• Sonuç bulunamadı

Ressam Civanyan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Ressam Civanyan"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

«S O İt S A A T

• •

mış

Urde

M "

t

Ressam Civanyan

T

ünel meydanında köşe­

deki kitapçının yanın - dan kıvrılıp biraz aşağıya yü ­

rününce sağ kolda resimci

mi, çeıçeveci mi büyükçe bir dükkân vardır, içinde ya pat­

ronu, ya da tezgâhtarı bir

Musevî kadını bulunur. Üç

dört hafta evvel oradan ge­ çerken, alt kısmını karakalem bir portre kapatan, imzası o- kunmayan, Ressam Üsküdarlı

Ali Riza üstadın tarzını pek

andırışlı. yani fıstık ağaçlı,

kayalıklı, yelken açmış ka-

yıklı, küçürek yağlıboya bir tablo görmüş, Riza Beyin mi diye sormuştum. Madam:

— Bravo, iyi bildiniz; evet onundur! demişti.

Birkaç gün önce yine y o ­ lum o tarafa düştü- Ayni dük­

kânın vitrininde yine yağlı

boya, büyükçe bir levha gö­ züme ilişti. Yapılışı, renkleri,

kıtası itibariyle Civanyanın

eseri olduğuna şüphe yok.;

Aşağı tarafının dökülmüş bo­

yalan arasında adır.ır, başı,

yani C, i, ve harfleri ve 1892 tarihi seziliyor. Merak bu ya,

fiatını anlamak istedim. Bir

kaç yeri delik olduğundan 25 liraya imiş; bu kusurları ol­ masa 100, 150 lira edermiş..

Civanyan, bundan 50-60 yıl evvelin namlı ressamlanndan- dı. Başlı başına bir yazı mev­

zuu olacak tiptir. Ona dair

bildiklerimi, duyduklarımı

yazmayı münasip buldum-Anasıl Ermeni milletinden- di. Küçük yaşmdanberi resme gayet meraklı imiş- Akran - lan mahallede kaydırak, ce­ viz, zıpzıp filân oynarlarken o, elinde kurşunkalem parça­ sı, sokakta topladığı kese kâ­ ğıtlarına resimler karalar du­

rurmuş. Sevdayı arttırdıkça

arttırmış. Delikanlılığında bir

aralık Italyayı boylayarak,

ressamlığı epeyce pişirdikten sonra Istanbula dönmüş. Ka- palıçarşıda kuyumculuk, bas­ macılık, tuhafiyecilik gibi za­ naatlara yan çizip bu san&tı meslek edinmiş.

Bizim çocukluğumuzda Tü-^

nelden çıkılıp Beyoğlu Cad-j

deikebîri tutulurken, şimdiki Narmanlı ham arsa halindey­ di- Onü boydan boya duvar­ dı; duvarda, irili ufaklı sekiz on yağlıboya tabloya rastla- nırdı. Levhalar iki çeşit: Bü­

yükleri bir arşın kadar ve

muşambaya, küçükleri iki

karış çinko üzerine yapılmış- Ti ons i Civan’m idiler.

Civan tıknaz, kalıpsız fes­ li, gür kara kaşları kirpikle­ rine uzanmış, kırçıl bıyıkları bir parmak tıraşına karışmış,

gelelim herif ayyaş, eline avu

cuna geçeni içkiye veriyor.

Malûm ya, sarhoş güruhunun iki yakası bir araya gelmez!.

Yazan:

Ssfîîîlî Muiîtir ALUS

dudaklarının kenarında pipo, yüzü al çuha, sırtında bum­ buruşuk ceket, altında torba gibi pantalon, bir kıranta. Yaz kış ayni kılıkta; yainış kışın, dediğim duvarın dibinde ile­ ri geri hızlı hızlı mekik do­ kur. dursa soğuktan kıkırda­ yacak..

Tanımayıaniara onu göste­ rirler. derlerdi ki;

— Şu adamın ressamlığına uyar yoktur. Resimlerinin ço­

ğu saraylara alınıyor, bütün

vükelâ vüzeraca kapışılıp mi­ safir salonlarına konuyor; gel

Tablolarının büyüklerini iki

mecidiyeye, küçüklerini iki

çeyreğe satar; cebine y'rmi

otuz kuruş girdi mi, hemen piliyi pırtıyı toplayıp, Tünelin karşı pasajındaki Italyan so­

bacının izbesine bırakır bı­

rakmaz haydi meyhaneye.

Faraza, o gün alış veriş

edememiş, meteliksiz, çakmak arzusu da sardıkça sarmış; iç­ kiye can atıyor. Yine serma­ yelerini koltuğunun altına a-

lıı- almaz sobacıya taşıyıp

yallah meyhaneye kapağı a- tıp veresiyeye

yataınuş-istanbuldaki konferansın akisleri

Amerikanın kahire biiyük

elçisi neler anlatıyor

istanbulda yapılan Ameri­

kan diplomatları konferansına iştirak ettikten sonra Şam ve Beyrut şehirlerini ziyaret e- den Amerikanın Kahire bü - yük elçisi buraya dönmüş ve basına - yaptığı bir beyanatta İstanbul konferansı hakkında şöyle demiştir:

« Orta şarkı ilgilendiren

bir çok meselelere temas et -

tik ve bunlar üzerinde tam

bir anlaşmaya vardık.» Büyük elçi bu kararların ne ler olduğunu bildiremıyeceğini

söylemiş ve demiştir ki: «Bu konferansın arap mem’ eketle- rine büyük yardımı dokuna -

cağını söyliyebilirim. Diğer

taraftan bu müzakereler esna sında Orta Şarkm İktisadî du­ rumuna, malî ve siyasî vazi­

yetine, askerî meselelere ve

arap mülteci meselelerine te­ mas edildiğini de ilâve edebi, lirim.»

Amerikanın Kahire büyük

elçisi müzakerelerin gayet

faydalı olduğunu da sözlerine ilâve etmiştir.

^ssaassaa fj O U Z

y ü n l ü l e r

R O B L U K

TAYYÖR LÜK

Meyhane uzakta değil, pa sajm arka sokağında; İtalyan nakkaşlar, yapı kalfaları, Mal

tiz gemiciler, Çakanoz ipsiz

sapsızlarla dopdolu.

Rahmetli babam Civanya-

nın baş müşterisi idi. Vefa

yangınında kapı kapamaca j

yanıp kül olan Saraçhaneba-j

şındaki evimizde düzineden’

tual tablosu, bir sürü de çin- kolu levhası vardı. Hepsi İs­

tanbul manzaralarına aitti.

Meselâ: Mehtaplı gecede Ka­ lamış koyundan Fenerbahçe- nin görünüşü Moda burnun­ dan Samatya ufuklarında g ü -1 neşin batışı; Tophane sırtla-! rmdan Kızkulesine bakışı; Bo ğaziçinde donanma gecesi ha­ vaî fişeklerinin göklere yük­ selişi...

Dört beş, kimi de gedik

güdük fırçadan gayri ava­

danlığı da yokmuş- Ucuz ol­

sun diye boyalarını bile toz

halinde alıp kendi eze.', yap­ tıklarını üç beş renkle gelişi güzel çırpıştırır, kısa bir za­ manda çabucak tamamlarmış.

Grubu tasvir eden sarılı,

turunculu ışıkları; ayın dur­ gun sulara akseden servüsi - mini; lodosta dalgaların fili­

zili, neftili menevişleri ern-^

salsizdi- Ali Rizs Hoca Ci- (

vanyan hakkında,

— Adamcağızda yabana a- tılmayacak cihetler var anı­ ma, yaptıklarını çok uzaktan

seyredeceksin. Tavan ressa­

mı bu!, derdi.

Hakikaten öyle. Hayli ki­

şilerin, konak, köşk tavanla­ rına yine İstanbul peyzajla -

rina müteallik bahar, yaz,

güz, kış manzaraları mevcut­ tu. Hattâ bizim Göztepedeki evimizde de.

Binanın inşa edildiği vakit­ ler pek küçükmüşüm- Ahba - n, İsveç Sefarethanesinin kar şısmdaki kaldırımdan mı, m ey| haneden mi çağırtmışlar bil-,

n em . Salonu, birkaç odayı

gösterip j

— Yevmiye ile mi çalışırsın, yoksa götürü mü? demişler. Onda göz tok, derhal cevabı dayamış:

— Gönlünüzden ne kopar­ sa. Çarmakçur param çıksın, gerisi vız gelir bana!.

iskelenin üstünde, yanında

rakı binliği, dikip dikip, ’ Utn-

ruk mezesine vara vara fır­

çayı işlettiğini, yarım saatti koca resmi tamamladığım, bir saate kalmadan da bitirdiğini anlata anlata

tüketemızlerdi-İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çünkü bilim adamları arasında giderek yaygınlık kazanan bir görüşe göre Mars, eskiden bugünkünden daha da soğuk ve dola- yısıyla suya dayalı yaşam için daha

Türkiye Ressamlar Cemiyeti Resim Der- neğinin, uluslarası Kadın Sanatçılar Der- neği ve, Görsel Sanatçılar Derneğinin üye- si olan sanatçı, bu derneklerin değişik ta-

Şuurlu bir imar programının tahakkuku so- nunda memleketimizi gezen kültürlü bir yabancı, bu memlekete has bir atmosfer içinde dolaştığını, ' her yerden ayrı, fakat yine

1 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.. Giriş: Kistik higroma sıklıkla fetal boyunda görülen içi sıvı dolu boşluklar ile

Hacettepe University Faculty of Medicine, Department of Obstetrics and Gynaecology, Ankara, Turkey Objective: To evaluate the effectivity and safety of misoprostol induced

Gereç ve Yöntem: 2009-2013 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Prenatal Tanı ve Tedavi Merkezi, İstanbul Anadolu Sağlık Merkezi ve Zeynep Kamil

Sözel Sunumlar SS-12 Fetal Kalp Taraması için Dört Oda Görünümünün Yetmeyeceğine Dair Vurgu: Prenatal Dönemde Saptanan Trunkus Arteriosuz Tip 1

Türkiye Maternal Fetal Tıp ve Perinatoloji Derneği XI..