• Sonuç bulunamadı

İmaj ve önyargı faktörünün gazete haberlerine etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İmaj ve önyargı faktörünün gazete haberlerine etkisi"

Copied!
210
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

HALKLA İLİŞKİLER BİLİM DALI

İ

MAJ VE ÖNYARGI FAKTÖRÜNÜN

GAZETE HABERLERİNE ETKİSİ

Müjgan BAL

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÖZODAŞIK

(2)
(3)
(4)

ÖNSÖZ

Günümüz toplumunu etkileme ve yönlendirme gücüne sahip olan medya araçları içersinden etki derecesi oldukça yüksek olan gazetelerin araştırma kapsamına alındığı bu çalışmada imaj ve önyargı faktörünün gazete haberleri üzerine olan etkisi incelenmiştir. Çalışmanın birinci, ikinci ve üçüncü bölümlerinde araştırma problemini oluşturan gazete, imaj ve önyargı kavramlarıyla ilgili ayrıntılı bilgilere yer verilirken dördüncü bölüm ise uygulama kısmını oluşturmuştur. Bu araştırmayı yaparken farklı bakış açısıyla haber yapma yolunu seçen gazete kuruluşları örneklem olarak seçilmiştir. Bu farklılık değişik açılardan incelenen gazetelerin birinci sayfalarında içerik analizi yöntemi kullanılarak yapılan araştırma sonuçlarıyla ortaya konulmuş bulunmaktadır.

Gazetelerin birinci sayfalarının etki derecesi düşünülerek yapılan çalışmada görsel ve içerik anlamında, gazetelerin imajlarını ve kalıp yargılarını ortaya koyacak unsurlar tablolaştırılarak sayısal değerlendirilmelerde bulunmuştur. Bunun ışığında genellemelere varılarak araştırma problemine çözümler sunabilecek tutarlılıkta sonuçlar elde edilmiştir.

Tez konusunun seçimi, araştırılması ve yazılma aşaması boyunca emeğini, tecrübelerini, görüş ve bilgilerini esirgemeyen gerek teorik gerekse metodolojik her alanda yardımcı olan danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Mustafa Özodaşık’ a saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum.

(5)

ÖZET

İnsanoğlu için enformasyon bombardımanı günümüz koşullarında artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu da insanlığın gelişmesinin hem nedeni hem de sonucu olarak görülen iletişimin gerekliliğinin ve de gelişmesi adına yapılan hamlelerin göstergesidir. Bilgi çağı olarak adlandırdığımız bu dönemde toplum içersinde yaşayan sıradan bireyler ve onların yöneticileri günlük eylemlerini genellikle belirli bir gündem etrafında şekillendirirler. Bunun içinde bilginin üretilmesi, araştırılması, değerlendirilmesi ve medya kanalı ile topluma duyurularak hizmete sunulması gerekmektedir. Medya elindeki sınırsız olanakları kullanarak bütün yaşamı, yönetimi ve yöneticileri etkileyebilecek erke sahiptir. Günümüz medyası bu görevi gerçekleştirirken çoğunlukla kendi çıkarları doğrultusunda ya da kendine yakın kişi ve kurumların çıkarları için haber sunma yolunu tercih etmektedir. Medyanın artan önemine paralel olarak, bireylere yönelik birtakım ideolojik içerikli mesajlar da kitle iletişim araçlarında yer bulabilmekte ve bu medya kuruluşlarının objektiflik ilkesi ile uyuşmamaktadır. Oysa toplumların ilerlemesi, doğru ve tarafsız bilgi edinmeleri ile mümkün olabilmektedir.

Bu çalışma günümüz medyasında önemli bir yeri olan gazetelerin toplum üzerindeki etkisi göz önünde bulundurularak ele alınmıştır. Farklı yayın politikası doğrultusunda okuyucuya sunulan gazetelerin haberlerini kaleme alırken var olan imajlarının ve ideolojik duruşlarının neden olduğu önyargıların yapılan haberlere yansımasını ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bunu yaparken gazetelerin birinci sayfalarının en önemli ve etkili haberleri okuyucuya sunmak için hazırlanmış olacağı düşüncesiyle hareket edilmiş ve araştırma, gazetenin vitrini olarak nitelendirilen birinci sayfa üzerinde, içerik analizi yöntemi kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Araştırma bir ay süreyle Cumhuriyet, Hürriyet ve Zaman gazetelerinin kategorilere ayrılmış ve tablolaştırılmış haliyle haber sayıları ve türleri ile birinci sayfada yer alan görsel unsurların değerlendirilmesi sonucunda varılan genellemeleri kapsamaktadır.

(6)

SUMMARY

Information flood has come to be perceived as inevitable today. This giant leap forward in information exchange appears to be both the cause and the result of the need for communication. In the information age of this moment, common people as well as those who govern them manage their routine around a certain agenda. It is in this context where information needs to be generated, searched, evaluated, and transmitted via media to the masses in order to serve particular purposes. Media, then, have the power to influence our existence, governance, and those who govern. As the media of today accomplish these functions, more often than not they tend to present news in a way that serves their interests or the interests of those endorsing the media. In addition, ideological messages intended for certain individuals are finding their way to the crowds – a fact that appears incompatible with the principle of neutrality upon which the media are founded. This is possible not only because of the development of society, but also because the media can obtain accurate and neutral information.

This study has been approached by taking the effects of newspapers on communities into consideration which have important place in today’s media. It is among the goals of this study to show the biases that are seen in the news as a result of the images and ideological stand point of the newspapers which have different broadcasting policies. While doing this, the idea that the first pages have always the most important and effective news to be transferred to the reader has been taken into account and the research has been done by taking the first page as a base by using content-analyzing method. The research comprises the generalizations of the number of news, their types, and the assessments of the visual elements in the first pages of Cumhuriyet, Hurriyet, and Zaman in a categorized and tabled way as a result of one month study.

(7)

İÇİNDEKİLER

Bilimsel Etik Sayfası……….………...ii

Tez Kabul Formu……….…………iii

Önsöz ………….……..……….……..iv

Özet………...v

Summary………..vi

Giriş ……….……….9

BİRİNCİ BÖLÜM MEDYA, GAZETE VE HABER İLİŞKİSİ 1.1. Medya ve Medya Gündemi……….………...………..15

1.1.1.Medya Gündeminin Oluşumu……….……….17

1.1.2.Medya Gündemini Etkileyen Etmenler………19

1.1.3.Medya Gündemini Belirleyen Unsurlar………20

1.1.3.1. Medya Çalışanlarından Kaynaklanan Etkiler………20

1.1.3.2. Çalışma Düzeninden Kaynaklanan Etkiler………20

1.1.3.3. Kurumsal Amaçlardan Kaynaklanan Etkiler……….21

1.1.3.4. Kurum Dışından Gelen Etkiler………..22

1.1.3.5. İdeolojik Eğilimlerin Etkileri……….22

1.1.4. Medyanın İşlevleri- Basının Fonksiyonları……….23

1.1.4.1. Haber ve Bilgi Verme Fonksiyonu………23

1.1.4.2. Denetim ve Eleştiri Fonksiyonu………25

1.1.4.3. Eğitim ve Eğlendirme Fonksiyonu………25

1.1.4.4. Kamuoyu Oluşturma ve Açıklama Fonksiyonu……….27

1.1.5.Medya ve Propaganda………...28

1.1.6.Yaklaşımlar Çerçevesinde Medya ………...29

1.1.6.1. Liberal- Çoğulcu Yaklaşım………29

1.1.6.2. Eleştirel Yaklaşım………..31

1.1.7. Medyanın Toplum Hayatına Olumlu Etkileri……….……….33

1.1.8. Medyanın Toplum Hayatına Olumsuz Etkileri………..……37

(8)

1.1.10. Medya Kuruluşları ve Yayın Politikaları……….…..43

1.1.11. Medya ve Eşikbekçilerin Etkisi ………46

1.2.Gazete, Gazeteci ve Gazetecilik Kavramları………...48

1.2.1.Çağdaş Gazete Türleri………..51

1.2.1.1.Fikir Gazeteciliği………...51

1.2.1.2.Magazin Gazeteciliği………..…..52

1.2.2. Gazetecilikte Etik ve Basın Ahlakı………..…53

1.2.3. Basının Sorumlulukları ve Gazetecilikte Dürüstlük………...56

1.2.4. Basın Özgürlüğü - Objektiflik İlişkisi……….59

1.2.5. Gazetecilikte Sayfa Düzeni ve Türleri………66

1.2.5.1.Bulvar Tipi Sayfa Düzeni……….…69

1.2.5.2.Modüler Sayfa Düzeni………..69

1.2.5.3.Enfografik Sayfa Düzeni………...70

1.2.5.4.Vitrin Sayfa Düzeni………..70

1.2.6. Gazetelerde Birinci Sayfa ve Sunumu……….71

1.2.7. Gazetecilikte Tiraj Olgusu………...73

1.3. Haber ve Haber Değeri Kavramları İle Taşıdığı Özellikler………75

1.3.1. Haber ………..…75 1.3.1.1. Haber Kaynakları……….78 1.3.1.2. Haber Türleri………79 1.3.1.2.1. Asparagas/Yalan Haber………...79 1.3.1.2.2. Maksatlı Haber………. ..80 1.3.1.2.3. Ambargolu Haber ………...80 1.3.1.2.4. Konserve Haber……… ..80 1.3.1.2.5. Rutin Haber………..80 1.3.1.2.6. Özel Haber………...81 1.3.1.2.7. Atlatma Haber………..81 1.3.1.2.8. Bayat Haber……….81 1.3.1.2.9. Sıcak Haber………..82

1.3.1.3. Haber Sunumunu Etkileyen Teknikler……….82

1.3.2.Haber Değeri ………83

(9)

1.3.2.1.1. Gerçeklik (Doğruluk)………..85

1.3.2.1.2. Yenilik (Güncellik)………..…86

1.3.2.1.3. İlginçlik (İlgi Uyandırma)………..….86

1.3.2.1.4. Önemlilik………..……...87

1.3.2.1.5. Anlaşılırlık………...………88

1.3.2.1.6. Kamu Yararı……….…….…..88

1.3.3. Haberde Manipülasyon……….………...……89

1.3.4. Haber ve Yorum İlişkisi……….………..93

1.3.5. Haberde Bilginin Çarpıtılması……….96

1.3.5.1.Dezenformasyon………..…..96

1.3.5.2.Mizenformasyon……….……...98

İKİNCİ BÖLÜM KURUMSAL İMAJ VE GAZETE KURUMLARI 2.1.İmaj Kavramı………101 2.1.1. İmaj Oluşumu………..…...…...103 2.1.2. İmajın Fonksiyonları……….……...…………..…..…...104 2.1.2.1.Karar Fonksiyonu…….……...…………..…..…...………..…104 2.1.2.2.Basitleştirme Fonksiyonu…….……...…………..…..…...….105 2.1.2.3.Düzen Fonksiyonu…….……...…………..…..…...………...105 2.1.2.4.Oryantasyon Fonksiyonu…….……...…………..…..…...…...105 2.1.2.5.Genelleştirme Fonksiyonu…….……...…………..…..…...….105 2.1.3.İmaj Çeşitleri………...105 2.1.4. İmaj Stratejileri………..…107 2.1.4.1. İmaj Transferi………...………107

2.1.4.1.1.İmaj Transferinin Ekonomik Hedefleri………107

2.1.4.1.2.İmaj Transferinin Psikolojik Hedefleri………107

2.1.4.2. İmaj Transferinin Şekilleri……….………...107

2.1.4.2.1.Mevcut Bir İmajın Ürüne Transferi...………. 107 2.1.4.2.2.Arkadan/Sonradan Gelen Bir Ürüne İmaj Transferi…108

(10)

2.1.4.2.3.Farklı Ürün Sınıfları Arasında İmaj Transferi...108

2.1.4.2.4.Ürün Etkileşim Zinciri..…… ………..…108

2.2.Kurumsal İmaj ………..……….………..108

2.2.1. Kurumsal İmajın Önemi………..……...111

2.2.2. Kurumsal İmaj Oluşumunda Cevap Verilmesi Gereken Sorular…...113

2.2.3.Kuruluşlarda Olumlu İmaj Oluşumu İçin Temelde Yapılması Gerekenler ...………...113

2.2.4. Kurumsal İmajın Özellikleri………..114

2.2.5. Kurum İmajının Etkileşim İçinde Olduğu Alanlar…………...……….114

2.2.5.1.Kurum Kültürü: ………..………..…………..114

2.2.5.2.Kurum Felsefesi………...115

2.2.5.3.Kurum Kimliği………..………..115

2.2.6.Kurumlarda İmaj Oluşumunu Etkileyen Faktörler ………117

2.2.6.1.Fiziki (Görsel Kimlik) Faktörler..………..…..………...117

2.2.6.2.Sosyal Sorumluluk Faktörü………118

2.2.6.3.İletişim Faktörleri….……….…..…...……….……118

2.2.6.3.1.Halka İlişkiler…..……….…………...118

2.2.6.3.2.Reklâm….………..….……….119

2.2.6.3.3.Sponsorluk..………..…………...120

2.2.6.4.Kalite Faktörü..… ……….……...120

2.2.7.Kurum İmajı İle Bağlantılı Kavramlar………..……..…...120

2.2.7.1. Kurumsal Davranış………..………..………121

2.2.7.2. Kurumsal Dizayn……….………...121

2.2.7.3. Kurumsal İletişim……….………....………….….121

2.2.8.Kurum İmajı Oluşturan Unsurlar………...…...122

2.2.8.1.Alt Yapı Oluşturmak………..……….…122

2.2.8.2.Dış İmaj Oluşturmak. ……….……...122

2.2.8.3.İç İmaj Oluşturmak.. ………...………...…..122

2.2.8.4.Soyut İmaj Oluşturmak……….………...123

(11)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ÖNYARGI VE STEREOTİPLERLE HABER İLİŞKİSİ

3.1. Önyargı Kavramı……….……….…...126

3.1.1. Önyargının Nedenleri…….……...…………..…..…...….……...……129

3.1.2. Önyargıyı Açıklamaya Çalışan Kuramlar…….……...……….…133

3.1.2.1.Otoriteryen Kişilik Kuramı…….……...…………..……..…...133

3.1.2.2.Dogmatik Kişilik Kuramı…….……...………...135

3.1.2.3.Engelleme-Saldırganlık Kuramı ve Günah Keçisi Anlayışı...…136

3.1.3. Kalıp Düşüncelerin Oluşumunu Ortaya Koyan Açıklamalar…………138

3.1.3.1.Bilişsel Açıklamalar…….……...…………..…..…...……...…138

3.1.3.1.1.Yanılgısal İlişki…….……...…………..…..…...…138

3.1.3.1.2.Örneklerden Geliştirilen Kalıp Açıklaması…….……139

3.1.3.1.3.Özellik Soyutlama Modeli: …….……...…………...139

3.1.3.2.Güdüsel Açıklamalar…….……...…………..…..…...……….139

3.1.3.2.1.İnsanların Kendilerini Olumlu Değerlendirme İsteği .139 3.1.3.2.2.Sosyal Kimlik Kuramı…….……...…………..…..….139

3.1.3.2.3.Davranışsal Etkileşim Modeli…….……...…………..140

3.1.3.2.4.Toplumsal Durumdan Kaynaklanan Açıklama………140

3.1.4. Önyargının İlişkili Olduğu Kavramalar……….…141

3.1.5. Önyargı ve Etkileri…….……...…………..…..…...………....142

3.2. Stereotip Kavramı………...………..………...…143

3.2.1. Stereotiplerin İlişkili Olduğu Kavramlar…….……...……….…..145

3.2.2.Steretipin Özellikleri……….…….……...…………..…146

3.2.3. Stereotipin Boyutları …….……...…………..…..…...………148

3.2.4.Stereotip ve Önyargı İlişkisi …….……...…………..…..…...……….149

(12)

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM BULGULAR VE YORUM

Yöntem………...………..……….…..……….……155

Evren ve Örneklem………..………...……….156

Sınırlılıklar……….……….………..………...…159

4.1. Gazetelerin Künyeleri ve İncelenmesi………...……….…160

4.1.1.CUMHURİYET GAZETESİ……….……160 4.1.2. HÜRRİYET GAZETESİ……….……...161 4.1.3. ZAMAN GAZETESİ……….……….……...162 4.2. Kategorilendirme……….………..164 4.3. Araştırma Bulguları………..……….167 4.3.1. Birinci Bölüm………..167 4.3.2. İkinci Bölüm………..…..170 4.3.3. Üçüncü Bölüm………...…..173 4.3.4. Dördüncü Bölüm……….176 Tablo4.1....…..…...……….………163 Tablo4.2..……… …….……...…………..…..…...………...…….166 Tablo4.3…….…….…...….…….……...………..…..167 Tablo4.4………170 Tablo4.5………....174 Tablo4.6………..…..177 Şekil4.1………...…..165 SONUÇ VE ÖNERILER...179 KAYNAKÇA...184 ÖZGEÇMİŞ ...206

(13)

gerçekleştiren iletişim, insan yaşamına boyut kazandıran ve onu nitelendiren bir işlev yüklenmiştir. İnsanların yaşamları için gerekli olan kaynakları iletmeyi, benimsemeyi ve gereğince hareket etmelerini olanaklı kılmaktadır. İletişimin başarılı ve etkili olabilmesinde ise mesajların aktarıldığı kanalların büyük rolü vardır.

Günümüzde haber verme işlevini yüklenmesi bakımından kamuoyunun oluşmasında en etkili unsurlardan sayılmakta olan kitle iletişim araçlarının(gazete, dergi, radyo, televizyon ve sinema) toplum nezdindeki önemi her geçen gün artmaktadır. Kitle iletişim araçları günlük yaşantımızda ekonomiden sanata, siyasetten eğitime kadar her alanda yaşantımızı, kararlarımızı ve zevklerimizi ister olumlu ister olumsuz yönde olsun etkilemekte ve gündelik yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelerek hayatımızın her alanına nüfuz etmektedir. Kitle iletişim araçları etkilemede, ikna etmede ve yönlendirmede en önemli vasıtalar haline gelmişlerdir. Aynı zamanda kitle iletişim araçları toplumsal yapı içinde güç, servet ve prestij elde etmenin son derece etkin silahlarını bünyesinde barındırır.

Önceleri sadece kişilerin iletişim ihtiyacını karşılamak için ortaya çıkan medya zaman içersinde hızlı bir değişime uğrayarak toplumdaki en büyük ve etkisini çok geniş kitlelere en kısa zamanda hissettiren güçlerden biri haline gelmiştir. Bu güç sermaye odaklarının dikkatlerini medya kuruluşlarına vermelerine neden olmuş ve etki derecesinin büyüklüğünü gören sermaye sahipleri, bu gücü elde etmek üzere harekete geçmişlerdir. Gücü elinde bulunduranlarla güce bağımlı olanlar arasında aracı konumda kalan medyanın gerçeklik anlayışı da bu el değiştirmeyle toplum tarafından çok çabuk fark edilecek şekilde çizgi değiştirmiştir. Artık medya daha çok ekonomik gücü elinde bulunduranların çıkarlarına göre gerçekliği inşa etmektedir.

Medya, öncelikle etkisi altında kaldığı ya da benimsediği belli ideolojiler çerçevesinde bir dünya imajı çizmekte ardından da çizilen bu imaj hakkında ne düşünülmesi gerektiğini kitlelere empoze etmektedir. Bunu yaparken de bireylerin

(14)

sahip oldukları düşünce ve yaşayış farklılıklarını ortadan kaldırarak kendi çıkarına uygun bir tek anlam oluşturmak amacı, medyanın günümüzde geldiği noktayı işaret etmektedir. İnsanları kendi yakın çevreleri ve yüz yüze iletişimde bulunduğu kişiler hakkındaki bilgilerin dışında, dünyada yaşanan olaylar ve gelişmeler hakkında bilgilendiren medya, hangi haberlerin kitlelere ulaştırılacağına, hangi sırayla verileceğine, insanlara benimsetilmek istenen ideolojik imajın ne şekilde oluşturulup topluma sunulacağına karar vermektedir. Bunu yaparken de önceden belirlenmiş kalıplara göre kendi ideoloji ve önyargıları doğrultusunda anlam dünyasını biçimlendirerek bireylere sunmaktadır.

Birer kurumsal yapı olan medya kuruluşları kendi yayın politikaları ve ideolojik duruşlarına meşru bir zemin oluşturmaya çalışmakta, basının temel yapı taşı olan haber ve içeriklerini kendi imajları ışığında ele aldıkları ve önyargılı davrandıklarını çoğu zaman kabul etmemektedirler. Objektiflik kavramının anlam kaybına uğradığı haber seçimlerinde yönlendirmeye neden olan tercihler söz konusu olmakta bu da toplumsal yaşantıda tek tipleşmeye doğru gidişin amacının güdüldüğünü göstermektedir. Oysa bu durum ancak aynı ideolojik eğilimde olan kuruluşlarının sayısının artmasıyla tek tipleşmeye dönüşebilir. Ülkemizdeki medya kuruluşlarının haber ve sunumlarından hareketle var olan kurum imajlarının ve sahip oldukları ideolojik eğilimleri farklı olan birçok medya kuruluşlarının bulunduğu görülmektedir. Sermayelerinin büyüklükleri farklı olmasına rağmen koro halinde hareket etme psikolojisi içine girilerek yapılan haberlerin gerçeklik unsurunun azalmasına ve manipülasyon eğiliminin artmasına neden olduğu görülmektedir.

Bu çalışma kitle iletişim araçlarından en köklü geçmişe sahip gazetelerin ideolojik yaklaşımlarının ve önyargılı duruşlarının haber içeriğine ne şekilde yansıdığını görmek amacıyla gerçekleştirilmiş olup uygulama kısmında Türk Basınını temsilen farklı yayın politikalarına ve kurum imajlarına sahip Cumhuriyet, Hürriyet ve Zaman gazetelerinin birinci sayfaları incelemeye tabi tutulmuştur. Gazetelerin seçiminde temsil ettikleri siyasi çizgiler göz önünde bulundurulmuştur. Vitrin sayfasıyla sınırlı olan çalışma haber türleri bakımından güncel, siyasi, magazin ve spor haberleri şeklinde kategorilendirilmiş olup bu haber içeriklerindeki önyargılı

(15)

haberlerin ayrımına gidilmiş ve sayısal olarak tablolaştırılmıştır. Aynı zamanda başlık anonsu ve köşe yazısı anonsu gibi bölümlerin de sayısal olarak ifadesiyle ve önyargılı başlık veya içerikler de tablolaştırılmıştır. Bununla birlikte görsel anlamda birinci sayfa da yer işgal eden fotoğraf, reklâm, promosyon tanıtımı ve karikatür açısından da incelemede bulunulmuş ve haberlerin incelenme zamanı 1 Aralık 2007 – 31 Aralık 2007 tarihleriyle sınırlandırılmıştır. İnceleme zamanının bu tarih aralığı ile sınırlandırılmasının nedeni, senenin son ayı olması itibarı ile gazete kuruluşlarının ideolojik yapıları doğrultusunda haberlerinin analizine gideceği düşüncesinden hareketle araştırma gerçekleştirilmiştir.

Problem

Bu çalışmada imaj ve önyargı faktörünün gazete haberlerine etkisi nedir? sorusunun cevabı aranmaktadır. Bu kapsamda gün içinde yaşanan binlerce olaydan sınırlı mekân ve zaman kavramı nedeniyle bir başka ifadeyle kitle iletişim araçlarının özelliklerinden kaynaklanan nedenlerle seçim yapma zorunluluğu, burada yer alan haberlerin, tarafsızlığına ve nesnelliğine gölge düşürebilir. Basın, belirli olay ve durumları gündeme getirmekle kalmayıp gündeme getirdiği konuların önem sıralamasını da etkilemeye çalışabilir. Her gün gerçekleşen yüzlerce olay içerisinde hangisinin haber değeri taşıdığına ve gündeme alınacağına ideoloji, genel yayın politikası ve ekonomik faktörler doğrultusunda karar verilmeye başlanmıştır.

Günümüzde gazetecilik mesleğini icra edenlerin haberlerini kaleme alırken toplumu istedikleri gibi ikna etme ve yönlendirme eğilimleri gazeteciliğin asıl işlevini nasıl etkilemektedir? Bu amacı güderek yapılan haberler ve hazırlanan gazete sayfaları standartlarının oynamasına sebep olabilmektedir. Burada vurgulanması gereken haberciliğin amacı olan bilgilendirmenin, günümüzde yerini daha çok eğlence ve insanların boş zamanlarını değerlendireceği kaynaklar haline getirmiştir. Aynı zamanda kişilerin ilgisini çekmek için gerçek dışı, çarpıtılmış, abartılmış sansasyona dayalı haberlerin yapıldığı günümüzde bu durumun gazeteciliğin kalitesinin düşmesi ve etik anlayışın kaybolmasına etkisi ne olmaktadır?

(16)

Gazetelerin birinci sayfaları okuyucunun dikkati çeken en önemli görsel malzemelerdir. Bu görsellik kaliteli ve seviyeli haberle birleştiğinde gazetelerin okuyucular arasında tercih edilme olasılığı yükselmekte bu da tiraj unsurunu arttırmaktadır. Neticede bu durum bizi birinci sayfada yer verilen haber ve görsel unsurların içerik ve yoğunluğu neyi ifade etmektedir? sorusuna götürür.

Gazetelerin tercih edilmesinde sadece gerçek ve kaliteli haber etkili olmamaktadır. İnsanların zihinlerinde gazete kuruluşlarının var olan imajlarına karşı oluşturulan kalıp yargılar da rol oynamakta ve içerik görülmeden dahi önyargılı davranılmasına sebep olabilmektedir. Gazete kuruluşlarının belli amaçlar doğrultusunda yaptıkları ve bazı kesimleri yani farklı görüşteki haber kuruluşlarını karalama amaçlı yapılan haberler okuyucu tarafından kimi zaman gerçek dışı olduğu ortaya çıkarılsa da kabul görmekte ve bilinçaltına yerleşmektedir. Bir süre sonra benzer olay veya haberlerin gündeme gelmesinde ve etki etmesinde daha büyük rol oynamaktadır. Gazetelerin ilk sayfalarında yer alan ve özellikle manşetler ve diğer haber ve unsurlar gazetelerin ideolojilerini ve bakış açılarını yansıtmaları ve bu ideolojiler çerçevesinde yeni bir gerçeklik inşa etmeleri için ne gibi yollara başvurmaktadırlar?

Amaç

Medya kuruluşlarının farklı siyasi eğilim ve ideolojik yaklaşımda olmaları, günlük yaşamda karşılaşılan birçok haber arasından hangilerini seçeceklerini belirlemede de önemli rol oynamaktadır. Haberi oluşturan tüm medya çalışanları ile habere yorumuyla katkı da bulunan diğer çalışanlarının yazılarında da yayın politikası ışığında hareket ettikleri görülmektedir. Subjektif yaklaşımların gazetecilik anlayışına ters düşmesi ideolojik yapılanmanın önüne geçmemekte ve haberler kalıp yargılara göre sunulup yorumlanmaktadır. Bu çalışmada, gazete haberlerinin özellikle de bir gazetenin okuyucu tarafından tercih edilmesi için en önemli etken olarak değerlendirebileceğimiz kapak sayfasındaki haberlerin haberin hazırlandığı yayın kuruluşunun imajını yansıttığı ve aynı zamanda yer verdiği haber ve olaylarda önyargı unsurunun da devreye girdiğini ortaya koyma amaçlanmıştır. Böylece günümüz gazeteciliğinde farklı yayın politikasına sahip olan medya kuruluşları

(17)

zaman zaman aynı olayları bile kendi ideolojik yapıları açısından değerlendirdiği ve birbirlerine muhalif haberler kaleme aldığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Aynı zamanda birinci sayfada yer verilen haberlerin yanı sıra görsel unsurlarında kurum imajı ve yayın politikası açısından değişik şekillerde ve sayılarda ele alındığını ortaya koyma amacıyla inceleme yapılmıştır.

Önem

Bu çalışma günümüzde farklı anlayışa sahip gazetelerin kendi ideolojileri doğrultusunda halka ne şekilde haber sunma yolunu seçtiklerini ortaya koymaktadır. Ayrıca gazetelerin vitrini olarak kabul edilen birinci sayfada hedef kitlenin dikkatini çekmek için hangi yolları tercih ettikleri de çalışmada üzerinde durulan önemli noktalardandır. Özellikle medya kuruluşlarının imaj ve önyargıları doğrultusunda yaptıkları haberlerin birinci sayfalarına yansımasını ve okuyucuya hangi içerik ve görsellikle ulaştığının irdelenmesi açısından aynı zamanda yayın politikaları farklı olan kuruluşların haber yapma anlayışının genellenebilmesi açısından önem arz etmektedir.

Sayıltılar

Farklı yayın politikalarına sahip gazetelerde haberlerin birinci sayfadaki yeri, içeriği, miktarı ve görsel unsur dağılımı bakımından farklılıklar söz konusudur.

Kurumsal olarak farklı imajlarda olan ve okuyucusunu kendi bakış açısı doğrultusunda yönlendirmeye çalışan gazeteler bazen ağırlıklı fotoğraf kullanılarak, bazen magazin haberlerine daha fazla yer vererek bazen de haberin çarpıtılıp önyargı unsuruyla bezenmesiyle okuyucuya ulaşır.

(18)

Yazarlar ve haberciler tarafından birinci sayfada kaleme alınan yazılarda haber ve yorumun aynı anda bulunması gazeteciliğin objektiflik ve tarafsızlık unsurları ile bağdaşmaz.

Gazete kuruluşları gazeteyi sattıran haber olarak nitelendirdikleri manşet haberleri hazırlarken önyargılarını devreye sokarak kullandıkları üslubu ideolojik eğilimlerine göre şekillendirir.

(19)

1.1. Medya ve Medya Gündemi

Günlük kullanımda “medya” olarak adlandırılan kitle iletişim araçlarının orjinali Latince “medium” sözcüğünün çoğulu olan “media” sözcüğüdür; orta ve ara anlamlarına gelmektedir(Soysal, 1999: 3). Kişisel iletişimi sağlayan her türlü kitle iletişim araçları, medya ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Medya, yazılı, sesli veya da görsel yapıtların dağıtımını, yayımını ya da iletişimini sağlayan her türlü teknik olanağa genel olarak verilen bir addır(Özdemir, 1998: 35). Bunlar; yazılı (gazete ve dergi) ve elektronik basın (radyo, sinema ve film), internet, hipermedia, bilgisayar, video, haberleşme uydusu, frekans dağılımı, kitap, slâyt, mültivizyon, faks, tele-foto, radyo-foto, lifaks, telefon vb. gibi kitle iletişim araçlarının tümüdür(Bülbül, 2001a: 6).

Medya, demokrasilerde “üçüncü göz” ve yasama, yürütme, yargıdan sonra “dördüncü güç” olarak adlandırılmıştır(Işık, 2002: 1). Medyanın bugün elinde bulundurduğu güç, kitleleri biranda harekete geçirebilme, istenilen bir konu ya da kişiyi gündemin birinci sırasına oturtabilme, halkı asıl dertlerinden uzaklaştırıp insanlara “sahte ve sanal” bir dünyaya satabilmesiyle doğru orantılı olarak, etkinliği ve etki alanı büyüyen bir silah biçiminde karşımıza çıkmaktadır(Gezgin, 2002: 36). Kısaca; Medya izler kitlenin ne hakkında konuşacağına, çoğunluğun gerçekleri ne olarak düşüneceğine ve pek çok insanın sorunlarla mücadele etmede hangi yolu kabul edeceğine karar vermede en büyük paya sahiptir(Aslan, 2002: 133)

Medya, gerek iktidarın meşrulaştırılması, gerek siyasal anlaşmazlık ve sorunların çözümü ve kitlelerin harekete geçirilmesi ve siyasal söylemlerin yaygınlaştırılması konularında, çeşitli katkı ya da müdahalelerle, oyunun kurallarına uygun olarak, (önemli konularda siyasetçilerin yorum yapmalarını beklemek, siyaset arenasına yeni kişiler sokmak, hangi siyasal taleplere medyada yer verilip, hangilerine karşı çıkılacağını belirlemek) toplumun siyasal gündemini de

(20)

belirleyebilmektedir(Çaplı, 2002: 31). Aynı zamanda öne çıkan siyasi kişiliklerin, entelektüellerin, aydınların görüşlerini dile getirmelerine “olaylar ve iktidar paylaşımıyla” ilgili meşrulukları tanımlamalarına da aracılık etmektedir(Bostancı, 1998: 168). Ayrıca günümüzde siyasetin medya etkisiyle kitlesel bir nitelik kazanması sadece siyaseti etkilemekle kalmamakta, hem medya hem siyaset tarafından enforme edilen insan tipinin ortaya çıkmasını da beraberinde getirmekte böylece insanlar gerek medyanın doğasına uygun olarak gerekse siyasal katılımcılar olarak bir şekilde kitleselleşmektedirler(Sözen, 2004: 153).

Medya kavramına ulaşmak için belirli ön koşulların oluşmuş olması da gerekmektedir. Bu koşulların birincisi yazılı mesajları geniş kitlelere sunabilmek için basım tekniklerinin ortaya çıkmış olması, ikincisi ise, kitlesel olarak üretilen basılı iletişim metinlerini tüketecek bir kitlenin bulunması zorunludur. Böylece, yazılım iletişimin gelişmesiyle bir ölçüde kitlelere ulaşabilmek kolaylaşmıştır(Ozankaya, 1980: 161). Kamuoyunun yapısı, gündemi, onun baskısı muhabiri ve iletişim aracını etkiler ve bu etki doğrultusunda medyanın gündemi oluşur. Buna karşılık iletişimcinin de kamuoyunu etkilemesi söz konusudur. Kamuoyunun gündeminde olmayan, onun ilgi duyabileceği olaylar haber haline getirilerek kamuoyu etkilenir. Haber olarak hedef kitleye sunulan konular kamuoyunun ilgisini çektiği oranda medyanın gündeminde kalır. Kamuoyu ile medya kuruluşları arasındaki bu karşılıklı etkileşim sürekli olarak devam eder(Güz, 2005: 81).

Asıl işlevi ve amacı insanları çevresinden ve dünyadan haberdar etmek, onları bilgilendirmek olan medya, endüstri devriminin oluşturduğu rekabet ortamında asli görevinden uzaklaşmış; faydası ve zararı tartışma konusu olan bir araç haline gelmiştir(Turan, 2005: 119).

Olumlu özellikleri açısından; medya, mekân farklılıklarını ve uzaklıklarını yok ederek öğrenmeyi herkes için mümkün kılan, yeni eğitim teknolojilerinin gelişmesine yol açmıştır. Diğer taraftan iletişim devrimi, insanların beklentilerini ve gerilimlerini artırarak, kitle kültürünün gelişmesinin ve yaygınlaşmasının zeminini de oluşturmuştur. Toplumsal ve siyasal hareketliliğe ivme kazandıran kitle iletişim

(21)

araçları, pek çok toplumda bütünleşmenin gerçekleşmesine ön ayak olmuş ve gelişmiş ülkelerde enformasyon toplumunun gelişini haber vermektedir(Şenyapılı, 1981: 9). Aynı zamanda medya, mesajın göndericilerini veya bilgi kaynaklarını mesajın alıcılarına bağlayan bir kanal olmasının yanında yol gösterici, rehberlik edici ve talimatlar veren bir kurumdur. Özel ilgi için diğer bölümleri seçen ve diğer bölümleri kapatan bir filtre özelliği taşır, toplumsal imajı yine topluma bir ayna gibi gösterir. Toplumun görmek istediklerini dikkate alarak bu görevini yerine getirir. Çoğu zaman insanlar sosyal gerçekliği medyanın kendilerine sunduğu gerçeklik olarak algılarlar. Bu kuruluşların ürettiği mesajlar profesyonel, endüstrileşmiş, merkezileşmiş ve özellikli hale getirilmiştir. Birçok kişi ve olayı toplumun görmesinden önce ona anlatarak bunlarla ilgili insanların hafızalarında imaj yaratır, bunlarla ilgili yakınlığın veya uzaklığın ne olması gerektiği konusunda belirleyici olur. Diğer taraftan propaganda amacıyla veya hayatın gerçeklerinden kaçmak için gerçekleri gizleyen bir perde gibi işlev gören(Güz, 2005: 10)ticarileşmiş medyalar; geleneksel, kültürel saygıyı sabote etmek, aile, din ve topluluk üzerinde odaklaşan geleneksel değerleri yıpratmak, edilgen tüketicilerden oluşan saf insan sürülerini manipüle etmek ve kandırmakla suçlanmıştır(Batuş, 2008: www.cim.anadolu.edu.tr).

1.1.1. Medya Gündeminin Oluşumu

Öncelikle konuya “gündem” kavramının ne anlama geldiği sorusuna yanıt vererek başlanabilir. Gündem, bir dizi konuya ilişkin öncelik ya da önemlilik sıralaması demektir. “Asıl gündem” denilen şey, kamuoyunda çoğunluğun sesidir ve “yapay gündem” denilen şey de medyanın ya da “medya” genellemesi içinde doğrudan adı verilmeyen kimi yayın organlarının önem verdiği konulardır. Eleştirilerdeki kızgınlık ise “kendileri” için ya da toplumun geneli için önemli olduğu düşünülen sorunların, başkalarınca aynı derecede önemli bulunmamasından kaynaklanmaktadır(Yüksel, www.dorduncukuvvetmedya.com). Medya gündemi ise; en açık şekilde “belirli bir zaman dilimi içinde medyada yer alan olaylar ve sorunlar listesi” olarak tanımlanmaktadır. Medya gündemi araştırmalarında, medya içeriğinin şekillenmesinde medya kuruluşunun örgütlenme yapısı ve haber üretim süreci ise en temel konuları oluşturmaktadır(Terkan, 2005: 61).

(22)

Gündem oluşturma, meydanının haberleri sunuş yoluyla, tüketiciyi manipüle etme (etkileyerek yönlendirme) yöntemlerinden biridir. Bu yolla halkın düşünceleri bir yönde toplanır, çözüm gerektiren bir konu üzerinde kamuoyu yaratılır(Rigel, 2000: 25). Günümüzde medyanın kamuoyu oluşturmadaki gücü yadsınamayacak kadar belirgindir. Medya, mevcut siyasal düzeni yansıtırken, diğer yandan toplumdaki etki merkezlerinden kaynaklanan iletişimi de gerçekleştirir. Medya, bu iki işlevinin yanı sıra kendi sahiplenin görüşlerini de yayar(Bektaş, 2002: 96). Haber gündeminin oluşturulmasında yalnızca gazetecinin değil, medya örgütlerindeki yöneticilerin ve medya sahiplerinin de büyük etkisi olduğu ortadadır. Gündemin oluşturulması kamuoyunun belli konulardaki düşüncesini de etkiler. Medya kamusal tartışmaların çerçevesini çizmede de son derece önemli bir rol oynar(McQuail, 1994: 190).

Üzerinde tartışılan, konuşulan konuların büyük bir bölümünü yani gündemi medyanın belirlediği gerçeği, medya dışındaki güçleri de bu alanda etki yaratmaya yöneltmiştir(Aslan, 2002: 133). Gündem kurma teorisinin temel varsayımı da kitle iletişim araçlarının her siyasal kampanya için dikkati siyasal konulara çekerek, etkide bulunduğu ve gündemi düzenlediğidir(Kalender, 2000: 121). Dolayısıyla kuruluş için avantaj getirecek mesajları kamuoyuna iletebilmek için, doğru medya kuruluşlarını ve doğru mesajları seçmek gerekir. Bunun için yazılı basının, radyo ve televizyon kuruluşlarının özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilmek gerekir(Aydede, 2002: 124).

Buna göre, kitle iletişim araçları haber ve bilgilerin önem sıralamasını belirleyerek, toplumun neyi ne kadar bilmesi gerektiğine onlar adına karar vermektedir. Böylece kitle iletişim araçlarının gündemine alarak, büyük ağırlık ve yer verdiği konuların kamunun da gündemine girdisi ve kamu tarafından önemli olarak algılandığı; aksine kitle iletişim araçlarında yer almayan konuların ise önemsiz olarak nitelendirildiği görülmektedir. Kitle iletişim araçlarının hangi bilgilerin toplum için önemli olduğunu belirleyebilmesinin temelinde ise, bireyin yaşamına ilişkin düzenlemeler yaparken kendisine bir referans veya dayanak noktası araması olgusu yatmaktadır(İnceoğlu, 1993: 132).

(23)

1.1.2. Medya Gündemini Etkileyen Etmenler

Gündemde yer alan konular rastlantısal olarak ilk sıralara taşınmaz. Hangi konuların gündemin üst sıralarında yer alacağını belirleyen unsurlar şöyle sıralanmaktadır(Aslan, 2002: 142).

Umulan Fayda: Toplumsal yapıda örgütlenmiş kesimler dile getirilen konunun gündemin ilk sırasında yer almasını isterken çıkarları çatışan gruplar gündemden düşmesini umarlar. Çatışan taraflara tek başına gündemi belirleyecek durumda olmadıklarından umdukları faydayı sağlamak için farklı gruplarla işbirliğine giderler. Ekonomik ve politik güç odakları bunun için basın toplantısı, miting, konferans, yürüyüş vb etkinlikler düzenlerler. Böylece bir konu ya da sorun hakkında kendi görüşlerini, çözümlerini dile getirirler. Medyada yer alan gündem maddelerine bakıldığında, konunun gündemde kalmasından ya da gündemden çıkarılmasından fayda uman taraflar olduğu fark edilir. Farklı çıkarların sözcüsü olan grupların çatışmalı durumları gündem belirleme mücadelesi olarak ortaya çıkmaktadır.

Gündem Konularının Sınırlı Olması: Gündem konuları medya, kamu ve politika alanlarında önemlilik sırasına göre yukarıdan aşağıya doğru dizilmiş durumdadır. Vurgulanması gereken şudur: Gündem maddesi sayısı sınırsız değildir. Gazetelerin birinci sayfadan verdikleri gündem konularının sayısı 5 ilâ 8 arasında değişmektedir. Kamu gündeminin de sınırlı bir gündem taşıma kapasitesi vardır. İzleyicilerden gündemlerindeki en önemli konuları söylemeleri istendiğinden ortalama en çok 4 ya da 5 konu sayabildikleri belirlenmiştir.

Konuların gündeme düşüş ve yükselişleriyle ilgili şu sonuçlar çıkartılabilir: 1- Gündemdeki konular bir süreç aracılarıyla gündemde yükselir ve düşerler. 2- Bireyler sınırlı sayıda gündem konusuna ilgi duyabilir.

3- Konular gündem konusu olarak seçilebilmek için gündemin üst sıralarına çıkabilmek için birbirleriyle yarış halindedirler. Kurumların da gazete, televizyon, dergi, TBMM, belediye meclisi ve kamu kuruluşları gibi belirli taşıma kapasitesi vardır. Bu nedenle, belirli bir zamanda gündeme girebilecek gündem maddelerinin sayısı sınırlıdır.

(24)

Haber İçeriğe Etki Eden Öğeler: Bu öğeler medya gündeminde yer alan konuların, haberlerin sıralanışını önemli ölçüde etkiler. Shoemaker ve Reese’ nin belirlemesiyle bu etkiler(Aslan, 2002: 143)medyanın gündemini belirleyen unsurlar başlığı altında ele alınmıştır.

1.1.3. Medya Gündemini Belirleyen Unsurlar

Etki kaynağına göre medya içerikleri üzerindeki etkileri açıklayan bilim insanları şu beş düzeye işaret etmektedirler.

1.1.3.1. Medya Çalışanlarından Kaynaklanan Etkiler

Bireysel etkiler düzeyi de denilen bu düzeydeki etkiler(Yüksel, 2001: 71), genellikle gazetecilerin cinsiyeti, ideolojisi eğitim seviyesi, etnik kökenleri, tutumları, değerleri, inançları, profesyonellik anlayışları, mesleki deneyim ve birikimleri, kişisel birikim ve deneyimleri, mesleki rol algılamaları ve ahlak anlayışları gibi unsurları içermektedir(Terkan, 2005: 68). Olayı ilk elden yeniden kurgulayan ve ürün ya da haber haline dönüşünceye kadar geçen süreç içerisindeki insan unsurundan kaynaklanan etkiler bu düzeyde tanımlanmaktadır(Yüksel, 2001: 71). Basın kuruluşlarında çalışan herkesin bir dünya görüşü vardır. Aynı görüşleri birebir paylaşmasalar da, haber muhabiri patronun ya da Genel Yayın Yönetmeni’ nin çizdiği çerçeveye uymak zorundadırlar (Sağnak, 1996: 124).

1.1.3.2. Çalışma Düzeninden Kaynaklanan Etkiler

Medya rutinleri düzeyi de denilen bu düzeyde daha çok sosyolojik yaklaşım çerçevesinde incelenen ve yayın periyodu, zaman kısıtlılığı, yer sınırlılığı, haber yazma kuralları, haber değeri, objektiflik (Yüksel, 2001: 71) ve muhabirlerin resmi kaynaklara olan bağlılıklarından doğan etkiler incelenmektedir(Rigel, 2000: 25). Medya rutinleri, habercilerin işlerini yaparken kullandıkları rutinleşmiş, yinelenen pratikleridir(Aslan, 2002: 143). Medyanın kapsamına giren ne varsa, iletişimcinin günlük çalışmasından etkilenir. Bunlara zaman kısıtlılığı, yayındaki yer ihtiyacı, haber yazımının basamaksal yapısı, haber değerleri, tarafsızlık standardı ve muhabirlerin resmi kaynaklara olan bağlılıkları dâhildir(Rigel, 2000: 25).

(25)

1.1.3.3. Kurumsal Amaçlardan Kaynaklanan Etkiler

Kuramsal ve ekonomik politik yaklaşım olmak üzere iki temel grupta ifade edilmektedir. Kuramsal Yaklaşım, liberal çoğulcu gelenek içinde geliştirilen ve medya kuramlarını analiz birimi olarak ele alan çalışmalardan oluşmaktadır. Örgüt kuramından hareket eden bu çalışmalar medya kuramlarının da diğer kuramlar gibi hiyerarşi yapılarının bulunduğunu, kurum içi iş bölümünün gerçekleştirildiğini, kurumların ekonomik amaçları doğrultusunda faaliyette bulunduklarını içermektedir. Ekonomi politik yaklaşım ise, medya kurumlarının gücü üzerinde durmaktadır. Buna göre medya içeriğini asıl belirleyen unsur ekonomik çıkar ve medya kurumlarının mülkiyet yapılarıdır(Yüksel, 2001: 71).

Medya kurumlarının taşımış olduğu ekonomik özellikler, iletişim araçlarının işleyişleri üzerinde çeşitli etkilere neden olmaktadır(Kaya, 1985: 21). Bunlardan en yaygın olan, para kazanmaktır. Medya örgütleri para kazanma amaçları nedeniyle içerik üzerinde sayısız değişimlerle istedikleri etkiyi sağlayabilirler. Bu etkiler, çıkar gruplarının belli bir içerik için (ya da karşı) lobi yapmaları, medyanın kapsamına girebilmek için olaylar yaratmaların ya da iftira veya müstehcenlikle ilgili yasalarla doğrudan içeriği düzenleyen hükümleri içerir(Rigel, 2000: 26).

Her kurum içi örgütlenmede olduğu gibi hiyerarşik yapının bulunduğu medyada salt ekonomik değil, politik amaçlar da söz konusu olmaktadır. Medyakrasi olarak adlandırılan medya içi bürokratik mekanizma medyanın sahiplerinin hedefleriyle uyum halindedir(Aslan, 2002: 144). Kurumsal düzeyde yapılan incelemelerde medya kurumları arasındaki farklılıklar, medya gündeminin belirlenmesinde farklılıklara yol açmaktadır(İrvan, 2001: 76). Kitle iletişim araçlarının mülkiyeti, yöneten sınıfın kitle iletişim araçlarını kontrol edebilmesinin temel aracı olarak düşünülmektedir(Shoemaker ve Reese 1997: 109). Bu bağlamda kitle iletişim araçlarının gerçek siyasal ve ekonomik durumu maskelemeye yönelik bir manipülasyon yaptığı ileri sürülmektedir(Tılıç, 1998: 48).

(26)

1.1.3.4. Kurum Dışından Gelen Etkiler

Daha çok haber kaynakları anlamında baskı gruplarının belirli bir içerik için yürüttükleri lobi faaliyetlerinin, medyada yer alabilmek için olaylar yaratmalarının ve yasal anlamda hükümetin baskılarının doğurduğu türdeki etkiler bu grupta toplanmaktadır(Yüksel, 2001: 72). Bunun en önemli sebeplerinden biri, medya gündeminin belirlenmesinde en etkili kurum dışı unsurun hükümet yetkilileri olmasıdır(İrvan, 2001: 76). Kurum dışından gelen etkilerin medya içeriğinin belirlenmesinde daha etkili olduğunu ortaya koyan bu türdeki çalışmalar haber kaynaklarının önemine işaret etmektedir. Çünkü liberal çoğulcu yaklaşım içerisinde haberde nesnelliğin sağlanabilmesi haber kaynaklarını açıkça belirtilmesi, karşıt görüşlere yer verilmesi ve bunda da eşitlik ilkesinin işletilmesi öngörülmektedir. (Yüksel, 2001: 72).

Buna ilaveten Türkiye gibi, kökeni devletin sermaye sınıfını oluşturması sürecinde yatan özgül ekonomik ve toplumsal koşulları gereği, işadamları baskı grubu olarak var olan örgütlerinden başka, kişisel açıklama ve görüşleriyle de haberi çerçevelendirebilen kaynaklar arasında yerini almaktadır(Dursun, 2001: 131).

1.1.3.5.İdeolojik Eğilimlerin Etkileri

İdeoloji toplum seviyesinde bir olguyu tanımlar. ABD’de ideolojinin temel taşları “kapitalist ekonomik sistemin özel mülkiyetin, kişisel girişimcilik yoluyla kar etme amacının ve mülkiyetin, kişisel girişimcilik yoluyla kar etme amacının ve serbest pazarların değerine inanmak” olarak tanımlanabilir. Bu ideolojinin medyanın kapsamını çeşitli yönlerle etkilemesi mümkündür(Rigel, 2000: 26).

Shoemaker ve Reese’ ye göre ideolojik eğilimler ya da kitle iletişim aracının herhangi bir ideolojiye olan yakınlığının doğurduğu etkiler tüm diğer unsurların üzerinde yer almaktadır.

Medya çalışmaları anlamında görülebilecek “mikro” düzeyle, ideolojinin yarattığı “makro” düzey arasında değişen bu beş kategori “etkiler hiyerarşisi” diye adlandırılmaktadır. Bu hiyerarşide ideoloji en tepede görülerek diğer tüm seviyelere

(27)

doğru bir süzgeç işlevinin var olduğu ileri sürülmektedir. Bir olayın haber olabilmesi için öncelikle bu süzgeçten geçmesi gerektiği düşünülmektedir. Eş deyişle, en üstteki düzey olan ideolojik düzey en önemli belirleyici niteliği taşımaktadır(Yüksel, 2001: 71 - 73). Vurgulanması gereken şudur: medya ideolojik işlevini yan tuttuğu konularla da ortaya koymaktadır(Aslan, 2002: 144).

Haber medyası, anlamlandırdığı her olayı yapılandırırken verili ideolojik yapıları ve iktidar/güç ilişkilerini yeniden üretmektedir. Yani kitle iletişim araçlarının bir ürünü olan haber, “olayları” anlamlandırırken toplumsal sistemdeki egemen söylemden ve durum tanımlamalarından bağımsız hareket etmemektedir(Poyraz, 2002: 21). Buradan şöyle bir sonuca ulaşmak mümkündür: Basın, kendini besleyen (hem maddi hem de haber kaynağı olarak) yürürlükteki ya da iktidar olmaya yakın siyasi sistemi pekiştirmeye yönelik yayın yapmakta(Milburn, 1998: 238); egemen ideolojiyi yeniden üretmek adına haberler yapılandırılırken, genel yayın politikası haber içeriklerini belirlemektedir. Karşı sistemlere yönelik olarak ise cephe alınmaktadır.

1.1.4. Medyanın İşlevleri- Basının Fonksiyonları

Toplumun gören gözü, düşünen beyni, duyan kulağı olarak nitelendirilen basın organları, mekân kavramının sınırlarını zorlayarak gelişen olaylarla ilgili topluma bilgi sağlarken, sorunlara aksaklıklara değinmek suretiyle, düşündürürken eğiterek daha iyi bir yaşam standardına ulaşabilme doğrultusunda faaliyet göstermektedir. Bunlara ilaveten basın organlarının kamuoyu oluşturma ve oluşan kamuoyunu açıklama gibi bir fonksiyonu da bulunmaktadır. Basının yüklendiği fonksiyonlar aşağıda sırasıyla ele alınmaktadır.

1.1.4.1. Haber ve Bilgi Verme Fonksiyonu

Bilgi alışverişi iletişimin en temel işlevi olarak kabul edilir. Bilgi, bireyin toplumsallaşması, ya da çevresiyle uyumlu bir ilişki kurması için gereklidir. Örgütler, çevrelerinden amaçları doğrultusunda bir takım bilgiler alırlar ve bunları işleyerek çevrelerine bilgiler verirler. Bu bilgi alışverişi örgütlerin çevreleriyle kurdukları iletişim ile gerçekleşir. Diğer yandan örgütün amaçlarını gerçekleştirmek

(28)

için bir takım faaliyetlerin gerçekleştirilmesi için iş görenlerin neyi, nasıl ve neden yapacaklarını bilmeleri için de bilgiye gereksinimleri vardır(Gürgen, 1997: 25–26).

Günümüz toplumsal yaşamı içerisinde, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinin zayıflaması, insanları kitle iletişim araçlarına yöneltmiştir. İnsanlar çevresinde olup bitenleri öğrenmek için kitle iletişim araçlarına başvurmaktadır. Kitle iletişim araçlarında yer alan haber ve bilgiler insanların davranış ve tutumlarında değişikliklere yol açabilmekte, toplumsal yaşantıya önemli bir etkide bulunabilmektedir(Groombridge, t.y.: 112). Ayrıca kitle iletişim araçları, dışında olan olaylar kadar, içinde olan olaylardan da toplumu “haberdar” eder, bilgi verir(Cüceloğlu, 2001: 231).

Basının organlarına her gün değişik kaynaklardan ajans ve muhabirlerden habere hammadde teşkil eden mesajlar gelmekte, bunların hangilerinin yayınlanıp yayınlanmayacağı ise belirli bir süzgeçten geçirildikten sonra tespit edilmektedir. Süzme işleminde genel yayın politikası belirleyici bir rol üstlenmekte, yayınlanmaya değer bulunanların nerede ve ne şekilde yayınlanacağı bu doğrultuda belirlenmektedir(Işık, 2001: 148).

Haberi yayınlayan gazeteciler habere kaynak teşkil eden olayı her zaman için doğrudan izleme veya gözleme imkânına sahip bulunmamaktadırlar. Çoğu kez gazeteciler olay olduktan sonra olayla ilgili araştırma ve inceleme yaparak gerekli bilgi, resim veya görüntüleri toplamak suretiyle olayı kendi, algılama çerçeveleri içersinde tekrar kurgulamakta ve haber haline getirip okuyucularına sunmaktadırlar.

Gazetecilik enformasyonun toplanıp düzenlenerek yazılı hale getirilip dağıtılması işlevidir. Ancak basın organları toplum fertlerini siyasal ve ekonomik açıdan kendi istediği doğrultuda bilinçlendirme yoluna başvurabilmektedirler. Bu durumda haber ve bilgi verme adı altında belirli fikirlerin savunuculuğunu yapma, bunları toplum fertlerine empoze etme, toplumdaki fikirleri değiştirme, hatta bireyin siyasal karar alma sürecine etki etme gibi işlevleri basın organları yapabilmektedir. Bu doğrultuda habere yorum girmemeli, haber olayın tüm yönlerini yansıtmalı,

(29)

haberi okuyan kişi haberde yanlılık sezmemelidir. Basının haber ve bilgi vermede ki amacı, kendisine veya bir zümre ya da kişiye çıkar sağlamak değil, topluma doğru ve gerçek enformasyon sunmak ve kamuoyunun serbestçe oluşumuna katkı sağlamak olmalıdır(Işık, 2001: 149).

1.1.4.2. Denetim ve Eleştiri Fonksiyonu

Demokratik ülkelerde bir denetim ve eleştiri mekanizması olarak işlev görmesinden dolayı basına dördüncü güç nitelendirmesi yapılmaktadır. Günümüzde basın toplumun seçim yoluyla ortaya koyduğu kurumların çalışmalarını gözlemlemek için ortaya çıkardığı bir denetim kurumu olarak kabul edilmektedir(Bozbağ, 1992: 270).

Basına halkın temsilcisi olma göreviyle birlikte bir takım sorumluluklar da yüklenmektedir. Seçim yoluyla yasama, yürütme ve yargı ile ilgili yasal düzenlemeleri yapacak kişileri belirli bir süre için işbaşına getiren toplum, bunların nasıl çalıştıklarını, görevlerini yerine getirip getirmediklerini, varsa aksaklık ve eksikliklerin neler olduğunu izleyememektedir. Bu esnada devreye giren basın organları, toplum adına tüm bu görevleri üstlenmekte, adeta toplumun ağzı, gözü ve kulağı olmaktadır. Dolayısıyla basın organları eleştiri yoluyla yanlışlık ve eksiklikleri göstermektedir.

Bu bağlamda, basın organları denetim ve eleştiri görevi yerine getirirken kişi ve makam farkı gözetmemeli, belirli grup ve odakların sözcülüğünü değil, toplumun sözcülüğünü yapmalı, gerektiğinde ayrım yapmaksızın herkesin yanlışlarını gösterebilmeli ve doğruya ulaşma doğrultusunda eleştirilerde bulunabilmelidir(Işık, 2001: 149).

1.1.4.3.Eğitim ve Eğlendirme Fonksiyonu

Basının fonksiyonlarından bir diğeri de eğitme ve eğlendirmedir. Basın organları, birtakım olgular arasında bağlantılar kurarak topluma ekonomik, siyasal bilimsel ya da sanatsal enformasyon sunmakta, böylece bazen uzlaşmacı bazen de eleştirel bir tavır takınarak toplumda bir takım olguların ya da değerlerin

(30)

yerleşmelerini sağlamaktadır. Bu durumda basın organları, haber bilgi sunarken bireylerin toplumsallaşma sürecine ve dolayısıyla eğitimine katkı sağlamaktadır(Işık, 2001: 150).

Kitle İletişim araçlarının eğitim işlevini iki açıdan değerlendirmek gerekir. Birincisi bu araçlar haber ve bilgi vermek suretiyle bireylerin bilgi düzeyleri, yetenekleri ve becerilerini geliştirmeye yardımcı olur. Doğruda haber vermenin eğitime katkısı burada görülür. İkincisi ise, gelişen teknoloji ve eğitimin yaygınlaşması ile birlikte kitle iletişim araçlarının doğrudan bireylerin ve toplumun eğitilmesi işlevini üstlenmesidir(Güz, 2005: 14). Kitle iletişim araçları hedef kitleye yani topluma olgular ve değer yargıları arasında bağlantılar kurarak sürekli olarak çeşitli girdiler sunarak, toplumsal yaşam içerisinde kişiliğin yapılanması ve daha da geliştirilmesine yardımcı olurlar(Güler, 1991: 336).

Bireyin toplumun bir üyesi haline gelme sürecine sosyalleşme denir. Her toplumun kendine özgü bir yaşama biçimi ve alışkanlıkları vardır. Birey çevresi ile etkileşim kurarak bu yaşama biçimini ve alışkanlıkları öğrenir. Bireylerin ilk sosyalleşmeleri aile içi yaşantıyla kazanılmaktadır. Bu noktada çocuk kendisi için gerekli olan faaliyetleri, toplumun inanç ve değerlerini aile üyelerinden öğrenebilir. Ancak kültürel birikim hızlandıkça, bireyin sosyalleştirilmesi fonksiyonu, değişik sosyal kurumlar tarafından sağlanmaya başlanmıştır. Günümüz modem toplumlarında her sosyal kurum bireye kültürün farklı özelliklerini kazandırır(Özodaşık, 2006: 217–218). Günümüzde kitle iletişim araçları yayınlarıyla bireyler için daha ucuz ve daha çeşitli rahatlama ortamları hazırlarken aynı zamanda toplumsal tansiyonu azaltarak sosyal patlamaların önlenmesini sağlar(Güz, 2005: 14).

Kitle iletişim araçlarının günümüzde göze batan en önemli fonksiyonlarından diğeri ise eğlendirme fonksiyonudur. Günümüz toplumsal yaşamı içerisinde insanların iş yoğunluğu, stres ve monotonluktan kurtulmasının çarelerinden en önemlisi olarak kitle iletişim araçları karşımıza çıkmaktadır. Birey, uzun bir çalışma gününün sonunda mutlu ve sakin bir zaman geçirmek istemekte, kendisini

(31)

eğlendirecek bir şeyler aramaktadır(Matelski, 1996: 23). Gazete ve dergilerdeki bulmaca, yazı fotoğraf ve çeşitli dolgu malzemeleri eğlendirme fonksiyonunun sonucudur. Bu tür malzemeler günlük hayatın sorunlarından kurtulma ve boş zamanları doldurma işlevi görmektedir. Basın yüz binlerce insanı kitle kültürüne, sanat zevkini geliştirdiğini ileri sürerken, bazıları kötü sanatı, sorunlarından kaçışı, düşük beğeni düzeyini teşvik ettiğine ve gerçek anlamda sanat anlayışının gelişmesini önlediğine inanmaktadır(Severin ve Tankart 1994: 514). Bu ise uzun vadede bireyleri standardize ederek oyalama ve kaçışa sebep olmakta, kalitenin sürekli düşmesi gibi bir olguyu da beraberinde getirmektedir(Işık, 2001: 150).

1.1.4.4.Kamuoyu Oluşturma ve Açıklama Fonksiyonu

Kitle iletişim araçlarının aynı anda toplumun geniş bir kesimine seslenebilmesi ve etkileyebilmesi toplumun yönetimini elinde bulunduran yöneticilerin toplumsallaşmanın kendi istedikleri yönde gelişmesi için elde etmek istedikleri araçlar olmaları sonucunu getirmiştir(Aziz, 1982: 4).

Basın organları çeşitli görüşlerin ifade edilebildiği bir forum olma özelliği taşıdığından ülkedeki çok sesliliğe ve dolayısıyla demokrasiye büyük katkı sağlamaktadırlar. Basın, belirli bir konuda kamuoyu oluşumuna katkı sağlamanın yanı sıra mevcut kamuoyunu açıklama gibi bir işlevi de görmektedir. Dolayısıyla basın her zaman için kamuoyu oluşturmamakta, bazı durumlarda da oluşan kamuoyunun vücut bulabilmesine, sesini duyurabilmesine katkı sağlamaktadır(Işık, 2001: 150).

Kitle iletişim araçları topluma haber ve bilgi sunarak çeşitli konular ve olaylar hakkında toplumu haberdar etmekte ve belirli kanaatlerin yayılmasını sağlayarak bir dizi röportaj ya da okuyucu köşeleriyle toplumdaki çeşitli görüşlerin ifade edilebilmesini, dolayısıyla kamuoyunun açıklanmasını sağlamaya çalışmaktadır(Işık, 2000: 94).

Basın organlarının görev ya da amacı toplumda belirli bir kesimin görüş, düşünce ve kanaatlerini kamuoyuna empoze etmek ve dolayısıyla kamuoyunu bu

(32)

doğrultuda yönlendirmek değil, toplumu bilgilendirerek kamuoyunun serbestçe oluşmasına katkı sağlamak olmalıdır. Burada akıllara gelen husus, basın organlarının genel yayın politikaları olduğu ve bu genel yayın politikaları doğrultusunda yapılan yayın ve yorumların kamuoyu oluşumunda etkili olabileceğidir. Bu görüş doğru olmakla birlikte basın organlarının asli görevi yorum yapmak değil haber ve bilgi vermek olduğundan toplumdaki düşünce, kanaat ve gelişmeleri basın organlarının haber olarak duyurması, bunu yaparken de yansız davranması gerekmektedir(Işık, 2000: 94).

1.1.5. Medya ve Propaganda

Propaganda, anlamlı semboller, söylentiler, haberler, resimler ve toplumsal iletişimin diğer biçimleriyle kamuoyunu etkilemek için gerçek, yarı gerçek ya da yalan bilgiler vasıtasıyla (Bektaş, 1996: 153) bireyler ve gruplar aracılığıyla diğer grupların kanılarını görüşlerini ve davranışlarını iletişim araçlarını kullanarak propagandacının istekleri doğrultusunda etkileme değiştirme veya kontrol altında tutmaya yönelik bilinçli bir davranıştır(Özsoy, 1998: 5). Özellikle kitle iletişim araçlarındaki gelişmeye paralel olarak, hem eylem alanını, çağdaş kitleyi hem de eylem yollarını bularak kamuoyunu etkileme ve yöneltme yolunda etkin adımlar atmıştır(Brown, 1992: 9).

Özetle propaganda, bir düşünceyi, bir fikri yaymak ve insanların zihninde istenilen portre oluşana kadar değişik yöntemler kullanmak suretiyle yapılan tüm çalışmalara genel olarak verilen bir addır. Medya da kamuoyu oluşturma işlevini yerine getirirken, propaganda usul ve tekniklerine başvurur. Özellikle toplum ile siyasi iktidar arasında köprü vazifesi görüp, kamuoyu oluşturma suretiyle siyasal iktidara verilecek mesajlar siyasi propaganda aracılığıyla verilir. Propaganda aracı konumundaki basın ve medyanın her yeri tümüyle işgal etmiş olduğu görülmektedir. Başka ifadeyle iletişim araçlarının gelişmesiyle daha da artacak bir karamsarlıkla, medyanın propaganda gücünün, savunmasız bireyler üzerinde ciddi bir tehdit oluşturduğu düşünülmektedir(İnal, 2003: 62). Böylece kitle iletişim araçlarını çıkara dayalı bir şekilde propaganda amaçlı olarak kullanılması sonucu, bu araçların daha

(33)

yakın bir kamusal denetime tabi tutulması görüşü toplumda yaygınlık kazanmıştır(Mutlu, 2003: 82).

1.1.6. Yaklaşımlar Çerçevesinde Medya

Çağımızın modern toplumsal yapılanması içerisinde medya başat bir konuma gelmiş durumdadır. Çağdaş insanlar kendi deneyimlerinin dışında kalan dünyayı, bu dünyanın olay ve olgularını, çok büyük ölçüde, kendilerine medyanın yansıttığı biçimde, onlar tarafından yapılan tanımlara göre yeniden ve “inşa” yoluyla kavrarlar. Bir bakıma toplum içinde bireylerin maddi var oluşlarının imgesel ilişkileri (ideolojiler) medyanın oluşturduğu bir yapı içinde belirlenmektedir. Böyle bir çerçeve içerisinde ele alındığında, medyanın çağdaş toplumlarda artan bir öneme sahip olduğu konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. Tartışma, medyanın dış dünyanın olay ve olgularını nasıl yansıttığı, aktardığı ve bunun toplumsal yaşam açısından yol açtığı sonuçlar üzerinedir. Kısacası tartışma kuramsaldır ve özünde ideolojiktir(Kaya, 1999: 24).

Bu durumda, medyayı anlamlandırma süreçlerinin ve bu alandaki bilimsel yazınların kuramsal teoriler çerçevesi içerisinde yön bulma gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Alandaki kuramsal bağlamlı yönelimler tarihsel boyut içerisinde incelendiğinde, niceliksel birçokluk ile karşılaşılsa da; asıl olarak tüm bu yaklaşımların duruş olarak birbirinden uzak ama birbiriyle bağlantılı iki temel üzerine inşa edildiğini ifade etmek olanaklıdır. Her birinin kendi içerisinde farklı açılımları olan bu iki yaklaşım, liberal çoğulcu ve eleştirel yaklaşımlardır.

1.1.6.1. Liberal-Çoğulcu Yaklaşım

Bu yaklaşım, demokratik toplumlarda her ideoloji ve düşüncenin serbestçe dolaştığını varsaydığından, haber içeriklerinin de dengeli olduğunu, var olan tüm çıkar gruplarının düşüncelerinin medya aracılığı ile yansıtıldığını ileri sürer. Bu yaklaşım medyayı; yasama, yargı ve yürütmeyi izleyip denetleyen dördüncü kuvvet olarak görmektedir(Tılıç, 1998: 53). Medya dördüncü güç işlevini, kamuoyunun sesini gündeme taşıma ve siyasal iktidarı denetleme işleviyle yerine getirmektedir. Başka bir anlatımla medyanın liberal demokrasilerde “gözetimci rolü” üstlendiği ve

(34)

“düşünme pazarı” oluşturduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla medya demokratik sistemin sürmesinin ve vatandaşların sürece katılımının “garantörü” olmaktadır(İrvan, 1995: 76).

Temelde yansızlık, nesnellik, çeşitlilik, olabilirlik vurgusunu benimseyen, özgürlük idealini temsil eden, haber hakkının ve basın özgürlüğünün yüceltilmesini savunan liberal çoğulcu yaklaşım, medya ve güç ilişkisini tanımlarken de toplumu, grupların ve çıkar gruplarının kompleks bir rekabet alanı olarak görmektedir(Sözen, 1997: 53–54). Liberal-çoğulcu yaklaşım, özgür bir enformasyon ortamında haberin olgusal, nesnel, dengeli ve tarafsız olabileceğini savunur. Bu çerçevede, özellikle haber üzerine yapılan çalışmaların çoğu haberdeki yanlılığı ortaya koyma ve sergilemeye çalışmaktadır. Bunun arakasında yatan ise, aslında nesnelliğin mümkün olabildiği inancıdır(Poyraz, 2002: 62). Ayrıca, medyanın dördüncü güç işlevini sağlaması için de haberin içerdiği enformasyonun nesnel olarak sunulması gerekmektedir(Dursun, 2003: 63). Liberal Çoğulcu yaklaşım haberi gerçekle (truth) eşdeğer tutmaktadır. Gazeteci ise bu gerçeğe ulaşma yetisine ve donanımına sahip olan profesyonellerdir. Bu yaklaşıma göre, tıpkı pozitivist yaklaşım içinde olduğu gibi nasıl araştırmacı toplumsal ‘gerçeklik” karşısında değerlerden arınarak nesnel bir tavır takınabiliyorsa gazetecinin de toplumsal olaylar karşısında nesnel olmaları mümkün ve gereklidir(Poyraz, 2002: 60). Habere ilişkin olarak liberal görüş içinde, nesnellik ve yansızlık ilkeleri, habere konu olan olayların taraflarının dengeli bir biçimde yer alacağı bir haber kurgusuyla garanti almaya çalışılmaktadır. Ancak okuyucu ve olay arasındaki her aktarma girişiminde değişim ve farklılaşma potansiyeli bulunmaktadır. Tarafsızlık, nesnellik ilkesi de bunu gizlemek için kullanılmaktadır (Dursun, 2001: 128).

Liberal Çoğulcu yaklaşımda, haberin olayla özdeş olmamasına karşın, olayın esas çerçevesi içersinde yeniden kurulabileceği kabul edilmektedir. Bu açıdan bakıldığında, bir olayın haber olarak yayınlanabilmesi için zamanlılık, yakınlık, önemlilik, sonuç ve insanın ilgisini çekme gibi haber değerlerinden en az birine sahip olması gerekmektedir(Özer, 2006: 42).

(35)

Bu yaklaşım, varsayımlarını haber metinlerini analiz ederek sınamıştır. Ancak bütün bunlar eleştirel yaklaşım tarafından çok ciddi biçimde sorgulanmıştır ve tekrar tekrar yerle bir edilmiştir. Daha da önemlisi haberin, aslında gerçekliği aktarmadığı, yaşanan gerçeği farklı bir biçimde sunduğu, yıllar önce liberal çoğulcu gelenek içinden araştırmacılar tarafından da bir biçimde ifade edilmiştir(Poyraz, 2002: 60).

1.1.6.2. Eleştirel Yaklaşım

Eleştirel kuramların temel özelliği ise çoğulcu bir toplum anlayışından yola çıkan çalışmaların "haber" ve gazetecinin konumu ve rolü üzerine oluşturdukları tartışmaları ve genel olarak medyaya atfettikleri rolü öncüllerinin altını çizerek eleştirmeleridir. Eleştirel haber çalışmalarının öncelikli olarak "sorguladıkları" ve "paylaşmadıkları" görüş, basının toplumda bağımsız bir güç olduğu varsayımı içinde tanımlanan, basının profesyonel bir uzmanlık olduğu ve haberin "gerçeğin" kendisi olduğu iddiasıdır(İnal, 1993: 158). Eleştirel yaklaşımda, haberin yapılanmış iletişim süreci içinde yer aldığı vurgulanırken, iletişim sürecinin içinde yer alan yapıların da içeriği belirlediği ve bu belirlemenin de önceden tanımlanmış olduğuna işaret edilmektedir (Karabay, 2000: 34). Haberin egemen sınıfların çıkarları doğrultusunda yanlı olarak kurulduğunu ve nesnel haberin olamayacağını kabul etmektedir. Bu yaklaşımın taraflarına göre, habercinin yaptığı iş, medya patronun kişisel ve patronun ait olduğu sermayedarların sınıfsal çıkarlarını sürdürecek ölçüde var olan gerçekliği çarpıtmaktadır (Dursun, 2003: 64)

Yapılanmış bir sürecin ürünü olan haberin üretim süreci haberin nesnel ve tarafsız olabileceği yanılsaması üzerine kurulmuştur. Haber üretim sürecinde haber değerine bağlı olarak üretilen haber, anlatılan olay dışında ve ona karşın kurulabilir. Bu açıdan bakıldığında haber, gerçeği temsil eden bir metin olarak kurulmaktadır. Dolayısıyla, “habercilik de inşa edici/kurucu bir pratiktir, bir iştir”(Dursun, 2003: 67).

Haber metinlerini üreten medyanın yapısı, haberi işleyen gazetecinin kimliği, yetiştiği ortam, kullandığı cümleler, seçtiği sözcükler tamamıyla kendi öznel koşullarından ortaya çıktığı için haberin tarafsızlığı gibi bir ölçüt çok da mümkün

Referanslar

Benzer Belgeler

(Sağlık Bilgi ve Yönetim Sistemleri Topluluğu) dijital hastanelerin uluslararası standartlarını oluşturmak için 0'dan 7'ye kadar derecelendirmekte ve akredite

Jeotermal sistemlerin davranışlarının kapsamlı olarak ince- lenemesine olanak veren bu model ile üretim, doğal beslenme ve re-enjeksiyon sebebi ile rezervuarda oluşan

Auf dem anderen Abhang des Berges tritt im oberen Teil ein Serpentinstock auf, daran schliesst Glimmerschiefer und Halbmarmore der B-Serie und zuletzt liegt das Neogen am Nilüfer auf

Öncelikle manşetler üzerinde yapılan değerlendirme ve analiz sonuçları, gazetelerin en önemli haber olarak kaleme aldıkları manşet haberlerin farklı

They analyzed average abnormal return for acquiring companies’ return from one day earlier to announcement and observed statistically significant at 5% level and found that for

This article could not cover all aspects of the supply chain of fresh vegetables and fruits to the global market. Since the price of a product in the process of its appearance on

Medya ortamında, haber özneleri olarak kamusal bir kişilik kazanmış bireylerle halk olarak tanımlanan sıradan bireyler arasındaki farkın nasıl açıklandığını ve

PEW Araştırma Merkezi’nin 2016’da yaptığı bir araştırmaya göre ABD’de insanların yüzde 62’si güncel olayları sosyal medyadan takip ettiğini belirtiyor