YARATICI DRAMA
PLASTIK SANATLAR VE YARATICI DRAMA
• Katılımcılar sınıfın içinde dağınık halde dururlar.
Eğitmen temposu yüksek bir müzik çalar. Katılımcılara önlerinde hayali bir tuval olduğunu söyler. Müziğin
ritmine uygun hareket ederek tuvalde hiç boşluk kalmayacak biçimde bazı talimatlar eşliğinde tuvali boyamalarını ister. Eğitmenin talimatları şu şekilde bir sıralama izler: Katılımcılar, önce yerdeki boyaya elini daldırır ve tuvali eliyle boyar. Sonra sırasıyla dirsek, omuz, ayak, diz kapağı, popo, burun, baş yerdeki boyaya daldırılıp tuval boyanır.
• Müzik devam eder. Katılımcılar bu kez müziğin ritmine uygun biçimde hareket ederek havaya geometrik şekiller çizer. Daha sonra duvara çizerek aynı uygulamaya devam eder.
Katılımcılara dağıtılan birer kalemle katılımcılar
-sembolik olarak- yere çizim yaparlar.
• Yerde oturan katılımcılara afiş hazırlanacak ebatta kağıtlar dağıtılır. Katılımcılar ellerindeki kalemlerle müziğin ritmine uygun biçimde
hareket ederek afiş kağıdına geometrik şekiller
çizer, karalamalar yaparlar. Müzik durdurulur,
afişler sonraki uygulamalarda kullanılmak üzere
toplanır.
• Katılımcılar çember biçiminde oturur. Eğitmen Salvador Dali’ye ait resimler dağıtır. Katılımcıların elden ele dolaştırarak incelemelerini ister. Resimlerdeki detaylara, figürlere yoğunlaşarak inceleyen katılımcılar resimlerin kompozisyonunu yorumlarlar. Sınıfın içinde rahat hareket edebilecekleri bir yere giderler. Etkilendikleri
resimden seçtikleri bir figürü beden formuyla canlandırırlar. Daha sonra o ifadeye uygun bir cümle bulup beden formunu alarak canlandırırlar, sırayla diğer katılımcılar önünde sergilerler. Daha sonra birbirine en yakın konumda bulunan iki katılımcı eş olur.
Birbirlerinin kompozisyonunu birleştirerek ortak bir anlatım haline getirirler. Birkaç kez canlandırma çalışması yaptıktan sonra tüm gruplar sırayla yeni kompozisyonları sahneler.
• Katılımcılar sınıfın içinde rastgele dolaşırlar. Eğitmenin “şimdi” talimatıyla inceledikleri resimlerde yer alan bir figürü beden formuyla canlandırarak donarlar. Bu işlem birkaç tur sürer. Daha sonra katılımcılar çember şeklinde dizilirler. Burada çemberin ortasına bir katılımcı gelir ve resimlerde yer alan figürlerden birini beden formuyla canlandırarak donar. Başka bir katılımcı gelir ve o figürdeki tamamlayıcı olarak beden formu alır ve donar. Birkaç saniye donarak kalan katılımcılardan ilk gelen yerine geçer ve bu kez başka bir
katılımcı ikinci gelen katılımcıyı tamamlayan bir beden formu alarak donar. Bu döngü içerisinde ilk gelen katılımcının oyundan çekilmesi ve başka bir
katılımcının tamamlamasıyla birkaç tur daha oynanır. Daha sonraki aşamalarda aynı uygulama üçlü ve dörtlü katılımcıların yer almasıyla birkaç tur daha
devam eder. Burada önemli olan katılımcıların belli bir sıra izlemeden katılması ve tam bir sessizlik içinde oynamalarıdır. (Oyunun ilerleyen aşamalarında
tamamlayıcı figür yerine herhangi başka bir figür olarak katılım sağlanır.)
• Katılımcılar sınıfın içinde dağınık biçimde yürürler. Eğitmen, resimlerde yer alan bir figür seçmelerini ve onun çağrışım
yoluyla başka bir figüre dönüştürmelerini ister. Örneğin, güneş ışığı figürü çiçeğe dönüşür ve katılımcı, bunu beden formuyla ifade edip açıklamasını yapar. Tüm katılımcılar, dönüşüm
fikirlerini sergiledikten sonra dönüşüm uygulamasına tekrar çalışılır. Bu kez, resimde seçilen bir figür herhangi bir şeye benzetilir. Diğer resimlerdeki figürle ilişki kurulmadan, o an katılımcının içinden geçen ve çağrışım kurduğu herhangi bir şey arasında çağrışım kurulur. Örneğin, sahil kenarında bir şezlong ya da kayık, çekyat kanepeye dönüşür.
• Eğitmen, katılımcılara resimleri üzerinde çalıştıkları Salvador Dali ve sanatı hakkında bilgi verir. Salvador Dali’nin yaşadığı dönemin özellikleri ve bir alıntı paragrafıyla fikirleri incelenir.
Eğitmen; 20.yy. da savaş temasının resim sanatı üzerindeki etkilerini, İkinci Dünya Savaşı’nın dönüm noktası olarak kabul edildiği sanat akımları tasnifini, sürrealizmin içeriğini, İkinci Dünya Savaşı öncesi ve sonrası sanat akımlarını,
postmodernizmi kısaca anlatır. Gerçeküstücü yaklaşımın temel özelliklerini sıralar: “Uyku-uyanıklık arası durum, nesnelerin birbirine aktığı ya da nesnelerin birbirine dönüştüğü
görüntüler gibi özellikleri vardır. Bilinçaltının düşsel dünyasını ele alırlar.”
• Afiş çizen katılımcılardan oluşan gruplar tekrar yerlerini alırlar. Gruplar birer resim seçerler.
Seçilen resimlerde dönüşüm üzerinde durularak kısa bir canlandırma hazırlanır. Burada önce
resmin bıraktığı ilk izlenim canlandırılır, sonra donuk imge tekniği kullanılır. Donan katılımcılar bu kez resmin dönüştüğü şey -grubun
hazırladığı kurguya göre ne olarak
belirlenmişse- dönüşmüş yorumu canlandırılır.
• Katılımcılar aynı gruplarla bir araya gelir. Tekrar bir resim seçerler. Bu kez resimdeki kompozisyonu Salvador Dali’nin rüyası olarak
canlandırırlar. Bu canlandırmalarda “Rüya Tekniği” kullanılır. Grupların canlandırmaları sırayla sahnelenir.
• RÜYA TEKNİĞİ: Psikodramadan gelir, ancak yaratıcı dramada çok daha farklı biçimde kullanılır. Sahnede rüyadaki gibi sesler, konuşmalar kullanılır. Belli bir tonlaması, akışı olmayan; kimi zaman net kimi zaman boğuk, bazen belli belirsiz, bazen alçak-yüksek ses tonları kullanılır. Hareketler ve ifadeler de rüyadaki gibi kullanılır. Bireyin iç dünyasına dönük derinleşmeler vardır.
• Rüya tekniğini uygularken illa ki bir rüya durumunu anlatmak zorunda değiliz. Gözlerimizi kapattığımızdaki durum da olabilir.