• Sonuç bulunamadı

Ekonomi Bülteni. 29 Temmuz 2013, Sayı: 29. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Ekonomi Bülteni. 29 Temmuz 2013, Sayı: 29. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ekonomi Bülteni

29 Temmuz 2013, Sayı: 29

Yurt Dışı Gelişmeler

Yurt İçi Gelişmeler

Finansal Göstergeler

Makro Ekonomi ve Strateji

FED Neden ABD Ekonomisi İçin Bu Kadar Pozitif Düşünüyor?

Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel

Ercan Ergüzel Ali Can Duran

(2)

Yurt Dışı Gelişmeler DenizBank Ekonomi Bülteni

29 Temmuz 2013

 ABD’nin konut sektörü direncini koruyor. Mayıs sonlarına doğru FED’in varlık alımlarını yavaşlatacağı beklentisi ile yükselmeye başlayan faiz oranları FED Başkanı Ben Bernanke’nin 19 Haziran’daki konuşması sonrasında daha da ivmelenmişti. Faizlerdeki artışa paralel ABD’de Haziran ayı ikinci el konut satışları 5.26 milyon adet olan beklentinin altında 5.08 milyon adet olarak açıklansa da 3 yıl önce gördüğü dip seviyesinin halen %47 üzerinde. Beklentilerin altında kalan 2.el konut satışlarının aksine, yeni konut satışları 484 bin adet olan beklentilerin üzerinde 497 bin adet açıklandı. Yeni konut satış rakamları da Mayıs 2008’den bu yana en yüksek değerine ve Şubat 2011 de gördüğü dip seviyesinin %84 üzerine işaret ediyor. Satılık yeni konutların satılan yeni konutlara oranının da 3.9’a gerilemesi satışların aynı hızda devam etmesi halinde stokların 4 aya yakın bir sürede tükeneceği anlamına geliyor, ve bu oran kriz döneminde 12 ayın üzerine kadar yükselmişti. Konut sektörünün bütçe kesintilerine ve artan mortgage faizlerine karşın hızını çok fazla kaybetmemesi sektörün ekonomiye katkısının devam edeceği görülüyor.

 Çin Hükümeti üzerinde teşvik baskıları artıyor. Özel bir banka tarafından Çin’de açıklanan üretim sektörü Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinin Temmuz ayı öncü rakamları açıklandı. Üretim PMI verisi piyasa beklentisi Haziran ayındaki değeri olan 48.2 ile aynı seviyede kalması yönündeyken 47.7 olarak açıklandı ve son 11 ayın en düşük seviyesine gerilemiş oldu. Arka arkaya son 3 aydır gerileyerek 50’nin altında kalan Üretim PMI endeksi dünyanın en büyük 2.ekonomisinin hız kaybetmeye devam ettiğinin göstergesi oldu. Açıklanan veriler ekonomiyi desteklemek için büyük teşvik paketleri açıklamadan ekonominin dengelenmesini isteyen hükümet üzerinde baskı oluşturmaya devam ediyor. Açıklanan verilerin ardından hükümet 2008’deki büyük teşvik paketlerinin aksine çok küçük sayılabilecek bir dizi teşvik paketi açıkladı. Buna göre aylık cirosu 3250 $’ın altında olan firmalardan geçici olarak KDV alınmayacak, ihracatçı firmaların gümrük işlemlerindeki onay süreci gibi bazı prosedürler gevşetilecek ve demiryolu yatırımları için daha fazla finansman kanalı oluşturulacak. Açıklanan paketler hükümetin yavaşlayan ekonomik büyümeden endişe etmeye başladığını gösteriyor.

 Euro Bölgesi yeniden büyümeye başlayabilir. Euro Bölgesi Üretim PMI verisi son 2 yıldır ilk kez 50’nin üzerine yükselerek büyümeye işaret etti. Bir süredir kademeli olarak yükselen ve daralmanın hız kestiğine işaret eden Üretim PMI endeksi Temmuz ayı öncü verisi 49.1 olan beklentilerin üzerinde 50.1 olarak açıklandı. Euro Bölgesi’nin lokomotifi olarak görülen Almanya’da da 49.2 olan beklentilerin üzerinde 50.3 olarak açıklandı. Bölge’nin 2.en büyük ekonomisi olan Fransa’da ise henüz 50’nin üzerine yükselemese de 48.8 olan beklentilerin üzerinde 49.8 olarak açıklandı. Aynı zamanda Euro Bölgesi tüketici güveninin yükseliyor olması ve daha sıkı kemer sıkma önlemlerine yönelik baskıların bir miktar azalması Euro Bölgesi’nin yeniden yavaşta olsa büyümeye başlayabileceğinin sinyallerini veriyor. Euro Bölgesi’nin en sorunlu ülkelerinin de en kötüyü geride bırakmış olabileceği tahmin ediliyor. Buna paralel İspanya Merkez Bankası 2.çeyrekte ilk çeyrekteki %0.5’lik daralmadan (bir önceki çeyreğe göre) daha düşük %0.1’lik bir daralma yaşanacağını tahmin ediyor.

 Japonya Hükümeti ekonomik görünümü bir kez daha yükseltti. Geçtiğimiz haftalarda Japonya Merkez Bankası (BOJ) para politikası toplantısında ekonomi hakkında değerlendirmesini yükseltmiş ve ekonominin ılımlı bir şekilde toparlanmaya başladığı belirtmişti. Böylece BOJ Ocak 2011’den bu yana ilk defa “toparlanma” kelimesini kullanmıştı.

Dün yayınlanan aylık ekonomi raporunda Haziran ayındaki gibi ekonominin adım adım toparlanmaya başladığı belirtilirken ek olarak bazı alanlarda sürdürülebilir bir toparlanmanın sinyallerinin görüldüğü belirtildi. Ayrıca raporda deflasyonist baskıların giderek azalmaya başladığına değinilmesi BOJ’un agresif politikalarının neticesinin görülmeye başlandığına işaret ediyor.

 ABD’de istihdam piyasasında önemli değişimler yok. ABD’de haftalık işsizlik maaşı başvuruları geçtiğimiz hafta 340 bin adet olan beklentilerin bir miktar üzerinde 343 bin adet olarak açıkladı. Önceki haftanın verisinin de sınırlı bir oranda 2 bina adetlik yukarı revize edilmesinin ardından trendi daha net ortaya koyan 4 haftalık ortalama biraz daha sınırlı bir oranda 345.25 bin adete geriledi. Her yıl bu dönemlerde otomobil fabrikalarının yaz dönemi için kapanması nedeniyle haftalık işsizlik maaşı başvurularının volatil bir seyir izlediği, ve her sene aynı tarihlerde kapanmadıkları içinde mevsimsellikten arındırmanın da zor olduğu biliniyor. Genel olarak aşağı yönlü bir trend izleyen haftalık işsizlik maaşı başvurularının 400 bin adet olan sınırın altında kalması olumlu olarak karşılanıyor. Geçtiğimiz yıl boyunca ortalama başvuru sayısı 374 bin adet iken bu yıl açıklanan veriler haftalık ortalama 350 bin adet işsizlik maaşı başvurusuna işaret etmesine karşın gerileme hızında önemli bir değişim olmadığı görülüyor. Bir hafta geriden gelen haftalık işsizlik maaşı almaya devam eden kişi sayısı 3 milyon adetin altına gerileyerek kriz öncesi seviyelerine bir miktar daha yaklaştı.

(3)

Yurt İçi Gelişmeler DenizBank Ekonomi Bülteni

29 Temmuz 2013

TCMB Faiz Kararı, Haziran 2013

15 Temmuz’da yayınlanan Erdem Başçı’nın yazılı açıklamasında, TCMB son dönemdeki gelişmelere karşı olarak fiyat istikrarını ve finansal istikrarı korumak için faiz koridorunda genişletici yönde bir adım atılabileceğini belirtilmişti. Bu açıklamanın ardından yapılan Merkez Bankası (MB) PPK toplantısında koridorun üst bandının (Gecelik borç verme faiz oranını) 75 baz puan arttırılarak % 7.25’e yükseltilmesine karar verildi.

MB Politika Faizinde (Haftalık Repo Faizi) ve koridorun alt bandında (Gecelik borç alma faiz oranı) ise bir değişikliğe gitmedi. Böylece politika faiz oranı %4.5’da sabit kalırken, koridor %3.5-%7.25 aralığa taşınmış oldu. Geç likidite faiz oranlarında ise borçlanma faizini %0’da tutarken borç verme faiz oranını da 75 baz puan arttırarak %10.25’e yükseltti.

Merkez bankası koridorun üst bandını yukarıya çekerek

gerektiğinde fonlama maliyetini daha fazla yükseltip piyasadaki likiditeyi ayarlayabilmesi için kendine esneklik kazandırmış oldu. Ayrıca repo ihalesi açmayarakn ek sıkılaştırmaya gittiği günlerde koridorun üst bandından 50 baz puan altında borçlanabilen piyasa yapıcı bankaların da yeni bant olan %7.25’den borçlanacağını açıkladı. Böylece istisnai günler için aslında koridorun üst bandını 125 baz puan yükseltmiş oldu.

MB bir hafta vadeli repo miktar ihalesi ve bir ay vadeli repo ihalesi miktarlarının üst sınırlarını kaldırdığını belirterek ek sıkılaştırma yapmadığı günlerde piyasanın likidite ihtiyacını karşılayacağının sinyalini verdi.

Karar metni incelendiğinde; bir önceki kararda olduğu gibi iç ve dış talepteki gelişmelerin öngörüldüğü doğrultuda seyrettiği, yurt içi nihai talebin sağlıklı bir toparlanma içinde olduğu belirtildi. Bir önceki karar metninden farklı olarak ise ihracatta ılımlı bir toparlanmanın gözlemlediği belirtildi (bir önceki karar metninde zayıfladığı belirtilmişti.) Ayrıca altın ticareti hariç tutulduğunda cari işlemler açığının yatay bir seyir izlediğine değinildi. Karar metninde birden fazla unsur nedeniyle enflasyon beklentilerinin olumsuz etkilendiği, işlenmemiş gıda, petrol fiyatları ve döviz kurundaki oynaklığın kısa vadede enflasyonu olumsuz etkilemeye devam edeceği fakat bu gelişmelerin büyük oranda geçici olacağının öngörüldüğü belirtildi. MB’nin karar metnini enflasyon görünümüne vurgu yapılmış olması önümüzdeki dönemde enflasyon gelişmelerine paralel politika araçlarında ek ayarlamaların gelebileceğinin sinyalini verdi.

İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı, Temmuz 2013

İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı (KKO) Temmuz ayında %75.3’den %75.5’e yükseldi. Haziran ayında olduğu gibi bir önceki yılın aynı ayına göre 0.7 puanlık artışa işaret eden Temmuz ayı kapasite kullanım oranı 2008’den bu yana en iyi Temmuz ayı olarak öne çıkıyor. Mevsimsel etkilerden arındırılmış endekslere bakıldığında ise Haziran ayına göre bir değişim göstermeyerek %74.9’da kalan kapasite kullanım oranı bir önceki ay ile birlikte %74.2 olan 2012 yılı ortalamasının sadece 0.7 puan üzerinde bulunuyor. Yıl başından bu yana sınırlı artış gösteren kapasite kullanım oranı 3. Çeyrek başında da imalat sanayii tarafında ekonomik aktivitenin çok fazla ivme kazanmadığına işaret etti.

Kapasite kullanım oranı mal gruplarına göre incelendiğinde Haziran ayında bir önceki aya göre sert gerileyen (-2.5 puan) Dayanıklı Tüketim Malları KKO’sunun Temmuz ayında ise bir önceki aya göre 0.8 puan artarak en fazla artış gösteren mal grubu KKO’su oldu.

74.9%

60%

65%

70%

75%

80%

85%

2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013

Kapasite Kullanım Oranı

(Mevsimsellikten Arındırılmış) 0

2 4 6 8 10 12 14

Ocak 11 Ocak 12 Ocak 13

Gecelik Borç Alma ve Borç Verme Faiz Koridoru MB Haftalık Repo Faizi

Gösterge Tahvil Faiz Oranı

MB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Faizi

Politika Faiz Oranları (%)

(4)

Finansal Göstergeler DenizBank Ekonomi Bülteni

29 Temmuz 2013

Haft a k v e A ylı k G e tiri

Son 2 haftadır risk iştahında görülen hızlı artış yerini daha temkinli bir ortama bıraktı

P a ra P iy a s a la H. S e nedi P iy a s a la

USD Libor’da ana trend aşağı yönlü kalmaya devam ediyor

Türkiye’nin de dahil olduğu bazı GOÜ hisse senedi endeksleri son 2 haftadır geriliyor

Not: Tüm veriler raporun çıktığı Cuma günü saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir.

%0.68

%0.26

%0.19 0.1

0.2 0.3 0.4 0.5 0.6 0.7 0.8 0.9

Ocak 13 Mart 13 Mayıs 13 Temmuz 13

12 Aylık USD Libor 3 Aylık USD Libor 1 Aylık USD Libor

USD Libor 1 ay, 3 ay ve 12 ay (%)

70 80 90 100 110 120 130 140

2011 2012 2013

Hisse Senedi Endeksleri (Ocak 2011=100)

MSCI Türkiye Endeksi

MSCI GOÜ Endeksi

0.1 1.3 -2.9

1.1 -0.7

2.6 -1.5

-3 -2 -1 0 1 2 3

ABD-S&P MSCI EM MSCI TR EURO/$

TL-Basket Altın Emtia End.

5 Günlük Değ (%, $ Bazında)

5.4 6.7 -0.1

2.1 -0.4

8.4 5.3

-1 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9

ABD-S&P MSCI EM MSCI TR EURO/$

TL-Basket Altın Emtia End.

1 Aylık Değ (%, $ Bazında)

%0.26

%0.16

%0.15 0.10

0.15 0.20 0.25 0.30 0.35

Ocak 13 Mart 13 Mayıs 13 Temmuz 13

USD JPY EUR

3 Aylık Libor Faizi (%)

0.3 0.0

0.1 0.01.4 -0.5 1.6 -0.4 -3.2

1.3 1.3

3.0 0.1

3.2 -1.2 2.0

-3.5 0.9

-1.7-1.4 2.1

0.0

6.6 5.4 4.35.8

7.0 7.0 4.5

10.1 6.7 5.0 4.0 3.5 5.9

6.4 0.3 -0.8

3.0 6.8

1.6 7.1

-4 -2 0 2 4 6 8 10

MSCI Global G-7 OrtalamaABD-S&P ABD-DJ Indus EU-DJ Stoxx 50Jp-Nikkei225UK-FTSE 100Fr-Cac40Ger-Dax MSCI EmergingTR- BIST100Meks-BolsaÇin-ShangaiBr-BovespaRus-MicexCz-PragueMac-BuxPol-WIG Hindistan-SensexEndonezya-JCIKore-Kospi

1 Aylık Değ (%) 5 Günlük Değ (%)

(5)

Finansal Göstergeler DenizBank Ekonomi Bülteni

29 Temmuz 2013

Tahv il P iy a s a la

Gösterge tahvil getirisi hacmin az olduğu haftada %9’lu seviyelerin üzerini gördü.

viz P iy a s a la E mtia P iy a s a la

Risk iştahının artmasına paralel USD değer kaybediyor.

Ortadoğudaki gerginliğin yukarı taşıdığı petrol fiyatları, talep yönlü endişelerle bir miktar geriledi

Not: Tüm veriler raporun çıktığı Cuma günü saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir.

0 2 4 6 8 10 12 14

Ocak 11 Ocak 12 Ocak 13

Gecelik Borç Alma ve Borç Verme Faiz Koridoru MB Haftalık Repo Faizi

Gösterge Tahvil Faiz Oranı

MB Ağırlıklı Ortalama Fonlama Faizi

Politika Faiz Oranları (%)

-1.5 -1.8

3.5 1.3 -3.4

5.3 8.2 4.0 2.2 -6.6

-7 -5 -3 -1 1 3 5 7 9

Top. Endeks Enerji Değ. Maden Tem. Maden Tarım

Emtia Endekslerinde Değişim (%)

1 Aylık Değ (%) 5 Günlük Değ (%)

0 100 200 300 400

Ocak 11 Ocak 12 Ocak 13

TR, BBB- Poland, A- Rus, BBB Bra, BBB

GOÜ CDS'leri ve Ratingler (5 Yıl; Fitch, LT FX)

10 15 20 25 30 35 40 45 50

2010 2011 2012 2013

Endişe (VIX) Endeksi

95

100

105

110

115

Ocak 12 Mayıs 12 Eylül 12 Ocak 13 Mayıs 13

TL

GOÜ Ortalaması

DeğerleniyorDeğer Kaybediyor

GOÜ Para Birimleri ($'a Karşı Ocak-12=100)

1.1 0.9

2.0 -0.1

0.9 1.6 0.9

1.3 1.2 -0.5 -0.7

2.1 0.6 -0.9

0.8

3.9 4.0 2.0

4.9 2.1

4.5 -1.3

-2 -1 0 1 2 3 4 5

EURO GBP JPY TRY KRW ZAR HUF PLN CZK MXN BRL

1 Aylık Değ (%) 5 Günlük Değ (%) USD'ye Karşı Değişim (%, Pozitif Değerler= $'a karşı değerleniyor)

(6)

Makro Ekonomi & Strateji

DenizBank Ekonomi Bülteni

29 Temmuz 2013

FED Neden ABD Ekonomisi için Bu Kadar Pozitif Düşünüyor?

FED’in 19 Haziran’da yaptığı açıklama ardından ABD ekonomisinin nasıl seyrettiğine ilişkin veriler birkaç kat daha fazla önem kazandı.

Çünkü global ekonomi ve piyasaların mevcut seyrinde en belirgin rolü oynayan FED’in gevşek para politikasından çıkış planı ekonomik verilere bağlanmış durumda. ABD ekonomisi 2012’de % 2.2 büyüyebildi. 2013’te ise beklenti bu seviyenin bile altında kalarak

%1.9 büyümesi yönünde. Sadece ABD’de değil tüm dünyada bu yıl belirgin bir yavaşlama var ve gelecek yıllara ilişkin beklentiler de çok parlak değil. Buna karşın Bernanke 19 Haziran’da yaptığı açıklamalarla ABD ekonomisinde güçlü bir toparlanma görüldüğünü ve 2014’te %3.0-%3.5 arası bir büyüme beklediklerini açıkladı.

FED’in orta vadeli büyüme trendlerine bakıldığında %3’ün üzeri büyüme oranları çok alışılmış seviyeler değil (2000 yılı sonrasında

%3’ün üzerinde büyümenin olduğu sadece 2 yıl var). Dünya’da ekonomik anlamda toptan bir yavaşlama söz konusu iken FED’i büyüme anlamında bu kadar pozitif bir resim çizmeye iten faktörler nelerdi?

1- Konut Piyasası: ABD’de 2008’de başlayan krizin temel nedeni konut balonunun patlamış olmasıydı. 11 milyondan fazla evin değeri mortgage borcunun altına geriledi. 5 milyon ev haczedildi. 2007’den önce 2-3 milyar $ düzeylerinde seyreden sorunlu gayrimenkul kredi bakiyesi 2010 yılında 80 milyar

$’a kadar ulaştı. Bu anlamda konut piyasasındaki güçlü bir toparlanma ABD ekonomisinin normal seyrine dönmesi açısından oldukça belirleyici konumda.

FED’in temelde QE programları ile uzun vadeli faizleri düşürerek konut piyasasında talep yaratmaya çalışması da bu amaca hizmet ediyordu. 2008’deki krizden önce %6’lı seviyelerin üzerinde olan 30 yıllık mortgage faizi uygulanan para politikalarından alınan destekle 2012 sonunda %3.4’e kadar geriledi. Faizlerdeki düşüşle yeni ev satışları 250-300 binli rakamlardan yükselerek 500 binli seviyelere kadar ulaştı. Mevcut satılık ev stoğu bu hızla giderse 4-5 ay içinde tükenmiş olacak ki bu düzeyler krizden önceki seviyeleri işaret ediyor (yandaki grafik)

Talep koşullarındaki bu artışa paralel ev fiyatları da artmaya başladı.

Henüz 2008 kriz öncesi seviyelerin oldukça altında ama kriz sonrasındaki en yüksek seviyelerinde ve halen yükselmeye devam ediyor. (Yandaki Grafik) Şimdi FED’in açıklamasından sonra faizlerdeki artışın konut sektöründeki toparlanmanın önünü kesmesinden endişe edenler var. Gerçekten de 30 yıllık mortgage faizi Mayıs başında %3.6’dan %4.8’e kadar çıktı. Çünkü QE3 programı kapsamında piyasadan her ay alınan 85 milyar $’lık tahvilin 40 milyar $’ı mortage’a dayalı tahvil ve bu faizleri olması gereken seviyenin de altına çekiyordu. Buna karşın, yapılan analizler faizler %6’dan fazla veya konut fiyatları mevcut

seviyelerinin %20 üzerinde olmadığı müddetçe güçlü talebin devam edeceğini gösteriyor.

Konut piyasasındaki bu olumlu toparlanmaya karşın şu ana kadarki iyileşmenin arkasındaki ana faktörün kamu desteği olduğunu vurgulamak gerek. ABD’de konut kredisi veren bankalar daha sonra bu kredileri (neredeyse tamamını) paket haline getirip tahvil olarak satıyorlar, yani Türkiye’deki gibi bu krediler (dolayısı ile risk) vade sonuna kadar banka bilançolarında kalmıyor. ABD’de kamu kuruluşu olan Fannie ve Freddie ise bu tahvillerin bir kısmına devlet garantisi vermesi sayesinde uygun fiyattan satılmaları mümkün oluyor. Tarihsel verilere bakıldığında bu tahvillerin %20’si ila % 50’si oranında bir kısmına kamu desteği verildiğini gösteriyor. Kriz sonrasında ise bu oran, yani devlet garantisi, %90’lı

2.7 1.9

-0.3 -3.1

2.4 1.8 2.2 1.9 3.0-3.5

-4 -3 -2 -1 0 1 2 3 4

ABD Ekonomik Büyümesi (%)

0 2 4 6 8 10 12

14 ABD Satılık Ev Stoğu (/Ay)

125 150 175 200 225

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013

ABD Ev Fiyatları Endeksi (Case Shiller - 20)

(7)

Makro Ekonomi & Strateji

DenizBank Ekonomi Bülteni

29 Temmuz 2013

Moody’s’in yaptığı bir araştırma ek kamu desteği olmasaydı ev fiyatlarının %25 daha aşağılarda olacağını gösteriyor.

Özetle, ABD’de konut piyasası toparlanıyor; ama çarkları döndüren halen özel sektör değil kamu kesimi.

2- İstihdam Piyasası: Global krizden önce %5-%6 bandında hareket eden ABD işsizlik oranı krizle birlikte %10’lu seviyelere kadar çıktığı noktadan itibaren kademe kademe gerileyerek %7.6’ya kadar düştü. İstihdamdaki artışın alt detaylarına bakıldığında da sağlıklı bir resim söz konusu. Haziran ayında saat başına kazanç 24 $’a yükselerek son iki yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Bunun yanında kriz başladığından beri gerileyerek %63.1’e kadar gerilemiş olan işgücüne katılım oranı da Haziran’da %64.0’a sıçradı (aslında bu yükseliş olmamış olsa işsizlik oranı %7.6’ya değil, % 7.5’e düşmüş olacaktı). Diğer taraftan işgücüne katılım oranı (yani çalışabilir durumda olup çalışanlar ve iş arayanlar/iş bulma umudunu kaybetmemiş olanlar) 2008’de %66.1’di. Şayet son 5 yılda bu oran aynı kalmış olsa işsizlik oranı için bugün %11’li seviyelerin üzeri konuşuluyor olacaktı. Bu anlamda önümüzdeki dönemde işgücü piyasalarında hareketlenme olacak, her ay 200 bin yeni iş fırsatı yaratılacak olsa da işgücüne katılım oranının kriz öncesindeki seviyelere doğru çıkması nedeniyle işsizlik oranının bu seviyelerden çok hızlı inmesi mümkün olmayacak.

3- Tüketici Güveni: ABD’de ekonomisinin %70’ini tüketim harcamaları oluşturuyor. Bu yüzden tüketici beklentileri ABD ekonomik aktivitesine ilişkin önemli sinyaller veriyor. Birçok farklı dinamiğe göre şekillenen tüketici güveni için ABD özelinde 3 faktör özellikle belirleyici. İlk ikisi konut piyasası ve istihdam koşulları ki bunlar ilk maddede açıklandı. Üçüncüsü ise hisse senedi endeksleri. Çünkü hisse sendi yatırımları ABD’de hanehalkı varlığının çok önemli bir bölümünü oluşturuyor. 2008 krizi sonrasında ABD hanehalkının varlıkları bu iki faktöre bağlı olarak 11 trilyon $ (yaklaşık 14 tane Türkiye ekonomisi) erimişti. Konut piyasasından kaynaklanan varlık kayıplarının tamamı henüz yerine konulabilmiş değil. Ama hisse senedi endeksi olarak bakıldığında bugün itibarı ile S&P 500 endeksi tarihinin en yüksek seviyesinde.

Bunun tüketici beklentilerine yansıdığını ve ABD’de yayınlanan birbirinden farklı tüm tüketici güven endekslerinin krizden sonraki en yüksek seviyesinde olduğu görülüyor. Sonuç olarak bu olumlu tüketici güveninin ABD’de hanehalkı harcamalarına yansıdığı görülüyor. Haziran’da 15.6 milyona ulaşan araç satışları 2007’deki tarihi yüksek seviyesine çok yaklaşmış oldu (yandaki grafik).

4- Hanehalkı Borçluluğu: ABD’de hanehalkı finansal borcu 13 trilyon $’la ekonomisinin %85’i kadar (2009’da bu oran %100’dü).

Hanehalkı borçluluğunu gösteren bir başka rasyo da yıllık borç ödemelerinin toplam yıllık harcanabilir gelire oranı. Yandaki grafikten görülebileceği gibi bu rasyo da 1980’lerden bugüne en düşük seviyesine gerileyerek %10.5’e indi.

5- Bankacılık Sistemi: Gelişmiş ülkeler içinde bankaları ile ilgili en radikal ve cesur hamleleri (Lehman Brothers hariç) yapan ABD olunca, 2008 krizinden en hızlı çıkan ABD’li bankalar oldu. Bugün itibarıyla ABD bankalarının (en büyük 25 ABD bankası) net karı kriz öncesindeki seviyeleri geçmiş durumda birinci kuşak sermaye yeterlilik oranı da kriz öncesindeki seviyelere kıyasla 300 baz puanın üzerinde artmış durumda. Sağlıklı ve karlı durumdaki bankacılık sektörü borçlanmaya her açıdan hazır hanehalkı kesimine artan bir oranda destek vermeye başlayacak.

8 10 12 14 16 18

Temmuz 07 Temmuz 08 Temmuz 09 Temmuz 10 Temmuz 11 Temmuz 12 Temmuz 13

ABD Araç Satışları (Yıllık, Milyon Adet)

10 11 12 13 14

80ç1 83ç1 86ç1 89ç1 92ç1 95ç1 98ç1 01ç1 04ç1 07ç1 10ç1 13ç1

ABD Hanehalkı Finansal Borç Ödemelerinin Toplam Harcamalara Oranı (%)

-40 -30 -20 -10 0 10 20 30 40

2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012

Net Kar (Milyar Dolar)

(8)

Makro Ekonomi & Strateji

DenizBank Ekonomi Bülteni

29 Temmuz 2013

Özetle, bu veriler bize ABD’de ekonomik aktivitenin iyileşmeye devam ettiğini, büyük resmin pozitif olduğunu, ama detaylara inildiğinde kırılgan noktaların da azımsanamayacak kadar fazla olduğunu gösteriyor. Bu doğrultuda FED’in elinin halen çok rahat olmadığı, çok somut veri görmeden piyasaları rahatsız etmeyecek tonda varlık alımlarında limitli azaltma dışında bir hamle yapmasının zor olduğunu ifade etmek yanlış olmaz.

FED’in tavrında belirleyici olacak bir başka husus da FED Başkanı Bernanke’nin görev süresinin Ocak’ta doluyor olması.

FED kararlarını 12 kişilik FOMC komitesinde alıyor ama Başkan’ın duruşu oldukça önemli. Obama önümüzdeki haftalarda Bernanke’nin yerine kimin geleceğini açıklayacak. İki aday yarışta öne çıkmış durumda: Janet Yellen ve Lawrance Summers. FED’in içinden yetişmiş bir isim olan Yellen’in Bernanke’nin agresif para politikalarını aynen devam ettirmesi bekleniyor. Buna karşın Summers son günlerde yaptığı açıklamalarla QE politikasına karşı biraz negatif tonda duruş sergiledi ve ekonomik görünüme ilişkin FED’in çizdiği pozitif tablonun da ötesinde olumlu beklentiler ortaya koydu.

Bu anlamda Obama’ya daha yakın bir isim olan Lawrance yeni Başkan olursa mevcut QE programından daha hızlı çıkış, buna karşın istihdamda toparlanma görünene kadar düşük faiz politikasının devamı yönünde bir tavır ortaya koyması bekleniyor. Özetle, Yellen’in seçilmesi durumunda mevcut beklentilerde önemli bir değişiklik olmaz ama Summers seçilirse piyasalardan en azından kısa vadede volatilitenin arttığı görülebilir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Böylece üç aydır yıllık bazda artış gösteren konut satışları, Haziran ayında Temmuz 2016’dan bu yana en sert düşüşünü gösterdi.. 2017’nin ilk yarısında

Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi ise bir önceki yıla göre piyasa beklentisi olan %2.1’lük artış beklentisinin üzerinde %6.4

Büyümenin devam edeceğinin bir göstergesi olarak da 3.çeyrekte açıklanan öncü göstergeler eko- nomik aktivitenin güçlenmeye devam ettiğine işaret ediyor.. 

Merkez Bankası, fonlamanın temel olarak marjinal fonlama faizi (gecelik borç verme) yerine bir hafta vadeli repo faiz oranından sağlanacağını duyururken, %4.5 olan bir hafta

(2013 yılında aylık bazda tüke- tici fiyatları bir önceki aya göre %1.2 oranında artış göstermişti. Bu yıl mart ayında artış oranı tahmini %1).. Geçen yıl

12 aylık bütçe açığı ise bir önceki döneme göre % 47 artış ile 24.1 milyar TL olarak gerçekleşmesine karşın; geçtiğimiz yılın Ocak-Mayıs döneminde toplam 0.4

Son üç toplantısında üst bantta (gecelik borç ver- me faizi) 125 baz puan indirim yapan Merkez Bankası da hem Fed’in faiz artırım beklentilerinin ötelenmesini hem

Ağustos ayında bütçe gelirleri bir önceki yıla göre %5.5 artış göstererek önceki aylardaki yıllık artış oranının oldukça altında kaldı ve 31.9 milyar.. TL