• Sonuç bulunamadı

Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 258. AFACAN DOMBİLİ-4 Gelincik Fiyaskosu John Sazaklis

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Yayınevi Sertifika No: Yayın No: 258. AFACAN DOMBİLİ-4 Gelincik Fiyaskosu John Sazaklis"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yayınevi Sertifika No: 14452 Yayın No: 258

AFACAN DOMBİLİ-4 Gelincik Fiyaskosu John Sazaklis

Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu Çeviren: Mehmet Ali Sevgi Grafik Uygulama: Nurullah Bilekli ISBN: 978-605-9548-59-5 1. Baskı: Nisan 2017

Copyright © Zafer Yayınları, 2017

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu’nun bir kuruluşudur.

Talatpaşa Mah. İmrahor Cad. Terasevler Sitesi No: 1-A Kâğıthane/İstanbul Tel: (0212) 446 21 00 / Faks: (0212) 446 01 39

www.zafer.com / zafer@zafer.com

twitter.com/zaferyayinlari / facebook.com/zaferyayinlari Baskı-Cilt: Erkam Yayın San. ve Tic. A.Ş.

İkitelli O.S.B. Mah. Atatürk Bul. Haseyad 1. Kısım No: 60/3-C Başakşehir/İstanbul Tel: (0212) 671 07 00 / Matbaa Sertifika No: 19891

© “Billy Burger-The Ferret Fiasco” orijinal adıyla Stone Arch Books (2016) tarafından yayın- lanan bu eserin Türkiye’deki tüm yayın hakları Akan Ajans aracılığıyla anlaşmalı olarak 14452 sertifika numaralı Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg. Ürün. San. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Eserde yer alan metin ve resimlerin Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg. Ürün. San. Tic. Ltd. Şti.’nin önceden yazılı izni olmaksızın, elektronik, mekanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğal- tılması, yayınlanması ve depolanması yasaktır. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (FSEK), 21, 22 ve 23. maddelerine göre bu eserin işleme, çoğaltma ve yayma hakkı 14452 sertifika numaralı Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg. Ürün. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından, yazılı bir izinle

19891 sertifika numaralı Erkam Yayın San. ve Tic. A.Ş’ye verilmiştir.

JOHN SAZAKLIS

(2)

İçerİde Neler Var Neler!

1. BÖLÜM

Çılgın Sabah . . . . 9

2. BÖLÜM

Matematİk Sınavı . . . .21

3. BÖLÜM

Öğle Yemeğİ Nİhayet! . . . .27

4. BÖLÜM

Gelİncİk Operasyonu . . . .37

5. BÖLÜM

Yaratığı Yakala! . . . .47

6. BÖLÜM

Hızlı ve Öfkelİ . . . .59

7. BÖLÜM

Felaket Odası . . . .67

8. BÖLÜM

Ceza Gelİyor! . . . .75

9. BÖLÜM

Kar Şaşkınlığı . . . .89

10. BÖLÜM

Kedİ Felaketİ . . . .99

11. BÖLÜM

Kurtarma Operasyonu . . . . . 107

12. BÖLÜM

Dersİmİ Aldım . . . . 115

(3)

6 7

Her zaman ilginç şeyler yapmaya ya da keşfetmeye çalışırım çünkü çok çabuk sıkılırım. Bence bunun sebebi çok hareketli bir hayal dünyamın olması...

Hayal dünyamdan daha hareketli olan şey ne biliyor musunuz? İŞTAHIM! Yemek yemeye bayılırım. Bazen yemekten başka bir şey düşünmem. Ciddi söylüyorum.

Ne varsa tadına bakarım. Hem de iki kere! Onun için biraz kilolu sayılırım. Tombul da diyebilirsiniz. DOMBİLİ demenizde de sakınca yok.

Maceraya genelde yalnız gitmem. Suç âleminde ortağım en iyi arkadaşım TEDDY’dir. Bizim sokakta birkaç ev ileride oturuyor. Onunla birlikte yapabileceğimiz eğlenceli şeyler bulmaya çalışıyorum.

Aklıma bir fikir gelirse, bu genelde DELİ DEHŞET bir fikir oluyor. Ama maalesef aklıma gelen fikirler her zaman planladığım gibi gitmiyor ve işte bu yüzden de başım belaya giriyor.

Ama inanın elimden geleni yapıyorum. Yani daha iyi bir insan olmaya çalışıyorum. Tıpkı BÜYÜKBABAM gibi.

Kendisi kasabamızın kahramanıdır. Burada EFSANE gibi bir şey. Çok güzel işler yapmış ve birçok insana aynı şeyleri yapması için ilham kaynağı olmuş. Yani ben de tıpkı büyükbabam gibi ÖRNEK BİR İNSAN olmak istiyorum.

Merhaba! Ben BİLLY BURGER. Tanıştığımıza memnun oldum!

Eğer bunları okuyorsanız kitaptan anlıyorsunuz demektir. Bakın ben sizin hakkınızda bir şeyler biliyorum. Biraz da kendimden bahsetmemi ister misiniz?

Ben, New York’un küçük bir kasabasında ailemle yaşıyorum. Orta büyüklükteki evimiz, kız kardeşim Ruby dünyaya gelince biraz küçüldü. Ruby aslında sevimli sayılır. Eğer pis pis kokan GÜRÜLTÜCÜ kimseleri seviyorsanız…

Annem ve babam polis merkezinde çalışıyorlar.

Babam dedektif. Annem suçlu psikoloğu. ÇOK HAVALI değil mi? Beraber gizemli olayları çözüp sorun

çıkaranları yakalıyorlar. Şimdi düşününce benimle ilgilenmek de bundan farklı değil.

Yani kendimi tam olarak sorun çıkaran biri olarak görmüyorum. MACERACI desek sanki daha iyi olur.

AFACAN DOMBILI

ÖRNEK BIR INSAN

OLMAK ISTIYOR...

(4)

8 9

Çılgın Sabah

DİİT! DİİİT! DİİİİİT!

Çalar saat kulaklarımın dibinde çalmaya baş- ladı.

OFF

, diye kalkıp yatağın üstüne oturdum.

“Bu alarm cumartesi sabahı neden çalıyor?”

diye merak ettim. Belki de kapatmayı unut- tum.

Beni daha fazla rahatsız etmesin diye düğ-

1

(5)

10 11

– Seni tam beş defa çağırdım!

– Ne için, diye sordum.

– Okula geç kalacaksın, diye cevap verdi.

Bir müddet ona boş boş baktım.

– Cumartesi günleri okulumuz yok ki, dedim.

– Bugün cuma Billy, dedi annem.

HADİ YAA

, dedim.

Kafam çok karışmıştı.

– Beynim bu kadar uyuşmuş olamaz! Bugün cumartesi olması lazım.

– Bütün hayatım boyunca perşembeden son- ra cuma geldi. Bu hafta da öyle olmuştur bence, diye cevap verdi annem.

OFF

, diye homurdandım.

Cuma… Cumartesi kadar iyi değil ama pazar kadar da kötü değil. En azından ertesi gün oku- la gitmek zorunda değilsin.

– Tamam tamam, geliyorum, dedim.

mesine basıp kapattım. Sonra tekrar yatağıma girdim.

Rüyalar âlemine tekrar adım atmaya çalı- şırken kendi kendime düşündüm. Cumartesi haftanın en güzel günü. Okula gitmek zorunda değilsin. Üstelik gece uyumaya gittiğinde, sabah pazar olduğu için kalkıp okula gitmek zorunda da değilsin!

Harika değil mi? Bana sorarsanız bir haftada daha fazla cumartesi ve pazar olmalı.

Gözlerim ağırlaştı ve en sonunda kapandı.

TAK! TAK! TAK!

– Off, diye bağırdım tekrar.

Bu sefer yatağımdan kalkıp kapıyı açtım. An- nem kapıda bana bakıyordu.

UYAN BİLLY,

dedi

– Uyanığım, diye cevap verdim.

Annem bana bakıp:

(6)

12 13

nemle babam zaten orada tanışmışlar. Annem suçlu psikoloğu. Suçluların yaptıkları kötü şey- leri neden yaptıklarını araştırıyor. Onlara daha iyi bir insan olmaları için yardım ediyor.

Evet, yani ikisi de korkunç havalı.

– Bugün çok önemli bir toplantım var, dedi babam kahvaltısını yaparken.

Kahvesinden son bir yudum alıp:

– Öğle yemeğin tezgâhın üstünde Billy. Sa- kın unutma, diye ekledi.

Ben mi öğle yemeğimi unutacakmışım? Daha neler! Günün en önemli ikinci öğünü.

Birden yüksek perdeden tiz bir ses ortalığı ayağa kaldırdı.

INGAAAAA!

Çalar saatimden bile daha gürültülüydü.

– Ah, dedi annem kahvesinden sakince bir yudum daha aldı. Sanırım birisi daha kahvaltı yapmak istiyor.

Annemi mutfağa kadar takip ettim. Babam da oradaydı.

KASIRGA GİBİ

etrafta dönüyordu. Bir taraf- tan kahvaltı masasını kuruyor, bir taraftan da öğle yemeğimizi hazırlıyordu. Süper kahraman gibi bir şey bu babam.

Aslında o gerçek hayatta bir kahraman. Ba- bam polis teşkilatında gizli dedektif olarak çalı- şıyor. Bazen kıyafet değiştirip başka kılıklara gi- riyor. Yani rol yaparak suçluları kandırıp onları yakalıyor. Çoğu zaman gizemli bir olayı çözmek için ipuçları arıyor.

ÇOK HAVALI

değil mi?

Babam tabağıma omletimi koydu.

– Kahvaltın soğuyor Billy, dedi.

– Günaydın tatlım, dedi annem babama.

Kahvaltı hazırlaman çok hoşuma gidiyor!

Annem de polis teşkilatında çalışıyor. An-

(7)

14 15

– Cesur adamsın evlat, dedi babam ve yum- ruklarımızı tokuşturduk. Sonra da başımdan öptü.

BABAAA,

diye inledim.

– Nee? Seviyorum seni işte. Bir gün baba olunca anlarsın.

Annem kız kardeşimle geri geldi. Biberonla onu beslemeye başladı.

Beni görür görmez Ruby’nin ağzından ba- Bu acı siren sesi daha bebek olan kız karde-

şim Ruby’e aitti. Annem gün içerisinde Ruby’e bakabilmek için yarı zamanlı çalışıyor. Geceleri Ruby’e bakmaya babam da yardım ediyor.

– Geliyorum hayatım, dedi annem şarkı söy- ler gibi.

Kız kardeşimin sesi daha da yükseldi. Bana sorarsanız bebekler hiç de sabırlı değiller. Sürek- li bir şeyler istiyorlar.

Bağırışlarını duymamak için ellerimle kulak- larımı kapattım. Ama o zaman da yumurtamı yiyemediğimi fark ettim. O yüzden öne eğilip yumurtayı ağzımla direk tabaktan almaya çalış- tım.

– Yapma öyle Billy, dedi babam. Sen köpek değilsin!

HAV HAV

, dedim ben de.

Başımı okşadı.

(8)

16 17 loncuklar çıkmaya başladı ve gülümsedi. İki dişi

ortaya çıktı. Aslında bağırmadığı zamanlar çok tatlı. Ya da ağlamadığı zamanlar. Ya da altına ya- pıp ortalığı kokutmadığı zamanlar.

OYY,

diye Ruby’i okşadı annem.

Ruby ise bana doğru uzandı ve yüzüme do- kundu. Sonra da kulağımı tutup çekmeye baş- ladı.

AHH!

Ruby kahkaha attı ve ellerini çırptı. Annem ve babam gülümsedi.

Suratımı ekşitip tabağımı aldım ve masanın diğer ucuna geçtim.

– İleride evlendiğimde yalnız yaşayacağım, dedim.

Annemle babam

BANA GÜLDÜLER.

Ama cid- di olduğumu bilmiyorlardı.

Yumurtamı bitirdim, tostumu yedim ve por-

takal suyumu içtim. Sonra tabağımı kaldırıp bulaşık makinesine koydum.

– Teşekkürler evlat, dedi babam. Hadi giyin de otobüsünü kaçırma.

– Otobüsü kaçırsam da olur. Benim için

HAVA HOŞ

, dedim sırıtarak.

– Haydi beyefendi haydi, dedi annem gayet ciddi bakışlarıyla.

– Peki hanımefendi, deyip asker selamı ver- dim.

Sonra da gözlerinden lazer ışınları çıkarıp beni kül etmeden mutfaktan koşarak çıktım.

Tüm annelerin

SÜPER GÜÇLERİ

vardır. Bence siz de dikkatli olun.

Odama gider gitmez önce yatağımı düzelt- tim.

Biliyorum biliyorum. Ne gerek var değil mi?

Nasıl olsa akşam yine bozulacak. Ama annem

(9)

18 19

Babam, annemi ve kardeşimi öperek onlara veda etti. Ruby kulaklarımı koparmasın diye ben sadece uzaktan el salladım.

HAZIR MISIN,

dedi babam ve kapıyı açtı.

Buz gibi bir hava yüzümüze vurdu.

– Hazır veya değil. Yola çıktık bile!

yatağımı sabah kalkınca düzeltirsem daha iyi bir insan olacağımı söylüyor. Bunu onun için yapı- yorum. Ayrıca alıştıktan sonra o kadar da kötü değil.

Kötü olan ne söyleyeyim mi?

KESİRLERE

bir

göz atın. Bugün okulda kesirli sayılardan test olacağız. Dün akşam babamla problem çöze çöze beynimi yaktım.

Sanırım o yüzden sabah kalktığımda bugü- nü cumartesi sandım. Sanırım cuma gününün ortadan kaybolmasını, giderken de matematik testini yanında götürmesini istedim.

Nihayet giyindim, okul çantamı aldım. Ba- bam kapıda beni bekliyordu. Kalın kalın giyin- dik. Çünkü dışarısı buz gibiydi. Henüz kar yağ- madı. Ama ben

KAR FIRTINASI

çıksın diye dua ediyorum. Öyle fena bir fırtına gelsin ki okulu- muz karlar altında kalsın istiyorum.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bir paket burgu makarna, kabartma tozu, beş tane de yumurta al, gel.. -

Bir olay olduğunda Fil Vakası’ndan şu kadar yıl önce veya Fil Vakası’ndan şu kadar yıl sonra oldu diye anlattılar.. Doğanları veya ölenleri Fil Vakası’ndan şu

Ali ve Ailesi, İki Sultan İki Kurban (Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin), Candan Öte Sevmek, Üç Bilal, Eyüp Sultan, Asr-ı Saadette Ramazan, Asr-ı Saadette Derin Fitne, Sahabenin

Allah Resûlü (a.s.m.) cuma hutbesi için minbere çıkmış, cemaate konuşma yapıyordu. Bu kadarı onların harekete geçmeleri için yetmişti. Bir an önce dedelerine

Ali ve Ailesi, İki Sultan İki Kurban (Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin), Candan Öte Sevmek, Üç Bilal, Eyüp Sultan, Asr-ı Saadette Ramazan, Asr-ı Saadette Derin Fitne, Sahabenin

Kasım’ın doğumuyla Hz. Hatice ve Peygamberimi- zin evi daha da şenlendi. Sanki hayatlarındaki mutluluk tablosunun son parçası da yerini almıştı. Birbirlerine olan sevgileri

Hilal Kara - Abdullah Kara Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen: Nurullah Bilekli.. Kapak Tasarımı: Cemile Kocaer ISBN:

maddelerine göre bu eserin işleme, çoğaltma ve yayma hakkı 14452 sertifika numaralı Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg.. tarafından, yazılı bir izinle 12683 sertifika