• Sonuç bulunamadı

“Bütünleşik Miras” alanları için yönetim modeli önerisi: Troya Tarihi Milli Parkı örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "“Bütünleşik Miras” alanları için yönetim modeli önerisi: Troya Tarihi Milli Parkı örneği"

Copied!
268
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ANABİLİM DALI

“BÜTÜNLEŞİK MİRAS” ALANLARI İÇİN YÖNETİM

MODELİ ÖNERİSİ:

TROYA TARİHİ MİLLİ PARKI ÖRNEĞİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ŞAZİYE BAL

(2)

T.C.

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ

FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ANABİLİM DALI

.

“BÜTÜNLEŞİK MİRAS” ALANLARI İÇİN YÖNETİM

MODELİ ÖNERİSİ:

“TROYA TARİHİ MİLLİ PARKI ÖRNEĞİ”

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ŞAZİYE BAL

(3)
(4)

Bu tez çalışması Pamukkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Koordinasyon Birimi tarafından 2018FEBE041 nolu proje ile desteklenmiştir.

(5)
(6)

i

ÖZET

“BÜTÜNLEŞİK MİRAS” ALANLARI İÇİN YÖNETİM MODELİ ÖNERİSİ: TROYA TARİHİ MİLLİ PARKI ÖRNEĞİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ ŞAZİYE BAL

PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ANABİLİM DALI

(TEZ DANIŞMANI:PROF.DR.KORAY ÖZCAN) DENİZLİ, TEMMUZ - 2019

UNESCO Dünya Miras Listesi gereklilikleri irdelendiğinde; yönetim planı ve yönetim planlaması kavramlarının, doğal ya da kültürel miras kaynaklarının korunması– geliştirilmesine ilişkin stratejiler bağlamında planlama–uygulama, izleme–denetim ve revizyon süreçleri için önemli araçlar olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, doğal ve kültürel miras kaynaklarının mekânsal birlikteliğine konu alanlarda, statü farklılıkları bağlamında yönetim planlaması açısından gerek kavramsal arka plan gerekse hukuksal ve kurumsal işlerlik bağlamında belirsizlik olduğu söylenebilir.

Bu çerçevede, tez çalışmasının amacı; “bütünleşik miras alanları” olarak kavramsallaştırılan doğal ve kültürel miras değerlerinin mekânsal/coğrafi birliktelik/bütünlük gösterdiği, bu yönüyle, kurumlar–arası yetki–sorumluluk paylaşımının zorunlu ve gerekli kılındığı koruma alanlarına yönelik araştırma–analiz–sentez, planlama– uygulama ve denetim–izleme süreçleri ile yerinden yönetim mekanizmasına yönelik kurumsal ve yasal çerçevenin tanımlandığı Bütünleşik Miras Yönetim Modeli/Yaklaşımı geliştirilmesidir.

Bütünleşik Miras Yönetim Modeli/Yaklaşımı kapsamında Çanakkale İli, Merkez İlçe ile Ezine İlçesi sınırları içinde yer alan Troya Tarihi Milli Parkı örneklem alan olarak belirlenmiştir. Bu alanın örneklem alan olarak seçiminde 2 (iki) ölçütün etkili olduğu söylenebilir. Birincisi, doğal ve kültürel miras değerlerinden oluşan farklı koruma statüleri ile ulusal–uluslararası mevzuat eşliğinde farklı yerel ve merkezi kurumların yetki– sorumluluk birlikteliğinin gözlemlenmesidir. İkincisi ise, gerek Dünya Miras Listesine alınmış olması gerekse 2018 yılının Troya Yılı olarak ilan edilmesi gibi gelişmeler eşliğinde artan evrensel değer ve önemi ile yönetim planlaması stratejilerinin geliştirilmesi gerekliliğidir.

Tez çalışmasının yöntem izlencesi; yönetim planı ve yönetim planlamasına ilişkin kavramsal ve kuramsal temellerin literatür eşliğinde sorgulanması, devamla, farklı nitelikteki yönetim alanları bağlamında Türkiye ve Dünya örneklerinden seçilen yönetim planlarının karşılaştırılmalı durum analizinin yapılması, son olarak, Troya Tarihi Milli Parkı örnekleminde kurumlar–arası yetki–sorumluluk paylaşımını önceleyen Yönetim Modeli, paydaşlar–arası diyalog/işbirliğini esas alan Katılım Modeli, bütünleşik miras yönetim stratejisine ilişkin ilke ve esasları tanımlayan Planlama–Uygulama Modeli ile bütçe kaynak ve olanaklarına ilişkin alternatifler sunan Finansman Modeli olmak üzere 4 (dört) modele dayandırılan Bütünleşik Miras Yönetim Modelinin, yönetim alanı sınır tespitlerine ilişkin ölçütler ile kavramsal–kuramsal ve yasal–kurumsal arka plan eşliğinde açıklanmasıdır.

ANAHTAR KELİMELER: Alan Yönetimi, Bütünleşik Miras, Yönetim Planı, Yönetim

(7)

ii

ABSTRACT

A MANAGEMENT MODEL PROPOSAL FOR “INTEGRATED HERITAGE” AREAS: TROYA HISTORICAL NATIONAL PARK EXAMPLE

MSC THESIS ŞAZİYE BAL

PAMUKKALE UNIVERSITY INSTITUTE OF SCIENCE URBAN AND REGIONAL PLANNING

(SUPERVISOR:PROF.DR.KORAY ÖZCAN) DENİZLİ, JULY 2019

If the requirements of UNESCO World Heritage List are examined; it is understood that the concepts of management plan and management planning are seen as substantial tools for planning, implementation, monitoring–supervision and revision processes in the context of strategies for protection-maintenance of natural or cultural heritage resources. However, in the areas where there is spatial togetherness of natural and cultural heritage resources with different status, there is uncertainty both in terms of conceptual background and legal and institutional work process within the context of management planning. In this context, the aim of the thesis study is to develop a Integrated Heritage Management Model/Approach, in which is defined research–analysis–synthesis, planning– application, audit–monitoring processes and legal and institutional base for the conservation areas where natural and cultural heritage values demonstrate spatial/geographic unity/integrity in which requires the sharing authority–responsibility between institutions.

Troy Historical National Park, which is located between Central District and Ezine District’ borders in Çanakkale Province, has been determined as for this main purpose.It can be said that 2 (two) criteria were effective in the selection of this area as a sample area. The first is the observation of the combination of different conservation status which depend on natural and cultural heritage values in the context of resource and function values and the responsibility/authority of different local and central institutions within national and international legislation. The second is both being included in the World Heritage List and the necessity of developing management planning strategies and the increasing universal value and importance thanks to the announcement of 2018 as the Year of Troy.

Methodology of thesis is to research the conceptual and theoretical foundations of management plan and management planning in the light of literature, to analyze the situation in comparison of management plans selected from national and world samples, to analyze the situation in comparison of management plans, selected from national and international samples in the context of different characteristic management areas. Finally, explaining the Integrated Heritage Management Model which is based on four different sub-model; The Management Model that prioritizes inter–institutional authority– responsibility sharing, The Participation Model that base on inter–stakeholder dialogue/cooperation, The Planning–Implementation Model which defines the principles of integrated heritage management strategy and Financial Model which offers alternatives for budget-resources together with the criteria for the boundaries of management area and the conceptual–theoretical and legal–institutional background for the sample area.

KEYWORDS: Integrated Heritage, Management Plan, Management Planning, Site Management

(8)

iii

İÇİNDEKİLER

Sayfa ÖZET ... i ABSTRACT ... ii İÇİNDEKİLER ... iii ŞEKİL LİSTESİ ... v TABLO LİSTESİ ... vi

RESİM LİSTESİ ... vii

KISALTMALAR ... viii

ÖNSÖZ ... ix

1. GİRİŞ: “BAKIŞ AÇISI VE ELE ALIŞ BİÇİMİ” ... 1

1.1 Amaç-Önerme ... 4

1.2 Konu-Kapsam ve Sınırlılıklar ... 6

1.3 Özgün Değer/Beklenen Katkı ... 9

1.4 Kaynak Araştırması ve Yöntem Açıklamaları ... 10

1.4.1 Literatür Araştırması... 10

1.4.2 Mevzuat Değerlendirmesi ... 11

1.4.3 Karşılaştırmalı Analiz ... 11

1.4.4 Kurumsal Veri Tabanlarının İncelenmesi... 12

2. ALAN YÖNETİMİ İÇİN ANALİTİK ÇERÇEVE ... 14

2.1 Kuramsal Arka Plan: “Miras Yönetimi” ve “Alan Yönetimi” ... 14

2.2 Süreç Analizi: “Yönetim Planlaması” ve “ Yönetim Planı” ... 19

2.2.1 Yönetim Planlaması ... 21

2.2.2 Yönetim Planı ... 28

2.3 Kavramsal Analiz: Farklı Statü Esas “Yönetim Alanları” ... 36

2.3.1 Dünya Miras Alanları (DMA) ... 38

2.3.2 Korunan Alanlar ... 40

2.3.3 Sit alanları ... 49

2.3.4 Çakışan Alanlar ... 53

2.3.5 Tarihi Alan ... 56

2.4 Kurumsal Analiz: Güncel Mevzuat Esas “Yetki–Sorumluluk” ... 59

2.4.1 Kültür ve Turizm Bakanlığı/Bağlı Kuruluşları ... 59

2.4.2 Orman ve Su İşleri Bakanlığı/Bağlı Kuruluşları ... 61

2.4.3 Çevre ve Şehircilik Bakanlığı/Bağlı Kuruluşları ... 63

2.4.4 Çanakkale Savaşları Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Alan Başkanlığı ... 64

2.4.5 Çakışan Alanlarda Yetki-Sorumluluk İlişkisi Analizi ... 65

2.4.6 Uluslararası Rehber Kuruluşlar ... 69

2.5 Bölüm Değerlendirmesi ... 74

3. TÜRKİYE VE DÜNYA DENEYİMLERİ: “KARŞILAŞTIRMALI ANALİZ” ... 82

3.1 Türkiye Deneyimleri ... 83

3.1.1 Göbekli Tepe Alan Yönetim Planı (2017-2021) ... 83

3.1.2 Mudurnu Kültürel Miras Yönetim Planı(2014-2018) ... 91

3.1.3 Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ve Kuş Cenneti Doğal Sit Alanları Yönetim Planı (2019–2023) ... 99

(9)

iv

3.2 Dünya Deneyimleri ... 111

3.2.1 Stonehenge-Avebury ve Etkileşim Sahaları Dünya Miras Alanı Yönetim Planı (2015–2021) ... 111

3.2.2 Zatec Kenti Yönetim Planı(2015-2025) ... 118

3.2.3 İsimangaliso Sulak Alanlar Parkı Bütünleşik Yönetim Planı (2017–2021) ... 125

3.2.4 Kakadu Milli Parkı Yönetim Planı (2016–2026) ... 130

3.3 Örnek Yönetim Planlarının Karşılaştırmalı Analizi ... 137

3.4 Bölüm Değerlendirmesi ... 147

4. TROYA TARİHİ MİLLİ PARKI: “TANITICI KATALOG BİLGİSİ”149 4.1 Coğrafi Konum ve Ulaşım-Erişim Olanakları ... 149

4.2 Kaynak ve İşlev Değeri ... 150

4.3 Arkeolojik Geçmiş ve Kültürel Katmanlaşma ... 160

4.4 Planlama Deneyimleri ve Güncel Projeler ... 174

4.5 Güncel Yasal Arka Plan ve Yönetim Durumu ... 182

5. SONUÇ VE ÖNERİLER: “BÜTÜNLEŞİK MİRAS ALANLARI İÇİN YÖNETİM MODELİ” ... 186

5.1 Sınır Tanımlaması ve Kavramsal Öneriler ... 187

5.2 Modelin Açıklanması ... 200

5.2.1 Yönetim Modeli: Yetki–Sorumluluk ... 202

5.2.2 Katılım Modeli: Paydaşlar–arası Diyalog/İşbirliği Eşgüdüm ... 211

5.2.3 Planlama–Uygulama Modeli: Bütünleşik Miras Yönetim Stratejisi ... 218

5.2.4 Finansman Modeli ... 225

6. KAYNAKLAR ... 231

7. EKLER ... 243

(10)

v

ŞEKİL LİSTESİ

Sayfa

Şekil 2.1: Türkiye’de Dünya Miras Alanlarının dağılımı ... 39

Şekil 2.2: Türkiye’deki milli parkların dağılım coğrafyası ... 45

Şekil 2.3: Türkiye’de Özel Çevre Koruma Bölgeleri coğrafi dağılımı ... 47

Şekil 2.4: Türkiye’de Ramsar alanları coğrafi dağılımı ... 48

Şekil 2.5: Türkiye’de doğal sit alanlarının coğrafi dağılımı ... 51

Şekil 2.6: Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan sınırları ve sit statüleri .. 58

Şekil 3.1: Göbekli Tepe yönetim modeli ... 87

Şekil 3.2: Mudurnu Alan yönetim modeli ... 95

Şekil 3.3: Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ve Kuş Cenneti Doğal Sit Alanları yönetim modeli ... 102

Şekil 3.4: Sultan Sazlığı Milli Parkı yönetim modeli ... 108

Şekil 3.5: Stonehenge ve Avebury yönetim modeli ... 115

Şekil 3.6: Zatec-şerbetçiotu kenti yönetim modeli ... 121

Şekil 3.7: İsimangaliso Sulak Alanlar Parkı yönetim modeli ... 127

Şekil 3.8: Kakadu Milli Parkı yönetim modeli ... 134

Şekil 4.1: Bölge içerisindeki konumu ve ulaşım ağı ... 149

Şekil 4.2: Troya Tarihi Milli Parkı arazi kullanım analizi ... 157

Şekil 4.3: Kumkale Büyük Ovası sınırları ... 158

Şekil 4.4: Geç Cilâlı Taş – Erken Tunç Çağında kıyı fizyonomisi (İ.Ö. 3000 – 2500) ... 164

Şekil 4.5: (1) Kültür katmanları–(2)Yerleşimlerin planı ... 165

Şekil 4.6: Troya Tarihi Milli Parkı yönetim yapısı ... 185

Şekil 5.1: Troya bütünleşik mirası yönetim alanı sınırı önerisi ... 195

Şekil 5.2: Troya bütünleşik miras yönetim-örgütlenme modeli ... 210

Şekil 5.3: Planlama-uygulama modeli yetki-sorumluluk paylaşımı ... 222

(11)

vi

TABLO LİSTESİ

Sayfa

Tablo 2.1: Uluslararası rehber dökümanlarda önerilen yönetim planlaması

süreçleri ... 24

Tablo 2.2: Uluslararası rehberler önerilen yönetim planı içerikleri ... 33

Tablo 2.3: IUCN korunan alan kategorileri ve Türkiye korunan alan eşdeğerliği ... 42

Tablo 2.4: Korunan alan sayısal istatistikleri ... 43

Tablo 2.5: Türkiye’deki sit alanlarının sayısal dağılımı ... 49

Tablo 2.6: Türkiye’de doğal sit alanları için statü–yetki içeriği karşılaştırması ... 53

Tablo 2.7: Türkiye’de doğal ve kültürel miras yönetim sistematiği matrisi ... 79

Tablo 3.1: Türkiye deneyimleri, koruma statüsü ve kaynak–işlev değeri ... 83

Tablo 3.2: Dünya deneyimleri, koruma statüsü ve kaynak–işlev değeri ... 83

Tablo 3.3: Göbekli tepe tanıtıcı katalog bilgisi ... 85

Tablo 3.4: Mudurnu tanıtıcı katalog bilgisi ... 92

Tablo 3.5: Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ve Kuş Cenneti tanıtıcı katalog bilgisi ... 101

Tablo 3.6: Sultan Sazlığı milli parkı tanıtıcı katalog bilgisi ... 107

Tablo 3.7: Stonehenge–Avebury tanıtıcı katalog bilgisi ... 113

Tablo 3.8: Zatec Şerbetçiotu Kenti Tanıtıcı Katalog Bilgisi ... 119

Tablo 3.9: İsimangaliso Sulak Alan Parkı tanıtıcı katalog bilgisi ... 126

Tablo 3.10: Kakadu milli parkı tanıtıcı katalog bilgisi ... 131

Tablo 3.11:Türkiye ve Dünya örnekleri bağlamda yönetim planları karşılaştırma matrisi ... 141

Tablo 3.12: Yönetim planlarının karşılaştırmalı içerik analizi ... 146

Tablo 5.1: Kaynak ve işlev değerler bağlamında yetki–sorumluluk paylaşımı ... 193

Tablo 5.2: Milli park sınırları dışındaki ilişkili–etkileşimli alanlar analizi 196 Tablo 5.3:Troya bütünleşik miras alanı paydaş analizi- paydaş katılım yöntem ve türleri ... 215

Tablo 5.4: Kaynak ve işlev değerler esas yönetim konuları ... 222

(12)

vii

RESİM LİSTESİ

... Sayfa

Resim 4.1: Troya Tarihi Milli Parkı doğal ve kültürel kaynak değerlerinden

görünümler ... 154

Resim 4.2: Karamenderes Deltası ve Kumkale Ovası tarım alanlarından görünümler ... 155

Resim 4.3: Troya dış surlarından görünüm ... 167

Resim 4.4: Troya II kalıntılarından görünümler ... 168

Resim 4.5: Troya III-IV-V sur kalıntıları ... 169

Resim 4.6: Troya VI dönemi kalıntıları ... 170

Resim 4.7: Troya VII dönemi kutsal alanları ... 172

Resim 4.8: Troya IV yerleşimi küçük tiyatro (Odeion) ... 173

(13)

viii

KISALTMALAR

ATLAS : Çevre ve Şehircilik Bakanlığı - Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğü

BM : Birleşmiş Milletler

CDCPP : Steering Committee for Culture, Heritage and Landscape

CITES : The Convention on International Trade In Endangered Species of

Wild Fauna and Flora

CBS : Coğrafi Bilgi Sistemleri Çev : Çeviren

ÇŞB : Çevre ve Şehircilik Bakanlığı DKMPŞ : Doğa Koruma Milli Parklar Şube DMA : Dünya Miras Alanı

DSİ : Devlet Su İşleri Ed : Editör

EAHTR : European Association of Historic Towns and Regions EUROPA

NOSTRA : International Federation of Associations for the Protection of

Europe’s Cultural, Architectural and Natural Heritage

GEEAYK : Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Yüksek Kurulu GEF : Global Environmental Fone

GEODATA : Tarım ve Orman Bakanlığı Açık Kaynak Ağ Tabanlı Coğrafi Bilgi

Sistemleri Uygulaması Veri Altyapısı

GCI : Getty Conservation Institute GZFT : Güçlü-Zayıf-Fırsat-Tehdit

IUCN : International Union for Conservation of Nature ICOMOS : International Council on Monuments and Sites

ICCROM : International Centre for the Study of the Preservation and Restoration of

Cultural Property

KHK : Kanun Hükmünde Kararname

KTVKK : Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kanunu KTB : Kültür ve Turizm Bakanlığı

OWCH : Organization of World Heritage Cities ÖBA : Önemli Bitki Alanı

ÖÇKB : Özel Çevre Koruma Bölgesi ÖKA : Özel Kuş Alanı

PEST : Politik-Ekonomik-Sosyal-Teknolojik SAVAB : Sit Alanları Vatandaş Bilgilendirme Sistemi STK : Sivil Toplum Kuruluşu

TİGEM : Tarımsal İşletmeler Genel Müdürlüğü TTMP : Troya Tarihi Milli Parkı

UDGP : Uzun Devreli Gelişme Planı

UNESCO : United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization UNITWIN : University Twinning and Networking Programme

USAK : Ulusal Sulak Alan Komisyonu WCED : Çevre ve Kalkınma Komisyonu YÖK : Yükseköğretim Kurumu

(14)

ix

ÖNSÖZ

Bu araştırmada, “bütünleşik miras alanları” olarak kavramsallaştırılan doğal ve kültürel miras değerlerinin mekânsal/coğrafi birliktelik/bütünlük gösterdiği, bu yönüyle, kurumlar–arası yetki–sorumluluk paylaşımının zorunlu ve gerekli kılındığı koruma alanlarına yönelik araştırma–analiz–sentez, planlama–uygulama ve denetim–izleme süreçleri ile yasal ve kurumsal altyapının tanımlandığı Bütünleşik Miras Yönetim Modeli/Yaklaşımı geliştirilmesi hedeflenmiştir.

Bütünleşik Miras Yönetim Modeli/Yaklaşımı kapsamında Çanakkale İli, Merkez İlçe ile Ezine İlçesi sınırları içinde yer alan Troya Tarihi Milli Parkı örneklem alan olarak belirlenmiş ve bu örneklem alana ilişkin kurumlar–arası yetki–sorumluluk paylaşımını önceleyen Yönetim Modeli, paydaşlar–arası diyalog/işbirliğini esas alan Katılım Modeli, bütünleşik miras yönetim stratejisine ilişkin ilke ve esasları tanımlayan Planlama– Uygulama Modeli ile bütçe kaynak ve olanaklarına ilişkin alternatifler sunan Finansman Modeli olmak üzere 4 (dört) modele dayandırılan Bütünleşik Miras Yönetim Modeli, yönetim alanı sınır tespitlerine ilişkin ölçütler ile kavramsal–kuramsal ve yasal–kurumsal arka plan eşliğinde ortaya konabilmiştir.

Tez çalışmasının her aşamasında engin bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım, değerli katkıları ile çalışmamı bilimsel temeller ışığında şekillendiren, içinde bulunduğum akademik öğrenme/yetişme sürecinde, çalışma disiplinini ve bilimsel sorumluluk anlayışını örnek aldığım tez danışmanım Prof.Dr.Koray ÖZCAN’a tüm yönlendirici tutumu, sabrı ve emeği için en içten teşekkürlerimi sunarım.

Saha çalışmaları esnasında alana ilişkin bilgi ve görüşlerini aktararak, çalışmaya katkı sağlayan Troya Tarihi Milli Parkı Şefi Ümit ELÇİN ile Troya Kazı Başkanı Prof.Dr. Rüstem ASLAN’a teşekkür ederim.

Yüksek Lisans çalışma sürecime 2018FEBE041 no’lu proje ile destek veren Pamukkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) Koordinasyon Birimi’ne teşekkür ederim.

Her zaman olduğu gibi, tez süresince de eksiltmediği sabrı, motive edici sözleri ve desteği için Oğulcan ÖZCAN’a özel teşekkürlerimi sunarım

Araştırmalarımda beni yönlendiren, manevi yardım ve desteklerini esirgemeyen değerli arkadaşlarım Uluslararası İlişkiler Uzmanı Metecan YAŞOT, Şehir Plancısı Ayça İLHAN, Peyzaj Mimarı Ece ASLAN, Mimar Neriman İNCEGÜR’e teşekkür ederim.

Son olarak öğrenim hayatımın her aşamasında maddi, manevi yardım ve desteği benden hiçbir zaman esirgemeyen aileme teşekkür ediyorum

Şaziye BAL Temmuz 2019 Denizli

(15)

1

1. GİRİŞ: “BAKIŞ AÇISI VE ELE ALIŞ BİÇİMİ”

Doğal ve kültürel miras alanları üzerine odaklanan koruma yaklaşımlarının temelini; toplumsal gelişim ve dönüşümle birlikte korunacak varlığa ilişkin gelişen değer algısı ile bu değerlerin korunmasına ilişkin artan gereksinimlerin oluşturduğunu söylemek mümkündür. Diğer bir ifade ile, zaman içerisinde toplumun doğal ve tarihsel değerlere artan ilgisi ve bu değerleri tarihsel süreç içerisindeki bütünlükleri ile anlama isteğinin, koruma çalışmalarının gündemini, kısıtlamalardan çok, sürdürülebilirlik ilkesi temelinde bütünleşik ve çok yönlü stratejilere dayanan politikalar yönünde değiştirdiği görülmektedir (Feilden ve Jokilehto 1998; Lipe 1984; Thomas ve Middleton 2003). Nitekim yirminci yüzyıl ile birlikte toplumsal, çevresel, sosyal, ekonomik ve teknolojik alandaki gelişim– değişimlerin, evrensel miras değerleri üzerindeki tehditleri konusunda uluslararası sivil inisiyatifler öncülüğünde ortak miras değeri ya da evrensel değer bağlamında koruma bilincinin geliştirilmesine yönelik başlayan sistemli çalışmalar bu yaklaşımların (hukuki) zeminini oluşturmaktadır.

Bu manada bakılırsa; 1972 tarihinde UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) önderliğinde imzaya açılan Dünya Miras

Sözleşmesi1

bu alandaki kurumsal çabalara bütüncül bir bakış açısı ve sistematik kazandırması bakımından önem taşımaktadır. Bu sözleşme ile evrensel miras olarak kabul edilen alanların kapsam ve içeriği tanımlanarak, bu alanların Üstün Evrensel Değerleri (Outstanding Universal Value) bağlamında bütünlüğünün (integrity) ve özgünlüğün (authenticity) tüm dünya milletlerince korunması gerekliliği kabul edilmiştir (UNESCO 1972). Aradan geçen süre içerisinde yaklaşık 200 (iki yüz) ülkenin taraf olduğu bu sözleşme kapsamında listeye alınan miras alanlarının korunmasına ilişkin yükümlülük ve kriterlerin gerek evrensel gerekse ulusal bağlamda yasal düzenlemeler eşliğinde kurumsal çabalara dönüştüğü ifade edilmektedir (whc.unesco.org).

1

1972 yılında Paris’te yapılan UNESCO’nun 17. toplantısında Dünya Kültürel ve Dogal Mirasın Korunmasına Dair Sözlesme (Convention Concerning the Protection of the World Cultural and National Heritage) kabul edilmistir. Türkiye bu sözleşmeyi 23.5.1982 tarih ve 8/4788 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylayarak, 14.02.1983 tarih ve 17959 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.

(16)

2

1970–1990 yılları arası; kent planlama süreçlerindeki değişimler ile eş zamanlı olarak koruma planlaması ve yaklaşımlarında paradigma değişimlerinin yaşanması bakımından önemlidir. Bu zaman aralığında Dünya Miras Sözleşmesi’nin ardından başta UNESCO olmak üzere ICOMOS (Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi-International Council on Monuments and Sites), ICCROM (Kültürel Varlıkların Korunması ve Onarımı Araştırma Merkezi--International Centre for the Study of the Preservation and Restoration of Cultural Property), IUCN (Uluslararası Doğa Koruma Birliği-International Union for Conservation of Nature) ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası kuruluşlar önderliğinde koruma alanında pek çok toplantıların yapıldığı, bildirge ve rehber doküman(lar)ın yayınlandığı görülmektedir. Miras yönetimine ilişkin hukuki zeminin başlangıcı niteliğindeki bu yayınlardan, 1975 yılında yayınlanan Amsterdam Deklerasyonu’nda koruma çalışmalarına yerel halkın katılımı ve sosyal boyutun önemi üzerinde durularak “bütünleşik koruma ilkeleri” tanımlanmış, 1987 Washington Deklerasyonu ile koruma planlarının yasal, yönetimsel ve parasal araçlarının tanımlanması gerekliliği vurgulanmıştır (ICOMOS 1987; ICOMOS 1975a).

1990’lar ise korumanın teorikten pratiğe aktarılma süreçleri ile koruma ekonomisinin tanımlandığı ve özellikle Dünya Miras Alanları için yönetim kavramının gündeme geldiği yıllar olmuştur (Bilgin Altınöz 2012). Nitekim 1993 yılında ICCROM, UNESCO ve ICOMOS tarafından hazırlanan, 1998 yılında revize edilen Dünya Kültürel Miras Alanları Yönetim Rehberi’nde (Management Guidelines for the World Cultural Heritage Sites) koruma alanlarının değerlerine ve kapsamına dayalı olarak planlama, programlama ve finansman olanaklarının, disiplinlerarası bir süreç olarak izlendiği, geri beslemeli bir yönetim anlayışı vurgulanmaktadır (Feilden ve Jokilehto 1998).

1999 yılında ise Avustralya ICOMOS tarafından yayınlanan II. Burra Tüzüğü’nde (The Australia ICOMOS Charter for Places of Cultural Significance, 1999) miras alanlarında değer tanımlanması ve yönetimin gerekliliği üzerinde durularak korumanın değer yönetimine dayalı bir süreç olduğu belirtilmiştir (ICOMOS Avusturalya 1999).

(17)

3

Burra Tüzüğü ile koruma gündemine giren kültürel değer yönetimi konusu, 2005 yılında UNESCO tarafından yayınlanan Dünya Mirası Konvansiyonunun Uygulanmasına Yönelik İşlevsel İlkeler Rehberi ile somutlaştırılmıştır. Buna göre; UNESCO Dünya Miras Alanları Listesi’ne kabul aşamasında, her varlık için geniş katılım ve şeffaflık ilkesini esas alan, sürdürülebilirlik ilkesi temelinde bütünleşik ve çok yönlü politika ve stratejilere dayanılarak, miras alanlarının sadece korunmasını değil yaşatılmasını da amaçlayan yönetim planlarının hazırlanması koşulu yasal bir gereklilik olarak kabul edilmiştir (UNESCO 2005).

Küresel boyutta yaşanan gelişmeleri takiben 2000’li yıllardan itibaren ülkemizde miras alanlarının etkin korunması ve yönetilmesi amacıyla hukuki altyapıda düzenlemeler yapıldığı görülmektedir2. Görece yeni sayılabilecek bu düzenlemeler her ne kadar, çağdaş yaklaşımlar ile uyumlu olsa da elde edilen sınırlı sayıdaki alan yönetimi örnekleri incelendiğinde,3

planlama/uygulama, izleme/denetim, kurumlar–arası ortak karar verme/eşgüdüm ve örgütlenme sorunlarının devam ettiği söylenebilir. Bu sorunların temelinde; farklı kapsam ve içerikteki doğal ve kültürel miras değerleri bakımından zengin olan Türkiye coğrafyasının yarattığı tabii yönetim zorluklarının yanısıra koruma alanlarından sorumlu merkezi ve yerel yönetim birimlerinin tutucu, statükocu ve parçacıl planlama yaklaşımları, kurumsal örgütlenme sorunları ve ulusal koruma mevzuatının bütüncül–kapsayıcı olmaması sayılabilir. Özellikle doğal ve kültürel mirasa konu olan değerlerin birlikteliğinden oluşan özgün alanların, mevzuat ve statü esas farklı kurumların yetki-sorumluluk sahasında kalması, korunacak alan tanımlarının örtüşmemesi ve koruma stratejilerinin farklılıklar göstermesi gibi nedenler etkin yönetimi zorlaştıran başlıca sebepler olarak görülebilir. Hâlihazırda parçalanmış hukuksal ve kurumsal örgütlenmelerin söz konusu olduğu bütünleşik miras niteliğine sahip alanların kültürel ve doğal çevreye dayalı kaynak

2

27 Temmuz 2004 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüge giren 5226 sayılı değişiklik Kanunu ile Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa Alan yönetimi, Yönetim Alanı, Yönetim Planı, Bağlantı Noktası kavramları eklenmiştir. 27 Kasım 2005 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 26006 sayılı “Alan Yönetimi ile Anıt Eser Kurulunun Kuruluş ve Görevleri ile Yönetim Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik belgesi ile alan yönetiminin amacına, kapsamına, hedeflerine, yönetim planı hazırlanma sürecine açıklık getirilmiştir.

3

İncelenen alan yönetim planı örnekleri; İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı, Afrodisyas Antik Kenti Alan Yönetim Planı, Bursa ve Cumalıkızık Yönetim Planı, Ani Kültürel Peyzajı Yönetim Planı, Mudurnu Alan Yönetim Planı,

(18)

4 değerlerinin 4

eşgüdüm içinde korunması, değerlendirilmesi, sürdürülebilir kullanımını ve evrensel miras koşullarının yerine getirilmesine ilişkin sosyal, finansal ve örgütsel yapının oluşturulmasını sağlayacak, mevcut koruma tanımlarına ek olarak yeni kavramların ve paydaşlar–arası diyaloğu, eşgüdümü ve katılımı önceleyen bir yönetim mekanizmasının oluşturulması temel gereklilik olarak ortaya çıkmaktadır.

1.1 Amaç-Önerme

Tez çalışmasının başlangıç noktasını “doğal ve kültürel miras içerikli farklı statü alanlarının mekânsal birlikteliğine yönelik kavramsal tanımlama ve hukuksal tartışmalar bağlamında alan yönetim planı hazırlama–uygulama ve denetim–izleme aşamalarında karşılaşılan örgütlenme-eşgüdüm-koordinasyon sorunlarına cevap arayışı” oluşturmaktadır.

Bu sorunların hukuksal arka planı; sebep–sonuç ilişkisi bağlamında 2 (iki) başlık altında gruplandırılabilir:

Birincisi, koruma ile ilgili ulusal mevzuat esas alınarak kaynak değeri aynı olan tek bir alana birden fazla koruma statüsünün verilmesinden kaynaklanan kurumsal–yönetimsel parçalanma ve buna dayalı yetki–sorumluluk paylaşımı sorunlarıdır.

4 Bu noktada tez çalışması içeriğinde ele alınan kültürel ve doğal kaynak değerlerinin neler olduklarına ilişkin kavramsal açıklamanın ulusal mevzuatımız esas alınarak yapılması yerinde olacaktır: Milli Parklar Yönetmeliği, 4. maddesinde belirtilen tanımlara göre; kültürel kaynakların “…tarihi,

arkeolojik, mitolojik, antropolojik, etnografik, sosyolojik olayları belgeleyen ve bu olayların izlerini taşıyan sitler ve yöreler ile tarihteki büyük olayların ve kişilerin izlerini ve hatıralarını taşıyan, mimarlık ve güzel sanatların örneklerini bünyesinde toplayan yerler, objeler ve kültürel mirasın olağanüstü örnekleri ve bunlarla ilgili ilmi değerler…” olarak ifade edildiği, doğal kaynakların ise; “…biyolojik tabii değerler; flora, fauna, habitatlar, ekosistemler, tabiat tarihinin ve tabii mirasın müstesna özellikleri ve bunlara dair ilmi değerler ile fiziki tabii değerler; coğrafi konum, jeolojik ve jeomorfolojik teşekküller, hidrolojik ve limnolojik özellikler, klimatik özellikler ve bunlara dair ilmi değerler…” olarak tanımlandığı görülür.

UNESCO Dünya Miras Konvansiyonu ise kültürel miras olarak”… -anıtlar: Tarih, sanat veya bilim

açısından istisnaî evrensel değerdeki mimari eserler, heykel ve resim alanındaki şaheserler, arkeolojik nitelikte eleman veya yapılar, kitabeler, mağaralar ve eleman birleşimleri; -yapı toplulukları: Mimarileri, uyumlulukları veya arazi üzerindeki yerleri nedeniyle tarih, sanat veya bilim açısından istisnaî evrensel değere sahip ayrı veya birleşik yapı toplulukları;… -sitler: Tarihsel, estetik, etnolojik veya antropolojik bakımlardan istisnaî evrensel değeri olan insan ürünü eserler veya doğa ve insanın ortak eserleri ve arkeolojik sitleri kapsayan alanları,

Doğal miras olarak ise; - estetik veya bilimsel açıdan istisnaî evrensel değeri olan, fiziksel ve biyolojik

oluşumlardan veya bu tür oluşum topluluklarından müteşekkil doğal anıtlar; - bilim veya muhafaza açısından istisnaî evrensel değeri olan jeolojik ve fizyografik oluşumlar ve tükenme tehdidi altındaki hayvan ve bitki türlerinin yetiştiği kesinlikle belirlenmiş alanlar; - bilim, muhafaza veya doğal güzellik açısından istisnaî evrensel değeri olan doğal sitler veya kesinlikle belirlenmiş doğal alanları kabul etmektedir.

(19)

5

İkincisi; kültürel ve doğal miras varlıkları bağlamında farklı koruma statülerine sahip alanların mekânsal/coğrafi ortaklığının söz konusu olduğu özgün alanlar için bütüncül korumayı esas alan bir koruma statüsü/kavramı ve kapsayıcı bir yasal çerçevenin bulunmamasından kaynaklı yönetim sorunlarıdır.

Bu çerçevede, tez çalışmasının amacı; doğal ve kültürel miras değerlerinin mekânsal/coğrafi birlikteliklerine/bütünlüklerine rağmen yasal statüleri nedeniyle farklı mevzuat kapsamında ele alınması gerekliliği bulunan, bu yönüyle, bütüncül bir koruma stratejisi ve alan yönetimi geliştirilemeyen, kurumlar–arası yetki– sorumluluk çatışmalarının gözlemlendiği bütünleşik miras niteliğindeki alanlar için; araştırma–analiz–sentez, planlama–uygulama ve denetim–izleme süreçlerini bütüncül bakış açısı ile ele alan yetki-sorumluluk esas Yönetim Modeli, Paydaşlararası Diyalog/İşbirliği/Eşgüdüm esas Katılım Modeli, Bütünleşik Miras Yönetim Stratejisi esas Planlama–Uygulama Modeli ve Finansman

Modeli’nin yasal ve kavramsal dayanaklar eşliğinde Troya Tarihi Milli Parkı

örneğinde ortaya konulmasıdır.

Mitoloji ve arkeolojinin buluşma noktası olan Troya kenti, Eski Yunanlıların büyük ozanlarından Homeros’un yazdığı Batı Edebiyatının önemli destanlarından İliada ve Odysseia’ya konu olmasının yanısıra, Türkiye’de tarih öncesi döneme ait ilk sistematik arkeolojik kazı çalışmaları ile arkeoloji biliminin başlangıcı olması bakımından da önemlidir. Bununla birlikte, 1998 yılında UNESCO tarafından “Dünya Miras Alanı” olarak kabulü, bu kabulün 20. yılı olan 2018 yılının “Troya Yılı” ilan edilmesi gibi bir dizi bilimsel, edebi, sanatsal, kurumsal süreçler gözönüne alınırsa gerek ulusal gerekse uluslararası bağlamda tanınırlığı/farkındalığı olan bir kültürel coğrafya olduğu söylenebilir5

.

Bu çalışmada Troya Tarihi Milli Parkı’nın örneklem alan olarak seçilmesinin nedeni; bütünleşik mirasa konu olan doğal, tarihi ve arkeolojik değerler bütününe sahip olmasıyla birlikte, bu kaynak değerler esas tanımlanan farklı koruma statüleri sebebiyle yerel ve merkezi düzeyde pek çok kurumun yetki-sorumluluk sahasında kalması ve bu yönüyle etkin bir yönetim açısından

5

Alan 13.05.1968 yıl, 3925 sayılı karar ile Gayrimenkul Eski Eserler Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından korumaya alınmış, Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 26.05.1995–2414 No’lu ek kararı ile Troya Ören Yeri I. Derece Arkeolojik sit alanı olarak ilan edilmiştir. Takip eden süreçte 30.09.1996 tarih ve 96/8676 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile 13.350 ha alan Troya Tarihi Milli Parkı ilan edilmiş, 02.12.1998 tarihinde ise 849 sıra numarası ile Dünya Kültürel Miras Listesine alınmıştır.

(20)

6

paydaşlar-arası diyalog-eşgüdüm gerektiren bir miras alanı niteliğinde olmasıdır. Öte yandan Troya Tarihi Milli Parkı, arkeolojik kaynak değer esaslı belirlenen tek Tarihi Milli Park niteliğinde olması bakımından, arkeolojik sit ve milli park statülerinin çakışmasına dayalı bir bütünleşik miras alanı olarak görülebilir. Bu manada bakılırsa; 1998 yılında UNESCO Dünya Miras Alanları Listesi’ne alınan Troya Antik Kenti ve içinde bulunduğu Troya Tarihi Milli Parkı için ulusal kurumsal-yönetimsel parçalanma ve buna dayalı yetki-sorumluluk paylaşımı

sorunları sebebiyle alan bütününe yönelik bir yönetim

mekanizması/örgütlenmesinin kurulamaması ve güncel bir Alan Yönetim Planının bulunmaması Evrensel Miras gereklilikleri esasında gerek sürdürülebilirlik bağlamında korunması-geliştirilmesi gerekse tanınırlık-bilinirlik değeri bakımından eksiklik olarak görülebilir.

1.2 Konu-Kapsam ve Sınırlılıklar

Tez çalışmasının konusu; doğal ve kültürel miras değerlerinin korunmasına yönelik yönetimsel bağlamın, “aynı kaynak değer–farklı koruma statüsü” ile “farklı kaynak değer-farklı koruma statüsüne” sahip bütünleşik miras alanlarında yetki–sorumluluk paylaşımı olarak ifade edilebilir. Diğer bir ifadeyle, tez çalışması, yetki–sorumluluk konu ve alanları açısından statü farklılığı esas, farklı mevzuat kapsamında farklı kurum–kuruluşlar tarafından yönetilen bütünleşik miras alanlarında planlama–uygulama ve denetim–izleme süreçlerine ilişkin yönetim mekanizmasını konu edinmektedir. Bu model;

Yetki-sorumluluk esas Yönetim Modeli,

Paydaşlararası Diyalog/İşbirliği Eşgüdüm esaslı Katılım Modeli,

Bütünleşik Miras Yönetim Stratejisi esas Planlama–Uygulama

Modeli

Finansman Modeli olmak üzere 4 (dört) alt modele/bileşene dayandırılmıştır.

(21)

7

(1) Aynı kaynak değeri–farklı koruma statülerinin çakışmasına dayalı olarak kurumlar–arası yetki ve sorumluluk karmaşasının yaşandığı miras alanları,

(2) Farklı kaynak değeri–farklı koruma statülerinin (doğal ve kültürel) birlikteliğine dayalı yetki–sorumluluk tartışmasına konu miras alanları

Dolayısıyla tez çalışmasının kapsamı en az 2 (iki) farklı kurumun yetki– sorumluluk alanında olup planlama–uygulama ve denetim–izleme süreçleri bakımından kurumlar–arası diyalog-eşgüdüm-yönetişim gerektiren bütünleşik miras niteliğine sahip alanlar olarak belirlenmiştir.

Ulusal koruma mevzuatı açısından 1980’lerde başlayan uluslararası gelişmelerin takibi doğrultusunda alan yönetimi kavramı, 2004 yılındaki Kanun değişikliği ile kavramsallaşmış ve hukuki temellere oturtulmuştur. Bu noktada Dünya Miras Alanları öncelikli olarak gündeme gelen alan yönetimi çalışmaları kurumsal örgütlenme ve katılım açısından irdelenirse; her iki değere (kültürel– doğal) sahip alanlarda kurulacak alan yönetim modelleri konusunda gerek hukuksal ve kavramsal arka plan gerekse kurumsal işlerlik bağlamında sorunların süregeldiği, statü farklılığı bağlamında ise sistematik olmayan örgütlenme süreçleri sonunda farklı merkezi–yerel idareler tarafından hazırlanan farklı öncelik, kapsam ve içerikte yönetim planlarının varlığı görülmektedir. Bu farklılıkların temel sebebi; ulusal yönetim sistemindeki değişikliklere koşut olarak doğal ve kültürel mirasa ilişkin yetki–sorumluluk bağlamında parçalanan mevzuat olarak görülebilir.

Diğer bir sorun ise, 5226 ile değişik 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma (KTVK) Kanunu içeriğine eklenen kavramların Türkiye gibi koruma değerleri bakımından zengin bir ülke için yeterli olmamasıdır. Başka bir ifadeyle, farklı yönetim örgütlenmelerinin sebebi olarak doğal ve kültürel miras değerlerinin birlikteliğine dayanan, bu yönüyle, planlama–uygulama ve denetim– izleme süreçleri bakımından farklı mevzuat esas olmak üzere en az 2 (iki) farklı kurumun yetki–sorumluluk alanında olmasına dayalı kurumlar–arası diyalog– eşgüdüm–yönetişim gerektiren bütünleşik miras alanlarının mevzuat içerisinde kavramsallaşmaması ve bu nitelikteki alanlarda kurumlararası yetki-sorumluluk örgütlenmelerini tanımlayan yasal altyapının bulunmamasıdır. Nitekim birden fazla koruma statüsünün çakışmasına bağlı olarak pek çok mevzuatın devreye

(22)

8

girdiği koruma alanlarında bütüncül bir yönetim alanı belirlenmesi ve yönetim planı hazırlanması aşamasında belirsizlik olduğu ve ortak karar alma/verme ve eşgüdüm bağlamında yerel halkın, sivil inisiyatiflerin ve ilgili kurumlar bakımından katılımcı yönetim modelleri eşliğinde örgütlenemediği görülmektedir.

Bu noktada, 5226 ile değişik 2863 sayılı KTVK Kanunu EK–madde 3 esas olmak üzere6

alan yönetim modellerinin yalnızca sit statüsüne sahip koruma alanlarında uygulanabileceği düşünüldüğünde ulusal ve uluslararası mevzuatdaki tanımları gereği her iki kaynak değeri içerebilen Milli Parklar ve Özel Çevre Koruma Bölgelerinde alan yönetim modeli ve birimlerinin kurulamaması, kurumlar–arası koordinasyon açısından önemli bir eksiklik olarak görülmelidir.

Nitekim UNESCO listesine adaylık aşamasında; EK–madde 3 kapsamı dışındaki koruma alanlarına ilişkin yönetim planı hazırlama süreçlerinde, kurumlar–arası örgütlenme açısından belirsizlikler yaşanmaktadır. Listeye aday olmayan koruma alanlarında ise yetkili idarenin yönetim planı, hazırlama– uygulama, denetim–izleme süreçlerinde tek sorumlu kurum olması yönetim mekanizmasının bütüncül yaklaşım, paydaşlar–arası katılımcılık ve şeffaflık ilkeleri açısından tartışmalıdır.

Bu manada bakılırsa; doğal ve kültürel miras değerlerinin korunması ve sürdürülebilir yaşatılmasını sağlamaya yönelik hazırlanan yönetim planlarında, amaç yalnızca varlığa ilişkin bir yönetim planına sahip olmak (değil) planlarda

alınan kararların tüm paydaşlar tarafından benimsenerek hayata

geçirilebilmesi(dir). Bu ise; planın alanla doğrudan veya dolaylı ilişkisi olan merkezi ve yerel idareler, yerel halk, sivil toplum kuruluşları gibi paydaşların eşgüdümünde ve katılımcı bir süreçte hazırlanması, planlama–uygulama ve izleme–denetim–revizyon sürecinin her aşamasında tüm paydaşların etkin olduğu bir yönetim mekanizmasına dayanması ile olanaklıdır (Shipley ve Kovacs 2008).

Nitekim UNESCO’nun İşlevsel İlkeler Rehberi, etkin bir yönetim sisteminin tüm paydaşların alana ilişkin sahip olduğu ortak bir anlayış ve vizyon temelinde katılımcı ve şeffaf bir süreç olarak tanımlanması, yetki–sorumluluk

6 5226 ile değişik 2863 sayılı KTVK Kanununun EK 3 maddesinde 383 sayılı Özel Çevre Koruma

Kurumu Başkanlığı Kurulmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu, 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu, 4533 sayılı Gelibolu Yarımadası Tarihi Millî Parkı Kanunu ile ilan edilen koruma alanlarında Alan Başkanlığı kurulamayacağı ifade edilmektedir.

(23)

9

eşgüdümü/paylaşımı bakımından bütünleşik miras alanları kurulması gerekliliğine vurgu niteliğindedir (UNESCO 2005).

1.3 Özgün Değer/Beklenen Katkı

Doğal ve kültürel miras alanlarına ilişkin güncel koruma tartışmalarının, bütüncül bakış açısı eşliğinde paydaşlar–arası geniş katılım ve işbirliğini temel alan yönetim modelleri üzerine odaklandığını söylemek mümkündür. Bu noktada temel sorun; doğal ve kültürel miras alanları için kaynak değeri–statü benzerliği/farklılığı durumu esas olmak üzere örgütlenme–koordinasyon olarak görülebilir. Nitekim koruma yazını irdelenirse; ulusal akademik–bilimsel araştırmalar ve hukuksal arka plan/mevcut mevzuat bağlamında doğal ve kültürel miras alanlarının kaynak ve statü benzerliği/farklılığı durumunda yetki paylaşımına yönelik gerek kavramsal düzeyde gerekse planlama–uygulama düzeyinde yeterli açıklama ve çalışmalar olmadığı ifade edilebilir. Nitekim bu niteliğe sahip olup, UNESCO DMA Listesinde bulunan alanlardan olan Pamukkale Özel Çevre Koruma Bölgesi, Göreme Tarihi Milli Parkı ve Troya Tarihi Milli Parkı’nın güncel bir yönetim planına sahip olmadığı, gerek yönetim planlamasına ilişkin mevcut kavramsal ve süreç açılımlarının gerekse paydaşlararası katılımı önceleyen örgütlenme modellerinin bu tür özgün alanlarda yetersiz kaldığı görülmektedir.

Bu açıdan bakılırsa, bu çalışmanın doğal ve kültürel miras bağlamında mekânsal birlikteliğe sahip bütünleşik miras alanlarına ilişkin planlama–uygulama ve denetim-izleme süreçlerine yetki-sorumluluk esas Yönetim Modeli, Paydaşlararası Diyalog/İşbirliği Eşgüdüm esas Katılım Modeli, Bütünleşik Miras Yönetim Stratejisi esas Planlama–Uygulama Modeli ve Finansman Modeli bağlamımında alternatif üretilmesi/sunulması açısından katkı koyabileceği düşünülmektedir.

(24)

10

1.4 Kaynak Araştırması ve Yöntem Açıklamaları

1.4.1 Literatür Araştırması

Literatür araştırması, tez çalışmasının konu–kapsam ve içeriği bağlamında 2 (iki) başlık altında ele alınmıştır

Birinci başlığı, araştırma sorularının yanıtlanmasına katkıda bulunacak nitelikte bir örneklem alan seçilmesi amacıyla doğal ve kültürel miras alanlarını konu alan ulusal güncel kaynak/literatür araştırması oluşturmaktadır. Bu doğrultuda YÖK (Yükseköğretim Kurumu) Ulusal Tez Merkezi’nde açık erişim bulunan “koruma alanlarında yönetim planı” konulu lisansüstü tez çalışmaları

“Yönetim Planı” ve “Alan Yönetimi” anahtar kelimeler ile taranarak toplamda

elde edilen 36 adet (9 Doktora, 27 Yüksek Lisans) çalışmasının örneklem alan seçimleri incelenmiştir.

Örnek akademik–bilimsel çalışmalarda konu olarak seçilen yönetim alanları incelendiğinde; yaklaşık %56 ’inin doğal miras alanlarına, yaklaşık %39 bölümünün kültürel miras alanlarına yönelik olduğu, sadece %5 bölümünün ise her iki kaynak değerini de kapsayan koruma alanlarına ilişkin olduğu görülmektedir7

.

Bu manada bakılırsa; akademik–bilimsel çalışmaların her iki kaynak değerinin mekânsal birlikteliği ve yetki çakışması konuları açısından yönetim planı ya da yönetimsel örgütlenme modeli önerileri bakımından sınırlı kapsam ve içerikte olduğu söylenebilir. Nitekim akademik çalışmaların konu–kapsamı, ilgili Mevzuat eşliğinde irdelenirse; 5226 ile değişik 2863 sayılı KTVK Kanunu içerisinde tanımlanan yönetim planlarının salt kültürel değer içerikli sit alanları ile sınırlı olduğu görülmektedir. Doğal kaynak değerler esas koruma statülerine yönelen örnek çalışmaların ise güncel mevzuat esas olmak üzere tek bir merkezi kurum düzeyinde planlama–uygulama ve denetim–izleme süreçlerine konu edindiği ifade edilebilir. Örneklem alan olarak seçilen Troya Tarihi Milli Parkı

7

(25)

11

örneğinde ise Alan Yönetim Modeli’ni ve yönetim planını konu edinen herhangi bir çalışma YÖK veri tabanında bulunmamaktadır.

İkinci başlığı; alan yönetiminin temel ilkelerinin, yönetim planı hazırlama metodolojisinin, sürecin organizasyonu ve paydaş katılım stratejilerinin analizine ilişkin kurumsal kütüphaneler ve veri tabanları taranarak erişilen bilimsel nitelikli ulusal ve uluslararası rehber yayınlar ve kitapların incelenmesi oluşturmaktadır.

1.4.2 Mevzuat Değerlendirmesi

Doğal ve kültürel miras alanlarının koruma–kullanma dengesi esas planlama ölçütleri ile statü tanımlamalarına ve yetki–sorumluluk paylaşımına ilişkin ulusal mevzuat içerisindeki düzenlemeler (Anayasa, Kanun, Kanun Hükmünde Kararname, tüzükler, yönetmelikler) ve taraf olunan uluslararası sözleşmeler ile kurumlar arasında yapılan protokoller, alan yönetimi örgütlenme modeli, birimleri, yönetim planlaması süreçlerine ilişkin yöntemler-araçlar ve yönetim alanı sınırı-özellikleri açısından ayrıntıda incelenmiştir.

1.4.3 Karşılaştırmalı Analiz

Karşılaştırmalı analiz yöntemi ile ifade edilmek istenen, doğal ve kültürel miras birlikteliğinde farklı kurum–kuruluşların yetki ve sorumluluğunda bulunan alanlara ilişkin yönetim planlarının, ulusal ve uluslararası örnekler eşliğinde mevzuat bağlamında karşılaştırmalı değerlendirilmesini ifade etmektedir.

Tez çalışması kapsamında 2004 yılındaki ulusal koruma Mevzuatı değişikliğinden bugüne gerek 5226 ile değişik 2863 sayılı KTVK Kanununda tanımlanan örgütlenme modeli ile hazırlanan yönetim planları gerekse diğer mevzuat bağlamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı veya Orman ve Su İşleri Bakanlığı yetki ve sorumluluğunda hazırlanan alan yönetim planı örnekleri incelenmiştir.

Bu çerçevede seçilen Türkiye örnekleri Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkisindeki Göbeklitepe Arkeolojik Alanı ile Mudurnu Kültürel Miras Alanı,

(26)

12

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkisindeki Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ve Kuş Cenneti Doğal Sit Alanları ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı yetkisindeki Sultan Sazlığı Milli Parkı’dır. Benzer biçimde UNESCO listesinde olup farklı koruma statülerinin birlikteliğine dayalı kurumsal örgütlenme gerektiren miras alanlarından yurtdışı örneklerinden Stonehenge-Avebury ve Etkileşim Sahaları, Zatec Kentsel Koruma Alanı, İsimangaliso Sulak Alanlar Parkı ve Kakadu Milli Parkı incelenerek;

 Kaynak değer esas katalog bilgisi,

 Yetki sorumluluk esas yönetim modeli (planlama–uygulama, denetim–izleme süreçleri),

 Katılım mekanizması (paydaşlar/kurumlar–arası etkileşim),

 Yönetim planı kapsam ve içeriği,

 Finansman altyapısı (mevcut ve olası kaynak arayışları/alternatifler) olmak üzere 5 (beş) başlık altında karşılaştırmalı değerlendirilmiştir.

1.4.4 Kurumsal Veri Tabanlarının İncelenmesi

Tez çalışmasının bu kısmı örneklem alan için yönetim modeli oluşturulmasında kullanılabilecek, coğrafi bilgi sistemleri destekli kurumsal veri tabanlarından ele edilecek sayısal ya da dijital verilerin derlenmesinden oluşmaktadır. Bu çerçevede, seçilen örnek yönetim alanlarının kaynak ve işlev değeri, planlamaya altlık oluşturacak veriler (koruma statüleri, sosyo-ekonomik-istatistiki veriler, alanların fiziki durumunu ve doğal yapısını gösteren haritalar) eşliğinde tanımlanarak, alanlara yönelik görsel rehber niteliğindeki analitik haritalar üretilmiştir. Buna göre, alanların kültürel ve doğal kaynak değerleri ile işlev değerlerine dayalı yetki–sorumluluk bakımından ortak/birlikte ve eşgüdüm hareket etmesini gerektiren merkezi ya da yerel düzeyde kurum–kuruluşlar ve alan kullanım biçimleri kurumsal veri tabanlarından elde edilen bilgiler esas alınarak, analitik haritalar yardımıyla görselleştirilmiştir.

(27)

13

– T.C. Orman ve Su İşleri Bakanlığı GEODATA uygulaması olarak kodlanan (Açık Kaynak Ağ Tabanlı Coğrafi Bilgi Sistemleri Uygulaması Veri Altyapısı)

– T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ATLAS ve SAVAB (Sit Alanları Vatandaş Bilgilendirme Sistemi)

– T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı kurumsal web sitesinden ve KÜLTÜR

PORTALI UYGULAMASI veri tabanları kullanılmıştır.

(Devamla) veri tabanlarından elde edilen bu bulgular biraraya getirilerek farklı miras değerlerinin Troya Tarihi Milli Parkı içerisindeki mekânsal dağılımlarını gösteren haritalar dizini oluşturulmuştur. Bu alanların büyüklükleri, kaynak değerleri, sorumlu–yetkili kurum ve kuruluşlar ile ulusal mevzuat içerisinde yapılması zorunlu olan koruma ve yönetim konuları tespit edilmeye çalışılmıştır. Yine bu kapsamda UNESCO, ICCROM, ICOMOS gibi koruma konusunda yetkin uluslararası sivil inisiyatiflerin online veri tabanlarının taranması ile taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler gereği tanımlanan koruma statülerine sahip alanlar belirlenmiştir.

(28)

14

2. ALAN YÖNETİMİ İÇİN ANALİTİK ÇERÇEVE

Bu bölümde taşınmaz doğal ve kültürel miras niteliğindeki kaynak ve değerlerin yönetimini konu alan ulusal mevzuat ile uluslararası rehberler ayrıntılı irdelenerek, hukuksal–yasal temeller ve gereklilikler ile ulusal uygulama sürecinden elde edilen deneyimler alan yönetimi tartışması bağlamında/ içinde/ çerçevesinde değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeler, doğal ve kültürel mirasa ilişkin kuramsal arka plan bağlamında miras yönetimi veya alan yönetimi analizi, planlama–uygulama ve denetim–izleme süreci esas yönetim planlaması ve

yönetim planı bağlamında süreç analizi, ulusal mevzuat çerçevesinde farklı

statüler esasında yönetim alanlarına yönelik kavramsal analiz, yetki-sorumluluk ilişkisi bağlamında kurumsal analiz ile bölüm değerlendirmesi olmak üzere 5

(beş) başlık altında ele alınmıştır.

2.1 Kuramsal Arka Plan: “Miras Yönetimi” ve “Alan Yönetimi”

UNESCO tarafından 1972 yılında kabul edilen Dünya Miras Sözleşmesi; doğal ve kültürel miras alanlarının korunmasına yönelik uluslararası düzeyde en kapsamlı sözleşme olmakla birlikte, toplumları ve hükümetleri politik ve ekonomik sınırların üstünde birleştirerek, kültürler–arası tanınırlık, etkileşim ve diyalog sağlayan önemli bir araç niteliğindedir (Slatyer 1983). Nitekim sözleşme kapsamında taraf devletler listeye alınan varlıkların korunması, geliştirilmesi, yerinde ve uzaktan sunum olanaklarının sağlanması ve iyileştirilmesi için ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde olarak yasal, bilimsel, teknik, idarî ve malî önlemleri almakla yükümlü kılınmıştır8

. Bu yükümlülüklerden biri de Dünya Miras Alanlarındaki koruma, kullanma, müdahale sistem ve yaklaşımların belgelendirildiği yönetim planları olarak ifade edilebilir. Söz konusu planların ortaya çıkış sebep ve gereklikleri bağlamında koruma yaklaşımlarının tarihsel gelişim süreci incelenirse; kaynak yönetimi, miras yönetimi veya alan yönetimi gibi farklı ifade biçimleriyle ele alınan yönetimsel tartışmaların başlangıcında

8

Taraf devletlerin sorumluluklarıyla ilgili kapsamlı bilgi için Dünya Miras Sözleşmesi’nin II.bölümünde yer alan 4-5-6. maddelere bakılabilir.

(29)

15

miras olarak kabul edilen varlıkların mekânsal ve içeriksel genişlemesine9 bağlı olarak toplumdan ve çevrelerindeki sosyo-ekonomik, mekânsal gelişim/dönüşüm süreçlerinden bağımsız biçimde korunamayacağının anlaşılmasının etkili olduğunu söylemek mümkündür (UNESCO ve diğ. 2013; Romano 2014; Anonim 2008a). Daha açık bir ifade ile 20. yüzyılın ikinci yarısına kadar kültürel mirasa ilişkin kuramsal ve kavramsal tartışmaların ulus kimliğinin tanımlayıcısı ve aidiyet mekanları olarak görülen anıtsal değerdeki mimari eserler, sanatsal önem arz eden koleksiyonlar ve arkeolojik kalıntılar ile sınırlı kaldığı görülür (Bilgin Altınöz 2012; Slatyer 1983). Bu yönüyle bakıldığında söz konusu dar kapsamlı alanlarda salt koruma odaklı uygulamaların konunun uzmanları eşliğinde ve devlet eliyle yönetil(ebil)diğini söylemek mümkündür. 1964 yılında yayınlanan Venedik Tüzüğü önderliğinde kırılma yaşayan bu kavramsal tanım alanının başlangıçta tekil ve anıtsal yapı ölçeğinden, kentsel doku/alan ölçeğine, devamla 2000’li yıllarda kültürel rotalar, kanallar ile tarihi-kültürel peyzaj alanlarına kadar genişlemesiyle birlikte korumanın farklı ilgi ve çıkar grupları ile sosyo-ekonomik bakımdan çok boyutlu, karmaşık ve karşıt görüşleri de içeren bir yönetimsel probleme dönüştüğü söylenebilir10

(ICOMOS 1964). Diğer bir ifadeyle artık söz konusu alanların yalnızca korunarak geleceğe aktarılmasının ötesinde, sosyo-kültürel ve ekonomik yönden baskı, eğilim, beklenti ve taleplerin olduğu dinamik süreçler olarak değerlendirilerek farklı disiplinler ve yerel paydaş grupları ile yönetilmesi bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır11

(Seregeldin ve diğ.) Benzer biçimde 1980’li yıllarda doğal miras olarak kabul edilen alanların gerek sivil ekolojik farkındalık hareketleri bağlamında ekosistem, tür ve habitat biyoçeşitliliği yönünde gelişim göstermesi gerekse kentsel ve bölgesel hızlı

9

Dünya Miras Sözleşmesi’nde kültürel miras alanları anıtlar, yapı toplulukları ve alanlar olarak tanımlansa da zaman içerisinde genişleyen önem ve değerler ile tarihi kent merkezleri, kültürel peyzajlar, endüstriyel miras alanları, arkeolojik alanlar gibi farklı kapsam ve içerikte koruma yaklaşımı gerektiren alanların varlığı ortaya çıkmıştır. Benzer biçimde doğal miras alanları Sözleşme içerisinde fiziksel-biyolojik oluşumlar,jeolojik-fizyolojik oluşumlar ve doğal sitler olarak tanımlansa da süreç içerisinde sulak alanlar, mercan resifleri ve doğa ile insan etkileşimini gösteren kültürel peyzajlar da listeye kabul edilmeye başlanmıştır.

101975 Avrupa Mimari Miras Yılı programları kapsamında kabul edilen “Avrupa Mimarı Miras Sözleşmesi

(European Charter of Architectural Heritage)” ile kentsel koruma çalışmalarında fiziksel müdahaleler ve uygun restorasyon teknikleri kadar uygun fonksiyonlarla yeniden işlevlendirme ve sosyo-ekonomik boyutların birlikte değerlendirildiği “bütünleşik koruma”nın gerekliliği üzerinde durularak, bu yaklaşımın ancak geniş yerel toplulukların katılımı ile mümkün olacağı vurgulanmaktadır. Benzer biçimde aynı yıl ilan edilen Amsterdam Bildirgesi de bütünleşik koruma gerekliliği ve ilkelerini vurgulayarak bu konudaki yasal ve yönetimsel önlemlerin alınması gerektiğini belirtmektedir.Bkz: ICOMOS 1975a

; ICOMOS 1975b

11

2002 yılında UNESCO tarafından kabul edilen Dünya Mirası İçin Budapeşte Deklerasyonu’nda miras değerlerinin toplumsal sosyo-ekonomik kalkınmanın bir aracı olarak ele alınabilmesi için koruma, sürdürülebilirlik ve kalkınma arasında denge kurulması gerekliliği ile yerel toplulukların miras değerlerinin ne olduğuna ilişkin tanımlama, koruma ve yönetim çalışmalarında rol almasının önemine vurgu yapıldığı görülür. Bkz: UNESCO 2002

(30)

16

kentleşme talep ve dinamiklerinden olumsuz etkilenmeleri kültürel miras alanındaki yönetimsel tartışmaların bu alanlarda da arttığını göstermektedir (Demirayak 2006; Thomas ve Middleton 2003; Anonim 2008b). Öte yandan

Binyıl Kalkınma Hedefleri (Millenium Development Goals–2000) ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (Sustainable Development Goals--2015) gibi

uluslararası öneme sahip stratejik belgelerde doğal ve kültürel mirasın küresel ve yerel ölçekte sürdürülebilir sosyo-ekonomik kalkınmanın önemli araçlarından biri olarak tanımlanması, bu alanların salt çevresel ve tarihsel değerli kaynaklar olarak geleceğe taşınmasının ötesinde, gerek sürdürülebilir kullanım ve toplumsal katılım talepleri, gerekse küreselleşme süreçleri ile artan sorunlar–tehditler bağlamında bütünleşik yönetim sistemleri ile ele alınması gerekliliğini ortaya koymaktadır (United Nations 2000; United Nations 2015; Natural England 2008). Söz konusu kuramsal anlamdaki paradigma değişimleriyle ortaya çıkan miras yönetimi tartışmalarının ilk örneklerinin 1970’li yıllarda Amerika Birleşik Devletleri’nde Kültürel Kaynak Yönetimi (Cultural Resource Management) kavramsal tanımlaması eşliğinde arkeolojik miras alanları üzerine odaklandığı ve koruma arkeolojisi, kurtarma arkeolojisi, uyum arkeolojisi veya düzenleyici arkeoloji gibi kavramlarla ilişkilendirilerek, özel veya kamu mülkiyetindeki araziler üzerinde bulunan arkeolojik kalıntıların önemlerinin değerlendirilerek, güncel sektörel yatırım alanlarına karar verilmesini yöneten bir süreç olarak tarif edildiği görülür (Peebles 2013; Fowler 1982; Kaderli 2014). Bu yaklaşım, arkeolojik alanlardaki tarihi ve anıtsal koruma değerlerinin yanısıra yerel topluluklar için taşıdığı sosyo-ekonomik ve kültürel değerlerin de koruma çalışmalarında dikkate alınarak yönetim faaliyetleri olarak görülen planlama, tanımlama, değerlendirme, araştırma, yorumlama, sunum ve koruma çalışmalarının artan ilgi grupları bağlamında işbirlikçi ve eşgüdümlü ilişkiler eşliğinde yürütülmesi gerektiğini vurgulamaktadır (Green ve Doershuk 1998; Lipe 2009). Devamla tüm miras alanlarında tartışılmaya başlayan miras yönetimi tartışmalarını özetlemek gerekirse; doğal ve kültürel mirasın ne olduğuna ilişkin mekânsal/fiziksel coğrafi boyut bağlamında genişleyen kavramsal tanımlar ile birlikte, alandan etkilenen/etkileyen ilgi ve çıkar grupları ile alanlara atfedilen değer-önem ve beklenti-taleplerin de arttığı görülmektedir. Bu bağlamda miras alanlarının korunmasına yönelik arayışların farklı dinamikleri ve boyutları olan

(31)

17

değişim halindeki sosyo-kültürel çevre ile birlikte ele alınan bir süreç olarak yönetilmesi üzerine odaklandığı görülmektedir. Söz konusu gereklilikler ve karmaşıklaşan yönetim ve koruma problemleri bağlamında miras alanları için UNESCO’nun 2000’li yılların başından bu yana taraf devletlerden Dünya Miras Alanlarında koruma, kullanma ve müdahale sistem/yöntem ve yaklaşımlarının belgelendirildiği yönetim planlarını tavsiye etmesi, devamla 2005 yılında yayınlanan Dünya Miras Sözleşmesi ve Dünya Mirası Sözleşmesinin Uygulanmasına Yönelik İşlevsel İlkeler Uygulama Rehberi’nde zorunlu kılmasının ardından rasyonel planlama süreçlerinin mirasın yönetilmesinde yol gösterici bir araç olarak ele alındığı söylenebilir. Söz konusu planlara ilişkin tartışmaların Türkiye’nin doğal değerlerini koruma konusundaki gündemine ise taraf olunan “Ramsar Sözleşmesi’nin 7. Taraf devletler konferansında (1999) Ramsar Sulak Alanları’nın biyoçeşitliliğini koruma ve akılcı kullanımını sağlama amaçlı yönetim planlarının talep edilmesinin ardından girdiği söylenebilir.

Buraya kadar açıklanan kuramsal ve tarihsel çerçevede miras yönetiminin çağdaş koruma yaklaşımlarının gelişmesi ile birlikte 3 (üç) temel bileşen esas olmak üzere tartışıldığı–değerlendirildiği söylenebilir:

Birinci bileşen; gerek kentsel dokular gerekse tekil yapı veya yapı topluluğu ölçeğindeki tüm alanlar için yasal–hukuksal düzenlemelerden ulusal– uluslararası kurumsal mekanizmalara, beşeri ve fiziki altyapıdan mali kapasite ve bilgi birikimine dek uzanan bir dizi kaynaklar/girdilerin gerekliliği olarak ifade edilebilir.

İkinci bileşen; UNESCO yönetim planı gereklilikleri ile birlikte döngüsel olarak devam eden planlama–uygulama ve denetim–izleme süreçleri olarak söylenebilir. Yönetim planlaması olarak adlandırılan bu süreç; alanın stratejik yönetim yapısının, daha açık bir ifade ile nasıl, kimlerle ve hangi araçlarla korunup denetleneceğinin belirlendiği genel bir çerçeve niteliğinde olup, planlama aşamasında yönetim planı olarak adlandırılan stratejik belgelerin hazırlanmasını, uygulanmasını ve amaçların mevcut yasal, kurumsal ve finansal unsurlar bağlamında hayata geçirilmesi ile miras yönetiminin etkinliğinin ve sonuçlarının sürekli gözden geçirilmesini kapsamaktadır (IUCN 2008; UNESCO ve diğ. 2013; Thomas ve Middleton 2003; Anonim 2008a).

(32)

18

Miras yönetim sisteminin son bileşeni ise; planlama–uygulama–izleme süreçleri sonucunda elde edilen sonuçlar, ilerlemeler veya ürünler biçimde ifade edilebilir. Belirli hedeflere ulaşmayı amaçlayan miras yönetim sisteminin planlama aşamasında ve yönetim planında belirlenen hedeflere ulaşılıp ulaşılmadığı belirli göstergelerle ölçülmektedir. Niteliksel veya niceliksel olarak ölçülebilen bu göstergeler yönetimin başarı durumu ile ilgili paydaşlara bilgi vermek için kullanılmaktadır. Yönetim sisteminde hedeflenen başarılara ulaşmak için sistemin yasal, kurumsal ve kaynak unsurları ile planlama–uygulama–izleme süreçlerinin düzenli çalışması önemlidir (UNESCO ve diğ. 2013).

2000’li yıllardan bu yana taraf olunan uluslararası sözleşmeler eşliğinde yaşanan gelişmeler ışığında, ülkemizde doğal ve kültürel değerler esas alınarak oluşturulan/güncellenen ulusal mevzuat içerisinde miras yönetiminin yasal zeminine yönelik düzenlemeler yapıldığı görülmektedir. Bu düzenlemelerden en önemlisi; 2004 yılında 5226 ile değişik 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa “alan yönetimi”, “yönetim planı” ve “bağlantı noktası” gibi

kavramlar eklenmesi, devamla, koruma amaçlı imar planı tanımına

sürdürülebilirlik kavramının eklemlendirilerek, katılımcı alan yönetim modelleri gerekliliğine vurgu yapılmasıdır.

Söz konusu Kanun kapsamında alan yönetiminin kavramsal tanımlaması bulunmamakla birlikte Alan Yönetimi ile Anıt Eser Kurulunun Kuruluş ve

Görevleri ile Yönetim Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik içeriğinde alan yönetimine ilişkin bir takım hedefler

belirlendiği görülür12. Bu hedefler; kamu kurum ve kuruluşları, sivil inisiyatifler, mülkiyet hakkı bulunanlar, yerel halk, gönüllü kişi ve kuruluşlardan oluşan paydaş gruplarının eşgüdümü ve işbirliği esas olmak üzere, miras alanlarının sürdürülebilir koruma–kullanımı ile ulusal–uluslararası düzeyde tanıtım– farkındalık yaratma ve taşıma kapasitesi ile ziyaretçi yönetimi gibi yönetimsel konulara ilişkin faaliyetlerin sistematik bir döngü içerisinde yürütülmesi biçiminde özetlenebilir.

12 Ayrıntılı hedefler için bakınız: Alan Yönetimi ile Anıt Eser Kurulunun Kuruluş ve Görevleri

ile Yönetim Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, Alan yönetiminin hedefleri başlıklı 5. maddesi.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çalışmanın amacı; doğa koruma alanları sınıflandırmasında önemli bir yere sahip milli park, tabiat parkı gibi alanlar için hazırlanan, sürdürülebilir planlama

Bu amaçla çalışmada mevcut yaşam, üretim, tüketim ve yönetim yaklaşımları; entropi, entropik verimlilik, entropi eşikleri, tersinirlik, madde kaosu, ısı

 Güçlü yönler [G (%30,4)] kategorisinde; [G-5 (%7,9), (Bölgeyi en doğru bir şekilde analiz ederek planlayabilecek olan yerel yönetimin (belediye) hem KAİP hem de alan

h) Kültürel ve biyolojik varlıklarının yönetiminde, koruma alanında, tasarım ve uygulamada, uzmanlık ve ekipmanda Sürdürülebilir Kalkınma Amaç ve Hedefleri ile uyumlu

Son yıllarda bina sistemlerinde geliştirilen bütünleşik yapı kavramı, binalarda daha az kaynak tüketilmesi, konfor ve yüksek performans kriterlerine sahip, farklı

Özetle; Y departmanının performans değerlendirmesinde kullanılacak derecelendirme yöntemi ve bu yöntem içinde yer alan kriterler tamamen nesnel

Bunun yanısıra GAP Bölgesindeki turizm hizmetlerinden “GAP Bölgesi Turizm Odaklı Tanıtım ve Markalaşma Projesi Kapsamında Harran Yönetim Planı”nı da kapsayan

Alan Başkanı olarak bu planın hazırlanmasında emeği geçen herkese, başta bu konuda öncü rol üstlenen ve desteğini esirgemeyen İller Bankası Anonim Şirketi Genel