ULAŞIM SORUNU
SONUÇ OLARAK;
— Toplu taşımacılık ilkesinin ülkemizde öncü ve örnek uy
gulamalarının Ankara Belediyesince gündeme getirilmekte ol
ması olumlu bir girişimdir. Bu girişim yapıcı öneri, eleştiri ve yorumlarla desteklenmeli ve denetlenmelidir.
Bu anlamda Ankara Raylı Toplu Taşın sistem projesi teknik içeriğinin ağır basmasının yanında kuşkusuz politik amaçlı bir yatırım olmaya yöneliktir. Ama ne varki buradaki politika; seçi
lecek raylı taşm tür ve şebekesinin kentin çevrelerine kadar hiz
met götürebilecek yaygın bir sistem olmasına, kent çevresindeki yoksul ve dar gelirli yığınlara lafla değil, fiilen hizmet götür
meye yönelik olmalıdır. Planlanacak raylı taşın kent çevresin
deki dar gelirli kentlilere yeni maliyetler yüklerken, bu kitlelere bir yarar sağlamayacaksa ilerici kesimleri ve onlan temsil eden Odamız yönetimlerini yanında bulamayacaktır. Raylı taşın ancak kitlelerin ulaşım sorunlarına çözüm getirdiği oranda geçerli ola
cak ve savunulacaktır.
Raylı taşın; en hafif kentsel raylı taşın sistemi olan tran- vayla başlayan, geliştirilmiş tranvay hızlı tranvay, hafif metro, pre - metro, metro banliyö treni, çevre metro gibi tanımları olup, farklı özellikleri içeren alt-türlerin oluşturduğu bir sistemdir.
Bu nedenle Ankara kenti için raylı taşın tartışıldığında yalnızca yoğun dış teknoloji ve dış transfer gerektiren en yüksek kapa
siteli metro konu olarak ele alınmamalı, diğer alt - türlerin de etkin ve giderek gelişen birer raylı taşın sistemleri olduğu dik
kate alınarak konuya yaklaşılmalıdır. Nitekim; Ankara Raylı Ta
şın sisteminde yeraltına girmeden daha hafif yerüstü raylı sistem ile ulaşımının çözüm olanağı vardır. Raylı taşın bir koridor çö
züm olarak ele alınmamalı, yaygın ve geniş bir şebeke oluştu
rarak çevreye daha çok ulaşılabilen hafif türlerden oluşturul
m aya çalışılmalıdır. Böylece hem dar gelirli kentlilerin ödeyece
ği maliyet azalacak, hemde daha yaygın bir hizmet daha geniş kitleye ulaştırılabilecek ve raylı taşm geçişi ile oluşan yüksek kentsel değer artışları azsayıda kişiyi kapsamayacak göreceli ola
rak daha geniş bir gruba yayılacaktır.
— Tarihi gelişimi etüd edildiğinde kentsel alt yapının smır- layıcılığı düşünülerek otomobil trafiğinin etkilenmemesi için raylı taşın yerin altına indirilmiş ve metro adı verilen raylı taşm türü ortaya çıkmıştır. Burada mevcut kent sokaklarını otomobile bırakarak yüksek maliyetli raylı taşının yeraltına girmesi ye
rine, otomobilin yer üstünde kullanımını sınırlandırarak ve mev
cut kentsel altyapıda raylı taşın diğer trafikten korunarak vede yaya ile bütünleştirilerek geliştirilmeye çalışılmalıdır. Bilinece
ği üzere (30000 kişi/iz. saat) kapasitesinde bir yolculuk istemi
ne ulaşıldığında raylı taşının yeraltında kullanılması bir zorun
luluk olmakta, bunun dışında raylı taşını yeraltına indirerek oto
mobilleri rahatlatmak yerine, otomobilleri sınırlandırarak toplu taşının raahtlatılması yaklaşımı Ankara kenti için de daha eko
nomik ve hakça bir çözüm yolu olacaktır.
— Ankara raylı taşın sistemi seçiminde az karmaşık, düşük maliyetli ve kolay uygulanabilir projelere ağırlık verilmelidir.
Kuşkusuz daha basit raylı taşın türleri daha kısa sürede inşa edi
lecek ve hizmete girecek olup daha ucuz maliyetler gerektire
cektir. Oysa tünel gerektiren kentsel raylı sistemlerin inşaatı sırasında yabancı teknik güç gerektirebileceği, yapımda dış kay
naklı makina ve teçhizat kullanılabileceği daha uzun sürede da
ha yüksek maliyetler çıkaracağı bir gerçektir. Buna karşılık yü
zeyden giden hafif raylı sistemler oluşmuş teknik gücümüz ve tecrübe birikimi ile yeter teçhizatımız sayesinde daha kısa süre
de ve daah ucuza gerçekleştirilebilecektir.
— Üzerinde durulması gereken en önemli konulardan bir diğeri de raylı taşın ulaşımında dışa bağımlılık enaza indirilme
lidir. Ülkemizde her ne kadar demiryolu konusunda belirli bir yerli üretim kapasitesi yaratılmış ise de gereksinmelerin önemli bir bölümü, dışa bağımlıdır. Örneğin bir ölçüde ray, sinyalizas
yon ve elektrifikasyon sistemleri, çekicilerin bir bölümü yabancı teknolojiye bağımlıdır ve yakın gelecekte bu bağımlılık devam edecektir. Bu nedenle en az dışa bağımlı alt - türlerin seçilmesine ya da bu alt türlerin ulusal teknolojilere uyumuna özen gösteril
melidir.
KENTSEL ULAŞIM VE TOPLU TAŞIN
Kentsel ulaşım kentlilerin günlük yaşantısının kaçınılmaz bir öğesi ol
maktadır. Kişiler konutlarından işlerine, okullara, alış - veriş ve eğlence yer
lerine ulaşmak istediklerinde belirli bir yolculuk yapmak zorundadırlar. Gi
derek büyüyen ve genişleyen kentlerde ortaya çıkan araçlı yolculuklar kitle
lere belirli bir yıpranma, zaman kaybı ve ekonomik maliyet getirirken, belir
li gruplara da büyük çıkarlar ve kârlar sağlamaktadır. Kentlilerin en doğal gereksinmelerinden biri olan ulaşım bile uluslararası petrol ve otomobil şir
ketleriyle yerli ortaklarının sömürüne konu olmaktan bir türlü kurtulama
mıştır.
Kentlilerin duraklarda saatlerce beklemesi, yaşanan çevresinin giderek daha fazla kirlenmesi, gürültü düzeyinin artışı, yollarda, ve kaldırımlarda yığılan araçlarla kentlerde yürünecek ve yaşanacak yer kalmaması dar ge
lirli kitlelerin ödedikleri vergilerle karşılanan akaryakıt savurganlığı ile or
58
taya çıkan büyük maliyetlere karşılık, oluşturulan kârlar uluslararası petrol şirketlerine, otomobil sanayiine, otomobillerin tamir ve bakımını üstlenen gruplara aktarılmaktadır. Yıllardır bilinçli olarak yürütülen çabalar sonu
cunda bu çıkar gruplan kentlerarası ulaşımda olduğu gibi kent içi ulaşımda da tüm koşullarda karayolu ulaşımının kullanımını sağlamış ve bunu küçük birimli taşımacılık ve bireysel ulaşımla pekiştirmiştir.
Kentsel ulaşımda alınacak kararlarda etkinliği bilinen bu «ulusal» çıkar grupları ve onlarla özdeşleşen yönetimler toplu taşımacılığı geliştirmemiş, aksine engellemişlerdir. Elde bulunan sınırlı kaynaklan ise hizmet ettikleri uluslararası çıkar gruplannın amacına uygun olan yatıranlara örneğin, kent içindeki katlı kavşaklara, yeni çevre yollarına ve boğaz köprülerine ayır
mayı yeğlemişlerdir.
Ülkesel ve kentsel ulaşımda izlenen bu politika sonucunda ulaşımdaki ve gelir dağılımındaki eşitsizlik ve sömürü düzeyi artarken, kent trafiğinde larla değişik çözüm önerileri ortaya konulmaktadır. Bu çevreler ülkemizde kişi başına düşen otomobil sayısının gelişmiş Batı ülkelerine göre düşük se
viyede olduğunu ve gelişmiş bir ülke olabilmemiz için otomobil sayısının artırılması gerekliliğini savunmaktadırlar. Böylece bugün ortaya çıkan trafik sıkışıklığının ise kötü trafik eğitimi, yasalara uymama yada yasaların yeter
hi doğal bir gereksinme olarak gördükleri akaryakıt için yapılan kuyrukla
rın ortadan kaldırılmasını istiyerek saatlerce duraklarda bekleyen kişilerin ulaşım sorunu ile ilgilenmemektedirler.
Ne var ki gerek çıkar gruplarının gerekse bireysel ulaşımı savunanla
rın artık yadsıyamayacakları bir gelişim günümüzde örnek aldıkları kapita
list ülkelerde de izlenmekte ve bu ülkelerde özel otomobil kullanımı sınır- landınlmaya çalışılarak toplu taşın sistemleri geliştirilmektedir.
Artık bireysel ulaşımın ortaya çıkardığı sorunların ileri boyutlara ulaş
masıyla toplu taşın sistemlerinin geliştirilmesi tartışılmayacak tek çözüm olarak ortaya çıkmıştır. Ama ne var ki; uluslararası tekeller ayni ulaşımla ilgili araç ve gereçleri üreten işbirlikçi birimler günümüzdeki toplu taşma yönelik gelişimle birlikte kent içi ulaşım yapısı içinde hemen yerlerini al
mışlardır. Nitekim otomobil sanayicileri ve petrol şirketlerinin oluşturduğu çıkar çevreleri özellikle otobüs türündeki araçların kullanılmasının kent içi toplu taşımada en doğru çözüm olduğunu savunmaktadırlar.
Oysa demiryolu ulaşımına ilişirin araç ve gereçleri üreten gruplar ise tüm kentler için raylı toplu taşın sistemlerinin ulaşım için en verimli oldu
ğunu belirtmektedirler.
59
Belirli varsayımlar ve verilere dayanarak her iki grubun temsilcileri yap
tıkları bilimsel içerikli çalışmalarla tezlerini kanıtlamakta karar verici uz
manlara ulaştırdıkları bilimsel sonuçları bir reklam broşürü gibi kullanabil
mektedirler.
Hayli taşın ve otobüs ulaşımında kâr sağlayan farklı çıkar gruplarının çelişkisinin yanısıra raylı taşının değişik türleri konusunda dahi farklı de
ğerlendirme ve görüşler ortaya atümakta, giderek bu farklılıklar bilimsel ba
zı verilere kadar yansıtılabilmektedir. Kendi raylı toplu taşın teknolojilerini satmaya çalışan gruplar bir raylı taşın türünün örneğin tramvay, hızlı tranvay, önmetro, hafif metro, lastik tekerlekli metro’nun iyi özelliklerini abartırken diğerlerinin ekonomik olmadığını söyleyebilmektedirler.
Bu koşullar altında özellikle günümüz Türkiye’sinde Ankara kentinden başlamak üzere diğer kentlerimizde kent içi toplu taşın sistemlerinin seçil
mekte ve uygulanmakta olduğu gözönünde tutulursa somut olarak aşağı
daki belirlenen konulara ağırlık verilmesi zorunludur. Şöyleki;
— Ülkemizdeki teknisyenlerin toplu taşın türlerinin seçiminde özenli ve dikkatli olmaları kendilerine verilen önerilerin geçerliliğini mutlak sınamala
rı zorunludur.
— Toplu taşın konusunda ve giderek raylı taşın ile lastik tekerlekli top
lu taşın konusunda ülke boyutunda ilkeli ve amaçlı devlet politikaları zaman geçirilmeksizin saptanmalıdır.
— Hazırlanan her proje ülkenin genelinde uygulanabilir olmalı ve bir sonraki proje için sınanmış gerçek veri olmalıdır.
— Toplu taşıma konusunda bugüne dek üzerinde durulduğu kadarı ile T.M.M.O.B.’un görüşlerinin geçerliliği yadsınamayacak bir biçimde ortaya çıkmıştır .Bundan böylede yukarıda sözü edilen politikaların belirlenmesin
de T.M.M.O.B.’nin etkin katılımı sağlanmalıdır.