T M M O B
inşaat mühendisleri odası
ankara şubesi
3 . dönem
çalışma raporu
1979 1980
3. ÇALIŞMA DÖNEMİNDE ARAMIZDAN AYRILAN YURT
SEVER TEKNİK ELEMANLARIN VE ORTAK MÜCADELE İÇİN
DE OLDUĞUMUZ İŞÇİ, KÖYLÜ, ÖĞRETİM ÜYESİ, ÖĞRETMEN, ÖĞRENCİ, MEMUR, HUKUKÇU VE SAĞLIK GÖREVLİLERİ
NİN. ANILARI ÖNÜNDE SAYGIYLA EĞİLİRİZ.. - ' -
Baskı : N Ü V E Ofset ve Tipo Tesisleri T e l: 17 9 4 0 7 - .18 53 09 - Ankara
İÇİNDEKİLER
3. G E N E L K U R U L Ç A Ğ R IS I ... ;... 4
S U N U Ş ... 5
I İM O A N K A R A Ş U B E S İ 2. D Ö N E M 1979 - 1 9 8 0 ... 6
K a y ıp la rım ız ... 6
Yönetim K u r u l u ... 7
T e m s ilc ilik le r ... 8
II S O R U N L A R A G E N E L B A K I Ş ... 9
Geçen Dönem e Bir Bakış ... ... 9
Örgüt A n la y ış ım ız ... 12
III Ö R G Ü T S E L Ç A L I Ş M A L A R ... 13
T e m s ilc ilik le r ... ... 13
Ekonom ik - Demokratik M ü c a d e le m iz ... 2 0 T .M .M .O .B . ile İl i ş k i l e r ... ... 2 6 M e rsin So d a G r e v i ... 2 6 IV İS T İH D A M S O R U N L A R I ... 30
Kam u Kesim inde Çalışanların S o r u n la r ı... 30
Proje Bürolarında Çalışanların S o r u n la r ı... 38
Proje Bürolarının S o r u n la r ı... 39
M ü h e n d islik Öğrencilerinin S o r u n la r ı... 4 0 V T E K N İK H İZ M E T E İLİŞK İN S O R U N L A R ... 42
Konut S o r u n u ... 4 2 U laşım S o r u n u ... 51
Arif iye - Sincan Dem iryolu A yaş Tüneli inşaatı ... 60
Antalya Oym apınar Barajı inşaatı ... 62
Bilimsed 'Kuruluşlarla İlişkilerim iz ... 65
VI P R O J E V E Y A P I D E N E T İ M İ ... ..." ... 67
Ortak M e sle ki Denetim U ygulam ası ve Çalışm aları ... 67
Yapı D e n e t im i... 7 0 VII K O N F E R A N S , S E M İN E R V E T O P L A N T IL A R ... 7 5 Okul Sonrası M e sle ki Eğitim Ç a lışm a la rım ız ... 75 VIII G E L İR L E R V E G İD E R L E R
3
İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANKARA ŞUBESİ
3. GENEL KURUL ÇAĞRISI
Sayın Üye,
Odamız Ankara Şubesinin 3. Olağan Toplan
tısı 19 Ocak 1980 Cumartesi günü saat 10.00’da Çağdaş Sahne Kültür Merkezinde yapılacaktır.
Bu toplantıya Oda kimlik belgenizle katılmanızı rica ederiz.
Saygılarımızla Yönetim Kurulu GÜNDEM :
1 — Açılış,
2 — Başkanlık divanı seçimi.
3 — Saygı duruşu,
4 — Konukların konuşmaları,
5 — Çalışma raporu ve görüşmeleri.
6 — Oy ayınm kurulu seçimi, 7 — Seçimler
a) Yönetim Kurulu, b) Genel Kurul delegeleri, 8 — Dilekler ve kapanış.
Şube Genel Kurulunda bulunarak, oturumla
ra katılmak, oy kullanmak için Oda kimlik belge
sini taşımak ve Ankara Şubesine kayıtlı olmak zorunludur.
S U N U Ş
Yönetime geldiğimiz 20 Ocak 1979’dan itiba
ren yaptığımız çalışm aları eksik kalan yanları ile birlikte bu raporda kısaca özetledik.
Ülkenin içinde bulunduğu zor koşulların g e
tirdiği ortamda, M esleki - d em okratik kitle örgütü anlayışımızla çalıştık. M eslektaşlarım ızın tüm so
runlarının (ekonom ik, dem okratik, m esleki) ülke ekonom isinin bağım lılığından kaynaklandığının bilincinde olan bizler,- çalışm alarım ızı anti - em peryalist, anti - faşist, anti - şovenist ilkeler doğ- rutulsunda yürüttük. Bir yandan egem en sınıfla
rın enyoğun sömürüsü, baskısı, terörü; bir yan
dan geçm iş dönem lere nazaran ekon om ik - d e
m okratik m ücadele ve eylem lerin ön plana çıktı
ğı; diğer taraftan dem okrasi güçlerinin dağınıklı
ğı,... İşte böyesi bir ortam da çalışm alarım ızı sür
dürdük.
Çalışmalarımızın tam anlam ıyla yeterli oldu
ğunu, her şeyi yaşam a geçirdiğim izi iddia etm i
yoruz. Bu dönem de an cak elinizdeki raporda bu
lunan çalışm aları yapabildik. Ç alışm alarım ızda eksik gördüğünüz veya açıklanm asını istediğiniz konularda sizleri aydınlatm ak görevimizdir.
Mesleki, ekonom ik - dem okratik, ülke ve halk yararına olan çalışm alarım ızda bizlere yardım cı olan tüm üyelerim ize teşekkü rü bir borç biliriz.
Yeni seçilecek yönetim kuruluna geçm iş dö
nem lerdeki birikim lerim izle yardım cı olacağım ızı belirtir, çalışm alarında başarılar dileriz.
Saygılarımızla YÖNETİM KURULU
5
I. İ M. 0. Ankara Şubesi 3. Dönem 1979- 1980
I- KAYIPLARIMIZ “
Galip ŞENER' Asım YOLAÇ E. Suat ONARAN İsmail ALPCI Rıfat SÖNMEZ Serdar VİDÎNLÎ Celal GÜNDOĞDU Osman KAYAHAN Abdulkadir GÜLEÇ Bahattin ABACIOĞLU Ali GÜZELSOY
Nurettin BADUR Özkan ŞENK Muharrem TOK Mehmet ÖZDEMİR Engin ÇAĞLI
Aydın PARMAKSIZOĞLU İlhan ATAMAN
Galip KARDAM
Saygı ve anar başsağlığı dileriz.
Y Ö N E T İM K U RU LU
Başkan Sekreter Üye Sayman Üye Üye
Üye Üye Üye
Ercan ÖZTÜRK Turan KUTMEN Ahmet EPLİ Dursun ASLAN Haşan ARSLAN İsmail BAYRAM Oktay ÖĞÜNÇ
T I 7 İ f f e t i r t l İ f f T E n T e ili S i L l l L l A L f c l l 1 — AFYON
Temsilci Uğur BİLENSOY
Sekreter Mehmet KÜÇÜKAKSOY Sayman Necip TAŞPINAR
2 — ÇANKIRI Mehmet Ali BİLGİN 3 — ÇORUM
Temsilci Erol BAYKAN
Sekreter Mustafa TAHİROĞLU Sayman İsmail KAYGISIZ 4 — EREĞLİ (Kdz)
Temsilci : Enver YILMAZ
Sekreter : Kadir ELİK
Sayman : Hüseyin KOCATÜRK
5 — EREĞLİ (Konya) : Rabet BOZKURT 6 — ESKİŞEHİR
Temsilci : İmam DİNÇER
Sekreter : Zekeriya KAMIŞLI
Sayman : Sacit DOĞAN
7 — KARABÜK : Mustafa ÖZEN 8 — KIRŞEHİR : Avşar ÇELEBİ 9 — KONYA î Ali ÖZGÜRÜZ 10 — NEVŞEHİR s Namık ÖZGÜN 11 — SİVAS
1 Temsilci : Kemal ALTUN Sekreter : Rıza IŞIK
Sayman : İsmail SEZER
12 — ZONGULDAK
Temsilci : Yılmaz BALEKOĞLU
Sekreter : Azmiye HABERAL
Sayman : Mehmet ÇİMENOĞLU
II. Sorunlara Genel Bakış
GEÇEN DÖNEME BİR BAKIŞ
Dışa bağımlı çarpık ekonomik yapının, her geçen gün ça
lışanları biraz daha kıskaca aldığı, çalışanlar üzerinde baskı, terör ve sömürünün daha da yoğunlaştığı ülkemizde faşist sal
dırıların kitle katliamlarına ulaştığı, gerici, şoven uygulamala
rın yoğunlaştığı bir dönemi daha geride bırakıyoruz.
İktidar olmadan önce emekçi halkımızın acil taleplerini di
le getiren CiIP, iktidar olduktan sonra bu vaadlerine sırt çevir
di. Muhalefetteyken faşizme karşı olduğunu söyleyen, temel hak ve özgürlüklerin savunucuları, memurların ve teknik elemanla
rın başta grevli - toplu sözleşmeli sendikal hakları olmak üzere tüm istemelinin tersi bir uygulama içerisine girmiştir.
- Bu iktidar döneminde dışa bağımlılık daha pekiştirilmiştir.
IMF, Dünya Bankası vb. tekelci mali örgütlerin «önerileri» yö
nünde ekonomi yönlendirilirken, Halkımızın en temel gereksin
meleri gözardı edilmiştir. Çalışanlar ve tüm emekçiler üzerinde baskı - sömürü mekanizması bir kat daha ağırlaştırılmıştır. Za
ten sınırlı olan hak ve özgürlükler, getirilmek istenen anti - de
mokratik baskı yasalarıyla büsbütün kısıtlanmak istenmiştir.
Yıllardan beri insanca yaşamak isteyen işçi, memur, teknik elemanlar bakkal, kasap, manav, kira sorunları ile başbaşa bı- rakümıştır. Muhalefette iken grevli-toplu sözleşmeli sendikal hakların tüm çalışanlara verilmesi gerektiğini söylerken, iktidar döneminde bunların karşısına dikilmiştir.
Ekonomik - demokratik istemlerin kısıtlanması için uğraşan iktidar, siyasi platformda «sağa da sola da karşıyım» politikasıy
la günden güne saldırganların faşist saldırılarının gözlerden uzaklaştırümasma hizmet etmek durumuna düşmüştür.
Faşistler saldırılarını artırmışlar, kitle katliamları ve top
lumda saygınlığı olan kişi ve bilim adamlarının katledilmesi yo
ğunluk kazanmıştır. Piyangotepe’de kahvede 7, Bayrampaşa’da taranan kahvede 6, Kayseri’de İD, Beşiktaş’ta bombalanan kafe
teryada 10 ve daha birçok yerde ki kitle katliamlarında, insanlar toplu olarak katledildiler. Abdi İpekçi, Prof. Ümit Doğanay, Prof.
Cavit Orhan Tütengil, Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul gibi onlarca bilim adamı, gazeteci ile isimlerini sıralıyamayaca- ğımız yüzlerce ilerici - demokrat - devrimci işçi, memur, teknik eleman, öğretmen katledildiler.
Yakalanan faşist katiller silahları, emirleri, yardımları ne
relerden, kimlerden aldıklarını ifadelerinde açık açık itiraf edi
yorlardı. Savcılar bu katilleri koruyanlar hakkında suç duyuru
sunda bulunuyordu. Herşey çok açıktı. Katliamların sorumlula
rı ve onların arkasındakiler bu kadar ortadayken iktidar, mev
cut yasaları dahi uygulamaya koymaktan çekiniyordu. Buna karşılık demokratik örgütlerin kapatılması yönündeki girişim
lere hız verilmiştir. Şubemiz içerde hiçbir sorumlu bulunmadığı bir sırada ve mesai saatleri dışında kapısı kırılarak aranmıştır.
Geçen dönemlerde yitirdiğimiz Zeki ERGÎNBAY, Fevzi AZIR- CI, Harun KARADENİZ ve Kenan ÖZTÜRK arkadaşlarımızın, bu dönem Bekir KULAKSIZ, Güven YILMAZ arkadaşlarımız ek
lenmiştir.
Demir - çelik ürünlerinin devlet eliyle ithali gibi bir karar
dan geriye dönüş başlamış ve yıl ortalarında bu dönüş tamam
lanarak, çıkar çevrelerinin baskısına boyun eğilmiştir.
Dışa bağımlı enerji politikasının neler getireceği ilerici - de'r- mokrat - devrimciler tarafından önceden açıklanmış, sonuçları
nın ne olacağı belirtilmiştir. Bugün uzayan araç kuyrukları, ka
ranlıkta kalmış konutlar bunun en açık göstergeleridir. Petrol darlığı, elektrik sıkıntısı her an konuşulan, karşılaşılan sıkıntılar olmuştur.
Kitleler vaadleriıı ve «umut»larmm boş olduğunu gördüler.
Siyasi istikrarsızlık sürecinin yaşanması içinde 14 Ekim ara se
çimleri yapıldı. Artık halkın muhalefetini engelleyemeyeceği belli olan iktidar görevi «örtülü MC»’ye devretti.
Yeni kurulan iktidar, geçmiş iktidarın geliştirdiği dışa ba
ğımlılığı iyice pekiştirmek için var gücüyle çalışmaktadır. Hazır
lanan hükümet programı, emperyalizme bağımlı tekellerin istem ve taleplerini yerine getirecek biçimde hazırlanmıştır. -
CHP ağırlıklı iktidarın attığı olumlu bir adım olan, maden
lerin devleştirilmesi uygulaması, «Hür Teşebbüsün» çıkarlarını
zedelediği için yeni iktidarın ele aldığı ilk konulardan olmuş, es
ki uygulamaya dönüleceği belirtilmiştir.
Faşist saldırı ve baskılar yeni boyutlar kazanmış, baskı, kı
yım had safhaya ulaşmıştır. Halkının çıkarlarını savunan yüz
lerce memur, işçi, teknik elemanın sürülmesi, kıyılması başladı, devam edeceğide söylenmektedir. Başbakan «Bana milliyetçiler suç işledi dedirtemezsiniz» diyerek, her yanıyla' açığa çıkmış ci
nayet odaklarının üstünü perdeleyeceğini açık açık belirtmekte
dir.
Uluslararası tekeller ve finans örgütleri ile ilişkiler gelişti
rilirken, zamlar furyası gündeme gelmeye başlamıştır. Yine ezil
mek istenen tüm çalışanlar olacaktır, DGM’lerin oluşturulması, dernekler yasası ile demokratik örgütlerin fonksiyonlarının ta
mamen ortadan kaldırılması çalışmaları sürmektedir. Böylece yoksulluğa, sömürüye karşı mücadeleler engellenmek istenmek
tedir. Bu dönemde şubemiz bir kez daha aranmıştır.
Ülkemizdeki gelişmeler bu durumda iken biz devrimci - de
mokrat inşaat mühendisleri olarak üzerimize düşen görevleri omuzlamaya çalıştık. Diğer emekçi kitlelerle birlikte sorunlara ülke ve halk yaran açısından yaklaştık, ekonomik - demokratik taleplerimiz doğrultusunda, omuz omuza mücadele için çaba harcadık. Sorunlann sadece bizim değil, tüm emekçilerin sorun
ları olduğu bilinci ile çalışmalarımızı sürdürdük.
Dönem boyunca üyelerimizin mesleki bilgilerini artırmak, yeni bilimsel gelişmelere hazırlayabilmek için mesleki konfe- raslar düzenledik. Mesleğimizle ilgili konularda teknik geziler düzenledik, çalışmalar yaparak bu uygulamaları teşhir etmek, çözüm önerileri getirmek yolunda çaba harcadık. Proje bürola
rında çalışan arkadaşlarımızın sendikal mücadelelerine omuz vermeye, yardımcı olmaya çalıştık.
OMDU’yu yaygınlaştırmaya çalışarak, proje üretiminin daha sağlıklı olabilmesi ve örgütlenmemizi geliştirme görevimizi yeri
ne getirmek için uğraş verdik. Gelecekte üyemiz olacak öğren
ci arkadaşlarımıza yardımcı olmaya çalıştık. Üyelerimizin büyük bir çoğunluğunun Kamu kesiminde çalıştığını gözönüne alarak;
işyeri toplantıları düzenlemek için girişimlerde bulunduk. Eko
nomik - demokratik taleplerimizi, eleştiri ve önerileri bu toplan
tılarda gündeme getirmek istiyorduk. Ekonomik - demokratik mücadelenin yükselmesi, 29 Haziran, il toplantıları, 19 Eylül ey
lemlerinde etkin görevler üstlenerek mücadelenin başarısı için sonuna dek çalıştık.
Örgüt Anlayışımız
Odamız; mesleki - demokratik bir kitle örgütüdür. Diğer de
mokratik kitle örgütlerinden farklıdır. Yasalarla kurulduğu için gönüllü değil zorunlu üyelik şartı vardır. Bu yapısı gözönünde bulundurulmadan çalışma yapılacağı inancını taşımıyoruz.
Aslında iç içe olan ancak kaba hatlarıyla ayırabileceğimiz iki fonksiyonu bulunmaktadır. Birincisi; üyelerinin mesleki bil
gilerini artırmak, yeni teknik gelişmeleri üyelerine aktarmak, böylece meslek sorunlarında üyelerinin bilgi ve yeteneklerini ge
liştirmektir. İkincisi; çalışmalarını emekçi halkımızın bağımsız
lık - demokrasi mücadelesi doğrultusunda, onların çıkarlarına uygun yürütmektir.
Çalışmalar bu iki fonksiyonun varlığı gözardı edilmeden, bir bütünlük içinde yorumlanarak sürdürülmelidir. Bu anlayışla sürdürülen çalışmalara genellikle «Odaların, politika yapmama
sı gerekmektedir» gibi görüşlerle karşı çıkmak; ya bilerek ege
men güçlerin doğrudan savunuculuğunu yapmak, yada bilme
yerek egemen sınıfların şartlandırmalarından etkilenmişliği gös
termektedir. Ulaşımda dışa bağımlılığı artıran, ülke kaynakları
nın gereksiz kullanımını getiren, kaldırımları yürünmez, yollan araç yığını haline getiren politikalara karşı çıkmamak, konutta;
sağlıksız, yetersiz altyapıdan yoksun gecekondu yığmlanm, kor
kunç kira miktarlarını görmezden gelmek, insanlar katledilirken
«bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın» anlayışı ile sorumsuz
ca davranmak, ekonomik - demokratik haklar için mücadele et
memek, sömürüye boyun eğmek bu anlayışın sonuçlan olacak
tır. Biz böyle sorumsuz ve işlevsiz bir IMO Ankara Şubesi düşü
nemeyiz.
Bunun yanısıra pek az görülmesine rağmen «Odalan politik örgütler» olarak değerlendirmek yanlışıdır. Odalar siyasi örgüte ler değildir.
Biz bu dönem boyunca bu yanlış anlayışların dışında, baş
ta belirttiğimiz iki ana görevi bütünleştirerek çalışmalanmızı yürütmeyi görev bildik. Üyelerimizin mesleki bilgilerini artır
mak ve geliştirmek, üyelerimizin ekonomik - demokratik müca
delesini omuzlamak, halkımızın bağımsızlık - demokrasi müca
delesine katkı koymak olan görevlerimizi hayata geçirmek için çalıştık.
III. Örgütsel Çalışmalar
TEMSİLCİLİKLER
Şube Yönetim Kurulumuz göreve başladığı günden itibaren, temsilciliklere büyük önem vermiştir. Geçmiş dönemde temsilci
liklerde ve işyerlerinde sağlıklı ilişkilerin kurulamamasmın ne
denlerinden biri olan, örgütlenme sekreterliği kadrosuna gerekli atamayı yaparak bu eksikliği gidermiştir.
Çalışma programımızda belirttiğimiz;
a — Şubemiz ile temsilciliklerin ortak çalışmasının sağlan
ması,
b — Temsilciliğin kendi etkinlik bölgelerindeki üyelerimiz
le, mesleki ve demokratik bağların sıklaştırılması,
c — Yeni temsilciliklerin açılması, süresi dolanların seçim
lerinin yenilenmesi.
Amaçlan ışığında 7 Nisan 1979 tarihinde şube yönetim ku
rulu ve örgütlenme sekreterininde bulunduğu somut istemleri içeren bir gündem tespit ederek temsilciliklerin görüşü alınarak, eleştiri ve öneriler geliştirildi. Yapılan toplantıya bazı temsilci
liklerin gelmemesini gözönüne alarak, yönetim kurulumuz tem
silciliklerin öneminin bilincinde, yeni bir program yaparak bu kez tek tek temsilcilikleri ziyaret etmiş ve görüşmelerde bulun
muştur. Bu görüşmelerde temsilcilik etkinlik alanmda, üyele
rimizin başta EKONOMİK - DEMOKRATİK sorunları olmak üze
re mesleki ve benzeri sorunları gündeme getirilmiştir. Ayrıca bu toplantılarda, her temsilciliğin yöresel sorunları tartışılmış
tır.
Şube yönetim kurulumuz, Temsilciliklerde O.M.D.U. nı haya
ta geçirmek ve bu uygulamayı yaygınlaştırmak için büyük ça
ba sarfetmiştir. Yine temsilciliklere üyelerimizin mesleki konu
larda, bilgilenmelerini sağlamak, yeni gelişmeleri kitlemize ak
tarmak için, bir dizi seminer ve konferanslar temsilciliklerimiz
deki üyelerimize sunulmuştur.
Bu dönem, «Betonarmede taşıma gücü hesap yöntemi» ve
«Depreme dayanıklı yapıların proje düzenleme esasları» çalış
maları temsilciliklerde üyelerimizin büyük ilgisini çekmiştir.
AFYON TEMSİLCİLİĞİ:
15.8.1978 tarihinde yapılan seçimle Temsilci Uğur BİLEN- SOY, Sekreter Üye Mehmet KÜÇÜKAKSOY, Sayman Üye, Ne
cip TAŞPINAR’dan oluşan temsilcilik yönetim kurulu, bu dönem
de görevini sürdürmektedir. Afyon temsilciliğinde O.M.D.U. sı Belediyenin karşı çıkmasına rağmen, bazı aksaklıklarla uygu
lanmaktadır. Uygulamaya uymayan üyelerinde bu denetime ka
tılması için çalışmalar sürdürülmektedir.
Afyon Temsilciliğinde, depremin önemli bir etken olduğu
nun bilincinde olan Odamız, uygulamacı üyelerimizi ve ilgi du
yan meslektaşlarımızı bilgilendirmek için Deprem Araştırma Enstitüsünün katkısıyla «Depreme dayanıklı yapıların proje dü
zenleme esasları.» Mesleki çalışması, 20.11.1979 tarihinde Sayın înş. Yük. Müh. Nejat BAYÜLKE tarafından verilmiştir.
ÇANKIRI TEMSİLCİLİĞİ
Çankırı temsilciğinde yönetim kurulu, tüm uğraşlarına rağ
men ilişki kuramamıştır. Şubenin yaptığı yazışmalar cevapsız bırakılmış, çağrılarımız yanıtsız kalmıştır.
Temsilcilik görevini M. Ali BİLGİN yürütmektedir.
ÇORUM TEMSİLCİĞİ
12.6.1978 tarihinde, Temsilci EROL BAYKAN, Sekreter Üye MUSTAFA TAHÎROĞLU, Sayman Üye İSMAİL KAYGISIZ’dan oluşan temsilcilik yönetim kurulu görevine devanı etmektedir.
Geçen dönem karşılıklı güven içinde sürdürülen O.M.D.U, bu dönem sürdürülen iyi ilişkiler sonucunda protokola bağlan
mıştır. Uygulama başarıyla sürdürülmektedir.
Ayrıca 16.11.1979 tarihinde yapılan, «Depreme dayanıklı ya
pı projeleri düzenleme esasları» isimli mesleki konferans kala
balık bir üye tarafından izlenmiştir. Konferansta gösterilen slayt filmi dikkatle izlenmiş, karşılıklı sorulan sorularla çalışma ba
şarılı bir şekilde tamamlanmıştır. Şu anda, temsilciliğimizin top
lantı salonunuııda bulunduğu bir temsilcilik binası vardır.
EREĞLİ (Kdz) TEMSİLCİLİĞİ
1977 yılında kurulan Ereğli temsilciliği, bu dönemin başında
«temsilci HAŞAN BAYCIK’in istifası, ZEKİ YÜREKLİ’nin askere
gitmesi ile temsilcilik çalışmalarını, ENVER YILMAZ 22.12.1979 tarihine kadar tek kişi olarak yürütmüştür.
22; 12.1979 tarihinde yapılan temsilcilik seçiminde ENVER YILMAZ temsilci, KADİR ELİK sekreter üye, HÜSEYİN KOCA- TÜRK sayman, üyeliklere seçildiler. Yedek üyeliklere ise; BAKİ ERDOĞAN, ALİ ŞEN, HAŞAN BAYCIK seçilmiştir.
Kdz. Ereğli temsilciliğiyle, bu dönem başında kurulan sağlık
lı ilişkiler sonunda, O.M.D.U. çalışmalarına hız verilmiştir. Baş
ta Belediye Başkanmm olumlu tavır almasına ve bu konuda pro- jeci üyelerimize yazılı garanti verdiği halde, sonradan olumsuz tavır almıştır. Ancak bu gelişmeler çalışmalarımızı etkileme
miş, üyelerimizin dayanışması sonucunda, Haziran 1979 da O.M.D.U. hayata geçirilmiştir. Bazı önemsiz aksaklıklara rağ
men, uygulama sürmekte, Belediye ile ilişkiler, görüşmeler yeni
den etkin bir şekilde sürdürülmektedir.
Yeni bir bina kiralamak ve meslektaşlar arasındaki daya
nışmayı güçlendirmek için, yeni yönetim kurulu çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.
EREĞLİ (KONYA) TEMSİLCİLİĞİ
Geçen dönem RABET BOZKURT’un Ortak Mesleki Denetim Görevlisi olarak atanması ve Ereğli Belediyesi ile yapılan proto
kol sonunda başlatılan O.M.D.U. bu dönem Belediyenin proto
kolü fesh etmesi sonunda, üyelerin dayanışması ile tek taraflı yürütülmekteydi. Ancak son dönemde bu dayanışmada çözül
meye başlamıştır. O.M.D.U.’nı tekrar sağlıklı bir şekilde uygula
maya geçirmek için gerekli girişim ve çalışmalar sürdürülmek
tedir.
ESKİŞEHİR TEMSİLCİLİĞİ
Tem silci: İmam DİNÇER, Sekreter Üye : Zekeriya KAMIŞLI, Sayman Üye : Sacit DOĞAN’dan oluşan Eskişehir Temsilciliği Aktif Temsilciliklerimizden biridir. O.M.D.U. Belediyenin çeşitli engelleme çabalarına rağmen başan ile sürdürülmektedir.
Temsilciliğimiz bu dönem T.M.M.O.B. çalışma programını hayata geçirmekte aktif göre almıştır.
Şubemizle sıcak ilişki içinde bulunan Eskişehir Temsilci
liğinde, Depreme Dayanıklı yapı projeleri Düzenleme Esasları»
seminerini 19.11.1979 tarihinde İnş. Yük. Mühendisi Nejat BAY- ÜLKE tarafından verildi. Semineri kalabalık bir üye topluluğu ilgiyle izledi. Bu çalışmaya Eskişehir de Mühendislik Eğitimi ya
pan öğrenci arkadaşlarda katıldılar. Bu çalışmanın ardından ge
çen dönem Ankara Şubesi ile O.D.T.Ü. Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirilen «Betonarmede Taşıma Gücü» Konferansı bu yıl Eskişehirde de iyi bir programla Sayın Doç. Dr. Tuğrul TANKUT ve Sayın Doç. Dr. Ergin ATIMTAY tarafından verildi.
Eskişehir’de «Depreme Dayanıklı Yapı Projeleri Düzenleme Esasları» semi
neri.
Verilen her iki seminer ve konferansla ilgili biri Oda yayı
nı diğeri Deprem Araştırma Enstitüsü yayını olan iki kitapçık Üyelerimizin hizmetine sunuldu.
Temsilciliğimiz, şu anda diğer Odalarla birlikte kullandığı T.M.M.O.B. lokalinde çalışmalarını sürdürmektedir. Ayrıca Tem
silciliğimiz Yapı Denetimi konusunda Belediye Başkanlığı ile görüşmelerine devam etmektedir.
KARABÜK TEMSİLCİLİĞİ
Geçen dönem zayıf ilişkilerin olduğu bu Temsilciliğimizde, O.M.D.U. uygulamasımn kalkmasıyla, Üyeler arasındaki daya
nışma hemen hemen ortadan kalkmıştı.' Temsilcilik görevini Mustafa ÖZEN yürütmektedir. Bu durumu iyi değerlendiren Şu
be Yönetim Kurulu, Karabük Temsilciliğine tekrar canlılık ka
zandırmak, Şube Temsilcilik ilişkilerinin yeniden düzeltmek için çaba sarfetmiştir. Üyelerle yapılan görüşmeler sonucu, O.M.D.l) uygulaması için Belediye Başkanıyla görüşüldü. Prensip olarak karşılıklı kabul edilen Uygulamayı Protokola bağlanmak için ça
lışmalar sürmektedir. Ayrıca Temsilcilik çalışmalarını yürüt-
mek, Oda işlevlerini yapabilmek için Temsilcilikte Seçim Çalış
maları yoğunlaştırılmıştır. Bu dönem Karabük Temsilciliğinde Seçim yapılacaktır.
KASTAMONU TEMSİLCİLİĞİ
Halil ARLI tarafından yürütülen Temsilcilik Çalışmaları, bu arkadaşın Kastamonu ilinden ayrılmasıyla boşalmıştır. Bu dö nem yapüan çalışmalara rağmen, temsilciliğe işlerlik kavuştu rulamamıştır. Ancak Kastamonu’da bulunan Üye potansiyel) gözönünde bulundurularak çalışmalar sürdürülmektedir.
KAYSERİ TEMSİLCİLİĞİ
İM.O. 25. Genel Kurul Karan ile kapatılan Kayseri Şubesi, alman kararla Şubemize bağlanmıştır. Kayseri ilinde çok yoğun Mühendis potansiyeli vardır. Geçmiş dönemlerde, Kayseri Şube Yönetiminin yanlış uygulamaları sonunda potansiyel tamamen dağümıştır.
Şubemiz, Kayseri ilinin öneminin bilincinde, ilişkileri yeni
den toparlamak için yoğun bir çalışma göstermiştir. 19 Ağustos 1979 tarihinde T.M.M.O.B. il toplantısı için Kayseriye, Şubemiz- dende iki arkadaş katıldı. Bu toplantı sonunda, Üyelerimizle bir toplantı daha yapılarak ilişkilerin kuvvetlenmesi için ilk ça
lışmalar başlatılmıştır. Bu toplantı sonunda ortaya çıkan veri
leri değerlendiren Yönetim Kurulumuz, Şube - Temsilcilik ilişki
lerinin yeni boyutlar kazanması için 7 Aralık 1979 tarihinde
«Depreme Dayanıklı Yapı Projeleri Düzenleme Esasları» semi
neri Sayın înş. Yük. Müh. Esat YARAR tarafından verildi. Üye
lerin büyük ilgisini çeken çalışma başarılı bir şekilde tamam
landı.
Bu çalışmalara paralel olarak, O.M.D.U.’m Kayseri’de tekrar hayata geçirmek için 20.12.1979 tarihinde Şube ile Merkez Yöne
tim Kurulu birlikte Kayseri Belediye Başkanı ile görüşerek, uy
gulama için olumlu konuşmalar yapılmıştır. Aynı gün Üyelerle yapılan toplantı sonunda, Şevket ASÎL Ortak Mesleki Denetim görevlisi olarak atanması kararlaştırıldı.
Diğer taraftan 25. Genel Kurul’da kapatılan Şubenin devir işlemleri ise, Oda Yönetim Kurulu tarafından sürdürülmekte
dir.
KIRŞEHİR TEMSİLCİLİĞİ
Bu dönem Şubemize bağlanan Kırşehir Temsilciliği, O.D.M.U.
nm hayata geçirildiği bir ilimizdir. Temsilcilikte, Avşar ÇELEBİ
Ortak Mesleki Denetim görevlisi olarak çalışmaktadır. Bu dö
nem Temsilcilik ziyaret edilerek, genel ve özel sorunlar tartışıla
rak, çözüm getirilmeye çalışılmıştır.
KONYA TEMSİLCİLİĞİ
Yoğun bir Üye potansiyelinin olduğu Konya ilinde O.M.D.U.
nin yapılamaması, çalışmaları aksatmaktadır. Temsilciliğin yer sorununu çözememesi üye dayanışmasını etkilemektedir. Ali ÖZGÜRÜZ Temsilci olarak görev yapmaktadır. .
Temsilciliğimiz, T.M.M.O.B. çalışmalarında aktif görev al
mıştır. Yapılan görüşmelerle Temsilciliğin çeşitli sorunlarına çö
züm getirmek için çaba sarfedimektedir.
NEVŞEHİR TEMSİLCİLİĞİ
Bu dönem, Şubemize bağlanan Nevşehir Temsilciliğinde OM.D.U., yapılan girişimlere rağmen başanlamamıştır.
Temsilcilik çalışmalarını Namık ÖZGÜN yürütmektedir. Ye
ni ilişkiler kurulmaya başlanılan bu Temsilciliğimizde, çalışma
ların hızlandırılması için çaba harcanmıştır.
SİVAS TEMSİLCİLİĞİ
Şubemiz etkinlik alanında en olumlu çalışmaları yapan, Şu
bemizle diyaloğu en iyi olan Temsilciliklerimizden biridir. 11.11.
1979 tarihinde yapılan seçimlerle eski Temsilci arkadaşlar ye
niden seçilmişlerdir. Yapılan görev bölümünde Temsilci Kemal ALTUN, Sekreter Rıza IŞIK, Sayman : İsmail SEZER, Yedek Üye- liklerede Tuncay GÜRDAL, Metin ÇEKEN, Samet SARKIŞ seçil
mişlerdir.
O.M.D.U.’nm aksamadan yürütüldüğü Temsilciliğimiz, tüm Oda Temsilciliklerininde bulunduğu ve geniş bir salonu bulunan bir mekana sahiptir.
T.M.M.O.B.’nin ekonomik - demokratik haklar için yaptığı çalışmalarda etkin olarak görev almışlardır.
1979 -1980 döneminde Sivas’ta, 8 Aralık 1979 da «Depreme Dayanıklı Yapı Projeleri Düzenleme Esasları» Konferansı İnş.
Yük. Müh. Sayın Esat YARAR tarafından verildi. Üyeler tara
fından ilgi ile izlendi. 24 Ekim 1979 tarihinde «Betonarmede Taşı
ma Gücü» konulu seminer O.D.T.Ü. Öğretim Üyeleri Sayın Doç.
Dr. Ergin ATIMTAY, Sayın Doç. Dr. Tuğrul TANKUT tarafından gerçekleştirildi. Bu konferanslar için gerekli yayınlar Üyelerimi
ze sunuldu.
ZONGULDAK TEMSİLCİLİĞİ
Temsilci Engin ÇAĞLTmn trafik kazasında ölümü ile boşâ- lan Zonguldak Temsilciliği, geçmişte zayıf olan ilişkileri etkile
miştir. Görevi devir alan Mehmet ÇİMENOĞLU ile Şubemiz sı
cak ilişkileri tekrar kurmak ve Temsilciliğe işlerlik kazandırmak için özveri göstermiştir. Bu tesbitler ışığında iki kez Temsilci
lik ziyaret edildi. 25.10.1979 tarihinde yapılan Üye toplantı
sında temsilcilik sorunları tartışıldı. Üyeler arasında bağların güçlendirilmesine çalışıldı. Bu amaçla 14.11.1979 tarihinde
«Depreme Dayanıklı Yapı Projeleri Düzenleme Esasları» mes
leki Semineri Sayın İnş. Yük. Mühendisi Nejat BAYÜLKE tara
fından verildi. Ayrıca bu seminerle birlikte Slayt gösterisi ve Ki
tapçıklar Üyelerimize sunuldu.
29.12.1979’da yapılan Zonguldak Temsilcilik seçimine katılan üyelerimiz.
Yapılan bu çalışmalar Zonguldak Temsilciliğinde çalışma
ları hızlandırdı. O.M.D.U. Temsilciliğimizde Mimarlar Odası ile birlikte düzenli yürümektedir.
29 Aralık 1979 tarihinde yapılan Temsilcilik Yönetim Kurulu Seçimlerinde Temsilci Yılmaz BALEKOĞLU, Sekreter Üye Az- miye HABERAL,- Sayman Üye Mehmet ÇİMENOĞLU, Yedek Üyeliklere M. Emin KABA, Cihat SARAÇ, Kemal TEMÎZEL se
çilmişlerdir. .
Ekonomik - Demokratik Mücadelemiz
Türkiye’nin emperyalizme bağımlı yarı sömürge bir ülke ol
duğunu, egemen sınıfların, emperyalizme göbekten bağımlı iş
birlikçi tekelci burjuvazi ve büyük toprak sahiplerinin en irileri olduğunu yıllardan beri yazıyor, söylüyoruz. Tüm sorunların kaynağının bu sömürü sisteminden kaynaklandığını açıklıyor, mücadelenin bu hedeflere yönelmesini savunuyoruz. Bu süreçte ilerici, demokrat devrimci inşaat mühendisleri olarak üzerimize düşen görev ve sorumlulukları bu güne değin yerine getirmeye çalıştık.
Yıllardan beri tüm emekçiler gibi bizlerde, çarpık kapitalist yapının zorunlu sonucu doğan ekonomik bunalımlardan nasibi
mizi aldık. Her dönemde «Kemerleri Sıkınız», «Ekonomik zorluk
lardan halkımızın özverileri ile çıkacağız» gibi bayatlaşmış laf
larla uyutulmak istendik. Her zaman bunalımların yükünü işçi, memur, teknik eleman hep binler, tüm emeğiyle geçinenler çek
tik. Ancak her zaman kazanan, hiç kemerleri sıkmayan, hiç öz
veride bulunmayan, dar boğazlara katlanmayan egemen sömü
rücü sınıflar oldu. Örnek mi? Çok uzağa götürmeye gerek yok daha 1978 yılında, biz emekçiler ev kirası, bakkal, manav, ka
sap, borcu ile faşist baskı ve katliamlarla, azgın şoven uygula
malarla inletilirken, «Hür teşebbüsümüzün» önemli holdingleri
nin aynı yılda kârlarının en yüksek düzeye çıktığını ve birinin kâr miktarı ile Avrupa’da 2. sırayı aldığını gazetelerde büyük puntolarla izledik. Büyük güçlükler içinde olduklarım, enerji darboğazı hammadde yokluğu artan (!) işçi ücretleri nedeni ile mali durumlarının iflasa gittiği yolunda yakınanlar, işte böyle bir dönemde kârlarını olağan üstü artırıyorlardı. Tüm çalışan
lara, hayat şartlarının giderek dayanılmaz boyutlara ulaşmasının nedeni olarak artan (!) işçi ücretlerini gösterenlerin, doğru söy
lemediği açık açık görünüyordu.
İşte böyle bir ortamda, çekilmez yaşam koşullarının düzel
tilmesini, insanca yaşıyabilmenin asgari koşullarının yaratılma
sını, insanlığın ve tüm emekçilerin düşmam faşist odakların da
ğıtılmasını, şoven baskılara son verilmesini haykırdığımız halde kulak tıkandı. Sorunlarımızla ilgilenmek gereğini bile duyma
dılar. Çünkü yıllarca aynı koşullarca yaşadığı halde örgütlü mü
cadelelere alışmamış, mücadele bayrağını yükseltememiş olan bizlerin, bu koşullara boyun eğeceğini düşünüyorlardı.
Bugüne kadar taleplerimizi yazdık, çizdik, ilgililere ilettik.
Yayın organlarımızın, bültenlerimizin, çeşitli görüşmeler ve gö
rüş iletişimlerinde sorunlar dile getirildi. T.B.M.M. Bütçe Komis
yonlarına yaşamanın asgari şartlan içinde somut öneriler su
nuldu. Yan ödemeler konusunda aynı şekilde öneriler geliştiril
di, ilgililere iletildi, basma açıklandı. Tüm bu somut talepler, kulak ardı edildi. Sadece yazmak, çizmek, istemek yetmiyordu.
Sorun verilmeyen hakkı almasını bilmekti. Almak içinde müca
dele etmek gerekiyordu. Mücadelesiz hak alınamayacağı, alın
sa dahi her zaman bu haklann ortadan kaldırılacağını somut olarak ülkemizde de izledik.
İşçi sınıfının sendikal örgütlenmesine, grev hakkına kısıt
lama getirmek için yasalar hazırlığına girişildiğinde işçi sınıfı 15 -16 Haziran 1970’de yüzbinleri ile cevap verdi. Sonucunda mevcut haklarına dokunamadılar.
Aym dönemde kısıtlı da olsa sendika kurma hakkı olan memurların elinden sendikal hak, yasalardaki bir madde değiş
tirilerek kolayca alındı. Memurlar haklan için mücadele etme
diklerinden ne ses çıkarabildiler, nede cılız seslerini duyurabil
diler.
Bu örnekte göstermiştirki mücadele etmeden, mücadelelerin sonunda gelecek zorlu günleri göğüsleme, zararlarına katlanma kabul edilmeden hiç bir hak alınamaz. Kısacası Eski Oda Baş- kammız, Oda Yönetim Kurulu Üyesi Medet ÖZBEK’in deyişiyle
«Grevli Toplu Sözleşmeli sendikal haklarımız varmış gibi mü
cadele yürütülmeden, bu hak elde edilemez.»
îşte böylece Haziran 1979’a geldik...
24 HAZİRAN
24 Haziran’da Mühendis ve Mimarların mesleki demokratik kitle örgütü T.M.M.O.B. Oda Yöneticileri, İl Koordinasyon Ku
rulu Sekreterleri ve T.M.M.O.B. iş yeri temsilcileri ile bir danış
ma kurulu toplantısı düzenlendi. Toplantı’da tartışmalar sonu
cunda uzun dönemli bir eylem programı hazırlandı.
Programda 29 Haziran’da işyerlerinde Mühendis ve Mimar
ların 2 ila 4 saat arası sorunlarını tartışmak amacı ile toplantılar yapması, Temmuz’da işyeri toplantılarının yapılması, Ağustos’- da il toplantılarının hayata geçirilmesi, Eylül’de bölgesel forum
ların düzenlenmesi, Aralık ayı içinde başta DÎSK olmak üzere tüm Demokratik örgütlerin katılacağı Çalışanlar Kurultayının
oluşturulmasını, bu toplantı sonucunda sendikal haklar için etkin kararların hayata geçirilmesi yer alıyordu.
29 HAZİRAN
İlk programlamada 30 işyerinde yapılabileceği düşünülen tartışmalı toplantılar, aralarında Ankara, Kastamonu, Sivas, Zonguldak, Konya, gibi şube etkinlik alanımızda olan İllerle bir
likte 18 ilde, toplam 134 işyerinde, 7500 kişilik katılımla başarı ile gerçekleştirildi. Mühendis ve Mimarlar 2 -4 saat arası işi bı-
29 Haziran, İller Bankası toplantısı, «grevli - toplu sözleşmeli sendika hakkımızı, mücadelemizle alacağız.»
29 Haziran T.C.K. Genel Müdürlüğü
rakarak sorunlarını tartıştılar. Toplantılarda T.M.M.O.B. prog
ramı doğrultusunda çalışmaların yoğunlaştırılması kararlaştı
rıldı. Bu eylemde şubemiz Ankara’da, bazı büyük işyerlerinde üyelerimizin, yanında yerini aldı.
. îlk eylemin bu denli yaygın hayata geçmesi sonucunda işyeri toplantılarının yapılması, değerlendirmeler yapılarak program
dan kaldırıldı.
29 Haziran T.C.K. 4. Bölge toplantısı işçi, memur teknik eleman dayanışmasının olumlu bir örneği oldu.
DSİ Genel Müdürlüğünde, sorunların tartışıldığı toplantıdan bir görünüş
İL TOPLANTILARI
İl toplantıları Antalya, Mersin, Kütahya, Denizli, Trabzon, İsparta, Kocaeli, Adapazarı, Bursa, Van, Urfa, İskenderun D.Ç.Î.
ve Şubemiz etkinlik alanında Kayseri, Konya, Sivas, Kastamo
nu, Seydişehir Aliminyum, Kırıkkale M.K.E., Zonguldak E.K.Î., Eskişehirde yapıldı.
Toplantılara geniş Mimar - Mühendis kitleleri ile birlikte Demokratik örgüt temsilcileride katıldılar. Şubemiz gerek top
lantıların organize edilmesinde gerekse toplantılar sırasında en etkin bir şekilde görev aldı. Toplantılarda çalışmalar konusunda bilgi verildi. Ekonomik - Demokratik sorunlarımız ve talepleri
miz ile anti-Faşist mücadele sorunu tartışıldı. Eleştiri ve öne
riler alındı. Grevli - Toplu sözleşmeli sendikal hak mücadelesin
de daha etkin eylemlerin hayata geçirilmesi, faşist odakların dağıtılması üyelerin talepleri olarak toplantıların sonuçlarında belirlendi.
19 EYLÜL
Bu arada 4 Eylül’de yan ödeme kararnamesinin, Bakanlar Kurulunda kesinleştiği, katsayının 4’ten 6’ya çıkarıldığı öğre
nildi. Yan ödeme kararnamesindeki bu büyük (!) artışla, eko
nomik sorunlar çözümlenmiş (!) oluyordu. Bu kararname orta
lama 800 TL.’lik net bir artış sağlıyordu.
T.M.M.O.B. Î1 toplantılarının sonuçlanmn değerlendirilme
sinde, üyelerin kararlı eylemleri talep ettiği ve etkin girişimlere hazır olduğu tespitlerinin yapılması ile yan ödemelerin bu gü
lünç artışı karşısında 19 Eylül günü mühendis ve mimarların 1 günlük iş bırakması karara bağlandı. T.M.M.O.B. örgütlülüğü hızla harekete geçti. İşyeri temsilcileri, koordinasyon kurulları ile yapılan yoğun çalışmalarla örgütlenme yapıldı. Eylem için tüm demokratik örgütlerle, sendikalarla görüşerek eylem hak
kında bilgi verildi, destekleri istendi. Örgütlerin bir çoğu olum
lu yanıt verdi.
19 Eylül günü Ankara’da T.E.K., İller Bankası, Köy İşleri ve Kooperatifler Bakanlığı, Y.S.E., T.C.K. 4. Bölge, P.T.T., Ziraat Bankası İnşaat Dairesi, Bayındırlık Bakanlığı ve 5. Bölge, D.L.H., T.C.D.D., S.S.K., D.S.İ. ve 5. Bölge, Afet İşleri Genel Müdürlüğü gibi üyelerimizin yoğun olduğu işyerleri dahil yaklaşık 70 işye
rinde, Afyon’da 9 işyerinde, Eskişehir’de 17 işyerinde, Kastamo
nu’da 18 işyerinde, Konya’da 17 işyerinde, Seydişehir’de Alimin
yum Tesislerinde, Sivas’ta 12 işyerinde, Zonguldak’ta 11 işye
rinde, Çorum’da, Kırşehir’de kısaca toplam 50’ye yakın ilde yüz- bini aşan Mühendis ve Mimar Mücadeleyi aktif destekleyen, işçi, memur, teknik eleman direnişe katıldılar.
19 Eylül 1979 günü, bir çalışma yeri.
Eylem sabahı, Birlik Haberi dağıtıldı, işyeri amirine dilek
çeler verildi, Başbakana form dilekçeler postalandı, işyerlerin
de forumlar yapıldı ve toplu halde işyerleri terk edildi.
Başarıda T.M.M.O.B.’nin tüm sorumluluğu yüklenerek dire
niş çağrısını açık olarak yapması en büyük etmendi. Kitlesine önderlik edecek örgüt tüm sorumluluğu üstlendi. Bu tavır Mü
hendis ve Mimarların örgütlerine güvenini artırdı.
Şubemiz 19 Eylül eyleminde Kayseri, Sivas, Konya ve Anka
ra’da eylemin yürütülmesinde sorumluluk aldı. İşyerlerinde üyelerimizin etkin katılımı direnişe büyük ölçüde güç kattı.
ÇALIŞANLAR KURULTAYI
Mücadele programının son aşaması çalışanlar kurultayı ha
zırlıkları çalışma raporumuz hazırlanırken devam etmektedir.
Bu amaçla DİSK, T.M.M.O.B., TÜM-DER, TÖB-DER, TÜTED, TÜS - DER ilk aşamada bir araya geldiler. Ortak çalışmalar ko
nusunda görüşmeler sürdürülmektedir. Kurultayın oluşturulma
sı için İlleri kapsayan bölge toplantıları bu örgütler tarafından görev bölümü yapılarak düzenlenecektir. Çalışanlar Kurultayı mutlaka gerçekleştirilmelidir. Kurultay sonucunda alınacak ka
rarların hayata geçirilmesi sorumluluğu ise bizlere düşmektedir.
Devrimci - Demokrat, yurtsever inşaat mühendislerinin bu konu
da üzerlerine düşeni yapacaklarına inanıyoruz. Grevli - Toplu sözleşmeli sendikal hak mücadelesini yürütmek ve bu hakkı elde etmek için görev başına.
Şurası unutuLmamalıdır’ki Grevli-toplu sözleşmeli sendi
kal hakların alınması tüm sorunlarımızı çözmeyecektir. Bu dü
zende insanca yaşama mücadelesinde etkin bir aracımız olacak
tır. Gerçek Kurtuluş; Bağımsızlık, demokrasi mücadelesini yük
seltmek, sömürüye son vermekle gerçekleşecektir.
T .M .M .O .B İLE İL İŞ K İL E R
T.M.M.O.B. tüm Mühendis ve Mimarların ekonomik - de
mokratik mücadelelerimi bağımsızlık ve demokrasi mücadelesine tabi kılmak için çalışan, tüm odaların mesleki demokratik kitle örgütüdür.
Emperyalizme, faşizme ve şovenizme karşı mücadelelerde, ülkemizde emperyalizm ve yerli işbirlikçilerinin sömürülerini teşhir etmek, bu sömürünün devamını sağlamak görevi olan fa
şizme karşı mücadele etmek, ırkçı - şoven baskılara karşı çıkmak bu konularda üyelerini ve halkını gücü oranında uyarmak gö
revi T.M.M.O.B.’nin önde gelen görevlerindendir.
Üyelerinin Ekonomik - Demokratik mücadelelerine çözüm aramak, bu doğrultuda kitlesine önderlik etmek, halkımızın ve onun ayrılmaz parçası üyelerinin sorunlarını bilimsel açıdan araştırıp, çözüm önerileri geliştirmek için çaba harcamakta
dır.
T.M.M,O.B.’nin bu çalışmalarına karşılık egemen güçlerin b,askısı artmıştır.
Şubemiz gücü oranında T.M.M.O.B.’nin çalışmalarında gö
rev almış, sorumluluğunu yerine getirmek için etkin çaba göster
miştir. Komisyonlarda çalışmıştır.
M e rsin S o d a G re v i
Bilindiği gibi 25 Haziran’da Mersin Soda İşçileri ve Teknik Elemanları, 18 aylık direnişlerinin haklılığını bir kez daha ka
muoyuna ve hükümet yetkililerine duyurabilmek için Mersin’
den Ankara’ya yürümüşlerdir.
Sodadaki grevi doğuran gelişmeler kısaca şöyle olmuştur:
Mersin Soda Fabrikası Türkiye’nin en güçlü tekelci serma
ye gruplarından birini oluşturan Şişe - Cam Holding İş Bankası
g ru b u n u n yatırımıdır. Üretilen soda büyük ölçüde cam - sana
yiinin girdisidir.
1978 Ocak ayında Petkim - İş Sendikası ile başlayan toplu sözleşme. görüşmeleri anlaşmazlıkla sonuçlanınca 8.8.1978 tari
hinde grev başlamıştır.
İşverenle anlaşmazlık iki temel noktada olmuştur.
1 — Ücret konusunda; İşveren tüm işyerleri için saptadığı 80 TL., gün zammı hiç bir şekilde aşmamakta direnmiştir.
2 — Kapsam konusunda; İşveren Şişe - Cam’ın tüm kuru
luşlarında teknisyenlerin ve ustabaşılarm sendikasız olduğu
nu savunarak, sendikalı olan teknisyenlerin sendika dışında kalmasını dayatmıştır. Mühendis ve şefleri de bu konuda yanına çekmeye çalışan işveren, söz konusu teknik elemanların sen
dikaya girmemeleri için her türden baskıyı uygulamıştır.
Bu iki konuda anlaşma sağlanamayınca 8 Ağustos 1978’de grev başlamış, grevin başladığı tarihte mühendisler sendikaya üye olarak greve katılmışlardır. Grev başladıktan 1 hafta son
ra CHP ağırlıklı hükümet işverene soda ithal izni vermiştir. Bu nokta, hükümetin yaklaşımını açıklaması bakımından çok önem
lidir. Özellikle Mersin’de üretilen sodanın satış fiatı yaklaşık 7000 TL/ton iken grev başlayınca ithaline izin verilen sodanın Bulgaristan’dan 1500 TL/ton fiatla alınması, işverenin grevden büyük kârlar sağlamasına olanak vermiştir. Bunun yanı sıra yurda kaçak olarak sokulan sodanın Tahtakale Piyasasında 70.000-80.000 TL/ton fiatla satıldığı gözlenmiştir.
Özetle hükümetin tavrı, soda işvereninin üretimin durma
sından da kârla çıkmasına olanak vermiştir. Bu durumda işve
ren, soda anlaşmazlığının sürmesi için elinden geleni yapmış
tır.
Nitekim işverenin fabrikada üretim yapılmasını engelleme niteliğindeki girişimleri, 26 Aralık 1978’de Bakanlar Kurulu’nun grevi erteleme kararından sonra iyice gün ışığına çıkmıştır. Er
teleme tarihine kadar geçen 144 günlük aradan sonra gerekli bakım ve onarım çalışmaları yapılmadan üretimin başlaması olanaksız iken işçilerin fabrikaya girmesinden üç gün sonra iş müfettişlerinden alman «fabrikada üretim yapılmıyor» raporu
na dayanılarak üretime geçiş için gerekli 24 kalifiye eleman (8 Mühendis, 16 işçi), 11.1.1979 tarihinden başlayarak zorunlu izin
li sayılmışlardır. Ardından 19.2.1979 tarihinde de yönetici duru
munda olan ve greve katılmayan 14 Mühendisten 12’sinin işine işverenin tutumunu eleştiren bir bildiri yayınladıkları için son verilmiştir. Ve nihayet soda işvereni 18 Mart tarihinde gazete
lere verdiği büyük boy, paralı ilanlarla, bir yandan hükümet
ten gördükleri anlayışa teşekkür ederken, öte yandan soda ça
lışmalarının iş akitlerini fesh ettiğini kamuoyuna açıklıyordu.
O zamana değin seslerini yeterince duyuramayan soda ça
lışanları, 31 Mart günü Mersinde haklılıklarını kamuoyuna du
yurmak için onbinlerce kişinin katıldığı bir miting ve yürüyüş düzenlediler. -
Bu arada Mersin Iş Mahkemesi, işverenin uygulamasının
«Yasa dışı lokavt» olduğunu saptamıştır. İşverenin itirazı Yar
gıtay 9. Dairesi tarafından «Usûl» yönünden bozulmuş. Mersin İş Mahkemesi konuyu usûl aksaklıklarını gidererek yeniden in
celemeye başlamıştır. Ajıcak dava işveren tanıklarının gelme
mesi nedeniyle sürekli aksatılmıştır.
Yasadışı lokavtla birlikte, işveren Adana - Çukobirlikten, Tarişten, Seydişehir Alüminyum’dan atılan, Adana bölgesinde Ü.G.D. yöneticileri olan ve daha sonra sayıları 285’i bulan fa
şist militanı fabrikaya yerleştirmiş, öte yandan soda işçilerinin fabrikaya girişini önlemek amacıyla da bir askeri komando bir
liği fabrikaya yerleştirilmiştir. Fabrikada yatıp kalkan faşist mi
litanların içinde sıkıyönetim tarafından cinayet sanığı olarak arananların bulunduğu, bu arada kendi aralarında birbirleri
ni öldürdüğü, bunlara iş kazası süsü verilmek istendiği, bu ne
denle fabrika doktorunun istifa ettiği günlük basında yer aldı.
22 Mayıs 1979 günü soda çalışanları çeşitli engellemelere karşın soda olayının kamuoyuna duyurulmasında etkili olan Mersin - Ankara yürüyüşünü ' başlattılar. Olay, ilerici, demok
rat ve devrimci kamuoyunda geniş yankı buldu. Soda işçileri ve teknik elemanları geçtikleri yerlerde emekçi halk tarafından sev
gi gösterisiyle karşılandı ve ağırlandı.
Ne varki soda çalışanlarının Ankara’ya girişi engellendi.
Bunun üzerine Ankara girişindeki Gölbaşı semtinde kamp kur
dular.
Soda emekçilerinin Ankara’ya geleceğini haber alan Şube
miz T.M.M.O.B.’nin diğer odalarından da gelen arkadaşlarla Gölbaşm’da, soda emekçi ve teknik elemanlarını karşılamışlar
dır. O gece soda emekçisi arkadaşlarla konaklama yerinde sa
bahlayan arkadaşlar, daha sonra soda emekçileriyle ilişkimizi sürekli olarak devam ettirmiş; 26.6.1979’dan 13.7.1979’a kadar sü
ren Gölbaşı bekleyişinin sonuna dek soda çalışanlarıyla daya
nışmamız sürdürülmüştür.
«Gölbaşı Bekleyişi» anlaşma olduğunun sendika tarafından bildirilmesinden sonra bitmiş, işçi ve teknik elemanlar Mersin’e geri dönmüşlerdir. Sözleşme metninin açıklanmasından sonra gerçek açığa çıkmıştır. Çünkü bu sözleşmeye göre işçi olmayan, grevi kırmak için alman faşistler yerlerinde kalacaklar (Daha önceki talep bu grev kırıcılığı için alınanların işten atılması idi), işçiler ise bölüm bölüm içeri alınacaklardı. Bu tavır; içerde ha
zırlıklı bulunan faşistlerin önüne işçilerin savunmasız atüma- smı ve zorunlu olarak istifa etmelerini getirmiştir. Grev ba
şından sonuna kadar işçi sınıfı ile omuz omuza olan teknik ele
manlar toplu sözleşme dışı bırakılmış ve işten atılmışlardır.
Teknik elemanların sendikal mücadelesi açısından çok önemli olan «Soda Grevi» nin bu şekilde yenilgiyle bitmesinin tek sorumlusu sendika yönetimidir. Ancak bu yenilgi yılgınlık ver
memelidir. Bu deney bizlere çok şeyler öğretmiş, mücadelenin nasıl ve kimlerle verileceğini öğretmiştir. Kazanılan deneyler, ile
ride verilecek mücadelede bizlere ışık tutacak, yol gösterecek
tir.
IV. İstihdam Sorunları
Kamu Kesiminde
Çalışanların Sorunları
a a4.1. TEKNİK PERSONEL TAZMİNAT YASA TASARISI : Geçtiğimiz Mart ayında Bayındırlık Bakanlığınca, kamu kesiminde çalışan nitelikli insan gücü açığını gidermek, kamuda yetişmiş teknik personelin özel kesime kaymasını önlemek «ge
rekçesi» ile «Teknik Personel Tazminat Yasa Taslağı» hazırlana
rak, yatırımcı Bakanlık ve kuruluşlara sunuldu.
Yasa tasarısı, teknik elemanların azgın hayat pahalılığı kar
şısında ücretlerine nisbi de olsa katkıda bulunacağı için olumlu sayılabilir.
Ancak, tasarı bir çok yönden eksiklikler taşımaktaydı. Bun
ları kabaca şöyle sıralayabiliriz:
1 .— Tasarı kapsamına alman teknik elemanlarla, bir yan
dan diğer çalışanların bağı koparılırken, diğer yandan teknik elemanların kendi aralarında bölünmeler yaratılarak, ekonomik ve demokratik haklar açısından konumları aynı olan tüm çalı
şanların birlikteliği bozulmaktadır.
2 — Çalışanların ücretleri ile sürekli artan hayat pahalılığı arasında parelellik kurulmamıştır.
3 — Teknik elemanlara verilecek ücret konusunda «eşit işe, eşit ücret» ilkesi gözönünde tutulmamıştır.
4 — Böyle bir yasa tasarısında odalarımızın ve üst örgütü
müz TMMOB’nin görüşleri dikkate alınmamıştır.
Teknik Personel yasa tasarısı elbette sorunlarımıza kalıcı çözümler getiremeyecekti. Sorunlarımızın kalıcı çözümlere ulaş
masının ancak Grevli - Toplu Sözleşmeli Sendikal haklarımızı almamızla mümkün olacağının bilincindeyiz. Ancak yukarda da sözünü ettiğimiz gibi teknik elemanlara nisbide olsa sağlanacak olan ekonomik kazanımlar olumlu karşılanmalıdır.
Ancak; yan Ödeme; tazminat tasarısı vb.- düzenlemelerin, in
sanca yaşama düzeyine sahip olmamıza olanak verecek ücret dü
zenlemeleri olması gerekmektedir.
CHP ağırlıklı hükümet döneminde, bir yandan Tazminat yasa tasarısını meclislerden çıkarılacağı söylenirken, diğer taraf
tan aynı iktidar IMF ile anlaşmalar imzalamakta niyet mektu
bu sunmaktadır. IMF’ye verilen niyet mektubunda ise çalışanla
rın ücretlerinde 1981 Şubat’ına kadar % 20’lik bir artışın, sağla
nacağı belirtilmekteydi.
Nitekim daha sonraları sözünü ettiğimiz yasa tasarısı geri çekilmiş gündemden kaldırılmıştır.
4.2. KAMU KESİMİNDE ÇALIŞANLARIN ÜCRET SORU
NU :
Teknik elemanlar olarak, bir parçasını oluşturduğumuz sen
dikasız kamu çalışanlarının sayısı 1 milyonu aşkındır. Aileleri ile birlikte nüfusun önemli bir kısmını oluşturan bu kesimin ücret
leri, günümüzde 657 sayılı yasa ve yönetmeliklerce belirlenmek
tedir. Bu mekanizma bugüne değin sürekli olarak kamu çalışan
larının aleyhine işlemiştir. Ve onlara hiç bir söz hakkı tanıma
maktadır. Buna karşın bir yandan iş güvencesinin ve sağlığının, özgür bir çalışma ortamının yaratılmasının; tüm çalışanlara hiç bir ayrıcalık göstermeksizin eşit işe eşit ücret ilkesinin yaşama, geçirilmesinin, fiat artışlarına koşut olarak artan bir ücretten - dirme sisteminin : Yönetimin demokratikleştirilmesinin mücade
lesini de birlikte yürütmek gerekmektedir.
657 sayılı yasaya göre katsayısının belirlenmesinin ilişkin olarak gözönünde tutulması gereken üç ölçüt şunlardır :
A — Ülkenin ekonomik gelişmesi, B — Genel geçim koşulları, C — Devletin maddi olanakları.
Bu ölçütlerden yalnızca üçüncüsü dikkate alınarak her se
ferinde katsıyı olması gerekenin altında saptanmıştır.
Katsayının sürekli olarak düşük tutulmasının yanı sıra, 657 sayılı yasada yer alan sosyal hakların bir çoğunun kullanımı, ge
rekli yönetmelikler çıkanlmayarak, siyasal iktidarlarca fiilen ön
lenmiştir. Örneğin memuriyet yeri ödeneği ve yakacak yardımı uygulamaları 7 yıl önlendikten sonra 1972 yılı içinde yürürlüğe konmuştur.. Yiyecek yardımı ise halen yapılmamaktadır.
Asgari geçim indirimi ise 1968 yılından beri arttırılmamış- tır.
Tüm bu söylediklerimizi üst örgütümüz TMMOB’nin 1979 yılı bütçesi için hazırladığı «sendikasız kamu görevlilerinin üc
retleri sorunu» adlı rapordaki 1979 yılı için önerilerim özetleye
lim :
«Doğum yardımı 1978 bütçesinde 300 TL., 1979 için önerilen 5000 TL.»
«Yakacak yardımı 1978 bütçesinde 750 -1000 TL., 1979 için önerilen 1500 - 2000 TL.»
«Aile yardımı (çalışmayan eş) 1978 bütçesinde 500 TL/ay;
1979 için önerilen 1500 TL/ay.»
«Aile yardımı (Okul öncesi çocuk) 1978 bütçesinde 50 TL/ay, 1979 için önerilen 250 TL/ay.»
«Aile yardımı (İlkokul çocuğu) 1978 bütçesinde 100 TL/ay;
1979 için önerilen 500 TL/ay.»
«Aile yardımı (Ortaokul çocuğu) 1978 bütçesinde 200 TL/ay;
1979 için önerilen 1000 TL/ay.»
«Aile yardımı (Yüksek öğrenim) 1978 bütçesinde 400 TL/ay;
1979 için önerilen 2000 TL/ay.»
«Yiyecek yardımı 1978 bütçesinde yok 1979 için önerilen 1500 TL/ay.»
«Konut yardım ı: 1978 bütçesinde yok, 1979 için önerilen;
Devlet çalışanlara konut yapıp kiraya vermeli.»
«Mahrumiyet yeri ödeneği:
1978 de 1. Bölge illerde 500 TL/ay. 2. Bölge illerde 300 TL/ay.
1979 da önerilen uygulamanın kapsamı genişletilip belediye sınırlarının dışında çalışan tüm şantiye, işletme, maden tesisle
rinde çalışanlara net ve vergisiz olarak 3000 TL/ay olarak öden
melidir.
«Fazla mesai ü creti:
1978 de saat başma 10 TL/ay - 30 TL/ay.
1979 için önerilen: Fazla mesai ücretlerini sigortalılarda ol
duğu gibi belirlenmelidir.
«Giyecek yardım ı: Kararnamelerle düzenlenmiş olmasına karşm 1978 yılı kararnamesinde somut bir hüküm yok.
1979 yılı için önerilen: Uygulama kapsamı genişletilmeli, ödemeler nakit olmalıdır.
«Harcamalar: 1978 de 80 -150 TL/ay (çeşitli dereceler için) 1979 için önerilen : Harcırah yasası değiştirilmeli, harcırahlar tüm memurlar için 300 TL’ya çıkarılmalıdır.»
4.3. YAN ÖDEMELER KARARNAMESİ :
.
Yan ödeme uygulaması kamu çalışanları arasındaki ayrıca
lıkların yaratılması açısından ilginç bir uygulamadır. Günden güne değişen fiatlar karşısında şaşkına dönen memur ve teknik elemanlar son umudlarmı çıkacağını bekledikleri yan ödeme ka
rarnamesine bağlanmaktadırlar. Bu senaryo her yıl aynı sahne
lerle yinelenmektedir. Yan ödemelerin veriliş biçimi, tam anla
mıyla bir «ulufe» niteliğindedir. Kararnamelere konulan elastik ifadelerle kamu çalışanları idarenin siyasi eğilimlerine kul edil
mek istenmektedir. Yan ödeme uygulaması konusunda, üst örgü
tümüz TMMOB ve diğer odalarımızın yönelttiği eleştiriler bugü
ne değin dikkate alınmamıştır.
Üst örgütümüz TMMOB her yıl olduğu gibi 1979 yılı yan ödeme kararnamesi hazırlanmadan şu noktaların dikkate alın
masını yinelemiştir.
1. Yan ödeme tutarları % 100 arttırılmalıdır. Yan ödeme katsayısı ile maaş katsayısı arasında bir ilişki kurulmalıdır.
2. Uygulamada «Görev ünvanı» ölçütü yerine «Eşit ise eşit ücret» ilkesi benimsenmelidir.
3. Yan ödemeler tazminat olarak değerlendirilerek düşük oranda vergilendirilmelidir.
4. Kararnamede «Ödenebilir, verilebilir vb.» belirsiz ifade
ler yer almamalıdır.
5. Hastalık izinlerinin tümünde ve yurt dışı eğitiminde de t yan ödeme verilmelidir.
6. Yan ödemelerde esas alman hizmet süresinin belirlen
mesin askerlikte geçen hizmet süresinin de hesaba katılma
sı gerekir.
7. Büyük proje zammı projede çalışanların % 10’na değil tümüne ödenmelidir.
Yan ödemeler konusundaki geçmiş uygulamalara ilişkin gö
rüşleri ve yukardaki talepleri içeren geniş bir imza kampanyası tüm odalar düzeyinde TMMOB tarafından açıldı. Toplanan im
zalar yetkililere yan ödeme kararnamesi hazırlanmadan önce t iletildi.
Ancak tüm bu uyarıların sonucunda yayınlanan karama- mede geçen yıllara nazaran esas olacak hiç bir şeyin değişme
diğini gördük.
4.4. KAMU KESİMİNDE ÇALIŞANLARIN SENDİKALAŞMA SORUNU:
Ülkemizdeki ekonomik sorunlar azgın boyutlara varmış du
rumdadır. Bu büyük ekonomik bunalımın ağırlığının en büyük payı her zaman olduğu gibi tüm çalışanlara yüklenmiştir.
Tüm çalışanların bir kesimi olan işçi sınıfı, grev ve toplu sözleşme hakkıyla donatılmış sendikalar vasıtasıyla kısmen de olsa ekonomik zorluklarla mücadele edebilmektedir. Ayrıca am ti - demokratik baskılara daha örgütlü bir şekilde karşı çıkabil
mektedir.
Oysa tüm çalışanların başka bir kesimini oluşturan kamu kesiminde çalışan, memurların ve ona bağlı olarak teknik ele
manların sendikaları yoktur. Bu nedenle de hayat pahalılığına ve anti - demokratik baskılara karşı toplu ve güçlü bir mücadele verememektedirler.
Sendikalar; Emekçi sınıfların ekonomik demokratik vb.
mücadelesini yürüten örgütlerdir. Çalışanlar sendikaların sa
hip oldukları toplu sözleşme ve grev haklarıyla işgüçlerini daha iyi koşullarda satma ve daha iyi çalışma koşullan sağlama ola
nağını elde ederler. -
Kitleler sendikal haklarını almak için uğraşırken ancak ör
gütlü ve birlikte bir mücadele ile haklann alınabileceğini kendi deneyleriyle görürler. Örgütlülüğe alışırlar ve yeni müca
dele yöntemleri kazanırlar.
İşçi sınıfı sendikal haklarını uzun ve zorlu mücadeleler so
nunda alabilmiştir. Hakların bu şekilde zorlu mücadelelerle alınması, egemen sıhıflann da onu ortadan kaldırmasını zorlaş
tırmaktadır.
Çalışanların ancak toplu ve örgütlü oldukları zaman güçlü olabileceğini gören egemen sınıflar onları bölmek için yapay iş
çi - memur ayırımı yapmakta ve böylece kamu kesiminde çalı
şanların sendikal haklarını engellemektedirler. Memur ve teknik elemanlar bu haklardan (Grevli Toplu Sözleşmeli Sendikal Hak
lar) yoksun olarak devletin kendilerine verdikleriyle yetinmek zorunda kalmakta; baskı ve kıyımlara uğramakta; siyasi iktidar
lara uşaklık yapsın istenmektedir.
Memurların ve bu arada kamu kesiminde çalışan teknik ele
manların örgütlenmelerinin geçmişine baktığımızda uzun ve zorlu bir mücadele çabası ve geleneği göremiyoruz. Bunun çe
şitli nedenlerinden belli başlıları şunlardır:
1. Yakın zamana kadar teknik elemanlar ve hatta diğer me
murlar ekonomik olanaklar yönünden diğer çalışanlara göre göreceli bir üstünlüğe sahiptiler.
2. Ayrıca «Devlet Baba» düşüncesinin etkisiyle devlete kar
şı hak aramanın yanlış olacağı imajı, onları olumsuz yönde et-
kilemiş ve örgütlenmelerini engellemiştir.
Fakat ülkemizde kapitalizmin gelişmesine paralel olarak sı- nıflararası çelişkilerin keskinleşmesi sınıfsal ayrışmaların hız
lanması, kamu kesiminde çalışanların ekonomik yönden hızla en kötü duruma düşmelerini ve sendikalı işçilerin kendilerinden daha iyi yaşam koşullarına kavuşmuş olmaları, son yıllarda ka
mu kesiminde çalışanlarında örgütlenmeleri gerektiğini ve çı
karlarının işçi sınıfının çıkarlarıyla aynı olduğunu onlara gös
termiştir.
Kamu kesiminde çalışanlar, ilk kez sendika hakkına 1961 Anayasası ve ona dayanılarak 1965 yılında çıkardan 624 sayılı Devlet Personeli Sendikaları Yasası ile kavuştular. Fakat bu ya
sa toplu sözleşme ve grev hakkından yoksun bir sendika modeli öngörüyordu. Bu yasanın yürürlüğe girmesinden sonra bir çok memur sendikaları kuruldu. İLK - SEN, TÖS ve teknik eleman
ların kurduğu TEK - SEN bunlardan bir kaçıdır. Ancak, kamu kesiminde çalışanların örgütlenme deneyimlerinin olmaması
güçsüz ve dağınık bir çok sendika ortaya çıkardı.
1971 darbesinin getirdiği zorba dönem tüm demokratik hak
larla birlikte kamu kesiminde çalışanların elindeki grevsiz top
lu sözleşmesiz sendika hakkını da aldı. Bunun için Anayasanın 46. maddesindeki «çalışanlar ve çalıştıranlar önceden izin almak
sızın sendikalar ve sendika birlikleri kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten ayrılma haklarına sahiptirler», şeklindeki ifadede «çalışanlar» sözünü «işçilere» dönüştürmek yeterli olmuş
tur. Bu sözcüğü tümden kaldırmamasmm nedeni elbette işçileri çok sevdiğinden değildir. Geçmiş yıllarda egemen güçler işçile
rin elindeki sendika hakkını almayı denemiş ancak 15 -1 6 Ha
ziranlarla karşılaşmıştır. Oysa toplu ve örgütlü bir mücadele ge
leneği olmayan kamu çalışanları 71’deki Anayasa değişikliğine ses çıkarmamışlardır.
Bilindiği gibi bugün Uluslararası Çalışma Örgütüne Üye 150 ülkeden sadece 6 tanesinin türdün, İspanya, Liberya, Ekvator, Pe
ru, Türkiye) kamu kesiminde çalışanların sendikal haklan yok
tur. Bunlardan Ispanya’da faşist yönetim daha yeni olarak iktidardan düşürülmüştür. Yani çok kısa bir süre sonra muh
temelen buradaki kamu çalışanları da bu haklara kavuşacak
tır. Oysa İnsan Hakları Bildirgesi, Avrupa Toplumlar Yasası, Uluslararası Çalışma Örgütü gibi uluslararası anlaşmalar, tüm çalışanların sendika ve benzeri örgütler kurmalarınm evrensel