• Sonuç bulunamadı

2. MESLEKLERİN KURAMSAL ANALİZİ

3.1. Profesyonel Kültür

3.1.1. Profesyonel Kültürün Tarihsel Arka Planı

Profesyonel kültürün kökeni 18.yy’a dayansa da bilinen anlamda profesyonellik öğretileri Viktorya döneminin ortalarında, Amerikan İç Savaşıyla yüzyıl bitimi

arasındaki yıllarda doğmuştur. Bu devrede insanlar dünyayı rasyonel bir yer olarak görmeye başladılar. Bilim ve teknolojinin dünyayı sarsan keşifleri içinde çevrimsellik ile gelişen bu dönem, dünya sorunlarının çözümü için bilimsel ve teknik rasyonelliğin kullanımını savunur. Bu pozitif anlayışın örnekleri Amerikan üniversitelerinde kurumsallaştı ve 19.yy’ın sonuna gelindiğinde farklı olgulara dayalı profesyonellik kavramını yarattı. Benzer şekilde rasyonel mantığa dayanarak profesyonel bilimin insanlığı hizmete yönlendirilebileceğini, beşeri zaaflardan kaynaklanan kusurların pozitif bir şekilde dönüştürülebileceğini savundu. Bu dönemde profesyonel çok büyük bir güç ve özerklikle donatılmıştı. Çünkü artık sıradan insanın erişemeyeceği düzeyde bilgi sahibi olduğuna inanılıyordu180. Profesyonellerin İşlevselci kuramın aksine Çatışma kuramı içerisinde ele alınması çoğu araştırmacılar açısından onların işçi sınıfı ile özdeşleştirildiği anlamına geliyordu. Toplum ve iş hayatında 19.yy’ın son çeyreğinde ortaya çıkan sermayenin birikimi, profesyonelin gündelik yaşantısını kapsamlı bir şekilde yeniden düzenlemişti. Bu yeniden düzenleme hem toplumsal kontrol ve hem de kitlesel tüketim piyasasının gelişmesini amaçlamaktaydı. Profesyonelin “işçi sınıfı” ile örtüşen konumu, hizmetinin yeniden düzenlenmesi ve biçimlenmesinin sonucu olarak bu sınıfın en küçük parçalara ayrılması (atomization) böylesi koşullar altında gerçekleşmiştir. İş ve işçinin üretim sürecinde parçalara ayrılması, karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma ağının parçalanması özerk işçi sınıfı kültürünün tahrif olması ve malların özelleşmiş tüketimiyle tanınan “kitle kültürü” ile yer değiştirmesiyle mümkün hale geldi181. İşçi sınıfı ile kapitalist sınıf arasındaki ilişkiler sonucunda profesyonel ve yönetimdeki çalışanlar yeni bir sınıf olarak ortaya çıktılar. Bu sınıf meslekler kuramı açısından düşünüldüğünde Çatışmacı kuramın öncülü olan Profesyonel Yönetici Sınıfı’dır. Her şeyden önce özerk işçi sınıfının parçalanması, fizikçiden gazeteciye, öğretmenden reklamcıya kadar uzanan yeni kültür üreticilerini gerekli kılar. Bu yeni uygulayıcılar veya Profesyonel Yönetici Sınıfının öncülleri sadece karmaşık bir toplumun ihtiyaçlarını karşılamak için genişleyen eski bir entelektüeller topluluğu değildir. 1990’lı yıllarda ortaya çıkmaları tekelci kapitalizmin varlığına işaret eden işçi sınıfının dönüşüm sürecini tamamlayan ve buna paralel gelişen bir olguyu ifade etmektedir. Bu iki sınıfın çıkar ve işlevleri

180 Raelin, a.g.e., s.97.

sadece birbirinden farklı değil, aynı zamanda çelişkilidir. Çünkü, her iki grup da kapitalist sınıfa göreli olarak kendi emek güçlerini satmaya zorlanır ve buna rağmen her iki grup da kapitalist çevrimsel için gerekli ve zorunludur. PYS, pek çok tarihçinin İlerlemeci Çağ diye adlandırdığı 1890 ile 1920 yılları arasındaki dönemde çok ani olarak ortaya çıkmıştır. PYS’yı sadece tekelci kapitalizmin gerektirdiği mesleki roller için pasif bir şekilde istihdam edilen kişiler olarak düşünmemek gerekir. Sözgelimi işadamları, bağımsız çalışan profesyoneller hayatından memnun olan çiftçiler gibi emek ile sermaye arasında tampon bir işleve sahip kişiler, dramatik mücadeleler sonucunda kendilerinin sönüp gideceğini düşünen orta yaş grubunun çocukları PYS’yi temsil etmektedirler. 1890-1920 arasında yönetimsel ve profesyonel rolleri üstlenen kuşak bilinçli olarak oynamaları gereken rolleri oynamışlardır. PYS’nin rolü kendi anlayışına göre kapitalist toplumların temel sınıf çatışmalarına aracılık etmek ve rasyonel olarak yeniden üretilebilir bir toplum yaratmaktı. İlerlemeci Çağ düşüncesinin ideolojisi şu argümana dayanır182.

“ Toplumsal savunma bir uzmanlık problemidir. Üçkağıtçılık ve güvensizlik önündeki engellerin kaldırılması zeki bir toplum mühendisliğini gerektirir. Bu yolda kamu acilen akılcı davranışlar geliştirmezse toplumun savunmasını profesyonellerin dışında hiç kimse yapamayacaktır”.

PYS’nin genişlemesi sınıf çatışmasını yumuşatarak kapitalizmi rasyonelleştirmek için her türlü reformist çabalarla sağlandı. Ev ekonomisi yetiştirme kursları, yurttaşlık bilgisi ve edebiyat konularında açılan sınıflar, sosyal çalışmacılar ve ev ekonomistleri yeni işler yarattılar. Çocuk işleri kanunu, okullara devamlılığı zorunlu kılan kanun, fabrikada güvenlik önlemleri için çeşitli türden danışman öğretmenler, tüm öğretmen ve müfettişlere yeni iş alanları yarattı. Birleşik Devletler’ in iyi yurttaş yetiştirmek için yeni iş kolları ve destek hizmetleri sağladığı oluşumun eleştirisi şöyle olabilir183;

“ Amerika Birleşik Devletleri’nde dolaşan Avrupalı bir gezgin, iki gariplik karşısında şaşırır: Birincisi Amerika Birleşik Devletleri’nin her yanında (eski Güney eyaletlerinin dışında) dikkati çeken aşırı düzeyde bir düşünüş benzerliği; ikincisi de bu ülkenin, başka her yerden değişik, kendine özgü bir yer olduğunu kanıtlamak için ülkenin her yanında görülen şiddetli eğilim. Bu garipliklerden ikincisinin nedeni, hiç kuşkusuz birinci garipliktir”.

182 Barbara ve John Ehrenreich, a.g.e., s.214.

Gerçekten de PYS’de görülen ‘öncü’ ve ‘özgü olma’ isteği rasyonelleğin bir sonucu olarak düşünülmelidir. Tüm ülke düzeyindeki tutucu talepler, kaynak kullanımını planlayan ve gözetleyen mühendisleri istihdam eden şirketleri yarattı. Ticaret komisyonu, Çalışma İstatistikleri Bürosu gibi örgütler hayatın düzenlenmesinde ve bilgi toplamadaki etkilerine ek olarak binlerce iş yarattılar. 20.yy’ın başında hızla gelişen yöneticiler ordusunun ellerindeki şirketlerin içsel çalışmaları dönüşüm geçirdi. 1888’de Henry Townes’in Amerikan Makine Mühendisleri Derneğine tavsiyelerinde “bir dükkânın yönetilmesi sorunu mühendislikle aynı öneme sahiptir” sözü dikkât çekicidir. 1900’lü yılların başında Townes, Taylor, Gantt, Gilbreath ve diğer mühendisler iş dünyasını rasyonelleştirmek uğruna önemli uğraşlar içindeydiler. Henüz olgunlaşmamış bir aşamadayken PYS, kapitalist sınıftan farklı ve çoğu zaman buna karşıt bir sınıf anlayışına sahipti. PYS için teknik buluşlar, toplumsal aracılık, kültür yaratımı gibi roller yüksek düzeyde bir özerklik getirdi. 19.yy. sonu ile 20.yy. başlarında yüksek eğitimin genişlemesi John Hopkins, Lalond Stanford, John Rockefeller, Andrew Carnegie gibi toplumda ‘hatırı sayılır’ isimlerin önemle üzerinde durdukları konu olmadı. Özerklik talebinde bulunan uzman profesörlerin akademik mücadeleleri çoğu kez fakültelerin kapitalist mütevelli heyetleri ile karşılıklı çatışmaya kadar işi ilerletti. Ancak PYS ile kapitalist sınıf arasındaki çatışma özerklik probleminde daha derinlerde yatan sebepleri içerir. PYS’nin ilk liderlerinin yaşamın tüm boyutlarında toplumu teknokrat eğilimli bir rasyonelleştirmeye sürükleyeceğini fark etmeleri bu açıdan önemlidir. PYS’den birçokları akademik özgürlük, ilerlemeci reformlar, tüketici reformları ve sürekli devam eden sorunların dışında sistematik bir şekilde anti-kapitalist düşünce içindeydiler. Zaten mücadeleci sınıf denilen olgunun kaynağını da burada görmek gerekir. Thornstein Veblen’in teknokratik eleştirisinde, çağdaş kapitalistlerin birçoğunu Avrupa aristokrasisinden daha az olmamak üzere parazit bir sınıf olarak nitelemesi belki de en uç boyutta yapılan eleştirilerden birini teşkil eder. Veblen’in uzmanlardan oluşan örgütlenme önerisi olarak “teknokrasi” anlayışı, PYS’nin çıkarlarını dile getirmesi açısından geniş kitle yaratmıştır. Buna karşılık toplum mühendisliği∗ önerisi şu argümana dayanır184;

Ancak toplum mühendisliği, insanı, yoğrulması gereken ham bir balmumu olarak ele alırsa maddeye

belirli bir anlam ve içerik verme zorunluluğuna dönüşür. Bu sertlik, onları köleleştirmek değil, kendi benliklerinin dışına çıkartmak demektir(kaynak: Exupery, ‘Gece...’, s.26).

“ Şüphesiz ki uzmanlardan oluşan örgütlenme (teknokrasi) diye bir şey yoktur. Bu kötü bir deyim olmakla birlikte, orta düzeye sahip eğitimli araştırmacıların kendi dürüstlükleri içindeki yolları üzerinde gördükleri engelleri bertaraf etmek için çevirdikleri dolapları savunmak amacıyla ortaya koydukları küçümseyici bir deyimdir”.

20.yy’ın başlarında sağlamlaşan PYS’de meslekleri dolduran kişiler kendi kültürlerini olgunlaştırarak işçi sınıfı üzerinde egemenlik kurdular. Ancak, PYS’nin ilk zamanlar düşünü kurduğu teknokrat toplum rüyası gerçekleşemeden kapitalist sınıfın koyduğu kurallara bağlı bir evrime uğradı. Bireysel olarak günümüzde birçok PYS üyesi gücün doruklarında konformist bir yaşam içerisindedir. Özellikle Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar uzmanlar, üniversite öğretim elemanları, araştırmacılar ve PYS reformcuları kapitalistlerin desteklediği kurumların mali bölümlerinin vazgeçilmez ve olağan üyeleri haline geldiler. Öyle ki 1918’de Birleşik Devletler Başkanı W. Wilson Paris Barış Konferansı’na giderken yanına birçok alanda uzman danışman alarak PYS’nin önemini kabul ettiğine dayalı ilk mesajı vermişti. PYS’nın kendi kendine yaptığı örgütlenme biçimi eğitim gerektiren meslekler olduğu için kafa işçiliğine benzer. Bu tür mesleklerin belirgin özellikleri aynı anda PYS’nin hedeflerini ve bu hedeflerin kapitalist toplumun diğer sınıflara kabul ettirmesi gerekli olan istekleri temsil eder. Bu istekler uzun dönemde elde edilebilecek uzmanlaşmış bilgi, kamusal bağlılığa dayalı ahlâk ilkeleri ve mesleğin icrasında dışarıdan yapılabilecek müdahalelere karşı özerklik ilkesidir. Mesleklerin bu talepleri profesyonel ile müşterisi arasındaki ilişkinin iyi niyetli bir ayırım olduğunu onaylamaya yöneliktir. Günümüzde artık profesyonellerin rasyonel soğukkanlılığı özellikle Amerikan geleneği içerisinde seçici, elit, yalnızlığa mahkum bir orta sınıfın doğmasıyla sonuçlanabilir. Sözgelimi Amerika’da tıp alanındaki çevreler, hastalıkların düşük kaliteli sağlıksız meskenlerde yayıldığı kuramına dayanarak yoksulların varoşlarda karantina altına alınmasını önermiştir. Profesyonel çözüm olarak ileri sürülen öneriler, problemin kendisinin neden olduğu sonuçlardan daha kötü sonuçlar vermiştir. Bugün için profesyonel kültür, bir hayat bir kariyer zorunluluğu olarak görülmektedir. Kariyere giden yol kişilerin iş fırsatlarını bir arada görmesi şeklinde oldukça doğrusal bir yol izler.