• Sonuç bulunamadı

Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ve Kuş Cenneti Doğal Sit

3. TÜRKİYE VE DÜNYA DENEYİMLERİ: “KARŞILAŞTIRMAL

3.1 Türkiye Deneyimleri

3.1.3 Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ve Kuş Cenneti Doğal Sit

a) Tanıtıcı Katalog Bilgisi

Sivas/Kızıldağ’dan doğan Kızılırmak Nehri’nin Karadeniz ile birleştiği Samsun/Bafra Burnu’nda oluşan Kızılırmak Deltası,toprak, akarsu, göl, deniz ve orman ekosistemleri gibi farklı canlı yaşam alanlarına ev sahipliği yapması nedeniyle hem ulusal hem de uluslararası ölçekte önem taşıyan doğal miras niteliğindedir. Toplam yüz ölçümü 56.000 hektar olan deltanın yaklaşık 11.600 hektarı sulak alan ekosistemi olarak belirlenmiştir. Bununla ilgili diğer habitatlar ise göl, bataklık, sazlık, çayır, su basar ormanı, kumul, tarım alanı habitatları gibi doğal ve yarı doğal alanlar olarak tespit edilmiştir. Delta çerisinde yaklaşık 355 adet kuş türü (Türkiye kuş varlığının yaklaşık %76’sı) ile Önemli Kuş Alanı (ÖKA) ve ulusal–uluslararası düzeyde nesli tehlike altındaki ve nadir bitki türleri açısından Önemli Bitki Alanı (ÖBA) olarak belirlenmiştir.

Kızılırmak Deltası, Bafra, Ondokuzmayıs ve Alaçam olmak üzere üç ilçenin idari sınırları içerisine giren deltaya ilişkin ulusal ve uluslararası koruma statülerine bakıldığında; 1994 yılı ve sonrasında alanın 1. Derece Sit Alanı (19833,3 ha) ve 3. Derece Doğal Sit Alanı (3766 ha) olarak belirlendiği, Cernek Gölü ve çevresinin ise Kara Avcılığı Kanunu kapsamında Yaban Hayatı Geliştirme Sahası olarak koruma altına alındığı, devamla, 1998 yılında Kızılırmak

100

Deltası’nın yaklaşık 11.000 hektarlık sulak alan kısmının Uluslararası Öneme Haiz Sulak Alan (RAMSAR) olarak ilan edildiği görülmektedir (Tablo 3.5).

Öte yandan Kızılırmak Nehrinin taşıdığı alüvyonlarla oluşan Bafra Ovası, verimli toprak yapısına sahip olup, deltanın içinde bulunduğu Bafra, Ondokuzmayıs ve Alaçam ilçeleri ve köyleri tarafından tarla, bahçe ve çeltik tarımı amaçlı kullanılmaktadır. Bu yönüyle, Kızılırmak Deltası 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 14. maddesi dayanak olmak üzere Bakanlar Kurulu’nun 12.12.2016 tarih ve 9620 sayılı kararı çerçevesinde Büyük Ova (Tarımsal Sit Alanı) ilan edilmiştir68

.

Bu farklı koruma statü kararları bağlamında esas yetki ve sorumluluk ilişkisi değerlendirildiğinde, yerel düzeyde üç ilçe belediyesi, merkezi düzeyde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığı ortak yetki ve sorumluğunun bulunduğu görülmektedir.

Kızılırmak Deltası gerek sulak alan ekosistemine bağlı tür, gen ve habitat biyolojik çeşitliliği yönünden gerekse tarımsal üretim potansiyeli yüksek verimli arazileri yönünden ulusal ve uluslararası koruma statüleri altında yönetilen önemli bir doğal kaynak alanı olarak nitelendirilebilir. Bu yönüyle UNESCO’ya aday olan alan Dünya Miras Alanı kriterlerinden (vii) ve (x). kriterleri karşılaması nedeniyle 2016 yılında Geçici Listeye alınmıştır (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2018).

68

12.12.2016 tarihli ve 2016/9620 sayılı kararnamenin eki 1. maddesine göre; tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızlı geliştiği, karar ekindeki liste ile haritalarda adları ve sınırları gösterilen ovalar, büyük ova koruma alanı olarak belirlenmiştir

101

Tablo 3. 5: Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ve Kuş Cenneti tanıtıcı katalog bilgisi

Kaynak: Yönetim Planı ile ATLAS, WMS ve GEODATA verileri kullanılarak BAL tarafından çizilmiştir, 2019.

b) Yönetim Modeli

Kızılırmak Deltası Sulak Alanı; aynı kaynak değer–farklı koruma statüsü bağlamında çakışan alan niteliğinde olup yönetim alanı sınırı belirlenirken alanın içerdiği doğal kaynak değerlerinin Dünya Miras Alanı adaylığı durumu sebebiyle

ALAN ADI İLAN TARİHİ KAYNAK DEĞERİ DEĞERİİŞLEV KORUMA STATÜLERİ

KIZILIRMAK DELTASI SULAK ALAN VE KUŞ CENNETİ ULUSAL SULAK ALAN:1994 RAMSAR: 1998 UNESCO DMA: 2016 Sulak Alan Ekosistemi Önemli Bitki Alanı ve Kuş Alanı Peyzaj Değeri Tarımsal Üretim Hayvancılık Balıkçılık Ekoturizm Avcılık Sazcılık

––

1. Derece Doğal Sit (Öneri DMA Sınırı)(Yönetim Alan Sınırı) 3. Derece Doğal Sit(Yönetim Alan Sınırı) Ramsar Alanı Yönetim Alanı

. . .

Yaban Hayatı Geliştirme Sahası

(Büyük Ova)

YÖNETİM ALANI SINIRI

DOĞAL SİT ALANI SINIRLARI BÜTÜNÜNDE BELİRLENMİŞTİR.

YETKİ-SORUMLULUK

102

çakışan Doğal Sit Alanları ile Ramsar Sulak Alanı statülerinin mekânsal büyüklüklerine bakılarak, daha büyük ve geniş olan doğal sit statüsünün yönetim alanı sınırı kabul edildiği görülür. Dolayısıyla, 644 ve 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) uyarınca plan hazırlanmasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı/Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü yetkili kurum olarak belirlenmiş, yönetim planı da hizmet alımı yoluyla hazırlattırılmıştır.

Öte yandan, 5226 ile değişik 2863 sayılı KTVK Kanunu esas sit statüsü gereğince 15.09.2017 tarih, 10655 sayılı Bakanlık Makam Olur’u ile Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından yerel bir koordinasyon birimi niteliğindeki Kızılırmak Deltası Sulak Alan ve Kuş Cenneti Alan Başkanlığı kurulmuştur. Devamla, Alan Başkanı ataması yapılmasını takiben Danışma Kurulu ve Eşgüdüm–Denetleme Kurulu oluşturularak, yönetim planında alınan kararların uygulanma düzey ve performanslarının izlenmesi, denetimi ve revizyon süreçleri için Alan Başkanlığı sorumlu olarak belirlenmiştir. Ancak, yönetim mekanizması irdelenirse; yönetim planı kapsamında alan yönetim birimlerinin üyeleri (uzmanlık alanı–mesleki deneyim vb.) konularında bilgilendirme yapılmadığı, süreç içerisindeki yetki ve sorumluluk sınırlarının yeterince tanımlanmadığı–belirtilmediği değerlendirilmektedir (Şekil 3.3).

Şekil 3. 3: Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ve Kuş Cenneti Doğal Sit Alanları yönetim modeli

Kaynak: Kızılırmak Deltası Yönetim Planı esas alınarak, şematize edilmiştir. (Öneri olarak gösterilen birimler plan müellifi tarafından önerilmektedir.)

103

Mevcut yönetim birimlerinin yanısıra Alan Başkanlığı yapılanmasının altında İdari Birim, Ziyaretçi Yönetim Birimi, Araştırma ve İzleme Birimi, Güvenlik ve Kontrol Birimi olmak üzere 4 (dört) farklı birim önerildiği görülmektedir (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2018).

c) Katılım Mekanizması

Alan yönetimine ilişkin katılım stratejilerine bakıldığında; yalnızca plan hazırlama sürecinde alana ilişkin yerel beklenti, talep ve sorunların tespitine yönelik ilgili il müdürlükleri, dernekler, meslek odaları, 19 Mayıs Üniversitesi ve ilgili bölümleri ile köy muhtarlarının katılımlarıyla paydaş analizleri bağlamında bilgilendirme toplantısı yapıldığı, devam eden süreç içerisinde il müdürlükleri ve muhtarlarla odak grup görüşmeleri ve mülakat yöntemleriyle deltanın sorunlarının değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda, daha önceden sulak alan için hazırlanmış olan Kızılırmak Deltası Yönetim Planı 2008–2012 ve 2016–2020 dönemlerine ilişkin analiz verileri göz önünde bulundurularak, 2019–2023 dönemini kapsayan Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ve Kuş Cenneti Doğal Sit Alanları Yönetim Planı 2018 yılında onaylanarak, yürürlüğe girmiştir (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2018).

d) Yönetim Planı İçeriği ve Kapsamı

Kızılırmak Deltası Yönetim Planı irdelenirse, içerik ve kapsam bağlamında 5 (beş) başlık altında ele alındığı görülmektedir:

1) Giriş 2) Tanımlama

3) Paydaş Analizi ve Toplantıları 4) Verilerin Değerlendirilmesi

5) Bölgeleme ve Alan Kullanım Kararları

Yönetim Planının Giriş olarak ifade edilen birinci bölümünde; UNESCO Miras Listesi adaylığı ile yasal–hukuksal çerçevede yönetim planı gerekçesinin açıklandığı, konumsal nitelik, yüzölçümü, koruma statüleri gibi yönetim alanına ilişkin genel bilgilendirmelerin yapıldığı ve yönetim planının genel amacı ve kapsamına dair bilgiler verildiği görülmektedir.

104

Tanımlama başlığı ile ifade edilen ikinci bölümünde; alanın koruma

statüleri ve mülkiyet yapısı temelinde ilgili mevzuat esas yetkili-sorumlu kurum ve kuruluşlar ile bunların alanla olan ilişkileri tablo biçimde özetlenmiştir. Devamla alanın doğal ve çevresel fiziki yapısını tanımlamaya ilişkin jeolojik, topografik, klimatolojik ve hidrolojik özellikleri, doğal kaynakların kullanım amaçları ile biyolojik yapısına ilişkin flora ve fauna çeşitliliğinin tanımlandığı görülmektedir. Bölümün devamında ise deltanın içinde bulunduğu Bafra, Ondokuzmayıs ve Alaçam ilçelerinin sosyo–ekonomik özellikleri ile yönetim alanıyla olan ilişkileri, geleneksel alan kullanım biçimleri ve alanın tarım, hayvancılık, balıkçılık ve turizm gibi sektörel yapısına ilişkin bilgilendirmeler yapılmıştır. Bunun yanısıra Gazi Üniversitesi Türk Halk Bilimi Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Samsun Büyükşehir Belediyesi işbirliği, UNESCO Türkiye Millî Komisyonu, UNESCO, UNITWIN (University Twinning and Networking Programme), Gazi Üniversitesi Somut Olmayan Kültürel Miras Kürsüsü ile Somut Olmayan Kültürel Miras Enstitüsü Derneği katkı ve destekleriyle hazırlanan UNESCO Süreci Çerçevesinde Kızılırmak Deltası Sulak Alanı ve Kuş Cenneti Etki Alanında Somut Olmayan Kültürel Mirasın Belirlenmesi Projesi gibi yere özgü kültürel miras değerlerine ilişkin çalışmalar açıklanmıştır.

Paydaş Analizi ve Toplantıları başlıklı üçüncü bölümünde; alandaki

köylerin muhtarları ile yapılan görüşmeler sonucunda tespit edilen altyapı ve genel sorunları ile köylerin temel geçim kaynakları belirtilerek, yapılan bilgilendirme toplantılarına katılan paydaşlara ilişkin bilgilere yer verildiği görülmektedir. Paydaş toplantıları sonunda alandaki temel sorun, alandaki farklı koruma statülerinin varlığından kaynaklı yetki–sorumluluk karmaşası ve buna bağlı hizmet etkinliğinin sağlanamaması olarak belirtilmiştir.

Verilerin Değerlendirilmesi olarak ifade edilen dördüncü bölümü

içerisinde ekolojik, sosyo–ekonomik, kültürel ve yasal–yönetimsel veriler değerlendirilerek, yönetim planında ele alınması gerekli görülen konular belirlenmiştir. Bu kapsamda IUCN kriterlerine göre nesli tehlike altında olarak nitelendirilen toplam 7 (yedi) türün Kritik–CR, 4 (dört) türün Tehlikede–EN ve 15 (on beş) türün Hassas–VU kategorilerinde olduğu belirlenmiş, UNESCO adaylığına ilişkin üstün evrensel değerler tanımlanmıştır.

105

Bölgeleme ve Alan Kullanım Kararları başlığıyla ele alınan son

bölümünde; kültürel kaynaklı yönetim alanlarından farklı olarak Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik hükümleri ile Doğal Sit Alanları Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararlarına uygun olarak 3 (üç) farklı bölgeleme (zonlama) yapıldığı ve bu bölgeler içerisinde alanın karakteristik değerleri göz önünde bulundurularak yapılaşma ve kullanım hükümleri belirlendiği görülmektedir.

Devamla, su yönetimi, ziyaretçi yönetimi, otlatma yönetimi, su ürünleri yönetimi konularının anahtar yönetim konuları olduğu belirtilerek, ziyaretçi yönetimi ve su ürünleri yönetimi planlarının hazırlanması gerekliliği ifade edilmiştir. Alan yönetimine ilişkin vizyon kurgusu temelinde ise anahtar yönetim konularına ilişkin toplam 5 (beş) ideal hedef, 17 (on yedi) uygulama hedefi ile ilişkili 43 (kırk üç) faaliyetin zaman ve sorumlu kurum–kuruluşlar eşliğinde verildiği Eylem Planı yer almaktadır. Ancak, yönetim planı kapsamında; sorumlu kurum–kuruluş, danışılacak/işbirliği yapılacak kurum–kuruluş veya kişiler, zaman aralığı ve sıklığı, nasıl yapılacağı konularında bilgiler ve uygulama stratejileri ile denetim sürecine yönelik performans göstergeleri ve sorumlu kurumların yetki– sorumluluk paylaşımının tanımlanmadığı değerlendirilmektedir (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2018).

e) Finansman Modeli

Mevcut ve olası finansman önerileri bakımından yönetim planı değerlendirildiğinde, deltanın yönetimine ilişkin mali altyapının açık ve net olarak belirlenmediğini söylemek mümkündür. Diğer taraftan, uygulama planında yer alan faaliyet ve sorumlu kurum–kuruluş ilişkisine bakıldığında, ağırlıklı olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü ile bakanlık tarafından yerel bir yönetim birimi olarak kurulan Alan Yönetim Başkanlığı’nın projelerin ana sorumlu paydaşları olduğu görülür.

Bu kurumların yanısıra Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, On Dokuz Mayıs Üniversitesi Ornitoloji Merkezi, DSİ 7. Bölge Müdürlüğü gibi yerel kamu idarelerinin de yetki–sorumluluk alanları ölçüsünde projelerden sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu manada bakılırsa; alanın yönetimine ilişkin mali

106

kaynak gereksinimlerinin sorumlu olarak tanımlanan yerel ve merkezi kamu kurumlarının bütçesinden karşılandığını söylemek mümkündür (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2018).