• Sonuç bulunamadı

Yabancıların Türkiye'den sınır dışı edilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yabancıların Türkiye'den sınır dışı edilmesi"

Copied!
281
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI

ÖZEL HUKUK BİLİM DALI

YABANCILARIN TÜRKİYE'DEN SINIR DIŞI

EDİLMESİ

Nedime Tuğçe YİĞİT

Yüksek Lisans Tezi

Danışman

Dr. Öğr. Üyesi Cemil GÜNER

(2)
(3)
(4)
(5)
(6)
(7)

i

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö ğr en ci n in

Adı Soyadı Nedime Tuğçe YİĞİT

Numarası 154233001035

Ana Bilim / Bilim Dalı Özel Hukuk / Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans

Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Cemil GÜNER

Tezin Adı Yabancıların Türkiye'den Sınır Dışı Edilmesi

ÖZET

Son yıllarda Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyada yaşanan pek çok zorunlu göç hareketi, yabancılar hukukuna ilişkin yürürlükte olan hükümlerin yetersiz kaldığını göstermiş ve yeni düzenleme arayışı içerisine girilmesine sebep olmuştur. 2013 yılında yürürlüğe giren Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, yabancılar hukukunda yer alan birçok boşluğu doldurmuş ve sorunlu alanlarda değişikliğe gitmiştir. Bu kurumlardan birisi de sınır dışı etmedir.

Çalışmanın amacı, sınır dışı etme kurumuna ilişkin getirilen yenilik ve değişiklikleri ele alarak, doktrinde yer alan görüşler ve mahkeme kararlarıyla birlikte genel olarak konuya ilişkin değerlendirmede bulunulmasını ve tartışmalı olan hususlarda bir sonuca varılmasını sağlamaktır. Bu nedenle çalışma, öncelikle sınır dışı etme kurumuna ilişkin genel değerlendirmelerin yer aldığı birinci bölümle başlamıştır. Bu bölümde sınır dışı etme kurumunun tanımı yapılmış, dayandığı temel düşünceye yer verilmiş, temel hak ve özgürlükler bakımında önemi vurgulanmış, milletlerarası hukukta yer alan temel ilkelerden bahsedilmiş ve son olarak kendisine benzer olan kurumlardan farkı ortaya konmuştur. İkinci bölümde ise, sınır dışı etme

(8)
(9)

ii kurumuna ilişkin Türk hukukunda yer alan genel sebeplere ve özelde muharip yabancı ordu mensuplarının sınır dışı edilmelerine yer verilmiştir. İlave olarak, son zamanlarda doktrinde ve yargı kararlarında yer alan görüşlere ek olarak geçici koruma altına alınanların sınır dışı edilmelerine ilişkin sınır dışı etme düzenlemesinden bahsedilmiştir. Son olarak, sınır dışı edilmesi gereken yabancılardan olmasına rağmen, hangi şartlar altında bir yabancı hakkında sınır dışı etme kararı alınmayacağı açıklanmıştır. Üçüncü bölümde ise; ilk olarak sınır dışı etme kararının niteliği, bu kararı almaya yetkili olan makam, hangi süreler içerisinde sınır dışı etme kararı alınabileceği ve ne şekilde uygulanabileceğine ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur. Son olarak bu kararın alınması hâlinde ne gibi sonuçların ortaya çıkabileceği ve bu karara karşı başvurulabilecek yollar incelenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Sınır Dışı Etme, Yabancılar Hukuku, Yabancılar ve

(10)
(11)

iii

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö ğr en ci n in

Adı Soyadı Nedime Tuğçe YİĞİT

Numarası 154233001035

Ana Bilim / Bilim Dalı Özel Hukuk / Özel Hukuk

Programı Tezli Yüksek Lisans

Tez Danışmanı Dr. Öğr. Üyesi Cemil GÜNER

Tezin Adı Yabancıların Türkiye'den Sınır Dışı Edilmesi

ABSTRACT

In recent years, many forced migration occurred in regions including in Turkey have shown that provisions in force concerning the law of aliens are inadequate and that have led to enter into the quest new arrangements. The Law on Foreigners and International Protection, which came into force in 2013, has filled many gaps in law of foreigners and has changed in problematic areas. One of these institutions is deportation.

The aim of the study is to provide to make an evaluation on the subject and to reach a conclusion on the issues which are controversial by discuss the innovations and changes related to the institution of expulsion and together with the opinions and court decisions in the doctrine. Therefore, the study started with the first section, which included general evaluations of the deportation institution. In this section, the definition of the deportation institution is given, the basic idea on which it is based is emphasized, the importance of basic rights and freedoms is emphasized, the basic principles in international law are mentioned and the difference between the institutions similar to the ones that are similar to itself is revealed. In the second

(12)
(13)

iv section, the general reasons in Turkish law concerning the expulsion institution and the expulsion of the members of the foreign military were included. In addition, recently, in addition to the views in the doctrine and judicial decisions, the deportation order relating to the deportation of those under temporary protection has been mentioned. Finally, although it is one of the foreigners to be deported, it is explained under which circumstances a deportation decision will not be taken against a foreigner. In the third section; firstly, the nature of the deportation order, the authority authorized to take this decision, and the periods for which the deportation decision could be taken and the manner in which it could be applied. Finally, the results of this decision and the ways in which this decision can be applied are examined.

Key Words: Deportation, Law of Foreigners, The Law on Foreigners and

(14)
(15)

v İÇİNDEKİLER ÖZET ...İ ABSTRACT ... İİİ İÇİNDEKİLER ... V KISALTMALAR ... İX GİRİŞ ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SINIR DIŞI ETME KURUMUNA GENEL BAKIŞ §1.SINIRDIŞIETMEKAVRAMI ... 7

I. Tarihsel Süreçte Sınır Dışı Etme ... 8

II. Temel Hak ve Özgürlükler Bakımından Sınır Dışı Etme ... 14

A. Kişi Güvenliği ve Özgürlüğü Hakkı ... 14

B. Seyahat Özgürlüğü ... 17

C. Türk Hukukunda Yabancılar İçin Temel Hak ve Özgürlüklerin Sınırlanması ... 20

III. Sınır Dışı Etmenin Dayanağı: Ülkesel Egemenlik ... 21

IV. Sınır Dışı Etmeye İlişkin Temel İlkeler ... 25

A. Vatandaşın Sınır Dışı Edilemezliği ... 25

B. Toplu Sınır Dışı Etme Yasağı ... 28

C. Geri Gönderme Yasağı ... 32

Ç. Mültecilerin ve Vatansızların Sınır Dışı Edilemezliği ... 39

D. Sınır Dışı Etme Yetkisinin Kötüye Kullanılması Yasağı ... 44

§2.SINIRDIŞIETMENİNBENZERKAVRAMLARLAKARŞILAŞTIRILMASI ... 47

I. Suçluların İadesi ... 47

II. Geri Çevirme ... 49

III. Giriş Yasağı ... 50

IV. Geri Kabul Suretiyle Ülkeden Çıkarma ... 51

V. Muharip Yabancı Ordu Mensuplarının İade Edilmesi ... 53

VI. İstenmeyen Kişi İlan Edilen Kimsenin Ülkeyi Terk Etmesi ... 55

VII. Sürgün ... 56

İKİNCİ BÖLÜM SINIR DIŞI ETME İŞLEMİNE KONU YABANCILAR İLE SINIR DIŞI EDİLEMEYECEK YABANCILAR §1.YABANCILARVEULUSLARARASIKORUMAKANUNUKAPSAMINDAKİSINIR DIŞIETMESEBEPLERİ ... 58

I. Genel Olarak ... 58

(16)
(17)

vi

A. Türk Ceza Kanunu'nun 59. Maddesi Kapsamında Sınır Dışı Etme Kararı Alınması .... 62 B. Terör Örgütleri ile Bağlantılı Olma ... 67

1. Terör Örgütü Yöneticisi, Üyesi, Destekleyicisi Olma ... 67 2. Uluslararası Kurum ve Kuruluşlar Tarafından Tanımlanan Terör Örgütleriyle

İlişkili Olunduğunun Değerlendirilmesi ... 75

C. Çıkar Amaçlı Suç Örgütü Yöneticisi, Üyesi, Destekleyicisi Olma... 78 Ç. Türkiye'ye Girişin veya Türkiye'den Çıkışın ya da Vize veya İkâmet İzinlerinin Yasal Olmaması ... 80

1. Türkiye'ye Yasal Giriş veya Türkiye'den Yasal Çıkış Hükümlerinin İhlal Edilmesi .. 80 2. Türkiye'ye Giriş, Vize ve İkâmet İzinleri İçin Yapılan İşlemlerde Gerçek Dışı Bilgi ve

Sahte Belge Kullanılması ... 83 3. Vize veya Vize Muafiyeti Süresinin On Günden Fazla Aşılması veya Vizenin İptali . 87 4. İkâmet İznine Bağlı İhlaller... 89

a. İkâmet İzni Bulunup da Süresinin Sona Ermesinden İtibaren Kabul Edilebilir Gerekçesi Olmadan İkâmet İzni Süresinin On Günden Fazla İhlal Edilmesi ... 89

b. İkâmet İzni Uzatma Başvurusu Reddedilmesine Rağmen On Gün İçinde

Türkiye'den Çıkış Yapılmaması ... 95 c. İkâmet İzninin İptal Edilmesi ... 97

5. Türkiye'ye Giriş Yasağı Kararına Rağmen Türkiye'ye Gelindiğinin Tespit Edilmesi 97

D. Çalışma İzni Olmadan Çalışıldığının Tespit Edilmesi ... 99 E. Türkiye'de Bulunulan Süre Zarfında Geçimin Meşru Olmayan Yollardan Sağlanması ... 102 F. Kamu Düzeni veya Kamu Güvenliği ya da Kamu Sağlığı Açısından Tehdit

Oluşturulması ... 104 G. Uluslararası Koruma Başvurusu veya Statüsüne Bağlı Olarak Sınır Dışı Etme Kararı Alınmasını Gerektiren Sebepler ... 109

1. Uluslararası Koruma Başvurusunun Reddedilmesi ... 111 2. Uluslararası Korumadan Hariçte Tutulma ... 112 3. Uluslararası Koruma Başvurusunun Kabul Edilemez Olarak Değerlendirilmesi .. 113 4. Uluslararası Koruma Başvurusunun Geri Çekilmesi veya Başvurunun Geri Çekilmiş

Sayılması ... 115 5. Uluslararası Koruma Statüsünün Sona Ermesi... 116 6. Uluslararası Koruma Statüsünün İptal Edilmesi ... 117

Ğ. Düzensiz Göçmenlerin Üçüncü Ülkeye veya Menşe Ülkesine Kendiliğinden Geri Dönme Talebinde Bulunmaları ... 117

III. İdarenin Takdir Yetkisine Tâbi Sınır Dışı Etme Sebepleri ... 119

§2.GEÇİCİKORUMAALTINAALINANYABANCILARINSINIRDIŞIEDİLMESİ .. 121

§3.MUHARİPYABANCIORDUMENSUPLARINDANTÜRKİYE'YEKABUL

EDİLENLERİNSINIRDIŞIEDİLMESİ ... 126 §4.SINIRDIŞIETMEKARARIALINMASINIENGELLEYENSEBEPLER ... 129

(18)
(19)

vii

I. Genel Olarak ... 129

II. Sınır Dışı Etme Kararı Alınmasına Engel Sebeplerin Tespiti ... 133

A. Yabancının Sınır Dışı Edileceği Ülkede Ölüm Cezasına, İşkenceye, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Ceza veya Muameleye Maruz Kalacağı Konusunda Ciddi Emare Bulunması ... 133

B. Yabancının Ciddi Sağlık Sorunları, Yaş ve Hamilelik Durumu Nedeniyle Seyahat Etmesinin Riskli Görülmesi ... 135

C. Yabancının Hayatî Tehlike Arz Eden Hastalıkları İçin Tedavisi Devam Etmekte İken Sınır Dışı Edileceği Ülkede Tedavi İmkânı Bulunmaması ... 137

Ç. Yabancının Mağdur Destek Sürecinden Yararlanmakta Olan İnsan Ticareti Mağduru Olması ... 139

D. Psikolojik, Fiziksel veya Cinsel Şiddet Mağduru Olan Yabancının Tedavisinin Sürmesi ... 142

E. Vizesi veya İkâmet İzni İptal Edilen Yabancının On Gün İçinde Türkiye'den Çıkış Yapmak Üzere Kendiliğinden Sınır Kapılarına Gelmesi... 144

F. Vize veya Vize Muafiyeti Süresini On Günden Fazla Aşan Yabancının Çıkış Yapmak Üzere Kendiliğinden Sınır Kapılarına Gelmesi ... 144

G. İkâmet İzni Süresinin Sona Ermesinden İtibaren Kabul Edilebilir Gerekçesi Olmadan İkâmet İzni Süresini On Günden Fazla İhlal Eden Yabancının Çıkış Yapmak Üzere Kendiliğinden Sınır Kapılarına Gelmesi ... 145

Ğ. İkâmet İzni Uzatma Başvurusu Reddedildikten Sonra On Gün İçinde Türkiye'den Çıkış Yapmayan Yabancının Çıkış Yapmak Üzere Kendiliğinden Sınır Kapılarına Gelmesi ... 146

H. Hâlihazırda Vize veya Vize Muafiyeti Bulunan ve İkâmet İzni Talebi Reddedilen Yabancının Vize Süresi veya Vize Muafiyeti Süresini Kullanması ... 146

I. Uluslararası Koruma Başvurusunu Geri Çeken ya da Başvurusu Geri Çekilmiş Sayılan Yabancının Dava Hakkından Feragat Ettiğini ve Gönüllü Olarak Ülkesine Dönmek İstediğini Yazılı Olarak Beyan Etmesi veya Dava Hakkından Feragat Ettiğini Yazılı Olarak Beyan Etmesi ve Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun Diğer Hükümlerine Göre Türkiye'de Kalma Hakkı Bulunması ... 146

İ. Kamu Düzeni ya da Kamu Güvenliği Açısından Ciddi Tehdit Oluşturmayan Vatansızlar ... 150

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SINIR DIŞI ETME KARARININ ALINMASI, UYGULANMASI, SONUÇLARI İLE İDARİ VE YARGISAL DENETİMİ §1.SINIRDIŞIETMEKARARININALINMASI ... 152

I. Genel Olarak Sınır Dışı Etme Kararı ... 152

II. Sınır Dışı Etme Kararı Almaya Yetkili Makam ... 156

III. Sınır Dışı Etme İşleminde Değerlendirme ve Karar Alma Süresi ... 158

(20)
(21)

viii

I. Türkiye'yi Terke Davet ... 161

II İdarî Gözetim ... 165

A. Genel Olarak ... 165

B. İdarî Gözetim Altına Alınma Sebepleri ... 167

C. İdarî Gözetim Kararı Almaya Yetkili Makam ... 172

Ç. İdarî Gözetim Süresi ... 173

D. İdarî Gözetim Yeri Olarak Geri Gönderme Merkezleri... 174

E. İdarî Gözetim Kararına İtiraz ve Diğer Denetim Yolları ... 177

F. İdarî Gözetimin Sona Ermesi ... 183

III. Doğrudan Sınır Dışı Etme ... 185

§3.SINIRDIŞIETMEKARARININSONUÇLARI ... 187

I. Türkiye'den Çıkışın Sağlanması... 187

II. Türkiye'ye Yeniden Giriş Hakkına Etkisi... 193

III. Vizeye Etkisi ... 197

IV. İkâmet İznine Etkisi ... 198

V. Çalışma İznine Etkisi ... 200

VI. Uluslararası Koruma Başvurusunun Hızlandırılmış Değerlendirmeye Tâbi Tutulması ... 202

§4.SINIRDIŞIETMEKARARININİDARİVEYARGISALDENETİMİ... 204

I. Genel Olarak ... 204

II. İdarî Denetim ... 205

III. Yargısal Denetim ... 208

A. İlk Derece Mahkemelerine Başvuru ... 208

B. İlk Derece Mahkemelerinde Yargılama ... 212

C. Sınır Dışı Etme İşleminin İcrasının Ertelenmesi ... 216

Ç. İlk Derece Mahkemelerinin Kararının Kesinliği ve Kanun Yollarına Başvuru ... 221

IV. Bireysel Başvuru ... 229

SONUÇ ... 233

(22)
(23)

ix

KISALTMALAR AB. : Avrupa Birliği

Aff. : Affaire (Dava)

AİHM. : Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi

AİHS. : Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

AÜEHFD. : Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi Dergisi

AÜHFD. : Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

AÜSBE. : Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

AYM. : Anayasa Mahkemesi

BİM. : Bölge İdare Mahkemesi

bkz. : bakınız

BM. : Birleşmiş Milletler

BMMYK. : Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği

C. : Cilt

c. : contre (karşı)

CEDH. : Cour Européenne des Droit de l'Homme (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi)

CHD. : Ceza Hukuku Dergisi

Çev. : Çeviren

D. : Digesta

dn. : dipnot

E. : Esas

Ed. : Editör/Editörler

EU. : European Union (Avrupa Birliği)

GÜSBE. : Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

HFD. : Hukuk Fakültesi Dergisi

ILC. : International Law Commission (Uluslararası Hukuk Komisyonu)

(24)
(25)

x

Is. : Issue (Sayı)

İDD. : İdare Dava Dairesi

İHAK. : İnsan Hakları Avrupa Komisyonu

İHEB. : İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi

İYUK. : İdarî Yargılama Usulü Kanunu

K. : Karar

KHK. : Kanun Hükmünde Kararname

M. : Mükerrer

MHB. : Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni

MİT. : Milli İstihbarat Teşkilatı

MÖHUK. : Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun

MSHS. : Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi

MÜHF-HAD. : Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları

Dergisi

No. : Number (Numara)

p. : page (sayfa)

parag. : paragraphe (paragraf)

RG. : Resmi Gazete

S. : Sayı

s. : sayfa

SİDAS. : Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi

TAAD. : Türkiye Adalet Akademisi Dergisi

TBB. : Türkiye Barolar Birliği

TBMM. : Türkiye Büyük Millet Meclisi

TCK. : Türk Ceza Kanunu

TVK. : Türk Vatandaşlığı Kanunu

UCLA. : University of California, Los Angeles (Los Angeles, California Üniversitesi)

(26)
(27)

xi

UİK. : Uluslararası İşgücü Kanunu

vd. : ve devamı

Vol. : Volume (Cilt)

Y. : Year (Yıl)

YİSHK. : Yabancıların Türkiye'de İkâmet ve Seyahatleri Hakkında Kanun

(28)
(29)

1

GİRİŞ

İnsan hayatı, geçtiğimiz ve milletlerarası hukukta sınır dışı etme işlemine ilişkin yeknesak kurallar ortaya koymaya çalışan içinde bulunduğumuz yüzyılda teknolojinin birçok alanda muazzam gelişmeler elde etmesiyle birlikte, daha hızlı ve kolay yaşanır hâle gelmiştir. Buna bağlı olarak birçok insan, eğitim, daha iyi yaşam şartları, aile birliğini sağlama gibi ihtiyari sebeplerle yaşadıkları ülkeleri değiştirmektedir. Diğer yandan, devletler arasında artan sınır gerginlikleri, devletlerin bulundukları coğrafyada egemen olma çabaları ve tüm dünyayı tehdit eden terör, birçok insanın yaşadıkları ülkeleri zorunlu olarak terk etmelerine sebep olmaktadır. Bir diğer deyişle, insanların bu yer değişiklikleri ihtiyari sebeplere dayanabildiği gibi, zorunlu da olabilmektedir.

Devletler, özellikle ülkelerine zorunlu sebeplerle gelmek isteyen yabancılar hakkında çeşitli tedbirler alma ve mevzuatında birtakım düzenlemeler getirme ihtiyacı duymuştur. Zira göç eden bu insanların, yaşadıkları ülkeleri terk ederek başka ülkelere geçişlerinin bir kısmı, yasal yollardan yapılmakta iken, bir kısmı yasadışı yollardan gerçekleşmektedir. Zamanla söz konusu insan akımlarına maruz kalan ülke sayısının da bir hayli artmasıyla birlikte, devletlerin uygulamaları bakımından yeknesaklık sağlanması ihtiyacı duyulmuş ve bu kişilerle ilgili birçok tedbir ve uygulama, iki veya çok taraflı milletlerarası sözleşmelere de konu edilmiştir. Yabancılar hakkında başvurulan bu tedbir ve uygulamalardan en yaygın olanları, başta vize ve ikâmet izni olmak üzere, giriş yasağı, sınır dışı etme ve suçluların iadesi işlemleri ve benzerleridir.

Sınır dışı etme, devlet ve sınır kavramlarının ortaya çıktığı ilk zamanlardan bu güne kadar varlığını sürdürmüş uygulamalardandır. Öyle ki sınır dışı etme, genel olarak yabancının ülke için oluşturduğu birtakım tehditlerin bertaraf edilmesi amacıyla kullanılan bir güvenlik tedbiri olabildiği gibi1; istisnaî olarak, yabancının

1

AYBAY, Rona/DARDAĞAN KİBAR, Esra: Yabancılar Hukuku, İstanbul 2010, s. 226, 235,

236; ÇELİKEL, Aysel/(ÖZTEKİN) GELGEL, Günseli: Yabancılar Hukuku, İstanbul 2017, s. 128.

(30)

2 kanuna aykırı bir davranışı sonucu idare tarafından uygulanan bir yaptırım2 da olabilmektedir. Neticede bir yabancı hakkında, iç hukukunda öngördüğü çeşitli sebeplere dayanarak sınır dışı etme kararı veren devlet, bu şekilde ülkesindeki düzeni ve güvenliği sağlamayı amaç edinir.

Bir yabancının, bulunduğu ülkeden çeşitli sebeplerle, isteklerine bakılmaksızın veya zor kullanılarak çıkarılması, sınır dışı etme işleminin genel görüntüsünü oluşturmaktadır3. Sınır dışı etme işleminin dayanak noktası ise, devletin ülkesi üzerindeki egemenlik yetkisidir4. Bu yetki, bir devletin ülkesi üzerindekilere olan hâkimiyetini ifade etmekte ve sınır dışı etme kararının meşru temellerini oluşturmaktadır. Ancak devletin sınır dışı etme yetkisi, hakkında sınır dışı etme kararı verilen kişinin, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı ile seyahat özgürlüğüne de doğrudan temas etmektedir. Zira bireyin insan olmasından ötürü sahip olduğu en önemli haklardan olan kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı ile seyahat özgürlüğü, bireyin vücut bütünlüğünün keyfî bir şekilde ihlâlini engellemektedir. Devletin söz konusu hak ve özgürlükleri sınırlandırması, ancak çeşitli koşullarda mümkün olabilmektedir. Buna ek olarak, devletin sınır dışı etme işlemine ilişkin elinde bulundurduğu bu yetkinin sınırlandırılması, özellikle sınır dışı etme işleminin usulüne ilişkin milletlerarası hukukun çizdiği sınırlarla gerçekleşebilecektir.

Türkiye'deki yabancılar hukukuna ilişkin sorunların çözümü bağlamında uzun yıllar yürürlükte kalan, ancak özellikle artan yabancı nüfusun getirdiği problemlere cevap verememesi nedeniyle işlevsellikten uzak hâle gelen 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun5 (PK) bazı hükümleri ile 5683 sayılı Yabancıların İkâmet ve Seyahatleri

2

AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 237, 238; ÇELİKEL/GELGEL, s. 128; EKŞİ, Nuray:

Yabancılar ve Uluslararası Koruma Hukuku, İstanbul 2018, s. 99.

3

AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 227; BAYRAKTAROĞLU ÖZÇELİK, Gülüm:

"Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Hükümleri Uyarınca Yabancıların Türkiye'den Sınır Dışı Edilmesi", TBB Dergisi, 2013, S. 108, s. 211; ÇİÇEKLİ, Bülent: Yabancılar ve Mülteci Hukuku, Ankara 2014, s. 171.

4

AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 225; BAYRAKTAROĞLU ÖZÇELİK, s. 211; ÇELİKEL/GELGEL, s. 127; ÇİÇEKLİ, s. 171; DOĞAN, Vahit: Türk Yabancılar Hukuku,

Ankara 2017, s. 111; EKŞİ, s. 99.

5

(31)

3 Hakkında Kanun6 (YİSHK), 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu7 (YUKK) ile birlikte yürürlükten kaldırılmıştır. YUKK, yabancılar hukukuna ilişkin birçok konuyla ilgili olduğu gibi, sınır dışı hakkında da yeni hükümler getirmiştir. Yabancıların sınır dışı edilmeleri, Türkiye'den çıkarılmalarına ilişkin yaptırımlardan biri olduğundan, YUKK'ta bu hususa dair özel hükümlere yer verilmesi yerindedir8.

Türk hukukunda sınır dışı etme, 2014 yılına kadar mevzuatta dağınık ve yetersiz bir şekilde yer almaktaydı9. Bu nedenle, hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıların, gerek bu kararların uygulanması, gerek sınır dışı edilmek üzere idarî gözetim altına alınmaları sürecinde gerçekleşen hukuka aykırılıklar nedeniyle, Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) açtıkları davalarda, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki10 (AİHS) pek çok hükmün ihlâl edildiği gerekçesiyle, Türkiye hakkında mahkûmiyet kararı verilmekteydi. Zira 2014 yılında

6 RG 24.07.1950/7564. 7 RG 11.04.2013/28615. 8

Fransız hukukunda da sınır dışı etmeye ilişkin hükümler, yabancıların hak ve özgürlüklerine ilişkin hükümlerin ayrıca yer aldığı Yabancıların Giriş, İkâmet ve Sığınma Hakkına İlişkin Kanun'un (Code de l'entrée et du séjour des étrangers et du droit d'asile) "Uzaklaştırma Tedbirleri" başlıklı 5. Kitap'ında düzenlenmiştir. Yabancıların Giriş, İkâmet ve Sığınma

Hakkına İlişkin Kanun için bkz.

<https://www.legifrance.gouv.fr/affichCode.do?cidTexte=LEGITEXT000006070158&dateTex te=20171018> (Erişim Tarihi: 18.10.2017). Aynı şekilde Alman hukukunda da sınır dışı etme kurumuna Yabancıların İkâmet Kanunu'nun (Aufenthaltsgesetz), "Kalmanın Sona Erdirilmesi" adlı 5. Bölüm'ünde 50 vd. maddelerinde yer verilmiştir. Yabancıların İkâmet Kanunu için bkz. <https://www.gesetze-im-internet.de/aufenthg_2004/> (Erişim Tarihi: 11.07.2018). Buna paralel olarak İsviçre hukukunda da sınır dışı etmeye ilişkin hükümler, Yabancılara İlişkin

Federal Kanun'un (Loi Fédérale sur les Etrangers) "İkâmetin Sona Ermesi" adlı 10.

Bölüm'ünün 64. vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Yabancılara İlişkin Federal Kanun için bkz. <https://www.admin.ch/opc/fr/classified-compilation/20020232/index.html#> (Erişim Tarihi: 11.07.2018).

9

Cumhuriyet tarihinin sınır dışı etmeye ilişkin ilk düzenlemesi, Osmanlı hanedanına mensup olanların sınır dışı edilmesini öngören Hilafetin İlgasına ve Hanedan-ı Osmanînin Türkiye Cumhuriyeti Memaliki Haricine Çıkarılmasına Dair 431 sayılı Kanun'dur (RG 06.03.1924/63). Bu Kanun ile birlikte halife ve Osmanlı hanedanının erkek ve kadın tüm üyeleri ile damatları Türkiye Cumhuriyeti içinde ikâmet hakkından mahrum edilmiş ve vatandaşlıktan yoksun bırakılarak sınır dışı edilmişlerdir. Ardından, 3529 sayılı Ecnebilerin İkâmet ve Seyahatleri Hakkında Kanun (RG 16.07.1938/3961) ve bu Kanunu yürürlükten kaldıran YİSHK ile 3519 sayılı Pasaport Kanunu (RG 15.07.1938/3960) ve bu Kanunu yürürlükten kaldıran Pasaport Kanunu sınır dışı etmeye ilişkin hükümler getirmiştir. Yabancıların Türkiye'deki hak ve özgürlüklerinin düzenleme altına alındığı bu düzenlemelerin yanı sıra 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu (RG 22.02.1964/11638) ile mülga 647 sayılı Ceza İnfaz Kanunu (RG 16.07.1965/12050) da sınır dışı etmeye ilişkin düzenlemeler içermekteydi.

10

(32)

4 yürürlüğe giren YUKK'tan önce verilen sınır dışı etme kararlarının birçoğunda, geri gönderme yasağı başta olmak üzere, milletlerarası hukukta kabul edilen bazı ilke ve yasaklara aykırı hareket edildiği ve mevzuatta hüküm bulunmamasına karşın, yabancıların sınır dışı edilmek maksadıyla özgürlüğünden yoksun bırakıldığı bilinmektedir11. İşte bu eksikliklerin giderilmesi maksadıyla yürürlüğe konan YUKK, sınır dışı etme sebeplerinin birçoğu ve idarî gözetim kararına ilişkin düzenlemeler bakımından Türk hukukunda ilklere yer vermiştir.

Sınır dışı etme, Türk hukukunda iki ayrı düzenlemede yer almaktadır. Bunlardan ilki, YUKK iken; diğeri, her ne kadar uygulamasına rastlanmasa da, muharip yabancı ordu mensuplarının sınır dışı edilmesine ilişkin düzenlemenin yer aldığı Muharip Yabancı Ordu Mensuplarından Türkiye'ye Kabul Edilenler Hakkında Yönetmelik'tir12 (Muharip Yabancı Ordu Mensupları Hakkında Yönetmelik). Çalışmamızda esas olarak YUKK'ta yer alan düzenlemeler ele alınmıştır. Muharip yabancı ordu mensuplarının sınır dışı edilmesi ise, uygulamasına rastlanmaması sebebiyle kısaca açıklanmıştır. Bu anlamda, yalnızca Türk hukukundaki sınır dışı etmenin, YUKK'ta yer verilen sebep ve sonuçlarına, kapsama alanına, uygulanışına ve idarî ile yargısal denetimine yer verilmiştir.

Sınır dışı etme, birçok alana temas edebilen bir konudur. Bu sebeple, başta yabancılar hukuku olmak üzere, idare hukuku, anayasa hukuku, insan hakları hukuku, uluslararası hukuk, ceza hukuku, mülteci hukuku, sınır dışı etme kurumuna etki eden yönleriyle, ilgisi oranında incelenmiştir. Ancak esas olarak, yabancılar hukukuna ilişkin veri işleyişi yapılmıştır. Bunun yanı sıra, özellikle sınır dışı etme kararına karşı koruma öngören düzenlemeler ele alınırken, insan hakları hukuku, mülteci hukuku ve uluslararası hukuktan fazlasıyla yararlanılmıştır. İç hukukta sınır dışı etme kararının, yabancılar hakkında uygulanan bir tedbir olması vesilesiyle, anayasa hukukundaki temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin

11

İltica ve sığınma talepleri reddedilerek sınır dışı edilmelerine karar verilen yabancıların, AİHM'e yaptıkları başvurularda Türkiye'nin AİHS'nin 2, 3, 5, 8, 13 ve 14. maddelerini ihlâl ettiği tespit edilmiştir. Bu davalar hakkında detaylı bilgi için bkz. EKŞİ, Nuray: "İltica Talepleri Reddedilerek Türkiye'den Sınırdışı Edilmelerine Karar Verilen Yabancılara İlişkin AİHM Kararlarının Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'na Etkisi", Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, 2014, Y. 5, S. 19, s. 60, dn. 18 (AİHM Kararlarının Etkisi).

12

(33)

5 varsayımlara ve Anayasa'daki hükümlere yer verilmiştir. Diğer yandan, sınır dışı etme kararının bir idarî karar olması dolayısıyla, idare hukukundaki idarî kararlara ilişkin genel hükümlere ve idarî yargılama hukukundaki kararın denetiminin sağlanmasına ilişkin birçok düzenleme de incelenmiştir. Ceza hukuku ise, yalnızca sınır dışı etme nedenleri açıklanırken başvurulan bir alan olmuştur.

Çalışmamızda, özellikle mülteciler özelinde uluslararası koruma altına alınanların ve geçici koruma altındakilerin sınır dışı edilmelerine ilişkin genel düzenlemelere yer verilmiş olup, detaylı bir inceleme yapılmamıştır. Daha ziyade, sınır dışı etme işlemine ilişkin genel düzenlemeler incelenmiş ve bu işlemin uygulanışı ele alınmıştır.

Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Türk hukukundaki sınır dışı etme kavramı hakkında genel bir çerçeve çizilmiştir. Kavramın tanımının ardından, Türk hukukunun etkisi altında olduğu hukuk sistemlerinde sınır dışı etme kavramının ortaya çıkışı ve uygulanışından bahsedilmiştir. Akabinde, temel hak ve özgürlükler bakımından sınır dışı etme kavramı ele alınarak, kavramın dayanağı olan ülkesel egemenlik ilkesine değinilmiştir. Bu bölümde ayrıca, sınır dışı etme işlemine ilişkin özellikle insan hakları hukuku ile mülteci hukukunda kabul edilmiş olan ve Türk hukukunda da genel olarak benimsenmiş olan ilkeler incelenmiş, son olarak kavramın benzer kavramlardan farkları üzerinde durulmuştur.

Çalışmamızın ikinci bölümünde ilk olarak, Türk hukukunda yer alan sınır dışı etme nedenlerine, bir diğer deyişle hakkında sınır dışı etme kararı alınabilecek yabancılara yer verilmiştir. Türk hukukunda sınır dışı etmeye ilişkin genel düzenlemelerin yer aldığı YUKK'taki hükümlere ek olarak uygulamada rastlanmamasına rağmen hâlâ yürürlükte olan Muharip Ordu Mensupları Hakkında Yönetmelik'te yer alan hükümler de ele alınmıştır. Diğer yandan, özellikle son yıllarda Suriye Arap Cumhuriyeti'nden Türkiye'ye topluca gelen ve geçici koruma altına alınan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınmasının bağlı olduğu şartlar incelenmiştir. Bu bölümde son olarak, sınır dışı etme kararı alınmasını engelleyen sebepler üzerinde değerlendirmede bulunulmuştur.

(34)

6 Çalışmamızın üçüncü bölümünde ise, ilk olarak sınır dışı etme kararının usulü ele alınmıştır. Sınır dışı etme kararının uygulanmasında ise, Türkiye'yi terke davet ve doğrudan sınır dışı etme işlemleri ile YUKK'tan önce Türk hukukunda yer almayan idarî gözetim konularına yer verilmiştir. Sınır dışı etme kararının sonuçları ise, yabancının Türkiye'den çıkışı, Türkiye'ye yeniden girişi, vize, ikâmet ve çalışma izni ile uluslararası korumaya ilişkin hususlar bakımından ayrı ayrı incelenmiştir. Çalışmamızın üçüncü bölümünde son olarak, sınır dışı etme kararının idarî ve yargısal denetimi ele alınmıştır. Son olarak, çalışmamız tespit ve önerilerimizi ortaya koyduğumuz sonuç bölümü ile tamamlanmaktadır.

(35)

7

BİRİNCİ BÖLÜM

SINIR DIŞI ETME KURUMUNA GENEL BAKIŞ §1. SINIR DIŞI ETME KAVRAMI

Sınır dışı etme kavramının bugüne kadar doktrinde birçok tanımı yapılmıştır. Söz konusu tanımlar, genel olarak aynı temele dayanmaktadır. Buna karşın, bu tanımlar arasında, hukukî nitelik bakımından bazı farklılıklar bulunmaktadır. Dolayısıyla, sınır dışı etme kavramının tanımını yapmadan önce, bu işlemin hukukî niteliği açısından doktrindeki görüşlere değinmek yerinde olacaktır.

Sınır dışı etme işleminin hukukî niteliğine ilişkin doktrindeki görüşlerden birinde, sınır dışı etme işleminin, bir "devlet tasarrufu" olarak nitelendirildiği görülmektedir. Söz konusu görüş çerçevesinde, ülke üzerindeki varlıkları çeşitli nedenlerle sakıncalı kabul edilen yabancıların, devletin tasarrufuyla ülkeden uzaklaştırılmaları işlemi, sınır dışı etme olarak adlandırılmaktadır13.

Konuya ilişkin bir başka görüş ise, sınır dışı etme işlemini, devletin uhdesinde bulundurduğu bir "kamusal yetki" olarak kabul etmektedir. Buna göre, sınır dışı etme, devletin egemenliğinden kaynaklanan bir yetkisidir ve ülkede bulunan yabancı, kamu düzeninin korunması gibi çeşitli gerekçelerle, ülkesinde bulunduğu devlet tarafından söz konusu yetkiye dayanılarak ülke dışına çıkarılabilir14.

Sınır dışı etme işleminin hukukî niteliğine ilişkin doktrindeki genel kabul, bu işlemin devletin egemenlik yetkisine bağlı olarak kullandığı bir kamusal yetki olması

13

Konuya ilişkin tespitler için bkz. DARDAĞAN KİBAR, Esra G.: "Türk İdarî Yargısında Sınır Dışı Etme Kararlarının Ele Alınması", Vatandaşlık, Göç, Mülteci ve Yabancılar Hukukundaki Güncel Gelişmeler Uluslararası Sempozyum Bildirileri, Ankara 2009, s. 522 (İdarî Yargı);

SOYSÜREN, İbrahim: "Yabancıların Sınırdışı Edilmesi: Kavramsal Bir Tartışma ve Alternatif

Tanım İçin Notlar", Sınır ve Sınırdışı Türkiye'de Yabancılar, Göç ve Devlete Disiplinlerarası Bakışlar (Ed. DANIŞ, Didem/SOYSÜREN, İbrahim), Ankara 2014, s. 154, 155.

14

Sınır dışı etme kavramının kamusal bir yetki olduğu yönünde bkz. AYBAY/DARDAĞAN

KİBAR, s. 225; BAYRAKTAROĞLU ÖZÇELİK, s. 212; ÇİÇEKLİ, s. 171; DOĞAN, s.

111; EKŞİ, s. 99; ERGÜL, Ergin: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türk Hukuku'nda Sınır Dışı Etme Geri Gönderme ve Geri Verme, Ankara 2012, s. 39; LEVİ, Selim: "Yabancıların Sınır Dışı Edilmesi Yeni Türk Ceza Kanunu'nun Tartışma Yaratacak Bir Hükmü Nasıl Değişti?", TBB Dergisi, 2005, S. 58, s. 29; YÖRÜK, Abdülhak Kemal: Devletler Hususi Hukuku Kitap II Ecnebilerin Hukukî Vaziyeti, İstanbul 1937, s. 66-67.

(36)

8 yönünde olmakla birlikte, sınır dışı etme için doktrinde yapılmış ortak bir tanım yoktur. Aksine, benzer kavramlarla ifade edilen birçok sınır dışı etme tanımı bulunmaktadır15. Bu tanımların ortak yönü, devletin yabancıyı sınır dışı edebilmesinin bir yetki olarak görülmesidir. Neticede, sınır dışı etme işleminin hukukî niteliğine ilişkin doktrindeki bu görüşlerden hareketle, bir devletin, ülkesindeki asayişi sağlamak ve kamu düzenini korumak maksadıyla, milletlerarası hukukun çizdiği sınırlara uygun olarak, yabancıları kuvvet kullanmak ya da ilgilisine kendisinin ayrılması yönünde bir süre tanımak suretiyle ülkeden uzaklaştırma işlemi, sınır dışı etme olarak tanımlanabilir.

I. Tarihsel Süreçte Sınır Dışı Etme

Türk hukukunda, devletin sınır dışı etme yetkisinin varlığı ve bu yetkinin dayandığı sebeplerin oluşumunda, iki önemli medeniyetin hukuk sisteminin etkisi görülmektedir. Bunlardan ilki, özellikle özel hukuk alanında çağdaş hukuktaki pek çok ilke ve kurumun kaynağını teşkil eden Roma hukuku iken; diğeri, Cumhuriyet'in ilanından sonra dahi uzun yıllar Türk hukukunda etkilerini sürdüren Osmanlı hukukunun da kaynağını aldığı İslam hukukudur.

Roma hukukunda sınır dışı etme, Cumhuriyet devrinin16 başlarında ve bu devirden önce, sadece yabancılara uygulanan bir idarî tedbir olarak kabul edilmesine rağmen, bu devrin sonlarına doğru ve Principatus devrinde bir ceza mahiyetini almıştır. Ancak söz konusu kurum, bu dönemde sınır dışı etme olarak değil, sürgün olarak adlandırılmıştır17. Zira bu dönemde, ülke sınırlarının genişlemesi sebebiyle

15

Doktrindeki diğer sınır dışı etme tanımları için bkz. AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 226;

BAYRAKTAROĞLU ÖZÇELİK, s. 211-212; DARDAĞAN KİBAR, İdarî Yargı, s. 522; DEĞİRMENCİ, Olgun/KARAKURUMER, Alkın: "Suç İşleyen Yabancıların Sınırdışı

Edilmesi Tedbirinin Tarihsel Gelişiminin Hukukî Bağlamda İrdelenmesi", CHD, 2014, Y. 9, S. 25, s. 128; DURAN, Lütfi: "Yabancıların Türkiye'den Sınırdışı Edilmesi", İnsan Hakları Yıllığı, 1980-82, S. 2, s. 4; SİRMEN, Kazım Sedat: "Yabancıların Türkiye'den Sınırdışı Edilmesine İlişkin Temel Düzenlemeler ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Türkiye Hakkında Verdiği Örnek Kararlar", Ankara Barosu Dergisi, 2009, Y. 67, S. 3, s. 30.

16

MÖ 754 yılından, MS 565 yılına kadar süren Eski Roma tarihi, siyasi bakımdan dört devreye

ayrılır. Bunlar, Krallık (MÖ 754-509), Cumhuriyet (MÖ 509-27), İlk İmparatorluk (Principatus) (MÖ 27-MS 284) ve Son İmparatorluk (Dominatus) (MS 284-MS 565) devirleridir: UMUR, Ziya: Roma Hukuku, İstanbul 1974, s. 3.

17

(37)

9 artan nüfus, beraberinde suç oranında da ciddi bir artışa neden olmuştur. Özellikle idam ve sınır dışı etme cezası, merkezdeki huzuru sağlamak ve suç oranını azaltmak maksadıyla başvurulan müeyyidelerin başında gelmiştir18. Aynı şekilde, bu dönemde vatandaşlar üzerinde uygulanan idam cezalarına karşın, üst sınıfların çoğunlukla idam cezası yerine sınır dışı etme cezasıyla karşı karşıya kaldığı görülmüştür19. Yine, Roma'nın huzursuz bir ortama sürüklenmesi sebebiyle, başka bir suçtan ceza almış kimselerin şehirden daimi bir şekilde gönderilmesi uygulamasının da yoğunluk kazandığı ifade edilmiştir20.

Sınır dışı etme kavramının İngilizce karşılığı olan deportation kelimesinin kökü, etimolojik olarak Roma hukukundaki deportatio kelimesine dayanmasına karşın, modern anlamdaki sınır dışı etme ile Roma hukukundaki deportatio birbirlerinden farklıdır. Zira Roma hukukundaki deportatio kavramına ilişkin düzenlemeler daha çok sürgün ile benzeşmektedir21. Nitekim Roma'da, deportatio edilen bir kimse, Roma İmparatorluğu'nun yeni kurulduğu dönemlerde ülke sınırları

18

ROBINSON, O. F.: Penal Practice and Penal Policy in Ancient Rome, New York 2007, p. 81. 19

Konuya ilişkin tespitler için bkz. Digesta 8.3.5; Digesta 8.16. Digesta, Roma hukuku hakkındaki bilgilerin büyük bir kısmına kaynaklık eden Corpus Iuris Civilis adı verilen eserin en önemli ve uzun kısmı olan, klasik hukukçuların eserlerinden alınmış parçalardan oluşmaktadır: UMUR, s. 150-152. Bu eserde o dönem uygulanan sınır dışı etmeye ilişkin de birçok bilgi bulunmaktadır. Çalışmamızda Digesta'ya atıf yapılırken Roma hukuku doktrininde de tercih edildiği şekilde, önce Digesta'nın baş harfi olan D harfi kullanılacak, ardından kitabın, faslın, parçanın ve varsa paragrafın rakamları arka arkaya sıralanacaktır.

20

ROBINSON, p. 187. 21

Roma hukukunda sürgün ve sınır dışı etme, toplum huzurunu bozanlara ve suçlulara karşı getirilen iki önemli ceza türü olmakla birlikte birbirlerinden farklıdır. Zira sınır dışı edilen kimse, vatandaş olarak sahip olduğu haklardan ve hatta malvarlığının sağladığı haklardan yoksun bırakılmakta iken; sürgün edilen kimse, bu haklardan yoksun bırakılmadığı gibi, malvarlığının yalnızca bir kısmına el konulmaktaydı: D. 48.22.14.1. Sınır dışı edilen bir kimse, vatandaş olarak sahip olduğu hakları kaybetmesine rağmen, özgürlüğüne zarar gelmemekteydi. Hatta bunlar, vatandaş olmayanların, bir diğer deyişle devletin egemenliği altındaki diğer kimselerin sahip olduğu haklara yani satın alma, satma, kiralama, trampa edebilme, ödünç para verebilme ve buna benzer işlemler gerçekleştirebilme hakkına sahiplerdi. Esasında sınır dışı edilen bu kimseler, ius civileden çıkarak ius gentiuma girmekteydiler: D. 48.22.15. Dahası, sınır dışı edilenler, ius gentiuma uygun olmak şartıyla gittikleri yerlere kalan eşyalarını da götürmekte serbesttiler: EMİROĞLU, Halûk: Kavimler Hukuku, İstanbul 2007, s. 260;

ROBINSON, p. 81; BAUMAN, Richard A.: Human Rights in Ancient Rome, New York

2000, p. 81. Son olarak sürgün, daimi ya da sıklıkla uygulandığı üzere, belirli bir zaman dilimi için öngörülebildiği hâlde, sınır dışı etme, yalnızca daimi bir şekilde uygulanabilmekteydi:

(38)

10 içerisinde bir yere gönderilmesine rağmen; sonraları cezasını çekmek üzere ülkenin merkezinden uzak bir yere, özellikle de Akdeniz ülkelerine gönderilmiştir22.

Roma hukukunda bir cezaya karşılık gelen sınır dışı etme kurumu, günümüzde sadece yaptırım olarak uygulanmamakta; aynı zamanda güvenlik tedbiri olarak başvurulan bir yöntem olarak da bilinmektedir. Aynı şekilde, günümüzde sınır dışı etme, yalnızca yabancılar için öngörülmüş bir tedbir olmakla birlikte; Roma hukukunda sınır dışı etme, başlangıçta sadece yabancılar için uygulanmış, sonrasında ise hem yabancılar hem de vatandaşlar için öngörülmüştür23.

Görüldüğü üzere, Roma hukukundaki sınır dışı etme uygulamaları, temelde toplum düzenini tehlikeye sokan kimseleri ülkeden uzaklaştırma amacına hizmet etmektedir. Bu anlamda, Roma hukukundaki bu düşüncenin hâlihazırda Türk hukukundaki konuya ilişkin düzenlemelerin de temelini oluşturduğunda şüphe yoktur.

İslam hukukunda da, Roma hukukundakine benzer şekilde, sürgün cezası ve ülkeden uzaklaştırma şeklinde, sınır dışı etme işlemine benzeyen iki farklı yaptırım bulunmaktadır. Ancak söz konusu yaptırımların uygulandığı kimselere ilişkin ortaya çıkan farklılıklar, sınır dışı etme işlemiyle sürgünü birbirinden ayırmaktadır. Buna göre bir Müslüman, ceza almış ve hatta aleyhinde gözaltı kararı veya başka bir yere sürgün emri verilmiş olsa dahi İslam ülkesinden gönderilemezken24; bir zımminin25 hakkında hükmedilen ceza ne olursa olsun, o cezanın infazının yanı sıra, tehlikeli faaliyetlerinden dolayı istenmeyen biri hâline gelmişse, İslam devleti dışına

22 BAUMAN, p. 81; ROBINSON, p. 81, 188. 23 OKANDAN, s. 499. 24

Bu kural, çağdaş hukuk sistemlerinde kabul gören vatandaşın sınır dışı edilemezliği ilkesinin İslam hukukundaki uygulaması olarak ifade edilebilir. Vatandaşın sınır dışı edilemezliğine ilişkin bkz. Birinci Bölüm, §1, IV, A.

25

İslam toprakları üzerinde yaşayan Müslüman olmayan vatandaşlara zımmi adı verilmektedir:

BOZKURT, Gülnihâl: Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukukî Durumu, Ankara 1989,

s. 9; KONAN, Belkıs: "Gayrimüslim Osmanlı Vatandaşlarının Hukukî Durumuna İlişkin Bir Değerlendirme", AÜHFD, 2015, C. 64, S.1, s. 173. Osmanlı hukukunda da, Osmanlı ülkesinde oturma hakkından, can ve mal güvenliğinden, örf ve adet ve din özgürlüğünden yararlanan, Müslüman olmayan kişilere zımmi adı verilirdi. Tanım için bkz. ÇELİKEL/GELGEL, s. 45.

(39)

11 gönderilmesi dahi söz konusu olabilmektedir26. Bu uygulama, sürgün cezasından farklı bir uygulama olup, devletin, ülkesel egemenliğine dayanarak yabancılar üzerinde gerçekleştirdiği bir tasarruftur.

İslam hukukunun temel alındığı ve 19. yüzyılda gerçekleşen kanunlaşma hareketleriyle birlikte, birçok uygulamanın yazıya aktarıldığı Osmanlı hukukunda da, sınır dışı etme işlemi uygulanmıştır. Anayasal anlamda sınır dışı etme, ilk olarak, Kanun-i Esasi'nin 113. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile padişaha, "hükümetin güvenliğini ihlâl eden vatandaşları toplu olarak sınır dışı etme yetkisi" verilmiştir27. Padişahın bu yetkisi, 1908 yılında kaldırılmıştır28. Görüldüğü üzere, çağdaş hukukta reddedilen toplu sınır dışı etme ve vatandaşın sınır dışı edilmesi gibi yasaklar, Kanun-i Esasi'nin orijinal hâlinde yer almakla beraber, sonrasında kaldırılmıştır. Bir diğer deyişle, Kanun-i Esasi bakımından, kamu düzeni için tehlike oluşturan veya oluşturma ihtimali olan kişilerin bireysel veya toplu bir şekilde sınır dışı edilmeleri, başlarda padişahın mutlak yetkisiyle mümkündü29.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, devletin sınır dışı etme yetkisi o kadar mutlak kabul edilmiştir ki, söz konusu yetki, yabancı devlet vatandaşlarına birtakım

26

Kur'an-ı Kerim'de ve hadislerde de insanları yurtlarından çıkarma, diğer deyişle sınır dışı etmeden söz edildiği görülmektedir. Örneğin Hz. Peygamber'in ve Müslümanların Mekke'yi terk etmeye mecbur bırakılmaları, Kur'an-ı Kerim'de "yurtlarından çıkarılmaları" olarak nitelendirilmiştir. Sınır dışı etme ile ilgili diğer ayetler için ayrıca bkz. Et-Tevbe 9/13/40; El-İsra 17/76; El-Hac 22/40; Muhammed 47/13; El-Haşr 59/8; El-Mühtehine 60/1.

27

DEĞİRMENCİ/KARAKURUMER, s. 130. Kanun-i Esasi'nin 113. maddesinde düzenlenen,

Osmanlı vatandaşlarının yurt dışına sürgüne gönderilmesini, vatandaşın sınır dışı edilemezliği ilkesinin bir yansıması olarak değerlendiren yazarlar da bulunmaktadır: DURAN, s. 6.

28

AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 226. 29

Osmanlı İmparatorluğu'nda, sınır dışı etme yetkisinin devletin yetkilerinden biri olduğu ve hatta hakkında ceza hükmü olmamasına karşın, bir yabancı hakkında sınır dışı etme kararı alınabileceğine ilişkin beyan ve uygulamaların bulunduğu bilinmektedir. 19. yüzyılda ıskat-ı cenin yaptığı tespit edilen Rus asıllı Alman vatandaşı olan Zibold isimli bir kadın hakkında alınan sınır dışı etme kararı, buna örnektir. Bu kadın hakkında alınan sınır dışı etme kararına karşın, sınır dışı etme fiilini gerçekleştirmesi için yetkilendirilen Alman Konsolosluğu tarafından kadının bir türlü sınır dışı edilmemesi üzerine, padişah tarafından her hâlükarda sınır dışı etme kararının icra edilmesinin ısrarla istendiği ve padişahın sınır dışı etme işleminin kendi hakkı olduğunu vurguladığı görülmektedir. Bu durum, ülkesel egemenlik ilkesinin o zamanki gücüne dikkat çekmektedir. Söz konusu olaya ilişkin yazışmaların orijinal metni ve karar hakkında detaylı bilgi için bkz. EROĞLU, Haldun/ŞİMŞEK, Fatma/DİNÇ, Güven: "Osmanlı İmparatorluğu'nda Iskat-ı Cenin (Çocuk Düşürme)", Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Vol. 2/6, Winter 2009, s. 603-604.

(40)

12 avantajlar sağlayan kapitülasyonlarla dahi sınırlandırılmamıştır30. Devlet, sınır dışı etme yetkisini tam ve münhasıran elinde bulundurmuş; kapitülasyonlarla dahi bu yetkisini kayıt altına almamıştır31. Ancak kapitülasyonlar yoluyla Osmanlı ülkesine girme hakkı kazanan yabancı devlet vatandaşları ve vatandaşlığında bulunduğu devletler, Osmanlı İmparatorluğu'nun elinde bulunan sınır dışı etme yetkisiyle bu ayrıcalıklarını kaybetmek istememişler ve sınır dışı etme yetkisinin de kapitülasyonlara dâhil olduğunu iddia etmişlerdir. Ancak kapitülasyonlar yoluyla bu amaçlarına ulaşamayan bazı yabancı devletler, bu durumu aşmak için kendi konsoloslarına sınır dışı etme yetkisi verdiklerini bildirmişlerdir. Bu şekilde, suçluların iadesi işleminden de uzak durmayı amaçlamışlardır32.

Lozan Barış Anlaşması'na bağlı olarak akdedilen İkâmet ve Adlî Selahiyet Sözleşmesi'nin33 7. maddesinde, Türk Devleti'nin yabancıları sınır dışı etme hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. Buna göre, sözleşmeye taraf devletlerin vatandaşları,

30

ALTUĞ, Yılmaz: Yabancıların Hukukî Durumu, İstanbul 1971, s. 147. Devletin sınır dışı etme

yetkisinin kapitülasyonlarla dahi sınırlanamadığına dair bilinen en iyi örnek, 1740 tarihinde Fransa ile yapılan kapitülasyon antlaşmasıdır. Antlaşma çerçevesinde, kendi hâlinde yürümeleri ve dostluk merasimine ve sadakat levazımına hâlel getirecek hareketten mücanebet eylemeleri şartıyla bir Fransız vatandaşının kapitülasyonlardan yararlanabileceği, aksi durumda Osmanlı İmparatorluğu'nun kendisi için tanıdığı özgürlüklerden yararlanamayacağı düzenlenmiştir. Böylece, Osmanlı topraklarında hükümde belirtildiği şekilde hareket etmeyen bir Fransız, antlaşmanın kendisine sağladığı avantajlardan faydalanamayacak; dahası bu durum, sınır dışı edilmesini mümkün hâle getirecektir: BİRSEN, Kemaleddin: Devletler Hususi Hukuku Cilt I Tâbiiyet-Yabancıların Hukuku, İstanbul 1936, s. 139; DARDAĞAN, Esra Gül: Yabancılar Hukuku Açısından Sınırdışı Etme, AÜSBE 1993 (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), s. 8; DEĞİRMENCİ/KARAKURUMER, s. 131; SEVİĞ, Muammer Raşit/SEVİĞ, Vedat Raşit: Devletler Hususi Hukuku (Yabancıların Hukukî Durumu) 2. Cilt, İstanbul 1970, s. 80.

31

DARDAĞAN KİBAR, Esra: "Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun Sınırdışı

Etmeye İlişkin Hükümlerinin Getirdiği Yenilikler", Sınır ve Sınırdışı Türkiye'de Yabancılar, Göç ve Devlete Disiplinlerarası Bakışlar (Ed. DANIŞ, Didem/SOYSÜREN, İbrahim), Ankara 2014, s. 183 (Yenilikler).

32

Devletlerin, kendi konsoloslarına sınır dışı etme yetkisi verdiklerine ilişkin bilinen en yaygın örnek, Fransa'nın 1778 Emirnamesi'nin 82. maddesinde yer almaktadır. Buna göre, Fransız konsolosu, kötü tavır ve davranışları sebebiyle vatandaşlarının genel çıkarlarına zarar veren bir Fransız vatandaşını, sebebini Hariciye Nezareti'ne daha sonra bildirmek şartıyla, yakalayıp yola çıkan ilk gemiyle Fransa'ya gönderme, yani sınır dışı etme hakkına sahipti:

DEĞİRMENCİ/KARAKURUMER, s. 132; SEVİĞ/SEVİĞ, s. 81. Devletin yargı yetkisine

ve dolayısıyla ülkesel egemenlik yetkisine müdahale niteliğinde olan bu düzenleme, o zamanlar kapitülasyonlar ile mümkün hâle gelmişti. Şüphesiz bu yetki, ancak ilgili konsolosluğun yargılama yetkisi bulunması hâlinde mümkündü. Zira o dönemde, aynı vatandaşlığa sahip kimseler hakkında görülen ceza davalarına kendi konsoloslarında kurulan mahkemelerde hüküm kurulması da mümkündü: DEĞİRMENCİ/KARAKURUMER, s. 132.

33

(41)

13 ahlâki ve sıhhi zabıta ve dilencilik hakkındaki kanun ve nizamlar gereğince veya memleketin iç ve dış güvenliğine ilişkin sebeplerle sınır dışı edilebilecektir. Taraf devletler, sınır dışı edilen vatandaşlarını ve ailelerini ülkeye kabul edecektir. Buna ek olarak, sınır dışı etme işlemi, sağlık koşullarına ve insani şartlara uygun olarak gerçekleşecektir34.

Osmanlı İmparatorluğu zamanında yabancıların sınır dışı edilmesine ilişkin hükümlerin bulunduğu bir diğer düzenleme, 26 Nisan 1325 tarihli Serseri ve Mazannaisu Eşhas Hakkında Kanun'dur35 (1325 tarihli Kanun). 1325 tarihli Kanun'un 18. maddesine göre, serseri ve kötü zan altındaki yabancı kimseler, ceza mahkûmiyetleri infaz edildikten sonra Osmanlı topraklarından çıkarılacaktır36. Düzenlemenin temelinde, kamu düzenine ve kamu güvenliğine aykırı hareket etme ihtimali bulunan yabancılara karşı önlem alma düşüncesi yatmaktadır. Zira suç işleyen yabancının cezası, zaten ceza hukuku hükümlerine göre infaz edilmiştir. Dolayısıyla, sadece suç işleyip cezası infaz edilen bir yabancı hakkında sınır dışı etme kararı alınamayacak, ancak serseri olarak nitelendirilmesi ve kötü zan altında olduğunun kabul edilmesi hâlinde sınır dışı edilecektir.

Sınır dışı etme ile ilgili Osmanlı hukukuna ait bir diğer düzenleme ise, 2 Mart 1331 tarihli Ecnebilerin Seyahat ve İkâmetleri Hakkında Kanun'dur37 (1331 tarihli Kanun). 1331 tarihli Kanun'un 5. maddesine göre, Dâhiliye Nazırı, re'sen veya dönemin Bakanlar Kurulunun kararıyla, Osmanlı ülkesinde ikâmet ve seyahat eden yabancıları, derhâl veya belirlenecek bir sürede bulunduğu yerden ayrılıp ülkenin belirli bir yerinde ikâmet etmeye ya da Osmanlı ülkesinden çıkmaya davet edebilir. Ayrıca bu durum, kendisine bildirilmesine rağmen gereğini yerine getirmeyenler, kuvvet kullanılarak teb'it veya Osmanlı sınırları dışına tardeylenebilirdi38. Sınır dışı

34

BİRSEN, s. 105. 35

Düstur: Tertip III, C. 1, s. 169.

36

SEVİĞ/SEVİĞ, s. 81; DEĞİRMENCİ/KARAKURUMER, s. 131. 37

Düstur: Tertib-i Sani, C. 7, s. 484. Söz konusu Kanun, Osmanlı İmparatorluğu zamanında yürürlüğe girmesine karşın, tıpkı 1325 tarihli Kanun gibi, Cumhuriyet'in ilk yıllarında da yürürlükte kalmıştır.

38

1331 tarihli Kanun'un tard ve teb'ide ilişkin hükümleri hakkında detaylı bilgi için bkz.

(42)

14 etmeye ilişkin bu karar, siyasi, idarî veya asayişe ilişkin olabildiği gibi, süreli ya da süresiz olarak verilebilmekteydi. Diğer yandan, kişinin davete uymayıp sınır dışı edilmesi hâlinde hakkında ülkeye giriş yasağı kararı alınıp Osmanlı ülkesine yeniden girmesine izin verilmezdi. Buna rağmen, süresi dolmadan geri dönenler veya süresiz gönderilmelerine rağmen ülkeye giriş yapanlar hakkında para ve/veya hapis cezasına hükmolunur, sınır dışı etme kararının icrası yeniden gerçekleştirilirdi39.

II. Temel Hak ve Özgürlükler Bakımından Sınır Dışı Etme

A. Kişi Güvenliği ve Özgürlüğü Hakkı

Bir kimsenin, devlet tarafından herhangi bir kısıtlamaya tâbi tutulmaksızın, özgür iradesiyle hareket edebilmesi ve bu özgürlüğünün yine devletçe muhafaza altına alınması, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkının özünü oluşturur40. Bu anlamda,

Kanun'un Talimatnamesi de bir kimsenin ülkeden uzaklaştırılmasına ilişkin önemli hükümler içermekteydi. Adı geçen Talimatname'nin 6. maddesine göre, Türkiye'nin bir şehrinde veya bölgesinde ikâmet ve seyahati, belirli veya belirsiz bir zaman dilimi için zararlı olabilecek yabancıların, o bölgeyi terk etmesine dair yapılacak ihtar üzerine gönderilmesine "ihraç" ve bu sebeple yapılan ihtarı dikkate almaması veya re'sen hükümetçe gerekli görülmesi üzerine, zabıta kuvvetlerince çıkarılmasına "tart" denmekteydi. Talimatname'nin 7. maddesinde, Türkiye'den gönderilecek bu kimselerin kimler olduğu sayılmıştır. Talimatname'nin 8. maddesi ise, sayılan yabancılar hakkında alınacak bu kararın isabetli olabilmesi için, sınır dışı etme sebebiyle birlikte birtakım hususların da Vekâlete bildirilmesi gerektiğini düzenlemiş ve bu hususların neler olduğunu belirtmiştir. Talimatname'nin 13. maddesinde ise, siyas sığınmacıların ve asker firarilerinin rızaları olmadığı takdirde kendi memleketlerine sınır dışı edilmeyecekleri düzenlenmiştir. Dolayısıyla bu Talimatname, dönemin koşulları dikkate alındığında oldukça çağdaş ve milletlerarası hukuka uygun hükümler içermekteydi:

DARDAĞAN, s. 12; DEĞİRMENCİ/KARAKURUMER, s. 134; YÖRÜK, s. 69-73. 39

Tespitler için bkz. DARDAĞAN, s. 11.

40

KESKİN, Serap: "Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı", İnsan Hakları, İstanbul 2000, s. 64; TANÖR, Bülent: Türkiye'nin İnsan Hakları Sorunu, İstanbul 1990, s. 60. Kişi güvenliği ve

özgürlüğü hakkı, her ne kadar tek bir kavramdan oluşuyormuş gibi görünse de kişi güvenliği ile kişi özgürlüğü, farklı anlamlar içeren iki ayrı korumadır. Kişi güvenliği, kişi özgürlüğünün hukuken güvence altına alınmasıdır: ERGÜL, s. 70; ÖZKAN, Işıl: Göç, İltica ve Sığınma Hukuku, Ankara 2013, s. 317. Bu hak ise, hiç kimsenin suçsuz bir şekilde tutuklanamayacağını, herhangi bir kamu görevlisi tarafından kanunsuz olarak rahatsız edilemeyeceğini veya özgürlüğünden keyfî bir şekilde mahrum bırakılamayacağını ifade eder:

KUZU, Burhan: Ülkemizde Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği, İstanbul 1997, s. 14. Doktrindeki bir

görüşe göre ise, kişi dokunulmazlığı kavramı, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı ile bağlantılıdır. Hatta çoğu zaman söz konusu kavram, kişi güvenliği kavramı ile karıştırılabilmektedir. Zira her iki kavram da bir kimsenin temel hak ve özgürlüklerinin korunmasına işaret ederken; bu korumanın kime ve neye karşı olduğu noktasında ayrılmaktadır. Bu çerçevede kişi güvenliği, bir kimsenin sadece devlete karşı korunmasını ifade ederken; kişi dokunulmazlığında kişi, sadece devlete karşı değil, bir başka kimseye karşı da korunmaktadır. Bu sebeple kişi dokunulmazlığı, uygulama alanı bakımından kişi güvenliği kavramından daha geniş bir kavramdır: KUZU, s. 16.

(43)

15 kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkının istisnalarından birisinin sınır dışı etme kurumu olduğu kabul edilmektedir41.

Temel hak ve özgürlüklere ilişkin kapsamlı düzenlemeler getiren AİHS'de, sınır dışı etme kararına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla beraber, söz konusu kararın AİHS'nin bazı maddeleri ile bağının bulunduğu kabul edilmektedir42. AİHS'nin 5. maddesinde düzenlenen kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı da bunlardan birisidir. Söz konusu maddede, herkesin kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkına sahip olduğu belirtilmiş ve hangi hâllerde bir kimsenin bu hakkından yoksun bırakılabileceği sayılmıştır. Kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkına getirilen bu istisnalar, hükümde numerus clausus sayılmıştır; dolayısıyla bu istisnaların genişletilmesi mümkün değildir43. AİHS'nin kişi güvenliği ve özgürlüğüne ilişkin bu düzenlemesinin 1. paragrafının (f) bendinden anlaşıldığı üzere, hakkında sınır dışı etme kararı verilmiş olan bir kimse yakalanıp tutulabilecektir. Bu çerçevede, devletin usulüne uygun olarak bir kimse hakkında sınır dışı etme kararı alması sonucunda bu kimsenin yakalanıp tutulması, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkının ihlâli anlamına gelmeyecektir. Ancak bu istisna, yine de devlete geniş yetkiler vermemektedir. Nitekim sınır dışı etmek maksadıyla gerçekleştirilen tutma işleminin de aralarında bulunduğu bu hâllerin, mutlaka milletlerarası hukuk tarafından kabul edilen istisnalardan olması, bu istisnalara dayanılarak alınan kararın keyfî olmayıp kanuna

41

Sınır dışı etmeye ilişkin, Anayasa'nın 19. maddesinin 2. fıkrasında getirilen düzenleme sebebiyle, çalışmamızda, sınır dışı etme kararının, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkının sınırlaması olduğu kabul edilmiştir. Hâl böyle olmakla birlikte, doktrinde, sınır dışı etme kararının, kişi güvenliği ve özgürlüğü kavramı veya kişi dokunulmazlığı kavramının sınırlaması olduğu yönünde çeşitli tespitler bulunmaktadır: DOĞAN, s. 109-110. Benzer şekilde doktrinde sınır dışı etme kararının, kişi dokunulmazlığı ve kişi güvenliği hakkının bir sınırlaması olduğu yönünde görüş de bulunmaktadır. AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 226;

ÇELİKEL/GELGEL, s. 127. Sınır dışı etme kararının, kişi dokunulmazlığı ve kişi özgürlüğü

hakkının sınırlaması olduğu yönündeki görüş için ayrıca bkz. ÇİÇEKLİ, s. 171.

42

AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 231; BAYRAKTAROĞLU ÖZÇELİK, s. 213; ÇİÇEKLİ, s. 172, dn. 8; EKŞİ, Nuray: "İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin 6. Maddesinin

Yabancıların Sınırdışı Edilmesine Uygulanıp Uygulanamayacağı Sorunu, MHB, 2009, Y. 29, S. 1-2, s. 119-120 (İHAS'ın 6. Maddesi); ERGÜL, Ergin: "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Yabancıları Ülkeden Uzaklaştırma İşlemleri Bağlamında Adil Yargılanma Hakkına İlişkin Standartları", Terazi Hukuk Dergisi, 2012, Y. 7, S. 68, s. 15 (Adil Yargılanma Hakkı); SİRMEN, s. 37-39.

43

ÖZDEMİR, Omca: "Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği", İnsan Hakları Hukuku Ders Kitabı (Ed. DOĞAN, İlyas), Ankara 2013, s. 416.

(44)

16 uygun olması ve kısıtlamanın mutlaka iç hukuka uygun olması gerekmektedir44. Diğer yandan, hakkında sınır dışı etme kararı alınan bir kimse, makul süreler aşılmaksızın ve fiziksel açıdan uygun şartlar altında olan bir yerde tutulmalıdır. Aksi hâlde, kişinin özgürlüğünden mahrum edildiği ve kişi güvenliğinin ihlâl edilmiş olduğu ileri sürülebilir45.

Türk hukukunda kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı, Anayasa'nın 19. maddesinde, AİHS'nin 5. maddesine benzer şekilde düzenlenmiştir. Söz konusu hüküm, herkesin kişi güvenliği ve özgürlüğüne sahip olduğu kuralı ile başlamıştır. Şekil ve şartları kanunda gösterilmek şartıyla, aralarında, hakkında sınır dışı etme kararı verilen bir kimsenin yakalanması veya tutuklanması hâllerinin de bulunduğu özgürlüğü kısıtlayıcı tedbirler dışında, bir kimsenin özgürlüğünden yoksun bırakılmasının mümkün olmadığı dile getirilmiştir. Zira Anayasa'nın 19. maddesinde sayılan bu hâller sınır sayıdadır ve genişletilmesi mümkün değildir46. Anayasa'ya kişi güvenliği ve özgürlüğüne ilişkin bu hükmün yerleştirilmesi, bir anlamda devletin kendisini sınırlandırması anlamına gelmektedir. Devlet, bu madde ile çerçevesini çizdiği kişi özgürlüğü ve güvenliği konusunda, gerekli iç düzenlemeleri yapmayı ve Anayasa başta olmak üzere mevzuatında yer alan bu haklara ilişkin tüm sınırlamalara uymayı taahhüt etmiştir. Öyle ki Anayasa Mahkemesi (AYM), hakkında sınır dışı

44

Tespitler için bkz. DOĞAN, s. 109, 110-112; EKŞİ, AİHM Kararlarının Etkisi, s. 59;

ERGÜL, s. 74; ÖZDEMİR, s. 429. AİHS'nin 5. maddesinde düzenlenen, hakkında sınır dışı

etme kararı alınan bir kimsenin yakalanabilmesine ilişkin kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkında ilişkin istisna, AİHM'in Chahal c. United Kingdom (Dec. 22414/93 – 01.09.1994) kararında da ifade edilmiştir. Karar, davaya konu teşkil eden tutuklamanın, kanunun öngördüğü usule riayet etmek de dâhil olmak üzere, devlet için getirilen diğer sınırlamalara uygun olup olmadığıyla alakalıdır. Kararda bu konu hakkında, AİHS'nin iç hukuka atıf yaptığı ve iç hukukun emredici kurallarına uygun davranılması gerektiği, ayrıca özgürlüğü kısıtlayıcı her tedbirin mutlaka AİHS'nin 5. maddesiyle güdülen amaca uygun olması gerektiği dile getirilmiştir. Adı geçen

karar için bkz.

<https://hudoc.echr.coe.int/eng#{%22fulltext%22:[%22Chahal%22],%22documentcollectionid 2%22:[%22GRANDCHAMBER%22,%22CHAMBER%22],%22itemid%22:[%22001-58004%22]}> (Erişim Tarihi: 19.07.2018).

45

Tespitler için bkz. Guide on Article 5 of the Convention-Right to Liberty and Security, Council of Europe/European Court of Human Rights 2014, s. 5-6.

46

Madde gerekçesinde, kişi özgürlüğünün kısıtlanabileceği hâllerin sınırlı sayma yoluyla maddede gösterildiği ve böylece kanun koyucunun kendi yetkilerini bu şekilde kısıtladığı

belirtilmiştir. 1982 Anayasasının gerekçesi için bkz.

<https://yenianayasa.tbmm.gov.tr/docs/gerekçeli_1982_anayasasi.pdf> (Erişim Tarihi:

(45)

17 etme kararı verilen bir kimsenin, hukukî dayanağı olmaksızın idarî gözetim altına alındığından bahisle bireysel başvurusunu kabul etmiş ve bu durumun, Anayasa'nın 19. maddesinde düzenlenen kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkını ihlâl ettiğine karar vermiştir47.

B. Seyahat Özgürlüğü

Seyahat özgürlüğü, bir kimsenin insan olması sebebiyle kendisine tanınması zorunlu olan haklardan olup, kişinin tercihine göre istediği yere gitmesi anlamına geldiği gibi, istemediği takdirde hareket etmemesi anlamını da içerir48. Bir yabancının belli bir ülkede seyahati ise, iç hukukun izin verdiği ölçüde ve şekilde gerçekleşebilmektedir. Zira her devlet, kamu düzenini korumak maksadıyla, yabancılara karşı birtakım emniyet tedbirleri almaktadır49. Yabancılar, devletin ülkesindeki kamu düzenini korumak maksadıyla aldığı bu tedbirlere uymak mecburiyetindedirler.

Sınır dışı etme, seyahat özgürlüğü ile doğrudan ilişkilidir. Zira sınır dışı edilmek istenen bir kimsenin yakalanıp bir yerde tutulması, bulunduğu yabancı ülkedeki hareketinin kısıtlanması veya sınır dışı edilene kadar belli bir yerde ikâmet etmeye mecbur edilmesi, seyahat özgürlüğünün sınırlanması anlamına gelmektedir50.

47

AYM'nin konuya ilişkin vermiş olduğu karar hakkında bkz. AYM, Genel Kurul, 11.11.2015 Tarih ve 2014/13044 Başvuru No.'lu karar için bkz. RG 17.12.2015/29565.

48

AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 228. 49

Türk hukukunda yabancıların ikâmet ve seyahatini sınırlayan iki önemli düzenleme

bulunmaktadır. Bunlardan ilki, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu iken; diğeri 442 sayılı Köy Kanunu'dur: AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 133-136;

ÇELİKEL/GELGEL, s. 98-100; ÇÖRTOĞLU KOCA, Sema: "Yabancılar ve Uluslararası

Koruma Kanunu Uyarınca Yabancıların Türkiye'de İkâmeti ve Uzun Dönem İkâmet İznine İlişkin Değerlendirmeler", Ankara Barosu Dergisi, 2016, S. 2, s. 48 vd.; DOĞAN, s. 87-89.

50

Seyahat özgürlüğüne ilişkin getirilen bu sınırlamalar, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkına getirilen sınırlamalarla bir hayli benzeşmektedir. Bu anlamda, getirilen sınırlamanın bu iki özgürlükten hangisine ilişkin olduğunu tespit etmek önemlidir. Zira her ikisi de, bir kimse için farklı güvenceler sağlamakta ve dolayısıyla bu güvencelere farklı sınırlamalar getirmektedir:

GÖÇMEN, İlke: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Işığında Avrupa Birliği ve Türkiye Göç

Hukuku, Ankara 2015, s. 342-343. Doktrindeki bir görüşe göre, sınır dışı etme, kişi güvenliği ve özgürlüğünden önce, seyahat özgürlüğü ile ilişkilidir. Bunun iki sebebi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, hakkında sınır dışı etme kararı alınan bir yabancıya karşı, kural olarak, zor kullanılması ve kendisinin bir yere kapatılması durumunun söz konusu olmamasıdır. Dolayısıyla kişi güvenliği ve özgürlüğünün sınırlamalarından olan yakalama ve tutma hâlleri,

Referanslar

Benzer Belgeler

Work Permits of Foreigners 10 Ekonomik faaliyetlere ve izin türlerine göre yabancılara verilen çalışma izin sayısı, 2014 (devam) Number of work permit given to foreigners by type

Elazığ bölgesinde β-Talasemi mutasyon tipi saptanmıĢ ve sıklığı % 0,6 tespit edilmiĢtir.. Bu oran bölgenin talasemi açısından çok riskli

The objective of this study is to produce the components and indicators of Burnout and Self-Esteem through the preparation and development of instruments. The use

The historical transformation story of the simit from pure plain wheat to simid-i halka and to the current simit is explained through the Book of Travels of Evliya Çelebi and

 Bu nedenle ülkeye geçmişte yatırım yapmış olan ve mevcutta halen yatırımcı statüsünü korumakta olan yabancı yatırımcıların o ülkeye ilişkin

Tapu Kanunu’nun 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında yabancı tüzel kişilerin (ticaret şirketleri), 36 ncı maddesinde Türkiye’de kurulmuş yabancı sermayeli tüzel

Yukarıda belirtilen süre içinde (Mazeret – Yıllık) izinli sayılmama müsaadelerinizi

Larinkste kalan parçayı almak için hastanın çenesini açmak mümkün olmayınca propofol verilerek hasta gevşetildi ve LMA’nın farinkste kalan parçası