• Sonuç bulunamadı

Seyahat özgürlüğü, bir kimsenin insan olması sebebiyle kendisine tanınması zorunlu olan haklardan olup, kişinin tercihine göre istediği yere gitmesi anlamına geldiği gibi, istemediği takdirde hareket etmemesi anlamını da içerir48. Bir yabancının belli bir ülkede seyahati ise, iç hukukun izin verdiği ölçüde ve şekilde gerçekleşebilmektedir. Zira her devlet, kamu düzenini korumak maksadıyla, yabancılara karşı birtakım emniyet tedbirleri almaktadır49. Yabancılar, devletin ülkesindeki kamu düzenini korumak maksadıyla aldığı bu tedbirlere uymak mecburiyetindedirler.

Sınır dışı etme, seyahat özgürlüğü ile doğrudan ilişkilidir. Zira sınır dışı edilmek istenen bir kimsenin yakalanıp bir yerde tutulması, bulunduğu yabancı ülkedeki hareketinin kısıtlanması veya sınır dışı edilene kadar belli bir yerde ikâmet etmeye mecbur edilmesi, seyahat özgürlüğünün sınırlanması anlamına gelmektedir50.

47

AYM'nin konuya ilişkin vermiş olduğu karar hakkında bkz. AYM, Genel Kurul, 11.11.2015 Tarih ve 2014/13044 Başvuru No.'lu karar için bkz. RG 17.12.2015/29565.

48

AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 228. 49

Türk hukukunda yabancıların ikâmet ve seyahatini sınırlayan iki önemli düzenleme

bulunmaktadır. Bunlardan ilki, 2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Bölgeleri Kanunu iken; diğeri 442 sayılı Köy Kanunu'dur: AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 133-136;

ÇELİKEL/GELGEL, s. 98-100; ÇÖRTOĞLU KOCA, Sema: "Yabancılar ve Uluslararası

Koruma Kanunu Uyarınca Yabancıların Türkiye'de İkâmeti ve Uzun Dönem İkâmet İznine İlişkin Değerlendirmeler", Ankara Barosu Dergisi, 2016, S. 2, s. 48 vd.; DOĞAN, s. 87-89.

50

Seyahat özgürlüğüne ilişkin getirilen bu sınırlamalar, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkına getirilen sınırlamalarla bir hayli benzeşmektedir. Bu anlamda, getirilen sınırlamanın bu iki özgürlükten hangisine ilişkin olduğunu tespit etmek önemlidir. Zira her ikisi de, bir kimse için farklı güvenceler sağlamakta ve dolayısıyla bu güvencelere farklı sınırlamalar getirmektedir:

GÖÇMEN, İlke: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Işığında Avrupa Birliği ve Türkiye Göç

Hukuku, Ankara 2015, s. 342-343. Doktrindeki bir görüşe göre, sınır dışı etme, kişi güvenliği ve özgürlüğünden önce, seyahat özgürlüğü ile ilişkilidir. Bunun iki sebebi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, hakkında sınır dışı etme kararı alınan bir yabancıya karşı, kural olarak, zor kullanılması ve kendisinin bir yere kapatılması durumunun söz konusu olmamasıdır. Dolayısıyla kişi güvenliği ve özgürlüğünün sınırlamalarından olan yakalama ve tutma hâlleri,

18 Seyahat özgürlüğüne ilişkin düzenlemelere pek çok milletlerarası sözleşmede yer verilmiştir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin51 13. maddesinin 1. paragrafında, herkesin bir devletin toprakları üstünde, serbestçe dolaşma ve yerleşme özgürlüğü olduğuna işaret edilmek suretiyle seyahat özgürlüğü koruma altına alınmıştır. Aynı şekilde, AİHS'ye Ek 4 No.lu Protokol'ün52 2. maddesinin 1. paragrafında da bir devletin ülkesinde usulüne uygun bir şekilde bulunan herkesin serbestçe dolaşma ve ikâmetgâhını seçebilme hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin 3. paragrafı, bu hakkın istisnasına yer vermiştir. Bu çerçevede, sayılan haklar ancak milli güvenlik, kamu güvenliği, kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlık ve ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda zorunlu tedbirler olarak ve kanunla öngörülmüş sınırlamalara tâbi tutulabilir. Buna ek olarak, aynı maddenin 4. paragrafında, bu haklara ilişkin getirilecek olan kamu yararının gerektirdiği sınırlamaların kanunla düzenlenmesi şart koşulmuştur. AİHS'ye Ek 4 No.lu Protokol'ün serbest dolaşım özgürlüğünü düzenlediği 2. maddesinin hemen ardından, 3 ve 4. maddelerinde sınır dışı etmeye ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Adı geçen

yalnızca hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancının, kaçması ve ülkeden çıkmaya direniş göstermesi hâlinde, istisnaî olarak mümkündür. İkinci sebep ise, kişi güvenliği ve özgürlüğü hakkı, yakalama veya tutma ile sınırlanan yabancının, hakkında verilen bu karara ilişkin itirazda bulunmaksızın yargı önüne çıkarılıyorken; hakkında idare tarafından yalnızca sınır dışı etme kararı alınan yabancının, talebi olmaksızın yargı önüne çıkarılmasının mümkün olmamasıdır: AYBAY/DARDAĞAN KİBAR, s. 227-228.

51

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 10.12.1948 tarih ve 217 A (III) sayılı kararıyla ilan edilmiştir. 06.04.1949 tarih ve 9119 Sayılı Bakanlar Kurulu ile Resmi Gazete ile yayınlanması, yayımdan sonra okullarda ve diğer eğitim kurumlarında okutulması ve yorumlanması ve bu Beyanname hakkında radyo ve gazetelerde münasip neşriyatta bulunulması kararlaştırılmıştır (RG 27.05.1949/7217). Söz konusu Beyanname, oy veren devletler için, teknik hukuk bakımından bağlayıcı niteliği haiz değildir. Yalnızca tavsiye niteliği taşımaktadır. Ancak Uluslararası Adalet Divanı Statüsü'nün 38. maddesinin 1. paragrafının (c) bendi uyarınca, hukukun, uygar uluslarca tanınmış, genel ilkelerinden olduğu ve aynı paragrafın (b) bendi uyarınca, uluslararası teamül hukukundan sayılması gerektiği yönünde görüşlerle, Beyanname'ye bağlayıcı nitelik kazandırılmaya çalışılmaktadır: AYBAY, Rona: Açıklamalı İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, TBB Yayınları, No. 113, Ankara 2006, s. 7.

52

AİHS'ye Ek 4 No.lu Protokol'ün, 3975 sayılı Kanun (RG 26.02.1994/21861) ile onaylanması uygun bulunsa da, onay belgeleri henüz Avrupa Konseyi Genel Sekreterliğine tevdi edilmemiştir. Dolayısıyla iç hukukta bağlayıcı hâle gelen bu Protokol'ün, milletlerarası hukuk bakımından durumu tartışmalıdır. Konu hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. AYBAY, Rona: "Taraf mıyız; Değil miyiz? Tuhaf Bir Durum: Türkiye ve AİHS'ye Ek 4. Protokol", Açık Sayfa Dergisi, Haziran 2003, s. 16 vd.

19 Protokol'ün 3. maddesi, vatandaşların sınır dışı edilmesini, 4. maddesi ise yabancıların topluca sınır dışı edilmesini yasaklamıştır.

Seyahat özgürlüğünün düzenlendiği bir diğer milletlerarası sözleşme, Kişisel ve Siyasal Haklara İlişkin Milletlerarası Sözleşme'dir53. Sözleşme'nin 12. maddesinde bir devletin ülkesinde, hukuka uygun bir şekilde bulunan bir kimsenin, o ülke sınırları içerisinde seyahat etme özgürlüğüne ve yerleşeceği yeri seçme özgürlüğüne sahip olduğu düzenlenmiştir. Bu özgürlüğün sınırlandırılması ise, 12. maddenin 3. paragrafında hükme bağlamıştır. Söz konusu düzenlemeye göre sınırlama, sözleşmenin tanıdığı diğer haklara uygun olarak milli güvenlik, kamu düzeni, genel sağlık, genel ahlâk veya başkalarının hak ve özgürlüklerini korumak için gerekli sebepler ile gerçekleşir. Sözleşme'nin 13. maddesi ise, sınır dışı etme kararına karşı usulî güvence getirmiştir. Buna göre, bir devletin ülkesinde hukuka uygun olarak bulunan bir yabancı ancak, hukuka uygun olarak verilmiş bir sınır dışı etme kararı gereğince ve ulusal güvenliğin zorlayıcı şartları hariç, sınır dışı etme kararına karşı itiraz etmesine ve bu itirazının önünde temsil edilebileceği yetkili bir makam veya yetkili makamın görevlendirdiği bir kişi ve kişiler tarafından denetlenmesi imkânı verilmesi hâlinde sınır dışı edilebilir54.

Türk hukukunda Anayasa'nın 23. maddesi, milletlerarası sözleşmeler ile uyum içerisinde, seyahat özgürlüğüne ilişkin düzenlemelere yer vermiştir. Düzenlemelerin en başında, vatandaş-yabancı ayrımı gözetmeksizin herkesin yerleşme ve seyahat özgürlüğüne sahip olduğuna yer verilmiştir. Devamında ise, bu özgürlüklerin hangi hâllerde sınırlandırılabileceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre söz konusu maddenin 2. fıkrasında, seyahat özgürlüğünün suç soruşturma ve kovuşturması sebebiyle ve suç işlenmesini önlemek maksadıyla ancak kanunla sınırlandırılabileceği belirtilmiştir. Anayasa'nın 23. maddesinin son fıkrasında ise, sınır dışı etme işlemine ilişkin olarak, bir Türk vatandaşının sınır dışı edilemeyeceği ve ülkesine giriş hakkından mahrum bırakılamayacağı düzenlenmiştir. Vatandaşın

53

Kişisel ve Siyasal Haklara İlişkin Milletlerarası Sözleşme, 4868 sayılı Kanun (RG 18.06.2003/25142) ile onaylanması uygun bulunmuş ve onay belgeleri, BM Genel Sekreterliği'ne tevdi edilmiştir.

54

20 sınır dışı edilmesi yasağını hüküm altına alan Anayasa'daki bu düzenleme, sınır dışı etme işleminin seyahat özgürlüğü ile olan bağlantısını ifade etmektedir55. Yabancıların temel hak ve özgürlüklerine ilişkin sınırlamalar, Anayasa'nın 16. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, yabancıların temel hak ve özgürlükleri, kanunla ve milletlerarası hukuka uygun olarak sınırlanabilecektir. Anayasa'nın 16. ve 23. maddeleri gereği seyahat özgürlüğüne getirilebilecek sınırlama da ancak bu şartlar altında mümkün olabilecektir56.

C. Türk Hukukunda Yabancılar İçin Temel Hak ve Özgürlüklerin Sınırlanması