• Sonuç bulunamadı

Türk İmalat Sanayiinde Yatırım Ortamı Sorunlarının Sektör, Firma Büyüklüğü ve Bölge Bazında Değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk İmalat Sanayiinde Yatırım Ortamı Sorunlarının Sektör, Firma Büyüklüğü ve Bölge Bazında Değerlendirilmesi"

Copied!
199
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)
(4)

TEŞEKKÜR

Tez konusunun belirlenmesinden başlayarak son aşamaya kadar desteğiyle yanımda olan, bilgi ve deneyimiyle beni yönlendiren, çalışmaya teşvik eden, Planlama Uzmanı Sayın İbrahim DEMİR’e,

Danışmanım olma nezaketini gösteren, sorularımı ve sorunlarımı çözerken sabırla destek olan, bana yol gösteren ve bu tezin oluşmasında büyük katkısı bulunan Daire Başkanı Sayın Dr. Atila BEDİR’e,

Tez çalışması boyunca her türlü yardımı ve desteği benden esirgemeyen Planlama Uzmanları Sayın Yasin ÖCAL ve Sayın Anıl ALTUNAY’a,

Tezin yazımında ve geliştirilmesinde, eksik ve hatalarımın giderilmesinde katkılarda bulunan, beni yönlendiren, destekleyen, kıymetli vakitlerini ve katkılarını esirgemeyen Sanayi Dairesi Başkan Vekili Sayın Çağatay Emrah ÖNGÜT’e,

Tez çalışmasına ilişkin analizlerin oluşturulmasında bana yardımcı olan ve katkılarını esirgemeyen Sayın Leyla BİLEN KAZANCIK’a ve Sayın Funda BOZKURT’a,

Tezin özellikle maddi hatalarının düzeltilmesine dönük katkılarından dolayı değerli arkadaşlarım Özge CEBECİ KARAKAYA ve Hatice Hilal ŞEN’e,

Tezin tamamlanmasındaki desteği ve ilgisi nedeniyle Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürü Sayın Emin Sadık AYDIN’a,

Beni yetiştiren ve üzerimde büyük emeği bulanan kıymetli annem başta olmak üzere tüm aileme,

Son olarak da tez sürecinin her aşamasında büyük sabır ve fedakârlık gösteren ve manevi desteğiyle her zaman yanımda olan hayat arkadaşım, sevgili eşim Leyla GELİR’e ve biricik kızım Elif Naz GELİR’e

(5)
(6)

ii

ÖZET

Planlama Uzmanlığı Tezi

TÜRK İMALAT SANAYİİNDE YATIRIM ORTAMI SORUNLARININ SEKTÖR, FİRMA BÜYÜKLÜĞÜ ve BÖLGE BAZINDA

DEĞERLENDİRİLMESİ Uğur GELİR

2008 küresel krizi sonrasında dünya ekonomisinde toparlanma sürecine girilmiş olmasına rağmen ülkeler için hala istenilen büyüme düzeyleri yakalanamamıştır. Kriz sonrası süreçten de anlaşıldığı üzere ülkeler için büyümeden daha önemli olan husus sürdürülebilir büyüme ve kalkınmanın sağlanmasıdır. Sürdürülebilir büyümenin sağlanması için özellikle üretimi artırmaya dönük yatırımlar ve bu yatırımlar yoluyla sağlanan istihdam önem kazanmıştır. Bu kapsamda imalat sanayii yatırımları ve imalat sanayii yatırımlarının artırılması öne çıkan bir husustur. Tüm yatırımlar için olduğu gibi imalat sanayii yatırımları için de kuşkusuz sermaye gerekmektedir. Tasarruf oranı düşük olan Türkiye’de, yurtdışı tasarrufların yatırım amacıyla ülkemize çekilmesi için gelişmiş ve güvenli bir yatırım ortamının yatırımcılara sağlanması önem taşımaktadır.

Bu tez çalışmasının amacı; yatırım ortamı kavramının, dünyada ve Türkiye’de yatırım ortamının genel durumunun ve yatırım ortamıyla ilgili yapılan çalışmaların incelenmesi neticesinde, Türk imalat sanayiinin yatırım ortamına ilişkin sorunlarında firma büyüklüğü, bölge ve sektör bazında farklılaşmaların ortaya konarak büyümenin temelini oluşturan imalat sanayiinin yatırım ortamı sorunlarına daha etkin ve etkili politika önerileri geliştirilmesidir.

Tez kapsamında Dünya Bankası tarafından Türkiye’de 2014 yılında gerçekleştirilen “İş Ortamı ve İşletme Performansı Anketi”nin verileri analiz edilmiştir. Analiz kapsamında imalat sanayiinde yatırım ortamının iyileştirilmesinin önünde engel teşkil ettiği düşünülen ve ankette yer alan sorun alanlarının sektörlere, bölgelere ve firma büyüklüğüne göre anlamlı bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığı hipotezi istatistiki analiz yöntemlerinden Çok Değişkenli Varyans Analizi (MANOVA) yöntemi ile test edilmiştir.

Analiz sonuçlarına göre, sorun alanlarının bu 3 boyuta göre farklılaşmalar gösterdiği ve yatırım ortamının iyileştirilmesinin önünde engel olarak vergi oranları, kayıt dışı rekabet, siyasi istikrarsızlık, finansmana erişim, elektrik arzı ve elektrik kesintisi, yolsuzluk ve eğitimsiz işgücü başlıklarının öne çıktığı görülmektedir. Yapılan analizler neticesinde ölçek bazında orta ölçekli firmalarda elektrik, sektörel bazda giyim sektöründe kayıt dışı rekabet, plastik ve kauçuk sektöründe siyasi istikrarsızlık, bölgesel bazda Akdeniz Bölgesinde vergi oranları, Ege Bölgesinde siyasi istikrarsızlık, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ise kayıt dışı rekabet ve elektrik başlıkları özellikle öne çıkmaktadır.

Anahtar kelimeler: iş ve yatırım ortamı, imalat sanayii, uluslararası doğrudan

(7)

ABSTRACT

Thesis for Planning Expertise

EVALUATION OF PROBLEMS PERTINENT TO INVESTMENT CLIMATE FOR THE MANUFACTURING INDUSTRY OF TURKEY WITH RESPECT

TO SECTOR, FIRM SIZE AND REGION

Uğur GELİR

Although the world economy has been in a recovery process after the 2008 global financial crisis, countries are yet to attain desired rates of economic growth. It has become apparent during the post-crisis period that it is crucial to attain sustained growth and development. In order to assure sustained growth, investments which particularly aim at increasing production, and thus employment, is important. In this context, investments concerning the manufacturing industry has become a central issue and hence so is increasing the investments in the manufacturing industry. As for all investments, savings is a determining factor for manufacturing investments. As the level of savings is comparatively low in Turkey, it is important to attract foreign savings in the form of inward investments for which providing a well-functioning and safe investment environment is crucial.

The purpose of this study is to unearth new avenues of policy and bring forward possible new policy suggestions by means of focusing on investment environment problems of Turkish manufacturing firms paying particular attention to differences with respect to firm size, region and sector.

The analyses in the Thesis draw on the data from the “Business Environment and Enterprise Performance Survey - BEEPS V” carried out in Turkey by the World Bank in 2014. The general hypothesis that the issues that firms consider as investment environment problems vary among sectors, regions and size classes is tested using Multivariate Analysis of Variance (MANOVA) method.

High tax rates, informality, political instability, problems in access to finance, low quality of electricity supply, corruption and shortage of labor skills have been the areas which have come forward as the main obstacles regarding the investment environment. The results indicate that the issues that firms consider as investment environment problems vary with respect to sector, region and firm size: At the firm size basis, quality of electricity supply for medium-sized firms; at the sectoral basis, informality for wearing apparel sector, political instability for rubber and plastic sector; at the regional basis, high tax rates in Mediterranean Region, political instability in Aegean Region and informality and low quality of electricity supply in Eastern and Southeastern Anatolia Regions, have been the primary problems among all other problems pertinent to investment environment.

Key words: business and investment environment, manufacturing industry,

(8)

İÇİNDEKİLER Sayfa No TEŞEKKÜR ... i ÖZET ... ii ABSTRACT ... iii İÇİNDEKİLER ... iv TABLOLAR ... vi ŞEKİLLER ... vii GRAFİKLER ... vii KISALTMALAR ... viii GİRİŞ ... 1

1. YATIRIM ORTAMININ GENEL ÇERÇEVESİ ... 6

1.1. Yatırım Ortamının Kavramsal Çerçevesi ... 6

1.2. Uluslararası Doğrudan Yatırımlar ... 15

1.2.1. Uluslararası doğrudan yatırımların tanımı ve büyümeye etkisi ... 15

1.2.2. Uluslararası doğrudan yatırımlardaki gelişmeler ... 19

1.3. Uluslararası Kuruluşlar Tarafından Yatırım Ortamına İlişkin Yapılan Çalışmalar ... 24

1.3.1. Dünya Yatırım Raporu ... 25

1.3.2. İş Yapma Raporu ... 29

1.3.3. Yabancı Yatırım Danışmanlık Servisi Yıllık Raporları... 35

1.3.4. Yatırım Ortamı Değerlendirme Raporları ... 36

1.3.5. OECD çalışmaları ... 39

1.4. Türkiye’de Yatırım Ortamına İlişkin Yapılan Çalışmalar ... 40

1.4.1. Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu ... 41

1.4.2. Yatırım Danışma Konseyi İlerleme Raporları ... 45

1.4.3. Onuncu Kalkınma Planı İş ve Yatırım Ortamının Geliştirilmesi Öncelikli Dönüşüm Programı ... 48

2. DÜNYADA VE TÜRKİYE’DE YATIRIM ORTAMI ... 52

2.1. Gelişmiş Ülkelerde Yatırım Ortamı ... 52

2.2. Gelişmekte Olan Ülkelerde Yatırım Ortamı ... 60

2.3. Türkiye’de Yatırım Ortamı ... 68

(9)

2.3.2. Uluslararası doğrudan yatırımlar kapsamında Türkiye’nin

değerlendirilmesi ... 77

3. TÜRKİYE’DE İMALAT SANAYİİ VE YATIRIM ORTAMI ... 82

3.1. İmalat Sanayiinin Önemi ve Yatırım Ortamıyla İlişkisi ... 82

3.2. İmalat Sanayiinin Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Kapsamında Değerlendirilmesi ... 87

3.3. İmalat Sanayiinin Yapısı ve Farklılaşmalar ... 91

3.3.1. İmalat sanayiinde sektörel farklılaşmalar ... 93

3.3.2. İmalat sanayiinde bölgesel farklılaşmalar ... 98

3.3.3. İmalat sanayiinde firma büyüklüğüne göre farklılaşmalar ... 100

4. FİRMA BÜYÜKLÜĞÜ, SEKTÖR VE BÖLGE BAZINDA YATIRIM ORTAMININ ANALİZİ ... 104

4.1. Amaç, Kapsam ve Yöntem ... 104

4.2. Verilerin Tanıtılması ... 106

4.3. Güvenilirlik analizi ... 109

4.4. Firma Büyüklüğü Bazında Sorun Alanlarında Farklılaşma ... 111

4.5. Sektörel Bazda Sorun Alanlarında Farklılaşma ... 115

4.6. Bölgesel Bazda Sorun Alanlarında Farklılaşma ... 119

4.7. Sektör, Bölge ve Firma Büyüklü Bazında Oluşan Farklılaşmaların Değerlendirmesi ... 123

5. GENEL TESPİT VE ÖNERİLER ... 126

SONUÇ ... 134

EKLER ... 140

KAYNAKLAR ... 173

DİZİN ... 184

(10)

TABLOLAR Sayfa No

Tablo 1.1. Ülke Gruplarında ve Türkiye’de Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişi

(2007-2015) ... 20

Tablo 1.2. Uluslararası Doğrudan Yatırım Çıkışı (2007-2015) ... 23

Tablo 1.3. Uluslararası Doğrudan Yatırım Çeken İlk 25 Ülke ... 23

Tablo 2.1. Küresel Rekabet Edebilirlik Raporunda Türkiye ve Bazı Ülkelerin Altyapı Sıralaması (2015) ... 70

Tablo 2.2. Türkiye’nin ve Bazı Ülkelerin Eğitim Seviyelerine Göre İstihdam Durumları (2014) ... 70

Tablo 2.3. Türkiye’nin İş Yapma Raporlarında Açıklanan Sıralaması ... 74

Tablo 2.4. Türkiye’nin İş Yapma Raporu Göstergelerine Göre Sıralaması ... 75

Tablo 2.5. Türkiye’ye Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişi (2007-2015) ... 77

Tablo 2.6. Türkiye’ye Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişindeki Değişim (2007-2015) ... 77

Tablo 2.7. Türkiye’ye Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişi (2010-2015) ... 79

Tablo 2.8. Türkiye’deki Uluslararası Doğrudan Yatırım Sermaye Girişlerinin Ülkelere Göre Dağılımı (2010-2015) ... 80

Tablo 3.1. Türkiye’ye Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişinde Öne Çıkan Bazı Sektörler (2010-2015) ... 88

Tablo 3.2. Türkiye’ye Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişinde Sektörlerin Payı (2010-2015) ... 89

Tablo 3.3. Türkiye’de İmalat Sanayii Alt Sektörlerine Uluslararası Doğrudan Yatırım Sermaye Girişi (2010-2015) ... 90

Tablo 3.4. Türkiye’ye Uluslararası Doğrudan Yatırım Sermaye Girişinde İmalat Sanayii Alt Sektörlerinin İmalat Sanayii İçerisindeki Payı (2010-2015) ... 91

Tablo 3.5. İmalat Sanayii Alt Sektörlerinin İhracatı (2010-2015) ... 93

Tablo 3.6. İmalat Sanayii Alt Sektörlerinin İthalatı (2010-2015) ... 95

Tablo 3.7. İmalat Sanayii Alt Sektörlerinde İhracatın İthalatı Karşılama Oranı (2010-2015) ... 96

Tablo 3.8. İmalat Sanayii Alt Sektörlerinin Üretimi (2009-2014) ... 97

Tablo 3.9. İmalat Sanayii İhracatının Bölgelere Göre Dağılımı ... 99

Tablo 3.10. İmalat Sanayii Firma Sayılarının Büyüklüklerine Göre Dağılımı ... 101

Tablo 3.11. İmalat Sanayii Üretiminin Firma Büyüklüklerine Göre Dağılımı ... 101

Tablo 3.12. İmalat Sanayii Üretim ve İhracatının Teknoloji Yoğunluğuna Göre Yapısı ... 103

Tablo 4.1. Ankette Yer Alan İmalat Sanayii Firmalarının Sektörel Dağılımı ... 107

Tablo 4.2. Ankette Yer Alan İmalat Sanayii Firmalarının Firma Büyüklüklerine Göre Dağılımı ... 108

Tablo 4.3. Ankette Yer Alan İmalat Sanayii Firmalarının Bölgesel Dağılımı... 108

Tablo 4.4. Ankette Yer Alan Sorun Alanları ... 109

Tablo 4.5. Sorun Alanlarında Firma Büyüklüğüne Göre Farklılaşma ... 113

Tablo 4.6. Firma Büyüklüğüne Göre Öne Çıkan Sorun Alanları ... 114

Tablo 4.7. Sorun Alanlarında Sektörlere Göre Farklılaşma ... 116

Tablo 4.8. Sektörlere Göre Öne Çıkan Sorun Alanları ... 118

Tablo 4.9. Sorun Alanlarında Bölgelere Göre Farklılaşma... 120

Tablo 4.10. Bölgelere Göre Öne Çıkan Sorun Alanları ... 122

(11)

vii

ŞEKİLLER Sayfa No

Şekil 1.1. Yatırım Ortamının Genel Yapısı ... 12 Şekil 1.2. YOİKK’in Yapılanması ... 42

GRAFİKLER Sayfa No

Grafik 1.1. Ülke Gruplarına Göre Uzun Dönemli Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişi (1990-2015) ... 21 Grafik 1.2. Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişinde Ülke Gruplarının Payı

(2007-2015) ... 22 Grafik 2.1. Bazı Gelişmiş Ülkelerin İş Yapma Raporu Sıralaması... 52 Grafik 2.2. Bazı Gelişmiş Ülkelerdeki Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişi

(2007-2015) ... 54 Grafik 2.3. İş Yapma Raporu Göstergelerinde Almanya’nın Sıralaması (2014) ... 55 Grafik 2.4. Bazı Gelişmekte Olan Ülkelerin İş Yapma Raporu Sıralaması ... 60 Grafik 2.5. Bazı Gelişmekte Olan Ülkelerdeki Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişi

(2007-2015) ... 62 Grafik 2.6. İş Yapma Raporu Göstergelerinde Çin’in Sıralaması (2014) ... 63 Grafik 2.7. Türkiye’nin Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişinden Aldığı Pay

(2007-2015) ... 78 Grafik 3.1. Türkiye’de ve Bazı Ülkelerde İmalat Sanayiinin GSYH İçindeki Payı

(1998-2015) ... 83 Grafik 3.2. İmalat Sanayii İhracatının ve İthalatının GSYH İçindeki Payı

(1998-2015) ... 84 Grafik 3.3. İmalat Sanayii İhracatının ve İthalatının Toplam İhracat ve İthalat

İçindeki Payı (1998-2015) ... 85 Grafik 3.4. Bankalarca Kullandırılan Kredilerin Sektörel Dağılımı (2003-2015) ... 86 Grafik 3.5. Türkiye’deki Uluslararası Doğrudan Yatırım Sermaye Girişlerinin

Sektörel Dağılımı (2010-2015) ... 87 Grafik 3.6. İmalat Sanayi Sektörlerinin İmalat Sanayii Üretimi İçerisindeki Payları

(2014) ... 98 Grafik 3.7. İmalat Sanayi İstihdamının Düzey 2 Bölgelerinde Dağılımı ... 100

(12)

KISALTMALAR

ABD : Amerika Birleşik Devletleri A.g.e. : Adı Geçen Eser

BEEPS : Business Environment and Enterprise Performance Survey BİST : Borsa İstanbul A.Ş.

Bkz. : Bakınız

BRICS : Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti’nin

İngilizce baş harflerinden oluşan terim

DPT : Devlet Planlama Teşkilatı DYY : Doğrudan Yabancı Yatırım

EBRD : Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (European Bank for

Reconstruction and Development)

EKK : Ekonomi Koordinasyon Kurulu

FIAS : Yabancı Yatırım Danışmanlık Servisi (The Facility for Investment

Climate Advisory Services)

GFII : Uluslararası Yatırım Küresel Forumu (Global Forum on

International Investment)

GİTES : Girdi Tedarik Stratejisi GSYH : Gayri Safi Yurtiçi Hasıla

ICA : Yatırım Ortamı Değerlendirme Raporları (Investment Climate

Assessment)

IFC : Uluslararası Finans Kuruluşu (International Finance Corporation) IMF : Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund)

IPFSD : Sürdürülebilir Kalkınma için Yatırım Politika Çerçevesi (Investment

Policy Framework for Sustainable Development)

ISIC : Tüm Ekonomik Faaliyetlerin Uluslararası Standart Sanayi

Sınıflaması (International Standard Industrial Classification of All Economic Activities)

KGF : Kredi Garanti Fonu

KOBİ : Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler

KOSGEB : Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi

Başkanlığı

(13)

MERSİS : Merkezi Sicil Kayıt Sistemi

MIGA : Çok Taraflı Yatırım Garanti Ajansı (Multilateral Investment

Guarantee Agency)

MÜSİAD : Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği

M&A : Birleşme ve Satın Almalar (Mergers and Acquisitions)

NACE : Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması

(Statistical Classification of Economic Activities in The European Community)

OECD : Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (Organization for Economic

Co-operation and Development)

ÖDÖP : Öncelikli Dönüşüm Programı

SITC : Uluslararası Standart Ticaret Sınıflaması (Standard International

Trade Classification)

SKH : Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri

SPSS : Sosyal Bilimler İçin İstatistik Paketi (Statistical Package for the

Social Sciences)

TCMB : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

TEPAV : Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı TİM : Türkiye İhracatçılar Meclisi

TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu

TÜSİAD : Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği UDY : Uluslararası Doğrudan Yatırım

UNCTAD : Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (United Nations

Conference on Trade and Development)

WB : Dünya Bankası (World Bank) YASED : Uluslararası Yatırımcılar Derneği YDK : Yatırım Danışma Konseyi

YOİKK : Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu YPK : Yüksek Planlama Kurulu

(14)

GİRİŞ

2008 küresel krizi sonrasında dünya ekonomisi kademeli fakat düzensiz bir toparlanma gösterse de düşük hızda büyüme süreci devam etmektedir. Gelişmiş ekonomilerde büyüme hızı giderek iyileşmekle birlikte, gelişmekte olan ekonomilerde büyüme performansı zayıflamıştır.1 Gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de son yıllarda büyüme hızının yavaşladığı görülmektedir. Ülkelerin kısa dönemde yüksek seviyede ekonomik büyümeyi gerçekleştirmesinden ziyade büyümenin sürdürülebilir olması daha fazla önem arz etmektedir. Türkiye 2001 yılında yaşadığı finansal kriz sonrasında önemli yapısal reformlar gerçekleştirmiştir. Ancak, sürdürülebilir ve yüksek oranlı ekonomik büyümenin sağlanması halen ülkemizin en önemli hedeflerinin başında gelmektedir.

Sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin sağlanması için tüketim bazlı büyüme yerine üretim bazlı büyümeye odaklanılması gerektiği ekonomi dünyasınca da genel kabul görmektedir. Bu çerçevede, ülkelerin özellikle üretimi artırmaya dönük yatırımları ve bu yatırımlar yoluyla sağlanan istihdam ekonomik yapının daha güçlü hale gelmesini sağlamaktadır.

Ekonominin yenilikçi ve dışa bağımlılığı azalmış bir yapıya dönüştürülmesinde yatırımların artırılmasının büyük önemi bulunmaktadır. Yatırımların yapılabilmesi için sermaye birikimine ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak, günümüzde Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye gibi birçok gelişmekte olan ülkede tasarruf oranları yatırımları karşılamak için yetersiz kalmaktadır.2 Yetersiz seviyedeki tasarruf oranları istenilen yatırım düzeylerine ulaşmak için ekonominin dış kaynaklara daha da bağımlı hale gelmesine yol açmaktadır. Bu durum da ekonomiyi, özellikle küresel koşulların olumsuz seyrettiği dönemlerde yabancı sermaye hareketlerine daha duyarlı hale getirmektedir.3

Dünyada artan küreselleşme ve ticari faaliyetlerdeki yaygınlaşma sonucunda uluslararası sermaye hareketlerinde ciddi artışlar olmaya başlamıştır. Uluslararası

1 Kalkınma Bakanlığı, 2014b: 1 ve 2014e: 2

2 IMF, World Economic Outlook Database, April 2016 (çevrimiçi)

http://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2016/01/weodata/index.aspx, 17.05.2016 3 Özlale ve Karakurt, 2012: 1

(15)

doğrudan yatırımların beraberinde teknoloji, bilgi ve kalifiye eleman getirmesi, giriş yaptığı ülkenin uzun dönemli büyümesine ve kalkınmasına yardımcı olması ve tasarruf açığının kapatılmasına katkısı sebebiyle ülkeler doğrudan yabancı sermaye girişlerine önem vermektedir.

Yabancı sermaye için daha çok önemli olmakla birlikte ülkelerin yatırım iklimi hem yerli hem de yabancı yatırımları etkilemektedir. İster yerli ister yabancı yatırımcı olsun, yatırımcıların yatırım kararları benzerlik göstermektedir. Yabancı yatırımcı tarafından kârlı görülen bir yatırım yerli yatırımcı tarafından da kârlı görülmektedir. Bununla birlikte uluslararası doğrudan yatırımlar ülkelerin kendi tanıtımlarını yapmalarını sağlamakta ve yatırımcılar için de referans olma özelliği göstermektedir. Bu yüzden, ülkelerin yatırım ortamı değerlendirmelerinde genel olarak uluslararası doğrudan yatırımlara yönelik değerlendirmeler esas alınmaktadır.

Bu çerçevede yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik olarak Türkiye’de, kamu kesimi ve iş dünyasının ortak bir platformda yürüttüğü Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu (YOİKK) faaliyetlerini sürdürmektedir. YOİKK, periyodik ve sistematik olarak yatırım ortamındaki güncel sorunların özel sektör tarafından gündeme taşındığı ve kamu kesimince bu sorunlara çözüm geliştirilmeye çalışıldığı dinamik bir mekanizma niteliği taşımaktadır.

Ancak şu da bir gerçektir ki, iş ve yatırım ortamına ilişkin gelişme ve sorunların özel kesimce gündeme taşındığı bu mekanizma tek başına yeterli olmamaktadır. Bu alandaki gelişmelerin objektif ve somut verilere dayalı olarak incelenip değerlendirileceği yöntemlerin geliştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu şekilde, hem yeni ortaya çıkabilecek sorunların zamanında tespiti hem de yatırım ortamıyla ilgili sorunların takibi sağlanarak politika üretme ve koordinasyon süreçlerinde etkinlik sağlanması mümkün olabilecektir.

Yatırım ortamının gelişimi konusu Onuncu Kalkınma Planı’nda da “İş ve Yatırım Ortamının Geliştirilmesi Öncelikli Dönüşüm Programı” adıyla reform programlarından biri olarak yer almaktadır. Program ile YOİKK platformunda yoğunlukla gündeme getirilen konular da göz önünde bulundurularak öncelikli sorun alanları belirlenmiş ve bu alanlara odaklanılarak, yatırımcının karşılaştığı

(16)

doğrudan yatırımların beraberinde teknoloji, bilgi ve kalifiye eleman getirmesi, giriş yaptığı ülkenin uzun dönemli büyümesine ve kalkınmasına yardımcı olması ve tasarruf açığının kapatılmasına katkısı sebebiyle ülkeler doğrudan yabancı sermaye girişlerine önem vermektedir.

Yabancı sermaye için daha çok önemli olmakla birlikte ülkelerin yatırım iklimi hem yerli hem de yabancı yatırımları etkilemektedir. İster yerli ister yabancı yatırımcı olsun, yatırımcıların yatırım kararları benzerlik göstermektedir. Yabancı yatırımcı tarafından kârlı görülen bir yatırım yerli yatırımcı tarafından da kârlı görülmektedir. Bununla birlikte uluslararası doğrudan yatırımlar ülkelerin kendi tanıtımlarını yapmalarını sağlamakta ve yatırımcılar için de referans olma özelliği göstermektedir. Bu yüzden, ülkelerin yatırım ortamı değerlendirmelerinde genel olarak uluslararası doğrudan yatırımlara yönelik değerlendirmeler esas alınmaktadır.

Bu çerçevede yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik olarak Türkiye’de, kamu kesimi ve iş dünyasının ortak bir platformda yürüttüğü Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Koordinasyon Kurulu (YOİKK) faaliyetlerini sürdürmektedir. YOİKK, periyodik ve sistematik olarak yatırım ortamındaki güncel sorunların özel sektör tarafından gündeme taşındığı ve kamu kesimince bu sorunlara çözüm geliştirilmeye çalışıldığı dinamik bir mekanizma niteliği taşımaktadır.

Ancak şu da bir gerçektir ki, iş ve yatırım ortamına ilişkin gelişme ve sorunların özel kesimce gündeme taşındığı bu mekanizma tek başına yeterli olmamaktadır. Bu alandaki gelişmelerin objektif ve somut verilere dayalı olarak incelenip değerlendirileceği yöntemlerin geliştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu şekilde, hem yeni ortaya çıkabilecek sorunların zamanında tespiti hem de yatırım ortamıyla ilgili sorunların takibi sağlanarak politika üretme ve koordinasyon süreçlerinde etkinlik sağlanması mümkün olabilecektir.

Yatırım ortamının gelişimi konusu Onuncu Kalkınma Planı’nda da “İş ve Yatırım Ortamının Geliştirilmesi Öncelikli Dönüşüm Programı” adıyla reform programlarından biri olarak yer almaktadır. Program ile YOİKK platformunda yoğunlukla gündeme getirilen konular da göz önünde bulundurularak öncelikli sorun alanları belirlenmiş ve bu alanlara odaklanılarak, yatırımcının karşılaştığı

belirsizliklerin giderilmesi ve sorunların hızla çözülmesi, bunun için mevcut mekanizmaların iyileştirilerek yatırımların artırılması amaçlanmaktadır.4

Diğer taraftan, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi kapsamında Dünya Bankası ve YOİKK işbirliği ile hazırlanan “Türkiye Yatırım Ortamı Değerlendirmesi Raporu”nda yatırım ortamı ile ilgili sektörel bazda, bölgesel bazda ve firma büyüklüğü bazında farklılıkların bulunduğu belirtilmiş fakat bu farklılıklar detaylı olarak ele alınmamıştır.5 Bu detayda bir inceleme, hem belirli bir iş ve yatırım ortamı sorun alanı altındaki farklı türde sorunların daha ayrıntılı belirlenmesine hem de bu sorunlara yönelik iyileştirme faaliyetlerinin sektörel (dolayısıyla ekonomik) gelişmeye etkilerinin ortaya konmasına yönelik önemli katkı sağlayacaktır.

Şu da bir gerçektir ki ülkemiz, sürdürülebilir büyüme ve kalkınmayı sağlamak, üretim ve yenilik üssü haline gelmek için yeni yaklaşımlar geliştirmek durumundadır. Bu çerçevede Türkiye’nin uluslararası değer zincirinde yükselmesine katkı sağlayacak, teknoloji ve markalara yatırım yapılmasını yönlendirecek ve destekleyecek bir yatırım ortamına sahip olması rekabet gücünü artırması açısından önemli görülmektedir.

Ancak, ülkelerin yatırımlarını artırmaları için öncelikle iş ve yatırım ortamlarını iyileştirmeleri gerekmektedir. Bir ülke için yatırımların artırılması önemli olmakla birlikte yatırımların hangi alanlara yapıldığı da önem arz etmektedir. Yatırımların doğru yönlendirilmesi sayesinde yatırımların verimliliği artacak ve dolayısıyla ülkelerin büyümesine ve kalkınmasına katkısı daha fazla olacaktır. Bu kapsamda Onuncu Kalkınma Planındaki öncelikler bağlamında, üretimin temel alanlarından biri olması ve istihdamı artırıcı rolü nedeniyle imalat sanayii ve imalat sanayii yatırım ortamının iyileştirilmesi, ülkemiz için özel önem arz etmektedir.

Sürdürülebilir bir büyüme açısından yatırımların üretime, üretim kapsamında da özellikle imalat sanayii üretimine yönelmesi önem arz etmektedir. İmalat sanayii sürdürülebilir bir büyüme için önemli olmasına rağmen, ülkemizde son yıllarda imalat sanayiine verilen önem azalmaktadır. Ülkemizde sermayenin imalat sanayii yerine

4 Kalkınma Bakanlığı, 2013: 162 5 Dünya Bankası ve YOİKK, 2010: 15-66

(17)

özellikle konut ve gayrimenkul sektörüne kayması sürdürülebilir bir büyümenin sağlanmasını engelleyecektir. Bu bağlamda, bu tez çalışması, ülkemizin özellikle üretimin temelini oluşturan imalat sanayiine ilişkin yatırım ortamının incelenmesi ve bu alandaki sorunların ortaya konabilmesi için hazırlanmıştır.

Tezin birinci bölümünde öncelikle yatırım ve yatırım ortamı kavramının literatürde nasıl tanımlandığı araştırılmış ve yatırım ortamının en önemli göstergelerinden biri olan uluslararası doğrudan yatırımların tanımı ve bu yatırımlardaki son gelişmeler incelenmiştir. Bu açıklamaların ardından uluslararası kuruluşlarda ve Türkiye’deki yatırım ortamı ile ilgili yapılan çalışmalar değerlendirilmiştir. Burada özellikle öne çıkan Dünya Yatırım Raporu ve İş Yapma Raporuna daha fazla ağırlık verilmiştir. Bunların yanında Dünya Bankası ve OECD tarafından yapılan diğer çalışmalara değinilmiştir.

Türkiye’de yapılan çalışmalar kapsamında ise YOİKK ve Yatırım Danışma Konseyi çalışmaları ile Onuncu Kalkınma Planı’nda yer alan ve 25 adet Öncelikli Dönüşüm Programından biri olan “İş ve Yatırım Ortamının Geliştirilmesi Programı” detaylı olarak incelenmiştir.

İkinci bölümde dünyada ve Türkiye’de yatırım ortamının mevcut durumu incelenmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda öncelikle seçilen bazı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin yatırım ortamı göstergelerindeki ilerlemelere ve yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik önemli faaliyetlerine yer verilmiştir. Seçilen ülkeler arasında Almanya ve Çin’in yatırım ortamları, yatırım ortamını oluşturan önemli araçlar özelinde daha detaylı incelenmiştir. Bu ülkelerin yatırım ortamlarının incelenmesinin ardından Türkiye’nin yatırım ortamının mevcut durumu ve yatırım ortamı göstergelerindeki son gelişmeler ele alınmıştır.

Tezin üçüncü bölümünde imalat sanayii ve imalat sanayii yatırımlarının önemi daha ayrıntılı olarak incelenmeye çalışılmıştır. Yatırım ortamı ile ilişkisi bakımından imalat sanayiinin yapısı ve öne çıkan sektörleri incelenmiş ve imalat sanayiinde alt sektör, bölge ve firma büyüklüğü bazında farklılaşmalar araştırılmıştır.

Dördüncü bölümde ise Türkiye’de, Dünya Bankası ile Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ortaklığında Ocak 2013 - Haziran 2014 tarihleri arasında

(18)

gerçekleştirilen “İş Ortamı ve İşletme Performansı Anketi (Business Environment and Enterprise Performance Survey - BEEPS V)” beşinci turu kapsamında toplanan veriler kullanılarak ülkemizin yatırım ortamı analiz edilmiştir. Anket kapsamında imalat sanayii, perakende sektörü, inşaat, taşımacılık ve iletişim gibi diğer hizmet sektörlerinin de yer alan toplam 1.344 firmanın verileri toplanmıştır. Bu veriler içerisinden 1.085 imalat sanayii firmasının verileri ayrıştırılmış ve imalat sanayiinde yatırım ortamının sorunlarına odaklanılmıştır. Bu kapsamda yatırım ortamının sorunlarının firma büyüklüğüne, sektörlere ve bölgelere göre farklılıkları ele alınmıştır.

Söz konusu veriler istatistiki analiz yöntemlerinden biri olan Çok Değişkenli Varyans Analizi (Multivariate Analysis of Variance - MANOVA) ile değerlendirilmiştir. Analiz neticesinde yatırım ortamı ile ilgili sorun alanlarının bu üç değişkene göre nasıl ayrıştığı ortaya konmuştur. Oluşan farklılıklar çapraz tablolar kullanılarak incelenmiş ve tespit edilmiştir.

Sonuç ve öneriler bölümünde yapılan analizlerin sonuçlarına ve bulgularına yer verilmiştir. Tez çalışmasında ortaya çıkan tespitler değerlendirilerek imalat sanayiinde iş ve yatırım ortamına ilişkin farklı sorunların çözümüne yönelik politika önerileri geliştirilmiştir.

(19)

1. YATIRIM ORTAMININ GENEL ÇERÇEVESİ

Yatırımlar, ülkeler için ekonominin gelişmesinde, sürdürülebilir büyümenin sağlanmasında ve istihdamın artırılmasında en önemli araçlardan biridir. Bu doğrultuda yatırımların artırılmasına gün geçtikçe daha fazla önem verilmektedir. Ancak kamunun yatırım yapmak için kaynaklarının kısıtlı olması ve dünya ekonomisinin giderek daha da liberalleşmesi sebebiyle ülkeler, bilhassa özel sektör yatırımlarına ihtiyaç duymaktadır.

Bir ülkede yatırımların artması için o ülkede iyi ve gelişmiş bir iş ve yatırım ortamının bulunması gerekmektedir. Yatırımların artırılması makroekonomik göstergelerin iyi olduğu, hukuki ve bürokratik işlemlerin sağlam temeller üzerine oturtulduğu, politik ve siyasi istikrarın sağlandığı ve altyapı hizmetlerinin geliştirildiği iyi bir yatırım ortamı sayesinde mümkün olabilecektir.

1.1. Yatırım Ortamının Kavramsal Çerçevesi

Yatırım ortamı kavramını anlamak için öncelikle yatırım kavramını anlamamız gerekmektedir. Yatırım kavramını ülkelerin büyümelerinin ve büyüme oranlarının temel göstergesi olan GSYH içerisinde görmek mümkündür.

GSYH bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai malların ve hizmetlerin piyasa fiyatları üzerinden değerini ifade etmektedir. GSYH’nin hesaplanmasında kullanılan en yaygın yöntemlerden birisi toplam harcama yaklaşımıdır.6

Toplam harcama yaklaşımına göre bir ülkede belirli bir yılda üretilen nihai mallar tüketiciler, firmalar, hükümet ve yabancı ülkeler tarafından satın alınır. Nominal GSYİH bu malları satın almak için o yıl yapılan harcamaların toplamına eşittir. Toplam harcama yaklaşımında bu noktadan hareket edilerek bir ülkede belirli bir yılda üretilen nihai malları satın almak için o yıl yapılan harcamalar, tüketim (C), brüt yatırım (I), hükümet alımları (G) ve net ihracat (Xn) toplamı ile ölçülür:

Nominal GSYİH = C + I + G + Xn

(20)

Brüt yatırım, iş dünyası tarafından bina, makine - teçhizat ve stoklar için yapılan harcamalar ile hane halkı tarafından inşaat için yapılan harcamaların toplamıdır. İktisatçılar brüt yatırımı sabit yatırım (If) ve stok yatırımı (Is) diye ikiye ayırırlar:

Brüt Yatırım (I) = Sabit Yatırım (If) + Stok Yatırımı (Is)

Stok yatırımı firmaların stoklarında bir yılda meydana gelen değişmeyi ifade eder. Sabit yatırım ise, iş dünyasının bina - makine ve teçhizat gibi uzun süre kullanılan araçları satın almak için yaptığı harcamalar ile hane halkının konut satın almak için yaptığı harcamaların toplamından oluşur. Sabit yatırım harcamaları konut dışı sabit yatırım ve konut sabit yatırımı şeklinde ikiye ayrılmaktadır:

Sabit Yatırım (If) = Konut Dışı Sabit Yatırım + Konut Sabit Yatırımı

Yatırımların büyüme ile olan ilişkisi, Levine ve Renelt tarafından 119 ülke örneğinin 1960 – 1989 tarihleri arasındaki verilerinin incelenmesi sonucunda açıkça görülmüştür. Levine ve Renelt yaptıkları analiz neticesinde büyüme ile yatırımlar arasında güçlü bir ilişki olduğunu tespit etmişlerdir. Yapılan analizlerde yatırımların GSYH içindeki payının düşük büyüme oranının görüldüğü ülkelere kıyasla ortalamanın üzerinde büyüyen ve yüksek büyüme oranına sahip ülkelerde daha fazla olduğu görülmektedir.7

Aynı şekilde, büyüme araştırmaları üzerine önemli teorik katkılar sağlayan Romer’e göre, fiziksel sermaye birikimi firma düzeyinde azalan marjinal verimliliğe sahip olsa da, sektörel düzeylerde pozitif dışsallıklar sayesinde artan verimliliğe sebep olmaktadır. Bu doğrultuda bilgi ve yenilik içeren yeni yatırımlar, uzun dönemde kişi başına GSYH büyüme hızının sıfırlanmasının önüne geçebilmektedir.8

Diğer taraftan, iktisadi anlamda yatırım ile finans dünyası tarafından algılanan yatırım arasında farklılıklar bulunmaktadır. Finans dünyası tarafından yatırım hisse senedi, tahvil, hazine bonosu gibi portföy araçlarının satın alınması olarak tanımlanmaktadır. İktisadi anlamda yatırımda ise yatırım faaliyetlerinin ekonominin

7 Levine ve Renelt, 1992: 942-963 8 Romer, 1986: 1002-1037

(21)

sermaye stokunda bir artış meydana getirmesi gerekmektedir. Bu kapsamda portföy yatırımları iktisadi manada pek yatırım olarak nitelendirilmemektedir.

Yatırımlar genel olarak bu şekilde tanımlanmakla birlikte, yoksulluğun önlenmesi, işsizliğin azaltılması ve ülke refahının artırılması dünya ülkeleri için temel amaçlardır. Bu amaçların gerçekleştirilmesi için ülkeler değişik kaynaklara ihtiyaç duymaktadır. Bu kaynakların sağlanması için uygun bir ortam oluşturulması hükümetlerin temel ekonomik görevlerindendir. Bu uygun ortam kavramı, günümüzde gelişmiş bir iş ve yatırım ortamı olarak bilinen yeni bir kavramdır.

Dünya Bankası dokümanlarında iş ve yatırım ortamı, hem iş hem de yatırım süreçlerini birlikte kapsayan yatırım ortamı (investment climate, investment environment) kavramı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yatırım ortamı kavramını tam olarak tanımlamak zor olmakla birlikte bu kavram, yatırımlarla ilgili makro ve mikro ekonomik sonuçları olan tüm işlem ve süreçler olarak tanımlanabilir.

İş dünyası açısından iyi bir yatırım ortamı iş yapma süreçlerinin kolay olduğu ve kâr sağlamanın mümkün olduğu ortamdır. Böyle bir ortamın oluşmasını sağlayan değişik faktörlerin varlığı tüm yatırımcılar ve ekonomistlerce kabul edilmektedir. Özellikle yabancı yatırımların çekilmesinde önemli olan bu faktörlere ilk değinenlerden biri olan Dunning, bu faktörlerin; kaynak maliyetleri, piyasa büyüklüğü, potansiyel büyüme ve ticaret engelleri olduğunu belirtmiştir.9

Diğer taraftan Rowat, iyi bir yatırım ortamının oluşturulmasına katkı yapan faktörleri dört başlık altında gruplandırmıştır. Bu faktörler;

1) Fiyatlardaki, döviz kurundaki ve ticaret politikalarındaki göreli istikrarı içeren

genel makroekonomik istikrar,

2) Vergi ve işgücü kanunlarını/yönetmeliklerini, yatırım mevzuatını, mülkiyet haklarını, fikri mülkiyet haklarını, rekabet politikalarını ve bunlarla ilişkili sanayi düzenlemelerini içeren yasal ve düzenleyici ortam,

3) Kapsamlı ulaşım, enerji ve iletişim ile nitelikli insan sermayesini içeren yeterli

altyapı,

9 Dunning, 1973: 289-336

(22)

4) Genel politik istikrar olarak sınıflandırılmıştır.10

Ayrıca, yatırım ortamı ile ilgili literatür incelendiğinde yatırım ortamını etkileyen çevresel faktörler olarak; (i) piyasa büyüklüğü ve potansiyel büyüme, (ii) arz yapısı ve kaynakların maliyeti, (iii) yatırım yapılacak ülkenin dil uyumu, coğrafi yakınlığı ve konumu, yasal ve bürokratik sistemi, (iv) potansiyel siyasi/ticari riskler ve hükümetlerin güvenilirliği faktörleri öne çıkmaktadır.11

“Kalkınma Stratejileri” isimli çalışmada Stern, yatırımların niteliğinin ve niceliğinin yatırımcıların beklentilerine bağlı olduğunu belirtmektedir. Bu beklentilerin 3 önemli bileşen ile ilişkili olduğuna değinmektedir. Bu bileşenlerden birincisi, politik/ekonomik istikrar ve uluslararası ticaret ile yatırıma dönük ulusal politikalar gibi makroekonomik veya ülke bazında konulardır. İkincisi, ülkelerde bürokratik, finansal ve yasal sistemi kapsayan kurumlar ve yönetişimdir. Üçüncüsü ise, ulaşım, elektrik ve haberleşme altyapısıdır.12

Bu bileşenler içerisinde makroekonomik hususlar ülkelerin yatırım ortamı değerlendirmelerinde dikkate alınan ilk başlık olmaktadır. Bir ülke ile ilgili makroekonomik değerlendirmeler yapılırken öncelikle politik istikrar, yatırım ve dış ticaret politikaları, büyüme performansı ve ticaretin serbestliği gibi bazı temel kriterlere bakılmaktadır.

Yatırım ortamıyla ilgili önemli konulardan biri de ülkelerin hukuki, bürokratik ve finansal sistemi ve bu sistemlerin yönetişimidir. İyi bir yatırım ortamı için ülkelerdeki hukuki yapının sağlam olması önem arz etmektedir. Hukuki ve bürokratik sistem içerisinde yer alan kanun ve yönetmelik gibi birincil ve ikincil mevzuatın birbiri ile tutarlı olması, adalet sistemine ilişkin süreçlerin öngörülebilir olması gerekmektedir.

Bu bağlamda, gelişmiş yatırım ortamına sahip olduğu değerlendirilen birçok gelişmiş ülkede demokratik, politik, hukuki ve anayasal yapının uluslararası kabul

10 Rowat, 1992: 103-104

11 Dollar ve ark, 2005: 1-30 12 Stern, 2002: 55-68

(23)

görmüş standartlar çerçevesinde oluşturulduğu ve özellikle yatırım ortamına dönük faaliyetlerin bu çerçevede yürütüldüğü görülmektedir.

Benzer şekilde Kinda da yaptığı çalışmalar sonucunda özellikle yabancı yatırımlar için fiziksel altyapı sorunlarının, finansman kısıtlarının ve kurumsal problemlerin öne çıktığını belirtmektedir.13 Söz konusu 3 faktör gelişmekte olan ülkelerde daha fazla öne çıkmaktadır.

Bununla birlikte, bir diğer önemli husus olan bürokratik sistemin, izin, ruhsat ve işgücü düzenlemeleri gibi alanlar başta olmak üzere yatırım ortamıyla ilgili düzenlemelerde şeffaf olması yatırım ortamının gelişmesine katkı sağlayacaktır. Bürokratik süreçlerin az ve hızlı olması iyi bir yatırım ortamı için önemlidir. Ayrıca hukuki ve bürokratik sistemlerle birlikte finansal sistemin de sağlam temeller üzerine oturması yatırım ortamının yapısı açısından önem arz etmektedir. Güçlü bir finansal sistemin varlığı firmaların büyümesini ve gelişmesini kolaylaştıracak ve bu sayede yatırım ortamının gelişmesine katkı sağlayacaktır.

Ng ve Tuan ise ideal bir yatırım ortamını etkileyen faktörleri yedi boyut altında sınıflandırmıştır. Sınıflandırmada yer alan bu faktörler;

i. Sosyal ve Ekonomik Faktörler a. Ekonomik büyüme b. Faiz oranları ii. Girdiler ve Maliyetler

a. İşgücü maliyetleri b. Hammadde fiyatları c. Ulaşım maliyetleri iii. Altyapı Destekleri

a. İletişim b. Eğitim kalitesi

iv. Hükümetlerin Uluslararası Doğrudan Yatırım Politikaları a. Vergi politikaları

b. Sanayi politikaları

(24)

c. Ekonomik reformlar

v. İş Dünyası Faaliyetlerinin Önündeki Kısıtlamalar a. Finansal düzenlemeler

b. İş dünyası ile ilgili düzenlemeler vi. Hükümetlerin Yönetişimleri

a. Politik düzenlemeler b. Ekonomik düzenlemeler vii. Yaşam Koşulları

a. İyi yaşam çevresi b. Kaliteli eğitim

başlıklarından oluşmaktadır.14 Bu faktörler altında daha birçok değişken olmasına rağmen burada ana faktörler özetlenmiştir.

Son olarak belirtmek gerekirse, Dünya Bankası tarafından yayımlanan Dünya Kalkınma Raporu 2005’te de yatırım ortamı kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. “Herkes İçin İyi Bir Yatırım Ortamı” başlığı ile yayımlanan bu raporda yatırım ortamı, ekonomik büyüme ve yoksulluğun azaltılması sonucunu doğuran özel yatırımların büyüklüğü ve verimliliği ile ilişkilendirilmiştir.15

14 Ng ve Tuan, 2002: 1100-1101 15 Dünya Bankası, 2004: 19-35

(25)

Şekil 1.1. Yatırım Ortamının Genel Yapısı

Kaynak: Dünya Bankası, 2004: 20

Şekil 1.1’de görüldüğü gibi firmalar kâr sağlamak amacıyla kendi yetenek ve stratejilerini kullanarak yatırım yaparlar. Kârlılık ise maliyetlerin, risklerin ve rekabet engellerinin fırsatlarla ilişkisine bağlıdır. Piyasa koşulları olarak adlandırabileceğimiz maliyetler, riskler ve rekabet engelleri ise hükümetlerin politika ve davranışları ile coğrafya, piyasa büyüklüğü, tüketici tercihleri gibi diğer faktörlerin etkisiyle şekillenir. Firmaların bu değişkenleri göz önünde bulundurarak yaptığı yatırımların verimliliğine ve miktarına bağlı olarak da yoksulluğun azaltılması ve ekonomik büyüme sağlanır.16

Şekil 1.1’de ortada yer alan yatay büyük kutucuk yatırım ortamını göstermektedir. Rapora göre hükümet politika ve davranışları, yatırım kararlarını belirleyen maliyetleri, riskleri ve rekabet engellerini değişik faktörler yoluyla etkilemektedir. Firmaların yatırım yapmalarına imkân sağlayacak ve yatırımları teşvik edecek bu faktörler raporda aşağıdaki maliyetler, riskler ve rekabet engelleri başlıkları altında özetlenmiştir.

16 a.g.e., 2004: 20

Firmaların Yetenekleri ve Stratejileri

Özel Yatırımlar (Miktar, Verimlilik) EKONOMİK BÜYÜME YOKSULLUĞUN AZALTILMASI Hükümet Politikaları ve Davranışları Diğer Faktörler;  Coğrafya,  Piyasa Büyüklüğü,  Tüketici Tercihleri Maliyetler, Riskler, Rekabet Engelleri

(26)

 Maliyetleri etkileyen faktörler; o Yozlaşma

o Vergiler

o Bürokrasi ve düzenleyici işlem yükleri o Altyapı ve finansman maliyetleri o İşgücü piyasası düzenlemeleri  Riskleri etkileyen faktörler,

o Politikaların öngörülebilirliği ve güvenilirliği o Makroekonomik istikrar

o Mülkiyet hakları

o Sözleşmelerin uygulanması o Kamulaştırma

 Rekabet engellerini etkileyen faktörler; o Piyasaya giriş ve çıkış engelleri o Rekabet kanunu ve politikaları o Finansal piyasanın işleyişi o Altyapı

Aynı raporda hükümetlerin piyasaların temel dinamiklerini, coğrafya ve piyasa büyüklüğü gibi diğer faktörleri etkilemesinin zor olduğu belirtilmektedir. Ancak hükümetlerin yatırım politikaları ve davranışları sayesinde istikrarlı ve güvenli bir ortam oluşturarak diğer faktörleri etkileyebileceği de vurgulanmıştır.17

Diğer taraftan, yukarıda bahsedilen yatırım ortamı tanımlamalarında da görülmektedir ki yatırım ortamı denilince bazı önemli konular/başlıklar öne çıkmaktadır. Bu başlıklar yapılan uluslararası çalışmalarda da görülmektedir. Bu çalışmalar içerisinde iş ve yatırım ortamının en önemli göstergelerinden biri olan ve Dünya Bankası tarafından her yıl yayımlanan “İş Yapma Raporu (Doing Business)” kapsamında iş ve yatırım ortamı belirli başlıklar altında değerlendirilmektedir. Bu başlıklar; işe başlama, inşaat izinleri, elektrik temini, tapu kaydı, kredi temini, azınlık

17 a.g.e., 2004: 20

(27)

yatırımcıların korunması, vergi ödeme, dış ticaret, sözleşmenin icrası, şirket tasfiyesi, istihdam başlıklarıdır.18

Aynı şekilde Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayımlanan “Küresel Rekabet Edilebilirlik Raporu”nda bazı alanlar ülkelerin rekabet gücü endekslerinin belirlenmesine temel oluşturmaktadır. Bu alanlar içerisinde ülkelerin kurumsal yapıları, altyapısı, makroekonomik durumları, işgücü piyasası, finansal piyasa ve iş dünyasının gelişmişliği gibi alanlar yatırım ortamıyla yakından ilgili olan alanlardır.19

Tüm bu tanımlara bakıldığında iş ve yatırım ortamı, firmaların kurulmasından kapanmasına kadar var olan süreçlerinin etkilendiği, yatırım kararlarının alınmasını ve yatırımların sürdürülmesini sağlayan çevresel, kurumsal, politik/siyasi ve düzenleyici ortamların bütünü olarak tanımlanabilecektir.

Yatırımların artan önemi beraberinde yatırım ortamının tanıtılması ve geliştirilmesi ihtiyacını da beraberinde getirmektedir. Birçok ülke yatırım ortamını tanıtırken öncelikle ulusal güvenlik, faiz oranları, büyüme, kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri ve uluslararası doğrudan yatırımlar gibi makroekonomik göstergelerine vurgu yapmaktadır. Makro göstergelerle birlikte işgücü piyasası, hukuk sistemi, fiziki altyapı, vergi sistemi ve teşvik sistemleri de yatırım ortamı tanıtımlarında öne çıkan diğer alanlardır. Ülkeler bu alanlarda ihtiyaçlar doğrultusunda sektörel ve bölgesel farklılıkları da göz önünde bulundurarak birçok düzenleme yapmakta ve bu alanları daha gelişmiş bir yapıya ulaştırmak için çalışmaktadır. Tezle ilgisi bakımından özellikle vurgulamak gerekirse, tüm bu alanları daha da geliştirmek için birçok ülke firma büyüklüğüne, sektörlere ve bölgelere özel düzenlemeler yapmakta, yatırımlarını ve rekabet güçlerini artırmaya çalışmaktadır. Ayrıca, günümüzde özellikle dünya ekonomisinin küreselleşmesi ve ticari faaliyetlerin gün geçtikçe serbestleşmesi sebebiyle ülkeler arasında yüksek düzeyde sermaye hareketlilikleri yaşanmaktadır. Bu sermaye hareketleri içerisinde uluslararası doğrudan yatırım akımları, yatırım ortamının niteliği bakımından ülkeler için önemli bir gösterge olmakta ve yatırımcılar için de yol gösterici özellik taşımaktadır.

18 Dünya Bankası ve IFC, 2015a: iv 19 World Economic Forum, 2014: 9

(28)

Kuşkusuz yatırım iklimi hem yerli hem de yabancı yatırımları etkilemektedir. Ancak, yabancı yatırımcılar güvenlik, istikrar, hukuki yapı gibi makro kriterlere özellikle önem vermektedir. Bu yüzden ülkelerin yatırım ortamı değerlendirmelerinde genel olarak doğrudan yabancı yatırımlara (DYY) yönelik değerlendirmeler esas alınmaktadır.

1.2. Uluslararası Doğrudan Yatırımlar

Günümüz dünyasında çok az ülke dışında kapalı ekonomiye sahip ülke kalmamıştır. Dünyada özellikle ticari faaliyetlerin giderek serbestleşmesi ve ülkelerin piyasalarını uluslararası ticarete açık hale getirmeleri sonucunda uluslararası sermaye hareketlerinde ciddi artışlar olmaya başlamıştır. Uluslararası doğrudan yatırımların beraberinde teknoloji, bilgi ve kalifiye eleman getirmesi, giriş yaptığı ülkenin uzun dönemli büyümesine ve kalkınmasına yardımcı olması, istihdamın artmasına ve tasarruf açığının kapatılmasına katkısı sebebiyle ülkeler tarafından bu sermayenin kullanılmasına önem verilmektedir.

1.2.1. Uluslararası doğrudan yatırımların tanımı ve büyümeye etkisi

Uluslararası sermaye yatırımlarını ülkelerin dış ekonomik ilişkilerini ifade eden ödemeler dengesi tablolarında görmek mümkündür. Ödemeler dengesinin ana kaleminden biri olan finans hesabı; doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve diğer yatırımları kapsamaktadır.20

Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund-IMF) raporlarında yabancı sermaye yatırımları, finansal hesap içerisinde ele alınmış ve doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları, finansal türevler ve diğer yatırımlar olmak üzere dört ana kategoride sınıflandırılmıştır. Burada bahsedilen portföy yatırımları hisse senetleri, tahvil ve bonolar ile para piyasası araçlarından; diğer yatırımlar ise krediler ile diğer finansal varlık ve yükümlülüklerden oluşmaktadır.21

20 T.C. Merkez Bankası, Ödemeler Dengesi İstatistikleri,

http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/tcmb+tr/tcmb+tr/main+menu/istatistikler/odemeler+denges i+ve+ilgili+istatistikler/odemeler+dengesi+istatistikleri, 24.05.2016

(29)

Dünya Yatırım Raporu 2014’te yabancı sermayenin kalkınmaya olan katkısı vurgulanmış ve bu sermayenin temel olarak doğrudan (Uluslararası Doğrudan Yatırımlar - UDY) veya dolaylı yabancı sermaye yatırımları (Yabancı Portföy Yatırımları) şeklinde hareket ettiği belirtilmiştir.22

DPT Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları Özel İhtisas Komisyonu Raporuna göre yabancı yatırım; yatırılabilir kaynakların kişi ve kuruluşlar tarafından bir başka ülkeye taşınmasıdır. Bir ülke borsasında işlem gören şirket hisselerinin bir diğer ülke veya ülkelerin kuruluşları tarafından satın alınmasını ifade eden portföy yatırımları dışında kalan ve bir veya birden fazla uluslararası yatırımcının tamamına sahip olarak veya yerli bir veya bir kaç firma ile ortaklık halinde gerçekleştirdiği yatırımlar, DYY olarak tanımlanmaktadır.23

Türkiye’de yabancı yatırımlarla ilgili yasal süreç 1954 yılında çıkarılan 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu’na kadar uzanmakta olup, en son 2003 yılında kabul edilen 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nda ise

Doğrudan Yabancı Yatırım: “Yabancı yatırımcı tarafından,

1) Yurt dışından getirilen;

- Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca alım satımı yapılan konvertibil para şeklinde nakit sermaye,

- Şirket menkul kıymetleri (Devlet tahvilleri hariç), - Makine ve teçhizat,

- Sınaî ve fikrî mülkiyet hakları, 2) Yurt içinden sağlanan;

- Yeniden yatırımda kullanılan kâr, hâsılat, para alacağı veya malî değeri olan yatırımla ilgili diğer haklar,

- Doğal kaynakların aranması ve çıkarılmasına ilişkin haklar gibi iktisadî kıymetler aracılığıyla;

i) Yeni şirket kurmayı veya şube açmayı,

ii) Menkul kıymet borsaları dışında hisse edinimi veya menkul kıymet borsalarından en az yüzde 10 hisse oranı ya da aynı oranda oy hakkı sağlayan

22 UNCTAD, 2014: 139 23 DPT, 2000b: 1

(30)

edinimler yoluyla mevcut bir şirkete ortak olmayı ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır.24

Ayrıca bu Kanun; yatırım yapma özgürlüğü, ulusal muamele, kamulaştırma ve devletleştirme, kârın serbest transferi, gayrimenkul edinimi, ulusal ve uluslararası tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri, nakit dışı sermayenin değerlenmesi, yabancı personel istihdamı ve irtibat büroları gibi doğrudan yabancı yatırımlarla ilgili önemli detayları da açıklamaktadır. Bu kanun ile yapılan diğer bir önemli düzenleme ile de yerli ve yabancı yatırım ayrımı kaldırılmış, izin ve onay yerine bilgilendirme sistemine geçilmiştir.25

Literatürde UDY’ler genel olarak ortak girişim (joint venture), şirket birleşmeleri, stratejik birlikler, lisans anlaşmaları ve özelleştirme yoluyla gerçekleşen yatırımlar şeklinde sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırmalarla birlikte UNCTAD tarafından yayımlanan Dünya Yatırım Raporu’nda UDY’ler (i) sınır ötesi birleşme ve satın almalar (Mergers and Acquisitions- M&As) ve (ii) komple yeni (Greenfield) yatırımlar olmak üzere 2 ana grupta incelenmektedir.26

Ayrıca, ülkelere yönelen UDY piyasa odaklı ve ihracat odaklı UDY şeklinde de sınıflandırılmaktadır. Piyasa odaklı UDY’nin bir ülkede yatırım kararı almasında bahse konu ülkenin ekonomik ölçeği ve büyüme performansı önemli iken ihracat odaklı UDY’de ülkenin maliyet avantajı sunması daha önemli olmaktadır.27

Uluslararası doğrudan yatırımlar özellikle sermaye, teknoloji, beceri ve girişimcilik gibi etkenlerin kıt olduğu ülkelerde ekonomik büyüme ve kalkınma sürecine önemli katkı sağlamaktadır. UDY’ler giriş yaptığı ülkede yatırımlar için gerekli olan finansal kaynağın sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Ayrıca UDY’ler giriş yaptığı ülkenin ekonomik büyüme hızını da artırmakta ve ödemeler dengesi ve dış ticaret açığının kapatılması için döviz girdisi sağlamaktadır. Bu yatırımlar sayesinde ülkeye teknoloji, yönetim tecrübesi gibi önemli girişler olmakta ve bu da

24 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu,

http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4875.pdf, 23.06.2015 25 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu,

http://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.4875.pdf, 23.06.2015 26 UNCTAD, 2015: 8-12

(31)

yayılma etkisi ile ekonominin geri kalanını etkilemektedir. UDY’ler ihracata doğrudan katkıda bulunarak ev sahibi ülkede ekonomik büyümeyi hızlandırmaktadır.28

Dünya Yatırım Raporu 1992’de UDY’lerin büyüme ve kalkınma üzerindeki etkisi beş temel etken ile açıklanmakta ve bu etkenler sermaye oluşumu, teknoloji, insan kaynaklarının geliştirilmesi, ticaret ile çevre olarak sıralanmaktadır.29 Söz konusu etkenlerin katkısını şu şekilde özetlemek mümkündür:

 Sermaye oluşumu: Çok uluslu şirketler gelişmekte olan ülkelerde özellikle büyüme için çok önemli olan sanayi sektörlerinde fiziksel sermayeye pozitif katkıda bulunmakta ve büyümeyi desteklemektedir.  Teknoloji: Çok uluslu şirketler teknolojinin gelişmesinde ve

geliştirilmesinde önemli rol oynamaktadır. UDY’ler gelişmekte olan ülkelerde büyümeyi teknoloji transferi aracılığıyla hızlandırmaktadır. Çok uluslu şirketlerin faaliyetleri genellikle yüksek ve orta yüksek teknolojili faaliyetleri içermekte ve yüksek faktör verimliliğine sahip olmaktadır. Bu sayede ülkelerin yerel Ar-Ge potansiyelinin gelişmesine katkı sağlamakta, ülkedeki diğer girişimcilerin üretim verimliliği üzerinde yayılma etkisi yapmakta ve yenilik kapasitesini artırmaktadır.

 İnsan kaynaklarının geliştirilmesi: İnsan kaynaklarının geliştirilmesinin önemli bir boyutunu eğitim ve öğrenme oluşturmaktadır. UDY’ler, bu konuda sınırlı bir etkiye sahip olmakla birlikte formel ve informel öğrenme sayesinde know-how, girişimcilik yeteneği ve yönetim becerisi sağlamaktadır.

 Ticaret: Çok uluslu şirketler gelişmekte olan ülkelerin ihracat potansiyellerini artırarak büyümeye önemli katkı sağlamaktadır. Bu tür şirketler gelişmekte olan ülkelerin ihracatında yapısal değişiklikler oluşturabilmekte ve yüksek teknolojili ürünlerin ihracatının artmasına katkıda bulunmaktadır.

 Çevre: Çok uluslu şirketler yoğun çevresel faaliyetlerde bulunmaktadır. Bu tür şirketler finansal, yönetimsel ve teknolojik açıdan güçlü oldukları

28 Akinlo ve ark., 2013: 232-237 29 UNCTAD, 1992: 8-13

(32)

için çevrenin korunmasında liderlik rolünü üstlenmeye daha yatkındırlar. Bunun yanı sıra, temiz ve kirlilik azaltıcı teknolojiye erişimleri yerel firmalara göre daha fazladır. Dolayısıyla çok uluslu şirketlerin çevresel faaliyetlerinin olması ve sürdürülebilir büyüme üzerindeki etkileri, hükümetlerin çevreye yönelik sorumluluklarını artırmakta ve ülkelerin bu yönde uyguladıkları politikaların gelişmesine katkı sağlamaktadır. UDY’ler ödemeler dengesine pozitif katkı yaparak doğrudan veya yukarıda bahsettiğimiz çerçevede dolaylı yollardan ülkelerin büyümesine katkıda bulunmaktadır. Bu kapsamda ülkelerin UDY çekmesi için öncelikle ekonomik ve altyapı koşullarının iyi olması gerekmektedir. Bu koşullar arasında beşeri sermayenin kalitesi, finans sisteminin yapısı, rekabet koşulları ile enerji ve ulaşım altyapısı özellikle öne çıkan hususlardır. Diğer taraftan, uluslararası yatırımcılar bir ülkeye yatırım yaparken sadece bu hususlara dikkat etmemektedir. Üretim faktörlerinin ucuzluğu, sağlanan teşviklerin miktarı ve hammadde fiyatları şirketlerin karlılığını doğrudan etkilemekte ve yatırım kararı alınmasında genel ekonomik ve altyapı koşullarının önüne geçmektedir.

1.2.2. Uluslararası doğrudan yatırımlardaki gelişmeler

Uluslararası doğrudan yatırımlardaki30 gelişmelere ilişkin en kapsamlı veri ve analiz çalışmaları UNCTAD tarafından yapılmakta ve Dünya Yatırım Raporları’nda yayımlanmaktadır. UNCTAD dünya ekonomilerini gelişmiş, gelişmekte olan ve geçiş ekonomileri31 şeklinde sınıflandırmakta ve bu çerçevede değerlendirmeler yapmaktadır. Yayımlanan raporlarda genellikle bir önceki raporda yayımlanan önceki yılların verileri de revize edilmektedir.

UNCTAD verilerine göre dünya genelinde 2007 yılında 1,9 trilyon dolar32 ile zirve yapan küresel UDY miktarında 2008 krizi sürecinde azalma görülmüştür. Kriz sürecinden sonra özellikle gelişmiş ülkelerin toparlanmasının uzun sürmesi, krizin

30 Uluslararası doğrudan yatırım (UDY) ifadesi ile kastedilen aksi belirtilmediği sürece UDY girişidir. Diğer durumlar ayrıca belirtilmektedir.

31 Geçiş Ekonomileri: Güney-Doğu Avrupa, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Gürcistan’dan oluşmaktadır. Rusya Federasyonu bu grupta yer almaktadır (UNCTAD, 2015: ii).

(33)

gelişmekte olan ülkeleri de etkilemesi sebebiyle küresel UDY miktarında hala 2007 dönemindeki zirve seviye yakalanamamıştır. 2016 Dünya Yatırım Raporu’na göre, 2014 yılında 1,28 trilyon dolar olan küresel toplam UDY miktarı, 2015 yılında yüzde 38 yükselişle 1,76 trilyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Rapora göre 2015 yılındaki artışın başlıca kaynağı sınır ötesi birleşme ve satın alma işlemleridir. Bu işlemlerin bir kısmı çok uluslu şirketlerin hukuki yapılarının ve sermaye ortaklıklarının yeniden yapılandırılmasından kaynaklanan sınır ötesi birleşme ve satın alma işlemleri olup bu kapsamdaki işlemler ekonomilerdeki genel üretim kapasitesini artırmamaktadır. Dünya ve ekonomik gruplar itibarıyla UDY’deki gelişmeler Tablo 1.1’de gösterilmektedir.

Tablo 1.1. Ülke Gruplarında ve Türkiye’de Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişi (2007-2015)

Milyar Dolar

2007 2010 2011 2012 2013 2014 2015

Dünya Tutar 1.902 1.389 1.567 1.511 1.427 1.277 1.762

Değişim (%) 36 18 13 -4 -6 -11 38

Gelişmiş Ülkeler Tutar 1.289 700 817 787 680 522 962

Değişim (%) 37 7 17 -4 -14 -23 84

Gelişmekte Olan

Ülkeler Tutar Değişim (%) 526 625 670 659 662 698 765 30 34 7 -2 1 5 9

Geçiş

Ekonomileri Tutar Değişim (%) 87 64 79 65 85 56 35 48 3 25 -18 30 -33 -38

Türkiye Tutar 22 9 16 13 12 12 17

Değişim (%) 9 6 78 -18 -8 -1 36

Kaynak: UNCTAD Dünya Yatırım Raporu 2016 verileri,

http://unctad.org/en/Pages/DIAE/World%20Investment%20Report/Annex-Tables.aspx, 25.07.2016 Dünyada toplam UDY girişinde son yıllarda azalış görülmesine rağmen 2015 yılında bu azalış eğilimi son bulmuştur. 2015 yılında yaşanan artışta gelişmiş ülkelere giren UDY miktarının yüzde 84 oranında artması etkili olmuştur. Gelişmiş ülkelerde bu derece yüksek bir artış olmasına rağmen halen dünyada ve gelişmiş ülkelerde toplam UDY miktarında 2007 yılındaki seviyeye ulaşılamamıştır. Diğer taraftan, gelişmekte olan ekonomilere giren UDY miktarında yaşanan yükseliş devam etmiştir. Gelişmekte olan ekonomilere giren UDY miktarı 2015 yılında 765 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaşmıştır.

Türkiye’de ise 2007 yılında 22 milyar dolarla en yüksek seviyeye ulaşan UDY girişi, 2014 yılında 12,1 milyar dolar olarak, 2015 yılında ise bir önceki yıla göre yüzde

(34)

36 artarak 16,5 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamla Türkiye 2015 yılında, uluslararası doğrudan yatırım girişinde dünyada yüzde 0,9, gelişmekte olan ekonomiler içinde yüzde 2,2 ve Batı Asya33 bölgesinde yüzde 39 paya sahip olmuştur.34 Ayrıca, Türkiye’ye UDY girişinde son yıllardaki azalış eğilimi de 2015 yılında son bulmuştur. Türkiye’nin UDY rakamlarındaki genel görünümü bu şekilde olmakla birlikte UDY performansına ilişkin detaylı bilgilere ikinci bölümde yer verilecektir.

Grafik 1.1. Ülke Gruplarına Göre Uzun Dönemli Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişi (1990-2015)

Milyar Dolar

Kaynak: UNCTAD Dünya Yatırım Raporu 2016 verileri,

http://unctad.org/en/Pages/DIAE/World%20Investment%20Report/Annex-Tables.aspx, 25.07.2016 Not: Geçiş ekonomileri gelişmekte olan ülkelerle birlikte değerlendirilmiştir.

Grafik 1.1’de görüldüğü gibi küresel UDY rakamları 2007 yılında en yüksek seviyeye ulaşmıştır. Diğer taraftan, Grafikte 1990-2014 yılları arasında özellikle 2000 ve 2008 yıllarındaki ekonomik krizlerin etkisi çok açık şekilde görülmektedir. Her iki kriz sonrasında küresel UDY rakamlarında çok ciddi düşüş gözlenmiştir. Ayrıca, 2013 yılına kadar küresel UDY miktarında gelişmiş ülkelerin üstünlüğü bulunmakla birlikte 2013 yılında ilk defa gelişmekte olan ülkelerin ve geçiş ekonomilerinin toplamı

33 Rapora göre Batı Asya Bölgesi; Bahreyn, Irak, Ürdün, Kuveyt, Lübnan, Umman, Katar, Suudi Arabistan, Filistin, Suriye, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Yemen’den oluşmaktadır.

34 UNCTAD, 2016: Ek Tablo-1

Her yıl yayımlanan Dünya Yatırım Raporlarının verilerini içeren ek tablolar UNCTAD’ın kendi sitesinde kullanıma açılmaktadır. Veriler bu ek tablolardan yararlanılarak hazırlanmıştır.

http://unctad.org/en/Pages/DIAE/World%20Investment%20Report/Annex-Tables.aspx, Erişim Tarihi: 25.05.2016 200 400 600 800 1.000 1.200 1.400 1.600 1.800 2.000 1990 1995 2000 2005 2007 2010 2011 2012 2013 2014 2015 Dünya Gelişmiş Ülkeler Gelişmekte Olan Ülkeler

(35)

gelişmiş ekonomilerin toplamından fazla olmuş ve gelişmiş ekonomilerin payı yüzde 50’nin altına düşmüştür. 2015 yılında ise gelişmiş ekonomilerin küresel UDY içerisindeki payı tekrar yüzde 50’nin üzerine çıkmıştır. Bu yılda geçiş ekonomileri ile birlikte gelişmekte olan ekonomilerin toplam payı yaklaşık yüzde 45, gelişmiş ekonomilerin payı yüzde 55 seviyesinde olmuştur. 2007 yılından itibaren küresel UDY’den ülke gruplarının aldıkları paylar Grafik 1.2’de gösterilmektedir.

Grafik 1.2. Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişinde Ülke Gruplarının Payı (2007-2015)

Yüzde

Kaynak: UNCTAD Dünya Yatırım Raporu 2016 verileri,

http://unctad.org/en/Pages/DIAE/World%20Investment%20Report/Annex-Tables.aspx, 25.07.2016 Uluslararası doğrudan yatırımlardaki yatırım çıkışlarına bakacak olursak gelişmekte olan ülkelerin uluslararası şirketlerinin dünyadaki yatırımlarının 2014 yılında 446 milyar dolar ile rekor seviyeye ulaştığı görülmektedir (Tablo 1.2). 2015 yılında ise gelişmiş ülkelerden UDY çıkışı gelişmekte olan ülkelerin yaklaşık üç katı olarak gerçekleşmiştir. 2011 yılından sonra gelişmiş ülkelerde UDY çıkışında yaşanan azalış eğilimi 2015 yılında son bulmuştur. Aynı dönemde gelişmekte olan ülkelerden UDY çıkışında yaşanan artış eğilimi de 2015 yılında tersine dönmüştür.

0 10 20 30 40 50 60 70 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015

Şekil

Grafik 1.1. Ülke Gruplarına Göre Uzun Dönemli Uluslararası Doğrudan Yatırım  Girişi (1990-2015)
Grafik  1.2.  Uluslararası  Doğrudan  Yatırım  Girişinde  Ülke  Gruplarının  Payı  (2007-2015)
Grafik  2.2.  Bazı  Gelişmiş  Ülkelerdeki  Uluslararası  Doğrudan  Yatırım  Girişi  (2007-2015)
Grafik  2.5.  Bazı  Gelişmekte  Olan  Ülkelerdeki  Uluslararası  Doğrudan  Yatırım  Girişi (2007-2015)
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Tipi PrimarĞ sekoncjarö Tjera Tjera Tjera Tjera 6619 Aktivitet e tjera ndihmöse pör shörbimet financiare, pörveç financimit tö sigurimit dhe fondeve.

The Embassy would kindly like to invite you to particlpate on this event online, via Zoom

The model of economic diplomacy defined by the Decree on the Organization of the State Administration and the Rulebook on the Organization of the Ministry of Foreign Affairs

• Samsun, hayvancılık için uygun iklim, bitki örtüsü ve topoğrafya gibi doğal şartlara sahiptir. • İlde hayvancılık için uygun yatırım alanları

Yararlanıcı, şirketin kurulduğu veya faaliyete geçtiği tarihe bağlı olarak, ortalama çalışan sayısının ve faaliyet gelirlerinin, önceki 3 yıl boyunca veya daha kısa

Termal ve Armutlu ilçelerinde bulunan termal turizm alanlarının Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yakın vadede ihaleye çıkılacak olması, büyüme ve çeşitli

Ancak, Genel Teşvik Uygulamaları kapsamında yer alan, sabit yatırım tutarı on milyon Türk Lirasını aşmayan ve aşağıdaki tabloda belirtilen sektör yatırımları için

Bu sektörde Çarşıdan alışveriş yapma oranının en yüksek olduğu ilçeler ise Sultangazi, Bağcılar ve Ümraniye- 2’dir. Kafe – pastane sektöründe genel olarak