• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliği ülkelerinde ve Türkiye'de zorunlu eğitim

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Avrupa Birliği ülkelerinde ve Türkiye'de zorunlu eğitim"

Copied!
216
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Savaş AYDIN

İnönü Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Lisansüstü Eğitim-Öğretim ve Sınav

Yönergesi’nin

Eğitim Bilimleri

Anabilim Dalı İçin Öngördüğü

BİLİM UZMANLIĞI TEZİ

Olarak Hazırlanmıştır.

Malatya

Şubat, 2006

(2)

II

Bu çalışma, jürimiz tarafından Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı (Eğitim Yönetimi ve Denetimi Bilim Dalı)’nda BİLİM UZMANLIĞI TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Başkan : ………..

Üye : ………..

Üye : ………..

ONAY

Yukarıdaki imzaların adı geçen öğretim üyelerine ait olduğunu onaylarım.

……./……/2006

(3)

V irdelenmesi amaçlanmıştır.

Bu amaçla, Avrupa Birliği Ülkelerinden Almanya, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere (Galler, Kuzey İrlanda), İspanya, İsveç ve Yunanistan ile Türkiye’de zorunlu eğitim, varolduğu biçimiyle ele alınmıştır. Bu yönüyle çalışma, betimsel bir araştırmadır.

Araştırmada elde edilen bulguların bazıları şunlardır:

1. Zorunlu eğitimin süresi Danimarka, İsveç ve Yunanistan'da 9, Fransa

ve İspanya’da 10, İngiltere’de 11, Almanya ve Hollanda’da 12 yıldır. Bu özelliğiyle en uzun zorunlu eğitim süresi Almanya ve Hollanda’dadır.

2. Almanya, İsveç ve Yunanistan’da zorunlu eğitim düzeyindeki bütün

öğrencilerin okul materyalleri ailelerin maddi durumlarına bakılmaksızın devlet tarafından karşılanır.

3. İspanya’da zorunlu eğitim düzeyinde maddi durumu iyi olmayan ailelerin

çocuklarının eğitim giderleri devlet tarafından karşılanır.

4. Fransa’da okulöncesi eğitim zorunlu eğitim içinde yer alırken, Almanya,

Danimarka, Hollanda, İsveç, İspanya ve Yunanistan’da zorunlu eğitim içinde yer almaz.

5. Hollanda ve İspanya’da din dersi zorunlu değildir. Ancak, Almanya,

(4)

VI

7. Türkiye’de Zorunlu Eğitimin süresi 8 yıldır.Türkiye’deki Zorunlu Eğitimin

süresi Avrupa Birliği Ülkelerinden daha azdır.

8. Türkiye’deki rehberlik ve yönlendirme faaliyetleri Avrupa Birliği

Ülkelerindeki kadar işlevsel görülmemektedir.

9. Türkiye’deki eğitim sisteminin yapısı merkeziyetçi bir durum arz

etmektedir.

(5)

VII

To achieve this goal, compulsory education systems of European Union Countries (Germany, Denmark, France, Holland, England (Wales and Northern Ireland), Spain, Sweden and Greece) and Turkey has been studied as it exists in these countries. From this point of view, this is a descriptive study.

Some of the findings of the study are;

1. The duration of compulsory education is 9 years in Denmark, Sweden and Greece, 10 years in France and Spain, 12 years in Germany and Holland. Germany and Holland have the longest compulsory education.

2. The government pays for the school materials of students in Germany, Sweden and Greece without considering their economical situation.

3. In Spain government pays for the expenses of poor students who attend compulsory education.

4. Pre-school education is compulsory in France but it is compulsory in Germany, Denmark, Holland, Sweden, Spain and Greece.

5. Religion is not compulsory in Holland and Spain but it is compulsory in Germany, Denmark, France, Sweden and Greece.

6. The most important lessons of compulsory education in these countries are; countries language, maths and science.

In Turkey

7. Compulsory education is 8 years in Turkey. The duration of compulsory education in Turkey is less than the duration of compulsory education in European Countries.

(6)
(7)

XV

1. Almanya’daki okul,öğretmen ve öğrenci sayısı ……….……...……. 32

2. Almanya’daki özel okul ve öğrenci sayısı ………...32

3. Danimarka’da sınıf düzeylerine göre dersler ve saatleri ………... 43

4. Danimarka’daki okul,öğretmen ve öğrenci sayıları ………... 52

5. Fransa’daki öğrenci sayısı ……….. 53

6. Fransa İlkokul Ders Çizelgesi ………... 60

7. Fransa Kolej Ders Çizelgesi ………... 62

8. Hollanda’daki ilköğretim öğrenci sayıları ……….. 70

9. Hollanda’da temel ortaöğretim ders bazında tavsiye edilen ders saati sayıları…...72

10. İngiltere ve Galler’de yaşa göre kademe ve sınıf dağılımı ………... 85

11. Kuzey İrlanda’da yaşa göre kademe ve sınıf dağılımı ………...……… 86

12. İngiltere’deki İngilizce dersinin hedefleri ………...96

13. İngiltere’deki matematik dersinin hedefleri ………96

14. İngiltere’deki fen dersinin hedefleri ……….. 96

15. Galler’deki galce dersinin hedefleri ……… 97

16. İspanya’daki haftalık ders çizelgesi (2003-2004 eğitim-öğretim yılı) ………. 110

17. İspanya’da İlköğretimde alt kademelere göre ana programın saatleri ………. 114

18. İspanya’da Alt kademe, alan ve Özerk İdareye göre ilköğretimde ders saatleri…………115

19. İspanya’da Alt kademe, alan ve Özerk İdareye göre ilköğretimde yıllık ders saatleri …..116

20. İspanya’da Alt kademe, alan ve Özerk İdarelere göre ilköğretimde yıllık ders dağılımı..117

21. Yunanistan’da öğrenci sayısına göre öğretmen sayısı ………...145

22. Yunanistan’da İlkokullarda her sınıf için haftalık ders dağılım çizelgesi ……….151

23. Yunanistan’da günlük ders çizelgesi ……… 152

24. Yunanistan’da okul, öğrenci ve öğretmen sayıları ………... 159

(8)

XVI

29.Yunanistan’da müzik eğitimi veren gymnasialar için zaman çizel. (2000-01) ………….170 30.Türkiye’deki ilköğretim not sistemi ………. 188

(9)

III

Zorunlu Eğitim” başlıklı bu çalışmanın, bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın tarafımdan yazıldığını ve yaralandığım bütün yapıtların hem metin içinde, hem de kaynakçada yöntemine uygun biçimde gösterilenlerden oluştuğunu belirtir, bunu onurumla doğrularım.

(10)

Dünyadaki eğitim sistemlerine baktığımızda ülkelerin en çok zorunlu eğitim basamağı üzerinde durduğu göze çarpmaktadır. Bu araştırmada eğitimin ve zorunlu eğitimin ne olduğu girmeye çalıştığımız Avrupa Birliğine bağlı ülkelerde zorunlu eğitim sisteminin nasıl işlediği irdelenmeye çalışılmış ve bunun ülkemiz eğitim sistemine bir ışık tutması amaçlanmıştır.

Bu çalışmanın yürütülmesi ve araştırma raporunun hazırlanmasında pek çok kişinin emeği geçmiştir.Emeği geçenleri anmak bana mutluluk verecektir.

Ders aşamasında değişik görüşleri ve özgün fikirlerinden yararlandığım Prof.Dr. Battal ASLAN’a, Prof.Dr. Mualla Bilgin AKSU’ya, Doç.Dr. Burhanettin DÖNMEZ’e, Yrd.Doç.Dr. Mehmet ÜSTÜNER’e, Yrd.Doç.Dr. Mahire ASLAN’a teşekkür ederim.

Manevi desteğini her an duyumsadığım ve çalışmanın her aşamasında beni yüreklendiren hocam Yrd.Doç.Dr. Sevim ÖZTÜRK’e teşekkür ederim.

Araştırmanın konusunun belirlenmesi, yürütülmesi ve raporun yazılması sürecinde benden hiçbir zaman bilgisini ve sıcaklığını esirgemeyen danışmanım Yrd.Doç.Dr. Necdet KONAN’a teşekkürün az olacağı kanısındayım.

Kuşkusuz, araştırmanın tüm sorumluluğu araştırmacıya aittir.

Malatya, Şubat 2006 Savaş AYDIN

(11)

IX ÖNSÖZ ...IV ÖZET ………....V ABSTRACT ………...VII İÇİNDEKİLER ...IX ÇİZELGELER………XV BÖLÜM I GİRİŞ ...1 1.1 Problem Durumu... 1 1.2 Problem Cümlesi... 9 1.3 Alt Problemler ... 9 1.4 Sayıltılar ...10 1.5 Sınırlama...10 1.6 Tanımlar ………..………...……10 II İLGİLİ ARAŞTIRMALAR ...11 III YÖNTEM ...20 IV BULGULAR VE YORUM... 21

4.1 Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar ...21

4.1.1 Almanya ………..21

4.1.1.1 Tarihsel Bakış ……….………..21

4.1.1.2 Süregelen tartışmalar ……….…….. 23

4.1.1.3 Özel Yasal Çerçeve ………..…… 23

4.1.1.4 Genel Amaçlar ………...… 23

(12)

X

4.1.1.7 Öğrenci Ailelerine Mali Destek ………..……..…26

4.1.1.7.1 Öğretim Yardımları ………....…..……..…26

4.1.1.7.2 Okul Ulaşımı ………...…....….……..…26

4.1.1.7.3 Öğrenciler İçin Kaza Sigortası ………...27

4.1.1.7.4 Yaş Düzeyleri ve Öğrencilerin Gruplandırılması …. 27 4.1.1.8 Eğitim Öğretim Süresinin Düzenlenmesi ……… 27

4.1.1.8.1 Eğitim Öğretim Yılının Düzenlenmesi ………. 28

4.1.1.8.2 Haftalık ve Günlük Ders Çizelgesi ………....28

4.1.1.8.3 Okul Saatleri Dışında Çocukların Bakımı…...……...28

4.1.1.8.4 Program, Dersler, Ders Saatleri ……….…....29

4.1.1.8.5 Dersler ……….………….. 29

4.1.1.8.6 Takviye eğitimi (Förderunterricht) ………... 29

4.1.1.8.7 Karma Yetenek Sınıflarında Özel Eğitim Desteği ...29

4.1.1.8.8 Öğretim Yöntem ve Malzemeleri ……….…….30

4.1.1.9 Öğrencilerin Değerlendirilmesi ………30

4.1.1.9.1 Diploma ……….30

4.1.1.10 Eğitsel Rehberlik ………....31

4.1.1.10.1 Okul Rehberlik Hizmetleri ………...31

4.1.1.10.2 Okul Sağlık Hizmeti ………31

4.1.1.10.3 Psikolojik Danışmanlık ………....31

4.1.1.10.4 Kurumsal Çeşitlilik ve Alternatif Yapılar ………....32

4.1.1.10.5 İstatistikler ………..…...……..32

4.1.2 Danimarka ………...33

4.1.2.1 Tarihsel Bakış ………...33

4.1.2.2 Özel Yasal Çerçeve ………...36

4.1.2.3 Kurum Türleri ………...……37

4.1.2.4 Folkeskole ……….37

4.1.2.5 Özel Okullar ………...…………...……...38

4.1.2.6 Kabul Şartları ………..……...……...39

4.1.2.7 Düzeyler ve Yaş Grupları ……….40

4.1.2.8 Genel Hedefler ………..40

4.1.2.9 Program, Dersler, Ders saatleri………..40

4.1.2.9.1 Program Geliştirme Süreci ……….40

4.1.2.9.2 Folkeskole’da Okutulan Dersler ………41

4.1.2.9.3 Zorunlu Dersler ve Konular ………...41

4.1.2.9.4 Seçmeli Dersler ve Konular ………...42

4.1.2.10 Dil Öğretimi ………42

4.1.2.10.1 Göçmenler İçin Dil Öğretimi ………….…………..43

4.1.2.10.2 Yabancı Dil Öğretimi ………...…..44

4.1.2.10.3 Yöntemler ………44

4.1.2.11 Öğrencilerin Değerlendirilmesi ………..45

4.1.2.11.1 Sürekli Değerlendirme ……….45

(13)

XI 4.1.2.11.6.2 Efterskole ………..50 4.1.2.11.6.3 Gençlik Okulları ………....51 4.1.2.11.6.4 Köprü Dersler ………51 4.1.2.11.7 İstatistikler ………...52 4.1.3 Fransa ………..52

4.1.3.1 Öğrenci Sayıları ( Binler) ……….52

4.1.3.2 Okulların Sayısı ………53

4.1.3.3 Tarihsel Bakış ………...53

4.1.3.4 Yasama İle İlgili Yapı ………...54

4.1.3.5 Kurum Çeşitleri ………54

4.1.3.6 Giriş Şartları ……….55

4.1.3.6.1 Yaş Seviyeleri ve Gruplandırma ………...55

4.1.3.6.2 Yaşa Göre Sınıf Gruplarının Ayrılması ……….55

4.1.3.7 Eğitim Basamakları ………..55

4.1.3.7.1 Okul Öncesi Eğitim ………...56

4.1.3.7.2 İlköğretim ………...58

4.1.3.7.3 Ortaöğretim ………60

4.1.3.7.3.1 Ortaöğretim I. Devre ……….…..61

4.1.3.7.3.2 Ortaöğretim II. Devre ………..64

4.1.3.7.3.2.1 Genel ve Teknik Liseler ………...64

4.1.3.7.3.2.2 Meslek Liseleri ………65 4.1.4 Hollanda ………..66 4.1.4.1 İlköğretim ……….67 4.1.4.1.1 Değerlendirme ………...70 4.1.4.1.2 İstatistikler ……….70 4.1.4.2 Ortaöğretim ………...71 4.1.4.2.1 Ortaöğretimin İlk Aşaması ………73 4.1.4.2.1.1 Gelecekteki Yenilikler ……….73 4.1.4.2.1.2 Derslerin Türü ve Süresi ………….74

4.1.4.3 Ortaöğretim Okullarına Giriş Şartları ………..75

4.1.4.3.1 Seviyeler ve Gruplandırma ………75 4.1.4.3.1.1 Branşlaşma ……….…….76 4.1.5 İngiltere ………77 4.1.5.1 İlköğretim ……….77 4.1.5.1.1 Tarihsel Bakış ………...77 4.1.5.1.1.1 İngiltere ve Galler ………...77 4.1.5.1.1.2 Kuzey İrlanda ……….….78 4.1.5.2 Genel Amaçlar ………. 78 4.1.5.2.1 Kuzey İrlanda ……….…………79

4.1.5.3 Kabul Gereklilikleri ve Okul Tercihi ………79

4.1.5.3.1 Genel Kabul Gereklilikleri: İngiltere ve Galler …….79

4.1.5.3.2 İngiltere ………..80

(14)

XII

4.1.5.6 Program, Dersler ve Ders Saatleri ………86

4.1.5.6.1 İngiltere ve Galler’de Eğitim Programı ………….…87

4.1.5.6.2 Ulusal Program: İngiltere ve Galler ………...87

4.1.5.7 İngiltere ve Galler Eğitim Sisteminde Ortak Gereklilikler …...88

4.1.5.8 Ders konuları: İngiltere ve Galler ……….89

4.1.5.8.1 Vatandaşlık, Kişilik, Toplum ve Sağlık Eğitimi….…89 4.1.5.8.2 Din eğitimi ve Toplu İbadet: İngiltere ve Galler …...89

4.1.5.8.3 Kuzey İrlanda………..90

4.1.5.9 Konu alanları ve zorunlu dersler: Kuzey İrlanda………...91

4.1.5.9.1 Eğitim Programı: Kuzey İrlanda……….…92

4.1.5.9.2 Din eğitimi: Kuzey İrlanda……….…92

4.1.5.10 Öğretim Yöntemleri ve Materyalleri ………..93

4.1.5.11 Öğrencilerin Değerlendirilmesi ………..…94

4.1.5.11.1 Okula Girişte Yapılan Değerlendirme…………..…95

4.1.5.12 Ulusal Prog. Ulaşılması Amaç. Hedefler ve Düzey Açık. ….95 4.1.5.12.1 Ulaşılması Amaçlanan Hedefler………..….95

4.1.6 İspanya ……….97

4.1.6.1 İlköğretim……….….97

4.1.6.1.1 Tarihsel Bakış……….98

4.1.6.1.2 Süregelen Tartışma……….99

4.1.6.1.3 Özel Yasal Çerçeve ………..100

4.1.6.1.4 Genel Amaçlar ……….101

4.1.6.2 Coğrafi Erişilebilirlik ………..104

4.1.6.3 Kabul Şartları ve Okul Seçimi ………105

4.1.6.4 Öğrenci Aileleri İçin Maddi Destek ………...106

4.1.6.5 Yaş Grupları ve Öğrencilerin Gruplanması ………108

4.1.6.6 Ders Saatlerinin Düzenlenmesi ………...109

4.1.6.7 Eğitim Öğretim Yılının Düzenlenmesi ………...109

4.1.6.8 Haftalık ve Günlük Ders Çizelgesi ……….110

4.1.6.9 Program,Dersler Ve Ders Saatleri………...111

4.1.6.9.1 Müfredat Programının Hazırlanması ………...111

4.1.6.9.2 Konu alanları ………...112

4.1.6.9.3 Zaman Çizelgeleri ………113

4.1.6.9.4 Zaman Çizelgeleri (I)………115

4.1.6.9.5 Zaman çizelgeleri (II) ………..116

4.1.6.9.6 Zaman çizelgeleri (III)………..117

4.1.6.10 Öğretim Yöntem ve Materyalleri………...117

4.1.6.11 Öğrencilerin Değerlendirilmesi ………119

4.1.6.11.1 Öğrencilerin İlerlemesinin Değerlendirilmesi …...121

4.1.6.11.2 Belgelendirme ………122

4.1.6.12 Eğitim Rehberliği ……….122

4.1.7 İsveç ……….………..126

(15)

XIII

4.1.7.6 Okulun Yönetsel Yapısı ………..130

4.1.7.7 Özel Yasal Çerçeve………..130

4.1.7.8 Genel Amaçlar ………131

4.1.7.9 Coğrafi Erişilebilirlik ……….132

4.1.7.10 Kabul Gereklilikleri ve Okul Seçimi ………132

4.1.7.11 Öğrenci Aileleri İçin Mali Destek ………...134

4.1.7.12 Yaş Düzeyleri ve Öğrencilerin Gruplanması ………134

4.1.7.13 Okul Saatlerinin Planlanması ………...134

4.1.7.14 Eğitim-Öğretim Yılının Planlanması ………..135

4.1.7.14.1 Haftalık ve Günlük Ders Çizelgeleri ……….135

4.1.7.14.2 Program, Dersler, Ders Saatleri ……….135

4.1.7.15 Öğretim Yöntemleri ve Materyalleri ………137

4.1.7.16 Öğrencilerin Değerlendirilmesi ………137

4.1.7. 16.1 Diploma ………138

4.1.7.17 Eğitim Rehberliği ……….138

4.1.7.18 Bağımsız Eğitim ………...139

4.1.7.19 Kurumsal Değişiklikler ve Alternatif Yapılar ………..140

4.1.7.19.1 Sami Okulları ……….141 4.1.7.20 İstatistikler ………141 4.1.7.21 Personel ………142 4.1.7.22 Bilgisayar Donanımı ………...142 4.1.8 Yunanistan ……….143 4.1.8.1 İlköğretim ……….…………..143 4.1.8.1.1 Tarihsel Bakış ……….….143

4.1.8.1.2 Özel Yasal Çerçeve ……….143

4.1.8.1.3 Kurum Tipleri ………..144

4.1.8.1.3.1 İlkokullar ………..….144

4.1.8.1.3.1.1 Deneysel İlkokullar ………...….146

4.1.8.1.3.1.2 Tam Gün Eğitim Veren İlkokul. 147 4.1.8.1.4 İkinci Şans Okulları ………...147

4.1.8.1.4.1 Kabul Gereklilikleri ……….148

4.1.8.1.5 Deneysel Okullara Kayıt ………..148

4.1.8.1.6 Tüm Gün Eğitim Veren İlkokullara Kayıt İşlemleri.148 4.1.8.1.7 Düzey ve Yaş Grupları ………...…….149

4.1.8.1.8 İlkokulun Genel Amacı ……….……..149

4.1.8.1.9 Program ve Takvim ……….…150

4.1.8.1.10 Öğretim Yöntemleri ……….….153

4.1.8.1.11 Öğrencilerin Değerlendirilmesi ……….153

4.1.8.1.11.1 Değerlendirmenin Amacı ve Önemi …...153

4.1.8.1.11.2 Değerlendirme Süreci ………...….154

4.1.8.1.11.3 Not Çizelgesi ………...155

4.1.8.1.12 Eğitim Toplantıları, Veli Görüşmeleri………156

(16)

XIV

4.1.8.2 Orta öğretim ……….……….…..161

4.1.8.2.1 Tarihsel bakış ……….…………..161

4.1.8.2.2 Özel Yasal Çerçeve ……….….161

4.1.8.2.3 Orta Öğretimin Yapısıyla İlgili Genel Bilgiler ……161

4.1.8.2.4 Orta Öğretimin Birinci Kademesi: Gymnasio …...164

4.1.8.2.4.1 Gymnasio………...164

4.1.8.2.4.1.1 Kabul Gereklilikleri …….……..164

4.1.8.2.4.1.2 Düzey ve Yaş Grupları ………..165

4.1.8.2.4.1.3 Çalışma Alanları, Alan seçimi....165

4.1.8.2.4.1.4 Gymnasio’nun Genel Amacı ..…165

4.1.8.2.4.1.5 Programlar,Dersler,Ders saatleri.166 4.1.8.2.4.1.6 Öğretim Yöntemleri …………..167

4.1.8.2.4.1.7 Öğrencilerin Değerlendirilmesi...171

4.2 İkinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar ... 172

4.2.1 Türkiye’de Zorunlu Eğitim ………173

4.2.1.1 Tarihsel Gelişim ……….……173

4.2.1.2 Türk Eğitim Sisteminin Temel İlkeleri ………...175

4.2.1.3 İlköğretim ………...…179

4.2.1.3.1 İlköğretimin Amaçları,İlkeleri ve Genel Konuları...180

4.2.1.3.1.1 İlköğretimin Amaçları ………...180

4.2.1.3.1.2 Genel İlkeler ………..182

4.2.1.3.2 Genel Konular ………..183

4.2.1.3.3 Ders Yılı Süresi ………....184

4.2.1.3.4 Ders Etüt ve Dinlenme Süreleri ………..….185

4.2.1.3.5 Olağanüstü Hâller ………...….185

4.2.1.3.6 Resmî Tatil Günleri ………...186

4.2.1.3.7 Öğrenci Başarısının Değerlendirilmesi ………..…..186

4.2.1.3.7.1 Ölçme ve Değerlendirmenin Esasları …...186

4.2.1.3.7.2 Not Verme ve Değerlendirme ……..….…188

4.2.1.3.7.3 Sınavlar ………..…...189

4.2.1.3.7.3.1 Sınav Sayısı ………189

4.2.1.3.7.3.2 Yazılı ve Uygulamalı Sınavlar ………...189

4.2.1.3.7.3.3 Sözlü Notu Verilmesi ……….190

4.2.1.3.7.4 Sınavlara Katılmayanlar ………..190

4.2.1.3.7.5 Sağlık Durumu Engeline Göre Dersler ………….191

4.2.1.3.7.6 Sınav Sonuçlarının Duyurulması ………..191

V ÖZET YARGI VE ÖNERİLER...193

5.1 Özet ve Yargılar...193

5.2 Öneriler ...196

(17)

Bu bölümde, Problem durumu başlığı altında ve buna dayalı olarak eğitimin önemi, zorunlu eğitimin genel bir görünümü ile problemin önemi ve araştırmanın amacı açıklanmıştır. Daha sonra ise Problem Cümlesi, Alt Problemler, Sayıltılar ve Sınırlamaya ve Tanımlara yer verilmiştir.

1.1 Problem Durumu

Eğitim insanlığın başlangıcından beri varolan bir süreçtir. En ilkel toplumlarda nasıl avlanılacağını öğrenen insanoğlu tarih içinde bu eğitim sürecini giderek kurumsallaştırmıştır. Eğitim, belirlenen hedefler doğrultusunda bireylerin yaşantılarında, davranışlarında değişiklikler oluşturma sürecidir. Bir çok eğitim bilimciye göre “Eğitim, bireyin davranışında kendi yaşantısı yoluyla ve kasıtlı olarak istendik davranış değişikliği meydana getirme sürecidir”. Yaşamın belirli bir döngüsü ve bu döngüyü sağlayan kuralları vardır ve insan bu kurallara uymak durumundadır. Eğer insanlar bu toplumsal kurallara uymazlarsa toplumda sorunlar baş göstermeye başlar.

Gümüş’ünde (2004) belirttiği gibi, Tartışmasız bizim de dünyanın da ana meselesi eğitimdir. Bir ülkenin maddi ve mânevi kalkınması eğitime endekslidir. Bilginin günlük değiştiği bir süreçte, yerimizde sayabilmek için bile koşmak zorunda olduğumuz gerçeğini görmek; ciddi, samimi, ilmi gayret ve çabaları çoğaltmak, yapılması gerekeni yapmak zorundayız. Başaran’ında (1999:16) belirttiği gibi eğitim sürecinden geçmemiş bir kişi yeteneklerini tam olarak geliştiremez. Ekonomik olarak

(18)

zengin ülkelere baktığımızda da, bu ülkelerin en fazla eğitime kaynak ayırdıklarını ve eğitime büyük önem verdiklerini görürüz. Örneğin Fransa’da eğitime ayrılan kaynak diğer alanlardan önce gelir ve Fransa eğitime en fazla kaynağın ayrıldığı ülkelerden birisidir.

Günümüz Türkiye’sinde yaşanılan problemlerin kökeninde de eğitim sorunu vardır. Atatürk’ünde vurguladığı gibi “Bilim ve teknoloji ve uzmanlık nerede varsa, sanat nerede varsa, gidip öğrenmeye mecburuz” sözü eğitimde sınır tanımamamızı öğütler niteliktedir.

Sosyal sorunlardan, çevre kirliliğine nükleer enerjiden terörizme, anti demokratik uygulamalara kadar hemen her sorunun altında yetersiz eğitim yatmaktadır. Eğitim, insanların kendi geleceklerini güzelleştirmeleri, yarınlara güven içinde bakabilmeleri için bir araç, aynı zamanda da toplumların, ülkelerin yaşadıkları problemlere karşı en etkili çözümdür. Bilindiği üzere, çağımız bilgi çağıdır. Günümüzde bilgi, başarının ölçüsü olarak kabul edilmektedir. Bu kural bireyler için geçerli olduğu gibi toplumlar için de geçerlidir. Gelişmiş endüstri ülkelerinde bile bireylerin günlük yaşamlarını sorunsuz bir şekilde sürdürebilmeleri için bile asgari düzeyde bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak, bilginin en önemli kaynağı eğitimdir.

Önder (1999:1)’inde belirttiği gibi, eğitim; bireyin çevresini algılama, anlama ve denetlemeye yönelik olarak tek başına ya da bir grup içinde sürdürdüğü zihinsel çabadır. Bu yönü ile eğitim; çok büyük bölümü ile üretim faaliyeti, çok küçük bir bölümü ile de bizzat eylemden haz almaya yönelik tüketim faaliyeti olarak görülür. Eğitimin bu temel niteliği, böylesi faaliyette bulunan bireyi araştırma, inceleme ve yorumlama gibi alanlarda yoğunlaşmaya iterek, onun eleştirel ve zihinsel yönünün gelişmesine neden olur.

Eğitim; bireyin bireyselleşmesi kadar, aynı zamanda onun toplumsallaşmasının aracıdır da. Bireyin bireyselleşmesi, onun özgüven ve öz karar mekanizmalarının gelişmesi anlamına gelmektedir. Bireyin toplumsallaşması ise, eğitim yolu ile toplumsal birikimden yararlanması ve böylece elde edilen yararın toplumsal işbölümü içinde tekrar topluma dönüştürülmesi demektir. Eğitim özerkliği,

(19)

bireysel özgürlük kadar, toplumsal işbölümü için de gerekli ve geçerli bir koşuldur. Aksi durumda, eğitim, bireyi köleleştirici ve tek-tip bireylerden oluşmuş bir toplumsal yapı oluşturucu bir rol oynayabilir (Önder, 1999:1).

Eğitimin üretimle olan ilişkisi kaçınılmazdır. Toplumların eğitime yapmış oldukları yatırım, yine toplumun kendisine daha verimli, kaliteli ürün olarak dönmektedir. Bir kişiye balık vererek doyurmaktan çok, balık tutmayı öğretmenin o kişin ömür boyu balık yemesini sağlamayı öneren Çin atasözünde de eğitimin üretimde ve insan hayatındaki önemini vurgulamaktadır. Kneller eğitimi, belli beceri, bilgi ve görüşleri, okullar gibi kurumlar yoluyla kuşaktan kuşağa aktarmadır şeklinde betimlemektedir(Sönmez, 2002: 32). Kneller’ın bu tanımı okulların bilgi ve becerileri aktarmada, kültürü gelecek nesillere taşımada ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. Sönmez (2002: 50-51), eğitimi aynı zamanda politik ideolojinin genç kuşaklara aktarılması olarakta tanımlamaktadır. Bu açıdan baktığımızda, bir devletin bütünlüğünü sürdürebilmesi, dilini ve kültürünü koruyabilmesi, ekonomik özgürlüğünü elde edebilmesi, toplum içinde birlik ve beraberliği sağlamasında eğitimin önemi büyüktür.

Bir devletin eğitim politikasında hedef davranışları, eğitimin içeriğini belirlemesi, onun varlığını sürdürmesi için gereklidir ve istendiktir (Sönmez, 2002:51). Benzer şekilde Başaran (1999: 48-49)’ da bir toplumun yaşamasını sürdürmesinde eğitimin en etkili araç olduğunu, yaşamını sürdürebilmesi için eğitime gereksinim duyduğunu, insanların da bir toplumun üyesi olabilmeleri için o toplumun toplumsal ilke ve kurallarını uygulamalarını kültürel değerlerini benimsemeleri gerektiğini belirtmektedir. Toplum, insanlarına üyelik niteliği kazandırmada, eğitim kurumunu görevlendirir. Toplumun eğitsel çabalarının tümü, kendini yaşatacak insan örneğine uygun yeni kuşaklar üretmeye yöneliktir. Toplumu yaşatacak insanlar ise, toplumsallaştırılmış ve kültürlenmiş kişilerdir.

İnsanın almış olduğu eğitim onun yaşam kalitesini de belirleyen bir unsurdur. Hayata baktığımızda insanların en büyük çabalarından biri daha iyi bir yaşam sürme gayesidir. Sonuçta herkes bir yaşam sürer örneğin kırsal kesimde yaşayan bir insanla büyük bir metropolde yaşayan insanın hayatlarındaki fark ayrıntılarda gizlidir. Kırsal

(20)

kesimdeki insan basit bir hayat sürebilir fakat metropolde yaşayan insanın hayatı daha karmaşıktır ve metropolde yaşayan insanın yaşadığı hayata ayak uydurabilmesi için eğitimli olması gerekir. Değişen dünya ve yaşam şartları ve birlikte yaşam olgusu eğitimi de kaçınılmaz kılmaktadır. Eğitimli insan hayata farklı gözlerle bakar ve yaşamı daha iyi algılar.

Yaşamda her sürecin bir düzeni vardır ve bu düzende insanların uymak durumunda olduğu kurallar vardır. En basiti günlük yaşamımızın vazgeçilmez unsurlarından trafik. Trafiği yaşamın bir kesiti olarak düşünebiliriz. İnsanlar trafikte kurallara uymadıkları takdirde kaza yapabilir hayatlarından olabilirler. Zaten ülkemizde eğitimsizlik ve kural tanımazlıktan trafikte yılda binlerce insanımızı yitirmekteyiz.

Eğitimin önemi hiç kuşkusuz herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Cumhuriyetimizin ilanıyla birlikte eğitimin her alanında büyük seferberlikler başlatılmış ve önemli neticeler de alınmıştır. Fakat, günümüzde gerek genç nüfusumuzun fazlalığı, gerek iç göçler ve gerekse okullaşma oranındaki hedeflerin tutturulamamasından dolayı uzun yıllar zorunlu eğitim 3 yıl, daha sonra 5 yıl ve 1997-1998 öğretim yılından itibaren de 8 yıla çıkarılmıştır. Zorunlu eğitimin süresi bir ülkenin eğitime ayırdığı maddi kaynaklarla orantılıdır.

Eğitim tarihimize baktığımızda eğitim kademelerini farklı şekillerde bir araya getiren ve sıkça birbiri yerine kullanılan bazı terimler vardır. Bunlar temel eğitim,ilköğretim ve zorunlu eğitim kavramlarıdır. Aslında bu kavramlar ,birbirine çok yakın olup sadece ayrıntıda farklılıklar göze çarpmaktadır. Temel eğitim, toplumdaki tüm vatandaşların almaları gereken asgari bilgi, beceri ve davranışları ifade eder. Eğitimi bir bütün olarak düşünürsek; temel eğitim, onun ilk basamağı, temel taşı olmaktadır.

İlköğretim eğitim sisteminin ilk, orta ve yüksek şeklinde basamaklara ayrıldığı ülkelerde, okul sistemi yapısını belirlemek için kullanılan bir kavramdır. 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 22.maddesinde yer alan “temel eğitim” kavramı yerine ilköğretim kavramı getirilmiş ve yine 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim

(21)

Kanununun 1.maddesinde; İlköğretim; kadın, erkek bütün Türklerin milli gayelere uygun olarak bedeni,zihni ve ahlaki gelişmelerine ve yetişmelerine hizmet eden temel eğitim ve öğretimdir, denilmektedir.Burada görüldüğü gibi; temel eğitim ve ilköğretim kavramları iç içe ve aynı anlamda kullanılmışlardır.

Bu bakımdan temel eğitimin amacı, milli eğitimin genel hedefleri ve temel ilkelerine uygun olarak iyi insan, iyi vatandaş olması için temel bilgileri vermektir. Yine çocuğu ilgi ve yeteneği doğrultusunda yetiştirerek hayata ve bir üst öğretime hazırlamaktır.

Temel eğitim yada ilköğretim, toplumun bütün bireylerine, içinde bulunulan çağın gereklerine, toplumun ihtiyaçlarına uygun bilgi, beceri, tavır ve davranışların kazandırılması amacına yöneliktir. Bu nedenle temel eğitim bir toplumun bütün kültürel birikim ve değerlerini geliştirerek; gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan, toplumun niteliklerini yükselten, iş hayatının ve üstüne kurulacak eğitim basamaklarının temelini oluşturan bir eğitim kademesidir.

Bunun içindir ki, temel eğitim, istisnasız bütün dünya ülkelerinde, toplumun bütün bireyleri için zorunlu hale getirilmiştir. Toplumların bilgi birikimine, gelişmişlik düzeylerine paralel olarak zorunlu 1973’te çıkarılan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda yer almış, 1983’te Kanunun 7.maddesinde yapılan bir değişiklikle yeniden ilköğretim kavramına dönülmüştür. Zorunlu eğitimin süresi ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir.

Zorunlu eğitim, çocuğun belirtilen bir yaşa girince; eğitime başlamasını zorunlu kılan bir kavramdır. Başka bir deyişle zorunlu eğitim devletin vatandaşını görmekle yükümlü kıldığı eğitimi, zorunlu öğretim ise vatandaşın devletin gösterdiği yerde görmeyi yüklendiği eğitimi anlatır.

Temel eğitim, toplum hayatında gerekli ve en önemli bilgi ve becerilerin vatandaşlara kazandırılması amacını güden eğitimdir. Bu nedenle bu eğitim sadece belli yaş grubuna giren çocuklar için değil bu temel bilgi ve becerilere ihtiyaç duyan her vatandaş için düşünülmüş bir eğitimdir.

(22)

Temel eğitim deyimi ilk olarak 1950’li yıllarda UNESCO tarafından herhangi bir örgün öğrenimden yoksun, okuma-yazma bilmeyen yetişkinlere verilecek eğitimi anlatmak için kullanılmıştır. Halen temel eğitim deyimi askerlikte acemi erlere verilen temel eğitimden,üniversitede bir mesleğe temel olacak bilgi ve davranışları kazandıracak temel eğitim programlarına varıncaya kadar pek çok alanda kullanılmaktadır.

Yukarıdan anlaşılacağı üzere temel eğitim, ilköğretim ya da zorunlu eğitim kavramlarından daha geniş kapsamlı bir kavramdır. Kanuni açıdan temel eğitim kavramı, bir yükümlülükten çok hakkı ifade etmektedir. Yine temel eğitim ile zorunlu eğitim, muhteva bakımından farklılıklar göstermektedir. Zorunlu eğitim yasalarla belirlenen belirli bir çağda, belirli bir süre eğitim görmeyi ihtiva ederken, temel eğitim hangi yaşta olursa olsun belirli bir seviyede ve nitelikte eğitim görmeyi anlatmaktadır.

Zorunlu eğitim ile karıştırılan bir diğer kavramda ilköğretim kavramıdır. İlköğretim eğitim sisteminin ilk basamağı, orta ve yükseköğretimin temelidir. Bir çok ülkede ilköğretim zorunlu eğitim olarak benimsenmiş, bu yüzden temel eğitim ve ilköğretim kavramları ile özdeşleşmiştir. Ülkemizde bu kategoriye dahil ülkeler arasındadır.

Zorunlu eğitim, temel eğitim, ilköğretim, 8 yıllık okul adı verilen 7-14 yaş grubu çocukların devam etmeleri gereken ilköğretim okullarında yapılan eğitimi ifade eder. Başka bir deyişle zorunlu eğitim vatandaşın belli bir yaştan başlayıp; yine belli bir yaşa gelinceye kadar gösterilen, eğitim kurumlarında belli bir süre öğrenim görmesini zorunlu kılan yasal bir deyimdir. Kısaca bir devletin her vatandaşını devamla sorumlu tuttuğu eğitim süresini ifade eder.

Zorunlu eğitim kavramı belli bir yaşta, belirli bir süre eğitim görmesini ifade ederken, temel eğitim, belirli bir seviyede ve nitelikte eğitimi ifade eder.

Bazılarına göre temel eğitim, zorunlu eğitime hiç başlamamış veya çeşitli nedenlerle zorunlu eğitimi bitirememiş kimseler için, örgün eğitim dışında bir eğitim

(23)

olarak algılanmaktadır. İlköğretim ise genellikle 5-15 yaş grubundaki çocuklara temel becerilerin kazandırıldığı eğitim devresidir. Bütün dünya ülkeleri, çocuklarının ilköğretimden geçmelerini, toplumsal ve ekonomik kalkınmanın önemli bir ön şartı olarak görmektedir(Demirel-Ün,1987:13). Sonuç olarak zorunlu eğitim kavramı için evrensel maddenin ilköğretim olduğu anlaşılmaktadır.

Toplumlar geliştikçe bireylerine sağladıkları zorunlu eğitimin süresinin de uzamakta olduğu gözlemlenmektedir. Ülkemiz içinde zorunlu öğretim ile ilgili durum benzer bir evrim geçirmiştir(Konan,2000:4). Gelişmiş ülkelere baktığımızda bu ülkelerdeki zorunlu eğitimin süresinin 11-12 yıl olduğu göze çarpmaktadır.

Ülkemizde zorunlu eğitimin eskiye dayanan bir gelişim evresi vardır. İlköğretimin zorunluluğu ile ilgili bir girişim eğitimde ilk yenileşme dönemine rastlar. Bu, II.Mahmut’un 1824’te yayınladığı bir fermandır. Daha önceki dönemlerde okuma yazmanın gereği üzerinde duran fermanlar çıkarılmışsa da, 1824 fermanı bu konuyu geniş olarak ele aldığı için zorunluluğu getiren ilk belge kabul edilmektedir(Akyüz,1997:131). Bu bakımdan 1824 fermanı eğitim tarihimizde büyük bir önem taşır. Tanzimat döneminde de tüm Osmanlı eyaletlerini kapsayacak şekilde uygulanmıştır.

1847 Talimatı, Sıbyan mektebinin programında önemli yenilikler getirmiştir. Bu güne kadar Sıbyan mekteplerinde yazı öğretilmesine pek rastlanmazdı. Talimatta yazının önemi üzerinde durulmuş ve çocukların sıbyan mekteplerine devamında zorunluluk getirilmiş ayrıca okula devam konusunda kontrol mekanizmaları devreye sokulmuştur.

1869 Eğitim Genel Tüzüğü ile çağ çocuklarının sübyan okuluna devam etme zorunluluğu daha ayrıntılı kurallarla yeniden getirildi. Bu zorunluluk 1876 Anayasası’nda da yer aldı (Konan,2000:5).

1913’te Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-ı Muvakkatı( Geçici İlköğretim Kanunu) çıkarılmıştır. Bu kanunun “geçici” başlığına rağmen Cumhuriyetin ilk yıllarında ve

(24)

hatta 1961’de çıkarılan 222 sayılı İlköğretim Kanununa kadar bir çok maddesi yürürlükte kalmıştır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında köylerin çoğuna uzun yıllar okul yapılamamış, öğretmen temin edilememiştir. Okulu olan köy okullarının öğrenim süresi üç yıldı. 1926 tarihli ilkokul programı,ilkokul birinci devre için öğretimde “toplu tedris” ilkesini getirmiştir. Ancak öğretmenler, toplu tedris ilkelerini yeterince bilmediklerinden ders kitapları buna göre hazırlanamadığından ve uygulamaya tam geçilmeden harf inkılabı yapıldığından bu programdan yeterince istifade edilememiştir. Bu yolla dersler, özellikle hayat bilgisi etrafında yoğunlaşarak işlenmeye çalışılmıştır(Öztürk,2001:101).

10 Aralık 1946’da toplanan III.Milli Eğitim Şurasında şehir ilkokullarının ortaokullarla birleştirilerek, öğrenim süresinin 8 yıla çıkarılması önerilmiş fakat uygulanamamıştır. 1961 Anayasası 50.maddesinde ise ilköğretimin zorunlu ve devlet okullarının parasız olduğu ilkesi tekrarlanmıştır.

Yapılan kalkınma planlarında ilköğretim üzerinde sıklıkla durulmuş eğitimin bel kemiğini oluşturan bu aşamanın daha da geliştirilmesi hususunda geniş çaplı çalışmalar yapılmıştır.

1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununda ilköğretimin örgün eğitim sistemi içindeki yeri, amacı, görevi kapsamlı olarak yeniden ele alınıp tanımlanmıştır. Kanunda; ilköğretimin 7-14 yaşları arası çocukları kapsadığı ve onları ilgi, gelişim ve kabiliyetleri yönünde yetiştiren hayat ve üst öğrenime hazırlayan en az 8 yıl süreli bir eğitim olduğu ve yapısal olarak ta ilkokullarla ortaokulların birleştirilip ilköğretim adını alması kararlaştırılmıştır.

28 Şubat 1997’de toplanan Milli Güvenlik Kurulu toplantısından, sekiz yıllık zorunlu eğitimin; kesintisiz, kademesiz ve yönlendirmesiz olarak derhal uygulanması hükümete tavsiye kararı olarak çıkarılmıştır.

(25)

Hazırlık aşaması uzun yıllar alan zorunlu eğitimin süresinin uzatılması Mesut Yılmaz’ın başkanlığında kurulan 55.hükümet 16 Ağustos 1997 tarihinde T.B.M.M’de kanunlaştırarak çıkardığı 4306 sayılı yasa ile uygulamaya konulmuştur. Hayata geçişi uzun yıllar alan zorunlu eğitimin tartışmaları da uzun zaman almıştır. Bazı çevrelerce bu değişime karşı çıkılmış ve süreç geniş yankılar uyandırmıştır. Bu değişim şüphesiz Türk Eğitim tarihinin en önemli reformlarından biridir.

Uygulama başladıktan sonra geniş bir kaynak gerektirmiş ve bu kaynağı sağlamak çeşitli vergiler getirilmiştir. Değişimle okul sistemi yeniden yapılanmış ve o tarihten bu güne okullaşma oranı hızlı bir artış göstermiştir.

Görüldüğü gibi ülkemizde zorunlu eğitim süreci zaman zaman değişikliklere uğramaktadır. Aday olduğumuz Avrupa Birliği’ne katılım süreci çerçevesinde eğitimde değişiklik tartışmaları yada gereklilikleri ortaya çıkmıştır denilebilir. Ülkemizin içinde bulunduğu bu yeni süreç göz önüne alınarak gerçekleştirilen bu araştırma Avrupa Birliği ülkelerindeki zorunlu eğitim süreçlerini inceleyip Türkiye’deki zorunlu eğitim sürecine katkıda bulunabilmeyi hedeflemektedir.

1.2 Problem Cümlesi

Avrupa Birliği Ülkelerinde ve Türkiye’de zorunlu eğitim nasıldır?

Problem daha ayrıntılı olarak aşağıda, alt problemler halinde belirtilmiştir.

1.3 Alt Problemler

1. Avrupa Birliği Ülkelerinde (Almanya, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İsveç ve Yunanistan) zorunlu eğitim nasıldır?

(26)

1.4 Sayıtlılar

1. Eurydice.org (The information network on education in Europe)’daki veriler gerçek durumu yansıtmaktadır.

2. Milli Eğitim Bakanlığı verileri gerçek durumu yansıtmaktadır.

1.5 Sınırlama

Bu araştırma:

1. Avrupa Birliği Ülkelerinden Almanya, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İsveç ve Yunanistan ile birlik adayı olan Türkiye’nin zorunlu eğitim süreci ile sınırlıdır.

1.6 Tanımlar

Zorunlu Eğitim: Öğrencinin belli bir yaştan başlayıp; yine belli bir yaşa gelinceye

kadar gösterilen, eğitim kurumlarında belli bir süre öğrenim görmesini zorunlu kılan yasal bir deyimdir(Demirel-Ün,1987:13).

(27)

Bu bölümde Avrupa Birliği Ülkelerinde ve Türkiye’de Zorunlu Eğitimi konu alan araştırmalardan alanyazın taraması yapılarak konu ile ilgili kaynaklara ulaşılmıştır.

Konan (2000), “Sekiz Yıllık Kesintisiz Zorunlu İlköğretim İlk Yılı

Doğurguları (Malatya İli Örneği)” adlı eserinde eğitim ve önemi, temel eğitim,

zorunlu eğitim süreçlerine değinmiş ve zorunlu eğitimin ülkemizdeki gelişim süreçleri üzerinde durmuştur.

Araştırma İnönü Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından desteklenmiş bir çalışmadır. Araştırma ülkemizde 1997-1998 eğitim öğretim yılında hayata geçen sekiz yıllık zorunlu eğitimin Malatya ilindeki ilk yıl uygulamalarının doğurgularını araştırmayı amaçlamıştır.

Araştırmanın birinci bölümünde sekiz yıllık kesintisiz zorunlu öğretimin yasal dayanaklarının belirlenmesi amacıyla konu ile ilgili uluslararası sözleşmeler, yasal düzenlemeler, Hükümet Programları, Kalkınma Planları ve Milli Eğitim Şura Kararları irdelenmiştir.

Araştırmanın ikinci bölümünde ise Malatya’nın genel eğitim durumu ortaya konulmuş Malatya İl Milli Eğitim Müdürlüğü yayınları ve arşivindeki 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim ile ilgili verilere ulaşılmış, bu verilerin çözümlenmesi ve daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla veriler zaman zaman çizelgeler halinde verilmiş ve gerek duyulduğunda bu verilerin yorumlanmasına gidilmiştir. Analizler

(28)

yapılırken çoğunlukla 1993-1998 eğitim yıllarını kapsayan son 5 yılın verileri kapsamlı bir şekilde analiz edilmiştir.

Araştırmaya ilişkin bulgular şunlardır:

1) Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretimin yasal dayanakları uygulamanın

yaygınlaştırılmasından çok önceleri, yasal düzenlemeler ,Hükümet Programları, Kalkınma Planları ve Milli Eğitim Şura Kararlarında yer almıştır.

2) Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretimin yasallaşarak uygulamaya

geçmesiyle, Uluslararası sözleşmelerden İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, ILO, Avrupa Sosyal Şartı ve UNESCO’nun öngörüleri gerçekleşmiş oldu.

3) Köyde, bir önceki yıl 5 olan taşımalı okul sayısı 54’e çıkarılarak köydeki

taşımalı okul sayısı bir önceki yılın on katından fazla artış göstermiştir.

4) Şehirde kapalı okul bırakılmazken; köyde, bir önceki yıl 115 olan kapalı okul

sayısı 61’e indirilerek köydeki kapalı okul sayısı da yaklaşık %50 oranında azaltılmıştır.

5) 1997-1998 öğretim yılında, anasınıfı bulunan ( açık, kapalı ve toplam) okullar

ve yerleşim yerine göre (şehir, köy ve toplamda) şube sayılarının, önceki dört öğretim yılının genel eğiliminden büyük bir farklılık göstermediği görülmektedir.

6) 1997-1998 öğretim yılında, yerleşim yerine göre (şehir, köy ve toplamda)

anasınıfı öğrenci sayısının kısmen azaldığı buna karşın, önceki dört öğretim yılının genel eğiliminden büyük bir fark göstermediği görülmektedir.

7) 1997-1998 öğretim yılında, anasınıfı öğrenci ve öğretmen sayısının kısmen

azaldığı, buna karşın, önceki dört öğretim yılının genel eğiliminden büyük bir fark göstermediği, ancak bir öğretmene düşen öğrenci sayısının 16’ya çıktığı görülmektedir.

(29)

8) 1997-1998 öğretim yılında, yeni kayıt olan öğrenci sayısının artış gösterdiği,

buna karşın, önceki dört öğretim yılının genel eğiliminden büyük bir farklılık göstermediği görülmektedir.

9) 1997-1998 öğretim yılında, kayıtlı öğrenci sayısının özellikle kız öğrencilerde

artış gösterdiği; buna karşın, şube sayısı ve şube başına düşen öğrenci sayısının, önceki dört öğretim yılının genel eğiliminden büyük bir farklılık göstermediği görülmektedir.

10) 1997-1998 öğretim yılında, bir önceki yıl 15964 olan birleştirilmiş sınıflarda

okuyan öğrenci sayısı 16367’e çıkarak, son dört öğretim yılının genel düşüş eğiliminden farklı olarak toplamda 403 öğrenci artışıyla kısmen sapma göstermiştir.

11) Birleştirilmiş sınıflarda okuyan öğrenci sayısının toplam öğrenci sayısına

oranının 1993-94 öğretim yılında %32.85, 1994-95 öğretim yılında %23.11, 1995-96 öğretim yılında %22.80, 1996-97 öğretim yılında % 20.32, 1997-98 öğretim yılında % 20.16 olması; birleştirilmiş sınıflarda okuyan öğrenci sayısının toplam öğrenci sayısına oranının giderek azalan bir eğilim içerisinde olduğunu ortaya koysa da, sorunun ne kadar sorunun ne kadar ciddi boyutlara yaşana geldiğini göstermesi açısından önemlidir.

12) Taşımalı ilköğretim uygulamasında, 1993-1994 öğretim yılından, 1997-1998

öğretim yılına kadar okul sayısında 7, öğrenci sayısında 19 ve maliyetinde ise 368 kat gibi oldukça yüksek oranda artış gerçekleştirilmiştir.

13) 1997-1998 öğretim yılında, sınıf geçen, sınıf tekrar eden ve dışarıdan sınava

giren öğrenci sayısının,önceki dört öğretim yılının genel eğilimi doğrultusunda artış göstermesine karşın anılan öğretim yılındaki artış oranının önceki yıllara kıyasla daha yüksek olduğu görülmektedir

14) 1997-1998 öğretim yılında, özel eğitim (işitme engelliler), normal eğitim,

dışarıdan bitirme ve toplam mezun olan öğrenci sayısının, önceki dört öğretim yılının genel eğiliminden farklılık göstermediği görülmektedir.

(30)

15) 1997-1998 öğretim yılında, okulla ilişiği kesilme nedenlerine göre öğrenci

sayısının , önceki dört öğretim yılının genel eğilimi doğrultusunda azalma gösterdiği anlaşılmaktadır. Okulla ilişiği kesilme nedenleri içerisinde en yüksek oranın her öğretim yılında da ilgili yönetmeliğin 31/a maddesi gereği gerçekleştiği görülmektedir.

16) 1997-1998 öğretim yılında, 1., 2., 3., 4. ve 5. sınıf öğretmenlerinin atama

şekline göre sayısının (yöneticiler dahil), önceki dört öğretim yılının genel eğiliminden farklılık göstermediği görülmektedir.

17) 1997-1998 öğretim yılında, 1., 2., 3., 4. ve 5.sınıf öğretmenlerinin (kadrolu

olanların) okuttuğu sınıf sayısına göre sayısının, önceki dört öğretim yılının genel eğiliminden farklılık göstermediği görülmektedir.

18) Kadrolu sınıf öğretmenlerinin, yalnızca, yaklaşık %50’sinin bir sınıfı okutan

öğretmen olduğu, bunun yanı sıra %20’den daha fazlasının ise sınıfı olmayan öğretmen olduğu görülmektedir.

19) 1997-1998 öğretim yılında, 6., 7. ve 8.sınıf öğretmenlerinin görevlendirilmelerine göre sayısının, önceki dört öğretim yılının genel eğiliminden farklılık göstermediği görülmektedir

20) 1997-1998 öğretim yılında, öğretmen başına düşen öğrenci sayısının, önceki

dört öğretim yılının genel eğiliminden farklılık göstermediği görülmektedir.

21) 1997-1998 öğretim yılında, 6., 7. ve 8.sınıf öğretmenlerinin atama

kararnamelerindeki branşlarından din bilgisi öğretmenlerindeki yaklaşık % 40’lık artışa karşın, son iki öğretim yılında, felsefe branşında öğretmenin bulunmadığı dikkat çekmektedir.

22) 1997-1998 öğretim yılında, okulların idari personel sayısının, önceki dört

öğretim yılının genel eğiliminden farklılık göstermediği görülmektedir.Ancak en dikkat çeken durum, yönetimsel konumlarda bayanların yok denecek kadar az olmasıdır.

(31)

23) 1997-1998 öğretim yılında, okul yardımcı personel sayısının, önceki dört

öğretim yılının genel eğiliminden farklılık göstermediği görülmektedir.

24) 1997-1998 öğretim yılında, okul sayısının özellikle şehirde dikkat çekici bir

oranda yükseldiği görülmektedir. Bu artış, 1997-1998 öğretim yılında, bir önceki öğretim yılına göre %58 gibi yüksek bir oranda gerçekleşmiştir.

25) 1997-1998 öğretim yılında, toplam 375 şehir okulunun 65’i ( %17), toplam

900 köy okulunun 656’sı (%73) halen soba ile ısıtılmaya çalışılmaktadır.

26) 1997-1998 öğretim yılında, lojman sayısının,önceki dört öğretim yılının

genel eğiliminden farklı olarak bir önceki öğretim yılına kıyasla yaklaşık % 24 gibi yüksek oranında azalma gösterdiği anlaşılmaktadır.

27) 1997-1998 öğretim yılında, toplam 835 lojmanın %88’ini oluşturan 738’i

sobalıdır.

28) 1997-1998 öğretim yılında, bir önceki yılla kıyaslandığında, köylerde 1384

olan kullanılan derslik sayısının 1786’ya yükseldiği buna karşın, kullanılmayan derslik sayısındaki artış eğiliminin de devam ettiği görülmektedir.

29) 1997-1998 öğretim yılında şehir okullarında 1 fizik laboratuarı, 4 bilgisayar

laboratuarı; köy okullarında ise 1 yabancı dil laboratuarı ve 2 müzik odasının ilk kez oluşturulduğu görülmektedir.

30) 1997-1998 öğretim yılında, önceki dört öğretim yılında olduğu gibi okulların

özellikle bilgisayar sayısının katlanarak arttığı görülmektedir.

Gündüz (2001), “Türk Basınında Sekiz Yıllık Zorunlu Eğitim (15

Şubat-15 Eylül 1997 Tarihleri Arası” adlı araştırmasında sekiz yıllık zorunlu eğitim

sürecinin basına yansıyan yüzü üzerinde durmuştur.

Gündüz araştırmasında tarama yöntemini kullanmış 15 Şubat-15 Eylül 1997 tarihleri arasında zorunlu eğitimle ilgili basında yer alan verilere ulaşmıştır.

(32)

Araştırmacı ilk başta sekiz yıllık eğitimin kronolojisini çıkarmış daha sonra basın eğitim ilişkisi üzerinde durmuştur. Daha sonra zorunlu eğitim ile ilgili bilgiler vermiş ve zorunlu eğitim sürecinin 1997’ye gelinceye kadar gelişim sürecini anlatmıştır.

Araştırmanın ikinci bölümünde basının sekiz yıllık zorunlu eğitime bakışı anlatılmıştır . Basın araçları olarak ulusal gazeteler ve dergiler ele alınmıştır.

Araştırmanın üçüncü bölümünde ise sekiz yıllık zorunlu eğitimin tartışılmaya başlanmasıyla birlikte basında en çok gündeme gelen konular üzerinde durulmuş bu konulardan İmam Hatip liseleri konusunun en fazla tartışılan konu olduğu gözlemlenmektedir.

Araştırmaya ilişkin bulgular şunlardır:

Zorunlu eğitim süresinin uzatılması sorunu bütün kamuoyunu ilgilendirdiğinden, basın konuyu güncel bulup, uzun süre gündeminden düşürmemiştir. Basın eğitimin bilimsel yönünden ziyade, partiler ve politikacılar tarafından ele alınışı yönüyle işlemiş, onların tartışma, görüş ve söylemlerine daha fazla yer vermiştir. Basın organlarında zorunlu eğitimin kesintisiz sekiz yıla çıkarılmasına ilişkin çıkan haberler ağırlıklıdır.Gazetelerde çıkan toplam 1965 haberden 1034’ü siyasi ağırlıklıdır.

Konuyla ilgili haberler sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitimin tartışılmaya başlandığı 28 Şubat’tan sonra yaklaşık iki ay yoğun olarak verilmiştir. Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu eğitim 55. hükümetin kurulduğu Temmuz 1997’den sonra özellikle 15 temmuz-15 Ağustos 1997 tarihleri arasında sıklıkla gündeme getirilmiş tartışılmış ve üzerinde çok yönlü çalışmalar yapılmıştır.

Basın daha çok ilgi çeken konuları gündemde tutmuştur. Dolayısıyla imam hatipler, din eğitimi, zorunlu eğitimin kesintili olup olmayacağı en çok tartışılan konular olmuştur.

(33)

Dergilerin, yayın kalitesi bakımından gazetelerden farklı üretimde bulundukları gözlenmektedir.Gazetelerden farklı olarak daha uzun sürede yayınlanmalarından dolayı dergilerde ele alınan yazıların gazete yazılarına göre daha dolgun ve olgun oldukları görülmektedir. Konular ve ele alınan problemler hakkında geniş açıklamalar, doyurucu bilgiler bulunmakta sorunların çözümüne ilişkin öneriler sunulmaktadır.

Başaran (1974), “Türkiye’nin Zorunlu Eğitim Sorunları ve Çözüm

Yolları” araştırmasında zorunlu eğitim konusunu ele almış ve konuyla ilgili geniş

çaplı bir araştırma yapmıştır. Araştırma Türkiye’de zorunlu eğitimle ilgili yapılmış en eski ve en kapsamlı araştırmaların başında gelir.

Uygulamalı bir araştırma olup örneklem olarak geniş bir kitleye ulaşılmış Bursa, Trabzon ve Urfa illerindeki okullarda öğretmen ve öğrenciler üzerinde toplam 7545 kişiye uygulanmıştır.

Araştırmaya ilişkin bulgular şunlardır:

Yöneticiler ve öğretmenler okul örgütünü yetersiz bulmaktadırlar ve müzik, özel eğitim, resim-iş, rehberlik, din dersi gibi derslere branş öğretmenlerinin girmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar.

Öğretmen ve yöneticilerin görüş birliğinde oldukları bir diğer konu ise, ilçe düzeyindeki eğitim örgütünün yetersiz kaldığı ve geliştirilmesi gerektiğidir. Bu düzeyde geliştirilecek eğitim örgütüne il düzeyinden ve hatta bakanlık düzeyinden yetkilerin verilmesi istenmektedir.

İlkokul öğretmenlerinin çoğunluğu kendilerini yetersiz görüp üç yıllık ilk öğretmen okulunun öğretim süresinin yetersiz olduğunu belirtmektedirler. Oransal olarak öğretmen ve yöneticilerin %50’den fazlası, ilköğretmen okulunun süresini yetersiz görmektedir.

(34)

İlköğretimde öğretmen, öğrenci, okul binaları ve gelirlerin niceliği yönünden, köy-kent ve bölgeler arasında dengesizlik olduğu ve bunun genel eğitim sistemine olumsuz yansıdığı sonuçlarına varılmıştır.

Öztürk (2001), tarafından yapılan “Belçika’da ve Türkiye’de Zorunlu

Eğitim” adlı araştırmada dünyada zorunlu eğitim, Belçika’da zorunlu eğitim ve

Türkiye’de zorunlu eğitim süreçleri ele alınmış ve bu süreçler derinlemesine incelenmeye çalışılmıştır.

Araştırma Niğde Üniversitesi Araştırma Fonu tarafından desteklenmiş bir çalışma olup daha sonra kitap haline getirilmiştir.

Öztürk araştırmasının birinci bölümünde Dünya’da Zorunlu Eğitim üzerinde durmuş bu bölümde sanayileşmiş bazı ülkelerdeki zorunlu eğitim sürecine değinmiştir.

Araştırmacı ikinci bölümde Belçika üzerinde durmuş Belçika’da idari yapılanma, Belçika eğitim sistemi, Belçika Eğitiminin Yönetim Yapısı konularını ayrı ayrı ele almış ve incelemiştir.

Son bölümde ise araştırmacı Türkiye’de Zorunlu Eğitim konusunu ele almış ve bu konuyu Türkiye’de Zorunlu Eğitimin Tarihçesi, Geliştirme Çabaları, Hükümet Programlarında Zorunlu Eğitim, Zorunlu Eğitimin Uygulamasındaki Yetersizlikler alt başlıklarında incelemiştir.

Araştırmaya ilişkin bulgular şunlardır:

Sekiz yıllık kesintisiz ilköğretim uygulaması, doğal olarak sınıf geçme sisteminde değişikliğe yol açtığından öğrenci başarılarında artışlar olmuştur. Fakat bu başarı artışı reel değildir, ilkokuldaki değerlendirme sisteminin orta okullara uygulanmasından ileri gelmektedir.

Sekiz yıllık kesintisiz zorunlu ilköğretim uygulaması, mesleki ve teknik liseleri olumsuz yönde etkilemiştir. ÖSYM’nin getirdiği adaletsiz değerlendirme

(35)

sistemi nedeniyle bu okullar cazibelerini yitirmişlerdir. Bu yüzden mesleki ve teknik liselerden genel liselere öğrenci akışı olmuştur.

İlköğretim okullarında sınıf ve branş öğretmenleri sayısı yeterli değildir. Mevcutlar da ülke geneline dengeli bir şekilde dağıtılamamaktadır. Bu bakımdan öğretmen başına düşen öğrenci sayısı, kısal kesimde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde fazla, kent merkezlerinde azdır.

Mevcut ilkokul ve ortaokulların birleştirilerek ilköğretim okullarına dönüştürülmesiyle fiziki kapasite geliştirilemediğinden sınıf mevcutları daha da artmıştır. Bazı okullarda öğrenciler, bir sınıfta 70 kişiyle ders yapmak zorundadırlar. Avrupa standardının 20-25 kişi olduğu düşünülürse; eğitim sistemimizin sefaleti daha iyi anlaşılır. Bütün bunlar eğitimimizi olumsuz yönde etkilemektedir.

(36)

Bu araştırmada, Avrupa Birliği Ülkelerinde ve Türkiye’de Zorunlu Eğitim süreçleri ele alınmış, Avrupa Birliği Ülkelerindeki sistemin Türkiye’deki Zorunlu Eğitime katkılarının neler olabileceğinin belirlenmesi amaçlanmıştır.

Bu amaçla Avrupa Birliği Ülkelerinde ve Türkiye’de Zorunlu Eğitim ile ilgili yasal metinler, yerli ve yabancı alanyazın taranmıştır.Elde edilen veriler probleme yanıt olabilecek şekilde analiz edilmeye çalışılmıştır.

Bu çalışma Avrupa Birliği Ülkelerinde ve Türkiye’de Zorunlu Eğitim sistemine ilişkin varolan durumu olduğu gibi ortaya koymayı amaçlamıştır.Çalışma bu yönüyle betimsel bir araştırmadır.

(37)

Bu bölümde Avrupa Birliği Ülkelerinden Almanya, Danimarka, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İsveç ve Yunanistan ile Türkiye’de zorunlu eğitim hakkındaki bulgulara yer verilmiştir. Konuyla ilgili araştırmalar incelenmiş Bulgular ve ilgili yorumlar, araştırma alt problemlerinin düzenlenişindeki sıraya uyularak verilmiştir.

4.1 Birinci Alt Probleme İlişkin Bulgular ve Yorumlar

Araştırmanın birinci alt problemi, “Avrupa Birliği Ülkelerinde zorunlu eğitim

nasıldır?” biçiminde düzenlenmiştir.

Birinci alt probleme ilişkin bulgular ve yorumlar Avrupa Birliği Ülkelerin alfabetik sıralamasına uyularak verilmiştir.

4.1.1 Almanya

4.1.1.1 Tarihsel Bakış

1920 yılında Alman Hükümeti (Reichsgrundschulgesetz) tarafından kabul edilen ve Weimar Cumhuriyeti Anayasasının 146. maddesine dayanan İlköğretim Yasası, Almanya’daki tüm çocukların eğitilmesi amacıyla hizmet verecek eğitim kurumu olan Grundschule’nin (ilkokul) açılmasında yasal dayağı oluşturmuştur. 1920’ye kadar, o dönemki ilkokul olan Volksschule’nin yanında öğrencileri orta ve yükseköğretime (kamu hazırlık okulları) hazırlayan ve Alman Hükümetinin

(38)

İlköğretim Yasasıyla yürürlükten kaldırılan ayrı okullar da mevcuttu. O döneme kadar standart olarak uygulanan sosyal sınıf ya da katmanlara göre öğrencilerin eğitim kariyerlerinin belirlenmesi uygulaması bu yasayla ortadan kaldırılarak tüm çocuklar ilkokulun ilk birkaç senesinde birlikte okuyabilme şansı buldular.

Nasyonel Sosyalist döneminde tüm okul türleriyle birlikte ilkokullar da ideolojinin hizmetine sunuldular ve daha idari bir ifadeyle 1934’te kurulan Alman Eğitim Bakanlığı bünyesine alındı (eurydice.org).

2. Dünya Savaşı sonrasında, genel Ana Yasa ve her Länd’ların (bölgelerin) eğitim yasaları bir kez daha tüm çocuklara eğitim hizmeti veren Grundschule’nin özel statüsünü güvence altına aldı. Ana Yasa (Grundgesetz) uyarınca Länd’ler sadece istisnai koşullarda özel okulların açılmasına izin verebilirdi. Grundschule’nin dışında ilkokul düzeyinde sadece Sonderschulen’in giriş sınıfları mevcuttur.

1946 yılında Sovyet işgali altındaki bölgede, 1 ile 8 arasındaki sınıfları kapsayan kapsamlı demokratik bir okul hizmet verilmeye başlanmıştır. 1959’da Demokratik Alman Cumhuriyeti döneminde bu on sınıflı genel politeknik bir liseye (Polytechnische Oberschule, POS) dönüştürülmüştür. POS lisesi 1965 yılında üç kademeye ayrılmıştır (alt kademe, orta kademe ve üst kademe).

1960’ların sonlarına doğru Federal Alman Cumhuriyetinde ilköğretim hem yeniliklere hem de yeniden düzenlemelere sahne oldu. Bu reform çerçevesinde öğretim yöntemlerinde ve öğretilen içerikte değişiklikler yaşanmıştır. Yetmişlerin ilköğretim reform hareketinde bilimsel odaklı eğitime yöneliş ilköğretimin en önemli hedeflerinin başında geliyordu. Bu yöneliş hareketi kapsamında matematik müfredatı gözden geçirilerek büyük ölçüde yerel gelenekleri konu alan içerikten daha çok doğa bilimlerine ve sosyal bilimlere odaklanan ancak orta kademede fen derslerini öngörmeyen Sachunterricht adlı anlayışa doğru yerel çalışmalarda bir gelişme kat edilmiştir. Dersler öğrencilerin içerisinde yaşadıkları yerel sahada gözlemleyebileceği teknik ve doğal olgular, ekonomik, yasal, siyasi, tarihi ve sosyal koşullar etrafında merkezlenmiştir. Çocuklar için karmaşık sebep sonuç ilişkilerini

(39)

anlamalarına ve buna bağlı varsayımları eleştirel bir gözle irdeleyebilmelerine yardımcı olacak uygun deneyler gerçekleştirilir(eurydice.org).

4.1.1.2 Süregelen tartışmalar

Geniş çaplı pedagojik reformlar öğrencilerin kendi kendilerine karar verebilme özellikleri ve kendilerine olan güvenlerini arttıracak ve disiplinler arası bir bağlam içerisinde öğrenmeyi teşvik edecek öğrenci merkezli bir yaklaşımı amaçlamaktadır. 1990’lardan beri yabancı dil öğretimi giderek artan bir önem kazanmıştır. Tüm daha ilkokuldan itibaren yabancı dil öğretimine geçmiştir. Almanca ve matematik derslerinde ilköğretim için yükseköğretim kurumlarında çalışan uzmanlar tarafından hazırlanan eğitim standartları 2004’te hayata geçmiştir. Günümüzde tartışılan diğer önemli noktaların başında, okulların sabit tarihlerde açılması, okula başlama dönemlerindeki esnekliğin daha da geliştirilmesi ve tüm gün faaliyet ve bakım sunan okulların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması gelmektedir. Hali hazırda ilköğretim düzeyinde yaşam boyu öğrenmenin üzerinde durulmaktadır. Ayrıca ebeveyn desteği ilköğretimdeki çocukların öğrenme başarıları açısından büyük öneme sahip olduğu için okul ve aile arasındaki işbirliği geliştirilecektir.

4.1.1.3 Özel Yasal Çerçeve

Ana Yasa ve Länd’ların tüzüklerinde özelde ilkokulları da içeren genel olarak okullarla ilgili çok sayıda temel hüküm yer almaktadır (teftiş, velilerin hakları, zorunlu eğitim, din eğitimi, özel okullar). Tüm çocukların gitmesi gereken ilk zorunlu okul olan Grundschule ile ilgili yasal dayanaklar Eğitim Yasaları, Zorunlu Eğitim yasası ve Länd’lardaki Eğitim ve Kültür Bakanlıkları tarafından yasalaştırılan ilkokullar için Schulordnung’da (okul yönetmelikleri) yer almaktadır.

4.1.1.4 Genel Amaçlar

İlkokulun görevleri ve amaçları okul sistemi içerisindeki konumuna göre belirlenir. İlkokulun rolü öğrencileri okul öncesi düzeyde aldıkları daha çok oyun merkezli öğrenme yaşantılarından daha sistemli okuma öğrenme yaşantılarına yönlendirmek ve ayrıca öğretim programlarının içerik ve şeklini tek tek bireylerin

(40)

farklı öğrenme ihtiyaçları ve kabiliyetleriyle örtüşecek şekilde uyarlamaktır.

İlkokulun amacı öğrencilerini, bir sonraki eğitim kademesine ve yaşam boyu öğrenmeye temel teşkil edecek bilgi ve yeteneklerle donatmaktır. Dil becerilerinin genel olarak geliştirilmesine ve matematik ve fen konularında temel teşkil edecek bir kavrayış kazandırılmasına özel önem verilmektedir. İlkokul öğrencileri içerisinde yaşadığı çevreyle ilgili deneyimlerini kavrayıp yapılandırabilme yeteneği kazanmalıdır. Aynı zamanda ilkokullar öğrencilerin devinişsel yeteneklerini ve toplumsal davranış kalıplarını geliştirmesine olanak vermelidir.

İlkokulun işlevi, farklı bireysel öğrenme artalanlarına ve öğrenme kabiliyetlerine sahip öğrencileri, bağımsız düşünebilme, öğrenebilme ve çalışabilme temelini geliştirecek ve diğer insanlarla etkileşim deneyimi sağlayacak şekilde eğitmek olarak görülmektedir. Böylelikle öğrenciler, kendi başlarına tercih yapmalarına ve hareket etmelerine yardımcı olacak ve onları orta okuldaki eğitim sürecine hazırlayacak sağlam bir temele sahip olmuş olurlar(eurydice.org).

İlkokulda yapılan eğitim çalışmalarıyla ilgili öneriler, Mayıs 1994 tarihinde yapılan Eğitim ve Kültür Bakanlığı görüşmesinde alınan kararla kabul edilmiştir.

4.1.1.5 Coğrafi Erişilebilirlik

Eğitim politikası çerçevesinde Länd’ların görevlerinden bir tanesi de yeterli sayıda ve türde okulu aktif olarak hizmete sunmaktır. Bu yüzden her Land’ın en üst denetleme mercii olan Eğitim ve Kültür Bakanlığı yeterli bir okul sistemi için geçerli alt yapıyı oluşturmakla ilgilenir. Buna uygun olarak da, mevcut ve potansiyel okul ihtiyaçları ve okul yerleri Land düzeyinde hazırlanan bir okul geliştirme planı dahilinde tanımlanır. Okulların geliştirilmesi amacıyla planlar hazırlanırken her bölgenin kendi eğitim yasalarına başvurulur.

4.1.1.6 Kabul Gereklilikleri ve Okul Tercihi

(41)

4.1.1.6.1 Okul Tercihi:Genel zorunlu öğretimi tamamlamak için her öğrencinin

yerel Grundschule’ye devam etmesi şarttır.

4.1.1.6.2 Zorunlu Eğitimin Başlangıcı

Zorunlu eğitim altıncı yaş gününü kutlayan her çocuk için 1 Ağustos tarihinde başlar. Ekim 1997 tarihinde yapılan Eğitim ve Kültür Bakanlığı görüşmesinde okula başlama yaşıyla ilgili olarak alınan karar uyarınca Länd’ler yukarıda belirtilen tarihi 30 Haziran ve 30 Eylül arası olacak şekilde yeniden düzenleyebilir. Ayrıca her Länd öğrencinin eğitim öğretim yılı içerisinde de okula başlayabilmesi için karar çıkarabilir. Bu olanakların sunulmasındaki amaç çocuklarını okula geç gönderen çok sayıdaki ailenin sayısını azaltmak ve anne babaları çocuklarını mümkün olduğunca erken okula göndermeye teşvik etmektir. Bütün Länd’lerde zorunlu eğitim 12 yıldır. 6-18 yaş arası çocukları kapsar. Bu sürenin 10 yılı tam zamanlı geri kalan 2 yılı da yarı okul yarı meslek eğitimi şeklinde geçer.

4.1.1.6.3 Erken Kayıt

Yasal okula başlama yaşı olan 30 Haziran 30 Eylül tarihlerinden sonra 6 yaşına giren her çocuk 31 aralık tarihine kadar, anne babasının başvurusuyla, okula kaydedilebilir. 31 Aralıktan sonra doğan çocuklar için de okula başlayabilmeleri için gerekçeli istisnalar uygulanabilir. Bu tür çocukların zorunlu eğitimleri kabul edildikleri tarihten itibaren başlar(eurydice.org).

4.1.1.6.4 Geç Yaşta Kayıt

Çocuğun gelişimi açısından okul ortamının gerekli bir koşul teşkil etmemesi halinde istisnai olarak bazı çocuklar okula geç başlayabilirler.

Länd’ların çoğunluğunda çocuklar bir Schulkindergarten’e ya da bir Vorklasse’ye devam ederler. Öğrencinin makul uzaklıktaki çevresinde bunlardan hiç birinin olmaması halinde, zorunlu eğitime başlama yaşı geçmiş olan çocuklar bir Kindergarten’a devam edebilir ya da ilkokulun birinci sınıfında özel yardım alabilirler. Gecikme döneminin sonunda çocuğun normal bir okula devam etmesinin

(42)

uygunluğuyla ilgili hala kuşku varsa, okulları denetleyen yetkililer öğrencinin bir Sonderschule’ye (özel okul) gitmesi gerekip gerekmediğine karar verir.

4.1.1.7 Öğrenci Ailelerine Mali Destek

Bu bölümde öğrencilerin ailelerine yapılan mali destekler incelenecektir.

4.1.1.7.1 Öğretim Yardımları:Anne babalarının ekonomik ve sosyal imkanlarına

bakılmaksızın öğrencilerin tamamının derslerde kullanılan öğretim materyallerine erişiminin sağlanabilmesi için her Länd’de öğrencilere öğretim materyalleri almaları için mali destek (Lernmittelhilfe) sağlanmasına ilişkin ya da bu malzemelerin ücretsiz karşılanmasına (Lernmittelfreiheit) ilişkin hükümler uygulanır. Bu hükümler uyarınca bu malzemeler öğrencilere ücretsiz olarak ya da kısmen ücretli olarak tedarik edilir. Bu malzemelerin finansmanı ya Schulträger (okulların kurulması ve çalışmasından sorumlu yerel yetkili kuruluş) ya da ilgili Länd tarafından sağlanır. Genel olarak, devlet okullarında okuyan öğrenciler ihtiyaçları olduğu süre zarfında ders kitabı ve diğer pahalı öğretim malzemelerini (cep tipi hesap makineleri vb gibi) ödünç alırlar. Bazı durumlarda öğrencilerin bu malzemeleri sahiplenmeleri halinde masrafların bir kısmını karşılamaları gerekebilir. Veliler ve öğrencilerden kendi sarf malzemelerini (kalem, alıştırma kitabı vb.) ve diğer bazı malzemeleri (çizim gereçleri, iğne oyası, metal işleme dersi gibi derslerde kullanılan malzemeler vb gibi) kendileri karşılamaları beklenir. Bazı Länd’larda okullar bu sarf malzemelerini de karşılarlar. Bu tür uygulamalar Länd’dan Länd’a değişiklik gösterir. Ayrıca özel okullarda okuyan öğrencilerin kullanacağı bu tür malzemelerin ücretlerinin karşılanıp karşılanmayacağına karar vermek te Länd’ın görevidir. Bazı Länd’larda öğrenci velilerinden öğretim malzemelerinin masraflarının bir kısmını tek seferde ödeyerek ya da doğrudan satın alarak karşılamaları beklenir.

4.1.1.7.2 Okul Ulaşımı

Länd’lerin her biri öğrencilerin okula geliş gidişleriyle ilgili düzenlemeleri yapmakla sorumludur. Ulaşım hizmetlerinden kimlerin faydalanacağına ilişkin ya da sağlanan hizmetin kapsamına ilişkin belirgin farklılıklar vardır. Ancak her durumda

(43)

zorunlu eğitim süresince uyulması gereken kapsamlı hükümler mevcuttur. Bu hükümlere aşağıda değinilmiştir. Genellikle toplu taşıma araçları için ödenen yol ücretleri iade edilirken bazı okulların kendi özel okul servisleri öğrencileri ücretsiz olarak taşır. Bundaki amaç şehirden kırsala, normalden özürlüye tüm çocuklara eşit eğitim fırsatı sağlamaktır (eurydice.org).

Öğrencilere okula gidiş gelişlerinde eşit ulaşım fırsatları sunmak genellikle ilçe ve belediyelerin ve bazı Länd’larda de yerel otoritelerin sorumluluğundadır. Ulaşım maliyetleri genellikle yerel idareler tarafından (genellikle belediyeler vb.) karşılanır. Çoğu durumda mali destek ilgili Länd tarafından sağlanır.

4.1.1.7.3 Öğrenciler İçin Kaza Sigortası

Federal Alman Cumhuriyetinde tüm öğrenciler için ders ya da ulaşım hizmetleri esnasında gelebilecek kazalara karşı kaza sigortası mevcuttur. Ayrıca okulun gözetiminde gerçekleştirilen tüm faaliyetler esnasında meydana gelecek kazalar da bu sigorta kapsamına dahildir.

4.1.1.7.4 Yaş Düzeyleri ve Öğrencilerin Gruplandırılması

İlkokul öğrencileri (6 ile 10 yaş arası, iki Länd’da da 6 ile 12 arası) normal sistemde yaşlara göre gruplandıkları sınıflarda eğitim görürler. İlk iki sınıfta, derslerin çoğu aynı öğretmen, yani sınıf öğretmeni, tarafından okutulur. Bu sayede öğrencilerin okul yaşamına alışması da daha kolay olur. 3. sınıftan itibaren öğrenciler farklı dersler için farklı branş öğretmenleriyle tanışmaya başlarlar, bu da branş öğretmenlerinin hakim olduğu orta okula bir ön hazırlık niteliği taşır. Yaş gruplarına göre düzenlenen sınıflara ek olarak bazı Länd’larda okulun ilk iki sınıfı için karma yaş gruplarına da eğitim verilmektedir. Böyle durumlarda, öğrenciler okulun ilk iki yılını kat ettikleri ilerlemeye göre bir ya da üç yılda geçebilirler.

4.1.1.8 Eğitim Öğretim Süresinin Düzenlenmesi

Bu bölümde eğitim öğretim faaliyetlerinin düzenlenmesi üzerinde durulacaktır.

Şekil

Çizelge 1:Almanya’daki Okul, Öğretmen ve Öğrenci Sayısı
Çizelge 3:Danimarka’da Sınıf Düzeylerine Göre Dersler ve Saatleri
Çizelge 4:Danimarka’daki Okul, Öğretmen ve Öğrenci Sayıları Folkeskole Özel okullar
Çizelge 5:Fransa’daki Öğrenci Sayısı  1990-91 1997-98 1998-99 1999-2000 2000-2001 2001-2002 Devlet Okulları 2,241 2,102,8 2,091,9  2,111,2 2,134,9 2,146,9 Özel Okullar 314,7 300,2 301,2 305,6 308,2 309,2 Toplam 2,555,7 2,403 2,393,1 2,416,8 2,443,1 2,456,1
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Direktifte, babalık izni için işçinin çalışma süresine ve medeni veya aile statüsüne bakılmaksızın 10 iş günü ücretli izin verilmesini, ebeveynlerin her biri için

According to participants’ ages, distribution of the responses which are provided by participants to question of “If the quality of treated wastewater is certified as best quality,

**: Eşeylere göre, avlanabilir boyun üzerindeki (≥ 9 cm) bireylerin ortalama vücut ağırlıkları esas alınmıştır. Keban bölgesinde tahmin edilen toplam

The cytotoxicity effects of phosphazene compounds were determined against human breast cancer (MCF- 7) and human prostate cancer (PC-3 and LNCaP) cell lines by using

Dünya Savaşı ile ilgili olarak daha çok savaşın gidişatı üzerine konuşulur.. Kurguda, tıpkı tarihsel süreçte olduğu

Almanya’dan Himalayalar’a, Kenya’dan Japonya’ya, ekolojik yıkıma karşı verilen pek çok mücadelede, kadınların yaşamın kaynağını korumak ve

The entry barrier of the catering industry is low, but because of the significant brand influence of Quanjude, the threat from new entrants is small; the vigorous development of

Türkiye ile AB arasında kurulan gümrük birliğinin uygulama koşullarının düzenlendiği 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı uyarınca, Gümrük Birliği'nin