• Sonuç bulunamadı

Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projelerinin Karşılaştırılması ve

4. FENER-BALAT SEMTLERĐNDE YAŞANAN TOPLUMSAL ve

4.5 Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projelerinin Karşılaştırılması ve

Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projeleri birçok açıdan farklılıklar içermektedir. Bu farklılıkların tespitinde, uygulanan bir yenileme projesi ile henüz plan aşamasında olan bir yenileme projesinin birebir karşılaştırılması imkansızdır. Bu çerçevede uygulanan rehabilitasyon projesi hakkında elde edilen bulgular ile yenileme projesi hakkındaki bulgular eş değerde değildir. Çünkü üçüncü dalgada yaşanan yenileme çalışmaları ile ilgili hem projeye hem de alanda projenin sonuçlarına ulaşmak mümkünken, dördüncü dalgadaki yenileme projeleri hakkındaki veriler oldukça sınırlıdır. Bu nedenle iki projenin karşılaştırılmasında hem projelerin aktörlerinden alan çalışması kapsamında elde edilen bilgilerden hem de özellikle dördüncü dalgadaki çalışmalar için 3.8.2.4. bölümde yer verilen akademik camia ve mimarların görüşlerinden yararlanılmıştır.

Đki projenin farklılıklarının başında, projelerin amaç ve hedefleri gelmektedir. Rehabilitasyon projesinin ana amacı birçok anlamda çöküntü yaşayan sosyal, fiziksel ve ekonomik bir iyileşme sağlamaktır. Bu çalışmalar kapsamında özellikle mevcut sosyal, fiziksel ve ekonomik dokunun korunarak nasıl kent yaşamından kopan yapının kente geri kazandırılacağı üzerine çalışmalar yapılmıştır. Bu çerçevede bölge halkı sosyal projelerle topluma kazandırılmış, binalar ve çevresi iyileştirilmiş ve ekonomik yapının canlandırılmasına çalışılmıştır.

Yenileme projelerindeki ana amaç ise, bölgede sosyal, ekonomik ve fiziksel bir yeniden yapılandırmadır. Bu amaçtaki yeniden yapılandırma alanda yeni sosyal, fiziksel ve ekonomik bir doku oluşturmayı ifade etmektedir. Bu çerçevede çevre, yapılar ve ticari aktiviteler yeni bir sosyal tabaka için yeniden oluşturulmaktadır. Đki

projenin amacında yer alan “koruyarak iyileştirme” ve “yeniden yapılandırma” fikri iki projenin en farklı yanlarıdır.

Tarihi konut alanlarında uygulanacak yenileme projeleri sosyal, fiziksel ve ekonomik iyileştirmeyi hedeflemelidir. Çünkü tarihi çevrelerde ve yeni bir alanda uygulanacak yenileme projelerinin ana farkı bu hedefte yatmaktadır.

Sosyal iyileştirme ve sosyal yeniden yapılandırma iki projenin hedeflerindeki farklılıklardan biridir. Rehabilitasyon projesi kapsamında, yerel halkın, başta kadın ve çocuklar olmak üzere, eğitilmesi amaçlanmış ve bu kapsamda sosyal projeler hazırlanmıştır. Yerel halkın güven eksikliğinden dolayı bu projeler istenilen ölçüde uygulanamasa da bu kapsamda birçok çalışma yürütülmüştür. Yenileme projesinde ise, yerli halkın sosyal rehabilitasyonuna yönelik çalışmalar bulunmamaktadır. Bu durumu Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı bu projenin sosyal bir proje olmadığını belirterek açıklamaktadır42. Oysaki, böylesine fiziki bozulma kadar sosyal bozulmanın da yaşandığı bir alanda öncelikle sosyal yapının iyileştirilmesi gerekmektedir. Çünkü kişiler kazanıldıktan sonra, onların ekonomik imkanları arttırılabilir ve buna bağlı olarak da fiziksel çevre iyileştirilebilir. Halkla yapılan görüşmelerde de kişilerin bu alanda uygulanacak projelerden ilk beklentileri bu yönde çıkmıştır Unutulmaması gereken nokta bileşenlerin bir zincir halinde birbirini etkilemesidir. Çünkü zincirin bir halkasının eksik kalması durumunda, bu döngü sağlanamaz.

Hedeflerdeki farklılıklardan biri de fiziksel iyileştirme ve fiziksel yeniden yapılandırmadır. Rehabilitasyon projesi çerçevesinde mevcut yapının iyileştirilerek korunduğu görülmektedir. Yenileme çalışmalarında ise, fiziksel dokunun iyileştirilmesinde yeni bir sosyal tabakanın ihtiyaçları ön planda tutulmaktadır. Bu kapsamda da yeni fiziksel mekanlar oluşturulmaktadır. Tarihi konut alanlarında mevcut dokunun olabildiğince korunması asıl hedef olduğundan, fiziksel iyileşme sağlanmalıdır.

Hedeflerdeki bir diğer farklılık da ekonomik iyileştirme ve ekonomik yeniden yapılandırmadır. Ticari yapının kurgulanmasında da projeler bazı farklılıklar içermektedir. Fener-Balat Rehabilitasyon Projesi’nde ticari mekanlarda değişim değil

42 Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı ile 15 Nisan 2009’da yapılan görüşmenin notlarından

canlanma hedeflenmiştir. Bu çerçevede Tarihi Balat Çarşısı’nda restorasyon ve altyapı çalışmaları yapılmıştır. Balat Çarşısı’nın giriş noktaları, görülebilirliği ve semte bağlantısı ile ilgili tespitler yapılmış ve bu çerçevede projeler şekillendirilmiştir. Yenileme projesinde ise, alanın turizm potansiyelinden faydalanmak amaçlı; zemin katlarda kafe, restoran, banka, dükkan vb. gibi ticari aktivitelerin önerildiği görülmektedir.

Ticari yapılanma, bölgenin ekonomik olarak güçlenmesinde son derece etkilidir. Çünkü işsizlik sorunun çok fazla olduğu bir alanda ticari yapının güçlendirilmesi ve yerel halkın çalışmasının arttırılması, bölgeyi her anlamda kalkındıracaktır. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken konu, mevcut dokunun bozulmadan, bu imkanların yerel halk yararına kullanılmasıdır. Bu nedenle, oluşturulacak ticari aktivitelerde yerel halkın çalışmasına imkan verecek ortamlar yaratılmalı, halk bu konuda bilinçlendirilmeli ve örgütlenmelidir. Ayrıca mevcutta yer alan ticari yapı (Balat Çarşı’sı) bozulmamalı, tersine hareketlendirilmelidir.

Projelerdeki diğer bir fark da aktörler ve aktörlerin görevlerinde ortaya çıkmaktadır. Rehabilitasyon projesi Avrupa Komisyonu ve belediye ortaklığında yürütülen uluslar arası bir projedir. Özel şirket sadece projenin uygulama safhasında belediyenin kontrolünde devreye girmektedir. Buna karşın, yenileme projesinin en çok sorgulanan tarafı özel bir inşaat firmasının projenin hazırlanmasında, uygulanmasında ve binaların satılmasında tek kişi olarak görev almasıdır. Bu durumu rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi; “Bu proje kapsamında projeyi uygulayan, hazırlayan ve binaları satan şirket aynı şirkettir. Bu durumda da kuvvet ayrımı olmamaktadır ve kendilerinin koydukları kuralları kendileri uygulamaktadır.” sözleri ile eleştirmiştir.43. Bu nedenle uygulanacak projelerde kuvvet ayrımına dikkat edilmeli ve gerçek anlamda birbirini denetleyen bir yapının oluşmasına önem verilmelidir. Bu nedenle rehabilitasyon projesi farklı aktörlerin aynı amaç doğrultusunda koordinasyonunun sağlanması açısından örnek teşkil etmektedir.

Aktörlerdeki en büyük farklardan biri de yerel halkın projeye katılımı, proje üzerindeki belirleyiciliği ve proje sonrasındaki durumudur. Rehabilitasyon

43 Rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 21 Nisan 2009’da

projesinde; “rehabilitasyon niyet formları” sonrasında yapılan sosyal-mimari ölçüt ve puanlama çalışmaları ve genelden özele gerçekleştirilen toplantılarla projenin en başından itibaren halkın bilgilendirilmesine ve etkin katılımının sağlanmasına çalışılmıştır. Ancak yenileme projesi kapsamında, yerel halktan kopuk çalışmalar yürütüldüğü görülmektedir. Bunun en büyük kanıtı da projenin saha çalışması ve avan projesi kısmı tamamlanmasına rağmen tezin alan çalışması safhasında görüşülen kişilerin büyük çoğunluğunun projeden haberdar olmamasıdır.

Rehabilitasyon projesinde projenin başından itibaren halkın etkin katılımı sağlanmasına rağmen, yenileme projesinde halk proje kuruldan onaylatıldıktan sonra (Tarlabaşı projesinde olduğu gibi), internet ve sergi aracılığıyla bilgilendirilecektir. Ancak herşey tamamlandıktan ve proje kuruldan onaylandıktan sonra halkla paylaşılmasının ne derece yaşayanları projeye kattığı tartışmalara açıktır. Ayrıca, yapılan bu bilgilendirme çalışmalarının da bir sunum mu yoksa ötesinde bir fikir alma mı olduğu zamanlaması ve yöntemi açısından sorgulanmalıdır. Zaten Fatih Belediyesi yenileme projeleri danışmanı da projelerin yerel halka özel olarak tasarlanmadığını vurgulamıştır.

Alan çalışmasında yapılan görüşmelerde bir kişi; daha öncesinde azınlıklara uygulanan politikanın bu proje ile bir benzerinin şuanki Fener-Balat halkına uygulanacağını ve alanda ikinci bir ‘gönderme dalgası’ yaşanacağını belirtmiştir44. Çünkü devlet, burada yaşayan halkı ‘sorunlu’ olarak kabul ederek, onları başka bir alana göndermenin senaryosunu yazmaktadır. Ancak unutulmamalıdırki, sorunları görmezden gelip başka bir alana kaydırmak, sorunları çözmediği gibi tam tersine, bu durum her zaman yeni sorunlar da doğurmaktadır. Bu nedenle rehabilitasyon projesinde olduğu gibi yenileme projelerinin de yerel halkla birlikte oluşturulması, yürütülmesi ve uygulanması son derece önemlidir. Çünkü bölge halkının yenileme projelerinin planlanmasında ve uygulanmasında etkin rol alması projelerin gerçekçi ve ihtiyaca yönelik olması açısından oldukça önemlidir.

Mevcut konut alanlarında yapılan yenileme çalışmaları ile suni değer artışları yaratılmaktadır. Bu suni değer artışlarından yaşayanların en az şekilde etkilenmesi de projelerin ana hedefi olmalıdır. Bu bağlamda, rehabilitasyon projesi kapsamında yerli halkın proje sonrasında oluşacak değer artışlarından etkilenmemesi için çeşitli

önlemler alınmıştır. Ancak yenileme projesinin, proje sonrasında yaşayanların bu alanda kalması gibi bir amacı olmadığı için böyle önlemler almadığı görülmektedir. Buna karşın, yenileme projelerinde ana hedef alanın sosyal dokusu ile birlikte korunması olmalıdır. Çünkü mekan kullanıcıları ile bir bütündür.

Finansman olarak da iki projede farklılıklar bulunmaktadır. Avrupa Komisyonu’ndan hibe yoluyla elde edilen maddi olanaklar, yenileme projesinde özel bir şirket tarafından karşılanmaktadır. Bu durum da bu projeyi ister istemez bir rant projesine dönüştürmektedir. Yenileme projesi kapsamında oluşturulan finans modeli bu alan için oldukça zorlayıcıdır ve yerli halk için birçok çözümsüzlük yaratmaktadır. Bu nedenle bu alanda uygulanacak projede kamu daha farklı bir yöntem çizip, rehabilitasyon projesinde olduğu gibi sadece uygulama safhasında özel bir şirketle çalışsaydı, bu alan için daha uygun bir model oluşturulabilirdi. Bunun için de kamu kendi imkanlarından, konut vergilerinden45 ve uygun kredilerden yararlanarak daha uygun bir model üretebilirdi. Böylesine tarihi değerleri nedeniyle tüm dünya için korunması gereken alanların, yaşayan halkın sınırlı gelirleri doğrultusunda korunması için alternatif finans modelleri önerilmelidir. Bu çerçevede alternatif finans modellerinde de devlet yardım ve teşviklerine yer verilmelidir.

Yöntem olarak iki proje karşılaştırıldığında, koruma tekniği olarak ikisinin de konuya farklı yaklaştığı görülmektedir. Rehabilitasyon çalışmaları çerçevesinde yapılarda basit ve kapsamlı onarım çalışmaları yapılmıştır. Yenileme projesinde ise, statik olarak ayakta duran tescilli yapılar aynen korunacak, statik olarak sorun yaşayan yapılar da yıkılıp, aslına uygun olarak yeniden yapılacaktır. Statik olarak yapıların durumunu rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi; “Fener-Balat doldurma bir alan olduğundan bu alandaki çoğu yapı depreme karşı dayanıklı değildir. Bu nedenle raporlara bakılırsa her 10 yapıdan 1’inin yıkılması gerekecektir. Ancak bu proje çerçevesinde 10 yapıdan 9’unun yıkılacağı görülmektedir. Önemli olan bazı sistemlerle zeminin güçlendirilmesi ve yapıların sağlamlaştırılarak mevcut hali ile korunmasıdır.”46 şeklinde açıklamaktadır.

451319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 8. ve 18. maddeleri uyarınca mükellef hakkında tahakkuk

eden emlak vergisinin %10'u "Taşınmaz Kültür Varlıklarının Korunmasına Katkı Payı" olarak ayrılmış ve bu payın Belediyelerin görev alanlarında kalan kültür varlıklarının korunması ve değerlendirmesi amacıyla kullanılması öngörülmüştür.

46 Rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefi ile 21 Nisan 2009’da

Çizelge 4.11 : Fener-Balat Rehabilitasyon ve Yenileme Projeleri’nin karşılaştırılması ve değerlendirilmesi. REHABĐLĐTASYON PROJESĐ YENĐLEME PROJESĐ DEĞERLENDĐRME AMAÇ VE HEDEFLER Sosyal, fiziksel ve ekonomik iyileştirme Sosyal, fiziksel ve ekonomik yeniden yapılandırma

Tarihi konut alanlarında uygulanacak yenileme projeleri sosyal, fiziksel ve ekonomik iyileştirmeyi hedeflemelidir. Çünkü tarihi çevrelerde ve yeni bir alanda uygulanacak yenileme projelerinin ana farkı bu hedefte yatmaktadır.

AKTÖRLER

Avrupa Komisyonu ve Fatih Belediyesi’nin ortaklaşa çalışmasıdır. Kuvvet ayrımı var.

Fatih Belediyesi ile özel bir inşaat firmasnın ortaklaşa çalışmasıdır. Kuvvet ayrımı yok.

Birinci projede her aktörün farklı görevleri olmasına karşın ikinci projede özel bir firma projenin hazırlanmasından satılmasına kadar her aşamada görev almaktadır. Oysaki, kuvvet ayrımı projenin doğru ve sağlıklı yürütülmesinde çok önemlidir.

Bölge halkı projede etkin rol oynamıştır.

Bölge halkı projede görev almamıştır.

Bölge halkının yenileme projelerinin planlanmasında ve uygulanmasında etkin rol alması projelerin gerçekçi ve ihtiyaca yönelik olması açısından oldukça önemlidir. Yerli halkın proje

sonrasında da alanda yaşayabilmesi için önlemler alınmıştır.

Yerli halkın proje sonrasında bu alanda yaşamaya devam edebilmesi için önlem alınmamıştır.

Yenileme projelerinde ana hedef alanın sosyal dokusu ile birlikte korunması olmalıdır. Çünkü mekan kullanıcıları ile bir bütündür.

FĐNANSMAN Avrupa Komisyonu ve Fatih Belediye’si projenin

finansmanını karşılamaktadır.

Đhaleyi kazanan firma daha sonrasında halktan almak şartı ile finansmanı karşılamaktadır.

Yenileme projeleri maddi durumu sınırlı bölge halkı düşünülerek finanse edilmelidir. Bu çerçevede devlet yardım ve teşviklerine yer verilmelidir.

YÖNTEM

Mevcut yapıların basit onarım veya kapsamlı onarım ile

rehabilitasyonunu içermektedir.

Statik olarak ayakta durabilen tescilli yapılar aynen korunacak, statik olarak zarar görmüş tescilli yapılar yıkılıp aslına uygun yapılacaktır. Tescilli bina dışındaki yapılar ise, yeniden inşa edilecektir.

Tarihi çevrelerde yapılar olabildiğince mevcut hali ile korunmalıdır. Bu çerçevede günün teknolojik getirileri yapıların korunması için kullanılmalıdır.

Yenileme projesinde statik raporlar yapıların geleceği açısından oldukça önemlidir. Bu nedenle rehabilitasyon projesi restorasyon işleri koordinatörü ve mimari ekip şefinin de belirttiği gibi bu yapıların analizinde dikkatli davranılmalı, farklı çalışmalarla yapıları yıkılmadan korunabiliyorsa bu yöntemler araştırılmalıdır. Fener-Balat gibi tarihi çevrelerde, yapılar olabildiğince mevcut hali ile korunmalıdır. Kuşkusuz koruma körükörüne yapının yapıldığı dönemin özelliklerini kullanmak değildir. Çünkü önemli olan günün imkanlarını geçmişi en iyi şekilde yansıtmak için kullanmaktır. Bunu yaparken mevcut dokuyu bazı farklı yaşam istekleri çerçevesinde şekillendirerek dekor alanlar yaratmanın doğruluğu da tartışılmalıdır. Çünkü, Fener- Balat büyük iç planlarla değil küçük parsellerle geçmişi yansıtmaktadır. Bu nedenle de proje çerçevesinde alandaki tescilli yapılarda küçük mekanları büyütmek amaçlı yapıların içten birleştirilmesi ve yeni mekanlar yaratılması sorgulanmalıdır.

Çizelge 4.11’de farklı yenileme dalgalarında yer alan rehabilitasyon ve yenileme projelerinin karşılaştırılması yapılmıştır.

4.6 Bölüm Sonucu

Dördüncü bölümde tarihi yarımadada yer alan ve bir dizi olay sonucu kentin en yoksul tarihi konut alanlarından birine dönüşen Fener-Balat’ta yaşanan değişim öyküsü incelenmiştir.

Osmanlı Devleti’nin uyguladığı iskan politikaları ile Musevi ve Rumların konut alanı haline gelen semtler; yaşanan deprem, yangın gibi etkilerle yıpranmış ve azınlıklara uygulanan politikalar ile zamanla Karadeniz ve daha sonrasında da Marmara ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gelen yoksul göçmenlerin yeni yerleşim alanı olmuştur. 1980’lerde Haliç kıyılarının düzenlenmesi kapsamında yapılan yeşil alan düzenlemeleri ve sanayinin kaldırılması çalışmaları ile daha bölgede daha sağlıklı bir çevre yaratılmıştır. Ancak sanayinin kaldırılması semtlerde yaşanan ticari aktiviteyi olumsuz yönde etkilemiş ve düşük gelirli kişilerin alana yerleşmesi ile de ekonomik bir çöküntü yaşanmıştır. Ekonomik çöküntü beraberinde kişilerin konutlarına ve çevrelerine yaptıkları yatırımları etkilemiş ve tarihi çevrelerde yasalarla getirilen kısıtlamalar da bu alanların zamanla fiziksel olarak çöküntü bölgeleri haline gelmesine neden olmuştur.

Sosyal, ekonomik ve fiziksel olarak kent bütününden kopan Fener ve Balat semtleri, Đstanbul’un 1985 yılında UNESCO’nun Dünya Kültür ve Doğa Mirasını Koruma Sözleşmesi’ne dahil edilmesinden sonra yeni bir sürece girmiştir. Tarihi çevrelerde gerçekleştirilen yenileme projelerinde üçüncü dalgada incelenen rehabilitasyon projesi çerçevesinde, alan değişmeye ve dönüşmeye başlamıştır. Sosyal, fiziksel ve ekonomik iyileşmeyi hedefleyen bu proje kapsamında, bölge halkını topluma geri kazandırmaya yönelik projeler gerçekleştirilmiş, yapılar iyileştirilerek korunmuş ve ticari yaşam canlandırılmaya çalışılmıştır.

2009 yılına gelindiğinde ise, kent bütününden kopan Fener ve Balat semtlerini kente geri kazandırmak amacı ile yeni bir projenin planlandığı görülmektedir. Sosyal, fiziksel ve ekonomik yeniden yapılanma hedefleyen bu proje mevcut dokunun iyileştirilmesinin hedeflendiği rehabilitasyon projesinden oldukça farklıdır. Amaç ve hedef, aktör, finansman ve yöntem açısından farklılıklar içeren bu proje tarihi çevrelerde gerçekleştirilen yenileme projelerinde dördüncü dalgada incelenmektedir. Böylece, Đstanbul’da ki tarihi konut çevreleri 2000’li yılların başında yeni bir değişim sürecine girmiştir. Dördüncü dalgada, bir ve ikinci dalgada kişisel girişimler ile yavaş yavaş ilerleyen süreçten ve üçüncü dalgada kamusal mücadele ile önceden planlanmış rehabilitasyon projeleri üzerinden yürütülen çalışmalardan daha farklı bir sürece girilmiştir.

Dördüncü dalgada incelenen bu yenileme çalışmaları, kamu özel sektör işbirliğine dayanan, büyük ölçekli rant projelerinden oluşmaktadır. Devlet bu süreçte üçüncü dalgadaki etkinliğini bırakarak, sadece özel sektörün işini kolaylaştırıcı bir şekilde projelerde görev almaktadır. Bu kapsamda devlet, 2005 yılında çıkardığı kanun ile kamulaştırmanın önündeki engeli kaldırarak, özel sektör için ‘daha açık ve fedakar’ bir şekilde süreci kolaylaştırmıştır.

Dördüncü dalgada yer alan yenileme projelerinde özel sektörün yapısı ve yatırımları da şekil değiştirmiştir. Öncesinde sadece birkaç binanın yenileme çalışmalarında görev alan özel sektör, bu dalgada projelerin her aşamasında görev alarak, yenileme projelerine büyük yatırımlar yapmaktadır. Bu durum yenileme projelerinin rant projelerine dönüşmesine neden olmaktadır. Bu çerçevede öncesinde daha çok kültürel faktörler üzerinden şekillenen süreç zamanla yerini ekonomik faktörlerin tekeline bırakmıştır.

Dördüncü dalgada da, üçüncü dalganın öncesinde olduğu gibi sosyal bir değişimin yaşanması kaçınılmazdır. Çünkü projelerde bölge halkını koruyucu ve topluma kazandırıcı hiçbir çalışma yürütülmemektedir. Ayrıca birinci ve ikinci dalgada yaşanan ticari dokudaki değişim, bu dalgada yeniden gündeme gelmiştir. Fiziksel olarak ise diğer tüm dalgalardan farklı olarak önceden hazırlanmış projeler üzerinden yeniden yapılandırma çalışmaları yapıldığı görülmektedir. Bu çalışmalar koruma yerine yeniden yapılandırmaya öncelik vermesi nedeniyle de diğer dalgalardan farklıdır.