• Sonuç bulunamadı

Rahmetli hocamız A. Fuat Başgil

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Rahmetli hocamız A. Fuat Başgil"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ALİ FUAT BAŞGİL

Prof. A li F u af B a ş g il

--- : v e fa t etti

Anayasa Profesörü ve A.P. milletvekili Ali Fuat Başgil. Feneryo- lu'ndaki evinde, dün sa­ baha karşı bir kalp kri­ zi sonunda vefat etmiş­ tir.

74 yaşında hayata göz­ lerini yuman Prof. Baş- i gil’in cenazesi bugün öğ le namazından sonra Ka dıköy Osmanağa Cami

(D ev am ı S a 7. Sü. 4 de)

Halı metli

hocamız

A. Kuat Başgil

Prof. Abüiilkadir K A R A M A N

Hayatın, sonuç bakı­ mından. bomboş oldu­ ğuna ve sadece yaşar­ ken gürüm üzün y e ttiğ i

ölçüde vantığımız iyi­ liklerin ve sonra da bı­ raka 'ağımız temiz adın ancak bir değer ifade

<Dev3mı Sa 7. Sii 4 de)

(2)

%

T E N İ'*® * •Sfce’G A Z E t E

Rahmetli hocamız A. Fuat Başgil

iB a ş ta ra fı X in ci sa y fad a )

edebileceğine, bir kere daha, dün sabah, Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Baş- gil’in, cansız bedenine eğilip yanaklarından göz yağları ile öperken inandım . 64 yılı doldu­ ran ve çfllışma, bilim, mücadele, azim ve inan­ dığından dönmemekle geçen oldukça uzun ve şerefli bir öm rün sonu, işte bu soluk yüz bu çiz­

gi hâline gelmiş fakat hâlâ parıltılı gözler, bu soğumuş tenden başka nedir? Bugün onu da toprağa em anet e ttik ve sadece eserleri, adı ve yap.tıkları ile onu an­ m akla yetineceğiz. Ali F u at Bey, 1893 yılında Sam sun'un Çarşam ba ilçesin­ de doğm uştu. Babası Mehmet Efendi de, anası F atm a Ha­ nım da, iyi niyetli, tem iz m üs. iüm an Anadolu T ürk'ü idiler. P aris’te o rta öğrenim ini yap­ m ış, şöhretli Buffon Lisesini bitirm işti. Sonra F ransa’nın Grenoble Üniversitesi Hukuk Fakültesini de ikm al etm iş ve 1928'de Paris H ukuk Fakülte­ sinden doktora payesini kazan ııııştı. Bununla da yetinm e­ m iş, yine P aris’te Siyasal Bil­ giler Okuluna, Edebiyat Fa­ kültesine, Lahey Devletler H u­ kuku Akademisine devam et­ m işti. Fransızca, Almanca ve Arapça bilirdi. Y urda dönünce Millî Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğretim Genel M üdür Yardım a lığ ın a getirilm iş, Ankara Hu­ kuk Fakültesi H ususî H ukuk doçenti olmuş, daha sonraları H ukuk Profesörlüğüne yük­ selmiş, ayrıca Gazi Terbiye E nstitüsünde Medeniyet Ta­ rihi okutm uştu.

Cum huriyetin onuncu yılın­ da İstan b u l’da H ukuk Fakül­ tesi E sas Hukuk Teşkilâtı Pro­ fesörlüğünü üzerine alm ıştı (1933). Az zam an içinde M ül­ kiye M ektebi (Siyasal Bilgiler Okulu) ne de profesör olm uş­ tu. 1936’da İstanbul Yüksek İk tisa t ve Ticaret Okulu Mü­ dürlüğü uhdesine verilmişti. 1938’de İstanbul H ukukuna Dekan seçilmiş ve b ir yıl son­ ra da ordinaryüs profesörlüğe terfi eylemişti. B ir a ra Anka­ ra Siyasal Bilgilerine M üdür seçildi ve oranın H ukukunda Esas Teşkilât H ukukunu da okuttu. Nihayet 1943'te yine İstan b u l’daki Anayasa H uku­ ku Kürsü Profesörlüğüne dön dü.

1960 yılı Ekim ayı sonunda Ü niversitelerden affedilen (az­ ledilen) 147 öğretim üyesinden biri de Ord. Prof. Ali Fuad Başgil olm uştu. 147’ler görev, lerine dönerken, o, bir süre izinli olarak dönm edi ve daha sonraları da emekliliğini iste­ yip ayrıldı...

Son seçim lerde İstanbul Mil letvekilliğine seçildi.

Resmî hayat hikâyesi böyle, ce özetlenebilen Başgil, bir çok bilimsel cem iyetlerde üye­ lik ve başkanlık etm iştir. H ür Fikirleri Yayma Cemiyetinin kurucularından ve ilk başkan- larından biri O idi. Rom anya', dan Ispanya'ya, Pakistan'dan Irak 'a kadar, doğu ve batının bir çok tanınm ış ülkelerini ziyaret etmiş, bir çok kongre ve konferanslara katılm ış, bir çok ilmi tebliğlerle sahasında m illetlerarası b ir şö h ret ol­ m uştu.

Eserlerinin bir •kısmını Fransızca yazıp yayınla m ıştı: «La Question des Dét­ roits (1928)» bu dilde ilk, «La Révolution M ilitaire de 1960 en Turquie» (1963) bu dilde yazılmış son eserlerindendir.

Kendi alanı olan hukuk

dı-Âli Fuat Başgil

vefat etti

(B a ş ta ra fı 1 in c i sa y fad a )

inden kaldırılacak ve Ka- racaahm et mezarlığına defnedilecektir.

Menderes devrinde, hü kıîmetin fahrî hukuk danışm anlığını yapmış olduğunun sonradan an­ laşılması ve daha sonra A.P.’nin C um hurbaşkanı adaylığından taahsedil- mesiyle ve bundan fera­ gatiyle siyasî alanda is­ mi yayılıp Başgil, 1965 de AP'den İstanbul Mil­ letvekili seçilmekle, siya­ sete atılm tştır.

İsviçre’den gönderdiği yazıların bir İstanbul gâ zetesinde yayınlanm ası. hakkında çeşitli taliki kata yol açan Başgil, Tüt kiye'de siyasî yönetim konusundaki görüşleriy­ le, «Milliyetçi ■ Mukad­ desatçı» fikirlerin öncü, lüğünü etm işi ir.

Başgil, bir süre dekan lığını da yaptığı İstanbul Hukuk Fakültesinden ve dolavısiyle Üniversiteden 27 Mayıstan sonra «147' ler» arasında ayrılm ıştır.

ştndaki Türkçe eserleri ona T ürk halk oyunda geniş ilgi ve saygı kazandırm ıştır. Aııava tanın neresine gitseniz, bugün, Ali Fuat. Başgil adını tanım a­ yan, bilmeyen ve sevmeyen pek az kişi bulunur. Vatandaş hürriyeti ve bunun tem inatı (1948), Cihan Sulhii ve İnsan H aklan (1949), Demokrasi ve H ürriyet (1949), Din ve Lâik lik (1955), Gençlerle Başbaşa P1958), İlm in İşığında Günün Meseleleri (1960), Demokrasi Yolunda (1961), v.s..

Bütün bu kitaplarda vata­ nına bağlı, dinine bağlı, mille, tine bağlı hür fikirli bir insa­ nın görüşlerini okuyoruz. Bel­ ki bazılarına göre onun görüş­ leri biraz eski, biraz m uhafa­ zakârdır. Ama O, daim a sa ­ mimî, daim a inandığı gibi ko­ nuşm uş ve yazmış bir insan­ dır. Bunu insaf sahiplerinin in k âr edeceklerine inanm ak istem iyorum . Bütün memle­ ket aydınlarını, bir fabrikadan çıkm ış m âm ûller gibi, b ir çe­ şit düşünm eğe m ecbur zan­ netm ek h atadır. Sonra eski v e ' m uhafazakâr sanılan b ir çok düşüncelerin yeni oldukları, m em leket gerçeklerine daha uygun olabileceklerini de u- nutm am ak lâzımdır. Gerçek dem okrasilerde, herkesi ken­ di görgü ve anlayışımıza gö­ re m uhakem e etmeğe de hak­ kımız olduğunu sanm ıyorum .

B urada ve bu acı saatlerde Başgil’in ne eserlerinin değe­ rini incelemek, ne de yerli ve yabancı b ir çok m ecm ualar­ da basılan m akalelerinin b ir tahlilini yapm ak m üm kündür. Sadece O'nun çok geniş bir İslâm ve batı kültürünü hakkı ile lemessül etnıiş, cesaretli, inandıklarından dönmeyen, bu nunla beraber m üsam ahalı bir bilgin olduğunu söyleyeceğim.

Ben, P rofesör Başgil'i, daha b ir lise edebiyat hocası iken, 22 yıl k ad ar önce tanım ıştım . O devrin M aarif Vekili H aşan Âli Yücel, b ir meseleyi koııuş. inak üzere, m isafir kalm akla olduğu hocanın Feneryolu’nda- ki köşküne beni istem işti. B ir yaz sabahında bahçede Prof. Başgil’i Yücel ile birlikte gör. ıııiiş ve beyaz saçları, sevimli yüzü, kibar jestleri ile ona say gı duym uştum . Üniversite kar. yerine bağlandıktan ve aynı sem tte oturm ağa başladıktan sonra dostluğum uz daha ge­ lişti. Vicdan buyruğu olarak şunu söylemeliyim ki: Hiç bir zam an Prof. Başgil’de bir ir­ tica ve geriye dönüş fikrine şahit olm adım . Hiç bir zaman O’nda bazı kendini beğenmiş kişilerde rastladığım gurura, el oğlunu küçümsemeye ben­ zer bir hal ile karşılaşm adım . B ir çok defalar gençliğime rağmen, kendileri ile çekişti­ ğim, görüşlerine uygun düş­ meyen m ü talâalar ileri sü rd ü ­ ğüm olm uştur. Hele İslâm iyet konularında. O, daim a bana liyakatim in üstünde değer verm iş, bildiklerim i an latır­ ken sonsuz b ir hoşgörürlük ve takdirle beni dinlem iştir. An­ cak inançları veya bilgileri be. nim le çeliştiği zam anlarda da, açık açık görüşlerini vuzuhla, k udretle savunm uş ve tam bü­ yük ilim adam larına yaraşır b ir olgunlu^ içinde beni yeni incelemelere teşvik etm iştir.

Prof. Başgil’in kendisi, bu­ gün, artık b ir dalla dönm e­ m ek üzere aram ızdan ebe- diyyen ayrılacaktır. F akat eser leri h er zam an O'ııu tanım ak ve anlam ak isteyenler için ö- ııümüzde duracaktır. Zaten bu fâni varlığımız, bu bedenimiz, elbette e r geç b ir gün toprak olmağa m ahkûm dur. Önemli olan inançlarım ız, fikirlerim iz, davranışlarım ız, hareketleri - m izdir. Başgil, bütün bu yön lerde rah m et ve gıpta ile h a­ tırlanacak bîr hocamızdı.

Şu noktayı da belirtm eden sözlerimi bitirm ek istemiyo­ rum : Eğer Prof. Başgil, son yıllarda huzur ve sükûn için­ de rah at yaşamış, son günle­ rine k ad ar çalışma şevkini kaybetm em iş ise, bunda, ken­ dilerinin m üm taz ve m üstes­ na bir Türk hanımefendisi o- lan refikaları Fatm a Nüvide'- nin çok rolü vardır. Allah ra h ­ m et eylesin. ^— — ■ ’ ---— ... ...

. . - ..

GRUP No C İ N S İ 1 650 gram lık tek ekmek 2 Kuru erzak (6 ka 3 Nebatî m argarin 4 Kemikli dana e 1 — İzm ir Şirinyer Açık Eksiltm e usulü ile 2 — Bu işe ait şartı ğiıııdc görülebilir.

3 — Kapalı Zarf Usu günü saat 16.00 da İzmir

4 — Postada olan g< 5 — Taliplerin iştin larınt eksiltm enin yapıla lerin bizzat nîüracaatlaı

Referanslar

Benzer Belgeler

Mimar Semih Rüstem, mühendis İrfan ve mi- mar Cemal Beylerden teşekkül eden jüri heye- ti ilk ayırmada Bekir İhsan, Hüsnü ve Âbidin imzalı üç proje seçmişler;

Yazıhanesinin başında otururken bir kâğıt üze- rine gelişi güzel bir kaç çizgi ile güzel bir başlık, bir motif ve bazan bir karikatür yapıverdiği görülürdü..

Muhtelif memleketler hastahane'crinde, îon zamanlarda tatbik edilen vc yazıda bahsi oe«en, di|inda tesis edilen, bir hücredeki elektrik menbnından, katı nakit « l l i p s e

Mimar Samih Akkaynağın projesine göre yapılan ve TJlııs meydanına bakan binanın haricî cephesi, nisbetli ve ölçülü hatlarla güzel bir tesir yapmaktadır.. Sıva açık

Hava limanı lokantasının kontrol kulesinden ayrılmış olarak inşa edildiği yerlerde yolcu veya kabul binası, bazı inşaî tedbirler alınmak suretile, ileri doğru

Avrupa mimarları; yukarıda söylediğim gibi son bir kaç senedenberi evvelâ nazariye şeklinde o- lan pasif korunma işini kanun, nizamname ve ta- limatname şekline konulmasından

Bütün bu pencerele- rin pervazları çimento ile yapılmış olduğu gibi camları da sabittir ve yalnız içerdeki havanın icab ettiği zamanlarda de- ğiştirilmesi için

(Mustafa III.