• Sonuç bulunamadı

Ekonomik değişimler ve azınlıklara yönelik politikalarla şekillenen

3. TOPLUMSAL ve MEKANSAL YENĐDEN YAPILANMA

3.7 Toplumsal ve Mekansal Yeniden Yapılanma Sürecinin Dünyadaki Değişimi

3.8.1 Ekonomik değişimler ve azınlıklara yönelik politikalarla şekillenen

Kent içi mekanlarda yaşanan değişim ve dönüşümler daha önce de belirtildiği üzere çok boyutlu bir sürece işaret etmektedir. Bu nedenle bu alanların gerilemesi ve yeniden canlanması sadece fiziksel bileşenlerle değil bunun yanı sıra ekonomik, politik ve sosyo-kültürel bileşenlerle de açıklanmalıdır. Đstanbul’daki tarihi kent içi yerleşimleri Osmanlı Dönemi’nden başlayarak, Cumhuriyet Dönemi’nde yaşanan birçok olayla da beslenerek varlığını günümüze kadar devam ettirmiştir. Đstanbul’da yer alan; Arnavutköy, Ortaköy, Kuzguncuk, Galata, Cihangir, Tünel, Tarlabaşı semtleri ve tarihi yarımadada yer alan bir çok tarihi kent içi konut alanı, toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecini geçirmiş veya geçirmektedir. Bu alanların farklı coğrafi, ekonomik, sosyo-kültürel, fiziksel bileşenleri olmasına karşın hepsinde bulunan ortak özellik, eskiden gayrimüslim olan kesimin yoğunluklu olarak yaşadıkları yerler olmalarıdır.

“Osmanlı’nın son dönemi ile Cumhuriyet sonrası bu semtlerdeki en önemli değişim, siyasal nedenlerle Ermeni, Rum ve Musevi halkın yaşadıkları yerleri terk etmek

durumunda kalmaları olmuştur. Yerli halkın buradan gitmesiyle boşalan konut ve işyeri mülkiyetlerinin el değiştirme süreci ve biçimi ise dönemin politikaları açısından çarpıcı bir örnektir. Bu dönemde aynı zamanda kamulaştırmalarla devlet, elindeki mülkiyetlerin miktarını da arttırmıştır. Sonuç olarak bu dönem sonunda devletin izlediği yerleşim politikaları, bugün toplumsal ve mekansal yeniden yapılanmaya konu olan mülkiyetlerin yasal tarihi açısından önemli bir aşamayı tanımlamaktadır” (Şen, 2005). Yavuz’un da belirttiği gibi “azınlıkların terk ettiği bölgelerdeki konutlar haraptır, boştur, boşaltılabilirdir, mülkiyet durumları Osmanlı Đmparatorluğu’nun çözülmesinden bu yana yaşanan çeşitli zorunlu göçler nedeniyle karmaşıktır, çetrefillidir ve bu durum çeşitli aracılar tarafından el konulmaya zemin hazırladığı gibi, mülklerin ucuza elden çıkarılmasına da yol açmaktadır” (Yavuz, 2006). Bu nedenle, Đstanbul’da yaşanan toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinde azınlıklara uygulanan politikalar son derece etkili olmuştur.

Azınlıklara yönelik politikalarla yaşanan süreç ve Türkiye’de yaşanan ekonomik politikalar kronolojik olarak aşağıda özetlenmiştir:

1923-1950 Devlet Egemenliğinde Yaşanan Model (State-Dominated Model): Bu dönemde hızlı sanayileşme yaşanmıştır. Yaşanan Büyük Buhran (Đng. Great Depression) ve 2. Dünya Savaşı, Türkiye’nin de ekonomisini olumsuz yönde etkilemiştir (Uzun, 2001). Bu dönemde azınlıklara yönelik uygulanan politikalar Ergün (2004) tarafından aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır:

1914-1924: Azınlık nüfusunun siyasal nedenler ile ülkeyi terk etmesi 1923-1924: Yunanistan ile olan zorunlu nüfus mübadelesi13

1942: Varlık Vergisi14 uygulaması ve buna bağlı mülkiyetin el değiştirmesi

1948: Đsrail Devleti’nin kuruluşu ve Yahudi grupların göçü

13 Nüfus Mübadelesi: 1923 yılında Lozan Antlaşması’na ek protokol uyarınca Türkiye’deki Rumların

Yunanistan'a, Yunanistan’daki müslümanların Türkiye’ye zorunlu göçü sürecine verilen addır (Url- 17).

14

Varlık Vergisi: 11 Kasım 1942 tarih ve 4305 sayılı kanunla konulan olağanüstü servet vergisinin adıdır (Url-18).

1950-1960 Liberalleşme: Bu dönemde tarımda makineleşmeye geçilmiş, endüstriyel ve finansal yatırım artmıştır. Tarımda makineleşme beraberinde kırsal alanlardan kentlere yoğun göçe neden olmuştur. 1923-50 arası dönemde yaşanan olayların etkisiyle nüfus kaybederek boşalan kent içi alanları, 1950 sonrasında Đstanbul’un bir sanayi merkezi olarak gelişmeye başlaması ve aynı dönemde tarımdaki kapitalistleşmeyle göçün artması ile kente gelen göçmen nüfus için alternatif konut alanı olmuştur. Bu dönemde azınlıklara yönelik uygulanan politikalar Ergün (2004) tarafından aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır:

1950’li yıllar: 6-7 Eylül olayları 1960’lı yıllar: Rum göçü 1974 Kıbrıs Đşgali: Rum göçü

1960-1980 Đkame Modeli (Substitution Model): Bu dönemde iç pazar arttırılmaya çalışılmıştır. 1950-80 arasında, kırsal yerleşimlerden kent alanlarına yaşanan göç sebebi ile hızlı bir nüfus artışı olmuştur. Bu nüfus artışı beraberinde kent içi alanlarda yeni sorunlar doğurmuştur. 1970’lerde özel araba kullanımının artması ile birlikte üst sınıf kent içi alanlarda yaşanan problemlerden kurtulmak amacıyla kent dışı alanlara taşınmıştır (Uzun, 2001, 2006b). “Kent dışı alanlara yeni orta sınıfın göçünün yanında, 1950’lerden sonra sınıfsal ve kültürel özellikleri ile daha homojen nitelikte olan Nişantaşı, Şişli, Bakırköy, Yeşilköy, Kadıköy gibi örneklerde, 1960’larda kat mülkiyeti kanunuyla ve orta sınıfın ekonomik açıdan iyileşmesiyle apartmanlaşma hızlanmıştır” (Şen, 2005). Böylelikle 1970’lere gelindiğinde apartmanlaşarak gelişen orta sınıf semtlerine ve orta sınıfın kent dışına göçü ile gelişen banliyö alanlarına karşılık eski kent içi alanlardaki yoksullaşma daha da artmıştır.

1980 Sonrası Özelleşme Modeli (Privatization Model): “1980’lerde yaşanmaya başlayan küreselleşme sonucuna koşut olarak Türkiye’de ithalata dayalı bir ekonomik model yerine özel sektörün önderliğinde ihracatı destekleyen bir ekonomik model benimsenmiştir. Esnek ve gelişmiş teknolojinin sanayi işletmelerinde üretimin verimliliği ve yüksek ücretli

profesyonellerin yer aldığı hizmet sektörünün özellikle tüketici hizmetlerinde uzmanlaşan dallarının gelişimi hız kazanmıştır” (Uzun, 2006b).

Narlı, 1980’lerde Türkiye ekonomisinde yaşanan değişimleri aşağıdaki şekilde ifade etmektedir:

“Anavatan Partisi genel başkanı Turgut Özal’ın 1983 yılında başbakan olmasıyla başlattığı ihracata yönelik, dışa açılımı getiren, güçlü bir özel sektör yaratmayı amaçlayan ve devletin ekonomi üzerindeki müdahalesini sınırlandıran liberal ekonomik model, Đstanbul’un ekonomik gelişmesini yeniden şekillendirmiştir. Bu program ile dışa açılan ve dünya piyasalarının talebine göre üretimini yönlendiren Đstanbul, gelişmiş ve dünya ekonomisine eklemlenmiştir. Geçmişte tereddüt eden yabancı yatırımcılar Türkiye’de yatırım yapmaya başlamışlar ve Đstanbul’a şirketler açmışlardır” (Narlı, 2006).

Bali’ye göre de “1980’lerde serbest piyasa ekonomisine geçiş sadece bir ekonomik program değişikliği değil, devletçiliğin, tekelciliğin sona ereceğinin, batılı yaşam tarzının mağaza vitrinlerinden, basından ve siyah beyazdan renkliye dönüşecek televizyon ekranlarından evlerin içine kadar nüfuz edeceğinin işaretiydi” (Bali, 2006).

“Ekonomik yeniden yapılanma, üretimin yeni örgütlenme biçimleri ve hizmet sektörünün bilgiye dayalı yeni dalların da eklenmesi ile artan önemi çalışan nüfusun kompozisyonu ve yapısında değişikliklere yol açarken, toplumun giderek birbirinden kopan ve farklılaşan gruplarının farklı yaşam alanlarını tercih etmesi özellikle ekonomik faaliyetlerin yığıldığı kentlerde yaşam alanlarının dönüşüm ve farklılaşmasına da yol açmıştır” (Uzun, 2006b). “1980 sonrası uluslar arası ticaret, parasal sermaye ve buna bağlı olarak bankacılık, sigorta kurumları ve aracı kurumlar ile mali yatırım ve danışmanlık kurumları, halkla ilişkiler, reklam-pazarlama alanındaki artan yeni istihdam olanakları yeni orta sınıfın oluşumunda ve ekonomik anlamda güçlenmesinde etkili olmuştur. Đstihdamdaki payı artan hizmet sektörü, yeni orta sınıfın genişlemesine neden olurken yarı zamanlı ve geçici çalışma seçeneği genç bir çalışan profili ile kadın emek gücünü arttırmıştır” (Şen, 2005). 1980 sonrası, kent içinden kentin çevresine doğru olan nüfus

hareketinin yanı sıra kentin gerilemiş eski semtlerine yeni bir nüfus hareketinin yaşanmaya başladığı bir dönem olması açısından da son derece önemlidir.

3.8.2 Đstanbul’da toplumsal ve mekansal yeniden yapılanma sürecinin değişimi