• Sonuç bulunamadı

Mehdi es-Senusi

Belgede LİBYA’DA SENUSİLİK HAREKETİ (sayfa 105-108)

A. Mehdi es-Senusi

Ahlakı ve kişilik özellikleri, sahra sakinlerinin ona yönelmesindeki en önemli sebeplerdendi.

279- Hüseyin Mü'nes, Atlas Târîh el-İslâm, ez-Zehra li'l-'İ’lâm el-’Arabî, Kahire, 1. Basım, H1407 - 1987, s. 436.

280- E. F. De Candolle, el-Malek İdrîs ’Âhil Libya Hayatuhu ve ’Asruh, s. 151. 281- Bkz. Ali Muhammed es-Salâbî, el-Harekatu es-Senûsiyye fî Libya, s. 569. 282- E. F. De Candolle, el-Malek İdrîs ’Âhil Libya Hayatuhu ve ’Asruh, s. 151.

O dönemi incelediğimizde, Senusi Tarikatı tabilerinin çoğunun Muhammed el Mehdi’nin mehdiliğine iman ettikleri anlaşılmaktadır. Bu konu onların şiirlerinde, halk şiirlerinde, yazılarında ve konuşmalarında anlatılmıştır. Örnek olarak Ahmed el Şerif’in “Tarih”inde naklettiği üzere ihvandan birisi

olan Şeyh Hasan Vefa şöyle demiştir.

Yüce bir imam, semadan müjdesi geldi. Beşikten beri Mehdi olduğuna,

imamdır Peygamber soyundan gelen, mehdi olduğuna kimsenin şüphesi yoktur.”283

Ahmed eş-Şerif, Mehdi’nin zuhuruyla ilgili Peygamber hadislerine istinat ederek mehdiliğinin delillerinden bahsetmek ve İbn Senusi’nin bu konuda konuştuklarına yer vermek üzere “Tarih”inde ayrı bir bölüm tahsis etmiştir. Bazı Avrupalı gezginler, sahra sakinlerinin onun mehdiliğine inandıklarını ve öldüğünde gerçekten öldüğüne inanmadıklarını gözlemlemişlerdir.

İbn Senusi’nin vefatından sonra el-Mehdi’nin mehdiliği düşüncesi güçlenmiş, yayılmış ve insanlar tarafından delilleri anlatılır olmuştur. Nitekim insanlar bu düşünceyi kabul etmek için birtakım işaretler ve deliller görmüşlerdir. Örneğin adı Muhammet’tir. Babasının adı da Muhammet, annesinin adı Fatıma’dır. Yanağında ben vardır. Hicri 1300 yılında kırk yaşına gelmiştir. Masa Beldesi yakınında doğmuştur.284

Ancak bu şüncenin ortaya çıkmasının asıl sebebi bu deliller ve işaretler değil, toplumun durumu ve şartlarıyla ilgili başka bir şeylerdir. Bu tür işaretler ise sonrasında kanıtlamak ve delil göstermek için gelmektedir.

İbn Senusi’nin, oğlunun mehdiliğine inanmasındaki temel sebep, İslam toplumunun bulunduğu kötü durumlar ve Batı’dan gelen güçlü meydan okumalardır. Bir yandan Osmanlı Devleti’nin zayıflığı, özellikle uzak bölgelerde güvenliği sağlayamaması, diğer yandan Avrupa batısının gücünün ortaya çıkması, Mısır üzerinde hâkimiyet kurmaya çalışması, Cezayir işgalinde başarılı olması ve İslam ülkesini tehdit etmesi, İbn Senusi’nin bu konuda uzun uzun düşünmesine ve çözüm arayışına girmesine sebep olmuştur. Onu kuşatan şartları görmesi sonucunda Avrupalıların eliyle İslam ülkesine olacakları anlamıştır. Kâfirler tarafından ülkesinin işgal edileceğini ve sömürüleceğini

283- Bkz. Ahmed eş-Şerîf es-Senûsî, ed-Durru'l-Ferîd el-Vehhâc fî er-Rihle min el-Ceğbûb 'ila et- Tâc, s5.

tahmin etmiştir. Şeyh el Dernavi’yle konuşmasında bu tahmini açıkça görülmektedir. Diğer yandan İslam toplumunun kötü şartları ve Batı tehlikesinin gücü, insanların bu düşünceyi kabul etmeleri yönünde zihinlerini hazırlamış ve onları kurtarıcı mehdiyi beklemeye sevk etmiştir. Ahmed el Şerif şöyle der: “Onun (Allah ondan razı olsun) zuhuru (Mehdi’yi kastediyor), ümmette

mutluluk, zulmün sonu, adaletin ortaya çıkmasının müjdesi anlamına geliyordu.”285

İnsanların kurtarıcıyı beklemeleri sonucunda, (genelde seçkinlerden bir fert olan) kurtarıcı ortaya çıktığı anda insanlar etrafında toplanır, zulmü yok etmek ve şikâyet ettikleri durumları değiştirmek için arkasından giderler. O kadar ki halk tabakasının geneli ve bazı âlimleri buna inanmışlardır. Muhammed el Tayib el Eşheb, bu inanışın sadece halk tabakasıyla sınırlı olduğunu belirtmiştir.286

Ancak gerçek şu ki Senusi âlimlerinin bir kısmı da bu düşünceyi kabul etmişlerdir. Onlardan birisi de Ahmed el Şerif’tir. Bu düşünceyi kabul etmeyenler de olmuştur. Ancak hâkim düşünceyi değiştirmeye de çalışmamışlardır

Ahmed el Rifi hakkında rivayet edilene göre kendisine el Mehdi’nin mehdiliği hakkında sorulmuş, kendisi de şöyle cevap vermiştir: “Beklenen Mehdi olması Allah için zor değildir. Her halükârda günümüzde en hayırlı hidayetçi

ve mehdi odur ve biz onun hidayetiyle yetindik.”.287

Bu çağrıya itirazını ilan eden ve Muhammed el Mehdi es-Senusi’nin Mehdiliğine karşı çıkan tek kişi yine Muhammed el Mehdi es-Senusi’nin kendisidir. Muhtelif güvenilir kaynaklardan edinilen haberlere göre kendisi bu sözleri reddeder ve taraftarlarına bu konuyu dile getirmemelerini söylerdi. Her ne kadar babasının kardeşlerin ileri gelenlerine “biz Mehdi’nin adamlarıyız” dediğini duymuş ve şüphesiz buna benzer başka şeylerde duymuş olsa da o bunları bir nevi teşvik edici, kardeşler arasındaki mevkiini yükseltmek amaçlı sözler olarak yorumlardı. Özellikle bunları duyduğu zaman küçük bir çocuktu, Ahmed el Şerif’e babasının bu sözlerini anlatırken, “onun reşit olmayan çocuklara karşı davranışı böyleydi, onları bu gibi sözlerle güçlendirmek isterdi,

285- Bkz. Ahmed eş-Şerîf es-Senûsî, ed-Durru'l-Ferîd el-Vehhâc fî er-Rihle min el-Ceğbûb 'ila et- Tâc, s. 35.

286- Bkz. Muhammed et-Tayyib b. İdris el-Aşhab, el-Mehdî es-Senûsî, s. 89. 287- Muhammed et-Tayyib b. İdris el-Aşhab, el-Mehdî es-Senûsî, s. 93.

ben bunları duyduğum zaman aklımı test etmek istiyorum diye düşünürdüm.” derdi.288

el Bustani bu konuda, “o Mehdiliği konusunda taraftarlarına karşı müsamaha göstermezdi. Ancak yinede çöl halkı onun beklenen Mehdi olduğuna inanıyordu. Babası da müritlerine, o mehdi’dir derdi ve bunun için adını Muhammed el Mehdi olarak koydu. Bu sözlerin doğruluğu tartışılır olsa da, çöl halkı onu bu şekilde kabul eder ve Mehdilik çağrısını dört gözle beklerdi. Ancak o müritlerinin ve taraftarlarının beklentilerinin hatırı için Mehdilik iddiasında bulunmadı.” demektedir.289

Senusi hareketine yöneltilen, “taraftarlarının Muhammed el Mehdi es-

Senusi’nin beklenen Mehdi olduğuna inanıyorlar” iddiası haksızca atılmış bir

iftiradır. Başta Muhammed el Mehdi es-Senusi’nin kendisi bu fikre karşı çıkmış ve kabul etmeyi reddetmiştir. Rahmetlik Kral Muhammed İdris’e babasının, bazı tarikat taraftarlarının mehdiliği konusundaki fikrini sordukları zaman dedi ki “bu sözleri ne zaman duysa şiddetle reddederdi, bu fikri hiçbir zaman kabul etmezdi. Ahmed el Şerif bir defasında amcası ile birlikte oturmuş akşam yemeklerini yiyordu. Amcası Mehdi ona “yolculuğunda neler yazdın” diye sordu. O da yazdıklarını anlattı. Yazdıklarının arasında amcasının mehdiliği konusu vardı. Oraya gelince amcası sinirlendi ve kızarak kendisine “delilin var mı” diye sordu. O da “kardeşler bunu söylüyor,” diye cevap verince yine kızdı ve susturdu.”290

Belgede LİBYA’DA SENUSİLİK HAREKETİ (sayfa 105-108)