• Sonuç bulunamadı

İzmir'deki hastanelerde işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İzmir'deki hastanelerde işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin değerlendirilmesi"

Copied!
195
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI

İZMİR’DEKİ HASTANELERDE İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ HİZMETLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Dr. Umut OTLU

Danışman Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meral TÜRK Prof. Dr. Şafak TANER

HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK TEZİ

İZMİR 2016

(2)

T.C.

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI

İZMİR’DEKİ HASTANELERDE İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ HİZMETLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Dr. Umut OTLU

Danışman Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meral TÜRK Prof. Dr. Şafak TANER

Bu tez Ege Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından 2015-TIP-026 proje numarası ile desteklenmiştir.

HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI UZMANLIK TEZİ

İZMİR 2016

(3)

T.C.

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Halk Sağlığı Anabilim Dalı Uzmanlık Programı çerçevesinde yürütülmüş olan bu çalışma aşağıdaki jüri tarafından Uzmanlık Tezi olarak kabul edilmiştir.

Tez Savunma Tarihi : .../.../2016

BAŞKAN Prof. Dr. Meral TÜRK

Ege Üniversitesi

ÜYE ÜYE

Prof. Dr. Şafak TANER Prof. Dr. Pınar ERBAY DÜNDAR Ege Üniversitesi Celal Bayar Üniversitesi

(4)

ÖNSÖZ

“Birkaç yıl önce, klinikte yoğun bir nöbet ertesiydi. Hastanın pansumanını yaparken dikişleri almak için kullandığım bistüri nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde elime battı. Hemen refleks olarak yatağın başucuna baktım. Çünkü yatan hastalardan bulaşıcı hastalığı olanların başucuna bunu belirtiyorduk ki çalışanlar daha dikkatli davransın. Aslında duvara değil de hastanın yüzüne bakmam gerektiğini fark ettim o an. Çünkü hastanın gözleri fosforlu kalemle boyanmışçasına sapsarı parlıyor ve bana bakıyordu. Sonrasında yaşananlar ise belki anlıktı, belki birkaç dakikaydı ama yaşayana bir ömürlük gelir. Oradan oraya koşuşturmalar, dosyalar, şifreler, çıktılar, sonuçlar... Sonunda sarılığın kaynağının bulaşıcı olmadığı anlaşıldı ve rahat bir nefes aldım. Tam da rahatlamamıştım aslında. Poliklinikte birkaç defa tetkik sonrası emin olabildim sorun olmadığına.”

Bu olay, bir doktorun üçüncü basamak sağlık kuruluşunda deneyimlediği bir olay. Aslında bir trajedi. Çokça yaşanmasının olayın trajedik olmasından hiçbir şey kaybettirmemesi gereken bir trajedi. Sorunun kaynağı da olayın kendisinde gizliydi.

“Yoğun bir nöbet ertesiydi”; evet, 24 saatten fazla çalıştı.

“Nasıl olduğunu anlamadığı bir şekilde”; çünkü kimse bile bile kendini yaralamazdı.

“Koşuşturmalar yaşandı”; çünkü kimse iş kazası sonrasında nasıl davranması gerektiğini, nereye başvurması gerektiğini söylememişti.

“Rahat bir nefes aldı”; evet, rahat bir nefes alıp çalışmaya devam etti.

“Poliklinikte tetkik yaptırdı”; halbuki işinden dolayı sorun yaşamıştı ve işyerinin külfete katlanmasını istemek en doğal hakkıydı.

Benzeri veya daha vahim olaylar nedeniyle sağlık hizmeti sunmak üzere çıktığı bu yolda ölen, öldürülen, vahşice katledilen tüm sağlık çalışanlarını rahmetle anıyorum,

Benzeri veya daha vahim olayların yaşanmasını bir nebze de olsa engelleyen, engellemeye çalışan, emeği geçen, konuya kafa yoran, bilen,

öğreten, üreten, sahiplenen herkese ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM. Dr. Umut OTLU

(5)

TEŞEKKÜR

Evet, teşekkür kısmına kadar geldiğime göre artık bitirdim sayılır. Aslında bitirdik demeliyim. Çünkü onca emek, destek, ilgi görmezden gelinemez.

Bu tez Ege Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalında geçen öğrenim hayatımın özü sayılır. Biraz işçi sağlığı ve iş güvenliği, biraz epidemiyoloji, biraz istatistik bilmek gerekti. Çokça oturup okuma, dinleme ve yazma. Bunlar için de sabır…

Hiçbir konuda yardımını esirgemeyen değerli hocam, Anabilim Dalı Başkanımız Prof. Dr. Ali Osman Karababa’ya,

Tezin ilk klavye vuruşundan son anına kadar “ben niye akıl edemedim” diye düşündüğüm önerileriyle tezime yön veren danışman hocalarım Prof. Dr. Meral Türk ve Prof. Dr. Şafak Taner’e,

Konuyla ilgili tüm bilgi birikimlerini önüme seren tez izleme kurulu ve tez jürisi üyesi değerli hocalarım; Prof. Dr. Pınar Erbay Dündar ve Doç. Dr. H. Aslı Davas’a,

Uzmanlık eğitimimde yoğun emek sahibi değerli Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi hocalarıma,

Esirgemedikleri her türlü destekleri için araştırma görevlisi arkadaşlarıma, Planlamada ve sonraki aşamalarda katkıları için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çalışan Sağlığı, Güvenliği ve Hakları Birimi (ÇASAGÜB) yetkililerine,

İlgileri için İzmir Kamu Hastaneleri Birliklerinin çalışan ve yöneticilerine, Fikirlerini, bilgilerini ve birikimlerini paylaşan değerli katılımcılara, Aileme, sevenlerime ve sevdiklerime,

Sadece tez için değil daima hayatımda olduğu için, ama yeri geldiği için söylemek gerekirse tam da şu an yanımda olduğu için sevgili eşim Zeynep’e,

Ve tatlı kuzum Beyza’ma,

Teşekkür ederim.

(6)

KISALTMALAR

AB Avrupa Birliği

ABD Amerika Birleşik Devletleri AHA Amerikan Hastaneler Birliği AMA Amerikan Tıp Birliği

ATO Ankara Tabip Odası

CDC ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri / Centers for Disease Control and Prevention

ÇASAGÜB Çalışan Sağlığı, Güvenliği ve Hakları Birimi ÇHGB Çalışan Hakları Güvenliği Birimi

ÇSGB Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

DSÖ/WHO Dünya Sağlık Örgütü / World Health Organisation EKK Enfeksiyon Kontrol Komitesi

GAS / VAS Görsel Analog Skala /Visual Analogue Scale HKS Hizmet Kalite Standartları

IOHC Uluslararası İş Sağlığı Komisyonu İSG İş Sağlığı ve Güvenliği

İSGB İşyeri Sağlık ve Güvenlik Birimi İSİG İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği KDAY Kesici Delici Alet Yaralanması KHB Kamu Hastaneleri Birliği

KHBGS Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği KKKA Kırım Kongo Kanamalı Ateşi

MERS-CoV Ortadoğu Solunum Yetmezliği Sendromu-Koronavirüs / Middle East Respiratory Syndrome-Coronavirus

NIOSH ABD İş Güvenliği ve Sağlığı Ulusal Enstitüsü / National Institute for Occupational Safety and Health

OSGB Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi

OSHA ABD İş Güvenliği ve Sağlığı İdaresi / Occupational Safety and Health Administration

RG Resmi Gazete

SARS Ağır Akut Solunum Yolu Yetersizliği Sendromu / Severe Acute Respiratory Syndrome

(7)

SÇS Sağlık Çalışanının Sağlığı

SES Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası

SGK Sosyal Güvenlik Kurumu

SİY Sağlık İstatistikleri Yıllığı

SKS-Hastane Sağlıkta Kalite Standartları-Hastane SSGSS Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası

TCK Türk Ceza Kanunu

TDK Türk Dil Kurumu

TKHK Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu

TMMOB Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği TSE Türk Standartları Enstitüsü

TTB Türk Tabipleri Birliği

TZÇ Tam Zamanlı Çalışan

(8)

İÇİNDEKİLER LİSTESİ

ÖNSÖZ ... IV TEŞEKKÜR ... V KISALTMALAR ... VI İÇİNDEKİLER LİSTESİ ... VIII TABLOLAR LİSTESİ ... XII ŞEKİLLER LİSTESİ ...XIV EKLER LİSTESİ ...XV 1. GİRİŞ ... 1 1.1.PROBLEMİNTANIMI ... 1 1.2.ARAŞTIRMANINAMACI ... 2 1.3.ARAŞTIRMANINHİPOTEZİ ... 2 1.4.VARSAYIMLAR ... 3 1.5.ARAŞTIRMANINÖNEMİ ... 3

1.6.SINIRLILIKLARVEKARŞILAŞILANGÜÇLÜKLER ... 3

2. GENEL BİLGİLER ... 4

2.1.ÇALIŞMAYAŞAMI VE SAĞLIK ... 4

2.1.1. SAĞLIK ... 5

2.1.2. İŞ ... 6

2.1.3. İŞ SAĞLIĞI / İŞÇİ SAĞLIĞI ... 6

2.1.4. İŞ GÜVENLİĞİ ... 6

2.1.5. İŞ SAĞLIĞI ve GÜVENLİĞİ (İSG) / İŞÇİ SAĞLIĞI ve İŞ GÜVENLİĞİ (İSİG) ... 7

3. İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ ... 8

3.A. GENEL OLARAK İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ ... 8

3.A.1.İŞÇİSAĞLIĞI VE İŞGÜVENLİĞİNİNTARİHÇESİ ... 8

3.A.2.DÜNYADAİŞÇİSAĞLIĞI VE İŞGÜVENLİĞİHİZMETLERİ ... 10

3.A.2.1. KAPSAMI ... 10

3.A.2.2. İNSANGÜCÜ ... 10

3.A.2.3. FİNANSMAN ... 11

3.A.2.4. HİZMET SUNULAN YER ... 11

3.A.3.ÜLKEMİZDEİŞÇİSAĞLIĞI VE İŞGÜVENLİĞİHİZMETLERİ ... 13

3.A.3.1. KAPSAMI ... 13

(9)

3.A.3.3. FİNANSMAN ... 14

3.A.3.4. HİZMET SUNULAN YER ... 14

3.B. SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ ... 15

3.B.1.SAĞLIKÇALIŞANI/SAĞLIKKURULUŞU ... 15

3.B.2.SAĞLIKÇALIŞANLARININMESLEKİRİSKLERİ ... 15

3.B.2.1. FİZİKSEL RİSKLER ... 16

3.B.2.2. KİMYASAL RİSKLER ... 16

3.B.2.3. BİYOLOJİK RİSKLER ... 16

3.B.2.4. ERGONOMİK RİSKLER ... 17

3.B.2.5. PSİKO-SOSYAL RİSKLER ... 17

3.B.3. SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN TARİHÇESİ ... 18

3.B.3.1. DÜNYADA SAĞLIK ÇALIŞANI SAĞLIĞI ve ULUSLARARASI DÜZENLEMELER ... 18

3.B.3.2. ÜLKEMİZDE SAĞLIK ÇALIŞANI SAĞLIĞI ve ULUSAL DÜZENLEMELER ... 20

3.B.4.SAĞLIKÇALIŞANLARINDAMEVCUTDURUM ... 24

4. GEREÇ-YÖNTEM ... 27

4.1.ARAŞTIRMANINTİPİ ... 27

4.2.KULLANILANGEREÇLER ... 28

4.3.ARAŞTIRMANINYERİ VE ZAMANI... 29

4.4.ARAŞTIRMANINEVRENİVEÖRNEKLEMİ ... 30

4.5.DEĞİŞKENLER ... 33

4.6.KAVRAMSALÇERÇEVE ... 35

4.7.VERİTOPLAMAYÖNTEM VE SÜRESİ ... 36

4.8.VERİLERİNANALİZİ ... 37

4.9.SÜRE VE OLANAKLAR ... 38

4.10.ETİKAÇIKLAMALAR ... 38

5. BULGULAR ... 39

5.A. NİCELİKSEL BÖLÜM BULGULARI ... 39

5.A.1.TANIMLAYICIBULGULAR ... 39

5.A.1.1. HASTANELERİN ÖZELLİKLERİ ... 39

5.A.1.2. GÖRÜŞÜLEN İSİG ÇALIŞANLARININ ÖZELLİKLERİ ... 41

5.A.1.3. HASTANE ve HASTANE PERSONELİNE YÖNELİK BİLGİLER ... 44

5.A.1.4. HASTANELERİN İSİG PERSONELİ İSTİHDAM DURUMU ... 46

5.A.1.5. ÇALIŞANLARA SUNULAN İSİG HİZMETLERİNİN DURUMU ... 48

(10)

5.A.1.8. HASTANELERDE İŞYERİ HEKİMLERİNCE SUNULAN HİZMETLER .. 57

5.A.1.9. HASTANELERDE İSG KURULU ... 59

5.A.1.10. KİŞİSEL KORUYUCU DONANIM (KKD) KULLANIMI ... 63

5.A.1.11. İSİG’E VERİLEN ÖNEME YÖNELİK ALGI ... 64

5.A.1.12.HASTANELERİN İSİG PUANI ... 65

5.A.2.ANALİTİKBULGULAR ... 66

5.B. NİTELİKSEL BÖLÜM BULGULARI ... 73

5.B.1.SAĞLIKÇALIŞANLARININİSİG’EYAKLAŞIMI ... 75

5.B.1.1. SAĞLIK ÇALIŞANLARININ İSİG KONUSUNDAKİ FARKINDALIĞI ... 75

5.B.1.2. SAĞLIK ÇALIŞANLARININ İSİG HİZMETLERİNE KATILIMI ... 76

5.B.1.3. SAĞLIK ÇALIŞANLARININ HAK ARAMA DAVRANIŞI ... 77

5.B.2.İSİGEĞİTİMİ ... 78

5.B.2.1. EĞİTİMLERE ÇALIŞAN KATILIMI ... 78

5.B.2.2. MESLEKLERİN KATILIMLARA ETKİSİ ... 78

5.B.2.3. İLKYARDIM EĞİTİMLERİNİN DURUMU ... 79

5.B.2.4. EĞİTİMLERİN YER-ZAMAN VE İÇERİKLERİ ... 79

5.B.3.İŞKAZASIBİLDİRİMLERİ ... 81

5.B.3.1. ÇALIŞANLARIN İŞ KAZASI BİLDİRİMLERİ ... 81

5.B.3.2. HASTANEDEN SOSYAL GÜVENLİK KURUMU’NA (SGK) İŞ KAZASI BİLDİRİMLERİ ... 82

5.B.3.3. İŞ KAZASI OLARAK BEYAZ KOD (ŞİDDET) VAKALARININ DURUMU ... 83

5.B.4.İŞVEREN/YÖNETİMİNİSİG’DEKİROLÜ ... 85

5.B.4.1. İŞVEREN / YÖNETİMİN FARKINDALIĞI ... 85

5.B.4.2. YÖNETİMDE FARKLI YAPILANMALAR ... 86

5.B.5.HİZMETKALİTESTANDARTLARI’NINETKİSİ ... 88

5.B.6.MEVZUAT-DENETİM ... 90

5.B.6.1. MEVZUATA BAKIŞ ... 90

5.B.6.2. DENETİMLER ... 91

5.B.6.3. İDARİ YAPTIRIMLAR VE CAYDIRICILIĞI ... 92

5.B.7.ÜLKEMİZDEİSİGKÜLTÜRÜ ... 93

5.B.8.İSİGÇALIŞANININDURUMU ... 95

5.B.8.1. İSİG ÇALIŞANLARININ İSTİHDAM DURUMU ... 95

5.B.8.2. İSİG ÇALIŞANLARININ MAAŞ/ÜCRET DURUMU ... 96

5.B.8.3. İSİG ÇALIŞANLARININ SAYISI VE ÇALIŞMA SÜRESİ ... 97

5.B.8.4. İSİG ÇALIŞANLARININ EĞİTİM / TECRÜBE VE NİTELİK DURUMU VE HİZMETLERE KATILIMI ... 99

5.B.8.5. İSİG ÇALIŞANLARININ ÇALIŞMA ORTAMI ... 100

5.B.8.6. İSİG ÇALIŞANLARININ SORUMLULUĞU VE ÖZERKLİĞİ ... 100

(11)

5.B.9.KURUMDAİSİGHİZMETİİŞLEYİŞİ ... 102

5.B.9.1. HASTANELERDE İSİG HİZMETLERİ ... 102

5.B.9.2. İSİG HİZMETLERİNİN ORGANİZASYONU VE KURUMSALLAŞMA .. 103

5.B.9.3. İSİG HİZMETLERİNİN ETKİNLİĞİ ... 104

5.B.9.4. İSİG HİZMETLERİNİN FİNANSMANI ... 105

5.B.9.5. DENEYİM / BİLGİ PAYLAŞIMI ... 106

5.B.9.6. KAMU HASTANELERİ BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ VE TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU’NUN KATKISI ... 107

5.B.9.7. ALT İŞVEREN VE DİĞER ÇALIŞANLARA İSİG HİZMETLERİ ... 108

5.B.10.ARAŞTIRICI VE UZMANPANELİNİNNOTLARI ... 109

5.B.10.1. HASTANELER VE HASTANE YÖNETİMLERİ ... 109

5.B.10.2. İSİG ÇALIŞANLARI ... 110

5.B.10.3. KALİTE BİRİMİNİN DURUMU ... 111

5.B.10.4. HASTANEDE ÇALIŞAN DOKTORLAR ... 112

5.B.10.5. İSGB’LER VE FİZİKSEL ORTAM... 112

6. TARTIŞMA ... 113

6.1.HASTANELER VE GENELÖZELLİKLERİ ... 113

6.2.İSİGHİZMETLERİNDEFİNANSMAN,YÖNETİM VE ORGANİZASYON ... 117

6.3.ÇALIŞANLAR:İSİGHİZMETİSUNANLAR VE HİZMETTENYARARLANANLAR ... 122

6.4.MEVZUAT,DENETİM VE İSİGKÜLTÜRÜ ... 130

6.5.İSİGHİZMETLERİNDEDURUM ... 134

6.6.İSİGHİZMETLERİNİNÇIKTILARI:İŞKAZASI VE BEYAZKOD ... 140

7. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 147

8. ÖZET ... 150

9. KAYNAKÇA ... 156

(12)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Kuzey Kamu Kamu Hastaneleri Birliği'ne Bağlı Hastaneler ...30

Tablo 2. Güney Kamu Kamu Hastaneleri Birliği'ne Bağlı Hastaneler ...31

Tablo 3. Özel Hastaneler ...31

Tablo 4. Diğer Kamu Hastaneleri ...32

Tablo 5. Hastane Tiplerinin Dağılımı ...39

Tablo 6. Çalışmadaki Hastanelere Ait Bilgiler ...40

Tablo 7. Görüşülen İSİG Çalışanlarının Sosyo-Demografik Özellikleri ...41

Tablo 8. Görüşülen İSİG Çalışanlarının Cinsiyet ve Eğitim Durumu ...41

Tablo 9. Görüşülen İSİG Çalışanlarının Mesleki Durumları ...42

Tablo 10. Görüşülen İSİG Çalışanlarının Hastane Organizasyonu İçerisindeki Görevi ...42

Tablo 11. Görüşülen İSİG Çalışanlarının İSİG İle İlgili Eğitim Durumları ...43

Tablo 12. İSGB/ işyeri hekimi/ iş güvenliği uzmanının organizasyon şemasında bağlı olduğu yer ...43

Tablo 13. Hastanelerin Taşerondan Aldıkları Hizmetlerin Bilgisi ...44

Tablo 14. Hastanelerin Sunduğu Personel Servisi ve Kreş Hizmetleri ...45

Tablo 15. Hastane Çalışanlarının Sendikalılık Durumu ...45

Tablo 16. İşyeri Hekimi ...46

Tablo 17. Kurum Hekimi Varlığı ...46

Tablo 18. İş Güvenliği Uzmanı ...47

Tablo 19. İSİG Hizmetlerinin Başlama Yılı ...48

Tablo 20. Hastaneler ve Kalite Çalışmaları ...49

Tablo 21. Risk Değerlendirmesi ...49

Tablo 22. Ekip Oluşturan 42 Hastaneden Risk Değerlendirmesi Ekiplerine Katılan Çalışanlar Ve Ekibe Dahil Edildikleri Hastanelerin Oranı ...50

Tablo 23. Ortam Ölçümü ...51

Tablo 24. Acil Durum Planı ...51

Tablo 25. İş Kazası Tipleri ...52

Tablo 26. Ramak Kala Olay Kayıt Durumu ...52

Tablo 27. Kesici Delici Alet Yaralanması (KDAY) Takibini Yapan Birim ...53

Tablo 28. Sosyal Güvenlik Kurumu’na İş Kazası Bildirimi ...53

Tablo 29. Çalışanların İş Kazası Bildiriminde Kullandığı Yöntem ...54

Tablo 30. Bir Önceki Yıla Ait (2014) İş Kazası Hızları (Her 100 Tam Zamanlı Çalışan İçin) ...54

(13)

Tablo 31. Hastanelerde Beyaz Kod Uygulaması ...55

Tablo 32. Bir Önceki Yıla Ait (2014) Beyaz Kod Olgusu Hızları (Her 100 Tam Zamanlı Çalışan İçin) ...56

Tablo 33. Hastanelerde İş Sağlığı Hizmetleri ...57

Tablo 34. Bağışıklama ve Rutin Tetkikler ...58

Tablo 35. Hastanelerde İSG Kurulu Varlığı ...59

Tablo 36. İSG Kurulu Toplanma Periyodu ...59

Tablo 37. İSG Kurulundaki Çalışanların Hastanelere Göre Katılım Sayı ve Yüzdeleri ...60

Tablo 38. Alt İşverenin İSİG Hizmetleri ...61

Tablo 39. İSG Kurulu İç Yönerge (Yönetmelik) Hazırlanması ...61

Tablo 40. Çalışan Temsilcisi Bilgileri ...62

Tablo 41. Hastanelerde Kişisel Koruyucu Donanım Kullanımı ...63

Tablo 42. İSİG Çalışanının İSİG Hizmetlerine Verilen Öneme Yönelik Algısı .64 Tablo 43. İSİG Puanı ...65

Tablo 44. İSİG Puan Grupları ...65

Tablo 45. İSİG Puanı İle Bağımsız Değişkenlerin Korelasyon Analizi Sonuçları ...67

Tablo 46. İSİG Puanına Göre Hastanelerin Bazı Özelliklerinin Karşılaştırılması ...68

Tablo 47. Hastanelerin Farklı Özelliklerine Göre İSİG Puan Durumu ...70

Tablo 48. İSİG Puanına Etkili Faktörlerin Lojistik Regresyon Analizi Sonuçları ...72

(14)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 1. Çalışma Yaşamı ve Sağlık İlişkisi ... 4 Şekil 2. Çalışma Yaşamını Etkileyen Etmenler ... 5 Şekil 3. İSİG Puanına Etki Eden Muhtemel Faktörler ...35

(15)

EKLER LİSTESİ

Ek 1. Veri Toplama Formu ... 169

Ek 2. Akademik Kurul Kararı ... 173

Ek 3. Etik Kurul Kararı ... 174

Ek 4. Kuzey KHB Genel Sekreterliği izin yazısı ... 175

Ek 5. Güney KHB Genel Sekreterliği İzin Yazısı ... 176

Ek 6. İSİG Puanı Üretilen Parametreler ... 177

Ek 7. Elli ve Üzeri Çalışanı Olan Çok Tehlikeli İşyerleri İçin İdari Para Cezaları ... 178

(16)

1. GİRİŞ

1.1. PROBLEMİN TANIMI

Günümüzde değişen her şeyle birlikte üretim, iş, çalışan, işveren, emek, vb. kavramlar da değişmektedir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği de bu kavramlardan biridir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği (İSİG), işin yürütümü sırasında çeşitli nedenlerden kaynaklanan sağlığa ve güvenliğe zarar verebilecek koşullardan korunmak amacı ile yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalardır.

Sağlık çalışanları için İSİG, diğer çalışanlardan farklı özellikler arz etmektedir. Öncelikli olarak sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğu “çok tehlikeli işler” sınıfında bulunan hastanelerde görev yapmaktadır. Ayrıca diğer sektörlerde çalışanların maruz kaldığı risklerin yanında sağlık hizmetlerine has riskler de söz konusudur. ABD İş Güvenliği ve Sağlığı Ulusal Enstitüsü (National Institute for Occupational Safety and Health, NIOSH) hastanelerde beş başlık altında tam 94 risk belirlemiştir. Biyolojik ve psiko-sosyal riskler sağlık çalışanının başlıca sağlık risklerindendir.

Sağlık çalışanlarının İSİG hizmetlerini almasını engelleyen bu şartlar varken destekleyen düzenlemeler de hayata geçirilmiştir. Özel sağlık kuruluşları için 22.05.2003 tarih ve 4857 sayılı İş Kanunu bağlayıcılığını korumakta iken 20.06.2012 tarih ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kamu ve özel tüm sağlık kurum ve kuruluşlar için hükümler içermektedir. Ayrıca adı geçen kanuna dayanarak çok sayıda yönetmelik yayınlanmıştır. Gerek kamu, gerekse özel sektör için başta şiddet olmak üzere özellikle çalışan güvenliğini ele alan birçok düzenleme yapılmıştır.

Kamu tarafında kanunun uygulamasında ertelemeler olsa da risk analizi yaptırılması, acil durum eylem planı ve temel iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri vb. için süre 1 Ocak 2013'te bitmiş bulunmaktadır.

Bu bilgiler ışığında ve şartlar altında sağlık çalışanına sunulan İSİG hizmetlerinin ayrıntılı olarak bilinmesi, eksikliklerin ortaya çıkarılması, karar vericilerin konu hakkındaki algı ve tutumunu öğrenmek için kapsamlı bir çalışmaya ihtiyaç duyulmuştur.

(17)

1.2. ARAŞTIRMANIN AMACI

İzmir’de yataklı tedavi kurumlarında çalışan sağlık çalışanlarına yönelik İSİG hizmetlerinin durumunu niteliksel ve niceliksel olarak göstermek, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile diğer mevzuat hükümlerinin hangi düzeyde uygulandığını tespit etmek, İSİG hizmeti sunarken yaşanan sıkıntıları ve eksiklikleri ortaya çıkarmak, İSİG konusunda geliştirilmeye müsait alanları tespit etmektir.

1.3. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZİ

ANA HİPOTEZ

H0: İzmir’deki hastaneler İSİG hizmetleri için asgari yasal şartları sağlamaktadır.

ALT HİPOTEZLER

H0: İSİG hizmetleri bakımından kamu ve özel hastaneler arasında fark yoktur. H0: Hastane yatak kapasitesinin İSİG hizmetleri üzerine etkisi yoktur.

H0: Hastane çalışan sayısının İSİG hizmetleri üzerine etkisi yoktur. H0: Hastanede sendika varlığının İSİG hizmetleri üzerine etkisi yoktur. H0: Hastane kalite puanının İSİG hizmetleri üzerine etkisi yoktur.

H0: Hastanede İSİG hizmeti sunma süresinin İSİG hizmetleri üzerine etkisi yoktur.

H0: Hastanenin yaşının İSİG hizmetleri üzerine etkisi yoktur.

H0: İSİG çalışanının çalışan sağlığı ve güvenliğine verdiği önemin İSİG hizmetleri üzerine etkisi yoktur.

H0: Katılımcı tarafından algılanan “çalışanın verdiği önem”in İSİG hizmetleri üzerine etkisi yoktur.

H0: Katılımcı tarafından algılanan “yönetimin verdiği önem”in İSİG hizmetleri üzerine etkisi yoktur.

(18)

1.4. VARSAYIMLAR

Bu çalışmada;

 Katılımcıların veri toplama formlarındaki başlıklara doğru cevap verdiği varsayılmıştır.

 Katılımcıların doğru seçildiği varsayılmıştır.

1.5. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ

Sağlık Çalışanlarına sunulan İSİG hizmeti oldukça ihmal edilmiştir. Bunda toplumun sağlık çalışanını kendini tıbba /topluma feda etmesi gereken bireyler olarak görmesi de etkilidir. Halbuki sağlık çalışanının ramak kala, iş kazası, işe bağlı hastalık ve meslek hastalığı olarak yaşayacağı deneyim, çalışma arkadaşlarını ve hastaları doğrudan etkileyecektir.

Diğer yandan ülkemizde ve dünyada İSİG hizmetlerinin önemi giderek artmaktadır. Bununla birlikte ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği kültürünün henüz yerleşmemiş olması ve buna bağlı olarak İSİG hizmetlerine ülkemizde yeterince önem verilmiyor olduğunun düşünülmesi nedeniyle çalışmamız önem arz etmektedir.

1.6. SINIRLILIKLAR VE KARŞILAŞILAN GÜÇLÜKLER

Çalışmamız beyana dayalı olduğu ve katılımcılardan veri toplama formları ile bilgi toplandığı için sağlık kuruluşlarında o an için sunulan gerçek İSİG hizmetini yansıtmayabilir. Dahası sağlık kuruluşu tarafından sunulan hizmetin çalışanlarca bilinir/erişilebilir olup olmadığını bilmediğimiz için hizmetten yararlanma yüzdesi düşük olabilir. Çalışanlara sunulan İSİG hizmetinin kalitesi ölçülmemektedir. Her ne kadar tüm Türkiye’yi temsil edeceğini düşünsek de çalışma sadece İzmir’de yapıldığı için diğer bölgelere göre bir takım farklılıklar olacaktır.

(19)

2. GENEL BİLGİLER

2.1. ÇALIŞMA YAŞAMI VE SAĞLIK

İşçi sağlığı ve iş güvenliği bilimsel yayınlardan, bilimsel kuruluşların çalışmalarından ve yasalardan daha fazlasını içermektedir.

Şekil 1. Çalışma Yaşamı ve Sağlık İlişkisi

Kaynak: http://kisi.deu.edu.tr//alp.ergor/isig5003-risketmenleri1-2014-3.pdf Ergör ve Demiral’a göre sağlık, çalışma yaşamından ve toplumdan ayrı düşünülemez. Burada;

 Çalışma ortamı: fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik, psiko-sosyal ortam  Çalışma koşulları: süre, ücret, vardiya, gece çalışması

 Çalışma İlişkileri: örgütlenme, iş güvencesi, istihdam biçimi olarak alt başlıklara ayrılmaktadır (Ergör, 2014).

(20)

Şekil 2. Çalışma Yaşamını Etkileyen Etmenler

Kaynak: http://kisi.deu.edu.tr//alp.ergor/isig5003-risketmenleri1-2014-3.pdf Çalışma yaşamı sağlığı etkilemekteyken makro düzeyde birçok etmen çalışma yaşamı üzerinde etkili olmaktadır.

İş sağlığı ve güvenliği gibi literatürü geniş bir alanda çok sayıda tanım olması ve bunların zaman içinde gelişmekte olması doğaldır. Bu nedenle kavramları tanımakta ve zaman içinde gelişimlerine göz atmakta fayda bulunmaktadır.

2.1.1. SAĞLIK

1940'lara kadar sağlık, hastalık belirtilerinin olmaması olarak tanımlanmaktaydı. 1947'de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) daha kapsamlı yeni bir tanım geliştirerek sağlığı "yalnız hastalık ve sakatlığın olmaması durumu olarak değil, bedensel, ruhsal ve sosyal yönlerde tam bir iyilik hali" olarak tanımlanmıştır (Fişek, 1985). DSÖ’nün bu tanımı sağlığı geniş olarak ele almakta fakat “tam iyilik hali” ile ifade edilen durum ölçülememekte ve kültürden kültüre değişebilmektedir. Ancak gerek yaygınlığı, gerekse iş sağlığı tanımına kaynak teşkil etmesi nedeniyle çalışmamızın kalan kısmında dikkate alınacaktır. 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun da “sağlık” için benzer bir tanım kullanmaktadır

(21)

(RG, 1961). Yine Türk Dil Kurumu da sağlığı “Bireyin fiziksel, sosyal ve ruhsal yönden tam bir iyilik durumunda olması, vücut esenliği, esenlik, sıhhat, afiyet” şeklinde tanımlamaktadır (TDK, 2015).

2.1.2. İŞ

İş, bedensel, zihinsel ve ruhsal bir çaba ile çalışanın kendisi ya da başkaları için değer ifade eden mal ve hizmetler üretme faaliyetidir (Tınar, 1996). Sağlık genel olarak çevresel faktörler ve bireysel faktörler olmak üzere iki temel faktörün etkisindedir (Bilir, 2008). İş, çevresel faktörler arasında yer alır.

2.1.3. İŞ SAĞLIĞI / İŞÇİ SAĞLIĞI

“Uluslararası Çalışma Örgütü (UÇÖ/ILO) ve DSÖ Uzmanlar Komitesi’nin 1950’de yaptığı ortak tanıma göre iş sağlığı; bütün mesleklerde çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal yönden iyilik hallerinin en üst düzeyde tutulması, sürdürülmesi ve geliştirilmesi çalışmalarıdır. Bir görüşe göre ise işçi sağlığı kavramı iş yerine işçiyi ön plana çıkardığı için tercih edilmelidir. Buna tanıma göre işçi sağlığı, çalışanların bedensel, ruhsal ve sosyal tam iyilik durumunun sağlanmasını en üst düzeyde sürdürülmesini, iş koşulları ve kullanılan maddeler nedeniyle çalışanların sağlığına gelebilecek zararların önlenmesini, işçinin psikolojik ve fizyolojik özelliklerine uygun olan işe yerleştirilmesini içeren ve işin insana, insanın işe uygunluğunu sağlayan çok geniş kapsamlı bir hizmetler zinciridir (Pala, 2000).

2.1.4. İŞ GÜVENLİĞİ

İş güvenliği, işyerini, işin yürütümü nedeniyle oluşan tehlikelerden ve sağlığa zarar verebilecek koşullardan arındırarak daha iyi bir çalışma ortamı sağlamak için yapılan sistemli çalışmalardır (Gerek, 2006). İş sağlığı ve iş güvenliği ayrı ayrı düşünüldüğü zaman iş sağlığının çalışanın olası sağlık risklerini ortadan kaldırmaya yönelik faaliyetler olduğu, iş güvenliğinin ise daha çok teknik risklerden korunmaya yönelik etkinlikler olduğu söylenebilir (Arıcı, 1999). Bir başka deyişle iş sağlığı çalışma şartlarından, kullanılan araç-gereçten kaynaklanabilecek ve sağlığa zarar verebilecek durumları engellemeye yönelik faaliyetler iken, iş güvenliği çalışma esnasında meydana gelebilecek zararlara karşı yasal ve teknik önlemler almaktır (Öner, 2014). Ancak iş sağlığı ve iş güvenliğinin birbirinden bağımsız olması düşünülemez. Bu bakımdan iş sağlığı ve iş güvenliği birlikte değerlendirilerek iş

(22)

sağlığı ve güvenliği (İSG) kavramı veya başka bir kullanım şekliyle işçi sağlığı ve iş güvenliği (İSİG) kavramı kullanılmaktadır.

2.1.5. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ (İSG) / İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ (İSİG)

İş sağlığı ve güvenliği için ülkemizde ve dünyada tercih edilen çok sayıda tanımlama vardır. Genel kabul gören tanımlardan bir tanesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İşçi Sağlığı ve Daire Başkanlığı tarafından kullanılan olan işçi sağlığı ve iş güvenliğinin iş yerlerinde işin yürütülmesi sırasında, çeşitli nedenlerden kaynaklanan sağlığa zarar verebilecek koşullardan korunmak amacıyla yapılan sistemli ve bilimsel çalışmalar olduğudur (ÇSGB, 1995). İSİG tanımı; daha önce 1973 yılında çıkarılan İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü ve yukarıda bahsi geçen ÇSGB’nin 1995 yılına ait tanıma rağmen zamanla terkedilmiş ve iş sağlığı ve güvenliği şeklinde ifade edilmeye başlanmıştır. Son olarak çıkarılan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği kanunu da bu yönde adlandırılmıştır (RG, 2012a). Çalışmamızın kalan kısmında yeri geldiği zaman her iki tanımlama kullanılacak olmasına rağmen işçi sağlığı ve iş güvenliği tercih edilecektir.

Ülkemizde tanım konusunda kafa karışıklığı bulunurken UÇÖ çalışanlara yönelik sağlık ve güvenlik hizmetlerini tanımlamak için mesleki sağlık ve güvenlik (occupational health and safety, OHS) tanımını kullanmaktadır (ILO, 1998). DSÖ ve UÇÖ’ye göre, mesleki sağlık ve güvenlik, tüm çalışanların bedensel, ruhsal ve toplumsal sağlık ve refahlarının en üst düzeye yükseltilmesi ve bu durumun korunması, işyeri koşullarının, çevrenin ve üretilen malların getirdiği sağlığa aykırı sonuçların ortadan kaldırılması, çalışanları yaralanmalara ve kazalara maruz bırakacak risk faktörlerinin ortadan kaldırılması, çalışanların bedensel ve ruhsal özelliklerine uygun işlere yerleştirilmesi ve sonuç olarak bedensel ve ruhsal gereksinimlerine uygun bir iş ortamı yaratılmasıdır (Mollamahmutoğlu, 2004).

İş sağlığı ve Güvenliği uygulamalarının genel olarak üç amacı bulunmaktadır (Yiğit, 2008).

1. Çalışanların korunmasını sağlamak 2. Güvenli üretim süreci sağlamak 3. İşletmenin güvenliğini sağlamak

(23)

3. İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ HİZMETLERİ

3.A. GENEL OLARAK İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ

HİZMETLERİ

3.A.1. İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİNİN TARİHÇESİ

Çalışma yaşamı zaman içinde şekil değiştirmekle birlikte insanlık tarihi boyunca var olagelmiştir. Tarihsel süreçte teknolojinin gelişmesiyle üretim süreci de değişmiş ve gelişmiştir. Bunun sonucu olarak maruz kalınan tehlike ve riskler artmış ve çeşitlenmiştir.

Yazılı metinlerde İSİG’den ilk olarak Hipokrat (M.Ö 460–377) bahsetmiş olup, kurşunun etkilerini, kurşun koliğini tanımlamış, kabızlık, felç ve görme bozuklukları gibi belirtileri saptamış ve bulgularla kurşunun ilişkisini net olarak ortaya koymuştur (Bilir, 2004).

Hipokrat (M.Ö. 460-370), Platon (M.Ö. 428-348) ve Aristo’nun (M.Ö. 384-322) özellikle işçi sağlığına yönelik katkılarının ardından, takip eden çağ olan Orta Çağda (M.S. 500 – 1500), İSİG konusunda herhangi bir bilimsel ilerleme olmadığı görülmektedir.

Ortaçağın verimsiz ortamının ardından aydınlanma çağıyla beraber çalışan sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalar doktor ve mühendisler tarafından bilimsel yöntemlerle sürdürülmüştür. Agricola (1494-1555), Paracelsus (1493-1541), Bernardino Ramazzini (1633-1713) başta olmak Kıta Avrupa’sında ve özellikle İtalya’da ciddi ilerlemeler kaydedilmiştir. Ramazzini yazdığı “De Morbis Artificum Diatriba” adlı kitapta meslek hastalıklarını anlatmış ve iş sağlığının kurucusu ünvanıyla tarihe geçmiştir (Bilir, 2004).

Özellikle buhar gücünden yararlanma teknolojisinin gelişimine paralel olarak “iş” kavramı gelişmiştir. İş sağlığı ve güvenliği kavramı ilk kez sanayi devrimi sonrasında günümüzde kullanılan şekline benzer bir anlamda kullanılmıştır. İş sağlığı ve güvenliğini tarihini incelerken 18.yy sonu ve 19. yy başında gerçekleşen sanayi devrimini, altyapısını, sosyal, ekonomik, siyasal çıktılarını ve bunun çalışma ortamı, çalışma ilişkileri ve çalışma koşullarına etkisini iyi irdelemek gerekir. İngiltere özelinde değerlendirilecek olursa öncelikle üretimin artması ile işgücü açığı ortaya

(24)

ve kadın ve çocuklar üretime dahil edilmiştir. Zaman içerisinde kırdan kente yaşanan akın neticesinde işgücü talebi işgücü arzının gerisinde kalmış ve bu durum işçilerin aleyhine kullanılmıştır. Daha önceleri işveren ve işçi ilişkilerine müdahil olmayan devlet ilk olarak işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda düzenleme yapma ihtiyacı hissetmiştir (Akay, 2006).

İngiltere’de ilki 1802 yılında çıkarılan ve “Factory Acts (Fabrika Kanunları)” olarak anılacak olan kanunlar yürürlüğe konulmuş ancak 1933’te etki bir denetim teşkilatı kuruluncaya kadar geçen sürede uygulamaya girmeden kağıt üstünde kalmıştır. Zaman içerisinde çıkarılan kanunlar özellikle kadın ve çocukları çalışma sürelerini, yerlerini, şartlarını düzenlemiş, sendikal haklarını kabul etmiş ve işyeri hekiminin görevlerini belirlemiştir. 1824 yılına kadar yasak olan sendikalar o tarihten itibaren serbest bırakılmıştır. En hızlı endüstriyel gelişimi sağlayan ülke olarak çok sayıda İSİG kanunu çıkaran İngiltere’yi takiben, İsviçre 1840’ta, Fransa 1841’de, Almanya 1849’da ve ABD 1877’de çalışan sağlığı güvenliğine yönelik pek çok kanun çıkarmıştır (Weisbrot, Naiman, & Rudiak, 2002; Wikander, Kessler-Harris, & Lewis, 1995).

Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar geçen sürede işçi sağlığı ve iş güvenliğine yönelik yapılan çalışmalar birkaç bilim insanının ve bazı devletlerin kısıtlı gayretlerinden ibarettir. İlk uluslararası düzenleme Versay Barış Antlaşması’dır. 1919’da imzalanan antlaşma çalışan sağlığı ve güvenliği alanında hükümler içermesinin yanında, bu alanda ilk uluslararası kuruluş olan UÇÖ’nün kurulmasını sağlamıştır. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ise Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı bir uzmanlık kuruluşu olmuştur (ILO, 2016).

(25)

3.A.2. DÜNYADA İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ

HİZMETLERİ

İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmeti bilimsel bir çalışma olmasına rağmen, bu hizmetin sunumu için belirlenmiş genel geçer bir yöntem yoktur. Farklı ülkelerde farklı yöntemler uygulanmaktadır. Ancak temel olarak işçi sağlığı ve güvenliğinin; tüm çalışanların erişilebildiği, yerel gereksinim ve koşullara uygun, sunan ve yararlanan için karşılanabilir, ikinci basamak destekli, işverence örgütlenen, kayıt dışı sektör için ise kamu tarafından örgütlenen bir yapıda olması gerekir (Ergör, 2012).

İSİG hizmetlerinin sunumu; başta insan gücü, finansman ve hizmet sunulan yer olmak üzere içerik ve şekil olarak değerlendirilmektedir.

3.A.2.1. KAPSAMI

İSİG’de hizmetin kapsamı tartışma konusu olagelmiştir. Hizmet sunum modeli geliştirirken kapsam konusunda öncelikli cevap bulması gereken soru, hizmetin “sadece koruyucu hizmetleri mi?”, yoksa “hem koruyucu hem tedavi edici hizmetleri mi?” kapsaması gerektiğidir.

İSİG’in en önemli başlıklarından biri olan işe giriş muayenelerinde; aktif nüfusun işe giriş muayenesinin yapıldığı Hollanda, Arjantin, Cezayir, Küba, Brezilya, Macaristan, Fransa, Tunus gibi ülkeler, belirli iş kollarında işe giriş muayenelerin yapıldığı ABD, Tunus, İngiltere gibi ülkeler farklı uygulamalara örnektir (Başçıl, 2001). Bazı Afrika ülkelerinde çalışanların ailelerine de sağlık hizmeti sunabilmektedir (Zaire, Kamerun, Madagaskar). İsveç ve Norveç’te koruyucu hizmetlerin yanında isteğe bağlı olarak tedavi edici hizmetler de sunulmaktadır (Türk, 2005). Hem koruyucu hem tedavi edici hizmet verilmesi daha bütüncül bir yaklaşımı desteklemektedir.

Diğer yandan birçok başlık için dışarıdan hizmet alımı kaçınılmaz olmaktadır. Bunlar başlıca; ortam ölçümleri, danışmanlık hizmetleri, psikolojik eğitimler ve stres yönetimi eğitimleridir (İSGÜM, 2015).

3.A.2.2. İNSANGÜCÜ

(26)

desteklenmesi gerekir. Ancak birçok ülkede işyeri hekimi, işyeri hemşiresi, iş hijyenisti ve iş güvenliği uzmanı dışında geniş bir ekip kurulmuş değildir. (Türk, 2005).

Birçok ülkede müfredatta işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilişkin ders sayısı sınırlıdır. Bu açığı gidermek için sürekli tıp eğitimi vazgeçilmez hatta zorunludur. Ayrıca lisans eğitiminin ardından uzmanlaşmamış olan İSİG profesyonellerinin eğitim açığı birçok ülkede sertifikasyon yoluyla giderilmektedir (DSÖ, 2002).

3.A.2.3. FİNANSMAN

Temel olarak UÇÖ tarafından maliyetin işveren tarafından karşılanması öngörülmüştür. Bunun yanında sosyal güvenlik kurumları tarafından katkı verilen İspanya, Meksika, İsrail gibi ülkeler bulunmaktadır. Ayrıca farklı modellerde ise çalışan veya sendikanın da maliyetin bir kısmına katıldığı örnekler göze çarpmaktadır (Türk, 2005).

Özellikle küçük ölçekli işletmeler için devlet desteği ve devlet geri ödemesi dünya çapında uygulanan diğer iki yöntemdir (İSGGM, 2011).

Bu modellerde genel olarak eğer sunulan işçi sağlığı ve iş güvenliği hizmeti tedavi hizmetini barındırıyorsa sosyal güvenlik kurumu olaya dahil olabilmektedir. Ancak koruyucu sağlık hizmetleri ve araştırma faaliyetleri için işveren ve kamu kaynakları ön plana çıkmaktadır.

3.A.2.4. HİZMET SUNULAN YER

Tüm dünyada görülen uygulamalara baktığımız zaman hizmet sunulan yerler; İşyeri sağlık güvenlik birimi, ortak sağlık güvenlik birimi, birinci basamak sağlık kuruluşu, özel sağlık merkezi veya hastane olmaktadır. Ayrıca hizmetler bunların birkaçında aynı anda verilebilir.

Çalışan sağlığı güvenliği hizmetinin ulaşılabilirliği bakımından ilgili yapılanmanın işyeri içerisinde tesisi esastır. Fransa işyerinde sağlık hizmetini kurgulayan ilk ülke olma özelliği taşımaktadır. Diğer yandan Fransa’nın da aralarında bulunduğu İsveç, Finlandiya, Hollanda, Norveç, Belçika ve Danimarka gibi ülkeler özellikle küçük ve orta ölçekli işyerleri için ortak sağlık birimi sistemini uygulamaktadır. Bu işyerlerine OSGB’nin önerilme sebebi az çalışanla geniş alana yayılmalarıdır (Başçıl, 2001).

(27)

Birinci basamak sağlık kuruluşu tarafından İSİG hizmeti verilmesi ise küçük işletmeler ve tarım sektörü için DSÖ tarafından önerilmektedir. Birinci basamağın yaygınlığı bir avantaj iken çalışan sağlığı konusunda yetersiz bilgiye sahip olması bir dezavantajdır (Ergör, 2012).

İşçi sağlığı ve iş güvenliği hizmetlerinin sosyal güvenlik kurumu tarafından sunulması Afrika ülkeleri başta olmak üzere, İsrail, İspanya, Meksika’da uygulanan bir sistemdir. Dezavantajı ise tedaviye yönelik olmasıdır. Singapur ve Hong-Kong ise işyeri sağlık birimini zorunlu tutmamıştır (Başçıl, 2001).

(28)

3.A.3. ÜLKEMİZDE İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ

HİZMETLERİ

3.A.3.1. KAPSAMI

Ülkemizde hem koruyucu hekimlik, hem de tedavi edici hekimlik bir arada uygulanabilmektedir. Yetkili işyeri hekimleri çalışanlara reçete yazabilmekte ve bu reçeteler Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanabilmektedir. Ayrıca Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği’nin 29. Maddesine göre gerekli şartları sağlayan işyeri hekiminin çalışanların ailelerine koruyucu ve tedavi edici hizmet sunmasının önünde engel bulunmamaktadır.

3.A.3.2. İNSANGÜCÜ

Ülkemizde İSİG hizmetleri 6331 sayılı İSİG kanununda da geçen şekliyle esas olarak işveren tarafından görevlendirilmiş işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personeli eliyle sunulmaktadır.

İşyeri hekimliği ilk olarak mevzuatımıza 1930 yılında 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 180. Maddesi ile girmiş ve 50 çalışan için işyeri hekimi zorunluluğu getirilmiştir (RG, 1930). Daha sonra bu madde yürürlükten kaldırılarak 4857 sayılı İş Kanununun 81. maddesine, en son olarak 6331 sayılı İSG Kanunu’nun 8. Maddesine konmuştur (RG, 2003, 2012a). Bu özelliği ile işyeri hekimliği müessesesi ve çalıştırma mecburiyeti cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana varlığını sürdürmüş, özellikle 2000’lerden sonra hızla gelişen İSİG’in dinamik yapısından etkilenmemiştir.

İşyeri hekimliğinin aksine iş güvenliği uzmanlığı oldukça yakın zamanda mevzuatımızda ve literatürümüzde yer bulabilmiştir. İlk olarak 07.07.2002 tarih ve 24808 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren “İş Güvenliği Mühendisi Yetkilendirme Yönetmeliği ”ne dayanılarak Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makine Mühendisleri Odası tarafından eğitimler verilmeye başlanmıştır (Tekin, 2008). Ancak iş güvenliği uzmanlığı mevzuatta gerçek yerini 22.5.2003 tarih ve 4857 sayılı İş Kanunu ile “iş güvenliği ile görevli mühendis veya teknik elemanı” olarak bulmuştur. 2004 yılında yayınlanan yönetmelikte ilk kez olarak “iş güvenliği uzmanı” olarak kullanılmıştır. Daha sonraki geliştirmeler, eklemeler ve 2012 yılında çıkarılan İSG Kanunu ile iş güvenliği uzmanlığı da tıpkı işyeri hekimi gibi İSİG’de önemli bir yer edinmiştir.

(29)

Önceki kanun ve yönetmeliklerde işyeri hemşiresi veya sağlık memuru olarak geçen işyeri hekimi dışındaki sağlık çalışanı, 6331 sayılı İSG kanunu ile “Diğer Sağlık Personeli” olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Diğer sağlık personel olmaya hak kazanmak için hemşire, sağlık memuru, acil tıp teknikeri ve çevre sağlığı teknisyeni ünvanlarından birine sahip olmak gerekmektedir (RG, 2013d).

3.A.3.3. FİNANSMAN

UÇÖ’nün öngörüsüne benzer şekilde ülkemizde de işçi sağlığı ve iş güvenliğinin maliyetini işveren karşılamak zorundadır. Diğer taraftan İSG Kanununda İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin desteklenmesi başlıklı 7. maddede 10’dan az çalışanı olan işyerlerinin Bakanlıkça desteklenebileceği belirtilmiştir. Yine aynı maddeye göre bu desteğin giderleri SGK tarafından karşılanabilecektir (RG, 2012a).

3.A.3.4. HİZMET SUNULAN YER

İSG Kanununun 6. Maddesine göre işveren çalışanları arasından İSİG hizmetlerini sunmak üzere işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve on ve üstü çalışanı olan çok tehlikeli işyerleri için diğer sağlık personeli görevlendirmelidir. Bu görevlendirme şeklinde İSİG profesyonelleri işyeri çalışanı olacak ve işyeri ortamında hizmet sunacaktır. Çalışanların gerekli niteliklere sahip olmaması durumunda ise dışarıdan hizmet alabilmektedir (RG, 2012a).

Sadece bir işyerine bağlı çalışan birimlerin (İSGB) çok belirgin avantajları vardır. Bunlar; işyeri ile sıkı bağlantı içinde olma ve diğer örgütlenmelerle kolay bağlantı kurma, çalışanlarla sürekli ilişki imkanı, işçi ve işverenin daha fazla söz sahibi olması ve sorunlara hızlı müdahale olarak sıralanabilir (Başçıl, 2001).

İşyerlerinin OSGB’den hizmet alımı modelinde yukarıda sayılan avantajlardan bahsetmek mümkün değildir. Aksine sayılan bu özelliklerin olmaması İSİG hizmetinin niteliğini kısıtlamaktadır. Dile getirilen tek avantaj ise ortak sağlık güvenlik birimlerinin işverene maliyetinin daha düşük olmasıdır (F. Yılmaz, 2014).

İş Sağlığı Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’ne göre İSİG hizmeti alınabilecek bir başka birim ise Toplum Sağlığı Merkezi Birimi (TSMB)’dir (RG, 2012d). Bu yönetmeliğin 17. Maddesine göre Toplum Sağlığı Merkezlerinde kurulacak birimler vasıtasıyla başvuran işyerlerine gerekli hizmetler sunulmaktadır.

(30)

3.B. SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ

GÜVENLİĞİ

3.B.1. SAĞLIK ÇALIŞANI / SAĞLIK KURULUŞU

Pratikte karşılaşılan dar kapsamlı tanımlamaların aksine sağlık çalışanı, çalıştığı yerden veya herhangi bir yerden ücret alıp almadığına bakılmaksızın sağlık alanında çalışan, hastaya, doku parçasına, bulaşlı araç-gereçlere temas riski olan, hava dahil olmak üzere bulaşlı çevreye maruz kalma potansiyeline sahip kişidir (Meydanlıoğlu, 2013). Sağlık çalışanlarının kimler olduğu ve sınıflandırması konusunda DSÖ ve UÇÖ’nün farklı yaklaşımları vardır. Bu farklılıklara rağmen yukarıdaki tanımlamaya uygun olarak bir şekilde sağlık hizmet sunumunda görev alan kişilerin sağlık çalışanı olarak belirlenmesi esastır.

Dünya ve ülkemiz açısından baktığımızda sağlık çalışanlarının önemli bir bölümünün istihdam edildiği hastaneler, “kendisine başvuran hasta ve yaralılara tanı ve tedavi, sürekli hemşirelik bakımı, yemek ve otelcilik hizmetleri olanakları sağlayarak hastalığı azaltan veya tedavi eden kuruluşlar” olarak tanımlanmakta olup sağlık sistemi içinde önde gelen sağlık kuruluşlarıdır (Devebakan, 2007).

3.B.2. SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ RİSKLERİ

Sağlık çalışanı tanımından da çıkarılabileceği gibi hastaneler özelinde sağlık kuruluşları çok farklı disiplinlerin bir araya gelerek çalıştığı ve hizmet ürettiği yerlerdir. Sağlık çalışanının başlıca görevinin iyi bir sağlık bakım hizmeti sunmak olduğu ve bu hizmetin kalitesinin performansı ve kapasiteyi destekleyen bir çalışma ortamı gerekliliği göz önüne alındığında sağlık çalışanının sağlığının uzun yıllar ihmal edildiği söylenebilir (M. Saygılı, 2008). Bu farklı disiplinler aynı zamanda farklı tehlikeler, farklı riskler anlamına gelmektedir. Amerikan Çalışma İstatistikleri Bürosu (Bureau of Labor Statistics- BLS) Amerika’da sağlık çalışanlarının iş kazası ve meslek hastalığının ağır sanayidekine yakın olduğunu bildirmiştir. NIOSH hastanelerde çalışan sağlık çalışanlarının; 29 çeşit fiziksel, 25 çeşit kimyasal, 24 çeşit biyolojik, altı çeşit ergonomik, 10 çeşit psiko-sosyal tehlike ve risk altında olduğunu belirtmiştir. NIOSH’un bu tespitine göre sağlık çalışanları 5 tür klasik riskin her birine maruz kalabilmektedir.

(31)

Sağlık çalışanlarında iş kazaları ve meslek hastalıklarını önemsememiz için bir diğer sebep de hasta ve çalışan sağlığının ayrı ayrı düşünmememiz gerektiğidir. Bu yukarıda sayılan risklerin birçoğu çalışanı etkilediği ölçüde hastayı ve sunulan sağlık hizmetinin kalitesini de etkileyecektir. Sağlık çalışanı denince akla hemen biyolojik riskler gelse de daha birçok riskin varlığını göz ardı etmememiz gerekir.

3.B.2.1. FİZİKSEL RİSKLER

Sağlık çalışanlarının maruz kalabileceği mesleki risklerden fiziksel riskleri; “radyasyon, elektrik, gürültü, kötü havalandırma, aydınlatma, iklimlendirme, titreşim, basınç” olarak sıralayabiliriz (TTB, 2008). Bu risklerden bazıları ile ilgili düzenlemeler yapılırken (radyasyon, kanserojen ilaçlar) diğerleri görmezden gelinmiş ve ihmal edilmiştir (RG, 2000).

3.B.2.2. KİMYASAL RİSKLER

Hastaneler çok miktarda ve çeşitte kimyasal maddenin kullanıldığı çalışma ortamlarıdır. Başlıca kimyasal risk içeren maddeler; anestezik ilaçlar, anestezik gazlar, kimyasal ilaçlar, sitotoksik maddeler, lateks, civa, gluteraldehid, solvent, inorganik kurşun, farmasötik maddeler, sterilizasyon için kullanılan maddeler, alkoller, deterjanlardır. Ayrıca bu başlıkların her birini de ayrı ayrı ele almak mümkündür. Bu kimyasallar sağlam cilt, bütünlüğü bozuk cilt, solunum sistemi, sindirim sistemi, göz mukozası gibi çeşitli yollar ile vücuda alınmakta ve sistemik dolaşıma etki etmektedir (Karaca, 2013).

3.B.2.3. BİYOLOJİK RİSKLER

Sağlık çalışanı söz konusu olduğu zaman akla ilk gelen risk şüphesiz biyolojik risktir. Hastanelerde hasta sağlığını etkileyen mikroorganizmaların hemen hepsi sağlık çalışanları için risk tehdit etmektedir. Biyolojik risk olarak; HIV/AIDS, inflüenza virüs, hepatit A, hepatit B, hepatit C, kızamık, kızamıkçık, kabakulak, suçiçeği, tüberküloz, tetanoz, salmonella, parvovirüs B19, sitomegalovirüs, herpes simpleks, boğmaca, streptokok enfeksiyonları, H. Influenzae, meningokok, şigella, difteri, bordetella, mikoplazma, klamidya, coxiella burnetti ve Kırım – Kongo kanamalı ateşi gibi etken ve hastalıklar sayılabilir (Bilir, 2004). Bu tehditlerin yanında zaman zaman gündeme gelen H1N1, H5N1, SARS, MERS-CoV gibi etkenler de göz önünde bulundurulmalıdır.

(32)

3.B.2.4. ERGONOMİK RİSKLER

Tüm ergonomik araştırmalara rağmen mesleki kas iskelet sistemi problemleri, iş yükleriyle ilgili en büyük sağlık problemlerinden biridir (Yakut, 2011). Kısaca tanımlayacak olursak “işi, işçiye uygun hale getirmeyi” amaçlayan ergonomi söz konusu insan ve insan sağlığı olduğu durumda yeterince etkin olamadığı için tüm sağlık çalışanları ergonomik risklere maruz kalmaktadır (Meydanlıoğlu, 2013). Bu riskler için en önemli etken ise hasta ile yakın temasta çalışma zorunluluğudur. Özellikle hemşirelik, ergonomik riskler içinde bel ağrısı için; ağır sanayi işçileri ve ağır vasıta şoförlerinden sonra üçüncü sırada yer almaktadır (Altınel, 2007). Kas iskelet sistemi hastalıkları için risk faktörleri; ağır taşıma, tekrarlayıcı hareket, elle çalışma, monoton işler, sorunlu çalışma postürü, makine-işçi uyum sorunu, yüksekte çalışma şeklinde sıralanabilir.

3.B.2.5. PSİKO-SOSYAL RİSKLER

Birçok farklı özelliği göz önüne alındığı zaman sağlık hizmeti ciddi psiko-sosyal riskler barındırır. İşin sadece çalışarak geçirilen zaman olarak sınırlandırılmadığı modern anlayışla birlikte ve sağlığın ruhsal ve sosyal boyutunun da ele alınmasıyla bu risklerin önemi artmıştır. Hastanın bakımından, sağlığından birincil sorumlu kişi olan sağlık çalışanı üzerinde büyük bir stres bulunmaktadır. Düzensiz çalışma (nöbet, vardiya, icapçı çalışma), aşırı ve gerçekçi olmayan işyükü, görev tanımı eksikliği, çalışma temposundaki sorunlar, iş geleceği ve işsizlik endişesi, arkadaşlarıyla sorun yaşama, yönetimle sorun yaşama, mobbing ve taciz günümüzde sağlık çalışanlarını en fazla etkileyen psiko-sosyal risklerin başındadır (Caruso, 2014). Bunlara son zamanlarda sağlık çalışanlarını tehdit eden şiddet olgusu da bir risk olarak eklenmelidir. UÇÖ işyerinde şiddeti; “çalışanın işe gelip gitmesi de dahil olmak üzere işle ilgili durumlarda istismar ve tehdit edildiği veya saldırıya uğradığı güvenlik-sağlık-esenliğine açık-örtülü tehdit oluşturan olay” olarak tanımlamaktadır (TTB, 2015). Tüm dünyada yapılan çalışmalarda gösterilmiştir ki; sağlık çalışanları şiddete uğrama riski bakımından diğer hizmet sektörlerine göre 16 kat daha fazla risk altındadır (TTB, 2014).

(33)

3.B.3. SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ

GÜVENLİĞİNİN TARİHÇESİ

3.B.3.1. DÜNYADA SAĞLIK ÇALIŞANI SAĞLIĞI VE ULUSLARARASI DÜZENLEMELER

İş sağlığının kurucusu olarak kabul edebileceğimiz Bernardino Ramazzini’den (1633-1713) bu yana geçen 400 yıllık sürede işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında büyük gelişmeler olmuştur. Sanayi devriminden sonraki süreçteki yaklaşık 200 yılda ülkelere ve iş kollarına göre farklılık gösteren uygulamalar görülmektedir.

UÇÖ’nün sağlık çalışanları ile ilgili ilk çalışması 1944 yılında yapılmış olup burada hemşireler, gece çalışmaları, radyasyonla çalışan sağlık çalışanlarına ait riskler ve önlemlerle ilgili öneriler bulunmaktadır (Davas, 2005). UÇÖ 1950’lerde, her çalışana sağlık hizmeti sunulması gerektiğini, her insanın sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkı olduğunu ve bu hakkın yaşama hakkı olarak değerlendirildiğini ve her ülkenin buna uyması gerektiğini belirtmiştir (Piyal & Fişek, 1988). 1956’da ise ilk çalışmalar başlamış ve Almanya’da iş kazalarını önlemeye yönelik çabalar ve işe giriş muayeneleri uygulamaya konmuştur. Fransa’da sağlık çalışanlarının sağlığı ve güvenliğine yönelik yasal güvenceleri 1960’ların başında gündeme gelmiştir (Davas, 2005). Batı ülkelerinde “Mesleki Sağlık Güvenlik Komiteleri” oluşturularak sağlık çalışanlarını tehlike ve risklerden korumak amaçlanmıştır (Ayşe Uçak, 2009).

ABD’de 1958 yılında Amerikan Tıp Birliği (AMA) ve Amerikan Hastaneler Birliği’nin (AHA) yayınladıkları ortak bildiri ile “hastanelerde, çalışan sağlığı programlarını desteklediklerini belirtmiş ve hastanelerin “sağlık eğitimi, koruyucu tıp ve iş güvenliği konularında topluma örnek olmalarını” önermişlerdir (Kutlu, 2007). NIOSH 1974 - 1976 yıllarında hastanelerde meslek sağlığı konusunun yürütülmesi için etkin kriterler tanımlamıştır. NIOSH, sağlıklı ve güvenli hastane ortamını: “işin yürütülmesi ile ilgili olarak oluşan ve sağlığa zarar veren fiziksel, kimyasal, biyolojik, ergonomik tehlike ve risklerin, bunlara bağlı meslek hastalıkları ve iş kazalarının olmaması durumu” olarak tanımlamaktadır (NIOSH, 1998).

OSHA ve NIOSH, AHA ve sağlık sendikaları ile birlikte sağlık çalışanlarının da diğer çalışanlar gibi “sağlıklı olma hakkı” ve “sağlıklı ve güvenli hastane ortamında çalışma hakkı” bulunduğunu ve bunu sağlamak için hastanelerde ilgili birimin kurulması gerektiğini belirtmiştir (Özkan & Emiroğlu, 2006). NIOSH tarafından 1974

(34)

yılında geliştirilen hastane sağlık ve güvenlik programı ve ulusal sağlık sistemine bağlı ilgili birim ilk kez ABD’de, ardından Avrupa’da İspanya ve Almanya’da (1974), daha sonra İngiltere (1975) ve Finlandiya’da (1978) kurulmuştur.

İngiltere’de de 1974’te çıkarılan İSG yasası ile bir milyon sağlık çalışanı özel kapsam altına alınmıştır. 1985 yılında DSÖ her ülkede sağlık çalışanına yönelik işçi sağlığı ve güvenliğinin kurulmasına yönelik önemli bir karar almıştır. 1990’da Uluslararası İş Sağlığı Komisyonu (International Occupational Health Commission, IOHC), sağlık çalışanlarının sağlığının işçi sağlığı yaklaşımı ile ele alınması ve bunun için hastanelerde ilgili birimin kurulması gerektiği önerisinde bulunmuştur (Özkan & Emiroğlu, 2006).

ABD Sağlık Kurumları Akreditasyon Komisyonu 1990’ların başında hastanelerde sağlık ve güvenlik komitesinin bulunması koşulu getirmiştir. Bu birim OSHA ve NIOSH’un da tercih ettiği gibi “Hastane Sağlık ve Güvenlik Komitesi” olarak adlandırılmıştır ve öncelikli olarak sağlık çalışanlarının sağlığını geliştirmek, korumak, hastalıklarını önlemek ve ayaktan tedavi edici sağlık hizmetlerini yerine getirmekle sorumlu birinci basamak sağlık hizmeti sunucusu olarak tanımlamıştır.

2007’deki Dünya Sağlık Asamblesi’nde sağlık çalışanlarına has koruma programları oluşturulması gündeme getirilmiş ve sağlık sisteminin güçlendirilmesi ve sağlık çalışanının korunmasının öncelikli konular olduğu bildirilmiştir.

DSÖ ve UÇÖ’nün 2010’da yaptığı ortak toplantıda sağlık çalışanlarının korunması konusu öncelikli olarak değerlendirilmiş, ortak politika kılavuzu hazırlanmış, HIV ve tüberküloz için koruma, tedavi ve bakım hizmetleri rehberi oluşturulmuştur (DSÖ, 2010).

İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile doğrudan ilgili ilk uluslararası çalışma “Avrupa Sosyal Şartı”dır. Avrupa Sosyal Şartı 18 Ekim 1961’de Avrupa Konseyi üyesi olan 13 devlet tarafından Torino’da imzalandıktan sonra 26 Şubat 1965’te yürürlüğe girmiştir (RG, 1989). Avrupa Sosyal Şartı’nda tarafların İSİG’e yönelik sorumlulukları; sözleşmenin 3. maddesinde (Güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarına sahip olma hakkı) sıralanmaktadır. Bunlar:

“İş güvenliği, iş sağlığı ve çalışma ortamı hakkında tutarlı bir ulusal politika oluşturmak, uygulamak ve bunu belli aralıklarla gözden geçirmek. … Tehlike sebeplerini en aza indirmek…, hastalıkları ve kazaları önlemek… Güvenlik ve sağlık alanlarında yönetmelikler hazırlamak. … yönetmeliklerin uygulanmasını sağlamak.

(35)

Tüm çalışanlar için, aslen koruma ve danışmanlık işlevlerine sahip iş sağlığı hizmetlerinin geliştirilmesini desteklemek.”

UÇÖ 1981 yılında "İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin 155 No’lu Sözleşme”yi kabul etmiştir. Bu sözleşme ile taraf devletlerin her birinin, kamu ve özel ayırt etmeden ekonomik faaliyet gösteren tüm dallardaki işçileri kapsayacak şekilde ulusal şartlarda, en büyük işçi ve işveren temsilcilerine danışarak iş güvenliği, İSİG ve çalışma ortamı konularında uyumlu bir ulusal politika oluşturulmasını ve bunun dikkatli olarak denetimini öngörmüştür. 2004 yılında ülkemizce de kabul edilen sözleşmenin kamu işçilerini kapsaması dikkate değer bir özelliğidir.

UÇÖ tarafından 1985 yılında kabul edilen “İş Sağlığı Hizmetlerine İlişkin 161 No’lu Sözleşme” de 2004 yılında 155 No’lu sözleşme ile birlikte ülkemizde onaylanmıştır. Sözleşmeyi onaylayan taraflar, ülkelerinde temsil yetkisine sahip işçi ve işveren kuruluşlarıyla görüşmek şartıyla, İSİG’le ilgili uygun ulusal bir politika oluşturmayı, uygulamayı ve düzenli aralıklarla kontrol etmeyi kabul etmektedir. Ulusal temelde ülkeler çalışma şartlarını düzenlemekle yükümlü kılınmıştır.

Bu sayılan düzenlemeler İSİG’le ilgili olan, genel çalışma yaşamını düzenleyen ve ülkenin İSİG’e yönelik atacağı adımları belirlemesi bakımından önemli olmakla birlikte doğrudan sağlık çalışanı ile bağlantılı değildir.

3.B.3.2. ÜLKEMİZDE SAĞLIK ÇALIŞANI SAĞLIĞI VE ULUSAL DÜZENLEMELER

Ülkemizde sağlık çalışanının sağlığı ile ilgili ilk çalışmalar 1980’lerin ikinci yarısında başlamış olmakla beraber ihmal edilmiş ve oldukça yavaş ilerlemiştir. 1989 başında “bu bizim sağlığımız” sloganı ile Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi tarafından bir çalışma başlatılmıştır. Burada dört hedef belirlenmiştir:

1. Sağlık çalışanının sağlığı konusunda bilgi birikimini geliştirmek, 2. İşyerlerinden gelen bildirim formlarından bir arşiv oluşturmak,

3. Sağlık çalışanının sağlığı konusunda yürütülecek araştırmaları özendirmek ve desteklemek için, “TTB İşçi Sağlığı Araştırma Özendirme Ödülü” koymak,

4. Tabip odaları düzeyinde sağlık çalışanının sağlığı kollarını kurmak.

Ancak bu hedeflenen uygulamalar sürdürülememiştir (SBN, 2011). 1990’da Ankara Tabip Odası (ATO) Halk Sağlığı Bürosunca hazırlanan “Türkiye için işçi

(36)

sürece koruyucu sağlık hizmetlerinin gerçekleşemeyeceği, hizmetin üretim biriminde örgütlenmesi ve sağlık kurullarının sağlık çalışanı ile diğer çalışanı buluşturan kurullar olması gerektiği ele alınmıştır. Bu bağlamda 1992 yılında, Genel-İş Sendikası ve ATO Halk Sağlığı Bürosu tarafından “Sağlık Çalışanlarının İş Risklerine Karşı Bilinçlendirilmesi ve Örgütlenme Projesi”ne başlanmış ama hayata geçirilememiştir (Türk, 2011). 1995 yılında “Hastane çalışanların İş Sağlığı Yönetmeliği” gündeme gelmiş, ancak pratikte karşılık bulamamıştır (Meydanlıoğlu, 2013).

1996’da sağlık çalışanlarının sağlığı ve güvenliği Türkiye'de bir ilk olarak SES Dergisi’nde yayınlanan makale ile ele alınmıştır (C Emiroğlu, 1996). 1999-2001 arasında Türk Diş Hekimleri Birliği, Türk Eczacıları Birliği, Türk Hemşireler Derneği, Türk Tabipleri Birliği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği gibi toplam 15 sağlık meslek örgütü ve sendikanın desteği ile Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Ulusal Kongreleri düzenlenerek çalışmalar ve tartışmalar yürütülmüştür. 2000 yılında yapılan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Kurulunda başta hastaneler olacak şekilde, tüm sağlık kurumlarında sağlık çalışanlarının birinci basamak sağlık hizmeti alabilmesi ve sendikal mesleki örgütlenmenin sağlanması için bir komitenin kurulması gerektiği kararı alınmıştır (Özkan & Emiroğlu, 2006). Komite hazırlığı için kamu hastanelerine yönelik pilot çalışmalara başlanmış olmasına rağmen farklı nedenlerle uygulama devam etmemiştir (Özkan, 2001). Hastanelerde kurulan enfeksiyon komiteleri sağlık çalışanlarının sağlığı ile ilgilenmesine rağmen hastane sağlık ve güvenlik komitesinin işlevlerine göre oldukça dar kapsamda hizmet vermektedir.

2000-2001 yıllarında, “Sağlıkçının Sağlığı Bülteni” 11 sayı yayımlanmıştır. 26-Mayıs 2001’de Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Çalışma Komisyonu, TTB Sosyalleştirme Genel Kurulu'nda “Sağlık Çalışanlarının Sağlığı için İşyeri Örgütlenme Birimi” konulu bir sunum yapmıştır (SÇS, 2011). 1999 ve 2001 yılında yapılan Sağlık Çalışanlarının Sağlığı Ulusal Kongresi uzun aradan sonra 2011, 2013 ve son olarak 2015 yılında yapılmıştır.

Sağlık çalışanının sağlığına özel olarak yürürlüğe konan yasal düzenlemeler oldukça sınırlıdır. Diğer yandan baktığımızda ise yapılan hukuki düzenlemelerin tüm sağlık çalışanlarını kapsamadığını söyleyebiliriz. Ülkemizde sağlık çalışanının sağlığına yönelik ilk düzenleme radyasyonla çalışmayı düzenlemek amacıyla 1985 yılında çıkarılan Radyasyon Güvenliği Tüzüğü’ne dayanarak yürürlüğe giren Radyasyon Güvenliği Yönetmeliği’dir (1991). 05.07.2012 tarihli ve 28344 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Sağlık Hizmetlerinde İyonlaştırıcı Radyasyon

(37)

Kaynakları İle Çalışan Personelin Radyasyon Doz Limitleri Ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelik” ise Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılmıştır.

22.5.2003 tarih ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun daha sonra İSG kanununa koyulan 77. Maddesi “İşverenler iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için; her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak…zorundadır” demektedir. 2006 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) Kanunu ise “iş kazası, meslek hastalığı” gibi tanımları içermektedir.

Sağlık Bakanlığı’nın 29.4.2009 tarihli “Sağlık Kurum ve Kuruluşlarında Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanması ve Korunmasına ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ”i hem kamu, hem de özel için çalışan güvenliğine ilişkin alınması gereken önlemleri ele almakta ve bu amaçla kurulması gereken birimler için bir dayanak olmuştur. Tebliğde; çalışan güvenliği programı oluşturulması, iğne ucu yaralanmasına önlem alınması, kemoterapi çalışanları için tedbirler, kişisel koruyucu donanımlar, lateks alerjisi, aşı, şiddete karşı önlem, afetlere karşı önlemler yer almaktadır (RG, 2009).

01.03.2011 tarihli Sağlıkta Performans ve Kalite Yönergesi ve ekinde bulunan Hastane Hizmet Kalite Standartları (HKS) ile Sağlık Bakanlığı, sağlık çalışanlarının sağlık ve güvenliği ile ilgili sorumluluğu yönetim, çalışan güvenliği komitesi ve çalışanlara vermiş, bakanlığın ise sadece rehberlik yaptığını belirtmiştir (HKS-Okulu, 2011).

06.04.2011 tarihinde Sağlık Bakanlığı’nca yayınlanan “Hasta ve Çalışan Güvenliğinin Sağlanmasına Dair Yönetmelik” de daha önceki düzenlemeler gibi hasta ve çalışanı birlikte değerlendiren, güvenliği ön plana alan düzenlemedir. Bu yönetmelik ikinci ve üçüncü basamak sağlık kuruluşlarından kamu, üniversite ve özel ayrımı yapmadan tümünü kapsamakta ve HKS’ye atıflarda bulunmaktadır. İş kazası ve meslek hastalığı “olay” olarak ele alınmıştır. Hizmetleri yerine getirecek bir birimden bahsedilmemiştir (RG, 2011). 7.Maddede çalışan güvenliğine yönelik; çalışan güvenliği programı, sağlık taraması, engelli çalışanlara yönelik düzenleme, kişisel koruyucu önlemler, fiziksel saldırıların önlenmesi konuları düzenlenmiş olup, 8. maddede ise hasta ve çalışan güvenliği ortak uygulamaları bulunmaktadır (enfeksiyonların kontrolü, laboratuvar/radyasyon güvenliği, hasta ve çalışan güvenliği komitelerinin kurulması gibi).Sağlık çalışanının sağlığı alanında önemli yer tutan HKS zaman zaman güncellenmektedir. Son olarak 27.06.2015 tarih ve 29399 sayılı Resmi Gazete ’de yayınlanan “Sağlıkta Kalitenin Geliştirilmesi ve Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” yürürlüğe girmiştir. 8.7.2015’te yayınlanan

Şekil

Şekil 1. Çalışma Yaşamı ve Sağlık İlişkisi
Şekil 2. Çalışma Yaşamını Etkileyen Etmenler
Tablo 1. Kuzey Kamu Kamu Hastaneleri Birliği'ne Bağlı Hastaneler  Aliağa Devlet Hastanesi, Aliağa
Tablo 2. Güney Kamu Kamu Hastaneleri Birliği'ne Bağlı Hastaneler  Bayındır Devlet Hastanesi, Bayındır
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Tablo 2’de yer alan veriler kurum türlerine göre mü- racaat sayılarının toplam müracaat sayıları içindeki payı açısından değerlendirildiğinde, Türkiye’de 2008-2017

Toplam ceza tutarının, sözleşme bedelinin % 30'unu geçmesi durumunda, bu orana kadar uygulanacak cezanın yanı sıra 4735 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (b)

Araştırmaya katılan sağlık personelinin unvanlarına göre ölçekte yer alan iş kazaları veya meslek hastalıkları ve şikayetler alt boyutundan elde ettikleri puanlar

Bas› ülserleri, bas› yaralar›, dekübit ülserleri, yatak yaralar› te- rimleri sinonim olarak bas›nç sonucu geliflen bu ülserleri ta- n›mlamak için kullan›lm›fl

Siyasi rekabet ve geçimsizlikler bu suretle yalnız Tanzimat d evri­ nin ricaline münhasır değildi: (iç­ rek Sultan Aziz, gerekse Sultan Abdülhamid zamanlarında

Danışanların vücut kitle indeksiyle ilişkili durum- ları etkileyen faktörler incelendiğinde; hipertansiyon varlığı ve ilaç kullanımı ile arasında anlamlı ilişki oldu-

ĠĢ sağlığı ve güvenliği ile ilgili bahsedeceğimiz bu kanun ve yönetmeliklerin kapsamına çoğunlukla 112 teĢkilatı ile diğer sağlık kurum ve kuruluĢları

Alsan, sonraki 29 y›l boyunca, hatta ölene de¤in Bilim ve Teknik’e yazmaya devam etti.. Alsan yine gen teknolojisini yak›n- dan ilgilendiren, Science’den çevirdi¤i bir maka-