• Sonuç bulunamadı

LİBYA’DA SENUSİLİK HAREKETİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "LİBYA’DA SENUSİLİK HAREKETİ"

Copied!
120
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SOSYAL BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

TEMEL İSLAM BİLİGMLERİ ANA BİLİM DALI (KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ)

LİBYA’DA SENUSİLİK HAREKETİ

Muhammed Elseb Misrati RASLAN

Danışman

Prof. Dr. Mehmet ATALAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

(2)

LİBYA’DA SENUSİLİK HAREKETİ Muhammed Elseb Misrati RASLAN

Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri

(Kelam ve İslam Mezhepleri Tarihi) Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Mehmet ATALAN

Araştırma, Senusilik tarikatıyla ilgili, İslami ve ıslah edici davet olarak kurucusunun hayatı, soyu, eğitimi ve tarikatı kurma çabasına, liderlik olarak kendisinden sonra gelenlerin hayatına sıkıca bağlanan bu tarikat ve ortaya çıkış etkenleri, diğer bölgeler haricinde Sirenayka’yla olan bağlantısının etkenleri üzerinde durmaktadır. Ayrıca araştırmacı, bu tarikatın en önemli ilkelerine, özellikle Vahabilik olmak üzere diğer İslami mezhep ve hareketlerle olan bağlantısına, ekonomik, toplumsal, sini ve siyasi olmak üzere her açıdan Senusi toplumunu inşa eden yapı olarak Senusi zaviyelerinin sistemine değinmektedir. Yine araştırmacı, Senusi Kardeşlere, temellerine ve tarikat içindeki rütbelerine, Senusi tarikatını desteklemek, fikirlerini yaymak, ilkelerini ve temel kabullerini yaymak için üstlendikleri role de değinmektedir.

Anahtar kelimeler: Senusilik-toplum- siyasi 2018, Sayfa 121

(3)
(4)
(5)

Master’s Thesis SENUSIAN IN LİBYA

Muhammed Elseb Misrati RASLAN Kastamonu University

Social Sciences Institute Department of Basic Islamic Studies Supervisor: Prof. Dr. Mehmet ATALAN

The study of the Senusian method and its emergence factors is a reformist Islamic call, closely related to the life of its founder, its proportions, its scientific achievement, its struggle to establish the method, and a life after it in its leadership, and the factors that link it with lightning without other regions. As the researcher discussed in his research the most important principles of this method and its relationship with the doctrines and other Islamic movements, especially the Wahhabi movement, and the system of angles Senusi being the unity of the building of Senusi society in all respects, economic, social, religious and political. The researcher also referred to the Sinusian brothers, their origins and their hierarchies in the way and role they have in supporting the Senusian way, spreading their ideas and defending their principles and beliefs.

Key Words: Senusian – social - political 2018, 121 Pages

(6)

ÖNSÖZ

Libya’da oldukça yaygın olan Senûsiyye tarikatı, Osmanlı idaresi zamanında Kuzey Afrika’da başlayan misyonerlik faaliyetlerine karşı en büyük mücadeleyi vermiştir. Bu tarikat, bilhassa çöl ikliminin hâkim olduğu bölgelerde ismen var olan Müslümanlığın yeniden günlük hayatın bir parçası haline gelmesini sağlayan ihyacı bir karektere sahiptir.

Senusilik üzerinde çağdaş birçok eser ve makale yayımlanmış olmasına rağmen, Libya’da Senusilik hareketinin yeterince aydınlatılabildiğini söyleyebilmek zordur. Özellikle Türkiye’de konuyla alakalı çalışmaların yok denecek kadar az olduğu bilinen bir husustur. Bundan dolayı, Libya’da Senusilik hareketini yüksek lisans tezi olarak araştırmayı düşündük.

Libya’da Senusiliğin, gerçek olarak tespit edilmesinin, Libya’da sûfîliğin başlangıcından günümüze kadar olan tarihsel sürecinin ve coğrafi yayılımının, Libya’daki tasavvufi hareketlerin birbirleri ile olan ilişkilerinin İslam düşüncesinin umumi inkişafı açısından bir zorunluluk olduğu söylenebilir. Bu sebeple ilk dönemde yazılan, konuyla ilgili ulaşabildiğimiz kaynaklara müracaat ederek, Muhammed b. Ali es-Senusi’nin hayatı, Tarihi Süreç içerisinde Senusi Hareketi, Liderlerin Senusi Hareketinin içindeki konumu, Senusi Hareketinin dini ve siyasi görüşlerini ortaya koymaya çalışacağız.

Bu çalışmamızda öncelikle tasavvufa dair genel bir değerlendirme ile başlanmış, tarihçi ve araştırmacıların ihtilaflarına değinen bir giriş ile devam edilmiş, daha sonra da asıl konuya geçilmiştir.

Araştırmamız, tarihsel süreç içerisinde Libya’da Senüsilik Hareketi adlı çalışmanın yanlışlığı veya doğruluğundan çok, doğru tespit edilmesi, görüşlerinin genelde İslam düşüncesinin gelişimine, özelde de Libya’nın gelişimine katkısı bakımından önem arz etmektedir.

Bu tez çalışmamda yardımlarını esirgemeyen ve beni teşvik eden Hocam Prof. Dr. Mehmet ATALAN’a, çalışmayı proje aşamasında başlayıp, bugüne kadar takip eden Dr. Öğretim Üyesi Birol YILDIRIM’a teşekkürü bir borç bilirim.

(7)

İÇİNDEKİLER ABSTRACT ... I ÖNSÖZ ... I GİRİŞ ... 1 I.METOT VE KAYNAKLAR ... 1 A.METOT ... 1 B. KAYNAKLAR ... 3

II. LİBYA’DA TASAVVUFİ GRUPLAR ... 1

III. LİBYA’DA TASAVVUFUN ORTAYA ÇIKIŞI ... 3

A.ZERVAKİYYE TARİKATI ... 3 B.ARUSİYYE TARİKATI ... 4 C.İSEVİYYE TARİKATI ... 5 D.SENUSİYYE TARİKATI ... 6 E.MEDENİYYE TARİKATI ... 7 F.TİCANİYYE TARİKATI ... 8 G.KADİRİYYE TARİKATI ... 9 I. BÖLÜM ... 11

MUHAMMED BİN ALİ EL SENUSİ’NİN HAYATI ... 11

I. MUHAMMED B. ALİ EL SENUSİ’NİN HAYATI VE KİŞİLİĞİ ... 11

A.Hayatı ... 11

B.Kişiliği ... 12

II. HOCALARI, ÖĞRENCİLERİ, ESERLERİ ... 12

A. Hocaları ... 12

B.Öğrencileri ... 14

C. Eserleri ... 16

II. BÖLÜM ... 20

TARİH BOYUNCA SENUSİLİK HAREKETİ ... 20

I.KAVRAM OLARAK SENUSİLİK ... 20

II. SENUSİLİĞİN TARİHÇESİ ... 21

A.Senusilik Hareketinin Ortaya Çıkış Sebepleri ... 22

B.Senusilik Hareketinin Teşekkül Süreci ... 23

III. İBN SENUSİ’NİN BARKA’YI SEÇME SEBEBİ ... 40

IV. SENUSİ AİLESİNİN TARİKAT SİLSİLESİ ... 46

V. SENUSİ TARİKATINA KATILANLAR ... 47

VI. SENUSİ HAREKETİNDE ZAVİYELERİN ROLÜ ... 50

VII. SENUSİ ZAVİYELERİNİN MİSYONU ... 51

VIII. SENUSİLERİN İNŞA ETTİĞİ ZAVİYELER ... 53

IX.LİDERLERİN SENUSİ HAREKETİNİN İÇİNDEKİ KONUMU ... 56

A.Muhammed El-Mehdi’nin Hareketin İçindeki Yeri ... 56

1.Muhammed el-Mehdi Cağbup’tan, Kefere’ye Gitmesi ... 58

2. Muhammed el-Mehdi es-Senusi’nin Sudan’ın el-Karu Şehrine İntikal Etmesi... 59

B. Seyyid Ahmed eş-Şerif’in Senusi Hareketindeki Yeri ... 59

C. Muhammed İdris es-Senusî’nin Senusi Hareketindeki Yeri ... 61

III. BÖLÜM ... 64

SENUSİ HAREKETİNİN DİNİ VE SİYASİ GÖRÜŞLERİ ... 64

I.SENUSİ HAREKETİNİN TASAVVUF ANLAYIŞI ... 64

A. Senusiliğin Diğer Tarikatlere Karşı Tutumu ... 66

B. Senusilik ve Nefis Terbiyesi ... 68

(8)

D.Senusilik Hareketinde Mürşit ve Mürit ... 73

E.Senusi Tarikatinin Virdleri ... 75

II. İBN SENUSİ’NİN İBN TEYMİYE’DEN ETKİLENMESİ ... 76

III. SENUSİLİK İLE VAHABİLİK ARASINDAKİ İLİŞKİ ... 77

IV. ÂLİMLERİN İBN SENUSİ’YE KARŞI TUTUMLARI ... 78

V.SENUSİLİK VE SİYASET ... 81

A.Senusilik ve Osmanlı Devleti ... 81

B. Senusiler ve Diğer Ülkeler ... 83

VI. LİBYA’NIN BAĞIMSIZLIĞININ İLANI ... 90

VII. SENUSİ EMİR’İN KRALLIĞIN DÜŞMESİ ... 91

VIII. SENUSİLİĞİN SUDAN MEHDİSİ’YLE İLİŞKİSİ ... 92

A. Mehdi es-Senusi ... 92

B.Senusiliğin Sudan’daki Mehdi Ile İlişkisi ... 95

IX. GÜNÜMÜZDE SENUSİLİK ... 99

SONUÇ ... 100

(9)

GİRİŞ

I.METOT VE KAYNAKLAR A.METOT

Tarihsel süreç içinde farklı din anlayışlarının ve fikirlerin sistematize edilmesiyle kurumsallaşmış, sosyo-kültürel ve fikir hayatımızda derin izler bırakarak karşımıza mezhep olgusunu çıkarmıştır.1

Hangi amaçla olursa olsun bu mezheplerin hiç birisinin, dini bütün yönleri ile temsil ettikleri ileri sürülemez ve İslam ile özdeşleştirilmeleri de mümkün değildir.2

Bu nedenle onların ortaya çıktıkları dönemin şartlarından soyutlamadan ve dinle özdeşleştirilmeden değerlendirilmeleri gerekir.3

İlk dönemde mezhep ve tarikat yapısından tamamen farklı isimler ve fikirlerle, yeni bazı dini oluşumlar ortaya çıkmıştır. Bunlardan bir kısmı karizmatik liderler etrafında bir kısmı da klasik âlim tipini temsil eden şahsiyetler etrafında cereyan etmiştir. Ortaya çıkan bu oluşumlar ele alınırken o dönemin şartlarını göz önüne almak gerekmektedir. İslam coğrafyasının farklı bölgelerinde ortaya çıkan bu çağdaş dini akımlar pek çok araştrımacının dikkatini çekmiş bulunmaktadır. Bunun üzerine yüzlerce makale ve eser kaleme alınmıştır. Maalesef yapılan araştırmalarda bu olgu farklı kavramlar ve farklı yöntemler doğrultusunda ele alındı. Çoğu zaman belli bir bölgeye has bir hareket, genelleme yapılmak suretiyle bütün İslam dünyasında ait bir olgu olarak görüldü. Oysa hiçbir hareket içinde bulunduğu şartlardan soyutlanarak ele alınamaz. 4

Bütün fikirler dini, siyasi, sosyal ve ekonomik ortamdan bağımsız olarak ele alınamaz. Bu düşünceden hareketle “fikir-hadise-mekan irtibatı” prensibinden hareketle5 Libya’da Senusilik Hareketi’nin fikirlerini etkileyen olaylar ve olayların cereyan ettiği dönemin analizi sosyo- politik, ekonomik, ahlaki ve dini boyutuyla ele alındı.

1 Hasan Onat, “Mezheplerin İnanç Esaslarının Sistemleşmesinde Kur’an’ın Rolü”, I. Kur’an Sempozyumu, Ankara 1-3 Nisan 1994, 415.

2 Hasan Onat, XX. Asırda Şiîlik ve İran İslam Devrimi, Ankara 1996, 1; Onat, “Din Anlayışımızın Kaynakları Üzerine Bazı Düşünceler”, Türk Yurdu, CXIII, 75 (1993), 48.

3 Sabri Hizmetli “İtikadi İslam Mezheplerinin Doğuşuna İctimai Hadiselerin Tesiri Üzerine Bir Deneme”, AÜİFD, XXVI (1983), 665.

4 Sönmez Kutlu, Çağdaş İslâmi Akımlar ve Sorunları, Fecr Yay.,Ankara 2008, 10–11. 5

(10)

Araştırmamızda kullandığımız diğer bir metot da, fikirler üzerinde derinleşme yani fikirlerin tarihlendirilmesidir. Fikirlerin sahibini, bağlamını, dönemini belirterek nakletmeli, fikirler, tarihi, toplumsal, psikolojik ve dini bağlamıyla analiz edilmelidir. Bir fikir tarihte, nerede ve ilk defa kim tarafından ne için ve ne şekilde söylenmiştir. Kısacası fikirler üzerinde derinleşmekten maksat menkulde makulun aranmasıdır.6

Her toplum, karmaşık, değişken ilişkiler ve bağlantılar içindedir. Toplumun örgüsünü oluşturan olaylar aynı zamanda kendi içerisinde birçok faktörü barındırmaktadır.7

Bu itibarla siyasî ve sosyal boyutu ağırlıklı olan Libya’da tasavvufun teşekkülü ve yayılışı ele alınırken o dönemde cereyan eden olayların çok yönlü/karmaşık ve değişkenliği dikkate alınarak olayların Libya’daki tasavvufî birikimin ana hatlarının ortaya konulmasına, yaşam örgüsünün tespitine gayret edilecektir.

Hicri IX. asırdan sonra Senusî tarikatının sonu olarak kabul edilen 1969’a kadar ki dönemde Libya’daki sûfîlik etkisini göstermede önem taşımaktadır. Bu çalışma, sûfî tarikatlarının en önemlisi ve büyüğünü, bu tarikatın Libya kıtasındaki etkilerini, tarikat ve ricalinin ilmin yayılmasında ve sömürgeciliğe karşı direnmede göstermiş oldukları büyük çabayı göstermeyi hedeflemektedir.

Ayrıca bu çalışma sömürgeciliğe karşı savaşan ve Libya’daki sömürgecilerin saldırılarına ve cehalete karşı Libyalıların bilinçlendirilmesine çaba harcayan sûfîlerin gayretlerini göstererek bu alandaki boşluğu doldurmayı amaçlamaktadır.

Libya’daki tasavvufî hayatı ortaya koymayı amaçladığım bu çalışmayı yaparken birçok zorlukla karşılaştım. Konuyu ele alırken tarihsel süreci takip ettim. Çünkü konunun aslı Tasavvuf ulemasının Libya’ya girmesinden itibaren gerçekleşen tarihi olayların incelenmesi üzerine bina edilmiştir. Bu şekilde tasavvuf düşüncesi ve Libya’daki farklı tasavvuf ekollerinin gelişme aşamalarına değinilmiştir.

6

Kutlu, “İslâm Mezhepleri Tarihinde Usul Meselesi”, İslâmî İlimlerde Metodoloji: Usûl Mes'elesi 1, 2005, 436.

7

(11)

Bu konunun en önemli özelliği farklı aşamalara göre tasavvuf düşüncesinin gelişiminin araştırılmasında tarihi inceleme üzerine kurulu olmasıdır.

B. KAYNAKLAR

Libya’da Tasavvuf’un en erken dönemde yazılan eserlerle birlikte, o döneme en yakın olan temel eserlerden ve onunla ilgili yapılmış çağdaş çalışmalardan yararlanmaya özen gösterilecektir. Kaynak taraması yapılırken incelediğimiz döneme en yakın kaynaklara öncelik verilecektir. Bu çok yönlü ve değişik sahadaki kaynaklara başvurmak, çalışmamızın yapısı gereği bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. Biz burada bu kaynakların önemli bir kısmını tanıtıp hangi yönden faydalandığımızı ve bu eserlerin çalışmamız açısından taşıdığı değerin kısa bir tahlilini ve değerlendirmesini yapacağız. Konuyla ilgili birçok çalışma bulunmaktadır.

Bu araştırmada istifade edilen ve kendisinden sonra birçok esere kaynak teşkil eden A’lâmu Libya8

adlı eser Libya’nın önde gelen sûfîlerini içermektedir. Kitap, çalışmamızın bazı alanlarına ışık tutmaktadır.

Libya’da tasavvuf adlı çalışmada birinci derecede muteber olarak kabul edilen Ahmed Zerruk ve’z-Zerrukiyye dirasart fikir ve hayat ve mezhep ve

tarika9 adlı eser, Şeyh Ahmet ez-Zerruk el-Fasi’nin çalışmalarını içeren yeni bir çalışmadır. Aynı zamanda bu çalışma Libya’daki tasavvuf meşreplerini ve sayılı sûfî şeyhlerini içermektedir.

Bu çalışmaların temel kaynaklarından biri de tarih kitaplarıdır. Bu eserlerin bir kısmı tezimizin tamamını ilgilendirirken, bir kısmı da sadece belli bir bölüm veya konuda bilgi kaynağımızı teşkil etmiştir. Tarih kaynaklar, farklı anlayışların faaliyetlerini, sadece merkezi idareyle veya cemaatla olan ilgileri nispetinde ele almış; onlara ayrı bir yer ayırma yoluna gitmemiştir. et-Tizkar

fimen melike Trablus vema kane biha minel ahyar10 adlı eser, Ahmet Timur paşanın yazdıklarından alıntıdır. Bu kitap Libya tarihindeki önemli kitaplardan sayılmaktadır. Yazar İslam fethinden Karamanlı Ahmet Paşa’nın hükümranlığı döneminin ortalarına kadar Trablusgarp’la ilgili meydana gelen olay, savaş ve

8

Tahir Ahmet Ez-Zâvî, A’lâmu Libya, el-Medaru’l-İslami Yayınevi, Âzar, 2004.

9 Ali Fehmi Haşyem, Ahmed Zerruk vez Zerrukiyye Dirasart Fikir ve Hayat ve Mezhep ve Tarika, el-Medaru’l İslami Yayınevi, 2002.

10 Ebu Abdullah Muhammed b. Halil Ğalbun et-Trablusi, Et-Tizkar Fimen Melike Trablus vema kane biha Minel Ahyar, tah. Zavi, Es-selefiyye matbaa ve kitapevi, Kahire 1349.

(12)

kuşatmaları kitabında toplamıştır. Bu kitapta da yer verdiği gibi Libya’da tasavvufun tanıtılmasında emeği çoktur. Yine kitabında sadece Libya’daki tasavvuf konusuna değinmemiş aynı zamanda Trablusgarp’ta cereyan eden farklı meselelere de bu çalışmada yer vermiştir.

Kronolojik bir şekilde hadiseleri ele alarak, o döneme ait geniş bilgi veren, konuyu anlattıktan sonra yorumlarını okuyucuya bırakan, rivayetleri bir araya getiren es-Sûfîyye ve’t-Tasavvuf fi Libya11 adlı eser iki başlık üzerine toplanmıştır. Biri Libya’da sûfîliğin ortaya çıkışı ve kültürel çevre, diğeri ise Libya’daki Sûfî tarikatlardır. Sonrasında yazar kitabı bu konulardan en önemli sonuçları ele alarak tamamlamıştır. Bu çalışma giriş, mukaddime ve üç bölüm içermektedir. Her bir bölüm üç konudan oluşmaktadır. Kitap Libya kaynaklarının az olmasına rağmen Libya’daki sûfîlik ve tasavvuf konusundan çok daha fazlasını barındırmaktadır. el-menhelü’l azb fi tarihi trablus el-garb12 adlı eserin yazarı II. Abdülhamid Han zamanında, on dokuzuncu asırda, Trablus’un önde gelenlerindendir. Kitap Libya’da İslam dönemini araştıran tarihçiler için en önemli kaynaklardandır. İçerdiği bilgiler, haberler ve meseleler doğrultusunda birçok çalışmaya konu edinilmiştir. Siyasi ve ilmi birçok şahsiyeti ele alırken aynı zamanda birçok sûfî karakteride anlatmıştır. İşte tüm bunlar özelliklede Libya’da tasavvuf alanında özel çalışma yapılmasının ayrıcalıklarındandır. Libya’daki tasavvuf konusunda yapılan tüm bu çalışma ve gayretlere rağmen yapılması gereken henüz çok iş vardır. Bu konuda Mahmut ez-Zurayki, Şeyh Ahmet el-Katani gibi birçok araştırmacı bir takım çalışmalar yapsa da bunlar yetersizdir. Ayrıca Seyid Muhammed el- Tayib b. İdris el Eşheb’in es-Senusi el-Kebir kitabı (Muhammed Atıf Matbaası, Meydan el Haznedar, Mısır trz.) Senusi Islah hareketinin dayanaklarıyla ilgili sunum ve analizler yapmaktadır.

Ahmed Sıdkı ed-Decani’nin Senusi Hareketi, birinci baskısı 1967 yapılmış olan On Dokuzuncu Yüzyılda Oluşumu ve Gelişimi adlı eseri hareketin kuruluşundan itibaren Senusi hareketine ışık tutmaktadır.

11 Halit İbrahim el-Mahcubi, es-Sûfiyye ve't-Tasavvuf fi Libya, Libya 2010-2011.

12 Ahmet en-Naib el-Ensari et-Trablusi, el-Menhelü’l Azb fi Tarihi Trablus el-Gerb, el-Fernaci Kitapevi Yayınları, Libya 1899.

(13)

Ali Muhammed es-Salabi’nin Afrika’da Senusi Hareketi adlı kitabı, (Birinci baskı, el Marife Kitapevi, Beyrut/Lübnan) adlı kitap Afrika’da Senenusi Hareketi’nin tarihsel süreci anlatılmaktadır.

(14)

II. LİBYA’DA TASAVVUFİ GRUPLAR

Senusi tarikatı ile Libyalılar arasında, on dokuzuncu yüzyılın başlarından beri güçlü bir bağ oluşmuş, pek çok şiddetli olay yaşayan ülke, tarihlerinin bir parçası haline gelmiştir. Her zaman için yerel, Arap ve uluslararası alanda krizlere, sorunlara, çatışmalara ve değişimlere maruz kalmıştır. Bunların yanı sıra ve bunlardan daha şiddetli olan savaşlara, açlıklara, gerilemeye, vatanın her bir ucunda yabancı işgaline maruz kalmıştır.

Libya’da Senusi hareketinin oluşumu, kapsamı, gelişimi ve belirginleşmesi hakkında tarih boyunca çeşitli değerlendirmeler ve farklı görüşler ortaya atılmıştır. Bu konuda çok çeşitli sözler, görüşler ve hatta dedikodular olmuştur. Hareketin tarihine insaflı ve doğru bilimsel bakış açısıyla bakılmadığı için, yanlış anlamalar ya da karışıklıklar sonucunda bazı şahsiyetlerine pek çok eleştiri ve bazen aşırı kınama sözleri yöneltilmiştir. Nitekim bu hareket ve şahsiyetler, tüm olumlu ve olumsuz yönleriyle, Sahra güneyinde Fransız işgaline ve Libya’da İtalyan işgaline karşı koyan harekettir. Zulüm ve işgal dolu yorucu yıllar sonrasında modern Libya’yı inşa etmek için ilk temellerini atan ve çerçevesini belirleyen de kendisidir. Libyalılar, birtakım sakıncalar ve olumsuzluklara rağmen, daha sonra özleyecekleri istikrarı bu harekette bulmuşlardır.

Senusi hareketi, Libya’da ve özellikle doğu bölgelerinde başından beri güçlü doğmuş; civardaki ülkelere yayılmıştır. Nefisleri ıslah edip değiştirmekte, akılları geliştirmekte ve uzun soluklu bir hareket olarak önündeki yolu aydınlatmakta çok etkili olmuştur. Zaviyelerinin bilgi yollarını sahra çölünün kalbinde ve diğer bölgelerde yaymakta rekabet tanımaz bir şöhreti olmuştur. O ücra bölgelerdeki yol kesenler ve hırsızlardan ahlak, davranış ve uyumluluk anlamında yeni anlayışa sahip insanlar meydana getirmiştir.

Bu başarının arkasında ilim ve amel sahibi bir âlim, Muhammed b. Ali es-Senusî bulunmaktadır. Kendisi Libya’ya Cezayir Mosteganim’den gelmiştir. Söz konusu hareketin ilk temel taşını Sirenayka el-Beyza şehrinde, ülkenin doğusu olan yeşil dağın tepelerinde koymuştur. Nitekim daha sonra Senusi hareketi öğrencilerinden birisi olan Ömer el Muhtar’ın önderliğinde, İtalyanlar aleyhinde ulusal direnişin simgelerinden birini oluşturacaktır. Muhammed b.

(15)

Ali es-Senusi, hareketinin temel taşını İhvan adıyla bilinen kişilerden oluşan bir grupla birlikte koymuştur. Bazıları Cezayir’den ve uzak Mağrip bölgelerinden gelmiş, bazıları da Libya’nın batısından kendisine katılmışlardır. Modern İslam âlemi tarihinde en önemli ıslah ve aydınlatma hareketlerinden birisi sayılan bu aktif hareketin zaviyelerinden âlimler, fakihler, edipler, mücahitler, eğitimciler, öğretmenler, sanayiciler ve ziraatçılar çıkmıştır. Taassup, hurafeler ve cehaletten uzak bir şekilde hayatı inşa etmişler ve dine bir canlılık getirmişlerdir. Muhammed b. Ali es-Senusi tarafından, davetinin başarısını ve başkaları tarafından kabul edilmesini sağlamak için oluşturulan tarikatın temellerine ve zaviyelerin sistemine uygun bir şekilde her sabahla birlikte insana iyilik yolunda yürümüşlerdir. Kendisinden sonra da aynı düşünceler devam etmiştir.

Hareketin özellikle başlangıcındaki başarısına; eğitim, ticaret sistemi ve takipçileri oluşturmakta uzun soluklu oluşunun önemli rolü vardır. Bu sayede Sirenayka ve Murabıtlar’daki güçlü es-Saada kabileleri ile Arap, İslam ve Afrika genelindeki diğer cemaatler arasında güçlü bir bağ kurmayı başarmıştır. Aynı şekilde Darna, Bingazi ve Merc gibi Sirenayka şehirlerinin ücra yerlerde olmasına rağmen, özellikle Sirenayka’da bulunan zaviyeleri ve merkezleri, idari, ticari ve yargı alanlarında şehirlerin rolünü üstlenmiştir. Yine Sirenayka’da bulunan bu hareket, Mısır’ın batısı Vaday bölgesi ve Çad’ın kuzeyini, Sirenayka’daki hareketin merkezine bağlamıştır.

On dokuzuncu yüzyıl sonunda kabileler ve aşiretleri, hareketin yapısında, ticaret ve eğitim sisteminde birleştirmedeki başarısı, hareketi korkulan ve hafife alınmayacak bir toplumsal, dini ve askeri güç haline getirmiştir. Ayrıca belirtmemiz gerekir ki bu hareket Sirenayka’da başlamış ve orada merkez haline gelmiş olmasına rağmen; Mısır’ın batısında, Sudan, Çad, Tunus ve Hicaz’da takipçilerini bir araya getiren zaviyeler inşa edebilmiştir. Dolayısıyla Sirenayka’da daha çok ağırlığa ve itibara sahip olmasını sağlayacak askeri ve mali kaynaklara sahip olmuştur.

İnsanları hazırlayan, onlara öğreten ve kurumları oluşturan Senusi hareketi, kısaca “din ve dünya” hayırlarını bir araya getirmektedir. Hangi tür olursa olsun yabancı işgalini, dünya genelinde adalet ve eşitlik mesajlarını gerçekleştirme ideali önünde duran büyük bir engel olarak görmektedir. Din ve

(16)

dünya anlamında halis ve manevi olan bu ortamda ricalleri; el Mehdi es-Senusi, Ahmed el Şerif, İdris es-es-Senusi, Vasfiddin es-es-Senusi, Ömer el Muhtar, Fadil b. Ömer, Yusuf Burahil ve diğerleri, geniş bir ufka sahiptirler. Bu ufuktan cihad, direniş ve hatta siyaset âlemine atılmışlardır. Bu hareketin içerisinde arasında problemli olan insanlar da olmuştur. Maalesef bu durum, zor şartlarda onların imajını, gelecek kuşakların akıllarında lekelemeye yeterli olmuştur. Nihayetinde bilinçli bir şekilde kötülemekle birlikte hareketin tarihini, Libya’nın tarihinden, müfredatından ve programlarından kaldırmaya yol açmıştır.

III. LİBYA’DA TASAVVUFUN ORTAYA ÇIKIŞI

Tasavvufî düşünce Libya’ya yedinci yüzyılda girmiştir. Nitekim o zaman için Şazelilik tarikatı haricinde Libya’ya giren başka bir tarikat yoktur. Şazelilik tarikatının kurucusu Ebu’l-Hasan el-Şazeli’dir. Hicri 656 yılında vefat etmiştir. Aksine delil gelinceye kadar bu konu müspet bir gerçek olarak kalacaktır.

Libya’daki tasavvufun ayırt edici özellikleri, sünni temellere dayanmasıdır. İleri gelenleri de İslam âleminin meşhur mutasavvıflarındandır. Felsefe, son zamanlara az da olsa bölgeye yayılmıştır. Nitekim bu bölgedeki insanlar; Irak, Suriye ve Mısır’da görülen ve dışarıdan gelenlerle etkileşim içerisinde olmayı sağlayan şehir hayatını gerektiren uygarlık etkisinden uzaktır; ayrıca filozof ve düşünürlerin ikamet etmesi için bir merkezin olması gerekir. Libya’da ise ülkenin genişliği, suyun azlığı, yerleşim yerlerinin dağınıklığı ve göçebe hayat tarzı sebebiyle bedevilik ve zor hayat şartları hâkim olmuştur. Bu durum sonucunda ise âlimlerin ikamet etmesi mümkün olmamıştır. 13

Libya’da şu ana dek mevcut olan eski tasavvuf tarikatlarına Arusiye, Zervakiye ve İsaviye tarikatları örnek verilebilir. Başka tarikatlar da Libya’ya girmiştir. Araştıranlar, sadece mutasavvıfları örnek alan tarikatların olmadığını göreceklerdir. Bu konuya ayrıca değineceğiz.

A.ZERVAKİYYE TARİKATI

Şazelilik tarikatının bir koludur. Libya’da Zervak adınla tanınan Ahmed b. Ahmed b. Muhammed el-Brensi el-Fâsi tarafından kurulmuştur. Tasavvufu Arap Mağrip ve Doğu şeyhlerinden öğrenmiştir; bu şeyhlerden bazıları:

(17)

İbrahim el Tâzi (h.866), Ahmed b. el Hasan el Gamari (h. 874), Abdulrahman es-Saalibi (h.875), Ahmed b. Akabe el Hadrami (h.895)14; ayrıca Doğu şeyhlerinden de öğrenmiştir. en-Nur es-Senhuri15

, Osman ed-Dimi ve es-Sehavi adlı hafızlar ve Ahmed b. Akabe el-Hadremi, el-İhab el-Abşiti adlı iki veli ve benzeri alimler de vardır. Kendisi dokuzuncu yüzyıl Maliki fakihlerindendir. Hicri 899 yılında vefat etmiş ve Misrata’da defnedilmiştir. Söz konusu bu tarikat; çokça istiğfar, Resul-i Azam’a salavat, tevhit şahadeti, Zervakiye vazifesi olarak bilinen Allah’a Sığınanın Kurtuluş Gemisi adlı eseri okuma ilkeleri üzerine kurulmuştur. Bu eser; birtakım ayetler ve Peygamber hadislerinden oluşmakta olup, şafak vaktinden sonra Allah’ı zikretmek için günümüze kadar mescitlerde okunmaktadır. 16

B.ARUSİYYE TARİKATI

Şazeliyye tarikatının Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed el-Arus (ö. 868/1463-64) tarafından kurulan Kuzey Afrika kollarından biridir.Silsilesinde yer alan Fethullah el-Acemi vasıtasıyla Horasan’dan Kuzey Afrika’ya geldiği anlaşılan bu tarikat, dünyaya ve dünyevi değerlere önem vermeyen bir irşad anlayışına sahiptir. Ahmed el-Arus, bu özelliği Şazeliyye’nin esasları ile birleştirerek Arusiyye’yi kurmuş, irşad tarzı ve tarikat usullerini Tuhfetü’s-seyyid el-Mehdi el-Fassi adlı bir risalede toplamıştır. Şazelilik tarikatının Fas kollarından biri olan Zerrukıyye’nin kurucusu Ahmed ez-Zerruk (ö. 899/1493-94), Ahmed Arus’un halifesidir. Arusiyye’nin silsile ve usulünü

el-Envarü’s-seniyye fi esanidi’t-tarikati’l-Arusiyye adlı bir eserde anlatan

Abdüsselam el-Esmer el-Feyturi’nin (ö. 981/1574) şeyhliği döneminde tarikat yaygınlık kazanmış, bu yüzden Feyturi’ye “ikinci pir” unvanı verilmiştir (bk. dunyadinleri.com). Ahmed Arus’un şeyhi Ebü’l-Abbas Ahmed b. Ukbe el-Hadrami’nin Kadiriyye silsilesinde yer almasından dolayı Arusiyye’nin Kadiriyye tarikatının kollarından biri olduğu da söylenir. Bölgedeki etkisi, mensuplarının çokluğu ve özellikle XIX. yüzyılda Türkler’e bağlılığı ile tanınan Arusiyye, Abdüsselam el-Esmer el-Feyturi’ye nisbetle

14 et-Turuk es-Sûfiyye ve Müntelakâtiha el-Fikriyye ve'l-Edebiyye bi Mintakati Tuvât Dirâsatun Târîhiyyetun ve Edebiyye Nemâzic min Dîvân Sîdî Abdulkerim Muhammed el-Bilbâlî, s. 82.

15 Ahmet en-Naib el-Ensari et-Trablusi, el-Menhelü’l Azb fi Tarihi Trablus el-Garb, Menşûrât Mektebatu'l-Fercânî, Trablus el-Garb, Libya, tarih yok, s. 182.

16 Yazının yazarı Abdurrahman el-Mekkî'nin Şeyh el-Esmer'in hâl tercemesinde (Mahtût), Bkz. Merkez el-Mü'errih li'd-Dirâsât et-Târîhiyye ve'l-Eseriyye, 29 Ağustos 2014.

(18)

Tunus’ta Selamiyye olarak bilinmektedir. Tarikat Mısır, Libya ve Tunus başta olmak üzere Kuzey Afrika’da bugün de faaliyetlerini sürdürmektedir.17

Libya’da en yaygın tasavvuf tarikatı, Arusiye tarikatıdır. Şazelilik tarikatının kollarından birisidir. Sidi Ahmed b. Arus’a nispet edilir. Nesebi; Şeyh Arif Ebil Abbasi Ahmed b. Arus b. Abdullah b. Muhammed b. Ebu Bekir’dir. Nesebi Havara kabilesine dayanır. Beni Temim kabilesine dayandığı da söylenmiştir. Tunus’ta doğmuş ve H. 869 yılında Tunus’ta vefat etmiştir. Bu tarikatın Libya’ya girişi eskilere dayanır. Bu olağan bir durum olarak değerlendirilir. Günümüzde Fas, Mısır ve Yemen’de yaygındır. Arusiye tarikatı, tabilerinin en büyüğü olan ve onuncu yüzyılın hicri 981 yılında büyük mutasavvıflarından olan Şeyh Abdusselam el-Esmer el-İdrisi el-Hasani’nin eliyle geniş çapta yayılmıştır. Fas, Mısır ve Hicaz’da binlerce takipçisi vardır. Son zamanlarda tarikata, şer’i metinlerle çelişen bazı inançlar karışmıştır. Arusiye tarikatının Fevatir kabilesiyle olan bağlantısı sebebiyle, Libya’daki diğer tasavvuf tarikatlarının varlığı yanında güçlü kalmıştır.18

C.İSEVİYYE TARİKATI

Muhammed b. İsa el Fehri es-Süfyani’ye dayanır. H. 872 yılında doğmuştur. Nesebi; Peygamber’in pak soyuna dayanır. Temelleri ise İsaviye Cezuliye tarikatına dayanır. Nitekim kendisi el Şeyh el-Harisi’den, el-Harisi de İmam Cezuli’den rivayet eder. Muhammed b. İsa, h. 933 yılında vefat etmiştir. Libya’da rövanş görmüştür; hatta neredeyse Arusiye tarikatıyla rekabet ettiği söylenebilir. Takipçileri; dini marşları söyleme, ayrıca kılıç vurma ve yılanla oynama gibi bazı olağanüstü durumlarla tanınırlar. Bu sebeple insanlar tarafından şaşkınlıkla karşılanmış ve şer’en caiz olmayan eylemlere sahip olduğu suçlamasıyla karşılaşmıştır. Temellerinin doğruluğu ve yönteminin Kur’an ile sünnete dayalı olduğu açık olmasına rağmen, tasavvufu çok sayıda kişi suçlamıştır. Araştırmacıların da belirttiği üzere bu konudaki kusur, takipçilerdedir.19

Muhammed b. İsa, altmış bir yıl yaşamıştır. Ömrünü ibadet

17 Mehmet Demirci, Arusiyye, DİA, cilt: 03; sayfa: 424; Rinn, Marabouts et Khouan, Alger 1884, s. 38, 268; Le Chatelier, Confreries Musulmanes du Hedjaz, Paris 1887, s. 84-92; F. de Jong, “al-Asmar”, EI² Suppl. (İng.), 93-94

18 Yazının yazarı Abdurrahman el-Mekkî'nin Şeyh el-Esmer'in hâl tercemesinde (Mahtût), Bkz. Merkez el-Mü'errih li'd-Dirâsât et-Târîhiyye ve'l-Eseriyye, 29 Ağustos 2014.

19- Bkz., Muhammed Nâcî ve Muhammed Nûrî, Trablus el-Garb, ter. Ekmeleddin Muhammed. Mektebatu'l-Fikr, 1. Basım, 1973, s. 131.

(19)

ve Allah’a davet yolunda geçirmiştir. Daha sonra pak eserler bırakarak Rabbi’nin civarına gitmiştir. Tarikatını takip eden takipçileri günümüze kadar devam etmişlerdir.

Şeyh Gazal şöyle der: “Şeyhimiz, üstadımız ve dayanağımız Sidi Muhammed b. İsa, cennete intikal ettiğinden beri dünya onun ashabından olan bir taifeden boş kalmamıştır; hiziplerini, virtlerini ve zikirlerini okumak üzere toplanırlar. 20

Zaviyeleri sürekli olarak ülkenin batısında ve doğusunda artmaktadır. Bir zaman sonra önceliğe sahip olacağını düşünüyorum. Delailü’l Hayrat’ı okumakla Arusiye tarikatıyla buluşulur. Delailü’l Hayrat Resul-i Azam’a salavatı derleyen bir kitaptır.

D.SENUSİYYE TARİKATI

Kurucusu Şeyh Muhammed b. es-Seyid Ali b. es-Senusi Hitabi el-İdrisi el-Hasani’ye nispet edilir. Orta Mağrip’te, değerli seleflerinin evinde, Cezayir Mosteganim şehri civarında m. 1202 On iki Rebiyülevvel’de doğmuştur; bu sebeple ona Muhammed ismini vermişlerdir. 21

Dönemindeki büyük İslam âlimlerindendir. Libya’nın doğusunda dini bilincin oluşması ve Afrika’da İslam’ın yayılması bu tarikat sayesinde olmuştur. Tabileri Hıristiyanlarla mücadele etmiş, işgalle savaşmışlardır. En meşhur önderlerinden birisi de Seyid Ahmed eş-Şerif’tir. Trablus şehrinin tarihçilerinin verdikleri bilgilere göre, vilayetteki en meşhur tarikat, Senusi tarikatıdır. En etkili olduğu bölgeler ise, diğer tarikatların da varlığı yanında, iç ülkeler, Sert bölgeleri ve Bingazi’dir. 22

Öyle görüyorum ki bu tarikatın şöhreti, özellikle Trablus’ta Arusiye tarikatının şöhretine ulaşmamıştır. İbn es-Senusi, “el-Mesâilü’l-Aşr” adlı kitabında birtakım görüşler ileri sürmüş; bu durum sebebiyle meşhur Maliki imamı olan Şeyh Aliş’ten açıkça düşmanlık görmüştür. Söz konusu bu görüşleri, derin fıkıh eğitiminden ve taklitten bağımsızlaşmasından kaynaklanmaktadır.

20- Ahmed el-Ket’ânî, eş-Şeyh el-Kâmil Muhammed bin ’Îsâ, Daru'l-Kitâb el-Lîbî. Hasan el-Harrâz. Benğâzî, Libya, Mektebatu Cümhuriyeti Mısr, Hamdi Abdel Fattah Abdel Hamid, Kahire, s. 125. 21 Ahmet en-Naib el-Ensari et-Trablusi, el-Menhelü’l Azb fi Tarihi Trablus el-Garb, s. 368. 22-Bkz. Muhammed Nâcî ve Muhammed Nûrî, Trablus el-Garb, ter. Ekmeleddin, s. 131

(20)

Muhammed b. Ali es-Senusi, Sudan ülkesindeki tasavvuf tarikatları ashabıyla güçlü bir bağ oluşturmuştur. Nitekim onlar hakkında ya da onların çoğu hakkında görüşleri ne olursa olsun, ona en yakın insanlardır. Davet olan amaçları birdir. Her halükarda o bölgelerin putperestleri arasında İslam’ın yayılması onlar sayesinde olmuştur. Hocalarından birisinin onu oluşturma ve yönlendirmede en uzak etkiye sahip olan Seyid el-Arabi ed-Derkavi olmuştur.23

E.MEDENİYYE TARİKATI

Şeyh Muhammed Hasan b. Hamza Zafir el-Medeni’ye nispet edilir. Nesebi Medine-i Münevvere’ye dayanır. Misrata’da Şaban 1244 yılında doğmuştur. Bu şehirde babasının yanında yetişmiştir.24

Ku’ran-ı Kerim okuma, din eğitimi alma, namazları kılma, açıkta ve gizlide edep kurallarına uyma şeklinde eğitimine başlanmıştır. Daha sonra Fas’a gelmiş, Şeyh el-Arabi ed-Derkâvi’yle görüşmüş, tabilerinden olmuş ve halife olarak Medine’ye dönmüştür. Daha sonra Misrata’ya yerleşmiş ve orada defnedilmiştir. Tarikatının kökeni Şazeliliktir. Kendisinden sonra Şeyh Muhammed Zafir b. eş-Şeyh Muhammed b. Hasan b. Hamza b. Zafir el-Medeni’nin eliyle tarikatı geniş çapta yayılmıştır. O da Afrika’nın Allamesi Şeyh İbrahim el Reyhani’yle Tunus’ta buluşmuştur. Pek çok ülkeye gitmiş ve şöhreti çok geniş çapta yayılmıştır.25

O kadar ki daha sonra İkinci Sultan Abdulhamit onun namını işitmiş, gelmesini ve onunla tanışmayı istemiştir. Onunla görüşmüş ve kendisinden Şazelilik tarikatını almıştır. Daha sonra danışmanlarından ve nasihat verenlerinden birisi olmuştur. 26

2 Recep 1321 tarihinde Perşembe gece yarısı ölmüş. Haber başkent ve çevresinde duyulmuştur. Halife-i Azam haberi aldığında çok üzülmüş, yüzünden hüzün okunmuş ve kimseye ağlamadığı gibi ona ağlamıştır.27

23 Muhammed Taha Al-Hacrı, Dirâsât ve Suver min Tarih el-Hayati'l-Edebiyye fi'l-Mağrib el-’Arabî, 1. baskı, H1403- M1983, sayfa 281.

24 Abdulkâdir Zekî, en-Nefhatu'l-’Aliyye fî Evrâd eş-Şâziliyye, Mektebatu en-Necâh, 1. Basım, Tarih yok, s. 236.

25 Ahmet en-Naib el-Ensari et-Trablusi, el-Menhelü’l Azb fi Tarihi Trablus el-Garb, s. 353. 26 Abdulkâdir Zekî, en-Nefhatu'l-’Aliyye fî Evrâd eş-Şâziliyye, s. 239.

(21)

Libya’nın genelinde bu tarikatın zaviyeleri mevcuttur; ancak her bir şehirde birden fazla bulunmaz; yani bir şehirde bu tarikat için birden fazla zaviye olması caiz değildir.

F.TİCANİYYE TARİKATI

Ahmed et-Ticânî, şeyhi Mahmûd el-Kürdî’den Halvetiyye hilâfeti alıp Cezayir’e döndüðünde bir Halvetî şeyhi sıfatıyla irşad faaliyetine baþlamıþ, Ebîsemgun’da mânevî keþfe nâil olup Hz. Peygamber tarafından kendisine irþad yetkisi verildiðini söyledikten sonra hiçbir tarikatla ilgisi bulunmadıðını bildirip tarikatına Tarîkat-i Ahmediyye / Muhammediyye adını vermiştir. Bu sebeple Ticânî kaynaklarında tarikatın bir silsilesi olduğu kabul edilmez, silsile Hz. Peygamber ve Ahmed et-Ticânî ile başlatılır. Bu sebeple mensupları Ticâniyye diye anılmaya başlanmış ve bu ad yaygınlık kazanmıþtır. Osmanlı tasavvuf kaynaklarında Mahmûd el-Kürdî’nin silsilesi şeyh Hifnî, Kutbüddin el-Bekrî, Karabaş Velî, Şâbân-ı Velî vasıtasıyla Halvetiyye’ye ulaştığından Ticâniyye Halvetiyye’nin bir kolu olarak gösterilmektedir.28

Şeyh Ebu’l-Abbas Ahmed b. Muhammed el-Muhtar b. Ahmed b. Muhammed b. Salim el Ticani tarafından kurulmuştur. Lakabını Tocin kabilesinden alır. Eskiden Ain Madi’ye yerleşmiştir; kendisi orada doğmuştur. Burası Agvat Şehrine yakındır (h.1150/m.1737). Ancak Kadiriye hesabına Afrika’da ve özellikle Fas, Sudan, Senegal ve Nijerya’da geniş çapta yayılmıştır. Agvat şehrinde Kuran-ı hıfz etmiş, şeyhlerinin eliyle pek çok şer’i ilim öğrenmiştir. 29

H. 1186/m. 1773 yılında Şeyh Ticani’nin hac yolculuğu başlamıştır. Bu yolculuğunda Tasavvuf tarikatlarını durduğu yerden devam ettirmiştir. Kabail ülkesi, Eyt İsmail Köyü’nde ders vermiştir. Orada Şeyh Ebi Abdullah Muhammed b. Abdulrahman el-Ezheri’yi ziyaret etmiş ve Halvetiye tarikatını ondan almıştır.30

28

Kadir Özköse, Ticâniyye Tarikatı, DİA, cilt: 41; sayfa: 131

29 Salah Mu'eyyad el-’Akbî, et-Turuk es-Sûfiyye ve ez-Zevâya bi'l-Cezâyir Târîhuhâ ve Neşâtuhâ, Dar el-Burak, Baskı yok, Beyrut, 2002, sayfa 1116-118.

30-Bkz., Muhammed b. Cafer el-Ketânî, Selvatu'l-Enfâs ve Muhâzâtu'l-Ekyâs fîmen Kubire mine'l-’Ulemâ ve's-Sulehâ bi Fâs, el-Mektebatu'l-Vataniyye el-Cezâ'iriyye, No. 95, 1/182.

(22)

Tecaniye tarikatının ilkeleri, başlarında bin el-Arabi et-Tecani olmak üzere bazı tabilerin eserleri sayesinde açığa çıkmıştır. Bu tarikat, Şeyh Ömer el Fevti et-Tekruri sayesinde (h.1210/ m.1795) Afrika’nın batısında yayılmıştır. 31

Söz konusu bu tarikat, yakın bir zaman önce Libya’ya girmiş; Bingazi, Trablus ve Derne’de zaviyeleri olmuştur.

G.KADİRİYYE TARİKATI

Abdülkādir-i Geylânî’ye (ö. 561/1165-66) nisbet edilen İslâm dünyasının ilk ve en yaygın tarikatıdır. Kādiriyye’nin kuruluş tarihini Abdülkādir-i Geylânî’nin yaşadığı döneme kadar götürmek mümkündür. Tasavvuf tarihinin Abdülkādir-i Geylânî’den önceki döneminde bir şeyhin görüşlerini ve mânevî otoritesini kabul edip onun etrafında toplanan sûfî cemaatleri oluşmuş, sûfîlerin şeyhlerle ve birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen kurallar belirlenmiş, ikametlerine mahsus ribât ve hankahlar yapılmışsa da bütün bunlar şeyhin yaşadığı dönem ve bölgeyle sınırlı kalmış, süreklilik, yaygınlık ve kurumsal bir nitelik kazanmamıştır. Tasavvuf tarihi kaynaklarında bu devirde oluşan sûfî grupları Kassâriyye, Cüneydiyye, Bâyezîdiyye, Hakîmiyye, Hereviyye gibi adlarla anılmaktadır. Sürekli, yaygın ve kurumsal niteliğe sahip, tarikat olma özelliği kazanmış ilk tasavvufî oluşumlar XII. yüzyılda ortaya çıkmıştır. Bunlardan Ahmed Yesevî’ye nisbet edilen Yeseviyye daha çok Orta Asya’da ve Türkler arasında, Ahmed er-Rifâî’ye nisbet edilen Rifâiyye Ortadoğu’da ve Araplar arasında, Abdülkādir-i Geylânî’ye nisbet edilen Kādiriyye ise Irak başta olmak üzere İslâm dünyasının hemen her tarafında yayılmıştır.32

Kadiriye tarikatı, Şeyh Abdulkadir b. Ebu Salih b. Abdullah b. Yahya ez-Zahid b. Muhammed b. Davud b. Musa b. Abdullah b. Musa’ya nispet edilir. Abdulkadir Geylani, İran’ın kuzeybatısında, Geylan bölgesinde, Raşt şehrinde h. 470/m. 1077 yılında doğmuştur. Kuran-ı Kerim’i doğmuş olduğu şehirde öğrenmiştir. Gençliğinin baharında h. 488 yılında ilim öğrenmek ve ilmini arttırmak için Abbasi başkenti olan Bağdat’a intikal etmiştir. Şeyh Abdulkadir, konumunu, değerini ve dönemindeki etkisini açığa çıkaran birtakım eserler bırakmıştır. Bunlar arasında; kendisine nispet edilen Tarikat

31-Bkz., Abdurrezzâk İbrahim Abdullah, Azvâ ’ala et-Tarîka es-Sufiyye fi'l-Kâreti'l-Afrîkiyye, Mektebat Medbûlî, 1990, s. 260

32

(23)

es-Sûfiyye es-Sünniye adlı kitabı, hutbe, vaazları, mektupları, tasavvufla ilgili

eserleri, zikirleri, hizipleri ve şerhleri33 bulunmaktadır. On ikinci yüzyılda, Trablus’ta Medine-i Kadime Fanidka sokağında Kadirilik zaviyesi kurulmuştur. Ancak bu tarikat mensuplarının, Libya’ya göre sayıları azdı. Her Cuma akşamı zaviyelerinde toplanırlardı. Soylarının Resulullah’a34

dayanması sebebiyle insanlar bu tarikata teveccüh etmişlerdir. Libya’nın doğusunda Kadiriye tarikatının tabileri son zamanlara kadar olmamıştır; ancak son yüz yılda tabileri olmuştur. Trablus şehri ise bu tarikatı ve tabilerini kucaklamakta en eski tarihe sahiptir. Trablus’ta dini bilincin yayılmasında açıkça görülen emekleri ve çalışmaları olmuştur. 35

33-et-Turuk es-Sûfiyye ve müntelakâtuhâ el-Fikriyye ve'-Edebiyye bi Mantıkati Tuât, s. 62-65.

34- Bkz., Luthrop Stoddart, Hâdiru'l-Âlem el-İslâmî, (Çev., ’Âdil Nuvayhiz), (Yorumlar ve eklemeler: Şekîb Arslan), Kahire, Dâru et-Tibâ’a, ’Issa el-Bâbî el-Halebî, 2/395.

(24)

I. BÖLÜM

MUHAMMED BİN ALİ EL SENUSİ’NİN HAYATI

I. MUHAMMED B. ALİ EL SENUSİ’NİN HAYATI VE KİŞİLİĞİ A.Hayatı

Kendisi ıslah edici İmam Muhammed b. Ali b. es-Senusi b. el Arabi b. Muhammed b. Abdulkadir b. Şehide b. Ham b. Yusuf b. Abdullah b. Hattab b. Ali es-Senusi el-Hattabi el-Hasan el-İdrisi’dir. Köklü bir soydan ve Arap Mağrip ülkelerini fetheden ve oralarda İslam’ı yayan İdrisiye soyu krallarına dayanır. İmam Ali b. Ebu Talib’in soyundandır. Senusi davetini halifelerden birisine dayandıran da kendisidir. Abdullah el-Kamil b. Hasan el-Musenna b. Hasan es-Sibt, büyük İslam hilafetini alan kişi Resulullah’ın36 kızı Fatıma Zehrâ’nın eşi İmam Ali b. Ebu Talib’in torunudur.

Senusiye tarihçileri, İbn Senusi’nin doğum tarihi hakkında ihtilafa düşmüşlerdir. Ancak çoğunluğu bir tarih37

üzerinde ittifak etmişlerdir. Babası Seyid İmam Muhammed es-Senusi’dir. Doğum tarihi h. 1202/m. 1788 Pazartesi gecesidir. Cezayir’de38, Şelef Mosteganim Vadisi iki tarafında bulunan el-Vasita adlı beldede doğmuştur. Allah’ın yazısı sonucu babası Seyid Ali, gençliğinin baharında yirmi beş yaşında vefat etmiştir. Seyid Muhammed b. Ali iki39 yaşındadır. Annesi de çok geçmeden peşinden gitmiş, küçük yaşta çocuğunu bırakmıştır. Bunun üzerine saygın halası Senusi b. Arabi kızı Seyide Fatıma Zehra, kardeşinin babasının vasiyetiyle bakımını üstlenmiştir. Uzak ülkelerden ilim talebeleri, ondan ilim almak ve istifade etmek için bu hanımı ziyaret etmekteydiler. Dolayısıyla en iyi şekilde mürebbiyesi ve yol göstereni olmuştur. Kuran-ı40

halasının yanında hıfz etmiştir. Seyid Muhammed b. Ali, en başından beri ilim öğrenme konusunda ziyadesiyle istekli olmuştur. Mosteganim hazretinde, Mazoniye hazretinde ve el Vasata ülkesinin diğer hazretlerinde ilim öğrenmiştir. Seyid Muhammed es-Senusi’den Kuran-ı Kerim

36 Muhammed et-Tayyib b. İdris el-Aşhab, es-Sennûsî el-Kabîr, Matba’at Muhammed ’Atef, tarih yok, s. 7.

37 Ahmed Sidkî ed-Decânî, el-Harekatu es-Senûsiyye Neş'atuhâ ve Nümüvvuhâ fi'l-Karn et-Tâsi’ ’Aşar, 1. Basım, 1967, s. 37.

38 Ali Muhammed Salâbî, Safahât fî et-Târih el-İslâmî fî Şemâli el-Afrîkî, el-Harekatu es-Senûsiyye fî Libya, Menhecuhu fî Te'sîs et-Ta’lîmî ve'l-Harekî ve't-Tarbevî ve'd-De’avî ve's-Siyâsî, 1/24.

39 Muhammed Fuad Şukrî, es-Senûsiyye Dîn ve Devlet, Dar el-Fikr el-’Arabi, Kahire, 1948, s. 11. 40-Ahmed Sidkî ed-Decânî, el-Harekatu es-Senûsiyye, s. 38.

(25)

okumayı öğrenmiş ve başarıyla tamamlamıştır. Yine kendisinden Arapça, fıkıh, hadis ve tasavvuf dersleri almıştır. Ders aldığı yüce âlimlerden bazıları: Mosteganim beldesinde Seyid Muhammed b. Ali, Şeyh Yahyaddin İbn Şelhebe, Şeyh Abdulhalim, Şeyh Muhammed b. Abdulkadir Ebi Zevine, Seyid Abdulkadir İbn Amr, Sidi Muhammed b. el Kunduz. 41

B.Kişiliği

Şeyh Muhammed b. Ali es-Senusi, henüz küçük yaşlarda inzivaya çekilmeye ve yalnız kalmaya meyilliydi. Derin tefekkürle uzun zaman geçirirdi. Ümmetin durumu, varmış olduğu zayıflık, güçsüzlük ve kayboluş sebebiyle üzüntü duyardı. Kalkınma etkenlerini, ümmet saflarını birleştirme ve İslam milletini42

canlandırma yöntemlerini aramaktaydı. Nitekim Seyid Muhammed es-Senusi; derin düşünceli, olgun akıllı bir şahıstı. Sağlam görüşlere sahip ve geniş ufukluydu. Islah görevlerini yerine getirme ve İslam cemaati için çalışma konusunda kendisini sorumlu görürdü. Tüm iman gücü ve azmiyle bu yolda hareket etmiştir. Nitekim dört meşhur mezhebi ve pek çok meşhur tasavvuf tarikatlarını43

öğrenmiştir. Ayrıca Muhammed es-Senusi’nin kişiliğini etkileyen etkenler de olmuştur. Ehl-i Beyt ile meşhur yüce bir evde doğmuştur. Ayrıca şüphe yok ki kendisinden önce İdrisilerden olan ataları geçmişte Arap ve İslam ülkesi olan Mağrip’e hükmetmişlerdir. Bunların yanı sıra küçük yaşından beri mürebbiyeliğini üstlenen halası Fatıma’nın kişiliğinden de etkilenmiştir. İbn Senusi, yaşlılığında olduğu gibi gençliğinde de zorluklara meydan okumuştur. Halasının kendisini nasıl yönlendirdiğini zikretmiştir. Halası aile; ilim ve amel üzerine onu eğitmiş, ilim ve ata44 biniciliği öğretmiştir.

II. HOCALARI, ÖĞRENCİLERİ, ESERLERİ A. Hocaları

İbn Senusi, Mosteganim’da birçok hocadan faydalanmıştır. En önemlileri: Ahmed el Tabuli el Trablusi, Şeyh Abdulkadir bin Amr el Mosteganimi, Şeyh Muhammed Kunduz, Şeyh Muhammed b. Abdullah el

41-Muhammed Fuad Şukrî, es-Senûsiyye Dîn ve Devlet, s. 11. 42-Muhammed Fuad Şukrî, es-Senûsiyye Dîn ve Devlet, s. 12.

43-Muhammed el-Tayyib b. İdris el-Aşhab, Barka el-’arabiyye 'Ems ve'l-Yevm, Matba’a el-Havvârî, s.135.

(26)

Mosteganimi, Şeyh Muhammed b. Ebi Zevine, Şeyh Muhyiddin Şelhebe. İbn Senusi, bu şehirde iki yıl45

yaşamıştır. Sonrasında Tilimsan şehrine gitmiş, orada yaklaşık bir yıl kalmıştır. Orada bulduğu hocalardan ilim öğrenmiştir. O beldede dördüncü dedesinin oğlu Seyid Muhammed es-Senusi’nin makamı bulunmaktadır. Hicri 1223 - Miladi 180946

yılının sonlarına doğru art arda ona intisap eder ve onun adını alır.

Sonrasında İbn Senusi, Hicri 1221 - Miladi 1806 yılının başlarında Mosteganim’den ayrılmış ve Mazona şehrine yönelmiştir. Orada bir yıl kalmıştır ve birçok hocadan faydalanmıştır. Hocalardan en önemlileri: Seyid Ebu Ras el Askeri, Şeyh Velid bin el Mahl Ebu Zevine, Şeyh Muhammed b. Ali bin Ebu Talib. Sonrasında Şeyh İmam Senusi, Fas-ı Mamure şehrine gitmiştir. Orada İdrisi eşrafının ceddi Seyid İdris el Enver (el Asgar)ın makamı bulunmaktadır. Fas şehrini inşa eden de odur. Orada kesintisiz yedi yıl kaldığı rivayet edilmektedir. Bu süre boyunca Mısır’daki47 Ezher Camii’nin dengi olan Karaviyyin Mescidi’nde ilim öğrenmiştir.

Fas’ın en ileri gelen âlimlerinden rivayetle ilim öğrenmiştir. İbn Senusi’nin buluştuğu en önemli hocalarından bazıları şunlardır. Ahmed b. el Mekki es-Sidrati, Şeyh el Tayib el Kirani İbn Kiran, Şeyh Ebi Bekir el İdrisi, Şeyh el Hafız Muhammed b. Abdul Selam el Nasiri,48

Şeyh el Arabi bin Muhammed el Şeyh Muhammed b. el Hac, Şeyh Muhammed b. Ebu Bekir el Bâzi, Şeyh Muhammed b. Amir el Madeni, Şeyh Muhammed b. Muhammed Abdul Selam, Şeyh Muhammed el Medeni, Muhammed b. Mansur, Şeyh Muhammed b. Amr el Zervali’dir. 49

Ülkesinde almış olduğu ilimlerle de yetinmemiş; Fas’a (uzak Mağrip’e) gitmiştir. Orada on beş yıl kalmıştır 1804-1819 yılları arasında orada insanları adalet ve hayra davet etmesi, Müslümanları birliğe ve nefisleri terbiye etmeye çağırmasıyla namı duyulmuştur. Daha sonra göç etmeye karar vermiş ve bir

45 Abdulmalik b. Abdülkadir b. Ali, el-Fevâ'id el-Celiyye fî Târih el-’Aile es-Senûsiyye, H1386- 1966, s.4

46 Bkz. Salah Abdul Aziz, el-Fevâ'id el-Celiyye fî Târih el-’Aile es-Senûsiyye Abdulmalik b. Abdülkadir b. Ali, s 4.

47 Salah Abdul Aziz, el-Fevâ'id el-Celiyye fî Târih el-’Aile es-Senûsiyye Abdulmalik b. Abdülkadir b. Ali, s. 6

48 Ali Muhammed Salâbî, Safahât fî et-Târih el-İslâmî fî Şemâli el-Afrîkî, el-Harekatu es-Senûsiyye fî Libya, Menhecuhu fî Te'sîs et-Ta’lîmî ve'l-Harekî ve't-Tarbevî ve'd-De’avî ve's-Siyâsî, s. 11.

(27)

süre Cezayir “Busada”da kalmıştır. Fransa’nın Cezayir’i 1830 yılında50 işgalinden hemen önce orayı da terk etmiştir.

Öyle görünüyor ki yüce gönlü Mısır ve Harameyn-i Şerifeyn âlimlerinden ilim öğrenmeyi arzu etmiş; bunun yanı sıra Hicri 1230 - Miladi 1815’te Hac farzını yerine getirmeyi istemiştir. Bunun üzerine direkt Fas beldesinden hac kafilesine katılmıştır. Doğu Arap ülkelerindeki hocalarına değinecek olursak, en önemlileri şunlardır: Şeyh Abdulhafiz el Acemi, Şeyh Muhammed b. Abdulkerim bin Abdul Resul el Attar, Şeyh Muhammed b. Abid es-Sindi, Şeyh Abdullah el Attar, Şeyh Abdulrahman bin Yusuf el Medeni, Şeyh Yasin el Margani, Şeyh Muhammed Salih, Şeyh Muhammed Hilmi el Şafii, Şeyh Muhammed el Benâni, Şeyh Muhammed el Kâbisi,51

Şeyh Abdulrahman el Ansari, Şeyh Muhammed Sened bin Muhammed, Şeyh Abdulbaki el Şaab, Şeyh Muhammed b. el Hac, Şeyh Muhammed b. Abdullah el Mecdub, Şeyh Salih el Bedri, Şeyh Muhammed el İmrani, Şeyh Muhammed el Telmesani el Kadi, Şeyh Muhamed bin Süleyman, Şeyh Muhammed es-Sanâni, Şeyh Yusuf es-es-Sanâni, Şeyh Muhammed Akiş es-Sibyani, Ahmed bin Abdulrahman el Şerif, Şeyh Ahmed bin Abdullah el Şerif el Ceziri, Şeyh Muhammed b. Beşir el Telmesâni, Şeyh Attar el Kavini, Ali el Tunusi, Şeyh Muhammed es-Savi, Şeyh Muhammed el Emir’dir. 52

B.Öğrencileri

İbn Senusi, İslam ülkeleri arasında dolaşarak insanları davet ediyor ve onlara İslam’ı anlatıyordu. Davetinde Kuran-ı Kerim’in yolundan gitmiştir. Nitekim davet görevini yerine getirmekteydi. Şeyh Muhammed b. Ali es-Senusi’nin öğrencileri aşağıda sıralanmıştır.

1.Seyid İmran bin Bereke: Zlitenli,53 el Beyza zaviyelerinin şeyhliği kendisine verilmiştir. El- Jaghbub 54Enstitüsünde eğitim vermiştir. Muhammed

50-Bkz. Ahmed Sidkî ed-Decânî, el-Harekatu es-Senûsiyye Neş'atuhâ ve Nümüvvuhâ fi'l-Karn et-Tâsi’ ’Aşar, s. 53-54.

51-Bkz. Abdulmalik b. Abdülkadir b. Ali, el-Fevâ'id el-Celiyye fî Târih el-’Aile es-Senûsiyye, s. 7. 52-Bkz. Muhammed Fuad Şukrî, es-Senûsiyye Dîn ve Devlet, s. 16.

53-Zliten, Trablus Al-Karib şehirlerinin kentinin adı, Libya ülkelerinin yaklaşık 158 km doğusunda, et-Tahir Ahmed el-Zavî et-Trabelsi, Mu’cemu el-Buldân el-Libiyye, 1. Basım, H1388 -1968, Mektabatu Enver, Trablus, Libya, s.170.

54- Cağbûb, Tobruk'un güneyinde yer alan yaklaşık 280 km'lik küçük bir vaha, Mısır'ın batı Siwa sınırında, et-Tahir Ahmed el-Zavî et-Trabelsi, Mu’cemu el-Buldân el-Libiyye, s. 103.

(28)

el Mehdi es-Senusi’nin öğretmenidir. İş arkadaşları ve öğrencileri arasında önemli bir yere sahiptir. Jaghbub’ta Hicri 131055

yılında vefat etmiştir.

2.Seyid Abdulrahim bin Ahmed el Mahbub: Bingazi Zaviyesi başkanıdır. İbn Senusi’den ders almıştır. Kendisine verilen pek çok vazifede bulunmuştur; bunlardan biri de Hicaz’dan Jaghbub’a kadar Muhammed el Mehdi’ye refakat etmesidir. Zaviyelerin müfettişliğini de yapmıştır. Ayrıca Bingazi Zaviyesi şeyhliğini üstlenmiş, İbn Senusi döneminde İstanbul ziyareti için tayin edilmiştir. Muhammed el Mehdi zamanında da İstanbul’u ziyaret etmiştir. Jaghbub Enstitüsünde ders vermiştir. Hicri 1305 56

yılında Bingazi Zaviyesinde vefat etmiştir.

3.Seyid Ahmed el-Taifi: Hicri 1249 yılı civarı Seyid Muhammed es-Senusi’ye Taif’te katılmış, ondan ders almış, en iyi âlim kardeşlerden olmuştur. Ayrıca usta57

bir şairdir.

4.Seyid Falih el Zahiri: Yüce şahsiyetli ve büyük bir İslam filozofuydu. 1243 yılı civarı henüz çocuk yaştayken Seyid Senusi’ye katılmış, ondan ilim öğrenmiş, deha derecesine yükselmiş, mezun olmuş ve dikkatleri üzerine çekmiştir. Jaghbub Enstitüsünde58

ders vermiştir.

5.Seyid Ali Abdulhak: Aslı Kus’tandır. Mısır Saidilerindendir. Zaviye-i Beyza’da Seyid Muhammed b. Ali es-Senusi’den ders almıştır. Senusiye cemiyetinin en ünlü ediplerindendir. Bir kısmı basılmamış pek çok edebi eserleri bulunmaktadır.

6.Seyid Hüseyin el Geryani: İbn Senusi’den ders almış ve İhvan meclisine katılmıştır. Tüm işlerinde dürüstlük, ihlas ve azmiyle tanınmıştır. Zaviye-i Beyza başkanlığını üstlenmiştir. Daha sonra Cenzur Zaviyesi başkanlığına tayin edilmiştir. İşinde salah, takva ve özverilikle tanınmıştır. Defne Zaviyesi adıyla bilinen Cenzur Zaviyesinde vefat etmiştir.

55 Bkz. Muhammed et-Tayyib b. İdris el-Aşhab, es-Sennûsî el-Kabîr, s. 60. 56 Muhammed et-Tayyib b. İdris el-Aşhab, es-Sennûsî el-Kabîr, s. 64.

57 Muhammed el-Tayyib b. İdris el-Aşhab, Barka el-’arabiyye 'Ems ve'l-Yevm, Matba’a el-Havvârî, s. 150.

58 Muhammed el-Tayyib b. İdris el-Aşhab, Barka el-’arabiyye 'Ems ve'l-Yevm, Matba’a el-Havvârî, s. 150.

(29)

7.Seyid el Mehdi el-Filali: Seyid Muhammed es-Senusi’nin ilk dostlarından ve en eski öğrencilerindendir. Mağrip ehlindendir. Hicaz’da59 vefat edinceye kadar Seyid Senusi’nin özel dostlarından olmuştur.

C. Eserleri

Seyid Muhammed b. Ali es-Senusi’nin yazmış olduğu kitap sayısını tam olarak bilemiyoruz. Nitekim bir kısmı basılmış, bir kısmı hâlâ el yazması halinde, diğer bir kısmı ise kayıptır. Senusiye hareketinin 60sahibini doğru bir şekilde tanımamız için bu kitapların derlenmesi önemlidir. Muhammed el Tayib el Eşheb, İbn Senusi’nin sekiz matbu, dokuz da basılmamış61 kitabı olduğunu söyler. Muhammed Fuad Şükri ise beşi basılmış üçü de basılmamış62 kitap adını zikreder. Bunlar şunlardır:

1. Ed-Durer Es-Senuyye fi Ahbâr es-Sulâle el-İdrîsiyye, birinci baskı Hicri 1349, Kahire el Şebab Matbaası, ikinci baskı Hicri 1373 Kahire el Şebab Matbaasında yapılmıştır. İbn Senusi, bu kitabı tarih hakkında yazmıştır. Kitapta Mağrip’e hükmeden İdrisî krallarından ve kurmuş oldukları ülkelerden bahseder. Önsözünde tarih ilminin değerinden bahsederek el-Makrizi’nin sözlerini nakleder: “Şüphesiz ki soy ilmini kapsayan tarih ilmini bilmek, arzu

edilen bir durumdur ve övülen bir ilim dalıdır. Zira şer’i hükümleri ve dini63

bilgileri beraberinde getirmektedir.”

2.“İkazu’l-vesenan fi’l ameli bi’l-hadis ve’l-Kur’an” adlı eserinde ise, Allah’a ve Peygambere teslim olunduktan sonra, Müslümanların yapmaları gereken görevler üzerinde durulmuştur. Müslümanların sünnetten ayrılmaması gerektiği vurgulanan eserde, Seyyid Muhammed’in hadislerin yorumlanmasında yapılan yanlışlıklar konusunda deerlendirmeleri de yer almaktadır. İbn Senusi bu kitabında Kuran ve hadis gereğince amel etmenin gerekliliğini anlatır. Kitabı Mukaddime, Maksat ve Hatime bölümleri halinde tasnif etmiştir. Mukaddimede imamların yüce değerlerinden bahsetmiştir. Der ki: “Bil ki Müslümanlar, Allah ve Resulünün velayetlerini kabul ettikten sonra,

59 Muhammed el-Tayyib b. İdris el-Aşhab, Barka el-’arabiyye 'Ems ve'l-Yevm, Matba’a el-Havvârî, s. 151-152.

60-Bkz. Muhammed Fuad Şukrî, es-Senûsiyye Dîn ve Devlet, s. 132.

61-Bkz. Muhammed el-Tayyib b. İdris el-Aşhab, Barka el-’arabiyye 'Ems ve'l-Yevm, s. 81. 62-Muhammed Fuad Şukrî, es-Senûsiyye Dîn ve Devlet, S. 41.

63-Ali Muhammed es-Salâbî, Tarihu el-Harekati es-Senûsiyye fî Afrika, Daru el-Ma’rifet, Beyrut, Lebanon, 3. Basım, H1430-2009, s. 127. Bkz. Hayrettin ez-Ziriklî, el-A’lam, Daru el-’İlm li'l-Malâyîn, Beyrut, Lübnan, 15. Baskı, Mayıs 2002, 6/299.

(30)

müminlerin ve özellikle amel eden âlimlerin velayetlerini kabul etmelidirler ki onlar, peygamberlerin vârisleri olarak her tür övüncü hak etmişlerdir. Kara ve deniz karanlıklarında hidayet yıldızları olmuşlardır. Âlimler, onların hidayetleri ve dirayetleri konusunda icma etmişlerdir. Nitekim Muhammed (s.a.v) elçi olarak gönderildikten sonra Müslümanlar haricindeki tüm ümmetlerin âlimleri, en kötüleridir; ancak Müslümanların âlimleri en hayırlılarıdır. Zira onlar Resulullah’ın ümmetindeki halifeleri ve sünnetinden ölen unsurları ihya edicilerdir. Kuran onlarla kıyam etmiş ve onlar da Kuran ile kıyam etmişlerdir. Kuran onlar ile konuşmuş, onlar da Kuran’ın sırlarıyla konuşmuşlardır; her biri kendi kapasitesi kadar bunu başarmıştır. Dolayısıyla hiç kimse, imamlar nezdinde genel kabulle makbul olan imamlar için, büyük meselelerde ya da küçük meselelerde Resulullah’ın sünnetine bilerek muhalefet ettiğini ileri süremez. Bu nasıl mümkün olabilir ki sünneti ihya eden onlardır ve sünnete tabi olunmasının vacip olduğuna ittifak etmişlerdir. Resulullah dışında herkes için sözlerinin bir kısmı kabul edilip bir kısmı reddedilebilir olarak görmüşken, sadece Resulullah’ın tüm sözlerinin kabul edilmesi gerektiğini savunmuşlardır.”64

3.el Menhel el Reviy er-Raik Fi Esânîd el Ulûm ve Usûl el Hakaik adlı kitaptan sadece et-Tayib el-Eşheb “es-Senusi el-Kebir” adlı kitabında bahseder. Ayrıca Muhammed es-Sakabi’nin “Tarij el Hareke es-Senusiye” adlı kitabında “el Menhel er-Reviy er-Raik Fi Esânîd el Ulûm ve Usûl el Tarâik” adlı kitaptan bahsedilir. Birinci baskı Hicri 1373 / Miladi 1954, Kahire Hicazi Matbaasında yapılmıştır. Bu kitap, araştırmacıya es-Senusi’nin öğrendiği ilimler, tanıdığı tarikatlar ve iki durumda ders aldığı âlimler hakkında fikir vermektedir. Kitabın sunumundan, İbn Senusi’nin ilimlerde bir deniz olduğu, eğitiminin hem fıkıh hem tasavvufu bir araya getirdiği anlaşılmaktadır. 65

4.Muhammed el Tayib el-Eşheb, “Es-Selsebilu’l-muayyen fi’t-turukı’l-erbain” adlı eserinde, İslam dinine bağlı 40 tarikatın yapısı deerlendirilmiştir. Bu eser sayesinde, Muhammed Senusî, tasavvufî canlılıın nasıl arttıını vurgulamaktadır. Eserde, tek bir hakikatin olduğu, izlenen farklı yollar olsa da

64- Muhammed et-Tayyib b. İdris el-Aşhab, es-Sennûsî el-Kabîr, s. 81. Bkz. Ahmed Sidkî ed-Decânî, el-Harekatu es-Senûsiyye Neş'atuhâ ve Nümüvvuhâ fi'l-Karn et-Tâsi’ ’Aşar, s. 148. Bkz. Ali Muhammed es-Salâbî, el-Harekatu es-Senûsiyye fî Afrikya, s. 136.

65- Muhammed et-Tayyib b. İdris el-Aşhab, es-Sennûsî el-Kabîr, s. 81. Bkz. Muhammed es-Salâbî, el-Harekatu es-Senûsiyye fî Afrikya, s. 127.

(31)

tüm tarikatların aynı hakikatin takipçileri olduğu belirtilmiştir. Bazı tarikatların yozlaştırıldığı vurgulanmış, sorgulama yoluyla tarikatların yapıları ve alanları tespit edilerek, yazar tarafından kritik edilmiş ve nazikçe eleştirilmiştir. 66

5. “el Budûr es-Sâfire Fi Avâli el Esânîd el Fâhire” Bu ve nundan önceki kitap; Şeyh Muhammed b. Ali es-Senusi’nin eğitim aldığı ilimler ve farklı ilimler öğrendiği hocaları hakkında yazılmıştır. Ayrıca kitapta öğrendiği tasavvuf tarikatları, şeyhlerinden de bahsedilir. 67

6. “Buyetu’l-mekasid fi hulasati’l-merasid” adlı diğer bir eserinde, genel olarak Müslümanların beş vakit namazda karşılaştıkları, ellerin kaldırılması, ayakta durulması, Kuran sureleri gibi konularla ilgili, on sorun üzerinde durmuştur. Bu sorunlar karşısında kendi izlediği tutumun en gerçekçi tutum olduğunu savunarak bunları kendi halkına aktarmaya çalışmıştır.

7.“Risâlet el Muselselât el Aşra Fi’l Ahâdis el Nebeviyye, Hicri 1357, el Şebâb Matbaası, Kahire.

8.“Risâlet Muvatta İmam Malik” birinci baskı, Hicri 1374, el Şebâb Matbaası, Kahire.

9.“Şifâü’l Sadr Birey el Mesâil el Aşr”, el Ery el Asel, Hicri 1360, el Mahmudiye68 Matbaası.

Basılmayan kitaplarıyla ilgili olarak basılan kitaplarda bilgi verilmiştir; bu da var olduğuna kesinlik kazandırmaktadır. Bunlar:

1- “el Şumûs el Şârika Fi Marifet Esânîd Min el Magâriba ve’l Maşârika” “el Menhel el Reviy” sayfa 6’da bu kitaptan bahsedilmektedir. İbn Senusi bu kitaba “Büyük Fihristimiz” adını vermektedir. Yine Hediyetü’l Ârifin adlı kitapta “el Şumûs el Şârika Fi Terâcim Meşâyihi el Magâriba ve’l Maşârika” adıyla zikredilmektedir.

2- “el Budûr es-Sâfira Fi Avâli el Esânîd el Fâhira” “el Kebira”dan seçme şeklinde “el Menhel” adlı kitapta bahsedilmiştir. Ayrıca “Hidâyetü’l Ârifin” adlı kitapta da “el Budûr es-Sâfira Fi İhtisâr el Şumûs el Şârika” adıyla bahsedilmektedir.

66- Muhammed et-Tayyib b. İdris el-Aşhab, es-Sennûsî el-Kabîr, s. 81. Bkz., Ahmed Sidkî ed-Decânî, el-Harekatu es-Senûsiyye Neş'atuhâ ve Nümüvvuhâ fi'l-Karn et-Tâsi’ ’Aşar, s. 133.

67- Muhammed et-Tayyib b. İdris el-Aşhab, es-Sennûsî el-Kabîr, s. 82. 68- Muhammed et-Tayyib b. İdris el-Aşhab, es-Sennûsî el-Kabîr, s. 82.

(32)

3- “el Kevâkib el Duriyye Fi Evâil el Kütüb el Eseriye” “el Menhel” adlı kitapta bahsedilir.

4- “Sevâbiğ el Eyd Bi Merviyyât Ebi Zeyd” “el Menhel” ve “Hidâyetü’l Ârifin” adlı kitaplarda bahsedilmektedir. Konusu, İbn Senusi’nin ders aldığı hocaların fihristidir.69

69- Ahmed Sidkî ed-Decânî, el-Harekatu es-Senûsiyye, s. 134. Bkz. Muhammed et-Tayyib b. İdris el-Aşhab, es-Sennûsî el-Kabîr, s. 82.

(33)

II. BÖLÜM

TARİH BOYUNCA SENUSİLİK HAREKETİ I.KAVRAM OLARAK SENUSİLİK

Senusilik, ıslah ediciliği ön planda olan bir tasavvuf hareketidir. Dini ıslahla ilgili çağdaş bakış açısıyla tasavvuf ekollerinin güzelliklerini bir araya getirmiştir. Bu şekilde Senusilik, İşrakî tasavvuf ile ruhbanî 70

tasavvuf arasında orta yol çizmiş olmaktadır. En yüce amacı ise salih Müslüman’ı tekvin etmek olmuştur. Senusilik, “Allah’tan çekinin, Allah size öğretir” ilkesinden yola çıkarak, bilgiye ulaşmak için nefsi kirlerinden arındırmak ve hakka doğru yönlendirmek için yola çıkmıştır. Ayrıca Senusilik, insanlara ulaşabilmek ve amaçlarını gerçekleştirmek için ilim ve eğitimi değerlendirmiştir. Tüm bunların yanı sıra, mümkün71

olan tüm farklı yollarla yabancı işgaline karşı savaşmaya davet etmiştir.

Senusilik dinde reformist bir tarikat değildir. Kirlerden ve hurafelerden arındırılmış bir dini hayat için ümmete çağrıdır. Senusiler, amaçlarına ulaşmak için güç kullanmamışlardır; aksine insanlar arası barışa itimat etmişler ve en yüce72, en erdemli yollarla onlara ulaşmışlardır. Senusiliğin bu davranış tarzındaki amacı, birey ile Resulullah arasında bağ kurmaktır. Bu ise sadece dualar okunarak ve zikirler söylenerek yapılabilir. Bunun için Peygamber hadisleriyle ilgili el Muselselât el Aşra eseri oluşturulmuştur. Senusi el Kebir, hadislerle ilgili el Muselselât el Aşra kitabını derlemiş ve şöyle demiştir: “Peygamber’in dönemiyle bağlantı kurmak isteyen, Peygamber’e, ashabına ve özellikle salih selefe bağlanmak isteyenler için bu eser yeterlidir.”73

Senusilik, ülke insanlarını özgürleştirmek için dini kültürü yaymaya, devrim, değişiklik ve Allah ile Resulünün yolunda cihada davet etmeye önem vermiştir. Dolayısıyla Senusilik hareketi, inanç boyutunu da kapsamış, halkı ve

70- Ahmed Sidkî ed-Decânî, el-Harekatu es-Senûsiyye, s. 246.

71- Bkz., Muhammed b. Ali es-Senûsî, el-Muselselât el-’Aşre, Dar el-Ma’âref, Mısır, 2. baskı, 1966, s. 126.

72- Bkz. Richard Evans, es-Senûsiyyûn fî Barka, Çev., Ömer ed-Dîrâwî, Sefâkıs li'n-Neşr ve't-Tevzî’, Tunus, 1. baskı, 2011, s. 74.

(34)

ilim öğrenenleri özellikle bu açıdan kazanmış, Libya’nın iç bölgelerinde74 ülke insanlarını tanzim etmek için çalışmıştır.

II. SENUSİLİĞİN TARİHÇESİ

Osmanlı İmparatorluğu, Miladi on yedinci yüzyılın sonlarına kadar, hafife alınmayacak bir güçtü. Orduları da Avrupa’nın kalbine kadar ulaşmış, birçok emirlerini ve krallarını mağlup etmişti. Bu açıdan İslam’ın koruyucusu sayılmış ve Müslümanların gözleri ona yönelmişti. Osmanlı padişahı, Müslümanların halifesi ve iki kutsal mabedin/ Kâbe-i Muazzama ve Mescid-i Nebî’nin hizmetkârıydı. İki karanın sultanı ve iki denizin hakanıydı. Müslümanlar ülkelerini savunmak ve verilecek zararları uzak tutmak için ona yönelmekteydiler. Ancak Osmanlı Devleti, on yedinci yüzyılın sonlarına doğru zayıflamaya başladı. On sekizinci yüzyılda ise durumlar kötüye gitti. Bunun üzerine Avrupalılar, Osmanlı’nın hâkim olduğu bölgelere ve özellikle Arap Mağrip ülkelerine göz diktiler. 75

Mağrip’te güçlü tasavvuf ekolleri ve ihvan gurupları bulunmaktaydı. Onların ıslah ve ihya amaçları vardı. Bu amaçlar, on dokuzuncu yüzyılın güçlü ve yenilikçi düşünürü ve en büyük kutbu olan Seyid Muhammed es-Senusi’nin eliyle gerçekleşti. İslam ve Arapların yeni tarihi, farklı yönleriyle Senusilik hareketinin büyük bir İslam hareketi olduğunu ve yeniçağda önemli bir yeri olduğunu ortaya koymaktadır. Buna göre Senusilik hareketi, dini ve dünyevi muhtelif ıslah alanlarında eşi benzeri olmayan bir başarı elde etmiştir. Öyle bir başarı ki bu hareketin tarihçilerini, doğu ve batı dünyasındaki izlerini takip edenleri hayrete düşürmüştür. Bu hareket, yolunda selef-i salihin adımlarını takip etmekteydi. Amellerinin her birinde ruhen ve manen Kuran-ı Kerim’in metinlerini uyguluyordu. Dolayısıyla Senusilik hareketi, kendi başına ayakta duran bir tarihtir ve başarılarında bağımsızdır. Zamanın sayfalarında kalacak, yeryüzü üzerindekilerle birlikte Allah’a vasıl oluncaya kadar hakikatin ebediliği gibi ebedi kalacaktır. 76

74-Bkz., Richard Evans, es-Senûsiyyûn fî Barka, s. 78.

75- Nikola Ziyâdeh, Barka ed-Devletu'l-’Arabiyyetu es-Sâmine, Libya 1948 (resmi belge), Libya min el-İsti’mâr el-Îtâlî ila el-İstiklâl, Tarihsiz, s. 40.

Referanslar

Benzer Belgeler

Me sentí peor que un monstruo, me sentí como si no existiera, como si no fuese nada más que un pedazo de hielo, y esto para siempre.. Llegué a palparme la carne,

insanlarm hepsi Allah'in dininde esittir ve aralannda takvadan (Allah korkusundan) baska bir fark yoktur. Bilakis insanlan Rablerinin yoluna koyulmaya, rasullerine iman etmeye,

Ebu Bekir, ilk olarak, daha sonra halife olacak olan Hz.. Osman’ı müslümanlığa

12 Muhittin DOĞAN, Ömer Seyfeddin’in “Mehdi ve Türbe” Hikâyelerinde Balkanlara Bakış.. An Overview of the Balkans in the Stories of

Beyhakî, haber-i vâhidin tespit edilmesi noktasında büyük oranda Şâfi‘î’nin er-Risâle’sinden aktararak ve aynı delilleri zikrederek ele almakta, hatta haber-i

dizisi, kuvvetli Cesàro yakınsaklık, kuvvetli p-Cesàro yakınsaklık, lacunary istatistiksel yakınsaklık, fark dizi uzayları, genelleştirilmiş fark dizi

Charter flights whichLPhave<:contributed significantly to the growth ofWorld tourism since the.19(50sj'tareYan\öutgrôwth of the post­ World WarII expansion of small

Fena (yok) olmak ise kemale aykırıdır. Mesela eğer birisi büyük pehlivan olup çok güçlü olduğunu söylerse ona, sen zehir yiyip ölürsen güçlü olduğunu kabul