• Sonuç bulunamadı

helikopter degil Şebnem Güler Karacan Resimleyen: Ahmet Demirtaş Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 264 Ali Kopter-3 BENDE AKSİYON BİTMEZ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "helikopter degil Şebnem Güler Karacan Resimleyen: Ahmet Demirtaş Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 264 Ali Kopter-3 BENDE AKSİYON BİTMEZ"

Copied!
11
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

helikopter

degil

ALI KOPTER

Şebnem Güler Karacan

Resimleyen: Ahmet Demirtaş

Yayınevi Sertifika No: 14452 Yayın No: 264

Ali Kopter-3

BENDE AKSİYON BİTMEZ Şebnem Güler Karacan

Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen ve Kapak: Nurullah Bilekli ISBN: 978-605-9723-84-8

1. Baskı: Mayıs 2017

Copyright © Zafer Yayınları, 2017

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu’nun bir kuruluşudur.

Talatpaşa Mah. İmrahor Cad. Terasevler Sitesi No: 1-A Kâğıthane/İstanbul Tel: (0212) 446 21 00 / Faks: (0212) 446 01 39

www.zafer.com / zafer@zafer.com

twitter.com/zaferyayinlari / facebook.com/zaferyayinlari Baskı-Cilt: Çınar Matbaacılık Yayıncılık San. Tic. Ltd. Şti.

Yüzyıl Mah. Matbacılar Cad. Ata Han No: 34 Kat: 5 Bağcılar/İstanbul Tel: (0212) 628 96 00 / Matbaa Sertifika No: 12683

Bu eserin tüm yayın hakları, 14452 sertifika numaralı, Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg. Ürün. San.

Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Eserde yer alan metin ve resimlerin Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg. Ürün.

San. Tic. Ltd. Şti.’nin önceden yazılı izni olmaksızın, elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılması, yayınlanması ve depolanması yasaktır. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (FSEK), 21, 22 ve 23. maddelerine göre bu eserin işleme, çoğaltma ve yayma hakkı 14452 sertifika numaralı Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg. Ürün. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından, yazılı bir izinle 12683 sertifika numaralı Çınar Matbaacılık Yayıncılık San. Tic. Ltd. Şti.’ye verilmiştir.

(2)

Bir Günde Yüzme Öğrenen Çocuk 9

121

139

95

111

icindekiler

79 157

Allahım! Turistler Bizden Ne Çekiyor?

Yazın Çok Önemli İşlerim Var!

Tamirci Ali Kopter Usta

Kezban Bana Anne Dedi!

Kendimi Yoğurtlu Çorba Gibi Hissediyorum

Rüyalar Ülkesine Bilet Aldım

Babamın Boğazına Okul Kaçtı!

Gazetede Resmim Çıktı

Dedemi Aslan Yiyecek!

29

43

59

(3)

Ali

Veli

Duygu Baba

Anne

Anneanne

Belkıs Öğretmen

Dede

Tamirci Yüzme

Hocası

Kezban

(4)

Bir Gunde Yuzme

Ogrenen Cocuk

(5)

Okulun son günlerine doğru, YAZ TATILINDE neler yapacağım konusunda fikirler havada uçuşuyor. Ben de onlarla birlikte UÇUYORUM.

Herkese “HELIKOPTER DEĞIL ALI KOPTER”

desem de, helikopter moduna geçtiğim zamanlar az değil.

A LI K O PTER

(6)

12 13

Hadi diyelim ki, dağ başında kaldım, neden ateş ya- kacakmışım? Her zaman:

ÇOCUKLAR KIBRITLE, ÇAKMAKLA OYNA- MAZ, diyen ailem, şu anda neyin peşindeler acaba?

Bir de günün birinde AÇ KALIRSAM, doğada nasıl karnımı doyuracağımı öğrenebilirmişim.

Kafam giderek karışıyor. Ama IZCI FILAN DA OL- MAK ISTEMIYORUM, bu konuda kesinlikle eminim.

Peki bu konuda ben ne mi düşünüyorum? Ne yazık ki, henüz BENIM FIKRIMI SORAN OLMADI. Zaten Şu anda “FIKIR” kelimesine SINIR OLUYORUM.

Benim yerimde olsanız, siz de kesin sinir olurdunuz.

Fikirler havada uçuşuyor dedim ya; neler neler bir bilseniz... Anneme göre, INGILIZCE KURSUNA yazıl- malıyım, hatta bir de ALMANCA ÖĞRENSEM hiç fena olmayacak.

Bu arada babam, sporla ilgili bir etkinlikte yer ala- bileceğimi düşünüyor. Bir yerde IZCI KAMPI varmış galiba. Oraya gidebilirmişim.

İzci olursam, bir DAĞ BAŞINDA KALDIĞIMDA

kendi başıma ateş yakabilirmişim. Neden bir dağ başın- da tek başıma kalacağım, hiç anlamıyorum.

(7)

15

kalkıp yatmak, çapraz yatmak, dedemle camiye gidip

CAMI BAHÇESINDE EZANI BEKLERKEN, dedemin dizinde yatmak gibi şeyler yapmak istiyordum.

Bütün yıl anaokulunda çok yorulmuştum, HIRPA- LANMIŞTIM. Sene sonu gösterilerini becerebilmek için çok ama çok çalışmıştım. Şimdi sadece yatıp uyumak istiyordum. Tatile bile götürseler, ÖĞLEYE KADAR UYUYACAKTIM.

Sanırım, 5 yaşında hayata atılmamı bekliyorlardı. Ya da bir BALTAYA SAP OLURUM diye uğraşıyorlardı. Be- nim bir baltaya sap olacak yaşım 5 değildi, ama annem:

anaokuluna ya da ilkokula başlarken de fikrimi soran ol- mamıştı.

YÜZME KURSUNA yazdırdıkları zamanı da hiç ha- tırlamak istemiyorum, o zaman da bana soran olma- mıştı.

5 yaşında, daha ANAOKULUNUN BUNALIMINI

atlatamamışken, bir de yüzme kursu çıkmıştı başıma.

Annem:

– Şehir yaşamına biz de uyum sağlıyoruz, demişti ve HIÇ SEVMEDIĞIM yüzme meselesiyle karşı karşıya kalmıştım.

Halbuki o yılın yaz tatiliyle ilgili o kadar güzel fikirle- rim vardı ki, HANGI BIRINI ANLATSAM?

Kışın okul olduğunu anlamış ve kabullenmiştim, o iş tamamdı. Ama yazın, YAN GELIP YATMAK, amuda

14

(8)

16 17

Bazı arkadaşlarım FLÜT, bazıları SAZ çalıyordu. Bi- zim sınıftan iki arkadaş PIYANO, iki arkadaşım da KE- MAN kursuna devam ediyorlardı.

Sanki hiç birimiz 5 yaşında değildik de, işte çalışan

KÜÇÜK AĞABEYLER ya da KÜÇÜK ABLALAR gibiy- dik. Nereye yetişmek istiyorduk?

Peki biz NE ZAMAN ÇOCUK OLACAKTIK? Yani 5 yaşındaydık ama çıtayı o kadar yüksek tutmuşlardı ki, o kadar olurdu. Daha fazlası olamazdı.

İşte o sıralarda:

BARI YÜZMEYI ÖĞRENSIN, diyen annem, yüz- me kursuna gitmem konusunda çok baskı yaptı.

Onu küçükken yüzmeye yollamamışlar, büyüdüğün- – Ne yazık ki, şehirde hayat böyle. Bir şekilde yaşıt-

larınla AYNI ŞEYLERI YAPMALISIN. Bak çocukların hepsi 3-5 adım önde atılıyorlar hayata, diyordu.

Belki de haklıydı. Hayata ve yaşıtlarıma yetişebilmem için, daha ÇOOOKKKK ÇALIŞMAM gerekiyordu. Onla- rın 3-5 ve hatta 10 adım önde gidiyor olmaları beni hiç üzmüyordu. Ben arkadan YAVAŞ YAVAŞ GIDEBILIR- DIM. Bence zorlamaya gerek yoktu.

Anaokulundan arkadaşlarım, bırakın beni geçmeyi, neredeyse kendilerini aşmışlardı. Kimi İngilizce öğre- niyor, KIMI BALEYE GIDIYORDU ki, bu mesele hiç bana göre değildi. ERKEK ADAMIN bale ile ne işi olur- du?

(9)

18 19

Kocamaaannn bir havuz, havuzun içinde CIP CIP YÜZEN çocuklar vardı. Neredeyse, BALIKADAM ola- cak durumdaydılar.

Bir an sevindim. MORALIM DÜZELDI. Ben de onlar gibi yüzebilirdim. Eğer yüzmeyi bir an önce öğrenirsem,

KURS BENIM IÇIN BITMIŞ olabilirdi.

Mesele yüzmeyi öğrenmek değil miydi? Öyleydi. O zaman, HER TÜRLÜ ZORLUĞA katlanıp yüzme de- nilen bu şeyi öğrenecek ve hemen evime dönecektim.

KENDIMI KUTLAMALIYDIM, ben ne akıllı bir ço- cuktum böyle. Hatta kendimi kutlamak için, kendi ya- naklarımdan bile öpmeyi deneyebilirdim. CANIM BEN!

de de öğrenememiş ve şimdi ÇOK ZORLUK ÇEKI- YORMUŞ.

5 yaşındayken buna cevap verecek durumda değil- dim. Yani, ANNEME ŞUNU SORABILSEYDIM, her şey yoluna girecekti:

– Anneciğim, canım benim, yüzme öğrenmesem ne olacak acaba? Biz zaten tatillerde DENIZE GITMI- YORUZ KI. Yani gitsek bile, ben kenarda otururum.

Yüzmesem de olur.

Ama küçüktüm, ufacıktım. Bunu söylemeyi akıl ede- medim. O yüzden de, kendimi, KAFAMDA BIR BONE

ve ALTIMDA BIR ŞORT ile yüzme kursunda buldum.

(10)

20 21

Tek düşüncem bir an önce yüzmeyi öğrenmek ve gitmekti. Hem ben YÜZMEYI ÖĞRENECEKTIM, hem annem mutlu olacaktı, hem de evime dönebilecektim.

Ama HAFTANIN BEŞ GÜNÜ yüzme kursu koyma- larını da bir türlü anlayamıyordum. Yani yüzme öğren- mek bu kadar zor bir şey olabilir miydi? Bence değildi.

Ben bu hafta bu işi bitirip REKORLAR KITABINA GEÇECEK ve annemin gözünde bir kahraman olarak evime dönecektim.

Bu yüzden bizi suya atmalarına hiç ses çıkarmadım, çırpına çırpına suyun üstüne çıktım. Yüzme öğretmeni:

– Aferin Aliii, SÜPER BIR ÇOCUKSUN SEN! Suyun üstüne ilk sen çıktın, diye öptü beni.

Kendimle ne kadar övünsem azdı. 5 yaşında bir ço- cuk için FAZLA ZEKIYDIM SANIRIM.

Yüzme kursunda surat asmaktan vazgeçtim ve he- men ÖĞRENMEYI ÇOK ISTEYEN öğrenci modeline geçtim. Bu birkaç dakika içinde olup bitmişti. Hatta beni çeke çeke kursa getiren canım annem bile şaşırdı.

– Bak ben sana söyledim. Hoşuna gidecek, dedi. Han- gi çocuk YÜZMEYI SEVMEZ KI, diye de ilave etti.

Artık dayanacaktım, ne yapayım? Başka yolu yoktu bunun...

Yüzme öğretmeni:

– RAAHHHTTT! HAZROOLLL, diye bağırmaya başladığında biraz korktum ama, pek ses çıkarmadım.

(11)

22 23

İlk gün boyunca onlar suya attı, ben yukarı yüzdüm.

Kendimce bir hırs yapmıştım. BU IŞI ÖĞRENMELIY- DIM, öğrenecektim, başka çarem yoktu.

Benimle aynı anda kursa gelen çocuklardan ağla- yanlar, KAÇANLAR BILE OLMUŞTU. Ama ben dire- necektim ve şu anda burada direnmekten çok ama çok memnundum.

Bayağı yüzüyordum. Hem de ÇOK GÜZEL YÜZÜ- YORDUM. En azından suyun içinden hep çıkıyordum.

Şu andaki tek problemim, havuzda sağa sola git- mekti. Dibe inerken yukarı çıkmayı öğrenmiştim. HER ŞEY TAMAMDI.

Ertesi gün de, sağa sola yüzmeyi öğrenmiştim bile.

Annem şok geçiriyordu. Öğretmenim ise:

Annem de kenardan alkışlamaya başladı. Sonra

TEKRAR SUYA ATTILAR beni... Ama bu kadarı da fazlaydı, 5 yaşındaki bir çocuk bu kadar hırpalanır mıy- dı? NE SAÇMAYDI!

Yine yüzerek suyun üstüne çıkmayı başardım. Böyle suyun içine atılınca, CAN HAVLIYLE yüzme öğrenili- yorsa, babam beni deniz kenarına götürüp birkaç kez suya atsaydı yine öğrenirdim. Niye bu KURSA PARA VERIYORDUK acaba?

Referanslar

Benzer Belgeler

Timur Abilerinin de katılmasıyla ışığı inceleme- ye başlamışlar, fakat yakından bakmak için ışığın geldiği kovuğa kafalarını soktuklarında, kendile- rini Fatih

Bir paket burgu makarna, kabartma tozu, beş tane de yumurta al, gel.. -

Bir olay olduğunda Fil Vakası’ndan şu kadar yıl önce veya Fil Vakası’ndan şu kadar yıl sonra oldu diye anlattılar.. Doğanları veya ölenleri Fil Vakası’ndan şu

Ali ve Ailesi, İki Sultan İki Kurban (Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin), Candan Öte Sevmek, Üç Bilal, Eyüp Sultan, Asr-ı Saadette Ramazan, Asr-ı Saadette Derin Fitne, Sahabenin

Allah Resûlü (a.s.m.) cuma hutbesi için minbere çıkmış, cemaate konuşma yapıyordu. Bu kadarı onların harekete geçmeleri için yetmişti. Bir an önce dedelerine

Ali ve Ailesi, İki Sultan İki Kurban (Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin), Candan Öte Sevmek, Üç Bilal, Eyüp Sultan, Asr-ı Saadette Ramazan, Asr-ı Saadette Derin Fitne, Sahabenin

Kasım’ın doğumuyla Hz. Hatice ve Peygamberimi- zin evi daha da şenlendi. Sanki hayatlarındaki mutluluk tablosunun son parçası da yerini almıştı. Birbirlerine olan sevgileri

Hilal Kara - Abdullah Kara Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen: Nurullah Bilekli.. Kapak Tasarımı: Cemile Kocaer ISBN: