• Sonuç bulunamadı

BASI ÜLSERLERİ VE TEDAVİSİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "BASI ÜLSERLERİ VE TEDAVİSİ"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

BASI ÜLSERLER‹ VE TEDAV‹S‹

PRESSURE ULCERS AND TREATMENT

Z.Rezan YORGANCIO⁄LU MD*, Nurgül ARINCI ‹NCEL MD*

* Sa¤l›k Bakanl›¤› Ankara E¤itim ve Araflt›rma Hastanesi Fiziksel T›p ve Rehabilitasyon Klini¤i

ÖZET

Bas› ülserleri, yumuflak dokular›n bir kemik yap› ve d›fl yüzey aras›nda uzun süreli kompresyona u¤ramas› sonucu geliflen lokalize doku nekrozu alanlar› ola-rak tan›mlanabilir . Bas› ülserlerinin en s›k görüldü¤ü bölgeler kemik ç›k›nt›lar üzerindeki deri yüzeyleri olup, sakrum, tuber iskiadikum, trokanter major, to-puklar ve lateral malleoller bu bölgelere bafll›ca örneklerdir. Risk belirleme yöntemlerinin kullan›lmas› ile bas› yaras› geliflme riski olan hastalar tan›mlanabi-lir ve bu hastalarda bas› yaralar›n›n önlenmesi hedeflenir. Tedavide hastan›n genel durumuna yönelik tedavinin yan›nda genellikle evre I,II ve III ülserler için lokal, medikal tedavi, evre IV ülserler için cerrahi tedavi uygulan›r.

Anahtar sözcükler : Bas› ülserleri, korunma, tedavi SUMMARY

Pressure ulcers are localised areas of tissue necrosis that tend to develop when soft tissue is compressed between a bony prominence and an external surface for a prologed period of time.The most common sites for the development of pressure ulcers are areas of skin overlying bony prominences and these include the sac-rum, ischial tuberosities, greater trochanters, heels and lateral malleoli.With using assesment tools to identify high risk patients, prevention of pressure ulcers in these patients can be possible. Generally, therapy includes local, medical treatment for stage I, II, III lesions and surgical treatment for stage IV ulcers as well as optimizing the overall patient condition.

Key words : Pressure ulsers, prevention, treatment

F‹Z‹KSEL TIP

BASI ÜLSERLER‹ VE TEDAV‹S‹

Bas› ülserleri, yumuflak dokular›n bir kemik yap› ve d›fl yüzey aras›nda uzun süreli kompresyona u¤ramas› sonucu geliflen lokalize doku nekrozu alanlar› olarak tan›mlanabilir (1). Bas› ülserlerinin en s›k görüldü¤ü bölgeler kemik ç›k›nt›lar üzerin-deki deri yüzeyleri olup, sakrum, tuber iskiadikum, trokanter major, topuklar ve lateral malleoller bu bölgelere bafll›ca ör-neklerdir (2).

Bas› ülserleri, bas› yaralar›, dekübit ülserleri, yatak yaralar› te-rimleri sinonim olarak bas›nç sonucu geliflen bu ülserleri ta-n›mlamak için kullan›lm›fl olup, özellikle “decubitus” Latin-ce’de uzanmak anlam›na geldi¤inden dekübit ülserleri ve ya-tak yaralar› terimleri bu tip ülserlerin sadece hastan›n yatt›¤› pozisyonlarda geliflti¤ini düflündürmektedir. Bu nedenle günü-müzde bas› ülserleri tüm olgular› kapsayan en do¤ru terim olarak kabul edilmektedir (1).

National Pressure Ulcer Advisory Panel (NPUAP)’de 1989’da bas› ülserleri için bir klasifikasyon sitemi önerilmifltir (1): Evre I: Sa¤lam deride beyazlaflmayan eritem

Evre II: Dermis veya epidermisi etkileyen parsiyel kal›nl›kta deri kayb› mevcuttur. Abrazyon, dar bir krater veya çatlak ola-rak görülebilir.

Evre III: Tam kat deri kayb› olup, subkutan dokular› içine al›r. Alttaki fasiaya kadar uzanabilir, ancak içine almaz.

Evre IV: Tam kat deri kayb› olup, daha derindir. Alttaki kas veya kemik, eklem kapsülü de etkilenir. Sinüs trakt› mevcut olabilir.

Ayr›ca bas› ülserleri için baflka kalsifikasyon sistemleri de ge-lifltirilmifltir. Bunlardan Shea (3) ve Yarhony-Kirk (4) taraf›n-dan gelifltirilen sistemler afla¤›daki tabloda özetlenmifl ve özel-likleri NPUAP sistemi ile karfl›laflt›r›lm›flt›r (Tablo I).

(2)

PATOF‹ZYOLOJ‹

Bas› ülserlerinin gelifliminde dört ana faktör tan›mlanm›flt›r (5). • Bas›nç

• Sürtünme • Nem • Gerilme

En erken tan›nabilen evre olan beyazlaflabilen eritem döne-minde yüzeyel kapillerler ve venüllerin dilatasyonu ile papil-ler dermiste hafif ödem görülür. Beyazlaflmayan eritem döne-minde özellikle papiller dermiste kapiller ve venüllerde belir-gin eritrosit t›kaçlar›, trombüs ve hemorajiler görülür. Epider-mis normaldir. Epidermal ülserasyonun geliflmesinden önce eozinofili, nekroz ve subepidermal büller geliflir. Daha sonra epidermisin kayb› geliflir, papiller ve retiküler dermiste akut inflamasyon dikkati çeker. Kronik ülserlerde deri eklerinin kayb› ile giden diffüz fibrotik dermis vard›r. Yüzeyde koagu-lasyon nekrozu görülür.

Bas› ülseri gelifliminde uzun zamand›r en önemli etyolojik fak-törün bas›nç oldu¤u kabul edilmektedir. Normal kapiler ba-s›nç, arteriollerde 32 mmHg, venüllerde ise 12 mmHg’d›r (6). 32 mm Hg üzerindeki bas›nçlar, intertisyel bas›nçta art›fla se-bep olur, oksijenizasyon ve mikrosirkülasyon bozulur. ‹ki sa-atten fazla süren sabit 70 mmHg’n›n üzerindeki bas›nç, doku ölümüne sebep olur.

Gerilme faktörleri ise bas› yaralar›n›n lokalizasyonuna etkilidir. Örne¤in supin pozisyonda yatan bir hastan›n bafl› 30º’den faz-la yükseltildi¤inde, ülserler özellikle sakral ve koksigeal böl-gede oluflur. Sürtünme, bas› ülseri oluflumu için gereken ba-s›nç miktar›n› azaltarak, süreci h›zland›r›r (7). Uzun dönemde nemli ortamlar da (bu tip hastalarda üriner ve fekal inkonti-nansa, fistüllere sekonder olarak s›kl›kla mevcuttur) yüzeyel deri y›k›m›n› kolaylaflt›r›r.

R‹SK FAKTÖRLER‹ VE DE⁄ERLEND‹R‹LMES‹

Temel risk faktörleri, uzam›fl immobilizasyon, duyu bozuklu-¤u, dolafl›m bozuklubozuklu-¤u, beslenme bozuklubozuklu-¤u, kullan›lan ci-hazlar (endotrakeal tüpler, damar yollar›, collar vs) olarak s›-n›fland›r›labilir. Risk alt›ndaki hastalar›n belirlenebilmesi ve böylece önlemlerin al›nabilmesi için birtak›m risk de¤erlendir-me skalalar› önerilde¤erlendir-mekrtedir.

Braden Skalas›, duyu de¤ifliklikleri, nem, aktivite, mobilite, beslenme, sürtünme ve gerilme faktörlerini içeren ve her biri-ni 1-4 aras›nda skorlayarak de¤erlendiren bir skalad›r (8,9). Norton skalas› ise mental durum, aktivite, mobilite ve inkonti-nans› de¤erlendiren bir skorlama sistemidir. Bu skalada 14 al-t›ndaki skorlar riskli durumlar› göstermektedir (8) (Tablo II).

KL‹N‹K

Yeoman ve Hardy, yapt›klar› çal›flmalarda paraplejik hastalar-da 240 bas› ülserinin incelenmesi sonucu 8 major tutulum ye-ri saptam›fllard›r (10). Bunlar s›kl›k s›ras›na göre iskium, sak-rum, topuk, trokanter major, d›fl malleol, tibia, spina iliaka an-terior superior ve kosta s›n›r›d›r. Tutulum bölgesini belirleyen faktörler, paralizinin tipini (flask-spastik), hastan›n yata¤a

ba-Tablo I: NPUAP, Shea ve Yahony-Kirk bas› ülseri klasifikasyon sistemleri Evre Shea Yarhony-Kirk NPUAP

1 Eritem vard›r Eritem Sa¤lam deride eritem Epidermis normal A:30dak-24 saat

B>24 saat

2 Dermis N, epidermis Dermis N, epidermis Dermis N, epidermis tutulmufltur tutulmufltur tutulmufltur 3 Subkutan dokuya Subkutan dokuya Subkutan dokuya

uzan›r uzan›r uzan›r 4 Kas, kemik, Kas-fasiyaya Kas, kemik ve

eklemlere uzan›r uzan›r eklemlere uzan›r 5 Kapal›, sinüs ile Kemi¤i içine al›r

drene olan kavite, kas ve kemik tutulumu olabilir

6 Eklem dahil olur

Tablo II: Norton Risk Skalas›

Genel Mental Aktivite Mobilite ‹nkontinans durum durum

‹yi Uyan›k Ambule Tam Yok 4 Orta Apatik Yard›mla Hafif

ambule limitli Aras›ra 3 Kötü Konfüze Tekerlekli Çok S›kl›kla

iskemleye limitli israr

ba¤›ml› 2

Çok kötü Stupor Stupor ‹mmobil ‹drar+gaita Total inkontinans› 1 Skor:

(3)

¤›ml› (supin-pron) olup olmad›¤›n› içerir. Tekerlekli iskemle veya breys kullanan kiflilerde de belirli bölgeler daha çok ba-s›nca maruz kalmaktad›r. Hastan›n odadaki di¤er kiflilere, tele-vizyona, pencereye göre lokalizasyonu, örne¤in odadaki di¤er kiflilere dönük oturdu¤undaki pozisyonu bile lezyon yerlefli-minde etkilidir (11).

KOMPL‹KASYONLAR

Bas› ülserlerinin, bir k›sm› hayat› tehdit edebilen çok ciddi komplikasyonlar› geliflebilir. Bunlar içinde enfeksiyonlar en önemlilerinden say›labilir. Bakteri kolonizasyonu ve bakteriyel enfeksiyon aras›nda ay›r›m yap›lmas› gereklidir. Dokuda106 bakteri bulunmas›n›n yara iyileflmesini geciktirdi¤i kabul edilir (12.13). E¤er bakteriyemi geliflirse, sepsis, endokardit ve ölüm ile sonuçlanabilir. Bu komplikasyonlar diabetes mellitus gibi efllik hastal›k varl›¤›nda daha s›k görülür. Yaralarda Staph au-reus, Staph.epidermidis, Strep. Group A, E.coli, Pseudomonas aeruginosa, Proteus mirabilis, Serratia marcescens, Enterobac-ter spp. ve AcinetobacEnterobac-ter spp. izole edilebilmekle birlikte sep-sis geliflti¤inde etken genelde polimikrobiyaldir. Bacteroides spp. fekal kontaminasyona sekonder olarak kanda s›kl›kla izo-le edilir(14).

Osteomyelit direkt yay›l›m veya hematojen yol ile geliflebilir. ‹yileflmeyen ülserlerin yaklafl›k %26’s›nda bulunur (15). Yass› hücreli karsinom, % 0.5 oran›nda görülür. Metastaz yapabilir. Ayr›ca sinüs traktlar› geliflip, eklem veya kemi¤e kadar uzana-bilir. Daha seyrek olmakla birlikte endokardit, menenjit, sep-tik artrit, amiloid ve psödoanevrizma geliflimi de görülebilir. KORUNMA

Dikkatli bir korunma ile bas› ülseri insidans›n›n en az›ndan %50 oran›nda azalt›labilece¤i bildirilmifltir (16). Risk de¤erlen-dirme yötemlerinin kullan›lmas› ile bas› yaras› geliflme riski olan hastalar tan›mlanabilir ve bu hastalarda bas› yaralar›n›n önlenmesi hedeflenir. Hasta ve tüm çevresi, bas› yaralar›ndaki koruyucu metodlar ve bas› yaralar›n›n erken belirtileri hakk›n-da e¤itilmelidir. Hospitalize hastalarhakk›n-da hemflire bak›m›n›n çok önemli oldu¤u unutulmamal›d›r.

Riskli hastalarda günde en az bir kez cilt inspeksiyonu yap›l-mal› ve kemik ç›k›nt›lara özellikle dikkat edilmelidir. Amaç de-riyi kuru ancak hidrate tutmak olmal›d›r. Daha önce kullan›lan bir yöntem olup, kan ve lenf dolafl›m›n› art›rd›¤›na inan›lan masaj›n yarar› kan›tlanamam›fl olup, derin doku hasar›

ihtima-li nedeni ile önerilmemektedir(17). Yiyecek k›r›nt›s›, çarflaf k›vr›mlar› gibi yatakta yüzey farkl›l›¤› yaratacak nedenler ol-mamal›d›r. Yatak bafl›n›n 30º’den fazla yükseltilmemesi kalka-neus ve iskiumda bas›nç art›fl›n› önler.

Korunmada en önemli faktör bas›nc›n azalt›lmas›d›r. Belirli anatomik bölgelerde kapiller bas›nc›n afl›lmas›n› önlemek için supin pozisyonda hastan›n en büyük yüzey alan› kullan›lmal›-d›r. Yata¤a ba¤›ml› hasta en az 2 satte bir çevrilmelidir. Hasta önce sa¤ sonra sola döndürülmelidir. Yan yatarken hastaya 30º yar› yan pozisyon verilerek trokanter ve lateral malleollerde afl›r› bas›nç oluflmas› önlenebilir. 30º oblik pozisyon 5 klasik ülser bölgesindeki (sakrum,iskium, trokanter major, lateral malleol ve topuklar) bas›nc› azalt›r (18). Tekerlekli iskemleye ba¤›ml› bir hasta için tuber iskiadikum bas›nç ülserlerinin en s›k görüldü¤ü bölgeler olup, bu hastalar›n her 20 dakikada bir a¤›rl›k aktar›m› yapmas› sa¤lanmal›d›r. Ancak, tüm gerekli ön-lemlerin al›nmas›na ra¤men, bas› yaralar› oluflabilir. Deri vü-cuttaki en büyük organ olup, bas› yaralar› bir çok hastada ter-minal dönemde geliflen multipl organ yetmezli¤i sendromu-nun bir parças› olabilir (19).

Hipoproteinemi varl›¤›nda ülser geliflimi h›zl› yara iyileflmesi yavafl olmaktad›r.Yüksek protein içerikli diyet önerilmektedir. Anemi varsa mutlaka düzeltilmelidir. Hipovolemi ve aneminin düzeltilmesi perfüzyon ve oksijen al›m›n› düzenler. Vitamin C (2x500 mg/gün) (20) ve çinko sülfat (3x220 mg/gün) (21) des-te¤i de önerilmektedir. Ancak vitamin C’nin yüksek dozlarda böbrek tafl› insidans›n› artt›rd›¤› yolunda yay›nlar mevcuttur. Bas›nc›n azalt›lmas›n›n korunmada ve iyileflme s›ras›nda da en önemli faktör oldu¤u unutulmamal›d›r. Bas›nc› azaltan cihaz-lar, sürekli olarak bas›nc› kapiller bas›nc›n alt›nda tutarak po-zisyonlamada rahatlama sa¤larlar.

Bu amaçla kullan›lan sistemler statik ve dinamik destek sis-temleri olarak s›n›fland›r›l›r. Statik olanlar sabit destek özelli¤i-ne sahiptir. Bunlar köpükler, ve su, jel veya hava ile dolu yü-zeylerdir. Statik destekler pozisyon de¤ifltirebilen hastalarda kullan›l›r. Dinamik destek sistemlerinde ise siklik bir düzen-de düzen-destek alan› düzen-de¤iflir. Vücut üzerindüzen-deki bas›nc› düzenlemek ve da¤›tmak için hava ak›mlar› de¤iflir. Hava yataklar› birbiri ile ba¤lant›l› hava hücrelerinden oluflur. Dinamik cihazlar al-ternan olarak bu hücreleri fliflirip indirir. Ancak bunlar gürül-tülü olup, çabuk bozulabilirler. Statik olanlar ise belirli bir ba-s›nca kadar fliflirilir (sakrumun yata¤›n alt›ndan palpe

(4)

edile-meyece¤i kadar). Daha sonra hastan›n hareketi ile yata¤›n hücreleri aras›ndaki hava hareketi sa¤lan›r.

TEDAV‹

Korunma için gerekli prensipler bas› yaras› olufltuktan sonra da aynen geçerlidir. Lokal yara bak›m› d›fl›nda hastan›n genel durumu yönelik tedavi uygulan›r (Örn. Diabetes mellitus, kalp yetmezli¤i, spastisite v.s).

Genellikle Evre I, II, III bas› ülserleri lokal tedavi ile iyileflirler. Evre IV olanlarda ve özellikle iskium lokalizasyonunda cerra-hi tedavi gereklidir.

LOKAL YARA BAKIMI

Lokal yara tedavisinin amac› yaran›n mikroçevresini optimize edip, neden olan faktörlerin eliminasyonu ve iyileflmeyi önle-yen faktörleri ortadan kald›rmakt›r.Ayr›ca bas›nc›n azalt›lmas›, özellikle ek bas› yaras› riski olan hastalarda ilk al›nacak önlem olmal›d›r. Lokal yara bak›m› s›ras›nda yap›lmas› gereken ifllem-lerin s›ralamas›

1- Bas›nc›n azalt›lmas› 2- Bakteri içeri¤inin azalt›lmas› 3- Nekrotik dokular›n uzaklaflt›r›lmas› 4- Nemli ortam sa¤lanmas›

5- Enfeksiyon varsa tan›nmas› ve tedavisi

6- Ölü bofllu¤un doldurulmas› fleklinde olmal›d›r.

Lokal yara tedavisinde normal salin solüsyonu tercih edilen solüsyondur. Aç›k ve temiz yaralarda fibroblastlara sitotoksik etkilerinden dolay› antiseptiklerin (örn. Povidon-iodin, aseti-kasit, hidrojen peroksit) kullan›m› önerilmemektedir. Ayr›ca sa¤l›kl› dokularda travma yaratmamak için dikkatli olunmal›-d›r. Nekrotik doku ve kal›n eksuda tabakas› varl›¤›nda fizik te-davi ajanlar›ndan çalkant› banyosu (whirlpool) faydal› olabi-lir(22). Bakteri say›s›n› azaltmak ve düflük tutmak için lokal antibiyotikler kullan›labilir (23). Topikal antibiotiklerin kullan›-m› sonucu kontakt dermatit, anaflaksi, sistemik emilim, tok-site ve bakteriyel rezistans geliflmesi gibi komplikasyonlar ge-liflebilir. Bu nedenle bu ilaçlar›n kullan›mlar› iyileflmeyen ül-serler ve 2 hafta ile s›n›rland›r›lmal›d›r. Nekrotik dokular›n ya-ra yüzeyinden temizlenmesi, gya-ranülasyon dokusunun oluflu-mu ve reepitelizasyon için gereklidir. Yatak bafl›nda veya

ame-liyathanede uygulanabilir. Hidroterapi ve yara irrigasyonu da yaralar› debride edip, skarlar› yumuflatmak için kullan›labilir. Cerrahi debridman sonras› kalan nekrotik dokular› temizle-mek için salin solüsyonu kullan›labilir. Bu tip uygulamalar›n yaralarda bakteri say›lar›n› azaltt›klar› belirtilmektedir (24). Debridman, yara yüzeyinden ölü veya enfekte dokuyu temiz-leme ifllemi olup, selektif veya nonselektif yap›labilir. Cerrahi ve enzimatik debridmanlar selektif, irrigasyon ve ›slak komp-resyonlar ile debridman nonselektiftir. Islak-kuru pansuman klasik metod olup, ›slakken uygulanan pansuman kuruyunca kald›r›l›r. E¤er do¤ru uygulan›rsa bakteri ve nekrotik debrisin temizlenmesine, drenaj›n emilmesine yard›mc› olur.Debridma-n›n tipi nekrotik dokunun miktar›, hastaolur.Debridma-n›n durumu ile iliflki-lidir. Enfeksiyonun tan›nmas› ve tedavisi de önemiliflki-lidir. ‹yilefl-meyen temiz yaralarda dahi kültürler al›nmal›d›r. Enfeksiyon varl›¤› için yaralar de¤erlendirilip, kültür sonucuna göre teda-vi edilmelidir. Bir ülser temiz hale gelip, epitelizasyon ve gra-nülasyon oluflumu bafllad›¤›nda nemli bir ortam sa¤lanmas› epitelizasyonu kolaylaflt›rarak iyileflme için optimal çevreyi sa¤lar. Yüzeyel lezyonlar yara kenarlar›ndan epitelyal hücrele-rin migrasyonu ile iyileflirken, dehücrele-rin lezyonlarda granülasyon dokusu yaran›n taban›n› doldurur.

Yeni yaklafl›mlar

Günümüzde bas› ülserlerinin tedavisi ile ilgili yeni yaklafl›mlar dikkati çekmektedir.

• Elektrik stimülasyonu:

Canl› dokularda direkt ak›m yüzey elektrik potansiyelleri var-d›r. Doku hasar› oluflunca yarada bir ak›m oluflur ve bu da bi-yolojik tamir için tetikleyici rol oynar. ‹nsan ve hayvan model-lerinde elektrik stimülasyonunun yara iyileflmesini h›zland›r-d›¤› görülmüfltür. Mekanizma tam olarak aç›klanamamakla bir-likte, elektrik ak›mlar›n›n fibroblastlar›n migrasyon, proliferas-yon ve fonksiproliferas-yonel kapasitesini art›rd›¤›na inan›lmaktad›r(2). • Growth Factor-GF (Büyüme faktörleri) :

Kronik yaralarda ekzojen GF eklenmesi iyileflme sürecini h›z-land›r›r. Platelet- derived growth factor (PDGF)’ün kullan›ld›¤› plasebo kontrollü çal›flmalar mevcuttur.

• Hiperbarik oksijen:

(5)

for-masyonunu ve lökosit fonksiyonunu art›rarak yara iyileflmesi-ni h›zland›r›r. Ancak sadece k›s›tl› say›da çal›flma vard›r (2). Literatürde di¤er ek tedavi yaklafl›mlar› olarak ›fl›k tedavisi ve ultrasondan bahsedilmekle birlikte kontollü çal›flmalar eksik-tir(22).

CERRAH‹ TEDAV‹

Tam kat ülserlerde, evre III-IV ülserlerde, kemi¤in ç›kar›lma-s›n› da içerebilen agressif debridmanlar gerekebilmektedir. Kullan›lan operatif yara kapatma seçenekleri deri greftleri, myokutanöz flepler, serbest flepler ve direkt kapatmad›r. Spe-sifik bir rekonstrüktif yöntemin seçimi hastan›n durumu, nut-risyon dengesi, yaflam beklentisi ve yaflam kalitesi ile daha sonraki rehabilitasyon beklentileri ile belirlenir (17). Hastan›n rehabilitasyon potansiyeli preoperatif dönemden itibaren dik-kate al›nmal›d›r. Primer kapatma seyrek kullan›l›r, çünkü de-ri yüzeyinde gede-rilimi artt›r›r (2). Lokal anestezi veya sedasyon ile karfl›laflt›r›ld›¤›nda genel anestezi, spazmodik refleks kas hareketlerini önlemesi nedeniyle tercih edilir. Postoperatif dö-nemde dördüncü haftada hasta tedavi alan›na artan dereceler-de bas›nç uygulamaya bafllayabilir. 10 dakika süreler ile bas›nç uygulanarak bafllan›p, günde 5-10 dakika art›r›labilir (25). Cerrahi komplikasyonlar›

* Hematom: En s›k görülen komplikasyon olup, varl›¤› di¤er komplikasyonlar› kolaylaflt›r›r.

• Flep nekrozu

• Seroma: Drenaj en az 7-10 gün devam etmelidir. • Yara enfeksiyonu

• Yara ayr›lmas› • Rekürrens

SP‹NAL KORD YARALANMALI HASTALARDA BASI ÜLSERLER‹

Bas› ülserleri spinal kord hasar› (spinal cord injury-SCI) olan hastalarda en çok önlenebilen, ancak ayn› zamanda tedavisi en zor olan komplikasyonlardan biridir. SCI hastalar›n›n yak-lafl›k %85’inde hayatlar›n›n bir döneminde bas› ülserleri geli-flirken, %7-8’i direkt olarak bas› ülseri komplikasyonlar›ndan ölmektedir (7).

Di¤er a¤›r hastal›k durumlar›ndan farkl› olarak SCI hastalarda bas› ülseri için ek risk faktörleri mevcuttur. Duyu, motor ve otonom fonksiyonlar› içeren nörolojik bozukluk, derideki his-tokimyasal de¤ifliklikler, barsak ve mesane disfonksiyonu, spastisite, omurga instabilitesi, oturma ve mobilizasyon meka-ni¤inin bozulmas› mevcut sorunlard›r. Gerilme güçleri transfer s›ras›nda ve bafl›n 30º den fazla kald›r›ld›¤› durumlarda en faz-lad›r. Bozulmufl vücut mekani¤i, yumuflak doku kitlesinin kay-b› ve derideki de¤ifliklikler nedeni ile oturmaya aflamal› ola-rak, günde 30 dakika ile bafllanarak geçilmelidir. Dört dakika-dan daha fazla sürede beyazlaflmayan kutanöz eritem içeren doku iskemisi bulgular› görüldü¤ünde oturma süresi azalt›l-mal›d›r. Spastisite de önemli olabilir. Genelde bafllang›çta flask olan SCI hastalar›nda belirli süreler sonunda spastisite geliflir. Spastisitenin yumuflak doku kitlesinin varl›¤›n›n sürdürülmesi gibi faydal› etkileri olmakla birlikte, hasta pozisyonlamas›n›, hijyenin sa¤lanmas›n› zorlaflt›rmas› ve eklem hareket aç›kl›¤›-n› k›s›tlamas› gibi istenmeyen etkileri vard›r. Bu gibi istenme-yen durumlarda, spastisite düzenli pasif eklem haraket aç›kl›-¤› egzersizleri ve antispastik ilaçlar ile tedavi edilebilir. SCI de bas› ülseri gelifliminin en önemli belirleyicisi olan fak-tör, lezyonun komplet veya inkomplet olufludur. Komplet SCI, American Spinal Cord Injury Association taraf›ndan alt sakral segmentlerin duyu ve motor fonksiyonlar›nda kay›p olarak ta-n›mlanmaktad›r. Volanter anal kontraksiyon, perianal duyu ve derin rektal duyuyu içeren de¤erlendirme yap›lmal›d›r. Duyu kayb› ve motor tutulum derecesinin fazlal›¤› belirgin risk fak-törleridir. SCI’l› hastalar, genel hastane popülasyonu ile ortak risk faktörlerini paylaflmakla birlikte, di¤er ek risk faktörleri mevcuttur ve bunlar özellikle yo¤un bak›m ekibi taraf›ndan modifiye edilmelidir.

Akut dönemde yo¤un bak›m ünitesinde ve hastal›¤›n tüm gi-difli boyunca deri problemlerini minimuma indirmek için ko-runma esas faktördür.

KAYNAKLAR

1. The National Pressure Ulcer Advisory Panel. Pressure ulcers prevalen-ce, cost and risk assesment: consensus development conference sta-tement. Decubitus 1989;2(2):24-8.

2. Kanj L.F, Wilking S.V, Phillips T.J. Pressure Ulcers. J Am Acad Derma-tol,1998 apr,38:4 :517-36.

3. Shea JD. Pressure sores: classification and management. Clin Orthop 1975;112:89-100.

(6)

15. Sugarman B. Pressure sores and underlying bone infections.Arch In-tern Med 1987; 147:3 :553-5 .

16. Dornbrand L, McConnell E, Fletcher R, et al: Prevention of pressure sores. Clin Res 1983;31:232.

17. Peerless J.R, Davies A, Klein D. Skin complications in the intensive ca-re unit. Clin Chest Med 1999; 20;2 : 453-67.

18. Seiler WO, Stahelin HB: decubitus ulcers: preventive techniques for the elderly patient geriatrics 1985; 40:53-60.

19. Goode P.S, Allman RM. The prevention and management of pressu-re ulcers. Med Clin North Am 1989;73:1511-24.

20. Taylor TV, Rimmer S, Day B, et al. Ascorbic acid supplemetation in the treatment of pressure sores. Lancet 1974;2:544-46.

21. Judson R.Pressure sores. Med J Aust 1983;1:417-22.

22. Rijswijk L,Braden BJ. Pressure ulcer patient and wound assesment: an AHCPR clinical practice guideline update . Ostomy Wound Manage 1999 , 45:1A Suppl 56S-67S.

23. Herman LE,Rothman KF.Prevention, care and treatment of pressure ul-cers in the Intensive Care Unit patients. J Intensive Care Med 1989; 4:117-23.

24. Reuler JB, Cooney TG. The pressure sore: pathophysiology and prin-ciples of management. Ann Intern Med. 1981;94:661-6.

25. Colen SR. Pressure sores In: Rehabilitation Medicine. Goodgold J.The CV Mosby Company, 1988.

4. Yarkony GM, Mathews P, Carlson C. Classification of pressure ulcers. Arch Dermatol 1990;126:1218-9.

5. Allman RM. Pressure ulcers among the elderly. N.Engl J Med 1989; 320:850-53.

6. Kosiak M, Kubicek WG, Olson M et al. Evaluation of pressure as a fac-tor in the production of ischial ulcers. Arch Phys Med Rehabil 1985;39:623-9.

7. Dinsdale SM. Decubitus ulcers: role of pressure and friction in causa-tion. Arch Phys Med Rehabil 1974;55:147-52.

8. Yarkony GM, Goddard MJ. Pressure Ulcers In Lazar RB (ed) Princip-les of neurologic rehabilitation The Mac Graw Hill Company, 1998. 9. Braden BJ, Bergstrom N. A conceptual schema for the study of the

eti-ology of pressure sores. Rehabil Nurs 1987;12(1):8-12.

10. Yeoman MP, Hardy AG: The pathology and treatment of pressure so-res in paraplegics. Br J Plast Surg 1954; 7:179.

11. Gelb J. Plastic surgical closure of decubitus ulcers in paraplegics as re-sult of civilian injuries. Plast Reconstr Surg 1952;9:525.

12. Parish LC, Witkowski JA. The infected decubitus ulcer. Int J Dermatol 1989;28:643-7.

13. Bendy RH, Nuccio PA, Wolfe E, et al. Relationship of a quantitative wound bacterial count to healing of decubiti: effect of topical genta-micin. Antimicrob Agents Chemother 1964;4:147-55.

14. Bryan CS, Dew CE, Reynolds KL. Bacteriemia associates with decubi-tus ulcers. Arch Intern Med 1983;143:2093-5.

Referanslar

Benzer Belgeler

Reaktif perforan kollajenozda transepidermal olarak kollajen, elastosis perforans serpinjinozada elastik doku, kazan›lm›fl perforan dermatozda ise nekrotik materyal (bazen

Epidermoid karsinom, uzun süreli kronik granülomlar sonucunda veya skar oluflumuna yol açan hastal›klar›n bir komp- likasyonu olarak ortaya ç›kabildi¤i gibi,

Kızılırmak'tan su getirmek için 400'e yakın iş makinasının 20 ayrı hat üzerinde çalışma yaptığı bilgisini veren ve yılbaşında projeyi tamamlamak istediklerini

Hareket Becerisi: Uzun adım koşu/ Leaping Hareket Kavramı: Kişisel/genel boşluk, yön, Sınıf:3/4 Süre: 80 dakika Araç-gereç: Çember, saplı top, tebeşir, ip

Materials and Methods: This prospective observational study was performed with 101 patients who were admitted to the hospital emergency department with primary headache accompanied

Beyin parankiminde, özellikle periventriküler beyaz cevherde ve inferior frontal girusda, gadobutrol kontrast tutulumunun iNBH grubunda daha yüksek oranda olduğu

Hastalar›n demografik ve klinik özellikleri Yafl Cinsiyet Baflvuru semptomu Baflvuru öncesi semptomlar Motor Duyu Tendon refleksleri Hasta Sa¤ düflük ayak Üstte

PTS semptomlar› olan bafl a¤r›s›, bulan›k görme, vizüel kay›p ve disk ödemi olmas› nedeniyle klasik PTS tedavisi uygulanan hastan›n yak›nmalar›nda düzelme