• Sonuç bulunamadı

2. MESLEKLERİN KURAMSAL ANALİZİ

3.3. Denetim ve Hesap Verebilirlik

Yüksek öğretimde denetim / hesap verebilirlik ile ilgili gelecekteki varsayımlar güncel eğilimlerin araştırılmasıyla ortaya konulabilir. Profesyonellerin ne türde çalışanlar olduğuna dair faydalı bir düşünce biçimi söz konusudur. Akademisyenlerin konumu için gerekli mali olanakların piyasa tarafından değil, devlet tarafından karşılandığı için onları devlet kapitalizminin çalışanları olarak tanımlamak iyimser bir görüştür. Akademik fonların ve akademik emeğin üzerine odaklanmak bunun yoğunlaştırılması ve zanaatın kitlesel edinme biçimlerinden uzaklaşması, yüksek öğrenim ve devletin zorunlu olarak politik oluşu arasındaki ilişkiden kaynaklanmaktadır. Devlet bir yandan meşruluğu korurken diğer yandan sermaye birikimine aracı kıldığı sosyal adaleti de geliştirmeyi amaçlamalıdır. Kuşkusuz bu durum konuyu devlet çalışanı kavramını haklı çıkartan noktanın çevresinde döndüğü gerçeğinden uzaklaştırmaz290. Bunun sonucunda denetimin mi yoksa devlet-eğitim ilişkisinin mi odakta olması gerektiği sorusu ortaya çıkmaktadır. Ancak ikisinin birbiriyle ilişkili olduğu bir gerçektir. Akademik emeğin ilerleyen evrede metalaştırılması / fiyat tespiti, akademik emek değişim değerinde merkezileşen bir

289 Lawrence M. Friedman, Yatay Toplum (Çev:Ahmet Fethi), Şimdiki Yaşam Tarzımız, Türkiye İş

Bankası, Kültür Yay., Nisan, İst., 2002. s.25-56.

290 David Jary, “Aspects of The Audit Society” (ed) M. Dent, S. Whitehead, Managing Professional

kullanım değeri durumuna geldikçe ve devlet açısından yüksek öğrenimde ‘politik değerine’ odaklandıkça ortaya çıkmaktadır. Denetim açıkça buna verilen bir yanıttır. Bu durum iki türlü meşru sebep doğurur;291

• Araştırma performansına ilişkin aktarılacak fonları etkileyen standartlaştırılmış ölçütlerin oluşturulması,

• Öğretim kalitesinin ve öğretim yönetiminin değerlendirilmesi.

Bu gelişmeler hem katı bir yöneticiliği besler ve meşrulaştırır hem de işbirliği ve profesyonellik ile ilgili bürokrasi ve hiyerarşiyi ayrıcalıklı kılar. “Bölüm müdürü”, “ürün” ve “müşteri” gibi kavramların güncelleşmesi belirgindir. Bu bağlamda profesyonellik, ‘esneklik’ şeklinde yöneticilerin kurallara adanmışlığını ve buna razı oluşunu yeniden tanımlar. Yeni denetim sistemleri kısmen, işbirliği ve meşruluğun unsurlarını sürdüren akademik gereçlerle tasarlanır ve uygulanır ama sıradan akademisyenler açısından açık bir özerklik ve çalışma rutinliğinde kayıp söz konusudur. Denetimin akademik kişilikler üzerindeki etkisi oldukça renklidir. Denetimden “zarar” / “fayda” gören, “kazanan” / “kaybedenlerden” oluşan tek tipte bir gruplandırma yapılamamaktadır. Geleneksel akademik değerler ve yeni kurumsal biçimlerle ilişkili olarak “modernleşmeciler” için “yenilikçi” (veya konformist) kariyerle konunun bir yüzü ortaya konulmaktadır. Gelenekçilik veya “saptırma” ile ilgili “törenci” girişimler veya “gericilikler” ise konunun diğer yüzüdür. Direniş ve isyanla birlikte köktenci program herşeye rağmen devletin kurumsal olarak böl- parçala-yönet kuralına ve profesyoneller arasındaki ilişkiyi bireysel rekabetle kısmaya karşı çıkmaktadır. Ancak tüm bunlara rağmen denetim dönüştürücü olmakta ve direniş boyutunda sömürgeleştirmeye dönüşmektedir. Bunların içerisindeki başka bir olasılık, post-sömürgeci ve post-modernist kuramlar tarafından işaret edildiği gibi parçalanmış ya da bölünmüş kişiliklerin ortaya çıkmasıdır. Ne var ki bu türden kişilikler postmodern bir dünya görüşünün / weltanshauung∗ parçası olabileceği gibi genç bireylerin istek ve arzularının politik projeler geliştirme kapasitelerini küçümsememek gerektiğini de ortaya koymaktadır. Akademik rollerin

291 Jary, a.g.e., s.54.

weltanshauung: Hayat felsefesi, hayatı telakki tarzı, dünya görüşü, ideoloji gibi anlamlara

gelir(http://babylon.com). Fransız filozof-edebiyatçı Sartre bu kavramı Batı aydınını ironik yönden tanımlamak için kullanır: “Burnunun üstüne yerleştirdiği ve arkasından dünyaya baktığı bir çift filtreli cam”(Sartre, ‘Aydınlar...’, s.44).

proleterleşmesi olarak algılanan ise birçok gericiliğin ve nostaljinin üniversitelerin ’Mcdonaldslaştırılma’ sına karşı verilen tepkiye dayandırılmıştır. Aşağıda şekil 6’da denetimi yönlendiren küresel gereklilikler gösterilmektedir.

Sekil II. 6. Denetimi Yönlendiren Küresel Gereklilikler

Kaynak: David Jary, “Aspects of The ‘Audit Society” (ets) M. Dent, S. Whitehead, Managing Professional Identities, Routledge, Taylor & Francis Group, London, 2002. s.52.

Tablo 12’de ise İngiltere’de yüksek öğrenimde önerilen ve uygulanan değişik denetim biçimleri görülmektedir. Bunların ortak özelliği devlet tarafından yönlendirilmiş olmalarıdır. Buna karşın öz-denetimin belli unsurlarını da içermektedir. Bunların birçoğu yüksek öğrenim toplumu ve kurumsal yöneticiler,

Küresel kapitalizm- kapitalizmin mantığı Zaman ve Mekanın dönüşümünün küreselleşmesi İletişim sağlayanların küreselleşmesi

Sadece ICT değil, teknoloji

Bilgi toplumu Dönüşlülük: “Dönüşlü Modernite” Artan devlet harcamalarının denetlenmesi Yönetimin (governance) yeni biçimleri: VFM TQM NPM Misyon Bildirgeleri Amaçlar Performans Göstergeleri İşbirliği Çizelgeleri

Kitlesel yüksek öğrenim: Bunun için “sosyal talep”in

artması

VFM / Kalite sorunları, ‘Genişletilmiş Kurumsal

İtibarın Kapsamı’ ‘Risk Toplumu’ : bilgi nedenli

kesinsizlik; risk ve güvenin yeni çevreleri

DENETİM

‘Taşınabilir bir yönetim aracı’ olarak

‘DENETİM TOPLUMU’ ve

‘DENETİM KÜLTÜRÜ’

Denetimin Çift Ucu / Disipliner Rejimler ‘Sömürgeleştirme’ / ‘Normalleştirme’ ve değişim

için ‘Ütopyacı realist’ olanaklar

Yüksek Öğrenim Fonları Kurulu (HEFC) ve üniversiteler tarafından kurulan Kalite Destek Ajansı (QAA) tarafından yönlendirilmekte ve bunlar denetim ile hesap verebilirlik arasındaki ilişkiye bağlanmaktadır.

Tablo II. 12. İngiltere’de Yüksek Öğrenimde Denetimin Kurumsal ve Mesleki Biçimleri

DENETİM BİÇİMLERİ

1. Kurumsal Denetim

2. Öğretim Niteliği / Konu Değerlendirmesi (TQA)

3. Araştırma Değerlendirme Etkinliği ((RAE)

Danışmanlık tarzında kurumsal düzeyde Kalite Destek Ajansı (QAA) tarafından yönetilen ve özellikle kurum dışı yöneticiler tarafından yürütülen kalite sürecine dayalı denetimleri kapsamaktadır. Yeni biçimiyle ‘sürekli denetim’ olarak hem kalite süreçlerine hem de sonuçlara işleyen ve yürütülen plan ve sonuçları içermektedir..

QAA tarafından yürütülen eğitim ve öğretimin konu bazlı değerlendirmesi ama bunun öncelikli olarak akademisyenler tarafından yapılması. Bu modele göre yapılandırılması ve niteliğin ölçümü sayısal (numeric) puanlarla yapılmaktadır. Bu durum, içeriğin ‘akademik program kontrolleri’ nin ve işlenen derslerin gözden geçirilmesi ve bunun da konuyla ilgili topluluk temsilcilerinin disiplinle ilgili kıstaslarına dayandırılarak yapılmaktadır.

HEFC tarafından yönetilen, konuyla ilgili araştırma alanında aynı düzeyde olanların kontrollerine dayalı değerlendirmeler

YÜKSEK ÖĞRENİM YÖNETİMİ ve ÖRGÜTLENMESİ İLE İLGİLİ ARAÇLAR

1. Kurumsal Stratejik Dokümanlar

2. Kurumsal Performans Göstergeleri (PI)

3. Ulusal Kalite Standartları

4. Eğitimci Akreditasyonu (Onay Belgesi)

HEFC tarafından istenen, kurumsal stratejik planların seçilmiş alanlara yönelik itinalı yollarla açıklanması

Kurumsal performans göstergelerinin ‘kıstaslar’la yapılan kurumsal karşılaştırmalara olanak tanıması

Çalışma düzeylerinin QAA düzeyinde tanımlanması ve bunun mezuniyet sonrasından alt düzeylere kadar yapılması, kurumsal özerkliğin sınırlandırılması ve ödüllerin şeffaflaştırılması.

Eğitimcilerin tek tek öğretim ve öğrenim enstitüleri tarafından desteklenen HEFC ile akreditasyonu. Burada amaç, kurumsallığı özerkliğin nitelendirici ve destekleyici bir boyutuna taşımaktır.

Kaynak: David Jary, “Aspects of The ‘Audit Society” (ets) M. Dent, S. Whitehead, Managing Professional Identities, Routledge, Taylor & Francis Group, London, 2002. s.55.

Tablonun yoruma açık gerekçeleri şunlardır292;

• Araştırma Değerlendirme Etkinliği (RAE) için geleneksel disiplinlere ve bunlara ilişkin fon sağlama konusunda aşırı seçiciliğe ve çalışma yoğunluğuna karşı olan muhalefete rağmen, niteliği arttırmayıp istenmeyen bazı yan etkileri olsa da (öğretim gibi) değerlendirmenin adil bir araştırma niteliği ortaya koyduğu açıktır. Dahası RAE’yi yürütmekle görevli olanlar, uygulamaları gerçekleştirenlerle ilişki halindedir ve bunun şeffaflığını arttırmak için çalışmışlardır.

• Kurumsal denetim, denetimin sürekliliğini sağlamak için ‘hafif tarzlı’ bir denetim olanağı sağlar. Diğer taraftan denetim kayıtları aracılığıyla Performans Göstergelerinin eklenmesine rağmen bu durum ikincil süreç analizinin ilk önceliğine sahip ve en önde görünebilir.

• Öğretim değerlendirmesinin QAA kıstaslamasını da içererek ‘konuyla ilgili topluluklar’ tarafından yapılmaya başlanması gelecekteki biçiminde (şimdilerde akademik program kontrolü olarak adlandırılan) daha hafif bir denetimi başarmayı ve denetim üzerinde daha önceden yaptığı vurguyu azaltmayı amaçlamaktadır. Kurumlardan gelen baskılardan dolayı çıkar sahiplerinden (özellikle işverenlerden, çünkü onlar niteliğin daha basit şekilde ölçülebilmesini isterler) tersinden baskılara maruz kalsa da, öğrenim ve öğretim kalitesini kalıplara bağlı ölçülere sahip işbirliği çizelgelerini (leauge tables) besleyen biçimlere sıkıştırmaktan kaçınacaktır.

• Niteliklerin temel yapısı seviyelerin tanımlanmasında fazla ayrıntılı olmasına rağmen değerin şeffaflığını özellikle öğrencilere ve diğer çıkar sahiplerine sağlamak açısından potansiyel olarak atılacak önemli adım görülmektedir. • Kıstasları belirlenmiş Performans Göstergeleri (özellikle eleman arama

biçimleri ve erişimi ile ilgili olanları) ürünün / sonucun doğrudan değerlendirilme biçimlerine dayalı olarak yüksek öğrenim konusunda daha duyarlı hale gelebilir.

Denetimin yüksek öğretimde ve modern yönetimin tüm sürecinde önemli bir “oyuncu” olduğundan kuşku yoktur. Dışarıdan bakış açısıyla ortaya konulanların ‘ütopyacı gerçeklik’ mi yoksa sadece ‘ütopyacı’ mı olduğu konusunda hâlâ tam bir

araştırma yapılmamıştır. Denetimin güncel biçimlerini yönlendiren güçlerin verili olduğu durumda Foucault’un ‘kendi kendini disipline edici eli’ne dayalı kötümserliği geçerli olmaktadır. Problemlerin yeniden üretilmesini engellemeye çalışan denetimin değerlendirilmesi için kurumsallaşmış bir becerinin sadece inanmış bir toplum tarafından yaratılabileceğinin farkına varmak büyük önem taşır. Böyle bir toplumun ne zaman güvenilecek ve ne zaman denetleyebilecek bir açıklama talep edeceğini bilen toplum olduğunu düşünmek gerekir293. Denetim ve hesap verebilirlik ile ilgili talebin meşruluğu ve denetimin daha geniş toplumsal çıkarlara hizmet etmek için yeniden yönlendirilmesi kabul görürse, o zaman akademik öznelliklerin korunmasının da ötesi istenecek ve denetimin yeniden formülasyonu dönüşlü bir moderniteyi sağlayacaktır. Sonuç olarak sorunsalları aşağıdaki şekilde ucu açık bırakmak gerekir294:

• Akademik ve diğer alıcı tarafların ihtiyaçlarına nasıl cevap verilebilir?

• Yüksek öğrenimin dönüşlülüğü daha fazla nasıl geliştirilebilir ve onun içindeki mesleki dönüşlülük nasıl ilerletilebilir?

• Daha güçlü ve kapsayıcı çıkar sahipleri birlikteliklerini, müdahalenin genişlemesi ve dışsal kontrolün daha dar biçimleri için mevcut olan baskıların verili olduğu koşullarda başarmak nasıl mümkün olabilir?

• Profesyonelliğin daha ’esnek’ yönetim biçimleriyle birlikte yeniden işleyebilmesi en iyi nasıl gerçekleştirilebilir?

• Denetimin gerekli unsurları için yüksek öğrenim, denetim ile mesleki ve kişisel ahlâk arasındaki ilişkinin daha geniş tartışılmasını nasıl tasarlayabilir?

4. PROFESYONELLERİN MESLEKİ AHLÂK KURALLARINA İLİŞKİN