• Sonuç bulunamadı

neco bebek kayiıp SABRİ CEMİL Muhiddin Yenigün Araştırmacı Soruşturmacı Cevabı Yapıştırmacı Genç Resimleyen: İbrahim Çiftçi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "neco bebek kayiıp SABRİ CEMİL Muhiddin Yenigün Araştırmacı Soruşturmacı Cevabı Yapıştırmacı Genç Resimleyen: İbrahim Çiftçi"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SABRİ CEMİL

Araştırmacı Soruşturmacı Cevabı YapıştırmacıGenç

Muhiddin Yenigün

İbrahim Çiftçi

Resimleyen:

Yayınevi Sertifika No: 14452 Yayın No: 235

Sabri Cemil-4 KAYIP BEBEK NECO Muhiddin Yenigün

Genel Yayın Yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi Editörü: Ömer Faruk Paksu İç Düzen ve Kapak: Cemile Kocaer ISBN: 978-605-9723-79-4

1. Baskı: Ekim 2016

Copyright © Zafer Yayınları, 2016

Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu’nun bir kuruluşudur.

Talatpaşa Mah. İmrahor Cad. Terasevler Sitesi No: 1-A Kâğıthane/İstanbul Tel: (0212) 446 21 00 / Faks: (0212) 446 01 39

www.zafer.com / zafer@zafer.com

twitter.com/zaferyayinlari / facebook.com/zaferyayinlari Baskı-Cilt: Çınar Matbaacılık Yayıncılık San. Tic. Ltd. Şti.

Yüzyıl Mah. Matbacılar Cad. Ata Han No: 34 Kat: 5 Bağcılar/İstanbul Tel: (0212) 628 96 00 / Matbaa Sertifika No: 12683

Bu eserin tüm yayın hakları, 14452 sertifika numaralı, Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg.

Ürün. San. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir. Eserde yer alan metin ve resimlerin Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg. Ürün. San. Tic. Ltd. Şti.’nin önceden yazılı izni olmaksızın, elektronik, me- kanik, fotokopi ya da herhangi bir kayıt sistemi ile çoğaltılması, yayınlanması ve depolan- ması yasaktır. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (FSEK), 21, 22 ve 23. maddelerine göre bu eserin işleme, çoğaltma ve yayma hakkı 14452 sertifika numaralı Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg. Ürün. San. Tic. Ltd. Şti. tarafından, yazılı bir izinle 12683 sertifika numaralı Çınar Matbaacılık Yayıncılık San. Tic. Ltd. Şti.’ye verilmiştir.

4

bebek

kayIıp neco

(2)

4 5

MUHİDDİN YENİGÜN

1970 yılının Mart ayında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini mahal- lesindeki Yedikule İlkokulu ve Yedikule Lisesi’nde tamamladıktan sonra, üniversite öğrenimi için de evinden fazla uzaklaşmayı tercih etmeyip, evden yürüyerek yarım saatte ulaşabildiği İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nin Fizik Bölümünü bitirdi.

Bir ara öğretmen olmayı düşünüp yine yürüme mesafesindeki bir dershane- de staj yaptı ama kader kendisi için çok farklı bir yol çizmişti. Stajın ardından kendini Malatya’da askerde buldu. Maalesef askerlik söz konusu olunca eve yürüme mesafesinde bir birlik bulmak o kadar kolay olmuyordu. Yedi ay süren Beydağı manzaralı vatani görevin ardından evine döndü.

Askerlikten sonra hayata bıraktığı yerden değil, bilişim sektöründen devam etti. 2003 yılından bu yana da Su Vakfı’nda görev yapmaktadır.

Mesaide olmadığı zamanlarda ise:

2009’dan itibaren yazma denemeleri yapmaya başladı. Hâlâ devam ettiği yazılarını www.yenigun.name.tr adresindeki kişisel sitesinde yayınlamakta, ayrıca bu yazılarından pek çoğu, çeşitli web siteleri tarafından da yayınlan- maktadır.

2014’ten itibaren yazıları başta Zafer Dergisi olmak üzere çeşitli dergilerde yayınlanmaya başladı.

Sabri Cemil dizisi dışında İnanmazsan Gel de Bak ve Yaşıyor muyuz?

Şaşıyor muyuz? isimli iki kitabı daha bulunmaktadır.

1998’den bu yana evli olup, iki kız babasıdır.

(e-posta: muhiddin@yenigun.name.tr)

Barajı Geçtim Direğe Takıldım

7

Bay Riyakârla Alışveriş Çilesi

20

Sonradan Gurme Ercan Amca

36

Peş Peşe Golsüz Ataklar

44

Tepetaklak Uçuşlar

56

ICINDEKILER

(3)

6 7

– Ne bu halin Cemil? Suratın mahkeme du- varı gibi, dedi Talip Amca, gazoz kasasının üzerin- de mahzun mahzun oturduğumu görünce…

– Yok bir şey!

– Belli belli! Ne yok? Anlat bakalım!

Aslında benim de anlatmak istediğimi biliyordu ama beni kıvrandırmak için bu soruyu bir saattir sor- muyordu. Tabii racon gereği anlatmadan önce biraz daha nazlanmam lazımdı.

– Yok be Talip Amca! Önemli bir şey değil, dedi

BARAJI DIREGE

GECTIM TAKILDIM

Uzaylı Maganda Selfiesi

70

Hemşerim Memleket Nire?

79

Kayıp Bebek Neco

88

İçimizi Kim Güdüyor?

96

(4)

8 9

bekliyordu, belli. Ben ise söylenmelere doyamıyor- dum.

En sonunda sordu:

– Seni bu kadar kızdıracak ne yaptı şu Mert?

– Hiç sorma! Sürekli beni rahatsız edip duruyor.

Maç ediyoruz pas vermiyor, ödev yapmaz bana sorar, derste vır vır konuşur...

– Bunlar değildir mesele. Zaman zaman sen de ay- nılarını yapmışsındır. Arkadaşlar arasında normal şey- ler bunlar. Seni asıl kızdıran şey ne ondan haber ver?

– Bunun gibi bir sürü şeyler işte!

– Yok yok! Bardağı taşıran damlayı so- ruyorum ben.

– Ya! Geçen gün onunla acilen eczaneye gitmemiz gerekiyordu. Mahalledeki eczanede alacağımız şeyi bulamayınca başka eczaneye yöneldik. En yakın diğer eczaneye ulaşmak için de bildiğin gibi semt pazarının içinden geçmemiz gerekiyor. Acelemiz de var... Biz bununla, milletin arasından slalom yaparak koşuyo- dilim. İçim ise “Lan ne nazlanıyorsun? Adam şimdi

‘E iyi madem!’ dese, ne halt edeceksin?” telaşındaydı.

Neyse ki öyle olmadı.

– Bir sıkıntın var senin. Anlarım ben.

– Mert’le bozuştuk. Bir daha arkadaşlık yapmam onunla. Takımdaki arkadaşlara da söyleye- ceğim, “O varsa, ben yokum!” diyeceğim. Ne bu ya! Yıllardır bu çocuğa katlanmak zorunda mıyım ben? Tamam, bitti! Artık arkadaş markadaş değiliz onunla... Şeytan görsün yüzünü!

Talip Amca, sibobu açıp havanın iyice boşalmasını bekleyen lastikçi gibi içimdekilerin hepsini dökmemi

(5)

10 11

ruz pazarda. Bir ara önümüze yan yana dizilmiş üç tane teyze çıktı. Resmen yola baraj kurmuşlar, geçmeye yer bırakmamışlardı. Yolun biraz genişleme- siyle Mert sağdan ben soldan depara kalktık. O fırla- dı gitti.

– Sen?

– Hiç sorma! Pazarcıların, tentelerini tutsun diye yolun ortasına diktikleri direkler yok mu? Teyzeleri geçmemle o direklerden birine yapışmam bir oldu.

Bir kaç saniye samanyolunda gezinti yaptım resmen.

– Geçmiş olsun! Hiç anlatmadın bana bunu.

– Ne anlatacağım ya! Zaten rezil oldum el âleme.

– Ama bir yerine bir şey olmamış belli ki… Şu anda gayet iyisin.

– Kolum bacağım biraz acıdı tabii. En çok da gu- rurum.

– Gururun mu? Onu nasıl sakatladın?

– Ben sakatlamadım. Mert yaptı. Direğe çarptı- ğımı görünce dönüp gülerek, “Lan Cemil! Barajı

(6)

12 13

– Olur mu öyle şey Talip Amca? Biz her gün maçta ondan çok daha şiddetli darbeler yiyoruz.

Faulü alana kadar iki yuvarlanıp “ah vah” diye ba- ğırıyoruz, faulü alınca da kalkıp maça devam edi- yoruz. O kadar şeyle kızmayacağımı bilir. Başka bir şey olduğunu tahmin etmeliydi.

– Valla ne diyeyim Cemil? Anlattıklarında haklı olduğun yerler de var haksız olduğun yerler de...

Öfken tamamen geçtiğinde üzerinde konuşuruz istersen.

– Konuşalım şimdi, niye bekliyoruz ki?

– Öfkeli insan sağlıklı düşünemez çün- kü... Sen bir sakinleş hele!

– Tamam tamam, sakinim ben. Öfkeden çok üzüntü var zaten artık.

– İyi o zaman. Sen bilirsin.

– Haklı olduğum yerlerden başlayalım ama.

– Zaten öyle yapacağız. Öyle yapacağız, çünkü o kısımlar çabucak bitecek.

– Haaah! Güvendiğim dağlar- da şiddetli kar yağışı da başladı.

geçtin ama direğe takıldın” dedi.

– Hah hah ha! Güzel espri yapmış. Hakkını yeme çocuğun.

– İlk başta bana da komik gelmişti ama çevredeki koca koca amcalar, teyzeler de bana bakıp gülünce çok moralim bozul- du. Hep o Mert’in yüzünden. Öyle söylemesey- di kimse gülmeyecekti. Ya o büyüklere ne demeli?

Yaşları büyümüş ama akılları büyümemiş. Düşen insana öyle gülünür mü?

– Mert ne yaptı sonra?

– Gerçekten canımın acıdığını görünce hemen yanıma geldi. Kalkmama yardım etmek falan is- tedi ama ben tersledim. Ama ne yapayım çok kız- mıştım.

– Sonra?

– Ben ters davranınca ne olduğunu şaşırdı tabi.

Suçunu bilmiyormuş gibi ikide birde “Ne oldu Cemil? Niye kızdın bu kadar?” diye sorup durdu.

– Ya gerçekten anlamadıysa?

(7)

14 15

– Peki, Mert aynı espriyi büyüklerin olmadığı bir yerde yapsaydı yine kızar mıydın?

– Ne bileyim, kızardım herhalde! Aman canım boş ver, daha arkadaşlık etmem onunla. Zaten hiç or- tak noktamız da yok.

– Ortak noktanız yok mu? Birazdan bakarız ba- kalım ortak noktanız var mı yok mu? Ama önce şu kızma meselesini bir daha düşün. Maçlarda falan, aranızda bu tip sözleri gayet hoş karşıladığınıza emi- nim. Hatta bundan daha komiklerini senin Mert’e söylemiş olman da kuvvetle muhtemel.

– Yani! Kendi aramızda olunca başka olu- yor tabii!

– Peki, şimdi şu sahneyi gözünün önüne getir. Pazardaki olayda sen yoluna devam etmişsin ama Mert direğe çarpmış ve senin aklına bu espri gel- miş. Ne yapardın? Koca koca adamlar, kadınlar gü- lüp Mert’i rencide ederler diye düşünüp söylemekten vazgeçer miydin? Yoksa aklına geldiği anda ağzın- dan çıkar mıydı?

– Eeee gerçekler acıtır delikanlı.

– Peki, söyle bakalım haksız mıyım ben şimdi?

– Valla nasıl söyleyeyim… Ortada bir kabahat var.

– Hah! Bunu duymak istiyordum işte.

– Ama Mert’te değil.

– Kimde o zaman ben de mi? “Kabahat sen- de” de de…

– Ne yaparsın dersem? Bana da mı küsersin?

– Haaa! Küsmem tabi canım!

– Öncelikle net olan bir şey var ki, kabahatin bü- yüğü o gülen büyüklerde. Gerçi espri güzel olunca, birdenbire de gelince gayriihtiyari gülmüşlerdir. Sen- den dinlediğim halde ben bile güldüm hatırlarsan.

Ama o yaştaki insanların senin yaşında bir gence öyle yapmamaları gerektiğini düşünmeleri gerekirdi. So- nuçta onlar da senin yaşında oldular. Bu yüzden bu yaşlarda çevreden gelen tepkilerin ne kadar önemsen- diğini bilmeliydiler.

– Ama çıbanın başı Mert! O güldürdü hep- sini. Konuşmasa gülmeyeceklerdi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Kamu SM tarafından dağıtılan nitelikli elektronik sertifikalar X.509 V.3 formatında tanımlanan sertifikanın seri numarası, geçerlilik tarihi, ilgili imza doğrulama

Kamu SM tarafından dağıtılan nitelikli elektronik sertifikalar X.509 V.3 formatında tanımlanan sertifikanın seri numarası, geçerlilik tarihi, ilgili imza doğrulama

Öğrenciler 12 hafta sürecek öğretim döneminde; Ders, Çalışma, Video, Kitap, Çalışma Kitabı, Eşzamanlı Danışmanlık, Eşzamansız Danışmanlık, Ödev, Deneme

maddelerine göre bu eserin işleme, çoğaltma ve yayma hakkı 14452 sertifika numaralı Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg.. tarafından, yazılı bir izinle 12683 sertifika numaralı

maddelerine göre bu eserin işleme, çoğaltma ve yayma hakkı 14452 sertifika numaralı Zafer Basın Yayın Turizm ve Bilg.. tarafından, yazılı bir izinle 12683 sertifika numaralı

Timur Abilerinin de katılmasıyla ışığı inceleme- ye başlamışlar, fakat yakından bakmak için ışığın geldiği kovuğa kafalarını soktuklarında, kendile- rini Fatih

Bir paket burgu makarna, kabartma tozu, beş tane de yumurta al, gel.. -

– Sıcağı kastediyorsan, o Ramazan olduğu için de- ğil, Temmuz olduğu için böyle Talip Amca.. – Onu kastetmediğimi