• Sonuç bulunamadı

Yabancının Hayatî Tehlike Arz Eden Hastalıkları İçin Tedavisi Devam Etmekte İken

Bir yabancı hakkında sınır dışı etme kararı alınmasına engel teşkil eden bir diğer sebep, YUKK'un 55. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde düzenlenen, hayatî

366

138 tehlike arz eden rahatsızlığı olan bir yabancının, Türkiye'de tedavi altındayken sınır dışı edileceği ülkede tedavi imkânının bulunmamasıdır. Kanun koyucu bu düzenlemeyle, yabancının yaşama hakkının koruma altına alınmasını amaçlamıştır.

Sınır dışı etme kararı alınmasını engelleyen bu düzenleme uyarınca öncelikle, hayatî tehlike arz eden hastalık ile kastedilenin ne olduğunun belirlenmesi gerekmektedir. Ancak bu konuda YUKK'ta ve YUKK Yönetmelik'te açık bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bir önceki başlık altında da belirtildiği üzere, bir hastalık her kişide aynı etkiyi göstermeyebilir. Dolayısıyla, hayatî tehlike arz eden belirli hastalıkların sınırlı sayıda sıralandığı bir listeye367 bağlı kalmak yerine, YUKK'un 55. maddesinin 2. fıkrasında işaret edildiği üzere her kişi için ayrı değerlendirme yapmak suretiyle, hakkında sınır dışı etme kararı alınacak kişideki hastalığın kendisi için hayatî tehlike arz edip etmediğini bir sağlık raporuyla tespiti yerinde olacaktır368. Ancak hastalığın bir yabancı için hayatî tehlike teşkil etmesi tek başına yeterli değildir. Hastalığın hayatî tehlike arz etmesine ilave olarak, hasta yabancının sınır dışı edileceği ülkede mevcut hastalığını tedavi imkânının da bulunmaması gerekir. Bu noktada vurgulanmalıdır ki, YUKK'un 55. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinden farklı olarak, yabancının hayatî tehlike arz eden hastalığı sebebiyle seyahatinde herhangi bir riskin bulunup bulunmadığı belirleyici değildir. Burada önemli olan söz konusu yabancının sınır dışı edileceği ülkeye gönderilmesiyle beraber, Türkiye'de tedavisini sürdürdüğü hastalığının tedavisinin bu ülkede mümkün olmamasıdır. Bu bakımdan yabancının sınır dışı edileceği ülkede, hayatî tehlike arz eden bu hastalık için uygulanacak tedavi imkânının bulunup bulunmadığının idare tarafından araştırılması gereği ortaya çıkmaktadır.

367

Böyle bir liste, vize verilmeyecek yabancılara ilişkin düzenlemenin yer aldığı YUKK

Yönetmelik'in 17. maddesinde yer almaktadır. Buna göre, kamu sağlığına tehdit olarak nitelendirilen bir hastalığı olan yabancıya vize verilmez [YUKK m. 15/1, (ç)]. Bu hastalıkların belirlenmesinde ise, hastalığın 1593 sayılı Umumî Hıfzıssıhha Kanunu'nda (RG 06.05.1930/1489) belirtilen hastalıklardan olup olmadığının yanı sıra, Dünya Sağlık Örgütü'nün Sağlık Tüzüğü'nde tanımlanan salgın potansiyeli olan hastalıklar ile bulaşıcı veya bulaşıcı parazit hastalıklardan olup olmadığı göz önünde bulundurulur (YUKK Yönetmelik m. 17/2).

368

Kamu sağlığına ilişkin tespitte öngörülen sağlık raporu şartına ilişkin değerlendirme için ayrıca bkz. İkinci Bölüm, §1, II, F.

139 YUKK Yönetmelik'in 57. maddesinin 2. fıkrasında ise, bir yabancı hakkında YUKK'un 54. maddesi çerçevesinde sınır dışı etme kararı alındıktan sonra, söz konusu yabancının tedavisi devam eden hayatî tehlike arz eden bir hastalığı olduğunun ve sınır dışı etme işleminin gerçekleşmesi hâlinde, gönderileceği ülkede tedavi imkânının mümkün olmadığının anlaşılması durumu açıklanmıştır. Böyle bir ihtimalde, söz konusu yabancı hakkında alınan sınır dışı etme kararı uygulanmayacak ve kendisine insanî ikâmet izni verilecektir. İkâmet izni süresince yabancıların sağlık durumu takip edilmek suretiyle, sınır dışı etme engelinin ortadan kalkmasıyla birlikte ikâmet izni iptal edilerek yeni bir karara gerek olmaksızın sınır dışı etme işlemi tamamlanacaktır. Örneğin yabancının iyileşmesi, hastalığın iyileşme göstermemesine karşın, yabancının sınır dışı edileceği ülkede tedavisi imkânının oluşması da alınan sınır dışı etme kararının uygulanmasını sağlayacaktır.

Ç. Yabancının Mağdur Destek Sürecinden Yararlanmakta Olan İnsan Ticareti Mağduru Olması

Dünyanın bir bölümünde gerçekleşen ekonomik atılımlar ve teknolojik gelişmelere karşın, diğer bölümünün hâlâ işsizlik, şiddet, iç savaş, etnik çatışmalar, cinsiyet ayrımcılığı ve fırsat eşitsizliği gibi sorunlarla boğuşuyor olması, insan ticaretinin temelinde yatan önemli sebeplerden biridir369. Bir insanlık suçu olarak değerlendirilen insan ticareti370, özellikle kadın ve çocukları hedef almaktadır371. Alt

369

KIZILSÜMER, Deniz: "İnsan Ticareti ile Mücadele: Uluslararası Belgeler ve Türkiye'nin

Çabaları", AÜSBF Dergisi, 2007, C. 62, S. 1, s. 114-115.

370

ARSLAN, Çetin: "İnsan Ticareti Suçu", AÜHFD, 2004, C. 53, S. 4, s. 20. İnsan ticareti

denilince, çoğu zaman akıllara göçmen kaçakçılığı da gelmektedir. Ancak bu iki suçun ortak noktaları bulunmasına rağmen, esas olarak birbirlerinden farklıdırlar. Her iki suçta da kamu düzeninin tehdit edilmesi, mağdurlarının genellikle yabancı olması, bu yabancıların bir yerden başka bir yere naklinin gerçekleştirilmesi, bu naklin genellikle organize bir şekilde gerçekleştirilen sınıraşan bir karaktere sahip olması ve temel amaçlarının mağdur üzerinden ekonomik çıkar sağlanması söz konusudur. Öte yandan, göçmen kaçakçılığında maddi ve manevi bir zorlama bulunmamasına rağmen, insan ticaretinde mağdurun birtakım vaatlerle kandırılarak veya zor kullanılarak iradesinin saptırılması durumu vardır. İlave olarak, insan ticaretinde ticareti sağlayanın mağdurla süreç içinde ilerleyen ve zor kullanma, cinsel kölelik ve işgücü köleliği gibi unsurlara dayanan bir ilişkisi mevcut iken; göçmen kaçakçılığında, ticareti sağlayan ile mağdur arasındaki ilişki, mağdurun gitmek istediği ülkeye kanuna aykırı yollardan girmesiyle veya çıkması gereken ülkeden kanuna aykırı yollardan çıkmasıyla sona ermektedir. Konuya ilişkin tespitlerle ilgili detaylı bilgi için bkz. ARSLAN, s. 24-26.

371

KUYUCU, Nisan: "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde İnsan Ticareti: Rantsev ve Sonrası",

140 unsurlarından birisi de fuhuş yaptırmak olan bu suç, modern kölelik olarak da adlandırılmakta olup, önemli bir insan hakkı ihlâli niteliğindedir372. Dolayısıyla, bu suçtan mağdur olan kimseleri koruma amacı, konuya ilişkin birçok milletlerarası düzenlemenin kabulüne vesile olmuştur373. Türkiye'nin de taraf olduğu 2000 tarihli İnsan Ticaretinin, Özellikle Kadınların ve Çocukların Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Palermo Protokolü, bu alanda imzalanmış en önemli milletlerarası sözleşmedir374. Bu Protokol ile özellikle kadın ve çocuklara yönelik insan ticaretinin engellenmesi ve mağdurların haklarına saygı gösterilerek korunmaları ile onlara yardım edilmesi amaçlanmıştır. İnsan ticaretine ilişkin Türkiye'nin de taraf olduğu bir diğer önemli milletlerarası sözleşme ise, Avrupa Konseyi bünyesinde akdedilen 2000 tarihli İnsan Ticaretine Karşı Eylem Sözleşmesi'dir375. Söz konusu Sözleşme ile insan ticaretine engel olmak, insan ticareti mağdurlarının haklarını korumak ve tacirlerin cezalandırılması hedeflenmiştir. Bu bağlamda, adı geçen Sözleşme'nin Türk hukukunda kanun hükmünde olması sebebiyle, Sözleşme'nin uygun bulunduğu Kanun'a ve YUKK'un 121. maddesine dayanılarak İnsan Ticaretiyle Mücadele ve Mağdurların Korunması Hakkında Yönetmelik376 yürürlüğe konulmuştur. Nihayetinde, Türk hukukunda taraf olunan milletlerarası sözleşmeler ve iç hukuktaki düzenlemelerle insan ticaretinin insani yönü ortaya çıkarılmaya çalışılmış ve çağdaş dünya düzeninin gerekleri bakımından olumlu adımlar atılmıştır377.

Türk hukukunda insan ticaretinin tanımı, TCK'nın 80. maddesinin 1. fıkrasında yapılmıştır. Buna göre zorla çalıştırma378, hizmet ettirme, fuhuş yaptırma veya

372

2017 Türkiye İnsan Ticaretiyle Mücadele Yıllık Raporu, T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Yayın No: 49, 2018, s. 35; KIZILSÜMER, s. 116.

373

Konuya ilişkin düzenleme örnekleri için bkz. KIZILSÜMER, s. 116; KUYUCU, s. 30-31.

374

Protokol, 30.01.2003 tarih ve 4804 sayılı Kanun ile uygun bulunmuş ve iç hukukun bir parçası hâline gelmiştir: RG 04.02.2003/25014.

375

Sözleşme, 30.01.2016 tarih ve 6667 sayılı Kanun ile uygun bulunmuş ve iç hukukun bir parçası hâline gelmiştir: RG 19.02.2016/29629. 376 RG 17.03.2016/29656. 377 DARDAĞAN, s. 62. 378

Zorla çalıştırma, herhangi bir kişinin tehdit altında yapmaya mecbur edildiği tüm iş veya

141 esarete tâbi kılma379 ya da vücut organlarının verilmesini380 sağlamak maksadıyla tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulama, nüfuzu kötüye kullanma, kandırma veya kişiler üzerindeki denetim olanaklarından veya çaresizliklerinden yararlanarak rızalarını elde etmek suretiyle kişileri ülkeye sokma, ülke dışına çıkarma, tedarik etme, kaçırma, bir yerden başka bir yere götürme veya sevk etme ya da barındırma insan ticareti suçunu oluşturmaktadır381. İnsan Ticaretiyle Mücadele ve Mağdurların Korunması Hakkında Yönetmelik'in 18. maddesinin 1. fıkrasında ise, insan ticareti mağdurunun tanımı yapılmıştır. Buna göre, insan ticareti suçunun mağduru olduğu veya olabileceği yönünde kuvvetli şüphe duyulan kişiler şikâyetçi olup olmadığına bakılmaksızın, soruşturma veya kovuşturmanın sonucu beklenmeden yapılacak idarî işlem ile mağdur olarak tanımlanır. Söz konusu mağdurlara, mağdur destek programı adı altında düşünme süresi boyunca382, güvenliği, sağlığı ve özel durumu gözetilerek, bilgilendirme ve rıza esasına dayalı olarak barınma, sağlık, eğitim-öğretim, psiko- sosyal, hukukî ve sosyal hizmetler ile tercümanlık hizmetleri, iş gücü piyasasına erişim, maddi ve manevi destek sağlanır [YUKK Yönetmelik m. 3/1, (ş) ve m. 45/2]383.

379

Esarete tâbi kılma, bir başkasının hayatı üzerindeki sahiplik ya da kontrol unsuru, zorlama ve

hareketin kısıtlanması ile bir kimsenin işverenini terk etme ya da değiştirme özgürlüğünün olmadığı hâllerde ortaya çıkan durumdur: 2017 Türkiye İnsan Ticaretiyle Mücadele Yıllık Raporu, s. 9.

380

Vücut organlarının verilmesi, bireyin kaçırılarak, kandırılarak ya da çaresizliklerinden

yararlanılarak vücut organlarının veya dokularının alınmasıdır: 2017 Türkiye İnsan Ticaretiyle Mücadele Yıllık Raporu, s. 9.

381

Mağdurların, sayılan durumlardan birine tâbi olduğu hakkında değerlendirmeyi yapacak olan

birim kolluktur. Mağdurun çocuk, yabancı uyruklu veya Türk vatandaşı olması hâlinde uygulanacak olan hükümler ve usul hakkında bkz. 2017 Türkiye İnsan Ticaretiyle Mücadele Yıllık Raporu, s. 35-36.

382

Düşünme süresi, mağdurun, suçun sebep olduğu olumsuz etkilerden kurtulması ve yetkililerle

işbirliği yapıp yapmayacağına serbest iradesiyle karar verebilmesi için tanınan süredir: 2017 Türkiye İnsan Ticaretiyle Mücadele Yıllık Raporu, s. 7. İnsan ticareti mağduru veya mağdur olabileceği yönünde kuvvetli şüphe duyulan kişiler mağduriyet yaşadıkları süreçte zorlayıcı koşullara ve kötü muameleye maruz kalabilmektedir. Bu kapsamda, mağdurlara yaşadıkları olayların etkisinden kurtulabilmeleri ve yetkililerle işbirliği yapabilmeleri için valiliklerce otuz günlük insan ticareti mağduru ikâmet izni verilmektedir. Bu süreçte mağdurların sığınma evlerinde barındırılmaları esastır. İyileşme ve düşünme süresi olarak kullanılan bu sürenin insan ticareti mağduru ikâmet izi süresinden sonra, yabancı hakkında yapılan değerlendirme sonucu, toplamda üç yılı aşmayacak şekilde altışar aylık sürelerle bu izin uzatılabilmektedir. 2017 Türkiye İnsan Ticaretiyle Mücadele Yıllık Raporu, s. 41-42.

383

Mağdur destek hizmetlerinin çocuklar dâhil, hassas durumdaki kişilerin özel ihtiyaçları göz

142 İşte mağdur destek sürecinden yararlanmakta olan insan ticareti mağdurları, YUKK'un 55. maddesinin 1. fıkrasının (ç) bendi gereğince, haklarında sınır dışı etme kararı alınamayacak yabancılardan sayılmıştır. Düzenlemeye göre, insan ticareti mağduru olup mağdur destek sürecinden yararlanmakta olan bir yabancı hakkında sınır dışı etme kararı alınmayacaktır384. Böylece insan ticareti mağdurları hakkında sınır dışı etme kararı alınmaması suretiyle Türkiye'deki insan haklarının olumlu gelişimini yansıtacak şekilde bu kişilerin yaşadıkları mağduriyete bir yenisinin daha ilave edilmesinin önüne geçilmiş olmaktadır.

D. Psikolojik, Fiziksel veya Cinsel Şiddet Mağduru Olan Yabancının