• Sonuç bulunamadı

1960 ve 1971 Yılları Arasında Türkiye'de Öğrenci Hareketleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "1960 ve 1971 Yılları Arasında Türkiye'de Öğrenci Hareketleri"

Copied!
554
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)

1960 VE 1971 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE’DE ÖĞRENCİ

HAREKETLERİ

Emine Öztürk

DOKTORA TEZİ

ORTAÖĞRETİM SOSYAL ALANLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(4)

i

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla, tezin teslim tarihinden itibaren 3 ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı: Emine Soyadı: Öztürk

Bölümü: Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı, Felsefe Grubu Eğitimi Bilim Dalı

İmza :

Teslim Tarihi:

TEZİN

Türkçe Adı: 1960 ve 1971 Yılları Arasında Türkiye’de Öğrenci Hareketleri

(5)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: Emine Öztürk İmza:

(6)

iii

JÜRİ ONAY SAYFASI

Emine ÖZTÜRK tarafından hazırlanan “1960 ve 1971 Yılları Arasında Türkiye’de Öğrenci Hareketleri” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Ortaöğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Anabilim Dalı Felsefe Grubu Eğitimi Bilim Dalında doktora tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman (Başkan): Prof. Dr. İbrahim ARSLANOĞLU ……… Felsefe Grubu Eğitimi ABD, Gazi Üniversitesi

Üye: Prof. Dr. İsmail KÖZ ..…………..…… Mantık ABD, Ankara Üniversitesi

Üye: Doç. Dr. Ayten KOÇ AYDIN ……… Felsefe Grubu Eğitimi ABD, Gazi Üniversitesi

Üye: Doç. Dr. Beyhan ZABUN ………

Felsefe Grubu Eğitimi ABD, Gazi Üniversitesi

Üye: Doç. Dr. Levent ERASLAN ……… Eğitim Yönetimi Denetimi Teftişi Planlaması ve Ekonomisi ABD,

Kırıkkale Üniversitesi

Tez Savunma Tarihi: 29.06.2016

Bu tezin Felsefe Grubu Eğitimi Bilim Dalında doktora tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Ülkü ESER ÜNALDI

(7)

iv

TEŞEKKÜR

Türkiye’de öğrenci hareketleri üzerine çalışmak, konunun başlıca öznesi olan öğrencilerin eylem, düşünce ve örgüt açısından etkinlikleri kadar Türkiye’deki aydın hareketlerini, düşünce akımlarını, ideolojileri, dergi çevrelerini, siyasal tarihi, toplumsal ve kültürel değişmeyi, emek hareketlerini, üniversite tarihini ve daha birçok konuyu incelemek demektir. Dolayısıyla, bu çalışmayı güçleştiren bir yönü, kapsamının genişliğidir; bir diğer yönü ise, Türkiye gibi kısa sürelerde büyük dönüşümlere sahne olan bir ülkede hayli uzun bir zaman dilimi üzerine çalışmaktır. Söz konusu güçlüklerle başa çıkıp bu uzun metni tamamlayabilmem birçok kişinin katkısı ve desteği sayesinde mümkün olmuştur, onlara teşekkür borçluyum.

Öncelikle, tezimde bu konu üzerine çalışmamı öneren, başarılı bir tez yazabileceğim konusunda bana güvenen, tezime bilgi birikimi, tecrübesi ve fikirleriyle değerli katkılarda bulunan danışman hocam Prof. Dr. İbrahim Arslanoğlu’na şükranlarımı sunarım. Tez İzleme Komitesi toplantılarında, tezin kurgusu ve içeriğine ilişkin önemli değerlendirmeleriyle yazdıklarıma eleştirel bir gözle bakmamı sağlayan Doç. Dr. Beyhan Zabun’a, bazı alt başlıklara yönelik farklı yaklaşımları ve önerdiği kaynaklarla tezimin bazı yönlerden eksik kalmasını önleyen Doç. Dr. Levent Eraslan’a çok teşekkür ederim. Ayrıca, Tez Savunma Jürisinde yer alan Prof. Dr. İsmail Köz’e ve Doç. Dr. Ayten Koç Aydın’a yapıcı eleştirileriyle tezimin teslim öncesindeki son şeklini almasına katkı sağladıkları için çok teşekkür ederim. Ve son olarak, tüm hayatım boyunca yanımda olan, manevî ve maddî desteğini benden hiçbir zaman esirgemeyen aileme sonsuz teşekkürler.

Yaklaşık dört yıllık bir emeğin ürünü olan bu tez çalışmasının, sosyal bilimler literatürüne katkı sağlamasını ve konuyla ilgilenen araştırmacılar için yararlı bir kaynak olarak kabul edilmesini dilerim.

(8)

v

1960 VE 1971 YILLARI ARASINDA TÜRKİYE’DE ÖĞRENCİ

HAREKETLERİ

(Doktora Tezi)

Emine Öztürk

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Haziran, 2016

ÖZ

Bu araştırmada 1960’tan 1971’e uzanan tarihsel dilimde meydana gelen öğrenci hareketleri incelenmiştir. Toplumsal olayların ve tarihsel süreçlerin birbiriyle olan yakın ilişkisinden dolayı, öğrenci hareketleri Türkiye tarihinin 1946’da çok partili hayata geçişinden 1970’li yılların başlarına kadar yaşanan siyasal, ekonomik, hukukî ve sosyolojik gelişmeleriyle birlikte ele alınmıştır. Araştırmanın birinci bölümü, araştırmanın konusunun, problem durumunun, amacının, öneminin, sınırlılıklarının, anahtar kelimelerinin yanı sıra, ilgili araştırmaların ortaya konduğu “giriş” bölümüdür. İkinci bölümde araştırmada kullanılan bilimsel araştırma yöntem ve tekniği açıklanmıştır. Üçüncü ve dördüncü bölümlerde düşünceleri, örgütleri ve eylemleriyle öğrenci hareketleri, öğrenci hareketlerini hazırlayan koşullar, öğrenci gençliğin etkilendiği kişi, akım ve kuruluşlara ilaveten öğrenci hareketlerinin etkileri incelenmiştir. Toplumsal ve kültürel dinamikler, aydın hareketleri, siyasal, ekonomik ve hukukî gelişmeler öğrenci hareketleri ile ilişkileri ölçüsünde tezin kapsamına dahil edilmiştir. Beşinci bölümde bazı öğrenci hareketlerinin devamı olan, silahlı mücadeleyi yöntem olarak benimsemiş devrimci örgütler ele alınmıştır. Son olarak, altıncı bölümde çalışmadan elde edilen sonuçlar ortaya konmuştur.

Anahtar Kelimeler: Öğrenci Hareketleri, Gençlik Hareketleri, Aydın Hareketleri,

Toplumsal Hareketler, Sol Hareketler, Siyasal Tarih.

Sayfa Adedi: 536

(9)

vi

STUDENT MOVEMENTS IN TURKEY BETWEEN THE YEARS OF

1960 AND 1971

(PhD Thesis)

Emine Öztürk

GAZI UNIVERSITY

INSTITUTE OF EDUCATIONAL SCIENCES

June, 2016

ABSTRACT

In this research student movements which have occured within the historical period from 1960 to 1971 have been analyzed. Because of the close relationship of historical periods and social events and the permanency of the relations; student movements have been addressed with political, economic, sociological, legal improvements which are lived since the transition to multi-party system in 1946 to the beginning of 1970's. The first chapter of the research is the introduction part where the subject of the study, problem situation, its aim, importance, limitedness, key words and besides related studies have been presented. In the second chapter the scientific research method and the technique that is used for the research is explained. In the third and fourth chapters the conditions preparing the student movements with thoughts, organizations and acts, the people, trends and foundation that student youth is impressed by, in addition the effects of student movements are analyzed. Social and cultural dynamics, intellectual movements, political, economic and legal developments are included in the thesis content within their dimensions of the student movements. In the fifth chapter revolutionist organizations which are continuing of the some student movements that have adopted armed struggle as a method are discussed. Ultimately, in the sixth chapter the results obtained from the study are exposured.

Key Words: Student Movements, Youth Movements, Intellectual Movements, Social

Movements, Leftist Movements, Political History

Page Number: 536

(10)

vii

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI VE TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ….…………..………i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI ……….……….………ii

JÜRİ ONAY SAYFASI ……….…..iii

TEŞEKKÜR ……….iv

ÖZ ………..v

ABSTRACT ……….vi

İÇİNDEKİLER ………...vii

TABLOLAR LİSTESİ ………xii

KISALTMALAR LİSTESİ ………xiii

1. BÖLÜM ……….1 GİRİŞ ……….1 1.1. Problem Durumu ………3 1.2. Araştırmanın Amacı ………...4 1.3. Araştırmanın Önemi ………...4 1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları ………...5 1.5. Anahtar Kavramlar ……….6 1.6. İlgili Çalışmalar ………..6 2. BÖLÜM ………...11 YÖNTEM ………11 2.1. Araştırmanın Modeli ……….12

2.2. Veri Toplama Tekniği ………..12

3. BÖLÜM ………..14

1960 YILINDA ÖĞRENCİ HAREKETİ ………14

(11)

viii

3.1.1. Demokrat Parti İktidarı ……….14

3.1.2. Toplumsal ve Kültürel Dinamikler ………32

3.1.3. Muhalefet ve Aydınlar ………...35

3.2. Üniversite Bileşenlerinin Demokrat Parti İktidarıyla İlişkisi ………...39

3.2.1. 1950 ve 1960 Yılları Arasında Üniversite ……….39

3.2.2. 1950 ve 1960 Yılları Arasında Öğrenci Gençliği ………..45

3.3. 1960 Yılında Öğrenci Hareketi ………....56

3.3.1. İrtica Karşıtı Eylemler ………...56

3.3.2. Bir Kırılma: Nisan Gösterileri ………...59

3.3.3. Sona Doğru: Mayıs Gösterileri ………..73

3.4. 27 Mayıs Darbesi ve Öğrenci Hareketiyle İlişkisi ………81

4. BÖLÜM ………...86

1960 ve 1971 YILLARI ARASINDA ÖĞRENCİ HAREKETLERİ ……….86

4.1. 1960’lı Yıllar Gençliğinin Biçimlendiği Siyasal ve Toplumsal Koşullar ……86

4.1.1. 1961 Anayasası ……….….86

4.1.2. Parlamento ve Hükümetler ………91

4.1.3. Toplumsal ve Kültürel Dinamikler ………97

4.1.4. Öğrenci Gençliğini Etkileyen Siyasal İdeolojiler ve Hareketler…. 102 4.1.4.1. Sol Hareketler ………...103

4.1.4.1.1. 1960’larda Solun Olanakları ………..103

4.1.4.1.2. Türkiye İşçi Partisi ……….108

4.1.4.1.3. Yön-Devrim Hareketi ……….…118

4.1.4.1.4. Millî Demokratik Devrim Hareketi ………128

4.1.4. 2. Sağ Hareketler ………..134

4.1.4.2.1. Türk Sağı ve Anti-Komünizm ………135

4.1.4.2.2. CKMP’den MHP’ye Ülkücü Hareket …………141

(12)

ix

4.1.4.2.2.2. Dokuz Işık Doktrini ……….146

4.2. Düşünce ve Eylemleriyle Solcu Öğrenci Gençliği ……….149

4.2.1. Örgütler ………151

4.2.1.1. Türkiye Millî Talebe Federasyonu ve Türkiye Millî Gençlik Teşkilatı ……….…….151

4.2.1.2. TİP Gençlik Kolları ve Fikir Kulüpleri ……….154

4.2.1.3. Fikir Kulüpleri Federasyonu ……….………157

4.2.1.4. Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu ……….…..172

4.2.1.4.1. İdeolojik Ayrışmalar ve Dergi Çevreleri ………184

4.2.1.4.1.1. Türk Solu Dergisi ………184

4.2.1.4.1.2. Aydınlık Sosyalist Dergi ……….188

4.2.1.4.1.3. Proleter Devrimci Aydınlık Dergisi …205 4.2.1.4.2. Emek Hareketlerine Katılım ……….………….221

4.2.1.4.2.1. Köylü Hareketleri ………221

4.2.1.4.2.2. İşçi Hareketleri ………226

4.2.1.5. Devrimci Öğrenci Birliği ………..234

4.2.1.6. Emek Dergisi ve Sosyalist Gençlik Örgütü ………..235

4.2.1.7. Sosyal Demokrasi Dernekleri Federasyonu ……… 239

4.2.1.8. Devrimci Doğu Kültür Ocakları ………...246

4.2.2. Eylemler ………...248

4.2.2.1. Gösteriler, Mitingler, Yürüyüşler ……….248

4.2.2.2. Boykotlar ve İşgaller ……….………296

4.2.2.2.1. Başlangıç: 1960-1968 ……….296

4.2.2.2.2. Yükseliş: Haziran 1968 ………..301

4.2.2.2.2.1. Ankara Üniversitesi ……….301

4.2.2.2.2.2. İstanbul Üniversitesi ………310

(13)

x

4.2.2.2.2.4. Diğer Yüksek Öğretim Kurumları …...326

4.2.2.2.3. Süregelen Sorunlar ve Çözüm Arayışları: 1968- 1969 Ders Yılı ………332

4.2.2.2.4. Sönümlenme: 1969-1970 Ders Yılı …………...348

4.2.2.2.5. Bitiş: 1970-1971 Ders Yılı ……….352

4.3. Düşünce ve Eylemleriyle Sağcı Öğrenci Gençliği ……….354

4.3.1. Millî Türk Talebe Birliği ……….355

4.3.1.1. Kemalist Dönem: 1960-1965……….355

4.3.1.1. Milliyetçi Muhafazakârlıktan İslâmcılığa: 1965-1971 ….358 4.3.2. Ülkücü Gençlik ………375

4.3.2.1. Ülkücü Gençlik Kuruluşları ………..375

4.3.2.1.1. Üniversiteliler Kültür Derneği ………...375

4.3.2.1.2. CKMP-MHP Gençlik Kolları ………377

4.3.2.1.3. Genç Ülkücüler Teşkilatı ………...380

4.3.2.1.4. Ülkü Ocakları Birliği ………..382

4.3.2.2. Ülkücü Gençliğin İdeolojisi ………..384

4.3.3. Hür Düşünce Kulüpleri ………392

4.3.4. Mücadele Birliği ………..393

4.4. Öğrenci Gençliği ve Siyasal Şiddet ………395

4.4.1. CKMP/MHP Kamplarında Eğitim……..………...……..395

4.4.2. Filistin Kamplarında Eğitim ………402

4.4.3. Silahlı Çatışma Ortamı ………406

4.4.4. Silahlanma Üzerine Tartışmalar ………..438

5. BÖLÜM ………446

ÖĞRENCİ HAREKETLERİNİN SERENCAMI ……….446

5.1. Silahlı Devrimci Örgütler ………...446

(14)

xi

5.1.2. Türkiye Halk Kurtuluş Parti-Cephesi ………..459

5.1.3. Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi ………..473

5.1.4. Türkiye Komünist Partisi-Marksist Leninist ………...484

5.2. 12 Mart Rejimi ve Öğrenci Hareketleriyle İlişkisi ……….495

6. BÖLÜM ……….508

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ………508

(15)

xii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. 1960-1971 Yılları Arasında Üniversite Öğrencilerinin Sayısı………. 98

Tablo 2. 1960 ve 1970 Yılları Arasında Yayınlanan Kitap, Gazete ve Süreli Yayınların Sayısı ………...99

(16)

xiii

KISALTMALAR LİSTESİ

AİTİA: Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi AÜ: Ankara Üniversitesi

AP: Adalet Partisi

ASD: Aydınlık Sosyalist Dergi

AYOTB: Ankara Yüksek Okullar Talebe Birliği BM: Birleşmiş Milletler

BYYO: Basın Yayın Yüksek Okulu

CENTO: Central Treaty Organization (Merkezî Antlaşma Teşkilatı) CHP: Cumhuriyet Halk Partisi

CIA: Central Intelligence Agency (Merkezi İstihbarat Teşkilatı) CKMP: Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi

CTF: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ÇKP: Çin Komünist Partisi

ÇYÖO: Çapa Yüksek Öğretmen Okulu DABK: Doğu Anadolu Bölge Komitesi

Dev-Genç: Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu Dev-Güç: Türkiye Devrimci Güç Birliği

DİSK: Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DÖB: Devrimci Öğrenci Birliği

DP: Demokrat Parti

DPT: Devlet Planlama Teşkilatı

DTCF: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi EÜ: Ege Üniversitesi

FF: Fen Fakültesi

FKF: Fikir Kulüpleri Federasyonu GEE: Gazi Eğitim Enstitüsü GÜT: Genç Ülkücüler Teşkilatı

(17)

xiv

GSMH: Gayri Safi Millî Hâsıla GYK: Genel Yönetim Kurulu HF: Hukuk Fakültesi

HÜ: Hacettepe Üniversitesi HDK: Hür Düşünce Kulüpleri

İstanbul İTİA: İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi

IMMÖYO: Işık Mimarlık ve Mühendislik Özel Yüksek Okulu İÜ: İstanbul Üniversitesi

OF: Orman Fakültesi

İTÜ: İstanbul Teknik Üniversitesi

İTÜTO: İstanbul Teknik Üniversitesi Teknik Okulu İYTO: İstanbul Yüksek Teknik Okulu

KMD: Komünizmle Mücadele Dernekleri KTÜ: Karadeniz Teknik Üniversitesi MBK: Milli Birlik Komitesi

MDD: Milli Demokratik Devrim MEB: Milli Eğitim Bakanlığı MGK: Milli Güvenlik Kurulu MHP: Milliyetçi Hareket Partisi MTTB: Milli Türk Talebe Birliği MYK: Merkez Yürütme Kurulu

NATO: North Atlantic Treaty Organization (Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı) ODTÜ: Ortadoğu Teknik Üniversitesi

ÜKK: Üniversiteliler Kültür Kulübü ÜKD: Üniversiteliler Kültür Derneği ÜOB: Ülkü Ocakları Birliği

PDA: Proleter Devrimci Aydınlık SBF: Siyasal Bilgiler Fakültesi

SBKP: Sovyetler Birliği Komünist Partisi SDD: Sosyal Demokrasi Derneği

SDDF: Sosyal Demokrasi Dernekleri Federasyonu SFK: Sosyalist Fikir Kulübü

(18)

xv

SKD: Sosyalist Kültür Derneği

SSCB: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği

STMA: Sosyalizm ve Toplumsal Mücadeleler Ansiklopedisi TF: Tıp Fakültesi

THKP-C: Türkiye Halk Kurtuluş Parti Cephesi THKO: Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu

TKP: Türkiye Komünist Partisi

TKP-ML: Türkiye Komünist Partisi - Marksist Leninist TİİKP: Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi

TİKKO: Türkiye İşçi Köylü Kurtuluş Ordusu TİP: Türkiye İşçi Partisi

TMGT: Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı

TMLGB: Türkiye Marksist Leninist Gençlik Birliği TMTF: Türkiye Milli Talebe Federasyonu

TÖS: Türkiye Öğretmenler Sendikası

TUSLOG: The United States Logistics Group (ABD Malzeme Deposu) Türk-İş: Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu

TSK: Türk Silahlı Kuvvetleri VF: Veteriner Fakültesi ZF: Ziraat Fakültesi

(19)

1

1. BÖLÜM

GİRİŞ

Türkiye’nin yakın tarihine damgasını vuran en önemli dinamiklerden biri, kesintilerle birlikte uzun yıllara yayılan öğrenci hareketleridir. Demokrat Parti (DP) iktidarının ilk yarısında, öğrenci gençliğinin genelinin tutumları devleti yöneten iradeyle uyumlu olmuştur. Gençliğin DP iktidarına karşı muhalefet etmeye başlaması, iktidarın üniversite, muhalefet, basın ve aydınlar üzerindeki baskısının artmasıyla birlikte ortaya çıkmıştır. Söylemleri, eylem biçimleri ve yöneldikleri hedefler açısından “öğrenci hareketi” olarak nitelendirilebilecek eylemler ise 1960 yılında ortaya çıkmıştır.

1960 gençliğinin gerçekleştirdiği eylemler yükseköğretim sisteminden duyulan rahatsızlıklara ve öğrenci sorunlarına değil, siyasal nedenlere dayanmaktadır; hedefleri rejimin demokratikleşme yönündeki kazanımlarını korumak ve DP iktidarının son bulmasıdır. Öğrenci gençliğini üniversite kampüslerinde, öğrenci yurtlarında, sokakta polisle karşı karşıya getiren protesto eylemlerinin temelinde on yıllık DP iktidarının 1950’lerin ortalarından itibaren etkisini iyiden iyiye hissettiren otoriter politikalarının birikimi vardır. Bu nedenle, 1960 gençliğini protestoya yönelten nedenleri daha iyi anlayabilmek için 1950’ler boyunca DP iktidarının dönüşümüne, üniversite camiasıyla ilişkisine, dönemin siyasal ve sosyo-kültürel gelişmelerine de odaklanmak gerekmektedir. Yoğun protesto eylemleri başladıktan yaklaşık bir buçuk ay sonra gerçekleşen 27 Mayıs Darbesi ile öğrenci hareketinin ilintisi de üzerinde durulması gereken konulardan biridir.

Askerî darbe sonrasında yaklaşık beş yıl, yükseköğrenim gençliği açısından oldukça sakin geçmiştir. Bunda 27 Mayıs sonrasında beklentilerinin büyük ölçüde karşılanmış olmasının payı vardır. Ne var ki, bir süre sonra öğrenci gençliğinde 27 Mayıs sonrası siyasal rejimi ve DP döneminin başlıca muhalefet odağı olan CHP’yi aşan eğilimler ağırlık kazanmaya

(20)

2

başlamıştır. Anayasa’nın tanıdığı hak ve özgürlüklerle canlanan basın-yayın ortamındaki çeşitlilik ve Türkiye İşçi Partisinin kuruluşunun etkisiyle, 27 Mayıs öncesinin “demokratik rejim” ve “hürriyet” talepleri, yerini rejimin sorgulanmasına bırakmış, “anti-emperyalizm” ve “sosyalizm” gibi kavramlar telaffuz edilmeye başlanmıştır. FKF/Dev-Genç, dönemin en etkin sosyalist öğrenci örgütüdür. Diğer taraftan, CKMP/MHP’nin Gençlik Kolları ile bu partinin yan örgütlenmeleri ile milliyetçilik ve MTTB ile İslâmcılık üniversite gençliğinin bir bölümünü etkisi altına alan güçlü akımlar hâline gelmiştir. Yükseköğrenim gençliği, bu dönemde 27 Mayıs öncesindeki yekpare görüntüsünün aksine, ideolojik saflara ayrılmış, bu saflar da kendi içinde ayrışmalar yaşamıştır. Üniversite öğrencilerinin içinde yetiştiği, etkilendiği ve etkilediği siyasal, sosyo-kültürel gelişmelere odaklanmak, öğrenci hareketlerinin temelinde yatan dinamiklerin ve farklı ideolojiler etrafındaki kutuplaşmanın daha iyi anlaşılmasını sağlayacaktır.

1960’ların ikinci yarısında ortaya çıkan öğrenci hareketlerinin 27 Mayıs öncesinden bir diğer farkı da, öğrencilerin toplumsal ve siyasal taleplerin yanı sıra, akademik taleplerle kampüslerde boykot ve işgal hareketleri başlatmasıdır. 1968 yazından itibaren yükseköğretim kurumlarının (fakülteler, eğitim enstitüleri, akademiler ve yüksek okullar) birçoğu, kesintiler olmakla birlikte 1971 ortalarına kadar öğrencilerin yarattığı fiilî durumlara sahne olmuştur. Boykot ve işgal hareketlerinde yer alan öğrencilerin talepleri, bu taleplerden hangilerinin karşılandığı, boykot ve işgal hareketlerini bertaraf etmek için üniversitelerin yetkili organlarınca ve hükümetçe yürütülen çalışmalar, bu araştırmanın başlıca odak noktalarından biridir.

1969 sonlarından itibaren sol ve sağ öğrenci örgütlerine mensup öğrenciler arasında yaşanan şiddet olayları boykot ve işgal eylemlerinin önüne geçmeye başlamıştır. Silahların ateşlendiği, molotof kokteyli ve dinamitlerin patlatıldığı okullarda derslere devam edebilmek için hiçbir imkân kalmamıştır. Yükseköğretim kurumlarını ve ülkeyi yönetenler, bu olaylar karşısında okulları tatil etmek dışında anlamlı bir tepki vermemiş, çözüm üretmeye çalışmamıştır. Türkiye’de yükseköğretimi derin bir krize sürükleyen yaygın siyasal şiddet bu tez çalışmasında üzerinde önemle durulan konulardan biridir. Dönemin sonunda, Türkiye tarihinde ilk kez silahlı mücadele yürüten illegal devrimci hareketler ortaya çıkmıştır. Bu örgütlenmelerin önder kadroları, öğrenci hareketlerinde aktif olarak yer alan gençlerdir. Dolayısıyla, 12 Mart öncesi öğrenci hareketleriyle 1970 sonrasında,

(21)

3

çok kısa bir sürede örgütlenip faaliyet gösteren bu hareketler arasında bir süreklilik ilişkisi bulunmaktadır. Silahlı devrimci örgütler, Türkiye öğrenci hareketleri tarihinin bir döneminin vardığı son duraktır.

1.1. Problem Durumu

Öğrenci hareketleri, yakın tarihimizin en tartışmalı konularından biridir. Bunun nedenlerinden biri, çok partili hayata geçiş sonrasında yükseköğrenim gençliğinin tarih sahnesine çıktığı her üç dönemin de siyasal fikir tartışmaları açısından zengin olması, siyasal şiddetin yoğun bir biçimde yaşanması ve ordu müdahalesiyle (27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980) son bulmasıdır. Bir diğer nedeni, öğrenci hareketlerinde yer alan bazı örgütlerin, sonraki yılların siyasal hareketlerine kaynaklık etmesi ve Türkiye’nin siyasal ve toplumsal hayatını etkilemeye günümüzde de devam etmesidir. Dolayısıyla, öğrenci hareketleri, geçmişte kalmış gibi görünse de aslında güncelliğini koruyan bir konu olarak araştırmacıların ve akademisyenlerin ilgisini çekmeye devam etmektedir. Öğrenci hareketleri, her ne kadar hakkında çok sayıda metin üretmiş olsa da, hâlâ farklı yaklaşımlarla incelenmeye açık bir konudur. Özellikle de öğrenci hareketlerini örgüt-düşünce-eylem bütünlüğü içinde karşılaştırmalı okumalara imkân tanıyacak biçimde ele alacak çalışmalara ihtiyaç vardır.

“1960 ve 1971 yılları arasında Türkiye’de meydana gelen öğrenci hareketleri nelerdir?” ana problemi üzerinden yola çıkılan bu araştırmada, şu alt problemlere yanıt aranmaya çalışılmıştır:

1. Demokrat Parti iktidarı dönemindeki siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmeler nelerdir?

2. Demokrat Parti iktidarı döneminde aydınların ve muhalefetin temel savları nelerdir?

3. Üniversite kurumunun Demokrat Parti iktidarıyla ilişkisi nasıl seyretmiştir? 4. Üniversite gençliğinin Demokrat Parti iktidarına yaklaşımı nasıl seyretmiştir? 5. 1960 yılında üniversite öğrencilerinin gerçekleştirdiği eylemlerin nedenleri ve

sonuçları nelerdir?

(22)

4

7. 1960-1971 döneminin siyasal, ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmeleri nelerdir?

8. 1960-1971 döneminin öğrenci gençliğini etkileyen siyasal ideolojiler ve hareketler nelerdir?

9. 1960-1971 döneminde faaliyet gösteren öğrenci örgütleri hangileridir? 10. 1960-1971 döneminde öğrenciler tarafından hangi dergiler yayımlanmıştır?

11. 1960-1971 döneminde öğrenciler tarafından gerçekleştirilen protesto gösterileri ve mitinglerin nedenleri ve sonuçları nelerdir?

12. 1960-1971 döneminde yükseköğretim kurumlarında meydana gelen boykot ve işgal hareketlerinin nedenleri ve sonuçları nelerdir?

13. 1960-1971 döneminde öğrenci gençliğinin işçi ve köylü hareketleriyle ilişkisi nasıl kurulmuştur?

14. 1960-1971 döneminde öğrenci hareketlerinde siyasal şiddet nasıl ortaya çıkmış ve hangi boyutlara varmıştır?

15. 1970 sonrasında, öğrenci liderleri tarafından örgütlenen illegal devrimci hareketler hangi nedenlerle ne tür faaliyetler göstermiştir?

16. 12 Mart 1971 Askerî Muhtırası’nın öğrenci hareketleri ile ilişkisi nedir?

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırma, 1960’tan 1971’e dek Türkiye’de meydana gelen öğrenci hareketlerini nedenleri ve sonuçlarıyla; ortaya çıktıkları dönemin diğer gelişmelerinden soyutlamadan, bütün bir tarihsel dönem içindeki yerini ortaya koymayı amaçlamaktadır.

1.3. Araştırmanın Önemi

Öğrenci hareketleri üzerine daha önce yapılmış olan çalışmalardan hemen hepsinin ortak özelliği, bu hareketleri yönlendiren başlıca özneler olarak sosyalist öğrencilere odaklanıp, farklı örgütlerin çatısı altında faaliyet gösteren milliyetçi/ülkücü ve İslâmcı öğrencilerin adeta yok sayılmasıdır. Bu çalışmayı önemli kılan özelliklerinden biri, milliyetçi ve İslâmcı gençliğin düşünce dünyasına ve faaliyetlerine de yer verilmiş olmasıdır. Bu özellik, karşılaştırmalı bir okumayı ve değerlendirmeyi mümkün kılmaktadır.

(23)

5

Çalışmanın bir diğer önemli tarafı, bugüne dek ağırlıklı olarak çalışılan ve araştırmacıların ilgisini en çok cezbeden dönem olan 1965-1971 döneminin, 1960’la ve 12 Mart döneminde faaliyet gösteren devrimci örgütlerle, yani öncesi ve sonrasıyla, süreklilik ve kopuş noktalarıyla birlikte ele alınmış olmasıdır.

Bu çalışmada, öğrenci hareketleri ne sadece örgütsel ne de sadece düşünsel/ideolojik açıdan ele alınmıştır. Öğrenci hareketleri örgütleri, düşünce ve pratikleriyle birlikte ortaya konmuştur. Dahası, öğrenci hareketlerinin dayandığı temel motivasyonların daha iyi kavranması için öğrenci gençliğinin yetiştiği ve siyasallaştığı bu tarihsel dönemin çeşitli yönleriyle bir bütün olarak açıklanmaya çalışılması, araştırmanın bir diğer önemidir. Öğrenci hareketleri, dönemin diğer siyasal ve toplumsal hareketlerinden yalıtılmamış; aksine siyasal partiler, dernekler, sendikalar, işçi ve köylü hareketleriyle birlikte incelenmiştir.

1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları

Öğrenci hareketlerini “gençlik hareketleri” diye okumak da mümkündür. Nitekim pek çok kaynakta, “gençlik hareketleri” ifadesi kullanılmaktadır. Bununla birlikte, kimi örgütlerin adında “öğrenci” veya “talebe” değil, “gençlik” kelimesi yer almaktadır. Kimi örgütlerin tüzüklerinde, kimi yazılarda gençlik kavramının sınırlarına -öğrenci olmayanların da dâhil olup olmaması üzerine- dair tartışmalar da mevcuttur. Ancak şu var ki, bu çalışmada incelenen faaliyetlerin öznesi olan gençlerin fakülte, enstitü, akademi ve yüksek okullarda öğrenim gören gençler olması nedeniyle, “gençlik” kavramı yerine “öğrenci” kavramı tercih edilmiştir.

Bu çalışmanın çerçevesi 1960 ve 1971 yıllarıyla sınırlı olsa da, 1960 öncesine ve 1971 sonrasına da belli ölçülerde yer vermek durumunda kalınmıştır. 1960 öncesinden bahsedilmesinin nedeni, 1960’ın aniden ortaya çıkmış bir patlama olmadığını, bir birikimin sonucu olduğunu göstermektir. 1971 sonrasındaki sürecin ele alınmasının nedeni ise, 1960’lı yılların sonlarında oluşmaya başlayan akımların evrimini ve akıbetini açıklama ihtiyacıdır. Dolayısıyla asıl ağırlığı 1960-1971 dönemi oluştursa da, esasında 1946’dan 1972’ye dek uzanan bir dönem incelenmektedir.

(24)

6

Çalışmanın sınırlılığına ilişkin belirtilmesi gereken bir diğer nokta da, Türkiye’nin ‘68 hareketleriyle Batı ülkelerindeki -Batı Avrupa ve ABD- ’68 hareketlerinin karşılaştırılmasına yer verilmeyişi, Türkiye deneyiminin dünya genelindeki yerinin saptanması gibi bir işe soyunulmamasıdır. Böylesi kapsamlı bir karşılaştırma, başlı başına bir araştırma konusu olduğu için, konuya yeterince eğilememe endişesiyle bu çalışmanın kapsamı dışında tutulmuştur.

1.5. Anahtar Kavramlar

Öğrenci Hareketleri, Gençlik Hareketleri, Aydın Hareketleri, Toplumsal Hareketler, Siyasal Tarih.

1.6. İlgili Araştırmalar

Türkiye’de öğrenci/gençlik hareketleri, 2000’li ve 2010’lu yıllarda yoğun denilebilecek bir akademik ilgiyle incelenmiştir. Osmanlı Devleti’nden 2000’li yıllara uzanan geniş dönemin farklı aralıklarını ele alan çok sayıda çalışma mevcuttur. Bu tezin konusunu doğrudan ilgilendiren akademik çalışmalardan bazıları kısaca şu konuları ele almıştır:

A Critical Perspective on the Leftist Student Movements in Turkey Between 1960 and 1971 / Yılmaz Pirli: 1995 tarihli yüksek lisans tezi, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde, Doç. Dr. Yeşim Arat danışmanlığında hazırlanmıştır. Bu çalışma, “68 kuşağı” veya “68 gençliği” olarak ifade edilen sol eğilimli öğrenci örgütleri ve eylemlerinin eleştirel olarak analiz edilmesi amacıyla yapılmıştır. Sırasıyla öğrenci hareketleri konusundaki kuramsal birikim değerlendirilmiş, öğrenci hareketleri ülkenin içinde bulunduğu koşullara paralel olarak ele alınmış, öğrenci hareketlerinin eleştirel analizi yapılırken, Fransa örneği ile karşılaştırmaya gidilmiştir.

Türkiye’de 1960-1971 Döneminde Gençlik Hareketleri / Hayati Beşirli: 1998 tarihli yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Bilim Dalında, Yrd. Doç. Dr. Serdar Sağlam danışmanlığında hazırlanmıştır. Tezde, bir sosyal baskı unsuru olarak TİP, MHP ve Dev-Genç etrafında örgütlenmiş gençlik grupları ele alınmıştır. Başlangıçta üniversite ve kamu otoritelerine yöneltilmiş muhalefetin zaman

(25)

7

içerisinde sosyalist bir düzen kurma arzusuna dönüşmesi, Marksist-Leninist gençlerin devlet güçleriyle ve kendini milliyetçi-mukaddesatçı olarak tanımlayan ülkücü gençlerle olan mücadeleleri incelenmiştir.

1970-1980 Yılları Arası Türkiye’de Öğrenci Olayları / Mahmut Bakındı: 2001 tarihli yüksek lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsünde, Doç. Dr. Temuçin Faik danışmanlığında hazırlanmıştır. Tezde, üniversitelerde meydana gelen şiddet olayları siyasal ve toplumsal nedenlerine de değinilerek kronolojik olarak incelenmiştir.

A Comperative Analysis of the 1968 Movement in Turkey / Bağış Erten: 2003 tarihli yüksek lisans tezi, Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde, Doç. Dr. Asım Karaömeroğlu danışmanlığında hazırlanmıştır. Tezde, çeşitli ülkelerdeki deneyimlerin farklılıkları ortaya konulduktan sonra Türkiye örneğine odaklanılmış, hareketin toplumsal ve siyasal yönleri vurgulanmıştır.

1965 Sonrası İslamcı Bir Öğrenci Hareketi Olarak Milli Türk Talebe Birliği / Serkan Yorgancılar: 2006 tarihli yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Bilim Dalında, Yrd. Doç. Dr. Doğan Duman danışmanlığında hazırlanmıştır. Tezde, Türkiye’nin en uzun soluklu öğrenci örgütü olan MTTB’nin 1965 yılındaki yönetim değişikliği ile büründüğü “İslamcı” çizgi 1980’e kadar incelenmiştir.

68 Kuşağı ve Din (Din Sosyolojisi Açısından Bir Neslin Analizi) / Tahir Pekasil: 2007 tarihli doktora tezi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalında, Prof. Dr. Zeki Arslantürk danışmanlığında yazılmıştır. Tezde, 68 kuşağı sol-Kemalist ve sosyalist öğrencilerle sınırlandırılmış ve bu kuşağın ideolojik görüşlerinin nasıl şekillendiği, hangi nedenlerle eyleme yöneldiği ve dine bakışı araştırılmıştır.

Demokrat Parti İktidarı Döneminde Üniversite Eğitimi (1950-1960) / Süleyman Ceylan: 2008 tarihli yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Tarih Eğitimi Bilim Dalında, Dr. Ersan Serçe danışmanlığında hazırlanmıştır. Çalışmada,

(26)

8

Demokrat Parti döneminde üniversite eğitimiyle ilgili gelişmeler, Demokrat Partinin müdahaleleri karşısında üniversitelerin siyasallaşması ve 1960 yılındaki kanlı öğrenci eylemleri ele alınmıştır.

Student Movement In Turkey From A Global Perspective, 1960-1971 / Emin Alper: 2009 tarihli doktora tezi, Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsünde, Prof. Dr. Çağlar Keyder danışmanlığında hazırlanmıştır. Çalışmada, 1960’lı yıllarda yükselen öğrenci hareketinin arkasında yatan temel toplumsal ve siyasal dinamikler araştırılmış, Türkiye örneği küresel bir bağlam içine yerleştirilmeye ve Türkiye’deki öğrenci hareketinin özellikleri gelişmiş ve gelişmekte olan ülke deneyimlerinden çıkan ideal tiplerle karşılaştırılarak anlaşılmaya çalışılmıştır.

68 Kuşağı Düşünce Yapısında Atatürk ve Atatürkçülük / Feryat Bulut: 2009 tarihli yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsünde, Doç. Dr. Kemal Arı danışmanlığında hazırlanmıştır. Tezde elde edilen bulgulara göre, 68 kuşağı, Atatürk’ün bağımsızlık ilkesinden uzaklaşıldıktan sonra ortaya çıkan sorunların Atatürkçülük anlayışıyla aşılacağını savunmaktadır.

Tanzimat’tan Cumhuriyete Türkiye’de Değişen Gençlik Hareketleri ve Milli Türk Talebe Birliği Deneyimi (1916-1980) / Erkan Çav: 2010 tarihli doktora tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniverstesi Sosyoloji Anabilim Dalında, Prof. Dr. Ali Atay danışmanlığında hazırlanmıştır. Türkiye’nin en uzun ve en kurumsal öğrenci örgütü olan MTTB, Türkiye’nin dünya sistemi ile ilişkisini ve yönetim anlayışını yansıtan bir örgüt olarak ele alınmıştır. MTTB’nin incelenmesinin kuruluş, ulus-devlet inşası ve soğuk savaş dönemleri boyunca geçirdiği toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal dönüşümlerin yakından incelenmesine imkân sağladığı belirtilmiştir. Tezin kuramsal çerçevesini Michel Foucault’nun çalışmaları oluşturmuş, iktidar ilişkileri üzerinden bir analize girişilmiştir.

Düşünce ve Pratiklerin Uluslararası Dolaşımı: 1968-1970 Yılları Arasında Türkiye’de Üniversite İşgalleri / Sezen Çilengir: 2011 tarihli yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi Bilim Dalında, Doç. Dr. Ayşen Uysal danışmanlığında hazırlanmıştır. Tezde, dönemin öğrenci hareketinde uluslararası bir

(27)

9

unsur olarak işgal ve boykotlar incelenmiş, bunların yalnızca araçsal bir rol üstlenmeyip, harekete kimliğini verdiği tespit edilmiştir.

Batı Avrupa’daki ve Türkiye’deki 68 Hareketleri’nin Karşılaştırılması / Adem Levent: 2012 tarihli yüksek lisans tezi, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset ve Sosyal Bilimler Bilim Dalında, Yrd. Doç. Dr. Selahaddin Bakan yönetiminde hazırlanmıştır. Çalışmada, Türkiye’deki 68 Hareketinin Batı Avrupa’daki 68 Hareketinin ideolojik kaynaklarından etkilenmekle birlikte, geleneksel solu temsil eden akımlardan etkilendiği ve kendine has özellikler barındırdığı saptanmıştır.

Türkiye’de Yaşanan Gençlik Hareketleri ve Öğrenci Olayları (1945-1960) / Burak Kazan: 2012 tarihli yüksek lisans tezi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalında, Yrd. Doç. Dr. Cemil Kutlu danışmanlığında hazırlanmıştır. Tezde, öğrenci gençliğinin dünyadaki gelişmelerden etkilenmeye başladıkları dönemin başlangıcı olan II. Dünya Savaşı yıllarından 1960 yılındaki öğrenci hareketlerine kadarki süreçte ülke siyasetinde ve gündeminde oynadığı rol incelenmiştir.

1960-1980 Arası Türkiye Üniversitelerindeki Öğrenci Olayları İçin Bir Kaynak Olarak Türk Basını (Cumhuriyet-Milliyet ve Tercüman Gazetesi Örnekleri) / Sefa Salih Aydemir: 2014 tarihli doktora tezi, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalında, Doç. Dr. Kadir Ulusoy danışmanlığında hazırlanmıştır. Tezde, 1960’a kadar hâkim devlet ideolojsine aykırı bir eylem içine girmeyip, 1960-1980 döneminde ülke gündemi belirleyen en önemli unsurlardan biri olan ve en büyük baskı grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin siyasal-ideolojik faaliyetleri ve bunların ulusal basına yansımaları incelenmiştir. Çalışmada, olaylara objektif yaklaşması gereken basının ideolojik saflaşmalarda pozisyon aldığı, hatta ajite edici rol oynadığı sonucuna varılmıştır.

12 Mart’tan 12 Eylül’e 68 Kuşağı Öğrenci Hareketleri / İbrahim Şahin: 2014 tarihli yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Anabilim Dalında Yrd. Doç. Dr. Türkan Başyiğit danışmanlığında yazılmıştır. Bu çalışmanın amacı “68 kuşağı öğrenci hareketleri”nin 12 Mart’tan 12 Eylül’e dek gerçekleştirdiği eylemleri ortaya koymaktır. Çalışmada, 1968 döneminde refah düzeyi yüksek ülkelerdeki öğrenci hareketleri daha çok üniversite içi

(28)

10

taleplere yönelikken, azgelişmiş ülkelerde anti-emperyalist nitelikli olduğu belirtilmiştir. Teze göre “68 hareketi”, 12 Mart sonrasında başka bir niteliğe bürünmüş, radikalleşmeye ve kitleselleşmeye başlamıştır. Yazarın literatürde ancak 1973’e kadar uzatılan “68 kuşağı öğrenci hareketleri”ni 1980’e kadar uzanan bir döneme kadar yayarak ele alması, hatalı bir dönemlendirme olmuştur. 12 Eylül öncesi dönemin öğrencileri, genellikle “78 kuşağı” olarak adlandırılmaktadır.

(29)

11

2. BÖLÜM

YÖNTEM

Nitel bir araştırma olan bu tez çalışması, tarihsel yönteme ve belgelerden yararlanma tekniğine dayalı olarak gerçekleştirilmiştir.

Nitel araştırma, Yıldırım & Şimşek (2006) tarafından “… gözlem, görüşme ve doküman analizi gibi nitel veri toplama yöntemlerinin kullanıldığı, algıların ve olayların doğal ortamda gerçekçi ve bütüncül bir biçimde ortaya konmasına yönelik nitel bir sürecin izlendiği araştırma” (s. 39) olarak tanımlanmaktadır. Nitel araştırmalar, nicel araştırmaların aksine ölçümden ziyade açıklamayı olanaklı kılacak ilişkileri açığa çıkarmayı hedeflerken, olay ve olguların gerçekleştiği durumu dikkate almayı önemser (Yıldırım & Şimşek, 2006, s. 52). Betimleme, tanımlama ve ilişkilendirme nicel verilerle değil, nitel veriler ve kavramsal çözümlemelerle gerçekleştirilmeye çalışılır (Yeşil, 2014, s. 59). Nitel araştırmanın en temel özelliklerinden biri, araştırılan olay ve olguların araştırmanın öznesi olan kişilerin bakış açıları dikkate alınarak açıklanmaya çalışılmasıdır. Araştırılan kişilerin anlam dünyası ve ortak diline vakıf olarak ele alınması, önemli bir çalışma stratejisi (Ekiz, 2009, s. 31) olarak konuya nüfuz edebilmeyi sağlar. Nitel araştırmalar, anlamaya ve yorumlamaya odaklıdır.

Nitel veriler, nicel verilerden farklı olarak standart bir yapıya sokulmaksızın, araştırmacının yaklaşımı ve yorumu doğrultusunda farklı şekillerde yapılandırılmaya uygundur (Yeşil, 2014, s. 67). Zira nitel veriler, her zihinde aynı anlamı uyandırmaz ve esnek yapısı itibarıyla araştırmacıya daha fazla söz sahibi olma olanağı sunar (Yeşil, 2014, s. 67).

(30)

12

Genelleme, nitel araştırmalar için temel bir amaç değildir. Bu tür araştırmalar için bir durumun yahut olayın derinlemesine çalışılması ve daha önce saptanmamış olan ilişkilerin sınırlı bir çerçevede anlaşılması daha çok önem taşımaktadır (Yıldırım & Şimşek, 2006, s. 57).

2.1. Araştırmanın Modeli

Bu araştırmada tarihsel yönteme başvurulmuştur. Tarihsel yöntem, geçmişte meydana gelmiş olay ve olguların araştırılmasında ya da bir problemin geçmişle olan ilişkisinin incelenmesinde kullanılır; geçmişin eleştirel bir gözle analizi, sentezi ve rapor edilmesidir. Tarihsel araştırmalar “ne idi?” sorusuna yanıt arar. Tarihsel yöntem, yalnızca tarihçiler tarafından kullanılmamaktadır, başka disiplinlerde çalışan araştırmacılar da araştırmalarını geçmişteki verilere dayandırabilir. Bu nedenle tarihsel yöntem, tüm disiplin ve bilim dallarında kullanılmaktadır. Zira, her araştırma konusunun ya da problemin, araştırmacı tarafından bilinmesi gereken bir geçmişi vardır. Dolayısıyla tarihsel yöntemi geçmişteki olay ve olguları incelemeyi başlı başına bir amaç edinen araştırmacıların kullandığı yöntem ve incelediği güncel problemin geçmişini de öğrenmek zorunluluğundaki araştırmacıların kullandığı yöntem olarak ikiye ayırmak gerekir (Kaplan, 1998, s. 53-54). Bu araştırmada, tarihsel yöntem ilk anlamıyla kullanılmıştır.

2.2. Veri Toplama Teknikleri

Bu araştırmada veri toplama tekniği olarak yazılı belgelerden yararlanılmıştır. Yazılı belgelerden yararlanma, nitel araştırmada bu araştırmada da olduğu gibi başlı başına bir teknik olarak kullanılabilmesinin yanı sıra, görüşme ve gözlemle elde edilen verileri desteklemek amacıyla da kullanılabilir (Yıldırım & Şimşek, 2006, s. 41). Yazılı belgelerden yararlanırken, öncelikle belgenin nasıl bir ortamın -siyasal, ekonomik, toplumsal koşullar- ürünü olduğu incelenmelidir. Daha sonra belgenin içeriğinin -konusu, taşıdığı mesajlar, temel öğe ve bölümleri arasındaki bağlar ve iç tutarlılığı- yorumlanmasına geçilebilir. Kuşkusuz ki bu işlem araştırmacının “damgasını taşır”, bir başka ifadeyle özneldir. Belgelerden yararlanırken başvurulabilecek bir diğer işlem, içerik çözümlemesidir. Bu, sayısal bir işlemdir. Örneğin incelenen edebiyat yapıtlarında, siyasal parti programlarında, gazetelerde ve daha pek çok türdeki yazılı belgede, hangi konuların

(31)

13

ve kavramların ne oranda yer aldığı ortaya konabilir (Arslanoğlu, 2012, s. 42-43). Bu araştırmada, içerik çözümlemesine başvurulmamıştır.

Çalışmada öncelikli olarak birincil kaynaklardan yararlanılmaya çalışılmıştır. Öğrenci hareketlerinde, öğrenci örgütleri ve dergilerinin kadrolarında yer alan önemli kişiler ve öğrenci liderleri ile dönemin önemli fikir ve siyaset insanlarının yazıları, hatıraları, biyografileri ve söyleşileri en temel kaynaklar olarak kullanılmıştır. 1956’dan 1971’e kadar uzanan zaman diliminde Milliyet gazetesinin tüm sayıları, Cumhuriyet gazetesinin birçok sayısı taranmıştır. Yine aynı yıllarda yayımlanmış olan çok sayıda dergi incelenmiştir. Bu dergilerin büyük bir kısmı ya öğrenciler tarafından ya da öğrenci örgütlerine ve siyasî partilere bağlı olarak yayımlanan “yayın organı” niteliğindeki yayınlardır.

Birincil kaynakların dışında, öğrenci/gençlik hareketlerini inceleyen kitap ve makalelere başvurulmuştur. Siyasal parti monografileri, siyasal tarih, sol hareketler ve anayasa hukuku gibi konular üzerine çok sayıda kitap ve makaleden yararlanılmıştır.

(32)

14

3. BÖLÜM

1960 YILINDA ÖĞRENCİ HAREKETİ

3.1. 1960 Gençliğinin Biçimlendiği Siyasal ve Toplumsal Koşullar

Türkiye, İkinci Dünya Savaşı sonrasında yeniden biçimlenen dünya düzenine dış politikada Batı Bloku çizgisini benimseyerek, iç politikada ise çok partili rejime geçerek biçimsel demokrasiyi kurmaya yönelik adımlarla uyum sağlamaya çalışmıştır. Türkiye, bu geçiş döneminde bir iktidar değişikliği yaşamış ve 1950-1960 yılları arasında Demokrat Parti (DP) tarafından yönetilmiştir. 1940’lı yıllar Türkiyesinin içinde bulunduğu koşulları açıklamak, DP dönemini daha iyi anlaşılır kılmak açısından önemlidir. Bu nedenle, öncelikle Türkiye’nin temelleri Soğuk Savaş yıllarında atılan ve 1960’lı yıllara devreden sorunlarının ekonomik, siyasal ve toplumsal nedenleri üzerinde durmak gerekmektedir.

3.1.1. Demokrat Parti İktidarı

Türkiye, her ne kadar II. Dünya Savaşı’na fiilen katılmasa da, cephede savaşmanın dışında savaş ekonomisi koşullarını en ağır biçimde yaşamıştır (Boratav, 2004, s. 81). Bütçenin ağırlıklı olarak savunma harcamalarına ayrılıp dışarıya karşı güçlü bir ordu, içeride de polis rejiminin kurulması, ülkeyi “otoriter bir millî şef yönetimi” altına sokmuştur (Eroğul, 1998, s. 20). Tek Parti iktidarının tabanını oluşturan, temeli Kurtuluş Savaşı yıllarında atılmış olan sivil-askerî bürokrasi ile ekonomik açıdan egemen sınıfların -genellikle kapitalizm öncesi işletme biçimlerinin ve kültür değerlerinin temsilcisi durumundaki eşraf ile burjuvazinin- koalisyonu (Timur, 2003, s. 23-24) ağır bürokratik mekanizmalarla

(33)

15

yürütülen müdahaleci politikalar nedeniyle sarsılmış ve savaş sonrasında siyasî-ekonomik liberalleşmeyi gündeme getiren gelişmelerden biri olmuştur (Ahmad, 2010, s. 26).

Savaş yıllarında izlenen ekonomi politikası toplumsal denge üzerinde hayli önemli sonuçlar meydana getirmiştir. Ordunun ihtiyaçları normal vergi gelirleriyle karşılanamadığı için enflasyonist girişimlere başvurulmuş; bir taraftan da çelişkili bir biçimde fiyatlar baskı ile kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Uygulanan bu politikanın sonucunda karaborsa ortaya çıkmış, fiyatların yeniden serbest bırakılmasıyla fiyatlar daha da artmıştır. Ekonomi politikası, spekülatif kazançlara zemin hazırlayarak bir “savaş zenginleri” zümresi yaratırken ücretli kesimleri yoksullaştırmıştır. Hükümetin ortaya çıkan bu durumla başa çıkmak için başvurduğu Varlık Vergisi, Toprak Mahsulleri Vergisi gibi olağanüstü vergiler ekonomik olarak güçlü çevreleri tedirgin etmiş ve CHP’den uzaklaştırmıştır (Timur, 2003, s. 24-25). Savaş yıllarında Müslüman-Türk burjuvazi sermaye biriktirirken, devletin müdahaleci ekonomi politikalarının iş çevrelerini muhtaç kıldığı bürokratlar da onların işlerini kolaylaştırarak spekülatif kazançların yaratıcısı olarak bu zenginleşmeden payını almıştır (Timur, 2003, s. 27).

Savaş sonrasında servetlerini parti-devlet yardımıyla artıranlar dışında hâkim sınıflar, yoksul halk kitleleri ve geniş bir aydın zümrenin desteğini yitiren CHP, toplumun geniş çevrelerince “bürokratik bir baskı aracı” olarak görülmeye başlamıştır. Demokratik rejimlerin saygınlık kazandığı bir dönemde olmanın verdiği cesaretle tek parti - tek şef rejimine karşı demokrasi isteği daha kolay dile getirilebilmiştir (Timur, 2003, s. 29). Almanya, İtalya ve Japonya’daki totaliter rejimlerin yenilgiye uğraması ve Batı demokrasilerinin elde ettiği zafer, Türkiye’nin de rotasını belirlemiştir. Stalin’in agresif dış politikası, Hükümetin Batılı güçlerin desteğine ihtiyaç duymasına yol açarak bu tercihte etkili olmuştur (Ahmad, 2010, s. 26). Bir başka görüşe (Lewis, 2000, s. 313) göre ise, dönemin iktidarı yalnızca uluslararası gelişmeler öyle gerektirdiği için demokratikleşme yoluna girmemiş, Türkiye’nin Batı dünyasında yerini alması gerektiğine dair samimi inanç da gidişatta etkili olmuştur.

Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün 1 Kasım 1944 tarihli yasama yılı açılış konuşmasında “parlamenter niteliğini” vurguladığı rejimin daha demokratik bir hâle getirileceğine dair 19 Mayıs 1945’te verdiği teminat, çok partili hayata geçiş için adımlar atılacağının ilk

(34)

16

işaretlerinden biridir. Esas dönüm noktası ise Ocak ayında Meclise sunulan Çiftçiyi Topraklandırma Yasası’dır1

(Zürcher, 2012, s. 308). Yasa teklifi, bilhassa toprak sahibi olan milletvekillerinin yoğun muhalefetiyle karşılanmıştır. Muhalefetin sözcüsü, kendisi de Aydınlı bir toprak sahibi olan Adnan Menderes’tir. Yasa, Mayıs’ta büyük tartışmalar arasında oy birliğiyle kabul edilmiştir. 7 Haziran’da eski başbakanlardan Celâl Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuat Köprülü’nün Anayasa’nın eksiksiz uygulanmasını ve demokrasinin tesis edilmesini talep eden ve Dörtlü Takrir olarak bilinen manifestoyu sunmasından birkaç ay sonra Tan ve Vatan’da eleştirel makaleleri yayımlanan Menderes, Koraltan ve Köprülü’nün CHP’den ihraç edilmesi ve sonrasında Bayar’ın da istifasıyla birlikte bir muhalefet partisi için imkân doğmuş ve 7 Ocak 1946’da DP resmen kurulmuştur (Zürcher, 2012, s. 309-311).

1947’de yapılması öngörülen genel seçim, yeni kurulan DP’nin Türkiye genelindeki örgütlenmesine fırsat tanımadan 1946 Temmuz’unda gerçekleştirilmiştir. CHP’nin 395 sandalyesine karşılık DP’nin 64 sandalye kazanabildiği bu seçimin hileli bir seçim olduğu yaygın kabul gören bir bilgi olmakla birlikte; Türkiye üzerine araştırmalarıyla tanınan akademisyen Frederick Frey, “İstanbul’daki bazı sahtekârlıklar dışında, ülkenin geri kalan kısmında (seçimler) esasında dürüst yapılmışa benziyor” tespitinde bulunmuştur (aktaran Hale, 2014, s. 128). Seçimlerde hile yapılmamış olsa bile, DP’nin Türkiye genelinde örgütlenmesine fırsat tanınmamış olması, seçimin adil olmayan koşullar altında gerçekleştiğini göstermektedir.

14 Mayıs 1950 tarihinde gerçekleştirilen, % 89.3 gibi oldukça yüksek bir katılımın söz konusu olduğu genel seçimin sonucunda, DP % 52.7 oyla (415 milletvekili) tek başına iktidara gelmiş, CHP %39.4 (69 milletvekili) oy elde etmiştir. Oy oranlarıyla milletvekili sayıları arasındaki bu orantısızlığın nedeni, yürürlükteki “liste usulü çoğunluk seçim sistemi”dir (Demirel, 2011, s. 99). Böylesi bir tablo, Türkiye’de ilk kez yaşanmaktadır. 1950 Genel Seçimi, Türk siyasetinde ve demokrasisinde bir dönüm noktasıdır.

DP, en başta bürokrasinin bir kanadının reformist niyetlerinden ürken toprak sahipleri ve özel sektörün önünün açılmasını isteyen işadamlarına cazip gelen bir parti olmakla beraber

1 Kullanılmayan devlet arazileri, dinî vakıf arazileri, sahibi belirsiz arazileri ve toprağı 500 dönümden fazla

olanlardan istimlâk edilecek arazilerin topraksız ve çok az toprağa sahip köylüye dağıtılmasını, yoğun nüfuslu bölgelerde toprağı 200 dönümden fazla olanların toprağının 3/4’üne kadar kamulaştırılabilmaesini, köylüye 20 yıllığına faizsiz borç verilmesini öngörmektedir (Zürcher, 2012, s. 309).

(35)

17

(Demirel, 2011, s. 108); bu partinin iktidara gelişi, deyim yerindeyse bir “halk hareketi” biçiminde gerçekleşmiştir. Seçim pratiğinin “sonucu önceden belli” bir formalite olmaktan çıkıp, doğrudan doğruya iktidarı tayin etmesi yurttaşların oy vermeye ilgisini artırmıştır. DP’nin daha önce görülmemiş bir yöntem izleyerek, oy toplamak için halkın “ayağına kadar” gitmesi, seçmen nezdinde olumlu etki yaratmıştır (Eroğul, 1998, s. 94). DP, iktidara gelinceye kadarki söylemini devlet müdahalesi karşısında pazarı savunan ekonomik özgürlük ile merkezin ideolojik baskısı karşısında yerel gelenekleri savunan din özgürlüğü üzerine kurarak hem egemen sınıfların hem de geniş halk kesimlerinin desteğini alabilmiştir (Keyder, 2010, s. 147). Kısaca özetlenecek olursa ağalardan köylülere, yeni ticaret burjuvazisinden hayat pahalılığı nedeniyle maddî sıkıntı çeken askerî ve sivil bürokrasiye, dindar Müslümanlardan bilhassa Varlık Vergisi nedeniyle CHP’den uzaklaşan gayrimüslimlere ve tüm bu kesimlere dek, 27 yıllık CHP yönetiminden çeşitli nedenlerle rahatsız olanlar (Lewis, 2000, s. 316) henüz siyasî hayatının çok başında olan DP’ye fırsat tanımıştır.

Mardin’e (1973, s. 184-185) göre CHP, 1946’ya değin siyasal eylem için bir araçtan fazla işlev görmemişken, 1946’dan itibaren ise kamunun siyasete katılması için bir platform hâline gelmiştir. Ancak bu dönüşüm, çevrenin Partiye yönelmesi için yeterli olmamıştır. Mardin, bu dönemde “gerçek halkçılar” - “bürokratlar” ayrımının oluşmasının seçim propagandalarının yapıldığı süreçte başladığına dikkat çeker. DP’lilerin dinî ritüellere ve camilere yoğun ilgi göstermesi, laikliğin tehlikede olduğunu öne süren protestolara yol açmış ve bu durum DP’nin çevrenin kültürü ile özdeşleştirilmesini beraberinde getirmiştir. Halbuki DP’nin dört kurucusu da en az CHP’liler kadar bürokrattır. Mardin bu durumu “ironik” olarak nitelendirir.

DP, muhalefet yıllarında popülist bir söylem benimseyerek bürokrasi ve burjuvaziden oluşan iktidar blokunun, üzerinde siyasî hâkimiyet kurduğu halkı ezdiğini ve ekonomik olarak sömürdüğünü iddia etmiş, “özgürlükler” üzerinde yoğunlaşarak sınıfsal eğilimini gizlemeyi başarmıştır. Oysa, kitleleri harekete geçiren bu hareket eskiden iktidar blokunun bir parçası olan ve olgunlaşarak bürokrasi karşısında bağımsızlığını ilan eden burjuvaziden başkası değildir. Özgürlükler üzerine kurulan bu siyasî söylem, DP’yi 1950 seçimlerinde destekleyen yasadışı Komünist Partisi de dahil olmak üzere toplumun farklı kesimlerini etkilemeyi başarmıştır (Keyder, 2010, s. 153).

(36)

18

1945 sonrasında Türkiye’yi etkisi altına almaya başlayan ekonomik gelişmeler, 1950’nin bir dönüm noktası veya kopuş olmadığını, önceki yıllarda başlamış bir sürecin icra ve yönetiminin farklı bir siyasî kadronun sorumluluğuna geçtiğini göstermektedir (Boratav, 2004, s. 15). Türkiye’nin devletçi ekonomiden, serbest pazar ekonomisine geçişi 1950’de DP’nin iktidara gelişiyle değil, İnönü hükümetinin 1947’de aldığı kararlarla başlamıştır. DP de göreve gelir gelmez liberalleşme politikalarını büyük bir kararlılıkla savunmuş ve gayretle uygulamıştır (Zürcher, 2012, s. 327).

1947 yılı kritik bir yıldır; zira ABD ile SSCB arasında savaş sırasındaki işbirliği 1947 itibarıyla ortadan kalkmış ve 12 Mart 1947’de ABD Başkanı Harry Truman tarafından Kongrede yapılan konuşmada, dünyanın iki ideolojik sisteme bölünme aşamasında olduğu ilk kez açıklanmıştır. Truman’ın adıyla anılan yeni doktrin gereği, Yunanistan ve Türkiye’ye yardım yapılması planlanmıştır. Amaç, kısa vadede bu iki ülkeyi Sovyet tehdidine karşı askerî ve ekonomik olarak güçlendirmek, uzun vadede Sovyet yayılmasını önlerken siyasal ve ekonomik bakımdan liberalizmin yaygınlaşmasını sağlamaktır (Erhan, 2001a, s. 499-501). ABD’nin Avrupa için planları bununla sınırlı değildir. Truman Doktrini doğrultusunda ABD Dışişleri Bakanı George Marshall’ın adıyla anılacak plan, Truman Doktrini’nden farklı olarak tek tek ülkeler üzerinde odaklanmamakta; tüm Avrupa’yı siyasal ve ekonomik işbirliğine sokarak bütünleşmiş bir Avrupa yaratmayı ve Sovyet ilerlemesini durdurmayı hedeflemektedir. Türkiye, yardım kapsamına, ulusal kalkınma planına ABD’nin verdiği görevler doğrultusunda bir yön çizmesi kaydıyla dahil edilmiştir (Erhan, 2001a, s. 538-540).

Savaş sonrasında uluslararası kapitalizm yeniden kurulurken, tarımı savaş koşullarından olumsuz etkilenen Avrupa’nın eski günlerine dönmesi için gereken tarım ve mineral üretimi görevi Türkiye’ye verilmiştir (Savran, 2010, s. 159). Bu modele göre, Türkiye ekonomisi yatırımlarını verimsiz fabrikalara yoğunlaştırmaktan vazgeçip, tarımda ve tarıma dayalı işlenmiş gıda üretimi endüstrisinde uzmanlaşmalıdır. Türkiye’ye önerilen bir diğer yatırım ise kamu kaynaklarının yol yapımına ve diğer alt yapı projelerine ayrılmasıdır. Pazar konusunda sıkıntılar yaşamakta olan ABD’den 15.000 traktörün yanı sıra, yol yapım makineleri de ithal edilmiştir. Traktör kullanımıyla birlikte yeni topraklar tarıma açılmış ve üretim artarken, ulaşım tarım ürünlerinin pazara girişini kolaylaşmıştır (Keyder, 2010, s. 149-150).

(37)

19

DP, iktidarının ilk döneminde (1950-1954) tarımsal üretimde önemli başarılar elde etmiştir. Çiftçiyi Topraklandırma Yasası’nın bir gereği olarak devlet arazilerinin bir kısmının topraksız köylüye dağıtılması, tarımda makineleşmenin yaygınlaşması, ürünlerin nakli ve korunması için yeni imkânların geliştirilmesi, kredi kolaylığı sağlanması, tarımsal fiyatların yükseltilmesiyle köye para akışının artırılması, Kore Savaşı nedeniyle talep arttığı için tahıl fiyatlarının yükseldiği bir dönemde Türkiye’nin tahıl ihracının artması ve hava koşullarının yardımı, DP’nin tarımsal üretimde elde ettiği başarının arkasındaki faktörlerdir. DP iktidarı tarım sektörünün yanı sıra sanayinin -halkın tüketiminde ağırlıklı yeri bulunan şeker ve dokuma gibi dalları başta olmak üzere- çeşitli dallarındaki üretim artışı ve temel yapı yatırımlarında da önemli hamleler gerçekleştirmiştir (Eroğul, 1989, s. 141-142).

DP’nin ekonomi politikaları zenginleşmek isteyen ticaret burjuvazisi ile Ege ve Akdeniz’deki büyük ve küçük toprak sahiplerinin yararına olacak şekilde oluşturulmuştur. DP’nin 1950 seçiminde, özellikle ülkenin batısındaki sosyo-ekonomik açıdan gelişmiş ve büyük nüfuslu illerden yoğun oy alması bu durumun göstergesidir. Azgelişmiş yörelerde ise CHP gücünü korumuştur; zira DP bu parti ile bölge eşrafı ve toprak sahipleri arasındaki bağı zayıflatmakla birlikte tamamen kıramamıştır. Bu şekilde oluşan oy dağılımı 1954 ve 1957 seçimlerinde de söz konusu olacaktır. Fakat şunu da belirtmek gerekir ki, iş çevreleri ve büyük toprak sahiplerinin çıkarları DP’de ağırlıklı olarak temsil edilse de, –elbette serbest pazar ekonomisinin elverdiği ölçüde- ne işçi ve köylüye verilen değeri azaltmış ne de bu kesimler nezdinde DP’nin itibarından bir şey eksiltmiştir. DP, sadece belli kesimlere hitap etmeyen bir “kitle partisi” imajını korumak için özen göstermiştir (Demirel, 2011, s. 110).

DP, tarımı ekonomi politikasının merkezine oturtmuştur; ancak uzun vadeli sonuçların alınabileceği altyapı çalışmalarına yönelmek yerine çabuk sonuç almaya odaklanıp ürün artışıyla ilgilenmiştir. Nüfusunun %80’i tarımla uğraşan ve GSMH’sinin %50-55’ini tarımdan elde eden Türkiye’de, bu politika kısa vadede çok başarılı olmuştur. Üretim artışının %7’si ıslah çalışmaları, %36’sı ekim alanlarının gelişmesi, %32’si hava koşulları, %10’u makinalaşma, %10’u taşımacılıktan kaynaklanmıştır (Ahmad, 2010, s. 174).

(38)

20

DP en önemli başarılarını elde ettiği tarım sektöründe köylünün yaşantısında önemli değişiklikler yaratmış olmakla birlikte, uyguladığı politikalar mülkiyet ilişkilerine dokunmamış, hatta bu ilişkileri daha da derinleştirmiştir. Çiftçiye sağlanan kolaylıklar küçük köylüden çok büyük toprak sahiplerine yaramış, ağaların kapitalist çiftçiler hâline gelmesine yardım etmiştir. Büyük toprak sahipleri yalnızca niceliksel olarak değil niteliksel olarak da güçlenmiştir (Yerasimos, 1980, s. 730; Eroğul, 1998, s. 145). Dahası etkili bir vergilendirme sistemi getirilmediği için tarımdaki yeni kapitalistlerin kazancı sanayi sektörüne aktarılamamıştır. Tarımda makineleşmenin yerli sanayiye değil, ithalata dayalı olması ekonominin dışa bağımlılığını artırmış1; tarımsal kredi ve fiyat artışı enflasyonist bir baskı oluşturmuştur. 1954 sonrasında büyük bir sorun hâline gelen enflasyonun temelleri bu dönemde atılmıştır (Eroğul, 1998, s. 145). Tarımdaki gelişmeye güvenerek yapılan plansız yatırımlaınr, planlı ekonomiyi savunan aydınları DP’den uzaklaştırdığına dikkat çeken (Erhan, 2001a), Marshall Yardımı’nın Türkiye’deki uzun vadeli sonuçlarını şöyle özetler: “(…) Türkiye’nin beklediğinden daha az yardım gönderildi. Bu yardımların kullanım alanlarının ve genel olarak Türk ekonomisinin temel hedeflerinin Amerikalılarca belirlenmesi sonucunda, Truman Doktriniyle gelen yardımlar gibi Marshall yardımları da 1950’lerin başlangıcından itibaren Türkiye’nin her alanda dışa bağımlı hale gelmesine doğru giden yolda önemli bir kilometre taşı oldu.” (s. 542).

Artan ithalat için döviz bulma sıkıntısının baş göstermesi, borçlanma ve kredi olanaklarının gittikçe zorlaşması, dünyada tarım ürünlerinin fiyatları düşer ve tarım ürünleri ithaline talep azalırken yurt içinde buğday taban fiyatlarının yüksek tutulması, ithalat sıkıntısı nedeniyle üretimin yavaşlaması, IMF tarafından dayatılan standart politikalara direnilmesi sonucunda enflasyonun artması ve kamu harcamalarının bütçeye getirdiği yük sonucunda ortaya çıkan ekonomik krizin etkileri 1954’ten itibaren ciddî bir biçimde hissedilmeye başlamıştır. Fiyatlar artmış, birçok önemli mal piyasada bulunamaz olmuş; tarım makinalarına yedek parça ithal edilememesi ve kötü hava koşulları gibi nedenlerle, Türkiye tarihinde ilk kez buğday ithal etmek zorunda kalmıştır 2

(Demirel, 2011, s. 251-252). DP iktidarının bu çalışma açısından asıl önem teşkil eden özelliği, başta CHP olmak üzere muhalefet, bürokrasi, basın ve üniversite üzerinde kurduğu baskıdır. Bu baskının

1 Marshall Yardımı ile verilen miktar, uzun vadede ABD’ye geri dönmüştür (Erhan, 2001a, s. 542).

2 Time dergisi 1955’te ABD’li bir görevlinin “Türklerin 50 yıllık ilerlemeyi 5 yıla sığdırmaya çalıştıkları

fakat bunu yapacak ekonomik altyapıdan yoksun oldukları” değerlendirmesine yer vermiş; 1958’de kapağına taşıdığı Menderes’i “sabırsız mimar/inşacı” olarak nitelendirmiştir (Time’dan aktaran Demirel, 2011, s. 252).

(39)

21

kurulmasında, 1954 seçimindeki ilk seçimin başarısını da aşan oy oranının payı büyüktür. DP’nin bu seçim sonrasında TBMM’deki temsil gücü artmış, elde edilen başarı dört yıllık icraatının seçmen nezdinde olumlanması olarak değerlendirilmiştir. Hatta çoğunluğun oyunu elde etmiş olmak tartışılmaz bir meşruiyet ve yetki için yeterli görülmüştür. Otoriterleşmenin bir diğer nedeni de ekonomideki kötü gidişattır. İktidar, dozu artan eleştirileri baskıyla sindirmeye çalışmıştır. DP, etkili denetim mekanizmalarının bulunmamasının verdiği avantajla, muhalefet yıllarında eleştirdiği şeyleri kendi iktidarında uygulamıştır. Tek Parti yıllarının bir özelliği olan iktidar partisi örgütüyle devlet aygıtının organik bağı DP’li yıllarda da neredeyse aynen devam ederken, 1950 öncesinin eleştirilen yasaları kaldırılmak bir yana daha da ağırlaştırılmıştır.

DP’nin iktidara gelmeden önceki vaatlerine örnek olarak, Celal Bayar’ın 15.07.1946 tarihli İzmir konuşmasında, DP’nin vatandaşların hak ve özgürlüklerini güvence altına almak üzere yola çıkan bir parti olduğunu açıklarken sarfettiği şu sözlere bakılabilir: “... Bu devir, demokratik hak ve hürriyetlerin kökleşmesi devri olacaktır… Vatandaşların siyasi hakları, tam bir teminat altında ve dokunulmaz bir halde ise, hiç şüphe etmeyiniz; o memlekette milli irade hâkimdir. (…) karşımızdakilerin aksine olarak, milletimizin olgunluğuna inanıyoruz ve kuvveti hak olarak değil, fakat hakkı en büyük kuvvet olarak tanıyoruz.” (Vatan’dan aktaran Aksoy, 1957b, s. 10). Adnan Menderes ise, 13.06.1946 tarihli Aydın/Yenipazar konuşmasında, iktidara geldikleri zaman vatandaşların hak ve özgürlüklerini sınırlandıran anti-demokratik yasaları kaldıracaklarına dair söz vermiştir: “… Failhakika bu gibi kanunlar, ne olursa olsun kaldırılacaktır. Çünkü Türk Milletinin kararının bu merkezde olduğu artık inkâr edilemez bir hakikat olarak ortada durmaktadır.” (Vatan’dan aktaran Aksoy, 1957b, s. 10). Menderes, yine aynı konuyla ilgili olarak, 2 Şubat 1947 tarihli açıklamasında, Anayasa’nın ruhuna ve lafzına, dolayısıyla vatandaşlık haklarını tamamıyla güvence altına alma esasına aykırı tüm yasaların kaldırılmasını ve hukuk devletinin kurulmasını savunduklarını belirtmiştir (Demokrat İzmir’den aktaran Aksoy, 1957b, s. 10).

DP iktidarının tipik özelliklerinden biri, ne kadar anti-demokratik olursa olsun, imza attığı her türlü uygulamayı “millî irade”ye dayandırmaktır. DP yönetimi, serbest seçimlerde oyların çoğunu kazanmış bir parti olarak millî iradeyi temsil ettiklerini ve milletin verdiği bu yetkiye dayanarak gerekli gördükleri her türlü tedbir ve uygulamayı hayata

Şekil

Tablo 1: 1960-1971 Yılları Arasında Üniversite Öğrencilerinin Sayısı
Tablo  2:  1960  ve  1970  Yılları  Arasında  Yayınlanan  Kitap,  Gazete  ve  Süreli  Yayınların

Referanslar

Benzer Belgeler

Goblet hücre kaybı açısından bazal grup ile diğer gruplar karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı farklılık grup 2a, 2b, 3a ve 4a arasında

For this purpose, the hypothesis of “The differences in the didactic originated, observed misconceptions between the primary school stu- dents of the selected schools resulted from

and Robert, C., Removal of CI Basic Green 4 (Malachite Green) from aqueous solutions by adsorption using cyclodextrin-based adsorbent: Kinetic and equi- librium studies..

Uzamış paravertebral kas ekartasyonuna bağlı gelişen postoperatif bel ağrılarının tedavisinde soğuk kompresyon uygulaması basit, ucuz, güvenli ve etkili bir

A Case of Nephrotic Syndrome Presenting With Pulmonary Embolus in a Kidney Transplant Patient Merve Korkmaz 1 , Eda Kaya 2 , Alican Karakoç 1 , Sinan Trabulus 3 ,

Folklor ve Edebiyat Araştırmaları kitabının üçüncü kısmı ise Muharrem Kasımlı’nın Azerbaycan folkloru, Dede Korkut, Fuzulî ve âşık edebiyatının

Didüm ey dil neden oldun nalan Suziş ü derdini itme pinhan Didi ey garka-i bahr-i ‘ işyan B öyle bi-hude gezer m i insan Hem-dem-i şahid-i ‘ aşk pak ola Şevk-ı bezminde

Serviks kanseri tanısı ile toplam 280 hasta te- davi edilmiş, bunlardan 134 tanesi adjuvan, 146 tanesi primer, en- dometrium kanseri tanısı ile refere edilen 320 hastanın ise 62 tanesi