• Sonuç bulunamadı

SURİYE’DEN ZORUNLU GÖÇ EDEN KADINLARIN AİLE YAŞAMI VE YAŞAM DOYUMU: ANKARA İLİ ÖRNEĞİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2023

Share "SURİYE’DEN ZORUNLU GÖÇ EDEN KADINLARIN AİLE YAŞAMI VE YAŞAM DOYUMU: ANKARA İLİ ÖRNEĞİ"

Copied!
229
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Aile ve Tüketici Bilimleri Anabilim Dalı

SURİYE’DEN ZORUNLU GÖÇ EDEN KADINLARIN AİLE YAŞAMI VE YAŞAM DOYUMU: ANKARA İLİ ÖRNEĞİ

Nurcan TÜFEKCİ

Yüksek Lisans Tezi

Ankara, 2019

(2)
(3)

SURİYE’DEN ZORUNLU GÖÇ EDEN KADINLARIN AİLE YAŞAMI VE YAŞAM DOYUMU: ANKARA İLİ ÖRNEĞİ

Nurcan TÜFEKCİ

Yüksek Lisans Tezi

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Aile ve Tüketici Bilimleri Anabilim Dalı

Yüksek Lisans Tezi

Ankara, 2019

(4)

KABUL VE ONAY

(5)

YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI

(6)

ETİK BEYAN

(7)

ADAMA

Evlerini, kalplerini açan katılımcı kadınlara…

(8)

TEŞEKKÜR

Tez çalışmamda desteğini, zamanını esirgemeyen, geri bildirimleri ile en iyi sonuçlara ulaşmamı sağlayan danışmanım, değerli hocam Sayın Prof. Dr. Oya HAZER’e ilgisi, bilgisi, desteği, emeği, sabrı ve hoşgörüsü için en içten teşekkürlerimi ve sevgilerimi sunarım.

Tez sürecinde özellikle kavramsal ve kuramsal bilgileriyle beni aydınlatan, her soruma dönüş yapan, yol gösteren ve manevi desteğini hiç esirgemeyen değerli hocam Sayın Prof. Dr. Birsen ŞAHİN KÜTÜK’e ve istatistiki bilgileriyle beni yönlendiren değerli hocam Sayın Dr. Öğr. Üyesi Mehmet UYSAL’a en içten teşekkürlerimi ve sevgilerimi sunarım.

Engin bilgileri ile tezime yaptıkları katkıları ve yönlendirmeleri ile tezimi zenginleştiren değerli hocam Sayın Dr. Öğr. Üyesi Seval GÜVEN’e ve Prof. Dr. Aybala DEMİRCİ AKSOY‘a teşekkürlerimi sunarım.

SGDD-ASAM Genel Koordinatörü Sayın İbrahim Vurgun KAVLAK’a ve Sayın KAVLAK’ın şahsında SGDD-ASAM Genel Merkez Ofisi, Çok Yönlü Destek Merkezi Ofisi ve Al Farah Çocuk ve Aile Destek Merkezi Ofisi çalışanlarına teşekkür ederim.

Araştırmama katkı veren, sabahın erken saati, hafta sonu demeden kapılarını açan katılımcı Suriyeli kadınlara teşekkür ederim.

Çalışmama inanan ve destek veren Sevgili ablam Gül ATMACA ve Sevgili Meral BEYLİK’e teşekkür ederim.

Tezimin kontrolünü baştan sona gerçekleştiren Sevgili Doç. Dr. Serap Özbaş’a, İngilizce çevirilerimin kontrolünde yardımcı olan Sevgili Dr. Dilek Şura Özden’e teşekkür ederim. Çalışma sürecimde katkı ve desteklerini esirgemeyen Sevgili Deniz’e, Sevgili Derman’a, Sevgili Ayça’ya, Sevgili Serdar’a, Sevgili Seval’e ve Sevgili Nermin’e teşekkür ederim.

Yurtdışında sağladığı desteği ile eniştem Yılmaz’a, diğer şehirlerde sağladığı desteği ile kardeşlerim Gülcan ve Özkan’a teşekkür ederim. Desteğini hiçbir vakit eksik etmeyen, gece gündüz demeden, ihtiyacım olduğu her vakit iki çocuğuyla yanımda olan Fadime ve İsmail kardeşlerime çok teşekkür ederim. Desteğini her vakit hissettiğim annem ve babama çok teşekkür ederim. Hepiniz iyi ki varsınız…

(9)

ÖZET

TÜFEKCİ, Nurcan. Suriye’den Zorunlu Göç Eden Kadınların Aile Yaşamı ve Yaşam Doyumu: Ankara İli Örneği, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2019.

Bu araştırma Suriye’den zorunlu göç eden kadınların aile yaşamını ve yaşam doyumlarını belirlemek amacıyla planlanmış ve yürütülmüştür. İlk önce kadınların aile yaşamı konuları ile eğitim değişkeni arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olup olmadığı saptanmıştır. İlaveten, sosyo-demografik değişkenlerin (yaş, eğitim düzeyi, Türkiye’de algılanan gelir düzeyi, Türkiye’de çalışma durumu, eşin Türkiye’de çalışma durumu, Türkiye’de bulunma süresi, Türkçe bilme durumu, evliliğin resmi olma durumu, eşin kendisinden başka resmi veya gayri resmi eşi ‘kuma’ olma durumu, Türkiye’de güvende hissetme durumu) yaşam doyumuna etkisi belirlenmiştir.

Araştırmanın örneklemi Ankara ilinde yaşayan, Geçici Koruma Statüsü altında olan, SGDD Çok Yönlü Destek Merkezi ve SGDD Al Farah Çocuk ve Aile Destek Merkezi’ne başvuran, 18 yaş ve üstü, evli ya da evlilik geçirmiş kadınlar arasından, merkezlerdeki toplam kadın sayısına göre, “Tabakalı Rastgele Örnekleme” yöntemi kullanılarak, örneklem grubuna 200 kadın (SGDD Çok Yönlü Destek Merkezi’nden 55; SGDD Al Farah Çocuk ve Aile Destek Merkezi’nden 145) alınmıştır.

Ailede karar verme süreçleri konularında; ağırlığın kadınlarda olduğu, akrabalarla görüşme (sadece ben %59.0), akraba dışında kişilerle görüşme (sadece ben %56.5), oturulacak evin yeri ve özellikleri (sadece ben %36.0), gelirin nerelere harcanacağı (sadece ben %44.5), kadının ücretli bir işte çalışması (sadece ben %45.5), ev işlerinin yürütülmesi (sadece ben %73.0) konularına en fazla kadının karar verdiği saptanmıştır.

(10)

Ailenin gelir kaynakları arasında, en fazla sosyal yardımlar konusu (%94.5) (devlet, vakıf, belediye, derneklerden gelen ayni ve nakdi yardımlar) yer almaktadır.

Kadınların farklı sosyo-demografik faktörlerinin yaşam doyumuna etkisi incelendiğinde; yaş ve Türkiye’de algıladıkları gelir düzeylerinin yaşam doyumuna etkisinin istatistiksel açıdan anlamlı olduğu bulunmuştur (p<0.05).

Bulgular literatür ışığında tartışılmış ve ortaya çıkan sonuçlar çerçevesinde öneriler verilmiştir.

Anahtar Sözcükler

Zorunlu Göç, Suriyeliler Göçü, Suriyeli Kadınlar, Suriyeli Kadınların Aile Yaşamı, Göç Eden Kadınlar, Göç Eden Aileler

(11)

ABSTRACT

TUFEKCİ, Nurcan. Family Life and Life Satisfaction of the Syrian Women Who Have Experienced Forced Migration: The Ankara Example, Master’s Thesis, Ankara, 2019.

This research was planned and carried out in order to analyse the family life and life satisfaction of the Syrian women who experienced forced migration.

First of all, it was determined whether there was a statistically significant difference between the family life of the women and education variable.

Additionallly, the effects of socio-demographical variables (age, educational level, perceived income level in Turkey, employment status in Turkey, spouse’s employment status in Turkey, duration of stay in Turkey, knowledge of Turkish language, official marital status, official or unofficial co-wife status and feeling of security in Turkey) on life satisfaction were examined.

The sample group of the research consists of 200 women aged 18 or more who were currently or previously married, lived in Ankara and were under Temporary Protection Status or applied to ASAM Multi-Dimensional Support Centre or to ASAM Al Farah Child and Family Support Centre. This number was chosen according to the total number of the women at these centres using “Stratified Random Sampling” (55 women from ASAM Multi-Dimensional Support Centre;

145 women from ASAM Al Farah Child and Family Support Centre).

As regards to the family decision-making processes, it was concluded that meeting relatives (59.0% only women itself), meeting non-relatives (56.5% only women itself), the location and qualities of the houses (36.0% only women itself), the expenditure items (44.5% only women itself), paid employment statuses of the women (45.5% only women itself) and the household responsibilities (73.0% only women itself) were mostly decided by women.

(12)

The examination on the income sources of the families showed that social support (real and cash supports from the state, associations, municipalities and foundations) was the highest contributor (94.5%).

The research into the effect of various socio-demographical factors on the life satisfaction of women proved that age and perceived income level in Turkey had a statistically significant effect on life satisfaction (p<0.05).

The findings were discussed in the light of the literature, and suggestions were made according to the obtained results.

Keywords

Forced Migration, Syrian Migration, Syrian Women, Family Life of Syrian Women, Migrating Women, Migrating Families.

(13)

İÇİNDEKİLER

KABUL VE ONAY ... i

YAYIMLAMA VE FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI ... ii

ETİK BEYAN ... iii

ADAMA ... iv

TEŞEKKÜR ... v

ÖZET ... vi

ABSTRACT ... viii

İÇİNDEKİLER ... x

KISALTMALAR ... xv

TABLOLAR DİZİNİ ... xvi

GİRİŞ ... 1

1. BÖLÜM:... 1

1.1. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ... 3

1.2. ARAŞTIRMANIN VARSAYIMLARI... 5

1.3. ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI ... 5

1.4. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ ... 5

1.5. TANIMLAR ... 9

2. BÖLÜM: KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE KURAMSAL ARKA PLAN ... 13

2.1. GÖÇ ... 13

2.2. GÖÇ TEORİLERİ ... 16

2.2.1. Ravenstein Göç Kanunları ... 16

2.2.2. Ekonomik Temelli Göç Teorileri ... 17

2.2.3. Kesişen Fırsatlar Teorisi ... 19

2.2.4. İtme Çekme Teorisi ... 20

2.2.5. Dünya Sistemi (Merkez-Çevre) Teorisi ... 21

2.2.6. Göç Sistemleri Teorisi ... 21

2.2.7. İlişkiler Ağı (Network ) Teorisi ... 22

2.3. TÜRKİYE’YE ULUSLARARASI GÖÇ ... 23

2.4. SURİYE’DEN TÜRKİYE’YE GÖÇ: GENEL BAKIŞ VE YAŞANAN SORUNLAR ... 24

(14)

2.5. KADIN GÖÇÜ ... 29

2.6. SURİYELİ KADINLARIN SURİYE’DE VE TÜRKİYE’DE AİLE YAŞAMI ... 30

2.6.1. Suriyeli Kadınların Türkiye’de Aile Yaşamına İlişkin Karşılaştıkları Sorunlar ... 33

2.7. TÜRKİYE’DEKİ SURİYELİ KADINLAR VE YAŞAM DOYUMU ... 38

2.8. KONUYLA İLGİLİ YAPILAN ARAŞTIRMALAR ... 41

2.8.1. Türkiye’de Yapılan Araştırmalar ... 41

2.8.2. Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar ... 52

3. BÖLÜM: ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ ... 59

3.1. EVREN VE ÖRNEKLEM ... 59

3.2. VERİ TOPLAMA ARAÇLARI ... 62

3.3. VERİ TOPLAMA YÖNTEMİ ... 64

3.4. VERİ ÇÖZÜMLEME TEKNİKLERİ... 65

3.5. YAŞAM DOYUMU ÖLÇEĞİ GÜVENİRLİK ANALİZİ ... 66

4. BÖLÜM: BULGULAR ... 68

4.1. SURİYELİ KADINLARIN DEMOGRAFİK BİLGİLERİNE İLİŞKİN BULGULAR ... 68

4.1.1. Kadınların Demografik Bilgileri ... 68

4.1.2. Eşin Demografik Bilgileri ... 71

4.1.3. Barınma Durumu ... 72

4.1.4. Barındığı Evde Yaşayan Kişi Sayısı ... 72

4.1.5. Barındığı Evin Özellikleri ve Kullanım Durumu... 73

4.1.6.Türkiye’de Bulunma Süresi ... 74

4.1.7. Türkçe Bilme Durumu ... 74

4.2. KADINLARIN SURİYE’DEN AYRILIŞ SÜRECİNE İLİŞKİN BULGULAR ... 75

4.2.1. Ülkelerinden Ayrılma Nedeni ... 75

4.2.2. Türkiye’ye Birlikte Gelinen Kişiler ... 75

4.3. KADINLARIN AİLE YAŞAMINA İLİŞKİN BULGULAR ... 76

4.3.1. Evlilik ve Evlenme Durumlarına İlişkin Bulgular ... 76

4.3.1.1. İlk Evlenme Yaşı ... 76

(15)

4.3.1.2. İlk Hamilelik Yaşı ... 76

4.3.1.3. Evliliğin Resmi Olma Durumu ... 77

4.3.1.4. Eşin Kendisinden Başka Resmi veya Gayri Resmi Eşi (Kuma) Olma Durumu ... 77

4.3.1.5.Evlilik Yaptığı Kişinin Vatandaşlık Durumu ... 77

4.3.1.6. Türkiye’ye Göç Ettikten Sonra Türk Biriyle Evlilik Yapma Nedenleri ... 78

4.3.2. Aile İçi İlişkiler ... 78

4.3.2.1. Eş ile Çatışma Konusu ... 78

4.3.2.2. Çocuk ile Çatışma Konusu ... 80

4.3.2.3. Eşin Ailesi ve/veya Kendi Ailesi ile Çatışma Konusu ... 81

4.3.2.4. Eşin Diğer Eşi (Kuma) ile Olan İlişkisi... 82

4.3.3. Ailede Sorumluluk Dağılımı ... 83

4.3.3.1. Aileye Düzenli Gelir Getiren Üyeler ... 83

4.3.3.2. Ev İçi Sorumlulukların Aile Üyeleri Arasında Dağılım Biçimi ... 84

4.3.3.3. Evdeki Sorumluluk Dağılımından Memnuniyet Durumu ... 92

4.3.4. Ailede Karar Verme İle İlgili Bulgular ... 93

4.3.4.1. Ailede Karar Verme ... 93

4.3.5. Aile Ekonomisi ... 100

4.3.5.1. Ailenin Gelir Kaynakları ... 100

4.3.5.2.Aile Gelirinden En Çok Payı Alan Harcama Grubu ... 101

4.3.5.3.Evde Sahip Olunan Araç ve Gereçler ... 103

4.3.5.4. Tasarruf Yapma Durumu ... 105

4.3.6. Kendilerini Türkiye’de Güvende Hissetme Durumları ... 105

4.3.7. Savaş Sonrası Ülkesine Dönmek İsteme ... 106

(16)

4.4. SURİYELİ KADINLARIN YAŞAM DOYUMU VE YAŞAM

DOYUMUNU ETKİLEYEN SOSYO DEMOGRAFİK FAKTÖRLER ... 107

4.4.1. Yaşam Doyumu Ölçeği Puanının Ortalama ve Standart Sapma Değerleri ... 107

4.4.2. Sosyo-Demografik Faktörlerin Yaşam Doyumuna Etkisine ... 107

5. BÖLÜM: TARTIŞMA ... 110

5.1. SURİYELİ KADINLARIN DEMORAFİK BİLGİLERİ ... 110

5.2. KADINLARIN SURİYE’DEN AYRILIŞ SÜRECİNE İLİŞKİN BİLGİLER ... 121

5.3. KADINLARIN AİLE YAŞAMINA İLİŞKİN BİLGİLER ... 122

5.3.1. Evliliğe ve Evlenme Durumuna İlişkin Bilgiler... 122

5.3.1.1. İlk Evlenme Yaşı ... 122

5.3.1.2. İlk hamilelik Yaşı ... 123

5.3.1.3. Evliliğin Resmi Olma Durumu ... 123

5.3.1.4. Eşin Kendisinden Başka Resmi veya Gayri Resmi Eşi (Kuma) Olma Durumu ... 124

5.3.1.5. Evlilik Yaptığı Kişinin Vatandaşlık Durumu ... 125

5.3.1.6. Türkiye’ye Göç Ettikten Sonra Türk Biriyle Evlilik Yapma Nedenleri ... 125

5.3.2. Aile İçi İlişkiler ... 126

5.3.2.1. Eşle Çatışma Konusu ... 126

5.3.2.2. Çocukla çatışma konusu ... 129

5.3.2.3. Eşin Ailesi ve/veya Kendi Ailesi İle Çatışma Konusu ... 132

5.3.2.4. Eşin Diğer Eşi (Kuma) İle Olan İlişkisi ... 134

5.3.3. Ailede Sorumluluk Dağılımı ... 136

5.3.3.1. Aileye Düzenli Gelir Getiren Üyelerin Dağılımı ... 136

5.3.3.2. Ev İçi Sorumlulukların Aile Üyeleri Arasında Dağılımı ... 137

5.3.3.3. Evdeki Sorumluluk Dağılımından Memnuniyet Durumu ... 140

(17)

5.3.4. Ailede Karar Verme ... 141

5.3.5. Aile Ekonomisi ... 148

5.3.5.1. Ailenin Gelir Kaynakları ... 148

5.3.5.2. Aile Gelirinden En Çok Payı Alan Harcama Grubu ... 151

5.3.5.3. Evde Sahip Olunan Araç ve Gereçler ... 153

5.3.5.4. Tasarruf Yapma ... 154

5.3.6. Kendilerini Güvende Hissetme Durumları ... 155

5.3.7. Savaş Sonrası Ülkesine Dönmek İsteme ... 156

5.4. YAŞAM DOYUMU... 157

SONUÇLAR VE ÖNERİLER ... 161

SONUÇLAR ... 161

ÖNERİLER ... 169

KAYNAKÇA ... 174

EK 1. ÖLÇEK KULLANIM İZNİ ... 195

EK 2. ETİK KURUL BELGESİ ... 196

EK 3. GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İZİN BELGESİ ... 197

EK 4. ANKET FORMU ... 198

EK 5. GÖNÜLLÜ KATILIM FORMU (TÜRKÇE) ... 205

EK 6. GÖNÜLLÜ KATILIM FORMU (ARAPÇA) ... 206

EK 7. ALINTI İZİN BELGESİ ... 207

EK 8. ORJİNALLİK BELGESİ ... 208

ÖZGEÇMİŞ ... 209

(18)

KISALTMALAR

AFAD : Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı GİGM : Göç İdaresi Genel Müdürlüğü

HÜGO : Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Uygulama ve Araştırma Merkezi

ILO : Uluslararası Çalışma Örgütü IOM : Uluslararası Göç Örgütü IRC : International Rescue Comitte İGAM : İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi

MAZLUMDER : İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği MICS : Multiple Indicator Cluster Survey

MÜLTECİ-DER : Mültecilerle Dayanışma Derneği ORSAM : Ortadoğu Araştırmalar Merkezi

SGDD-ASAM : Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (Association For Solidarity With Asylum Seekers And Migrants)

STK : Sivil Toplum Kuruluşu TTB : Türk Tabipler Birliği UAÖ : Uluslararası Af Örgütü UN (BM) : Birleşmiş Milletler UN WOMEN

(BM KADIN) : Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Birimi

UNFPA (BM NÜFUS

FONU ) : Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu

UNHCR (BMMYK) : Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği UNİCEF : Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNİFEM : Birleşmiş Milletler Kadınlar Kalkınma Fonu

(19)

TABLOLAR DİZİNİ

Tablo 1. SGDD Merkezlerinde 18 Yaş Üstü Evli ya da Evlilik Geçirmiş

Kadın Sayısı ... 59

Tablo 2. Tabakalı Örneklem Sayıları ... 61

Tablo 3. SGDD Merkezleri Örneklem Sayı Dağılımı ... 62

Tablo 4. Yaşam Doyum Ölçeği Cronbach’s Alpha Değerleri ... 66

Tablo 5. KMO ve Bartlett’s Testi Değerleri ... 67

Tablo 6. Kadınların Demografik Bilgileri ... 70

Tablo 7. Eşin Demografik Bilgileri ... 72

Tablo 8. Kadınların Barınma Durumuna Göre Dağılımı ... 72

Tablo 9. Kadınların Barındığı Evde Yaşayan Kişi Sayısına Göre Dağılımı ... 73

Tablo 10. Barındığı Evin Özellikleri ve Kullanım Durumuna Göre Dağılımı ... 74

Tablo 11. Kadınların Türkiye’de Bulunma Süresine Göre Dağılımı ... 74

Tablo 12. Kadınların Türkçe Bilme Durumuna Göre Dağılımı ... 74

Tablo 13. Kadınların Ülkelerinden Ayrılma Nedeni Durumuna Göre Dağılımı ... 75

Tablo 14. Kadınların Türkiye’ye Birlikte Geldiği Kişi Durumuna Göre Dağılımı ... 75

Tablo 15. Kadınların İlk Evlenme Yaşı Durumuna Göre Dağılımı ... 76

Tablo 16. Suriyeli Kadınların İlk Hamilelik Yaşı Durumuna Göre Dağılımı ... 77

Tablo 17. Evliliğin Resmi Olma Durumuna Göre Dağılımı ... 77

Tablo 18. Eşin Kendisinden Başka Resmi veya Gayri Resmi Eşi (Kuma) Olma Durumuna Göre Dağılımı ... 77

Tablo 19. Kadınların Evlilik Yaptığı Kişinin Ülke Durumuna Göre Dağılımı ... 78

Tablo 20. Suriyeli Kadınların Türkiye’ye Göç Ettikten Sonra Türk Biriyle Evlilik Yapma Nedenlerine Göre Dağılımı ... 78

Tablo 21. Eş ile Çatışma Konusunun Kadınların Eğitim Düzeyine Göre Dağılımı ... 79

Tablo 22. Çocuk İle Çatışma Konusunun Kadınların Eğitim Düzeyine Göre Dağılımı ... 80

(20)

Tablo 23. Eşin Ailesi ve/veya Kendi Ailesi ile Çatışma Konusunun Kadınların Eğitim Düzeyine Göre Dağılımı ... 81 Tablo 24. Eşin Diğer Eşi (Kuma) ile Olan İlişkisinin Kadının Eğitim Düzeyine

Göre Dağılımı ... 83 Tablo 25. Aileye Düzenli Gelir Getiren Üyelerin Dağılımı ... 84 Tablo 26. Ev İçi Sorumlulukların Aile Üyeleri Arasında Dağılım Biçimi ve

Kadınların Eğitim Düzeyine Göre Dağılımı ... 87 Tablo 27. Evdeki Sorumluluk Dağılımından Memnuniyet Durumu ve Kadınların

Eğitim Düzeyine Göre Dağılımı ... 92 Tablo 28. Ailede Karar Verme ve Kadınların Eğitim Düzeyine Göre Dağılımı ... 96 Tablo 29. Ailenin Gelir Kaynakları ve Kadının Eğitim Düzeyine Göre

Dağılımı ... 101 Tablo 30. Aile Gelirinden En Çok Payı Alan Harcama Grupları ve Kadınların

Eğitim Düzeyine Göre Dağılımı ... 102 Tablo 31. Evde Sahip Olunan Araç ve Gereçler ve Kadınların Eğitim Düzeyine

Göre Dağılımı ... 104 Tablo 32. Tasarruf Yapma Durumu ve Kadınların Eğitim Düzeyine Göre

Dağılımı ... 105 Tablo 33. Kendilerini Türkiye’de Güvende Hissetme Durumuna ve Eğitim

Düzeyine Göre Dağılımı ... 106 Tablo 34. Savaş Sonrası Ülkesine Dönmek İsteme Konusunun Kadınların

Eğitim Düzeyine Göre Dağılımı ... 106 Tablo 35. Yaşam Doyumu Ölçek Puanının Ortalama, Standart Sapma,

Minimum ve Maksimum Değerleri……….107 Tablo 36. Kadınların Yaşam Doyumu Puanlarının Sosyo Demografik

Değişkenlere Göre Dağılımı Regresyon Analizi ... 109

(21)

GİRİŞ

1. BÖLÜM:

Savaş, tarih boyunca insanlığın saldırgan yönünü gösteren, yüzyıllardır süren maddi ve manevi yıkımlara neden olan bir hastalıktır (Yıldıran-Önk, 2011, s.

3991). Savaş sonucunda insanlar yaşadıkları travmanın yanında, sakat kalmakta, yakınlarını, evlerini hatta yurtlarını kaybetmekte, doğdukları topraklardan göç etmek zorunda kalmaktadırlar.

İnsanlık tarihinde göçler hiçbir dönemde bitmemiştir(Abadan-Unat, 2017, s.

394). Dünya çapında 68.5 milyon zorla yerinden edilen insan bulunmaktadır.

Bunun 40 milyonunu ülke içinde yerinden edilen, 25.4 milyonunu mülteci, 3.1 milyonunu sığınmacılar oluşturmaktadır. Toplam mülteci nüfusun %57,0’ını Güney Sudan, Afganistan ve Suriyeliler oluşturmaktadır. Mültecilere ev sahipliği yapan ülkeler arasında İran (979,40), Lübnan (1m), Pakistan (1.4m), Uganda(1.4 m) bulunmaktadır. En büyük mülteci nüfusu ağırlayan ülke ise Türkiye’dir (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ‘BMMYK’, https://www.unhcr.org/figures-at-a-glance.html, erişim tarihi 11 Aralık 2018)

Göçün kişisel, ailesel, toplumsal, ekonomik, politik olmak üzere birçok nedeni vardır. Çoğu durumda da birden fazla etken belirleyici olmaktadır (Hırata, Laborie, Le Doare ve Senotier, 2015:179).

Göç ile ilgili çalışmalarda genellikle göçün niteliği ve hacmi anlaşılmaya çalışılmış fakat göç etmek zorunda kalanların göç ettikleri ülkede yaşadıkları sorunlar ve toplumla olan ilişkileri üzerinde az durulmuştur (Dedeoğlu, t.y., s.28). Savaş sebebiyle göç edenlerin neredeyse yarısına yakınını kadınlar oluşturmaktadır. Uluslararası göç hareketine katılımı uzun zamandır aktif biçimde süren kadınların 1960’lardaki katılımı yaklaşık %47.0 iken, bu oran 2000’lerde %49.0’lara kadar çıkmıştır (Zlotnik, 2005, s.13). 1960’larda kadın göçmen sayısı 35 milyon iken, erkek göçmen sayısı 40 milyondur. Bu sayılar 2000’lerde kadınlarda 85 milyon, erkeklerde ise 90 milyondur. Göçmenlerin toplam sayıları ikiye katlanmasına rağmen erkek ve kadın arasındaki boşluğun

(22)

aynı kaldığı, 40 yılda kadın göçmen sayısının erkek göçmen sayısına ulaştığı görülmektedir (Zlotnik, 2003). Kısacası 1960’lardan 2000’lere kadar geçen sürede hem erkeklerde hem de kadınlarda artış miktarının aynı olduğu bulunmuştur.

Tüm şartlı mülteci/sığınmacı ve mülteciler gibi kadınlar da ülkelerini terk etmek ve kaçmak zorunda kalmaktadırlar. Ancak kadınların kaçış sebebi ve kaçtıktan sonra karşı karşıya kaldıkları tehdit ve tehlikeler erkeklere kıyasla farklılık taşımaktadır. Cinsel ayrımcılık, sosyal ve kültürel önyargılardan kaynaklı baskı ve zulüm, cinsel istismar ve şiddet kadınları ülkelerini terk etmeye zorlamaktadır. Tüm kaçanların karşılaştığı tehdit ve tehlikelere ek olarak, erkeklerden farklı çok vahim olay ve durumlarla yüz yüze (Odman, 1996, s. 1-2) kalabilmektedirler.

Kadınlar birçok nedenle baskı ve şiddet görseler de ataerkil toplum yapısı ve eşitsiz toplumsal cinsiyet ilişkilerine dayalı sebeplerden dolayı (Akis, 2012, s.

385) göç sürecinden, ilişki ağlarıdan erkekler kadar eşit faydalanamamaları, bağımlı olmaları, toplumsal kısıtlamalardan dolayı sınırlı istihdam olanaklarına sahip olmaları nedeniyle erkeklerden daha fazla etkilenmektedirler (Davis ve Winters, 2001, s. 5-7).

Aile yaşamına ilişkin amprik çalışmalarda, göçün çok değişik türde aile parçalanmalarına yol açtığı (Abadan-Unat, 2017, s. 186) saptanmıştır. Savaş ve göç sonucu insanlar yerinden edilmekte, yakınlarının ölümüne şahit olmakta, yerleştikleri ülkede birçok sorunla karşılaşmakta ve bu durum göç edenler üzerinde tarifi olmayan psikolojik hırpalanmalar oluşturmaktadır. Bu durum göç edenlerin yaşamdan duydukları doyumu da azaltmaktadır.

Yaşam doyumu doğrudan yaşanan yaşama bağlı olarak tanımlanan bir kavram olup, yaşanmakta olan yaşamın ne kadar doyum sağlayıcı olduğunu saptamaya çalışır (Dikmen, t.y., s. 119). Diğer bir deyişle yaşam doyumu, bireyin kendi yaşamını çeşitli ölçütlere göre yargılamasına dayanan bilişsel bir değerlendirme (Özgür, Babacan-Gümüş ve Durdu, 2010, s. 25), kendi belirlediği ölçütlere uygun bir biçimde tüm yaşamını pozitif değerlendirmesi (Diener, Emmons,

(23)

Larsen ve Griffin, 1985) olarak tanımlanabilir. Doyum ise beklentilerin, gereksinimlerin, istek ve dileklerin karşılanması (Deniz ve Yılmaz, 2004, s. 2) olarak tanımlanabilir.

Bu kapsamda araştırma 6 bölümden oluşmaktadır.

Araştırmanın ilk bölümünde; çalışmanın amacı ve önemi, varsayımlar, sınırlılıklar, hipotezler ile tanımlamalara yer verilmiştir.

Araştırmanın ikinci bölümünde; kavramsal çerçeve ve konu ile ilgili yapılan araştırmalar yer almaktadır. Bu bölümde; ilk olarak, göç kavramı anlatılmış ve göç teorilerine yer verilmiştir. Ardından Türkiye’ye uluslararası göç, Suriye’den Türkiye’ye göç, genel bakış ve yaşanan sorunlar, kadın göçü, Suriyeli kadınların Suriye’de ve Türkiye’de aile yaşamı, Suriyeli kadınların Türkiye’de aile yaşamına ilişkin karşılaştıkları sorunlar ve yaşam doyumuna yer verilmiştir. Son olarak Türkiye’de ve yurt dışında, konu ile ilgili yapılmış araştırmalara yer verilmiştir.

Araştırmanın üçüncü bölümünde; araştırmanın yöntemi anlatılmıştır. Bu bölümde, ilk olarak, araştırmanın evren ve örneklemi açıklanmış, sonra veri toplama araçları, veri toplama yöntemi, elde edilen verilerin çözümleme teknikleri ve yaşam doyumu ölçeği güvenirlik analizi anlatılmıştır.

Araştırmanın dördüncü bölümünde; Suriye’den zorunlu göç eden kadınların aile yaşamı ve yaşam doyumunu belirlemek amacıyla elde edilen verilerin analizi yapılmış ve tablolarda gösterilmiştir.

Araştırmanın beşinci bölümünde; elde edilen bulguların literatürdeki benzer çalışmalarla birlikte değerlendirilmesi yapılmıştır.

Araştırmanın son bölümünde ise araştırmanın sonuçları çerçevesinde kişi, kurum ve kuruluşlar için öneriler getirilmiştir.

1.1. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ

Araştırma, zorunlu göç sürecinin kadın üzerine etkisini aile yaşamı çerçevesinde ele almayı amaçlamaktadır. Zorunlu göç sürecinde Suriyeli

(24)

kadınların aile yaşamının belirlenmesi hem entegrasyonunun kolaylaşması hem de yaşam doyumlarının yükseltilmesi açısından önem arz etmektedir. Bu açıdan bakılarak, yapılan çalışmanın literatür açısından bir veri kaynağı sağlayacağı düşünülmektedir.

Bu araştırmanın amacı Suriye’den zorunlu göç eden kadınların;

a) Aile yaşamının eğitim düzeyine göre farklılaşıp farklılaşmadığının belirlenmesi,

b) Bazı sosyo demografik değişkenlerle (yaş, eğitim düzeyi, Türkiye’de algılanan gelir düzeyi, Türkiye’de çalışma durumu, eşin Türkiye’de çalışma durumu, Türkiye’de kalış süresi, Türkçe bilme durumu, evliliğin resmi olma durumu, eşin kendisinden başka resmi veya gayri resmi eşi (kuma) olma durumu, Türkiye’de güvende hissetme durumu) yaşam doyumu arasındaki ilişkinin incelenmesi ve

c)

Araştırma analizleri sonucunda elde edilen bulgular doğrultusunda, göç edenlere, kurumlara ve kuruluşlara önerilerde bulunulması amacıyla planlanmıştır.

Ülkemizde yaşayan Suriyeliler ile ilgili konularda aileyi inceleyen birçok araştırma bulunmasına rağmen; aile içi ilişkiler, ailede sorumluluk dağılımı, ailede karar verme, aile ekonomisi ve yaşam doyumunu birlikte kadın üzerinden inceleyen bir araştırmaya rastlanmamıştır.

Ayrıca araştırmanın;

1. Zorunlu göç sürecinde kadın konusunu ele alan çalışmalara ve kadının sağlıklı bir aile yaşamı sürdürmesi için ilgili kurum ve kuruluşların programlarını geliştirmelerine katkı sağlaması,

2. Zorunlu göç sürecinde kadının aile yaşamına yönelik yapılacak çalışmalara ve ilgili kurum ve kuruluşların düzenlemelerine katkı sağlaması ve

3. Zorunlu göç eden kadınların aile yapılarının, çalışma yaşamına ilişkin görüşlerinin ve gelecek beklentilerinin belirlenmesi, yapılacak

(25)

araştırmalara ve ilgili kurum ve kuruluşların programlarını geliştirmelerine katkı sağlaması açısından önem arz edeceği düşünülmektedir.

1.2. ARAŞTIRMANIN VARSAYIMLARI

1. Araştırmada kullanılan yöntemin, araştırma amacına uygun olduğu varsayılmıştır.

2. Katılımcıların anket formundaki soruları ve ölçek sorularını samimi yanıtlayacakları ve katılımcılardan elde edilecek bilgilerin geçerli ve güvenilir olacağı varsayılmıştır.

3. Örneklemin evreni temsil edeceği varsayılmıştır.

1.3. ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI

1. Bu araştırma, sadece Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) Çok Yönlü Destek Merkezi ve Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) Al Farah Çocuk ve Aile Destek Merkezi’ne çeşitli danışmanlık hizmetlerinden faydalanmak için gelen zorunlu göç eden kadınlar ile sınırlıdır.

2. Bu araştırma, sadece 18 yaş ve üstü, evli ya da evlilik geçirmiş kadınlar ile sınırlıdır.

3. Bu araştırma sadece Ankara ili ile sınırlıdır.

4. Bu araştırmada elde edilen bulgular araştırma örnekleminin nitelikleri ile sınırlıdır.

1.4. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ

Hipotez 1: Suriye’den zorunlu göç eden kadınların aile yaşamı eğitim düzeyine göre farklılık göstermektedir.

H11: Kadınların aile içi ilişkiler konusu ile eğitim düzeyi arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H11a: Kadınların evde eş ile yaşadıkları çatışma konusu ile eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

(26)

H11b: Kadınların çocukları ile yaşadıkları çatışma konuları ile eğitim düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H11c: Kadınların eşin ailesi ve/veya kendi ailesi ile yaşadıkları çatışma konuları ile eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H11d: Kadınların eşin diğer eşi (kuma) ile ilişkileri ile eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H12: Ailede sorumluluk dağılımı konuları ile eğitim düzeyi arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H12a: Ev içi sorumlulukların aile üyeleri arasında dağılım biçimi ile kadınların eğitim düzeyi arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H12b: Evdeki sorumluluk dağılımından memnuniyet durumları ile kadınların eğitim düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H13: Ailede karar verme ile kadınların eğitim düzeyi arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H13a: Kız çocuklarının eğitimi konusunda karar verme ile kadınların eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H13b: Erkek çocuklarının eğitimi konusunda karar verme ile kadınların eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H13c: Kız çocuklarının eş seçimi ve evlendirilmesi konusunda karar verme ile kadınların eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H13d: Erkek çocuklarının eş seçimi ve evlendirilmesi konusunda karar verme ile kadınların eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H13e: Akrabalar ile görüşme konusunda karar verme ile kadınların eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

(27)

H13f: Akraba dışındaki kişilerle görüşme konusunda karar verme ile kadınların eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H13g: Oturulacak evin yeri ve özellikleri konusunda karar verme ile kadınların eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H13h:Gelirin nerelere harcanacağı konusunda karar verme ile kadınların eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H1: Çocukların çalıştırılması konusunda karar verme ile kadınların eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H13i: Ev işlerinin yürütülmesi konusunda karar verme ile kadınların eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H13l: Kadınların ücretli bir işte çalışması konusunda karar verme ile eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H14: Aile ekonomisi konusu ile eğitim düzeyi arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H14a: Düzenli bir işte çalışma sonucu elde edilen gelir ile kadınların eğitim düzeyi arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H14b: Çöp/karton toplama sonucu elde edilen gelir ile kadınların eğitim düzeyi arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H14c: Akrabalardan gelen ayni ve nakdi yardımlar ile kadınların eğitim düzeyi arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H14d: Sosyal yardımlar ile kadınların eğitim düzeyi arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

H14e: Aile gelirinden en çok payı alan harcama grubu ile kadınların eğitim düzeyi arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

(28)

H14f: Kadınların tasarruf yapma durumları ile eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

Hipotez 2: Kadınların kendilerini Türkiye’de güvende hissetme durumları ile eğitim düzeyleri arasındaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

Hipotez 3: Kadınların savaş sonrası ülkelerine dönmek isteme durumları ile eğitim düzeyleri arasıdaki ilişki anlamlı farklılıklar göstermektedir.

Hipotez 4: Kadınların yaşam doyumu sosyo demografik değişkenlere (yaş, eğitim, Türkiye’de algılanan gelir düzeyi, Türkiye’de çalışma durumu, eşin Türkiye’de çalışma durumu, Türkiye’de kalış süresi, Türkçe bilme durumu, evliliğin resmi olma durumu, eşin kendisinden başka resmi veya gayri resmi eşi (kuma) olma durumu, Türkiye’de güvende hissetme durumu) göre anlamlı farklılık göstermektedir.

H4a: Kadınların yaşam doyumları ile yaşları arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H4b: Kadınların yaşam doyumları ile eğitim düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H4c: Kadınların yaşam doyumları ile Türkiye’de algıladıkları gelir düzeyi arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H4d: Kadınların yaşam doyumları ile Türkiye’de çalışma durumları arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H4e: Kadınların yaşam doyumları ile eşin Türkiye’de çalışma durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H4f: Kadınların yaşam doyumları ile Türkiye’de bulunma süreleri arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H4g: Kadınların yaşam doyumları ile Türkçe bilme durumları arasında anlamlı bir ilişki vardır.

(29)

H4h: Kadınların yaşam doyumları ile evliliklerinin resmi olma durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H: Kadınların yaşam doyumları ile eşinin kendisinden başka resmi veya gayri resmi eşi (kuma) olma durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır.

H4i: Kadınların yaşam doyumları ile Türkiye’de güvende hissetme durumu arasında anlamlı bir ilişki vardır.

1.5. TANIMLAR

Mülteci: “Avrupa ülkelerinde meydana gelen olaylar nedeniyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye”

denilmektedir (http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6458.pdf, erişim tarihi 20 Haziran 2018)

Sığınmacı / Şartlı Mülteci: “Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen olaylar sebebiyle; ırkı, dini, tabiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye” denilmektedir. (http://www.mevzuat.gov.tr/

MevzuatMetin/1.5.6458.pdf, erişim tarihi 20 Haziran 2018)

Geçici Koruma: “Ülkesinden ayrılmaya zorlanmış, ayrıldığı ülkeye geri dönemeyen, acil ve geçici koruma bulmak amacıyla kitlesel olarak veya bu kitlesel akın döneminde bireysel olarak sınırlarımıza gelen veya sınırlarımızı geçen ve uluslararası koruma talebi bireysel olarak değerlendirmeye

(30)

alınamayan yabancılara sağlanan koruma” olarak belirlenmiştir (GİGM, http://www.goc.gov.tr/files/files/03052014_6883.pdf, erişim tarihi 15 Aralık 2018)

Ekonomik Göçmen: “Yaşam kalitesini iyileştirmek amacıyla kendi menşei ülkesinin dışına yerleşmek üzere ikamet yerini terk eden kişi” olarak tanımlanmıştır (Göç Terimleri Sözlüğü, 2009, s. 16).

Geri Göndermeme: “Bir kişinin ırkı, dini, tabiyeti, belirli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi görüşü yüzünden hayatı ve özgürlüğünün tehlikeye gireceği toprakların sınırlarına gönderilmeme, sınır dışı edilmeme veya geri gönderilmeme” olarak tanımlanmıştır (Göç Terimleri Sözlüğü,2009, s. 21).

Göçmen: “Uluslararası düzeyde genel kabul gören bir göçmen tanımı bulunmamakla birlikte, ‘kişisel rahatlık’ amacıyla ve dışarıdan herhangi bir zorlama unsuru olmaksızın kişinin hür iradesiyle göç etmeye karar verdiği durumları kapsadığı kabul edilmektedir” (Göç Terimleri Sözlüğü, 2009, s. 22).

Göçün Kadınlaşması: “Göç olgusu içinde gittikçe artan kadın katılımı” (Göç Terimleri Sözlüğü, 2009, s. 23).

Hedef Ülke: “Yasal ya da yasadışı varılacak hedef konumundaki ülke” (Göç Terimleri Sözlüğü, 2009, s. 25)

Kitlesel Göç: “Yüksek sayılarda ani insan hareketi” (Göç Terimleri Sözlüğü, 2009, s. 37)

Transit Ülke: “Göç akınlarının (yasal ya da yasadışı) içinden geçtiği ülke” (Göç Terimleri Sözlüğü, 2009, s. 57)

Uluslararası Koruma: “1951 Mülteci Sözleşmesi, 1949 Cenevre Sözleşmesi ve 1977 Protokolleri, Uluslararası Kızıl Haç Komitesi'nin (ICRC) insiyatif hakkı, Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) Sözleşmeleri ve insan hakları belgeleri gibi hukuki belgelerde öngörülen haklara Devletlerin saygı göstermesini sağlamak

(31)

için antlaşma yoluyla görevlendirilen bir örgütün sağladığı hukuki koruma” (Göç Terimleri Sözlüğü, 2009, s. 58).

Yerinden Edilmiş Kişi: Kendisini mülteci yapabilecek korkular ya da tehlikeler dışındaki sebeplerle Devletinden ya da toplumundan kaçan kişi. Yerinden edilmiş bir kişi genellikle iç çatışma ya da doğal veya insan kaynaklı afetler nedeniyle kaçmak zorunda kalmıştır (Göç Terimleri Sözlüğü, 2009, s. 67).

Yerinden Çıkarılan Kişi: Topluluklarını terk etmek zorunda bırakılan kişi.

Zulüm ve savaş yüzünden kaçan kişiler, çevresel felaketler yüzünden zorla yerinden edilen kişiler ve kendi yurtlarında hayatta kalamayacakları için başka şehirde veya yurt dışında yaşam kurmak zorunda kalan kişi (Göç Terimleri Sözlüğü, 2009, s. 66).

Fiziksel Şiddet: Yumruklama, tokat atma, ısırma, çimdikleme, saç çekme, saçtan sürükleme, bir cisimle başa vurma, itip kakma, yakma, boğazını sıkma, bir aletle vurma (Mor Çatı, https://www.morcati.org.tr/tr/8-mor-cati-kadin- siginagi-vakfi/1-siddet-nedir, erişim tarihi 2 Mayıs 2019).

Ekonomik Şiddet: Ekonomik özgürlüğü kısıtlama, eve para bırakmama veya çok az bırakma, sürekli hesap sorma, parayı kullanarak aşağılama (Mor Çatı, https://www.morcati.org.tr/tr/8-mor-cati-kadin-siginagi-vakfi/1-siddet-nedir,

erişim tarihi 2 Mayıs 2019), evin ihtiyaçlarını karşılamama, kendi geliri hakkında bilgi vermeme, eşin çalışmasına izin vermeme, kadın ya da kız çocuğu çalışıyorsa gelirine el koyma, kişisel eşyalarını, takılarını ve paralarını elinden alma, onların harcamalarını sürekli kontrol etme ve kadını müsrif olmakla suçlama(Sallan-Gül, 2015, s. 349).

Psikolojik Şiddet: Küsmek, baskı uygulamak, intihar etmekle tehdit, çocukları uzaklaştırma, kadının arkadaşlarına ve ailesine onunla ilgili yalanlar söyleme, onları görmesini engelleme, güveni kırma, bilgi saklama, kıskançlık, gözdağı verme (Mor Çatı, https://www.morcati.org.tr/tr/8-mor-cati-kadin-siginagi-vakfi/1- siddet-nedir, erişim tarihi 2 Mayıs 2019), aşağılama, küçümseme, korkutma (Mor Çatı Yayınları, t.y.), sinirli olma, dini gereği boşanamayan kadını

(32)

boşamama, başka eş(kuma) getirmekle tehdit etme, başka eş (kuma) gelme korkusu taşıma.

Toplumsal Cinsiyet: Biyolojik cinsiyetten farklı olarak, kadınla erkeğin sosyal ve kültürel açıdan tanımlanmasını, toplumların bu iki cinsi birbirinden ayırt etme biçimini, onlara verdiği toplumsal rolleri anlatmak için kullanılan bir kavramdır (Ecevit, 2011, s. 4).

Ataerkillik/Patriarki: Kadınlar üzerindeki sistematik erkek tahakkümü(Sancar, 2009, s. 24; Hooks, 2014). Kadınların ezilmesi sonucunu doğuran, kurumsal ve kültürel düzenleme ve uygulamaları belirtir ve genel olarak kullanıldığında erkek iktidarını ifade etmektedir. Kadın emeğinin, cinselliğinin, bedenin ve doğurganlığının denetlendiği bir toplumsal sistem kastedilmektedir(Berktay, 2009, s. 24).

(33)

2. BÖLÜM:

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE KURAMSAL ARKA PLAN

2.1. GÖÇ

İnsanlık tarihi kadar uzun olan (Abadan-Unat, 2017, s. 1) ve özü itibari ile hareketliliği ifade eden göç, insanların zorunlu ya da gönüllü olarak yaşadıkları yerden başka bir yerleşim yerine veya başka bir ülkeye gitmesi (Adıgüzel, 2016, s. 12-17) anlamına gelmektedir.

Belli bir nüfusun bir bölgeden başka bir bölgeye hareket etmesinin yanı sıra, çok kapsamlı ve köklü bir içeriğe sahip olan göç, sosyal, ekonomik, kültürel ve psikolojik birçok öğeyi içinde barındırmakta (Sağlam, 2006, s. 33-34) ve göçmenin geriye kalan yaşamını kuşatabilecek uzun soluklu bir süreç (Castles ve Miller, 2008, s. 29) olmaktadır. Göç terimleri Sözlüğü (2009, s. 22) göçü

“uluslararası bir sınırı geçerek veya bir devlet içinde yer değiştirmek, süresi, yapısı ve nedeni ne olursa olsun insanların yer değiştirdiği nüfus hareketi”

olarak tanımlamıştır ve buna mültecileri, yerinden edilmiş kişileri, yerinden çıkarılmış kişileri ve ekonomik nedenle göç edenleri dâhil etmiştir. Yalçın (2004, s. 13) göçle ilgili tanımlarda ortak unsurun yer değiştirme olarak görüldüğünü belirtmiş ve göçü; ekonomik, siyasi, ekolojik veya bireysel nedenlerle, bir yerden başka bir yere yapılan kısa, orta veya uzun vadeli geriye dönüş veya sürekli yerleşim hedefi güden coğrafik, toplumsal ve kültürel bir yer değiştirme hareketi olarak tanımlamıştır.

Karpat (2013, s. 10) günümüzde göç etkisinin derinleşmekte olduğunu, dünyanın kültürel, sosyal ve etnik yapısını kökünden değiştirdiğini belirtmiştir.

Karpat’ı (2013) destekler biçimde Adıgüzel (2016, s. 1) de dünyada savaşlar, sürgünler, açlık, işsizlik geçim sıkıntısı gibi sebeplerle yüzyıllardır devam eden bir hareketlilik olduğunu, göçün sadece yaşanan fiziksel mekânın değiştirilmesi değil, sosyal yapının bütün unsurlarını da dönüştüren önemli bir sosyal olgu olduğunu dile getirmiştir.

(34)

Aynı şekilde Tuna ve Özbek (2014, s. 38) doğduğu toprakları ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel, ailevi nedenlerden dolayı terk ederek, farklı yaşam alanı yaratmak amacıyla yeni bir ülkeye yerleşmek olarak tanımlanan göçün farklı bir boyut kazandığını, artık uluslararası göçler ve göçmenlerin, salt mülteci, kaçak işçi, sığınmacı olarak kalmadığını, toplumsal yapılardaki mevcut değişim ile beraber farklı kategorilerde gündeme geldiğini dile getirmiştir.

Lordoğlu (2010, s. 89) da göçmenlik olgusunun, birçok toplumsal ve bireysel sorunu içinde barındıran bir konu olarak karşımıza çıktığını dile getirmiştir.

Yalçın (2004, s. 13) göç sürecinde, yer değiştirenlerin gittikleri yerlerde önemli biçimde değişimler yarattığını dile getirmiş ve Avrupa’da oluşan azınlıklar ve melez kültür sorunlarını buna örnek vermiştir. Karpat (2013, s. 82) göçün kültürel değişimlerin ana nedeni olduğunu, hem göçmeni hem de göç ettikleri ortamı değiştirdiğini belirtmiştir. Göçler sonucunda birey ve toplumlar sadece fiziksel olarak mekânlarını değiştirmekle kalmazlar, aynı zamanda bireysel ve sosyal hayatlarını kuşatan bütün ilişkileri de yeniden kurarlar. Çünkü göçmenler, bir fiziksel mekândan bir başkasına giderken sadece elle tutulur, gözle görülür eşyalarını değil, tüm hayat tecrübelerini, yaşam biçimlerini, dillerini, kültürlerini, anılarını ve hayallerini de götürmektedirler (Adıgüzel, 2016, s. 3). Tanımlardan da anlaşılacağı gibi hareketlilik, göç edenin baştan bir hayat kurması ve bu süreçte sosyal ekonomik birçok sorunla karşılaşması, bu sorunların kendi sosyal yapısında değişiklik yaratmasının yanı sıra gittiği yerin sosyal yapısını da değiştirmesi göçte vurgulanan temel unsurlardır. Göç, göç edenlerin ülkelerinden getirdikleri ve yerleştikleri yerin özellikleriyle karmaşık bir yapı oluşturmaktadır. İçduygu, Sirkeci ve Aydıngün (1998, s. 216) göçün, oldukça karmaşık ve uzun bir süreç olduğunu, bu nedenle kendi içinde farklılıklar içerdiğini belirtmiştir. Göç olgusunun, bireylerin kendi istekleri ile gerçekleştirdikleri bir hareket olabildiği gibi, istekleri dışında çok farklı etkenlerin zorlamasıyla oluşan gönülsüz bir hareket de olabildiğini belirtmiştir. Temel olarak göç konusundan söz edildiğinde, göçün daha çok gönülsüz, kendiliğinden ve çok çeşitli etmenlerin etkisiyle gerçekleştirilen bir eylem olarak kabul edildiğini belirtmiştir.

(35)

Castles ve Miller’e (2008, s. 39) göre makro ve mikro yapılar göç sürecinde birbiri içine geçmekte ve aralarında net bir ayrım yapmak zorlaşmaktadır ve tek başına hiçbir neden insanların kendi ülkelerinden ayrılıp başka bir ülkeye yerleşmeye karar vermelerini tatminkâr bir şekilde açıklayamamaktadır. Göçün bütün boyutlarını anlamak için; göç edilen yerdeki ekonomik, sosyal, demografik, çevresel ve siyasal faktörlerin değişen boyutları ve fırsatlarla birlikte ele alınması gerektiğini dile getirmişlerdir.

Göçün sosyal, siyasal, ekonomik ve doğal afetler gibi çeşitli sebepleri olabilmektedir. Göçleri amacına, gerçekleştiriliş tarzına, nedenlerine, iştirak edenlerin özelliklerine, göç edilen mekânın özelliklerine ve daha birçok faktöre göre sınıflandırmak mümkündür (Adıgüzel, 2016, s. 19).

Uluslararası boyutta göçü etkileyen temel faktörler itici ve çekici faktörler olarak ele alınmıştır. İtme faktörü, insanların yaşadıkları yerdeki koşulların (işsizlik, düşük ücretler, toprağın verimsizliği, eğitim ve sağlık imkânlarından yoksunluk, kıtlık, savaş, çatışmalar, terör olayları, siyasi baskılar gibi) katlanılamayacak boyutlara varmasını ifade ederken; çekme faktörü göçün hedef noktası olan coğrafi kesimle ilgili (yüksek ücretler, ucuz ve verimli topraklar, kariyer olanakları, daha iyi sağlık ve eğitim imkânı, bireysel ve toplumsal huzur, can güvenliği gibi) çekici özellikleri ifade etmektedir (Adıgüzel, 2016, s. 18).

Bir diğer ayrıma göre göçü etkileyen faktörler, gönüllü ve zorunlu olmak üzere iki türlü değerlendirilmektedir. Savaş, tabi afet, sürgün gibi nedenlerle insanların yaşadıkları yerden ayrılmak zorunda kalmaları veya buna mecbur bırakılmaları sebebiyle meydana gelen göçler zorunlu göç olarak tanımlanmaktadır.

Bireylerin göç etmeye kendilerinin karar verdiği gönüllü göçte ise esas dürtü, insanların daha iyi yaşam şartları elde edeceklerini ummaları (Yılmaz, 2014, s.

1686-1687) olarak belirlenmiştir. Ancak Faist (2003, s. 48-49-50) zorunlu ve gönüllü göç arasına bir çizgi çekmenin mümkün olmadığını belirtmiştir. Benzer biçimde Abadan-Unat (2017, s. 37) son yılarda daha iyi geçim şartı elde etmek için göç eden “ekonomik göçmen” ile yaşam hakkını kendisi ve ailesi için korunmak amacıyla “zora dayalı göçmen/mülteci” arasında fark gözetiliyorsa da

(36)

son yıllarda bu iki grupta yer alanların birbirine karışmış bulunduğunu dile getirmiştir. Aynı şekilde Betts (2017, s. 18-19) zorunlu göçün çatışmadan kaynaklı, çoğunlukla siyasi temelli, gönüllü göçün ise ekonomik sebeplerden kaynaklandığının düşünüldüğünü, bu ayrımın sorunlu olduğunu, istem ve zorlama arasında ayrım yapmanın kolay olmadığını, uygulamada her iki unsurun da bulunduğunu, göçün hem ekonomik hem de siyasal faktörlerden etkilendiğini dile getirmiştir. Profili en yüksek ve en fazla araştırılan zorunlu göç kategorisinde ise mültecilerin ele alındığını belirtmiştir.

2.2. GÖÇ TEORİLERİ

Göç teorileri; Ravenstein göç kanunları, ekonomi temelli göç teorisi, kesişen fırsatlar teorisi, itme çekme teorisi, dünya sistemi (merkez çevre) teorisi, göç sistemleri teorisi ve ağ (network) teorisi olarak sınıflandırılmaktadır.

2.2.1. Ravenstein Göç Kanunları

Göç konusunda ilk bilimsel çalışma Ravenstein tarafından 1885 yılında yayınlanmış olan “Göç Kanunları” adlı makaledir. 1881 İngiliz nüfus sayımı verilerini kullanarak başladığı çalışmasının sonunda (Yalçın, 2004, s. 22) Göç Kanunları (The Laws of Migration) başlıklı makalesinde 7 maddelik göç kanunu belirlemiştir (Ravenstein, 1885, s. 198-199). Bu maddeler; Göç ve Mesafe:

Göçmenlerin büyük çoğunluğu kısa mesafelere göç etmektedirler (Yalçın, 2004, s. 23; Adıgüzel, 2016, s. 23). Göç ve Basamakları: Sanayileşme ve ticaretin gelişimiyle kentlerdeki hızlı ekonomik büyüme sonucu kente yakın çevrelerden kişiler hızla bu kentlere gelmektedirler. Kentin çevresindeki kırsal alanda göç sonucu seyrelme olmakta ve kırsal kesimdeki seyrelme daha uzak bölgelerden gelen göçmenlerce doldurulmaktadır. Bu durum hızlı gelişen kentin kendisini tüm ülkeye hissettirmesine kadar basamaklı bir şekilde devam etmektedir.

Başka bir deyişle kent yakınlarından kente yapılan göçlerle, kırsal kesimde ortaya çıkan işgücü açığı buraya yakın yerlerden gelen işgücü fazlasıyla doldurulacak ve geldikleri yerdeki boşluk yine oralara yakın yerlerden işgücü fazlasıyla kapatılacaktır (Yalçın, 2004, s. 23). Yayılma ve Emme Süreci: Göç tek

(37)

başına amaç olmamakta, bireyler sadece göç etmek amacıyla yer değiştirmemekte, kentte gelişen ekonomi ve ticari olanaklardan faydalanmak için göç etmektedirler. Kentte sanayinin ihtiyaç duyduğu işgücü, göçle karşılanmakta böylelikle gelen göç, sanayi merkezlerince emilmektedir. Göç Zincirleri: Göç alan yer aynı zamanda göç veren yer olmaktadır. Doğrudan Göç:

Uzun mesafeli göçlerde bireyler büyük ticaret ve endüstri merkezlerine gitmektedir. Yukarıda bahsedilenlerden farklı olarak uzun mesafeli, basamaksız ve doğrudan endüstri ve ticaret merkezlerine doğru gerçekleşmektedir (Adıgüzel, 2016, s. 24-25). Kır Kent Yerleşimcileri Farkı: Kent yerlileri kırsal kesim yerlilerine nazaran daha az göç etme eğilimindedirler. Kente yönelik göçün artması, kentteki yerleşikleri çok fazla yerinden oynatmamaktadır (Yalçın, 2004, s. 25). Kadın Erkek Farkı: Kadınlar erkeklere göre daha fazla göç eğilimi taşımaktadırlar (Ravenstein, 1889, s. 261-288). Bu göçlerde kadınlar ev işlerinin uzantısı olan işlerde çalışmak için göç ederler (Ravenstein, 1885, s. 196).

Bu maddelerin ilkinde Ravenstein; göçmenlerin büyük çoğunluğunun yalnızca kısa mesafelere göç ettiğini belirtmiştir (Ravenstein, 1885, s. 198).

Araştırmamızda göç edenlerin büyük bir kısmının Suriye’nin Türkiye’ye yakın bölgesinden göç etmesi bu teorinin göç ve mesafe boyutuyla örtüştüğünü göstermektedir.

2.2.2. Ekonomik Temelli Göç Teorileri

Ekonomi temelli göç teorileri dört farklı başlık altında ele alınmıştır.

Neoklasik Ekonominin Makro Teorisi

Bu kurama göre uluslararası göçün nedeni emek konusunda arz ve talep alanında ortaya çıkan coğrafi farklılıktan kaynaklanmaktadır. Bu teoriye göre emek fazlasına sahip ülkeler, düşük ücret piyasasına sahiptir, buna karşın sermayeye kıyasla sınırlı emek piyasasına sahip ülkelerin ücret düzeyi yüksek olmaktadır. Ücret farklılığından ileri gelen bu açıklık düşük ücretle çalışan işçilerin, yüksek ücretin olduğu ülkelere göç etmesine neden olmaktadır. Göç hareketinin sonucunda emek zengini ülkelerde emek piyasası daraldığı için

(38)

ücretler yükselmektedir. Ancak sermaye zengini ülkelerde ücretler düşmekte böylelikle bir denge oluşmaktadır (Abadan-Unat, 2017, s. 53; Güllüpınar, 2012, s. 57-58). Sonuç olarak bu teori uluslararası göçün hacminin ücret farklılıklarının boyutuyla ilgili olduğunu vurgulamaktadır (Güllüpınar, 2012, s. 58).

Neoklasik Ekonominin Mikro Teorisi

Bu teoriye göre göçe neden olan faktör, iş piyasalarındaki makro olgularla birlikte özellikle bireyin kendisidir. Göç sürecini başlatan, daha yüksek kazanç elde etmeyi planlayan bireydir (Güllüpınar, 2012, s.59). Göçün yarar ve maliyetlerinin analizinden sonra, tüm gerçeklerin bilincinde olarak göç kararı birey tarafından gönüllü olarak alınmaktadır (Toksöz, 2006, s. 17). Ancak göç sonucunda elde edecekleri kazanca ulaşmadan önce yolculuk ve taşınma masrafı, yeni bir dil öğrenme, uyumu sağlama sürecinde kabullenilecek psikolojik sıkıntılar türünden yatırımlar yapmak zorundadır (Abadan-Unat, 2017, s. 54). Bu teori temel olarak bireyi ele almakta ve yalnızca bireyin kar ve zarar maliyetini hesaba katarak göçün gerçekleştiğini öne sürmektedir. Ancak göç hareketi sadece bireyin istek ve arzuları çerçevesinde değil çevresel etkenler de ele alınarak değerlendirilmelidir.

Yeni Ekonomi Teorisi

Bu teoriye göre, göç kararı sadece bireyler tarafından değil, gruplar tarafından verilmekte, özellikle aile ve hane halkı etkili olmakta ve göç bir aile stratejisi olarak görülmektedir (Güllüpınar, 2012, s. 62). Bu şekilde alınan kararlar beklenen gelirin en üst düzeye çıkarılmasının yanı sıra gelirle ilgili rizikoların azaltılması ve yerel piyasaların başarısızlıkları aşamasında etkili olmaktadır (Abadan-Unat, 2017, s. 55). Evin bireyleri ekonomik bunalımlar karşısında değişik stratejiler benimsemektedirler. Kimi yerel ekonomide iş bulmakta, kimi aynı ülkenin başka bölgesinde çalışmakta, kimi yurt dışında çalışma imkânı bulmaktadır. Anayurdun ekonomik dengesi bozulunca, evin gelirini göç eden bireylerin yolladıkları paralarla dengelemektedirler (Güllüpınar, 2012, s. 62).

(39)

İkiye Bölünmüş Emek Piyasası Teorisi

Uluslararası göç hareketi gelişmiş ülkelerin ekonomik yapısının temel öğesi olan sürekli işgücü talebinden kaynaklanmakta, gönderen ülkenin işsizlik ya da düşük ücret gibi itici faktörlerden değil kabul eden ülkelerin ihtiyaç duydukları düşük ücretli işgücü gereksiniminden ileri gelmektedir (Abadan-Unat, 2017, s.

57-58). Gelişmiş ekonomilerde iş gücü piyasasının genelinde ve işletme düzeyinde sermaye yoğun sektörler ve işler ile emek yoğun sektörler ve işlerin varlığına bağlı olarak işgücü piyasasında ikili (tabakalı) bir yapı bulunmaktadır.

Sermaye yoğun birincil sektörde işçiler ileri teknoloji donanımla çalışmaktadırlar, yaptıkları işler yoğun yetenek ve maharet gerektiren vasıflı işlerdir. İşverenler bu işçilere yatırım yaparak onları eğittiği için onlardan kolayca vazgeçip işten çıkarmazlar. İstikrarsız istihdam koşullarının olduğu ikincil sektörde ise işçiler vasıfsız işleri yapmaktadırlar ve ekonomik kriz döneminde işlerine kolayca son verilebilmektedir. Çalışma koşullarının ağır olması ve işçilerin bu işlerde ilerleme imkânına sahip olmaması yerli işçilerin bu işlerde çalışmayı kabul etmelerini zorlaştırmaktadır. Kendi ülkelerindeki ücretler ikincil sektör işlerinkinden daha düşük olduğu ve ülkelerine kaynak aktarma fırsatı sunduğu için göçmen işçiler bu işleri kabul etmektedirler (Toksöz, 2006, s. 17-18).

2.2.3. Kesişen Fırsatlar Teorisi

İlk kez 1940 yılında Stouffer “kesişen fırsatlardan” bahsetmektedir (Yalçın, 2004, s. 28; Çağlayan, 2006, s. 77). Bu teori, göç konusunda bireylerin kararı ve bu karara iten sebepler üzerine yoğunlaşmakta ve göçmeni ön plana çıkarmaktadır (Çağlayan, 2006, s. 77).

Bu teori, göç eden insanların sayısı ile gidilen yerdeki fırsatların çokluğu arasında bir oran olduğuna vurgu yapmaktadır. Yani gidilecek yerde iş bulma olanağı fazla ise oraya göç edecek insan sayısının da fazla olacağını belirtmektedir (Bayraklı, 2007, s.10). Çağlayan (2006, s. 78) bu teorinin çok geniş kapsamlı ve yaygın kullanılan bir kavram olduğunu belirtmekle beraber, özellikle ekonomik temelli göçlerde ve işçi göçü çalışmalarında daha sıklıkla kullanılabileceğini dile getirmiştir. Buna göre bir bölgede yaratılan iş fırsatı ve bu

(40)

fırsatların yarattığı cazibe, kuramın temel işleyiş biçimini oluşturmaktadır. Bu teori daha çok işçi göçünü kapsadığı için araştırmanın esas konusu olan Suriyelilerin zorunlu göç etme sebeplerine ekonomik etkenlerin dışında bir açıklama getirememektedir.

2.2.4. İtme Çekme Teorisi

Göçmenden çok göçe odaklanılan ancak göçmenin de göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulanan (Çağlayan, 2006, s. 72; Adıgüzel, 2016, s. 25) bu teorinin dayanak noktası itme-çekme teorisidir. Lee’ye (1966, s. 49-50) göre göç kararında hem köken ülke hem de hedef ülkeyle ilgili faktörler rol oynamaktadır.

Bu da itme çekme faktörünün temel işleyişini oluşturmaktadır. Lee bazı faktörlerin çoğu insanı aynı şekilde etkilediği gibi, bazılarının da farklı şekilde etkilediğini dile getirmiştir.

İtme-çekme kuramlarıyla uğraşan bir diğer teorisyen de Petesen’dir. Petersen (1958, s. 259) itme çekme teorisini ilkel, zorlama, yöneltilmiş, serbest ve kitlesel adı altında beş geniş göç kategorisinde ele almıştır. Buna göre; İlkel Göçler:

Kuraklık kötü hava şartları gibi fiziksel zorluklardan kaynaklanan doğal çevrenin yarattığı itme etkisiyle oluşan göçlerdir. Zorlama ile Yapılan Göçler: İlkinde ayırt edici özellik olarak doğanın yarattığı baskı belirtilirken, ikincisi olan zoraki göçte sosyal durumun yarattığı baskıyı ayırt edici özellik olarak kullanmaktadır.

Birincisinde göçmen az çok göç sürecini kontrol ederken, ikincisinde göç süreci tamamen göçmenin iradesi dışındadır. Serbest Göç: Göç kararına bireyin kendisinin karar vermesi olarak dile getirilmiştir. Bir başka ülkeye veya kente çalışmak için giden, emek göçü gerçekleştirilen işçiler bu göç tipine örnek gösterilmektedir (Adıgüzel, 2016, s. 27). Yöneltilmiş Göçler: Göç etmesi istenen topluluğun tercih hakkına sahip olmasıdır. Bu göç tipine, 1933-38 yıllarında Almanya Yahudilerinin çeşitli kanunlarla göçe özendirilmesi örnek verilebilir (Yalçın, 2004, s. 34). Kitlesel Göçler: Petersen kitlesel göçleri, serbest göçlerin bir sonucu olarak değerlendirmektedir. Başka bir ülkeye serbest göç ile giden göçmenler, gittikleri ülkenin hayat tarzını ve maddi kazançlarını geldikleri yerdeki diğer kişilere anlatarak zincirleme göç dalgası başlatmaktadırlar. Yeni

(41)

ulaşım ve iletişim imkânlarıyla öncü göçmenlerin kurdukları göçmen ağları, yeni göçmenleri göç etme konusunda cesaretlendirmekte ve kitlesel göçü başlatabilmektedir (Adıgüzel, 2016, s. 27). İtme çekme faktörlerinin hem iç göçlerde hem de dış göçlerde etkili olduğu görülmektedir (Çağlayan, 2006, s.

75). Suriyelilerin zorunlu göçleri itme çekme teorisi bağlamında ele alındığında;

Suriye savaşı ve neden olduğu ekonomik-sosyal olumsuzluklar göçün itici etkenlerini, Türkiye’nin savaştan uzak yaşam koşulları ve açık kapı politikası çekici etkenlerini oluşturmaktadır denilebilir.

2.2.5. Dünya Sistemi (Merkez-Çevre) Teorisi

Bu kurama göre göçün yönü gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerden (çevre), gelişmiş kapitalist Batı ülkelerine (merkez) doğrudur. Göçler az gelişmiş ülkelerin iş gücünün gelişmiş ülkelere kullandırılmasına yaramaktadır. Ancak göçmenlerin ülkelerine gönderdikleri işçi dövizleri, ülkenin gelişimine katkı sağlamaktan çok sosyo ekonomik gelişmelerini daha da olumsuz etkilemektedir (Adıgüzel, 2016, s. 30). Yani göç gelişmemiş ülkeleri modernliğe götürmekten çok, yoksulluğun ve kaynakların tüketilmesini daha da şiddetlendiren bir güç olarak görülmektedir (Yalçın, 2004, s. 37). Bu teorinin varsayımları Suriyeli kadınların zorunlu göç etme sebeplerinin toplumsal boyutunu açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Suriye ve Türkiye arasında merkez çevre ilişkisi olmadığı gibi, zorunlu göç edenler sadece ekonomi amaçlı göç kararı vermemişlerdir. Bu nedenle çalışmayı bu teori bağlamında ele almak kapsayıcı olmayacaktır.

2.2.6. Göç Sistemleri Teorisi

İki ya da daha fazla ülkenin karşılıklı olarak göçmen değişimi üzerine kurdukları sisteme dayanan ekonomik ve politik temelli bir kuramdır (Adıgüzel, 2016, s.

31). Buna göre göç hareketlerinde genellikle göç alan ve göç veren ülke arasında, göç ilişkisinden önce de bir ilişki biçimi vardı. Bu ilişkilerin temeli kolonyal döneme, kolonyal ilşkilere, ticari ve mali ilişkilere, politik nüfuz ve kültürel bağlara dayanabilir (Çağlayan, 2006, s. 82). Bu teori göç hareketinin makro ve mikro yapıların etkileşiminden kaynaklandığını savunur. Bu kuramın

(42)

makro yapısı devletlerarası ilişkiler, göç veren ve alan ülkeler tarafından göç yerleşimini kontrol etmek amacıyla düzenlenen kanunları, yapıları ve uygulamaları kapsamaktadır. Mikro yapılar ise göç ve yerleşme süreciyle başa çıkmak için göçmenlerin kendileri tarafından oluşturulan enformel bağlardır (Castles ve Miller, 2008, s. 36-37). Suriye göçünün ani ve kitlesel olması, göçe dair alan ve veren ülkeler arasında herhangi bir düzenleme yapılamamış olması göçün bu çerçevede ele alınmasını mümkün kılmamaktadır.

2.2.7. İlişkiler Ağı (Network ) Teorisi

Bu ağ; göçmenlerin kısa vadede uyumu, uzun vadede entegrasyonu üzerine odaklanmaktadır. Ancak bu ağlar, göç edenlerin kendi topluluklarıyla bağlarını güçlendirirken, yerel topluluklarla temaslarını sınırlandırabilmektedir (Gurak ve Caces, 1992, s. 153). Benzer biçimde Güllüpınar (2012, s.74) da bu ağın, yeni gelen göçmenlerin uyumunu kolaylaştırmakla beraber bazı durumlarda bunun tam tersine de neden olduğunu, göçmenlerin, var olan ekonomik, siyasal ve sosyal ağları sayesinde, içe kapalı bir toplum olarak yaşadıklarında göç ettikleri ülkedeki yeni hayata geçişi ve uyumunun mümkün olmadığını, bu ağın varlığı sayesinde, tüm ihtiyaçlarını kendi grubu içerisinde karşıladıklarını, kendi grubunun içine kapandıklarını ve göç ettiği ülkedeki halkla temastan kaçındıklarını, yeni topluluktan kendini yalıtma ve kendi grubunun içine kapanma gibi olumsuz yanları bulunduğunu belirtmiştir.

Bu ağ kuramı hem göçe hem de göçmene yaklaşımıyla diğer kuramlardan farklılık göstermektedir. Bu ağ, göçü göçmen ve göçmenlik üzerinden anlamaya ve analiz etmeye fırsat verdiği için diğer göç teorilerinden farklılık göstermektedir (Çağlayan, 2006, s. 85). İlişkiler ağı (network), iç göçlerden çok ulus-ötesi göç hareketlerini aydınlatmakta daha yararlı (Abadan-Unat, 2017, s.

69) görülmektedir.

Günümüzde gerçekleşen göç hareketleri birçok faktörün etkisiyle gerçekleşmektedir. Günümüzde her göç farklı karakteristik özellik barındırması itibariyle, her göç bir yandan kendi yapısı içerisinde incelenirken bir yandan da interdisipliner bir yaklaşım çerçevesinde incelenmelidir (Çağlayan, 2006, s. 85).

Referanslar

Benzer Belgeler

Kadınların ailede alınan kararlarda söz hakkı alabilme durumu ile kararlara katılım düzeylerinin evlilik uyumlarına etkisini gösteren bulgulara göre kadınların ailede

Aktif euthanasia da, hekimin, yüksek dozda potasyum klorür veya barbiturat gibi maddelerini damar içi zerkleri gibi, kullandığı farmakolojik vasıtalarla haya-

Gayrimüslimlerin mirasla ilgili ihtilaflarında ruhanî liderlerin sa- hip olduğu sınırlı yetkiler de an- cak devletin tanıdığı birer yetki olarak göze

The Usage of Edible Films Extracted from Cherry and Apricot Tree Gums for Coating of Strawberry (Fragaria ananassa) and Loquat (Eriobotrya japonica) Fruits.. Sema Ozmert Ergin 1*

Sonuçta, yaşam doyumu puan ortalamaları bakımından evli ve eşiyle yaşayan yaşlıların, boşanmış yalnız yaşayanlar arasında anlamlı düzeyde fark

In the event Cohort_Permanent_Ckpt_Message_Receive when cohort process receives the permanent checkpoint number message from the daemon, it updates its tentative

Project team does not accept to meet the Upfront understanding of impact on upstream and downstream applications due to our or their changes Choose the

Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre ergenlerin sosyal duygusal öğrenme becerileri, psikolojik dayanıklılıkları ve yaşam doyumları cinsiyet değişkenine