• Sonuç bulunamadı

5. ÇALIġMA ALANININ ĠNCELENMESĠ

5.7. SOSYAL YAPI ANALĠZĠ

5.7.1. Sosyal YaĢam ve Özellikleri

Mardin iline bağlı bir ilçe olan Savur, birçok yönden Mardin‘le benzerlik göstermektedir. Ġlçenin kent dokusu, karĢılıklı iki tepenin çevresindeki yerleĢim alanından oluĢmaktadır. Topografyaya göre biçimlenmiĢ sokaklar, çarĢı, meydan, sosyal ve kamu yapıları, konaklar, evler geleneksel yerleĢim düzeninin özgün değerlerini yansıtmaktadır. Bölgenin coğrafik özellikleri ile aĢiret sistemine dayanan toplumsal yaĢam, kentin biçimlenmesindeki en önemli iki etmendir. Günümüzde de varlığını hissettiren bu etmenler, kentsel ve kültürel sürekliliğin ana dayanağıdır. Geleneksel kent dokusu içindeki konaklar ve evler topografya, malzeme, yapım tekniği, kültürel değerler gibi bölgesel etkenlerin yanında Türk Ġslam aile yapısı, endüstri öncesi Ģehrin nitelikleri gibi genel etkenlerin belirleyiciliğinde oluĢmuĢtur. Köklü bir geçmiĢi olan bugünkü nüfus, günümüzde de varlığını devam ettirerek, bölgenin özgün niteliğini tanımlar durumdadır. Bu süreklilik geleneksel yaĢam biçiminin korunması ve sürdürülebilirliğini de beraberinde getirmiĢtir. Geleneksel yaĢamın ağır bastığı kentte, at ve eĢeklerle taĢımacılık günümüzde de devam etmektedir.

Savur ilçesinin neredeyse Mardin ili kadar geliĢmiĢ olmasına rağmen nüfus artıĢı yıllara göre incelendiğinde bir terslik olduğu göze çarpmaktadır. Bu konuyla ilgili yorumlar farklı farklıdır. Ġlçenin her bölgesinin aynı özelliklere sahip olmayıp kuzey kesimlerinin daha geliĢmiĢ olması ya da ne kadar geliĢmiĢ olursa olsun her açıdan aynı oranda geliĢmediği de düĢünülebilir. Örneğin geleneksel öğelerinden kopamayıp hala at ve eĢeklerle taĢımacılığın sürmesi ya da gelir durumunun iyi olmasına rağmen okuryazar oranının aynı oranda yüksek olmadığı anket sonuçlarında gözlenmektedir.

Bugün halen Doğu ve Güneydoğu Anadolu‘nun birçok bölgesinde olduğu gibi Savur ve çevresinde de varlığını sürdüren aĢiret örgütlenmesinin kökleri yüzyıllara dayanmaktadır. Coğrafi, ekonomik, siyasi ve toplumsal faktörler, bu örgütlenmenin ortaya çıkması ve zaman içinde giderek kurumsallaĢmasına neden olmuĢtur.

Bölgede aĢiret; kabile örgütlenmesinde ilk ve en önemli cemaat anlamına gelmekte ve büyük aile yerine kullanılmaktadır. Kabile örgütlenmesinin bölgedeki genel adı aĢiret düzenidir. Baba soyuna bağlılık, iliĢkilerin iĢleyiĢindeki esas unsurdur. Bu bağlamda kabileyi birbirine kan bağı ile bağlı olduğu inanılan aileler oluĢturmaktadır (Ökten, 2000).

Güneydoğu Anadolu Osmanlı egemenliğine girdiğinde, Osmanlı yönetimi bölgenin özellikle zor ulaĢılır dağlık yörelerindeki aĢiret beylerinin gücü ve etkisini tanımıĢ, buralarda Osmanlı yönetim sistemi içinde bir çeĢit mali ve yönetsel özerklik içeren farklı bir uygulama geliĢtirmiĢti. Bölgede hükümdar gibi hareket ettiklerinden, Hamidiye alaylarına dahil olan aĢiretler, bu durumlarını öteki aĢiretlere ve köylülere karĢı, egemenlik ve haraç iliĢkisini kurmak – devam ettirmek için kullandılar (Aydın ve ark., 2000).

Savur yerleĢmesi geçmiĢinden beri ticari anlamda kendine yetebilen ve bunun üzerine de çıkabilen bir yerleĢme olduğundan ekonomik anlamda zengin bir yerleĢme olmuĢtur. YerleĢmedeki insanların Cumhuriyet‘in ilk yıllarında uçak satın alıp, devlete bağıĢlamaları, dönem insanının politikayla çok ilgili olması, hatta ve hatta 1930–1960 yılları arasında Mardin, Diyarbakır gibi yerleĢmelerin elektrik sıkıntısı olmasına rağmen Savur kentinde Hidroelektrik santral bulunması, yüzme havuzları, gazinoların bulunuyor olması bu zenginliği pekiĢtiren veriler olmaktadır.

Savur çayı kıyısında yaygınlaĢan kavak yetiĢtiriciliği de önemli gelir kaynakları arasında yer alır. Ġlçedeki baĢlıca sanayi kuruluĢları, Ģarap üretim tesisleri ile marangozhaneler ve kereste atölyeleridir. Nusaybin ve yoğun olarak da Savur‘ da yetiĢtirilen kavaklar genellikle Irak‘a ve Ortadoğu‘nun diğer ülkelerine ihraç edilmektedir.

Sosyo-ekonomik geliĢmiĢlik düzeyini yansıtan değiĢkenler genel olarak incelendiğinde 6. derecede geliĢmiĢ ilçeler gurubunun kademeli ilçe gurupları arasında en düĢük değerlere sahip olduğu görülmektedir. Nitekim geliĢmiĢlik düzeyi göreli olarak düĢük düzeyde bulunan bu guruptan diğer guruplara yoğun bir göç yaĢanmaktadır.

Mevcut demografi göstergeleri itibarıyla gurubu oluĢturan geniĢ aile yapısının hüküm sürdüğü görülmektedir. Ayrıca yüksek doğurganlık oranına paralel olarak bebek ölüm oranı da oldukça yüksektir. Bu oluĢum nüfus bağımlılık oranı ve ortalama hane halkı büyüklüğü gibi göstergelere yansımaktadır. Nüfus bağımlılık oranı, %93,69 ve

ortalama hane halkı sayısı 7.54 olan gurup ülke ortalama seviyesinin (%55.10 ve 4.50) bir hayli üzerindedir.

Ġstihdamın sektörsel dağılımı itibarı ile tarım ağırlıklı bir yapı sergilemektedir. Tarım sektöründe çalıĢanların oranı %83.18‘tir. Kademeli guruplar arasında tarımsal istihdamın en büyük dilime sahip olduğu ilçeler bu gurupta yer almaktadır. Diğer taraftan sanayi ve hizmetler sektörünün istihdam oranları sırasıyla %1.17 ve %15.65‘tir. Mardin‘in gayrimüslim nüfusu dıĢındaki Kürt, Türk ve Arap halkının büyük çoğunluğu, kırsal kesim söz konusu olduğunda ise hemen hemen tamamı, aĢiret yapısı içinde yaĢam sürdüren kabile ve cemaatlerden oluĢmaktaydı. Bunların azımsanmayacak bir kısmının 16. yüzyılda, özellikle Mardin‘in güney bölgelerini oluĢturan, tarıma elveriĢli nahiyelerde köyler oluĢturarak yerleĢik hayata geçtikleri anlaĢılmaktadır (Aydın ve ark., 2000). Savur‘da ĠliĢkiler son derece zayıflamıĢ olsa da hala aĢiret yapısı sürmektedir. Bu aĢiretlerden, Sürgücü ilçe merkezinin batı bölümünde Pınardere (Elfan), YeĢilalan (Barman), Sürgücü (Avine), Bağlıca (Bakıstan), ġenocak (ġute); Çınarönü (Cillin), ĠĢgören (Kavsan) Kürtçe konuĢan Barava, ġeyhan Çayı‘nın doğusu ile ilçe merkezinin kuzey batısına düĢen bölgede, Kırkdirek (Kırdirek), TaĢlık (Cırze), Yazır (Kınzerib), Soylu (DerriĢ) köylerinde yaĢamaktadır. Kürtçe, Arapça konuĢan ve karıĢık yaĢayan Derveran, Üçerli (Dertiyar), Erkuran (Dersıraf), Baiağaç (Siçva), Sancaklı (Biriva), Harmantepe (Harapmemmo), Kayacıklar (Bazıke), Armutalan (Zıvıngemenda), Kırbe (Mezra), Tokluca (Cevze), Akyürek (Menda), Ormancık (Askale), Ġçören (Teffe) köylerinde, Kıltu Arapçası konuĢan Köse AĢireti ise, ilçe merkezinin doğusunda, Kayatepe (Erbil), GölbaĢı (Hırbıtılhacı), Bengisu (BatuĢe) köylerinde yaĢamaktadır (Ayaz, 2003).

Bu gurupların dıĢında Hıristiyan Süryaniler (Kıllıt) köyünde, bir ailede ilçe merkezinde yaĢamaktadır. Arapça konuĢan bu guruptan gerek köyde, gerekse merkezde toplam dört aile kalmıĢtır. Özellikle son on yılda neredeyse tamamı çoğu Avrupa‘nın çeĢitli ülkeleriyle Ġstanbul‘a göçmüĢlerdir (Ayaz, 2003).

Bu yapıyı ortaya çıkaran fiili durumların ortadan kalkmıĢ olmasına rağmen, günümüzde siyasal, ekonomik ve toplumsal yapıda ağırlığını hala hissettirebilmektedir. Bölgenin toplumsal yapısı farklı dönüĢme özellikleri göstermesine rağmen, aĢiret kurum ve iliĢkileri modern hayatta da yaĢama Ģansı bulmaktadır. Halen bölgede yaĢayan toplulukların bir bölümü, kendilerini önce bir kabilenin üyesi, sonra da kabilenin bağlı olduğu aĢiretin üyesi olarak görmekte ve tanımlamaktadır. KiĢilerin politik

tutumlarından evlilik ve aile yapılarına kadar hemen her alanda aĢiret bağının belirleyiciliği ağır basmaktadır (Ökten, 2000).

Gabriel Akyüz‘deki el yazmasına göre 1870 yılında Savur‘un Ermeni nüfusu 1032‘dir. Teotig de 100 Katolik, 650 Protestan, 30 Apostolik 780 Ermeni bildirir. (Aydın ve ark., 2000).

1871–1872 yılında Sürgücü‘yle birlikte Savur‘un toplam nüfusu 9339, Müslüman 8593, Müslüman olmayan 746; hane sayısı 2616, köy sayısı da 27 olarak saptanmıĢtır (Ayaz, 2003). 1884 yılından beri ilçe merkezi Savur olmakla birlikte, kayıtlarda tüm ilçe Avine diye geçmektedir.

1881–1893 ‗ta Kemal H. Karpat‘a göre Savur‘da 10112 K. 11788 E Müslüman, 51 K, 70 E Katolik, 63 K, 79 E Protestan, 260 K, 318 E Süryani bulunmaktadır. 1914 yılında ise 39928 Müslüman, 96 Ermeni, 931 Protestan ve Katolik, 1316 Süryani, 80 Kadim, 314 Yezidi- Süryani bulunmaktadır (Aydın ve ark., 2000).

1927 yılında ise Savur nüfusu 27.586‘dır. Ġlçede aynı yıl verilerine göre 387 Türkçe, 8.443 Arapça, 19.749 kiĢi Kürtçe konuĢmaktadır. 1966 yılında Köy ĠĢleri Bakanlığı‘ndan edinilen bilgiye göre Savur‘a bağlı 40 köy bulunmakta ve okuma – yazma oranın %11,1 olarak belirlenmektedir (Aydın ve ark., 2000).

5.7.2. Sosyal TabakalaĢma

Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki en büyük Sünni (Hanefi) Arap topluluğu Mardin ilindedir. Ağırlıklı olarak Midyat – Nusaybin yolunun batısında ve Midyat – Savur yolunun güneyinde kalan bölgede yaĢayan Araplar, Midyat–Savur hattının kuzeyinde Kürtlerle karıĢık olarak; GercüĢ, Kızıltepe, Midyat, Nusaybin ve Savur ilçelerinde ise küçük guruplar halinde bulunurlar. Mardin merkezinde, yakın zamanlara kadar çoğunlukta olan Arap nüfus azalmakta ise de, kentte ve çevrede konuĢulan hâkim dil Arapçadır. Diğer etnik guruplar da, farklı etnik guruplarla paylaĢtıkları alanlarda bazen de kendi aralarında ortak anlaĢma dili olarak Arapçayı kullanırlar. Mardin‘ de, Sami dil gurubundan Arapçanın kuzey Mezopotamya Kıltu gurubuna dâhil altı lehçe konuĢulmakta ise de, Hıristiyanların konuĢtuğu Arapça Müslümanların konuĢtuğundan güçlükle ayırt edilebilmektedir. Bu lehçelerden birini konuĢan Mahalmiler, Savur, Midyat ve Ömerli arasında 50‘ye yakın köyde oturmaktadır. Mardin Kentine özgü Arap lehçesi sadece Müslümanlar tarafından değil, Hıristiyanlarca da kullanılmakta; Ġdil‘ deki lehçe ise sadece Hıristiyanlarca konuĢulmaktadır. Arap aĢiretleri arasında

Savur‘daki Kürtlerle karıĢık Diveran ve Dizveran, Mazıdağı‘ndaki Kürtlerle karıĢık Kikan, Savur‘daki Kürtlerle karıĢık Köse, Midyat ve Dargeçit‘te en kalabalık aĢiretlerden olan Kürt ve Süryanilerle karıĢık Mahalmi, Derik‘in iki köyündeki Mahalye, Derik‘teki Mahmudan, Mazıdağı merkezindeki Kürtlerle karıĢık Yakubi aĢiretleri mevcuttur (Aydın ve ark., 2000).