi alt•nda Ahlat, Hizan ve Geva• •ubeleri vard•.527

Birinci Dünya Sava••’n•n ba•lamas•yla Bitlis bizzat sava••n içinde yer alacak, Bitlisliler hem maddi hem manevi aç•dan Osmanl• ordusuna destek vermi•lerdir.528 Bitlis ordunun erzak•n• kar••lanm••, k•zaklar vas•tas•yla Erzurum'a sevk edilen erzaklar• ta••m••t•r. 529 Böylece 1908-1915 y•llar• Bitlis ve çevresi için olumsuzluklarla, sava•larla ve karga•a ile geçen y•llar olmu•tur.

526 Naz•m H. Polat, Müdafaa-i Milliye Cemiyeti, Ankara, 1991, s. 84.

527 Selahattin Özçelik, Donanma-y• Osmanî Muavenet-i Milliye Cemiyeti, Ankara, 2000, s. 88.

528BOA. DH. •. UM. EK. 6/3

III. BÖLÜM: B•TL•S’TE •KT•SAD• HAYAT

3.1 •ktisadi Durum

Me•rutiyet y•llar•nda Osmanl• do•u vilayetleri zirai aç•dan geli•memi• durumdad•r. Kafkasya ve Erzurum aras•ndaki hafif ve dar tren yolu ile güney bat• bölgesindeki Anadolu Demiryolunun d•••nda demiryolu yoktur. Eski kervan yollar• ana yol olarak kullan•lmaktad•r. Bölge ticarî aç•dan az geli•mi•tir ve bakirdir. Madenlerin pek az• gözden geçirilmi• ya da analiz edilmi•tir. Tar•m s•n•rl• bölgelerde mümkün olmakla birlikte asl•nda ülkeye gerçek anlamda dokunulmam••t•r ve büyük miktarda üretim için sermayeye ihtiyaç vard•r. Tar•m•n önem kazanabilmesi için gerekli ula••m ve pazarlar•n olu•turulmas• zorunluluk te•kil etmektedir. Hayvan yeti•tiricili•i, yün ve hayvan derisi ihracat• ihtimali umut vericidir.530 Bitlis ve çevresi hem ticari aç•dan hem de zirai aç•dan i•lenmeye ve ilgilenmeye muhtaçt•r.

Bitlis Vilayeti, Tanzimat’tan sonra kurulan ve ülkenin iktisadi durumunu iyile•tirmeyi hedefleyen Maliye Islah Komisyonlar•n•n haz•rlad•••, halk•n gelir durumuna göre yap•lan derecelendirmeye göre Van, Diyarbak•r, Musul ve Ba•dat vilayeti ile birlikte dü•ük gelirli grupta yer al•yordu. Vilayetler gelir seviyelerine göre yüksek, orta ve dü•ük olmak üzere üç k•sma ayr•lm••t•. Mali aç•dan ülkede gerekli tedbirleri almay• hedefleyen komisyonlar durum tespitinden ileri gidememi•lerdi. Geçim kayna•• daha çok hayvanc•l•k olan•ehrin iktisadi durumu Me•rutiyetin ilan•na kadar hemen hemen ayn• •ekilde gelmi•ti.531 1890 y•l•ndan sonra ihracat• yap•lan ve Bitlis için önemli bir gelir kayna•• olan tiftik, maz•, kitre ve kökboyan•n Avrupa’da ço•almas•, vilayetin ihracat gelirinde olumsuz bir etki meydana getirmi•tir. Onda bire dü•en talep oran• yüzünden ticaret durma noktas•na gelmi•tir. Bitlis merkez kazas•, iç ticaret faaliyetlerinde Mente• A•a, Timurcular (Demirciler) ve Arasalt• çar••lar•n•n bulundu•u pazarlama i•lerinin merkeziydi. Bu ticari faaliyetlerin belli bir intizam içerisinde devam•n• sa•layacak olan altyap•

530The National Archives, “General Records of the American Commission to Negotiate Peace 1918-1931, Roll 234, Volume 208, American delegation, Field Missions of the American Delegation, Harbord Military Mission to Armenia (pt.), Bullitt Mission to Russia, No. 184.02102 – 184.02202.

çal••malar•, yollar ve çe•melerin yap•m• gibi d•• etkiler de ticari hayat• desteklemi•ti.532

Van, Diyarbak•r ve Musul vilayetleri ile çevrili olan Bitlis Vilayeti, pamuklu kuma•lar, ipek, •eker, kahve, ya•, demir ve h•rdavat• •ehir d•••ndan getirmekte ve tah•l, balmumu, kuru üzüm, hayvan derisi satmaktad•r. Tar•msal üretim daha ziyade tah•l ve arpadan olu•maktad•r. Meyve üretimi dü•üktür. Vilayet y•ll•k •ehir d••• al•mlara yakla••k 500.000 dolar verirken, ihracat maddelerinden 326.000 dolar kazanmaktad•r. Vilayetin ticaret baz•nda y•ll•k 174.000 dolar aç••• vard•r. Vilayet genelinde gümü•, kur•un, kömür, demir, bak•r ve sülfür izlerine rastlanm•• olsa da incelemeler yap•lmam••t•r ve bunlar hakk•nda kesin bilgiler mevcut de•ildir. Ayr•ca çe•itli madensuyu kaynaklar• mevcuttur. Pamuklu kuma•, ate•li silah, mobilya ve hal• üretimi yap•lan birkaç adet imalathane vard•r, ancak bunlar çok önemli üretim yerleri de•illerdir.533

Vilayete •stanbul, Halep, Van, Erzurum ve çe•itli yerlerden ceviz, tütün, kuru üzüm, çay, •eker ve kahve ithal olunur. 1890 y•l• Bitlis Vilâyetinin umumi gelirleri: 14.138.912 kuru•tur. Bu gelirler içerisinde en büyük pay• a•ar vergisi olu•turmaktad•r. Toplam a•ar geliri 4.572.796 kuru•tur. A•ar rüsumunda en büyük pay 2.141.083 kuru•la Mu• Sanca••n•nd•r, bunu s•ras•yla Siirt, Bitlis, Genç sancaklar• takip eder. Bitlis Vilayetinde elde edilen tar•m ürünleri ekseriyetle iç tüketimi kar••lamaktad•r. Daha çok hayvansal ürünler ve boyac•l•kta kullan•lan tar•m ürünleri ihraç edilmektedir. Bitlis’in kendi vilayet s•n•rlar• dâhilinde olmas•na ra•men, Erzurum s•n•r•na yak•n yerlerin sahip oldu•u maden yataklar•n•n idari denetimi, Erzurum vilayeti idarelerine b•rak•lm••t•r. Malazgirt ve Sason’daki tuzlalar•n idaresi Erzurum vilayetine aittir.534 1892 y•l•nda Siirt sanca••nda Düyun-• Umumiye Nezareti kurularak, burada görev yapan bir naz•r, bir müfetti• ve di•er çal••anlar•n da oldu•u görülmektedir. Düyun-• Umumiye •daresi, Bitlis ve Diyarbak•r’da bir bölge idaresi (nezaret) açm••t•r. Diyarbak•r vilayeti için Mardin Sanca••, Bitlis vilayeti için de Mu• Sanca•• bu vilayetlerin alt birimlerini

532 Bitlis Vilayeti Salnamesi, H. 1310 (M. 1892), s. 148, 172; Cihan Yap••t•ran, 19. Yüzy•l •kinci Yar•s•nda Bitlis ve Tütün, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yay•nlanmam•• Yüksek Lisans Tezi, •stanbul, 2013, s. 28.

533The National Archives, Roll 234, Volume 208, No. 184.02102 – 184.02202.

olu•turmaktad•r. Nezaretin merkezi Siirt’tir. Siirt’in merkez seçilmesinin nedeni önemli oranda tuz yataklar•na sahip olmas•d•r. 1900 y•l•nda •ehirde bir kolcu ve memur görev yapmaktad•r. 1898 y•l•nda Hükümet ayr• bir ordusu bulunan (6. 000 ki•ilik kolcu kuvvet) Rejiye ait Trabzon ve Bitlis’te bulunan kolcu kuvvetlerini da••tarak kontrolü kendisi sa•lamak istemi•tir.535

•darenin Siirt’te ülke borçlar•na kar••l•k tahsilat•n• yapm•• oldu•u 1889 ve 1890 y•llar•na ait gösterge a•a••dad•r:536

Tablo 26: Duyun-• Umumiye •daresinin 1889 ve 1890 y•llar•na ait Bitlis’ten

toplad••• vergiler Bitlis Vilayeti Siirt Düyun-• Umumiye •daresinin Tahsilat Tutar• Vergiler

1889 1890 Tuz Vergisi 2.031.141 2.777.859 Alkol Vergisi 92.561 103.122 Damga Vergisi 289.930 286.031 Tütün Vergisi 118.099 104.502 Toplam (Kuru•) 2.531.731 3.271.514

Bitlis Vilayetinin 1906 senesi gelirleri 13.700 lirad•r. Düyun-• Umûmiye’nin Siirtnezareti, 1905 senesinde bir sene evveline nazaran 2.371 lira fazlas•yla (%6) 40.866 lira tahsil etmi•tir.(Diyarbak•r 1906 varidat• 16.100.000 kuru•tur).537

Me•rutiyetin ilan•ndan hemen önce vilayetin iktisadi durumu hiç de iyi bir durumda de•ildir. 21 May•s 1908’de Bitlis'teki darl•k sebebi ile zorunlu masraflar•n kar••lanamad•••, Mu•'a gelen taburlar•n idaresi de mahalli yönetime ait oldu•u için idaresi zorla•t•••, Mu• sanca••n•n ova olmas•na ra•men gelirleri askeri masraflar• kar••lamad•••, gerekli mebla••n Ziraat Bankas•'ndan ödenmesi gerekti•i Bitlis Valili•inden Dahiliye Nezaretine gönderilen bir telgrafla talep edilmi•ti. 538 Me•rutiyetin ilan•ndan sonra da vilayetlerde maddi imkâns•zl•klar sebebiyle problemler ya•anmaya ba•lam••t•. Valilikler bu maddi problemleri a•mak için

535 Donald Quataert, Anadolu’da Osmanl• Reformu ve Tar•m (1876-1908), Çevirenler: Nilay Özok Gündo•an, Azat Zana Gündo•an, •stanbul, 2008, s. 223.

536 Bitlis Vilayeti Salnamesi, H. 1310 (M. 1892), s. 229; H. 1316.137.1318 (M. 1898.1899.1900), s. 198.

537Tüccarzade •brahim Hilmi, Memalik-i Osmaniye Cep Atlas•, •stanbul, 1323, s. 213. Bitlis’i mukayese edebilmek için Van Vilayetinde bu rakamlar •u •ekildedir: 1906 senesi gelirleri 11.600.000 kuru•tur. Tüccarzade •brahim Hilmi, Memalik-i Osmaniye Cep Atlas•, s. 215.

normal bütçelerinin d•••nda Maliye Nezareti’nden maddi destek talep etmi•lerdi. Dahiliye Nezareti Bitlis vilayetindeki muhtaçlara Meclis-i Mebusan’dan tahsisat istemi•, yard•m gelene kadar bunlara belediyeler taraf•ndan destekte bulunulmas•n•, in•aatlarda i• verilmesini Bitlis Valili•ine tavsiye etmi•ti.539 Bu tavsiyeden iki hafta sonra Meclis-i Mebusan’da konu•an Maliye Naz•r• Cavid Bey, vilayetlerin isteklerine bütçe d•••ndan kar••l•k verdiklerini ifade ederek •u rakamlar• vermi•tir: “Çatalca 5.000 bin kuru•, Halep 150.000 kuru• istemi•, 105.000 kuru• verilmi•, Ankara 650.000 bin kuru• istemi•, 450.000 bin kuru• verilmi•, Trablusgarp 100.000