• Sonuç bulunamadı

Sabri Cemil / Muhiddin Yenigün Yayınevi sertifika no: Yayın no: 214

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Sabri Cemil / Muhiddin Yenigün Yayınevi sertifika no: Yayın no: 214"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

Sabri Cemil / Muhiddin Yenigün Yayınevi sertifika no: 14452 Yayın no: 214

Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 81 6 1. Baskı: Eylül, 2015 Copyright © Zafer Yayınları, 2015

Bu eserin tüm yayın hakları, 14452 sertifika numaralı, ZAFER BASIN YAYIN TURİZM VE BİLG.ÜRÜN SAN.TİC.LTD.ŞTİ. ye aittir. Eserde yer alan metin ve resimlerin ZAFER BASIN YAYIN TURİZM VE BİLG.ÜRÜN SAN.TİC.LTD.ŞTİ.’nin önceden yazılı izni olmaksızın, elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılması, yayınlanması ve depolanması yasaktır. Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun (FSEK)in, 21,22, ve 23. maddelerine göre bu eserin işleme,çoğaltma ve yayma hakkı 14452 sertifika numaralı ZAFER BASIN YAYIN TURİZM VE BİLG.ÜRÜN SAN.TİC.LTD.ŞTİ. tarafından, yazılı bir izinle 27414 sertifika numaralı Ares Yayıncılık Kağıt ve Matbaa Rek. Hiz. San.Tic. Ltd. Şti. ne verilmiştir.

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu’nun bir kuruluşudur.

Talatpaşa mah. İmrahor cad. Terasevler Sitesi No:1-A Kağıthane /İstanbul Tel: (0 212) 446 21 00 Faks: (0 212) 446 01 39

www.zafer.com / zafer@zafer.com / twitter.com/zaferyayinlari - facebook.com/zaferyayinlari BASKI VE CİLT: Erkam Yayın Sanayi ve Ticaret A.Ş.

İkitelli Organize San.Böl. Atatürk Bulvarı Haseyad 1.Kısım No:60/3 İstanbul Tel: (0212) 671 07 07 / MATBAA SERTİFİKA NO: 19891

(3)

Sabri Cemil 9 Bakkal Talip Amca 17

Nasılsınız? 25 İletken Teyzeler 33

Kahve Bahane 41 En Akıcı Sıvı 49 Sabr-ı Cemil 57 Bayramlık Ayakkabı 65 Uzayda Hayvanat Var mı? 73

Engel Olma! 81 Kul Hakkı 89

İçindekiler

MUHİDDİN YENİGÜN: 1970 yılının Mart ayında İstanbul’da doğ- du. İlk ve orta öğrenimini mahallesindeki Yedikule İlkokulu ve Yediku- le Lisesi’nde tamamladıktan sonra, üniversite öğrenimi için de evinden fazla uzaklaşmayı tercih etmeyip, evden yürüyerek yarım saatte ulaşa- bildiği İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nin Fizik Bölümünü bitir- di. Bir ara öğretmen olmayı düşünüp yine yürüme mesafesindeki bir dershanede staj yaptı ama kader kendisi için çok farklı bir yol çizmişti.

Stajın ardından kendini Malatya’da askerde buldu. Maalesef askerlik söz konusu olunca eve yürüme mesafesinde bir birlik bulmak o kadar kolay olmuyordu. Yedi ay süren Beydağı manzaralı vatani görevin ar- dından evine döndü.

Askerlikten sonra hayata bıraktığı yerden değil, bilişim sektöründen devam etti. 2003 yılından bu yana da Su Vakfı’nda görev yapmaktadır.

Mesaide olmadığı zamanlarda ise:

2008 yılında www.kazanamazi.org isimli web sitesini hazırladı.

2009’dan itibaren yazma denemeleri yapmaya başladı. Halâ devam ettiği yazılarını www.yenigun.name.tr adresindeki kişisel sitesinde ya- yınlamakta, ayrıca bu yazılarından pek çoğu, çeşitli web siteleri tarafın- dan da yayınlanmaktadır.

2014’ten itibaren yazıları başta Zafer Dergisi olmak üzere çeşitli dergilerde yayınlanmaya başladı.

Elinizdeki “Sabri Cemil” ile birlikte “İnanmazsan Gel de Bak” ve

“Yaşıyor muyuz? Şaşıyor muyuz?” isimli üç kitabı bulunmaktadır.

1998‘den bu yana evli olup, iki kız babasıdır.

(e-posta: muhiddin@yenigun.name.tr)

(4)

Kayıp Bebek Neco 99 Peş Peşe Ataklar 107 Korku Dağları Bekler 119 Hemşerim Memleket Nire? 131

Veda 141

(5)

9

Sabri Cemil

- Cemil topu aldı, kafasını kaldırıp rakiple- rinin dizilişine baktı. Pas verebileceği bir arka- daşını aradı. Bulamayınca hızlıca kaleye yönel- di. Önünde üç tane rakibi var sevgili seyirciler.

- Cemil rakiplerinin üstüne üstüne gidiyor.

Birinci rakibini geçti, ikinciyi de geçti.

- Cemil gole gidiyor… Cemil… Cemil…

Cemil…

- …

- Ceeeeemiiiiiilllll.

(6)

10 11

Sabri Cemil Sabri Cemil

Bu son “Ceeeeemiiiiiilllll” ne yazık ki anne- min maça pencereden verdiği reklam arasıydı.

Peşinden de ürün yerleştirme geldi tabii ki:

- Ya! Anne ya! Golü bekleseydin bari.

- Çabuk! Çabuk! Çabuk! Aysel Teyzenler ge- lecek. Bi koşu bakkala gidip gelmen lâzım.

- Durdurmasan ben koşuyordum zaten anne.

- Bırak zevzekliği. Çabuk. İyi aklında tut bak. Bir paket burgu makarna, kabartma tozu, beş tane de yumurta al, gel.

- Tamam anne! Tamam, gidiyorum.

- Makarna, kabartma tozu, beş yumurta.

- Makarna, kabartma tozu, beş yumurta.

- Makarna, kabartma tozu, beş yumurta.

- Selâmun Aleyküm Talip amca. Annemin siparişi var. Makarna, kabartma tozu, beş yu- murta ve bir gofret istiyorum. (Listede gofret yok muydu, acaba? Vardır, vardır!)

Annemin sanal alışverişten anladığı da buy- du. Hem internetten de daha hızlı. Aynı gün kargo değil, 5 dakikada teslimat. Siparişi de pencereden veriyorsun.

Neyse! Artık tanışalım isterseniz.

Ben Cemil. Sabri Cemil. Bazı büyüklerim çok soru sorduğumu ve bazen dengesiz konuş- tuğumu iddia ederler. Bu yüzden o aynı büyük- lerimden bazılarının bana sık sık “sabr-ı cemil”

dedikleri de olur. Ne demek istediklerini bilmi- yorum ama yakında araştırıp öğreneceğim. O zaman sizinle de paylaşırım.

Araştırıp öğreneceğim dedim ya... İşte, başı- ma ne geliyorsa bu öğrenme arzusundan geliyor.

Ne yapayım, her şeyi merak ediyorum.

Düşünsenize, her gün çevremizde sayısız olay meydana geliyor. Her olay da bazı sebeplerin sonucu olarak ortaya çıkıyor. İşte, ben o sebebi öğrenmeden rahat edemiyorum. Çünkü hangi sebeplerin hangi sonuçları ortaya çıkardığını

(7)

12 13

Sabri Cemil Sabri Cemil

öğrenirsem, sebepler ortaya çıkmaya başlayınca sonucu tahmin edebilir, ona göre tedbir alabilirim.

Meselâ, gündüz olmasına rağmen gökyüzü kapkaraysa, dışarı çıkarken mutlaka elimizde bir şemsiye olmalıdır. Birkaç ay önce güzelce bir ıslandıktan sonra öğrendim bunu.

Yine geçtiğimiz yaz öğrendiğim bir bilgiye göre de uyuyan kedi sevilmez. Bir ayda beş tane iğne yedikten sonra, bu bilgi de iyice öğrendik- lerim arasına girdi. İsterseniz bunu anlatayım.

Annemle pazara gidiyorduk. Ben her zaman olduğu gibi sağı solu kurcalayarak; arabalara, duvarlara elimi sürerek, bir o taraftan bir bu taraftan hoplaya zıplaya yürüyordum. Sonra yolun kenarında gölgeye park etmiş bir moto- sikletin koltuğunda kıvrılmış uyuyan bir kedi gördüm. Kül rengi bir kediydi. Öyle güzel görü- nüyordu ki, dikkatimi çekmişti. Hemen yanına gittim. Zaten mahallenin bütün kedileri beni tanırdı. Zaman zaman kucağıma bile atlar be-

nimle oyun oynarlardı. Gerçi bu bizim mahal- lenin kedilerinden değildi ama olsun, sonuçta kediydi.

Biraz izledikten sonra dayanamayıp sevmek istedim. Annemin “Cemil yapma!” demesine fırsat kalmadan elimi kedinin üzerine attım.

- Sen ne güzel şey...

Ama kedi bana aynı sevecenlikle cevap ver- medi. Uyandığı gibi önce elimi tırmaladı, sonra sırtını kabartıp tıslamaya başladı. Sanki karşım- da kedi değil kaplan duruyordu. Ardından iki- miz de farklı yönlere doğru koşmaya başladık.

Annem elime baktı, kanıyordu. Pazarı mazarı unuttuk doğru sağlık ocağına...

Doktor sordu:

- Kedi tanıdık mıydı?

- Hayır. Bizim mahallenin kedisi değil. Bi- zim mahallenin kedileri yapmaz böyle şeyler.

- Bence bu kadar emin olma Cemil. Kedi- ler uyurken ve beslenirken rahatsız edilmekten

(8)

14 15

Sabri Cemil Sabri Cemil

hoşlanmazlar. Tıpkı biz insanlar gibi. Tek fark biz rahatsızlığımızı kelimelerle ifade edebilirken kedilerin tek ifade aracı tırnaklarıdır.

- Bunu öğrendim zaten. Hala acıyor elim.

- Dur bakalım! Daha da iyi öğreneceksin.

- Nasıl yani?

- Kediyi tanımadığına ve bulup getireme- yeceğine göre, sana bir seri kuduz aşısı uygula- malıyız. Kedinin kuduz virüsü taşıma ihtimali olabilir.

- Bir seri derken?..

- Şu andan başlayarak bir ay içinde beş tane.

- Vay anam! Yandım anam!..

...

Beni kısaca tanıdınız. Birlikte olacağımız süre içerisinde daha iyi tanıyacaksınız kuşkusuz. Ne- ler gördüm, neler öğrendim? Birlikte bakacağız.

Akıllı insan, başkalarının tecrübelerinden ders alabilendir derler. Birlikte olduğumuz süre bo- yunca ben öğrendiklerimi sizinle paylaşacağım.

Siz de isterseniz, benimle birlikte bu tecrübe- leri yaşayabilirsiniz. Aslında yaşamaya başladı- nız bile. Uyuyan bir kedinin, sevmek için bile olsa rahatsız edilmemesi gerektiğini öğrendiniz.

Hem de beş tane iğne yemeden...

Başka neler yaşadım merak ediyor musunuz?

O zaman haydi! Buyurun başlayalım...

(9)

17

Bakkal Talip Amca

Talip Amca mahallemizin bakkalıdır. Fakat ona sadece bakkal derseniz büyük hata yapmış olursunuz. Talip Amca hem kalbiyle hem aklıy- la bir deryadır.

Bir defa çok bilgilidir. Yıllar boyu gazete ve dergi sattığı için, dükkânında daima okunacak güncel bilgileri içeren bir şeyler olurmuş. O da her fırsatta bunları okur, yeni şeyler öğrenirmiş.

Tabii sonunda müthiş bir bilgi birikimine sahip olmuş.

(10)

18 19

Sabri Cemil Sabri Cemil

Ama bununla sınırlı kalmamış Talip Amca.

Rafların küçük bir bölümünü en sık başvurdu- ğu kitaplara ayırmış. Müşterinin az olduğu saat- lerde, onun en yakın dostudur bu raf.

Öncelikle bir Kur’an-ı Kerim’i vardır o rafta.

Bir iki sayfa da olsa her gün mutlaka okumaya gayret eder. Azıcık okuyabilse bile, ihmal etmez hiçbir gün bunu. Der ki: “Allah için yapılan iş- lerde miktardan çok devamlılık önemlidir. Bir anda şevke gelerek çok fazla ibadet edip, ertesi gün o şevk geçince Allah’ı hiç hatırlamamaktan- sa, kendini sıkmayacak kadar ama her gün yap- mak daha kıymetlidir.”

Raftaki ikinci kitabın üzerinde de “İlmi- hal” yazıyor. Ona da sık sık başvurur Talip Amca. Hatta sadece kendisi için de değil. Talip Amca'nın böyle bilgili olduğunu bilen mahal- leliler, dinî konularda soruları olduğu zaman da Talip Amca’nın kapısını çalarlar. Orucu bozan şeylerden, namazın vakitlerine kadar çeşit çeşit

soruların sorulduğuna ben şahit oldum. Talip Amca bu sorulara hep o ilmihal kitabından ce- vap verir.

Bir kitabı daha var Talip Amca’nın. Bundan ara sıra bana da okur. Fakat okumadan önce pa- zarlık yapar:

- Bak Cemil! Bu Peygamberimizin Hayatı- dır. Okuyacaklarımız hikâye gibi yazılmış ola- bilir ama hikâye dinler gibi dinlememek lâzım.

Burada anlatılanların hepsi gerçekte yaşanmış şeyler. Hayal ürünü süper kahraman hikâyeleri gibi değil. Ona göre dinleyip dikkatle ders çı- karmak gerekir.

En güzel özelliği de bu bilgileri kendine sak- lamamasıdır. Bildiklerini ihtiyaç duyan herkesle paylaşır. Yeter ki almak isteyen olsun... Ben de kendisinden o kadar çok şey öğrendim ki, say- makla bitmez.

Şimdi diyeceksiniz ki: “Bu çocuk neden bize mahallenin bakkalını tanıtıyor?”

(11)

20 21

Sabri Cemil Sabri Cemil

Hemen cevap vereyim:

Bilirsiniz, biz çocuklar çok fazla evde durma- yı sevmeyiz. Özellikle yaz geldi mi, akşam ezanı okunana kadar sokakta oluruz. Fakat her zaman sokakta oyun oynanacak ortam olmaz. Bazen arkadaşlardan kimse sokağa çıkmamıştır, bazen oynanan oyun sarmamıştır. Böyle durumlarda benim ikinci adresim hep Talip Bakkal olur.

Oturur sohbet ederiz. Bazen o bana çikolata, gofret falan da verir ama aslında onunla sohbet etmek çikolatadan daha tatlı gelir.

Bazen de Talip Amca çağırır beni. Acil bir işi çıktığında, mahallelinin bir ihtiyacı olursa, dükkân kapalı diye zor durumda kalmamaları için beni dükkânda bırakır. Ben de o gelene ka- dar dükkânda durur, mahallelinin mağdur ol- maması için bir çeşit nöbet tutarım.

Tabii ki Talip Amca ile sohbetlerimiz ve be- nim dükkânda vakit geçirmelerim daha çok yaz tatillerinde oluyor. Okullar açıkken pek vakit

kalmıyor buna. Ama tamamen görüşmüyor da değiliz. Örneğin, annemin arkadaşları toplandı- ğında ev benim için yaşanması zor bir yer hali- ne geldiğinden, soluğu doğruca Talip Amca’nın yanında alırım.

Öyle değil mi ama? Her bir teyzeye ayrı ayrı hangi okula ve kaçıncı sınıfa gittiğini anlat! O gün itibariyle anlık not ve devam durumunu ra- por et! Hele teyzelerden aynı yaşta çocuğu veya torunu olan varsa, eyvah! Başlar karşılaştırmalı analiz. Senin Matematiğin öyle ama bizimkinin de Türkçesi böyle. Siz Sosyal Bilgilerden hangi konuya geldiniz. Fen Bilgisinden size de düğ- meye basınca lambanın yandığı devreden yap- tırdılar mı?

Hayır, sormalarına kızmıyorum…

Yok ya! Birkaç taneden sonra sormalarına da kızıyorum ama asıl kızdığım şey başka. Arkadaş, soruyorlar ama cevabı öğrenmek için sormuyor- lar ki. Sırf, adet yerini bulsun diye…

Referanslar

Benzer Belgeler

– Sıcağı kastediyorsan, o Ramazan olduğu için de- ğil, Temmuz olduğu için böyle Talip Amca.. – Onu kastetmediğimi

Bir olay olduğunda Fil Vakası’ndan şu kadar yıl önce veya Fil Vakası’ndan şu kadar yıl sonra oldu diye anlattılar.. Doğanları veya ölenleri Fil Vakası’ndan şu

Ali ve Ailesi, İki Sultan İki Kurban (Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin), Candan Öte Sevmek, Üç Bilal, Eyüp Sultan, Asr-ı Saadette Ramazan, Asr-ı Saadette Derin Fitne, Sahabenin

Allah Resûlü (a.s.m.) cuma hutbesi için minbere çıkmış, cemaate konuşma yapıyordu. Bu kadarı onların harekete geçmeleri için yetmişti. Bir an önce dedelerine

Ali ve Ailesi, İki Sultan İki Kurban (Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin), Candan Öte Sevmek, Üç Bilal, Eyüp Sultan, Asr-ı Saadette Ramazan, Asr-ı Saadette Derin Fitne, Sahabenin

Kasım’ın doğumuyla Hz. Hatice ve Peygamberimi- zin evi daha da şenlendi. Sanki hayatlarındaki mutluluk tablosunun son parçası da yerini almıştı. Birbirlerine olan sevgileri

Hilal Kara - Abdullah Kara Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen: Nurullah Bilekli.. Kapak Tasarımı: Cemile Kocaer ISBN:

maddelerine göre bu eserin işleme, çoğaltma ve yayma hakkı 14452 sertifika numaralı Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg.. tarafından, yazılı bir izinle 12683 sertifika