Rölatif Bütüncül Psikoterapiye Giriş

(1)

i

HAZİRAN 2014

Rölatif Bütüncül Psikoterapiye Giriş

(İlme’l Yakîn’den Hakka’l Yakîn’e = Bilgiden Deneyime)

Rölatif Bütüncül Psikoterapi 13. Dönem Serisi

Tahir ÖZAKKAŞ

(2)

ii

Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları: 240

Rölatif Bütüncül Psikoterapiye Giriş

(İlme-l Yakin’den Hakka-l Yakine = Bilgiden Deneyime)

yayımlanamaz.

Birinci Baskı: Ocak 2018

Editör: Tahir Özakkaş

Katkıda Bulunanlar: Candan Örs, Gökhan Sönmez

Baskı: Acar Matbaacılık Prom. ve Yayın. San. ve Tic. Ltd. Şti.

Osmangazi Mahallesi Mehmet Deniz Kopuz Caddesi No: 20/1 Esenyurt - İSTANBUL

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIK ORG. VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ.

Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi No:285 Darıca / KOCAELİ Tel: 0262 653 6699

PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ LTD. ŞTİ. BEYOĞLU ŞUBESİ Asmalı Mescit Mah. İstiklal Cad. No:120 Galatasaray İşhanı Kat: 5

Beyoğlu / İSTANBUL Tel: 0212 243 2397

www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com

(3)

iii

SUNUŞ

İnsanlık tarihi boyunca, her toplumda psikolojik rahatsızlıkları tedavi etmeye yönelik girişimler olmuştur. Bu alanda yapılan girişimler sonucu ortaya çıkan pek çok farklı ekolün savunucuları, kendi ekol- lerini yüceltme ve diğer ekolleri küçümseyerek ötekileştirme yoluna gitmiştir. Ancak buna rağmen farklı yaklaşımlardan bilgiler edinerek kuramını zenginleştirmeye ve bu alanda çalış-malar yapmaya başla- yan öncü terapistler, psikoterapide bütünleşmeyi sağlayarak alandaki bölünmeleri büyük oranda azaltmıştır.

Bütüncül psikoterapi, hastanın bilişlerinin, davranışlarının, kişili- ğinin ve duygusal süreçlerinin yeniden düzenlemesine yardımcı olmak için pek çok farklı ekolden faydalanarak daha gerçekçi, uyumlu ve esnek bir çalışma alanı sunar. Eğitimini verdiğimiz bütüncül psikoterapi, zaman zaman eklektik ve asimilatif, genellikle de entegratif ve ortak faktörler üzerine kurulmuş bütüncül bir yaklaşımı içerir. Bireye, teori odaklı değil danışan odaklı bakmaya çalışan bütüncül psikoterapiler, farklı yaklaşımların bileşenlerini bir araya getirerek terapisti geniş bir vizyona ulaştırır.

Bu amaçtan yola çıkarak, çeşitli bilimsel etkinlik, araştırma, eği- tim ve yayın çalışmalarıyla, ülkemizde bütüncül psikoterapi uygula- malarının gelişimine öncülük etmekten gurur duyuyoruz. Elinizdeki bu ders notları, ruhsal bozuklukların tedavisinde tek bir psikoterapi yaklaşımına bağlı kalmaktansa elindeki veriyi kullanarak uygulana- bilecek en iyi tekniği ve teoriyi arayan bütüncül yaklaşımlı terapistler

(4)

iv

yetiştirme adına verilen Bütüncül Psikoterapi Teorik Eğitimi 13. Gru- bunun Haziran ayı deşifrelerini sunmaktadır. Bu ders notları, eğitim deşifresinin derlemesi olma özelliğiyle dünyada eşi benzeri görülme- miş bir yayın niteliği de taşımaktadır.

Bu ders notlarında tanışma, psikanalitik psikoterapilere genel ba- kış, hücum tedavisine giriş, soyağacı çıkarma ve ilk görüşme konuları ele alınmaktadır.

Bütüncül psikoterapiler de insanın ruhsal yapısının gelişiminde ol- duğu gibi zamanla özerkleşecek, bireyselleşecek ve ayrışarak psikoterapi ruhunu ayakta tutacaktır.

Psikoterapi uygulayıcıları için önemli olduğunu düşündüğümüz bu eğitim ders notlarını, sizlerin ilgisine sunmaktan kıvanç duymaktayız.

Keyifli okumalar dileriz…

Tahir ÖZAKKAŞ Psikoterapi Enstitüsü Başkanı

(5)

v

İÇİNDEKİLER

I. GÜN I. DERS

Eğitim Süreci ...1 II. DERS

Tanışma ...7 Manik Savunma ...38

III. DERS

Tanışmaya Devam ...59

II. GÜN I. DERS

Tanışmaya Devam ...97 Terapide Varsayımlar ...130

II. DERS

Eğitim Süreci ...143 Tanışmaya Devam ...145 Paradoks Etki ...152

III. DERS

Tanışmaya Devam ...195 Şizoid İkilem ...202

IV. DERS Psikanalitik Psikoterapilere Genel Bakış

Hücum Tedavisine Giriş ...239 Soyağacı Çıkarma ...255

(6)

vi

İÇİNDEKİLER

III. GÜN I. DERS

Hücum Tedavi̇si̇nde Aşamalar ...271 Hücum Tedavisinde Psikoeğitim Evresi ...298 Hücum Tedavisinde Tedavi Tekniklerinin Tartışılması,

Öğretilmesi ve Karar Evresi: ... 310 II. DERS

Soyağacı Çıkarma Örneği̇

Hücum Tedavi̇si̇nde Uygulama

Kısa Psikodinamik Terapi ...323 III. DERS

Soyağacı Çıkarma Örneği ve İlk Görüşme ...345 IV. DERS

İlk Görüşmenin Değerlendirilmesi ...399

(7)

I. GÜN

I. OTURUM

– HAZİRAN 2014 –

Eğitim Süreci

(8)

(9)

3 EĞİTİM SÜRECİ

Eğitim Süreci

Tahir Özakkaş: Sizlerde benim gibi heyecanlısınız herhalde, her sene o heyecanı, güzel heyecanı yaşıyorum. Her sene bu ay, bizim mezuniyet ve yeni başlayan ekibin ayı. Geçen hafta bir grup arkadaşı mezun ettik üç yıldan sonra…

Kursiyer E.A: Gördük hocam fotoğraflarınızı. Epey oynamışsınız.

Tahir Özakkaş: Bayağı bir eğlendik. Evet, kurdumuzu döktük, tabi üç yıl acısıyla, güzellikleriyle çok hoş geçti. Paylaşımlarımız, bir taraftan onların mezun etmenin mutluluğunu ve gururunu yaşarken diğer taraftan çok büyük bir bağlılık oluştuğu için hepimiz büyük bir hüzün dalgası içerisine girdik. Arkadaşlar tek tek konuştu. Her biri duygularını ifade etti ve bol miktarda gözyaşı çıktı bu durumda. Sizin- le de böyle bir başlangıcı, güzel bir başlangıcı yapacağız. Üç yıl sizlerle bu güzel yolculuğumuz sürecek, bir aile olmayı planlıyoruz. Bir grup arkadaşlığı ve dostluk kurmayı planlıyoruz. Birbirimizden çok farklı yerden geldik, çok farklı düşünceleri olan, farklı değer yargıları ve inançları olan bir grup arkadaşı, insan olmanın ortak paydasında buluşmayı ve birbirinizi anlayabilme fırsatını burada yakabileceğinizi umuyorum. Birbirinizdeki zenginlikleri görebileceğinizi umuyorum.

Geçtiğimiz on üç grup boyuncada bu hep böyle oldu. Dilerim bu gü- zelliği siz de burada yakalarsınız. Eğitim bildiğiniz bir formal eğitim olmayacak, mutlaka formal tarafları, standartları olacak ama bunu çaktırmadan yapacağız. Siz benimle konuşurken, muhabbet ederken, ben araya sıkıştırdığım birkaç cümlede çok bilimsel, çok ciddi, çok scientific bir takım şeyleri çorba gibi akıtmaya çalışacağım, Türkçe- leştireceğim. Daha sonra bu öğrendiğimiz şeylere isim koyacağız. Li- teratür, kuramsal şeylerdir, kuramlardır vs. Ekleyeceğiz.

Burada kendinizi ortaya koyarsanız ben de anlama merakınızı, ke- şif merakınızı motive edip çıkarabilirsem, çok yorulmadan böyle karı-

(10)

4 13. BPT HAZİRAN DERS NOTLARI

şık konuları tereyağından kıl çeker gibi halledeceğiz. Bu güne kadarki gruplar içerisinde bu grup çok şanslı bir grup. Otuz –otuz beş yıllık, benim bu konudaki psikoterapideki bireysel çabam, gayretim, son yıl- larda çok farklı kuramcılardan eğitim alma fırsatım oldu. Onlardan aldığım bilgileri ve bireysel tecrübelerimi birleştirerek bizim toplu- mumuzun insanına uygun bir hamur haline getirmeyi başardım diye düşünüyorum ve bütün bunları Türkçeleştirerek yani benim ilkokul mezunu annemin anlayacağı dile dönüştürüp aktarabilme becerisini geliştirmiş olduk. Bizler insanlarla uğraşacağız ve insanlar bizim insa- nımız… Biz onları yabancı bir ülkeden ithal etmedik. Dolayısıyla on- ların anlamadığı, anlamlandıramadığı, bir takım yaraları iyileştireme- diği hangi yaklaşım olursa olsun, sahte bir yaklaşım olur. “mış” gibi iyileşmeler, “mış” gibi davranışlar,”-mış gibi” farkındalıklar oluşur.

Bizim buradaki eğitimimiz tüm bunların ötesinde bizim insanımızın derinden etkilendiği, derinden farkındalıkların oluştuğu ama çok basit dokunmalarla çok basit farkındalıklarla yapmaya çalıştığımız şekil- dedir.

Bu eğitimi yaparken de bu eğitimin gerçekten inandırıcı olabilmesi için sizlerin bu sürecin içerisinden geçmeniz gerekecek. Her biriniz ile tek tek görüştüm, söz aldım. Bireysel olarak iç dünyanıza bakmadığı- nız, bireysel olarak iç dünyanızı aydınlatmadığınız, kendinizi tanıma- dığınız müddetçe başkalarını tanımanız mümkün değil. Bu da acılı ve keyifli bir süreç, bunu da paylaştım sizlerle. Bu acılı ve keyifli süreçte zaman zaman birbirimize omuz olacağız, birlikte ağlayacağız. Zaman zaman benim anlattığım konulardan çok uçup gideceksiniz kendi dert- lerinize, geçmişinize, annenize babanıza, kardeşlerinize, çocuklarını- za ve travmalarınıza gideceksiniz. Bu gayet doğal bir şey. Ardından tekrar geleceksiniz, tekrar gideceksiniz, geleceksiniz. Bu bir hesaplaş- ma süreci olacak. Böyle bir yapı içerisinde kardeşçe bu süreci paylaşa- maya çalışacağız. Fonksiyonel olmayan hiçbir şeyi kabul etmiyoruz.

(11)

Tek kural var, “ Yaptığımız iş yararlı mı? Zararlı mı?” Fonksiyonellik- le ilgili eğitimin tüm etaplarında amacımız, ortak bir konsensusla en yüksek faydayı sağlayan hangi yaklaşım, hangi teknik, hangi kuralsa o kural bizim kuralımız. Bunun dışında hiçbir kural önemli değil benim için. Yapılan uygulama insana yararlıysa, değişim yaratıyorsa ve kısa sürede bunu yapıyorsa o bizim kuralımız. Dolayısıyla bir takım standartlar varsa bu standartlar insanların hayatlarını kolaylaştırıyorsa standarttır. Veya hukuk sistemlerinin, özellikle sigorta şirketlerinin, sağlık sektöründeki bir takım ödemeler nedeniyle bunlar standardi- ze edilmişse -bunlar insani şartlar için değil- birilerinin birilerine ödemeler yapması için standartlaştırılmıştır. Bu bizi ilgilendirmiyor.

Bunları hayatın gerçekliği içinde uyguluyoruz ama zaman içerisinde bunları da inceleyeceğiz.

Eğitim şuanda başladı. Eğitimin malzemesi biziz benim, sizsi- niz… Ben de kendimi ortaya koyacağım, kaçmak yok. Acımasızca bana saldıracaksınız, beni döveceksiniz, aşağılayacaksınız, küsecek- siniz, kızacaksınız, korkacaksınız, seveceksiniz, gece rüyalarınızda göreceksiniz, (Gülüşmeler…) ben ortadayım. Ben de sizi aynı şekil- de… Hikâyemiz tanışma faslıyla başlayacak, tanışma faslının her bir ilmeğinde her bir arkadaşımıza ben birkaç cümle söyleyeceğim. Bu cümle bir yapbozun ufak ufak parçalarını birleştirmek… Belki ilk baş- ta resmin tamamını görmeyeceksiniz ama bu yapbozun bir figürünü gördüğünüzde ‘ yahu üç-beş-yedi numaralı arkadaşlara hoca bunları söylemişti, aman tanrım öyle bir şey var’ diye dank edecek.

Kursiyer: Ben gördüm sizi rüyamda,

Tahir Özakkaş: Başlamış gördüğünüz gibi hikâye. (Gülüşme- ler…) Şimdi böyle bir hikâye… Dolayısıyla söylenen cümleler, yak- laşım tarzları, her şey eğitimin bir parçası. Bazen maddeler de yaza- cağım ama çok da ciddiye almayacağım. Böyle kafası düzgün çalışan bir arkadaşımız bunu kendi kafasına göre maddeleştirmiş. Herkes de o

(12)

maddelere saygı duyduğu için bilimsel bir kriter olmuş. Bize ortaokul veya lisede sorarlardı ”Türkiye’nin kömür madenleri nelerdir?” diye, madde madde yazılmış. Ben neden ezberleyeyim ki, zaten yazıyor orada. Nöronlarımın sentez yapması onu ezberlemek ile olmuyor ki.

Başka bir şey o! Deneyime dayalı, hayatın içindeki öğrenme sistemi bana bunları kazandırdı. Burada biz, bunları yapmaya çalışacağız.

Bir yoklama yapacağım, bu bizim standart yoklamamız olacak.

Sabah geç kalan arkadaşlara bir nokta koyacağım. Üç noktası olanı bir gün yok yazacağım. Böyle kurallar var gördüğünüz gibi. Kaç kişi

“aaa…” dedi? Üç, dört tane ses duydum.

Kursiyer E.A: Hocam hani kural yoktu?

Kursiyer S.A.Ö: Fonksiyonel kurallar…

Tahir Özakkaş: Evet. Artık başlayabiliriz. İlk datalar gelmeye başladı. (Gülüşmeler). “Ego state” diye bir şey var, duydunuz mu?

Ego durumları. Kaç kişi duydu? Çoğunluk duymuş, sekiz on kişi var.

Ego durumları… İnsanın bir tane kimliği ve kişiliği yok; çok kişili- ğimiz var. Buna kompleksler de diyoruz. Biraz önce kural yok diyen Tahir ile şimdiki Tahir; bir vücutta iki tane ayrı insan. Kural yok diyen öbürüydü. Bu da kural var diyen. Ben karışmıyorum ki ona, sen git he- sabını öteki ile gör.(Gülüşmeler). Bunların her ikisinin de farkındaysa insan, o sağlıklı; değilse psikoza kadar gidiyor. Ben farkındayım. Ora- dan bok atmadan yırtalım.(Gülüşmeler).

Tahir Özakkaş: (Yoklama alınır.)

(13)

I. GÜN

II. OTURUM

– HAZİRAN 2014 –

Tanışma

(14)

(15)

Tanışma

Tahir Özakkaş: Evet, sizleri tanıyalım.

Kursiyer H.A: Herkese merhaba… İsmim H.A… Ben de evliyim.

İki tane çocuğum var. Hemşireyim. 20xx yılında bir kurumdan evlilik terapisi ve cinsel terapi eğitimine katıldım. Bu eğitimde fark ettim ki;

annem ile aramızda hiç sağlıklı bir ilişki yok. Birbirimize bağımlılık geliştirmişiz. Bunun çok sancılı olduğunu fark ettim. Bu kadar kısa- cık bir eğitimde defect’lerim olduğunu görünce, acaba daha neler var diye merak ettim. Daha sonra X üniversitesinde aile danışmanlığı yük- sek lisansına devam ettim. Sonra iki dönem Tahir hocama bu eğitime kabul etmesi için başvuruda bulundum. Sonunda buradayım. Bura- da olmaktan çok mutluyum. Terapist olmayı hedefliyorum; ama önce kendimi çok merak ediyorum. Bakalım neler çıkacak. Sizinle beraber kendimi keşif yolculuğuma geldim.

Tahir Özakkaş: Evet, H. Hoş geldin, H. Bu eğitime aldığım üçün- cü hemşire arkadaş; iki tane psikiyatri hemşiresi vardı. Bu da aile da- nışmanlığında yüksek lisans yapan arkadaşımız. İnşallah yurt dışında olduğu gibi bir ruh sağlığı profesyonelleri ekibi olur. Gerçekten psikiyatri alanında hemşireler fonksiyon görür. Onların da ilk denemelerini de burada enstitüde yapıyoruz. Gayette başarılı oluyorlar. Bakalım, hayırlısı olsun.

Kursiyer H.A: Hemşirelikte de dediğim gibi psikiyatride çalıştım.

İş yeri sahibiyim.

Tahir Özakkaş: (Kapı açılır.) Geri…

Kursiyer: Çok özür diliyorum, ay geç kaldım.

Tahir Özakkaş: Hep öyle olur zaten… (Güler) Geç kalan arka- daşlar sessizce girmek isterler, bütün felaketler onların başına gelir.

Murphy kuralları mı diyorlar? Ne diyorlar?

(16)

Kursiyer H.A: İstifa ederek kendimi mecbur bırakmak istedim.

Eğitim zor gelirde bırakırsam diye; ama artık bırakma şansım yok.

Tahir Özakkaş: Peki H. ‘ye sorular…

Kursiyer: Nerden geliyorsunuz?

Kursiyer H.A: K… geliyorum.

Kursiyer S.G: Bu eğitimi nasıl süreç için kullanacaksınız? (Anla- şılmıyor)

Kursiyer H. A: Aile danışmanlığı adı altında bir yol izleyeceğim.

Tahir Özakkaş: Biliyorsunuz, aile danışmanlığı diye bir alt alan çıktı. Bu da sosyal politikalar bakanlığına bağlı olarak aile danışman- lığı yürütülüyor. Hemşireler de bu sınıfın içerisine kabul ediliyor ya- sal olarak. Daha psikologların tam meslek tanımı çıkmadan bunlarınki belirlendi gibi. Peki, H. Teşekkürler, başarılar sana. S.G…

Kursiyer S.G: S.G. İ… doğumluyum. (Ses duyulmuyor).

Tahir Özakkaş: Şunun sesini açar mısınız biraz? Biz bunun sesini açtık gittik sabah; ama ödipal olunca böyle… Birileri kesiyor; kastre ediyor. Kastrasyonu biliyorsunuz değil mi arkadaşlar? Sizin gücünü- zü birileri kesmeye çalışıyorsa, bilin ki babasıyla rekabet ediyor. Her boyutta kesiyor, biz buna “pipisini kesme” diyoruz. Bu, bir ses oluyor, yemek oluyor, boy-pos oluyor, yolunuzu kesme oluyor, trafik polisi oluyor. Evet, buyurun…

Kursiyer S.G: 19xx İ… doğumluyum. 20xx İ. şehrine üniversite için geldim. Halen İ. şehrinde yaşıyorum. 20xx mezunuyum ama hep insan kaynakları bünyesinde çalıştığım için, alanda kopuk hareket ettim. Bu yüzden insan kaynakları bölümü beni tatmin etmedi. Açıkçası çok farklı şeylerle ilgileniyorum; alanımla ilgili değil. Yüksek lisans- ta yapmadığım için, geçen bu uzun bir süreçte -kendimi tanımakla bir-

(17)

likte- alanıma daha yoğun bir şekilde yönelmek istedim. Ondan sonra bu yolda yürümek için buraya geldim. Ciddi problemlerim olduğunu düşünüyorum. (Gülerek) Onları da burada çözmeyi umuyorum.

Tahir Özakkaş: Hemen itiraf ediyorum. (Güler).

Kursiyer S.G: İtiraf ediyorum. Birçok bayan arkadaşımız da söyledi. Annemle ilgili ciddi problemlerim olduğunu düşünüyorum.

Öyle… Onları çözeceğiz.

Tahir Özakkaş: S.’ye laf atmayın bak, kızarım. Ben annesiyim.

Kursiyer S.G: Yanlış parçaları doğru yerlere koymayı öğrenece- ğiz burada.

Tahir Özakkaş: Güzel!

Kursiyer S.G: Öyle… Herkesle birlikte olduğum için mutluyum.

Tahir Özakkaş: Yarışmacı arkadaşlara başarılar diliyorsun.

Kursiyer S.G: Sizden çok şey öğreneceğimi düşünüyorum.

Tahir Özakkaş: Ne öğreneceksin mesela?

Kursiyer S.G: Kendini tanımayı öğrenmek bence en önemlisi.

Tahir Özakkaş: Bugün ne öğrendin?

Kursiyer S.G: Kolumu kaldırmamın bile anlamı olduğunu düşü- nüyorum şuanda (Gülüşmeler). Bakışlarımda farklı bir ifade olabi- lir. Mesela; bakışlarım, cümlelerimin altında olumlu ya da olumsuz anlamda yatan farklı temeller var belli ki. Bu temellerin nekadarının düzeltilmesi; ne kadarının düzeltilmemesi gerekiyor. Bunların detaylı bir şekilde yollarını öğreneceğiz.

Tahir Özakkaş: Korkmaya mahal yok…

Kursiyer S.G: Korku var ama… (Gülüşmeler).

(18)

Tahir Özakkaş: Her zaman doğal olup itiraf edeceksin. Hayattaki tek tutsak biz değiliz.

Kursiyer S.G: Bu arada az önceki arkadaş yanlış anlamasın. An- nem de, hemşire de… Annemle ciddi problemlerim olduğu için, “Aca- ba dedim annemin de böyle bir eğitime ihtiyacı var mı?” diye düşün- düm ve size öyle bir soru sordum. Yanlış anlamayın.

Tahir Özakkaş: Peki, teşekkürler efendim.

Kursiyer S.G: Ben teşekkür ediyorum.

Tahir Özakkaş: Şöyle derler: İzmir’in kızları bir ömre bedel der- ler, doğru mu?

Kursiyer S.G:Bir şey söyleyemeyeceğim, bazı kişilerin başına bela olduğunu da söylüyorlar. (Gülüşmeler)

Tahir Özakkaş: Öyle mi? Buyurun efendim.

Kursiyer: Hangi bölümden mezunsunuz?

Kursiyer S.G: Ben psikoloji mezunuyum.

Tahir Özakkaş: Psikoloji mezunu ama on yıl boyunca başka işler- le uğraştı. Sonra döndü geldi” bir ne var diye bakayım” dedi.

Kursiyer S.G: Bu alanda çalışmayı çok istiyorum ama insan kay- nakları bölümünde hep böyle özlük dosyaları, SGK giriş-çıkışları gibi saçma şeylerle uğraştırıyorlar ve çok yorucu olduğunu düşünüyorum.

Ama benim beslendiğim ya da tatmin olduğum nokta bu alanda bir şeyler yapabilmek olabilir, en azından okul sürecimdeki emeklerimin karşılığını alabilirim. Alanımdan para yemek istiyorum işin özü. (Gülüşmeler)

Tahir Özakkaş: Komşunun tavuğu komşuya ne görünürmüş?

Kursiyer S.G: Kaz görünürmüş… (Gülüşmeler)

Tahir Özakkaş: Şimdi sen yan komşuda, insan kaynakları; psiko-

(19)

loji kaz görünüyor. Ya bakalım. Serçe mi çıkacak? Kaz mı? Anlayaca- ğız bu süreçte. Peki, teşekkürler… E.A…

Kursiyer E.A: Merhaba arkadaşlar, İsmim. E.A. K… doğumluyum.

Şuan G… yaşıyorum. Bir şey fark ettim. Ben rahattım ama buraya çıkma zamanım yaklaştıkça midemde bir hareketlenme başladı. Bu se- rüvene nasıl atıldığımdan başlamak istiyorum. Buraya çıkan birçok kişiyle de benzer şeyler aslında. Lise yıllarımda kendimi değil de; kar- şımdaki insanların ne hissettiğini anlamak istedim. “Ben bunu hisse- diyorum da karşımadaki insan duygu olarak ne hissediyor?”

Tahir Özakkaş: Sanane… (Gülüşmeler)

Kursiyer E.A: Bilmiyorum, merak ettim işte (Gülüşmeler). Yola o şekilde çıktım yani. Şey dediler : “Psikoloji, psikolojik danışmanlık okumaktan geçer “ dediler. Psikolojik danışmanlık okumaya başla- dım. Bir şey anlamadım. Sonra fark ettim ki önce kendimizi tanımamız gerekiyormuş. Artık nasıl bir lanetse ucu bucağı gelmiyor. Sürekli eği- tim almaya devam ediyoruz. Psikolojik danışmanlık okudum, yüksek lisans yaptım, pek yeterli gelmedi. Çalışmaya başladım. 300 Spartalı filminde, 300 Spartalılar vardır profesyonel asker. Bir de onların ya- nında gelen amatör grup vardır. Ama inatçı askerler… Onlar gibiyim herhalde şuanda. Kendi hayatımdan, tecrübelerimden el yordamıyla bir şeyler yapıyorum. Ama bir profesyonel gibi olduğumu hiç hisset- medim. Daha çok günü kurtarmak amaçlı yapılan iyi niyetli çalışmalar diyebiliriz. Hala arayışım devam ediyor. Daha önce Hoca’mdan hip- noz eğitimi aldım. Gelmek istemedim aslında; söylemiş miydim bunu size daha önce? (Gülüşmeler) Ama arkadaşlarımın, eşimin, ortağımın çok büyük baskısı oldu. İyi ki gelmişim. Demek ki ufkumuz beklemediş- ğimiz noktalarda açılıyor. Kendimde çok şey keşfettim ve halen devam ediyorum. Sizlerle burada olacağım için çok mutluydum. Daha önce katıldığım eğitimden de biliyorum. Kendim gibi gördüğüm insanlar yani; gelişmeye, öğrenmeye, keşfetmeye aç olan ,doğal insanlar. Böyle

(20)

insanlardan olan bir insan topluluğunda olmak büyük haz veriyor. Bu yüzden de burada olduğum için hepinize teşekkür ediyorum.

Tahir Özakkaş: Peki filmimizin yeni adı ne olacak?

(Gülüşmeler)

Tahir Özakkaş: 301 Spartalı…(Gülüşmeler). Sizler de amatör as- kerler, arkadan gelin (Gülüşmeler).Peki, sorusu olan var mı E. Karde- şime?

Kursiyer: Çocuğunuz var mı?

Kursiyer E.A: Yok. Henüz cesaret edemedim.

Kursiyer: Konuşmanız… (anlaşılmıyor)

Kursiyer E.A: Şivemiz biraz farklı… Çok konuşacağım daha. (Gü- lüşmeler)

Tahir Özakkaş: Peki, teşekkürler E. A. … N.T…

Kursiyer E.A: Gelmedi Hocam o.

Tahir Özakkaş: Senin arkadaşın… B. Y…

Kursiyer: Sırada kim var bilmiyoruz.

Tahir Özakkaş: Bilmediğiniz iyi bir şey, her an ölür ölür dirilir- siniz. Benim sadizmim rahatlar (Gülüşmeler). Buraya çıkmak isteme- yen varsa söylesin; çıkarmam onu.

Kursiyer B.Y: Ben B. Y…20xx, X Üniversitesi psikoloji mezunu- yum. Dört yıldır çalışmıyorum. Sürekli eğitimden eğitime koşuyorum.

Sanırım bu alanda çalışma için kendimi yeterli görmüyorum. Okuldan aldığım bilgiler gayet teorikti. Hasta karşıma geldiğinde ona “Freud bunu demiş, Jung şunu demiş” demek biraz saçma geliyor. Kafa göz de yarmak istemiyorum.

(21)

Tahir Özakkaş: Sonra da Tahir Hoca bunu demiş diyeceksin. (Gü- lüşmeler)

Kursiyer B.Y: Empati yapıyorum biraz, “O kişi ben olsaydım, O kişinin ilk hastası olsaydım, beni darmadağın yapacaktı.” Onu düşü- nüyorum. Buraya da gelmemin sebebi, eğitimin içeriği çok hoşuma gitti. Uygulamalı, aynı zamanda, süpervizyon da var. Bu arada B…

üniversitesinde klinik psikoloji masteri yapıyorum. Burası ile tanış- mamın sebebi, Aile danışmanlığı ile oldu. Buradan ders alan kişilerdi.

Çok donanımlı öğretmenlerdi. Demek ki “Tahir Hoca çok iyi öğreti- yor” dedim ve gelmek istedim. Biraz da kendimi tanımak için. Birazcık da Aile danışmanlığı kursu buna vesile oldu.

Tahir Özakkaş: Birazcık dokunayım mı?

Kursiyer B.Y: Dokunuyor tabi ki…

Tahir Özakkaş: Daha şimdiden dokunuyor mu? (Gülüşmeler) Hiç duymuyor, görüyor musun? Ben ne diyorum, o ne diyor. Garibim yani… (Güler). Acıları o kadar derin ki.

Kursiyer B.Y: Dokunmayın hocam.

Tahir Özakkaş: Ben “ dokunayım mı?” diyorum.

Kursiyer B.Y: Yaralarıma dokunmayın hocam.

Tahir Özakkaş: “Dokunuyor hocam, çok üzdüler beni” diyor.

(Gülüşmeler) Fazla dokunmayacağım. Masterson ‘ın kitaplarını oku- yacaksın değil mi?

Kursiyer B.Y: Yani, inşallah.

Tahir Özakkaş: Masterson diyor ki: “Hayattaki en büyük prob- lem; özellikle bu yeni jenarasyon da, okulları yeni biten gençlerin hal- leri” diyor. “Bu çocuklar ya okulları bitirmezler” diyor “ Ya da okul bittikten sonra eğitimleri bitiremezler. Çünkü eğitimleri biterse birey

(22)

olacaklar, özerk bir şekilde karar verip hayatın içine girecekler. Bu sebeple öğrenci kalmayı tercih ederler. Kurstan kursa koşarlar” diyor,

“ böyle yıllar geçer” diyor. (Gülüşmeler) Kursiyer B.Y: Bilmiyorum (Güler).

Tahir Özakkaş: Seninle hiçbir alakası yok bunun. (Gülüşmeler) Bazen eğitimlere gelmek, kurslara devam etmek, hiç hayırlı bir şey değil. Bunu da öğreneceğiz.

Kursiyer B.Y: Özellikle sizin kursunuza gelmek…

Kursiyer H.N.A: Bu bizim için de geçerli mi? (anlaşılamıyor).

Tahir Özakkaş: Gelecek efendim size… Yaşınıza hürmet ederek böyle nazik davrandıysak sanma ki yani bu böyle gidecek.

Kursiyer H.N.A: Ben zaten… Galiba ben de onlardan biriyim, öyle zannediyorum. (Güler).

Tahir Özakkaş: Sen öyle zannetmeye devam et. Hayatın gerçek duvarları öyle bir vurur ki… Adına Tahir diyorlar. (Gülüşmeler) Peki, şimdi nasılsın?

Kursiyer B.Y: Dokundunuz ama hocam.

Tahir Özakkaş: Peki, sen orda ağla. Burada ağlama, mendilim yok çünkü… (Gülüşmeler) Teşekkürler… Evet… D. K… Sakın ha, birbirinizden hiçbirinizin farkı yok. Benim de farkım yok, hepimizin içi aynı. Biraz derimiz kalın, biraz ince, orta falan. İşte idare ediyoruz.

Hım, delikanlı ya bak.

Kursiyer D.K: Delikanlı! Öyle görünüyorum.

Tahir Özakkaş: Kuyruğu dik duruyor.

Kursiyer D.K: Öyle görünüyorum ama sizden mezun olan arka- daşlarımız gayet rahat ve mutlular. Onlara kanarak geldim ama gayet korkuyorum artık sizden.

(23)

Tahir Özakkaş: Kimlerle tanıştın onlardan?

Kursiyer D.K: A.Hanım… Uzun süre geldi ve hala eğitim almaya devam ediyor. M. Hanım var. Sanırım ağabeyi sizin eğitimcilerinizden.

H. Bey olması lazım, hala devam ediyor eğitimlerinize. Çok arkadaş var.

Tahir Özakkaş: Bizden mezun olan arkadaşlar hemen eğitmen oluyor gidiyor. Sizler de öyle olacaksınız inşallah. Enstitü’nün ışığını her tarafa yayacaksınız. İnsanlara yardımcı olacaksınız. (Gülüşmeler) Sizi tanıyalım efendim.

Kursiyer D.K: Adım D. Soyadım K. 17 yıl oldu sanırım. Rehber öğretmen olarak çalışıyorum. Gerçi, şimdi öğretmenliğimizi kaldır- dılar; rehberlik olarak devam ediyoruz. Ben de hep arayış içindeyim.

Psikoloji ya da Pdr öyle bir bölüm ki- ben; Pdr çıkışlıyım- E. Arkada- şımızın da dediği gibi hiçbir zaman kendinizi yeterli hissetmiyorsunuz ve eğitimlerden eğitimlere koşuyorsunuz.

Tahir Özakkaş: Ne devesiniz, ne kuşsunuz. O tip bir şey misiniz?

Kursiyer D.K: Çirkin ördek yavrusu gibi. Ne kuğuyuz, ne ördek…

Kuğu olmaya çalışıyoruz ama bunu kafa göz yarmadan yapmamız ge- rekiyor. Bu da tabi ki ehil ellerden geçmeye bağlı. Ben de psikoloji yüksek lisansı yaptım. Eşim bıkmış durumda benden, eğitimlerimden.

Tahir Özakkaş: Bu cümleyi gidip ona armağan olarak asarsın.

Kursiyer D.K: O dedi zaten. “ilk hastan ben olurum.” Artık onun kafasını, gözünü yaracağım. Dört yıldır da bu eğitim için yalvardım eşime, çok uzak diye istemedi. O yıl bir bebeğim olmuştu. Ben sizi o yıl tanıdım. Arkadaşlarımın anlatmasından…

Tahir Özakkaş: Dört yıl gecikmeli geldin.

Kursiyer D.K: Evet dört yıl gecikmeli oldu şimdi bitirmiş olacak- tım. Aslında ne güzel olacaktı.

(24)

Tahir Özakkaş: Eğitmenimdin artık sen benim. Ders veriyor ola- caktın.

Kursiyer D.K: Belki bundan sonra olur. Biraz yaştan dolayı da tereddüt ettim ama. Sizi görünce inanın… (Gülüşmeler) Yani şunu dü- şünürüm aslında hep eğitimin yaşı yok, belki bir on yıl sonra yine böyle hissedeceğim.

Tahir Özakkaş: D. D. Kimse duymasın. Arkadaşlar komplekse girmesin diye Bursa tiyatrolarından özel olarak getirttim.

Kursiyer D.K: Valla ne olursa olsun. Ben kendimi çok iyi hissetim.

Ben teşekkür ederim kendi adıma… Her anlatanla bir şekilde empati kuruyoruz. Sonuçta aynı geminin yolcusuyuz. Hala rehberlik olarak devam ediyorum. Artık değiştiği için öğretmen diyemiyorum. Umarım iyi bir şeyler yaparım. Tabi ki ilk önce geliş amacım kendimi tanımak.

“Kendinizi tanısanız da eşikleri atlamak” dedi bir arkadaş. O eşik- leri atlamak kolay olmuyor. Evet, biliyorsunuz, bir şeyler var, sıkıntı var. Sıkıntının adını da koyuyorsunuz ama nasıl atlatacağınızı bile- miyorsunuz. Aslında şunu da görmek güzel; Ben Nevin Eracar’ dan süpervizyon eğitimi de aldım. Rehber öğretmenlere liderlik de yaptım.

Hepimizin yaraları var ve grupta kendiniz gibi birilerini görmek ra- hatlatır ama burada yarası olan pek çok kişiyi görmek beni de rahat- lattı. Umarım kafa göz yarmadan yani kendimi tanıyarak, yaralarımı tanıyarak başka insanlara yardımcı olabilirim. İyi bir terapist olurum diyemiyorum.

Tahir Özakkaş: Çok, çok iyi konuşuyorsun. Ben hastalansam sana gelirim yani. Konuşma iyi… Mihrap yerinde duruyor.

Kursiyer D.K: Teşekkür ederim, sağ olun.

Tahir Özakkaş: Peki, sorusu olan?

Kursiyer: Nerden geliyorsunuz?

(25)

Kursiyer D.K: Ben B… den geliyorum ama bu eğitim için pılımı pırtımı topladım anneme yerleştim. Çocuklarım var çünkü. İki tane oğlum var. Biri küçük. Biraz da yolu kısaltmak için ona bıraktım.

Kursiyer: Çok uzak deyince ben bir başka bir yer sandım?

Kursiyer D.K: Bebek olduğu zaman ve buraya gelmek birkaç vası- ta ile olduğu için aslında buraya yutdışı ya da şehir dışından gelmeniz çok daha iyi. Kalıp yerleşiyorsunuz ama İstanbul içinden bir yerlere gitmek çok zor.

Kursiyer: Peki, bu eğitimi aldıktan sonra rehberliği bırakacak mı- sınız?

Kursiyer D.K: Hayır, Hayır on yedi yılımı verdim. Memur zihni- yeti herhalde. Emekli olurum ama belki bir ihtimal erken emekliliği düşünebilirim.

Tahir Özakkaş: Eğitimin sonunda tekrar sorun bu soruyu. Neden sordun bu soruyu?

Kursiyer D.K: Zaman gösterecek onu. Yarını bile bilmezken kesin konuşmak çok zor aslında.

Kursiyer: Ben de rehber öğretmen olduğum için, “Milli eğitim- den paçayı orada nasıl yırtarız?” şeklinde eğitimlere katılıyoruz. Bu durum üzüyor beni. Çünkü geriye niteliksizler, klasik memur onlalar kalıyor. O ekmek yediğimiz yere biraz hainlik olduğunu düşünüyorum.

Daha donanımlı oturmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple sor- dum.

Kursiyer D.K: Buna kesinlikle ben de katılıyorum. Eğitimlerimiz aslında bu noktada tartışılır. Özellikle de ben bu anlamda ciddi kişilik bozukluğu olmayan insanların hem öğretmen hem de rehber öğretmen seçilmesi taraftarıyım. Ama maalesef mümkün olmuyor. Bu da tercih.

Yani ülkemizde zaten şans eseri meslek seçiyoruz. Bu tip kişisel eği-