• Sonuç bulunamadı

Vatandaşın Sınır Dışı Edilemezliği

Vatandaşın sınır dışı edilemezliği, gerek milletlerarası hukukta gerekse Türk hukukunda kabul edilmiş ilkelerden biridir73. Bu ilkeye göre bir devlet, ülkesi üzerinde sahip olduğu egemenlik yetkisini, kendisine vatandaşlık bağı ile bağlı olan bir kimseyi zorla ülke dışına çıkarmak için kullanamaz74.

Kendisini kabul mecburiyeti olan başka bir devlet bulunmadığı takdirde, bir kimsenin vatandaşlığında bulunduğu devletin ülkesinden sınır dışı edilmesi, üçüncü bir devleti bu kimseyi ülkesine alma ve sınır dışı edilen kimseyi de bu ülkeye gitme mecburiyeti altında bırakacaktır. Bu durum, öncelikle sınır dışı edilen kimseyi ülkesine kabul etmek zorunda kalan devlet bakımından ülkesel egemenlik yetkisinin sınırlanması anlamına gelmektedir. Bu anlamda, vatandaşın sınır dışı edilmesi yasağı, yalnızca vatandaşını sınır dışı eden ülke bakımından değil, uluslararası toplum açısından da önem arz eden bir husus olmaktadır. Vatandaşı olduğu devlet

72

SCHWARZENBERGER, Georg: "Uses and Abuses of the ‘Abuse of Rights' in International

Law", Transaction for the Year, 1956, Vol. 42, p. 154, 172.

73

Vatandaşın sınır dışı edilemezliği ilkesinin mutlak ilkelerden olmadığını dile getiren bir görüşe göre, vatandaşlığın tanımından, devletin vatandaşına ikâmet sağlama zorunluluğu bulunmadığı sonucu çıkarılmaktadır. Dolayısıyla devlet, dilerse vatandaşını sınır dışı edebilme yetkisine sahiptir. Konu hakkında detaylı bilgi için bkz. WORSTER, William Thomas: "International Law and the Expulsion of Individuals with more than One Nationality", UCLA Journal of International Law and Foreign Affairs, Vol. 14, Is. 2, Fall 2009, p. 427-430.

74

Devletler, iç hukuk düzenlemelerinde münhasır hâkimiyetlerine dayanarak, kendilerine vatandaşlık bağı ile bağlı olan kimseleri koruyup onlara birtakım haklar vermektedir. Ancak tanınan bu münhasır hâkimiyet, devletlere sınırsız bir serbesti kazandırmamaktadır. Zira milletlerarası sözleşmeler, milletlerarası teamül hukuku kuralları ve vatandaşlık hukukuna ilişkin hukukun genel ilkeleri münhasır hâkimiyetin sınırını çizen başlıca kaynaklardır:

AYBAY, Rona/ÖZBEK, Nimet: Vatandaşlık Hukuku, İstanbul 2015, s. 4; DOĞAN, Vahit:

Türk Vatandaşlık Hukuku, Ankara 2014, s. 1-3 (Vatandaşlık); ERDEM, Bahadır: Türk Vatandaşlık Hukuku, İstanbul 2014, s. 1-5; GÜNGÖR, Gülin: Tâbiiyet Hukuku, Ankara 2017, s. 14; NOMER, Ergin: Türk Vatandaşlık Hukuku, İstanbul 2014, s. 3, 10.

26 tarafından istenmeyen ve sınır dışı edilerek kendi ülkesi dışına çıkarılan bir kimsenin, büyük oranda diğer devletler tarafından da kabul edilmeme ihtimali bulunmaktadır. Neticede bu devletlerin de kendi toprakları üzerinde egemenlik yetkileri vardır ve ülkelerindeki kamu düzenini sağlamak maksadıyla bu kişileri ülkelerine kabul edip etmeme noktasında takdir yetkileri bulunmaktadır75.

Birden çok vatandaşlığa sahip olan kimselerin durumunda ise, vatandaşın sınır dışı edilemezliği ilkesi başka bir öneme sahiptir. Bir kimsenin birden çok devletin vatandaşı olması hâlinde, uygulamada ve doktrinde, mahâllî vatandaşlığın yabancı vatandaşlığa tercih edilmesi gerektiği kabul edilmektedir76. Birden çok vatandaşlığı bulunan bir kimsenin vatandaşlığında bulunduğu ülkeden sınır dışı edilmesi, bu kimsenin vatandaşlığında bulunduğu ülkelerden birinde bulunup bulunmamasına bağlıdır. Bu kişilerin, ülkesinde bulunduğu devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olması durumunda, sınır dışı edilmesi mümkün olmayacaktır. Zira her devlet kendi vatandaşlığına da sahip olan birden çok vatandaşlığa sahip bir kimse hakkında vereceği sınır dışı etme kararında, öncelikle kişinin kendi devletine bağlı olduğu vatandaşlığını esas almak ve vatandaşı kabul ettiği kişi bakımından sınır dışı etme kararı almamakla yükümlüdür77.

Vatandaşın sınır dışı edilemezliği ilkesine, bazı milletlerarası belgelerde yer verilmiştir. Bu belgelerden bilinen en eskisi, Devletler Hukuk Enstitüsünün 1892 yılında Cenevre'deki toplantısında kabul ettiği Yabancıların Kabulüne ve Sınır Dışı Edilmelerine İlişkin Milletlerarası Kurallar'dır. Bu belgede, yalnızca yabancıların, bulundukları ülkeden sınır dışı edilebilecekleri kabul edilmiştir. Bu düzenlemenin

75

NANDA, Ved P.: "International Law and the Refugee Challenge: Mass Expulsion and

Internally Displaced People", Willamette Law Review, 1992, Vol. 28, p. 796; SEVİĞ/SEVİĞ, s. 79.

76

AYBAY/ÖZBEK, s. 55-56; DOĞAN, s. 7; EKŞİ, s. 38; GÜNGÖR, s. 27; KABAALİOĞLU/EKŞİ, s. 504; NOMER, s. 37. Türk hukukunda çok vatandaşlığı olan

kimselere uygulanacak hukuk bakımından getirilen düzenleme, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un (MÖHUK) (RG 04.12.2007/26728) 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde düzenlenmiştir. Buna göre, MÖHUK'ta aksi öngörülmediği sürece, MÖHUK kapsamında yetkili olan hukukun vatandaşlık esasına göre tayin edildiği hâllerde, birden fazla devlet vatandaşlığına sahip olanlar hakkında, bunların aynı zamanda Türk vatandaşı olmaları hâlinde, Türk hukuku uygulanacaktır. Türk vatandaşı olmamaları hâlinde ise, daha sıkı ilişki içerisinde bulundukları devlet hukuku uygulanır.

77

27 aksinden, vatandaşların sınır dışı etme işlemine süje edilemeyeceği sonucuna varılabilmektedir.

AİHS'ye Ek 4 No.lu Protokol'ün 3. maddesinde, vatandaşın sınır dışı edilemeyeceği mutlak bir şekilde düzenlenmiştir78. Aynı şekilde, 1969 yılında imzalanan Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 22. maddesinin 5. fıkrası ve 2004 yılında yenilenen Arap İnsan Hakları Şartı'nın 22 ve 27. maddelerinde bir kimsenin, vatandaşlık bağıyla bağlı bulunduğu devletin topraklarından sınır dışı edilemeyeceği hükme bağlanmıştır79.

Vatandaşın sınır dışı edilemezliği ilkesi, Türk hukukunda da güvence altına alınmıştır. Anayasa'nın 23. maddesinin 5. fıkrası, anayasal bir hak olarak, vatandaşın ülkeye girme hakkından yoksun bırakılamayacağını ve sınır dışı edilemeyeceğini düzenlemek suretiyle vatandaşlar bakımından ayrıksı bir duruma yer vermiştir80. Söz konusu düzenleme ile Anayasa'nın 10. maddesindeki temel hak ve özgürlüklerin vatandaş-yabancı ayrımı gözetmeksizin herkes için öngörüldüğü fikrinden uzaklaşılmış ve yabancılar, kapsam dışında bırakılarak sadece vatandaş için koruma getirilmiştir. Vatandaşın sınır dışı edilemezliği, anayasal bir ilkedir ve uygulaması için kanunlarla düzenleme altına alınması gereken diğer ilkelerden farklıdır. Zira vatandaşın sınır dışı edilemezliği, kesin ve doğrudan uygulanabilir niteliktedir. Dolayısıyla, hiyerarşik anlamda Anayasa'nın altında bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaksızın bu ilkeye uyulması gerekmektedir81. Nitekim YUKK'ta ve Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik'te82 (YUKK

78

AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 228, 233; KABAALİOĞLU/EKŞİ, s. 507. Vatandaşın

sınır dışı edilemezliği hakkında AİHM tarafından verilen bir karar için ayrıca bkz. Aff. 25316- 2531/94 et 27207/95 (Cour Européenne des Droits de l'Homme) Denizci et Autres c. Chypre

[2001] CEDH 2001-V, parag. 407. Karar için bkz.

http://hudoc.echr.coe.int/eng#{"fulltext":["denizci"],"documentcollectionid2":["GRANDCHA MBER","CHAMBER"],"itemid":["001-64032"]} (Erişim Tarihi: 25.08.2017).

79

NANDA, p. 796. 80

AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 228, 234; BAYRAKTAROĞLU ÖZÇELİK, s. 216; DEĞİRMENCİ/KARAKURUMER, s. 129; ÖZBEK, Narin Bir Örnek Olay Üzerine, s.

1804.

81

AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 234. 82

28 Yönetmelik) vatandaşın sınır dışı edilemeyeceğine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

Görüldüğü üzere, vatandaşın sınır dışı edilemezliği, gerek iç hukukta, gerek milletlerarası hukukta kabul edilmiş önemli bir ilkedir. Ancak devletlerin, her ne kadar bu ilkeye aykırılık teşkil etmese de, kendi vatandaşlığında bulunan kimseleri önce vatandaşlıktan yoksun bırakıp, sonra bu kimseler hakkında sınır dışı etme kararı aldığı da uygulamada görülmüştür83. Bu durum, bir anlamda vatandaşın sınır dışı edilemezliği ilkesini bertaraf etmek amacıyla kullanılan bir yöntemdir. Dolayısıyla, konunun AİHS'nin 17. maddesine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. AİHS'nin 17. maddesi uyarınca, sınır dışı etmek amacıyla vatandaşlıktan yoksun bırakma, AİHS'ye Ek 4 No.lu Protokol'ün 3. maddesinde güvence altına alınmış vatandaşın sınır dışı edilemezliği ilkesini bertaraf etmek amacıyla kullanılabileceği için, eski vatandaşını sınır dışı eden devletin sorumluluğuna yol açabilecektir84.