• Sonuç bulunamadı

H. Hâlihazırda Vize veya Vize Muafiyeti Bulunan ve İkâmet İzni Talebi Reddedilen

I. Türkiye'yi Terke Davet

YUKK'un 56. maddesinde, hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıların herhangi bir zorlama olmaksızın, belli bir süre içerisinde Türkiye'yi terk etmelerine yer verilmiştir423. Buna göre, hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancılara Türkiye'den ayrılabilmeleri için on beş günden az olmamak üzere otuz güne kadar süre tanınır. Bu doğrultuda, yabancıya tebliğ edilecek olan sınır dışı etme kararında, yabancının kaç gün içerisinde Türkiye'yi terk etmesi gerektiği de belirtilir. Yabancı, idare tarafından belirlenen bu süre zarfında Türkiye'yi terk etmeye mecburdur. Aksi hâlde, YUKK'un 57. maddesinin 2. fıkrası ve YUKK Yönetmelik'in 58. maddesinin 2. fıkrasında düzenlendiği üzere, "kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye'den çıkmaları için tanınan sürede çıkmama" gerekçesiyle, yabancı hakkında valilik tarafından idarî gözetim kararı alınır424.

423

Benzer bir düzenleme, Avrupa Birliği'nin 2008/115 sayılı Direktifi'nde yer almaktadır. Direktif'in 7. maddesine göre, Avrupa Birliği'ne üye devlet ülkelerinde kanuna aykırı bir şekilde ikâmet eden üçüncü ülke vatandaşları hakkında, uzaklaştırma için ilk uygulanabilecek tedbir, söz konusu yabancının kendi iradesiyle belirlenen süre zarfında ülkeyi terk etmesinin kendisinden istenmesidir. Bu durum, "gönüllü terk" olarak da adlandırılmaktadır. Tespit için bkz. DARDAĞAN KİBAR, Karşılaştırma Denemesi, s. 68.

424

Fransız hukukunda da, "terke davet" kurumuna benzer bir şekilde "Fransa'yı Terk Etme Yükümlülüğü", yabancıları ülkeden uzaklaştırma tedbiri olarak kabul edilmiştir. Yabancıların Giriş, İkâmet ve Sığınma Hakkına İlişkin Kanun'un 511-1 maddesinde Fransa'ya ve Schengen Bölgesi'ne yasal olmayan yollardan giriş yapan, vizesinin son tarihinden sonra Fransa'da yasa dışı bir şekilde bulunmaya devam eden ya da Fransa'ya girişinden itibaren üç aylık vize muafiyetinin süresini aşan, ikâmet izni talep belgesi ya da geçici ikâmet izni yenilenmeyen ya da iptal edilen, ikâmet izni iptal edilen, reddedilen ya da yenilenmeyen, ikâmet izni yenileme talebinde bulunmayan ve ikâmet izninin süresi dolmasına rağmen Fransa'da kalmaya devam eden, düzensiz bir şekilde Fransa'ya giriş yapmış ya da Fransa'da bulunan veya bir Schengen Bölgesi ülkesine doğrudan gelen, kamu düzeni için tehlike teşkil eden ve üç aydan az bir süredir Fransa'da ikâmet eden, çalışma izni olmaksızın çalışan ve üç aydan az bir süredir Fransa'da oturan yabancılar hakkında, otuz gün içerisinde kendi imkânlarıyla ülkeyi terk etmeleri için karar alınabilmektedir. Diğer yandan aynı hüküm, daha sınırlı imkânlarla ve süre verilmeksizin Fransa'yı Terk Etme Yükümlülüğü'nü de düzenlemiştir. Buna göre kamu düzeni için tehlike teşkil eden, sahtekârlık ya da açık bir sahtelik sebebiyle ikâmet izni başvurusu ya da yenileme başvurusu reddedilen ve dolayısıyla kaçma riski bulunduğu kabul edilen kimseler derhâl Fransa'yı terk etmekle yükümlüdürler. Bu anlamda kısaca OQTF (Obligation de quitter la France) olarak belirtilen Fransa'yı Terk Etme Yükümlülüğü, yabancıları ülkeden uzaklaştırma tedbirlerinden birisi olarak Fransız hukukunda yer almıştır: <https://www.service- public.fr/particuliers/vos droits/F18362> (Erişim Tarihi: 16.10.2017). Alman hukukunda da terke davet kurumuna yer verilmiştir. Yabancıların İkâmet Kanunu'nun 50. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, bir yabancı, gerekli ikâmet izni ve ikâmet hakkı bulunmaması hâlinde, Alman topraklarını terk etmeye zorlanır. Terke davet, süre verilmeksizin gerçekleştirilebileceği gibi, önceden öngörülen sürenin sonunda da gerçekleştirilebilir (Yabancıların İkâmet Kanunu m.

162 Bir yabancının Türkiye'yi terke davet edilmesi, sınır dışı etme işleminden ayrı düşünülemez425. Zira yabancının Türkiye'yi terke davet edilebilmesi için öncelikle hakkında alınmış bir sınır dışı etme kararının bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla, hakkında sınır dışı etme kararı alınan bir yabancı, herhangi bir zorlama olmadan kendiliğinden Türkiye'den çıkış yapsa dahi sınır dışı edilerek Türkiye'den çıkmış kabul edilecektir426.

YUKK'un 56. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, hakkında sınır dışı etme kararı alınan tüm yabancılara kural olarak Türkiye'yi terk etmeleri için süre tanınır. Aynı düzenlemede bu kuralın istisnasına yer verilmiştir. Buna göre, hakkında sınır dışı etme kararı alınan bir yabancının idarî gözetim altına alınmaksızın ya da doğrudan sınır dışı edilmeksizin terke davet edilebilmesi için, kaçma ve kaybolma riskinin bulunmaması, yasal giriş veya çıkış kurallarını ihlâl etmemiş olması, sahte belge kullanmamış olması, asılsız belgelerle ikâmet izni almaya çalışmaması veya aldığı tespit edilmemesi ve kamu düzeni, kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturmaması gerekir. Bu sebeple, idarenin aksi hâldeki yabancılar hakkında terke davet kararı alabilmesi mümkün değildir427. Bu kuralın bir diğer istisnası, YUKK Yönetmelik'in 58. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre, hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancılar, YUKK'un 54. maddesinin 1. fıkrasının (b) ve (d) bentleri kapsamında iseler, kendilerine terke davet için süre tanınmaz; ancak şartları varsa doğrudan sınır dışı edilir ya da idarî gözetim altına

50/2). Söz konusu düzenleme için bkz. <https://www.gesetze-im-

internet.de/englisch_aufenthg/index.html> (Erişim Tarihi: 17.07.2018).

425

Doktrinde, ülkede ikâmet izin belgesi ile oturmakta olan bir yabancının izin süresinin uzatılmaması sonucu ülkeden çıkmaya davet edilmesi sınır dışı etme işleminden farklı bir işlem olarak kabul edilmekteydi: DURAN, Yabancıların Sınırdışı Edilmesi, s. 4;

KABAALİOĞLU/EKŞİ, s. 504. 426

SOYSÜREN, s. 162. 427

Fransız hukukunda ise bir yabancı, Fransa'yı Terk Etme Yükümlülüğü'nün şartlarını taşıyor olsa dahi Yabancıların Giriş, İkâmet ve Sığınma Hakkına İlişkin Kanun'un 511-4 maddesinde gösterilen kimselerden olduğu anlaşılırsa, hakkında Fransa'yı terk kararı alınmayabilir. Ancak YUKK'un aksine, burada yabancı açısından olumlu bir durum bulunmaktadır. Söz konusu hükme göre, on sekiz yaşından küçük olan, on üç yaşından bu yana yerleşik bir şekilde Fransa'da yaşadığı tespit edilen, öğrencilik durumu hariç on yıldır yasal olarak Fransa'da ikâmet eden ve her hâlükarda 20 yıldır yasal olarak Fransa'da ikâmet eden yabancılar hakkında

Fransa'yı terk kararı alınmayacaktır.

<https://www.legifrance.gouv.fr/affichCode.do?cidTexte=LEGITEXT000006070158&dateTex te=20171018> (Erişim Tarihi: 17.07.2018).

163 alınırlar. Bu bağlamda terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi olanlar ile kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlara Türkiye'yi terk edebilmeleri için süre tanınmaz.

Yukarıda belirtilen istisnaî durumlar dışında, yabancıların sınır dışı edilmesinin Türkiye'yi terke davet şeklinde uygulanması kuralına, YUKK Yönetmelik'le bazı ilaveler yapılmıştır. YUKK Yönetmelik'in 58. maddesinin 4. fıkrasına göre, hakkında YUKK'un 57. maddesi kapsamında idarî gözetim kararı alınan bir yabancı, idarî gözetimin sonlandırılması kararıyla birlikte, hakkında yurtdışına çıkışını engelleyen bir mahkeme kararı olmaması kaydıyla Türkiye'yi terke davet edilir. Aynı şekilde, YUKK Yönetmelik'in 58. maddesinin 11. fıkrasında, Türkiye'yi terke davete ilişkin düzenlemelerin yer aldığı YUKK Yönetmelik'in 58. maddesinde sayılan tüm şartları taşıması kaydıyla, herhangi bir şekilde yakalandığı anda pasaportunun bulunmadığı anlaşılan yabancıların da ülkeyi terke davet uygulamasından yararlandırılacağı hükme bağlanmıştır. Ancak söz konusu düzenleme, içeriği itibariyle tartışmaya açıktır. Zira bir yabancı, Türkiye'yi terke davet edilmesi ve dolayısıyla sınır dışı edilmesi için gereken bütün şartları taşıması hâlinde, zaten YUKK'un 56. maddesinin 1. fıkrasına göre Türkiye'yi terke davet edilecektir. Dolayısıyla, bu şartları taşıyor olmasına rağmen, yabancının herhangi bir şekilde yakalanıp pasaportu olmadığının tespit edilmesinin Türkiye'yi terke davet müessesesi bakımından ne tür bir yenilik getirdiği anlaşılamamaktadır. Zira bir yabancı, geçerli bir pasaportu olmasına rağmen, Türkiye'yi terke davet edilmeye ilişkin şartları taşıdığı takdirde de Türkiye'yi terke davet edilmek zorundadır.

Haklarında sınır dışı etme kararı verilip Türkiye'yi terke davet edilenler, YUKK Yönetmelik'in 58. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, terk için kendilerine tanınan süre zarfında Türkiye'de ikâmet etmek veya çalışmak amacıyla izin başvurusunda bulunamazlar. Zaten terke davet edilen yabancılar hakkında, bu işlemi yapan il müdürlüğünce gerekli veri girişi yapılmaktadır (YUKK Yönetmelik m. 58/5).

164 Türkiye'yi terke davet edilen yabancılara YUKK'un 56. maddesinin 2. fıkrası ve YUKK Yönetmelik'in 58. maddesinin 2. fıkrası gereğince, "Çıkış İzin Belgesi" verilir. Böylece Türkiye'yi terke davet kapsamında kendilerine süre tanınan yabancılar, bu süre zarfında Türkiye'den çıkış yapmak maksadıyla çıkış izin belgesiyle sınır kapılarına geldiklerinde, kendilerine tanınan terke davet süresine bakılmaksızın çıkış yapmalarına müsaade edilir.

Türkiye'yi terke davet kapsamında sınır dışı edilen yabancılar hakkında, ülkeye giriş yasağı kararı alınıp alınamayacağı bu noktada üzerinde durulması gereken konulardan biridir. Kural olarak Türkiye'den sınır dışı edilen yabancıların Türkiye'ye girişi, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ya da valilikler tarafından yasaklanır (YUKK m. 9/2). Bununla birlikte, Türkiye'yi terke davet edilenlerden, süresi içinde Türkiye'yi terk edenler hakkında giriş yasağı kararı alınmayabilir (YUKK m. 9/5). Ancak bunun için YUKK'un 9. maddesinin 5. fıkrası gereği, vize veya ikâmet ihlâlinden kaynaklanan para cezalarını ödemeleri şarttır (YUKK Yönetmelik m. 58/7). Terke davet süresini geçirerek sınır kapılarına gelenler hakkında ise, vize ve ikâmet izni ihlâl süresine göre giriş yasağı kararı uygulanacağı ifade edilmiştir (YUKK Yönetmelik m. 58/8). İlave olarak, YUKK'un 56. maddesi uyarınca terke davet edildiği hâlde, kendisine tanınan süre içinde Türkiye'den çıkış yapmadığı tespit edilen yabancıların sınır dışı edilmesine ilişkin işlemler geri gönderme merkezinden gerçekleştirilecek olup (YUKK Yönetmelik m. 58/9), söz konusu kişiler hakkında YUKK'un 9. maddesinin 5. fıkrası uyarınca giriş yasağı kararı alınacaktır.

Son olarak ifade edilmelidir ki, Türkiye'yi belirlenen sürelerde terk etmeyen yabancıların idarî para cezasıyla cezalandırılacağı, YUKK'un 102. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde öngörülmüştür. Buna göre, Türkiye'yi terk etmesi için tanınan sürede Türkiye'den ayrılmayanlar hakkında bin Türk lirası idarî para cezasına hükmolunur. Görüldüğü üzere, yabancının belirlenen süre zarfında ülkeyi terk etmemesi hâlinde, söz konusu yabancı hakkında giriş yasağı kararı alınması ve idarî para cezasına hükmedilmesi esastır. Terk için belirlenen sürelere uyulmamasına

165 bağlanan bu tür bir sonuç, kuşkusuz terke davet edilmenin önemini artırmakta ve etkisini güçlendirmektedir428.

II İdarî Gözetim

A. Genel Olarak

İdarî gözetim, ceza hukuku alanındaki gözaltı, tutukluluk ve hapisle tazyik kurumları gibi kişi güvenliği ve özgürlüğünün sınırlandırıldığı bir işlemdir. Ancak idarî gözetim, her ne kadar kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakan bir işlem olsa da, ceza hukukuna değil; idare hukukuna özgü bir tedbirdir429. Bu bağlamda, idarî gözetim; gözaltı, tutukluluk ve hapisten farklı olarak yalnızca yabancılar için uygulama alanı bulmaktadır430.

İdarî gözetim kararı, giriş ve çıkışın yasak olduğu geri gönderme merkezlerinde uygulanmaktadır431. Bu yönüyle idarî gözetim, AİHS'nin 5. maddesindeki şartlara uymak kaydıyla hukuka uygun kabul edilmektedir432. Zira AİHS'nin 5. maddesinin 1. paragrafının (f) bendinde, bir kimsenin hakkında derdest bir sınır dışı etme kararının olması nedeniyle kanuna uygun bir şekilde yakalanması ve tutulması, kişi güvenliği ve özgürlüğüne getirilmiş istisnalardan biri olarak

428

SOYSÜREN, s. 162. 429

YUKK'ta yabancının kişi güvenliği ve özgürlüğüne sınırlama getiren, ancak idarî gözetimden

sayılmayan hâllere de yer verilmiştir. Bunlardan ilki YUKK'un 6. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen havalimanlarının transit alanlarını kullanan yabancıların yetkili makamlarca belli bir süre boyunca kontrole tâbi tutulması hâlidir. Bu yabancılar, en fazla dört saat bekletilebilmektedirler. Yabancı kimse, bu süre zarfında ülkesine dönüş yapabileceği gibi, işlemlerin sonuçlandırılmasını da bekleyebilir. İdarî gözetim olarak değerlendirilmeyen hâllerden bir diğeri ise, YUKK'un 97. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre yabancılar, başvuru sahipleri ve uluslararası koruma statüsü sahibi kimseler, Türkiye'ye giriş ve Türkiye'de kalışları hakkında inceleme ihtiyacının doğması ve hakkında sınır dışı etme kararı alınması ihtimali bulunması hâlinde, ilgili işlemlerin bildirimi nedenleriyle ilgili olarak valiliğe ya da Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne davet edilebilirler. Ancak yabancının, davete uymaması ya da davete uymayacağına ilişkin ciddi bir şüphe bulunması hâllerinde, davet edilmeksizin kolluk tarafından getirilmeleri sağlanabilir. Yabancının bu şekilde getirilmesi hâlinde, bilgi alma süresi dört saati geçemeyecektir: EKŞİ, İdarî Gözetim, s. 52-53.

430

HUYSAL, Burak/ŞERMET, Begüm: "6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma

Kanunu'nun 57. Maddesi Çerçevesinde Hakkında Sınır Dışı Etme Kararı Alınan Yabancıların İdarî Gözetimi", Feridun Yenisey'e Armağan, Cilt II, İstanbul 2014, s. 2197; ÖZBEK, İdarî Gözetimin Uygulandığı Mekânlar, s. 19.

431

HUYSAL/ŞERMET, s. 2196; ÖZBEK, İdarî Gözetimin Uygulandığı Mekânlar, s. 30. 432

166 görülmüştür. Diğer yandan, konuya ilişkin olarak Anayasa'nın 38. maddesinin 10. fıkrasıyla getirilen düzenlemede, idarenin, kişi özgürlüğünü kısıtlayıcı bir yaptırım uygulayamayacağı belirtilmiştir. Bu düzenleme tek başına değerlendirildiğinde, idarenin bir kimse hakkında idarî gözetim kararı alamayacağı sonucuna ulaşılabilir433. Ancak Anayasa'nın 38. maddesinin 10. fıkrasını, Anayasa'nın 19. maddesiyle birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu kimsenin idarî gözetim altına alınabileceği sonucuna varılabilir. Zira kişi güvenliği ve özgürlüğünü düzenleyen Anayasa'nın 19. maddesinde, AİHS'nin 5. maddesiyle uyumlu bir şekilde, hakkında sınır dışı etme kararı bulunan bir kişinin yakalanması veya tutuklanması, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkına getirilmiş bir istisna olarak görülmüştür. Dolayısıyla, açıkça idarî gözetimin cezaî bir uygulama değil; "tedbir niteliğinde bir önlem" olduğu ve kanuna uygun bir şekilde uygulanması hâlinde anayasaya aykırı olmayacağı doktrinde vurgulanmaktadır434.

Türk hukukunda idarî gözetime ilişkin YUKK ile getirilen düzenlemelerden önce, bu konuyu düzenleyen bir hüküm bulunmamaktaydı. Yalnızca mülga YİSHK'nın 23. maddesinde, hakkında sınır dışı etme kararı alınmış bir yabancının sınır dışı etme işlemlerinin uygulanmasına engel olan hâllerinin varlığı hâlinde İçişleri Bakanlığı tarafından gösterilen yerlerde oturmaları zorunluluğu getirilmişti435. Dikkat edilecek olursa bu düzenleme, ilgili yabancıya yalnızca belirlenen yerlerde oturma yükümlülüğü öngörmektedir. Dolayısıyla Türk hukukunda idarî gözetimin uygulanabilirliği, salt bu hükümden yola çıkılarak ulaşılan bir sonuç olmamaktadır436. Buna rağmen, mülteci misafirhaneleri olarak da adlandırılan yerler, idarî gözetim yeri olarak kullanılmaktaydı. Bu sebeple,

433

HUYSAL/ŞERMET, s. 2197. 434

EKŞİ, İdarî Gözetim, s. 9. 435

Mülga YİSHK'nın 23. maddesi uyarınca alınan bu karar, İçişleri Bakanlığı tarafından verilmiş olsa da, karara karşı idare mahkemelerine başvurulması hâlinde mahkemeler, idarî gözetim işleminin idare hukukunda düzenlenen bir işlem olmadığı gerekçesiyle ret kararı vermekteydi. Tespit için bkz. EKŞİ, İdarî Gözetim, s. 16-17.

436

AYM tarafından verilen bir kararda da idarî gözetime ilişkin kanuni bir düzenleme

bulunmaması sebebiyle, yabancının idarî gözetim altına alınması, Anayasa'nın 19. maddesinin 2 ve 8. fıkralarının ihlâl edildiği gerekçesiyle anayasaya aykırı bulunmuştur. Söz konusu AYM kararı için bkz. AYM, Birinci Bölüm, 21.01.2015 Tarih ve 2013/9673 Başvuru No.'lu karar. Karara erişim için bkz. <https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2013/9673> (Erişim Tarihi: 08.10.2018).

167 uygulamada idarî gözetim altına alınan yabancıların AİHM'e açtıkları birçok davada Türkiye, AİHS'nin 5. maddesini ihlâl ettiği gerekçesiyle mahkûm edilmiştir437. Bu açıdan kanun koyucunun AİHM'in verdiği kararlar dikkate alarak hazırladığı YUKK'un konuya ilişkin düzenlemeleri, idarî gözetim kararının yasal bir dayanağa kavuşmasını sağlamıştır438.