• Sonuç bulunamadı

Konya yerel basının yapısal ve içerik analizi ile bir yerel basın model önerisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Konya yerel basının yapısal ve içerik analizi ile bir yerel basın model önerisi"

Copied!
141
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T. C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANA BİLİM DALI

GAZETECİLİK BİLİM DALI

KONYA YEREL BASINININ YAPISAL VE İÇERİK

ANALİZİ İLE BİR YEREL BASIN MODEL ÖNERİSİ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

DANIŞMAN

PROF. DR. HALİL İBRAHİM GÜRCAN

HAZIRLAYAN OĞUZ AKÇAKOCA

(2)

ÖZET

KONYA YEREL BASINININ YAPISAL VE İÇERİK ANALİZİ İLE BİR YEREL BASIN MODEL ÖNERİSİ

Günümüzde yerel basın, tüm basın organları içerisinde ayrı ve özel bir yere sahiptir. Sadece okuyucusu için değil, yayınlandığı bölgedeki resmi ve kurum ile kuruluşların da yakından takip ettiği, dikkate aldığı yerel basının, ulusal hata uluslar arası ölçekte yayın yapan basın organlarıyla benzer sorunları olduğu gibi, yerel olmasından ve içinde bulunduğu coğrafyadan da kaynaklanan sorunları bulunmaktadır.

Yerel basın, teknolojiyi en son takip eden, yetişmiş ve işin uzmanı elamana en az sahip olan basın organıdır. Yerel basın en kısa süre içinde teknoloji başta olmak üzere, yetişmiş ama işinin uzmanı olan elemanları istihdam etmek zorundadır. Yerel basın, her geçen gün yerellikten uzaklaşmaktadır. Aksine yerel basın çok daha yerel olmak zorundadır.

Gazetelerin dikkat çekiciliğini artıran sayfa düzeni ve baskı kalitesi, yerel basında oldukça düşüktür. Yerel basının bu konuda ciddi yatırımlar yapması gerekmektedir. Yerel basın sahipleri, kurumlarını serbest piyasa koşullarında rekabet edilebilir ve bu rekabeti sürdürebilir bir yapıya kavuşturmaları gerekmektedir.

(3)

ABSTRACT

THE STRUCTURAL AND CONTENT ANALYSIS OF KONYA LOCAL PRESS AND A PROPOSAL OF LOCAL PRESS MODEL

Nowadays, the local press has a different and special place among the media. The local press is followed closely by not only their readers, but also official establisments and instutions where they published. Beside the having similar problems with the national and international press, the local press also has some problems which caused by being local and geographic.

The local press is the medium which follows the technology latest, and has well educated and experienced staff at least. The local press has to employe well educated and experienced staff especially in technical departments. The local press getting be go away from locality. But local press has to be more local then nowadays.

The page design/setting and qualitiy of printing which make newspapers more atractive, are so low in the local press. The local newspapers must invest in this fields. The owners of the local newspapers must re-format their newspapers to compete and continue the competion in the free market conditions.

(4)

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... i

ABSTRACT ... ii

İÇİNDEKİLER... iii

TABLOLAR LİSTESİ ... vii

GİRİŞ ... 1 1.PROBLEM ... 2 2. AMAÇ... 3 3. ÖNEM ... .3 4. VARSAYIMLAR ... 4 5. YÖNTEM ... 4 5.1. Evren ve Örneklem... 4 5.2. Araştırma Teknikleri... 4

5.3. Verilerin Toplanması ve Yorumlanması... 5

BÖLÜM I YEREL BASIN 1. Yerel Basın Nedir? ... 6

1.1. Yerel Nedir?... 6

1.2. Basın Nedir? ... 6

1.3. Yerel Basın Nedir?... 7

2. YEREL BASININ KISA TARİHÇESİ... 10

2.1. Türkiye’de Yerel Basın Tarihçesi... 10

2.2. Konya’da Yerel Basın Tarihçesi... 16

3. YEREL BASININ İŞLEVLERİ ... 19

4. YEREL BASININ KURUMSAL VE YAPISAL ÖZELLİKLERİ ... 26

4.1. Yönetim Ve Organizasyon Yapısı ... 29

4.2. Finansman Yapısı... 32

4.3. Personel Yapısı ... 34

4.3.1. İçerik Personeli ... 35

4.3.2. Teknik Personeli ... 39

5. YEREL BASININ ÜRÜNE YÖNELİK ÖZELLİKLERİ... 42

5.1. İçerik Özellikleri ... 43

5.1.1. Yerel Basında İşlenen Konular... 46

5.1.2. Görsel Öğeler... 49

5.1.3. Sayfa Tasarımı... 50

5.2. Teknik Özellikler ... 52

5.2.1. Haber Toplama ve Yazma... 52

5.2.2. Dizgi ... 56

5.2.3. Baskı ... 57

6. YEREL BASININ SORUNLARI... 58

BÖLÜM II KONYA YEREL BASINI 1. KONYA YEREL BASINI... 69

(5)

2.1. Yeni Meram ... 70

2.1.1. Yönetim Ve Organizasyon Yapısı... 73

2.1.2. Finansman Yapısı... 74

2.1.3. Personel Yapısı... 75

2.1.3.1. İçerik Personeli ... 75

2.1.3.2. Teknik Personeli... 76

2.1.4. Ürüne Yönelik Özellikleri ... 76

2.1.4.1. İçerik Özellikleri ... 76

2.1.4.2. Yeni Meram Gazetesi’nde İşlenen Konular... 78

2.1.4.3. Görsel Öğeler ... 78

2.1.4.4. Sayfa Tasarımı ... 78

2.1.5. Yeni Meram Gazetesi’nin Teknik Özellikleri... 79

2.1.5.1. Haber Toplama ve Yazma ... 79

2.1.5.2. Dizgi ... 80

2.1.5.3. Baskı ... 80

2.2. Merhaba ... 81

2.2.1. Yönetim Ve Organizasyon Yapısı ... 81

2.2.2. Finansman Yapısı ... 82

2.2.3. Personel Yapısı ... 82

2.2.3.1. İçerik Personeli... 82

2.2.3.2. Teknik Personeli... 83

2.2.4. Merhaba Gazetesi’nin Ürüne Yönelik Özellikleri ... 83

2.2.4.1. İçerik Özellikleri... 83

2.2.4.2. Merhaba Gazetesi’nde İşlenen Konular... 83

2.2.4.3. Görsel Öğeler ... 84

2.2.4.4. Sayfa Tasarımı... 84

2.2.5. Teknik Özellikler... 84

2.2.5.1. Haber Toplama ve Yazma ... 84

2.2.5.2. Dizgi ... 85

2.2.5.3. Baskı ... 85

2.3. Hakimiyet... 85

2.3.1. Yönetim Ve Organizasyon Yapısı... 85

2.3.2. Finansman Yapısı... 86

2.3.3. Personel Yapısı... 86

2.3.3.1. İçerik Personeli... 86

2.3.3.2. Teknik Personeli... 87

2.3.4. Hakimiyet Gazetesi’nin Ürüne Yönelik Özellikleri... 87

2.3.4.1. Hakimiyet Gazetesi’nin İçerik Özellikleri... 87

2.3.4.2. Hakimiyet Gazetesi’nde İşlenen Konular ... 87

2.3.4.3. Görsel Öğeler ... 88

2.3.4.4. Sayfa Tasarımı... 88

2.3.5. Teknik Özellikler... 88

2.3.5.1. Haber Toplama ve Yazma ... 88

2.3.5.2. Dizgi ... 89

2.3.5.3. Baskı ... 89

2.4. Konya Postası... 89

2.4.1. Yönetim Ve Organizasyon Yapısı... 89

2.4.2. Finansman Yapısı... 90

(6)

2.4.3.1. İçerik Personeli... 90

2.4.3.2. Teknik Personeli... 91

2.4.4. Ürüne Yönelik Özellikleri ... 91

2.4.4.1. İçerik Özellikleri... 91

2.4.4.2. Yerel Basında İşlenen Konular ... 91

2.4.4.3. Görsel Öğeler ... 92

2.4.4.4. Sayfa Tasarımı... 92

2.4.5. Teknik Özellikler... 92

2.4.5.1. Haber Toplama ve Yazma ... 92

2.4.5.2. Dizgi ... 93

2.4.5.3. Baskı ... 93

2.5. Yeni Konya ... 93

2.5.1. Yönetim Ve Organizasyon Yapısı... 94

2.5.2. Finansman Yapısı... 95

2.5.3. Personel Yapısı... 95

2.5.3.1. İçerik Personeli... 95

2.5.3.2. Teknik Personeli... 95

2.5.4. Yeni Konya Gazetesi’nin Ürüne Yönelik Özellikleri ... 96

2.5.4.1. İçerik Özellikleri... 96

2.5.4.2. Yeni Konya Gazetesi’nde Yerel Basında İşlenen Konular 96 2.5.4.3. Görsel Öğeler ... 97

2.5.4.4. Sayfa Tasarımı... 97

2.5.5. Teknik Özellikler... 97

2.5.5.1. Haber Toplama ve Yazma ... 97

2.5.5.2. Dizgi ... 98

2.5.5.3. Baskı ... 98

2.6. Memleket ... 98

2.6.1. Yönetim Ve Organizasyon Yapısı... 98

2.6.2. Finansman Yapısı... 98

2.6.3. Personel Yapısı... 99

2.6.3.1. İçerik Personeli... 99

2.6.3.2. Teknik Personeli... 99

2.6.4. Ürüne Yönelik Özellikleri ... 99

2.6.4.1. İçerik Özellikleri... 100

2.6.4.2. Memleket Gazetesi’nde İşlenen Konular... 100

2.6.4.3. Görsel Öğeler ... 101

2.6.4.4 Sayfa Tasarımı ... 101

2.6.5. Teknik Özellikler... 101

2.6.5.1. Haber Toplama ve Yazma ... 101

2.6.5.2. Dizgi ... 102

2.6.5.3. Baskı ... 102

2.7. Manşet... 102

2.7.1. Yönetim Ve Organizasyon Yapısı... 102

2.7.2. Finansman Yapısı... 103

2.7.3. Personel Yapısı... 103

2.7.3.1. İçerik Personeli... 103

2.7.3.2. Teknik Personeli... 103

2.7.4. Ürüne Yönelik Özellikleri ... 103

(7)

2.7.4.2. İşlenen Konular ... 104

2.7.4.3. Görsel Öğeler ... 104

2.7.4.4. Sayfa Tasarımı... 104

2.7.5. Teknik Özellikler... 105

2.7.5.1. Haber Toplama ve Yazma ... 105

2.7.5.2. Dizgi ... 105

2.7.5.3. Baskı ... 105

3. İÇERİK ÇÖZÜMLEMESİ ... 105

BÖLÜM III BİR MODEL ÖNERİSİ 1. Yönetim Ve Organizasyon Yapısı ... 111

2. Finansman Yapısı... 113 3. Personel Yapısı ... 115 3.1. İçerik Personeli... 115 3.2. Teknik Personeli... 119 4. İçerik Özellikleri ... 120 5. Görsel Öğeler... 121 6. Sayfa Tasarımı ... 122 7. Teknik Özellikler ... 122

8. Haber Toplama ve Yazma... 122

9. Dizgi... 123

10. Baskı... 124

SONUÇ ... 125

(8)

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Gazetelerin Toplam Sayfa Sayıları ve Kapladıkları Alan ... 106 Tablo 2. Gazetelerin Birinci Sayfa ve Toplam Haber ve Fotoğraf Sayıları .... 107 Tablo 3. Gazetelerin Konularına Göre Haber Dağılımları ... 108 Tablo 4. Gazetelerin Günlere Göre Köşe Yazısı Dağılımı... 110

(9)

GİRİŞ

Demokrasinin olmazsa olmazları arasında yer alan basın, içerisinde haber ve yorumun yer aldığı ve paralı olarak satıldığı günden bu yana hep üzerinde durulan ve tartışılan konu olmuştur. Basının geçirdiği tarihsel süreç içerisinde karşılaştığı sorunların bölgesel ve coğrafi özellikler ayırt edilmeksizin birbiriyle benzer olduğu görülmektedir. Bunun en büyük nedeni ise basının dünyanın her yerinde ortak amaçlara hizmet etmesi ve aynı kaynaklardan yararlanmasıdır.

Basın kendi içerisinde ise çeşitli kategorilere ayrılmış ve kategoriler, basının faaliyet gösterdiği alanı açıklar nitelikte olmuştur. Günümüzde basın yerel, bölgesel, yaygın∗ (ulusal) ve uluslararası olarak dört başlık altında sınıflandırılmaktadır. Türkiye’de yerel, bölgesel ve yaygın basından söz etmek olanaklı iken, uluslararası bir basından söz etmek şu aşamada olası değildir.

“Konya Yerel Basınının Yapısal Ve İçerik Analizi İle Bir Yerel Basın Model Önerisi” konulu tezde, basının en lokal ve küçük organları olarak kabul edilen yerel basın üzerinde durulmuştur. Yerel basının daha iyi anlaşılabilmesi açısından ilk olarak yerel basın, yerel ve basın kavramları açıklanmaya çalışılacak ardından yerel basının tarihçesi, yerel basının işlevleri konularına değinilmiştir.

Yerel basının çalışma anlayışı ve kurumsal yapısı basının ürün içeriğinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu nedenle Konya’da bulunan yerel basının kurumsal yapıları hakkında bilgi verilecek ve ardından ürünün içeriğinin belirlenmesinde hangi kriterlerin rol aldığı, basın gündemiyle gerçek gündemin ne kadar örtüştüğüne değinilmiştir. Basın organlarında ürünün içeriğinde yer alan haberlerin toplanmasından dizgi, baskı ve dağıtım aşamasına kadar geçen süreç anlatılmaya çalışılmıştır.

Ülke genelinde dağıtımı yapılan ulusal haberlerin yanında uluslararası ve yerel haberlerin de yer aldığı basılı periyodik

(10)

1. PROBLEM

Basının günümüz toplumsal yapı ve yaşamı içinde bireyler için taşıdığı önem yadsınmaz boyuta ulaşmıştır. Basının bu denli önemli hale gelmesi, kuşkusuz sahip olduğu güç ve bu gücün kaynağı olan işlevlerinden kaynaklanmaktadır. Basın günümüzde yegane haber ve bilgi kaynaklarından biri haline gelmiştir. Çünkü basın, haber ve bilgi vererek eğitme, eğlendirme, mal ve hizmetlerin tanıtımını yapma, kamuoyu oluşturma gibi birçok toplumsal işlevi yerine getirmektedir.

Basın, sadece toplum açısından önemli ve güçlü görülmemektedir. Sistem yaklaşımı içinde toplumsal yapı ve yaşam içinde yer alan tüm kurumlar için de aynı önem ve güce sahip görülmektedir. Bunda kuşkusuz basının yerine getirmiş olduğu işlevler nedeni ile toplumsal bir kurum haline gelmesinin de önemli bir katkısı bulunmaktadır.

Basın diğer habercilik yapan kitle iletişim araçları içinde en eskisi ve kurumsallaşmasını en önce tamamlamış olanıdır. Böylesine güçlü ve önemli bir kurumun çok geniş bir kapsama alanı olması da doğaldır. Bu durum basının sınıflanmasında da kullanılmaktadır. Günümüzde basın, işlediği konulara göre sınıflandırılmaktadır. Ancak bu sınıflamadan daha yaygın ve işlevsel olan sınıflama, basının kapsama alanına göre yapılan sınıflamadır. Buna göre basın uluslar arası, ulusal / yaygın, bölgesel ve yerel olarak sınıflandırılmaktadır1.

Bu sınıflama içinde her bir alt sınıf kuşkusuz kendi bağlamı açısından önem taşımakta veya önemli görülmektedir. Ancak doğuşundan itibaren izlediği gelişim süreci ve diğer toplumsal kurumlar ile ilişki göz önüne alındığında yerel basın, diğer basın türlerinden daha farklı bir görünüm arz etmektedir.

Evrensel nitelikteki bu yargıları Türkiye için de geçerlidir. Türkiye örneğinde yerel basının aynı veya paralel bir gelişim çizgisi izlediğini söylemek güçtür. Günümüz Türkiye”sinde başta İzmir, Adana, Bursa, Eskişehir ve Konya olmak üzere yerel basın çok daha gelişmiş bir yapıdadır. Çünkü bu illerdeki yerel basının kökenleri çok daha eskilere dayanmakta ve bu nedenle de kurumsallaşmasını tamamlamış durumdadır.

Basın ve yerel basın kavramları sadece bir ürünü nitelememektedir. Bu kavramlar bir bütünü ifade etmektedir. Bu nedenledir ki yerel basın denildiğinde emek yoğun bir ürün olarak gazete, gazetenin yönetimi ve organizasyonu, finans yapısı, gelir kaynakları, çalışanları, konu ve içerikleri ile sorunları ve olası çözüm yöntemlerini de anlamak

(11)

gereklidir. Gerçekten de yerel basın denilen olguyu oluşturan ve bu denli güçlü ve etkin olmasını sağlayan etmenler bunlardır. Söz konusu edilen etmenler yerel basını başarılı kılabileceği gibi, başarısızlığında da etkin rol oynayabilir.

Tüm bu sıralananlar doğrultusunda Konya yerel basınının günümüzde Yönetim ve Organizasyon Yapısı, Finansman Yapısı, Personel Yapısı, Konuları, Görsel Öğe Kullanımı, Sayfa Tasarımı, Baskı, Dizgi gibi Teknik olanakları bakımından hangi noktada olduğu, Sorunları ve nasıl olması gerektiği? konuları bu çalışmanın sorunu olarak görülmüştür.

2. AMAÇ

Bu çalışma ile toplumsal yapı ve yaşam içinde yaşamsal öneme sahip olan yerel basın ve Türk yerel basını içinde önemli bir yere sahip olan Konya yerel basını ile ilgili şu soruların yanıtlanmasına çalışılmıştır:

1. Konya yerel basını içinde yer alan gazetelerin Yönetim Ve Organizasyon Yapısı, Finansman Yapısı, Personel Yapısı (İçerik Personeli ve Teknik Personeli olarak) nedir?

2. Konya yerel basını içinde yer alan gazetelerde işlenen konular, sunulan görsel öğeler nelerdir? Nasıl bir sayfa tasarımı yapmaktadırlar? Haber toplama ve yazmada, dizgi ve baskıda kullandıkları teknik özellik ve olanakları nelerdir?

3. Konya yerel basını içinde yer alan gazetelerin sorunları ve olası çözüm önerileri nelerdir?

4. Konya yerel basını nasıl olmalıdır?

3. ÖNEM

Bu çalışma;

1. Konya yerel basınının Türk yerel basını açısından ayrıcalıklı bir yer ve öneme sahip olması ve Amaç bölümünde belirtilen soruların yanıtını içeren bir çalışmanın daha önce yapılmaması nedeni ile,

2. Var olan literatüre ve bundan sonraki çalışmalara katkı sağlaması nedeni ile, 3. Türkiye çapında benzer çalışmaların yapılarak, sağlıklı bir yerel basın envanterine ulaşılabilecek olması nedeni ile,

(12)

4. Konya yerel basınının gerçek anlamda sorunlarının saptanarak çözüm önerilerinin geliştirilebilecek olması nedeni ile,

5. Sadece var olan durumun saptamasının yapılmasının ötesinde, bir model önerisi getirilecek olması nedeni ile önemli görülmektedir.

4. VARSAYIMLAR

Bu çalışma boyunca aşağıdaki konular varsayım olarak kabul edilmiştir:

1. Konya yerel basınında normatif anlamda Yönetim Ve Organizasyon Yapısı, Finansman Yapısı, Personel Yapısından söz etmek olanaklı değildir. Konya yerel basını bu bağlamda işlevsellikten çok ekonomik olmayı göz etmektedir.

2. Konya yerel basını haber konusu sıkıntısı ve kısır döngüsü içindedir. Var olan ve zenginleştirilebilecek haber konu ve kaynaklarını kullanmamaktadır.

3. Konya yerel basını ekonomik ve teknolojik olanaksızlık içinde olduğunu ifade etmesine karşın, sahip olduğu teknolojik ve ekonomik olanakları etkili ve verimli bir biçimde kullanmamaktadır.

5. YÖNTEM

5.1. Evren ve Örneklem

Çalışmanın evreni yerel basın ve Konya yerel basınıdır. Çalışma evrenin çok geniş değildir. Yeni Meram, Merhaba, Konya Postası, Yeni Konya, Anadolu Manşet, Memleket ve Hakimiyet gazeteleri Konya’da yayınlanmakta olan yerel gazetelerdir. Araştırmacı tüm evrene ulaşma ve üzerinde araştırma yapma olanağına sahiptir. Bu nedenle örneklem alınmamış, tüm evren çalışma evreni olarak belirlenmiştir.

5.2. Araştırma Teknikleri

Çalışmada, kuramsal bölümün oluşturulması için Literatür Tarama tekniği kullanılmıştır. Kuramsal bölümden elde edilen bilgilerin uygulamada sınanması için başta Derinlemesine Mülakat olmak üzere Katılımcı Gözlem ve klasik anlamda İçerik Analizi, yani konulaştırma ve sayısallaştırma gibi veri toplama teknikleri kullanılmıştır.

(13)

5.3. Verilerin Toplanması ve Yorumlanması

Yukarıda değinilen araştırma teknikleri ile toplanan veriler araştırmacı tarafından değerlendirilerek manyetik ortama aktarılmış, kıyaslamalara olanak tanıyacak tablolar ve grafiklerin de kullanımı ile raporlaştırılmıştır.

(14)

BÖLÜM I YEREL BASIN

1. YEREL BASIN NEDİR?

Bu başlık altında, yerel basının net bir biçimde ortaya konabilmesi için, Yerel, Basın, Yerel Basın kavramları açıklanmaya çalışılacak ve yerel basının tarihçesi hakkında bilgi verilmiştir.

1.1. Yerel Nedir?

Yerel kavramı İngilizce’de ‘localle’ kelimesinin Türkçe’deki karşılığıdır. Türk Dil Kurumu, yerel kelimesini ‘bir yerle ilgili olan’2 şeklinde tanımlarken, İngilizce sözlüklerde ‘belirli bir yeri tanımlamada kullanılır’3 şeklinde açıklanmaktadır.

İngilizce’ye Latince “locus” kelimesinden geçen kavram, Fransızca’da ‘local’ olarak kullanılmaktadır. Aynı kelime Türkiye ve Türkçe’ye ‘lokal’ olarak girmiş ve kullanılmıştır. Türkçe’ye sahip çıkma kaygısı ve çabası ile lokal kavramı yerine günümüzde “Yerel” kavramı kullanılmaya başlamış ve yaygınlık kazanmıştır. Aynı kavram Türkçe’de belirli ve sınırları olan bölgeleri tanımlamak için de kullanılmaktadır.

Yukarıda kavramla ilgili olan açıklamalar göz önüne alındığında, yerel kelimesinin bir coğrafi bölgede, sınırları bilinen bir alanı tanımlamak için kullanıldığı görülmektedir.

1.2. Basın Nedir?

Basın kavramı, geleneksel bir yaklaşımla kısaca, “matbaa aracılığıyla basılmış ve içerisinde halkın genelini ilgilendiren bilgilerin yer aldığı ürün” şeklinde tanımlanabilir. ‘Basın’ kavramının matbaa ve matbaanın işleyiş şeklinden kaynaklandığı düşüncesi dikkate değerdir. Bilindiği üzere matbaa veya baskı makinesi basım işi yapmaktadır. Matbaa veya baskı makinesinde genellikle “Gazete” adı verilen ürün basılmaktadır. Bu ürünü üretme ile sorumlu kuruma da “Basın” denmesi mantıklı gelmektedir.

2 http://www.tdk.gov.tr/adsozlugu/ayrinti.asp?id=10635

(15)

Erkan Yüksel ve Halil İbrahim Gürcan, “Habercinin El Rehberi” isimli kitabında basını, “Gazete ve Dergi olarak süreli (periyodik) yayımlanan basılı yayınların bütünüdür”4 şeklinde tanımlamaktadır.

Kavramın bilinen anlamında kullanılış tarihine bakıldığında sesli ve görüntülü olan iletişim araçlarının icadına kadar ‘medya’ kavramına karşılık kullanılmış, bu tarihten sonra ise kitle iletişim araçlarının çeşitlenmesiyle sadece yazılı olanları kapsar hale gelmiştir.

1.3. Yerel Basın Nedir?

Yukarıda açıklanmaya çalışılan iki kavramın birleşmesiyle oluşan ‘yerel basın’ kavramını Yüksel ve Gürcan, “Ülke geneli yerine daha dar dağıtımla bir ya da birkaç il/ilçedeki okura ulaşan, belirli il ya da bölgeye ilişkin haberlerin yoğunlukta bulunduğu basılı periyodik yayınların bütünü” şeklinde açıklamıştır.5

Tanımdan da anlaşılacağı üzere yerel basın çok geniş bir coğrafi alanda faaliyet göstermemektedir. Ürününün konu ve içerik gibi hammaddesi, genelde dağıtımının yapıldığı bölgeden alınmaktadır. Ürünün hammaddesinin çok az bir bölümünü ise dışardan alınmaktadır. Örnekle açıklamak gerekirse Konya’daki bir yerel gazete, olağanüstü durumlar haricinde Kars’ta meydana gelen trafik kazasıyla ilgilenmez ve sütunlarında yer vermez. Okuyucunun da böyle bir habere ilgi duyması da beklenemez. Öte yandan yerel basının iç sayfalarında hükümet ve muhalefetin çalışmaları, ekonomi, felaket vb. ülkenin tamamını ilgilendiren konuları işlediği görülmektedir.

Erol Mutlu, yerel basını tarif ederken farklı bir yöne işaret etmektedir: “…yereli de tarif ederken, neyi kastettiğimizi belirterek tarif etmemiz lazım. Şu aklıma geliyor, sadece bu mekanda ya da diyelim ki Trabzon’un bilmem ne mahallesinde ya da Trabzon’un kendisinde ya da Samsun’da, o Samsun da sınırları çizilmiş bir şey değil, bu aynı zamanda yerel dediğimiz şey kültürle de ilgili. Sadece coğrafi bir sınırı ifade etmiyor bu kavram. Dolayısıyla eğer böyle bir kültürellik söz konusu ise o zaman merkezle olan münasebet daha da önem kazanıyor. Çünkü, merkez size, merkezi kültürü sürekli dayatmaya devam ediyor. O zaman yerel kültürü nasıl geliştireceksiniz? Yerel kültürü nasıl

4 Erkan Yüksel ve Halil İbrahim Gürcan, Habercinin El Rehberi, Soru ve Örneklerle Haber Toplama ve Yazma

Kural ve Teknikleri, Anadolu Üniversitesi Yayınları No:1263, Eskişehir 2001, s.5.

(16)

ayıklayacaksınız?”6. Mutlu’nun kültür üzerine vurgusu dikkate alındığında da yerellik, yani bir alan ile sınırlı kalmak, buranın kaynaklarını, burası için kullanmak gibi özellikler kendiliğinden belirecektir.

Türkiye’de basın, halkı aydınlatmak, kamuoyunu∗ uyarmak amacıyla değil, daha çok Osmanlı Devleti’nin duyurularının halka aktarılması amacıyla kurulmuştur.

Yerel basın her il merkezinde bulunurken, bu illerin hemen hemen tüm ilçelerinde en az bir tane bulunmaktadır. Bu durum da yerel basının, yaygın basına (Ulusal) göre sayı olarak çok daha fazla olmasına yol açmaktadır.

Türkiye’de yerel basını, ulusal veya yaygın nitelemesi ile anılan İstanbul kaynaklı basının dışında tutarak tanımlamak hiç de yanlış değildir. Böyle bir tanımlama içinde, Anadolu’da bulunan yerel basının tiraj tahmini zordur. Çünkü yerel basın çok sayıda kuruluştan oluşmuştur. Yerel basının gerek gazetecilik kuruluşları, gerekse söylemi itibariyle İstanbul basınına alternatif oluşturup oluşturmadığı ise, tartışılması gereken önemli bir noktadır7.

Selma Ulus, yerel basının kimileri tarafından “taşra basını” olarak adlandırıldığını belirterek, Türk basınının kuruluş döneminde haklı olarak kullanılan bu kavramın günümüzde pek de doğru bir kavram olmadığını kaydetmektedir. Ulus, “…önemli olan gazetelerin basıldığı yer değil, yüklendikleri görevdir. Her türlü tasnifin “fonksiyonel bakımdan” yapılması yerinde olur”8 demektedir.

Yusuf Turan ise, “yerel basın” kavramının yerine “Anadolu basını” nitelemesini öne çıkarmaktadır. Turan, bunun nedenini, “Yerel basın yerine bizim bilerek Anadolu basını dememizin temel felsefesi Anadolu sözcüğünde somutlaşan birleştiricilik, bütünleştiricilik, bir başka deyişle ulusal birlik, ulusal bütünlük idealidir. Anadolu basını milli mücadelede Edirne’den Kars’a, İzmir’den Van’a, Samsun’dan Sivas’a, Erzurum’dan Kastamonu’ya, Antalya’dan Adana’ya yurdumuzun dört bir yanında yeniden diriliş ve ulusal kurtuluş için

6 http://www.byegm.gov.tr/seminerler/kt11.htm.

Kamuoyu, genellikle cemiyeti ilgilendiren ve müteessir eden meselelerde fertlerin sahip oldukları görüş ve kanaatlerin

genel görünüşünü ihtiva eder. Enderhan Karakoç, “Basının Kamuoyu Oluşturma Fonksiyonu (Örnek Olay: Susurluk)”

Selçuk İletişim, Cilt: 2, Sayı 2, Ocak 2002, s. 157.

7 Oya Tokgöz, “Türkiye’de Yerel Medyanın Yapısı ve Örgütlenişi”, İletişim, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi 2001/9

Ankara, s. 6.

(17)

kamu vicdanında bir uzlaşmayı, milli dayanışmayı sağlama erdemini gösterebilmiş bir basındır”9 şeklinde açıklamaktadır.

Yerel basını inceleyen Edibe Sözen, yerel basının yerelin sorunlarını yansıtıp yansıtmadığı tartışması ile, yerel basının “yerelliğini” irdelemiştir: “Genel yapıya baktığınızda, tek bir yerel haber yok benim gördüğüm kadarıyla. Şimdi çok rahat söyleyebiliriz, yerel medya yerel değil. Bunun iki sebebi var. Ulusal medya ne kadar ulusal? Ulusal medya da, zaten ulusal değil, o da ayrı bir konu. Ulusal, ulusal olmayınca, yerel medyanın da, yerel olmaması çok olağandışı bir hal değil. Ama, bunun iki sebebini tartışabiliriz. Birincisi, yerel olmak horlanmıştır Türk düşünce tarihinde, özellikle modernleşme tarihimizde. O yüzden, yerel unsurlar çok fazla ön plana çıkartılmak istenmemiştir yazılı kültür aracılığıyla. İkincisi, bu meslek, Türkiye’de maalesef yanlış yorumlanmakta, yanlış algılanmaktadır. Yerel medya demek, yerel unsurları ve yerel sorunları ortaya çıkartmak ve bu sorunlara ilişkin halkı bilgilendirmektir. Yani, bir kamuoyu oluşturmak ya da bilinçlendirmek...”10.

Yerel basın, ulusal gündemi takip ederken öncelikli ve ağırlıklı olarak yerel konulara yer vererek halkın ilgisini çekmek ve bilinçlendirmek durumundadır. Yerel basının ulusal basından en temel farkı, belirli bir “yerel” coğrafyada yaşayan insanlara yönelik olarak görsel ve yazılı anlamda o tanımlanmış mekana ilişkin enformasyon gereksinimini temin eden bir iletişim aracı ve ortamı olması gelmektedir. ABD ve Avrupa’daki basın, yerelden ulusala dönüşürken; Türkiye’deki yazılı basının gelişimi ise tam tersi bir şekilde cereyan etmiştir. Üstelik günümüzde “yerel(lik)” olgusu belirli bir coğrafyayla da sınırlı değildir. Doğduğunuz ya da büyüdüğünüz yerden uzakta yaşıyor olsanız bile yeni iletişim teknolojileri sayesinde o tanımlanmış mekana ilişkin haberler elde edebilirsiniz. Artık önemli olan bireyin kendini herhangi bir “yerel” aidiyet bağı ile tanımlayıp, tanımlamadığıdır. Bu bağlamda yerel medyayı şu şekilde yeniden tanımlanabilir: “Bulunduğu, seslendiği bölgeyi ve o bölgenin halkını yerel toplumsal, siyasal ve kültürel oluşumlar ile ilgili olarak bilinçlendirme işlevini yürüten, bunlara koşut olarak ulusal medyaya rakip değil alternatif bir seçenek olan bir iletişim ortamı”.11

9 Yusuf Turan, “Demokratikleşmede Yerel Basının İşlevi”, Yerel Basın Kurultayı Paneller, Çukurova Gazeteciler

Cemiyeti Yayınları No: 4, Adana 1992, s. 92.

10 Edibe Sözen, “Yerel Medya Ne kadar Yerel”, X. Yerel Medya Eğitim Semineri, Kayseri (20 - 21 Şubat 2004),

http://www.byegm.gov.tr/seminerler/kayseri-x/kayseri_15.htm

(18)

Anadolu basınında “yerel gazeteci”, “yerel gazete”nin neden ve niçin kimlik değiştirdiği üzerinde durmak gerçekten önemli ve anlamlıdır. Yerel gazeteci, 1970’li yıllardan sonra İstanbul kaynaklı gazetelerin, TRT’nin, Anadolu Ajansı’nın ve haber ajanslarının∗ muhabiri olmaya yönelmiştir. 1990’lı yıllardan sonra yerel gazetecinin bu konumuna İstanbul kaynaklı televizyon kanallarının muhabiri olma da eklenmiştir. Bütün bu olup bitenler içinde, hem Anadolu basınının kendisinin hem de yerel muhabirlerin bir kıskaca girdiğini söylemek gerekir12.

2. YEREL BASININ KISA TARİHÇESİ

Bu başlık altında Türkiye’de ve Konya’da yerel basının kısa tarihçesine değinilmiştir. Böylece tarihsel gelişim süreci içinde Türkiye ve Konya’da yerel basının ortaya çıkmasını sağlayan dinamikler ile bugün yerine getirdiği işlevler ve sahip olduğu yapının gerekçeleri açıklanmaya çalışılmıştır.

2.1. Türkiye’de Yerel Basın Tarihçesi

Türkiye’de bulunan 81 il ve bağlı ilçelerinin tamamına yakınında yerel gazete bulunmaktadır. Yerel gazetelerin tarihine kısaca göz atılırsa, yerel gazetelerin kökeninin Osmanlı İmparatorluğu dönemine kadar gittiği görülmektedir.

Konrad Adenauer Vakfı’nın Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile birlikte 1999 yılında gerçekleştirmiş olduğu 2. Yerel Gazetecilik Semineri’nde sunduğu bildiride Mehmet Faraç, Osmanlı döneminde eyalet sisteminden vilayet sitemine geçilmesiyle birlikte yayımlanmaya başlayan ‘vilayet’ gazetelerinin, günümüz yerel basının ataları olduğunu söylemektedir. Faraç, “1894’te bir nizamnameyle vilayetler oluşturulurken kentlerde birer matbaa da kurulmuştur. Genellikle devletin kırtasiye gereksinimlerinin karşılandığı bu matbaalarda, daha sonra resmi nitelikli vilayet gazeteleri çıkarılmaya başlanmıştır. Bunun ilk örneği Tuna vilayetinde 1865’te Türkçe-Bulgarca olarak yayımlanmaya başlayan “Tuna gazetesi”dir. Uygulama giderek yayılmış ve 1897’den itibaren İstanbul dışındaki Osmanlı vilayetlerinde 29 gazete yayımlanmaya başlanmıştır. Bunlardan 22’si vilayet gazetesidir.

Haber Ajansı genel tanımıyla, haber alma, haber toplama ve haber yayma kuruluşudur. Atilla Girgin, “Haber Ajansı”,

Selçuk İletişim, Cilt:2, Sayı 2, Ocak 2002, s. 109.

(19)

Beyrut’tan Girit’e kadar genellikle bulundukları vilayetlerin adlarını taşıyan bu gazetelerin çoğu Türkçe-Arapça ya da Türkçe-Rumca olarak yayımlanmıştır”13 demektedir.

Osmanlı döneminde çıkarılan vilayet gazeteleri genellikle haftalık olarak yayınlanmış ve tirajları∗ ortalama 500 civarında olmuştur. Osmanlı döneminde yerel basının Anadolu’da yaygınlaştırılması amacıyla İstanbul’da çıkan bazı gazetelerin kapatıldığı görülmektedir. Bu gazetelerden bazıları halen günümüze kadar ulaşmıştır.14

Mutlu, “Türkiye’de yerel medya, cumhuriyet döneminde, en azından kültürel olarak önemli işler yaptı. Yani Kurtuluş Savaşı sırasında katkıları elbette ki unutulmaz. En azından sembolik olarak çok önem taşıyan şeylerdi. Yaygınlık açısından değil ama bir milletin oluşturulmasında, gerçek anlamda bir milli şuurun oluşturulmasında tabii ki ulusal medyanın da yerel medyanın da çok önemli rolü var”15 diyerek tarihsel gelişimi içinde Türkiye’de yerel basının yerine getirdiği işleve dikkat çekmektedir. Bu da göstermektedir ki Türkiye’de yerel basının kurumsallaşmasında yerine getirdiği ulusal bilinç oluşturma ve oluşturmaya katkıda bulunma işlevi önemli rol oynamıştır.∗

Faraç, Kurtuluş Savaşı yıllarında yerel basının Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından “Fazilet Adaları” olarak adlandırıldığını söylemektedir. Yerel basın, vatanın kurtarılmasında ve halkın bütünleşmesinde etkin bir rol üstlenmiş ve kurtuluş mücadelesi kararının verilmesinde adeta kanaat önderi rolü oynamıştır. “Sivas’ta yayınlanan “İrade-i Milliye”nin ilk sayısındaki yazılar tamamen Atatürk’ün direktifiyle kaleme alınmıştır. O dönemde kentte “Mücahede-i Milliye” ve “Gaye-i Milliye” gazeteleri de yayımlanmaya başlanmıştır. Atatürk, 1919’ların sonlarında Ankara’ya döndüğünde, kentte “Anadolu’nun Sesi” gazetesini çıkarmaya başlamıştır. 1920’de ise Meclis bahçesinde kurulan matbaada “Hakimiyet-i Milliye”yi çıkarmıştır. Atatürk’ün başyazılarını yazdığı 500 kadar gazete, özel kuryelerle İstanbul’a ve Anadolu’nun diğer kentlerine gönderilmiştir.” 16.

13 Mehmet Faraç, “Yerel Basın Hakkında Genel Bilgi”, Türkiye’de ve Almanya’da Yerel Gazetecilik, Konrad

Adenauer Vakfı, Antalya:1999, s.22.

Tiraj: Gazete ve dergilerin baskı sayısı. 14 Faraç, a.g.b., s.23

15 Erol Mutlu, "Yerel Basın Ve Demokrasi", http://www.byegm.gov.tr/seminerler/kt11.htm

** Örneğin Balıkesir’de Mustafa Necati ve Vasıf Çınar tarafından çıkartılan İzmir’e Doğru Gazetesi, hergün birinci

sayfasında “En büyük görev milli mücadeleye destektir” diyerek yoğun bir propaganda mücadelesine girişmiştir. Yeni Adana Gazetesi ise, Fransız işgal kuvvetleri ve Ermeni çetelere karşı halkı yönlendiriyor, ulusal kurtuluş savaşının önemini ve Türk ulusunun kurtuluşunu savunuyordu. Leyla Akbaş, Yerel Basın Kurultayı Bildiriler, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Yayınları No: 2, Adana, s. 68.

(20)

Yerel basının kurumsallaşmasında ve bugünlere ulaşmasında ülkenin geçirdiği evreler, özellikle de yönetim ve politika anlamında yaşanan değişme ve gelişmeler etkin rol oynamıştır. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte yerel basın, ayrı bir anlam kazanmış ve bütün demokratikleşme hareketlerine öncülük etmiş, çok partili döneme geçişle birlikte muhalefet partilerini destekleşmiştir.17

Demokrasinin ve çok sesliliğin kaçınılmaz gereği olan basın ve yerel basın çok partili dönemle birlikte toplumsal yapı ve yaşam içinde kendini göstermiştir. Ali Murat Vural, çok partili dönem ve sonrasında yerel basının durumu hakkında şu bilgileri vermektedir: “…çok partili yaşamın yerleşmesi döneminde yerel basın henüz olgunlaşma dönemini tamamlamamış bulunmaktadır. Bu çok partili yaşama henüz fikirsel ve niteliksel olgunluğa erişemeden yakalanan yerel basın, büyük handikapların içine yuvarlanmış ve çok partili yaşamla birlikte kendi içinde çeşitli olumsuz gelişmeler yaşamıştır. Ulusal mücadele döneminin son derece güçlü, etkili, saygın ve onurlu olan yerel basını, sonraki yıllarda İstanbul basınına karşı sahip olduğu üstünlükleri yitirmeye başlamış, gittikçe halsizleşen, önemsizleşen ve itibar kaybına uğramış bir yapıya bürünmüştür. Özellikle Türkiye’nin, 1946-60 arası çok partili siyasi hayatla tanıştığı dönemde –ki bu dönemde yalnızca gazetelerin varlığı söz konusuydu- sayısal anlamda tam bir patlama gösteren yerel basın, aynı zamanda gittikçe sorunların kronikleştiği ve iyice işlevsizleştiği, bir anlamda yardıma muhtaç hale dönüşen, bir yapıya sahip olmuştur. Aslında söz konusu dönemin baş döndürücü ortamında yerel basın kendi sonunu da hazırlamıştır.”18.

Konuyla ilgili olarak Güneş N. Berberoğlu, “1950’lere gelinceye kadar Türk Basın Tarihinde en etkili basın hareketleri, Milli Mücadele yıllarının (1919-1923) özgürlük mücadelesi veren Anadolu Basını tarafından gerçekleştirilmiştir. 1950’lerde ise Türk basını yeniden biçimlenme hareketlerine girişmiştir. Bu dönemde gazetecilik mesleğinde, halkı uyarma ve aydınlatma görevi bırakılarak, kâr amacı güden klasik işletmecilik felsefesi benimsenmeye başlanmıştır”19 demektedir. Berberoğlu’nun da altını çizdiği gibi basının bu olumsuz yöneliminden yerel basının kendini soyutlaması beklendik bir durum değildir.

Yerel Basın, 1974’ten sonra tırmanan anarşi/terör ortamından da etkilenmiştir. Anadolu’nun birçok yerinde gazeteciler darp edilmiş, cezalar almış, gazetesi yakılmıştır.

17 Erdal İnönü, Yerel Basın Kurultayı Paneller, Çukurova Gazeteciler Cemiyeti Yayınları No: 4, Adana 1992, s .26. 18 Ali Murat Vural, “Türkiye’deki Tarihsel Gelişim Süreci İçinde Yerel Basının Yüklendiği İşlevler ve Misyonlar”, Yeni

Türkiye Cumhuriyet Özel Sayısı, Ankara, Eylül-Aralık 1998, s. 2786.

(21)

Yerel gazeteler bu baskı ve şiddet ortamında yazmaları gerekenleri yazamamış, halkı bilgilendirme adına herhangi bir girişimde bulunamamıştır. Bu baskı ve şiddet ortamının ardından gelen 1980 Askeri Müdahalesi, Anadolu basınını da politik içerikten uzaklaştırmıştır. 1980 öncesi şiddet ve baskı nedeni ile politik içeriklere yer veremeyen ve bundan şikayetçi olan yerel basın için bu kez durum farklı olmuştur. Var olan yapı ve işleyişten şikayetçi olmayan Anadolu basını temsilcileri, “12 Eylül döneminde kendilerine düşen görevi bilinçli olarak” yerine getirdiklerini ifade etmişler, devletin yanında yer almalarına rağmen yıllarca “siyasi iktidarlarca ihmale uğrayıp, unutulduklarını” belirtmişlerdir. Gerçekten de 24 Ocak Ekonomik Kararları, birçok gazetenin kapanmasına neden olmuştur20. Bu durum gazeteler tarafından unutulmamış ve istikrar ortamı, kaotik ortama tercih edilmiştir. Çünkü bu kez istikrarı ve meşruiyeti, kuşkulu bir siyasal iktidar değil, Türk Silahlı Kuvvetleri sağlamıştır.

Kuşkusuz askeri müdahale sonrası kimi sorun ve sıkıntılar yaşanmıştır. Müdahale sonrasında toplumun her kademesinde yaşanan sıkıntıların basını nasıl etkilediğini ve bir bölge gazetesinin bu olumsuz şartlardan nasıl kurtulduğunu Orhan Koloğlu şöyle anlatıyor: “12 Eylül 1980 darbesi yerel basında da bir depolitizasyonu gündeme getirdi. 24 Ocak 1980 kararlarıyla girilen liberalizm dönemi, sermayenin desteğine sahip olmayan gazetelerin tasfiyesine yol açtı, tabii ki en çok etkilenenler Sosyal-Demokrat kökenliler oldu. Diğer yandan, Anadolu’daki ekonomik gelişmenin sonucu olarak, önemli ticaret ve sanayi şehirlerde yerel sermaye kendi ekonomik çıkarlarını korumak amacıyla gazeteler yayınlama yoluna girdi. Bu konudaki en önemli girişim, İzmir’in Yeni Asır’ı tarafından yapılmıştır. 1970’li yılların ikinci yarısı başlattığı atakla Yeni Asır, 120 bine ulaşan satışıyla bütün Ege Bölgesi’nde İstanbullu rakiplerinin önüne geçmeyi başardı.”21.

Yaygın basının ulaşım ve ekonomik nedenler başta olmak üzere birçok nedenden ötürü tam anlamıyla dağıtılamadığı dönemlerde, yerel basın hem kendi bölgesinin olaylarını halka duyurmuş hem de halkın sesi olmuştur. Günümüzde ise durum tam tersine dönmüş, yaygın basın çok güçlenmiş ham maddenin toplanmasından dağıtımına kadar tüm aşamalarda teknoloji devreye girmiş, haber ürünlerinin içeriği çeşitlenmiştir. Bu nedenle yerel basın günden güne yaygın basın karşısında gerilemiş, tirajları binin altına düşmüş, ekonomik sorunlarla mücadele eder hale gelmiştir. Oysa Konya’da faaliyet gösteren Yeni

20 Seniye Yücel, “Yerel Basın”, Medya Gücü ve Demokratik Kurumlar, AFA Yayıncılık ve TÜSES Vakfı, İstanbul

1999, s. 176.

(22)

Meram Gazetesi’nin 90’lı yıllarda 12 bini aşan tiraja ulaştığı ve Konya’da dönemin tüm basın organları içinde en yüksek tiraj olduğu bilinmektedir.22

Yerel gazetelerin faaliyet gösterdiği bölgelerde yaygın basının temsilcilerinin, yerel basın çalışanlarına göre daha nitelikli ve deneyimli olması, bölgenin sorunlarının yaygın basında daha iyi ile alınmasına neden olduğu görülmektedir. Böyle bir durum hedef kitlenin kararını yaygın basından yana kullanmasına neden olmuştur. Yaygın basın aynı zamanda nüfusun yoğun olarak bulunduğu bölgelerde bölge sayfası çıkarması da yerel gazetelerin tiraj kaybında etkin rol oynamıştır. Son olarak Konya’da bir araştırma yaptıran Hürriyet Gazetesi, hedef kitleye karşın fiili satış∗ rakamlarının çok düşük olduğunu görmüş ve bu durumu düzeltmek için Konyaspor’a özel haftada bir gün ek verme yoluna gitmiştir.

Buna benzer bir uygulamanın 1980 öncesinde de uygulandığını anlatan Faraç, “1980 öncesinde ulusal gazetelerin taşra baskıları artmış, kimi gazeteler bölge sayfaları açarak kentlerdeki en küçük kıpırtıya sayfalarında yer vermeye başlamışlardır. Bu yapılanma, 1980’li yıllarda örneğin Günaydın gazetesinin yaptığı gibi ulusal basın destekli bölge gazetelerinin çıkarılmasıyla iyice sıkıntı yaratmıştır. İzmit’te Kocaeli, Adana’da Ekspres gibi gazeteler birer bölge gazetesi olarak Anadolu’ya açılmış, özellikle spor sayfalarıyla yerel gazete okuyucusunun önemli bir bölümünü çekmeyi başarmıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarından bu yana varlığını korumak için sürekli çaba harcayan yerel gazeteler, ulusal basının bölge gazeteleri, bölge ekleri ya da bölge sayfaları ile 1980’li yıllardan itibaren iyice çıkmaza girmiştir. Bu dönemde gerek teknolojilerinin yenilenememiş olması ve gerekse finansman sıkıntıları nedeniyle çok sayıda gazete matbaasına kilit vurmak zorunda kalmıştır” 23 demektedir.

Yaygın basının bölge ekleri çıkarmasının yerel basını olumsuz yönde etkilediğini kaydeden Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, yaygın basının yerel basına destek olmak yerine, adeta köstek olduğunu iddia etmektedir.24

Yerele ait sorunların düşünüldüğü gibi önemsiz olmadığını belirten NTV program yapımcısı Tayfun Talipoğlu, yaygın basının yerel sorunlara bakışını ve daha sonradan yaşadığı değişimi şu şekilde aktarmıştır: “…benim programım bir buçukta yayınlandığı

22 Mustafa Yalçın Bahçıvan (Yeni Meram Gazetesi Sahibi), Yerel Basın Tarihi Konulu Görüşme, 11.01.2005. Gazete ve dergilerin bayilerde satılan sayılarının toplamıdır. Baskı sayısı, gazetelerin fiili satışını yansıtmaz.

Satılamayan ya da iade gazeteler tirajdan düşülerek fiili satış rakamı bulunabilir. Yüksel ve Gürcan, a.g.e. s. 15.

23 Faraç, a.g.b., s.24-25.

24 "Yerel Basın, Meslek Etiğinde Daha Duyarlı", Bizim Gazete, 30.09.2002, http://www. bianet.org

(23)

gün, bir köşe yazarımızın Yeniköy-İkitelli arasındaki direklerdeki lambaların yanmadığından şikayeti, bana çok komik gelmişti. Oysa bir sürü yerdeki bugün kalkınma dediğimiz, işte kalkınmada öncelikli yörelerde bile, işte Ağrı’ya gidin, bilmem Van’a gidin oralarda elektrik kesintileri son haddindeydi, ama hiç kimse bunu bildirmiyordu. Çünkü bakış acısı şuydu, “kardeşim biz bu gazeteleri zaten orda şu kadar satıyoruz, çokta önemli değil bizim için, bizim için önemli olan bunların satıldığı noktalar, o önemli.” Şimdi bakıyorsunuz gazetelerin hepsinin bir ekleri çıktı. Yeni yeni, bakın bu güzel bir gelişme. Bu da o gelişmenin bir parçası işte. Demek ki, insanlar yerel sorunlarıyla ilgilenmeye başladılar ve bunun farkına vardılar… Bu bir aşamadır. Bu aslında Anadolu Basını’nın öyle ya da böyle bir zaferidir.”25.

Türkiye’de yayınlanan yerel gazete sayısı hiçbir zaman tam olarak hesaplanamamıştır. Yalnız Basın-Yayın Enformasyon Müdürlüğü, yerel basının yüzde 45’inin il merkezlerinde, yüzde 55’inin ilçe merkezlerinde bulunduğunu yaklaşık bir oran olarak vermektedir. Bu rakamın tam olarak bilinememesinin en büyük nedeni bazı yerel basın organlarının başta seçim dönemlerinde olmak üzere farklı amaçlar için kurulup kapanmasıdır.

Atilla Girgin, günümüz yerel basını ile ilgili şu bilgileri vermektedir: 26

 Türkiye’de, yaklaşık yarısı illerde geri kalan bölümü ilçelerde olmak üzere 800 dolayında yerel gazetenin yayımlanmaktadır. Bu sayı her yıl ekonomik ve toplumsal etkenler yüzünden değişmektedir.

 Bu yayın organlarında 3 bine yakın kişinin çalıştığı var sayılmaktadır. Yine bazı kaynaklar, yerel basın kuruluşlarında fiilen çalışanların sayısının 3 bin 500 dolayında olduğunu bir o kadar kişinin de yerel basına gönüllü destek verdiklerini ileri sürmektedirler.

 Bu gazetelerden 588’inin tirajı binden azdır.

 10 binin üzerinde tirajı bulunan yerel gazete sayısı ancak 4’tür. Bunların 2’si Bursa’da yayımlanmaktadır.

 Yerel gazetelerin 24’ü 1950 yılından önce, 264’ü ise 1990 yılından sonra yayın hayatına atılmışlardır.

25 Tayfun Talipoğlu, “Anadolu Ulusal Medyaya Ne Kadar Yansıyor”, http://www.byegm.gov.tr /

SEMINERLER/denizli_iv/denizli-12.htm

(24)

 Yerel gazetelerin 330’u günlüktür. 319’u ise haftada bir gün yayımlanmaktadır.

 Yerel gazetelerin 368’inin yüzölçümleri 0.50 m2’den küçük, 424’ünün ise 0.50-1 m2 arasındadır.

 Yerel gazetelerin 342’si aile şirketi biçiminde yönetilmektedir.

 Yerel gazetelerin 247’si elle, 342’si makineyle, 274’ü ise bilgisayarla dizilmektedir.

 Yerel gazetelerin 542’si tipo yöntemiyle, 274’ü ofset tekniğiyle basılmaktadır.

 146 yerel gazete 1’er kişi tarafından, 227 gazete ise 2’şer kişi tarafından hazırlanmakta, dizilmekte ve basılmaktadır.

Faraç, yerel gazetenin en çok yayımlandığı kentleri şu şekilde sıralamıştır: Samsun (60), İzmir (27), Bursa (25), Zonguldak (23), Konya (22), Balıkesir (19), Adana (19), Ankara (16) ve Antalya (14) şeklindedir. Yerel basının en güçlü olduğu bölgeler de bu kentler arasındadır.27

2.2. Konya Yerel Basın Tarihçesi

Anadolu’da genel itibariyle yerel basın kurtuluş mücadelesiyle yeşermiş ve faaliyetlerine bu noktadan itibaren başlamıştır. Konya için bu durum biraz farklıdır. Zira 23 Aralık 1910 tarihinde II. Meşrutiyet’in ilânından sonra, Babalık Gazetesi yayınlanmaya başlamıştır. Babalık Gazetesi’nin yayına başladığı zamandan itibaren ülke genelinde asıl söz sahibi Bab-ı Âli yani İstanbul’dur. Bu duruma rağmen Babalık Gazetesi, özellikle Milli Mücadele döneminde büyük yararlılıklar göstermiş ve Kuvayi Milliye’nin Konya’da büyük destekçisi olmuştur.28

Arabacı’nın tespitlerine göre, Babalık Gazetesi’nden önce 1870 yılında “Konya” isminde resmi bir gazete de yayınlanmıştır.29

27 Faraç, a.g.b., s. 26. 28 Bahçıvan, a.g.g.

29 Caner Arabacı, “Konya Basın Tarihi Üstüne Seyit Küçükbezirci İle Söyleşi”, Selçuk İletişim, Cilt: 2, Sayı 2, Ocak

(25)

Babalık Gazetesi, yayına başladığı andan itibaren düzenli olarak haftada iki gün yayınlanmıştır. Günlük yayına ise 5 Nisan 1921’de geçmiştir. Yayın politikalarını ülke çıkarları doğrultusunda düzenleyen Babalık Gazetesi, bütün baskılara rağmen yayın ilkelerinden vazgeçmemiştir. Kurtuluş mücadelesinin başlangıcından itibaren bu çizgisinde değişiklik görülmemiş, Konya’nın İtalyan işgalinde olmasına ve Yunanlıların Konya sınırlarına yaklaşmış olmasına rağmen Mustafa Kemal’in Erzurum Kongresi’nde aldığı kararları kamuoyuna duyurmuştur.30

Babalık Gazetesi bünyesinde dönemin etkili kalemlerini barındırmıştır. Gazetenin kurucusu Yusuf Mahzardı. Başyazar ve Yazıişleri Müdürü Samizade Süreyya’dır. Samizade Süreyya, İstanbul gazetelerinde çalışmış, Anadolu’ya geçmeye çalışırken ihbar edilerek hapse atılmıştır. Daha sonra İnebolu, Kastamonu, Ankara yoluyla Konya’ya gelerek Babalık’ta çalışmaya başlamıştır. Enver Behnan Şapolyo, Server İskit, Yahya Saim, Sadettin Nüzhet, Ekrem Koçu gibi daha sonra Türk basını için önemli isimler olacak yazarlar da Babalık Gazetesi’nin bünyesinde Milli mücadele döneminde yazmıştır. Takva lakabıyla anılan bir mürettip de uzun yıllar boyunca bu gazeteye emek vermiştir.31

Fuat Sürayya Oral, Babalık Gazetesi’nin yayın politikasıyla ilgili olarak şu tespitlerde bulunmaktadır: “Babalık Gazetesi, Mustafa Kemal’i Samsun’dan Erzurum’dan Sivas’tan bu yana, Ankara’ya kadar çizdiği çizgiyi izleyegelmiş, Ulusal Meclisin açılışını halka müjdelemiş, fırkacılık ihtiraslarının, küçük menfaatlerin daime üstünde kalmasını bilmiş, ileri fikirlerin başsavunucusu olmuştur.”32

Babalık Gazetesi bir yandan Milli mücadeleye destek verirken, diğer yandan da toplumsal meseleleri ele almıştır. Gazetenin 23 Kasım 1921 tarihli sayısında yayınlanan okur mektubu önemlidir: “Geçen Cuma günü Kapı Camii Şerifi’nde ulemadan bir zat tarafından bir kıyas ile gözlükle namaz kılmanın haram olduğuna dair dinî bir mesele ortaya atıldı. Camide mevcud ulemanın genellikle bu meseleye karşı susuşları miyop’la malûl olup 25 seneden beri gözlük taşıyan bendenizi tereddüde düşürdü”33 Babalık Gazetesi bu mektubun altına şu satırları ilâve etmiştir: “Okuyucumuzun nazarı dikkati celbettiği mesele cidden önemlidir. Camilerimizde irad buyurulan dinî vaazların özellikle böyle tarihî günler yaşadığımız sıralarda zemin ve zaman uygun ve halkı aydınlatıp, yol

30 İnuğur, a.g.e s.361. 31 Bahçıvan, a.g.g.

32 Fuat Sürayya Oral, Cumhuriyet Basın Tarihi 1923-1973, Nefise Matbaası: Ankara, s. 49. 33 M. Nuri İnuğur, Basın ve Yayın Tarihi, Der Yayınevi, İstanbul: 1999, s.360-361.

(26)

gösterecek nitelikte olması gerekir. Biz, hoca efendiden daha ciddî ve daha esaslı vaazlar beklerdik”34.

Babalık Gazetesi o dönem için çok ileride sayılabilecek kadın sorunlarını da dile getirmiş, kızların okutulması fikrini ortaya atmıştır. Babalık Gazetesi mesleki sorunlara ve fikirlere de sayfalarında yer vermiştir. Babalık’ın 27 Nisan 1922 tarihli nüshasında “Bu memlekette her aklına gelenin gazete çıkarması”, “üç kelimeyi doğru veya yanlış yan yana getiren ve biraz da kesesine güvenen her şahsın kendisine gazete çıkarmak35” yetkisi bulması eleştirilmiştir.

Babalık Büyük Taarruz’un başladığı günlerden itibaren her gelişmeyi çıkardığı eklerle halka duyurmuş ve bu ekleri halka ücretsiz olarak dağıtmıştır. Bu yayınlarından dolayı Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa, gazetenin başyazarı Samizade Süreyya’ya çektiği telgrafta, “Babalığı, Garp Cephesi’nin vefakâr bir arkadaşı addediyoruz”36 demiştir.

Aynı zamanda Mustafa Kemal Atatürk’ün Konya gazetelerinde isimsiz başyazılar yazdığı da bilinmektedir. El yazısıyla yazılan başyazılar günümüze kadar ulaşmasa da, yazıyı dizen mürettiplerin hatıratlarında bu bilgiye ulaşmak mümkündür.37

Babalık gazetesi Yusuf Mazhar’ın idaresinde 1930 yılına kadar yayınlanmış, onun ölümünden sonra, yeğeni ve eşi Afif yönetiminde yirmi yıl daha yayınını sürdürmüş ve Yusuf Mazhar’ın eşinin vefatıyla da kapanmıştır.

Konya yerel basın tarihinde Milli mücadeleyi desteklemiş olan Öğüt Gazetesi’nin de önemli bir yeri vardır. Öğüt Gazetesi, aslında Afyon’da kurulmuştur. Yunanlıların İzmir’i işgal etmelerinin ardından Konya’ya taşınmıştır. Konya’nın da İtalyanlar tarafından işgal edilmesiyle Öğüt gazetesi, bu kez Ankara’ya taşınmış ve 1921 yılının Temmuz ayından itibaren de Akşam adıyla yayına devam etmiştir. Gazetenin Yazıişleri Müdürlüğü’nü Sadri Ertem yapmış, Münir Müeyyet Bekman, Lütfü Arif, Kerameddin, Raif Nezihi, Celâl Davut ve Enver Behnan yazar olarak görev yapmıştır. Öğüt Gazetesi 1923 yılında kapanmıştır.38

Bu iki önemli gazetenin dışında 1935 yılında Ekekon isimli bir gazete yayınlanmaya başlamış ve 1950’li yıllara kadar yayın hayatını sürdürmüştür. Aynı dönemde Halkevleri tarafından çıkarılan Konya Dergisi de 1950’lerde kapanmıştır. Bu dergi ve gazetenin 34 İnuğur, a.g.e., s.361. 35 İnuğur, a.g.e., s.361. 36 İnuğur, a.g.e., s.361. 37 Arabacı, a.g.m., s. 150. 38 Bahçıvan, a.g.g.

(27)

kapanmasıyla birlikte burada çalışanlar 1949 yılında kurulan Yeni Konya ile 1950 yılında kurulan ve halen yayın hayatını sürdüren Yeni Meram Gazetesi’nde çalışmaya başlamıştır. Mengene ve Akyokuş isimli gazeteler de bu dönemde yayınlanmaya başlamıştır. Aslında Konya’da çok etkili gazetelerin ve gazete çalışanlarının olmasının nedeni Babıali’nin ünlü fikir adamlarının İstanbul Hükümetinin uygulamalarına karşı çıkması ve Konya’nın bu aydınların gönderildiği sürgün yeri olmasıdır. Çünkü Konya’ya sürgün gelen aydınlar, Konya’daki aydınlarla kaynaşmışlar ve birlikte daha etkin gazete ve dergi çıkarmışlar. Küçükbezirci bu durumu “… Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcında Konya gazete ve dergilerindeki gazetecilerin ve yazarların listesini yaptığımız zaman göreceğiz ki, İstanbul’un, Babıali’nin ünlü basın, sanat ve fikir adamları sürgün ya da gözetim cezasından dolayı Konya’dalar. Onun için Konya’daki basın kaliteli.”39 şeklinde açıklamaktadır.

Konya Gazeteciler Cemiyeti Konya’da kurulan gazeteleri Cumhuriyetten önce ve Cumhuriyetten sonra kurulanlar olarak iyi gruba ayırmış ve kronolojik olarak şöyle sıralamıştır:

Cumhuriyetten önce gazeteler: Babalık (1910-1952), Meram (1910-1911), Osmanlı (1911-1914), Tekamil (1911), Öğüt (1917-1923), Telgraf Haberleri (1918-1919), İntibah (1919-1920), İbret (1919-1920), Halk (1920-1922)

Cumhuriyetten sonra gazeteler:Hedef (1924), Duygu (1930), Ticaret Gazetesi (1933), Yeni Anadolu (1932-1934), Zaman (1934-1936) Yeni Ses (1934-1940) Çağ (1934-1936)40

3. YEREL BASININ İŞLEVLERİ

Yerel basın, habercilik yapan bir kitle iletişim aracıdır. Habercilik yapan diğer kitle iletişim araçlarından olduğu gibi yerel basınının da aşağıdaki işlevleri yerine getirmesi bir beklentinin ötesinde görevdir:

1. Haber ve bilgi vermek 2. Eğitmek

3. Eğlendirmek

4. Mal ve hizmetlerin tanıtımını yapmak (Reklam∗ dışında)

39 Arabacı, a.g.m., s. 148-151.

(28)

5. Kamuoyu oluşturmak veya oluşmakta olan bir kamuoyunu yansıtmak41. Girgin ise yerel basının işlevlerini daha ayrıntılı bir biçimde aşağıdaki gibi sıralamıştır:

1. Devlet etkinliklerini duyurmalıdır. 2. Hükümet icraatını bildirmelidir.

3. Yerel kamu hizmetlerinin duyurulmasında çaba göstermelidir. 4. Yerel özel ve kamu kuruluşları ile görevlilerinin denetçisi olmalıdır. 5. Belirli konularda kamuoyu oluşmasına katkıda bulunmalıdır. 6. Eğitim görevi üstlenmelidir.

7. Yerel yönetim-yurttaş ilişkilerinin gelişmesini etkilemelidir. 8. Yurttaşların kültür düzeyinin yükselmesini sağlamalıdır.

9. Demokrasi kültürünün yerleşmesi ve gelişmesine yardımcı olmalıdır. 10. Dinlendirici ve eğlendirici yönleri bulunmalıdır.42

Yerel basın, işlevleri açısından yaygın basınla ortak özellikler göstermesinin yanı sıra yaygın basının satırlarına konu etmediği birçok sorunu da gündeme taşımakla yükümlüdür. İşlevsellik açısından yerel ve yaygın basın bu yönden keskin bir çizgiyle ayrılmaktadır. Basının işlevlerinin önemi, basının etki gücüyle doğru orantılıdır.

Basının en temel işlevi haber vermek, böylelikle de bireyi içinde yaşanılan çevre, toplum, ülke ve de uluslararası ortamda gelişen olaylara ilişkin aydınlatarak, onun, kanaatlerini sürdürmesini, güçlendirmesini ya da değiştirmesini sağlamaktır. Bunu gerçekleştirmenin temel koşulu, öncelikle bireyin bilgi edinme, haber alma, özgürce düşünme haklarını kullanabilmesidir43.

Kimi yöreler, görünürde küresel ilişkiler içinde yer alırken, yerele dönüş eğilimleri sonucu, gerçekte bu ilişkilerden koparak hızla kendi içine kapanmaktadır. Bu çabanın göstergelerinden biri de, her toplumun kendi içinde daha yerel kurumlara, iletişime ve yaşama gereksinim duyarak, yerel iletişim araçlarına önem vermesidir. Günümüzde yerel

Reklam veya reklamcılık, belirli bir mal veya hizmete olumlu yönde cevap verme veya tepki göstermeleri konusunda

müşterilerin ikna edilmeleri amacıyla girişilen çabaların bütünüdür. Göksel Şimşek, “Kitle İletişim Formu Olarak Reklamcılık” Selçuk İletişim, Cilt:2, Sayı 2, Ocak 2002, s. 56.

41 Tokgöz, a.g.e., s. 109-112. 42 Girgin, a.g.e. s. 203-204. 43 Girgin, a.g.e. s. 141-142.

(29)

basın, yöre halkının kültürel kimliğini korumak, haklarına sahip çıkmak, yöreye saygın bir konum kazandırmak görev ve yükümlülüğünü üstlenmektir.44

Sevda Alankuş, konu ile ilgili yerel basının içinde bulunduğu sorunlara da değinerek bu işlevleri yerine getirmesinin güçlüğüne işaret etmektedir. Alankuş, yerel basının ulusal bir medya pazarının kıyısında sisteme tutunmaya çalıştığını, yaygın medya ile gerek pazar payları gerekse yayıncılık kalitesi anlamında rekabet etmesinin mümkün olmadığını belirtmektedir. Alankuş, yerel basının, üzerinde atılı bulunan sadece coğrafi bölge kavramından kurtarılması gerektiğini belirterek, “… yerel medya, yerelliklerin kendi-kendilerini temsil, birbirlerinin sesine kulak vererek, ilişkiye ve müzakereye geçme, nihayet hakim küresel/evrensel’e sözlerini ulaştırma ve onunla müzakereye girme aracı olabildiği oranda, küresel medya ortamının demokratikleşmesi açısından yegane önemli araç haline gelmektedir. Ancak yerel medyanın tümü bu nitelikte değildir. Küresel medya ortamı ile ulusal medya ortamlarının ilişkisi söz konusu olduğunda karşılaşılan ulusal ticari medyanın küresel medya pazarına eklemlenmeye çalışması, ya da küresel medyanın ulusal medyayı yutarak yerelleşmesi biçimindeki dikey modelin, ulusal/ülkesel medya ile yerel medya ilişkisinde de tekrarlandığı görülmektedir. Ayakta durmak zorluğu çeken yerel medya, bu defa aşağıdan yukarıya olmak üzere ulusal pazarla eklemlenmek hedefiyle yaygın/ülkesel medyanın yereldeki temsilcisi olmaya çalışmakta, böylelikle ona teslim olmaktadır. Bu tablo içerisinde içerik de ülkesel medyadan ithal edilmekte, “yerellik” sadece belirli saatlerde yerel reklamların ve haberlerin (eğer o da veriliyorsa) araya girmesi biçiminde karşımıza çıkmaktadır. Oysa sivil/yerel medyanın farklı ülkelerdeki farklı deneyimlerle oluşan yakın tarihi hatırlandığında, yaygın/ülkesel medyaya yapılanma ve içerik olarak alternatif önemli bir radikal geçmişi olduğu görülmektedir” 45 demektedir.

Yerel basının yaygın basın karşısında güçlenebilmesi ve bölgesinde daha etkin olabilmesi için yaygın basının tekrarı olmak yerine, kendine ve bölgesine uygun bir yol seçmesi gerekmektedir.

Mutlu, “Yerel medya, bulunduğu yörede okurunun, dinleyicisinin o toplum sorunlarına katılmasını kolaylaştırabilecek mekanizmaları geliştirebilir. Geliştirmeyi bırakın ciddi bir yerel medyadan söz ediyorsak zaten bunu sağlar. O bulunduğu mekanda farklı görüşlerin birbirini anlaması ve birbirini eleştirmesi için gereken forumu, mekanı sağlar. Peki şimdi

44 Metin Işık, “Globalleşme-Yerelleşme ve Medya” Selçuk İletişim, Sayı 4, Ocak 2001.

45Sevda Alankuş, “Yeni Küresel Medya Ortamı:Ticari Medya Ve Kamu Hizmeti Yayıncılığı”

(30)

temel soruna geliyoruz, Türkiye hakikaten, yine benim açımdan söyleyeceğim, konuşulmadığı, konuşanların birbirini anlamadığı daha doğrusu anlamak istemediği, kavramlar üzerinde bir türlü anlaşmadığımız, kutsal kavramlarımıza dokundukları zaman tüylerimizin diken diken olduğu bir toplumda yerel medya, acaba bu hayati ruhiyemizi, bu eğilimimizi ortadan kaldırabilir mi? Ya da böyle bir işlev görebilir mi?”46 demektedir.

Yerel medya için yeni imkanlardan söz edebilmek, öncelikle bir zihniyet kırılmasını gerektirmektedir. Bu kırılma da ancak yerel medyanın, yaygın medyanın hakim yayıncılık anlayışının yerellerde tekrarlanması biçimindeki modeli sorgulamayla gerçekleşebilir. Radikal medya tarihi, yerel/sivil toplum medyalarının özellikle söylemleri açısından yaygın medya ne ise o olmamayı becerebildiklerini göstermektedir. Dolayısıyla, yerel medyanın ufuk çizgisi, alternatif bir söylem ve örgütlenme geliştirebilmekte yatmaktadır.47

Seyit Küçükbezirci, teknolojinin öneminin yanı sıra çalışanların verimliliği ve gazetenin her gün yeni bir şeyler söylemesi gerektiği ile ilgili olarak, “… Teknoloji hem her şeydir, hem de hiçbir şeydir. İnsan unsuru basında diğer sanayi dallarından daha önemlidir. Bir metalurji mühendisi her gün bir dişli dökerse, 3 gün sonra 3 dişlisi olur. Oysa bir gazete mühendisinin bugün gösterdiği başarısının, yarına hiçbir faydası yoktur” 48 ifadelerini kullanmaktadır.

Yerel basının tüm iletişim araçlarında olduğu gibi kamuoyu görevi bulunmaktadır. Kamuoyu görevi, denetleme, gündemi halka yansıtma ve eğitme gibi genel tarafından bilinen görevleri bulunmaktadır. Bu görevler bilindiği gibi kamusal görevler ile paralellik göstermekte, kamuya ait görevleri bütünlemektedir.

Bu durum kimi zaman basının özellikle de yerel basının kimlik çatışması yaşamasına yol açmaktadır. Basının bu görevleri nedeni ile kamu görevlisiyle karıştırılmasının doğru olmadığını söyleyen Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Naci Sapan, “Elbette biz kamu görevi yapıyoruz. Ama devlet görevlisi değiliz. Ayrıca 657’ye tabi değiliz. Ama kamuyu ilgilendiren konularda görev yapıyoruz. Bu anlamda kamu diyorum. 657 anlamında değil. Valiler ile geçinme ya da emniyet müdürleri ile iyi geçinip geçinmeme olayını o düzeyde algılamamak lazım… Kamuyu siz devlet dairesi olarak görüyorsunuz.

46 Mutlu, a.g.k. , http://www.byegm.gov.tr/seminerler/kt11.htm 47Alankuş, a.g.k., http://www.bianet.org/diger/arastirma908.htm 48 Arabacı, a.g.m., s. 160.

(31)

Kamu devlet dairesi değil. Öyle algılamamak lazım…”49 demektedir. Aksi takdirde basın ve yerel basın eleştirme, alternatif gösterme gibi önemli işlevlerini yerine getiremeyecektir. Basının dördüncü kuvvet olmasıyla ilgili olarak Semra Atılgan, bu görevin bir zorunluluk olduğunu belirterek, “Özellikle çağdaş, gelişmiş, demokratik ülkelerde. Bunu nereden alıyor? Bunu şuradan alıyor; basın demokratik ülkelerde haber verme görevi kadar haber verme görevinden çok daha önemli bir görevi var bana göre, bana göre değil bütün bilim adamlarına göre tabii. Bu basının haber verme görevinden soyut olarak, ondan ayrı olarak basının yürütmeyi denetlemesi görevidir. Yani bir anlamda siyasi otoriteyi, siyasal erki basın onlardan bağımsız olarak denetim ve eleştiri yapma hakkına sahiptir. Bu eleştiri ve denetim görevi de tamamen siyasal erkin, kamusal yaşamdaki hatalarını gözler önüne sermek, onları bu konuda uyarmak ve adeta bu konuda bilirkişilik yapmak şeklinde özetlenebilir. Çünkü biliyoruz ki toplumsal irade ile ilgili görüşlerini halk belli zamanlarda yapılan seçimlerde ifade edebiliyor. Diğer zamanlarda ise, seçimler haricindeki zamanlarda ise basın en büyük destekçileri, yani bir takım örgütlenmeler yolu ile isteklerini düşüncelerini basın yolu ile duyurabilirler, basın yolu ile siyasal otoriteye mesaj gönderebilirler”50 demektedir.

Bununla birlikte, basının sahip olduğu gücü, misyonu ve işlevleri, her istediği konuyu istediği şekilde işlemesi anlamına gelmemektedir. Şüphesiz sınırı olmayan hiçbir hak ve özgürlük yoktur. Basın da bu sınırı, meslek ahlak ilkeleri doğrultusunda belirlemek ve hedef kitlesine, doğru, tarafsız ve yol gösterici bir kanaat önderi olmak durumundadır. Zira, toplumun çok büyük bir kesimi için basın ya da son yıllardaki topluca adlandırılış biçimiyle medya, birincil derecede kanaat önderidir, bir başka deyişle kanaat oluşturucu ya da pekiştirici bir kurumdur.51

Basının aynı zamanda siyasal sürece halkın katılmasını sağladığını belirten Atılgan, “Demokrasinin yerleşmesinde önemli bir aşama olan siyasal katılımı sağlar gazete. Sağlamalı daha doğrusu. Halkın sesi kulağı olmak durumunda gazete. Günümüzde kitle iletişim araçları ile gerçekleşen kitle iletişim süreci, çünkü kitle iletişim sürecinden bahsediyorsanız artık günümüzde kitle iletişim araçlarını reddedemezsiniz, onların etkinliğini görmezden gelemezsiniz. Aynı zamanda şöyle bir bağlantı kurmamız mümkün.

49 Naci Sapan, "Güneydoğu Anadolu'da Gazetecilik", http://www.byegm.gov.tr/seminerler/konusma1.htm

50 Semra Atılgan, "Modernleşme, Yabancılaşma ve Yerel Basının İşlevleri", http://www.byegm.gov.tr/

seminerler/BurKonusma1.htm

51 Ali Murat Vural, “Yerel Kamuoyunun Kitle İletişim Aracı Olarak Basın”, Yeni Türkiye Dergisi Medya Özel Sayısı,

(32)

Siyasal sürecin temel öğesidir kitle iletişim araçları ve bunlar içerisinde tabii özellikle bizim konumuz olduğu için gazete çok önemli, çünkü yerel bazda bile olsa televizyon istasyonlarına hükmetmek son derece zor. Çünkü televizyon pahalı bir iş, televizyon yayıncılığı pahalı bir iş. Yerel düzeyde de pahalı, ama ulusal düzeyde çok daha pahalı. Gazete öyle değil, yerel düzeyde biraz daha sahip olunması kolay gibi geliyor”52 ifadelerini kullanmaktadır.

Ümit Sezgin ise, sadece demokraside katılımcılığın yayılması açısından yüklendiği görevin bile yerel basını saygın ve gerekli yaptığını ileri sürmektedir.53

Basın denilince ilk akla gelen gazetedir. Gazete, halkla devlet arısında köprü olma işlevini diğer kitle iletişim araçlarına göre daha fazla ve etkin bir biçimde yerine getirmektedir. Yerel basın, başta bölgenin en büyük mülki idare amiri, diğer devlet görevlileri ve özel kuruşlarla halk arısında bir bağ oluştururken, aynı zamanda bu kurumlar arsında resmi olmayan bir iletişimi de gerçekleştirmiş olur.

Atılgan, konuyla ilgili olarak, siyasal katılım ve siyasal katılıma destek olma işlevine de dikkat çekmektedir. Atılgan, “Gazete, halkın görüşlerini devlete iletiyor, siyasal otoriteye iletiyor. Siyasal otoritenin de halktan beklediklerini halka iletiyor. Arada bir bağ, bir köprü oluşturuyor adeta. Ve bu anlamda da bir siyasal katılım sağlıyor. Biliyorsunuz çağdaş batılı demokrasilerde siyasal katılım son derece önemli bir faktör, yani siyasal katılımı sadece seçim zamanlarında halkın sandığa giderek oy kullanması şeklinde algılamıyorlar artık çağdaş batı demokrasileri. Siyasal katılımın her düzeyde gerçekleşmesi gerektiğine inanıyorlar. İşte basın bu noktada çok önemli, gerek ulusal basın gerek yerel basın bu süreçte çok önemli roller oynuyor, siyasal katılımı sağlıyor”54 demektedir.

Yukarıda anlatılmaya çalışıldığı gibi yerel basın kısaca toplumsal amaçlara veya toplumsal işlevleri yerine getirmek için hizmet etmektedir. Bu noktaya değin basının ve yerel basının işlevleri, eş deyişle neleri yapması gerektiği aktarılmaya çalışılmıştır. Basının ne yapmaması gerektiği Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Basın Meslek İlkelerinin 21. Maddesi’nde şu şekilde açıklanmıştır: “Gazeteciler doğru, tarafsız haberleri veya dürüst yorumları değiştirmemeli veya bunları kendi çıkarları doğrultusunda kesinlikle kullanmamalılar ve halkın düşüncelerini şekillendirmeye çalışmamalıdırlar.”

52 Atılgan, a.g.k., http://www.byegm.gov.tr/seminerler/BurKonusma1.htm

53 Ümit Sezgin, “Taa Oradakilere Veda” Yeni Türkiye Dergisi Medya Özel Sayısı, Cilt: 2, Sayı 12, Ankara, Kasım

1996, s. 1076.

Şekil

Tablo 2. Gazetelerin Birinci Sayfa ve Toplam Haber ve Fotoğraf Sayıları   GAZETE  Birinci Sayfadan Duyurulan  Haber Sayısı  Toplam Haber Sayısı  Birinci Sayfada Yer Alan Fotoğraf Sayısı  Toplam Fotoğraf  Sayısı  Yeni Meram  54  292  39  260  Merhaba  36  2
Tablo 3. Gazetelerin Konularına Göre Haber Dağılımları
Tablo 4. Gazetelerin Günlere Göre Köşe Yazısı Dağılımı

Referanslar

Benzer Belgeler

Günden güne hızlı bir şekilde globalleşmeye yüz tutan modern dünyamızda gerek yüzölçümü, gerekse de uluslararası arenada dev ekonomisi, aynı zamanda ekonomik gücü

“Yenice ve Büyükkovanağzı (Hacı İsaefendi) mahallerinde yapılan kentsel dönüşüm projelerinin meram beldiyesince yapılması büyükşehir belediye meclisinin

Lemma 4.3.1 den görüldüğü gibi bir ideal topolojik uzaydaki her weakly θ-pre- I sürekli fonksiyon weakly θ-pre süreklidir fakat karşıtı aşağıdaki örnekten de

Toplam dört bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde, Bilgi Çağı ve Bilgi Toplumuna yönelik kavramlar açıklanmaya çalışılmış, ikinci bölümünde

Beyin manyetik rezonans görüntü- leme T1 sekansında solda daha belirgin olmak üzere kronik iskemik lezyonla uyumlu bilateral bazal ganglionlarda asimetrik hiperintensite

Bu tabloda her bir örnek için; kapasite

Textural zoning is also present and began with colloform textures and fine-grained sulfide crystallization, indicating low temperature and relatively rapid formation follwing

Bulanık Mantık Teorisi, ilk defa 1965 yılında California Üniversitesinde öğretim elemanı olan Lutfi A. Zadeh tarafından bulunmuş ve “Bulanık Mantık