• Sonuç bulunamadı

Bir kentsel mekan çözümlemesi Savur (Mardin) örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir kentsel mekan çözümlemesi Savur (Mardin) örneği"

Copied!
134
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

iv

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

BĠR KENTSEL MEKÂN ÇÖZÜMLEMESĠ – SAVUR (MARDĠN) ÖRNEĞĠ

Ahmet Serhat KARADUMAN YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

ġehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı

Kasım 2010 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)
(3)
(4)

vii

ÖZET

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

BĠR KENTSEL MEKÂN ÇÖZÜMLEMESĠ – SAVUR (MARDĠN) ÖRNEĞĠ

Ahmet Serhat KARADUMAN

Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü ġehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı

DanıĢman: Yrd. Doç. Dr. Rahmi ERDEM

2010, 106 Sayfa

Jüri:

Prof. Dr. Ahmet ALKAN Yrd. Doç. Dr. Rahmi ERDEM Yrd. Doç. Dr. Mehmet Çağlar MEġHUR

GeliĢen teknoloji, mekânların kentlerin yapılarını değiĢtirmekle kalmamıĢ, kentlerin eski çekirdek merkezlerini, eski dokuya ait mekânların da değiĢmesine, dönüĢmesine neden olmuĢtur. Günümüze kadar gelen söz konusu kent dokuları yerleĢmeleri ―kendi‖ yapan unsurlar olmuĢtur. Yeni kent mekânlarında ise birbirine benzerlik söz konusu olmuĢ ve kente nitelik kazandıran unsurlar ortadan kalkmaya baĢlamıĢtır. Bu nedenle bu çalıĢma tarihi kent dokularının kendini koruması kapsamında içerdiği kimlik elemanlarının ortaya konularak, detaylı incelenerek koruma planlamasında söz konusu kimlik elemanlarının sürekliliğinin sağlanmasına yönelik önerilerin ortaya konması amaçlanmıĢtır. Bu kapsamda;

 Kentsel Koruma  Kent Kimliği  Koruma Planlaması

konuları irdelenerek, Savur (Mardin) Ġlçesi merkezinde detaylı analizler yapılmıĢ, söz konusu yerleĢmeye kimlik veren unsurların bir bütün halinde, ―Koruma Planı‖ kapsamında, altlık teĢkil edecek Ģekilde ortaya konmaya çalıĢılmıĢtır. Savur kentinin tarihsel süreç içerisinde geliĢimi ile beraber kent kimliği unsurları incelenmiĢ, kent dokusunun tarihi doku ile bütünlüğünü sağlaması amacıyla birtakım değerlendirme ve önerilerde bulunulmuĢtur.

Anahtar kelimeler: Tarihi Çevre, Kentsel Koruma, Kentsel Kimlik, Koruma

(5)

viii

ABSTRACT

MASTER OF SCIENCE THESIS

AN URBAN SPACE ANALYSIS - SAVUR (MARDIN) EXAMPLE

Ahmet Serhat KARADUMAN

The Graduate School of Natural and Applied Sciences of Selçuk University The Degree Of Master Of Science In City And Regional Planning

Advisor: Asst. Prof. Dr. Rahmi ERDEM

2010, 106 Page

Jury:

Prof. Dr. Ahmet ALKAN Asst. Prof. Dr. Rahmi ERDEM Asst. Prof. Dr. Mehmet Çağlar MEġHUR

The improvement in technology leading the change in the structure of the cities, besides the old texture and centrums also changed.. Mentioned city texture settlements becomes extant elementof city identity. But the new city spaces become similar to each other and the charactesistics elements becomes disappear. For this reason, this work is aimed to show, proposals for continuity for the mentioned identity elemens. With the scope of protection and emphasizing the identity of historical city texture, by detailed examination. In this Scope;

 Conservation of historical places  City Identity

 Conservation Planning

By studying these topics, made detailed analysis on Savur (Mardin) district, presenting with the scope that the conservation planning, the complete identity elements of mentioned settlement is examined. Savur's historical evolution process is examined with city identity facts also estimation and advise were given in order to provide the integrity between city structure and historical structure.

Key Word: Historical Places, Urban Conservation, City Identity, Conservation

(6)

ix

TEġEKKÜR

SÜ Fen Bilimleri Enstitüsü ġehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlanan ―Bir Kentsel Mekân Çözümlemesi – Savur (Mardin) Örneği‖ konulu bu araĢtırma birçok kiĢinin değerli katkıları ve desteği ile gerçekleĢtirilmiĢtir. Öncelikli olarak yüksek lisans eğitimimin baĢlangıcından itibaren bana büyük emeği geçen, tez çalıĢmamda bana yön veren, her aĢamasında yakın ilgi ve önerilerinin yanında mesleki birikimi ve desteğiyle beni yönlendiren değerli hocam ve tez danıĢmanım Sayın Yrd. Doç. Dr. Rahmi ERDEM hocama sonsuz teĢekkür borçluyum.

ÇalıĢmamın oluĢma ve geliĢme aĢamasında bana yön veren, sorduğum hiçbir soruda beni geri çevirmeyen ve değerli fikirleriyle yardımcı olan sevgili lisans ve yüksek lisans hocalarım Sayın Yrd. Doç.Dr. Ümmü Gülsüm ÖZKAN TER ve Sayın Yrd. Doç.Dr. Osman Nuri DÜLGERLER‘e, yaptığım alan çalıĢmalarında ve veri toplama aĢamasında görüĢ ve düĢünceleri ile yol gösteren Sayın Yrd. Doç.Dr. Fatma Meral HALĠFEOĞLU‘na, Savur Belediyesi çalıĢanları ve sakinlerine, çalıĢma arkadaĢlarıma, tez süresince manevi desteklerini esirgemeyen Fizik Yüksek Mühendisi Zekeriya UYSAL‘a, sabırla katlandığı için ġehir Yüksek Plancısı Ferda ÖZPARLAK‘a, çalıĢma hayatında ve yüksek lisans sürecinde desteğini esirgemeyen ġehir Plancısı Yusuf Ġzzettin TURNALAR‘a ve manevi desteğiyle her zaman yanımda olan çok değerli Sosyolog AyĢen UTANIR‘a teĢekkürü bir borç bilirim

Ayrıca tez çalıĢmasının baĢlangıcından son aĢamasına kadar her noktasında beni yalnız bırakmayan, maddi ve manevi her türlü desteğini esirgemeyerek her zaman yanımda olan çok değerli aileme, kardeĢlerime, özellikle annem Hatice KARADUMAN ve babam Mehmet KARADUMAN‘a bana göstermiĢ oldukları sonsuz özveri ve sabır için teĢekkürlerimi sunarım.

Ahmet Serhat KARADUMAN

(7)

x ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... vi ABSTRACT ... viii TEġEKKÜR ... ix ĠÇĠNDEKĠLER ... x

GRAFĠK LĠSTESĠ ... xii

HARĠTA LĠSTESĠ ... xii

TABLOLAR LĠSTESĠ ... xii

RESĠMLER LĠSTESĠ... xii

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ... xiii

1. GĠRĠġ ... 1 1.1. ÇalıĢmanın Amacı ... 1 1.2. ÇalıĢmanın Kapsamı ... 1 2. KAYNAK ARAġTIRMASI ... 5 3. MATERYAL VE METOD ... 8 4. KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 10 4.1. KORUMA KAVRAMI ... 10

4.1.1. Korunacak Değerlerin Tanımı ... 11

4.1.2. Koruma Kavramının Gerekliliği ... 14

4.2. KENT KĠMLĠĞĠ KAVRAMI ... 15

4.2.1. Kentsel Kimlik OluĢumu... 16

4.2.2. Koruma - Kent Kimliği ĠliĢkisi ... 21

4.3. TARĠHĠ ÇEVRE KORUMA ... 22

4.3.1. Tarihi Çevreyi OluĢturan Temel Öğeler ... 23

4.3.2. Tarihi Çevrenin Bozulmasına Neden Olan Etmenler ... 24

4.4. KORUMA PLANLAMASI ... 25

4.4.1. Koruma - Planlama ĠliĢkisi... 25

4.4.2. Koruma Planlaması Türleri ... 26

4.4.3. Koruma Amaçlı Ġmar Planları ... 28

4.4.4. Koruma Amaçlı Ġmar Planlarının Hazırlanması ... 29

4.4.4.1. Koruma Amaçlı Ġmar Planlarının Amaç ve Ġlkeleri ... 31

4.4.5. Koruma Planlaması ve Kent Kimliği ... 31

5. ÇALIġMA ALANININ ĠNCELENMESĠ ... 34

5.1. ÜLKE VE BÖLGE ĠÇERĠSĠNDEKĠ YERĠ ... 34

5.1.1. Yönetimsel Yapı ... 35

5.1.2. YerleĢimin Bölgesi Ġçindeki Yeri ve ĠĢlevi, Yakın – Uzak Çevre ĠliĢkileri ... 35

5.1.3. Kentin Ġçi ve DıĢı UlaĢım Bağlantıları ve Uzaklıkları ... 36

5.2. ÇEVRESEL ÖZELLĠKLER VE DOĞAL YAPI ... 37

5.2.1. Ġklim ... 37

5.2.2. Jeolojik / Jeomorfolojik Veriler ... 38

5.2.3. Doğal Kaynaklar ... 38

5.3. EKONOMĠK YAPI ... 38

5.3.1. Kentin Fonksiyonel FarklılaĢması ve ĠliĢkileri ... 39

5.3.2. Kademelenme, Etki Alanları ve ĠĢlevsel FarklılaĢmalar ... 40

5.3.3. Sektörsel Dağılımlar ... 41

5.4. DEMOGRAFĠK YAPI ... 44

5.4.1. Savur Kent Merkezi Kentsel-Kırsal Nüfus Oranları, Nüfus ArtıĢ Hızları ... 45

5.4.2. Savur Kent Merkezi KentleĢme Oranları ... 47

5.4.3. Savur Kent Merkezi Okuryazarlık Oranları ... 48

(8)

xi

5.5. TARĠHSEL GELĠġĠM SÜRECĠ ... 49

5.5.1. Tarihsel Süreç Ġçerisinde, Kronolojik Olarak BelirlenmiĢ Ġdari, Sosyolojik, Ekonomik v.b. Bilgiler, Önemli Olaylar ... 51

5.6. TARĠHSEL SÜREÇTE MEKÂNSAL GELĠġĠM ... 54

5.7. SOSYAL YAPI ANALĠZĠ ... 56

5.7.1. Sosyal YaĢam ve Özellikleri ... 56

5.7.2. Sosyal TabakalaĢma ... 59

5.8. FĠZĠKSEL VERĠLERĠNĠN ĠRDELENMESĠ ... 61

5.8.1. Sınırlar ... 61

5.8.2. Mevcut Arazi Kullanımı ... 61

5.8.3. UlaĢım ve Hareketlilik ... 63

5.8.4. Çevresel Değerler ... 64

5.8.5. Açık Alan ve Sokak Özellikleri ... 70

5.9. SAVUR KENTĠNDEKĠ KÜLTÜR VE TABĠAT VARLIKLARINA ĠLĠġKĠN ARAġTIRMALAR ... 73

5.9.1. Kurul Kararları ... 73

5.9.2. Yapı Nitelikleri ... 73

5.9.2.1. Kat Adedi Analizi ... 75

5.9.2.2. Yapım Cinsi ve Yapım Sistemi Analizi ... 75

5.9.2.3. Yapı Uyumluluk Değerlendirmesi ... 75

5.9.2.4. KorunmuĢluk Analizi ... 76

5.9.3. Mimari Dönem ve Üslup ... 76

5.9.4. Geleneksel Savur Evleri ... 77

5.9.4.1. Parsellerin OluĢumu ve Kullanım Biçimleri ... 77

5.9.4.2. Topografyanın Etkisi ... 78

5.9.4.3. Kat Adetleri ve Yükseklikleri ... 80

5.9.5. Plan Tipleri ... 84

6. DEĞERLENDĠRME ... 88

6.1. GENEL ÇEVRE ÖZELLĠKLERĠ ... 88

6.1.1. Yakın – Uzak Çevre ĠliĢkileri, Sorunlar, Değerler ve Potansiyeller ... 88

6.1.2. Çevre Genelinde Gözlenen DeğiĢimler ve Bunların Fiziksel Mekâna Yansıması ... 88

6.1.3. GeliĢme / YapılaĢma Olanakları, Potansiyelleri ... 89

6.1.4. EĢikler, Sınırlamalar ... 89

6.1.5. Korunması Gerekli Tarihi ve Görsel Değerler ... 90

6.1.6. Bölgeleme (Sorunlu Bölgeler, Tampon Bölgeler, Homojen Bölgeler v.b)... 90

6.1.7. Fonksiyonel DeğiĢiklik Potansiyelleri ... 93

6.2. KORUMA –PLANLAMA SÜRECĠNE ĠLĠġKĠN DEĞERLENDĠRMELER .... 93

6.2.1. Koruma ÇalıĢmaları ... 93

6.2.2. Koruma Sürecine ĠliĢkin Sorunlar ... 94

6.2.3. Koruma Sürecine ĠliĢkin Öneriler ... 94

6.3. YERLEġMEDEKĠ YAPILARA ĠLĠġKĠN DEĞERLENDĠRMELER ... 95

6.4. DEMOGRAFĠK VE SOSYAL YAPIYA ĠLĠġKĠN DEĞERLENDĠRMELER .. 95

6.5. EKONOMĠK YAPIYA ĠLĠġKĠN DEĞERLENDĠRMELER... 96

7. SONUÇ ... 97

8. KAYNAK ... 102

(9)

xii

GRAFĠK LĠSTESĠ

Grafik 1: 2000 Yılına Ait Savur YerleĢmesi Sektörel Dağılımı ... 41

Grafik 2: Savur YerleĢmesi Sektörlerde ÇalıĢan Nüfus Oranları ... 42

Grafik 3: Savur Kenti ĠĢsizlik Oranları, 1985–2000 ... 43

Grafik 4: Mardin Ġli ve Ġlçeleri Kentsel Nüfusun Yıllara Göre DeğiĢimi. ... 45

Grafik 5: Savur Kenti Kentsel Nüfus DeğiĢimi, 1975–2007 ... 46

Grafik 6: Savur Kenti Kırsal Nüfus DeğiĢimi, 1975–2007 ... 47

Grafik 7: Savur Kenti Yıllık Nüfus ArtıĢı, 1975–2007 ... 47

Grafik 8: Savur Kenti KentleĢme Oranları, 1975–2007 ... 48

Grafik 10: Savur Kenti Okuryazarlık Oranları, 1985–2007 ... 48

Grafik 11: Savur Kenti Bağımlılık Oranları, 1985–2007 ... 49

HARĠTA LĠSTESĠ Harita 1: Savur YerleĢimi ve Çevre YerleĢmeler ... 34

Harita 2: Açık Alan / Meydan OluĢumu ... 71

Harita 3: Açık Alan / Meydan OluĢumu – Örnek 2 ... 72

Harita 4: Bölgeleme ... 91

TABLOLAR LĠSTESĠ Tablo 1: Savur YerleĢmesinin Önemli Merkezlere Uzaklığı ... 37

Tablo 2: Savur YerleĢmesi Ekonomik Faaliyetlerdeki Nüfusun Yıllara Göre Dağılımı 41 Tablo 3: Savur Kentinde Sektörlerde ÇalıĢan Nüfus, 1985–2000 ... 42

Tablo 4: Savur Kenti ĠĢgücü ve Ġstihdam Tablosu, 1985–2000 ... 43

Tablo 5: Savur Kenti ĠĢsizlik Oranı, 1985–2000 ... 43

Tablo 6: Mardin Ġli ve Ġlçeleri Nüfus DeğiĢimleri, 2000-2007 ... 44

Tablo 7: Mardin Ġli ve Ġlçeleri Kentsel Nüfusun Yıllara Göre DeğiĢimi. 1980–2007 .... 45

Tablo 8: Savur Kent Merkezi Kent-Kır Nüfusu,Yıllık Nüfus ArtıĢ Hızı, 1975–2007 ... 46

Tablo 9: Eski Kentsel Sit Alanı Yapı Gruplaması ... 74

Tablo 10: Kentsel Sit Alanı Yapı Gruplaması ... 74

RESĠMLER LĠSTESĠ Resim 1: Baskın Ġmgeler ... 65

Resim 2: Savur Kalesi Doğu Görünümü ... 65

Resim 3: Alan ĠĢaretleri (Landmark) ... 66

Resim 4: Röperler – Cepheler ... 67

Resim 5: Röperler-Cepheler ... 68

Resim 6: Vistalar ... 68

Resim 7: Simgesel Öğeler – Siluet ... 69

Resim 8: Açık Alan / Meydan Örneği ... 71

Resim 9: Açık Alan / Meydan Örneği – Örnek 2 ... 72

Resim 10: Topografya-Mekân Çözümlemesi ... 80

Resim 11: ÇeĢitli Kat Yükseklikleri – Sokak ĠliĢkisi ... 82

(10)

xiii

Resim 13: Geleneksel Savur Evleri Plan Tipleri Örnekleri ... 85

Resim 14: Avlu Örnekleri ... 87

Resim 15: Sokak Cephelerinden Örnekler ... 87

Resim 16: Sokaklarda Çıkmalar ... 87

ġEKĠLLER LĠSTESĠ ġekil 1:Semer YerleĢmesinde Ġlkeler ... 19

ġekil 2: Kentsel Kimlik OluĢumuna ĠliĢkin Kavramlar, ĠliĢkiler, EtkileĢimler ... 21

ġekil 3: Savur YerleĢimi Doğu Silueti ... 70

ġekil 4: Savur YerleĢimi Batı Silueti ... 70

ġekil 5: Savur Kentinde Yapıların Parsellerin Sokaklara Göre BiçimleniĢi ... 78

ġekil 6: Savur YerleĢmesinin Kesit Üzerinden YerleĢim Görüntüsü ... 83

ġekil 7: Savur YerleĢimindeki Geleneksel Yapıların Plan Tipolojileri ... 86

(11)

1. GĠRĠġ

1.1. ÇalıĢmanın Amacı

Kendiliğinden oluĢmuĢ kent parçalarının planlama anlamında mükemmele yakın Ģekilde hayat bulması, bu kent parçalarında yaĢayan hayatın da fiziki mekânla ahenk içerisinde devam etmesi, günümüz planlama anlayıĢı içerisinde oluĢturulmaya çalıĢılan kent mekânlarının görece kalitesizliğinin yanında her dönem ilgi çekici olmuĢtur. Günümüz kentlerinin birbirine benzerliklerinin git gide artması, söz konusu eski dokuların, kent parçalarının farklılık unsurları olarak ortaya çıkmasına neden olmuĢtur.

Eski kent dokularını diğer yerleĢimlerinden farklı kılan yani onlara kimlik veren unsurların ortaya konması ve hatta bu unsurların korunarak gelecek kuĢaklara aktarılması gerekliliği artık bilinen bir olgudur. Bundan ötürü, hazırlanacak olan planlama çalıĢmalarına da ıĢık tutacak olan, kentsel mekânın incelenerek detaylarının ortaya konulması, yok olmaya yüz tutmuĢ eski dokuların sağlıklılaĢtırılarak yaĢatılması amaçlanmalıdır.

Bu çalıĢmanın amacı, planlama aĢamasına ıĢık tutacak fiziksel verilerin analiz edilmesidir. Savur yerleĢmesinin dokusu üzerinde kente kimlik kazandıran elementlerin sürdürülebilirliğinin sağlanmasına yönelik değerlendirmelerin ve koruma önerilerinin ortaya konmasıdır.

1.2. ÇalıĢmanın Kapsamı

YaĢam tarzının ve hayata iliĢkin her olgunun giderek değiĢtiği günümüzde söz konusu değiĢime uygun olarak kentler, kentlerin biçimleri, yaĢanılan mekânlar, konut yapıları da bu değiĢime uygun olarak farklılaĢmaktadır. Bu dönüĢüm esnasında eski kent dokuları da söz konusu dönüĢümden etkilenmekte ve giderek birbirine benzeyen kentlerde kentlerin farklılıklarını ortaya koyan özellikler ön plana çıkmaya baĢlamaktadır. Tarihi kent dokuları milli mirasımız olduğu kadar aynı zamanda kentlere özgünlük katan, onlara kimlik veren olgular olarak da kendinden söz ettirmeye baĢlamaktadır.

Tarihi çevrelerin kentleĢme baskısı altında kalmamasının sağlanması, söz konusu mekânlarda kentsel geliĢimin denetim altına alınmasının en önemli uygulama aracı olan koruma amaçlı imar planlarının da yerleĢimin karakterinde bulunan kimlik

(12)

öğelerinin devam ettirilmesini sağlaması planlama anlayıĢının temel felsefesini oluĢturmalıdır.

Tarihi mekânların planlanmasında fiziki verilerin, mimari nitelikli analizlerin, koruma analizlerinin ortaya konularak kente kimlik katan etmenleri de göz önüne alarak hazırlanması gereken planlama stratejilerinin oluĢturulması olarak genellenebilecek planlama mantalitesinin örnek alan üzerinde uygulamalı olarak araĢtırılması ve elde edilen bulgularla önerilerin getirilmesi için Mardin Ġli Savur Ġlçe Merkezi araĢtırma sahası olarak seçilmiĢ ve yerleĢme merkezinde, sosyal, ekonomik, fiziksel araĢtırmalar yapılmıĢtır.

ÇalıĢma Alanı, Kentsel Sit Alanı ve Savur Kent merkezini kapsamaktadır. Kentin yapısı, konumu, büyüklüğü kentsel sit alanı ile olan iliĢkisi gereği yalnızca kentsel sit alanı üzerinde koruma anlayıĢından öte tüm kentin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu nedenle kent merkezinin yerleĢim alanı olarak koruma bütününde düĢülmesi gerekliliğinden yola çıkarak kent merkezi çalıĢma kapsamında düĢünülmüĢtür. Kentin kuzeyindeki Savur Kalesi‘nin bulunduğu tepe ile baĢlayıp güneyde yerleĢim alanlarının sonlandığı alana doğru uzanan, doğu ve batısında kent yerleĢim makroformunun bittiği ve yeĢil dokunun baĢladığı alanlar çalıĢma alanının sınırını oluĢturmaktadır.

Kentsel Sit Alanı içerisinde birçok sayıda korunmaya değer kültür varlığı bulunmasına rağmen Kentsel Sit Alanı dıĢarısında da çok sayıda Kültür varlığı bulunmaktadır. Kentin bütün olarak dokusunu korumuĢ olması, Koruma Olgusu anlamında Savur kentinin bir bütün olarak ele alınması gerekliliğini ortaya çıkarmıĢ, kentin sit alanından bağımsız değerlendirilmemesi gerektiğini göstermiĢtir. Kent bütününü doku olarak deforme olmuĢ olsa da, eski sokak dokularına ve yer yer geleneksel yapılarına sık sık rastlanmakta, kentin bir anlamda yaya kenti olması dolayısıyla koruma anlamında kentin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekliliği bizlere göstermektedir. Bu bakımdan Kentsel Sit Alanı, ekonomik anlamda, fiziksel anlamda, sosyal ve kültürel anlamda Savur kenti için önemli, Savur kentinin bütünü de Kentsel Sit Alanı için gereklidir ve birbirinden bağımsız değerlendirilmemelidir.

Alanda, sosyal, ekonomik, demografik, tarihi, fiziki yapı incelenmiĢ olup her konu baĢlığı altında gerekli bilgiler toplanarak derlenmiĢtir. Esas amaç fiziksel mekânın incelenmesi olduğundan ötürü fiziksel mekâna iliĢkin,

 Kültür Varlıkları  Arazi Kullanımı

(13)

 Çevresel Değerler  Eğim

 Tarihsel Süreçte Mekânsal GeliĢim  Yapı Yoğunluğu (Taks)

 Nüfus Yoğunluğu  UlaĢım

 Yapı Cinsi  Kat Adetleri

analizleri yapılmıĢtır. Söz konusu analizler ile birlikte yapı ölçeğinde detay çalıĢmalarında,

 Geleneksel Yapıların Özellikleri

 Tipolojiler (Plan Tipolojileri, Kapı-Pencere Tipolojileri)

detay çalıĢmalarında, Dicle Üniversitesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç.Dr. F.Meral Halifeoğlu‘nun 2008 yılında yayımladığı ―Geleneksel Konut, Aile ĠliĢkisinin Sürdüğü Bir YerleĢim; Savur‖ isimli eserinden yararlanılmıĢtır.

o Savur kentinin tarihi dokusunun nispeten bozulmamıĢ olması o Eski konut dokusunun sürekliliği

o Alanın eğimli olmasından ötürü mimari nitelikleri ile diğer yerleĢmelerden farklılığı

o Çevresel, kültürel, doğal değerleri ile bütünlük arz etmesi

o Yerel mimari niteliklerin günümüzde devamlılığının bulunmaması

gibi nedenlerden ötürü kentin dokusunun iyileĢtirilmesi, korunması önem kazanmıĢtır. Yapılan analizlerle söz konusu doku bütünlüğünün sağlanması düĢünülmektedir.

ÇalıĢma alanı üzerinde çalıĢılırken, amaca ulaĢmak için, o Kavramsal Çerçeve

o Yerine Yapılan ÇalıĢmalar o Gözlemler

o Alana ĠliĢkin HazırlanmıĢ Kaynaklar o Sosyal Yapıya ĠliĢkin Gözlemler den faydalanılmıĢtır.

Yapılan analizlerle kente kimlik veren en önemli unsur olan Savur kenti tarihi konut dokusunun korunmasına yönelik, tarihi dokuyu oluĢturan yapıların korunmuĢluk

(14)

durumlarının belirlenmesi, tarihi dokunun bütünlüğünün sağlanmasına yönelik değerlendirmelerle, koruma önerilerinin ortaya çıkması beklenmektedir.

(15)

2. KAYNAK ARAġTIRMASI

Tarihi çevre, sadece bir mirasın gelecek kuĢaklara aktarılması açısından değil, yurttaĢlık bilincinin geliĢmesi ve toplumsal aydınlanmanın güçlenmesi açısından büyük önem taĢımaktadır. Bu sebeple, insanoğlunun yeryüzündeki medeniyet izleri, yani kentler; yollar, hanlar, hamamlar, köprüler v.s. bütün yapılar, tarihi çevre kavramı nı oluĢturur (Altunsoy, 2005).

Kentsel korumada küreselleĢme ve yerelleĢmenin birbirlerini bütünler nitelikte olarak kent kimliği vurgusuna atıfta bulunulmuĢtur. Koruma kavramında temel olarak;

 BütünleĢik Koruma YaklaĢımı (Integrated Conservation)  Sürdürülebilir Koruma YaklaĢımı (Sustainable Conservation)

 Kentsel Tasarım Seçeneği (Urban Design Alternative in Historical Process) YaklaĢımlarının detaylı irdelenerek, örnek alan üzerinde detaylandırılarak koruma yaklaĢımları hakkında bilgiler verilmiĢtir (MeĢhur,1999).

―Tarihi Kent Merkezlerinde Planlama Sorunları, Ankara Ulus Tarihi Kent Merkezi Koruma Islah Ġmar Planı Örneğinin Ġncelenmesi‖ isimli çalıĢmada, Tarihi kent alanlarının planlanmasında, koruma-yaĢatma dengesi içerisinde korumayı mümkün kılan, yerel yönetimlerin koruma amaçlı planlamayı hayata geçirmesini sağlayacak kararlılıkta olmalarını zorlayıcı, finansal ve katılım içeriği olan, koruma amaçlı planlamada ihtisaslaĢmayı sağlayıcı ve müdahale edilen hukuksal ve sosyal bir olgu olarak mülkiyeti göz önüne alan yasal düzenlemelere ivedilikle ihtiyaç duyulduğu belirtilerek Koruma Amaçlı Ġmar Planı olgusu irdelenmiĢtir (Fidan,2007).

Türkiye‘de Koruma Amaçlı Ġmar Planları, Kentsel Sit Alanı olarak belirlenen tarihi dokunun yoğun olduğu alanları kapsamakta, bu alanın dıĢında kalan bölgelerde imar planı hükümleri yerine getirilmektedir. Oysa kentlerin çoğunda, Kentsel Sit Alanları dıĢında da korunması gerekli tarihsel-kentsel doku parçaları mevcuttur. Bu alanlar imar planlarının daha yüksek, daha yaygına hedefli hükümleri tarafından yok olmakla tehdit edilmektedirler (Karakan, 2007).

2000‘li yıllarda tartıĢılan ve gündemde olan sürdürülebilirlik olgusu, tarihsel geliĢimi içerisinde, tarihi çevrelerin korunması konusuna yeni yaklaĢımlar ve roller yüklemiĢtir. Bu yeni yaklaĢımlarla, kent kimliğinin ve kent kimliğini oluĢturan tarihi çevrelerin korunması da özel bir önem kazanmıĢtır. Tarihi çevrelerde meydana gelen mekânsal değiĢimin neden olduğu problemlerin tanımlanması, mekânsal ve çevresel analizlerin, değerlendirmelerin yapılması yoluyla, olumsuz sonuçların giderilmesi, bu

(16)

çevrelerin çekicilik ve canlılığının sağlanması ve sürdürülebilirliğine yönelik yeniden düzenleme ilkelerinin geliĢtirilebilmesi ele alınmıĢtır (Toka, 2008).

Koruma amaçlı imar planlarının kontrol mekanizmasına, plana aykırı uygulamalarda bulunulması, kullanıcıların değiĢim istemleri ile oluĢan yoğun tahribatın tespiti amacıyla Antakya kentsel sit alanında çalıĢmalar yapılmıĢtır. Yapılan çalıĢmada aynı zamanda Türkiye‘de koruma sürecinde yaĢanan sorunlar değerlendirilmiĢtir. ÇalıĢma, Antakya kentinin sahip olduğu sosyal, kültürel, dini ve ticari mekânları ve çok kültürlü toplumsal yapısıyla oluĢan özgünlüğünü vurgulamakta; kentin bugünkü tahrip edilmiĢ halinden uzaklaĢarak, etkin bir yaĢam alanı haline gelmesini önermektedir (Ömeroğlu, 2006).

Khaled Tadmori‘nin ―Lübnan-Trablus Kentsel Sit Alanının Koruma Sorunsalı ve Koruma Planlaması Ġçin Yönlendirici Kavramsal Çerçeve‖ isimli çalıĢmasında "Eski Trablus" denilen Trablus Eski ġehir'in dokusunun tarihsel geliĢimi ve Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze kadar geçirdiği planlama evreleri özetlenmekte, son yıllarda Lübnan'da yerel ve merkezi yönetimin tarihsel çevre korunmasına olan tutum ve tavırları, yaklaĢımları ve uygulamaları incelenmekte, ülkede koruma sorunsalı ortaya konmakta, komĢu ülkelerin kentsel koruma konusundaki tecrübeleri irdelenmekte ve tüm bu verilerin ıĢığında Trablus Kentsel Sit Alanı'nın kültürel ve doğal değerlerinin korunmasına yönelik bilimsel öneriler geliĢtirilmektedir (Tadmori, 2004).

Metin Demir‘in (1997) Ayvalık yerleĢmesi örneğinde vermiĢ olduğu çalıĢmasında, Koruma Kavramı, kentsel sit bölgesi için yapılacak koruma planlarında göz önüne alınması gereken kriterler, sorunlara yaklaĢım biçimi ve koruma planlaması çalıĢmasında uygulanabilecek yöntemler belirlenmiĢ ve söz konusu çalıĢmadan koruma planlaması konusunda faydalanılmıĢtır.

Feridun Engin‘in (1997) Balat bölgesi özelinde yapmıĢ olduğu çalıĢmasında, yenileme kavramları üzerinde durulmuĢ ve alan çalıĢması özelinde koruma-yenileme önerileri geliĢtirilmiĢtir.

Süheyla Birlik (2006) tarihi çevrelerde kimlik değiĢimini incelediği doktora tezinde Kentlerin oluĢumu ve zamanla değiĢimi planlama kararları, koruma kararları ve uygulamaları ile doğrudan bağlantılı olduğundan söz etmekte, tarihi çevrenin sürekliliği açısından önemli olan kentsel kimlik kavramının, oluĢumu ve değiĢimi tüm boyutlarıyla ele alınmaktadır. ―Karadeniz Kentsel Sit Alanları‖ özelinde geleneksel sokak siluetini ortaya koymak için alan çalıĢmaları yapılmıĢ, tipolojiler ortaya konmuĢtur.

(17)

Buket Önem ve Ġsmet Kılınçarslan‘ın (2005) ―Haliç Bölgesinde Çevresel Algılama ve Kentsel Kimlik‖ isimli makalesinde Kentsel Kimlik olgusu ve koruma-kimlik iliĢkisinden faydalanılmıĢtır.

Osman Balaban‘ın (2004) Prof.Dr. Gönül Tankut ile yaptığı söyleĢisinde; Prof.Dr. Gönül Tankut‘un ortaya koyduğu koruma-imar planı arasındaki farklılıklar, iliĢkiler tanımlamalardan yararlanılmıĢtır.

(18)

3. MATERYAL VE METOD

Bu çalıĢma kapsamında, öncelikli olarak teorik bilgilerin yanı sıra mekânın nasıl oluĢtuğu, mekânın geliĢmesinde önemli olan etmenlerin sıralanarak söz konusu etmenlerle iliĢkilerinin detaylandırılması, koruma planlaması kapsamında elde edilen verilerin nasıl değerlendirilmesi gerektiği ortaya konulmaya çalıĢılacaktır.

ÇalıĢma ile ilgili bilgiler; konuyla doğrudan ve dolaylı iliĢkili literatür incelemesi yapılarak kitap, dergi, makale, tez çalıĢmaları, üniversitelere ait kütüphaneler, YÖK kütüphanesi, Ulakbim Tarama birimi, Milli Kütüphane, ilgili resmi kurumlar, belediyeler ve meslek odaları kütüphaneleri ve yayınları, konu ile ilgili olabilecek web siteleri ve online veritabanları taranarak edinilecektir.

ÇalıĢmanın amacı doğrultusunda yapılan alan çalıĢması ―Savur Koruma Amaçlı Ġmar Planı‖ bünyesinde hazırlanan arazi çalıĢmalarından oluĢmaktadır. Söz konusu alan çalıĢmasında fiziki niteliklerin ortaya konmasının yanı sıra sosyal, ekonomik, demografik analizlerde bulunulmuĢ ve yerinde yapılan mimari analizler detaylı Ģekilde yapılmıĢtır. Alan çalıĢmasında hazırlanan veriler tek seferde hazırlanmamıĢ sürekli geri dönüĢümlerle kontrol edilerek güncellenmiĢtir.

ÇalıĢma altı bölümden oluĢmaktadır. Bu kapsamda;

 Birinci, ikinci ve üçüncü bölümde çalıĢmanın amacı, yöntemi ve özgünlüğüne yönelik tartıĢmalar yer almaktadır.

 Dördüncü bölümde, konuyla ilgili olarak koruma, korunması gerekli kültür varlıkları ve ―sit‖ kavramlarının tanımı yapılmıĢ, kent kimliği, koruma planlaması ve koruma amaçlı imar planları ve kent kimliği iliĢkisini ortaya koyabilecek kavramsal çerçeve çizilmiĢtir.

 BeĢinci bölümde ise, dördüncü bölümde yapılan tartıĢmalar sonucunda alan çalıĢmasına yer verilmiĢ ve Savur (Mardin) yerleĢmesine ait ekonomik, sosyal, demografik verilerin yanı sıra alanda yapılan detaylı analizlere yer verilmiĢtir. Alanda yapılan analizlerle mekân tanımlanmaya çalıĢılmıĢtır. Savur konut dokusunu irdeleyen yapı nitelikleri ortaya konulmuĢ, geleneksel Savur Evleri ve plan tipleri incelenmiĢtir. Kentin fiziki yapısı ortaya konularak mimari analizler, yapılara iliĢkin tipolojiler, koruma analiz ve sentezleri ile birlikte sokak siluet çalıĢmaları sonucunda koruma planlamasına ıĢık tutacak ―Uyumluluk

Değerlendirmesi‖ ve ―Yapısal Değerlendirme ve Koruma Önerileri‖

(19)

 Altıncı ve yedinci bölümde ise alanda yapılan analizler sonrasında ortaya çıkan durum değerlendirilmesi yapılmıĢ ve Savur yerleĢmesinde hazırlanan ―KorunmuĢluk Analizi‖, ―Uyumluluk Değerlendirmesi‖ ve ―Yapısal

Değerlendirme ve Koruma Önerileri‖ çalıĢmaları üzerinden mekân okunmaya

çalıĢılmıĢ, tarihi dokunun bütünlüğünün sağlanmasına yönelik değerlendirmelerle, koruma önerilerinden bahsedilmiĢtir.

(20)

4. KAVRAMSAL ÇERÇEVE

4.1. KORUMA KAVRAMI

Temelde koruma kavramı; ―yaĢamın sürekliliği için gereken ve üretime kaynak olan değerlerin zaman içerisinde yok olmamasının önüne geçebilmek için üretilen, önüne geçerken de en uygun Ģekilde sürekliliğinin sağlanmasının metotlarını belirleyen önlemler bütünüdür‖.

Kavramsal olarak koruma, kiĢinin kendini korumasından baĢlayarak süreç içerisinde yaĢadığı mekânın muhafaza edilmesi ve hatta koruyarak geliĢtirmesi Ģeklinde süregelen bir aĢama kaydetmiĢtir. YaĢanan yeni geliĢimler, eldeki kazanımları arttırdığı gibi bir yandan da kaynakların tüketilmesinin getirdiği yokluğu ortaya çıkardıkça, elde edilen kazanımların korunması gerekliliği ortaya çıkmıĢtır.

19. yüzyılda ―sanayi devrimi‖ öncesinde toplumların ekonomik-kültürel yapıları tarımsal üretime dayanırken, sanayi devrimi sonrası geliĢmeler kentlerin yapılarını değiĢtirmeye baĢlamıĢtır. Üretim biçimlerinin değiĢmesi, ekonomik yapıyı geliĢtirirken bu geliĢim de kentlerin boyutlarını değiĢtirmiĢ, barınmanın da ötesinde yeni iĢ alanları için mekânlara ihtiyaç duyulmaya baĢlanmıĢtır. Bu ihtiyaç, hem sanayi alanlarının olumsuzluklarını, hem de geleneksel kent biçimini değiĢmesini ortaya çıkardığında bu sürece tepkiler ortaya çıkmıĢtır. Mekân bilincine dayalı koruma kavramının temelinde, geleneksel yaĢam biçiminin Ģekillendirdiği yerleĢme anlayıĢının değiĢmesine karĢı duyulan tepki yatmaktadır.

Günümüzde koruma kavramı, eskiye duyulan özlemi, tarih bilincini, kent kimliğinin sürdürülmesi arzusunu yansıtmaktadır.

GeçmiĢ uygarlıklardan geriye kalan yerleĢim ve yerleĢim kalıntıları tarihi çevreleri oluĢturmaktadır. Kentsel korumanın amacı da bu çevreleri yok olmaktan kurtarmak, kültür mirasını günümüz yaĢamıyla bütünleĢtirmektir.

Kent bilim terimleri sözlüğünde (KeleĢ, 1980) koruma, ―kentlerin belli kesimlerinde yer alan tarihsel ve mimari değerleri yüksek yapıtlarla anıtların ve doğal güzelliklerin kentte bugün yasayanlar gibi gelecek kuĢakların da yararlanması için her türlü yıkıcı, saldırgan ve zararlı eylemler karsısında güvence altına alınması‖ olarak tanımlanmaktadır. 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası (T.C. Resmi Gazete, 18113) ise 3. maddesinde koruma ve korunma için ―taĢınmaz kültür ve tabiat varlıklarında muhafaza, bakım, onarım, restorasyon, fonksiyon değiĢtirme iĢlemleri;

(21)

taĢınır kültür varlıklarında ise muhafaza, bakım, onarım ve restorasyon iĢleridir‖ demektedir.

Venedik tüzüğünün 1. maddesine göre (1964), tarihi anıt kavramının kapsamı sadece bir mimari eseri içine almaz, bunun yanında belli bir uygarlığın, önemli bir geliĢmenin, tarihi bir olayın tanıklığını yapan kentsel ya da kırsal bir yerleĢmeyi de içerir. Bu kavram yalnız büyük bir sanat eserini değil, ayrıca zamanla kültürel anlam kazanmıĢ daha basit eserleri de kapsar (Özen ve Kadıoğulları, 2006).

UNESCO‘nun 1976 tarihli genel kurul toplantısında; ―Her tarihi alan ve çevresi, özel karakteri ve dengesi, onu oluĢturan parçaların birbirleriyle kaynaĢmasına bağlı olan ve yapılar, mekânsal organizasyon ve çevresi kadar insan faaliyetlerini de içeren bir bütün olarak görülmelidir.‖ ifadesine yer verilmiĢtir (Ahunbay, 1999).

4.1.1. Korunacak Değerlerin Tanımı

5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Ġle ÇeĢitli Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun‘da korunacak değerlerin tanımı Ģöyle yapılmıĢtır;

"Tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan veya tarih öncesi ya da tarihi devirlerde sosyal yaĢama konu olmuĢ bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taĢıyan, yer üstünde, yeraltında veya su altındaki bütün taĢınır ve taĢınmaz varlıklardır‖.

5226 sayılı Kanun ile korunacak değerlerin tanımı geniĢletilmiĢ, sosyal yaĢama konu olan değerler de korunacak değerlerin statüsüne getirilmiĢtir. Korunacak değerler ―taĢınır‖ ve ―taĢınmaz‖ kültür varlıkları olarak iki baĢlık altında incelenmektedir.

i. Korunması Gerekli TaĢınır Kültür ve Tabiat Varlıkları

Korunması gerekli taĢınır kültür ve tabiat varlıkları 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve 5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Ġle ÇeĢitli Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun‘da Ģöyle tanımlanmıĢtır;

—Jeolojik, tarih öncesi ve tarihi devirlere ait; jeoloji, antropoloji, prehistorya, protohistorya, arkeoloji, sanat tarihi ve etnografya açılarından belge değeri taĢıyan veya ilgili bulundukları dönemin sosyal, kültürel, teknik ve bilimsel özellikleri ile seviyesini

(22)

yansıtan veya ender bulunur özelliklere sahip olan her türlü taĢınır kültür ve tabiat varlıkları,

— Milli tarihimizdeki önemli önemleri sebebiyle, Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti‘nin kuruluĢuna ait tarihi değer taĢıyan belge ve eĢyalar, Mustafa Kemal Atatürk‘e ait zati eĢya, evrak, kitap, yazı ve benzeri taĢınırlardır‖.

ii. Korunması Gerekli TaĢınmaz Kültür ve Tabiat Varlıkları

Korunması gerekli taĢınmaz kültür ve tabiat varlıkları 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve 5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Ġle ÇeĢitli Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun‘da Ģöyle tanımlanmıĢtır.

- ―Korunması gerekli tabiat varlıkları ile 19. yy. sonuna kadar yapılmıĢ taĢınmazlar, - Belirlenen tarihten sonra yapılmıĢ olup önem ve özellikleri bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığınca korunmalarında gerek görülen taĢınmazlar,

- Sit alanı içinde bulunan taĢınmaz kültür varlıkları,

- Milli tarihimizdeki önemleri sebebiyle zaman kavramı ve tescil söz konusu olmaksızın Milli Mücadele ve Türkiye Cumhuriyeti‘nin kuruluĢunda büyük tarihi olaylara sahne olmuĢ binalar ve tespit edilecek alanlar ile Mustafa Kemal Atatürk tarafından kullanılmıĢ evler‖.

TaĢınmaz kültür ve doğa varlıkları anıtlar ve sitlerdir.

Anıt

1964 yılında kabul edilen ve 16 maddeden oluĢan Venedik Tüzüğü‘nde Tarihi Anıt tanımı Ģöyle yapılmıĢtır;

―Sadece bir mimari eseri içine almaz, bunun yanında belli bir uygarlığın, önemli bir geliĢmenin, tarihi bir olayın tanıklığını yapan kentsel ye de kırsal yerleĢmeyi de kaplamaktadır. Bu kavram yalnız büyük sanat eserlerini değil, ayrıca zamanın geçmesiyle kültürel önem kazanmıĢ daha basit eserleri de içine alır‖.

Anıtlar tipolojik olarak Ģöyle sınıflandırılmıĢtır;

— Dini ve Kültürel Yapılar; ―Camiler, kilise, imaret, manastır, mezar taĢları‖. — Askeri Yapılar; ―Kaleler, surlar, kıĢlalar, siperler‖.

— Ġdari Yapılar; ―Saraylar, devlet yapıları, belediye yapıları, çan kuleleri, han ve kervansaraylar‖.

(23)

— Endüstriyel Yapılar; ―Çiftlik, ambar, değirmen, köprüler, tüneller, fabrikalar‖ (Soyer, 1988).

Ġlkel toplumlarda anıtlar, geçmiĢin temsilcileri olmaktan öte, birer simge olarak kabul görmüĢlerdir. Anıtları korumak için yapılan uygulamalar dönemin sanat akımlarına, sanat anlayıĢlarına göre farklılık göstermektedir. Anıtın korunması için yapılan uygulamalar dönemin anlayıĢlarına farklılık göstermesi bir yana, bu müdahalelerin arkasında bir alıĢkanlık, disiplin olduğunu söylemek güçtür (Erder, 1999).

Ġkinci Dünya SavaĢı‘ndan sonra anıt tek yapı olarak ve çok yakın çevresiyle birlikte düĢünülmekten çıkmıĢ, yapı grupları, yerleĢmeler ve bölgeler halinde ele alınmıĢtır (Erder, 1999). Günümüzde ise, anıtları koruma çabaları bir disiplin olarak kendini geliĢtirmekte ve uluslar arası arenada kabul görmektedir (Kuban 2000).

Anıtlar, çevreleri ile birlikte bir bütündür ve bu bütünlük içerisinde hayat bulurlar. Bu sebeple anıtın sadece kendisi değil, kendisi ile bir bütün oluĢturan çevresi ile birlikte değerlendirilmelidir (Asiliskender, 2005).

Sit

Bir Bütün olarak korunması gereken doğal Ģekilde geliĢmiĢ ya da insan eliyle yapılmıĢ taĢınmaz kültür varlıklarını barındıran alanlara ―sit‖ denilmektedir. 3.10.1985‘te imzalanan Avrupa Mimari Mirasının Korunması SözleĢmesi‘nde, eski eserler ve sitler ―insan emeği ile doğal değerlerin birleĢtiği alanlar‖ olarak tanımlanmaktadır (Hasol, 1998).

5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu Ġle ÇeĢitli Kanunlarda DeğiĢiklik Yapılması Hakkında Kanun‘da ―sit‖ tanımı Ģöyle yapılmıĢtır;

―Tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeĢitli medeniyetlerin ürünü olup, yaĢadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu sosyal yaĢama konu olmuĢ veya önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmıĢ tabiat özellikleri ile korunması gerekli alandır‖.

Özelliklerine göre sitler;  Doğal Sit

 Arkeolojik Sit  Tarihi Sit

(24)

 KarmaĢık Sit  Kentsel Sit

olarak sınıflandırılmaktadır;

 Doğal Sit: Kültür ve tabiat varlıklarını koruma yüksek kurulunca 1999 yılında alınan 659 sayılı Ġlke Kararı uyarınca Doğal Sit; ―Jeolojik devirlerle, tarih öncesi ve tarih devirlere ait olup, ender bulunmaları veya özellikleri ve güzellikleri bakımından korunması gerekli yer üstünde, yer altında veya su altında bulunan korunması gerekli alanlardır‖ Ģeklinde tanımlanmıĢtır.

 Arkeolojik Sit: Kültür ve tabiat varlıklarını koruma yüksek kurulunca 1999 yılında alınan 658 sayılı Ġlke Kararı uyarınca Arkeolojik Sit; ―Ġnsanlığın varoluĢundan günümüze kadar ulaĢan eski uygarlıkların yer altında, yer üstünde ve su altındaki ürünlerini yaĢadıkları devirlerin sosyal, ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan her türlü kültür varlığının yer aldığı yerleĢmeler ve alanlar‖ olarak tanımlanmıĢtır.

 Tarihi Sit: Kültür ve tabiat varlıklarını koruma yüksek kurulunca 1996 yılında alınan 421 sayılı Ġlke Kararı uyarınca, ― Milli tarihimiz ve askeri harp tarihi açısından önemli olayların cereyan ettiği v doğal yapısıyla birlikte korunması gerekli alanlardır‖ Ģeklinde tanımlanmıĢtır. Tarihsel, edebi ya da efsanevi olayları hatırlatan alanlar tarihi sit alanı olarak nitelendirilmektedir.

 KarmaĢık Sitler: Birden çok sit özelliği gösteren sitlerdir. Bu sit kavramı henüz ülkemizde koruma yasalarına girmemesine rağmen Kültür Bakanlığı verilerine göre 300 kadar ―Diğer Sitler‖ tanımı içerisinde ―KarmaĢık Sitler‖ de bulunmaktadır.

 Kentsel Sitler: Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunca 1996 yılında alınan 419 sayılı Ġlke Kararı uyarınca, ―Kentsel ve yöresel nitelikleri, mimar ve sanat tarihi açısından gösterdikleri fiziksel özellikleri ve bu özellikleri ile oluĢan çevrenin dönemin sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel yapılanmasına, yaĢam biçimini yansıtarak bir arada bulunduran ve bu açılardan doku bütünlüğü gösteren alanlardır‖ biçiminde tanımlanmıĢtır.

4.1.2. Koruma Kavramının Gerekliliği

Sanayi Devrimi sonrasında kentlerin biçimi, iĢlevi değiĢim göstermeye baĢlamıĢ, bu değiĢimle birlikte büyüyen kentlerin yeni konut alanlarına ihtiyacı ortaya çıkmaya

(25)

baĢlamıĢtır. Yeni geliĢim alanları mevcut kent merkezlerinin canlılığını kaybetmesine, sosyal ve fiziki anlamda dönüĢmesine neden olmuĢtur. Bu dönüĢüm daha çok olumsuz anlamda olagelmiĢ ve eski kent merkezleri kullanılmayan alanlar haline gelmiĢtir.

Kentlerdeki bu dönüĢüm, kent insanının bu değiĢim karĢısındaki tepkilerini ortaya koymasına neden olmuĢtur. Kente olan aidiyet bilinci ise yerleĢmelere özgü olan niteliklerin yaĢaması, gelecek kuĢaklara aktarılması ve böylece kültürel sürekliliğin sağlanarak, kent kimliğinin yaĢatılması adına hassasiyetlerin ortaya çıkmasına neden olmuĢtur.

Kente özgü mekânlar, o kente ait karakteristik özellikleri ortaya koyar. GeliĢen teknoloji ile birlikte insanların ihtiyaçları, yaĢam biçimleri değiĢmekte, bu da kenti oluĢturan en temel birimin yani yapıların iç mekânlarından baĢlayarak, yapı kütlesinin, oradan yakın çevresinin, ulaĢım iliĢkilerinin, ekonomik iliĢkilerinin değiĢmesine neden olmaktadır. Kısacası mekânların düzeni değiĢmektedir. Kente özgü mimarinin ve mekân oluĢumunun bu geliĢim karĢısında yok olmaması, kendini sürdürebilmesi, o kentin karakteristiğini ve kimliğini koruması anlamında önemli bir eylem olacaktır.

Kentlerdeki eski dokuların salt fiziksel durumlarından öte, içerisinde barındırdığı anlam, simgeler kenti özgün kılan, kente kimlik katan öğelerdir. Uygarlıkların en görkemli kanıtlarını barındıran tarihi mekânlar, bulunduğu kente farklılık katmakla birlikte, sosyal ve ekonomik anlamda kazanımlar da sağlamaktadır.

4.2. KENT KĠMLĠĞĠ KAVRAMI

Kimlik, bir nesnenin veya objenin diğerlerinden özgünlüğü, tekliği ve bireyselliği ile ayrılması Ģeklinde tanımlanabilir. Kent kimliği, bir kenti diğer kentlerden ayırt etmeye, bir anlamda baĢkalaĢtırmaya yardımcı olan nitelikler ve kente özgü öğelerden oluĢmaktadır (Lynch 1960).

Kent; teknik, ekonomik, sosyal, politik ve kültürel birçok konuların birlikte harmanlandığı, iç içe geçtiği bir olgudur (ÖzdeĢ, 1985). Kentler de çeĢitli kültür ve sosyal yapıları bünyesinde barındırdığı için birbirlerinden birtakım farklılıklar gösterirler. Kentlerin farklı karakterleri kent kimliği, kent profili ve kent imgesi kavramlarıyla açıklanmaktadır. Kent kimliği uzun bir zaman dilimi içinde biçimlenir. Kentin coğrafi içeriği, kültürel düzeyi, mimarisi, gelenek - görenekleri, yere özellikleri, yaĢam biçimi, gibi doneler bir bütünlük oluĢturarak yerleĢmeye bir tanım kazandırır (Suher,1995). Doğal yapı, sosyo-ekonomik yapı ve insan eliyle yapılmıĢ mekânın yapısı

(26)

ile bu bütünleĢme sağlamlaĢmaktadır (Suher, 1995). Lynch‘e (1960) göre kent imgesi kentin mevcut makroformu etrafında gözlemlenen yollar, çeperler, bölgeler, kavĢaklar (düğüm noktaları) ve nirengi noktaları (anıt) ile tanımlanabilir.

Her insanın, her olgun olduğu gibi kentlerinde kendilerine özgü kimlikleri vardır. Hâlihazırda kendine özgün olan durum kent kimliğini ifade etmektedir. Kente ait olan, yakıĢtırılan ya da düĢünülen farklılıkların saptanması ve bu olgunun kente yansıtılmasıdır.

Kentsel kimlik ortaya konulurken daha çok görsel hafızaya kazınan olgular ortaya konulur. Ancak bununla birlikte kente olumlu değer katan nitelikler belirlenir; Dolayısıyla, kent kimliğini anlamak kent yaĢantısına katılımla gerçekleĢir.

Bir kent mekânının kimliği, söz konusu mekânın fiziki ve beĢeri özelliklerini kapsayacak biçimde geliĢir ve üzerinde yaĢayan toplumda görülen değiĢimler fiziksel çevreyi de etkiler. Böylece kentsel kimlik, doğal ve yapma çevre özellikleri arasındaki etkileĢimler ile insan davranıĢları ve yapısal biçimleri sonucu ortaya çıkar. Ancak bu uzun bir zaman dilimi içinde oluĢur, geliĢir, değiĢir ve sürekli olarak yeniden üretilir (Birlik, 2006).

Kimliğini kazanmıĢ kentler, kendilerine ait özellikleri ile farklılıklarını ortaya koyduklarından ötürü baĢka kentlere benzetilemezler; kentsel kullanımların mekânsal organizasyonu ve mekânın nitelikleri ile baĢka kentler ile kıyaslandığında kendini fark ettirir. Dolayısıyla, tarihin akıĢkanlığı içerisinde, tarihin kodlarını içerisine iĢlemiĢ mekânları tanımlayan kentsel kimlik, yerleĢmelere göre çeĢitlilik gösterirler. Bu nedenle, her kentin kendine özgü, yer ve zaman koĢullu bir kimliği, ayrıcalığı vardır.

4.2.1. Kentsel Kimlik OluĢumu

Kent yaĢamının en önemli parçası olan toplumsal iliĢkiler tarihsel süreçle birlikte sürekli kendini yenileyen bir olgudur. Toplum hayatının tarihsel süreçte edindiği deneyimler, görüĢler, inançlar, davranıĢ biçimleri toplumun sosyal ve kültürel tabanı oluĢturmaktadır. Söz konusu toplumsal yapıyı oluĢturan bu öğeler bireylerinde kentsel kimliğe katkı sağlamasına neden olmaktadır. Sürekli kendini yenileyen sosyal yapı, toplumsal iliĢkiler kent kimliğinin yeniden tanımlanmasına neden olmaktadır. Toplumsal iliĢkiler geçmiĢten gelerek ve geliĢerek değiĢirken kent kimliği de geçmiĢ öğeler ile yeni öğelerin harmanlandığı kültürel bir olgu olarak da tanımlanabilir.

(27)

Kent insanı için, içinde yaĢanılan çevre; sadece, içinde bazı etkinliklerin yapıldığı, yaĢam için gerekli fonksiyonların sağlandığı alanlar ise ve bu tür ihtiyaçtan kaynaklanan niteliklerin dıĢında bir anlam ifade etmiyorsa o kentin kimliğinden söz etmek zorlaĢmaktadır. Çünkü kiĢiler yaĢadıkları yere değerler yükledikleri yani, kentine sahip çıkıp ona bağlandıkları oranda o kentin anlamlı bir kimliği olur. Bu nedenle, fiziki çevre ile içinde yer alan yaĢam biçimi bir bütün oluĢturduğunda kentsel kimlikten söz edilebilir (Tekeli,1991).

Kent kimliği 3 ana öğeden oluĢmaktadır.

 Doğal Çevreden Kaynaklanan Kimlik Elemanları (Çevresel Kimlik)  Ġnsan Eliyle YapılmıĢ Kimlik Elemanları (Yapay Kimlik)

 BeĢeri Çevreden Kaynaklanan Kimlik Elemanları (Toplumsal Kimlik)

i. Doğal Çevreden Kaynaklanan Kimlik Elemanları

Doğal çevreden kaynaklanan kimlik elemanlarının içeriğini doğal çevre elemanları oluĢturmaktadır. Karadeniz kıyılarındaki yerleĢmelerin bol yağıĢlı ve yeĢil bir bitki örtüsüne sahip olması söz konusu bölgenin kentlerinin kimliğini oluĢturmaktadır. Doğal çevreyi oluĢturan bu öğeler yerleĢmelerin farklılıklarını ortaya koyarlar, özgün olma hüviyetini sağlarlar. YerleĢmelerin kimliği tanımlanırken doğal çevre özellikleri iyi analiz edilmelidir.

 Ġklim verileri  Topografik Veriler o Ovalar o Yamaçlar o Tepeler o Semerler o Vadiler  Su Kaynakları  Bitki Örtüsü  Jeolojik Durum

(28)

 Ġklim Verileri; Kara ve deniz suları, toprak oluĢumu, yer Ģekilleri, doğal bitki örtüsü, ekonomi, nüfus ve yerleĢmeler, yapı tipi açısından önemlidir. Bu nedenle atmosferik olayları zaman içinde yöre ile birleĢtirir, bölgesel farklılıklara neden olur.

 Topografik Veriler; Eğimli alanlar ve düz alanlar, çöküntü alanlar, yükselti alanlar olarak çeĢitlilik gösterebilir. YerleĢmelerin mekânsal biçimlenmesinde direkt olarak rol oynarlar. UlaĢım sisteminin biçimlenmesi, kentlerin yerleĢim alanlarının belirlenmesinde çok etken biçimde önem arz ederler.

o Ovalarda oluĢan kentler düz alanlarda oluĢtuklarından ötürü kent geliĢimi kolay olmakta, her yöne rahatça geliĢebilme seçeneği olmaktadır. Konya kenti söz konusu ova yerleĢimi için verilebilecek en güzel örneklerden birisidir.

o Yamaçlarda oluĢan kentler; Ovalarda oluĢan kentlerde konut yapılarının yönlenmesi çok önem arz etmese de dağ ya da tepenin herhangi bir yanına kurulmuĢ olan kentlerde uygun bakı yönlenmesi önemli olmaktadır. Mardin yerleĢmesinin Mardin Kalesinin bulunduğu yükseltinin güney kısmında kurulmuĢ olması örnek verilebilir.

o Tepelerde kurulan kentlerde ise kent iklimin elverdiği ölçüde tepenin üst noktasından baĢlayarak uygun bakı yönünde yamaçlara doğru geliĢir. Tepenin üst kemsine bir kent yerleĢebilecek alan var ise teras kent olarak adlandırılabilir.

o Semerlerde kurulan kentler ise iki vadinin arasında bulunan iki tepe arasında geliĢim göstermektedir. Yamaçlarda ve tepelerde kurulan kentlerin ortak özelliklerini taĢıyan semer kentlerde, geçiĢ noktası kent merkezi niteliğindedir (Birlik, 2006). Savur yerleĢmesi Semer yerleĢmeleri için örnek verilebilir.

(29)

ġekil 1:Semer YerleĢmesinde Ġlkeler (ÖzdeĢ, 1972)

o Yamaçlara göre Ģekillenen dik eğimli çukurlar vadi olarak kent yerleĢimi için pek uygun olmasa da yatay düzlemdeki dar vadilerin en alt seviyesinde kent merkezi yer alacak Ģekilde Ģehir konumlanır. Dik yamaçlara doğru ise yeĢil alan varlığı ve kayalıklar doğal peyzajı oluĢturarak kenti tamamlarlar. Amasya kenti vadi yerleĢimine örnek olarak verilebilir.

 Su Kaynakları: Su kenarında olan yerleĢimler ise su varlığı bulunan ve ulaĢım iliĢkileri bakımından önemli aksların kesiĢtiği yerlerde geliĢirler. Ancak buradaki odak noktası su öğesi olmaktadır. Kentin çekildiği nokta olarak kentin ulaĢım bağlantıları da ona uygun Ģekilde geliĢir. Venedik kenti, Ġstanbul kenti söz konusu yerleĢmeler için örnek verilebilir.

 Bitki Örtüsü: YaĢaması için gerekli olan toprak, su, hava ve ıĢık açısından bulunduğu mekâna ve zamana bağlı olarak değiĢen ekosistemlerdir. Doku-renk-yükseklik ve bunların dağılımı ile çevre karakterine katkıda bulunur. Bu nedenle, her kentin vejetasyonu farklı bir ortam yaratır. Ancak, -yapay bir oluĢum olduğu için- kent içinde doğal bitki örtüsüne ender rastlanır (Birlik, 2006).

 Jeolojik Durum: YerleĢimin üzerinde bulunduğu alanın zemin cinsi, sertliği, yer altı sularının seviyesi, toprak kalitesinin çeĢitliliği gibi etmenlerin yanı sıra birtakım doğal oluĢumlar, yeryüzü Ģekilleri kentlerin biçimlenmesinde önemli rol oynamaktadır.

(30)

ii. Ġnsan Eliyle YapılmıĢ Kimlik Elemanları

Ġnsan eliyle yapılmıĢ çevre elemanlarını yapay çevre elemanları, bireylerin kent içerisindeki faaliyetlerini gerçekleĢtirdikleri eylem alanları ve insan eliyle yapılmıĢ objeler oluĢturmaktadır. Yapay çevre elemanları ile birlikte eylem alanları ve yapay objeler bir bütünsellik içerisinde form, oran, doku, malzeme, fonksiyon, iĢlevsellik, kullanılabilirlik gibi açılardan görsel, iĢlevsel kimliği oluĢturmaktadır. Söz konusu yapının tarihsel süreçte kazandığı anlam ise o mekânın anlamsal kimliğini oluĢturmaktadır (Önem ve Kılınçaslan, 2005).

iii. BeĢeri Çevreden Kaynaklanan Kimlik Elemanları

BeĢeri çevreden kaynaklanan kimlik elemanları (Toplumsal Kimlik); birey ve bireylerin oluĢturduğu toplumdur. Bireyler yaĢadığı çevre ile bir bütünlük oluĢtururlar. KiĢilerin yaĢantıları, toplum içerisindeki konumları, düĢünceleri, beğenileri, gelecek kaygıları, davranıĢ biçimleri kiĢinin bireysel kimliğini oluĢtururlar. Bireysel kimlikler de grup kimliği ve dolayısı ile de toplumsal kimliği oluĢtururlar. Bunlarla birlikte toplumun nüfus ve demografik yapısı da toplum ile ilgili önemli ipuçları verebilmektedir. Nüfus yapıları, okuryazarlık oranları, medyan yaĢ yapıları gibi veriler söz konusu toplumla ilgili önemli bilgiler vermektedir. Ayrıca kurumsal yapıya iliĢkin veriler (ekonomik, hukuksal v.s) ve sosyal yapıya iliĢkin veriler toplum kimliğinin algılanmasında önemli veriler içermektedir (Ocakçı, 1994).

(31)

ġekil 2: Kentsel Kimlik OluĢumuna ĠliĢkin Kavramlar, ĠliĢkiler, EtkileĢimler (Ünügür, 1996)

4.2.2. Koruma - Kent Kimliği ĠliĢkisi

Kentsel koruma anlayıĢı ve koruma politikası içinde korunma durumundaki öğeler kentin kimliği, kentin profili ve kentin imgesi olarak tümüdür ve kentin özgün karakteristikleridir. Korumada amaçlanan söz konusu öğelerin tek tek korunması değildir. Amaç etkileĢim içerisinde olduğu mekânlar ile bir bütünsellik içerisinde korunmasıdır (Suher, 1995). Kent kimliğini oluĢturan öğelerin belirlenebilmesi için öncelikle çevrenin doğru bir Ģekilde algılanması ve tanımlanması gerekir. Doğal çevre, toplumsal yapı, sosyo-kültürel yapı ve yapma çevrenin karĢılıklı iliĢkileri sonucu oluĢan kent kimliği belirlenirken bir bütün olarak ele alınmalı ve değerlendirilmelidir.

Tarih içerisinden gelen ve geçmiĢin izlerini taĢıyan geleneksel kent dokularında, tarihsel mekânlarda ise doğal ve beĢeri çevreden daha fazla insan eliyle yapılmıĢ kimlik elemanları kentsel kimliği oluĢturmada daha ön plana çıkmaktadır. Anıtsal yapılar ve sivil mimarlık örnekleri ve bunların oluĢturduğu dokular, günümüzde birbirine benzeyen kentleri özgün kılan hatta bulunduğu kentleri ön plana çıkaran unsurlar olmaktadır. Kaleler, camiler, kiliseler gibi anıtsal yapılar yerleĢmelerde ön plana çıkarken, geleneksel konut dokusunun korunduğu mahalleler de adından söz ettirmekte, içerisinde zamanda yolculuk yapılıyormuĢ hissi bırakmaktadır. Kent kimliğini oluĢturan

(32)

diğer etmenlerle birlikte kültür varlıkları ve oluĢturduğu mekânlar kentin kimliğini yeniden tanımlanmasına neden olmakta ve bu konuda oldukça önem taĢımaktadır.

4.3. TARĠHĠ ÇEVRE KORUMA

Tarihi çevreler, geçmiĢ ile bugün arasında bağlantı kuran kültür varlıklarıdır. Bu kültür varlıkları yaĢanıldığı döneme ait ipuçları ile geçmiĢimizi tanımaya ve anlamaya yardımcı olmaktadır. Örneğin, kentsel kamusal alanlardaki mekân kullanımları, yapıların parsel içindeki konumları, tarihi yapılar, kullanılan malzemeler, yapım teknikleri, bahçelerdeki dıĢ mekân kullanımları, yaĢanıldığı dönemin izlerini taĢımaktadır. Bu izler ile toplumların; sosyo-kültürel yapıları, ekonomik durumları, gelenek ve görenekleri, yönetim Ģekilleri, dini inançları, teknoloji düzeyleri gibi detaylar hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür.

Tarihi çevre; Avrupa Kültürel ĠĢbirliği Konseyi‘nin ―Avrupa Kültürel Mirasının Envanteri‖ çalıĢmasında Ģöyle tanımlanmaktadır; ―Doğal ya da kiĢi tarafından oluĢturulan, bütünlüğü ve artistik, estetik, tarihsel, etnografik, bilimsel, edebi veya efsanevi özellikleri ile korunması ve değerlendirilmesi gereken bütünlerdir.‖ Tarihi çevreler, önemli olayların yaĢandığı mekânlar olabileceği gibi, belirli bir dönemin sosyo-ekonomik, kültürel yapısına ve sanat anlayıĢına iliĢkin mesajlar veren kent parçaları da olabilmektedir (Özyaba 1999).

GeçmiĢ uygarlıklardan geriye kalan yerleĢme kalıntılar tarihi çevremizi oluĢturmaktadır. ―Tarihi Çevre‖ denildiğinde daha çok anıtsal ve sivil mimarlık örneklerinin bulunduğu kentsel sit alanları akla gelmekle birlikte kırsal, tarihi ve arkeolojik sitler de bu kapsam içerisine değerlendirilmelidir. Tarihi çevreler genel görünümleri, kıvrımlı dar sokakları, meydanları, sürpriz mekânları, iĢçilik değeri taĢıyan sivil mimarlık örnekleri ile birlikte yapıldığı dönemin tasarım gücünün bir simgesi olmaktadır. GeçmiĢten günümüze aktarılan bu mekânlarda, geçmiĢin anlam ve felsefesine iliĢkin birçok detay söz konusu mekânlara bir müze görevi de vermektedir.

Tarihi çevreleri koruma, sanayi devrimiyle birlikte yaĢanan hızlı kentleĢmenin gerçekleĢtiği dönemde de önemini korumuĢtur. Özellikle kırsal kesimden kentlere olan göç sonucunda kentler hızla büyümüĢ, nüfusu ve trafik yükü artmıĢ, tarihi çevreler üzerinde olumsuz baskılar meydana gelmeye baĢlamıĢtır. Geleneksel kent biçiminin değiĢim sürecine girdiği aĢamada sosyal yapıda da değiĢim ve dönüĢümler gündeme gelmiĢtir.

(33)

Bu değiĢimle birlikte bir tepki süreci oluĢmuĢ ve ―mekân bilincine dayalı koruma‖ kavramı gündeme gelmiĢtir. Mekân bilincine dayalı koruma kavramının temelinde; geleneksel yaĢam biçiminin Ģekillendirdiği yerleĢme anlayıĢının aniden bozulmasına karĢı duyulan bir tepki vardır. Özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında geliĢen koruma kavramının boyutu, artık bireysel özelliklerin korunması kapsamında değil, belirli bir kültürel birikimin yansıtıldığı ve tarihsel süreklilik içiren yerleĢmelerdeki bozulmalara yönelik değerlendirmeleri de içermektedir. Bu anlamda ele alındığında koruma, bozulmanın önlenmesine yönelik bir eylemdir, doğal ve kültürel çevrede geçmiĢten gelen mesajları geleceğe aktaran maddi ve manevi değerleri korumaktır (Feilden 1982).

Tarihi çevre içinde yer alan yapılar, mimari üslupları, yapım teknikleri, iĢçiliği gibi özellikleri ile mimari kimliğini tanımlayan öğeler olmaklar birlikte kent kimliğinin de anlam bulmasına öncü olmaktadır.

4.3.1. Tarihi Çevreyi OluĢturan Temel Öğeler

Tarihi çevreyi oluĢturan öğeler bulunduğu yerin niteliğine göre değiĢkenlik gösterebilir.

 Tarihi Çekirdek ve YerleĢme Karakteri  Kentsel Doku Ġçerisinde Sokakların Biçimi  Anıtsal Yapıların Varlığı ve Mimari Üslup  Ġklim KoĢulları ve Yapım Malzemesi  Kent Tacı ve Siluet

Tarihi çevreler içerisinde birçok tarihi öğe ile birlikte değerlendirilecek sanat değeri taĢıyan nitelikli yapılar barındırmaktadır. GeçmiĢte yaĢanmıĢ önemli olayları simgeleyen yapılarla birlikte, yörenin yapı geleneği, kullanılan malzeme, iklim koĢulları, yapıların boyutları, oranları gibi özellikler bir araya geldiğinde kent karakteristiğini oluĢturan homojen bir görüntü ortaya çıkmaktadır.

Tarihi dokular içerisindeki sokakların düz yâda kıvrımlı oluĢu, yer yer rastlanan çıkmaz sokaklar, sokak – meydan – yapı oranları iliĢkisi, ada boyutları ve biçimleri yerleĢmeye karakter veren özelliklerdendir.

Tarihi yerleĢmelerde simgesel anlamda önem taĢıyan anıtsal yapılar diğer konut yapılarına göre daha özenli iĢçilik ve sağlam malzeme ile yapılmıĢlardır. Bununla birlikte bir dönemin mimari üslubunu yansıtılması hatta doku içerisinde değiĢik dönemlerin mimari üsluplarının bir arada bulunması söz konusu tarihi çevrenin niteliğini arttıran bir özelliktir.

(34)

Yörelerin iklim koĢullarına göre yapılan yapılarda kullanılan malzemeler değiĢiklik göstermektedir. Ġklim koĢullarına uyum sağlayabilmek için yapılan yapılarda malzeme olarak o yörenin iklim Ģartlarına göre en elveriĢli malzeme kullanılmaktadır. TaĢ yapılarıyla ünlü olan Mardin yerleĢiminde eski yapıların malzeme cinsi tarihi çevrenin karakteristiği haline gelmiĢ, yerleĢimi diğer yerleĢmelerden ayıran önemli bir unsur haline gelmiĢtir.

Tarihi çevrelerde yerleĢim dokusu genel olarak topografya ile bütünleĢmektedir. Doğal biçimde geliĢen çekirdek merkez ve merkez etrafında geliĢen konut alanları topografyaya uygun Ģekilde konumlanmaktadır. Bazı kentlerde anıtsal yapılar topografyanın en hâkim noktasında yer alıp yerleĢmeye bir çatı getirirler. Kent tacı olarak adlandırdığımız bu anıtsal yapılar Lynch‘a (1960) göre landmark niteliğinde olan yapı grubuna görmektedir.

Genel görünüme egemen bir veya daha fazla anıtsal yapının çevresinde yöreye has özgün çatı biçimleri, bacalar, kubbe ve kuleler, minareler gibi tekrar eden öğelerin bir araya gelmesi ile kent için tanımlayıcı bir özellik olan kent silueti oluĢmaktadır.

4.3.2. Tarihi Çevrenin Bozulmasına Neden Olan Etmenler

Kent yaĢamı devam ettiği sürece, toplumsal gereksinimler, ihtiyaçlar da zamanın gerektirdiği ölçüde sürekli değiĢmekte ve artmaktadır. Kentler de hayatın bir parçası olduğundan dolayı söz konusu geliĢim kent içerisinde sürekli gözlenmektedir. DeğiĢen ihtiyaçlar yeni alanlara ihtiyacı ortaya çıkarmakta ve kent merkezleri biçim değiĢtirmektedir. Yeni kent merkezinin gerektirdiği fonksiyonlar için mevcut kent merkezleri ihtiyaca cevap verememekte, yeni kentsel mekânlar kent merkezi olarak biçimlenmektedir. Bu süreçte mevcut kent merkezleri iĢlevini yitirerek köhnemeye terk edilmektedir. Çoğu yerleĢimdeki eski kent merkezleri, tarihi dokulara sahip tarihi çevrelerdir. Bakımsızlığa terk edilen tarihi çevreler giderek köhneleĢmekte, içerdiği kültür varlıkları birer birer yok olma tehlikesiyle karĢı karĢıya kalmaktadır.

Genel olarak;  Bakımsızlık

 YapılaĢma Baskısı ve Rant  Ġmar Uygulamaları

 Fonksiyonel DeğiĢiklik  Altyapı

(35)

 Mimari Üslubun DeğiĢmesi  Koruma Bilincinin Olmaması

olarak sıralanabilir. Zamanla eski iĢlevinden uzaklaĢan tarihi merkezler, kullanıcıların da değiĢmesiyle iĢlev değiĢtirmektedir. Ticari hareketlilik devam etmekte ancak içerdiği fonksiyonlar günün koĢullarına ve kullanıcıların taleplerine göre değiĢebilmekte, bu da söz konusu tarihi merkezlerdeki imar uygulamalarını etkileyebilmektedir. Kullanıcıların talepleri alanda farklı bir yaklaĢımı zorunlu kılmakta, bu zorunluluk neticesinde rant iliĢkileri içerisinde yanlıĢ imar uygulamaları kaçınılmaz olmaktadır.

Günün gereklerine göre yeniden dizayn edilen yapıların altyapı yatırımı için mevcut dokunun ahengini bozacak uygulamalar yapılmaktadır. Bununla birlikte yapılarda değiĢen mimari üslup da tarihi özelliği ön plana çıkmıĢ olan mekânların sürekliliğinin bozulmasına neden olmaktadır.

4.4. KORUMA PLANLAMASI

4.4.1. Koruma - Planlama ĠliĢkisi

Kentler içerdiği iliĢkiler bakımından yaĢayan bir olgudur. Ancak bu iliĢkiler ağı içerisinde tarihi çevrenin de kendi özelliklerini, özgünlüğünü kaybetmeden geçmiĢin izlerini yarına taĢıyabilmesi, aynı zamanda kentin bir parçası olmasından dolayı dinamikliğini sürdürebilmesi için korunması gereklidir.

Ġnsanoğlunun doğa ile iliĢkisi yüzyıllardan beri sürmüĢ ve bu iliĢki doğanın aleyhinde geliĢmiĢtir. Planlama ise doğal kaynakların, toprağın sürdürebilir bir Ģekilde kullanılmasını sağlarken aynı zamanda çağın gereklerini de mekâna yansıtmayı amaçlayan bir politika izlemiĢtir (Özyaba M, 2004).

Ancak günümüzde korumanın ön plana çıktığı, mekânların mevcut durumun sürekliliğinin sağlanarak gelecek kuĢaklara aktarılması gerekliliğini öne çıkaran anlayıĢ önem kazanmaktadır (Özyaba M, 2004).

Kent planlamada, geliĢen koĢullara göre mekân yeniden organize edilirken, koruma anlayıĢındaki durağanlık, mevcut yapı üzerinden birtakım kararların alınması iki anlayıĢ arasındaki tezatlığı ortaya çıkarmıĢtır. Kent planlamasının zamanla daha sosyal bilimler tabanına oturma eğilimine girmesi, insan ölçeğinin ön plana çıkması, tarihi dokulardaki içeriğin, detayların göz ardı edilmemesine neden olurken, tarihi çevrelerin korunmasında kent planlama tekniklerinin kullanılabilmesinin daha rasyonel

(36)

sonuçlar ortaya konulduğun görülmesi, söz konusu iki yaklaĢımın birbiri ile paralel Ģekilde yürütülmesi gerekliliğini koymuĢtur (Sökmen, 1989).

Planlamada, üst ölçekli planlarda oluĢturulan stratejiler ve ölçeğe göre değiĢen arazi kullanım kararları ve yoğunluklar belirlenmektedir. Koruma planlaması da bu noktada planlamadan ayrı düĢünülmeyeceğinden ötürü, söz konusu koruma anlayıĢının getirdiği ekonomik, sosyal, fiziksel, çevresel stratejiler belirlenmektedir. Böylelikle alt ölçeğe iliĢkin ana veriler plan üzerinde belirttiğinden dolayı alt ölçekte uygulama noktasında sorun yaĢanma olasılıkları azaltılmıĢ bulunulmaktadır. Bu yöntemle planlamada tarihi dokulara yönelik bazı stratejilerin önceden ortaya konması alt ölçekte koruma planlamasının da baĢarısını arttıracaktır.

4.4.2. Koruma Planlaması Türleri

Koruma planlaması ölçeklerine göre ve bulundukları bölgeye göre olarak iki grupta incelenebilir.

i. Ölçeğe Bağlı Koruma Planlaması

Kültür ve Tabiat Varlıkları plan ölçeğine bağlı olarak; bölge, çevre, yerleĢme ölçeği, yapı grupları ve tek yapı ölçeğinde korunurlar.

 Bölge Ölçeğinde Koruma Planlaması

Ülke kalkınma planlarına uygun olarak hazırlanan bölge planlarının içeriğinde korunması gereken alanlara yönelik alınan kararlardır. Bir kısmı uluslar arası sözleĢmeler gereği oluĢturulmuĢ politikalardan da oluĢmaktadır. Hazırlanan bölge planlarında korunması gereken büyük alanları veya yerleĢim birimleri belirtilerek söz konusu alanların korunmasına iliĢkin kararlar ortaya konur.

 Çevre Ölçeğinde Koruma Planlaması

Bölge Planı kararlarına uygun olarak hazırlanan Çevre Düzeni Planı ölçeğinde ya da Nazım Plan ölçeğinde hazırlanan planlardır. Söz konusu planlama mantığı, yerleĢme birimi ölçeğinde olan alanların yakın çevresi ile ilgili arazi kullanım kararlarının, sosyal altyapı kararlarının ve çevresi ve kendi içerisindeki ulaĢım sistemine iliĢkin kararların gösterilmesidir.

 YerleĢme Ölçeğinde Koruma Planlaması

Tarihi çevrelerin uygulama ölçeğinde korunmasıdır. Söz konusu planlama mantığında tarihi çevrenin mevcut durumunun saptanarak kendini koruyacak ve hatta korurken geliĢtirerek gelecek kuĢaklara aktarılmasını sağlayan hedef, politika ve plan

(37)

kararlarının oluĢturulmasıdır. Tarihi çevreyi oluĢturan kültür varlıklarının korunmasının yanı sıra dokuya aykırı yapıların akıbetinin ve yeni yapılaĢmaların kontrol altına alınmasını sağlayan planlama Ģeklidir. Genellikle Kentsel Sit Alanlarında yapılan çalıĢmalar uzun süren analizler sonucunda son Ģeklini alırlar.

 Yapı Grupları Ölçeğinde Koruma Planlaması

Planlama hiyerarĢisi içerisinde hazırlanan uygulama ölçeğinde, yani yerleĢme birimi ölçeğinde hazırlanan koruma plan kararlarına uygun olarak, sokak ölçeğinde ya da birkaç yapı grubunun oluĢturduğu meydan gibi açık alanları da içeren mekânların planlanmasıdır. Alt ölçek planlaması olarak da bilinen bu yaklaĢımlar neticesinde tek yapı gruplarının mevcut durumları ortaya konulduktan sonra yapıların oluĢturduğu sokak, meydan gibi mekânların fiziksel açıdan daha iyi konuma getirilmesi sağlanmıĢ olmaktadır. Bu tip planlama çalıĢmaları genellikle sokak sağlıklaĢtırma ve yenileme çalıĢmaları olarak karĢımıza çıkmaktadır.

 Tek Yapı Ölçeğinde Koruma Planlaması

Yapının korunmuĢluk durumuna iliĢkin sentezler sonucunda ortaya çıkan restorasyon projeleri sonucu aldığı kimlik, çevresine farklı etkilerde bulunabilmektedir. Tarihi çevreleri oluĢturan elementlerin söz konusu kültür varlıkları oldukları düĢünüldüğünde parçadan bütüne giden bir yaklaĢım çerçevesinde, tek yapının kazandığı kimlik de bütün bir dokuya, tarihi çevreye olumlu katkıları bulunabileceği gerçeğini ortaya koyabilmektedir. Bir tek yapının kazanımı sonrasında üstlendiği fonksiyon çevresindeki diğer kültür varlıklarının kazanılmasının önünü açabileceği gibi, bulunduğu bölgedeki sosyal – kültürel ve ekonomik yapıya hareketlilik de kazandırabilmektedir.

ii. Bulundukları Bölgeye Göre Koruma Planlaması

 Kentsel Koruma

Sanayi Devrimi sonrası kentlerde yaĢanan hızlı değiĢimler sonrasında, kent merkezlerinde konut yapılarının dıĢında ticari kullanımlara hizmet veren yapıların yer almasıyla kent içerisindeki iĢleyen yapı zaman içerisinde tamamen değiĢmek durumunda kalmıĢtır. Artan nüfus ile birlikte yeni alanlara ihtiyaç doğmuĢ, dolayısı ile de kent merkezleri yavaĢ yavaĢ boĢalmaya baĢlamıĢ ve köhneme sürecine girmeye baĢlamıĢtır. Bu süreç sonunda koruma kavramı ortaya çıkmıĢtır. I. Dünya SavaĢı sonrasında yıkılan Avrupa kentlerinin yeniden yapılandırılması sürecinde yenileme tekniklerinin geliĢmesini sağlamıĢtır. II. Dünya SavaĢı sonrasında ise Kentsel Yenileme kavramının içeriği daha zengin hale gelmiĢtir. Koruma – yenileme kavramları farklı

Şekil

ġekil 1:Semer YerleĢmesinde Ġlkeler (ÖzdeĢ, 1972)
ġekil 2: Kentsel Kimlik OluĢumuna ĠliĢkin Kavramlar, ĠliĢkiler, EtkileĢimler (Ünügür, 1996)
Tablo 1: Savur YerleĢmesinin Önemli Merkezlere Uzaklığı
Grafik 1: 2000 Yılına Ait Savur YerleĢmesi Sektörel Dağılımı
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Tüm kentsel ba şlıkların artık daha fazla ekolojik bahisler olduğunu, kentimizin doğal sınırlarında ateşle oynandığının altını çizmeden, bu konuda radikal bir

Bu seferki mektubunda da, Devlet ve MilH Güvenlik Konseyi Başkanı Sayın Kenan Evren Paşa hazretlerin­ deki halk hatipliği kudretine imrendiğimi yazdığım için gene

Antik kentin kurtarılması için mücadele veren girişim grubu, Avrupa’nın en prestijli Kültür Mirasını Koruma Kurumu Europa Nostra taraf ından üstün hizmet ödülüne

In recent years, important and similar studies performed related the concepts of the subject are as follows; in Eryilmaz (2019) study titled “The Moderating Role of

1919 da basın hayatına atılan Sedat Simavi, «Resihli Dersaa- det» adında günlük, gayri siya sî bir gazete çıkarmış, Cumhu ı riyet ve halk hâkimiyeti

Fakat Sultan Murat mabeyncilerinden Ruşenî Boy’in oğlu olduğu için İzmir’e sürülüp oradan kitap ve mecmuaların kendisine tanıt­ tığı Paris’in

İşte onlar: Bütün bir halkı birkaç parçaya bölerek, ev içinde ev yaparak, kendi kendine misilleme yapan sınıfsal görüş ana düşüncesinin yaşam gerçeği ile

Kazak medeniyetinin değerli temsilcilerinden olan Sabit Muhanov, Muhtar Avezov için, batılı tarz nesir anlayışım Kazak edebiyatına yerleştiren ilk yazar olduğunu belirtmekte,