• Sonuç bulunamadı

3. TÜRKİYE’DE İMALAT SANAYİİ VE YATIRIM ORTAMI

3.1. İmalat Sanayiinin Önemi ve Yatırım Ortamıyla İlişkisi

Türkiye’de birçok ulusal politika dokümanında ekonomik kalkınma açısından imalat sanayiinin önemine değinilmiştir. Bu dokümanlardan biri olan Türkiye Sanayi Strateji Belgesi’nde (2015-2018) üretim faktörlerinin dengeli bir büyüme için büyük önem arz ettiğine değinilmekte ve verimlilik odaklı bir yaklaşımın rekabet gücünün artırılmasına, dolayısıyla yüksek ve istikrarlı büyümeye ulaşılmasına katkı sağlayacağı vurgulanmaktadır. Ayrıca, bilgi yoğun ve yüksek katma değerli mal ve hizmet üretmenin, rekabet gücünün belirleyicisi olarak ön plana çıktığı ifade edilmektedir.144 Aynı şekilde “Onuncu Kalkınma Planı: İmalat Sanayiinde Dönüşüm Özel İhtisas Komisyonu Raporu”nda imalat sanayiinin önemi vurgulanmaktadır. Raporda imalat sanayii ürünlerinin büyük ölçüde uluslararası ticarete tabi olduğu belirtilmektedir. İmalat sanayiinin, ekonominin genelindeki verimlik artışlarına yaptığı olumlu katkı ve bu sayede ekonomik büyüme kapasitesini artırması, dünyada teknolojik ilerleme ve yenilikçi faaliyetleri tetikleyen Ar-Ge harcamalarının büyük ölçüde imalat sanayii bünyesinde gerçekleştirilmesi, Türkiye ekonomisinin en kronik yapısal sorunlarının başında gelen cari açığın yurt içinde yüksek katma değerli bir imalat sanayii yapısına kavuşulması ile çözülebilecek olması sebebiyle imalat sanayii hem sanayi üretimi içerisinde hem de toplam üretim içerisinde büyük öneme sahiptir.145

144 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, 2015a: 11-21 145 Kalkınma Bakanlığı, 2014c: 1-2

Kaldor’un birinci yasasına göre ekonominin büyümesi ile imalat sanayiinin büyüme oranı arasında pozitif ilişki bulunmaktadır. Kaldor’a göre imalat sanayiinde var olan ölçeğe göre getiri nedeniyle sermayenin ve yatırımların getirileri artmaktadır. Ayrıca, imalat sanayii ekonominin genelinde pozitif dışsallıklar sağlamakta ve ekonomik büyümeyi hızlandırmaktadır. Bu sebeple Kaldor, imalat sanayiini büyümenin motoru olarak adlandırmaktadır.146

Aynı şekilde Rodrik, hızla büyüyen ülkelerin geniş imalat sanayiine sahip ülkeler olduğunu belirtmektedir. Rodrik’e göre, gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ülkelerin taleplerine cevap verdiği ve ihraç edilebilir yeni ürünler ürettiği sürece yatırımlarını artıracak ve bu ülkeler büyüyecektir.147

Yukarıda bahsettiğimiz çalışmalarda imalat sanayiinin önemi ve büyümeye katkısı vurgulanmaktadır. Bu doğrultuda imalat sanayiinin ülkemiz ekonomisindeki yerine ve gelişimine bakmak faydalı olacaktır.

Grafik 3.1. Türkiye’de ve Bazı Ülkelerde İmalat Sanayiinin GSYH İçindeki Payı (1998-2015)

Yüzde

Kaynak: Dünya Bankası, http://databank.worldbank.org/data/, 02.08.2016; TÜİK,

http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, 22.06.2016

Not: Ülkelerin imalat sanayiinin GSYH içindeki payları Dünya Bankası veri tabanından, Türkiye’nin gayrimenkul faaliyetlerinin GSHY içindeki payı ise TÜİK verilerinden faydalanılarak hazırlanmıştır.

Grafik 3.1’de Türkiye’nin ve imalat sanayii güçlü olan bazı ülkelerin imalat sanayiinin 1998 – 2015 yılları arasında GSYH içindeki payı yer almaktadır. Grafikte

146 Cantore ve ark., 2014: 1-23; Bairam, 1991: 1277-1280 147 Rodrik, 2007: 7-28 0 5 10 15 20 25 30 35

yer alan Almanya, Çin ve Güney Kore incelendiğinde bu ülkelerde imalat sanayiinin GSYH içindeki payının Türkiye’den daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu ülkeler arasında Çin’de imalat sanayiinin ülke ekonomisi içinde çok önemli bir payının olduğu, Güney Kore’de ise imalat sanayiinin GSYH içindeki payının giderek arttığı görülmektedir. 1998-2015 yılları arasında imalat sanayiinin GSYH içindeki payı Almanya’da ortalama yüzde 22,5, Güney Kore’de ortalama yüzde 28,6 ve Çin’de ortalama yüzde 31,8 seviyesinde seyretmiştir. Diğer taraftan grafikte, Türkiye’de imalat sanayiinin GSYH içindeki payının giderek azaldığı görülmektedir. Türkiye’de 1998 yılında imalat sanayiinin GSYH içindeki payı yüzde 25,7 iken 2015 yılında bu oran yüzde 17,6 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde Türkiye’de GSYH içinde payı en fazla artan kalem ise konut sektörünü de içeren gayrimenkul faaliyetleri olmuştur. Gayrimenkul faaliyetlerinin GSYH içindeki payı 1998 yılında yüzde 5,1 iken 2015 yılında bu oran yüzde 9,7’ye yükselmiştir.

Grafik 3.2. İmalat Sanayii İhracatının ve İthalatının GSYH İçindeki Payı (1998- 2015)

Yüzde

Kaynak: TÜİK, http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, 22.06.2016

Diğer taraftan, imalat sanayiinin toplam ihracat ve ithalatını incelediğimizde 1998 – 2015 yılları arasında imalat sanayiinin hem ihracatının hem de ithalatının GSYH içindeki paylarının arttığı görülmektedir (Grafik 3.2). 1998 yılında imalat sanayii ithalatının GSYH içindeki payı yüzde 14,4 iken bu pay 2015 yılında yüzde 23,2 olmuştur. Aynı dönemde imalat sanayii ihracatının GSYH içindeki payı yüzde 8,9’dan yüzde 18,7’ye yükselmiştir.

0 5 10 15 20 25 30 İhracat/GSYH İthalat/GSYH

Grafik 3.3’te ise imalat sanayii ihracatının ve ithalatının toplam ihracat ve toplam ihracat içindeki payları gösterilmiştir. Grafikte de görüleceği üzere imalat sanayiinin hem ihracatta hem de ithalatta çok büyük bir ağırlığı bulunmaktadır. İmalat sanayii ihracatının toplam ihracat içerisindeki payı 1998 – 2015 yılları arasında yüzde 90, imalat sanayii ithalatının toplam ithalat içerisindeki payı yüzde 80 seviyelerindedir.

Grafik 3.3. İmalat Sanayii İhracatının ve İthalatının Toplam İhracat ve İthalat İçindeki Payı (1998-2015)

Yüzde

Kaynak: TÜİK, http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod=temelist, 22.06.2016

İmalat sanayiinin toplam ithalat ve ihracat içerisinde önemli bir ağırlığı olmasına rağmen sermayenin imalat sanayiine yönelmesinde aynı durumu görmek mümkün olmamaktadır. Bankalarca kullandırılan kredilerin sektörel dağılımı 2003 – 2015 yılları arasında incelendiğinde imalat sanayiinde kullanılan sermayenin giderek azaldığı görülmektedir (Grafik 3.4). 2003 yılında bankalarca kullandırılan brüt kredilerin yüzde 42,7’si imalat sanayiine yönelirken 2015 yılında bu kredilerin yüzde 20,4’ü imalat sanayiine yönelmiştir. Bu dönemde imalat sanayiinde kullanılan kredilerin miktarı yaklaşık yüzde 50 azalmıştır.

0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100

Grafik 3.4. Bankalarca Kullandırılan Kredilerin Sektörel Dağılımı (2003-2015)

Yüzde Pay

Kaynak: TCMB, http://www.tcmb.gov.tr/wps/wcm/connect/TCMB+TR/TCMB+TR/Main+Menu/ Istatistikler/Bankacilik+Verileri/Bankalarca+Kullandirilan+Kredilerin+Sektorel+Dagilimii, Türkiye Bankalar BirliğiRisk Merkezi, https://www.riskmerkezi.org/tr/istatistikler/23, 22.06.2016

Not: Yayınlanan veriler içerisinde imalat sanayii alt sektörleri olan sektörlerin toplamı imalat sanayii toplamı olarak değerlendirmeye alınmıştır.

Aynı dönemde bankalarca kullandırılan krediler içerisinde konut sektörüne yönelen kredilerdeki artış dikkat çekmektedir. Konut sektörüne yönelen kredilerin toplam krediler içerisindeki payı 2003 yılında yüzde 2,3 iken 2015 yılında yüzde 8,6 olmuştur. Konut sektörüyle yakından ilişkili olan inşaat sektörü ile emlak komisyon, kiralama ve işletmecilik faaliyetleri kapsamında kullanılan kredilerde de söz konusu dönemde artış yaşanmıştır. 2003 yılındaki yüzde 10,5 seviyesinde olan inşaat, konut ve emlak faaliyetlerinde kullanılan kredilerin toplam krediler içerisindeki payı, 2015 yılında yüzde 21,4’e yükselmiştir.

Yukarıda yer alan dört grafik birlikte değerlendirildiğinde imalat sanayiinin dış ticarette çok büyük bir payının olduğu görülmektedir. Bu doğrultuda imalat sanayii dış ticaretinin GSYH içindeki payı 1998 – 2015 yılları arasında giderek artmıştır. İmalat sanayiinin dış ticarette bu derece ağırlığı olmasına rağmen imalat sanayii üretiminin GSYH içindeki payında ve imalat sanayiine yönelen sermayede azalma yaşanmaktadır. Türkiye’nin tersine imalat sanayii güçlü olan ve ekonomilerinde imalat sanayiinin önemli bir payı olan Almanya, Çin ve Güney Kore gibi ülkelerde imalat sanayiinin GSYH içindeki payının yüksek olduğu görülmektedir.

0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 2 0 0 3 2 0 0 4 2 0 0 5 2 0 0 6 2 0 0 7 2 0 0 8 2 0 0 9 2 0 1 0 2 0 1 1 2 0 1 2 2 0 1 3 2 0 1 4 2 0 1 5 Konut İnşaat

Emlak Kom., Kirl. ve İşl. Faal. Toplam İnşaat-Konut-Emlak Faal. İmalat

Grafik 3.1 ve 3.4 incelendiğinde Türkiye imalat sanayiinde yaşanan olumsuz durumun daha çok konut sektörü ve inşaat sektörü kaynaklı olduğu söylenebilir. Sürdürülebilir bir büyümenin sağlanması için sermayenin ve yatırımın bu sektörler yerine büyümenin motoru olan imalat sanayiine yönelmesi daha faydalı olacaktır.

3.2. İmalat Sanayiinin Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Kapsamında