• Sonuç bulunamadı

Ekonomi Bülteni. 15 Temmuz 2013, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Ekonomi Bülteni. 15 Temmuz 2013, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ekonomi Bülteni

15 Temmuz 2013, Sayı: 27

Yurt Dışı Gelişmeler

Yurt İçi Gelişmeler

Finansal Göstergeler

Makro Ekonomi ve Strateji

FED’in Açıklamaları Doğrultusunda Beklentiler

•Türkiye Piyasaları FED’in 19 Haziran’daki açıklama- larına Nasıl Tepki Gösterdi?

Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel

Ercan Ergüzel Ali Can Duran

(2)

Yurt Dışı Gelişmeler DenizBank Ekonomi Bülteni

15 Temmuz 2013

 Bernanke’nin yorumları risk iştahını arttırdı. Açıklanan FED Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantı tutanaklarında varlık alım programından çıkışın genel bir görüş olduğu fakat üyelerin bunun zamanlaması konusunda ikiye bölündüğü dikkat çekmişti. Üyelerin neredeyse yarısı alımların bu yıl sonunda sonlandırılması gerektiği görüşündeydiler. Tutanak- ların açıklanmasından birkaç saat sonra Boston’da bir konuşma gerçekleştiren FED Başkanı Ben Bernanke, yakın gelecekte gevşek para politikasına halen gerek olduğunu belirtti. Genel olarak vermek istedikleri mesajın gevşek para politikası olduğunu politika araçlarında yapılacak kademeli değişikliklerin sıkılaştırma anlamına gelmediğini vurguladı.

Ayrıca faiz oranları ile ilgili sözlerini tekrarlayarak %6.5 işsizlik oranına erişilmesinin faizleri hemen yükseltecekleri an- lamına gelmediğini bir kez daha belirtti. FOMC sonrası gerçekleştirdiği konuşmasından biraz daha güvercin açıklama- lar yaptığı düşünülen Bernanke’nin konuşması piyasalarda risk iştahının bir nebze artmasını sağladı.

 BOJ Japonya’nın “Toparlandığını” belirtti. Japonya Merkez Bankası (BOJ) politika toplantısı sonrası ekonomi hak- kındaki değerlendirmesini yükselterek ülke ekonomisinin ılımlı bir toparlanmaya başladığı belirtti. Böylece BOJ Ocak 2011’den bu yana ilk kez “toparlanma” kelimesini kullanmış oldu. Parasal gevşeme programının boyutunda ve faiz oranlarında bir değişikliğe gitmeyen BOJ (parasal tabanın yıllık 60-70 trilyon Yen arttırılması), enflasyon ve büyüme tahminlerini ise aşağı revize etti. 15 yıldır süregelen deflasyonla mücadele etmek için agresif para politikaları kullanan BOJ bu yılın enflasyon tahminini ise %0.7’den %0.6’ya, önümüzdeki yılın tahminini de %1.4’den %1.3’e indirdi. 2015 mali yılında ise çekirdek TÜFE’nin %1.9 oranında artacağı tahmini değişmedi. Büyüme tarafında ise bu yıl dahil olmak üzere büyüme tahminlerini 0.1’er puan aşağıda çekerek sırasıyla %2.8, %1.3 ve %1.5 olarak açıkladı.

 Global toparlanmaya yönelik endişeler artıyor. IMF Nisan ayında açıkladığı “Dünya Ekonomik Görünümü” raporun- daki büyüme tahminlerini revize etti. Bu yıl ve önümüzdeki yıl için global büyüme tahminlerini 0.2’şer puan aşağıya indirerek sırasıyla %3.1 ve %2.8 seviyesine çekti. IMF aşağı yönlü revizenin nedeni olarak düşük iç talebi, yavaşlayan önemli gelişmekte olan ülke ekonomilerini ve Euro Bölgesi’ndeki resesyonun tahminlerden daha uzun sürmesini gös- terdi. Ek olarak Çin’in dış ticaret verileri ise büyümeye yönelik endişeleri bir kat daha arttırdı. Dünya’nın büyüme moto- ru olarak bilinen Çin’de Haziran ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat %3.1, ithalat ise %0.7 gerileyerek beklentilerin oldukça altında gerçekleştiler. (Beklentiler ihracatın %3.7, ithalat ise %6 artması yönündeydi). Ülkedeki bu yavaşlama işaretlerine karşın hükümet yetkililerinden büyüme oranının kabul edilebilir seviyede olduğuna dair açık- lamalar gelmeye devam ediyor. Çin maliye bakanı resmi hedefin de altında %6.5’lik büyüme oranının kabul edilebilir bir seviye olduğu açıklamasında bulundu. Ayrıca beklentileri aşan Haziran ayı TÜFE verisi de kısa vadede bir önlem alınma ihtimalini baskı altına alan bir gelişme olarak öne çıktı.

 Brezilya ve Endonezya Politika Faizini arttırdı. Brezilya Merkez Bankası beklentiler dahilinde politika faiz oranını ekonomik büyüme baskı altında olmasına karşın enflasyonla mücadele için 50 baz puan arttırarak %8.5 seviyesine yükseltti. Brezilya’da enflasyon 2012 sonunda %5.84 seviyesinden sürekli artış göstererek Mayıs ayında %6.7 seviye- sine ulaşmıştı. Ek olarak son dönemde ülkenin para biriminin USD karşısında yaşadığı sert değer kaybı da enflasyon üzerinde yaratacağı baskı nedeniyle endişe yaratıyordu. Endonezya Merkez Bankası da enflasyonla mücadele için 25 baz puan olan beklentilerin üzerinde 50 baz puanlık bir artış ile politika faizini %6.5’e yükseltti. Haziranda ülkedeki manşet enflasyon gıda ve ulaşım fiyatları nedeniyle %5.9’a yükselmişti. Merkez Bankası artan petrol fiyatlarının yansı- ması ve Ramazan ayında artan talebinde etkisiyle enflasyon oranının %7.5 seviyesine yükselmesini bekliyor.

 S&P İtalya’nın kredi notunu düşürdü. Kredi derecelendirme kuruluşu S&P İtalya’nın kredi notunu BBB+‘dan bir ba- samak aşağıya BBB’ye düşürdüğünü açıkladı. İndirime gerekçe olarak ülke ekonomisindeki yaşanan resesyonun de- vam etmesini ve görünümün giderek kötüleşmesini gösterdi. Notun görünümünü ise negatif olarak belirleyerek yakın dönemde notunun düşme ihtimalinin devam ettiğinin sinyalini verdi. İtalya en son not indirimi ile birlikte halen yatırım yapılabilir seviyenin iki basamak üstünde bulunuyor. Not indiriminin İtalya’nın hafta içerisinde gerçekleştirdiği tahvil ihraçları üzerinde hafif bir etkisi görüldü ve borçlanma maliyetleri hafif arttı.

 ABD’de bilanço sezonu beklentilerin üzerinde başladı. Hafta başında, her yıl olduğu gibi Alcoa’nın ilk açıklayan şirket olmasıyla beraber bilanço sezonu başladı. 2. çeyrek bilanço sezonu beklentilerin üzerinde devam ediyor. Alcoa 2.çeyrekte tek seferlik harcamaları (yeniden yapılandırma maliyeti vb.) hariç bırakıldığında 2.çeyrekte beklentilerin üzerinde kar açıkladı. Alcoa tek seferlik masraflar hariç çeyreklik bazda 0.06$ hisse başına kar olan beklentilerin üze- rinde 0.07$ hisse başına kar açıkladı. Anketler S&P500 şirketlerinin ikinci çeyrekte karlarının bir önceki yıla göre %2.9 artış göstermesi yönünde. (1. Çeyrekte %5.4’lük artış göstermişlerdi). Bilançolarını açıklayan diğer orta ölçekli şirketle- rin çoğu beklentileri Alcoa gibi aştı. Cuma günü açıklayan 2 büyük banka JPMorgan ve Well Fargo da beklentileri aştı.

(3)

Yurt İçi Gelişmeler DenizBank Ekonomi Bülteni

15 Temmuz 2013

Ödemeler Dengesi, Mayıs 2013

 Mayıs ayında Cari Denge aylık bazda 6.8 milyar $ olan pi- yasa beklentilerinin üzerinde 7.5 milyar $ açık verdi. Ni- san’dan sonra Mayıs’da da 12 aylık cari açık 2.2 milyar $’lık artış ile 53.6 milyar $ seviyesine yükseldi. Böylece 12 aylık cari açık ilk 4 ayda 3 defa artış göstermiş oldu. Cari açıktaki artışta Nisan ayında olduğu gibi dış ticaret açığındaki artı- şın önemli rol oynadığı gözlemlenirken, Gelir Dengesi’nde görülen bozulmanın da bu artışta etkili olduğu görülüyor.

Gelir Dengesinin ayrıntılarına bakıldığında “yatırım geliri dengesinin altında yer alan doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve faizlerden oluşan diğer yatırımlarda gerçekle- şen toplam net çıkışın bir önceki yılın aynı dönemine göre 1.5 milyar $ artarak 4.7 milyar $’a ulaştığı dikkat çekiyor.

 2012’nin Mayıs ayına göre %42 artış gösteren aylık bazdaki cari açık ile birlikte yılın ilk 5 ayında 31.9 milyar $’lık açık verilmiş oldu. Yılın ilk 5 ayında verilen %22 daha fazla açık ile yıl sonu 60.7 milyar $ olan OVP hedefinin yarısından faz- lası kadar açık veriliş durumda. 12 aylık Enerji açığının (Enerji İhracatları – Enerji İthalatları) Mayıs’da 140 milyon $’lık sınırlı bir artış ile 51 milyar $’a yükseldiği gözlemlenirken, Mayıs ayından sonra artış gösteren enerji fiyatlarının Haziran ve Temmuz aylarında enerji açığı üzerinde baskı oluşturması beklenmekte. Öte yandan Enerji dışı tarafta 12 aylık Ener- ji Dışı Cari Denge Mayıs ayında 2.6 milyar $ açık vererek son iki aydır açık vermiş oldu.

 Finansman tarafı incelendiğinde, kaynağı belli olmayan döviz hareketlerinin yer aldığı “Net Hata Noksan” kaleminin Ma- yıs ayında son 8 aydır ilk defa girişe işaret ettiği görüldü. 2.8 milyar $’lık giriş ile yılın ilk 5 ayındaki çıkış miktarı 2.9 mil- yar $’a inmiş oldu. Doğrudan yatırımların geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %50 oranında gerilediği 12 aylık verilerde ise %40’lık gerileme ile Cari Açığı karşılama oranının %14’e gerilediği görülüyor. Portföy yatırımları tarafında ise son 3 yıldır olduğu gibi Mayıs ayında bir yavaşlamanın olduğu fakat terse bir çıkış olmadığı bir önceki yılın aynı ayına göre artış gösterdiği görülüyor. Bankacılık sektörüne bakıldığında yılın ilk 5 ayında net kredi kullanımı geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre 3 katından fazla artarak 8.8 milyar $ seviyesinde gerçekleşti.

 Cari açıkta beklenen kademeli artıştan daha hızlı bir artışa işaret eden son 2 ayın verisine karşın yılın kalanında bu artışın daha da yavaşlayacağı ve yıl sonu OVP hedefinin çok fazla aşılmayacağını düşünüyoruz.

Sanayi Üretim Endeksi, Mayıs 2013

 Sanayi Üretim Endeksindeki volatil seyir Mayıs ayında da devam etti. Nisan ayında beklentilerin üzerinde artış gösteren endeks Mayıs ayında ise beklentilerin altında kaldı. Mevsimsellikten arındırılmış endeks Mayıs ayında bir önceki aya göre %0.6 oranında geriledi. Mayıs ayı piyasa beklentisi takvim etkisinden arındırılmış endeksin geçtiğimiz yılın aynı ayına göre %3.4 oranında artış göstermesi yönündeyken endeks %1’lik bir artış kaydederek beklentilerin altında kaldı.

Halen potansiyelinin altında artış oranları gösteren sanayi üretiminin Nisan ayında gösterdiği yıllık performans makro ihtiyati önlemlerin yoğun uygulandığı 2012 yılının Mayıs ayı artış oranı olan %2.1’in de altında kaldı. Trendi daha net ortaya koyan yıllıklandırılmış artış oranı da %2.4’den %2’ye gerileyerek son 4 aydır arka arkaya gerilemiş oldu.

 Geniş ekonomik sınıflandırmalara göre incelendiğinde, önce- ki ayın %3.4’lük artışına en büyük katkıyı gerçekleştiren en- deksin %38’ini oluşturan Ara Malı İmalatının Mayıs ayında % 2.8’lik artış ile katkısının yarı yarıya düştüğü gözlemleniyor.

Ek olarak Sermaye Malı imalatının yaptığı negatif katkının da iki katına çıkması Mayıs ayında beklentilerin altında yaşanan performansın nedenleri olarak öne çıkıyor. İç talebin önemli bir göstergesi olan dayanıklı tüketim malları ise bir önceki ay gösterdiği sınırlı %1.5’lik yıllık performansın ardından Mayıs ayında da yine %1.6’lik sınırlı bir artış gerçekleştirdi.

-80 -60 -40 -20 0 20

2007 2009 2011 2013

Cari Açık Enerji Açığı

Enerji Dışı Cari Açık

Cari Denge'nin Kompozisyonu

(Milyar $)

-2.6

-51 -53.6

%1.0

%2.0

-25%

-20%

-15%

-10%

-5%

0%

5%

10%

15%

20%

2007 2009 2011 2013

Sanayi Üretim Endeksi (Takvim Etkisinden Arındırılmış)

Yıllıklandırılmış (12 ay hareketli ortlama) Yıllık Değişim

(4)

Finansal Göstergeler DenizBank Ekonomi Bülteni

15 Temmuz 2013

Haft a k v e A ylı k G e tiri

FOMC tutanaklarından sonra Bernanke’nin daha “güvercin” açıklamaları risk iştahını arttırdı

P a ra P iy a s a la H. S e nedi P iy a s a la

USD Libor aşağı, EUR Libor ise yukarı yönlü sınırlı hareket ettiler

Hemen hemen bütün hisse senetleri Bernanke’nin açıklamalarıyla primlendi

Not: Tüm veriler raporun çıktığı Cuma günü saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir.

%0.69

%0.27

%0.19 0.1

0.2 0.3 0.4 0.5 0.6 0.7 0.8 0.9

Ocak 13 Mart 13 Mayıs 13 Temmuz 13

12 Aylık USD Libor 3 Aylık USD Libor 1 Aylık USD Libor

USD Libor 1 ay, 3 ay ve 12 ay (%)

70 80 90 100 110 120 130 140

2011 2012 2013

Hisse Senedi Endeksleri (Ocak 2011=100)

MSCI Türkiye Endeksi

MSCI GOÜ Endeksi

3.7 2.8 -1.9

1.7 -0.3

4.2 1.5

-2 -1 0 1 2 3 4 5

ABD-S&P MSCI EM MSCI TR EURO/$

TL-Basket Altın Emtia End.

5 Günlük Değ (%, $ Bazında)

3.9 -1.2

-7.0 -2.2 -2.9 -8.2

3.4

-9 -7 -5 -3 -1 1 3

ABD-S&P MSCI EM MSCI TR EURO/$

TL-Basket Altın Emtia End.

1 Aylık Değ (%, $ Bazında)

%0.27

%0.16

%0.14 0.10

0.15 0.20 0.25 0.30 0.35

Ocak 13 Mart 13 Mayıs 13 Temmuz 13

USD JPY EUR

3 Aylık Libor Faizi (%)

3.3 2.8

3.7 3.23.6 3.03.3

5.4 1.4

2.8 -1.7

3.5 1.9

2.22.93.1 -0.5 1.6

2.2 2.0 0.7

0.03.03.9 3.1 0.9

4.3 2.2 1.0

9.2 -1.2 2.5 -5.2

-5.0-4.5

6.4 -0.5

-5.4

-7.8 4.7

-2.1-1.4

-8 -6 -4 -2 0 2 4 6 8 10

MSCI Global G-7 OrtalamaABD-S&P ABD-DJ Indus EU-DJ Stoxx 50Jp-Nikkei225UK-FTSE 100Fr-Cac40Ger-Dax MSCI EmergingTR- BIST100Meks-BolsaÇin-ShangaiBr-BovespaRus-MicexCz-PragueMac-BuxPol-WIG Hindistan-SensexEndonezya-JCIKore-Kospi

1 Aylık Değ (%) 5 Günlük Değ (%)

(5)

Finansal Göstergeler DenizBank Ekonomi Bülteni

15 Temmuz 2013

Tahv il P iy a s a la

Gösterge tahvil getirisi hacimsiz geçen haftada %9’un üzerinde kaldı.

viz P iy a s a la E mtia P iy a s a la

Risk iştahının arttığı haftada USD diğer para birimlerine karşı değer kaybetti.

Emtia endekslerinin genelindeki artış ikinci haftada da devam etti.

Not: Tüm veriler raporun çıktığı Cuma günü saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir.

0 2 4 6 8 10 12 14

Ocak 11 Ocak 12 Ocak 13

Gecelik Borç Alma ve Borç Verme Faiz Koridoru MB Haftalık Repo Faizi

Gösterge Tahvil Faiz Oranı

MB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Faizi

Politika Faiz Oranları (%)

1.5 2.5 2.1 0.4

2.7

3.4 6.4 -7.2

-1.9 -3.2

-8 -7 -6 -5 -4 -3 -2 -1 0 1 2 3 4 5 6 7 Top. Endeks

Enerji Değ. Maden Tem. Maden Tarım

Emtia Endekslerinde Değişim (%)

1 Aylık Değ (%) 5 Günlük Değ (%)

0 100 200 300 400

Ocak 11 Ocak 12 Ocak 13

TR, BBB- Poland, A- Rus, BBB Bra, BBB

GOÜ CDS'leri ve Ratingler (5 Yıl; Fitch, LT FX)

10 15 20 25 30 35 40 45 50

2010 2011 2012 2013

Endişe (VIX) Endeksi

95

100

105

110

115

Ocak 12 Mayıs 12 Eylül 12 Ocak 13 Mayıs 13

TL

GOÜ Ortalaması

DeğerleniyorDeğer Kaybediyor

GOÜ Para Birimleri ($'a Karşı, Ocak '12=100)

1.7 1.6 2.2 0.7

1.6 1.7

2.9 1.3

1.8 1.9 -0.3

-2.2 -3.5

-3.0 -4.0

0.8 0.8 -0.7 -3.5 -3.7

0.8 -5.5

-6 -5 -4 -3 -2 -1 0 1 2 3

EURO GBP JPY TRY KRW ZAR HUF PLN CZK MXN BRL

1 Aylık Değ (%) 5 Günlük Değ (%)

USD'ye Karşı Değişim (%, Pozitif Değerler= $'a karşı değerleniyor)

(6)

Makro Ekonomi & Strateji

DenizBank Ekonomi Bülteni

15 Temmuz 2013

FED’in Açıklamaları Doğrultusunda Beklentiler

Bu yılın sonuna kadar olan dönemde finansal gündemin en önemli konusu FED’in (ve Bernanke’nin) 19 Haziran’daki açıklamaları ardından yaşananlar olacak. FED’i bu açıklamaları yapmaya iten 3 temel neden vardı:

Birincisi, ultra gevşek likidite koşullarının bazı finansal varlık fiyatlarında balon yaratma riski olması. 21 Haziran’da Afri- ka’nın ufak ülkelerinden Rwanda tarihinde ilk defa 10 yıllık 400 milyon $’lık bir tahvil çıkardı ve buna 3 milyar $’lık teklif geldi, faiz (getiri) %6.875’te oluştu. Gelen teklif miktarı Rwanda ekonomisinin büyüklüğü kadar. Bir karşılaştırma yapmak açısından 2007 yılında ABD’nin 10 yıllık hazine tahvil getirisi%4.5-%5’li seviyelerdeydi. (FED’in açıklamalarından sonra Rwanda’nın 10 yıllık tahvilindeki getiri oranı %8.4’e yükseldi)

İkincisi, enflasyon beklentilerini kontrol altına almak. Merkez bankalarının 2008 sonrasında yaşanan gevşek para politikası döneminde enflasyon beklentilerini kontrol altında tutmak için dönem dönem “şahin” açıklamalar yaptıklarını biliyoruz. FED’in açıklamasını biraz da bu çerçeveden değerlendirmek gerek.

Gerçekten de FED’in açıklamalarının ardından enflasyon bek- lentileri yandaki grafikte görülebileceği üzere sert şekilde gerile- di (yandaki grafik).

Üçüncüsü, FED QE1’den QE3’e evrilen süreçte parasal gevşeme programlarının pozitif katkısının giderek azalan; ortaya çıkaracağı risklerin ise yukarıda anlatıldığı üzere artan bir oranda olduğunu görmeye başladı. Bu anlamda aylık 85 mil- yar $’lık tahvil alımlarını artık limitsiz olmaktan çıkarıp bir takvime bağlaması gerekiyordu ve bunu yaptı. Eylül 2012’de açıkladığı QE3’ün üzerinden 9 ay geçti ve bu süreçte FED 765 milyar $’lık tahvil alımı yaptı. Piyasaların beklediği gibi önümüzdeki Eylül ayında tahvil alımlarını azaltmaya başlasa ve Haziran 2014’te sonlandırırsa toplamda 1.4 trilyon $’lık tahvil alımı yapmış olacak ki bu 1.25 trilyon $’lık QE1 ve 600 milyar $’lık QE2 rakamlarının üzerinde. Özetle, QE3’le yap- ması gerekenin fazlasını yaptı, bunu bir noktada sonlandırması gerekiyordu.

Açıklamalara paralel piyasalarda FED’in para politikasının nasıl şekilleneceğiyle ilgili genel bir konsensüs oluşmuş du- rumda. Buna göre:

 FED bu sene Eylül ayında 85 milyar $’lık tahvil alımlarını kademe kademe azaltmaya başlayacak (örneğin aylık 85 milyar $’dan 60 milyar $’a gerilemesi) ve 2014 Haziran gibi bunu sonlandıracak (ama bugüne kadar satın aldığı tahvilleri vade sonuna kadar bilançosunda tutmaya devam edecek, yani piyasaya geri satmayacak)

 2014 sonundan itibaren ise %0.25’lik politika faizini arttırmaya başlayacak.

İlk beklenti ile hemfikir olmakla beraber, faiz artışları için piyasaların şu an fiyatladığı 2014 sonu beklentisinin erken bir tahmin olduğu görülüyor:

1) FED açıklamasında sadece işsizlik oranına değil, aynı zamanda ekonomik aktiviteye de bakarak karar vereceğini açıkladı. Yani işsizlik oranı 2014 sonunda FED’in belirttiği %6.5 seviyesinin altına dahi inse ekonomik büyüme FED’in beklentilerinin altında kalırsa faiz artışları başlamayacak. FED’in 2014 büyüme tahmini ise %3.0-%3.5 ban- dında. Son 3 senede dünyadaki olumlu seyre ve güçlü para politikası desteğine karşın ancak %2’ler civarında büyüyebilen ABD’nin önümüzdeki sene %3’ün üzerinde büyümesi çok kolay değil. Bunu doğrular biçimde bugün itibarıyla 120 finansal kuruluşun ABD 2014 büyüme beklentisi ortalamasının %2.7 olduğu görülüyor.

-1.6 -1.2 -0.8 -0.4 0.0 0.4 0.8 1.2 1.6 2.0

0.5 1.5 2.5 3.5

Ocak 10 Ocak 11 Ocak 12 Ocak 13

ABD Almanya İngiltere Japonya (Sağ Eksen)

5 Yıllık Enflasyon Beklentileri

(%, tahvil vs. enf. endeksli tahvil farkı)

5 Yıllık Enflasyon Beklentileri

(%, tahvil vs. enf. endeksli tahvil farkı)

(7)

Makro Ekonomi & Strateji

DenizBank Ekonomi Bülteni

15 Temmuz 2013

2) ABD dışında başta Çin olmak üzere tüm gelişmekte olan ülke ekonomileri yavaşlıyor. Son 10 yılda ortalama %9.2 büyüyen Çin ekonomisinde büyüme bu sene %7’nin altına inecek gibi görünüyor. İşin kötüsü Çin’in bu sefer büyü- meyi 2008 krizinde olduğu gibi çift haneli seviyelere çıkaracak araçları yok. (2008’de %6.8 büyüyen Çin ekonomisi ertesi yıl gevşek parasal ve bütçe politikaları sayesinde %10.7 büyümüştü) Çünkü 2008’de finansal sistemin ülke ekonomisine büyüklüğü %125’ten bugün %200’lerin üzerine çıkmış durumda (Türkiye’de bu oran %97). Çin’de yavaşlayan ekonomi ile beraber sorunlu kredilerin artmaya başlaması bundan sonraki dönemde yüksek büyüme hızlarına kamu bankaları kredilerinin katkısının azalacağını gösteriyor (çünkü halihazırda ekonomisinin 2 katı bü- yüklüğüne ulaşmış bir finansal sistemi aynı hızla büyütmek başka sorunlara yol açacaktır). Avrupa’nın durumu zaten ortada, bölge ekonomisinin önümüzdeki sene küçülmeye devam etmesi bekleniyor. Bu ortamda büyümeyle ilgili ciddi bir sorun varken, ABD’nin tüm dünyada faizleri yükseltecek bir politikayla (kendi büyümesi oldu da % 3’ün üzerine çıksa bile) 2014 sonu gibi erken sayılabilecek bir dönemde başlaması çok olası gözükmüyor.

Yukarıda yazılanlar toparlanırsa, piyasalar açısından ortaya çıkan mesajlar şu şekilde:

1. FED parasal gevşeme programından çıkışı 2014 ortaları gibi sonlandıracak, faiz artışlarına en erken 2015 ortaları gibi başlayacak.

2. Ama cin şişeden çıktı bir kere. Son 5 yılda ultra düşük faiz ortamında ciddi talep gören tahvil piyasaları bundan sonraki 5 yılda geçmişe kıyasla daha negatif bir performans sergileyecek.

3. Buna karşın önce FED’i, ardından diğer merkez bankalarını er ya da geç faiz artırımına iten sürecin büyüme oran- larının 2008 global krizinden önceki seviyelerine çıkacak olması düşünüldüğünde hisse senedi piyasalarının daha iyi performans göstereceği anlaşılıyor. (Bu durum halihazırda defter değerinin altında işlem gören gelişmiş ülke piyasalarında daha fazla hissedilecek)

4. Son 5 yılda gevşek para politikalarından nemalanan finansal varlık gruplarından bir diğeri de emtia piyasalarıydı.

Önümüzdeki dönemde büyüme geri gelene kadarki dönemde emtia piyasaları için çok pozitif bir resim gözükmü- yor.

5. Bu durum ekonomilerinde emtia gelirlerinin payı yüksek olan GOÜ’leri olumsuz etkileyecek. Bir diğer olumsuz et- kilenecek grup da dünyada likidite kaynaklarının azaldığı ortamda dış finansman ihtiyacı daha fazla olan GOÜ’ler olacak.

Türkiye Piyasaları FED’in 19 Haziran’daki açıklamalarına Nasıl Tepki Gösterdi?

Diğer tüm GOÜ piyasaları gibi Türkiye’de de satış dalgasının olduğu görüldü. Fakat bunun benzer GOÜ’lere kıyasla de- recesini görebilmek amacıyla aşağıda her bir finansal varlık sınıfı için Türkiye ile benzer ligde değerlendirilebilecek GOÜ’ler karşılaştırıldı:

1) Tahvil Piyasaları: 18 Haziran’dan bugüne 232 baz puan; 5 yıllık CDS spreadi ise 49 baz puan artarak benzer gelişmekte olan ülkelerden daha olumsuz bir performans gösterildi.

6.81

10.27

6.10

9.13 10.10

6.11

0 2 4 6 8 10 12

Türkiye Brezilya Rusya

18.06.2013 12.07.2013

2 Yıllık Yerel Tahvil Getirisi (%)

164 213 167 173

186 192

0 50 100 150 200 250

Türkiye Brezilya Rusya

18.06.2013 12.07.2013

CDS Spreadleri (5 Yıl)

(8)

Makro Ekonomi & Strateji

DenizBank Ekonomi Bülteni

15 Temmuz 2013

2) Para Piyasaları: TL bu dönemde Ruble ve Real’e çok paralel bir seyir izledi. Bunda kısmen Merkez Bankası’nın 11 Haziran’dan bugüne 6.35 milyar $’lık döviz satışı, kısmen de fonlama faizini yükseltmesi etkili oldu. Bu dönemde Brezilya Merkez Bankası’nın da politika faizini %8.0’dan %8.5’a yükselttiğini belirtmek gerek.

3) Hisse Senedi Piyasaları: Hisse sendi piyasalarında da tahvil piyasalarında olduğu gibi görece olarak daha olumsuz bir perfor- mans ortaya konuldu.

Olumsuz performansın nedenlerine bakıldığında (FED’in açıklamalarının dışında)

1. Türkiye’nin Mayıs ayında gelen rating artışına paralel ciddi primli hale gelmesi,

2. Haziran ayıyla beraber başlayan politik gerginliğin fiyatlara yansı- ması

3. Global likidite’nin azalmasının beklendiği bir ortamda Türkiye gibi dış finansman ihtiyacı daha yüksek GOÜ’lerin (cari açığın ekono- miye oranı %6.5’lu seviyelerde) daha negatif etkileniyor olması.

Bu doğrultuda önümüzdeki dönemlerde FED’in açıklamalarının daha iyi anlaşılmaya başlanmasıyla birlikte piyasalarda panik havasının dağılmaya başlaması ve ardından Türkiye’nin de diğer GOÜ’lerle birlikte son dönemdeki panik satışları- nı yavaş yavaş yerine koyması ve yıl sonunda mevcut seviyelerinin olumlu anlamda üzerinde seviyelere ulaşılması ana senaryo olmaya devam ediyor.

100 100 100

96.4 96.2 97.9

80 90 100 110

Türkiye Brezilya Rusya

18.06.2013 12.07.2013

Para Birimleri (18 Haziran=100, USD'ye Karşı)

100 100 100

95.1 93.5

104.5

80 90 100 110

Türkiye Brezilya Rusya

18.06.2013 12.07.2013

Hisse Senedi Piyasaları (18 Haziran=100)

Referanslar

Benzer Belgeler

Böylece üç aydır yıllık bazda artış gösteren konut satışları, Haziran ayında Temmuz 2016’dan bu yana en sert düşüşünü gösterdi.. 2017’nin ilk yarısında

Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki yıla göre piyasa beklentisi olan %2.1’lük artış beklentisinin üzerinde %6.4

Önümüzdeki dönemde global ekonomik büyümenin ivme kaybetmesine bağlı olarak ihra- cattaki artış eğilimi ılımlı seyretse de, petrol fiyatlarındaki gerilemeye bağlı

Merkez Bankası, fonlamanın temel olarak marjinal fonlama faizi (gecelik borç verme) yerine bir hafta vadeli repo faiz oranından sağlanacağını duyururken, %4.5 olan bir hafta

(2013 yılında aylık bazda tüke- tici fiyatları bir önceki aya göre %1.2 oranında artış göstermişti. Bu yıl mart ayında artış oranı tahmini %1).. Geçen yıl

 2013 yılı Ekim ayı Merkezi Yönetim Bütçe gerçekleşmelerine göre, Ekim ayında bütçe dengesi 3.2 milyar TL açık verirken, yılbaşından bu yana

Son üç toplantısında üst bantta (gecelik borç ver- me faizi) 125 baz puan indirim yapan Merkez Bankası da hem Fed’in faiz artırım beklentilerinin ötelenmesini hem

Ağustos ayında bütçe gelirleri bir önceki yıla göre %5.5 artış göstererek önceki aylardaki yıllık artış oranının oldukça altında kaldı ve 31.9 milyar.. TL