• Sonuç bulunamadı

Örgütlerde profesyonellerin yönetimi sorunu ve Türkiye'de akademisyenlere yönelik nitel bir araştırma

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Örgütlerde profesyonellerin yönetimi sorunu ve Türkiye'de akademisyenlere yönelik nitel bir araştırma"

Copied!
341
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖRGÜTLERDE PROFESYONELLERİN YÖNETİMİ SORUNU VE

TÜRKİYE’DE AKADEMİSYENLERE YÖNELİK NİTEL BİR ARAŞTIRMA

DOKTORA TEZİ

SERHAT SOYŞEKERCİ

ANABİLİM DALI : İŞLETME

(2)

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

ÖRGÜTLERDE PROFESYONELLERİN YÖNETİMİ SORUNU VE

TÜRKİYE’DE AKADEMİSYENLERE YÖNELİK NİTEL BİR ARAŞTIRMA

DOKTORA TEZİ

SERHAT SOYŞEKERCİ

ANABİLİM DALI : İŞLETME

PROGRAM : YÖNETİM & ORGANİZASYON

TEZ DANIŞMANI : PROF. DR. NİHAT ERDOĞMUŞ

(3)

SUNUŞ

Böylesi bir çalışmaya başlarken seçmiş olduğum konunun canlı, hararetli, gündelik yaşamı içermesi, bilimde rasyonel aklı, sanatta estetik duyguyu uyarması ve yazın alanına açık olması açısından geniş vizyon taşıması gibi nedenlerin tutkulu bir sebebe gerekçe taşıdığını söyleyebilirim. Aslında bu tutkunun nedeni bilim ve sanata duyduğum katışıksız istektir. Çünkü sanat, yaşamda olacakları her zaman sezinler; bilim ise bunları kuramsallaştırır. Sözgelimi modern düşünceyi tanımlayan karamsarlığı Schopenhauer incelemiş, ancak onu yıllar öncesinden Shakespeare Hamlet ile yaratmıştı. Benzer şekilde Taylor’un bilimsel yönetimi nasıl ki zamanla kuramsallaşmış ise bunun sanatsal izdüşümünü Asri Zamanlar filminde Charlie Chaplin yaratmıştı. Çünkü, “Şarlo”nun ritmik adımları bir pistonun işleyişini ya da makinanın dişli çarklarını sanatsal olarak betimler. Bana esin kaynağı olan böylesi bir tutku sayesinde başlangıçta bildiklerimin çok fazla, bilmem gerekenlerin ise çok az olduğunu düşündüm. Oysa her geçen gün bildiklerim ile bilmem gerekenler yer değiştirdiler. Böylece çok az şey bilip çok fazla şey bilmem gerektiğini düşündüm. Bu duygu ile zaman zaman hoşnutsuzluğa kapıldığımı anımsamış olsam bile bunun belli süreli ‘düşünsel kavga’ ve geçici bir tedirginlik duygusu olduğuna ilişkin bilincim ve savunma mekanizmam sayesinde rahatladım. Çalışmamın bu noktaya geldiğini gördükten sonra hoşnut bir sancılı dönemden geçmiş olduğuma tümüyle ikna olduğumu söyleyebilirim. Tıpkı bir kozanın yarılıp içinden çıkan kelebeğin çırptığı kanatlardan oluşan sayfaları gibi.

Her şeyden önce kendilerine takdir ve minnet duyguları beslediğim, değerli desteği, ve disiplini ile olgunlaşma serüvenimde mutlak katkısı olan Hocam, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Ali AKDEMİR’e;

(4)

Fakültesi Öğretim Üyesi Sayın Prof. Dr. Nihat ERDOĞMUŞ’a;

Kendisiyle hemen her konuda sıklıkla fikir alış verişinde bulunduğum ve çalışmamda desteğini tüm içtenliği ile veren Hocam, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Biga İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Sayın Yrd. Doç. Dr. Selçuk BOZAĞAÇLI’ya;

Alan araştırması sürecinde akademisyenler ile randevu talebimde destek ve katkılarından dolayı Kocaeli Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Öğretim Görevlisi Okan ŞENELDİR’e;

Görüşme ve randevu talebimi olumlu karşılayıp, değerli görüşlerini benimle paylaşan tüm akademisyenlere;

Kaynaklarından istifade ettiğim herkese;

Doktora sürecinde sağlamış olduğu burs olanaklarından dolayı Çağ Üniversitesi’ne;

Maddi-manevi ilgisi ve desteği için dayım Haldun TEMİZ’e;

Bu aşamaya gelmemde sevgisi, yüce gönüllülüğü ve kusursuz fedakârlığı sayesinde beslediğim duyguların görkemini anlatmaya yeterli sözcükler bulamadığım annem Hadiye SOYŞEKERCİ’ye;

en içten ve kalbi teşekkürlerimi sunarım.

Çalışmamı babam Hüseyin Enver SOYŞEKERCİ’nin aziz hatırasına armağan ediyorum.

Serhat SOYŞEKERCİ

(5)

SUNUŞ ...i İÇİNDEKİLER ...iii ÖZET ...ix ABSTRACT ...x KISALTMALAR DİZİNİ...xi ŞEKİLLER DİZİNİ ...xii TABLOLAR DİZİNİ ...xiii GİRİŞ ...1 BİRİNCİ BÖLÜM MESLEK VE PROFESYONEL KAVRAMLARINA İLİŞKİN KAVRAMSAL VE KURAMSAL TEMELLER 1.MESLEK ve PROFESYONEL KAVRAMLARINA İLİŞKİN ETİMOLOJİK DEĞERLENDİRMELER...5

1.1.Meslek Kavramı...5

1.1.1.Mesleklerin Özellikleri...7

1.1.2.Meslek Kavramıyla İlgili Benzer Kavramlar...11

1.1.2.1.Uğraş…………...11

1.1.2.2.Ustalık / Sanat………...12

1.1.2.3.İş ve Çalışma………...13

1.2.Profesyonel Kavramı ...16

(6)

1.2.3. Profesyoneller İle İlgili Benzer Kavramlar...21 1.2.3.1.Uzman………...21 1.2.3.2.Üstad(t)...21 1.2.3.3.Usta...23 1.2.3.4.Eksper…………...24 1.2.3.5.Bilirkişi...24 1.2.4. Profesyonellerin Özellikleri...24

1.2.4.1.Sosyal Yaşama Dönük Olmak...25

1.2.4.2.Belli Bir Gruba Yönelik Kuramsal Bilgiye Sahip Olmak ……...26

1.2.4.3.Formal Uygulama Eğitiminden Geçmek...27

1.2.4.4.Kendi Kendilerini Kontrol Etmek...28

1.2.4.5.Kamusal Sorumluluk Taşımak...29

1.2.5. Profesyonelleşme ve Profesyonalizm ...30

1.2.6. Yetki Belgesi Olmayanlar veya Profesyonelleşemeyenler...34

. 1.2.6.1.Lisanssız Profesyoneller……….……...35

1.2.6.2.Gözden Düşmüş Profesyoneller……….……...39

2. MESLEKLERİN KURAMSAL ANALİZİ...41

. 2.1.Epistemolojik Olarak Meslek...42

2.2.Mesleklere İlişkin Kuramlar...45

2.2.1.İşlevselci Kuram...49

2.2.1.1. Özellikler Yaklaşımı……….…...50

2.2.1.2.Süreç Yaklaşımı………...51

(7)

2.2.3.1. Yeni Sağ Yaklaşımı...59

2.2.3.2.Yeni Sol Yaklaşımı...60

2.3.Mesleklerin Piyasa Açısından Önemi...61

2.4.Mesleklere ve Meslekleşmeye Tarihsel Bakış...64

2.4.1.Tarih Öncesi Dönemde Meslekler...65

2.4.2.Avrupa’da Meslekler...66

2.4.3.Türkiye’de Mesleklere İlişkin Genel Değerlendirmeler...70

3.PROFESYONEL KÜLTÜR VE YÖNETİM KÜLTÜRÜ...73

3.1.Profesyonel Kültür ……….73

3.1.1. Profesyonel Kültürün Tarihsel Arka Planı...73

3.1.2.Profesyonel Kültürde ‘Mücadeleci Sınıf’ ………...78

3.1.3.Profesyonellik Sonrası Toplum Düzeni...……..……...…………81

3.2.Yönetim Kültürü………...84

3.2.1. Yönetimin Boyutları...87

3.2.2. Yönetici...88

3.3.Profesyonel Kültür ve Yönetim Kültürü’nde Ortaya Çıkan Çatışmalar...89

İKİNCİ BÖLÜM PROFESYONELLERİN YÖNETİMİNDE ORTAYA ÇIKAN PROBLEMLER 1.PROFESYONELLERİN KİMLİK PROBLEMLERİ...95

1.1.Sömürgeleşmek………..………...97

1.2.Bürokratikleşmek ………...100

1.3.Yeteneksizleşmek …...…………...108

(8)

2.1.Takdir Yetkisi ………...115

2.2.Yargılama Yetkisi………...116

3.PROFESYONELLERİN DENETİMİNDEN KAYNAKLANAN PROBLEMLER………..………...118

3.1.Denetim Olgusu ...119

3.2.Mesleki Denetim...120

3.2.1.İçsel Denetim: ‘Benlik’ ...122

3.2.2.Dışsal Denetim: ‘Dönüşlü Modernizasyon’...127

3.3.Denetim ve Hesap Verebilirlik...130

4. PROFESYONELLERİN MESLEKİ AHLÂK KURALLARINA İLİŞKİN PROBLEMLERİ ………...135

5.PROFESYONELLERİN CİNSİYET OLGUSUNA DAYALI PROBLEMLERİ...143

5.1.Cinsiyete Dayalı Söylem ...145

5.2.Üstün Erillik (Hyper-Masculine) Yaklaşımı ...146

5.3.Üstün Dişilik (Hyper-Feminine) Yaklaşımı ……...149

6.PROFESYONELLERİN MESLEKTEN ve KURUMDAN AYRILMALARI İLE İLGİLİ PROBLEMLER ...153

7.YÖNETİM MESLEĞİNE İLİŞKİN PROBLEMLER ...157

8.PROFESYONELLERE YÖNELİK ELEŞTİREL SÖYLEMDEN KAYNAKLANAN PROBLEMLER ...159

(9)

PROFESYONEL BİR KURUM OLARAK ÜNİVERSİTELERDE

AKADEMİSYENLERİN YÖNETİMİNDE ORTAYA ÇIKAN PROBLEMLER

1.AKADEMİK KİMLİKLERE İLİŞKİN PROBLEMLER ...164

1.1.Profesyonel Olarak Akademisyenlerin Problemleri...165

1.2.Entelektüel Olarak Akademisyenlerin Problemleri ...167

1.3.Kamu Sektörü’nde Akademisyenlerin Problemleri...176

2.AKADEMİK ZİHNİYETİN TEMEL SORUNSALLARI ...178

2.1. Yaratıcı Düşünme Sorunsalı...180

2.2. Bilimlerarası Düşünme Sorunsalı...184

2.3. Başarısızlığa Koşullanma Sendromu ...188

2.4. Üniversitelerin Yönetim Kültürü Sorunsalı...192

3.AKADEMİSYENLERİN ÇALIŞMA YAŞAMINA İLİŞKİN SORUNLARI...197

3.1.Ücret Yetersizliği………...197

3.2.Kadro Sorunu ...198

3.3.İşten Çıkartılmak...198

3.4.Mesleki İlginin Azalması...199

3.5.Tükenmişlik...199

3.6.Engelle(n)me ...200

3.7.Gözden Düşme...201

3.8.Cinsiyet Ayrımcılığı ...202

3.9. Yeni Kurulan Üniversiteler ve Zihinsel Dönüşüm...204

3.10. Yönetim Problemi ...207

(10)

TÜRKİYE’DE ÜNİVERSİTELERDE AKADEMİSYENLERİN YÖNETİMİ SORUNUNUN ARAŞTIRILMASI

1.ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ ...211

2.ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ ...213 2.1.Verilerinin Toplanması ...214 2.2.Örneklem ...215 2.3.Analiz ……….………..217 2.4.Sınırlılık ……….………...…219 3.BULGULAR ………... 219

3.1. Akademisyenlik Mesleğine İlişkin Bulgular ………...219

3.2. Akademisyenlerin Yönetimi Sorununa İlişkin Bulgular ……….226

3.3. Yönetici ve Yönetici Olmayan Akademisyenler Arasında Ortaya Çıkan Problemlere İlişkin Bulgular ………..………...258

4.ARAŞTIRMANIN YORUMLANMASI ……...……….………..267

GENEL DEĞERLENDİRME VE SONUÇ ...276

EKLER …………..………...288

EK 1. Görüşme Formu ...289

EK 2. Kişisel Bilgi Formu ...291

EK 3. Görüşme Yapılan Akademisyenlerin Listesi ...292

KAYNAKÇA ...303

(11)

ABD : Amerika Birleşik Devletleri ACOS : American Chief of Staff Ank : Ankara

CHAS : Chemical Health Assocation of Security EAG : Executive Advisory Group

HEFC : Higher Education Funding Council İst : İstanbul

NFP : Non-For Profit

NSF : National Science Foundation OPA : Oregon Psychological Foundation PYS : Profesyonel Yönetici Sınıfı

QAA : Quality Assurance Agency

QWC : Organizational Withdrawal Cognitions PWC : Professional Withdrawal Cognitions RAE : Research Appraisal Effective

TODAİE : Türkiye Ortadoğu ve Amme İdareleri Enstitüsü TÜBİTAK: Türkiye Bilim ve Teknoloji Araştırmaları Kurumu TÜSİAD : Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği

UFT : United Federation of Teachers vb : ve benzeri

vd : ve diğerleri

YÖK : Yüksek Öğretim Kurumu yy : yüzyıl

(12)

Şekil I. 1. Profesyonelleşme Süreci ...33

Şekil I. 2. Profesyonellerde Karşılıklı İlişki ...50

Şekil I. 3. Sibernetik Yönetimin Düalistik Yapısı ...83

Şekil I. 4. Profesyonellerin ve Yöneticilerin Temel Problemleri ...91

Şekil II.5. Bürokratikleşme ve Profesyonelleşme İlişkisi ...103

Şekil II.6. Denetimi Yönlendiren Küresel Gereklilikler ...132

Şekil II.7. Profesyonellerin Ahlâki Olmayan Davranışlarını Belirleyen Akış Şeması ...142

Şekil III.8. Yüksek Öğrenim Kurumlarının Çalışma Çevrelerinde Yaşanan Değişiklikler (1985-1995) ...176

Şekil III.9. Akademisyenleri Değişime Yönlendiren İlkeler (1985-1995)...177

Şekil III.10. Tam Potansiyel Aralığı ...179

Şekil IV.11. Görüşme Yapılan Akademisyenlerin Cinsiyet Dağılımları ………...217

(13)

Tablo I.1. Mesleklerin Anahtar Rollerini Ortaya Koyan Yetenekler ...10

Tablo I.2. Meslek, Uğraş ve Ustalık/ Sanat Kavramları Arasındaki Farklar ...15

Tablo I.3. Dilbilimsel Olarak Profesyonel ...17

Tablo I.4. Profesyoneller: “4P” ...17

Tablo I.5. Anglo-Amerikan Geleneğine Göre Mesleklerin Profesyonelleşme Sürecindeki Kronolojisi ...32

Tablo I.6. Profesyoneller İle Paraprofesyoneller Arasındaki Farklar ...39

Tablo I.7. Profesyonellerin Zaman Çizgisi: ‘Mücadeleci Sınıf’ ...78

Tablo I.8. Profesyonellerin ve Yöneticilerin Temel Sosyal Değerleri ...80

Tablo I.9. Profesyonel ve Yönetici Pozisyonlarının Karşılaştırılması ...90

Tablo II.10. Denetimin İki Tarzı ...120

Tablo II.11. Mesleki Denetimde /Hesap Verebilirlik Üç Yöntem ...128

Tablo II. 12. İngiltere’de Yüksek Öğrenimde Denetimin Kurumsal ve Mesleki Biçimleri ... ...133

Tablo II. 13. Profesyonellerin Cinsiyete Bağlı Yönetsel Farklılıklarının Kategorize Edilmesi...152

(14)

Tablo III. 15. 2006 Yılı Verilerine Göre Türkiye’de Üniversitelerde

(15)

GİRİŞ

Gündelik hayatın içerisinde insanları diğer canlılardan farklı kılan özelliklerden sürekli bahsedilir. Gülmek, ağlamak, konuşmak, okuma-yazma öğrenmek gibi pek çok sıradan alışkanlığın insanlara özgü olduğu düşünülür. Kuşkusuz bu ve benzeri özellikler insanları diğer canlı türlerinden ayırsa bile daha derinden bakıldığında bunların çok da anlamlı farklılık kriteri taşımadığı görülür. Çünkü bu eylem ve davranışların ötesinde insanın mutlak kurtuluşunu araması gereken bir özelliği vardır ki kendisini özgürlük sorunuyla da karşı karşıya bırakır: Seçmek. İnsanın yaşamı boyunca arınabilme mücadelesi vererek diğer canlılardan kendisini farklı kılacağı seçim yapabilme özelliği belki de başlı başına bir yaratımıdır. Sözgelimi evlenecek ya da bekâr kalacak, çocuğu olacak ya da olmayacak, bir işte çalışacak ya da çalışmayacak, meslek sahibi olacak ya da olmayacak gibi… Görüldüğü üzere insanın diğer canlılardan farklılığı seçmekten ve seçim yapmaktan sıyrılabilmesi konusunda vereceği özgürlük mücadelesidir.

İnsanların meslek sahibi olmaları ile profesyonelliğe yönelik adım atmaları belirli bir seçimin ürünüdür. Meslek bilgisi ve görgüsü ile öğrenme edimini yaratan insan, zamanla bu seçimi kavrayacak her türlü düşünsel ve pratik yeteneğini yaratır. Dolayısıyla yaşam süreci içerisinde mesleğini seçmiş bir profesyonel için yetenek bu aşamadan sonra kendiliğinden ortaya çıkar. Çoğu kez iş yaşamında başarılı olan kişiler için “yeteneği doğuştan gelme” tabiri bu noktaya vurgu yapmaktadır. Oysa gerçekte doğuştan olan şey insanın yeteneğini yaratmak konusunda bir seçimde bulunmuş olmasıdır. O halde insanların seçim yapmaları belirli bir tasarım, ilke, yöntem, disiplin ve mücadele gerektiren faaliyetler bütünüdür. Bu da güçlü bir sorumluluk ve irade ile yaratılmaktadır.

(16)

“Örgütlerde Profesyonellerin Yönetimi Sorunu ve Türkiye’de Akademisyenlere Yönelik Nitel Bir Araştırma” adlı çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde meslek ve profesyonel terimlerine ilişkin kavramsal ve kuramsal değerlendirmeler yapılmıştır. Meslek kavramı, mesleklerle ilişkili yakın ya da benzer kavramlar, profesyonel kavramı ve profesyonellerin özellikleri gibi çok yönlü açıklamalara yer verilmiştir. Kuramsal değerlendirmelerde ise meslek kavramına ilişkin yazın alanında iki temel kuram çıkış noktası alınmıştır. Bunlardan ilki profesyonellerin mesleki hakimiyetini sürdüreceğini savunan İşlevselci kuram; diğeri ise profesyonellerin ve profesyonel meslek gruplarının tıpkı geçmiş yüzyılın üstün sınıfı olan zanaatçılar gibi yakın bir gelecekte gözden düşeceğini savunan Çatışma kuramıdır. Profesyonel kültür ve yönetim kültürü başlığında ise ortaya çıkan iki farklı kültür arasındaki ilişkiler anılan kuramlar ışığında incelenmiştir. Bu bağlamda profesyonel kültür ile yönetim kültürü arasındaki problemlere ve iki kültür arasındaki çatışmanın nedenlerine yer verilmiştir.

İkinci bölümde ise yazın alanından tasarlanan sekiz farklı parametreye yer verilmiş ve bunlar profesyonellerin temel sorunları olarak belirlenmiştir. Bunlar sırasıyla kimlik problemleri, özerklik problemleri, denetimden kaynaklanan problemler, meslek ahlakına ilişkin problemler, cinsiyet olgusuna dayalı problemler, meslekten ya da kurumdan ayrılmalarla ilgili problemler, yönetim mesleğine ilişkin problemler ve son olarak profesyonellere yönelik eleştirel söylemlerden kaynaklanan problemlerdir. İlgili problemler profesyonel tüm grupları ilgilendirmekle beraber kısmen akademisyenler üzerinde de durulmuştur.

Üçüncü bölüm ise profesyonel kurum olarak üniversitelerde akademisyenlerin yönetiminde ortaya çıkan problemleri üç ana başlıkta ele almaktadır. Önce akademik kimlikler ele alınacaktır. Buradaki problemler akademisyenliğe çok yönlü kimlik tipolojilerini içermektedir. İlk olarak profesyonel bağlamda, ikinci olarak entelektüel bağlamda ve son olarak kamu sektörü bağlamında problemler irdelenecektir. İkinci başlıkta ise akademik zihniyete ilişkin temel problemler irdelenecektir. Sırasıyla bunlar yaratıcı düşünme sorunsalı, bilimlerarası düşünme sorunsalı, yöneten-yönetilen etkileşimine bağlı olarak ‘Başarısızlığa Koşullanma Sendromu’ ve son olarak üniversitelerin yönetim kültürü sorunsalıdır. Bu bölümün üçüncü ve son ana

(17)

başlığı ise akademisyenlerin çalışma yaşamına ilişkin sorunları kapsamaktadır. Bunlar sırasıyla ücret yetersizliği, kadro sorunu, işten çıkartılmak, mesleki ilginin azalması, tükenmişlik, engelle(n)me, gözden düşme, cinsiyet ayrımcılığı, yeni kurulan üniversiteler ve bilimsel araştırmalar, yönetim problemi ve denetim probleminden oluşmaktadır.

Dördüncü ve son bölüm ise araştırmanın görgül kısmıdır. Türkiye’de üniversitelerde akademisyenlerin yönetimi sorununa yönelik araştırmanın öncelikli olarak amaç ve önemi üzerinde durulmakta, seçili bazı üniversitelerdeki akademisyenler ile yapılan görüşmelere ilişkin bulgular nitel araştırma yöntemine göre gözlem ölçekleriyle eşanlı olarak irdelenmektedir.

Çalışma, kuramsal ve uygulamalı bulgulardan elde edilen değerlendirmelerin sentezini içeren sonuç kısmıyla noktalanmıştır.

(18)

BİRİNCİ BÖLÜM

MESLEK VE PROFESYONEL KAVRAMLARINA İLİŞKİN

KAVRAMSAL ve KURAMSAL TEMELLER

(19)

1. MESLEK VE PROFESYONEL KAVRAMLARINA İLİŞKİN ETİMOLOJİK DEĞERLENDİRMELER

Meslek ve profesyonel kavramlarına ilişkin etimolojik değerlendirmeler başlığı altında; meslek kavramı, meslek kavramından daha geniş fakat yakın ilişki içerisinde düşünülen iş, çalışma, uğraş, zanaat, iş kolu...vb. gibi diğer kavramlar, profesyonel ve profesyonellik olarak bilenen ve meslek ile birlikte düşünülen kavramlar ile bunlar arasındaki ilişkilerin kökensel açıdan irdelenmesine yer verilmiştir.

1.1. Meslek Kavramı

Meslek kavramı terim olarak “diploma gerektiren iş”tir1. Meslek kavramını sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik, sosyo-politik ve teknik özelliklere sahip bir alandaki spesifik işler ve faaliyetler bütünü olarak görmek gerekir2. Bu durum mesleğin sosyal bir olgu olduğunu ortaya koyar. Meslek, temel olarak sosyal bilimlerin gündelik hayatın içinden ödünç aldığı bir kavramdır3. Günümüzde dünya üzerinde yaklaşık 12000’den fazla meslek olduğu tahmin edilmesine karşın bunların tümünü meslek olarak değerlendirmek yanlıştır. Çünkü bunların büyük bir bölümü uğraş ya da iş faaliyetleridir. Ancak şu bir gerçektir ki mesleklerin yaşamın içinden olması onların net ve belirgin bir şekilde sayımını yapmayı güçleştirmektedir4. Sosyal bilimler disiplini içerisinde mesleğin tanımı, ustalık ve bilgiyi gerekli kılmak üzere entelektüel, teknik, gönüllü ve birlikteliğe dayalı davranış kuralları ile karakterize edilmiş iş’tir5. Dolayısıyla meslek, ortak deneyimden geçen ve bir kimlik duygusuna sahip olan topluluklar olarak açıklanabilir. Ancak Freidson’un analizinde bu tanımın sadece hizmet alıcıları açısından güç, iktidar ve prestij için parçalara ayrılan hukuk ve tıp mesleğinde geçerli olduğu vurgulanmaktadır. Bu düşünceden hareketle meslekler her zaman dayanışma olgusunu devam ettirirler. Freidson,

1The Oxford Turkısh Dictionary (Ed:Fahir İz, H.C.Handy), İnkılap Yay., İst.,1991. s.451.

2Yücel Ertekin, “Halkla İlişkiler ve Meslekleşme Olgusu”, Halkla İlişkiler Sempozyumu, TODAİE

Yay., Ank., 1988. s.87.

3Alan Richardson, “Social Closure In Dynamic Markets: The Incomplete Professional Project In

Accountancy”, Critical Perspectives On Accounting, N:9 1997, Feb., ss.635-653.

4 Simonne ve Pierre Moreau, Ne Olacağım?: 500 Meslek (Çev:Mehmet Arseven), Başkan Yay., İst.,

1974. s.3.

5 Huriye Çolaklar “Profesyonellik ve Kütüphanecilik Mesleği”, Türk Kütüphaneciler Derneği

(20)

hekimlik ve hukuk mesleklerini diğer mesleklerden ayrı tutmuş olsa bile meslekler arasındaki bölünmeler benzer çıkara sahip olmayan farklı örgütlerin ortaya çıkmasına yol açacak kadar büyük olmamıştır6. Sözgelimi eğitim kurumundaki öğretmenler ele alındığında bu meslekteki yöneticiler, müdürler ve müfettişler genellikle öğretmen yetiştiren kurumlarda veya fiilen orta öğretim kurumlarının çeşitli kademelerinde belirli zamanlarda öğretmenlik yapmaktadırlar. Bu tür eğitim ve deneyim, görevlerin yerine getirilmesi için gereklidir. Benzer şekilde okullarda uygulanan yönetmelik ve standartlar genellikle eğitim fakültelerinde görev yapan öğretim üyeleri veya devletin eğitim kurumlarında görev alan yetkili kişilerce belirlenir. Farklı işlevleri de olsa her biri aynı mesleğin üyesidir. Sözgelimi, Türkiye’de eğitim fakültelerinden mezun olanlar mesleğe orta öğretim kurumlarında öğretmen olarak başlayabilecekleri gibi akademik alanda yapacakları kariyer ile üniversitelerde öğretim üyeliğini de yürütebilirler.

Meslek toplumsal bir değeri olan ve belli fonksiyonları yerine getirmek için bireyin hayatını kazanma yoludur. İngilizce’de walk of life ifadesi böyle bir sosyal durumu belirtmek için kullanılır7. Meslekler genel olarak bireyin fiziksel özellikleri, davranışsal özellikleri, duygu ve düşüncelerinde olduğu kadar kişilik özellikleri üzerinde de önemli derecede belirleyiciliğe sahiptir. Bu nedenle mesleğin tanımlanmasında onun zaman-mekan içinde farklı olguları yaratması gerçeğini göz önünde bulundurmak gerekir. Farklı disiplinler açısından meslek değişik şekillerde tanımlanır. Sözgelimi, ekonomik açıdan meslek “bir kişinin hayatını kazanmak ve geçimini sağlamak için sürekli olarak üzerinde çalıştığı iş veya fikir alanını”, sosyolojik açıdan “belirli faaliyet alanları etrafında yoğunlaşmış ve biçimlenmiş insan ilişkileri bütünü”dür8. Meslek, bireyin statüsünü belirleyen ve bunun sonucu olarak bireyde kurumsal davranış kalıbı yaratan anlamlı bir davranış öncülüdür. Meslekler sadece bireyin çalışma alanı, yaptığı işi ya da soyut bilgiyi ve somut yetenekleri tanımlamaz. Bir aile gibi bireye üyelik bilinci aktaran kimlik duygusu da yükler. Görüleceği gibi meslek kavramı üzerinde temel bir fikir birliği yoktur. Bunun nedeni Anglo-Amerikan ve Kıta Avrupası geleneğinde meslekler sosyolojisindeki

6 Eliot Freidson, “Meslek Kontrolünün Değişen Doğası” (Çev:Zafer Cirhinlioğlu), Meslekler ve

Sosyoloji, Gündoğan Yay., Ank., 1996. s.99-127.

7 English Fast Dictionary, http://englishfast.com ,2005. (Er.Tar:15,12,2005).

8 Ömer Aytaç, “Meslekler Sosyolojisi Açısından Polislik Mesleği”, http://gapmyo.edu/dergiwebs/

(21)

yaklaşım farklılığıdır. Anglo-Amerikan geleneğinde meslek daha çok özel bir uğraş olarak tanımlanır. Bu açıdan meslek kavramı Kıta Avrupası’nda 20.yy’ın ortalarına kadar kabul görmemiştir. Kıta Avrupası’nda meslek yerine bilgi ve uzmanlık gücüne dayalı çalışmayı ifade eden uzmanlık veya entelektüel iş kavramları kullanılmıştır9.

1.1.1. Mesleklerin Özellikleri

Bütün meslekler mesleki topluluk olmayı amaç edinirler. Profesyonel mesleklerin hepsi fiziksel bir varlığı olmayan topluluklardır. Kurucuları ile şu anki yöneticileri arasında genellikle kan bağı bulunmayan bu toplulukların genel karakteristikleri şunlardır10;

• Üyeler kimlik duygularıyla birbirlerine bağlıdır. • Bir kez üye olunduğunda üyelikten çıkmak zorlaşır. • Üyeleri için, son bir nokta veya devam eden bir süreçtir.

• Hem üye olanlar hem de üye olmayanlar için rol tanımları bellidir.

• Birlikte hareket edilen alanlarda, meslekten olmayanların sadece kısmen anlayabilecekleri bir dil vardır.

• Topluluk, üyeleri üzerinde bir otoriteye sahiptir.

• Sınırları makul ölçüdedir. Coğrafi veya fiziksel olmasa da toplumsaldır. • Meslekler genetik bir kodlamayla kurulmadıkları için yeni kuşakları ancak

eğitim ve meslek kontrolü yoluyla toplumsallaştırırlar.

Profesyonel olmaya çalışan meslekler ilk önce topluluğa ait olma isteğini ortaya koyarlar. Böylece profesyonelleşme çizgisine yaklaşmaya çalışan bir meslek topluluk olma özelliğini üstlenmeye başlar. Sözgelimi, ABD’de profesyonellerin sayıca artışına paralel olarak profesyonel mesleklerin sayısı da artmaktadır(1879’da 859 iken 1950’de 3310’a çıkmıştır). Ancak bunların meslek değil iş ya da uğraş grupları olduğunu belirtmek gerekir. Meslek kavramı Fransızca’da profession liberale olarak serbest meslek şeklinde dilimize aktarılarak “kendi uğraşı alanı” anlamında

9 Koray Karasu, Profesyonelleşme Olgusu ve Kamu Yönetimi, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yay.,

No:11, Kasım, Ankara, 2001. s.39-40.

10 William Goode, “Topluluk İçinde Topluluk: Meslekler” (Çev:Zafer Cirhinlioğlu), Meslekler ve

(22)

kullanılmaktadır11. Bu yaklaşımdan hareketle mesleklerin bilgi ve teoriyi sistematik olarak bir araya getirmek, kamu otoritesi tarafından tanınmak, bu otoriteyi toplumsal açıdan içselleştirmek, düzenleyici ahlâk ilkesi geliştirmek, meslek birlikleri tarafından profesyonel kültürün sürekliliğini sağlamak gibi ayırt edici özellikleri vardır12. Mesleklerin ayırt edici özelliklerini ortaya koyabilmeleri hem mesleğin hem de meslek üyelerinin bazı temel özellikleri yerine getirmesini gerektirir. Meslek üyelerinin yerine getirmesi gereken temel özellikler şunlardır;13

• Tarafsızlık: Yaptığı seçimlerde, verdiği kararlarda ve hizmet anlayışında müşterinin/ilgili tarafın çıkarlarını ön planda tutarak kendi bilgi, deneyim ve analizlerinden yararlanmak.

• Sorumluluk sahibi olmak: Tarafsızlık ilkesine bağlı olarak en iyi standartlarda hizmet vermektir. Hizmet ettiği kitle ve/veya kuruma kaynağı ne olursa olsun her tür entelektüel haklara saygılı davranmak.

• Yetkinlik düzeyi: Çalışanların yüksek kişisel ve mesleki başarılara sahip olmasına dayalı beklentiyi ifade eder.

• Gizlilik: Hizmet ettikleri müşterinin/ilgili tarafın hakkındaki bilgileri(kamuya ait olana kadar) gizli tutmaktır. Profesyoneller, bireyler ve kayıtlar hakkında konuşmazlar, bilgi vermezler. Bunları menfaat amacına dönük ticari çıkarlara dönüştürmezler. Özellikle hekimlik veya hukuk gibi mesleklerde gizlilik son derece önemlidir. Bir profesyonelin hizmet sunduğu kişi hakkında kamuya bilgi vermesi bazı istisnalar dışında yasaklanmıştır.

• Müşteri / İlgili taraf çıkarlarını gözetme: Müşteri/ilgili taraf ile her hangi bir çıkar çatışması içerisine girmezler. Bunları koruyup kollamakla ilgilenirler.

• Rasyonel ücretlendirme: Profesyonelin alacağı ücret, üzerinde önceden anlatılmış metot ve miktarın verilen hizmet ve alınan sorumlulukla doğru orantılı olmasıdır.

11Eliot Freidson, “Why Art Cannot Be A Profession”, 1994. http://itsa.ucsf.edu/eliotf/html,2005.

(Er.Tar:27.10,2005). ss.1-12.

12David Anderson, “The Peril of Deprofessionalization”, Special Feature, Am Journal of Health-

System Pharmacology, Vol:61, Nov 15, 2004. s.2373-2379.

(23)

• Örgüt kültürüne uyum: Çalıştığı örgütün değerlerine, ilkelerine, kurallarına, normlarına, inançlarına ve kısaca örgütsel anayasasına saygılı bir tutum içinde olmasıdır.

• Geniş profesyonellik anlayışı: Profesyonellik ilkelerini sadece hizmet ettiği kesime değil, profesyonel ve amatör diğer kurumlarla olan ilişkilerinde de korumak.

Mesleklerin gündelik yaşamdan ödünç alınması, bu kavramın hayatın içinden ve hayata özlü oluşunu yansıtır. Yetenek gerektiren bir iş olmaları açısından mesleklerin temel anahtar rolleri şunlar olabilir14;

• Fikir ve sanat yetenekleri, • Manevi yetenekler, • Bedeni yetenekler’ dir.

Tablo 1’de görüleceği üzere mesleklerin anahtar rollerine dayalı yetenekler, doğası gereği bir takım tamamlayıcı özellikler taşır. Her mesleğin tekniği, uygulama şekli, toplum içindeki prestiji ve statüsü farklıdır. Bu farklılık mesleğin niteliği kadar onun toplum tarafından nasıl algılandığına da bağlıdır. Meslekte tekniğin ve uzmanlığın artışı, ilgili mesleğin statü ve sınıfsal açıdan değerlendirme kriterlerini etkilemektedir. Özellikle meslekte belirli bir davranış kalıbının benimsenmesi, mesleğin toplumsal kabulü açısından meslek ahlâkı ve meslekte uzmanlaşmak için mesleki tecrübe gibi faktörler meslek kavramının doğası açısından sosyal bir nitelik taşıdığına işaret eder.

(24)

Tablo I. 1. Mesleklerin Anahtar Rollerini Ortaya Koyan Yetenekler Fikir ve Sanat Yetenekleri Manevi Yetenekler Bedeni Yetenekler

9 geniş kültür, düzgün imlâ, derin bilgi,

9 diploma,

9 pedagoji, çocuk sevgisi, 9 çabuk karar alma, sezgi, işlek

zeka,

9 güçlü duyu organları, 9 sanat zevki, yaratma gücü, 9 hafıza, hayal gücü, parlak

zekâ,

9 edebiyat bilgisi (okuma sevgisi),

9 coğrafya bilgisi (seyahat sevgisi),

9 tarih bilgisi (araştırma sevgisi),

9 yabancı dil bilgisi,

9 fen ve matematik bilgisi (hesap yapabilme),

9 maliye bilgisi, 9 ticaret bilgisi,

9 sorumluluk, basiret ve erdem, 9 doğruluk, titizlik ve vicdan, 9 hayvan ve doğa sevgisi, 9 dinamizm, canlılık, cesaret,

yaratıcılık, mizah ve kıvrak zekâ,

9 sabır, ağırbaşlılık, sakinlik, 9 girişimcilik, cesaret,

9 yöntem, kavrama ve örgütleme becerisi,

9 beceriklilik, işe yatkınlık, 9 inandırma gücü,

9 otorite, irade, sorumluluk duygusu

9 toplu çalışma anlayışı, dayanışma,

9 eşitlik ve adalet sevgisi, tarafsızlık

9 disiplin, yasa ve kurallara saygı, hukuk bilgisi,

9 güçlü duyu organları,

9 kuvvet, sağlamlık ve fizik gücü,

9 iyi bir görünüm, gösterişlilik, 9 yürümeyi sevmek,

9 hüner ve el ustalığı, 9 spor sevgisi, çeviklik,

9 açık havada yaşama, tabiat sevgisi

Özel Yetenekler

9 gözlem gücü,

9 iyi konuşma ve güçlü ses tonu, 9 yüzme bilmek,

9 taşıt kullanmasını bilmek, 9 deniz sevgisi,

9 tecrübe,gelenek-görenek saygısı,

Kaynak: Simonne Moreau ve Pierre Moreau, Ne Olacağım?: 500 Meslek (Çev:Mehmet Arseven), Başkan Yay., İst., 1974. s.6.

Meslekler üzerine yapılan disiplinlerarası çalışmaların gerekçeleri şunlardır15; • İyi tanımlanmış kapsamlı akademik bilgi,

• Standart hale getirilmiş çalışma yöntemi,

• Devlet tarafından yapılacak kontrol ve sertifika mekanizması,

• Uygulamacıların davranışları üzerinde disiplin gücüne sahip devlet kurumunun gözetimi.

Mesleklerin uzmanlık alanına dayalı özellikleri; entelektüel gelenek, ahlâki kurallar, kendi kendini yönetebilen bir kurum yaratma isteği, bireysel çıkarlardan çok kamusal hizmet anlayışı, ciddi bilgi birikimine dayanan temel ve benzersiz hizmetler, geniş özerklik, fedakârlık yaparak çalışan uygulamacılara sahip olabilmek ve mesleki normlar şeklinde kodlanabilir. Meslekler eğitim, yetenek ve beceri aracılığıyla ‘hayat kazanma yolu’ olmalarından dolayı süreklidirler. Ücret, iş güvenliği, yükselme gibi sebeplerden dolayı belli derecede maddi ödül tatmini taşıdıkları için ekonomiktirler. Akademik açıdan mesleki yayınları takip etmek, mesleki araştırma fonlarına katkıda

15 Lynne M. Sallot, Glenn T. Cameron, Ruth A. Weaver-Larischy, “Professional Standards In Public

(25)

bulunmak veya mesleki toplantılara katılmak gibi sebeplerden dolayı entelektüeldirler.

1.1.2. Meslek Kavramıyla İlgili Benzer Kavramlar

Meslek kavramıyla eşanlamlı olan ve bazen onun yerine kullanılan alt kavramlar söz konusudur. Bu kavramların bilerek ya da bilmeyerek birbirlerinin yerine kullanılması, aralarındaki temel nüansların belirlenmesi ve gündelik yaşam içindeki konumları oldukça önemlidir. İlgili kavramlara aşağıda yer verilmektedir.

1.1.2.1. Uğraş

Batı dillerindeki occupancy, ‘bir yerde oturmak, işgal veya zapt etmek’ anlamına gelir. Bu kökenden türeyen occupation kavramı ‘meslekle ilgili’, ‘mesleğe ait olma’ durumunu yansıtır16. Uğraş kavramı bir yönüyle de meslek işi olarak yorumlanır. Çünkü bu kavram belirli bir iş tipini yansıtmasına rağmen meslek kavramının tüm yönlerini yansıtmaz. Anglo-Amerikan literatüründe occupation uğraş olarak kullanılmaktadır. Uğraş kavramı o denli geniş kapsamlı kullanılmıştır ki hem vida sıkmak, somun takmak gibi belirli bilgi ve beceriye dayanmayan işleri hem de marangozluk gibi özel bilgi ve beceri gerektiren işlere dayandırılmıştır. Uğraş, kişinin geçimini sağlamak için düzenli olarak sürdürdüğü etkinlik iken meslek, bu etkinliğe belirli bir statü ve yetkilendirici diploma katar. Sözgelimi kaptan, pilot, berber veya şehirlerarası otobüs şoförü ekonomik ve düzenli sürdürdüğü bir işi yürüttüğünden dolayı meslek işini gerçekleştirmiş olur. Oysa meslek, “toplumsal temel ihtiyaçları rasyonel olarak karşılama bilgi ve uğraşısını” içerir. Uğraş ise, “mesleğe yeni girenlere tecrübeli meslek üyelerince düzenli ve sistematik olarak aktarılır”17. Meslek ile uğraş kavramları arasındaki fark,“iş”in “meslek” haline dönüşmesi sürecinde göze çarpar. Uğraş, teknolojik açıdan bedensel veya zihinsel; ekonomik açıdan yaşamını sürdürmek için elde edilen gelir; toplumsal açıdan da saygınlık kazandıran iş olarak görülebilir. Uğraş kavramını ‘piyasada girişimci veya

16 Golden Dictionary, Milliyet Yay., 3.Baskı, İst., 1990. s.556.

17 İnci User, “Türkiye’de Sosyoloji ve Psikolojinin Gelişmesine İlişkin Sorunlar: Meslek Sosyolojisi

Açısından Bir Değerlendirme”, 4. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi, Bildiriler Kitabı, İstanbul, 1996.

(26)

işletmecinin yaşamını sürdürmek üzere yaptığı alım-satıma yönelik her türlü eylemler bütünü’18 olarak değerlendirmek ve daha dar anlamda işletmecilik disiplini içerisinde bir meslek olarak ele almak, bu iki kavramın işlevsel olarak farkını ortaya koymaktadır.

1.1.2.2. Ustalık / Sanat

Batı dillerinde vocation, öğrenme sürecine dayalı bir bilgiyi veya bu bilgi üzerine kurulmuş sanat’ı ifade eder. Uzmanlık alanı yüksek mesleklerin oluşum ve gelişim süreçlerinde bilgelik şeklinde anlam bulur. Profesyoneller bildiklerini iddia ettikleri bir sanatı uygulamayı ve bu özel bilgi temelinde öğüt vermeyi isteyebilirler. Profesyonelin öğüt verici herhangi bir sorundan kişisel olarak etkilense bile tarafsız olarak düşünmesi beklenir. Bu yüzden doktorların kendilerini iyileştirmeleri, din adamlarının kendileri için dua etmeleri veya öğretmenlerin mükemmel derecede çocuklara ebeveyn olmalarını beklemek doğru olmaz. Bu bağlamda öğüt verici ve bir bilge olan profesyonel, hizmet sunduğu kişinin yargılamasından bağımsızdır. Hizmet alıcısı profesyonel öğüt vericiye mutlak bir güven duygusu beslemek zorunluluğu içindedir. Profesyonel ise alıcıya tüm sırlarını söylemekle sorumludur. Adeta bir güven bağının kurulduğu bu yapıda profesyonelin işini bırakması sanki ‘dininden dönmüş’ gibi algılanır19 Meslek ile ustalık gerektiren iş arasındaki fark önemlidir. Ustalık gerektiren iş, “teorik öğrenmenin beceri ve yetenekler bağlamında kullanılması”dır. Eşdeyimle, ustalık işi belirli bir öğrenme sürecini kapsar. Özel bilgi gerektirir ve bu özel bilgi meslek uğraşını diğer tüm sosyal gruplardan ayırır. Ustalık gerektiren işi kamu amacı olarak görmek ve bununla eş değerli entelektüel gelenek ve güvene dayalı ilişkilerden oluştuğunu ifade etmek, bir mesleğin temel karakterinin onun ahlâki niteliğiyle anlam kazanacağını belirtmek gerekir20. Ustalık gerektiren işin meslek olma koşulları şöyle özetlenebilir;

ƒ Kuram ve araştırmaya dayalı özel bilgi birikiminin olması,

ƒ Giriş standartları ile resmi makamlarca kabul gören eğitim sürecinin olması,

18 Arthur Salz, “Occupation”, Encyclopaedia of the Social Science, MacMillan, N.York, V:11,xxx,

ss.424-435.

19 Hughes, a.g.e., s.25-41.

20 Nicola Higgs-Kleyn, Dimitri Kapelianis, “The Role of Professional Codes In Regulating Ethical

Conduct”, Journal of Business Ethics, Kluwer Academic Pub., Vol:19 (4), Netherlands, 1999. ss.363-374.

(27)

ƒ Özel bir alanda uygulama yetkisinin bulunarak kendi faaliyetlerini denetleyebilmesi ve hesabını verebilmesi,

ƒ Bireylere hizmet sunarken, topluma hizmet anlayışına dayanan bir ahlâk yaklaşımının bulunması.

Ustalık gerektiren iş, geçmiş dönemin zanaat kavramıyla da ilişkilidir. Bunun bütünüyle el ustalığı gerektirdiği ve ‘görev tutkusuna’ bağlandığı doğru bir yaklaşımdır. Böylece kavramın gramer yapısı gereği geçmiş çağlara ait olduğu izlenimi ortaya çıkmaktadır. Sözgelimi bir keşiş, dökümcü ya da demirci zanaata dayalı ustalık gerektiren işi gerçekleştirirken bunu kendisinde bir lakap şeklinde ve geleneklerin kendisine atfettiği biçimde üstünlük belgesi olarak taşır. Oysa sözgelimi günümüzde bilgisayar mühendisi bunu meslek olarak yerine getirir.

1.1.2.3. İş ve Çalışma

İş ve çalışma kavramları genellikle birbirlerinin muadili olarak kullanılmakta ve “belirli bir mal veya hizmet üretmek için harcanan emek” şeklinde ifade edilmektedir21. Bu bağlam, iş ve çalışma kavramlarını görev ve hizmetin yerine getiriliş biçimi açısından ele alır22. İş(work) ve çalışma(working) kavramlarının bir arada kullanılmasını iş fikrini kuşatan söz dağarcığının çok büyük ölçüde yeni ve teknik olmasına bağlamak gerekir. İş terimini çevirmede özellikle Avrupalı olmayan diller büyük güçlük çekmişlerdir. Oysa Ortaçağ döneminde işin gelir ile olan ilgisi zayıftı. Bu ilgiye bağlı yaklaşımın öncül sebebini mekanizasyona bağlamak gerekir. Batılı perspektiften Protestanlığı rasyonalize etmede Martin Luther’in iş kavramına çağdaş bir anlam verdiği iddia edilmektedir. Luther’in işin övgüye değer olduğuna ilişkin söylemi şu yargıya dayanmaktadır;23

“ O (Martin Luther), emekte yüce ve övgüye değer asli bir şey bulunduğunu ve gündüzün sıcağına katlanan adamın, gölgede oturup keyif çatan adamdan bir bakıma daha çok Tanrıya yakın olduğu şeklindeki modern kuramın gerçek mucidiydi”.

21 Halil Seyidoğlu, Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük, Güzem Yay., N:4, Ank., 1992. s.410. 22 Golden Universal Dictionary, Serhat Yay., ISBN:975-459-698-0, İstanbul, 1997. s.124.

(28)

Ancak ne var ki Luther, çalışma kavramını ‘işçileştirilmiş’ boyutta ele alarak kavramı sınıfsal bir ayrıma sürükler. Oysa sözgelimi, yazar, edebiyatçı ya da akademisyen gibi uzmanlık gücüne dayalı çalışanların ne “sıcağa katlanan adam” ve ne de bunun mükâfatı olarak “Tanrıya yakın olması” beklenir. Dolayısıyla yukarıdaki pasajda bedensel çalışanları motive etmek için Luther’in Protestanlığı akla dayandırma yolunu benimsediği görülür. Diğer bir ifadeyle Luther dine, çalışma ilişkisi içerisinde mantıksal gerekçe katar. Özünde iş ve çalışma birbirlerine hem bağlı hem de farklı kavramlardır. İnsan çalışırken bazen hiçbir iş üretmeyebilir ve işin söz konusu olmadığı yerde çalışma da olmaz. İş, kişiliksiz ve nesneldir, herhangi bir ağırlığı ya da ölçüsü olmadığı için işi yapan kişiden bağımsız ve dışarıdadır. Oysa çalışma belli bir insan faaliyetini kapsadığı için gücü, ekonomisi, kişiliği, fizyolojisi ve psikolojisi vardır. Çalışma kendi başına bir amaç değildir ve kişinin örgüt içerisindeki başarısıyla orantılı olarak değerlendirilen bir araçtır24. İş, nesneler dünyasında kişiliksiz bir yerde dururken çalışma, insanlar dünyasında hareket ettirici güç ve yasalar yaratır. Dolayısıyla iş ve çalışma kavramları yönetilmesi gereken kavramlardır25. İngiliz filozof Russell, çalışma kavramının gücü, ekonomisi ve yönetimi üzerine ironik yönden eğilir26;

“İki türlü çalışma vardır. Birincisi, yeryüzündeki ya da yeraltındaki bir nesnenin başka nesnelere göre yerini değiştirmek; ikincisi başkalarına bunu yapmalarını söylemek. Birincisi hoş değildir ve ücreti düşüktür, ikincisi hoştur ve ücreti yüksektir”.

Çalışma ve iş’in bireye sağladığı psiko-sosyal katkı incelendiğinde şunlar söylenebilir27:

ƒ İşin üretildiği yer olan işyeri, beşeri ilişkilerin gerçekleştiği ve bireylerin sosyal yeteneklerinin gelişimine aracılık eden mekandır.

ƒ İş, çalışan insana ve ailesine sosyal statü sağlar.

ƒ İş, çalışan insanın yaşamını sürdürebilmesi için sağladığı gelir ile yaşamın maddi temelini oluşturur.

24 Joseph Raelin, Kültürlerin Çatışması:Yönetenler-Yönetilenler (Çev: Kamuran Tuncay), Türkiye

İş Bankası Kültür Yay., Ekim, 1999.

25 Peter Ferdinand Drucker,Yönetim: Görevleri, Sorumlulukları,Uygulamaları (Çev:Fatoş Dilber ),

ODTÜ Yay., 1994. s.147-148.

26 Bertrand Russell, Dış Dünya Üzerine Bilgilerimiz (Çev: Vehbi Hacıkadiroğlu), Kabalcı Yay.,

Ocak, İst., 1980.

27 Mustafa Aytaç, S.Aytaç, Z.Fırat, N.Bayram, A.Keser, Akademisyenlerin Çalışma Yaşamları ve

Kariyer Sorunları, Uludağ Üniv., Araştırma Fonu İşletme Müdürlüğü, Proje No:99/29, Haz., Bursa,

(29)

ƒ İş, insanın kendine öz saygısı ve benlik gelişimi ile kimlik oluşumunu sağlayarak kişiliğini güçlendirir.

ƒ İş, insanın ait olma ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunur.

Kavramsal tanımlar ışığında meslek, uğraş ve ustalık kavramlarını birbirinden ayıran özellikler Tablo 2’de gösterilmektedir.

Tablo I. 2. Meslek, Uğraş ve Ustalık / Sanat Kavramları Arasındaki Farklar

AYIRICI NİTELİKLER MESLEK (PROFESSION) UĞRAŞ (OCCUPATION) USTALIK/SANAT (VOCATION) Bilgi ve Beceri Bilgi ve beceri özel,

dışarıdan ulaşılması güç, iyi korunuyor.

Bilgi ve beceri özel, dışarıdan kolayca

ulaşılır

Temel bilgi ve beceri uğraşın dışındakilerce

tutuluyor

Etkinlik Türü Büyük ölçüde analiz gerektiren ve

entelektüel

Entelektüel olmasının yanında kol gücüne de

dayalı

Göreli olarak entelektüel ve kol gücüne dayalı

olması

Biçimsel Eğitim Uzmanlaşmaya dayalı, lisans veya daha üstü

eğitim

Bazılarında üniversite mezunu olmak zorunlu(reklamcılık ve

iç mimarlık gibi), bazılarında uğraş birliklerinden alınan

dereceler yeterli (kuaförlük, terzilik gibi)

Biçimsel hiçbir eğitim zorunluluğu yok

Biçimsel Örgütlenme Meslek birliğinde zorunlu

Bazıları birliğe sahip, zorunlu değil

Lonca tipi örgütlenme

Hizmet İçi Eğitim Biçimsel eğitime göre ikincil konumda

Temel eğitim biçimi Usta-çırak ilişkisine dayalı, karşılıklı

Biçimsel Sertifika Zorunlu Bazılarında zorunlu Zorunlu değil

Giriş Denetimi Yüksek, sınırlı sayıda kabul var

Düşük, kısmen sayı sınırlaması var

Yeteneğe bağlı, çok yüksek

Yetenek Kazanımı Hem bireysel hem de meslek içinde

Daha çok bireysel Yüksek derecede bireysel yetenek Kaynak: Koray Karasu, Profesyonelleşme Olgusu ve Kamu Yönetimi, Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yay., No:11, Kasım, Ankara, 2001. s.38.

(30)

Bütün bu tanımlamalar çalışmayı meydana getiren üç ana unsurun meslek oluşumunda geçerli olduğunu tanıtlar28.

• Çalışma, üretilen iş sonucunda bir gelir elde etme öğesidir. • Çalışma, statü kazanma, dolayısıyla saygınlık unsurudur. • Çalışma, birey için psikolojik doyum kaynağıdır.

1.2. Profesyonel Kavramı

Bu başlıkta profesyonel kavramı dilbilimsel ve etimolojik şekliyle ele alınmakta, temel karakteristikleri açısından onlarla aynılaşan ya da ayrışan kişiler olarak değerlendirilmekte, belirli bir mesleği yapmak için yetki belgesine sahip olmayan ancak profesyonel olarak çoğu kez kabul gören ve işlerini bu amaç doğrultusunda icra eden kişiler açısından incelenmektedir.

1.2.1. Dilbilimsel Olarak Profesyonel

Bir terim olarak profesyonel, ‘mesleğe ilişkin ustalık kazanmış kimse’, ‘meslekten yetişme / işe ait’29, ‘mesleki’, ‘ustalık sahibi’30 veya ‘amatörlerden farklı olarak işinde yeterliliğe sahip bilgi-beceri düzeyi yüksek’ kişiler için kullanılmaktadır31. Benzer şekilde profesyonel, ‘öğrenme veya beceri yoluyla kazanılmış mesleklerden birine katılan, iş yaşamı ya da meslek olarak bir uğraşı yürüten, bir işin teorik olarak bilimsel yönlerine sahip olandır32. Bir başka şekliyle profesyonel kavramı33,

ƒ Amatör karşıtı olarak bir mesleği, bir işi düzenli olarak sürdürebilen kişi, ƒ Bir etkinliği çok yetkin bir biçimde uygulayan kimse,

ƒ Bir sporu yapmak ya da kimi zaman öğretmek için para alan sporcu, ƒ Herhangi bir etkinlikte özel bir deneyimi olan kimse olarak tanımlanabilir.

28 Aytaç vd., a.g.e., s.54.

29 The Oxford Turkısh Dictionary (ed):Fahir İz, H.C.Handy, İnkılâp Yay., İst.,1991. s.451. 30 Redhouse Sözlüğü, Sev Yay., 7. Baskı, İst., 1998. s.769.

31 Eliot Freidson, Professional Powers, The Univ.of Chicago Press, London, 1986. s.24.

32 The Oxford Universal Illustrated (ed):William Little, Third Ed., Vol:II, ‘N-Z’, Oxford Press,

London, 1961, ss.1588-1589.

(31)

Tablo I. 3. Dilbilimsel Olarak Profesyonel

Pro-fes-sion-al-ism (isim) Profesyonel statü, yöntemler, özellikler veya standartların kümesinden oluşan profesyonel ideoloji34

Pro-fes-sion-al (sıfat) 1) Uğraşmak, meşgul olmak, meslek için uygun olma durumu, hukukçu, doktor veya diğer profesyonel kişi. 2) Mesleğin standartlarına uymak: Profesyonel davranış Kaynak: Nicole Radziwill, “An Ethical Theory For The Advancement of Professionalism In Software Engineering, General Knowledge”, Conduct and Ethics,

Software Quality Principles: An Editorial Symposium, Vol: 2(1), 2005. s.15.

Profesyonel kavramının ‘pro’ kökünden türediği düşünüldüğünde “proficiency” kelimesine karşılık gelen “maharet”, “beceriklilik” veya “ustalığın” her şeyden önce entelektüel bir anlama vurgu yaptığını düşünmek gerekir. Ayrıca “kabiliyet”, ”yeterlik” ve “güç” gibi kelimelere de karşılık gelmektedir35. Pro kökü dikkâte alındığında kavramın daha netlik kazandığı görülür.

Tablo I. 4. Profesyoneller: “4P”

1.

p

roficiency uzmanlık 2.

p

ermanency devam ettirmek 3.

p

rofessing icra etmek 4.

p

romise taahhüt etmek

Kaynak: Nicole Radziwill, “An Ethical Theory For The

Advancement of Professionalism In Software Engineering, General Knowledge”, Conduct and Ethics, Software Quality Principles: An

Editorial Symposium, Vol: 2(1), 2005. s.15.

Tablo 4’e yansıyan şekliyle profesyonel, uzmanlığını meslek icrası için devam

ettirmeyi taahhüt eden kişi olarak kavramsallaştırılabilir. Bu kavramsal duruma göre

34 Profesyonal İdeoloji: Profesyonalizm olarak tanımlanan profesyonel ideoloji, toplumsal yaşamı

biçimlendiren bir düşünce sistemi veya dünya görüşüdür. Meslekler açısından rasyonellik, adalet, tarafsızlık, toplumsal problemlere bilimsel ve insancıl çözümler üretmek ve buna dayalı sorumlu insanların oluşturduğu bir dünya görüşüdür. Bununla beraber saf (ham) girişimcinin ilkel kapitalist eğilimleri olan ‘bencil’ tutum ve davranışlarını ‘özgeci’ bir biçimde yumuşatarak evcilleştirme yolundaki dünya görüşüne sahip olmak da profesyonalizm ile örnekleştirilebilir. Ayrıca meslek olarak belirli bir uğraş’ı takip eden kimseler için profesyonalizmi temsil eden profesyonalist teriminin de kullanıldığı görülmektedir(kaynak: The Oxford Universal Illustrated, a.g.e., s.1588).

(32)

profesyonelin ‘devingen bir kişi’ olduğu sonucuna varılır36. Dolayısıyla bu devingenlik sayesinde profesyonelin “yaptığı işten beslenen” birisi olduğu görülür37.

1.2.2. Meslek Kavramı Olarak Profesyonel

Profesyonel, bir işi ücret karşılığı yaparken (avukat, mühendis, doktor, hemşire akademisyen vb.) işin tüm inceliklerini, ve görgüsünü ustalıkla yerine getiren kişi olarak düşünülür. “Profesyonel kimdir?” diye yüzeysel olarak sorulduğunda ortalama şu cevaplar alınır38;

• İşini iyi bilen ve bunu çevresine kanıtlamış kişidir. • Bilgi düzeyini sürekli güncel tutan kişidir.

• Kendi kariyerini ve geleceğini belirleyen kişidir. Dolayısıyla, nereden gelip nereye gideceğini bilen vizyoner bir kişiliktir.

• Bireysel niteliğe, yaptığı işin niteliğine ve çevresi ile ilişkilerin niteliğine özen gösteren kişidir.

• Yaptığı işten coşku ve heyecan duyan kişidir.

• Mesleğini destekleyen ve mesleğinin sponsoru olan kişidir. • Mesleğinin ahlâk kurallarına uyan kişidir.

• Mesleğinin gerektirdiği fazladan işleri de yapan ve dolayısıyla mesleğinin mesaisini yürüten kişidir.

Uzman bir profesyonel mesleğinin icrasını eli ile yaptığı eyleme dayandırabilir. Sözgelimi cerrah veya din adamı mesleğini yürütmek için ellerine bağımlıdır. Din adamının bu bağımlılığı görece sembolik olabilir ama cerrahınki tam bir bağımlılıktır. Eylem, pratiğe yönelik olsa bile sistematik olarak özel bir bilgiyi içermek zorundadır39.

36 Bu devingen durumu Thomas Hobbes şöyle betimler: “Devingen bir çağdaki gelecek yıl kavramı,

durağan bir çağdaki gelecek gün kavramından daha yakındır”. Böylece değişimin hızını ve sürekliliğini yaratan çağın öncül grubu olarak profesyonellere atıfta bulunulmuştur [kaynak:Alvin Toffler, Gelecek Korkusu: Şok (Çev:Selami Sargut), Altın Yay., İst., s.128].

37 Antoine de Saint Exupery, Gece Uçuşu (Çev:Ömer Turan), Nehir Yay., 1. Basım, Aralık, İst., 2000.

s.14.

38 Tuncer Ören, “Bilişim ve Benzetimde Profesyonellik, Etik ve Özenli Türkçe”, Marmara

Araştırmalar Merkezi Bilişim Teknolojileri Araştırmaları Enstitüsü.,TÜBİTAK, Mart, 2003. s.6.

39 Everett Hughes, “Meslekler” (Çev:Zafer Cirhinlioğlu), Meslekler ve Sosyoloji, Gündoğan Yay.,

(33)

Profesyonellerin amatörler gibi bir işi zevk için değil ücret karşılığında yaptığını söylemek gerekir40.Kâr veya ödül beklentisiyle değil, belli çizgiler ve engeller arasında bağlantılar kurmaya duyulan arzu ve dinmek bilmez merakla bir uzmanlık alanına sahip olmayı reddederek, meslekten olmanın insana getirdiği her türlü kısıtlamaya rağmen düşünce ve değerlere özen göstererek hareket etme isteğine amatörizm denir41. Belirli bir alanda gösteri, maç veya öğretici olarak çalışmak için ücret alan kişilerin de profesyonel olarak tanımlanması mümkündür. Örneğin, profesyonel olan kişi bir sporcu ise amatörlükten profesyonelliğe geçebilmesi için sporun çeşidine göre değişen kayıt ve şart aranmaktadır42. Sportif amaç taşıyan profesyonele “kazanç sağlayan paralı oyuncu” denilebilir43. Profesyonel, kurumsal gelişmelere ve büyümelere paralel olarak uzmanlık güçleri, bilgi, tecrübe, sezgi ve yetenekleri konusunda benzer yaklaşımı ortaya koyabilen kişidir. Profesyonel terimi basın-yayın organlarında veya gazetelerin sarı sayfalarında genellikle işini iyi yapmak şeklindeki mesajı içerir. Sözgelimi ‘profesyonel otomobil tamiri’, ‘profesyonel halı temizliği’ gibi adı geçen ilanlarda profesyonel kavramı boş zaman etkinliğinin dışında bir anlamı ifade eder. Oysa profesyonel büyük harf ile başlayan ‘P’ ile değerlendirildiğinde hukukçu, doktor, avukat, akademisyen gibi belli bir meslek sahibi kişiden bahsedildiğini anlamak gerekir ve bu durum, meslekleri kategorize etmek için diğer iş gruplarından ayırır44. Profesyonelliğin etimolojisinde kişinin bir işi para karşılığı, meslek ya da temel uğraşı konusu olarak yapması yatar. Dolayısıyla buradan o işi zevk için veya arada bir yapan amatörlerden farklı olduğu anlamı çıkar. Örneğin geçimini balıkçılık yaparak karşılayan bir kimse profesyonel balıkçıdır. Oysa arada bir zevk için balık tutan kişiyi amatör balıkçı şeklinde tanımlamak mümkündür45. İşin teknik açıdan profesyonelliğe, eğlence veya oyun açısından amatörlüğe uzanan ilişkisini Peter Ferdinand Drucker şöyle izah etmektedir46.

40 Meydan Larousse, a.g.e.. s.292.

41 Edward Said, Entelektüel: Sürgün, Marjinal, Yabancı (Çev:Tuncay Birkan), Ayrıntı Yay., 1.Baskı,

Ağustos, 1995. s.76.

42 Meydan Larosse, a.g.e., s.292.

43 The Oxford Turkısh Dictionary, a.g.e., s.451.

44 Chris Mac Donald, “Professionalism and Professional Ethics”, A Distance Education Module

Prepared for the College of Optemetrists of Ontarıo, October, 2003. ss.1-20.

45 Seyidoğlu, a.g.e., s.705. 46 Drucker, ‘Yönetim...’, s.147.

(34)

“İşi, oyundan neyi ayırdığının cevabı hâlâ tatminkâr değildir. Temelde iş ve eğlence aynı faaliyeti içerebilir. Sözgelimi marangozluk gibi işler bir mobilya fabrikasında iş olarak değerlendirilirken, hafta sonlarında hobi olarak yapılabilir”.

Açıkça söylemek gerekirse işin eğlenceden, profesyonelin amatörden ayrılması, işin ekonomik bir değer ve üretim ilişkileri içerisinde ele alınmış olmasından kaynaklanır. Ancak çalışmanın oyun şeklinde algılanması büyük çoğunluk ya da ortalama insanlar açısından çekici değildir. Çalışmaları uzmanlık gerektirmeyen kişiler için iş, bir yargı oluışturmaz. Oysa bunun karşıtı olarak nitelikli kişiler işe atfedilen böylesi bir tutsaklık altında yaşamaya dayanamazlar47. Söz konusu olan mesleki bir kariyer planlaması ise, kişinin kendisini ve çevresini analiz sürecinde ait olduğu değer ve tutumlarını sosyo-kültürel ortamdan ayrı düşünmemesi gerekir. Mesleki faaliyetlerin değerlere uygun yürütülerek mesleki gelişme ve yükselmenin gerçekleşmesi kişinin özel hayatı ve iş hayatına yönelik tatminini arttıracaktır48. Bu tarz bir tatmin, profesyonel için mesleğe ve kuruma olan bağlılığının artmasını sağlar. Profesyonelin mesleğe bağlılığı, belirli bir dalda beceri ve uzmanlık kazanmak üzere yaptığı çalışmalar sonucunda meslek yaşamındaki önemini ortaya koyar. Profesyonelin kuruma bağlılığı ise kurum çıkarını kendi çıkarının üzerinde görmesidir49. Meslek kavramı olarak profesyoneller en geniş anlamıyla “mesleklerinin icrası için en az kolej (Batı ülkelerindeki) eğitimi görmüş, bu eğitimden belirli bilgi ve beceriyi kazanmış, bu bilgi ve beceriyi bir süre denetimi altında pratikte uygulamış, süre bitiminde kendilerine profesyonellik payesi verilmiş, bu payeyle bağımsız faaliyete hak kazanmış kişilerdir”50. Sonuç olarak meslek kavramı açısından profesyonelin yüksek güvenilirliğe sahip, prestijli, toplumsal belirleyiciliği güçlü, yüksek statü ve sosyal sorumluluğun otorite sembolü bir kişi olarak düşünülmesi gerekir51.

47 Albert Camus, Defterler I, Mayıs 1935-Şubat 1942 (Çev: Ümit Moran Altan), İthaki Yay., No:143

2. Baskı, İst., 2003. s.90.

48 Gültekin Yıldız, Nihat Erdoğmuş, “Toplulukçu Kültürde Makyavelist Davranış ve Bir Uygulama”,

Politika ve Yönetimde Etik Sempozyumu, Bildiriler Kitabı, SÜ, Sakarya, 1998. ss:1-17.

49 Ayşe Can Baysal, Mahmut Paksoy, “Mesleğe ve Örgüte Bağlılığın Çok Yönlü İncelenmesinde

Meyer-Allen Modeli”, İÜ.İşletme Fak.Der., C:28, 1999. ss:7-15.

50Raelin, a.g.e., s.25 (aktaran Nihat Erdoğmuş, “Bilgi Toplumunda Profesyonellerin Kariyeri: Ampirik

Bir Araştırma”, II. Ulusal Bilgi Ekonomi ve Yönetim Kongresi, KOU İ.İ.B.F., 17-18 Mayıs, İzmit, 2003. s.433-444).

(35)

1.2.3. Profesyoneller İle İlgili Benzer Kavramlar

Profesyonel kelimesi ile birlikte telaffuz edilen, çoğu kez onunla eş anlamlı gibi

görülen kavramlar söz konusudur. Bunların bir kısmı geçmişte kullanılırken bir kısmı başka dillerden geçmiştir. Bunlardan bazıları, “uzman” “kurmay”, “üstat”, “usta”, “ehil”, “ehl-i vukuf”, mütehassıs”, “bilirkişi”, “erbap”, “cilasun”, “ehliyetli”, “işinin ehli”, “becerikli”, “bilgili”, “öğretmen”, “acar”, “araştırmacı”, “mason”, “operatör”, “eksper”, “zanaatçı” olarak sayılabilir. Profesyoneller ile yakın ilişkili bu kavramlardan bazılarına aşağıda değinilmektedir.

1.2.3.1. Uzman

Mütehassıs ile eşanlamlı olan uzman, belli bir iş veya konuda derinliğine bilgi sahibi olan, deneyimli, görüşlerine güvenilen veya becerikli kişi, kompetan olarak tanımlanır52. Uzman, kamu alanları arasında öğrenim ve yetişme şartları bakımından belirli nitelikleri kazanmış ve bu sebepten dolayı kısmen farklı bir statüden yararlanabilen kimseyi ifade eder. Yönetim teşkilatı içinde uzmanlara olan ihtiyaç bu durumdakilere bazı maddi ve yasal imkânlar sağlamıştır53. Türkiye’de akademik alanda uzmanlık lisans öğrenimi üzerine doktora eğitim programıyla elde edilir. Tıpta, ihtisas adı verilen doktora, genellikle üniversite gibi yükseköğrenim kurumlarında yapılır. Yalnız, hekimlerin ihtisas verebilen üniversite dışı hastanelerde uzmanlık kazanmasına imkân verilmiştir. Uzmanlar eskiden D cetveli adı altında bazı mali imkânlardan yararlanabiliyordu. Bugün, Devlet Memurları kanunu kapsamı içinde olanlar, mesleğe giriş ve ilerlemede uzmanlıktan yararlanabilirler

1.2.3.2. Üstad(t)

Etimolojik olarak Farsça’dan gelen üstad(t) kelimesi; bir bilim, sanat ya da meslek alanında üstün bilgisi ve yeteneği bulunan kimseler için kullanılan ve saygınlık ifade eden kavramdır54. Üstad, saygınlık çerçevesinde belirli bir yetenekle meşgul olurken (meslek olarak değil, zanaat olarak ustalık gerektiren bir iş şeklinde )

52 Seyidoğlu, a.g.e., s.922.

53 Meydan Larousse, C:XII, İst., 1990. s.464. 54 Seyidoğlu, a.g.e., s.936.

(36)

bu yeteneğini başkasına öğretebilir, aktarabilir, benimsetebilir. Her şeyden önce bir üstadın eğitimi yaşam boyu planlanmamış bir süreci içerir. Tarihsel olarak bakıldığında ortaçağ şehirlerindeki öğrenme günümüzden farklıydı. Ayakkabı tamirciliği ya da ilahi söylemek gibi belirli bir amaca uygun yürütülen çıraklık bile kapsamlı bir uzmanlığın ürünüydü. Bir üstad, öğretici konumunu asla elde edemediyse bile hâlâ ayakkabı tamirciliği veya kilise hizmetine yardımcı oluyordu55. Unutulmamalıdır ki Antik çağa damgasını vuran düşünür Socrates filozof olmasaydı eğer mesleği olan taş oymacılığını sürdürürdü. Ancak günümüzde talep edilen ve belirli bir öğrenim gerektiren branşların diğer insanlarla paylaşılması konusunda engeller söz konusudur. Böylesi bir durum çoğu kez tekeli elinde bulunduran profesyoneller ya da kendi meslektaşlarının çıkarlarını koruyan sendikalar tarafından oluşturulmaktadır56. Batı toplumunda üstat kavramını bireysel becerisini belli bir uğraşın içinde gören ustabaşı, gözetleyici ya da makinist olarak ele almak gerekir. Üst’ün durumunu ustalığından aldığı zevk ve kapitalist üretimdeki özel konumundan dolayı aldığı yüksek ücret gibi nedenlerle çok kere kendini işçi ile karşıtlık içinde görür. Onun için çalışmak, işçinin durumunda olduğu gibi, boş zamanda o kadar keskin karşıtlık demek değildir; ya da özgürlüğünü kapitalistin özgürlüğü ile karşıtlık içinde görmez. Bazen kendisi bile, bir kapitalist olarak değil ama iki ya da üç çırak yardımcı çalıştırarak ve ürettiklerini daha büyük kapitalistlere satarak “küçük çapta” iş tutabilir. Bu açık çıkar ayrılığı, işçi örgütlerinde dile gelir. Bunun etkisiyle üstat, başlangıçta maharetini, toplumsal kullanışından kopmuş, kendi içinde bir meta haline getirerek “ticarileşmiş” pazarın isteklerine başkaldırabilir. Sözgelimi üstat’ın eski bir Napier otomobiline usta bir zanaatçı gibi ince el emeği ürünü olarak hayran kaldığını ve onu aynı toplumsal işi gören ve daha ucuz olan modern bir Ford seri üretimi ile karşılaştırdığı görülebilir. Eski ustalık, daha çok insan emeği harcanmasına karşın, işçiden ayrı bir sınıf olarak kendi varlık koşulu olduğu için zanaatçının gözünde özel bir değer kazanır, kâr ölçütü ile ustalığını modası geçmiş hale sokan pazara üstün tutulur, ona karşı çıkarılır. Sonunda bir fabrika işçisi olarak kullanılırken, modeller yaparak, küçük özel ‘merak’larla ve zanaatını kaybetmemek için toplumsal bakımdan anlamsız başka etkinliklerle oyalanarak modası geçmiş ustalığını canlı

55 Ivan Illich, Okulsuz Toplum (Çev:Mehmet Özay), Şule Yay., Eylül, İst., 2005. s.37. 56 Illich,a.g.e., s.28.

(37)

tutmaya çalışır57. Kuşkusuz burada adı geçen “modası geçmiş ustalık”, eleştirel bakışı kapitalizmin üstad’a biçtiği değer olarak algılamaktadır.

1.2.3.3. Usta

“Ehil” anlamında kullanılan usta (master, workman, foreman) çıraklık kanununda şöyle tanımlanır: “Bir mesleğin gerektirdiği bilgi, beceri ve iş alışkanlıklarını kazanmış ve bunları mal ve hizmet üretiminde, iş hayatında kabul edilebilecek standartlarda uygulayabilen, üretimini planlayabilen, üretim sırasında karşılaşılabilecek problemleri çözümleyebilen, düşüncelerini yazılı, sözlü ve resim ile açıklayabilen, üretim ile ilgili pratik hesaplamaları yapabilen kişidir”58. Bu tanımdan hareketle mahir kişilere de usta denilmektedir59. Ancak çıraklık kanununda usta kavramı sadece ekonomik fayda sağlayan kişi olarak ele alınmıştır. Oysa ustanın ekonomik fayda sağlamanın ötesinde sosyal yaşamın her alanında etkili bir mesleği veya zanaatı yerine getirdiğini söylemek gerekir. Bu bağlamda zanaat, pratik bilgi ve el ustalığıyla yapılan iştir60. Zanaatçı ise, el işi mesleklerinden birini kendi adıyla yürüten kimsedir. Küçük girişimci ve emekçi niteliklerinin yanı sıra son derece sınırlı bir el emeğinin yardımıyla işgörenlerin durumu ve bu küçük üreticilerden oluşan sosyal grubu zanaatçılık şeklinde tanımlamak mümkündür. Zanaatçılığın belirli bir san veya payesi ustalık ile sabittir. Çünkü usta, bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan, onun tüm niteliklerini bilen ve bunu kendi başına yapabilen kişidir. Profesyonel açıdan mesleki kariyer veya uzmanlaşmayı içermeyen, ancak kendi jargonu ve gündelik yaşam içerisinde yer alan diğer bazı kavramlar da söz konusudur. Sözgelimi acar, atılgan, gözü pek, yiğit, kabadayı, kabına sığmaz, güçlü, becerikli; cilasun, yiğit, eli çabuk, yetenekli; erbap; işten anlayan, işini iyi yapan (“İşinin erbabı” deyimi buradan gelir)gibi.

57 Christopher Caudwell, Yanılsama ve Gerçeklik: Şiirin Kaynakları Üzerine Bir İnceleme (Çev:

Mehmet H. Doğan), Payel Yay., 2. Baskı, Ocak, İst., 1988. s.131.

58 Çıraklık Kanunu, M:27.

59 Meydan Larousse, C:XII, a.g.e., s.464.

(38)

1.2.3.4. Eksper

Eksper, bilgi, deneyim ve becerisiyle konusunun inceliklerini, ayrıntısını ve konusuna ilişkin tekniğe sahip olup bir alanda kendisine başvurulan kişidir. Saygınlıktan çok belirli bir yetkinliği kapsadığından dolayı yabancı dillerdeki karşılığı “authority”(otorite) olarak “yetkisine başvurulan kişi” şeklinde ele alınmaktadır61. Ancak buradaki otorite eksperler için kullanıldığı gibi bilirkişiler için de kullanılmaktadır. Eksperler bilgi, uzmanlık ve yeteneklerini inceledikleri işin bulgularını ve sonuçlarını kapsayan bir rapora dönüştürürler. Örgütsel açıdan değerlendirildiğinde ilgili işin tahlilini ve sonuçlarını kapsayan ve ekspertiz raporu olarak adlandırılan bu rapor işin yerine getiriliş biçiminin somut göstergesidir.

1.2.3.5. Bilirkişi

Bilirkişi, herhangi bir hesap, yazı ya da resmi anlamda imzanın gerçekliğini ve doğruluğunu incelemek için görüşlerine başvurulan kişidir62. Genellikle birbirinin yerini tutan eksper ve bilirkişi kavramları arasındaki temel nüans, eksperin bir işin doğruluğu ve güvenirliği hakkında hüküm vermesi, bilirkişinin ise bu doğruluk ve güvenirlik hakkında resmi ve hukuki yollardan bu işlemi tescil ve onaylaması olarak düşünülebilir. Birbirinin ikâmesi olarak değerlendirilen eksper ve bilirkişinin ortak temel özellikleri ise ilgili işe vakıf olmak, doğruluk ve güvenirliktir. Günümüzde usta ve üstat, sayıca ve nitelik olarak azalmasına rağmen ustalık gerektiren bir işi(vocation) yaparken; eksper ve bilirkişi bunu daha çok bir meslek (profession) olarak yürütmektedir.

1.2.4. Profesyonellerin Özellikleri

Profesyoneller iki temel kategoride değerlendirilirler. Bunlar;63

• Rutin ve mekanik el işçiliği (genel akademik düzeyin dışında ve çıraklık seviyesinde)

61 English Fast Dictionary, http://englishfast.com/Expert,htm/2005 (Er.Tar:31.10.2005). 62 Seyidoğlu, a.g.e., s.81-218.

63Eliot Freidson, “Professionalism, Empowerment and Decision-Making”,1987. http://itsa.ucsf. edu/

(39)

• İleri derecede uzmanlaşmış bilgisi ile genel akademik eğitimden geçmiş, özellikle akademik kurumlarda yürütülen entelektüel işler (uzmanlık düzeyini tamamlamış ve öğretim becerisine sahip).

Yukarıdaki ikinci kategori “uzmanlık işi” veya “bilgi temeline dayalı iş” olarak da düşünülebilir64. Ancak genellikle bu iki işçilik arasında gizliden veya açık olarak bir çatışma söz konusudur. Profesyonelleri yetiştiren okullar akademik olmakla suçlanırlarken, akademik olanlar ise uygulamacıları entelektüel olmamakla suçlamaktadırlar65. Profesyonellerin genel özellikleri aşağıdaki gibi tasarımlanabilir.

1.2.4.1. Sosyal Yaşama Dönük Olmak

Profesyoneller toplumsal yaşama hizmet etme anlayışına sahiptirler. Burada amaç sosyal faydanın önemi ve mesleğin sosyalleşmesidir66. Meslek sadece bireyin çalışma alanı veya yaptığı işi gibi soyut bilgi ve somut becerilerle sınırlı olmayıp aile, dernek gibi kişiye bir ‘üyelik’ bilinci aktaran, kimlik kazandıran özelliğe sahiptir. Bu açıdan mesleği bir kümenin üyesi olmak, bilgi ve beceriler birikiminin yol açtığı çalışma, uyum ve özdeşlik ile ortak iletişim kültürüne dayalı ortak değerlere sahip topluluklar olarak değerlendirmek mümkündür. Bireyin kimliğini belirleyen meslek sadece yaşamını sürdürmek için yaptığı bir eylem değil, kendini ifade etmesinin ve kendini gerçekleştirmesinin bir aracısı olarak toplumsal statü ve yaşam biçimi şeklinde düşünülebilir. Birey bu ‘kendilik’ duygusuyla mesleğe girerek bir güç hissi ve manevi doyum sağlar. Kimi mesleklerin bazı toplumlarda farklı biçimlerde yer edinmesi kişiye kazandırdığı kimlik hissinin de farklı algılanmasına yol açmaktadır. Sözgelimi hukuk mesleği Kıta Avrupası geleneğinde devlet içinde oldukça saygın ve güçlü bir meslektir. Bu nedenle Kıta Avrupası’nda birçok hukukçu, bürokratik geleneği güçlü, devlete bağlı kişilerdir. Buna karşılık Anglo-Amerikan geleneğinde bu meslek daha çok serbest bir meslek olarak geliştiği için bu denli devlet içinde güçlü bir bürokratik bağ kuramamış ancak sosyal yaşamın

64 T. Watson, “Professions and professionalism:should we jump of the bandwagon better to

understand where it iş going?”, International Studies of Management and Organization, No:322, 2002. ss.93-105.

65 Hughes, a.g.e., ss.25-41. 66 Mac Donald, a.g.e., s.4.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu projede; Gökkuşağı alabalıklarının (Oncorynchus mykiss, Walbaum 1792) büyüme ve yem değerlendirmelerindeki farklılıklar incelenerek, deniz kafeslerine stoklanırken

Adli T›p Raporu’nda: “Gebenin normal spontan yolla do¤uma al›nmas› karar›n›n t›bben do¤ru oldu¤u, do¤umdan 11 gün sonraki baflvurusunda intraoperatif gözleminde

Örgütlerde işten ayrılmaların önemli bir kısmının mobbing nedeniyle gerçekleştiğinin ortaya çıkmasıyla birlikte başta Avrupa’da olmak üzere tüm dünyada

Anahtar kelimeler: Bulanık mantık, DSW algoritması, Karayolu üstyapıları, Ömür döngü maliyet analizi, Vertex yöntemi.. APPLICATION OF FUZZY LOGIC TO LIFE-CYCLE

At the end of the studies on 2700 infected and non- infected host specimens collected from the study area, 38 families, 171 genera and 315 host species were established.. Due

Çalışmamızda rat siyatik sinirine uygulanan levobupivakain, tramadol eklenen levobupivakain ve morfin eklenen levobupivakainin sinir ileti hızına etkilerinin bütün

Hastanın eksplorasyonunda yaklaşık 25 x 20 x 25 cm boyutlarında çevre dokuları, sigmoid kolon ve mezosunu invaze eden ve sol üreteri içine alan retroperitoneal

Buna göre araştırmada bağımsız değişken olan örgütsel kısıtlar ile bağımlı değişkenler olan görev performansı ve bağlamsal performans arasındaki doğrudan