• Sonuç bulunamadı

Karia şehir sikkeleri ve Lagina'da bulunan sikkelerin değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Karia şehir sikkeleri ve Lagina'da bulunan sikkelerin değerlendirilmesi"

Copied!
286
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI

KLASİK ARKEOLOJİ BİLİM DALI

KARİA ŞEHİR SİKKELERİ VE LAGİNA’DA BULUNAN

SİKKELERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Makbule EKİCİ

DOKTORA TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Ahmet A. TIRPAN

(2)

ARKEOLOJĠ ANABĠLĠM DALI

KLASĠK ARKEOLOJĠ BĠLĠM DALI

KARĠA ġEHĠR SĠKKELERĠ VE LAGĠNA’DA BULUNAN

SĠKKELERĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Makbule EKĠCĠ

DOKTORA TEZĠ

DanıĢman

Prof. Dr. Ahmet A. TIRPAN

Bu çalıĢma Selçuk Üniversitesi BAP Koordinatörlüğü tarafından 08103005 nolu Doktora Tez Projesi olarak desteklenmiĢtir.

(3)
(4)
(5)

ÖNSÖZ

2006 yılından itibaren “Karia ġehir Sikkeleri ve Lagina’da Bulunan Sikkelerin Değerlendirilmesi” konulu Doktora Tezimde, teze konu materyalleri çalıĢmama izin veren, konunun seçilmesinde beni yönlendiren, tezle ilgili önerileri ile danıĢmanlığımı yürüten hocam Sayın Prof. Dr. Ahmet TIRPAN’a teĢekkür ederim.

Tezimin ikinci danıĢmanı olarak görüĢlerinden faydalandığım, önerdiği kaynak ve fikirlerle farklı bir bakıĢ açısı yakaladığım sayın Dr. Koray KONUK’a teĢekkürlerimi sunarım.

Tez Ġzleme Komitesi’nde yer alan, Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi hocam Prof. Dr. Levent ZOROĞLU’na ve Pamukkale Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Bilal SÖĞÜT’e teĢekkürü bir borç bilirim. Tezimi çalıĢırken yöntem konusunda yardımlarını esirgemeyen ve tezimi okuma zahmetinde bulunan Prof. Dr. Asuman BALDIRAN, Doç. Dr. Ertekin DOKSANALTI ve Yrd. Doç. Dr. Mehmet TEKOCAK’a teĢekkür ederim.

Tezimin her aĢamasında her türlü yardımlarını esirgemeyen baĢta ArĢ. Gör. Dr. Suhal SAĞLAN ve ArĢ. Gör. Dr. Deniz SEVMEN’e, Lagina Hekate Kutsal Alanı ve çevresindeki kazılarda beraber çalıĢtığım ArĢ. Gör. Zeliha Gider BÜYÜKÖZER, Öğr. Gör. Dr. Aytekin BÜYÜKÖZER, Öğr. Gör. Halime ASLAN’a, Fransızca çevirileri ile destek olan Yrd. Doç. Dr. Tamer SEZER’e teĢekkürlerimi sunarım.

Tezimin içeriği ile bağlantılı olarak, depolarında bulunan sikkeleri çalıĢabilmem için izin veren Muğla Müzesi Müdürlüğü ve müze personeline teĢekkür ederim.

Konu ile ilgili literatürün taranmasında arĢivlerinden yararlandığım University College London, British Museum, Universita Studi di Catania, Alman Arkeoloji Enstitüsü Berlin ve Ġstanbul ġubeleri Müdürlükleri, Ġngiliz Arkeoloji Enstitüsü Ankara ġubesi Müdürlüğü’ne ve Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Kütüphanesi çalıĢanlarına teĢekkürlerimi sunarım.

(6)

Son olarak her zaman yanımda olan, varlıkları ile bana güç veren, Arkeoloji bölümünü kazandığım andan itibaren maddi manevi desteklerini esirgemeyen baĢta rahmetli babam Ġbrahim EKĠCĠ olmak üzere tüm aileme minnettarım.

Makbule EKĠCĠ Konya 2013

(7)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Öğr

enc

ini

n Adı Soyadı Makbule EKİCİ Numarası 054103011001

Ana Bilim / Bilim Dalı

Arkeoloji/Klasik Arkeoloji

DanıĢmanı Prof. Dr. Ahmet A. TIRPAN

Tezin Adı Karia Şehir Sikkeleri ve Lagina’da Bulunan Sikkelerin

Değerlendirilmesi

ÖZET

Nümizmatik, 19. yüzyıldan itibaren Müze Bilimi halini almıĢ ve çeĢitli dernek ve kuruluĢlarca faaliyetleri desteklenmiĢtir.

Karia Bölgesi’nde ve adalarda sikke basan kentlerin, baĢlangıcından Roma Dönemi’ne kadar olan sikke geliĢimi, ayrıca Klasik Dönem’de idarecilik yapan satrapların darp ettirdiği sikkeler değerlendirilmiĢ; Lagina ve çevresinde yapılan kazılarda bulunan sikkelerin envanterleri yapılarak grafik verilere ulaĢılmıĢtır.

Lagina ve çevresinde yapılan kazılarda Arkaik Dönem’den Roma Dönemi’ne kadar geniĢ bir sürece ve Karia, Kilikia, Pontus, Aeolia ve Lidya gibi farklı bölgelere ait sikkeler, bölgeler arası iliĢkiler konusunda önemli ipuçları sağlamaktadır.

Börükçü’nün dokuma atölyeleri, zeytinyağı ve Ģarap iĢlikleri nedeniyle Stratonikeia’nın bir sanayi merkezi olduğunu ifade edebiliriz. Börükçü’deki iĢlik ve atölyelerin yoğunluğu Antik Dönem’de Börükçü’nün önemli bir üretim merkezi olduğunu göstermektedir. Mezarlarda ise yerel üretim olmayan ithal malzemeler bulunmuĢtur. Bu durum Börükçü’de ithalat ve ihracatın yoğun olduğunu kanıtlamaktadır.

(8)

Lagina Hekate Kutsal Alanı’nın da dini merkez olarak, ziyaretçilerinin bolluğu sikke çeĢitliliği ile ispatlanmaktadır.

Lagina Hekate Kutsal Alanı Strabon’un da belirttiği gibi bölgedeki en ünlü iki tapınaktan biridir ve her yıl çeĢitli kentlerden festival topluluklarını kendine çekmektedir.

Ayrıca Kutsal alanda bulunan Roma Dönemi sikkelerinin büyük çoğunluğu 4. yüzyıla tarihlenmektedir ve kuzey stoada bulunmuĢtur. Bu da 4. yüzyılda kuzey stoada bir düzenleme yapıldığını göstermektedir.

(9)

Öğr

enc

ini

n Adı Soyadı Makbule EKĠCĠ Numarası 054103011001

Ana Bilim / Bilim Dalı

Arkeoloji/ Klasik Arkeoloji

DanıĢmanı Prof. Dr. Ahmet A. TIRPAN

Tezin Ġngilizce Adı Carian City Coins And the Evaluation of the Coins Found At Lagina

SUMMARY

Numismatic has become a museum science since 19th century and its activities has supported by the varieties of associations and organizations.

Development of minting the coins from the beginning up to the Roman Period in the Carian cities and the islands and coins minted by the satraps in the Classical Period reviewed in this issue. And inventory of the coins found at Lagina and around excavations completed and graphic data were created.

Coins found at Lagina and around excavations, belong to a wide range of Archaic Period to the Roman Period and different regions such as Caria, Cilicia, Pontus, Aeolia and Lydia provide important clues about the relations between these regions.

Due to the weaving workshops, olive oil and wine presses of Börükçü, we can say that it is the industrial center of Stratonicea. High amount of workshops at Börükçü show that it was an important manufacturing center in antiquity. Imported materials found at graves. This proves that imports and exports were intensive at Börükçü.

Variety of coins proves the abundance of visitors as a religious center at Lagina Hecate Sanctuary.

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

(10)

Lagina Hecate Sanctuary was one of the two most famous temple at the region, as stated by Strabo and it was getting intention by the festival communities of various cities.

In addition, vast majority of the Roman coins found at the Hecate Sanctuary are 4th century issues and they were found at northern stoa. This shows that an arrangement has been made in northern stoa in 4th century.

(11)

ĠÇĠNDEKĠLER

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI ... ....ii

DOKTORA TEZĠ KABUL FORMU ... iii

ÖNSÖZ ... iv

ÖZET ... vi

SUMMARY ... viii

KISALTMALAR(Teknik Kısaltmalar, Standart ve Süreli Yayınlar) ... xiv

1. GĠRĠġ...……….1

1.1. Konu ... 1

1.2. Kapsam ... 2

1.3. Amaç ... 2

1.4. Yöntem ... 2

2. KARĠA BÖLGESĠ TARĠHĠ COĞRAFYASI ... 4

2.1. Karia Bölgesi ve Karialılar ... 4

2.2. Lagina ve Çevresinin Tarihi Coğrafyası ... 7

3. ANTĠK NÜMĠZMATĠK ... 10

4. KARĠA BÖLGESĠ’NDE GREK SĠKKE BASIMI ... 13

4.1. Karia Bölgesi’nde Sikke Basan Kentler ... 13

4.1.1. Alabanda: ... 13 4.1.2. Alinda: ... 14 4.1.3. Amyzon: ... 14 4.1.4. Antiocheia ad Maeandrum: ... 15 4.1.5. Aphrodisias- Plarasa: ... 15 4.1.6. Apollonia Salbake: ... 16 4.1.7. Attuda: ... 17 4.1.8. Bargasa: ... 17 4.1.9. Bargylia: ... 17 4.1.10. Euhippe: ... 18 4.1.11. Euromos: ... 18 4.1.12. Gordioteikhos: ... 19 4.1.13. Halikarnassos: ... 19 4.1.14. Harpasa: ... 20 4.1.15. Herakleia Latmos: ... 20 4.1.16. Hydai: ... 20 4.1.17. Hydisos: ... 21 4.1.18. Ġasos: ... 21 4.1.19. Ġdyma: ... 23 4.1.20. Kalketor: ... 23 4.1.21. Karyanda: ... 23 4.1.22. Kasolaba: ... 24 4.1.23. Kaunos: ... 24 4.1.24. Keramos: ... 26

(12)

4.1.25. Kidramos: ... 27 4.1.26. Kindya: ... 27 4.1.27 Knidos: ... 27 4.1.28. Kranaos: ... 29 4.1.29. Mylasa: ... 29 4.1.30. Myndos: ... 32 4.1.31. Neapolis: ... 32 4.1.32. Orthosia: ... 33 4.1.33. Stratonikeia: ... 33 4.1.34. Syangela: ... 34 4.1.35. Tabai: ... 35

4.2. Karia Bölgesi’nde Adalarda Sikke Basan Kentler ... 36

4.2.1. Astypalaia: ... 36 4.2.2. Astyra: ... 36 4.2.3. Kalymna: ... 37 4.2.4. Kos: ... 37 4.2.5. Megiste: ... 38 4.2.6. Nisyros: ... 39 4.2.7. Rhodos: ... 39 4.2.7.1. Ġalysos: ... 41 4.2.7.2. Lindos: ... 41 4.2.7.3. Kamiros: ... 41

4.3. Karia Bölgesi’nde Sikke Bastıran Satraplar ... 42

4.3.1. Hekatomnos: ... 42

4.3.2. Mausolos: ... 42

4.3.3. Ġdrieus ... 43

4.3.4. Piksodaros (M.Ö. 341- 336): ... 43

5. LAGĠNA ve ÇEVRESĠNDE BULUNAN SĠKKELER ... 44

5.1. Sikkelerin Bulunduğu Alanlar ... 44

5.2. ġehir ve Yönetici Sikkeleri: ... 47

5.2.1.Karia Bölgesi ġehir ve Yönetici Sikkeleri ... 50

5.2.1.1 Stratonikeia: ... 50 5.2.1.2. Rhodos: ... 53 5.2.1.3. Mylasa: ... 54 5.2.1.4. Kasolaba (?): ... 55 5.2.1.5. Halikarnassos: ... 55 5.2.1.6. Alabanda: ... 55 5.2.1.7. Kos: ... 56 5.2.1.8. Myndos: ... 56 5.2.1.9. Ġasos: ... 57 5.2.1.10. Hekatomnos: ... 57

5.2.2. ĠONĠA BÖLGESĠ SĠKKELERĠ... 58

5.2.2.1. Miletos: ... 58

5.2.2.1.1. Miletos Tip 2 Sikkelerinin Tarihlendirilmesi ... 59

(13)

5.2.2.3. Magnesia Ad Meandrum: ... 61

5.2.3. SARDES SĠKKESĠ ... 62

5.2.4. LESBOS SĠKKELERĠ ... 63

5.2.5. PONTUS SĠKKELERĠ ... 64

5.2.5.1. Amisos: ... 64

5.2.5.2. Pontus, darp yeri belirsiz sikke: ... 64

5.2.6. TARSUS SĠKKESĠ ... 65

5.2.7. ĠSKENDER SONRASI HANEDANLIK SĠKKELERĠ ... 66

5.2.7.1. Alexander III (Büyük Ġskender): ... 66

5.2.7.2. Kassandros: ... 67 5.2.7.3. Demetrios Poliorketes: ... 68 5.2.7.4. Lysimakhos: ... 69 5.2.7.5. Ptolemaios II Philedelphia: ... 70 5.2.7.6. Seleukos I: ... 70 5.2.7.7. Antiokhos II: ... 70 5.2.7.8. Seleukoslar: ... 71 5.3. ROMA SĠKKELERĠ ... 72

5.3.1. Roma Sikkelerinin Genel Özellikleri ... 72

5.3.1.1. Arka yüz Betimlemelerinde Görülen Personifikasyonlar: ... 72

5.3.1.2. Ön yüz Betimlemelerinde Ġmparatorun aldığı Ünvanları Gösteren Lejandlar ... 73

5.3.1.3. Arka yüzde Sık Görülen Lejandlar ... 74

5.3.1.4. Roma Dönemi Darphaneleri ... 75

5.3.2. Lagina ve Çevresinde Bulunan Roma Dönemi Sikkeleri ... 76

5.3.2.1. Hadrian: ... 77 5.3.2.2. Antoninus Pius: ... 77 5.3.2.3 YaĢlı Faustina: ... 78 5.3.2.4. Kommodus: ... 78 5.3.2.5. Geta: ... 79 5.3.2.6. Severus Alexander: ... 79 5.3.2.7. Maximinus Thrax: ... 80 5.3.2.8. Gordianus III: ... 80 5.3.2.9. Philip I: ... 81 5.3.2.10. Herennia Etruscilla: ... 82 5.3.2.11. Volusianus: ... 82 5.3.2.12. Gallienus: ... 82 5.3.2.13. Salonina: ... 83 5.3.2.14. Claudius II Gothicus: ... 83 5.3.2.15. Quintillus: ... 84 5.3.2.16. Aurelius: ... 84 5.3.2.17. Diocletian: ... 85

5.3.2.18. Galerius Valerius Maximinus: ... 85

5.3.2.19. Licinius I: ... 86

5.3.2.20. Constantinus I: ... 86

5.3.2.21. Constantinus II: ... 88

5.3.2.22. Constantius II: ... 88

(14)

5.3.2.24. Valentinianus II: ... 90

5.3.2.25. Theodisius I: ... 90

5.3.2.26. Arcadius: ... 91

5.3.2.27. Honorius: ... 92

5.3.2.28.Valentinianus II, Theodisius I veya Arcadius: ... 92

6. KATALOG ... 93

SONUÇ ... 159

KAYNAKÇA ... 165

GRAFĠK, HARĠTA, FĠGÜR ve LEVHALAR LĠSTESĠ………..196 GRAFĠK, HARĠTA, FĠGÜR ve LEVHALAR

(15)

KISALTMALAR

Teknik Kısaltmalar

LKS Lagina Kuzey Stoa

LS Lagina Sondaj

BM Börükçü Mezar

BYB Börükçü Yüzey Buluntusu

BS Börükçü Sondaj

BBS Beybağ Sondaj

BBM Beybağ Mezar

BBYB Beybağ Yüzey Buluntusu

TS Tepecik Sondaj

BDA Börükçü Dokuma Atölyesi

HM Hankuyu Mezar

LYB Lagina Yüzey Buluntusu

KDS Kurudere Sondaj T Tapınak A Altar BZ Bozukbağ LT Lagina Tapınak OBM Osmanbağ

KKS Karıngeçli Kuyu Sondaj

KDM Kurudere Mezar

BCS Baca Sondaj

LAS Lagina Altar Sondaj

BT Börükçü Tapınak

LP Lagina Propylon

LTYB Lagina Turgut Yüzey Buluntusu

TKĠ Türkiye Kömür ĠĢletmeleri

(16)

M.Ö. Milattan Önce

Bkz. Bakınız

mm. Milimetre

gr. Gram

Kat. No. Katalog numarası

AR GümüĢ AE Bronz EL Elektron s. Sayfa Km Kilometre Lev. Levha Vd. Ve devamı Fig. Figür Nr. Numara Den. Denarius Ant. Antoninianus Sest. Sestertius

(17)

Standard ve Süreli Yayın Kısaltmaları

AJA American Journal of Archaeology. The Journal of the

Archeological Institute of America

Anatolia Anadolu (Anatolia) Revue annuelle de l’Institut d’archeologie

de l’Universite d’Ankara

ANS American Numismatic Society

ANSMN American Numismatic Society Museum Notes

AST AraĢtırma Sonuçları Toplantısı

BCH Bulletin de correspondance hellénique

BMC Catalogue of the Greek Coins in the British Museum (London

1873– )

BSA Annual of British School at Athens

CH Coin Hoards

Chiron Chiron. Mitteilungen der Kommission für alte Geschichte und

Epigraphik des Deutschen Archäologischen Instituts

CVA Corpus vasorum antiquorum

EA Epigraphica Anatolica

JHS Journal of Hellenic Studies

JNG Jahrbuch für Numismatik und Geldgeschichte, Bayerischen

Numismatischen Gesellschaft, Münich 1949-

JRA Journal of Roman Archaeology.

KST Kazı Sonuçları Toplantısı

LRBC Late Roman Bronze Coinage

NumAntCl Numismatica e antichità classiche. Quaderni ticinesi

NC Numismatic Chronicle

RA Revue archéologique

RBN Revue Belge de Numismatique et de sigillographie

RIC Roman Imperial Coinage

RN Revue Numismatique

SM Schweizer Münzblätter, Swiss Numismatic Society 1949-

(18)

SNR Schweizerische numismatische Rundschau. Swiss Numismatic Society, Bern 1925-

ZPE Zeitschrift für Papyrologie und Epigraphik (Journal for

(19)

1. GĠRĠġ 1.1. Konu

Nümizmatik, 19. yüzyıldan itibaren Müze Bilimi halini almış ve çeşitli dernek ve kuruluşlarla faaliyetler desteklenmiştir. Antik nümizmatiğin çalışma konusu sikkenin icadından Bizans Dönemine kadar olan süreci kapsamaktadır.

Herodot‟a göre ilk sikke M.Ö. 7. yüzyılda, Lidyalılar tarafından darp edilmiştir.

Sikkenin icadı ile alışverişlerde kolaylık sağlamış ve kullanımı hızlı bir şekilde yaygınlaşmıştır. Karia Bölgesi‟nde de M.Ö. 6. yüzyılın başlarında sikke darbı görülmeye başlanmış ve birçok şehir ve yönetici kendi adına sikkeler darp ettirmeye başlamıştır.

Çalışmamızın konusunu Karia Bölgesi‟nde şehir sikkesi darp eden kentlerde görülen sikke gelişimi ve söz konusu kazı alanlarında yürütülen kazılarda bulunan sikkeler oluşturmaktadır.

1.2. Kapsam

Turgut Kasabası sınırları içinde kalan Lagina Hekate Kutsal Alanı‟nda kazılar 1993 yılından itibaren Prof. Dr. Ahmet A. TIRPAN başkanlığında yürütülmektedir. Lagina Hekate Kutsal Alanı‟nda yer alan propylon, altar, tapınak ve stoada kazı ve restorasyon çalışmaları yapılmış ve halen devam etmektedir.

Lagina‟nın Karia Bölgesi sınırları içerisinde yer alması sebebi ile Karia Bölgesi tarihi coğrafyası ve Karia Bölgesi‟nde Arkaik, Klasik ve Helenistik dönemlerde sikke darp eden şehirlerin sikkeleri de genel olarak ele alınmıştır.

Lagina‟nın siyasi merkez olarak bağlı olduğu Stratonikeia Antik Kenti ile arasında kutsal bir yol bulunmaktadır. Bu yol TKİ Yatağan Müessesesi dekupaj sahası sınırları içerisinde yer almaktadır. Bu nedenle 2002 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı arasında yapılan protokolle bu yol çevresinde yer alan yerleşimlerde de arkeolojik kazılar Prof. Dr. Ahmet A. TIRPAN başkanlığında 2009 yılına kadar kesintisiz devam ettirilmiştir. Bu kazılarda Eski Tunç Çağına tarihlenen Kumyer, Geç Geometrik Dönem‟den Roma Dönemi‟ne kadar devam eden Börükçü, Bizans yerleşimi olan Beybağ ve Erken Osmanlı Dönemi‟ne tarihlenen Tepecik gibi yerleşimler yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmıştır.

(20)

Araştırmalar sonucu Kutsal yol etrafında tespit edilen yerleşimlerde ve Lagina Hekate Kutsal Alanı‟nda 2002- 2010 yılları arasında Arkaik Dönem‟den Osmanlı Dönemi‟ne kadar tarihlenen sikkeler ele geçirilmiştir. Çalışmada Bizans, Beylikler ve Osmanlı sikkeleri kapsam dışında bırakılarak Arkaik, Klasik, Helenistik ve Roma Dönemi sikkeleri incelenmiştir.

1.3. Amaç

Lagina ve çevresinde yapılan kazılarda Geç Tunç Çağı‟ndan başlayarak Geometrik, Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma, Bizans dönemlerine tarihlenen yerleşim ve buluntular tespit edilmiştir.

Buluntular arasında önemli bir grubu oluşturan ve Arkaik Dönem‟den Roma Dönemi‟ne kadar geniş bir sürece ve Karia, Kilikia, Pontus, Aeolia ve Lidya gibi farklı bölgelere ait sikkeler, bölgeler arası ilişkiler konusunda önemli ipuçları sağlamaktadır. Bu ipuçlarının değerlendirilmesi için kataloğa alınan 410 sikkenin büyük çoğunluğu Karia Bölgesi şehirlerine aittir. Bu doğrultuda Karia Bölgesi‟nde sikke darp eden kentleri ve gelişimini tanımak gerekmektedir.

Özet olarak buluntular ve tarihsel süreklilik göz önüne alındığında bu çevrenin Karia Bölgesi kentleri ile yoğun olmak üzere, diğer bölge kentleri ile de ilişkilerinin olduğu ve önemli bir merkez olduğu anlaşılmaktadır. Bu doğrultuda sikke buluntuları grafik gösterimlere dayanarak en fazla hangi kentlerle ilişkide bulundukları ve bunun siyasi ve ekonomik nedenlerine dikkat çekilmiştir. Böylece Sikkelerin hangi dönem ve hangi kentlere ait olduğu belirlenerek; Karia Bölgesi için önemli bir dini merkez olan Lagina ve çevresinin hangi dönemde hangi kentlerle siyasi, dini, ticari ve kültürel ilişkisinin olduğuna değinilmiştir.

1.4. Yöntem

Çalısma altı ana bölüm altında ele alınmıştır.

Birinci bölümde, konu hakkında şimdiye kadar yapılan çalışma ve yayınlar, çalışmanın amacı, kapsamı ve yöntemi ele alınarak konunun çerçevesi cizilmistir.

İkinci bölümde Karia Bölgesi ve Karialılar hakkında antik kaynakların bize bildirdiği ve modern araştırmacıların yaptığı kazı ve araştırmalardan yararlanılarak,

(21)

Lagina ve bağlı bulunduğu Stratonikeia‟nın tarihi coğrafyası konusunda genel bir değerlendirme yapılmıştır.

Üçüncü bölüm Karia Bölgesi‟nde, Roma Dönemi öncesinde sikke darp eden kentlerin sikke basımları hakkında genel bilgileri içermektedir. Sikkeler kazılarda ortaya çıkarılan önemli bir buluntu grubunu oluşturmaktadır.

Ancak genel olarak bakıldığında kent sikkeleri hakkında fazla çalışma yapılmamıştır. Karia Bölgesi‟ndeki kentler için de durum aynıdır. Karia Bölgesi‟nde sikke basan birçok kentte nümizmatik konusunda ayrıntılı çalışma yapılmamıştır. Ancak sikke kataloglarında sıkça rastlanmaktadır. Bu konuda yapılan araştırmalar, müze ve sikke kataloglarından yararlanırlarak, Karia Bölgesi‟nde ve adalarda sikke basan kentlerin başlangıcından Roma Dönemi‟ne kadar olan sikke gelişimi, ayrıca Klasik Dönem‟de idarecilik yapan satrapların darp ettirdiği sikkeler değerlendirilmiştir.

Dördüncü bölümde Lagina Hekate Kutsal Alanı ve çevresinde yapılan kazılarda bulunan sikkeler incelenmiştir. Katalogda yer alan Arkaik, Klasik ve Helenistik sikkeler bölge, kent ve yöneticilere, Roma Dönemi sikkeleri ise imparator ve imparatoriçelere göre sınıflandırılmıştır. Ancak Stratonikeia, Alinda ve Alabanda sikkeleri arasında yer alan Roma dönemi şehir sikkeleri, kent sikkeleri arasında değerlendirilmiştir. Katalogda yer alan sikke tipleri hakkında açıklayıcı bilgiler verilmiştir.

Beşinci bölümde katalog yer almaktadır. Katalog çalışması sırasında Lagina ve çevresinde yapılan kazılarda bulunan sikkeler fotoğraflanmış, ölçüm ve ağırlıkları tartılarak envanter çalışmaları tamamlanmıştır. Envanterleri yapılıp, katalog şekline getirilen eserlerin değerlendirilmesi yapılırken grafiklere başvurulmuştur.

Altıncı bölümde genel bir değerlendirme yapılarak sonuca ulaşılmaya çalışılmıştır. Kullanılan kısaltma ve kaynaklara yer verilmis, çizim, harita ve resimler çalışmanın sonuna eklenmistir.

(22)

2. KARĠA BÖLGESĠ TARĠHĠ COĞRAFYASI 2.1. Karia Bölgesi ve Karialılar

Bölge, adını kökenleri henüz tam olarak saptanamayan Karlar‟dan almıştır. Bu ad, M.Ö. II. Bin yılın ikinci yarısına ait Hitit ve Mısır metinlerinde Kark(a)issa ya da Karakişa; M.Ö. I. Bin yılın Pers kayıtlarında ise Karka olarak geçmektedir1

. Karia Bölgesi‟nin sınırları konusunda farklı tanımlamalar vardır. Genel olarak, kuzeyde Maiandros (Büyük Menderes) nehri ile Messogis (Aydın) dağları, güneyde İndos (Dalaman) çayı, kuzeydoğuda Salbakos (Babadağ) dağı, doğuda Kızılhisar- Acıpayam Ovası, batıda ise Ege Denizi ile çevrilidir. Antik Çağda ise Karia Bölgesi‟nin kuzeyinde İonia ve Lidya, kuzeydoğusunda Phrygia, doğusunda Psidia, güneydoğusunda ise Lykia bölgesi yer almaktadır2

(Harita 1).

Homeros, “İlyada” adlı eserinde Karialıları Miletos‟ta, Maiandros (Büyük Menderes) nehri kıyılarında ve yüksek doruklu Mykale (Samsun) Dağı eteklerinde yaşayan ve Troia Savaşı‟nda Priamos‟un yanında savaşan kavim olarak tanıtır3

. Genel olarak Karialılar Lelegler olarak bilinir. Strabon‟a göre Karialılar Minos egemenliğine tabi idiler ve bunlara o zamanlar Lelegler deniyordu. Adalarda yaşıyorlardı, sonradan karaya göç ettiklerinde kıyı ve iç kesimlerin çoğunu ilk sahiplerinden alarak ele geçirdiler4. Heredotos eserinde “İonia‟ya başeğdiren Harpagos, Karialılar, Kaunoslular ve Lykialılar üzerine yürüdü; yanında İonialar ve Aiolialıları da götürüyordu. Bu üç ulustan birisi, Karialılar anakaraya adalardan gelmişlerdir. Eskiden Leleg adı altında adalarda otururlardı ve Minos uygarlığındaydılar; bana anlatıldığına göre pek uymamakla beraber vergi ödemezlermiş; yalnız Minos vergi istediği zaman gemilerde çalışacak adamlar gönderirlermiş” demektedir5

.

Pausanias, Lelegleri Karia Irkı‟nın bir kolu olarak tanıtmaktadır6. Homeros, Karialılar ile Lelegleri birbirinden ayrı kavimler olarak görür ve Leleglerin Troia 1 Sevin 2001, 105 2 Küçükeren 2005, 15 3 Homeros İl., II. 867- 869 4 Strabon, 14.2.27 5 Heredot, 1. 171 6 Pausanias, 7.2.8

(23)

Savaşı sırasında, Troia‟nın güneybatısındaki Satnioeis (Tuzla) Çayı yakınlarında yaşayan farklı bir kavim olduğunu belirtir7

.

Karialıların savaşçı bir kavim olduğu ve paralı askerlik yaptığı8

ve korsanlık için denize çıktıkları9

bilinmektedir.

Denizci bir kavim olmaları ile ilgili olarak, Herodotos Halikarnassos tiranı Lygdamis‟in kızı Artemisia‟nın, yarı Halikarnassos‟lu yarı Giritli olduğunu ve Artemisia‟nın Halikarnassosluların, Kosluların, Nisyrosluların ve Kalydnosluların başına geçtiğini belirtmektedir. Artemisia, Xerxes‟in Yunanistan‟ı istilasında Pers donanmasında Karia birliklerinin başında yer almış ve erkek gibi savaştığı için Xerxes‟in övgüsünü kazanmıştır. Herodot, sefer sırasında bütün donanmada Sidonlu denizcilerden sonra en ünlü gemilerin Artemisia‟ya ait olduğunu ifade etmektedir10

. Ayrıca sorguç ve kalkan kulbu olmak üzere iki askeri teçhizatı keşfettikleri de bilinir. Strabon‟un eserinde Alkaios‟un “Bir Karia sorgucunu titreterek” ve Anakreon‟un “Gel, kendi kolunu Karialıların eseri olan kalkan kulpuna sok” dedikleri kaydedilmiştir. Bu şairlerin ifadeleri, günümüze Strabon‟un aktarması sayesinde ulaşmış, diğer yazarlar da askeri teçhizatlarla ilgili bilgi verirken bu şairlerden yararlanmışlardır11

.

Ele geçen kitabelerden, Karialılar‟ın, Lidya ve Likya dilleri ile yakınlık gösteren, kendilerine ait, Hint- Avrupai bir alfabesi ve dili olduğu bilinmektedir12

. Alfabe olarak Grek alfabesi ile benzerliği vardır ve tam olarak çözümlenememiştir. Bölgedeki araştırmalarda ele geçen Roma Dönemi Latince kitabelerde görülen Karia isimleri Karialılar‟ın etnik kökenlerinin uzun süre devam ettiğini göstermektedir13

. Karia‟nın ilk satrabı da Mylasalı Hyssaldomos‟tu. Onu daha sonra oğlu Hekatomnos ve M.Ö. 377 yılında da torunu Mausolos izledi14.

Böylece Büyük İskender‟in Anadolu seferine kadar süren hükümranlık süresince satrapların, Mylasalı Hekatomnos ailesine mensup olduğu anlaşılmaktadır. 7 Homeros İl., X.428- 430 8 Heredot, 3.11; Demir 2005, 35 9 Heredot, 2.152; Thukydides, 1. 8 10 Heredot, 7.99 11 Strabon 14.2.27 12 Adiego 2007, 4; Melchert 2010, 177 13 L. Robert 1950, 31; Laumonier 1958, 53- 65 14 Konuk 2003, 104; Henry 2010, 72- 73

(24)

Bunlar arasında özel bir yere sahip olan Mausolos M.Ö. 377- 351 yılları arasında hüküm sürmüş ve Pers kralının emri altında olmasına karşın Karia‟yı bağımsız bir egemen gibi yönetmiştir15

. Onun döneminde Halikarnassos başkent olmuştur. Pek çok küçük merkezin halkını toplayarak kurmuş olduğu Halikarnassos‟ta, kendi adıyla anılan anıtsal mezarı bulunmaktadır16

.

İskender‟in seferleri sırasında Karia Bölgesi‟nde, Magnesia ve Tralleis üzerinden Lagina‟ya, oradan da Stratonikeia üzerinden Mylasa ve Halikarnassos‟a ulaştığı öngörülmüştür. Bir başka görüşe göre ise Alabanda, Alinda, Labranda ve Mylasa güzergâhı kullanılarak Halikarnassos‟a ulaştığı düşünülmektedir17. Güzergah üzerindeki kentler direniş göstermeden İskender‟e teslim olmuştur18

.

Helenistik Dönem‟de, ikinci Karia Federasyonu olan “Khrysorik Birliği”nden bahsedilir. Tüm Karialılarca tanınan bu birlik, eski köy sisteminden geliştirilerek organize edilmiştir. Buna göre her kentin oy çokluğu kendi bölgesinde bulunan köy sayısına dayanmaktadır. Birlik birtakım kararları almak için Stratonikeia‟nın yakınındaki Zeus Khrysaoreos Tapınağı‟nda toplanmaktadır19. Bir yazıta göre ise bu

birlik M.Ö. 267 yılında Labraunda‟da toplanmakta idi20

.

M.Ö. 197 yılında Rhodos hakimiyetine giren Karia, Rhodos‟a karşı Lykialılarla birlikte karşı koymuş ve bir ayaklanma başlatmışlardır (M.Ö. 167). Bundan bir sonuç alınamamış olsa da aynı yıl Roma Senatosu bir bildiri yayınlayarak Karia ve Lykia‟nın özgür olduğunu ilan etmiştir21.

M.Ö. 27 yılında, Augustus adını alan Octavianus ile Roma İmparatorluk Dönemi başlamış ve bu ilk imparator çok fazla acı çeken Karia‟ya dostça yaklaşmış ve bölgeye uzun bir süre barış hakim olmuştur22. Bölge halkı, her yıl ve de 4 yılda bir imparatorlar adına festivaller düzenlemişlerdir.

15 Peschlow Bindokat 2005, 22 16 Baldoni vd. 2004, 17- 18 17 Demir 2008, 104 18 Arrian, 1.20 19 N. Şahin 2001, 79 20 Hellström 2007, 19 21 Bean 2000, 11 22 Bean 2000, 13

(25)

2.2. Lagina ve Çevresinin Tarihi Coğrafyası

Lagina Antik Kenti Muğla ili, Yatağan ilçesi, Turgut beldesi sınırları içerisinde kalan harabeler olarak bilinmektedir23. Kalıntıların bulunduğu yöre için

“Lagina” adı uzun yıllar kullanılmış ve Türk fonetiğine uygun olarak “Leyne” şeklini almıştır24

.

Lagina‟nın tarihi süreci geniş ölçüde Karia Bölgesi‟nin ve bilhassa bağlı bulunduğu Stratonikeia‟nın tarihi süreci ile paralellik gösterir.

Lagina çevresinde Kumyer Mevkii‟nde yapılan kazılarda Geç Tunç Çağı‟na tarihlenen bir nekropol alanı tespit edilmiştir25. Stratonikeia yakınlarında Sub Miken döneme tarihlenen iki vazo ele geçirilmiştir26

. Geç Geometrik Döneme tarihlenen buluntular Bozukbağ27

ve Börükçü28 civarında bulunmuştur. Hacıbayramlar Höyüğü‟nde Arkaik ve Klasik Çağlara ait terracotta mimari süsleme parçaları ve seramik kaplar bulunmuştur29

.

Hekate Tapınağı‟nın yaklaşık 1 km. kuzeybatısında Köklük mevkiinde ele geçen M.Ö. 4. yüzyıla ait iki kitabeden yörenin bu devirde “Koronza” olarak tanındığı ve Lagina‟nın bu kentin demosu olduğu anlaşılır30

. Bu yazıtlardan biri Philippos III‟e (Arrhidiaies) ait olup Kassandros‟un M.Ö. 318‟de satrap olduğu tarihe denk gelmektedir31. Aynı yerde M.Ö. 4. yüzyıla ait diğer kitabelerde Koronza‟ya bağlı bulunan Xthybira ve Patarousa köyleri ile Angora, Ondra ve Lagina demoslarının adları görülmektedir32

.

Koronza M.Ö. 4. yüzyılda kendine bağlı köyleri ve demosları olan iki arhon tarafından idare edilen bir kenttir. Apollon ve Artemis‟e ait bir kült merkezi vardır33

. Stratonikeia‟da, Seleukos hakimiyetinden önce, M.Ö. 270/260‟larda Ptolemaioslar‟ın varlığı bilinmektedir34

. Stratonikeia kentinin Seleukoslar tarafından

23 Yatağan- Milas asfaltının 1. km.‟sinde Yatağan Termik Santralı yanından sağa ayrılan yoldan 9 km. sonra Turgut Beldesine ulaşılır. Lagina antik kenti kalıntıları, Turgut‟un 1 km. doğusunda eğimli bir arazide, sık zeytinlik ve bahçelikler arasında yer alır (Boysal 1970, 64)

24 Schober 1933, 9 25 Tırpan- Büyüközer 2011, 386- 387 26 Hanfmann- Waldbaum 1968, 51 vd. 27 Boysal 1970, 65- 68

28 Bu bölgede yapılan çalışmalar “Sikkelerin Bulunduğu Alanlar” bölümünde anlatılmıştır. 29 Serdaroğlu 1972, 84 vd.; Akkurnaz 2010, 30

30

Ç. Şahin 1973, 179- Lev I-II 31 Robert- Robert 1955, 556 32 Ç. Şahin 1973, 181

(26)

genişletilip imar ve iskan edilmesi ve bölgenin Seleukoslar‟ın yönetiminde siyasi yapının yeniden düzenlenmesi ile Koronza Antik Kenti Stratonikeia‟nın demoslarından biri olmuştur35. Stratonikeia‟nın diğer demosları Hierokome,

Koliorga, Koraia ve Lobolda‟dır36

. Koliorga‟nın yeri, 2004- 2006 yıllarında Börükçü‟de yürütülen kazılar sırasında bulunan iki yazıt aracılığı ile tespit edilmiştir37

. Lagina‟nın bağlı bulunduğu Koronza‟nın adının unutulup kentin Lagina adı ile tanınmasının nedeni Lagineus demosundaki Anadolulu bir tanrıça olan Hekate‟nin tapınağının bölgenin en önemli dini merkezi haline gelmesinden dolayı olmalıdır38. Bu dönemde Lagina Hekate Tapınağı‟nın kutsal bir yolla Stratonikeia‟ya

bağlı olması, tapınağın rahiplerinin Stratonikeia‟nın yönetiminde söz sahibi olmaları, Lagina‟nın bölgedeki öneminin göstergesidir.

Stratonikeia M.Ö. 205 yılında Makedonia kralı Philip‟in eline geçer. Hiçbir savunma sistemi olmayan Lagina da bu istiladan nasibini alır. Stratonikeia ve demosları fidye ödeyerek bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır. M.Ö. 197 yılında bölge Rhodos hakimiyetine girer39. Lagina‟daki Hekate kültü ile Rhodos‟taki Helios kültü rahiplerine ait kitabede Rhodos elçisinin Roma Senatosu‟nda “Stratonikeia‟nın kendilerine Antiokhos ve Seleukos tarafından verildiğini” açıklayan söylevi Rhodos hakimiyetinin belgesidir.

M.Ö. 189 yılına ait bir kitabede Stratonikeia ve Rhodos arasında bir sınır anlaşması olduğu ve Bargylia kentinin hakemlik yaptığı belirtilmiştir40. Böylece

Rhodos hakimiyetinin fazla uzun sürmediği anlaşılmaktadır.

M.Ö. 143 yılında bölgenin önemli merkezi olan Mylasa ve Stratonikeia arasında bir sınır anlaşmazlığı olmuş ve buna Roma Senatosu hakemlik yapmıştır41

. M.Ö. 130 yılında Roma‟ya baş kaldıran Aristonikos Romalılardan korunmak için

34

Bremen 2003, 9 35

Tırpan 1997, 85

36 Diehl- Cousin 1887, 33- 34; Laumonier 1958, 197- 200; Aydaş 2010, 4 37 Aydaş 2006, 111

38 Lagina adı hemen hemen her zaman Hekate kültü ile beraber geçmektedir. Strabon onu bir kez şehir adları ile beraber zikretmiştir. Ç. Şahin 1973, 171 vd.

39 Tırpan- Söğüt 2005a, 3

40 Broughton,1934, 254; Robert- Robert 1955, 563 41 Tırpan 1990a, 217

(27)

Stratonikeia‟ya sığınır42. Tüm bunlardan yola çıkarak bu devirde Stratonikeia‟nın

geniş sınırlara sahip ve bölgenin güçlü ve bağımsız kentlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz.

Anadolu‟yu Romalılardan temizlemek için mücadele eden Pontus kralı Mithridiates‟e karşı Roma‟yı tutan Stratonikeia M.Ö. 89 yılında Mithridiates‟in saldırısına uğrar 43

. Romalılar M.Ö. 81 yılında Pontuslular‟ı yener. Stratonikeia‟yı ödüllendirmek için Themisseis gibi kentlerin toprakları paylaştırılarak Stratonikeia‟nın alanı genişletilmiş ve vatandaşların adları yazıtlarda kayıt altına alınmıştır44

. Kentin 50 km. kuzeydoğusunda yer alan Hydisos kenti ve toprakları da Stratonikeia‟ya verilmiştir45

.

M.Ö. 40 yılında Parthlarla birleşen Labianus Romaya karşı açtığı savaşta Stratonikeia‟ya saldırır fakat ele geçiremez46. Bunun üzerine Lagina Hekate

Tapınağı‟nı yağmalar. Bu yağmada harap olan tapınağa M.Ö. 27 yılında Augustus yardımda bulunmuştur. Bu bağış kitabesi47

temenosun propylonunda merkezi kapının lento kısmında yer alır48

.

M.Ö. 3. yüzyılın başlarında Stratonikeia Antik Kentinin Seleukoslar tarafından kurulmasından sonra Lagina‟nın önemi artmış ve bölgenin dini merkezi olmuştur. Özellikle M.Ö. 2. yüzyıl ortalarından itibaren Hekate Kutsal Alanı‟nda önemli imar faaliyetleri başlamış ve bu yüzyılın sonunda ise propylonun yeri belirlenip yeni tapınak inşa edilmiştir. Hekate Kutsal Alanında Hekatesia, Anahtar Taşıma, Doğum Günü Şenlikleri ve Gizli Dinsel Törenler yapılmıştır49

.

Stratonikeia ve Lagina Bizans Dönemi‟nde psikoposluk merkezi olarak Aphrodisias‟a bağlanmıştır50

.

42 Tırpan- Söğüt 2005a, 4; Broughton ise adı geçen Stratonikea kentinin Lidya Bölgesi‟ndeki Stratonikeia olduğunu ileri sürmektedir, bkz.Broughton 1934, 254.

43 Arslan 2007, 151; Aulock 1967, 14 44 Bremen 2000, 393 45 Tırpan 1990a, 218 46 Umar 1999a, 547

47 “Dindarlığıyla herkesten farklı, vatanın babası, tanrının oğlu, tanrı imparator Caesar Augustus, tanrıça Hekate‟ye dinsiz davranılınca, Hekate‟nin baştan beri hayatta tanrıların yanında, insanların arasındaki gerçek itibarını bizzat iade etmiştir”, bkz. Ç. Şahin 1982, s. 14, no. 511; Gider 2005, s.31, dipnot 136

48 Tırpan 1997, 85

49 Tırpan- Söğüt 2005a, 10- 25 50 Tırpan 1998, 3; Bean 2000, 83

(28)

3. ANTĠK NÜMĠZMATĠK

Klasik Çağda “kanun” anlamında kullanılan Yunanca “nomos” sözcüğünden

türetilmiş olan “nomisma” ve Latince “nummus” sikke demektir51

. Antik nümizmatik sikkenin icadından itibaren Grek, Roma, Bizans sikkelerini, İslami nümizmatik ise İslam devletleri, Beylikler ve Osmanlı İmparatorluğu sikkelerini kapsar52.

Nümismatik, 19. yüzyıldan itibaren Müze Bilimi halini almıştır. Türkiye‟de İstanbul Arkeoloji Müzeleri‟nde Halil Edhem Bey‟in müdürlüğünden itibaren sikkeler toplanmaya başlanmıştır53.

Ticaretin gelişmesi açısından sikkenin keşfi çok önemli yer tutmaktadır. Ancak ticaretin başlaması ile sikke kavramı ortaya çıkmamıştır. Sikke ortaya çıkmadan önce alışverişler “trampa (barter, değiş-tokuş)” yöntemi ile yapılmaktadır54

. Bunun sonucunda sığır, koyun, keçi gibi stratejik önemi olan hayvanlar para olarak karşımıza çıkmıştır. Ancak alışverişler çoğalınca pecunia (büyük baş hayvan) kullanımı problem çıkarmaya başlamış, bundan sonra hayvanların yerini madeni aletler (tripod, kürek, balta, çapa) ve süs eşyaları almıştır55. Daha sonraki dönemlerde madenler işlenmeden para olarak kullanılmıştır.

Bu da tartı sisteminin ortaya çıkışında en önemli etkendir. M.Ö. 4. bin‟de Mısır‟da, M.Ö. 3. bin‟de Mezopotamya‟da, M.Ö. 2. bin‟de Anadolu‟da tartı sisteminin kullanıldığı bilinir56. Ege Dünyası‟nda karşı kıyıda ise M.Ö. 7. yüzyılda insanlar tartı

ile tanışırlar. Tartının yaygınlaşması ile tartılmış madenlerin kullanıldığı görülür (elektron, altın, gümüş, bakır ve demir). Sikkenin icadında en önemli aşama külçe veya çubuklar olmuştur. Genellikle pazarda, tartılmış olan çubuklar, büyük alışverişlerde ise külçeler para birimidir57

. Bu külçelere ingot adı verilmektedir ve genellikle öküz derisi şeklindedir58

(Fig. 1). 51 Karwiese 1995, 12 52 Tekin 1997, 21 53 Tekin 1997, 51 54 Tekin 1996, 2 55

Howgego 1998, 16; Carradice- Price 2001, 14 56 Carradice- Price 2001, 15- 16

57 Atlan 1976, 2 58 Tulay 2001, ıngot

(29)

Alışverişlerde belirli ağırlıkta metal ya da maden kullanmak zorunda olmak belirli ağırlık kavramlarını ortaya çıkarmıştır. Örneğin Mısırlılar‟ın kullandığı şekel belli ağırlıktaki (8.34 gr.) gümüşü tanımlamak için kullanılır59.

Herodot‟a göre ilk sikke M.Ö. 7. yüzyılda Lidyalılar tarafından darp edilmiştir60. Bu ilk sikkeler altın veya elektrondandır. Elektron doğal olarak bulunan

altın, gümüş karışımıdır. İlk sikkelerin elektrondan basılmasının sebebi elektronun Lidya toprakları içinde yer alan Paktalos (Sart) Çayı‟nda doğal olarak bulunmasıdır61

. Bu sikkelerin en eskilerinin arka yüzlerinde hiçbir işaret ya da tip olmadan düz bırakılmıştır. Diğer bazıları kazıma çizgilerle doldurulmuş, bazılarının arka yüzlerinde de bir veya birkaç inkus vardır62 (Fig. 2). Basım aşamasının ilk zamanlarında sikke darbı sırasında, üzerine çekiçle vurulan üst kalıp ıstampasının sikkenin arka yüzünde bıraktığı çukurluğa inkus denir. Bu çukurluk kare şeklinde olursa quadratum incusum adını alır63

.

Sikke üzerinde yer alan yazıya lejand denir ve okumak anlamına gelen Latince “legere”den türemiştir. Lejandlardan sikkeyi basan halkın veya hükümdarın adını, sikke basımından sorumlu magistratın adını, sikke tipini açıklayıcı bilgiyi, sikke kalıpçısının adını (Sicilya‟da uygulanır), tarih ve birimi öğrenebiliriz64

.

Sikkenin değeri basıldığı metalin ağırlığına bağlıdır. Bir kentin bastığı sikkelerde esas birim, en çok kullanılan en büyük birimdir. Alt ve üst birimler bu büyük birimin ağırlığına göre hesaplanmaktadır. Esas sikkenin ağırlığı o kentin kullandığı ağırlık sistemini oluşturur, diğer bir deyişle sikke sistemi bir sikkenin ağırlığını ve maden miktarını tespit eden yöntemdir. Bugün bilinen ağırlık sistemleri, o ağırlıkların esas olarak kullanıldığı yerlere göre adlandırılmıştır65

.

Sikke, kısaca ağırlığı ayarlanmış, kendisini darp eden tedavüle çıkaran ve üzerinde istendiğinde tekrar geri almayı taahhüt eden yetkili idarenin ya da devletin arma veya işaretini taşıyan disk şeklinde ufak bir metal parçası olarak

59 Atlan 1976, 8 60 Heredot, 1.94 61 Tekin 1996, 7 62 Kroll 2010, 146 63 Gür 1976, 9 64 Tekin 1997, 29 65 Sear 1979, xxx

(30)

tanımlanmaktadır66. Ödeme aracı olarak kullanılan sikke ve para arasındaki farkı, her

sikkenin bir para olduğu, fakat her paranın bir sikke olmadığı şeklinde açıklanmaktadır.

(31)

4. KARĠA BÖLGESĠ’NDE GREK SĠKKE BASIMI 4.1. Karia Bölgesi’nde Sikke Basan Kentler

4.1.1. Alabanda: Çine‟nin batısında, günümüzdeki Araphisar Köyü‟ndedir67. Strabon, bölgenin 3. büyük kenti olduğunu ve Alabandalıların lüks ve eğlenceye düşkün olduklarını bildirir68

. Kent alanı ve toprakları Zeus Khrysaoreus‟a ve Apollon İsotimos‟a adanmıştır69

.

Alabanda sikkelerini 5 seri halinde incelemek mümkündür. İlk iki ve son iki seride şehrin simgesi Apollon İsotimos ve Pegasus kullanılmıştır. 3. seride ise pseudo İskender tipi basılmış ancak Pegasus arka yüzde, küçük bir sembol şeklinde kullanılmıştır70

. Arka yüzde tripod kullanılan tipler de görülmektedir71.

M.Ö. 197 yılında III. Antiokhos Anadolu‟nun batı ve güney sahillerinin büyük bir kısmını ele geçirince bazı şehirler Antiokheia adını benimsemiş, Alabanda da Antiokheia adını almıştır. M.Ö. 197- 189 yılları arasında basılan sikkelerde bu

nedenle ANTIOXEΩN lejandı bulunmaktadır72

(Fig. 3). Boehringer ise bu tip sikkeleri 205- 190 yıllarına tarihlemektedir73.

Antiokhos, kentin koruyucusu ve velinimeti olarak onurlandırılınca kral da kente, kendi yerel tipleriyle gümüş sikke basma izni vermiştir. Bu tiplerde ya monogram formunda ya da açık olarak yazılmış onaltı magistratın adının bulunduğu tetradrahmiler ve drahmiler olarak bilinmektedir. Bütün bu sikkelerin basımında öylesine az ön yüz kalıbı kullanılmıştır ki, magistratların yıllık seçildikleri düşünülemez; bu kişiler ya yılın bir kısmında görev yapıyorlardı ya da bir heyet gibi aynı anda birkaç kişi çalışıyorlardı74

.

Antiokhos‟un Magnesia Savaşı‟nda yenilmesiyle Alabanda, tekrar eski adını almıştır. Kentin adının Alabanda olarak kullanıldığı sikkeler M.Ö. 168‟den sonraya tarihlenmektedir75 (Fig. 4).

67

Paton- Myres 1897, 40; Tırpan 1990b, 171 68

Strabon, 14.2.26; Bean 2000, 189; Freeley 2002, 207- 208 69 Satış 2008, 153 70 Waggoner 1989, 283 71 Head 1911, 607 72 BMC Caria, xxvii; 73 Boehringer 1972, Tf. 1, 6 74 Morkholm 2000, 157 75 Waggoner 1989, 289

(32)

4.1.2. Alinda: Aydın‟ın, Karpuzlu İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır76. Alinda‟nın kökeni hakkında çok fazla bilgi yoktur. Strabon Alinda‟dan bahsederken; Kraliçe Ada‟nın erkek kardeşi Pixodoros, M.Ö. 340‟ta tahtı ele geçirdiğinde Ada‟nın, Halikarnassos‟tan Alinda‟ya kaçması olayıyla bahseder. İskender M.Ö. 334 yılında Karia‟ya girince Ada onu görmeye gitmiş ve onunla bir anlaşma yapmıştır77

. Kentte M.Ö. 2 yüzyıl başlarından önce sikke basımı görülmemektedir78. Sikke tipleri M.Ö. 201 yılında Karia‟da kışlayan Philip V‟in tipleri ile benzerlik göstermektedir79. Ön yüzde sağa doğru sakallı Herakles (?) başı, arka yüzde üzüm

salkımı, üstte AɅIN, altta I, Γ harfleri ve gürz görülmektedir80

(Fig. 5).

Ön yüzde Herakles başı, arka yüzde meşe çelengi içerisinde AɅIN/ ΓEΩN lejandı ve gürz görülen tiplerin arka yüzünde yıldırım demeti, Pagasus, labris ya da

sadak bulunmaktadır81. Sikke tiplerinden Herakles‟e tapınım olduğu

anlaşılmaktadır82

.

4.1.3. Amyzon: Aydın‟ın Koçarlı İlçesi‟nin 30 km güneyinde Gaffarlar

Köyü‟ndedir ve Mazınkale olarak bilinir83. Zeus‟un, bu kentteki kültünün Girit‟ten geldiği düşünülmektedir ve burada tapınım gören tanrıya Zeus Kretagenes adı verilmektedir84.

M.Ö. 2- 1. yüzyıl sikkelerinde önyüzde Artemis, arka yüzde tripod ve yanan meşale görülmektedir85

.

Amyzon‟da, Artemis Kültü ile bağlantılı olarak çok yaygın şekilde kullanılan geyik betimlemesi, Augustus Dönemi‟nde arka yüzde görülmektedir86.

76 Özkaya vd. 1999, 299 77 Strabon, 14.2.17 78 Head 1911, 607 79 BMC Caria, xxx 80 Milne 1938, 255 81 Sear 1979, 435- 436 82 Head 1887, 519 83 Head 1911, 608 84 Satış 2008, 156 85 Sear 1979, 436 86 Robert- Robert 1983, 38

(33)

4.1.4. Antiocheia ad Maeandrum: Aydın İli, Kuyucak İlçesi, Başaran Köyü

sınırları içerisindedir87

.

Antiocheia adını M.Ö. 3. yüzyılın 3. çeyreğinde Morsynos Ovası‟nın Maiandros Ovası ile birleştiği tepede kuran Seleukos hanedanından I. Antiokhos Soter‟i onurlandırmak adına bu adı almıştır88

.

Kentte, Karia‟nın Roma Senatosu‟ndan bağımsızlığını kazandığı M.Ö. 168 yılından önce sikke darbı görülmemektedir89

.

M.Ö. 2. yüzyıl örneklerinde ön yüzde Apollon başı, arka yüzde meander bordürü içinde hörgüçlü boğa, ANTIOXEΩN lejandı ve Dioskur şapkaları görülür. Farklı bir tipte ise ön yüzde Zeus başı, arka yüzde meander bordürü içinde yıldırım demeti üzerinde oturan kartal betimlenmiştir90

.

4.1.5. Aphrodisias- Plarasa: Aydın İli, Karacasu Beldesi, Geyre Köyü

sınırları içerinde yer alan Aphrodisias ve Bingeç Köyü sınırları içerisinde kalan Plarasa iki komşu kenttir91

.

Plarasa, bronz sikke darbına M.Ö. 2. yüzyılda başlamıştır92. Aphrodisias‟a bağımlı olup ortak sikke basmaya başlamadan önce farklı standartta ve üç farklı arka yüz betimi olan sikkeler basmıştır93

. Plarasa‟nın bağımsız bastığı erken örneklerin ön yüzünde Zeus başı, arka yüzünde kartal, üzerinde labris görülmektedir94

. Ön yüzünde Aphrodite başı yer alan farklı bir tipin arka yüzünde yıldırım demeti üzerinde kartal bulunmaktadır95

.

Aphrodisias ve komşusu Plarasa M.Ö. 2. yüzyıl sonları veya 1. yüzyıl başlarında ortak sikke darbına başlamıştır96

. Aphrodisias-Plarasa sikkelerinde Aphrodite başı ve yıldırım demeti veya labris ve zırh görülen tipler arasındadır (Fig. 6). 87 Umar 1999b, 336 88 Sear 1979, 436 89 BMC Caria, xxxi 90 Sear 1979, 436 91 Paton 1900, 62 92 BMC Caria, xxxiii 93 Johnston 1995, 64 94 MacDonald 1992, 59 95 Paton 1900, 63

(34)

Aynı dönemde, Aphrodisias‟ın kendi darplarında ise Zeus başı ve kült heykeli veya Aphrodite başı ve labris görülen tipler arasındadır97

. Aphrodisias‟ta Aphrodite kültü en yaygın inançtır ancak onun kadar saygı gören bir başka tanrı Zeus‟tur. Zeus Nineudios‟un simgeleri kartal ve labris‟dir98.

Aphrodisias M.Ö. 1. yüzyıl boyunca bronz sikkelerde savaşçılığı temsil eden askeri malzemeler betimlemiştir. Geç 1. yüzyılda gümüş drahmiler basılmış, bunların üzerinde yerel rahiplerin isimleri magistrat olarak yazılmıştır99

.

İmparatorluk öncesi sikkeler için kesin bir kronoloji olmamakla birlikte bütün yüzyıl boyunca basılmış olabilecek sikke tipleri bulunmaktadır100

.

Augustus Dönemi‟nde Plarasa isminin beraber yazılmasından vazgeçilmiş ve Aphrodisias ismi yalnız olarak Gallienus‟a kadar kullanılmıştır101

. Aphrodisias 1. ve erken 2. yüzyıl boyunca zaman zaman sikke darbetmiş, 3. yüzyılın ilk yarısı boyunca tip ve sayı artmıştır. Her kim imparator olursa olsun ona olan sadakatin göstergesi olan ön yüzlerinde imparator ve ailesinin portrelerinin olduğu sikkeler sayıca katlanmıştır102

.

4.1.6. Apollonia Salbake: Denizli İli, Tavas İlçesinin 7 km batısında düz bir

ova üzerinde kurulan Medet Köyü yerleşim alanı içinde yer almaktadır103

.

M.Ö. 2- 1. yüzyıla tarihlenen sikkelerin ön yüzünde Apollon başı, arka yüzünde defne dalı üzerinde kartal veya lir görülmektedir104

.

Erken örneklerin ön yüzünde Zeus başı, arka yüzünde at üzerindeki binici omzunun arkasında labris taşırken betimlenmiştir (Fig. 7).Bu örneklerdeki meander motifi bu sikkelerin Apollonia‟ya ait olduğu konusunda kuşku uyandırsa da Menderes‟in önemli bir kolu olan Harpasus (Çoruh) Çayı Figürü bu durumu açıklamaktadır105 . 97 Johnston 1995, 63; Sear 1979, 437 98 Satış 2008, 154 99 MacDonald 1991, 169 100 Johnston 1995, 62

101 Raja 2003, 90; MacDonald 1976, 199- 200; Johnston 1995, 44 102

MacDonald 1991, 172 103 Head 1911, 610 104 Sear 1979, 438

(35)

4.1.7. Attuda: (Hisarköy) Denizli İli, Sarayköy İlçesi sınırları içerisinde ve

ilçenin yaklaşık 17 km. güneybatısında yer almaktadır. Karia ve Phrygia sınırı üzerinde, Salbake Dağı‟nın kuzey yamacında yer almaktadır106

. M.Ö. 2. yüzyılın 1. yarısında Tykhe veya Kybele başı ön yüzde, ayakta çıplak Apollon figürü arka yüzde betimlenmiştir107

.

4.1.8. Bargasa: Strabon Keramos Körfezi‟nde olduğuna işaret etmektedir ve

Kiepert tarafından Vasilika (Fezlikan Yaylası) olduğu öne sürülmüştür108

ancak Ptolemaios‟un haritasında Menderes‟in güneyine yerleştirilmiş olması ve Bargasa sikkelerinin Aydın, Kavaklı civarından gelmiş olması, kentin bu civarda yer alması gerektiğini göstermektedir109. Kavaklı‟ya yakın Çamlıdere/ Haydere Asarı‟nda bulunan sikkeler üzerinde okunan Bargasa yazısı ise önceki sikkelerinde çıkış yerinin burası olabileceğini göstermektedir110

. M.Ö. 2- 1. yüzyıla tarihlenen sikkelerin ön yüzünde Herakles başı, arka yüzünde ise Efes Artemis‟i ve (B)A(R)ΓA-CHNΩN lejandı görülmektedir111

. Aynı dönemden farklı bir tipte ön yüzde Zeus başı, arka yüzde kanatlı yıldırım demeti veya ön yüzde Zeus başı, arka yüzde ayakta, uzun himationlu Zeus, sol elinde asa tutarken, kent lejandı ile birlikte görülmektedir112. Roma İmparatorluk Dönemi‟nde basılan sikkelerden ise burada Asklepios Kültü olduğu anlaşılmaktadır113

.

4.1.9. Bargylia: Muğla İli, Milas İlçesi‟nin 20 km güneybatısında, Varvil

Koyu olarak bilinen alana bakan çift tepeli bir alandadır114.

Polybios, Bellorophontes‟in arkadaşı Bargylos‟u onurlandırmak için kenti kurduğunu aktarmıştır115. Efsaneye göre Bargylos, Pegasus tarafından atılan bir çifte ile öldürülmüştür ve sikkelerdeki tipler bu efsaneye ve Artemis Kindyas Kültüne

106 BMC Caria, xxxix; Satış 2008, 141 107

Sear 1979, 438 108

Paton- Myres 1896, 197

109 Paton- Myres 1896, 198; Paton 1900, 60

110 Varinlioğlu 2000, 236; Varinlioğlu- Debort 2000, 133 111 Varinlioğlu- Debort 2000, 134

112

Delrieux 2008, 18, Lev. 1. 1a,1b,1c 113 BMC Caria, xliii

114 Freeley 2002, 182

(36)

ilişkindir116

. Head kentin sikke basımına M. Ö. 1. yüzyılda başladığını ifade eder117. Ancak III. Antiokhos‟un Küçük Asya‟nın batısına yaptığı ziyaret sırasında Bargylia gümüş tetradrahmilerin basıldığı bir merkez olmalıdır118

.

M.Ö. 2- 1. yüzyıla tarihlenen sikkelerin ön yüzünde Artemis Kindyas‟ın örtülü başı, arka yüzde Pegasus ve altta meşale (Fig. 8), ön yüzde Pegasus, arka yüzde Artemis Kindyas‟ın kült heykeli ve kent lejandı (Fig. 9) veya ön yüzde Artemis Kindyas‟ın örtülü başı ve Pegasus üzerinde Bellorophon olan tipler görülmektedir119

.

4.1.10. Euhippe: Aydın'ın merkezinde, Dalama Bucağı‟nda yer alan antik

yerleşimdir. Büyük Menderes'in güney kıyısındadır. Burada bir adet yazıt bulunmuştur ve bu yazıtta kentin adı geçmektedir120

. M.Ö. 2- 1 yüzyıla tarihlenen sikkelerin ön yüzünde Artemis başı, arka yüzünde Pegasus ve kent lejandı görülmektedir121

. Farklı bir tipte ön yüzde, omzunun arkasında ok ve sadak bulunan Artemis büstü, arka yüzde sadak görülmektedir122.

4.1.11. Euromos: Milas‟ın 12 km kuzeyinde Selimiye Beldesi sınırları

içerisindedir123

. Atina Vergi Listesi‟nde adı YPΩM[O΢] şeklinde geçen kentin M.Ö. 400- 380‟e tarihlenen erken sikkelerinin ön yüzünde yabandomuzu protomu, arka yüzünde ise Zeus başı ve YPΩ lejandı görülmektedir124

(Fig. 10). Son zamanlarda arka yüzdeki Zeus başı, şehrin baştanrısı Zeus Lepsynos olarak tanımlanmıştır125

. Lejand Head tarafından yanlış okunmuş ve sikkeler Leukai‟ye atfedilmiştir126

. Bu sikkeler Milas standardında basılmıştır127.

116 Bean 2000, 76 117 BMC Caria, xlii-xliii 118 Morkholm 2000, 140 119 Sear 1979, 438- 439 120 L. Robert 1982, 310 121 BMC Caria, lii 122 Sear 1979, 443 123 Stark 1958a, 105; Kızıl 2002, 107 124 Troxell 1984, 253 125 Konuk 2003, 92; Ashton 2006, 6 126 Ashton 2003a, 32 127 Konuk 1998b, 30- 34, 223- 226

(37)

Euromos‟a ait, M.Ö. geç 5- erken 4. yüzyıla tarihlendirilen bronz erken bir sikkenin ön yüzünde labris, arka yüzünde yabandomuzu başı yer almaktadır128

. Helenistik Dönem ve daha sonraki sikkelerde Zeus Lepsynos‟un kült heykeli sağ elinde labris, sol elinde mızrak tutarken görülür129

(Fig. 11). Zeus Lepsynos kültünün Miletos‟tan Euromos‟a geldiği ileri sürülmektedir130

.

Euromos sikkelerinde ayrıca Zeus, Dionysos, labris, kartal, Dioskur şapkası veya geyik görülmektedir131.

4.1.12. Gordioteikhos: Küçük bir Karia şehri olan Aphrodisias‟ın 10 km

güneyinde, Görle Köyü yakınlarında yer almaktadır132

. Çok az sayıda sikke basmıştır133. M.Ö. 2. yüzyıla tarihlenen sikkelerin ön yüzünde Zeus başı, arka yüzünde elleri uzatılmış Aphrodite‟nin kült heykeli ve kent lejandı görülmektedir134

.

4.1.13. Halikarnassos: Dor birliğine üye olan kent M.Ö. 5. yüzyıldan daha

erken bir dönemde sikke basmıştır ancak M.Ö. 480- 400 arasında ise sikke darbı görülmemektedir135.

Halikarnassos‟un bronzdan basılan dört tip erken sikkesi bulunmaktadır. İlk tipte ön yüzde Apollon başı, arka yüzde lir ve AΛI lejandı görülmektedir (Fig. 12). İkinci tipte ön yüzde kanatlı yaban domuzu, arka yüzde defne çelengi içinde lir yer almaktadır. Defne çelenginin alanı sınırlama uygulaması M.Ö. 400 civarına tarihlenmektedir. Ağırlığı ve düzensiz çapı sikkenin erken tarihli olduğuna işaret etmektedir. Üçüncü tipte ön yüzde Athena başı, arka yüzde ise iki defne dalı arasında lir bulunmaktadır. Dördüncü tip ise ilkinin aynısıdır ancak daha geniş ve daha hafiftir136.

Daha önceleri M.Ö. 3- 2. yüzyıla tarihlenen ön yüzde Apollon, arka yüzde ayakta kartal ve lir olan sikkelerin Mausoleum‟un kutsal dolgusunda bulunması 128 Ashton 2006, 5- 6 129 Head 1911, 617 130 N. Şahin 2001, 92

131 BMC Caria, liii; Sear 1979, 443 132 Umar 1999b, 341 133 Head 1911, 617 134 Sear 1979, 443 135 BMC Caria, liv 136 Ashton 2006, 4

(38)

bunların M.Ö. 4. yüzyılın 2. yarısına ait olduğunu göstermektedir137

(Fig. 13). Yüzyılın 2. yarısında ön yüzde koç, arka yüzde aslan protomu betimlemesi kullanılmıştır.

Helenistik Dönem sikkelerinde ön yüzde 4/3‟lük dönüşle Helios başı, arka yüzde miğferli ve eygisli Athena büstü (Fig. 14) ya da ön yüzde sağa dönük Apollon başı, arka yüzde lir görülmektedir. Farklı bir tipte ön yüzde Athena başı, arka yüzde kanatları kapalı baykuş yer almaktadır138

.

4.1.14. Harpasa: Nazilli‟nin güneyinde Harpasos (Akçay) Vadisi‟nin başında

eskiden Arpaz, şimdi Esenköy denen yerdedir139

. M.Ö. 2- 1. yüzyıla tarihlenen sikkelerinin ön yüzünde Zeus başı, arka yüzünde ayakta Apollon Kithadoros elinde lir ve pena tutarken ve kent lejandı görülmektedir140

.

4.1.15. Herakleia Latmos: Latmos (Beşparmak) dağlarının denize dik inen

güneybatı eteklerinde yer almaktadır141

. Latmos‟un sikke bastığı bilinmese de ardılı olan Herakleia‟nın Helenistik Dönem‟de önemli miktarda sikke bastığı bilinmektedir142. Latmos sikkelerinin ön yüzünde sakallı erkek başı ya da kadın başı betimlenirken arka yüzünde monogram görülmektedir. M.Ö. 4. yüzyılın ilk yarısına tarihlenebilecek sikkenin arka yüzündeki monogram dağ zirvesine benzemektedir, buradan hareketle sakallı erkek başının, Latmos dağının personifikasyonu olabileceği düşünülmektedir. İkinci tipteki kadın başı ise Aphrodite olabileceği gibi Endymion kültü ile ilintili olabilecek bir nymphe olma ihtimali de vardır143

.

4.1.16. Hydai: Damlıboğaz, Hydai Antik Yerleşimi Milas‟ın 8 km uzağında

Sodra Dağı‟nın batısındaki köyün yaslandığı Kale Tepesi ile bunun doğusundaki Sarıçay (Kybersos) yatağı ve çevresindeki alanda yer alır144

. Kentin M. Ö. 450- 400 137 Ashton 2006, 9, dipnot: 43 138 Göktürk 1996, 7- 8 139 Varinlioğlu 1997, 297 140 Sear 1979, 445 141 Kızıl 2002, 113; Peschlow Bindokat 2005, 32 142 Lavva 1993, 391 vd. 143 Konuk 2005, 57 144 Diler 2002, 225

(39)

yıllarına tarihlenen, ön yüzünde karşılıklı iki boğa protomu, arka yüzünde kare inkus içinde sola dönük boğa protomu olan gümüş sikkeleri vardır. Bu basımların arka yüzlerinde görülebilen X harfi Hydai şehrinin Karya dilindeki adının baş harfidir145

(Fig. 15).

4.1.17. Hydisos: Mylasa ve Keramos Körfezi arasında, Milas İlçesi

Karacahisar Köyü sınırları içerisinde küçük bir kenttir146.

Kentin M.Ö. 2- 1. yüzyıl sikkelerinde ön yüzde miğferli Athena büstü, arka yüzde Zeus Areios (?) ayakta mızrak ve kalkan tutarken ve kent lejandı betimlenmiştir147. Farklı bir tipte ön yüzde miğferli Zeus Areios, arka yüzde uçan

Pegasus görülmektedir 148

.

4.1.18. Ġasos: Kıyıkışlacık Köyü sınırları içinde kalan antik yerleşim

günümüzde Mandalya veya Güllük Körfezi olarak bilinirken antik dönemde Sinus Iasicus olarak tanınmaktadır149

. M.Ö. Geç 6. veya erken 5. yüzyıla tarihlenen sikkelerin ön yüzünde çıplak erkek, başında şapka, sağ elinde bir obje ve yüzen yunusla betimlenirken, arka yüzde dörde bölünmüş kare inkus görülmektedir150.

M.Ö. 4. yüzyıl ortalarına tarihlenen bronz örneklerde ön yüzde Apollon başı yer alırken arka yüzde karides figürü görülmektedir. Arka yüzde karides ve deniztarağının birlikte betimlendiği örnekler de bulunmaktadır151

. İasos‟ta çok çeşitli deniz ürünleri ve istiridyelerin bulunduğunu bilmekteyiz152

. Antik kaynaklar da İasos‟un suyunun kaliteli karidesler için uygun olduğunu belirtmektedir153

. Karides figürü kentin M.Ö. 4. yüzyıl sikkeleri için karakteristiktir154

. 145 Konuk 2003, 91 146 Umar 1999b, 77 147

BMC Caria, lviii; Sear 1979, 445 148 Sear 1979, 445 149 Baldoni vd. 2004, 10; Freeley 2002, 172 150 Ashton 2007, 47 151 Delrieux 2001, 163 152 Texier 2002, 233 153 Konuk 2010, 62; dipnot: 13 154 Ashton 2007, 49- 50

(40)

Başka bir tipte önyüzde başı sola doğru ¾‟lük dönüş yapan Apollon başı yer alırken, arka yüzde sakkos giyen bir kadın başı sağa doğru betimlenmiştir. Çenenin yanında, boşlukta karides, omuzun arkasında ise IA΢E lejandı görülmektedir155

. Ön yüzde grifon, arka yüzde fare betimlemesi olan sikkenin anlamı henüz bilinmese de farenin Apollon Smintheus‟la bağlantılı olması gerekir156

. Boğa protomu ve karides olan sikke tipleri de görülmektedir.

Bir başka tipin ön yüzünde Apollon başı betimlenirken arka yüzde yunusa binen bir genç betimlenmiştir (Fig. 16). Bu betimleme ile ilgili herhangi bir kanıt yoktur. Ancak İasosluların anlattığı bir öyküye atıfta bulunmaktadır. İasos‟ta gymnasiondaki çalışmalarından sonra erkek çocukların denizde yüzmesi adettenmiş ve öyküye göre bir yunus çocuklardan birini alıp açıklara götürür sonra da getirirmiş. Öykünün bir şeklinde bunu duyan Büyük İskender‟in oğlanı Babylon‟a davet ettiği ve deniz tanrısı Poseidon‟un rahibi yaptığı anlatılır. Bir diğer versiyonunda ise Hermias adında bir çocukla bir yunusun arkadaş olduğu, yunusun oğlanı sırtında taşıdığı, ama bir gün fırtınada Hermias‟ın yunusun sırtından düşüp boğulduğu anlatılır. Yunus Hermias‟ın cansız bedenini kıyıya taşıdıktan sonra üzüntü içinde onun yanında ölmeye yatar157

.

M.Ö. 2- 1. yüzyılda ön yüzde Apollon ve Artemis başının birlikte, arka yüzde yunusla birlikte yüzen genç erkek çocuk; ön yüzde çıplak Apollon Delphinios ok, yay ve ayaklarının altında yunus, arka yüzde Avcı Artemis yay, sadak ve kent lejandı ile betimlenmiştir. Önyüzde nokta bordür içinde Artemis başı, arka yüzde yunusla birlikte yüzen genç erkek çocuğun betimlendiği örnekler de görülmektedir158

.

Erken imparatorluk döneminden bir sikke tipinde ön yüzde Apollon başı betimlenirken arka yüzde çelenk içinde kentin lejandı yer almaktadır159

. Farklı bir tipte ise ön yüzde Augustus başı, arka yüzde ise omzunda sadağı ile birlikte Artemis betimlenmiştir.

155 Ashton 2006, 5; Ashton 2007, 53

156 Apollon Smintheus kültünde tanrının hem tarlaları farelerden koruduğuna, hem de gönderdiği farelerle ürünleri yok ederek insanları cezalandırdığına inanılmaktadır, bkz. Özgünel 2001, 9; 16 157 Hicks 1887, 93- 95; Stark 1958b, 31; Konuk 2003, 92; Kızıl 2002, 73

158 Ashton 2007, 69- 73 159 Ashton 2007, 75

(41)

4.1.19. Ġdyma: Muğla İli, Gökova Köyü‟nün kuzey tarafında yer alan Küçük

Asartepe, İdyma kentinin M.Ö. 4. yüzyıl ve Helenistik Dönem yerleşim ve nekropolünün bulunduğu alandır160. Ön yüzde Pan başı, arka yüzde Kamiros

örneklerinin kopyası olan incir yaprağı görülen gümüş drahmiler Head tarafından M.Ö. 6. yüzyıl başına tarihlendirilirken161

Thompson M.Ö. 5. yüzyılın 2. yarısında sikke basımının başladığını söylemektedir162 (Fig. 17). Ashton ise M.Ö. geç 5. - erken 4. yüzyıla tarihlemiştir. Aynı tipte basılan bronz bir sikke İdyma‟nın bronzdan basılmış erken sikkeleri için bir örnektir ve M.Ö. 400 civarına tarihlenmektedir163

. IΓYMION lejandının görüldüğü sikkelerde M.Ö. 5. yüzyılın 2. yarısına tarihlenmektedir164.

4.1.20. Kalketor: İlk kez sikkeler ve yazıtlar üzerinde dikkati çeken

Kalketor‟un Milas‟ın kuzey-batısındaki Karakuyu Köyü‟nün 1 km. batısına rastlayan yerdeki Yaztepe ile onun 500 m. güneyinde Belen Tepesi arasında olduğu yüzey araştırmaları sonunda anlaşılmıştır165

.

Mızrak ucu betimlemeli, Zeus Stratios ile bağlantılı olan sikkeler Kalketor‟a atfedilmiştir166. Ön yüzünde kadın başı bulunan ve M.Ö. 4. yüzyılın 2. yarısına

tarihlenen bu sikkelerin Rhodos‟un batısında küçük bir ada olan Khalke‟ye ait olma ihtimali de bulunmaktadır167

.

4.1.21. Karyanda: Halikarnassos‟un kuzeydoğusunda, Türkbükü olarak

bilinen alanda yer almaktadır. Strabon, Myndos ve Bargylia arasındaki bir alanda yaşadıklarını ifade etmiştir168

. Ön yüzünde kadın başı, arka yüzünde ise boğa

160 İren 2007, 400 161 BMC Caria, lxi 162 W.E. Thompson 1981, 98

163 Ashton 2002a, 124; Ashton 2006, 3 164 Bean- Cook 1957, 144

165

Paton- Myres 1896, 210; BMC Caria, xlv 166 Paton- Myres 1896, 211

167 Sear 1979, 440

(42)

protomu ve KAP lejandı görülen ve M.Ö. erken 4. yüzyıla tarihlendirilen sikke Karia Bölgesi‟nin en erken bronz sikke örneklerinden biridir169

.

4.1.22. Kasolaba: Sekköy‟de bulunan bir yazıtta Kasolaba adı geçmektedir

ve Descat kentin Mylasa ve Halikarnassos arasında olduğunu ileri sürmektedir170. Atina Vergi Listesi‟nde adı geçen kentin Karca “azo” şeklinde okunan etnikonu ile Grekçe ismi Kasolaba arasında benzerlik görülmektedir. M.Ö. 450- 400 yıllarına tarihlenen sikkelerin ön yüzünde koç başı görülürken, arka yüzde genç erkek başı yer almaktadır171

(Fig. 18). Ön yüzde Persli kahraman-kral, diz bağı koşusu pozisyonunda172, sağ elinde hançer, sol elinde yay tutarken betimlenen farklı bir tip bilinmektedir173.

4.1.23. Kaunos: M.Ö. 490‟lardan itibaren Kaunos‟ta Aegina sisteminde stater

basımı görülmektedir174. Erken örneklerde ön yüzde gökkuşağı tanrıçası ve tanrıların

habercisi İris, arka yüzde baitylos175

(Fig. 19) grifon veya aslan; ya da ön yüzde kanatlı çıplak erkek, arka yüzde, grifon veya aslan görülmektedir.

Kaunos‟un M.Ö. geç 5. erken 4. yüzyıla tarihlenen bronz sikkeleri Rhodos‟tan etkilenmiştir. Ön yüzde sağa doğru ¾‟lük dönüş yapan Apollon başı, bazen çene altında chlamysin bağı ile birlikte görülürken arka yüzde sola doğru oturan sfenks ve Karca kent etnikonu yer almaktadır176

. Kaunos‟un erken dönem bronz sikkelerinde de sfenks görülmektedir177. Erken dönem sikkeleri 6 seri halinde

incelenmiştir178

.

169

Sear 1979, 439; Head 1911, 612; Ashton 2006, 6; Walker 1978, 86- 88; Beden- Mannucci 2004, 209

170 Descat 1994, 66- 68 171 Konuk 2007, 476- 477 172

Bir dizin yere temas ederek vücudun koşuya hazır bir konumda olması hali. Genellikle Pers sikkelerinde görülmektedir, bkz. Tulay 2001, diz bağı koşusu

173 Konuk 2007, 479; Konuk 2009a, 178- 179 174

Ashton 2004, 45; Konuk 2002d, 113 175

Baitylos tanrıların yaşadığı yerler olduklarına inanılan konik biçimli kült taşına verilen isimdir, beytullah; Arami dilinde Tanrının evi anlamındaki beth el‟den gelmektedir, bkz. Konuk 2003, 97. Kaunos‟ta Dios Soter Temenosunun en erken evresi yuvarlak bir yapı olan baitylostur. Kaunos‟taki kazılarda liman yakınlarında, ortasına 4 m yüksekliğinde büyük bir baitylosun yer aldığı yuvarlak bir yapı bulunmuştur, bkz. Diler 2006, 66

176 Ashton 2006, 3 177 Troxell 1979, 268 178 Konuk 1998a, 197 vd.

Şekil

Tablo 1: Dönem ve bulundukları alanlara göre sikke dağılımı
Tablo 2: Şehir ve yönetici sikkelerinin bulundukları alanlara göre dağılımı
Tablo 3: Şehir ve Yönetici sikkelerinin dönemlere göre dağılımı
Tablo  4:  Stratonikeia  sikkelerinin  bulundukları  alan  ve  dönemlere  göre  dağılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

meşru bilgi, özgür/faydalı bilgi gibi bilgi sınıflarının olduğu dikkat çeker. • Bilginin ilerletilmesi ya da düzeltilmesi fikri, yeniden

Çalı şmanın dışl am a kriterle- ri: öğretilen m anevral arı aniayacak ve uygulayacak mental yetiye sahip olamama, sağ atriyum (SA) ve pulmoner ka- p iller wedge

Türk Sanat Müziğinin müşterileri arasında, yaşlıca, biraz Türkçe bilen Fransızlarla Ermeniler vardır.. Bunların hepsi söz birliği etmişçesine Hafız Burhan,

Doğal olarak aynı sonuçları elde ede- ceklerini umuyorlardı, ancak tam tersi oldu ve sağ yarımküre ayrıntılarla uğ- raşırken etkin hale geçti, sol yarımkü- re de

Kadın haklarının insan haklarından farklı olmadığını ilk fark eden, sonuna kadar savunan O ydu.. Duygu

Ayakta duran melek cepheden verilmiş, Tunik ve pallium giyimli melek, sağ elinde ucunda Ք olan asa, sol elinde ise haçlı globus tutuyor.. Sağ alt boşlukta bir yıldız

Biz bu çalışmada kolon kanseri nedeniyle hasta- nemizde opere edilen hastalarda kan transfüzyon oranlarını ve volümlerini incelediğimizde tümör lokasyonunun

Bizim çalışma- mızda SĞV ve SLV EF’leri ile FEV 1 , FVC arasın- da anlamlı korelasyon bulunamadı, ancak FEV 1 , FVC, MMF ile SĞV sistolik parametrelerinden TPER,