• Sonuç bulunamadı

İslâm'ın ilk dönemlerinde Arrân

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İslâm'ın ilk dönemlerinde Arrân"

Copied!
162
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TARİH ANABİLİM DALI TARİH BİLİM DALI

İSLÂM’IN İLK DÖNEMLERİNDE ARRÂN

Hazırlayan Kerem ALİCANOV

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

Prof. Dr. Mustafa DEMİRCİ

(2)
(3)

II ÖN SÖZ

Tarihsel süreçte Doğu’yu Batı’ya bağlayan Kafkasya, stratejik bir öneme sahip bölge olmuş, Hazar Denizi’nin batısında yer alan Bâbü’l-Ebvâb (Derbend)’ın bir geçit yeri olması hasebiyle de sürekli mücadele meydanı haline gelmiştir. Bölgenin siyasal açıdan hareketli ülkesi sayılan Arrân (Kafkas Albaniya’sı) ise hem Derbend geçidi hem de coğrafî ve siyasi açıdan dikkate değer önemli şehirlere sahip bulunmakta idi. Nitekim bu sebeple de dönemin iki büyük devleti sayılan Sâsânîlerin, Doğu Romalıların ve hemen yanı başındaki Hazarların vazgeçemediği bölge olmuştur.

İslâm’ın zuhurunun ardından fetih harekâtının hızla ilerlemesi ile Arrân Müslümanlar tarafından fethedilmiştir. Müslüman-Hazar mücadelesinin hemen hemen birçoğunu bölgede gerçekleşmiş olması hilafetin bölgedeki askerî ağırlığını artırmıştı. Filhakika Kafkasya’da Hazarlara karşı girişilen uzun süreli savaşların bu bölgeden idare edilmiş olması onu garnizon merkezi haline dönüştürmüştür. Ayrıca ülke içerisinde süregelen Hıristiyanlar arasındaki mezhep kavgalarının Doğu Roma kaynaklı oluşu nedeniyle de hilafetin sürekli dikkat merkezinde olmuştur.

İslâm’ın ilk dönemlerinde Arap-Hazar mücadelesinin ağırlıklı olduğu bölge olması ve İslâm fetihlerinin ilerlemesine katkı sağlaması açısından bölgenin incelenmesi Kafkasya’daki İslâm tarihi araştırmasına bir katkı sağlayacaktır.

Araştırdığımız konu, giriş ve üç bölümden ibaret olup girişte araştırmanın seçimi, önemi, sınırları anlatılmış, araştırmanın kaynakları tanıtılmıştır. Ardından bölgenin sosyo-ekonomik yapısı incelenerek ülkede yaşayan farklı halkları, İslâm’dan önceki siyasi tarihi incelendi ve bölgede hüküm süren iki sülalenin siyasi faaliyetlerine yer verilmiştir.

Birinci bölümde Arrân adının etimolojisi, Arrân’ın siyasi coğrafyası, vilayet ve eyaletleri başlıklar altında belirtildikten sonra şehirlerinden bahsedilmiştir. Akabinde bölgenin doğal zenginliklerine yer verildikten sonra ekonomi bağlamında ülkedeki vergi ve ekonomik gelişmenin belirtisi olan sikke darphanelerinin faaliyeti zikrolunmuştur.

İkinci bölümde İslâm fetihleri döneminde bölgenin Müslümanlar tarafından fethedilmesi belirtildi. Sâsânîlerle Müslümanlar arasındaki mücadelelerde Arrân’ın ne gibi bir etkiye sahip olduğu üzerine değinilmiştir. Hz. Ömer döneminde Arrân’a hangi

(4)

III

komutanların gönderildiği ve hangi şehirlerin ele geçirildiği ortaya konmuştur. Ardından Hz. Osman döneminde Hazarlarla karşılaşma ve devam eden süreçte ne gibi sonuçlar ortaya çıktığı zikrolunmuştur. Ardından Arrân hükümdarının Doğu Roma ile olan ittifakı ve siyasi neticeleri bahsedildikten sonra Hazarların ülkeye baskınları anlatılmıştır. Son olarak Hz. Ömer ve Hz. Osman döneminde bölgenin fethedilmesini hızlandıran ana sebepler irdelenmiştir.

Üçüncü bölümde Emevîler döneminde Arrân’ın siyasi durumu belirtildi. Muâviye ve Hz. Ali arasındaki siyasi kavgalar ve bunun sonucunda bölgendeki boşluktan yararlanan Hazarların baskını ve Arrân hükümdarının mücadelesi anlatıldı. Sonra Hazar-Arrân ittifakına değinildi ve Muâviye-Cevanşir ittifakı incelenerek siyasi sonuçları ortaya konuldu. Daha sonraki süreçte vuku bulan siyasi olaylar, Müslüman komutanların Hazarlarla mücadelesi ve bölgedeki faaliyetleri, bölgedeki Hıristiyan mezhep ihtilafları, Emevîlerin çöküşü arifesinde isyan faaliyetleri anlatılmıştır.

Son olarak bana böyle bir konu vererek beni bu çalışmaya yönlendiren ve büyük katkılar sağlayan değerli danışman hocam Prof. Dr. Mustafa Demirci’ye çok teşekkür ederim. Ayrıca araştırmamız boyunca gerek metot gerekse de içerik yönünden bize bilimsel tavsiyelerde bulunan Doç. Dr. Mehmet Ali Hacıgökmen, Dr. Öğr. Üyesi Sefer Solmaz, Dr. Öğr. Üyesi Zehra Odabaşı’ya teşekkür etmeyi kendime bir borç bilirim.

(5)

IV

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Öğrenc

inin

Adı Soyadı Kerem Alicanov

Numarası 134202001001

Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Tarih

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tezin Adı İslâm’ın İlk Dönemlerinde Arrân

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(6)
(7)

V

T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğrenc

inin

Adı Soyadı Kerem Alicanov

Numarası 134202001001

Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Tarih

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Mustafa DEMİRCİ

Tezin Adı İslâm’ın İlk Dönemlerinde Arrân

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan “İslâm’ın İlk Dönemlerinde Arrân” başlıklı bu çalışma 14/01/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile başarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

(8)
(9)

VI İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ ... II İÇİNDEKİLER ... VI KISALTMALAR ... X ÖZET ... XI SUMMARY ... XII GİRİŞ

KONUNUN ÖNEMİ, SEÇİMİ, SINIRLARI, ARAŞTIRMANIN KAYNAKLARI VE ARRÂN’IN İSLÂM’DAN ÖNCEKİ SİYASİ TARİHİ, ARRÂN

ÇARLIĞININ KURULMASI

I. KONUNUN ÖNEMİ, AMACI VE SINIRLARI ... 1

II. ÇALIŞMADA YARARLANILAN KAYNAKLAR VE MODERN ARAŞTIRMALAR ... 2

A. İSLÂM KAYNAKLARI ... 3

B. HIRİSTİYAN KAYNAKLARI ... 6

1. Arrân (Albaniya) Kaynakları... 7

2. Ermeni Kaynakları ... 7

3. Gürcü Kaynakları ... 8

4. Doğu Roma Kaynakları ... 8

5. Süryanî Kaynakları ... 9

C. ÇAĞDAŞ ARAŞTIRMALAR ... 9

III. İSLÂM’DAN ÖNCE SİYASİ DURUM VE ARRÂN ÇARLIĞI’NIN KURULMASI ... 10

A. ARŞAKİLER SÜLALESİ DÖNEMİ ... 10

B. MİHRANİLER SÜLALESİ DÖNEMİ ... 15

BİRİNCİ BÖLÜM ARRÂN’IN ETİMOLOJİSİ-SİYASİ COĞRAFYASI VE İSLÂM’IN İLK DÖNEMLERİNDE SOSYO-EKONOMİK DURUMU I. “ARRÂN” KELİMESİNİN ETİMOLOJİSİ ... 19

II. ARRÂN’IN SİYASİ COĞRAFYASI ... 20

III. ARRÂN’IN VİLAYETLERİ VE EYALETLERİ ... 27

A. SOL SAHİL VİLAYETLERİ ... 27

1. Çola ... 27

(10)

VII

3. Kaspiana ... 28

4. Şeki (Şako, Şake)... 28

5. Eceri (Heceri) ... 29

6. Kabalaka (Gebele) ... 29

7. Kambisena (Kambecan) ... 29

B. SAĞ SAHİL EYALETLERİ ... 30

1. Paytakaran (Balasican) ... 30

2.Uti ... 30

3. Arsak ... 32

4. Sünik (Sisecan) ... 32

IV. ARRÂN ŞEHİRLERİ ... 33

A. BÂBÜ’L-EBVÂB (DERBEND) ... 33 B. BERZEA (PARTAV) ... 34 C. BEYLEGAN ... 35 D. GEBELE ... 35 E. ŞEMKÜR (ŞEMKİR) ... 36 F. KENCE (GENCE) ... 37 G. ŞİRVÂN ... 38 H. ŞEKİ (ŞEKKÎ)... 39 İ. NAHÇİVÂN (NEŞEVÂ) ... 40

V. ARRÂN’IN DOĞAL ZENGİNLİKLERİ ... 41

VI. İSLÂM’IN İLK DÖNEMLERİNDE ARRÂN’DA SOSYO-EKONOMİK YAPI ... 42 A. SOSYAL DURUM ... 42 1. Arrânlılar ... 42 2.Hazarlar ... 43 3. Araplar ... 44 B. EKONOMİK YAPI ... 44 1. Vergiler ... 45 2. Sikke Darphaneleri ... 47 İKİNCİ BÖLÜM İSLÂMÎ FETİHLER DÖNEMİ ARRÂN I. HZ. ÖMER DÖNEMİ ARRÂN’DA SİYASİ DURUM ... 50

(11)

VIII

B. ŞİRVÂN-DERBEND-MUGÂN’IN FETHİ VE HAZARLARLA İLK

KARŞILAŞMA ... 55

II. HZ. OSMAN DÖNEMİ ... 61

A. HZ. OSMAN DÖNEMİNDE HABÎB B. MESLEME VE SELMÂN B. REBÎA’NIN ARRÂN’A DÜZENLEDİĞİ FETİH SEFERLERİ ... 62

1. Nahçivan’ın Fethi ... 62

2. Beylekan, Berzea ve Diğer Şehirlerin Selmân b. Rebîa Tarafından Fethi ... 65

B. ARRÂN VE DOĞU ROMA İTTİFAKI ... 71

C. ARRÂN HÜKÜMDÂRININ DOĞU ROMA İMPARATORU İLE GÖRÜŞMESİ ... 75

D. HAZAR BASKINLARI ... 78

E. HZ. ÖMER VE HZ. OSMAN DÖNEMLERİNDE ARRÂN’DA FETİHLERİN HIZ KAZANMA NEDENLERİ ... 79

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM EMEVÎLER DÖNEMİ ARRÂN I. KURULUŞ DÖNEMİ... 82

A. HALİFE MUÂVİYE DÖNEMİ ... 82

1. Arrân Hükümdârının Hazarlarla Savaşı ve İttifakı ... 83

2.Muâviye’nin Cevanşir’le İttifakı ... 86

B. YEZÎD B. MUÂVİYE-II MUÂVİYE B. YEZÎD MERVÂN B. HAKEM DÖNEMLERİ ... 88

1. Varaz Tridat’ın Tahta Çıkması ve Hazarların Arrân’a Yürüyüşü ... 89

2.İkinci Arrân-Hazar İttifakı ... 90

C. ABDÜLMELİK B. MERVÂN DÖNEMİ ... 92

1. Hazar Baskınları ... 92

2. Arrân’da İkon Tartışmaları ... 94

3.Varaz Tridat’ın Doğu Romalılar Tarafından Esir Edilmesi ve Abdülmelik’in Arrân Dini Lideri Nerses’i Hapse Attırması ... 94

II. YÜKSELİŞ DÖNEMİ ... 97

A. VELİD B. ABDÜLMELİK-SÜLEYMAN B. ABDÜLMELİK DÖNEMLERİ ... 98

B. ÖMER B. ABDÜLAZİZ’İN İsSLÂMLAŞTIRMA SİYASETİNİN ARRÂN BÖLGESİNE ETKİSİ ... 99

C. YEZİD B. ABDÜLMELİK-HİŞÂM B. ABDÜLMELİK DÖNEMLERİ ... 103

(12)

IX

1. Mesleme b. Abdülmelik’in Valiliği ve Arrân’da Fetih Faaliyetleri ... 104

III. İÇ KARGAŞALAR VE ÇÖKÜŞ DÖNEMİ ... 106

A. VELİD B. YEZİD – YEZİD B. VELİD – İBRAHİM B. VELİD - MERVÂN B. MUHAMMED DÖNEMLERİ ... 106

1. Cerrâh b. Abdullah’ın Valiliği Dönemi Arrân’da Hazarlarla Mücadele ... 107

2. Saîd el-Haraşî’nin Valiliği ve Arap-Hazar Savaşları ... 112

3. Asım b. Yezîd ve Abdülmelik b. Müslim Dönemi Arrân’da İsyan Faaliyetleri ... 119

4. Beylegan İsyanı ... 119

SONUÇ ... 122

KAYNAKÇA ... 124

(13)

X

KISALTMALAR

a.g.e. adı geçen eser agmad. adı geçen madde

b. bin

bk. bakınız

C. Cilt

S. Sayı

s. sayfa

s.a.v. sallallâhu aleyhi vesellem

h. hicri Hz. Hazreti km. kilometre mad. madde M.Ö. Milattan Önce ö. ölümü trc. tercüme

t.y. tarih yok

yay. yayını, yayınlayan

(14)
(15)

XI

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğrenc

inin

Adı Soyadı Kerem Alicanov

Numarası 134202001001

Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Tarih

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Mustafa DEMİRCİ

Tezin Adı İslâm’ın İlk Dönemlerinde Arrân

ÖZET

İslâm’ın ilk dönemlerinde Kafkasya’da stratejik bir öneme sahip bulunan Arrân (Albaniya) Sâsânîlerin, Doğu Romalıların (Bizans), Hazarların ve İslâm Devleti’nin politik amaçlarını gerçekleştirmek için odaklandığı bölgedir. İslâm’ın hızla ilerlediği ilk dönemlerde bu bölge birtakım siyasi hareketliliğe sahne olmuştur. Nitekim Kafkasya ötesine yapılacak seferlerin geçit merkezi sayılan Arrân’da uzun süre Arap-Hazar mücadelesi vuku bulmuştur. Dolayısıyla bu mücadelelerin ve diğer siyasi hadiselerin ne gibi sonuçlar doğurması bu araştırmada detaylı bir şekilde ortaya konulmuştur.

(16)
(17)

XII

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Öğrenc

inin

Adı Soyadı Kerem Alicanov

Numarası 134202001001

Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Tarih

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez Danışmanı Prof. Dr. Mustafa DEMİRCİ

Tezin İngilizce Adı Arrân In The Early Periods Of Islam

SUMMARY

Arrân (Albania), which had a strategic importance in the Caucasus in the early days of Islam, was the region in which the Sasanids, the Eastern Romans (Byzantium), the Khazars and the Islamic State were focused on achieving their political aims.In the early days of Islam, this region was the scene of some political mobility. As a matter of fact, the Arab-Caspian struggle took place for a long time in Arrân which was considered as the parade center of the voyages beyond the Caucasus. Therefore, it was necessary to examine the results of these struggles and other political events. In addition to the absence of a large study on this issue in Turkey was the main reason of this research.

(18)
(19)

1 GİRİŞ

KONUNUN ÖNEMİ, SEÇİMİ, SINIRLARI, ARAŞTIRMANIN KAYNAKLARI VE ARRÂN’IN İSLÂM’DAN ÖNCEKİ SİYASİ TARİHİ, ARRÂN

ÇARLIĞININ KURULMASI

I. KONUNUN ÖNEMİ, AMACI VE SINIRLARI

Günümüz Azerbaycan’ın tümünü, Gürcistan, Ermenistan ve Rusya sınırları içerisinde kalan arazilerin bir kısmını kapsayan Arrân, VII. yüzyılın sonları, VIII. yüzyılın ilk yarısını kapsayan dönemlerde Kafkasya’da siyasi ve coğrafi bir konuma sahipti. İslâmın zuhuru arifesinde hem Sâsânî hem de Doğu Roma İmparatorluklarının dikkat merkezinde bulunan bölge, dinsel tartışmalara sahne olmakla beraber komşuları Hazarların da Derbend sınırlarını aşmasıyla sürekli baskınlara maruz kalıyordu. Sâsânîlerin çöküşe doğru sürüklenmesi ve İslâm fetihlerinin Kafkasya’ya kısa sürede ulaşmasıyla Arrân, Müslümanların en önemli askeri merkezi haline dönüştü. Nitekim Hazarlara karşı yıllarca yapılan mücadelelerin çoğu kere zaferle sonuçlanmasını, Müslümanların yetenekleriyle beraber bölgenin coğrafi ve siyasi konumuna da bağlamak gerekir. Ayrıca kısa süre zarfında bölgenin tamamen İslâm hilafetine ilhak edilmesini siyasi kavgalara neden olan dinsel ihtilaflara bağlamamız da mümkündür. Zira Arrân’da Hıristiyanlar ihitilaflar nedeniyle birbirini aforoz ediyordu. Kimi gruplar Müslümanların gelişini fırsat bilerek kendi inançlarını sağlama almak için Doğu Roma’ya karşı Arapların yanında yer almıştı. Bu ise Müslümanlara bölgeyi fethetmeleri için bir fırsat oluşturuyordu. Dolayısıyla Müslümanların bu fırsatları nasıl değerlendirdiği de detaylı bir şekilde aydınlatılması gereken bir konu idi.

Araştırmanın seçilmesinin birkaç nedeni vardır ki bunlardan en önemlisi günümüz Ermenistan tarihçilerinin halen Azerbaycan (Arrân) topraklarını kendi arazileri olduğu iddialarına İslâm kaynaklarını doğru bir şekilde tahlil ederek cevap vermektir. Belirtmek gerekir ki, arazi iddialarının başlıca nedeni İslâm kaynaklarının Kafkasya’yı Ermeniye vilayeti adı altında belirtmeleri ve tarihi anlatımlarını da bu başlık altında zikretmeleridir. Nitekim hilafetin siyasi ve coğrafi anlamda arazi bölgüsü içerisinde yer alan “Ermeniye” vilayeti, müverrihlerce dört kısımda ele alınmış, Arrân da bu kısımlardan birinde zikredilmiştir. Dolayısıyla Ermeni tarihçilerin birçoğu “Ermeniye” vilayeti anlayışından yola çıkarak, gerçekleri saf dışı

(20)

2

ederek, Arrân’ın (Albaniya) Ermenistan’ın kadim toprağı olduğunu ileri sürmüş ve günümüz Azerbaycan’ın da kendilerinin eski yurtları olduğunu söylemişlerdir. Bu sebeple konu ele alınırken bu ihtilaflar göz önünde bulndurularak fazla tartışmaya girmeden kaynaklar eşliğinde çözüme kavuşturulmuş, araştırmanın esas konusu olan fetih faaliyetleri ve Arrân’daki siyasi gelişmeler üzerine yoğunlaşılmıştır. Araştırmanın diğer bir amacı Türkiye’de Arrân ile ilgili kaleme alınmış bilgilerin parmakla gösterilecek kadar az oluşu ve önemli bilgilere değinilmemiş olmasıdır.

Ayrıca “Arrân” kelime itibariyle çoğunlukla Errân olarak belirtilse de biz bu ismin köken olarak “Ağuan”dan dönüştüğünü esas alarak kelimeyi Arrân olarak gösterdik. Etimoloji kısmında kelimenin nasıl “Arrân” şekline dönüştüğünü detaylı bir şekilde belirttik.

“İslâm’ın ilk dönemlerinde Arrân” adını taşıyan bu çalışmamız Hz. Ömer devrinden başlayarak Emevîlerin yıkılışına kadar olan süreç içerisinde Arrân’daki fetih faaliyetleri ve siyasi gelişmeleri ihtiva etmektedir. Dolayısıyla konu ile uzaktan alakası bulunan bilgiler dipnotlarda gösterilerek Arrân odaklı olan bilgileri anlatmayı hedefledik.

II. ÇALIŞMADA YARARLANILAN KAYNAKLAR VE MODERN

ARAŞTIRMALAR

Hz. Ömer döneminde istikrarla yürütülen, daha sonra Abbâsîler dönemine kadar devam ettirilen İslâm fetihleri sonucunda İslâm Devleti’nin sınırları genişledi. Bu sınırlar içerisine Kafkasya’da bulunan küçük bölgeler gibi Arrân ve Azerbaycan da dâhil edildi. Nitekim bu iki bölge Hıristiyan tarihçi ve coğrafyacıların dikkatini çektiği gibi Müslüman tarihçi ve coğrafyacıların da önemsediği ve eserlerinde yer verdiği bölgeler arasında zikredilmiştir. Dolayısıyla araştırma boyunca VII. yüzyılın yarısından itibaren VIII. yüzyılın ikinci yarısına kadar olan zaman dilimindeki siyasi olayların incelenmesi ve nihayetinde İslâm tarihi açısında önemli bir konunun detaylı bir şekilde ortaya konulmasında hem İslâm hem de Hıristiyan müverrihlerin, coğrafyacıların eserlerinden yararlanıldı. Filhakika araştırmaya ışık tutan bu önemli kaynakların Hıristiyan ve İslâm başlıkları altında tanıtılması okuyucular açısından da faydalı olacaktır.

(21)

3 A. İSLÂM KAYNAKLARI

Bu başlık altında başından sonuna kadar eserlerinden yararlandığımız, birinci el kaynak sayılan İslâm tarihçilerinin ve coğrafyacılarının eserlerine yer verilecek ve onların araştırmamıza ne gibi fayda sağladığı nakledilecektir.

Kronolojik olarak ilk sırada yer alan ve Arrân’daki fetih faaliyetleri ile ilgili kısa nakillerde bulunan eser Halîfe b. Hayyât (ö. 240/854-55)’ın Târîh1 adlı eseridir. Fakat İbn Hayyât’ın bu eseri haleflerinin eserleri kadar tafsilatlı değilse de ilk kaynak olarak dikkate değerdir.

Bu başlık altında ilk sırada gösterebileceğimiz bir diğer eser Arrân hakkında birçok siyasi olayların yer aldığı Ahmed b. Yahya el-Belâzürî’nin (ö. 279/892-3) Fütûhu’l-Büldân’2ıdır. Ziya Bünyadov’un İgnaty Kraçkovskiy’den aktardığı bilgiye göre, bu eser “kuru bir savaş tarihi değildir. el-Belâzürî ahali ve iskân ile ilgili bilgileri de toplamıştı. O aynı zamanda defterhanelerde Arapçanın kullanması, vergiler, sikke işleri, Arap harflerinin tarihi hakkında geniş tarihi bilgilere yer vermiştir.”3 Müellif Arap-İslâm ordularının Arrân’a dâhil olması bölgedeki önemli şehirlerin fethedilmesi, komutan ve valilerin ülkedeki şehir halkları ile anlaşma yapmasına dair tafsilatlı bilgilere yer vermiştir. Ayrıca bölgeye ilk yerleştirilen Arap kabileleri hakkında bilgiyi de müellifin eserinde görmüş olduk. Dolayısıyla daha sonra gelen İslâm müverrihlerinin el-Belâzürî’nin eserinden yararlandığını söylememiz doğru bir tespit sayılabilir.

Fütûhu’l-Büldân eserinin dikkate değer özelliği fetihlerin ve siyasi olayların vilayet başlığı altında nakledilmesidir. Arrân bölgesi de “Ermeniye Fetihleri” başlığı altında anlatılmış, Hz.Ömer döneminden itibaren Abbâsîlere kadar olan fetih harekâtına geniş bir şekilde yer verilmiştir4. Eserin bu özelliği de her okuyucu ve araştırmacıyı yormadan elde edeceği bilgilere ulaştırmasıdır. Nitekim araştırmamız boyunca zorlanmadan bölgeye dair elde ettiğimiz bilgilere ulaşmamızda da müellifin takip ettiği usulün büyük faydası olmuştur.

1 Ebû Amr Halîfe b. Hayyât, Târîh, Dâru’l-Kalem, Dimeşk 1977.

2 Ahmed b. Yahyâ b. Câbir b. Dâvud el-Belâzürî, Fütûhu’l-Büldân, Mektebü’l-Hilâl, Beyrut 1988. 3 Ziya Bünyadov, Azerbaycan VII-IX Asırlarda, Şark-Garp, Bakü 2007, s. 20.

4 Eser Abbâsîler dönemine dair Kafkasya bölgesindeki siyasi gelişmeleri araştırmak isteyenler için de

(22)

4

Bölgeye dair fetihlere yer veren önemli tarihçiler arasında İbn Cerîr et-Taberî (ö. 310/923) yer almaktadır. Müellifin kaleme aldığı Târîhu’l-Ümem ve’l-Mülûk5 adlı eserinde bölgede gerçekleştirilen fetihler ve yapılan anlaşmalar hakkında detaylı bilgiler zikrolunmuştur. Eserin en önemli özelliği hadiselerin kronolojik olarak anlatılmasıdır. Dolayısıyla Hz. Ömer döneminden Abbâsîlere kadar olan devirlerde fetihlerin ve b. siyasi olayların tarihlerini tespit etmemizde et-Taberî’nin eseri önemli bir kaynak olmuştur.

Erken İslâmî dönemlerde Arrân’ın siyasi tarihine dair geniş bilgi aktaran müelliflerden biri de Ebû Muhammed Ahmed b. A‘sem el-Kûfî el-Ahbârî (ö. 320/932)’dir. İbn Cerîr et-Taberî’nin muasırı sayılan müellifin kaleme aldığı Kitâbü’l-Fütûh6 adlı eserinde bölgede gerçekleştirilen ilk fetih seferlerine yer verilmiş el-Belâzürî’nin naklettikleri havadisler bu eserde detaylı bir şekilde anlatılmış ve onun yer vermediği bilgilere yer verilmiştir. Eserin özelliği daha çok Arrân’da Müslüman-Hazar ağırlıklı mücadelelerin anlatılmasıdır. Nitekim biz de araştırmamız boyunca Arrân’da Müslümanlar ve Hazarlar arasında sürdürülen uzun süreli savaşlar hakkındaki bilgileri elde etmek için müellifin eserinden yararlandık. Ayrıca bölgedeki diğer siyasi olayları incelememizde de bu eser vazgeçilmez bir kaynak olmuştur.

Emevîler döneminde Arrân’da vuku bulan fetih faaliyetleri ve Hıristiyanların mezhepsel ihtilafının bir uzantısı olan Doğu Roma ile hilafet arasındaki siyasi münasebetleri değerlendirmek açısından dikkate değer bir diğer eser Ca’fer b. Vehb b. Vâzıh el-Ya’kûbî (ö. 292/905 ?)’nin Târîh7 adlı eseridir. Verdiği bilgiler kısa da olsa önceki eserlerde yer almadığı için dikkate değerdir. Dolayısıyla yeni nakillerde bulunduğu için incelediğimiz kaynak eserler arasında yerini almıştır.

Arrân’ın siyasi tarihiyle ilgili bilgileri içeren eserlerden bir diğeri İbnü’l-Esîr (ö. 637/1239)’in el-Kâmili fi’t-Târîh8 adlı eseridir. Müellif kendi döneminin önde gelen bir tarihçisi idi. Onun eserlerindeki bilgiler seleflerinin aktardığı bilgilerin tekrarı mahiyetinde olup, daha çok et-Taberî’nin kronolojik üslubunu takip ederek sistematik tarih eseri ortaya koymuştur. Bölgedeki siyasi olayların kronolojik

5Muhammed b. Cerîr et-Taberî, Târîhu’r-Rusulü ve’l-Mülûk, Dâru’t-Türâs, Beyrut 1967.

6 Allâme Ebû Muhammed Ahmed İbnü’l-A’sem el-Kûfî, Kitâbu’l-Fütûh, Dâru’l-Edvâ, Beyrut 1991. 7 Ahmed b. İshâk b.Ca’fer b. Vehb b. Vâzih el-Ya’kûbî, el-Büldân, Darü’l-Kütübi’l-İlmî, Beyrut h.

1422.

8 Ebü’l-Hasen İzzüddîn Alî b. Muhammed b. Muhammed eş-Şeybânî el-Cezerî İbnü’l-Esîr, el-Kâmili

(23)

5

tespitlerini öğrenmemiz açısından el-Kâmil eserinin de diğer sayılan kaynaklar arasında mühim bir yeri vardır.

Ayrıca yukarıda saydıklarımız eserlerin tekrarı mahiyetinde sayabileceğimiz İbn Ya’kûb Miskeveyh (ö. 421/1030)’in Tecâribü’l-Ümem9, Şihâbü’d-Dîn Ömer İbnü’l-Kesîr (ö. 774/1373) ’in el-Bidâye ve’n-Nihâye10, Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî (ö. 597/1201)’nin el-Muntazam11 ve torunu Sıbt İbnü’l-Cevzî (ö. 654/1256)’nin

Mir’âtü’z-Zamân12, el-Yâfiî (ö. 768/1367)’nin Mir’âtü’l-Cenân13, Muhammmed İbn Haldûn (ö. 808/1406)’un Dîvânü’l-Mübteda14 ve b. müelliflerin eserlerinden de faydalanılmıştır.

Yakınçağda yazılmış ve yararlandığımız eserler arasında ise Abbaskulu Ağa Bakıhanov (ö. 1847)’un Gülistani İrem15, müellifi, belirsiz Derbendname16 gibi eserler gösterilebilir.

Araştırdığımız bölgenin coğrafî sınırlarını incelemede ilk başvurduğumuz kaynak Ubeydullah b. Abdillah İbn Hurdâzbeh (ö. 300/912-13)’in el-Mesâliki ve’l-Memâlik 17adlı eseridir. Eser Arrân’ın sınırları ve şehirleri vb. konuları ihtiva etmektedir.

Coğrafî bilgilere dair başvurduğumuz eserler arasında Muhammed b. Ahmed el-Makdisî (ö. 390/1000 ?)’nin Ahsenü’t-Tekâsîm fî ma’rifeti’l-ekâlîm18 isimli kitabıdır. Bu eserde bölgenin iklimi ve şehirlerinin doğal zenginliklerine dair bilgiler yer almıştır.

Arrân’ın coğrafî bilgilerini elde etmede önemli kaynak sayılan bir diğer eser, İbrahim b. Muhammed el-İstahrî (340/951-2 ?)’nin el-Mesâliki ve’l-Memâlik19 isimli

9 Ahmed İbn Muhammed İbn Yakub Miskeveyh, Tecârübi’l-Ümem ve Teâkibi’l-Himem, Suruş, Tahran

2000.

10 Ebü’l-Fidâ İsmâil İbn Ömer İbnü’l-Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, Dâru’l-Fikr, ? 1986.

11 Ebü’l-Ferec Cemâlüddîn Abdurrahmân b. Alî b. Muhammed el-Bağdâdî İbnü’l-Cevzî, el-Muntazam

fî Târîħi’l-Mülûk ve’l-Ümem, Dâru’l-Kütübi’l-İlmî, Beyrut 1992.

12 Sıbt İbnü’l-Cevzî, Mir’âtü’z-Zamân fî Tevârîhi’l-A’yân, Dâru’r-Risâleti’l-Âlemî, Dimeşk 2013. 13 Abdullāh b. Es‘ad b. Alî b. Süleymân el-Yâfiî, Mir’âtü’l-Cenân ve ibretü’l-yakzân fî ma’rifeti

havâdisi’z-zamân, Dâru Kütübi’l-İlmî, Beyrut 1997.

14 Abdurrahman İbn Muhammed İbn Muhammed İbn Haldûn, Dîvânü’l-Mübteda ve’l-haber fî

târîhi’l-Arab, Dâru’l-Fikr, Beyrut 1988.

15 Abbaskulu Ağa Bakıhanov, Gülüstani İrem, Medeniyet ve Turizm Nazirliyi, Bakü 2010. 16 Anonim, Tarihi Derbendname, Nağıl Evi, Bakü 2011.

17 Ebü’l-Kâsım Ubeydullâh İbn Abdullah İbn Hurdâzbeh, el-Mesâliki ve’l-Memâlik, Dâru Sâdir,

Beyrut, 1889.

18 Muhammed b. Ahmed el-Makdîsî, Ahsenü’t-Tekâsîm fî Ma’rifeti’l-Ekâlîm, Mektebetü Medbûlî,

Kahire 1991.

(24)

6

coğrafî kitabıdır. Müellif eserinde Arrân’ın sınırları, şehrileri arasındaki mesafe ve doğal zenginliklerine dair önemli bilgilere yer vermiştir.

Abbâsîler döneminde yetişmiş coğrafyacı, tarihçi ve seyyah müellifler arasında önemli yer tutan Ali b. Hüseyin el-Mes’ûdî (ö. 345/956)’nin Mürû’z-Zeheb ve meâdini’l-cevher20 adlı eseri ister tarih açısından isterse de coğrafî bilgiler açısından araştırmamızın kaynağını teşkil etmektedir. Müellif eserini seyahat esnasında gördüğü yerlere dair sorular sorarak aldığı cevaplar üzerinden kaleme almıştır. Eserde Arrân’ın bazı şehirlerinin enlem ve uzunluğuna dair ölçüler zikrdilmiş, şehirlerarasındaki mesafe ve yollar anlatılmıştır.

el-İstahrî’nin eserindeki usulü takip ederek daha detaylı bilgileri içeren eser kaleme almış diğer bir müellif de Ebü’l-Kâsım Muhammed b. Ali İbn Havkal (IV/X)’dır. Müellifin yazmış olduğu Sûratü’l-Arz21 eserinde Arrân’ın sınırlarını, şehirlerini tespit etmek için önemli bilgilere ulaşıldı. Ayrıca yine eserde ülkenin şehirleri, şehirlerarasındaki mesafe ve b. bilgilerden de faydalanıldı.

Yine coğrafî bilgilere dair incelediğimiz eserler arasında, Ya’kûbî’nin el-Büldân22, İshâk b. İbrahîm İbnü’l-Fakîh’in el-Büldân23, Ahmed b. Ömer İbn Rüste (ö. 300/913)’in Kitâbü’l-A’lâki’n-Nefîse24, el-Hamevî’nin Mu’cemü’l-Büldân25 ve b. müelliflerin eserleri de yer almaktadır.

B. HIRİSTİYAN KAYNAKLARI

Bu başlık altında araştırmanın kaynaklarını oluşturan Hıristiyan tarihi ve coğrafî eserler tanıtılacaktır. Bu eserlerin okuyucu açısından daha kolay anlaşılması için Arrân (Albaniya), Ermeni, Gürcü, Doğu Roma, Süryani başlıkları altında tanıtımı yapılacaktır.

20 Ebü’l-hasan Hüseyin b. Ali el-Mes’ûdî, Mürûcü’z-Zehebi ve meâdini’l-cevheri, Mektebetü’l-Asrî,

Beyrut 2005.

21 Ebü’l-Kâsım İbn Havkal, Sûratü’l-Arz, Dâru Sâdir, Beyrut 1938.

22 Ahmed b. İshâk b.Ca’fer b. Vehb b. Vâzih el-Ya’kûbî, el-Büldân, Darü’l-Kütübi’l-İlmî, Beyrut h.

1422.

23 Ebû Abdullâh Ahmed b. Muhammed b. İshâk İbnü’l-Fakîh, el-Büldân, Âlemü’l-Kütüb, Beyrut 1996. 24 Ebû Ali b. Ahmed b. Ömer İbn Rüste, Kitâbü’l-A’lâki’n-Nefîse, Matbaatu Berya, Paris 1892. 25 Yâkût el-Hamevî, Mu’cemü’l-Büldân, Dâru Sâdir, Beyrut 1995.

(25)

7

1. Arrân (Albaniya) Kaynakları

Bu başlıkta vereceğimiz tek kaynak Kalankatlı Moses (ö. VII-VIII Asırlar)’in Alban Tarihi26 eserdir. Arrân’a dair zengin bilgiler içeren bu eserde İslâm kaynaklarında olmayan siyasi olaylar nakledilmiştir. Aynı zamanda Ermeni, Gürcü, Doğu Roma ve Hazarlara dair araştırma yapmak isteyen araştırmacılar için de ilk başvurulması gereken kitaptır. Müellifin Arrân’ın başkenti olan Berzea şehrinin Kalankatlı köyünde doğmuş olması, Arrân asıllı bir vakanüvis olduğunun açık bir delilidir. Aynı zamanda o Hıristiyan bir papaz olup bazı olayları aşırı muhafazakâr duyguyla değerlendirmeye çalışsa da eseri bizim açımızdan daha çok yararlandığımız kaynak sayılmıştır. Bu eserde Arrân (Albaniya) hükümdarı Cevanşir ve onun siyasi faaliyetlerine dair bilgiler yer almış, Arap-İslâm ordusunun ülkeyi fethetmesinden Emevîlerin sukutuna kadar olan dönemlerdeki diğer siyasi olaylar nakledilmiştir. Ülkede vuku bulan Hıristiyanlar arasındaki akide ağırlıklı ihtilaflar ve onun siyasi sonuçları hakkındaki bilgilerin ortaya konulmasında da bu eserin önemli bir rolü vardır.

2. Ermeni Kaynakları

İslâm’ın ilk dönemlerinde yaşamış ve Ermenistan’a yapılan fetihleri bizzat olaylara şahit olan kişilerin dilinden işiterek eser kaleme alan müellif Sebeos (VII. yüzyıl)’tur. Yazdığı eser History27 adıyla Robert Bedrosian tarafından İngilizceye tercüme edilerek neşredilmiş olup asıl adı Türkçe anlamıyla “İmparator Heraklios’un Tarihi”dir. Bu eser Hz. Ömer döneminden Muâviye’nin halife olmasına kadar olan zamanı kapsamakta, Ermenistan ve Arrân’daki siyasi hadiseler ve dinî ihtilafları da içermektedir. Ancak müellif bu eserinde daha çok İslâm fetihlerinin yayılışına yer verdiği için incelediğimiz kaynaklar arasında yer almıştır.

Dört halife döneminden başlayarak Emevîler döneminin sonuna kadar olan zamanı kapsaması hasebiyle incelediğimiz bir diğer eser Vardapet Ghewond (VIII Yüzyıl)’un History28 isimli eseridir. Eser yine Robert Bedrosian tarafından İngilizceye çevrilmiş ve neşredilmiş olup asıl adı Türkçe anlamıyla “Halifeler Tarihi”dir. Eserde Arap-İslâm ordusunun Ermenistan ve Arrân’ı fethetmesi, Hazarlarla olan mücadeleler ve b. bilgiler yer almıştır.

26 Kalankatlı Moses, Alban Tarihi, çev. Ziya Bünyadov, Selenge Yayınları, İstanbul 2006.

27Sebeos, History, Çev. Robert Bedrosian, Sources of the Armenian Tradition, New York 1985.

(26)

8

Ayrıca araştırmamızda Movses Horenatsi’nin İstoriya Armenii29, Kirakos Gandzaketsi (XIII Yüzyıl)’nin İstoriya Armenii30, ve diğer müelliflerin eserlerine başvurulmuştur. Arrân’ın coğrafî sınırlarına dair incelediğimiz kaynaklar arasında yine Movses Horenatsi’nin Armyanskaya Geografiya VII Veka31, Aşharatsuits’in

Armyanskaya Geografiya32, isimli eserler yer almaktadır.

3. Gürcü Kaynakları

Araştırmamızda az da olsa başvurduğumuz Gürcü tarihi, kimliği belirsiz müellifler tarafından kaleme alınan Letopis Kartlis33 ve Kartlis Tskhovrebe (İstoriya

Gruziya)34, isimli eserlerdir. Şunu da belirtelim ki Kartlis Tskhovrebe (İstoriya Gruziya),üzerinde Fransız şarkiyatçı Marie Felicite Brosset incelemeler yapmış ve Fransızcaya çevirisini yapmıştır. Çok önemli bir kaynak olan bu eserin Hrand Andreasyan tarafından Türkçe’ye çevirisi yapılmış ve uzun süre sonra Erdoğan Merçil’in de kısa not eklemeleri ile 2003 senesinde Türk Tarih Kurumu tarafından Gürcistan Tarihi35 adıyla neşredilmiştir.

4. Doğu Roma Kaynakları

Bu başlık altında tanıtacağımız eser İspofednik Feofan’ın edisyon tarafından Rusçaya çevirisi yapılan Khoronografiya’36sıdır. Özellikle Arrân’da Hıristiyanlar arasındaki mezhepsel ihtilaflar ve siyasi sonuçlarını öğrenmek açısında incelediğimiz önemli bir eserdir. Müellif aynı zamanda Emevîler ile Doğu Roma arasındaki anlaşmalara da değinmiş olup, verdiği bilgiler Doğu Roma uzantısı olan siyasi hadiselerin öğrenmek açısından ehemmiyetlidir.

29 Movses Horenatsi, İstoriya Armenii, çev. Gagika Sarkisyana, Ayastan, Erivan 1990.

30 Kirakos Gandzaketsi, İstoriya Armenii, çev. L. A. Hanlaryan, Akademia Nauk S.S.R., Moskova

1976.

31 Movses Horenatsi, Armyanskaya Geografiya VII Veka, çev. Kerovbe Patkanov, Tipografiya

İmperatorskoy Akademii Nauk, Petersburg 1877.

32 Aşharatsuits, Armyanskaya Geografiya, çev. Kerovbe Patkanov, Tipografiyaİmperatorskoy

Akademii Nauk, Petersspurg 1877.

33 Anonim, Letopis Kartlis, çev. Givi Vasilieviç Sulaya, İzdatelıstvo Metsniereba, Tiflis 1982.

34Anonim, Kartlis Tskhovrebe (İstoriya Gruziya), İzdatelistvo Artanudje, Tiflis 2008.

35 Marie Felikite Brosset, Gürcistan Tarihi, Hrand çev. Andreasyan, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2003. 36 İspofednik Feofan, Khronografiya, çev. Vasiliy Oblenskiy, Filipp Ternoviskiy, İmperatorskogo

(27)

9

5. Süryanî Kaynakları

Arrân ile ilgili birçok bilgiyi ihtiva etmesi yönünden incelediğimiz eser Süryanî Gregory Abû’l-Farac’ın kaleme aldığı Tarih37 isimli eseridir. Müellifin eserinde Hz. Ömer döneminden başlayarak Abbâsîler’in başlangıcına kadar olan devirlerde Arrân’da vuku bulan siyasi olaylar anlatılmıştır. Çok detaylı olmasa da onun bu eseri de tanıtılması gereken kaynaklar arasındadır.

C. ÇAĞDAŞ ARAŞTIRMALAR

Arrân’a dair bilgilere yer veren son dönem müellifler arasında Mahmud İsmail’in Azerbaycan Tarihi38, Ziya Bünyadov’un Azerbaycan VII-IX Asırlarda39, Naile Velihanlı’nın Arap Hilafeti ve Azerbaycan40, Vagif Piriyev’in Azerbaycanın

Tarihi-Siyasi Coğrafyası41, Feride Memmedova’nın Azerbaycanın (Albaniyanın) Tarihi ve Siyasi Coğrafyası42, Tofik Memmedov’un Kafkas Albaniyası43, gösterile bilir. Arrân’a dair birçok bilgileri elde etmemizde bu eserlerin katkısı olduğu söylememiz gerekiyordu. Ayrıca Arrân’da Müslüman-Hazar mücadelesini detaylı bir şekilde incelerken Mihail Artamanov’un Hazar Tarihi44, Douglas Dunlop’un Hazar Yahudi Tarihi45, isimli eserlerinden de faydalanılmıştır. Bölgedeki Doğu Roma ve hilafet arasındaki siyasi uzantıları öğrenmemiz açısından kaydedilmeğe değer bir diğer eser Georg Ostrogorsky’nin Bizans Devleti Tarihi46 eseridir. Ayrıca inceldiğimiz eserler arasında Rene Grousset’in Ermenilerin Tarihi47 isimli araştırma da yer almaktadır.

37 Gregory Abû’l-Farac (Bar Hebraeus), Abû’l-Farac Tarihi, çev. Ömer Riza Doğrul, Türk Tarih

Kurumu, Ankara 1999.

38 Mahmud İsmail, Azerbaycan Tarihi, Azerbaycan Ansiklopedisi Neşriyyat Poligrafi Birliği, Bakü

1997.

39 Ziya Bünyadov, Azerbaycan VII-IX Asırlarda, Şark-Garp, Bakü 2007.

40 Naile Velihanlı, Nahçıvan-Araplardan Mongollaradek VII-XII. Asırlar, Elm, Bakü 2005. 41 Vagif Piriyev, Azerbacanın Tarihi-Siyasi Coğrafyası, Müallim Neşriyat, Bakü 2006.

42 Feride Memmedova, Azerbaycanın (Albaniya’nın) Siyasi Tarihi ve Tarihî Coğrafyası, Azerbaycan

Devlet Neşriyatı, Bakü 1993.

43 Tofik Memmedov, Kafkas Albaniyası, Tehsil Neşriyyat, Bakü 2006.

44 Mihail İllarionoviç Artamanov, Hazar Tarihi, çev. Ahsen Batur, Selenge Yayınları, İstanbul 2008. 45 Douglas Morton Dunlop, Hazar Yahudi Tarihi, çev. Zahide Ay, Selenge Yayınları, İstanbul 2008. 46 Georg Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2011.

(28)

10

III. İSLÂM’DAN ÖNCE SİYASİ DURUM VE ARRÂN ÇARLIĞI’NIN KURULMASI

Arrân Çarlığı’nın kurulması konusunda kaynaklarda bilgi bulunmamakla beraber Arrân (Albaniya) adı ilk defa Strabon’un “Coğrafya” eserinde geçmektedir. Fakat çarlığın kurulmasına dair bilginin olmayışı M. Ö. I. yüzyıla kadar ülkenin mevcut olmayışı anlamına gelmemektedir. Arrân üzerine çalışma yapan çoğu araştırmacı ülkenin M. Ö. IV. yüzyılda kurulmuş olabileceğini söylemiştir. Ayrıca Arranlıların yaşadığı bölgelerde onların ecdatları sayılan Saklar, Skifler ve Utileri göz önünde bulunduracak olursak Arrân’ın kurulması için alt yapının M. Ö. VI. yüzyılda konulmuş olabilir48.

A. ARŞAKİLER SÜLALESİ DÖNEMİ

Arşakiler, M. Ö. I. yüzyılda ortaya çıkarak VI. yüzyıla kadar Arrân’ı idare eden sülale olmuştur. Onlar daha sonra Sâsânîlerin ülkeye müdahalesi sonucunda sukut ederek Perslerin idarecisine çevrilmişti. Moses, bu sülale mensuplarının ismini sıra ile vermişse de ülkenin efsanevi kurucusu sayılan Aran’dan Kahraman Vaçagan’a kadar olan isimler malum değildir. Arrân Çarlığı’nı idare eden Arşakilere mensup hükümdarların isimleri I. Vaçagan, Vaçe, Urnayr, II. Vaçagan, Mihravan, Satay, Asay, Yesuagen, II. Vaçe ve III. Mümin Vaçagan49 şeklinde sıralanmıştır. Ancak ülkeyi idare eden bu sülale Aran hariç, İran asıllı sülale sayılmıştır50. Arşakiler büyük bir ihtimalle Arrân’daki yerli sülalenin yerine ülkeyi idare etmişlerdir. I. Kahraman Vaçagan döneminde ülkenin yerli sülalesi tüm sınırlara hâkim olamadığı halde o, bütün ülkedeki siyasi düzeni yolun koymuş ve tüm bölgeyi idare ede bilmişti. Fakat ondan sonra gelen selefi I. Vaçe’nin siyasi faaliyetiyle ilgili bilgi yoktur. Ancak onun halefi olan Urnayr’ın, Sâsânî şahı Şapur’un kız kardeşi ile evlendiği söylenmiştir. Urnayr’ın hangi senelerde hâkimiyette olduğu bilinmemekle birlikte Moses’in verdiği bilgilere göre, Doğu Roma İmparatoru I. Konstantin (337-361), Ermeni hükümdarı III. Tridat ( 287-330), Tigran (338-345), Arşak (345-367) ve Pap (370-374)’ın muasırı olduğu söylenmiştir. İlk defa Arrân’ın ileri gelenleri ile birlikte Hıristiyanlığı kabul edenler arasında onun da adı geçmiştir. Bir başka bilgiye göre ise o Dzirav Savaşı’nda

48 Mahmud İsmail, a.g.e., s. 27. 49 Moses, Alban, s. 35.

50 Bu sülale Fars asıllı olsa da Arrân’da hâkim aile olduktan sonra Hıristiyanlığı kabül etmiş ve tedricen

(29)

11

iştirak etmiştir ki, tüm bu bilgiler göz önünde bulundurulduğunda 313 senesinden 371 senesine kadar hâkimiyette olduğu varsayılabilir. Nakledilen bilgilerden anlaşıldığı üzere Urnayr savaşlarda kahramanca savaşmış, ülkede putperestliğe karşı mücadele ederek Hıristiyanlık dini ilkelerine sahip çıkmıştır. O dönemde Hıristiyanlık devletin resmi dini olmuş ve ilk defa olarak kiliseye toprak ayrılarak elde edilen mahsulün kilise için temin edilmesine karar verilmiştir. Ancak onun faaliyetleri istediği gibi sonuçlanmamış ve halkın yarısı putperestliğe, Mecusi dinine, Mazdeizm’e inanmakta devam etmiştir. Hıristiyanlık sadece saray mensuplarının, ülkenin ileri gelen feodal topluluğun dini olarak kalmıştır. Urnayr döneminde ülke Sâsânî hükümdarı II. Şapur’a tabi olan muhtariyet usulü bir ülke idi. Dolayısıyla ülke hükümdarı İran-Roma savaşlarına iştirak etmek zorunda kalıyordu. Antik bir kaynağın verdiği bilgiye göre 359 senesinde İranlılarla Romalılar arasında gerçekleşen Amid Savaşı’nda Urnayr da iştirak etmişti ki, bu yukarıda anlatılan duruma işaret etmektedir. Yine Favstos Buzand 371 senesinde Dzirav Çölü’nde Romalılara karşı yapılan savaşta Urnayr’ın iştirak ettiğini belirtmiştir51.

II. Şapur’un Sâsânî şahı olduğu dönemlerde, Arrân Hazar saldırılarına sahne oldu. Büyük orduya sahip Hazarlar 350 senesinde Çola eyaletine baskın düzenledi ve ardından Arrân’ın birçok yerini işgal etti. Durumun ciddiyetini anlayan şah Asur, Horasan ve Harezm’den birçok asker topladı. Ayrıca Güney Azerbaycan, Arrân, Kafkas dağlarından on iki farklı kabileleri de bu orduya celbetti. Büyük Sâsânî ordusu hazırlıkların ardından Hazarların üzerine ilerledi52. Olayı anlatan müellif Hazarlara karşı girişilen savaşın sonucuna dair bir bilgi vermemektedir. Büyük bir ihtimalle bu savaş herhangi bir galibiyet olmadan sonuçlanmıştır.

Urnayr’dan sonra Arrân’da Arşakiler sülalesinden Yesiage hükümdar olmuş ve eski Arrân alfabesi düzenlenerek yeni alfabeye geçilmiştir. Ayrıca ülkede tedris faaliyetleri için çalışmalar yapan Yesiage çocukların Putperest kâhinlerden uzaklaşarak Hıristiyan inancına uygun okullara gitmesi için çaba sarf etti53. Onun Pers hükümdarı II. Yezdücerd (438-457)’in kız kardeşi ile evliliğinden doğma II. Vaçe 444 senesinde Arrân’da tahta çıktı. Diğer İran şahı Firuz Kubad’ın emriyle Berzea şehrini

51 Favstos Buzand, İstoriya Armenii, çev. Ter Mkrgchyan, Akademii Nauk Armyanskoy S.S.R., Erivan

1953, s. 149-57; Movses Horenatsi, Armyanskaya İstoriya, C. III, s. 37; Zenit Yampolskiy, Drevnyaya Albaniya III-I vv. Do n. e., İzdatelistvo Akademii Nauk Azerbaycanskoy S.S.R., Bakü 1962, 36-7; Edisyon, Tarih, C. II, s. 54-55.

52 Moses, Alban, s. 51-2; Bünyadov, a.g.e., s. 51. 53 Edisyon, Tarih, C. II, s. 55.

(30)

12

inşa ettirdi. Nitekim Berzea ve diğer Arrân şehirlerinin olunması İslâm kaynakları tarafından da nakledilmiştir. Dolayısıyla Türk kavimlerinin ülkeye sürekli akınları sonucunda ülkede istihkâm kaleleri ile çevrelenmiş şehirlerin inşası sonucunda başkent Gebele şehrinden Berzea’ya intikal etti. II. Vaçe döneminde Arrân’da Sâsânî hükümranlığına karşı isyan faaliyetleri (457-463) vuku buldu. Bu isyanlara bizzat II. Vaçe başkanlık ederek ülkeyi özgür devlet haline getirmek istemişti. İsyanlar hem ekonomik hem de siyasi-dinî sebeplerden dolayı patlak vermiş, halkın İran’a karşı kızgınlığı iyice artmıştı. Nitekim İran komşusu Doğu Roma ile olan siyasi mücadelelerin konumuna göre Arrân, Ermenistan, İberiya ile münasebet kurmaya çalışıyordu. Doğu Roma’da Hıristiyan mezheplerinden biri resmi olarak kabul edildiği zaman diğer mezhep sahipleri takibe maruz kalıyor ve sonuçta onlar komşu ülkelere sığınmak zorunda kalıyordu. Dolayısıyla İranlılar Romalılara karşı mücadele halindeyken bu durumu fırsat bilerek Hıristiyan milletleri kendi ülkelerinde ağırlamaktan hoşnut oluyorlardı. Fakat Doğu Roma’da bir zamanlar takibe maruz kalan Hıristiyanlık mezhebi resmi olarak kabul gördüğünde durum İran’daki ve İran’ın tebaası olan Hıristiyan ülkelerin aleyhine dönüyordu. Neticede İran kendisi için tehlikeli gördüğü Ermenistan’ın hâkimiyetine son koyarak ülkeye kendi valisini atadı. Arrân’da ise Perslerle yakın ilişkileri olan Arşakilerin hâkimiyeti devam ediyordu54.

Arrân’da hükümet merkezinin Doğu Roma’nın işini kolaylaştıracak siyaset takip etmesi Sâsânîleri rahatsız etmeye başladı. Dolayısıyla II. Yezdicerd ilk olarak Arrân’ı Türk halklarınının akınını önlemek adına istihkâm şehirleri inşaatına celp ederek55 ülkenin ekonomisine ağır darbe vurdu. Ayırca o ülkede yeni vergi sistemi ile ilgili kanun tasarlayarak ülkenin ekonomik durumunu iyice gerdi. Önceleri ülkede kilise ve dini rehberler vergi vermezken ağır vergiye tabi tutuldu. Ayrıca Arrân, Ermenistan, İberiya’ya Hıristiyanlığı zayıflatmak için yedi yüz Mazdeizm mensubu

54 Edisyon, Tarih, C. II, s. 55-56; Murtuzali Hacıyev, “Cronology of The Arsacids of Albania”, Albania

Caucasica, C. I, Instıtute of Oriental Studies Ras, Mokova 2015, s. 68-75; Lev Gumilev, Muhayyel Hükümdarlığın İzinde, çev. Ahsen Batur, Selenge Yayınları, İstanbul 2003, s. 56-9. Nitekim 428 senesinde Doğu Roma İmparatorluğu’nun içerisindeki mezhepsel çatışmalar ve Ak Hun (Eftalitler) hükümdarı ile Attila ile mücadelesini fırsat bilerek tüm Kafkasya’yı hâkimiyeti altına almak isteyen Sâsânîler V. Behram (420-438) döneminde Ermenistan’ı tamamen kendi topraklarına katmayı başarmıştı. Ancak Arrân ve Gürcistan kendi özerk de olsa kendi hâkimiyetlerini sürdüre bilmişlerdi. Fakat babasının siyasetini devam ettiren II. Yezdicerd Arrân ve Gürcistan’ı tamamen kendi hâkimiyetine katmasa da vegileri yükseltmek ve halkarını savaşa celp etmekle zayıf düşürmeye çalıştı. Bk. Edisyon, Tarih, C. II, s. 56; Attila ile Doğu Roma Mücadelesine dair geniş malumat için bk. Şerif Baştav, Büyük Hun Kağanı Attila, Bilge Kültür Sanat, İstanbul 2015, s 90-141.

(31)

13

gönderildi. (450-51) Arrân hükümdarı II. Vaçe esir edilerek İran başkentine götürüldü. Ona Mecusilik inancı zorla kabul ettirilmeğe çalışıldı. Ardından ülkedeki isyanlara Ermeni lideri Vardan Mamikonyan ile sık irtibatta olan Arrân dini lideri rehberlik etmeğe başladı56.

450 senesinde Arrân hükümdarlarının kışın ikamet olarak yerleştikleri Halhal’da isyancılarla İranlılar arasında savaş başladı. İsyancılar daha sonra II. Yezdicerd’in talimatıyla yapılan kaleleri ele geçirerek tahrip ettiler. Bölgedeki Sâsânî garnizonunu dağıttıktan sonra oraya Arrân yerli prenslerinden birini hâkim tayin ettiler. Arrân, Gürcü, Ermeni birleşmelerinden oluşan isyancılar daha sonra tayin ettikleri hâkime Derbend geçidini geçerek Hazarlarla ittifak yapmasını istedi. İsyancıların ittifak niyetine olumlu cevap veren Hazarlar onların yanında olacaklarını vaat etti. İsyanların sürdüğü dönemde Hunlarla savaşta yenik düşen II. Yezdicerd Medain (Ktesifon)’a geri dönerek Kafkasya’daki sorunları çözmeye çalıştı. Doğu Roma içerisinde yeniden patlak veren dini ihtilaflardan yararlanarak Kafkasya’da kendi otoritesini tanıtmak isteyen şah, Mihr-Nerses isimli kumandanını büyük bir orduyla Kafkasya’ya gönderdi. Kumandana Arrân, Gürcistan, Ermenistan’da Sâsânîlere karşı sürdürülen isyanların bastırılması emri verilmişti. Öncelikle isyan liderlerine pahalı hediyeler sunularak isyandan vazgeçmeleri istendi ve çoğu isyan liderleri geri çekilerek ülkelerine geri döndü. İsyanın başında duran Vardan Mamikonyan’ın Arrân ve Gürcistan’ın ileri geleleri ile kurduğu ittifak bu girişimler sonucunda parçalandı. 451 senesinde şimdiki Maku ile Hoy arasındaki Avarayr düzünde Sâsânîlerle isyancılar arasında gerçekleşen savaş sonucunda İran ordusu galip geldi. 457 senesinde İran şahı II. Yezdicerd’in vefat etmesi ile Arrân’da durum yeniden değişti ve hükümdar II. Vaçe yeniden özgürlük arayışına koyuldu. Fırsattan yararlanan hükümdar tapınmaya zorlandığı Mecusilik inancından Hıristiyanlığa geçti ve ülkede yeniden isyan dalgaları başladı. İran’da yeni tahta çıkan Firuz Kubad (459-484) Arrân hükümdarını ikna etmek için tedbirler gördü ise de bir fayda sağlamadı. İran şahı bu sefer Hazarlarla sürekli mücadele eden II. Vaçe’nin gücünü zayıflatmak için Hazarlarla işbirliği yaptıysa (462) da bu çabaları da sonuçsuz kaldı. Fakat

56 Vardapeta Yegişe, İstoriya, çev. P. Şanşiev, Tipografii Kanselyarii Namestnika Kafkazskogo, Tiflis

1852, s. 31-7; Edisyon, Tarih, C. II, s. 56. II. Yezdicerd halkın Doğu Roma ile olan siyasi münasebetlerini kırmak amacıyla Arrân’da vergileri yükseltmişti. Ağır vergiler sadecece köylülerle sınırlı değildi ve şehrideki her kesimden talep ediliyordu. Dolayısıyla bu durum Sâsânîlere karşı olan kötü tavrı iyice ilerletti. Köylüler toprağı ister eksin ister ekmesin, vergiyi vermek zorunda idi. İran’ın maksadı bir şekilde Kafkasya halklarını ve Arrân’ın Hıristiyan halkını Doğu Roma ile olan dinsel bağlamdaki ilişkilerini kırmaya çalışmaktı. Yegişe İstoriya, s. 36-7; Edisyon, aynı yer.

(32)

14

niyetinden vazgeçmeyen yeni şah zaten kuraklık yüzünden sıkıntılı olan ülkeyi seleflerinin yaptığı gibi ağır vergilere tabi tuttu. Ermeni müverrih Yegişe’nin belirttiğine göre, Arrân isyancıları göçebe Türk halklarının Derbend geçidinden ülkeye girmesine yardımcı oldular ve onlarla ittifak yaparak Sâsânîlerle iki sene mücadele ettiler. Ardından Sâsâsîler göçebe Türk halklarıyla anlaşma yaparak onları Arrân isyancılarının üzerine yönlendirdi. Fakat II. Vaçe’nin başında durduğu ordu onlara karşı mücadele ederek birçoğunu öldürdü. Geri kalanlar ise hastalık sebebiyle öldü. 57.

Sâsânîler 463 senesinde Arrân’daki isyanları yatırmaya muvaffak olduktan sonra Arşakiler sülalesinin hâkimiyetini sonlandırdı ve ülke 30 sene boyunca İran valileri tarafından idare edildi. Ülke Sâsânî merzübanı tarafında idare edilmeye başladı. Dönemin Hıristiyan dini lideri Kut, II. Vaçe’ye mektup yollayarak onu teskin etmeye çalışmış, onun hükümranlığının aslında bitmediğini, yaptırmış olduğu kilise mihraplarında halen devam ettiğini belirtmişti58.

Arrân’da vergilerin yükseltilmesi ve diğer siyasi baskılar yeniden isyanlara sebebiyet verdi. 481 senesinde başlayan isyanlar 484 yılına kadar devam etti. Ermenistan, Gürcistan (İberiya) ve Arrân’da Perslere karşı isyan faaliyetleri ve ayrıca Perslerin Eftalitlerle olan savaşları büyük imparatorluğu zayıflattı. Savaşların birinde Firuz Kubad öldürüldü (484) ve Persler Güney Kafkasya’da bir daha istikrarı sağlayamadı. Tahta geçen Valaş (484-488), yeni bir politika sergileyerek Güney Kafkasya’da anlaşma yaptı, takipleri kaldırarak vergileri düşürdü. Arrân’da Arşakiler hâkimiyeti yeniden inşa edildi. Ülke halkı savaşlarda iştirak etmekten muaf tutuldu ve farklı din mensupları özgürce dinlerini yaşadı. 487 senesinde İran şahı Valaş’ın desteği ile Arrân’da II. Vaçe’nin yeğeni III. Mümin Vaçagan hâkimiyete geldi. Onun döneminde ülkede siyasi ve dini alanda ilerlemeler kaydedildi ve halk refah içerisinde yaşadı. Hükümdar ülkede dağıtılmış kiliseleri yenide onardı ve dini okullar yaptırarak ülkeye hizmet etti. Ayrıca onun döneminde Arrân Aguen Kilise Kurultayı’nda dini

57 Yegişe, İstoriya, s. 39-44, 69-70, 335-36; Edisyon, Tarih, C. II, s. 57-58; Kudryavtsev, agmad.

Ermeni müverrihin belirttiği üzere II. Yezdicerd’in baskıları neticesinden Arrân, Ermenistan, Gürcistan ve b. yerlerde Hıristiyanlara karşı baskılar sürdürülmüş ve neticede kiliselerin kapıları mühürlenmişti. Bu durum isyancıların daha da hiddetine neden olmuş ve neticede Hazarlarla ittifak kurmuştu. Firuz Kubad Hazarlarla ve diğer göçebe halklarla anlaşma yaparak onları II. Vaçe’ye karşı kışkırtsa da bir değişiklik olmadı. Nitekim bir sene boyunca zorlu şartlar altında düşmanlarına karşı savaşan II. Vaçe büyük başarılar sergiledi. Ülke halkı her zaman onun tarafında durdu, onu yalnız bırakmadı. Bk. Yegişe, İstoriya, s. 85, 335-36.

(33)

15

kurallar tesis edildi. Kurultayda tertib edilen dini kurallar günümüze kadar gelebilen tek tarihi-hukukî senetler idi59. Bu senette Arrân’da yaşayan çeşitli etnik halkların sosyal ve hukukî davranış kaideleri belirtilmiştir. Şunu belirtelim ki, III. Vaçagan dışarıdan gelebilecek diğer dinlerin tehlikelerinden korunmak maksadıyla kilise rehberlerinin birlikteliği ile yeni kuralların gerekliliğinin zorunlu olduğunu hissetmişti. O bu yeni anayasa vasıtasıyla ülkedeki ekonominin gelişmesini de öngörüyordu. Anayasa 21 maddeden ibaret olup giriş kısmında Aguen kilise meclisinin gerçekleşme sebeplerine yer verilmişti. Anayasada dindar ve dindar olmayanlar, seçkin aileler ile sade vatandaşlar arasındaki ihtilafları bitirmek için hangi tedbirlerin yapılacağı anlatılmıştı. Kanuna binaen her köylü köyde bulunan keşişten Hıristiyan dini esaslarını öğrenmeli ve her sene ona hediye götürmeli idi60. Görüldüğü üzere III. Vaçagan’ın başkanlığında tertib edilen bu gibi benzer maddeler Hıristiyan din görevlilerinin ön plana alınmasına hizmet ediyordu. Çünkü İslâmî açıdan da bakacak olursak burada sosyal adalet kuralları altüst ediliyor sadece dindarların rifahı için hizmet ediliyordu. Ezilen tabaka ise köylüler ve fakir halk tabakası oluyordu. Dolayısıla III. Vaçagan’ın yürüttüğü bu siyaset uzun sürmedi ve kısa sürede bözuldu. Sonuç olarak ortaya devletle fakir halk tabakası arasında siyasi çatışmalar patlak vermiş oldu. Olaylar bu şekilde cereyan ederken İran’da da iç karışıklıklar devam etmekte, Arrân dış baskılardan az da olsa uzak kalmakta idi.

İran’da siyasi güç yeniden sağlandıktan sonra Güney Kafkasya’da durum yeniden gerginleşti. I. Hüsrev döneminde (510) Arrân, Ermenistan, İberiya’da özerklikler lağvedildi ve diğerleri gibi Arrân da İran’ın idarî bölgesine çevrildi. Arşakiler sülalesinin hâkimiyetine son koyuldu ve 628 senesine kadar Arrân, Pers valileri tarafından idare edildi61.

B. MİHRANİLER SÜLALESİ DÖNEMİ

VI. yüzyılın sonu ve VII. yüzyılın başlarında Arrân’daki Girdman vilayetinin yerli sahipleri Mihraniler Sülalesi hâkimiyeti elde etmeği başardı. Şöyle ki, Sâsânî sarayındaki iç karışıklıkta Mihr de yer almış, daha sonra II. Hüsrev Perviz’den

59 Moses, a.g.e., s. 111-16.

60 Rene Grousset, Stepler İmparatorluğu, çev. Halil İnalcık, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2011, s. 84;

Bahtiyar Tuncay, Kafkas Albaniyasının Dili ve Edebiyatı, Kanun Neşriyat Evi, Bakü 2010, s. 43-4; Edisyon, Tarih, C. II, s. 50-3.

(34)

16

korunmak için 30 bin kişilik ailesi ile beraber Sâsânî arazisinden çıkarak imparatorluğun düşmanları olan Hazarlara sığınmıştı. Durumu fark eden II. Hüsrev mektup göndererek Mihr’i ikna etmiş ve ona ikamet etmesi için Uti eyaletini tahsis etmişti. Mektup ona Uti eyaletinin Girdiman bölgesinde ulaşmıştı ve mektubu okuduktan sonra Girdman’da kalmaya karar vermişti. Daha sonra Mihraniler Arrân’da hüküm süren Pers asıllı Aranşahiler sülalesi fertlerini suikast düzenleyerek öldürdü ve neticede tüm ülkeye sahip oldu. Moses Mihraniler sülalesine mensup olan hükümdarların isim listesini vermiştir. Listede Mihr, Armael, I. Vard, kahraman Vafdan, II. Vard, I. Varazman, Varaz Grigor, Varaz Peroz, Cevanşir, Yezud Hüsrev ve II. Varazman ismiyle bilinen Arrân hükümdarları yer almıştır62.

Mihraniler Arrân’da (603) yarı müstakil olarak hâkimiyeti tesis etseler de 630 yılından itibaren Sâsânîlere tabi olmadan kendi kuralları ile hüküm sürmüşlerdi. 591 yılında Sâsânî ve Doğu Roma arasında yirmi seneden fazla süregelen savaşlar sonucunda anlaşmaya gidildi ve Ermenistan iki imparatorluk arasında bölündü. Fakat Arrân Çarlığı anlaşma gereği hiçbir bölünmeye maruz kalmadı. Fakat yine de ülkede Pers merzübanları ülkeyi istedikleri şekilde idare edebiliyordu. Daha sonra iki imparatorluk arasındaki savaşlar yeniden başladı 603 senesinden 629 senesine kadar devam etti. Arrân Çarlığı Persler tarafından Doğu Roma’ya karşı sürdürülen mücadelelere celp edildi. 603-4 senesinde Arrân’da Perslere karşı isyan patlak verdi ve bu isyan II. Hüsrev Perviz tarafından yatırılarak ülkenin ileri gelenlerinin çoğu idam edildi. Fakat II. Hüsrev’in hanımı Şirin63’in çabası sayesinde bu katliamdan sadece Arrân dini lideri Viro kurtula bildi. Ancak dini lider Sâsânî sarayında gözetim altında kalma şartıyla bağışlanmış, kendisinin dini rütbesi lağvedilmemişti. Arrân’da Mihraniler sülalesinden olan Varaz Grigor’a Girdman’ın tam hâkimi ve Arrân’ın yarı müstakil idarecisi unvanının verilmesinde dini liderin etkisi oldu. Ayrıca II. Hüsrev’in Viro’ya karşı saygısı vardı ve kendisinin çevresinde Hıristiyan tebaa da mevcuttu64. Hüsrev’in Hıristiyanlara karşı ılımlı davranışı Doğu Roma’ya karşı yürüttüğü siyasetten de kaynaklanıyordu. Zira bu dönemlerde Hıristiyanlığın Diofizit (Nastûrî)

62 Moses, Alban, s. 157-59; Movses Horenatsi, İstoriya Armeii, C. III, çev. Gagika Sarkisyana,

Ayastan, Erivan 1990, s. 86; Ayrivankskiy, Kronografiçeskaya İstoriya, s. 348-49; Trever, a.g.e., s. 203; Edisyon, Tarih, C. II, s. 126.

63 II. Hüsrev’in Bizans şehzadesi Meryem ve Türk kökenli Şirin adında iki eşi olmuştur. Genceli

Nizami’nin “Hüsrev ve Şirin” eserinde bahsettiği Şirin bu kadındı. Bk. Nizami Gencevi, Hüsrev ve Şirin, Lider Neşriyat, Bakü 2004.

64 Onun yakınındaki Hıristiyanlar büyük ihtimalle Doğu Roma’daki mezhep kavgasından İran’a

(35)

17

mezhebi Doğu Roma’da resmi mezhep ilan edilmiş ve bunun mukabilinde Sâsânî başkentinde 612-13 senesinde resmi kurultayda Hıristiyanlığın Monofizit (Yakûbî) mezhebi İran topraklarında resmi dinlerden biri ilan edilmişti65.

623-24 senesinde Sâsânîlerin Güney Kafkasya’daki siyasi düzeni Doğu Roma imparatoru İrakli’nin bölgeye düzenlediği seferler sonucunda bozuldu. Neticede 624-28 seneleri iki imparatorluğun savaş güzergâhı Güney Kafkasya oldu ve bundan Arrân Çarlığı da etkilendi. 624 senesinde Debil’i ele geçiren Doğu Roma ardından Nahçıvan’ı işgal etti. İmparator İrakli Arrân, Gürcistan, Ermenistan’ın ileri gelenlerine Doğu Roma’ya destek olmasını talep etti ve aksi halde onların Putperestler gibi aynı muameleyi göreceklerini belirtti. II. Hüsrev’in emri üzerine Arrân’ın ileri gelenleri başkent Berzea’yı terk ederek Arrân’ın istihkâm kalelerinde mevzilendi. İrakli ülkenin birçok yerini tahrip ederek ele geçirdi ise de bu seferi istediği gibi sonuç vermedi. Nitekim II. Hüsrev’in ordusu Arrân’a girerek Doğu Romalıları yenmeği başardı ve onları ülkeden çıkardı66.

625 senesinde İrakli Hazarlarla ittifak kurarak onları Sâsânîlere karşı yapılan savaşlarda kendilerine destek vermesini istedi. II. Hüsrev ise bunun karşılığında Balkanlarda hüküm süren Avarlarla ittifak yaparak onları Doğu Roma’nın başkenti Konstantinopol’a yönlendirmeyi başardı. Ancak bu durum Hazarların Arrân’a sokulmasını engelleyemedi ve neticede ülke Hazarlar tarafından işgale maruz kaldı (626). Onlar putperestleri ve hatta Hıristiyanları yaşlı, çocuk demeden kılıçtan geçirdi. Nakledildiğine göre ülke, Hazar hakanının Şat isimli kumandanı tarafından işgal edilmiş ve katliam onun emriyle gerçekleşmişti67.

628 senesinde II. Hüsrev’in suikast sonucunda öldürülmesinin hemen ardından Hazarlar ülkeye yeniden sokuldu. Hazarlar ilk olarak Çola vilayetindeki Derbend’i işgal ederek başkent Berzea’ya yürüdü. II. Hüsrevin ülkede bulunan amiri Hazarlara karşı birlik oluşturmaya çalışsa da bu durum Hazar yürüyüşüne engel olamamıştı68. Hazarlar ülkeyi işgal ettikten sonra İrakli’nin ordusu ile beraber Tiflis’e yürüdü. İrakli Hazar komutanına ülkeyi sürekli işgal altında tutmasını ve Sâsânîlerin mukavemetini

65 Moses, Alban, s. 160; Edisyon, Tarih, C. II, s. 126-27.

66 Edisyon, Tarih, C. II, s. 127; İvan Cavahişvili, Oçerki iz İstorii Gruzii Abhaziya s drevneyşih vremen

do naşih dney, İzdatelistvo İntelekti, Tiflis 2009, s. 121.

67 Moses, Alban, s. 162-63; Edisyon, aynı yer. Arrân ilk defa olarak İrakli’nin Hazarlarla ittifakı

sonucunda işgal edilmişti. Daha sonra sonra bu işgaller Arap-İslâm fetihleri döneminde de sürdürülecekti.

(36)

18

kırmasını istemiş, kendisi de İranlılara karşı diğer bölgelerde mücadeleye devam etmişti. Sonuç itibariyle Hazarlarla yapılan ittifak Doğu Roma’nın Güney Kafkasya politikasını güçlendirdi69. Gürcü kaynaklarına göre, İrakli Güney Kafkasya’da Hıristiyanlığın Yakûbî koluna mensup olanları takip ettirerek onları Nasturî mezhebine geçmeleri için zorladı. Bunun sonuncunda Gürcü ileri gelenleri ve hatta Arrân Çarı Varaz Grigor da bu mezhebi kabullendi70. Dolayısıla 624-28 senelerinde İrakli’nin işgal ettiği bölgelerde Nastûrî akidesini yayma politikası sergiledi. II. Hüsrev’in ölümünden sonra Arrân dini lideri ülkeye geri dönmüş, Varaz Grigor ise İrakli ile anlaşarak onun isteklerini yerine getirme karşılığında Arrân’ın tahtına tekrar otura bilmişti. Ayrıca İran’da tahta çıkan II. Kavad, İrakli ile anlaşma zorunda kalmış ve bazı bölgeleri Doğu Roma’ya vermişti. Kısa süre sonra 629 senesinde Hazar komutanı Şat ülkeye yeniden girdi ve dini lider Viro’ya emirlere itaat etmesini istedi. Viro Hazarların taleplerini kabul etti ve ülke yeniden Hazarların eline geçti. 630 senesinde ülkede Sâsâni gücünün zayıflaması, Hazarların halkın elinde bulunan mallarını müsadere etmesi sonucunda ülkede açlık ve epidemi hastalığı yayıldı ve Viro da dâhil birçok insan öldü71.

VII. asrın otuzuncu yıllarında Hazar hakanı Cebu’nun ölümünden sonra Hazarlar arasındaki iç çekişmeler Hazarların ülkeden çekilmesine neden oldu. Nitekim bunun ardından (630) Varaz Grigor yeniden tahta geçerek ülkeyi idare etmeğe başladı. Yeni Arrân hükümdarının hâkimiyeti Arap-İslâm ordusunun gelişine kadar devam edecekti72.

69 Edisyon, Tarih, C. II, s. 128.

70 Marie Felikite Brosset, Gürcistan Tarihi, Hrand çev. Andreasyan, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2003,

s. 195-97. Ancak 630 senesinde Varaz, Viro’nun tekidi ile yeniden Yakûbî akidesine geçmişti. Bk. Edisyon, Tarih, C. II, s. 129.

71 Edisyon, Tarih, C. II, s. 128-29. İranda iç çekişmeler, sonucunda Hazarların ülkeyi işgal etmesi

ülkeyi zor durumda bıraktı. Yalnız Hazar işgali Cebu hakanın öldürülmesinden (VII. Yüzyılın 30’cu yılı) sonra bitti. Bk. Edisyon, aynı yer.

Referanslar

Benzer Belgeler

BDP Lice Başkanı Harun Erkuş ile yaptığımız görüşmede de, olayla ilgili uyuşturucu iddiaları dile getirilirken, kendisinin uyu şturucu ile ilgili yapılan bir

‘Erdoğan Not Welcome- Erdoğan Hoş Gelmiyorsun’ Platformu, Türk Cumhurbaşkanı R.Tayyip Erdoğan’ın 28-29 Eylül’de Almanya’ya yapacağı ziyareti protesto eylemlerine

Askorbik asit ile bazik ilaçların (örneğin; amfetamin), trisiklik antidepresanların birlikte kullanılması terapötik etkiyi azaltır. Östrojenlerle birlikte kullanımı

Sağlıklı Aile Ölçeği’nin uzun formunun tümü için Cronbach alpha iç tutarlılık güvenirlik katsayısı .81, ailede sosyal ve duygusal sağlık süreçleri alt boyutu

Yerel mahkeme; 4447 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önce yaşlılık aylı- ğına hak kazanmış ve yasanın yürürlüğünden sonra çalışmalarını sürdüren avukatların

• Elektrikli motosikletinizi bir ay veya daha fazla bir süre için kullanmamanız durumunda, bataryaların en az ayda bir boşaltımını sağlayarak tekrardan şarj ediniz..

1956’da Çorum’da başladığı İmam Hatip Lisesi’ni bitirdikten sonra 1963’te İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü’ne kaydoldu.. 1967’de bura- daki öğrenimini tamamladı

• Yetişkin hayvanlarda uzun süreli gıda ve su yoksunluğu dönemlerinden sonra gözlemlenen stres yanıtı, çok daha belirgin olabilir.. • Hayvanlar genellikle güvenlik