• Sonuç bulunamadı

Geçmiş zeman olur ki!...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Geçmiş zeman olur ki!..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GEÇMİŞ ZEM AN OLUR K İ !...

■ STANBUL’da tiyatro mevsimi geçdi, bu mevsimde san’at I teşekkülleri «tume»deler. Böyle bir zamanda, tiyatrodan

bahsetmek doğru bir şey olmayabilir amma, ben bu yazı­ yı bir noksanın telâfisi için yazıyorum.

Bu noksan «operet»dir, nasıl? Bizim sahnelerimizde ope­ ret yok mu? Yok.

Operet olarak adlanan eserler «müzikli k om ed id ir ve

bizde millî operet, Sürûri’lerden sonra temsil edilmiyor. Operet denilen müzikli komediler ise, hiç bir zaman bizim çok sükse yapan temsillerimizi telâfi edemiyor, Avrupa ope­ retlerinin tekniğine, tamamiyle uygun olarak bestelenen çok güzel eserlerimiz vardı.

Bizde Türk operetinin büyük babası «Kirkor Çuhacıyan» dır.

1908’de 2*nci Meşrûtiyet ilân edildiği zaman, ilk tiyatro

hamlesini yapan «Reşad Rıdvan» merhum —ki vefatından

sonra bir kere ismi bile amlmamışdır— bizim bu san’at ko­ lumuza lâyık olduğu ehemmiyeti vererek Türk operetini ih­ ya etmek istedi, o zaman sahneye İslâm kadınlan çıkamazdı.

Kadınlar korosunu teşkil etmek için ihtiyaç olan 20 kadım

Ayvansaray’da oturan yerli kıptilerden seçdi, fakat «tenor»

bulmaya imkân olamadı, bütün bulunan sesler «bariton»du.

Daha o zamanlar «primadonna» rolünü oynayan kadın

san’atkâr da yokdu, o halde teşebbüs yürüyemedi.

Ondan sonra «Benliyan» «Vefalı Emin Bey» isminde bir zatın maddî yardımıyla yine «Kirkor Çuhacıyan»m en meşhûr eseri olan «Leblebici Horhor Ağa»yı sahneye koydu.

Eser pek çok noksanlara rağmen, halkdan büyük bir rağ­ bet gördü.

Onu müteakip yine Çuhacıyan’m «Köse Kâhya» opereti

oynandı. Ondan sonra, seneler geçdi ve bir daha bu güzel

eserlerden zevk almak fırsatım bulamadık.

«Leblebici Horhor»da, Horhor Ağanın tona «Fadime» ro­

lünü ilk defa oynayan «Koharik Şirinyan» daha hayatta idi,

ona «tenor» rolünü verdiler. Fakat rolün yorgunluğuna daya­

namadı, bütün bu toplulukda muvaffak olan «Leblebici» ro­

lünde «Benliyan», «Fadime» rolünde «Rozall», «Sansar Haşan» rolünde de «Tolayan»dı.

Leblebici Horhor opereti eski «gravür»lere benzer, l ’inci

perde bir Kâğıdhâne safasıdır, dekor, dereyi tasvir eder, o

imkânsızlıklar içinde, o noksanlara rağmen, eski Kâğıdhane’yi tamamen yaşatır, bir de bu eser Cüneyd Gökçer’in eline dü­ şerse, ne olacağını tasavvur edin, pek tabiî olarak o hanım iğnesi kayıklar içinde yaşmaklı nazeninler, allı güllü şalvar­ larıyla, başörtülerini yelpirdeterek ağaç altlarında, hasır üstü­ ne bağdaş kurub çakıştıran hovardalara, m irasyediler«

— Keriz edelim beyler!

Diye koşuşan çingene kızlan, çifte na’racılar, zurnacılar, hattâ yahudi hokkabazlar.

Bütün bu teferruattan yalnız, Fadime’nin kayıkda, şarkı okuyarak dereden geçişi vardı, amma bu öyle bir sahne İdi ki istenildiği kadar zenginleştirilebilinirdi.

Bugün bu güzelliklerin yalnız hâtıralarıyla başbaşa kalı­

yoruz.

O tarihlerde İstanbul’a klâsik operetler veren topluluklar

gelirdi, bunların en meşhuru «Gontiye»nin idaresindeki te­

şekküldü, bunların verdikleri temsiller «Madam Ango’nun K ı­ zı», «Gündüz ve Gece», «K om vil Çanları», «Mis Heliet», «Ma­ nastırda Musketerler» gibi daima rağbet görmüş eserlerdi.

Sonra sonra Viyana operetleri onların yerine geçti. «Pren­ sin Aşkı», «Geşa», «Bir Valsın Rüyası» ve daha sonra da «Lük- seııburg Kont’u», «Şen Dul», «Çardaş Furstin» ve saire oy­ nandı.

Biz bunları muntazam suretde ta’kib ederdik.

Fakat, yine de Çuhacıyan’ın operetlerinin hasretini çeker­ dik.

Acaba bu eski «albom»ün sahifesini açacak yok mu?

ts,

t M lllt l i m i l l l l t l I f l I l l l l H l l l l l l l l l t l I l H l i m iN l I H I N H M Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği

Referanslar

Benzer Belgeler

[r]

1967’den sonra klavsen çalışmaya başlayan Pınar, bu alan­ da yetkin hocalarla çalıştıktan ve çeşitli ödüller kazandıktan sonra 1972 yılında yurda döndü ve

Kurucular, listeleri ve belgeleri verdikten sonra Cinnah C add esin ­ deki parti merkezine gelen Arıkan, Vatandaş Partisi’nin bez üzerine ya­ pılmış amblemini (sağ elle

Daha sonra Cumhurbaşkanlığı Filar­ moni Orkestrası, yeni kurulan Devlet Konservatuarı ve Devlet Operası’nda çeşitli görevlerde bulunan Alnar, Atina Devlet,

and find: (1) non- advertising content of Web site quality than ad good; (2) Taiwan website content quality better than non-Taiwan websites; (3) the number of pages included in

Ancak sulak alanların tarım için aşırı kullanılması, küresel iklim değişikliği gibi nedenler sulak alanların kurumasına ve dolayısıyla batağanlar ve diğer su

Dünya Savaşı’na girmesine yol açan Türk - Alman ittifakının 1 Ağustos 1 9 1 4 ’te Alman Elçisi Wangentıeim ve Sadrazam Sait Halim Paşa tarafından

Araştırma- cılar bu durumu, aşırı sıcak olan ve aynı zamanda gece-gündüz arasın- da çok büyük sıcaklık farkı bulunan ötegezegende, gece tarafında ger- çekleşen