• Sonuç bulunamadı

Tarihi Kentsel Alanlarda Toplumsal Ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinde Yaşanan Değişim: Fener-balat Örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tarihi Kentsel Alanlarda Toplumsal Ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinde Yaşanan Değişim: Fener-balat Örneği"

Copied!
185
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ĐSTANBUL TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ  FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Begüm ŞĐŞMANYAZICI

Anabilim Dalı : Mimarlık

Programı : Mimari Tasarım

HAZĐRAN 2009

TARĐHĐ KENTSEL ALANLARDA

TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA SÜRECĐNDE YAŞANAN DEĞĐŞĐM: FENER-BALAT ÖRNEĞĐ

(2)
(3)

HAZĐRAN 2009

ĐSTANBUL TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ  FEN BĐLĐMLERĐ ENSTĐTÜSÜ 

YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Begüm ŞĐŞMANYAZICI

(502061008)

Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 04 Mayıs 2009 Tezin Savunulduğu Tarih : 02 Haziran 2009

Tez Danışmanı : Prof. Dr. Hülya TURGUT YILDIZ (ĐTÜ) Diğer Jüri Üyeleri : Prof. Dr. Alper ÜNLÜ (ĐTÜ)

Prof. Dr. Nilgün ERGÜN (ĐTÜ)

TARĐHĐ KENTSEL ALANLARDA

TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA SÜRECĐNDE YAŞANAN DEĞĐŞĐM: FENER-BALAT ÖRNEĞĐ

(4)
(5)

ÖNSÖZ

Beni akademik dünya ile tanıştıran, öngörüleri ile yol gösteren ve yetkinliği ile mesleki ufkumu geliştiren Sevgili Hülya Turgut’a teşekkürü bir borç bilirim.

Kentsel Yenileme Metodları Dersi çerçevesinde benimle yakından ilgilenen ve tüm çalışmam süresince benimle kaynaklarını paylaşan Sayın Nilgün Ergün’e ve jürideki katkılarından dolayı Sayın Alper Ünlü’ye çok teşekkür ederim.

Bu çalışmamda ve yüksek lisans eğitimimin her aşamasında yardımlarını ve anlayışını esirgemeyen aileme, arkadaşlarıma ve Has Mimarlık ailesine teşekkürü bir borç bilirim.

Alan çalışması kısmında bana zaman ayıran ve yardımcı olan herkese sonsuz teşekkürler ederim.

Haziran 2009 Begüm ŞĐŞMANYAZICI

(6)
(7)

ĐÇĐNDEKĐLER

Sayfa

ÖNSÖZ ... iii

ĐÇĐNDEKĐLER ...v

KISALTMALAR ... vii

ÇĐZELGE LĐSTESĐ ... Hata! Yer işareti tanımlanmamış. ŞEKĐL LĐSTESĐ ... xi

ÖZET ... xiii

SUMMARY ... xv

1. GĐRĐŞ ...1

2. KENTSEL YENĐLEME ...5

2.1 Kentsel Yenileme Kavramı ...5

2.2 Kentsel Yenilemenin Tarihsel Gelişimi ...7

2.3 Kentsel Yenileme Yöntemleri ... 13

2.4 Bölüm Sonucu ... 23

3. TOPLUMSAL ve MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA ... 25

3.1 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Tanımı ... 26

3.2 Kentsel Yenileme ve Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Đlişkisi ... 33

3.3 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Yaklaşımları ... 34

3.4 Bütüncül Yaklaşım: Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Bileşenleri 42 3.4.1 Sosyo-kültürel bileşenler ... 42

3.4.2 Ekonomik bileşenler ... 51

3.4.3 Politik bileşenler... 55

3.5 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Sonuçları ... 56

3.6 Kavramsal Çerçeve: Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Süreci Etkileşim Sistemi ... 59

3.7 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Dünyadaki Değişimi 63 3.8 Đstanbul’da Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma ... 65

3.8.1 Ekonomik değişimler ve azınlıklara yönelik politikalarla şekillenen toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma ... 65

3.8.2 Đstanbul’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin değişimi ... 69

3.8.2.1 Birinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası 70 3.8.2.2 Đkinci toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası 76 3.8.2.3 Üçüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası 82 3.8.2.4 Dördüncü toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgası 84 3.9 Bölüm Sonucu ... 98

4. FENER-BALAT SEMTLERĐNDE YAŞANAN TOPLUMSAL ve MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA ... 101

4.1 Fener-Balat Semtleri’nde Yaşanan Tarihsel Süreç ... 104

4.2 Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi (3. Dalga) ... 108

4.2.1 Rehabilitasyon Projesinin Amacı ve Hedefleri ... 108

(8)

4.2.3 Rehabilitasyon Projesinin Yöntemi ... 114

4.3 Fener-Balat Yenileme Projesi (4. Dalga) ... 117

4.3.1 Yenileme Projesinin Amacı ve Hedefleri... 117

4.3.2 Yenileme Projesinin Aktörleri ve Finansmanı ... 119

4.3.3 Yenileme Projesinin Yöntemi ... 121

4.4 Fener-Balat Halkı ile Yapılan Görüşmelerin Tespitleri ... 124

4.5 Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projelerinin Karşılaştırılması ve Değerlendirilmesi ... 134

4.6 Bölüm Sonucu ... 140

5. SONUÇ VE ÖNERĐLER ... 143

KAYNAKLAR ... 149

(9)

KISALTMALAR

ABD : Amerika Birleşik Devletleri

IFEA : Institut Français d’Etudes Anatoliennes/ Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü

UNESCO : United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization/ Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu

ECD : Engineering Consulting Development/ Mühendislik Danışmanlık Geliştirme

ĐBB : Đstanbul Büyükşehir Belediyesi TOKĐ : Toplu Konut Đdaresi

KĐPTAŞ : Konut Đmar Plan Turizm Ulaşım Sanayi ve Ticaret A.Ş. T.M.Y.Y. : Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma

(10)
(11)

ÇĐZELGE LĐSTESĐ

Sayfa

Çizelge 2.1 : Tarihsel süreçte kentlerin değişimi. ... 12

Çizelge 3.1 : Farklı toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma tanımları. ... 32

Çizelge 3.2 : Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma bağlamında kentsel yenileme çalışmaları. ... 40

Çizelge 3.3 : Toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin sonuçları... 59

Çizelge 4.1 : Semt sakinlerinin coğrafi kökeni. ... 107

Çizelge 4.2 : Rehabilitasyon projesinin etapları ... 114

Çizelge 4.3 : Fener-Balat’ta yaşama nedenleri. ... 126

Çizelge 4.4 : Fener-Balat’tan taşınma isteği. ... 126

Çizelge 4.5 : Mahallenin fiziksel ve doğal yapısından hoşnutluk düzeyi. ... 127

Çizelge 4.6 : Hizmet alanlarından hoşnutluk düzeyi. ... 128

Çizelge 4.7 : Konutlardan hoşnutluk düzeyi. ... 128

Çizelge 4.8 : Uygulanacak bir yenileme projesinden beklentiler. ... 129

Çizelge 4.9 : Yenileme projesinin finansman seçenekleri. ... 131

Çizelge 4.10 : Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nin değerlendirilmesi. ... 132

Çizelge 4.11 : Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projeleri’nin karşılaştırılması ve değerlendirilmesi. ... 139

(12)
(13)

ŞEKĐL LĐSTESĐ

Sayfa

Şekil 1.1 : Tez süreci. ...xiv

Şekil 2.1 : Kentsel temizleme çalışmasını ifade eden karikatürler ... 14

Şekil 2.2 : London City Hall ve Riverside Yeniden Geliştirme Projesi ... 16

Şekil 2.3 : Paris Marais Bölgesi . ... 18

Şekil 2.4 : Pompidou Meydanı ... 18

Şekil 2.5 : 1940’larda ve günümüzde Soho’dan bir görüntü ... 19

Şekil 2.6 : Soho’da yer alan dükkan ve konutlar ... 19

Şekil 2.7 : Batı Dok Alanı’na ait görüntüler. ... 22

Şekil 2.8 : Queen Meydanı ... 23

Şekil 2.9 : Liverpool’daki konutlar. ... 23

Şekil 3.1 : Kentsel yenileme çalışmaları ile T.M.Y.Y. süreci arasındaki ilişki. ... 33

Şekil 3.2 : Konsantrik Zon Modeli ... 35

Şekil 3.3 : Konsantrik Zon Modeli ... 35

Şekil 3.4 : Beyaz ırkın kent merkezine geri dönüşü. ... 47

Şekil 3.5 : Amerikalı soylulaştırıcılar ... 48

Şekil 3.6 : Sanatçıların peşinden giden yeni orta sınıf. ... 49

Şekil 3.7 : Sanatçıların değer artışına neden olması. ... 51

Şekil 3.8 : Kent mekanındaki ekonomik değişim döngüsü. ... 54

Şekil 3.9 : Kavramsal çerçeve: toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin etkileşim sistemi. ... 62

Şekil 3.10 : Đstanbul’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma dalgaları. ... 69

Şekil 3.11 : Kuzguncuk. ... 72

Şekil 3.12 : Arnavutköy. ... 74

Şekil 3.13 : Ortaköy sahil şeridi ve meydanı . ... 76

Şekil 3.14 : Cihangir ... 78

Şekil 3.15 : Galata . ... 79

Şekil 3.16 : Tünel ... 81

Şekil 3.17 : Sulukule’nin yenileme çalışmalarından önceki hali . ... 88

Şekil 3.18 : Sulukule Kentsel Dönüşüm Projesi ... 89

Şekil 3.19 : Ayvansaray Projesi ile ilgili sunum ... 91

Şekil 3.20 : Ayvansaray Kentsel Dönüşüm ve Yenileme Projesi ... 91

Şekil 3.21 : Tarlabaşı Yenileme Projesi’nden sokak görünümleri. ... 94

Şekil 3.22 : Tarlabaşı Yenileme Projesi’nden sokak görünümleri ... 95

Şekil 3.23 : Tarlabaşı Yenileme Projesi kapsamında planlanan avlular. ... 96

Şekil 3.24 : Đstanbul’da T.M.Y.Y. sürecinin değişimi... 97

Şekil 3.25 : Đstanbul’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin değişimi ve alan çalışması ... 100

Şekil 4.1 : Alan çalışması yöntemi ... ..103

Şekil 4.2 : Balat yangınlarından biri ... 104

Şekil 4.3 : Çalışma alanının havadan görünüşü ... 108

(14)

Şekil 4.5 : Fener–Balat Rehabilitasyon Projesi’nin amaçları ... 110

Şekil 4.6 : Fener–Balat Rehabilitasyon Projesi’nin aktörleri ... 111

Şekil 4.7 : Halkın katılımı ile gerçekleştirilen toplantılar ... 112

Şekil 4.8 : Halkın katılımı ve projedeki belirleyiciliği... 112

Şekil 4.9 : Fener–Balat Rehabilitasyon Projesi yöntem ve aktörleri ... 116

Şekil 4.10 : Fener–Balat Yenileme Projesi’nin amaç ve hedefleri ... 119

Şekil 4.11 : Fener–Balat Yenileme Projesi’nin aktörleri... 119

Şekil 4.12 : Fener–Balat Yenileme Projesi yöntem ve aktörleri ... 123

(15)

TARĐHĐ KENTSEL ALANLARDA TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA SÜRECĐNDE YAŞANAN DEĞĐŞĐM: FENER VE BALAT ÖRNEĞĐ

ÖZET

Kentler canlı mekanizmalar olduğu için oluşumlarından itibaren bir yıpranma ve yenilenme döngüsü içinde, sosyo-kültürel, ekonomik, fiziksel, politik ve teknolojik birçok bileşenin etkileşimi ile biçimlenirler.

Her değişim kendi içindeki dönemin özelliklerine göre şekillenmekte ve bunun sonucunda da kent mekanı farklı değişim süreçlerinden geçmektedir. Bu değişim süreci içinde günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen kentsel alanların, iyileştirme çalışmaları ile kente kazandırılmaya çalışıldığı görülmektedir. Kentsel yenileme olarak adlandırılan bu çalışmalarla, kent bütününden kopan parçaların kente entegrasyonu sağlanmaktadır. Sanayinin kent dışına taşınması, banliyöleşme ve yoğun göç ile çöküntü alanları haline gelen kent içi tarihi konut alanları da 1960’lardan sonra kentsel yenileme çalışmalarının odak noktası olmuştur.

Dünyadaki örneklerde 1960’larda başlayan değişim süreci, Türkiye’de 1980’lerde kendini göstermiştir. 1980’lerde bireysel mücadelelerle gelişen rehabilitasyon çalışmaları zamanla yerini daha örgütlü bir şekilde hazırlanan kamu projelerine bırakmıştır. 2000’li yıllara gelindiğinde ise, tarihi kent içi konut alanlarında gerçekleştirilen yenileme çalışmalarının çok farklı bir döneme girdiği görülmektedir. 2005 yılında çıkartılan kanun ile yasal zemine oturtulan bu çalışmaların bütüncül planlama anlayışından uzak, dönüşümün sosyal ve ekonomik boyutlarından bağımsız, katılımın olmadığı projeler üzerinden hazırlandığı görülmektedir.

Kent içi konut alanında yaşanan fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel değişimlerin güncelliğini koruması ve Türkiye gibi tarihi değerler taşıyan bir ülkede yenileme çalışmalarının oldukça önemli olmasından ötürü tez konusu olarak, tarihi kentsel konut alanlarının yaşadığı değişim süreci seçilmiştir. Dünyada yaşanan bu değişim süreci 1960’larda yaşanan sınıfsal değişimi vurgulamak amaçlı genelde soylulaştırma (Đng. gentrification) sözcüğü ile ifade edilmektedir. Buna karşın tez genelinde, zamanla sürecin belirtilen soylu sınıfla bir ilişkisi kalmamasından ötürü, süreç toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sözcüğü ile ifade edilmiştir. Böylece değişimin arkasında yatan diğer bileşenler de vurgulanmıştır.

Tezin teorik kısmında, sürecin bileşenleri, aktörleri, dinamikleri, sonuçları ve değişimi vurgulandıktan sonra, alan çalışmasında Đstanbul’daki tarihi kent içi konut alanlarının yaşadığı değişim sürecini ortaya koymak amacıyla Fener-Balat’ta farklı iki yaklaşımla tasarlanan projeler karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Bu projelerden ilki olan rehabilitasyon projesi, kamu öncülüğünde önceden hazırlanmış projeler üzerinden bütüncül bir bakış açısı ile hazırlanan çalışmaların yer aldığı üçüncü dalgada gerçekleştirilmiştir. 2009 yılında proje hazırlıkları başlayan yenileme projesi ise, noktasal çözümleri, koruma anlayışından kopuk oluşu ve yerel halkı arka planda tutan tutumundan dolayı eleştirilen dördüncü dalgada yer almaktadır.

(16)

Bu iki farklı proje, bölge halkı ve proje temsilcileri ile yapılan görüşmeler ve özellikle dördüncü dalgadaki yenileme projeleri ile ilgili akademik camia ve mimarların eleştirileri ışığında karşılaştırılarak, önümüzdeki süreçte hazırlanacak yenileme projeleri için çıkarımlarda bulunulmuştur.

Tez çalışması içinde incelenen başlıklar ve bu başlıkların incelenme yöntemlerini içeren şekil aşağıda yer almaktadır:

Şekil 1.1 : Tez süreci. NĐTELĐKSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMĐ

SONUÇLAR : Geleceğe yönelik öneriler

G Ü N L Ü K G Ö Z L E M D O K Ü M A N -T E R A R A Ş T IR M A K A R Ş IL IK L I G Ö R Ü Ş M E FENER-BALAT REHABĐLĐTASYON PROJESĐ FENER-BALAT YENĐLEME PROJESĐ N ĐT E L ĐK S E L K A R Ş IL A Ş T IR M A L I A N A L ĐZ Y Ö N T E M Đ il e Ö R N E K V A K A Đ N C E L E M E ĐK ĐN C Đ A D IM : A lan Ç al ış m as ı PROJELERĐN KARŞILAŞTIRILMASI ĐSTANBUL’DAKĐ T.M.Y.Y. SÜRECĐNDE 3.DALGA ĐSTANBUL’DAKĐ T.M.Y.Y. SÜRECĐNDE 4.DALGA D O K Ü M A N T E R A R A Ş T IR M A T E K N ĐĞ Đ ĐL E B ĐL G Đ E D ĐN M E ĐL K A D IM : K avr am sal Ç er çe ve DÜNYADA T.M.Y.Y SÜRECĐNDEKĐ DEĞĐŞĐM

iSTANBUL'DA T.M.Y.Y SÜRECĐNDEKĐ DEĞĐŞĐM

T.M.Y.Y. SÜRECĐNDEKĐ DEĞĐŞĐM

TOPLUMSAL VE MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA (T.M.Y.Y.) T.M.Y.Y. BĐLEŞENLERĐ T.M.Y.Y. AKTÖRLERĐ

Farklı aktör ve bileşenler açısından sürecin sonuçları

KENTSEL YENĐLEME METODLARI

(17)

CHANGING PROCESS of the SOCIAL and SPATIAL RESTRUCTURING IN HISTORICAL SITES: CASE OF FENER-BALAT

SUMMARY

Cities and towns have been shaped, influenced and changed since the times they were first founded by numerous factors including technology, politics, economy, geography and socio-culture. Each evolution is shaped in the context of its own time period and thus each urban location is subject to different change processes. Cities prolong their existences within a perpetual cycle of depreciation and renewal, based on the fact that they are living mechanisms. In this context, efforts to incorporate urban areas which fail at meeting the demands of the contemporary world into the cities themselves are observed. These efforts, called urban renewal, allow the urban pieces that at one time have been detached from the city be integrated back into it. Inner city housing zones have become areas that have suffered economic, socio-cultural and physical deposition, due to the late 1960’s relocation of industrial works to outer skirts of the city, heavy migration to city’s inner layers and suburbanization. Changing process that had started through examples in 60s worldwide took place in 1980s in Turkey. Mostly considered individual rehabilition efforts in 1980s turned into better organised public efforts over the time.

However, during year 2000s, it is witnessed that inner city housing zones rehabilitation works realised are entered into totally different era and period. Decree legislated in 2005, which provided legal ground for further projects were not really standing by on the side of totally integrated and planned approach, totally independent from social aconomic aspects of the transformation and minimized participation took place.

Changing process of the social and spatial restructurıng in historical sites as a thesis topic was chosen due to socio-cultural, economic and pyshical changes in inner city housing zones are contemporary issues currently and plays great role in Turkey, which possess considerable historical value and importance. Experienced concept of change process in the world in 1960s led to use the term “gentrification” to emphasise evolution of hierarciachal class , however, the real implied meaning of hierarciachal class seperation faded away over the time and no association to noble class prevailed anymore and to serve this purpose, It will be used “toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma” (social and spatial restructuring) definiton instead of “gentrification” in this dissertation to elaborate multilayer of process.

The projects conducted under two different approaches for Fener-Balat; is discussed in order to manifest alternation processes of historical inner city residential areas throughout the thesis on application samples.

(18)

Rehabilitation project study was realised on the third wave through projects in the leadership of public/state initiated projects in the light of integrated point of view. Renewal project inaugurated in the early 2009 is placed on the fourth wave and was criticized for its focal solution proposals, being far away from protective approach and ignoring local people’s opinions.

These two seperate projects were compared with each other to derive conclusions for future renewal projects on the basis of interviews with local public and project representatives and also in the light of critics directed by academic people and architechs especially related with fourth wave renewal projects.

All covered headings and themes in the dissertation and their research methodology diagram is indicated below;

QUALITATIVE RESEARCH METHOD

Results: Suggestions for the future projects

C A S U A L O B SE R V A T IO N L IT E R A T U R E R E S E A R C H IN T E R V IE W FENER-BALAT REHABILITATION PROJECT FENER-BALAT RENEWAL PROJECT Q U A L IT A T IV E C O M P A R A T IV E M E T H O D S E C O N D P A R T : C as e S tu d y L IT E R A T U R E R E S E A R C H F IR S T P A R T : C on se pt u al F ram ew or k

IN THE WORLD IN ISTANBUL

CHANGE IN THE PROCESS OF S.S.R.

SOCIAL AND SPATIAL RESTRUCTURING (S.S.R.)

COMPONENTS OF

S.S.R. ACTORS OF S.S.R.

Effects of the process for different actors and components

URBAN RENEWAL METHODS

COMPARISON OF THE PROJECTS 3. WAVE IN ISTANBUL IN THE PROCESS OF S.S.R. 4. WAVE IN ISTANBUL IN THE PROCESS OF S.S.R.

(19)

1. GĐRĐŞ

Dünya sosyo-kültürel, fiziksel, ekonomik, politik ve teknolojik dinamikler çerçevesinde değişmekte, kentsel alanlar da bu değişimin yansıdığı mekanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dinamiklerin karşılıklı etkileşimi ile şekillenen kent mekanı, her çağda, her ülkede ve her şehirde bazı benzerlikler ve farklılıklar içermektedir. Bu nedenle de hiçbir şehir bir diğerinin aynı olarak şekillenmemektedir. Buna rağmen, belli başlı olaylar çerçevesinde dünya üzerindeki tüm şehirler genel olarak, benzer şekilde etkilenmiştir. Başlangıç tarihi her ülkede farklı olmasına rağmen, genel olarak 1960’lardan itibaren kent içi alanların bir kısmının orta ve üst sınıf tarafından terk edilerek yeni bir değişim sürecine girdiği gözlemlenmektedir. Sanayinin de şehir dışına çıkması ile kent merkezleri iyice boşalmış, bu boşalan mekanlar da kırsal alanlardan kent merkezine doğru yaşanan başka bir göç dalgası ile daha alt sınıfa mensup insanlar tarafından doldurulmuştur. Kent merkezleri bu etkilerle gün ve gün ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziksel bir bozulma sürecine girmiştir. Ekonomik durumu kısıtlı olan kişiler yaşadıkları evlere ve çevrelerine yatırım yapamadıklarından, birçok tarihi ve mimari değeri yüksek olan kent içi konut alanları da zamanla bozulmaya başlamıştır.

Akademi dünyasının dikkatini çeken tarihi kent içi alanların yaşadığı bu değişimi anlatmak üzere, ilk olarak 1964 yılında Glass “Londra’daki işçi mahallelerinin orta sınıf tarafından yavaş yavaş ele geçirilmesi durumu”nu “soylulaştırma (Đng. gentrification)” sözcüğü ile adlandırmıştır (Glass, 1964). Londra işçi mahallelerinde yaşanan değişimi anlatmak üzere kullanılan sözcük zamanla tüm dünya kentlerinde tarihi kent içi alanlarda yaşanan değişimi anlatmak üzere kullanılmaya başlanmıştır. Kent içi mekanında yaşanan ve Glass tarafından ilk kez adlandırılan bu süreç için yapılan ilk çalışmalar, 1979’a kadar talep yönlü yaklaşım çerçevesinde, süreçte görev alan kişiler ve onların tercihleri üzerine yoğunlaşmıştır. 1979’dan sonra ise sürecin oluşumuna neden olan ekonomik etmenler de, arz yönlü yaklaşımla yürütülen çalışmalarda sorgulanmaya başlamıştır. Son dönemde yapılan araştırmalar ise, sürecin çok boyutluluğu üzerinde durmaktadır.

(20)

Dünyada olduğu gibi Türkiye’deki tarihi konut alanları da içinde bulunduğu dönemin özelliklerine bağlı olarak farklı süreçlerde değişiklik göstermiştir. 1980’lerde Arnavutköy, Kuzguncuk ve Ortaköy zengin çevresel değerleri çerçevesinde bireysel girişimlerle yenilenirken, 90’larda Beyoğlu mahallelerinin yoğun kültür ve eğlence etkinlikleri çerçevesinde yenilendiği görülmektedir. 2000’li yıllarda ise, yenileme çalışmaları tarihi yarımadaya kaymıştır. Önceki örneklere nazaran daha büyük ölçekli ve planlı projeler üzerinden şekillenen süreçte kamunun etkisi de artmıştır. 2005 yılından sonra ise, özellikle çıkartılan 5366 sayılı kanun ışığında Türkiye’de yenileme çalışmaları yeni bir boyut kazanmıştır. Son dönemde yenileme çalışmaları kapsamında sosyal boyutun önemsenmediği, rant esaslı, noktasal çözümler ile koruma ilkelerinden bağımsız çalışmaların yürütüldüğü görülmektedir.

Kent içi konut alanlarında yaşanan fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel değişimlerin güncelliğini koruması ve Türkiye gibi tarihi değerler taşıyan bir ülkede bu yenileme çalışmalarının son derece önemli olmasından ötürü, tez konusu olarak tarihi kentsel konut alanlarında yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılandırma süreci seçilmiştir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Türkiye’deki tarihi kent içi alanlarının, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci içinde, hangi bileşenlerin etkileşimi ile nasıl bir değişim içine girdiğinin ortaya konulması ile sürecin çok boyutluluğunun vurgulanmasıdır. Böylece, tarihi kent içi konut alanlarında uygulanacak yenileme çalışmalarında tüm sorulara cevap verecek, geniş katılımlı, herkesin çıkarlarının korunduğu, adil ve çok boyutlu projelerin uygulanması için çıkarımlarda bulunulacaktır. Böylece özellikle 2000’li yıllardan sonra Đstanbul’daki çoğu tarihi kent içi konut alanının değişimine neden olan bu süreç üzerinde düşünülmesi sağlanacaktır.

Konu ile ilgili birçok bilimsel çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalar kapsamında sürecin bileşenleri, aktörleri ve sonuçları genelde talep yönlü veya arz yönlü çalışmalarla tek yönlü olarak ele alınmıştır. Bu çalışmaların belli bir bileşene odaklanması ve süreci oluşturan etmenlerin birbirleri ile etkileşimini göz ardı etmesinden dolayı, zamanla yerini tüm bileşenlerin bir arada ele alındığı bütüncül yaklaşımlı çalışmalara bırakmıştır. Türkiye’de kent içi konut alanlarının değişimini konu alan çalışmalar ise genelde belli bir alanda gerçekleşen değişimleri tespit etmek amaçlı alan çalışmaları ile yürütülmektedir. Bu çerçevede, 2001-2006 arasında yapılan alan çalışmalarında Kuzguncuk, Galata ve Cihangir en fazla ele alınan örnekler olmuştur (Uzun, 2001;

(21)

Đslam, 2003; Şalgamcıoğlu, 2005; Kütükoğlu, 2006). Bu araştırmalarda genel olarak, yapılan anket çalışmaları ile fiziksel, ekonomik ve sosyo-kültürel değişimler tespit edilmeye çalışılmıştır. Genellikle sürecin sonucunda yerinden edilen halk ile ilgili ve onların istekleri ile ilgili bir çalışma yapılmamış, sadece var olan yapı tespit edilmiştir. Bu nedenle tezin alan çalışmasında genelde üzerinde durulan aktör yerel halk olmuştur. Onların istekleri, ihtiyaçları ve görüşlerine yer verilmiştir.

Tez, niteliksel araştırma yöntemi çerçevesinde iki adımda hazırlanmıştır. Bütüncül bir bakış açısı ile yapılan çalışmanın ilk adımında, konunun teorik kısmı oluşturulmuştur. Teorik kısımda kentsel yenileme yöntemlerine, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecine, süreçin bileşenlerine, dinamiklerine, sonuçlarına, dünyada ve Đstanbul’da sürecin değişen boyutuna yer verilerek, Đstanbul’daki değişim süreci farklı dinamikler çerçevesinde örneklendirilmiştir. Tezin ikinci adımı olan alan çalışması kısmında ise, Đstanbul’daki tarihi konut alanlarında son dönemde yaşanan yenileme çalışmalarındaki değişimi vurgulamak ve ileriye yönelik çıkarımlarda bulunmak için farklı dönemlerdeki farklı yaklaşımlarla Fener-Balat’ta planlanan yenileme projeleri karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır. Bu kapsamda 1996 yılında çalışmaları başlanan ve 2008 yılında tamamalanan rehabilitasyon çalışmaları ile 2009 yılında çalışmaları başlanan yenileme projeleri incelenmiştir. Bu doğrultuda proje görevlilerinden alınan bilgiler ve son dönemdeki yenileme çalışmaları hakkında mimar ve akademisyenlerin yaptıkları eleştiriler üzerinden iki farklı proje özelinde iki dönemin karşılaştırılması yapılmıştır. Fener-Balat sakinleriyle yapılan görüşmelerde de bölge halkının ihtiyaç ve istekleri belirlenerek, tüm bu veriler ışığında herkesin çıkarlarının korunduğu çok boyutlu yenileme projelerinin planlanması konusunda çıkarımlarda bulunulmuştur.

Yukarıda yer verilen amaç doğrultusunda ikinci bölümde toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma çalışmalarının kentsel yenileme çalışmalarının neresinde yer aldığı, sürecin oluşmasındaki tarihsel nedenler ve hangi durumlarda başvurulan bir yöntem olduğu açıklanmış ve alternatif kentsel yenileme yöntemleri tanıtılmıştır. Üçüncü bölümde, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma üzerine farklı bakış açıları getiren tanımlara değinilmiştir. Süreçle ilgili tanımlara yer verilirken, özellikle son dönemde yapılan çalışmalarda kent mekanında yaşanan ve kentsel yenileme çalışmalarının farklı yöntemlerine ışık tutan değişimlerin de aynı başlık altında

(22)

incelenmesinin doğruluğu sorgulanmıştır. 1920’lerden itibaren kent mekanının değişimi ve gelişimini sorgulayan yaklaşımlara yer verilerek, bu yaklaşımların toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma süreci üzerine yapılan çalışmaları nasıl etkiledikleri üzerinde durulmuştur. Benimsenen bütüncül yaklaşım çerçevesinde sürecin, sosyo-kültürel, ekonomik ve politik bileşenlerine değinilmiş ve sonuçlarının farklı kişiler açısından olumlu ve olumsuz yönleri irdelenmiştir. Đstanbul’da yer alan tarihi kent içi konut alanlarında yaşanan değişimler yaşandığı alan, zaman ve farklı dinamiklerden ötürü dört aşamada örnekler üzerinden incelenmiş, dünyada ve Đstanbul’da tarihi konut alanlarının yaşadığı değişim sürecine yer verilmiştir.

Dördüncü bölümde tez genelinde teorik olarak ortaya konulan yenileme çalışmalarındaki bütüncül yaklaşımın önemini uygulama örnekleriyle pekiştirmek ve Đstanbul’da son dönemde yenileme çalışmalarının geçirdiği değişimi göstermek amacıyla aynı alanda farklı iki yaklaşımla ele alınan Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projeleri karşılaştırmalı olarak ele alınmıştır.

Tezin son bölümü olan 5. bölümde ise, ileride uygulanacak yenileme çalışmaları için çıkarımlarda bulunulmuş ve yenileme çalışmalarında tüm bileşenlerin ele alındığı bütüncül yaklaşımla hazırlanan projelerin yer aldığı yeni bir dönemin ihtiyacı vurgulanmıştır.

(23)

2. KENTSEL YENĐLEME

Kent mekanının günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen parçalarının yeniden yaşanabilir canlı alanlar haline getirilerek kente kazandırılması olan kentsel yenileme, geçmişten günümüze çok boyutlu değişimlerin etkisi altında kalmıştır. 1950’lerin başında kentsel temizleme (Đng. urban clearance) olarak adlandırılan yıkıp yeniden inşa etme süreci, çağdaş toplumun ihtiyaçlarını karşılayamayan veya tam olarak çalışmayan kent dokusunu yeniden hayata döndürmeyi amaçlayan kentsel yenileme çalışmalarında hakim yöntem olmasına karşın, özellikle 1960’lardan sonra korumacı anlayışın yaygınlaşması ile korumanın mümkün olduğu alanlarda yerini, yeniden canlandırma, koruma ve rehabilitasyon çalışmalarına bırakmıştır. Son dönemde ise, kentsel yenileme çalışmalarında yıkıp yeniden inşa etme ve koruma yöntemlerinin her ikisine de başvurulduğu görülmektedir.

Bu bölümde, tarihi kentsel alanlarda yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecindeki değişimi belirtmek amacıyla öncelikle kentlerin gelişim ve değişimi incelenmiştir. Daha sonrasında ise, bu bağlamda değişen ve şekillenen kentsel yenileme yöntemlerine yer verilmiştir.

2.1 Kentsel Yenileme Kavramı

Kentsel yenileme, sözlük tanımına göre, “mevcut kentleri ve merkezleri düzeltmek ve günün gereklerine uydurmak amacıyla yeniden planlama ve bunu uygulamadır” (Hasol, 1998). Kentsel yenileme çalışmalarında en önemli olan nokta ekonomik, sosyal veya fiziksel olarak günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen kent mekanlarının, bu ihtiyaçlar çerçevesinde yeniden planlanarak hayata döndürülmesidir. Özden ve Narlı da, yaptıkları tanımlamalarda, kentsel yenileme çalışmaları ile kentin çöküntü alanları olarak kabul edilen parçalarının, canlandırılıp hayata döndürülmesi sonucu yeniden kente kazandırıldığının üzerinde durmuşlardır (Özden, 2008; Narlı, 2006). Kent mekanı; ekonomik, politik, sosyal, kültürel, teknolojik birçok bileşenin etkisiyle şekillenmektedir. Fiziksel çevre, insanların yaşadıkları çevreleri ve konutları için yaptıkları harcalamalarla, politik olarak alınan kararlarla, kültürel etkilerle,

(24)

teknolojik değişikliklerle ve insanların kendi yaşam tarzlarına yakın sosyal gruplarla birlikte yaşama istekleri ile biçimlenmektedir. Kentlerin yeniden planlanması olan kentsel yenileme de Healey tarafından içinde ekonomik, politik ve sosyal birçok bileşeni içeren ve günlük yaşamımızı çok farklı boyutlarda etkilemesinden ötürü birçok disiplini ilgilendiren bir süreç olarak tanımlanmaktadır (Healey, 1992). Bu nedenle kentsel yenileme, birçok bileşenin etkileşimi ile oluşan çok boyutlu bir süreci ifade etmektedir. Süreçteki çok boyutluluğu vurgulayan Erden, kentsel yenilemeyi, “fiziksel ve sosyal açılardan çöküntü sürecine girmiş alanların; ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koşullarının gelişmesini sağlamak” olarak nitelendirmektedir (Erden, 2006).

Kentsel yenileme çalışmaları, bazı hedefler etrafında şekillenmektedir. Aaen’e göre, kentsel yenilemenin başlıca beş hedefi vardır. Bunlardan ilki, yapı-çevre standartlarını iyileştirerek ve daha iyi bir yaşam kalitesi sunarak, alanda yaşayanlara fayda sağlanmasıdır. Đkincisi, konut alanlarının iyileştirilmesi maliyetinin, yerleşimde yaşayanlarca karşılanmasıdır. Bu nedenle de maliyet, sanayi sektöründeki ortalama maaşların yüzde yirmisini aşmamalıdır. Üçüncü hedef, düşük gelirli ev sahiplerini daha iyi konut standartlarına kavuşturabilecek konut yardımları verilmesidir. Dördüncü hedef, mülk sahibi olma konusunda (alanda yaşayanlara yapıların daha iyi bakımı ve daha iyi çevre yönetimi sağlanması açısından) teşvik edici olmasıdır. Bu nedenle kentsel yenileme, aynı zamanda kiracıları ev sahibi yapmayı hedeflemelidir. Ve son olarak da kentsel yenileme, uzun dönemde, kısmen çevreyi iyileştirerek, sosyal aktiviteler, sosyal servisler sağlayarak kısmen de çocuklu ailelere daha geniş konutlar temin ederek yaşam kalitesi daha yüksek, normal bir nüfus yapısına ulaşmaya yardımcı olmalıdır (Aaen, 1999; Aktaran Özden, 2008). Erden’e göre ise, kentsel yenileme süreci dört temel hedefi sağlamayı amaçlamaktadır. Bunlar; “kentlerdeki fiziksel çöküşü durdurmak ve tarihi dokunun sürdürülebilirliğini sağlamak, ekonomik yaşamı canlandırmak, kentsel yaşam kalitesini arttırmak ve kültüre dayalı dinamikleri harekete geçirmek ve son olarak her ölçekte katılımı sağlamaktır” (Erden, 2006). Kentsel yenileme çalışmaları, daha önce vurgulandığı gibi, birçok disiplini ilgilendiren ve direk insan faktöründen etkilenen bir süreci kapsadığından, bu çalışmalarda her ölçekte katılım son derece önemlidir. Bu nedenle Kocabaş katılımın önemini vurgulamak amacıyla, kentsel yenilemeyi, “ortaklık-tabanlı eylem programlarını uygulamayı hedefleyen, bütünleştirilmiş (Đng.

(25)

integrated) kamu sektörü öncülüğünde yürütülen bir süreç” olarak tanımlamaktadır (Kocabaş, 2006).

Yukarıda belirtildiği gibi, kentsel yenilemenin ana hedefi, kentin fiziksel, sosyal, kültürel ve ekonomik çöküşünü durdurarak, daha yaşanabilir ortamlar yaratmak, bunu yaratırken de başta yerel halk olmak üzere her ölçekte katılımı sağlamaktır. Yapılan incelemeler sonunda kentsel yenileme günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen kentsel alanların mevcut yasalar çerçevesinde, kamu, özel sektör veya kamu-özel işbirliği ile, fiziksel, ekonomik ve sosyal olarak iyileştirilerek kente kazandırılmasıdır.

2.2 Kentsel Yenilemenin Tarihsel Gelişimi

Kentlerin dinamik bir organizmaya benzediği, zaman içinde sosyo-kültürel, ekonomik, teknolojik ve fiziksel açılardan dönüşüme uğradıkları yadsınamaz bir gerçektir. Kentlerin değişim ve dönüşümünde etkili olan dört kırılma noktasının kentsel yenileme çalışmalarını da şekillendirdiği görülmektedir. Sanayi Devrimi ile şehirlerin kalabalıklaşması, II. Dünya Savaşı ile özellikle Avrupa kentlerinin harap olması, sanayisizleşme ve banliyöleşme ile kentlerin boşalması ve demografik yapıda, meslek gruplarında ve kişisel tercihlerde değişim yaratan küreselleşme ile ekonomik, sosyal ve fiziksel bozulma yaşayan kent alanlarının kente kazandırılması için özellikle 1950’lerden sonra kentsel yenileme çalışmaları başlamıştır (Baransü, 1989; Ergün, 2006-2007; Thorns, 2004). Her dönemin kendine özgü verileri, ihtiyaçları ve yaklaşımları çerçevesinde de kentsel yenileme çalışmaları farklı şekillerde biçimlenmiştir. Bu nedenle, kentsel yenilemenin oluşumu ve zaman içindeki değişimini anlayabilmek için sürecin öznesi olan kentlerin gelişimini incelemek gerekmektedir.

Kentsel yenileme öncesi kentsel gelişimin tarihçesine baktığımızda, ilk dönem olarak karşımıza şehirleşmenin statik dönemi çıkmaktadır. Bu dönemde şehirler gelişmelerine karşın tüm nüfusun içinde şehirsel nüfusun oranı statik durumunu korumuştur (Baransü, 1989). Ortaçağ kent merkezi, hem alanı hem de nüfusu bakımından değişmeye ve gelişmeye kapalıdır. Đkinci dönem olan sanayi öncesi döneme gelindiğinde ise, deniz aşırı ticaretin gelişmesi sonucunda liman şehirlerinin önem kazandığı ve böylece 16 ve 17. yüzyıllarda ticaretle zenginleşmenin başladığı gözlemlenmektedir. Bu dönemde zenginleşmenin etkileri olarak binaların

(26)

iyileştirildiği ve az da olsa kent merkezine göçlerin başladığı görülmektedir (Ergün, 2006-2007).

Sanayi çağına geldiğimizde, şehirlerdeki çekim gücünün arttığı, böylece kırsal alanlardan kentlere göçlerin başladığı görülmektedir. “Bu göçler sonucunda; şehirsel nüfus, tüm nüfusa oranla %80 civarına ulaşmıştır” (Baransü, 1989). Dünya Gelişme Raporu’nda da görüleceği üzere 1850’lerde Sanayi Devrimi ile birlikte yaşanan bu yoğun göç ile şehirlerin yapısı değişmiştir (World Development Report, 1999/2000). 1850’lerde Endüstri Devrimi ile başlayıp 1950’lerde modern kent oluşana kadar geçen süreçte yaşanan yoğun göçler beraberinde barınma sorununu doğurmuştur. Oluşan barınma sorununu çözmek amacıyla, fabrikaların ve yeni iş yerlerinin yakınında çoğunlukla büyük apartman şeklinde konut alanları oluşturulmuştur. Göç ve yoğun yapılaşma sonucu oluşan bu tip sağlıksız çevreler, zamanla insanların sağlığını tehdit eder duruma gelmiştir.

1939–1945 yılları arasında yaşanan II. Dünya Savaşı ile özellikle Avrupa kentlerinin bombardımanlar sonucu tahrip olduğu görülmektedir. Savaş sonucu oluşan yıpranma ve yıkılmalar sonucu kentler köhnemeye yüz tutmuştur. Özden’in de belirttiği gibi bundan sonraki dönemde “yakılıp yıkılmış kentlerin yenilenmesi, tahrip olmuş zengin kültür mirasının onarılması, ekonomik çöküntüye uğramış alanların yeni fonksiyonlarla canlandırılması zorunluluğu ve insanların sağlıklı, yaşanabilir bir çevrede ikamet etme arzusu, kentsel yenileme zorunluluğunu doğurmuştur” (Özden, 2008). Böylece sanayileşme sonucu oluşan yoğun göçler ve savaşın etkisi ile gerileyen kent mekanlarının geri kazanılması için kentsel yenileme çalışmaları başlamıştır.

1950 ve sonraki döneme gelindiğinde modern kentlerle karşılaşılmaktadır. Bu dönemde kentsel mekanın kişilerin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırıldığı görülmektedir. Ulaşım sistemleri geliştirilerek özellikle otomobil kullanımının yaygınlaşması ile birlikte kent merkezinde yaşayan, sanayiden para kazanan orta ve üst orta sınıf kişilerin, oturulacak alan olarak, kent dışındaki, insan sağlığına daha uygun yeşil çevreleri seçtikleri görülmektedir. Bu durum kentsel mekanda yeni bir kavram olan ‘banliyö’leri1 (Đng. suburb) doğurmuştur. Kurtuluş’un da belirttiği gibi

1 “Dünyada banliyöleşme (Đng. suburbia) ya da banliyö (Đng. suburb) denildiğinde ilk akla gelen,

(27)

“sanayi öncesi kentlerde çekirdeği oluşan ve sanayi kentiyle birlikte yaygın yerleşmeler haline gelen banliyöler, modern kentleşme literatürüne orta sınıfın yarattığı bir mekansal farklılaşma biçimi olarak girmiştir. Banliyöleşme, özellikle 1950’lerden sonra kent merkezleri için bir dönüm noktası olmuş ve kent merkezleri adeta terk edilmiş çöküntü alanları haline gelmiştir. Boşalan şehir merkezleri de zamanla ticaret, ofis ve daha düşük gelirli halk için konut görevi görmeye başlamıştır” (Kurtuluş, 2005). Kent içi konut alanlarının kullanımı, sanayileşmenin etkisiyle kentsel alanlarda yaşanan yoğun göçle aynı zamana denk gelmektedir. 1950’lerde kent merkezlerinde yaşayan birçok kişi banliyölere giderken arkalarında tarihi alanlarda kullanılmayan boş konut alanları bırakmışlardır. Aynı dönemde kent mekanına dahil olan göçmenler de bu alanları yaşam mekanı olarak benimsemişlerdir (Frieden, 1964). 1950’lerde özellikle göç sonucu, alt gelir seviyesinden kişilerin kent içi alanlara yerleşimi ile çöküntü bölgeleri haline gelen mekanlar, kentsel yenileme çalışmalarının ana öznesi olmuştur.

Kent içi alanlarda ki sosyo-kültürel, ekonomik ve fiziksel olarak bozulmuş çevreler, yapıların yıkılıp yeniden inşa edidiği kentsel yenileme çalışmaları ile kente kazandırılmaya çalışılmıştır. Amerika’daki kentsel yenileme çalışmaları başlarda, bazı etnik gruplar için özellikle oluşturulan programlar olarak karşımıza çıkmıştır.2 1963 yılının 1960’lara kadar yıkıp yeniden inşa etme yöntemi ile sürdürülen kentsel yenileme çalışmalarında, özellikle kişilerin evlerinden edilmesi sorunundan ve kentsel temizleme sonucunda oluşan boş arazilere gerekli talebin olmamasından ötürü, korunabilecek binaların korunup günün koşullarına uygun hale getirilmesinin kentsel yenileme çalışmalarında en uygun yöntem olduğuna karar verilmiştir (Anderson, 1964). Böylelikle kentsel yenileme çalışmaları 1960’lardan sonra farklı bir boyut kazanmış, bu dönemden sonra yeniden canlandırma, rehabilitasyon, koruma ve yeniden geliştirme programlarının yaygınlaştığı görülmüştür. Korumacı anlayışın benimsenmesinde, kanunlar da büyük görev üstlenmiştir. Đlk olarak 1961

Banliyö olgusu daima, belirli ekonomi politikaları, sermaye birikim biçimi, toplumsal iş bölümü, sınıfların konumu ve mekansal olumsallıklar gibi bağlamlara bağımlı mekansal farklılaşmayı ifade etmektedir” (Kurtuluş, 2005).

2 Amerika’da yaşanan kentsel yenileme çalışmalarının başlarında, çoğunlukla göçmen zenci fakir

ailelerin yaşadığı alanların yıkılarak, bu kişilerin yerlerinden edildiği görülmektedir. Zenci azınlık nüfusuna yönelik tutulan bu tavırdan ötürü kentsel yenileme başlığı altında Amerika’da yürütülen bu çalışmalara “Zenci Nakil” (Đng. Negro Removal) programı adı da verilmiştir (Anderson, 1964).

(28)

yılında Hollanda’da gerçekleştirilen Eski Eserler Kanunu (Đng. Monument Act) daha sonrasında Fransa’daki Loi Malraux tarafından devam ettirilmiştir. 1967’de Đngiltere’de Kentsel Değerler Yasası (Đng. Civic Amenities Act), aynı yılda Đtalya’da Kent Planlama Yasası (Đng. Urban Planning Act) ve 1973’de Türkiye’de ‘Eski Eserler Kanunu’ile tarihi yapılar koruma altına alınmıştır (Tiesdell ve diğerleri, 1996).

Amerika’daki sürece baktığımızda ise, 1949 yılında Konut Kanunu’nun (Đng. Housing Act) hakim olduğu görülmektedir. Bu kanuna göre, standart altı kötü konutlar kentsel temizleme ile yok edilecek, konut açığını çözmek için konut üretimi ve yeterli toplumsal katılım teşvik edilecek ve her Amerikalı aile için temiz bir ev ve yaşanabilir bir çevre hedefi gerçekleştirilecektir (Anderson, 1964). 1966 yılına gelindiğinde ise Amerika’da da Ulusal Tarihi Koruma Kanunu (Đng. National Historic Preservation Act) ile korumacı anlayışın benimsendiği görülmektedir (Tiesdell ve diğerleri, 1996).

1960-70’lerde başlayan korumacı anlayış milliyetçi, dini yaklaşımlara öncelik vererek, bireysel binaları ve sanatsal değeri yüksek yapıları korumayı tercih etmiştir. Korunan yapıların çoğu bir milletin tarihini anlatan figürler taşıyan yapılar veya katedral/ kilise gibi dini yapılar olmuştur. Korumacı anlayışın ikinci dalgasında ise tarihi yapı grupları ve bu alanların bulunduğu bölgelerde koruma yaygınlaşmıştır (Tiesdell ve diğerleri, 1996).

Modern kentte 1980’lerle hız kazanan küreselleşme3 de, insanların yaşamlarını, hayat tarzlarını, sınıfsal ilişkilerini, mesleklerini ve tüm bunlara bağlı olarak da yaşadıkları çevreleri ve kentleri değiştirdiğinden kentsel yenilemeye yön veren başka bir dönüm noktası olmuş ve kentlerin şekillenmesinde büyük rol oynamıştır. Thorns, küreselleşmenin dünyayı biçimlendiren, dönüştüren; sosyal, politik, ekonomik, kültürel ve ekolojik süreçlerden oluşan bütünsel bir olgu olduğunu vurgulayarak, bu küresel olguların kentlerin ölçek ve nüfus olarak büyüklüğü nedeniyle kentler üzerindeki etkisine dikkat çekmiştir (Thorns, 2004).

3 “Küreselleşme ulus-devlet sınırlarını aşan yeni ilişki ve etkileşim biçimlerinin ortaya çıkması,

kentlerin ulusal-kültürel yerleşim sistemleri içindeki özerkliklerinin artması ve küresel ölçekte mal, hizmet, bilgi ve sermaye akışında avantajlı konumda bulunan kentlerin ön plana çıkmasıdır” (Işık, 1995).

(29)

Nitekim Akın da kentsel mekan organizasyonlarında meydana gelen değişimlerden bahsederken, küreselleşme sonucu işgücünün sektörel yapısında ve istihdam olanaklarında farklılıklar meydana geldiğinden, hizmet sektörünün payının arttığından ve bunun da gelir gruplarını, tüketim taleplerini ve yaşam alışkanlıklarını değiştirerek, kentsel mekanda dönüşümlere sebep olduğundan bahsetmiştir (Akın, 2000). Küreselleşme ile birlikte özellikle 1980’lerin dönüşüm projelerinin odağı kentin boşalmış, atıl ve çöküntü alanlarının yeniden canlandırılması olmuştur. Avrupa’da ve Amerika’da bu dönüşüm projelerinin örnekleri olarak; Nottingham/ Lace Çarşısı, Birmingham/Jewellery Bölgesi, Bradford/Küçük Almanya gibi değerini yitiren birçok endüstriyel ve ticari mekanın günün ihtiyaçlarına uygun şekilde yenilenmesi gösterilebilir (Tiesdell ve diğerleri, 1996).

Aynı süreçte yeni orta sınıfın kent merkezlerindeki köhnemiş tarihi konut alanlarına geri dönmeleri ve buraları kendi yaşam tarzlarına uygun hale getirerek bu mekanlarda sosyal, ekonomik ve fiziksel değişimlerde bulunmaları kentsel yenileme çalışmalarında korumacı bir anlayışın doğmasına yol açmıştır. Tiesdell, Oc ve Heath’ın da belirttiği gibi, çoğu Avrupa ülkesinde ve Amerika’da, 1960 ve 70’lerden itibaren “buldozerden kaçan” kent içi alanlarındaki tarihi yapılar rehabilitasyon, akabinde de toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecine girmiştir (Tiesdell ve diğerleri, 1996). Kişisel tercihler etrafında şekillenen kentsel yenileme çalışmalarının hedeflerinden biri de, kent merkezlerindeki canlılığı arttırmak adına, üst ve orta sınıfın bu alanlara çekilmesidir. Çünkü kentler, mali ve sosyal canlılıklarını sürdürebilmek için ekonomik olarak farklı yapılara sahip, çeşitli sınıflardan insan topluluklarına ihtiyaç duyarlar (Kingsley&Austin, 1993). Bu nedenle de, kent merkezlerinden ayrılıp kentin dış çeperlerine taşınan kişilerin, vergilerini bu alanlarda ödemelerinden ötürü üst ve orta sınıfın kent merkezlerinden ayrılması arzu edilen bir durum değildir.

Çizelge 2.1’de tarihsel süreçte kentlerde değişikliğe yol açan Sanayi Devrimi, II. Dünya Savaşı, banliyöleşme, sanayisizleşme ve küreselleşmenin doğurduğu fiziksel, ekonomik ve sosyal sonuçlara yer verilmiştir.

Kentsel yenileme çalışmalarında Avrupa ve Amerika’daki örnekler incelendiğinde, genelde yenileme çalışmaları ortak noktalar barındırmasına karşın temelde bazı farklılıklar içermektedirler. Bu farklılıklar; kültürel birikim, aktörler ve etnik gruplar olarak toplanabilir.

(30)

Çizelge 2.1 : Tarihsel süreçte kentlerin değişimi. SANAYĐ DEVRĐMĐ 1850 II. DÜNYA SAVAŞI 1939/1945 BANLĐYÖLEŞME 1950 SANAYĐSĐZLEŞME- KÜRESELLEŞME 1970& sonrası

FĐZĐKSEL - Sağlıksız yaşam alanları (dar sokaklar- kalabalık konutlar- büyük apartmanlar-hava kirliliği-kanalizasyon ve su şebekelerinde yetersizlikler) - Binalarda yıpranma ve yıkılmalar - Şehrin banliyö alanına doğru büyümesi - Banliyölerde insan sağlığına daha uygun yeşil alanlarda alçak katlı konut üretimi - Kent merkezlerinde terketmeye ve yatırımsızlığa bağlı fiziksel bozulmalar - Fiziksel olarak bozulan alanların yıkılarak yeniden inşası - Şehrin banliyölere doğru büyümesi ve insan sağlığına uygun yeşil alanlarda alçak katlı konut üretimine devam - Sanayinin şehir dışına çıkması sonucunda boşalan alanların yenilenerek şehir yaşantısına katılması - Fiziksel mekanda koruma bilincinin yaygınlaşması SOSYAL - Đşçi sınıfının doğması - Burjuva sınıfının yapısal değişimi - Kentlerde nüfus artışı - Erkek nüfusunun savaştan dolayı azalması - Düşük gelir sınıfının kent merkezlerine, üst-orta sınıfın banliyölere kayması (sınıfsal değişim) - Küreselleşme ile, meslek gruplarında ve tüketim alışkanlıklarında değişim (yeni orta sınıf) EKONOMĐK - Orta sınıfın zenginleşmesi - Savaştan dolayı ekonomik zayıflama - Yatırımın şehir dışına kayması - Kent merkezlerinin ekonomik olarak zayıflaması (vergi ve yatırımsızlık) - Ekonomik olarak yeni orta sınıfın doğması - Gelir eşitsizliği

Avrupa kentlerindeki kültürel birikimin Amerika’ya göre daha yoğun olması, Kentsel yenileme çalışmalarında korumacı bilinci daha etkin kılmıştır (Ergün, 2006-2007). Avrupa şehirlerindeki yenileme hareketlerinin II. Dünya Savaşı sonrası bir patlama şeklinde ortaya çıkmasının en önemli nedeni de şehirlerin bombardımanlar sonucu tahrip edilmiş olmasıdır (Baransü, 1989). Tahribat sonrasında, Avrupa şehirlerindeki kültürel birikim, yıkılan yapıların asıllarına uygun olarak yeniden

(31)

inşası ile korunmuştur. Bazı şehirlerde ise savaş sonrasında, kentsel yenileme çalışmaları ile farklı yerleşim alanları yaratıldığı görülmektedir.

Avrupa’daki kentsel yenileme çalışmalarının Amerika’dakilerden bir farkı da, Amerika’da federal hükümet ile yerel hükümetin birlikte çalışmasına karşın, Avrupa’daki örneklerde çoğunlukla projelerin halk tarafından yürütülmesi olmuştur (Ergün, 2006-2007). Bu nedenle Avrupa ve Amerika’daki kentsel yenileme çalışmaları süreçte rol oynayan aktörler açısından farklılıklar içermektedir.

“Eski köle kültürünün bir yansıması olarak, ortaya çıkan ve etnik gruplara karşı takınılan itici tavır, ABD’de gecekondulaşmayı (Đng. slum) güçlendirmiştir. Avrupa’da etnik nedenlere dayalı yabancılaşma büyük şehirlerde mevcut olmakla birlikte, hiçbir zaman ABD’deki boyutlara ulaşmamıştır” (Baransü, 1989). Amerika’daki kentsel yenileme çalışmaları özellikle ilk dönemlerinde, daha önce belirtildiği gibi bazı etnik gruplar için oluşturulan programlar çerçevesinde şekillenmiştir. Bu nedenle Amerika’daki kentsel yenileme çalışmalarında etnik grupların rolü oldukça yüksektir.

2.3 Kentsel Yenileme Yöntemleri

“Kentsel yenileme, kentin kendi dinamiklerine ve içinde barındırdığı çeşitli özelliklerine göre farklı müdahale türlerini gerektirmektedir. Kentte ekonomik anlamda bir çöküş yaşandığında ekonomik canlanma hedefine yönelik tedbirler alınmaktadır. Sosyal anlamda bir çöküntü söz konusu ise sosyal yapıyı iyileştirici yöntemlere başvurulmaktadır. Fiziksel anlamda bir eskimişlik, köhnelik durumunda teknik tedbirlerle yenileme sağlanmaya çalışılmalıdır. Çoğu zaman da bunların birkaçı birden aynı alanda çözümlenmek durumundadır” (Özden, 2008). Çünkü daha önceden de belirtildiği üzere, kentsel yenileme içinde birçok olguyu barındıran bir kavramdır.

Uygulanacak alanın yerel özelliklerine, aktörlerine ve ihtiyaçlarına göre o alan için doğru yöntemin belirlenmesi gerekir. Bu nedenle hangi durumda hangi kentsel yenileme yönteminden faydalanılacağına karar verilebilmesi için tüm türlerin özelliklerinin ve oluşması düşünülen sonuçlarının incelenmesi gerekmektedir. Kentsel yenileme çalışmaları incelendiğinde, kentsel alanların ya kentsel temizleme veya yeniden geliştirme çalışmaları ile yıkılıp yeniden yapılandırıldığı ya da yeniden

(32)

canlandırma, rehabilitasyon, sağlıklaştırma çalışmaları ile korunarak yeniden yapılandırıldığı görülmektedir. Bu uygulamaların yanı sıra, yıkıp yeniden yapma ve koruma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı yeniden üretim çalışmaları da görülmektedir. Bu çerçevede kentsel yenileme yöntemleri beş ana başlıkta incelenmiştir.

•Kentsel temizleme (Đng. urban clearence): Kentsel temizleme, “çöküntüye uğrayan bir kentsel alan parçasındaki fiziksel dokunun tümüyle yıkılıp yerine yeni bir doku getirilmesi” olarak tanımlanmaktadır (Özden, 2008). Özellikle 1950’lerin son yarısında, birçok ülkede gecekondu ve standart altı konut alanlarında, kentsel temizleme çalışmalarının uygulandığı görülmektedir (Bellush&Hausknec, 1967). 1960’lara gelindiğinde korumacı yaklaşımın benimsenmesi ile yerini mevcut yapıların iyileştirilmesi çalışmalarına bıraksa da halen daha uygulamalarına rastladığımız bu yöntemin daha ne kadar tartışılacak ve uygulanacak olduğu bilinmemesine karşın, yüksek maliyeti, sosyal sorunlar oluşturması ve bazı durumlarda önemli tarihi yapıların kaybedilmesine neden olmasından ötürü koruma çözümü olmayan alanlarda uygulanması arzu edilmektedir. Aşağıdaki karikatürlerde kentsel temizlemenin yerinden edilme ile eşdeğer bir olgu olduğu çarpıcı bir biçimde anlatılmıştır. Đlk şekilde kentsel yenileme çalışmalarındaki yıkım, buldozer ve ondan kaçan insan figürü ile resmedilmiştir. Đkinci şekilde ise, Gecekondu Temizleme Departmanı (Đng. Slum Clearance Department) ile Evsizlere Yardım Departmanı (Đng. Homeless Aid Department) düşündürücü bir şekilde yan yana resmedilmiştir (Şekil 2.1).

(33)

Diacon’a (1991) göre bir alanda temizleme kararı alınabilmesi için gerekli ölçütler sırası ile insan yaşamı için uygun olmayan yapıların bulunması; kötü yerleşim düzeni, dar ya da kötü düzenlenmiş ara sokaklar nedeniyle insan sağlığı için tehlikeli ya da zararlı yapıların bulunması; alandaki kötü koşullarla başa çıkmanın en etkin yolunun, alandaki tüm konutları ve diğer yapıları yıkıp alanı temizlemek olması; alandan taşınacak olanlar için emin ve uygun bir yerleşim yerinin temin edilebilmesi ve son olarak temizleme programını yürütecek yeterli kaynağın var olmasıdır (Özden, 2008). Bu noktada en önemli ölçüt kuşkusuz alanda uygulanacak en etkin yolun ne olduğudur. Çünkü tüm olumsuz sonuçlarına rağmen bazı durumlarda kentsel temizleme en etkin yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak böyle zamanlarda, Diacon’un da belirttiği gibi yeterli maddi kaynak ile yerli halk için emin ve uygun bir yerleşim alanı sağlanmalıdır. Ayrıca yerli halkın tercih ve ihtiyaçları ön planda tutularak, seçilecek yerleşim alanının uygunluğu özellikle test edilmelidir.

1930 yılında Đngiltere’de çıkartılan Gecekondu Temizleme Kanunu (Đng. Slum Clearance Act) doğrultusunda birçok yerleşimde kentsel temizleme haritaları (Đng. slum clearance map) oluşturularak, temizleme çalışmalarının yapıldığı görülmektedir Londra Homerton’daki Nisbet Sokağı da 1935-36 yılları arasında kentsel temizleme çalışmalarının uygulandığı alanlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır (Url-2).

Đngiltere’de 1930’lu yıllarda yürütülen kentsel temizleme çalışmalarından biri de Brighton Borough Gecekondu Temizleme Konseyi Programı (Đng. Brighton Borough Council Slum Clearance Programı) doğrultusunda yürütülmüştür. Bu program çerçevesinde, Đngiltere’deki insan sağlığı için problem teşkil eden çoğu yapı yıkılarak, yenilenmiştir. Projeyle sadece konutlar yıkılarak yenilenmemiş, aynı zamanda 1884 yılında çıkarılan Brighton Geliştirme Kanunu (Đng. Brighton Improvement Act) çerçevesinde kanalizasyon sistemleri de kurulmuştur (Url-3).

•Yeniden geliştirme (redevelopment): Yeniden geliştirme; “uzun dönemde arazi kullanışı ve nüfus politikalarını yansıtan, kent ölçeğinde bir nazım plana uygun olarak evvelce inşa edilmiş bir alanı istimlak etme, bu alanı temizleme ve yeniden yapma, mevcut arazi kullanışını ve nüfus dağılım şeklini

(34)

değiştirme ve elden geçirme olayı” olarak açıklanmaktadır (Çetiner, 1981). Keleş’e göre burada dikkat edilmesi gereken, kazanılan toprağın yeni kullanışlara ayrılmasıdır (Keleş, 2000). Eğer alanın genel yapısı ve binaların düzeni ekonomik aktivite için veya yeterli yaşam şartı için imkan vermiyorsa ve yapılar gerçek anlamda bir bozulma sürecine girmişse, bu alanlarda yeniden geliştirme yöntemine başvurulması gerekmektedir (Bellush&HausknecM, 1967). Smith, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma çalışmalarını, yeniden geliştirme çalışmalarından ayrı tutarak; yeniden geliştirme çalışmalarının eski yapıların rehabilitasyonunu değil daha önceden geliştirilmiş alanlarda yeni inşaatı kapsadığını belirtmektedir (Smith, 1982).

Kanada, Vancouver’de yer alan Fairview Slope Bölgesi’nde gerçekleştirilen kentsel yenileme projeleri, yeniden geliştirme çalışmalarına örnek gösterilebilir. 1970’lerde Fairview’deki çoğu su kenarı yerleşimi, endüstrinin şehir dışına kayması sonucu, yeniden geliştirme çalışmaları çerçevesinde açık alışveriş ve kültür alanına dönüştürülmüştür. Mevcut binalar yıkılarak yerine apartmanlar yapılmış, böylece başlarda endüstri şehri olan Fairview zamanla kültürel ve ticari aktivitelerin yer aldığı, yüksek katlı yapılaşması olan yeni bir kimliğe bürünmüştür (Lees ve diğerleri, 2006).

Şekil 2.2 : London City Hall ve Riverside Yeniden Geliştirme Projesi (Url-4). Yeniden geliştirme çalışmalarına Londra’nın Riverside Bölgesi’nde yaşanan değişiklikler de örnek olarak verilebilir. Nehir kıyısında yer alan eski endüstri arsaları, proje kapsamında konut, kültür, eğlence ve ticaret aktivitelerinin yer alacağı yeni bir kimliğe bürünmektedir (Lees ve diğerleri, 2006).

(35)

Yeniden geliştirme çalışmaları örneklerden de anlaşılacağı üzere çoğunlukla eski işlevini yitiren ve korunması gerekli olmayan endüstri alanlarının farklı fonksiyonlarla tekrar kent yaşamına katılmasında uygulanmaktadır.

•Yeniden canlandırma (revitalization): Yeniden canlandırma, “sosyo-kültürel, ekonomik ya da fiziksel açılardan çöküntü süreci yaşamakta olan kentsel alan parçalarının, çöküntüye neden olan faktörlerinin ortadan kaldırılması ya da değiştirilmesi sonucu, tekrar hayata döndürülmesi ve canlandırılması” olarak tanımlanmaktadır (Narlı, 2006). Özden de yeniden canlandırmayı benzer şekilde, “ekonomik, sosyal ya da fiziksel açılardan bir çöküntü dönemi yaşayan ya da bu çöküntü dönemi sonucunda terk edilmiş, başıboş bırakılmış kent parçalarının, özellikle de kent merkezlerinin, çöküntünün kaynağı olan faktörlerin ortadan kaldırılması ya da değiştirilmesiyle tekrar hayata döndürülmesi” olarak açıklamaktadır (Özden, 2008).

Yeniden canlandırma çalışmaları ile kent yaşamından kopan alanların kente kazandırılmasındaki önemi Tiesdell ve diğerleri şu şekilde vurgulamışlardır: “Çoğu şehirler, bünyesinde barındırdığı tarihsel ve kültürel bileşenlerinden ötürü ‘mekan duygusu’ ve ‘kimlik’ kazandıran alt birimlerden oluşur. Genellikle bu birimler şehir merkezlerinde yer alır ve bu bölgelerin yeniden canlandırılması; yatırımcı ve girişimcileri buna bağlı olarak da turistleri ve halkı, bu bölgelere çekerek tüm şehrin yeniden canlanmasına neden olur. Böyle alanlar müze veya müze çevreleri olamaz. Bu nedenle yeniden canlandırma çalışmalarının, kent bütününden kopan alanları şehir yaşantısına bağlaması gerekmektedir” (Tiesdell ve diğerleri, 1996). Yeniden canlandırma çalışmalarında en önemli nokta, yöntemin isminden de anlaşılacağı üzere, kentten kopan parçaların yeniden canlandırılarak kente entegre edilmesidir. Bu sayede sadece fiziksel yenileme ile kentten kopuk bir müze çevresi yaratmanın önüne de geçilmiş olur.

Keleş’e göre yeniden canlandırmada dikkat edilmesi gereken husus, “yapıların özgün işlevlerini yitirdikleri halde, yapı olarak sağlam bulunmalarına karşın, değerlerinin türlü nedenlerle azaldığı durumlarda ortaya çıkan bir gereksinme olmasıdır” (Keleş, 2000).

(36)

Paris’in Marais Bölgesi’ndeki çalışmalar konut temelli yeniden canlandırma projelerine örnek olarak verilebilir (Şekil 2.3). Fransız Devrimi’ne kadar Marais soylu ve burjuva kesiminin yaşadığı canlı ve popüler bir konut alanı iken, daha sonrasında işçi sınıfı ve Yahudiler’in konut alanına dönüşmüştür. Bu süreçte bölge, ekonomik, sosyo-kültürel ve fiziki anlamda bir bozulma yaşamıştır. 1970’lerde Pompidou Meydanı’nın inşası ve Eski Et Pazarı Les Halles’in kültürel ve ticari bir mekana dönüştürülmesi ile alanda ekonomik ve sosyal anlamda yeniden canlanma çalışmaları başlamıştır (Smith, 1996).

Şekil 2.3 : Paris Marais Bölgesi (Url-5).

Yeni ve eski mekanların bir arada oluşturduğu etki ve bu alanlarda yapılan yeniden canlandırma çalışmaları, yeni orta sınıfın bu alana geri dönmesine neden olmuştur. Böylelikle konut alanları yenilenmiş ve yeni orta sınıf için yeni yaşam alanlarına dönüşmüştür (Smith, 1996). Bu örnekte Marais’te uygulanan canlandırma çalışmalarının tarihi kent içi konut alanlarında sınıfsal bir değişimi tetiklediği ve bunun da beraberinde sosyal, fiziksel ve ekonomik bir dönüşüm yarattığı görülmektedir.

(37)

New York’un Soho Bölgesi de konut temelli yeniden canlandırma projelerine örnek olarak gösterilebilir. (Tiesdell ve diğerleri, 1996) 1940’lara kadar dökme demir antrepo ve fabrika binalarından oluşan bir endüstri bölgesi olan Soho, endüstrinin bu alandan taşınması ile birlikte bozulma sürecine girmiştir. 1960 ve 70’lere gelindiğinde bu binalar, ucuz maliyetlerinden ve sanatçıların sanatlarını icra etmek ve eserlerini saklamak için gereksinim duydukları yüksek tavan, açık plan ve büyük pencereli yapılar olmalarından ötürü uygun bir çalışma mekanı olarak, sanatçıların yaşam ve çalışma alanlarına dönüşmüştür (Url-7).

Şekil 2.5 : 1940’larda ve günümüzde Soho’dan bir görüntü (Url-8).

(38)

Soho zamanla pahalı giysilerin satıldığı dükkanları, restoranları, butikleri ve hoş eski yapıları ile turistleri ve yeni orta sınıfı içine çeken bir bölgeye dönüşmüştür (Url-7). Böylelikle yeniden canlandırma çalışmaları ile kentten kopan bölge, tekrar kent yaşamına katılmıştır.

Konut temelli yeniden canlandırma çalışmalarına Glasgow/The Merchant City, London/Shad Thames gibi örnekler de verilebilir. Bu örneklerin yanı sıra konut alanlarını içermeyen turistik ve kültürel mekanlarda yeniden canlandırma çalışmaları (Castlefield/Manchester, Temple Bar/Dublin, Lowell/Massachusetts) olabileceği gibi, endüstriyel ve ticari mekanlarda da yeniden canlandırma çalışmaları yapılabilir. (The Lace Market/Nottingham, The Jewellery Quarter/Birmingham, Little Germany/Bradford) (Tiesdell ve diğerleri, 1996)

•Rehabilitasyon/eski haline getirme (rehabilitation): Sözlük tanımına göre rehabilitasyon, “harap ya da terk edilmiş eski yapıların, tarihsel çevrelerin, değişen gereksinimleri karşılayacak biçimde onarılarak çağdaş yaşama katılmasının sağlanması, iyileştirmedir” (Hasol, 2008). Rehabilitasyon Özden’e göre “bozulmaların, sağlıksız ve niteliksiz gelişmelerin başladığı, ancak özgün niteliğini henüz kaybetmemiş olan kentsel alanların yeniden eski haline kavuşturulmasıdır” (Özden, 2008). Kişilerin yerinden edilişi ve evsiz kalışı üzerine 1960’lardan sonra, kentsel yenileme çalışmaları başka bir boyut kazanmış ve bu çerçevede var olan yapıların korunarak iyileştirilmesini amaçlayan rehabilitasyon programları yaygınlaşmıştır Rehabilitasyon, yaşamak için daha uygun mekanlar yaratmak adına konutların ve mahallelerin iyileştirilmesi anlamına gelmektedir. Müdahale zamanı açısından farklı bir yöntem olarak yorumlanan rehabilitasyon, asıl fonksiyonunu kaybeden veya ekonomik aktivitelerde ve yaşam şartlarında gerileme olan ya da bakımsızlıktan dolayı genellikle yapısal gerileme yaşanan alanlarda uygulanır (Bellush&Hausknec, 1967). Bu yöntem için çok büyük miktarda devlet yardımı gerekmektedir. Ayrıca sürecin yönetimi karışıktır ve fazla zaman almaktadır.

Barselona’da yer alan Citutat Vella Bölgesi’nde yapılan çalışmalar rehabilitasyon projelerine, örnek olarak gösterilebilir. 19. yüzyılın ortalarına kadar Ciutat Vella Bölgesi Barselona’nın politik, endüstriyel ve finansal

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmada Rusça sözcük vurgusu sesbilgisel ve dilbilgisel olarak iki yönlü incelenmektedir: sesbilgisel açıdan sesbilgisel bileşenlere, ritmik dengeye, vurgusuz hecede

sıcağından daha korunmuş yaşadığı için bütün büyük şehir insanları gibi İstanbul halkı da gerek vücut yapısı, gerekse yüz güzelliği, kılık kıyafetinde daha

Ahmet Basim Bey 1865 de Istanbulda Sarıgüzelde doğ­ muş 1893 de onsekiz yaşında Darüşşefakadan mezun olmuş­ tur. Vefatında 67 yaşında bu­ lunuyordu. Genç

KÜLTÜRÜ BAKIMINDAN ÖNEMİ Pertev Naili Boratav sadece Türkiye’de Türk halkbilimi ve Türk halk edebiyatı araş­ tırmalarının bilimsel bir disiplin içerisinde

Final Report of “Observation of Growing Properties (in Cages and Ponds) of Turbot in the Black Sea Region” was completed and submitted in the Program Evaluation Meeting held

Şeker mısırında uygulanan fosfor dozlarının dekara taze tane verimine etkisi ise ilk yıl %5 düzeyinde önemli ikinci yıl ise önemsiz bulunmuş, kontrole göre

Bu çalışmada, Osmanlı Devlet 'ndek gayr müsl mler n ulusal muhasebe s stem ne etk ler üzer nde durulacak ve muhasebeye katkısı olan Ermen ve Yahud kökenl

Bu derlemede güncel kılavuzlardaki öneriler özetlenerek kronik hepatit B'de NA’ların güvenli olarak kesilmesinde yararlanılabilecek farklı virolojik ve immünolojik