• Sonuç bulunamadı

1.3. Haber ve Haber Değeri Kavramları İle Taşıdığı Özellikler

1.3.4. Haber ve Yorum İlişkisi

Haber ve yorum konusundaki temel ayrımın üzerinde durmak konumuz açısından yararlı olacaktır. Haberler doğal olarak objektif olması gereken unsurlardır(Güz, 2005: 91). Herhangi bir olayla ilgili değişik kitle iletişim araçlarının temsilcileri farklı üslup, kelime ve cümleler kullanmak suretiyle konuyu hedef kitlelerine iletseler bile olay ile gelişmenin seyri farklı olmayacak ve haber metinlerinin izlenmesinden veya okunmasından sonra farklı sonuçlar ortaya çıkmayacaktır. Haber metinlerindeki üslup ve cümle farklılıkları objektifliği bozmayacak, anlatım şekli açısından sübjektif görünen bu durumun haberlerdeki objektifliği etkilemeyecektir. Haberlerin bu özelliklerine karşın kişilerin sübjektif değerlendirmelerinin ön planda olması sebebiyle eleştiri ve yorumlar tamamen sübjektiftir. Haber metinlerinde haberi derleyen ya da yazan değil habere esas olan konu öncelikli olduğu halde yorum ve eleştirilerde konulardan daha çok yorumu ve eleştiriyi yapan önemli konumdadır. Hedef kitle de eleştiri ve yorumu yapanın imzasına göre yayını izleyip izlememeye karar verir (Güz, 2005: 92). Aynı zamanda haberde olay ön plandadır. Bu nedenle haberi kaleme alan kişi asla ön plana çıkmaz. Yorumda ise yorumu yapan kişi ön plandadır. Haberde olay tam, doğru ve mantıklı bir biçimde olduğu gibi kişisel görüşler katılmadan aktarılırken; yorumda ise kişisel görüşlere yer verilir. Haber olayı olduğu gibi, yönlendirme yapmadan aktarırken; yorumda ise insanlar nasıl düşünmeleri ve ne yapmaları gerektiği konusunda

yönlendirilmeye çalışılabilir. Haberde güncellik daima ön plandayken; yorumda bu çok da fazla önemli değildir.

Tüm bu sıralananları özetle ifade etmek gerekirse; yorumun fikri bir değerlendirme olduğu, gözlemlenebilen hususlara dayanması, bir zümre, kişi ya da grup menfaatine değil kamu yararına yapılması gerekmektedir. Ayrıca yorum yapan kişinin olaya önyargılı yaklaşmaması ve kişisel amaçlar ve hınç alma düşüncesiyle hareket etmemesi de son derece önemlidir(Işık, 2008: 2).

Kamuoyunun oluşumunda objektif olması gereken haberler kadar eleştiri ve yorumlar da önemli görev üstlenirler. Kamuoyu, kitle iletişim araçları tarafından verilen haberlerde yer alan sonuçların nasıl yorumlanacağı ve olaylara nasıl bakılması gerektiği konusunda ilave bilgilere ihtiyaç duyduğu gibi haberlerde verilen bilgilerin değişik açılardan ele alınmasını ister. İşte bu noktada eleştiri ve yorumlar devreye girer. Eleştiri ve yorumlar haber metinleri içerisinde yer alan gelişmeler, olaylar ve fikirlerin nasıl anlaşılması veya nasıl değerlendirilmesi gerektiği konusunda hedef kitleye yardımcı olmaya çalışır. Kitle iletişim araçlarını izleyen vatandaşlar haber ve yorumları değerlendirerek kanaatlerini oluştururlar(Güz, 2005: 92).

Haber ile yorum ve görüş ayırımı açık yapılmalı, okurun ve izleyicinin neyin haber, neyin yorum olduğunu kolayca seçebilmesi sağlanmalıdır. Haber ve yorum metinleri veya görüntüleri ile ilan-reklâm amaçlı metinlerin ayrımı hiçbir karışıklığa yer bırakmayacak ölçüde yapılmalıdır. Hazırlık soruşturması sırasında, soruşturmayı zaafa uğratıcı, yönlendirici biçimde haber ve yorumdan kaçınılmalıdır. Yargılama sürecinde de haberler her türlü önyargıdan uzak ve kesinlikle doğruluğundan emin olunarak sunulmalıdır. Gazeteci yargı sürecinde taraf olmamalıdır. Yargı kararı kesinleşmedikçe bir sanık suçlu ilan edilmemelidir. Haberlerde ve yorumlarda suçluymuş gibi değerlendirmeler yapılmamalıdır(Bülbül, 2000: 54). Gazeteci ve yayın organı, taraf oldukları bir olaydaki konumlarını kamuoyuna açıkça belirtmelidir. Yayın organı yahut yorumcu, siyasi, ekonomik ve toplumsal tercihlerinin doğrultusunda yayın yapabilir. Bu durumda bu tavır açıkça ortaya

konulmalı, ayrıca yorum ile haber-olay ayrımı kesin biçimde yapılmalıdır(Bülbül, 2000: 55). Olaylar olduğu gibi hedef kitleye aktarılmalı, yorum hedef kitle tarafından yapılmalı, tartışmalı konularda tarafsız davranılmalıdır(Çebi, 1997: 16).

Medya profesyonelleri konumundaki gazeteciler tarafından haberin içine sızdırılan yorum, haber metninin alıcısı konumundaki bireyler tarafından fark edilmeden alımlanacak bir formatta sunulmaktadır. Medya kurumları, habere yorum sızmasını üstü kapalı bir biçimde gerçekleşmesini sağlamak için, haber metinlerinde nesnellik ve tarafsızlık iddialarını öne sürmektedir(Yağlı, 2007: 360). Haber söyleminin analizinde kullanılan sözcükler ve cümle yapıları önemlidir. Sözcükler kendi sahip oldukları anlamların dışında farklı anlamlar yüklenerek haber metninin içine girebilir. Söylem kavramı, anlamın dil içerisinde hareket etmesiyle ortaya çıkan şey olmaktadır. Bu anlamın belli kişiler ve gruplar çıkarına harekete geçiriliş biçimiyle de ideoloji ilgilenmektedir(Üşür, 1997: 89).

Türkiye’ de basın organlarının kamuoyu oluşumu sürecine katkı sağlamak yerine, oluşumda birinci etmen olma çabası içersinde olduğu iddia edilmektedir. Oysa basının asli görevi olay yaratmak değil, mevcut olayları titizlikle inceleyerek haberde yoruma kaçmadan kamuoyuna aktarmak olması gerekmektedir. Ülkemizde ise basın kendi görüşlerini kamuoyunun görüşüymüş gibi sunarak başta gündem oluşturma ve suskunluk sarmalı süreçlerini işletmek suretiyle kamuoyunu yönlendirme amacı gütmekte, böylece bir takım sonuçlara ulaşmaya çalışmaktadır(Işık, 2001: 143). Bugün için önemli bir haber ve bilgi kaynağı olan bu araçlar bir yerde neyin önemli neyin önemsiz olduğunu tespit ederek olayı bireyin gündemine sokmakta böylece olayları sunuş ve yorumlayış biçimleriyle bireylerin kanaatlerine yön vermektedirler(Işık, 2001: 147).

Kitle iletişim araçları tarafından yapılan eleştiri ve yorumlar konusunda da bazı ilkelerin geliştirildiğini belirtmek gerekir. Öncelikle yorum ve eleştiri fikri bir değerlendirme olup, dış dünyada makul kişilerce gözlemi mümkün hususlara dayanması gerekir. Yorum ve eleştiriyi yapanın görüş ve düşünceleri burada temel teşkil etmekle birlikte ortaya konanların da diğer insanlar tarafından gözlenmesi

mümkün olabilen hususlara dayanması bir ilke olarak karşımıza çıkmaktadır. Yine yorumla eleştiri dürüst amaç ve faktörlerin tahrik eylediği bir değerlendirmenin sonucu olmalıdır insanlardan ve kurumlardan intikam almak, kendi kişisel çıkarlarını korumak üzere yapılacak bir yorum ve eleştirinin iletişim özgürlüğünün özüne aykırı olacağı açıktır.

Yorum ve eleştiri her zaman kamu yararı olan bir konuya ilişkin olmalıdır. Hedef kitleye ulaştırılan yorum ve eleştirideki görüşler onu kaleme alanların olsa da kamu yararının olması bir gerekliliktir. “İletişim mesleğinin şahsi hak ve çıkarlara alet edilmemesi” ilkesi, bu alandaki özgürlüğü en vazgeçilmez unsurlarından olan yorum ve eleştirinin kamu yararına olan konularla ilgili olmasını zorunlu kılmıştır. Kamu yararı haberciliğin temel ilkelerinden olduğu gibi aynı zamanda yorum ve eleştiri için de vazgeçilmez bir unsurdur.

Yine yorum ve eleştirinin yalan isnatlarla birlikte bulunmaması bir ilke olarak görülmektedir. Yorum ve eleştiri özgürlüğü, hiç kimseye yalan isnatlara başvurularak başkalarını karalayabilmek hak ve yetkisini vermez. Hakaret ve sövme suçlarını içermese bile, basın meslek ilkeleri ve iletişim hak ve özgürlükleri çerçevesinde yorum ve eleştiri, yalan isnatlarla kişi veya kurumlar aleyhine veya lehine kamuoyunda bir sonuç yaratmayı amaçlamamalıdır. Yalan habercilik gibi yalan isnatlara dayanan yorum ve eleştiri yapılması anlayışı kurum olarak medyanın da kamuoyu nezdindeki saygınlığını ve güvenilirliğini zedeler(Güz, 2005: 92).